bu film benim gizli köşem ,kaçış yerim. ne zaman kendimi dinlemek, aydin’a olan buyuk benzerligimin huznune gömülmek istesem filmi açıp kapadokyadaki o otele kaçıyorum. odalardan birinde aydın kitabını yazıyor. bi başka odada nihal'in varlığı aydın'a da bana da huzur ve teselli veriyor. necla kanepede uyukluyor. ve hepimiz aslında mutsuz olmayı çok sevdiğimiz için, bu durgun denizler gibi uçsuz bucaksız .. sisli, serin, zamansız ... ve huzurlu mutsuzluk içinde. mutlu mutsuzlar olarak birşeylerle uğraşıp gidiyoruz.
Tamda hissetiklerim bu filmi izledikten sonra bir daha izleyemem dedim her kararkteri üzerimden bir parça taşıyormuş gibiydi biraz korktum aslında ama artık kaçış yerim saklanıyorum sakinliğine
“Nihal gitmedim, gidemedim. Artık yaşlandım mı, kafayı mı oynattım yoksa başka bir adam mı oldum, nasıl istersen öyle düşün. Bilemiyorum. Ama birkaç gündür içime yerleşen yeni adam gitmeme izin vermiyor. Ne olur sende gitmemi isteme. Anladım ki artık beni İstanbul’a çağıran bir şey yok. Her yerde olduğu gibi orada da her şey yabancı bana. Bilmeni isterim ki senden başka yakınım yok. Seni her dakika, her saniye özlüyorum. Ama gururum elvermediği için hiçbir zaman söyleyemiyorum. Senden ayrılmanın benim için ne derece korkunç hatta olanaksız olduğunu çok iyi biliyorum. Tıpkı artık beni sevmediğini bildiğim gibi. Biliyorum eski günlere dönemeyiz. Gerekte yok buna. Beni bir uşağın gibi bir kölen gibi yanına al. Ve hayatımıza senin istediğin gibi de olsa devam etmemize izin ver.”
Çok ezikçe hayatında nihale ihtiyacın yok onun da sana. Kim olmak istiyorsan sadece arzula kavuşacaksın o kudrete tabii ki her şey nihali silince başlayacak duygusal olma yırt üstünde ki lanet gömleği.
zamanın dışında kalmış bedenim ne hakkını veriyor yaşamanın, ne de çekip gidebiliyor. sönmüş bir kordur gençliğim, ıslanan toprağın, esen rüzgarın, yağan karın altında kalmasını istediğim.
Şimdi bu yorgun kalabalığın arasına kendi bedenimi de bir yılgınlık olarak attım. Sanırdım ki insanlardan bir farkım olacak, küçüktüm kolayca inandırılmıştım bu beni bulması hiç mümkün olmayan pembe dünyaya. Aşkların, inançların, konuşmaların ve seslerin bende başkalaşacağına ümidim tamdı. Hayat beni zaaflarımdan vurmayacaktı. Kalbimi o kadar da kırmayacaktı. İnsanlar gelip, sevince boğup sonra beni terketmeyecekti. Herkesin kirlenebilirdi ama benim yüzüm… benim yüzüm hep göğe dönük berrak kalacaktı. Paltoma hiç değmeyecekti çamur. Ben ayakkabılarımı batırdığım yerden çekerken ağlamayacaktım. Kirlenen bir şey olmayacaktı benim ruhum. Şimdi dönüp bakıyorum yılgın ve kederli günlerime. Kendimi aynadan izlediğimi izliyorum. Buruş buruş bir şey oluyor yüzüm. Göz pınarlarımı çekemiyorum kenarlarına, giderek içe giderek kapanacak bir yere dönüşüyor gözlerim. Kendime seslenemiyorum şimdi. Dağların ardından sesimi işitiyorum. Öyle kısık öyle yabancı ki şimdi bana. Keşke kendi sesimi unutabilseydim. Ama ne unutuyorum ne de hatırlıyorum şimdi. Ben bu ikircikli yaşamaktan, boynuma her gün dizilen suç halkalarından çok bıkkınım. Taşınacak odunların hepsini suya bıraktım. Uzun uzun gecelerde bileklerime bakarak geçireceğim dakikaları bekliyorum sadece.
Ningún latino dejando comentarios sobre esta bella y melancólica melodía, llena de belleza, será que están ocupados con Bad bunny o la boda del Huitlacoche...?
Kardır yağan üstümüze geceden, Yağmurlu, karanllık bir düşünceden, Ormanın uğultusuyla birlikte Ve dörtnala, dümdüz bir mavilikte Kar yağıyor üstümüze inceden Sesin nerde kaldı, her günkü sesin, Unutulmuş güzel şarkılar için Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu'dan Sesin nerde kaldı? Kar içindesin! Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam! Uyandırmayın beni uyanamam. Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına, Allah aşkına, gök, deniz aşkına Yağsın kar üstümüze buram buram Buğulandıkça yüzü her aynanın Beyaz dokusunda bu saf rüyanın Göğe uzanır -tek, tenha- bir kamış Sırf unutmak için, unutmak ey kış! Büyük yalnızlığını dünyanın.
RUclips zorla izletti bu sefer, ama hakkını vermek gerek; neyi hangi saatte öne çıkaracağını biliyor bu algoritma. Bizi adeta kuşatmış, kavramış, helal olsun.
Bense bu duyguların en kurnaz müflisiyim Çığırtkanıydım bilmediklerimin Suçum olabilir mi toplu düşünce intiharlarında Kaç kardeşimi boğduysa Tanrı Yeniden yaratmak zorunda Bu kendine fazla gelen ruhlardan
sonra madem insan kal adında bir beladır insan dalgın bir belgedir kendiyle hayat arasında neden eve dönmekten ibarettir hayat neden bazen simsiyah bir doğruyla denilir, devletin ve allah'ın en iyi fikridir kış bütün evlerin en mükemmel hatasıdır baba
Haz Koparan adlı bir şiir yazmış ve bir müzik ararken güzel bir tesadüf oldu bu satırı burda görmek. Tek cümlelik şiirler var derim ben hep. Bu satır da öyle olmuş. Çok beğendim okuyayım bari o şiiri de.
Al benden de o kadar vallahi. İnsanda aynı şeyleri paylaşan birileri in olduğu düşüncesi insana çok farklı hissettiriyor. Hiç görmüyor bilmiyor tanımıyorsun ve tanımayacaksın da halbuki ama güzel hissettiriyor harbiden çünkü öyle bir amacı da yok o esnada insanın
@@sedatbaysal5190Peki nedir sizce bunun adı ya da bir tanımı var mıdır, uzun süredir içimde bir yerlerde yaşayan bir şey var belki de bir şeyler... Önce göremezdim benim gibileri yalnız ben böyle hisseder böyle düşünürüm sanardım şimdiyse tanıdım birkaç insan ama hep ayrılıklar oldu bazen kavuşulmadı şimdiyse büyük bir yüzssüzlükle bu hissin, benliğin tanımını arıyorum bilen varsa söylesin baş harfini duymak bile bu hayata tutunmak için bir süre eder
Deus Ex Machina hocam telegram üzerinden bir grup kurduk.Şu anda 110 kişiyiz.Aramızda İsmet Özel'le ilgili bilgiler paylaşıyoruz.Sizi de aramızda görmekten mutlu oluruz.Grup linki bu t.me/Ismet_Ozel
bu istikrar ile devam edersen kar yağacak. aynen böyle devam deus, koçum benim.
😅😅
Masrapa yaşıyor musun
yağsınn bee, yağsın da kar yağarken kirlensin yüzümüz:)
"Kar yağarken kirlenen bir seydi benim yuzum,her sevinc nobetinde kusmak sunuldu bana "
bu film benim gizli köşem ,kaçış yerim. ne zaman kendimi dinlemek, aydin’a olan buyuk benzerligimin huznune gömülmek istesem filmi açıp kapadokyadaki o otele kaçıyorum. odalardan birinde aydın kitabını yazıyor. bi başka odada nihal'in varlığı aydın'a da bana da huzur ve teselli veriyor. necla kanepede uyukluyor. ve hepimiz aslında mutsuz olmayı çok sevdiğimiz için, bu durgun denizler gibi uçsuz bucaksız .. sisli, serin, zamansız ... ve huzurlu mutsuzluk içinde. mutlu mutsuzlar olarak birşeylerle uğraşıp gidiyoruz.
Hangi film ?
Dilek kis uykusu
Tamda hissetiklerim bu filmi izledikten sonra bir daha izleyemem dedim her kararkteri üzerimden bir parça taşıyormuş gibiydi biraz korktum aslında ama artık kaçış yerim saklanıyorum sakinliğine
Hiç sahip olunamayan bir şeyin kaybedilişine duyulan hüzün gibi..
“Nihal gitmedim, gidemedim. Artık yaşlandım mı, kafayı mı oynattım yoksa başka bir adam mı oldum, nasıl istersen öyle düşün. Bilemiyorum. Ama birkaç gündür içime yerleşen yeni adam gitmeme izin vermiyor. Ne olur sende gitmemi isteme. Anladım ki artık beni İstanbul’a çağıran bir şey yok. Her yerde olduğu gibi orada da her şey yabancı bana. Bilmeni isterim ki senden başka yakınım yok. Seni her dakika, her saniye özlüyorum. Ama gururum elvermediği için hiçbir zaman söyleyemiyorum. Senden ayrılmanın benim için ne derece korkunç hatta olanaksız olduğunu çok iyi biliyorum. Tıpkı artık beni sevmediğini bildiğim gibi. Biliyorum eski günlere dönemeyiz. Gerekte yok buna. Beni bir uşağın gibi bir kölen gibi yanına al. Ve hayatımıza senin istediğin gibi de olsa devam etmemize izin ver.”
Çok ezikçe hayatında nihale ihtiyacın yok onun da sana. Kim olmak istiyorsan sadece arzula kavuşacaksın o kudrete tabii ki her şey nihali silince başlayacak duygusal olma yırt üstünde ki lanet gömleği.
Kendisine mecbur kalınca hissedermiş insan ne olacağını...
Gözlerimi yaşarttı bu yorum..
Yaaa... Farklı
Aklımdan çıkmıyor bu söz.
zamanın dışında kalmış bedenim ne hakkını veriyor yaşamanın, ne de çekip gidebiliyor. sönmüş bir kordur gençliğim, ıslanan toprağın, esen rüzgarın, yağan karın altında kalmasını istediğim.
Dios, cuanto drama.
Sırf unutmak için, unutmak ey kış!
Büyük yalnızlığını dünyanın.
Her kar yağışında camın önüne geçer ezebere okurum, en güzel kış şiiridir benim için.
Ben öyle bilirim ki yaşamak berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaktır.
Şimdi bu yorgun kalabalığın arasına kendi bedenimi de bir yılgınlık olarak attım. Sanırdım ki insanlardan bir farkım olacak, küçüktüm kolayca inandırılmıştım bu beni bulması hiç mümkün olmayan pembe dünyaya. Aşkların, inançların, konuşmaların ve seslerin bende başkalaşacağına ümidim tamdı. Hayat beni zaaflarımdan vurmayacaktı. Kalbimi o kadar da kırmayacaktı. İnsanlar gelip, sevince boğup sonra beni terketmeyecekti. Herkesin kirlenebilirdi ama benim yüzüm… benim yüzüm hep göğe dönük berrak kalacaktı. Paltoma hiç değmeyecekti çamur. Ben ayakkabılarımı batırdığım yerden çekerken ağlamayacaktım. Kirlenen bir şey olmayacaktı benim ruhum. Şimdi dönüp bakıyorum yılgın ve kederli günlerime. Kendimi aynadan izlediğimi izliyorum. Buruş buruş bir şey oluyor yüzüm. Göz pınarlarımı çekemiyorum kenarlarına, giderek içe giderek kapanacak bir yere dönüşüyor gözlerim. Kendime seslenemiyorum şimdi. Dağların ardından sesimi işitiyorum. Öyle kısık öyle yabancı ki şimdi bana. Keşke kendi sesimi unutabilseydim. Ama ne unutuyorum ne de hatırlıyorum şimdi. Ben bu ikircikli yaşamaktan, boynuma her gün dizilen suç halkalarından çok bıkkınım. Taşınacak odunların hepsini suya bıraktım. Uzun uzun gecelerde bileklerime bakarak geçireceğim dakikaları bekliyorum sadece.
Tam başımı gri göğe dikmiş yürüyordum. İşte, yaşadığım sahnenin arka fonu tam zamanında gelmişti.
zarif bi cinayet gecesi romanını okurken bu ses çalardı hep. allahım nasıl yakışırdı tekrar mum ışığında okuyasım geldi tekrar.
Ningún latino dejando comentarios sobre esta bella y melancólica melodía, llena de belleza, será que están ocupados con Bad bunny o la boda del Huitlacoche...?
mutsuz kasabaların mor şafağında bağdaş kurmuşuz dünyaya karşı,varsayalım ki öyle yapmışken dinliyoruz.
Kardır yağan üstümüze geceden,
Yağmurlu, karanllık bir düşünceden,
Ormanın uğultusuyla birlikte
Ve dörtnala, dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze inceden
Sesin nerde kaldı, her günkü sesin,
Unutulmuş güzel şarkılar için
Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan
Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu'dan
Sesin nerde kaldı? Kar içindesin!
Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam!
Uyandırmayın beni uyanamam.
Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,
Allah aşkına, gök, deniz aşkına
Yağsın kar üstümüze buram buram
Buğulandıkça yüzü her aynanın
Beyaz dokusunda bu saf rüyanın
Göğe uzanır -tek, tenha- bir kamış
Sırf unutmak için, unutmak ey kış!
Büyük yalnızlığını dünyanın.
Ne zaman kar görsem bu şiir gelir aklıma. Yorumda görünce çok sevindim. Yüzün hep gülsün kardeşim.. Selam ve dua ile..
RUclips zorla izletti bu sefer, ama hakkını vermek gerek; neyi hangi saatte öne çıkaracağını biliyor bu algoritma. Bizi adeta kuşatmış, kavramış, helal olsun.
Olabildiğince geniş, derin ve sonsuz.
Ankara'da 1 nisan
Yaşım yirmi üç
Üzerime konfetiler yağıyor
Havai fişekler de cabası
Ama üşüyorum
Kar yağıyor üstüme kar
Bense bu duyguların en kurnaz müflisiyim
Çığırtkanıydım bilmediklerimin
Suçum olabilir mi toplu düşünce intiharlarında
Kaç kardeşimi boğduysa Tanrı
Yeniden yaratmak zorunda
Bu kendine fazla gelen ruhlardan
Bu şiir kimin acaba
İnsan hiç hatırlamadığı günlerini özler mi?
Ayağı kırılan atların vurulduğunu ögrenduğimden beri umudumu kesdim insanlardan.
Kış uykusu
sonra madem insan kal adında bir beladır
insan dalgın bir belgedir kendiyle hayat arasında
neden eve dönmekten ibarettir hayat
neden bazen simsiyah bir doğruyla denilir,
devletin ve allah'ın en iyi fikridir kış
bütün evlerin en mükemmel hatasıdır baba
ne ırmaklarda haz, ne perçemlerde şefkat*
Hangi şiir?
@@timurr2508 Gazala/Kemal varol
@@nuryvc999 saol
Haz Koparan adlı bir şiir yazmış ve bir müzik ararken güzel bir tesadüf oldu bu satırı burda görmek. Tek cümlelik şiirler var derim ben hep. Bu satır da öyle olmuş. Çok beğendim okuyayım bari o şiiri de.
Kısa pantolon, paslı çakı, dizde kabuk bağlamış yara şiirini bekliyoruz. Ellerinize sağlık
Son bir bakışın bile nasip olmadığı vedalarda varmış.
Bileyim hangi suyun sakasıyım.
Ben, haz doğururum herkesin ortasında.
Haz doğuran ya da toz koparan,
Yahut türlü adlarım olur bu sayede.
Sen de başını alıp gitme ne olur.
Ne güzel Kış Uykusu’nu görmek.
dinledikten sonra aklıma düşen ilk şey: sadık hidayet - kör baykuş.
Ruhdaşlarımın yorumlarını okudukça mutlu oluyorum kendi kemdime
Al benden de o kadar vallahi. İnsanda aynı şeyleri paylaşan birileri in olduğu düşüncesi insana çok farklı hissettiriyor. Hiç görmüyor bilmiyor tanımıyorsun ve tanımayacaksın da halbuki ama güzel hissettiriyor harbiden çünkü öyle bir amacı da yok o esnada insanın
@@sedatbaysal5190Peki nedir sizce bunun adı ya da bir tanımı var mıdır, uzun süredir içimde bir yerlerde yaşayan bir şey var belki de bir şeyler... Önce göremezdim benim gibileri yalnız ben böyle hisseder böyle düşünürüm sanardım şimdiyse tanıdım birkaç insan ama hep ayrılıklar oldu bazen kavuşulmadı şimdiyse büyük bir yüzssüzlükle bu hissin, benliğin tanımını arıyorum bilen varsa söylesin baş harfini duymak bile bu hayata tutunmak için bir süre eder
Haluk Bilginer Kış Uykusu filminden mi 👍
Size kendimden bahsediyorum doktor
Ben kar yağarken ıslanmam..
Adam hareket edecek diye bekledim...
Amaaannn hocaaaamm
Ve Kayıp Gül romanında şişeyle konuştu insan, Benim gibi tükenmişken, nasıl böyle Dik durabiliyorsun
Bir önerim var. İsmet Özel'in şiirlerini Spotify listenize ekleyebilir misiniz? Eklemenizi öneririm çünkü Spotifyden direkt dinlemek daha iyi oluyor.
Okan Sarıaydın +1
@@Zeynep-kt8fg soundcloud diye bir uygulama var, şiirlerinin tamamına yakını orada var. Hem ücretsiz bir uygulama.
Okan Sarıaydın adamsın
Filmde "gitmedim, gidemedim" diye başlayan tiradın arka fonunda çalan müzikti bu, yanlış hatırlamıyorum değil mi?
Saçma belki ama kar yağsın artık diye buraya gelip gelip gidiyorumm
Beklenmedik anda tüm kotayı kullanıyor aylar sonra geliyorsunuz. Ah
Pencerede kârlı yolu gözlemek gibi...
Sayın Deus önceden bu müzik tarzının Etenity and a Day'a benzer versiyonu vardı. Neden sildiniz? Neden, neden, neden....
Hiçbirşey kelimesinin "hiç"i ve "birşey"i olmak...
Beni bırakıp gidecek misin? Bu kapıyı başkasına açmayı bilmiyorum ben, anahtarı da al. Boşuna fazlalık yapmasın dar odama.
Görüntüleme yok, 8 beğeni bildirim gelince hemen beğeniyormusunuz ne yapıyorsunuź.:)
Ben önce beğenip sonra videoyu oynatiyorum. Kanalın yaptıkları yapacaklarının teminatıdır 🙂🙂
Bu
İyi ki senin gibi Bi kanalı takip ediyorum ne zaman vidounu derinlere dalıp gidiyor insan
Ismet özel gibi nâzım hikmet şiirleri de gelse güzel olur
Münacaat ı da koleksiyona ekleseniz ne muazzam olurdu. Sevgili yönetici
Deus elleri sağlık
Deus Ex Machina hocam telegram üzerinden bir grup kurduk.Şu anda 110 kişiyiz.Aramızda İsmet Özel'le ilgili bilgiler paylaşıyoruz.Sizi de aramızda görmekten mutlu oluruz.Grup linki bu t.me/Ismet_Ozel
Huzur
Neşid paylaşa bilirmisin?
Oyy
:')
@@sedefturker6844 oo linda hanım nasılsınız
@@heisenberg8037 haha iyiyim siz nasılsınız? Otonom piyadeden olmalısınız
@@sedefturker6844 teşekkür ediyorum, evet grup üyesiyim
@@heisenberg8037 aa süper artık orada olmasam da cok guzel bi grup :)
Geç kaldın İsmail
Yoo hep burdaydım
Tağut Nedir Araştırınız
...
spotifyda bulan varsa link atabilir mi
Bulamadım 🙄🙄🙄