Açılın, benim de söyleyeceklerim var. Yıllarca Penguen'e gelip gitmiş, eski bir amatör karikatürist olarak tecrübelerimi yazacağım. Ben ve arkadaşlarım yıllarca, her hafta dergiye geldik, en az yarısında dergide kimsecikler yoktu. Ülkenin en çok satan mizah dergisinden, işlerimiz dergide yayınlandığında şimdinin parasıyla 250 TL alıyorduk. Bizim gördüğümüz kadarıyla diğer dergiler de dahil, hiçbir mizah dergisi yeni insan yetiştirmek gibi bir kaygı gütmedi. Ben buna bizzat şahidim. Eski yayınlanan karikatürlerinizi gösteriyorsunuz ya hani videoda, şimdi ise karikatürist olmuşsunuz. Yiğit Özgür'ün Ankara'dan gelip hiç beğenilmemesi ve en sonunda masaya birkaç karikatürünü bırakıp geri dönmesi, sonrasında gel başla demeniz, bunları hep biliyoruz. Emrah Ablak'ın yayınlanan ilk karikatürü var benim arşivimde. Peki bizim karikatürlerimize ne oldu Selçuk Bey? Beni geçtim, Cansın Çağlar Özdemir'in karikatürlerine ne oldu örneğin? Adını hatırlıyorsanız tabii. Ömer Göksel'e ne oldu? Şimdi benim bile adını unuttuğum ancak bugün RUclipsr, grafiker, ajans çalışanı (Necip Duman diye bir arkadaş vardı) olan onlarca insanın karikatürleri ne oldu? Ben söyleyeyim, yalan oldu. Kimisi de metin ve üstün edalarla hazırlanan ölü edebiyatçı kapaklı piyasa dergilerine meze oldu. Çünkü hiç kimsenin bu insanları yetiştirmek gibi bir kaygısı olmadı. Okurun gönderdiği bakliyatlarla hayatta kalıp dergi çıkaran bir ekolden gelen sizler, elinizin altında fıstık gibi bilgisayarlar, Beyoğlu'nun merkezinde ofis, Wacom Cintiq tabletler, firmalarla yapılan reklam anlaşmaları, çıkartılan albümler vesaire varken dergi kapatmaya nasıl teşebbüs edebildiniz? Özgür Artan Kahyaoğlu nerede mesela şu anda? Ne yapıyor? Dünyanın en iyi çizerlerinden birisidir muhtemelen. Hani, çizgileri nerede? Büstün ve Cüstün'ü herkes tanıyor, peki onu? Yok, onu hiç kimse tanımıyor, çünkü yanlış döneme denk geldi. Bireylerin hiçbir önemi yok, hepimiz ölüp gideceğiz. Ancak bugün Türkiye'de Japon mangası ve animesi gibi bir nitelikli üretim yoksa, bu Oğuz Aral'ın yarattığı kültürü devam ettirmek için yeterli çabayı göstermeyen ustalar yüzündendir. Kocaman bir kültür göz göre göre yok oldu. Yumurtalar bozuldu, Avni'nin gözü yaşlı kaldı. Japonlar bugün tüm dünyaya anime ihraç ediyor, Netflix animelerle dolu. Çünkü onlar Tezuka'ya sırt çevirmedi. Açın izleyin Netflix'te Pluto var. Çizen Urasawa, animeye çeviren Maruyama, ikisi de Tezuka'nın tezgahından geçen kişiler. Pluto da direkt ustalarına saygı duruşu. Hala aşkla öğrendikleri şeyi yapıyorlar. Urasawa hala tarama ucu kullanıyor, belgesel serisi var, tüm çizerleri ziyaret edip süreçlerini kayıt altına alıyor. Neredeyse hepsinin elinde tarama ucu. Bir yerden tanıdık geldi mi? Uzatmayayım. Merak ettiğim tek şey, acaba Oğuz Aral neyi yanlış yaptı? Tezuka'dan neyi eksikti? Şu anda arkamda 3 metre dergi arşivi var benim, içindeki Kemik koleksiyonu ne kadar gerçekse bunlar da o kadar gerçek. Keşke böyle olmasaydı ama oldu. Kemik kitlenizi, okurlarınızı, amatörlerinizi yüz üstü bıraktınız, hatta sonra bazılarınız Facebook duvarında karikatürlerini paylaşan eski okurlarına telif davası açtı... İnternet çıktı, karikatürler okunmuyor dediniz. Oysa ben bizzat şahidim ki dergilerin tümü son birkaç yılda hızla niteliksizleşti. Eski köşeler okura hiç bilgi verilmeden defalarca üst üste yeni köşelermiş gibi basıldı. En önemlisi de yeni jenerasyonu güldürebilecek yeni çizerler yetiştirmediniz ve siz de yeni jenerasyon için çok eski kafa kaldınız. Z jenerasyonu tavşana kediye gülmedi. Umut Sarıkaya sizin hep beraber yapamadığınızı tek başına yaparak hepinize kocaman bir NAAAAAAABER dedi. İçinde onun karikatürleri olmasa arşivimdeki tüm Penguen ve Uykusuz'ları bir an bile tereddüt etmeden çöpe atardım... Bir zamanlar her Çarşamba sabahın köründe uyanıp acaba karikatürüm yayınlandı mı diye bayiye koşan bir gençten selamlar.
Editten mi kaynakli cok mu kirpilmis yoksa gercekten bu kadar mi konustular bilmiyorum ama ben odaklanmakta bi tik zorluk cektim. Selcuk Erdem'in Uyan'i severim'den klibe gecisi bi anlamadim tekrar birkac kere donmem gerekti neydi ne konusuyolardi gibisinden. Caner Onur'un ikinci dunya savasindan beri taniyorum sakasi komikti bence ama yine fazla kirpik geldi, kaynadi gibi oldu. soyleyeceklerim bu kadar iyi gunler.
Yoo var, Teoman
Açılın, benim de söyleyeceklerim var. Yıllarca Penguen'e gelip gitmiş, eski bir amatör karikatürist olarak tecrübelerimi yazacağım. Ben ve arkadaşlarım yıllarca, her hafta dergiye geldik, en az yarısında dergide kimsecikler yoktu. Ülkenin en çok satan mizah dergisinden, işlerimiz dergide yayınlandığında şimdinin parasıyla 250 TL alıyorduk. Bizim gördüğümüz kadarıyla diğer dergiler de dahil, hiçbir mizah dergisi yeni insan yetiştirmek gibi bir kaygı gütmedi. Ben buna bizzat şahidim. Eski yayınlanan karikatürlerinizi gösteriyorsunuz ya hani videoda, şimdi ise karikatürist olmuşsunuz. Yiğit Özgür'ün Ankara'dan gelip hiç beğenilmemesi ve en sonunda masaya birkaç karikatürünü bırakıp geri dönmesi, sonrasında gel başla demeniz, bunları hep biliyoruz. Emrah Ablak'ın yayınlanan ilk karikatürü var benim arşivimde. Peki bizim karikatürlerimize ne oldu Selçuk Bey? Beni geçtim, Cansın Çağlar Özdemir'in karikatürlerine ne oldu örneğin? Adını hatırlıyorsanız tabii. Ömer Göksel'e ne oldu? Şimdi benim bile adını unuttuğum ancak bugün RUclipsr, grafiker, ajans çalışanı (Necip Duman diye bir arkadaş vardı) olan onlarca insanın karikatürleri ne oldu? Ben söyleyeyim, yalan oldu. Kimisi de metin ve üstün edalarla hazırlanan ölü edebiyatçı kapaklı piyasa dergilerine meze oldu. Çünkü hiç kimsenin bu insanları yetiştirmek gibi bir kaygısı olmadı. Okurun gönderdiği bakliyatlarla hayatta kalıp dergi çıkaran bir ekolden gelen sizler, elinizin altında fıstık gibi bilgisayarlar, Beyoğlu'nun merkezinde ofis, Wacom Cintiq tabletler, firmalarla yapılan reklam anlaşmaları, çıkartılan albümler vesaire varken dergi kapatmaya nasıl teşebbüs edebildiniz? Özgür Artan Kahyaoğlu nerede mesela şu anda? Ne yapıyor? Dünyanın en iyi çizerlerinden birisidir muhtemelen. Hani, çizgileri nerede? Büstün ve Cüstün'ü herkes tanıyor, peki onu? Yok, onu hiç kimse tanımıyor, çünkü yanlış döneme denk geldi.
Bireylerin hiçbir önemi yok, hepimiz ölüp gideceğiz. Ancak bugün Türkiye'de Japon mangası ve animesi gibi bir nitelikli üretim yoksa, bu Oğuz Aral'ın yarattığı kültürü devam ettirmek için yeterli çabayı göstermeyen ustalar yüzündendir. Kocaman bir kültür göz göre göre yok oldu. Yumurtalar bozuldu, Avni'nin gözü yaşlı kaldı. Japonlar bugün tüm dünyaya anime ihraç ediyor, Netflix animelerle dolu. Çünkü onlar Tezuka'ya sırt çevirmedi. Açın izleyin Netflix'te Pluto var. Çizen Urasawa, animeye çeviren Maruyama, ikisi de Tezuka'nın tezgahından geçen kişiler. Pluto da direkt ustalarına saygı duruşu. Hala aşkla öğrendikleri şeyi yapıyorlar. Urasawa hala tarama ucu kullanıyor, belgesel serisi var, tüm çizerleri ziyaret edip süreçlerini kayıt altına alıyor. Neredeyse hepsinin elinde tarama ucu. Bir yerden tanıdık geldi mi?
Uzatmayayım. Merak ettiğim tek şey, acaba Oğuz Aral neyi yanlış yaptı? Tezuka'dan neyi eksikti? Şu anda arkamda 3 metre dergi arşivi var benim, içindeki Kemik koleksiyonu ne kadar gerçekse bunlar da o kadar gerçek. Keşke böyle olmasaydı ama oldu. Kemik kitlenizi, okurlarınızı, amatörlerinizi yüz üstü bıraktınız, hatta sonra bazılarınız Facebook duvarında karikatürlerini paylaşan eski okurlarına telif davası açtı... İnternet çıktı, karikatürler okunmuyor dediniz. Oysa ben bizzat şahidim ki dergilerin tümü son birkaç yılda hızla niteliksizleşti. Eski köşeler okura hiç bilgi verilmeden defalarca üst üste yeni köşelermiş gibi basıldı. En önemlisi de yeni jenerasyonu güldürebilecek yeni çizerler yetiştirmediniz ve siz de yeni jenerasyon için çok eski kafa kaldınız. Z jenerasyonu tavşana kediye gülmedi. Umut Sarıkaya sizin hep beraber yapamadığınızı tek başına yaparak hepinize kocaman bir NAAAAAAABER dedi. İçinde onun karikatürleri olmasa arşivimdeki tüm Penguen ve Uykusuz'ları bir an bile tereddüt etmeden çöpe atardım... Bir zamanlar her Çarşamba sabahın köründe uyanıp acaba karikatürüm yayınlandı mı diye bayiye koşan bir gençten selamlar.
vay be
Editten mi kaynakli cok mu kirpilmis yoksa gercekten bu kadar mi konustular bilmiyorum ama ben odaklanmakta bi tik zorluk cektim. Selcuk Erdem'in Uyan'i severim'den klibe gecisi bi anlamadim tekrar birkac kere donmem gerekti neydi ne konusuyolardi gibisinden. Caner Onur'un ikinci dunya savasindan beri taniyorum sakasi komikti bence ama yine fazla kirpik geldi, kaynadi gibi oldu. soyleyeceklerim bu kadar iyi gunler.
harun babanın rollenmeler bağırttı
💯💢
İntro gereksiz uzun
lan bu selçuk erdem mi vay anasını be
tek seferde atın urasamam