Yusufu Kaybettim Kenan İlinde - Yunus Emre [ks]
HTML-код
- Опубликовано: 16 окт 2024
- Yusuf; u kaybettim Kenan ilinde
Yusuf bulunur, Kenan bulunmaz
Bu aklı fikr ile Leyla bulunmaz
Bu ne yaredir ki çare bulunmaz
Aşkın pazarında canlar satılır
Satarım canımı alan bulunmaz
Yunus öldü deyu selan verirler
Ölen beden imiş, aşıklar ölmez
Yunus Emre [ks]
![HAK BİR GÖNÜL VERDİ BANA - YUNUS EMRE [KS]](http://i.ytimg.com/vi/twWvprGtbFQ/mqdefault.jpg)
![HAK BİR GÖNÜL VERDİ BANA - YUNUS EMRE [KS]](/img/tr.png)
“Bu akl u fikr ile Mevlâ bulunmaz” mısraındaki “akıl”, insana bahşedilen temyiz kabiliyetidir. Fakat bu kabiliyet aktif halde değilse, kullanılamıyor yahut doğru kullanılmıyorsa “yok” hükmündedir. Kur’an-ı Kerim’de hep “akletmek” şeklinde fiil olarak geçmesinin hikmeti budur.
Beyitteki “fikir”den kasıt ise, akıl yürüterek ulaşılan görüş, kanaat veya zanlardır ki bunların doğru olma ihtimali kadar yanlış olma ihtimali de vardır. Ol sebepten tasavvuf ehli akla ihtiyatla yaklaşır. Aklı reddetmez, büsbütün kıymetsiz saymaz ama “eşyanın kanunlarından mürekkep” bir aklın haddini aşıp akıl erdirilemeyecek “aşkın” bir sahada söz sahibi olmasını da doğru bulmaz.
İnsan akıl yürüterek bir Yaratıcı’nın varlığını anlayabilir ama O’nun sıfatlarını, insanı ve kâinatı yaratmadaki maksadını, ahiret âleminin safahatını bilemez. Hakikati bilmek yahut bulmak için akıl kâfi gelseydi peygamberler gönderilmez, hakikatin sadece akılla bilinebileceğini iddia eden felsefeciler ihtilafa düşmezlerdi.
Mevlâ’yı bulduran, kulu Rabbine götüren yol aşkla kat edilir. Erzurumlu İbrahim Hakkı k.s hazretleri “Aşktır vâsıta-i vuslat-ı yâr / Aşktır râbıta-i kurb-ı nigâr” buyurmuştur. Yani yâr-ı hakikî olan Cenâb-ı Mevlâ’ya ulaşmanın vasıtası da O’na yakınlığın imkânı da aşktır. “Bağ” manasına gelen akıl; maddî âlemde nesneler, hadiseler, mefhumlar arasında irtibat kurmamıza imkân verse de manevî âlemde, hele de Hakk’a giden yolda insanın ayağına köstek olur. Gerçi sâlim bir akılla da yol alınır alınmasına ama ömür bitmeden yol biter mi, orası şüpheli. Zira Mevlâna k.s. hazretlerinin buyurduğu gibi, “Akıl haccetmek için deve ararken, aşk, Safâ tepesine çoktan çıkmış olur”.
Hakk’a vuslatın vasıtası olan aşk, Mevlâ’ya giden yolun her adımında biraz daha alevlenen bir yürek yangınıdır. Dolayısıyla derttir, meşakkattir. Söndürülemeyen bir ateş, dermanı olmayan bir dert, tükenmeyen bir meşakkattir bu. Öyle de olması gerekir. Zira Mevlâ’ya giden yolu, yürek yangınının alevleri aydınlatır. Üstelik bu kadar kıymetli bir vasıtaya can pahasına sahip olunabilir ancak. Candan vazgeçmeyenin cânan aşkı kuru bir iddiadan ibarettir. Onun içindir ki fani unsurlardan kurtulmaya, sevgili uğrunda can vermeye vesile olan aşk derdi, bütün meşakkatleriyle âşığın canına minnettir.
Nitekim “Kamunun derdine derman bulunur / Şu benim derdime derman bulunmaz” beytinde aşktan, aşk derdinden değil; aşkın kifayetsizliğinden, aşk ateşinin azlığı sebebiyle âşığın yol alamamasından, maddî varlığından geçip fenâ bulamamasından şikâyet ediliyor.
Aşk derdinin dermanı daha fazla aşktır, daha fazla meşakkattir. Dolayısıyla aranan derman derdin kendisi olduğu için, aşk derdinin dermanı yoktur denilmiştir. Aşkın dermanı yoktur ama aşk refrefine ulaşmanın feleğin çemberinden geçmekten başka yolu da yoktur. Feleğin çemberinden geçmek, hem Efendimiz s.a.v.’in Mirac’ında olduğu gibi eflâkin, yedi kat göğün üzerine çıkmaktır -ki her biri bir felek çemberidir-; hem de dünyanın bütün meşakkatlerine şikâyetlenmeden göğüs germektir.
Aşkın dermansız bir dert sayılmasının bir diğer sebebi de bu derdin sevgiliye vuslat dışında hiçbir şeyle teskin edilememesidir. Âşık deryalar içindedir ama susuzluktan yanmaktadır. İçemediğinden değil elbette. Bir ummanı bile içse susuzluğunu yani sevgiliye kavuşma iştiyakının yakıcılığını dindirememektedir. Deryaları dünyalıktan mecaz olarak da anlamak mümkündür. Bu takdirde, insanların ne kadar dünya metaına sahip olurlarsa olsunlar asla itminan bulamayacakları hakikatine işaret edilmiş demektir. Hatta içilen deniz suyunun tuzlu olması hasebiyle, susuzluğu gidermek bir yana, daha da artırması misali, dünyalık kazandıkça itminan arayışı da şiddetlenecektir. Fakat aşkla yola koyulmayıp dünya içinde kaldıkça beyhude bir arayıştır bu.
Can verilip aşk alınan aşk pazarında âşığın canına müşteri bulamaması dahi henüz ölmeden evvel ölemediğine, yâre vuslat vasıtası olabilecek kıvamda bir aşktan mahrum olduğuna delâlettir. Aşk pazarı, tasavvuf terbiyesinin talim edildiği dergâhlardır. Aşk ateşinin yakıldığı bu ocaklarda yola giren sâlikten iradesini terk ederek yolun rehberine, mürşidine bir meyyit gibi teslim olması istenir. Anlaşılan o ki bir sıkıntı vardır bu teslimiyette. Zira satılık ettiğine göre hâlâ âşığın canı üstündedir ve “meyyit” vasfını kazanamamıştır.
“Satarım canımı alan bulunmaz” mısraı, kendi gayretiyle candan geçemeyen, beşerî varlığından kurtulmak için yardım isteyen bir dervişin feryadıdır. Yine de sabırla hep tezgâhta tutmak şartıyla canı pazara çıkarmak, âşıklara mahsus pervâsızlıklar cümlesindendir.
Hz. Yusuf a.s.’ın kıssasına telmihte bulunulan, “Yusuf’um kaybettim Ken’an ilinde / Yusuf’um bulunur Ken’an bulunmaz” beytinin, bu kıssaya dair tefsir ve yorumlar dikkate alındığında, ilahideki akışın dışında bir yerde durduğu görülüyor. Kur’an-ı Kerim’de kıssaların en güzeli manasına “ahsenü’l-kasas” diye nitelenen Hz. Yusuf kıssası, tasavvufî açıdan da ele alınmış; umumiyetle, Yusuf’tan muradın “vahdet”, Ken’an’dan muradın ise “kesret” olduğu ifade edilmiştir. Dünya kesret âlemidir. Vahdeti perdeler, vahdete ermek isteyenleri, Yusuf’u kaybeden Yakup a.s. gibi üzüntü ve keder içinde yaşatır. Yusuf, yani vahdet bulunduğunda artık kesret perdesi kalkmış, üzüntü ve keder gitmiş; Ken’an, yani kesret âlemi ortadan kalkmıştır.
Hz. Yusuf a.s. kıssasıyla alâkalı olarak Buharalı büyük âlimlerden Sadru’ş-Şerîa rh.a., “Te’vîl-i Kıssa-i Yusûf” adlı müstakil bir risale yazmış, orada da mesela Hz. Yusuf’un kardeşlerine, kuyuya, kanlı gömleğe, Yusuf’u kurtaran kervana, Mısır’a, hâsılı kıssanın bütün unsurlarına tasavvufî manalar vermiştir. Ona göre de Yusuf, nefha-i ilâhî olan ruh, gönül yahut kalb-i selîm; Ken’an ise beden ülkemizdir. İnsan kalb-i manevîden ibaret kalıp gönlünü sahibine tahsis ederse, artık “ben” diyebileceği müstakil bir varlığının kalmadığını görecektir.
İlahinin sonundaki, “Yunus öldü diye salâ verirler / Ölen hayvân imiş âşıklar ölmez” beyti, başta da belirttiğimiz gibi Yunus Emre’nin yazma divanlarında “Âşık öldü deyu salâ verirler / Ölen hayvan durur âşıklar ölmez” şeklindir. Yunus da bir Hak âşığı olduğuna göre bu değişiklik bir mana farklılığına yol açmaz. Çünkü ölen her halükârda insanın hayvan yanıdır. İkinci mısradaki hayvan kelimesi bir tahkir manası taşımaz. İnsanın beşer yanını, dünya hayatını sürdürmeye yarayan canlılığını ifade eder.
Yunus gibi Hak âşıklarının zaten kendilerine ait olmayan ete kemiğe bürünmüş varlıkları “mevt-i ûla” ile fenâ bulmuştur ama onlar bu ölümden çok önce “vilâdet-i sâniye” denilen ikinci ve manevî bir doğuşla ebedî hayata, ölümsüzlüğe ulaşmışlardır. Onlar “ölmeden evvel ölüp” ölümü öldüren Hak dostlarıdır. Ebedî can bulmak için can vermeye can atarlar. Mevt-i ûlâ ile öldükleri gün “şeb-i arus”tur, yani düğün bayramdır onlar için.
Allah razi olsun...
bende bu kenan bulunmaz beyitinin manasini anlamamistim.
cok guzel bir aciklama olmus tesekkurler..
Ne güzel anlattıniz .
Ahhhh...
Sağolun 👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻
🌹
Hz İsa tecrid örneği, Hz Musa arayış sembolü, Hz Adem mürşid-i kamil, Hz İbrahim müşahade makamı, Hz Yakup aşkın ve kavuşamamanın timsali, Hz Yusuf güzelliğin ve kavuşmanın sembolüdür. Bütün bu özelliklere sahip olan kişi “Muhammedi” fıtrata ulaşır. Zaten dört kitap da “elifte toplanmış”tır.
İnsanın kendine yaptığı zulmu kimse yapmıyor. Yarabbi beni bende değil senin senin sevginle ve Peygamber efendimiz sav efendimiz ve ehlbeyt, Hz Ali radıallahu vecheden ayırma.
Aşk, insanda potansiyel bir güçtür. Bu güç insanın aslını bilmesini, mutlak varlığa ulaşmasını sağlar. İnsan, aslı olan Allah’a yaklaştıkça aşkının şiddeti artar.
Güzel sözler yazmışsınız lakin sahifenizde Muhammed İkbal den paylaşımlarınızı gördüm benim bildiğim O şahıs reformcu biridir1923’te İngilizler kendisine “Sir” ünvanı verdi. Bu arada, meşhur şarkiyatçı İngiliz Sir Thomas Arnold ile tanıştı, kurduğu yakın dostluk İkbal’in düşüncesini etkiledi. Onun tavsiyesi üzerine Avrupa’ya gidip, burada felsefecilerden ders gördü. Bütün bunlar İkbal’in üzerinde büyük tesir yaptı. Ehl-i sünnet âlimlerinin tuttuğu doğru yolu bırakıp, Batılı müsteşriklerin metotlarına kaymasına sebep oldu.
@@fatmaerdogrul4576 merhaba bıldıgım kadarıyla sir ismi verilen sir seyyıd ahmed hadisçi olan
Aşk, varoluş’un ve kemale ulaşmanın tahrik kaynağıdır. Ahlaki unsurları tamamlayan en mühim mefhum “aşk”tır. Aşıkların gayesi, zat tevhidini yaşamaktır. Suretten sıfata geçemeyen, masivada takılıp kalan kişi zindana atılan mahkuma benzer. Gayrullah da gözyaşı ile temizlenir. Izdırap ve gözyaşı insanın kemale ulaşmasında erdirici ve oldurucu en önemli iki vasıtadır.
En güzel aşk Allah aşkıdır aşk yolunda olduk muttece Allahım her kötülükten koruyor insanı
Aşkın pazarında canlar satılır... aşk bu kadar değerli demek... Ah Yunus Emre hazretleri Rabbim senden razı olsun...
Zamanında Türkiye'nin ilk mafya dizisi Deli Yürek'in dizi müzikleri arasında tanıdığım, duyduğum günden bu yana ne zaman dinlesem göz yaşlarımı tutamadığım, Yunus Emre hazretlerinin beyitlerinin harika yorumu olan o güzel beste. Paylaşımınız için çok teşekkür ediyorum efendim. Sağ olun.
Evet deli yürekden biliyoruz bı çoğumuz
Ölüm, basit insanların sonudur. Esasen varlık ahret içindir. Ölümle dünya faaliyetleri biter, yokluğa mahkum değildir, şerefli ve Allah’ın zatına mazhar olan insan bedenini terk ettikten sonrada faaliyetini sürdürür.
ağzına yüreğine sağlık ancak bu kadar güzel anlatılırdı
Ölen hayvan imiş aşıklar ölmez..
Aynen öyledir Can. Bazen bir araya getiremediğim cumlenin aynası olmusunuz. Hak razı olsun 🙏💜🙏
Ah Sitare ben bu ruhlarla seni aradım bu müzikteki ruh beni ben yapan şimdi ise seni buldum fakat sen diyarında kaldın ben ise sana gelemiyorum.Dünyada maddi olarak herkes her şeye sahip olabilir ama yanında temiz yüzle gülen samimi biri ile çay içemeden bu diyardan giden çok şey kaybetmiştir bu sebepten dolayı sanırım zenginlerin pek iyi dostları olmaz çünkü hep çıkarsal düşünürler Allah herkesin kalbinde ki olanla kavuştursun.
Yunus, eşyaya “vahdet” gözüyle bakar. Ona göre eşyanın hakikati ve cevheri “tek”tir; fakat tezahürü çeşitlidir. Benliğini terk eden kişi vücudun kendisine ait olmadını bilecek ve görecektir. En doğru yol, kurtuluş yolu “Tevhid Yolu”dur.
Ete kemiğe burundum yunus diye göründüm...
Ehl-i hakikat indinde bütün hüner bu Ken'an ilinde Yusuf 'u bulabilmektedir. Zaten Yusuf bulunsa Kenan ili kaybolur. Bu ne demektir?
El cevap: Yusuf vahdete , Kenan ili kesrete(çokluk alemine ) ,tekabül etmekte, Yusuf yani , vahdet bulundukça , kesret demek olan Ken'an ili ortadan kaybolur.
Mektubat ı Geylani(syf:141)
Tevhid yolu www.veyselkarane.com sitesine zikrine davet ediyorum sizleri kardeşlerim. Selam ve dua ile...
❤
Aşkın pazarında canlar satılır
Satarım canımı alan bulunmaz
Yunus öldü deyu selan verirler
Ölen beden imiş, aşıklar ölmez
Yusuf ruhu ile Yakub 'u bulmak cem.makamina erişmek Allah🙏
Dünyalar güzelim benim. Müziğin her türlüsünün en kalitelisini dinliyorsun.
Aşk pazarında canlar satılır
Temiz olsun be kefenim temiz olsun bildiğim tüm suretler canım temiz olsun ne isterim bu hayvani dünyamda
Satarım canımı, alan bulunmaz…🍂
Aşk pazarına uğramak aşkı bulmaktır,bir bakıma.canı satıp bu kafesten kurtulmak kim bilir daha nasıl bir güzelliktir
Ölen bedenimiş aşıklar ölmez
Devam et Ali şahbaz kardeşim Allah razı olsun aşkı anlatandan.. emeğine sağlık
😢😢😢
❤
bu müzik beni çok etkiledi gerçekten
Aşk ile 🌹
Aşkın pazarında canlar satılır Satarım canımı alan bulunmaz ...
Deme ya
💙🌼
Bir başkasının insan köle olur , birde ayın insan sutlandır
#DELİYÜREK ÖLMEZ
Bu kadar
Maşallah
ölüm bile sevgiliye aşkla güzel
Ölen beden imiş aşıklar ölmez.
Züleyha: Yusuf'u kaybettim 🎈
Yusuf bulunur Kenan bulunmaz ne demektir?
Kaybettim Yusuf'u Kenan ilinde
Yusuf bulundu vü Kenan bulunmaz
Herkes'in bir Yusuf'u vardır, cemaline özlem duyduğu bir Yusuf'u.
Kişi eğer direnmeyi bilmezse, Yusuf'unu korumak hususunda titizlenmezse, Yusuf'una özen göstermezse, ister istemez Yusuf'unu şehrin kalabalıkları (galebe-likleri) arasında kaybeder, ondan onu bir daha bulamayacağı kadar uzaklaşır.
Etrafsız yaşamak, bir çevrenin bulunmadığı bir alanda ikamet etmek, tek başına kalmak demektir ki bu asla mümkün değildir. Lâkin bütün etrafa rağmen, çevremizi kuşatan sınırların rağmına yalnız yaşamak, yalnız kalmak pekâlâ mümkündür.
Evet dostum, belki tek başına kalamazsın, etrafsız olamazsın ve fakat eğer istersen, seni çevreleyen mâsivanın sınırları içerisinde yalnız kalmayı, sadece kendinle olmayı, kendinde olmayı başarabilirsin.
Sanma ki mutsuzluğun etrafını kaybetmenden, bilakis kendini kaybetmenden. O halde etrafını unutmadıkça, kendini hatırlayamayacağını asla aklından çıkarma!
@@AliSavasSahbaz teşekkür ederim cevabınız için. Sanıyorum Dücane beyin yazısı bu. Benim sorum Yusufu bulmak ya da onun anlamıyla ilgili değil, orası tamam bende.. Kenan bunmaz derken Kenan diyarini mi kastediyor eğer kastediyorsa neden yusuf bulunup Kenan bulunmuyor?
Evet yazı Dücane beyin
@@AliSavasSahbaz Bende şöyle düşündüm kardesim. Yanlışsa düzeltip aydınlatın lütfen.
'Yusuf bulunur, Kenan bulunmaz'
20 yıla yakın belki de aşkın dinlediğim bu ilahi de hep düşünmüşümdür ne demek Kenan bulunmaz? Kenan ilini mi kastediyor Yunus Emre? Peki Kenan ili neyi temsil eder? diye.. Bir sonuca bağlayamadım. Biraz araştırdım bilene de rastlayamadım. Belki çok zahir bir anlamı var, göremiyor da olabilirim. Fakat bugünlerde bunu dinlerken söylerken kalbime şöyle bir nükte geldi, Hz. Yusuf peygamber çocuğu ve kayboldu, Kenan da Hz. Nuhun çocuğu oda kayıp. Yusufun sadece cismi kayıp Kenan'ın ise hakikati kayıp. Hz. Nuh'un onu son kez gemiye çağırırken ki umudunu onun inatla reddedişini canladırınca göz önünde, Yusuf bulunur ama Kenan bulunmaz, bende yerli yerine oturuyor..
Peki hissemiz ne ola? Hisse çok alana.. Yusuf gibi ol, bulunmaya değer ol, kaybolup gitme enaniyetin nefsaniyetin dalgalarında.. Ya da içinde Yusuf gibi iman cevheri var, o bulunur, o yitmez, o kaybolmaz, o ölmez, o tükenmez.. Ama Kenan gibi bir benlik var bir nefs var işte o bulunmaz o kayıptır o zarardır o ziyandır. Bir şartla ki, terbiyesi tezkiyesi yapılıp Hak namına kullanıla..
NEFSİNDE YUSUF’U BULAN CEM MAKAMINA GELİR
Yunus Emre’nin “Yusuf’u Kaybettim” şiirinden örnekle, “Yusuf, can ve ruh makamıdır. Yakup ise nefs makamıdır. Nefsimiz, ruhunu arar. Kendi nefsinde ruhunu arayan ve Yusuf’u bulan cem makamına gelir”
Yusuf ve Yakup ilişkisinin derinlemesine inilmesi için Kuran’da zikredilen bir kıssayı esas almak gerektiğini söyleyen Tatçı, “Bu kıssa, hepinizin bildiği bir kıssa. Yakup Aleyhisselam’ın oğulları tarafından Yusuf’un kuyuya atılması, Yakup Aleyhisselam’ın gözyaşı dökerek katarakt olması, seneler sonra Yusuf’un tevhit kokularını algılaması, Yusuf’un gömleğinin bulunmasıyla birlikte Yakup Aleyhisselam’ın Yusuf’un yaşadığını anlaması ve kavuşmalarından oluşur bu kıssa. Bunların hepsi tevhittir. Yunus Emre’nin bir ilahisi vardır orda şöyle der, ‘Kaybettim Yusuf’u Kenan ilinde, Yusuf bulunur Kenan bulunmaz.’ Bu ilahide o sizleri söyleyen kişi Yakup’dur. Yusuf bulundu, Kenan bulunmaz, diyor. Yusuf cemali tecellidir. Yusuf, can ve ruh makamıdır. Yakup ise nefs makamıdır. Nefsimiz, ruhunu arar. Kendi nefsinde ruhunu arayan ve Yusuf’u bulan cem makamına gelir. Hz. Yusuf Cenab-ı Allah’ın mutlak güzelliğinin sembolüdür. Yakup Aleyisselam’ın Hz. Yusuf’a olan sevgisi oğlu olmasından dolayı değildir. O’nun yüzünde ilahi güzelliğin tecelli etmesindendir. Yakup Aleyhisselam’ın Yusuf’a olan hasreti de ondaki cemal tecellisindendir. Bu parça bir sevgidir fakat bundan sonra tüm varlık Yusuf olacaktır Yakup’un gözünde. Yakup diyor ki, ‘Kendi nefsimde varlık alemini idrak ettim ama çokluktaki tecellileri bulamıyorum.’ Çokluktan kastımız da iyi ve kötü gibi zıt kavramların tek tek yoklayıp dönüştürüp, ‘Yarabbi bu da sendendir, bu da sendendir, bu da sensin,’ diyerek çokluktaki ilahi tecelliyatı anlamamız lazım. İşte çokluğun yokluğunu gösterecek olan kişi, hakkı idrak etmiş olan insanı kamildir, onun temsili ise Yunus’tur”
Prof.Dr.Mustafa Tatçı
Size ulaşmak istiyorum.
Bu şiir Yunus Emre'nin hangi şiir kitabından acaba ?
Yunus Emre’nin değil ki bu eser.Ömer Lütfi Mete eseridir .
Ne? Sondaki Yunus öldü... Mısrası ne peki?
Yusuf derken kast ettiği nedir?
Yunus Emre’nin “Yusuf’u Kaybettim” şiirinden örnekle, “Yusuf, can ve ruh makamıdır. Yakup ise nefs makamıdır.
Nefsimiz, ruhunu arar. Kendi nefsinde ruhunu arayan ve Yusuf’u bulan cem makamına gelir”
Adam ne söylemiş be
bu Diriliş Ertuğrul dizisindeki Atabey Şahabettin Tuğrul değil mi?
please someone translate the verses into english or urdu languaages
I've Lost Yusuf
I've lost Yusuf in the city of Canan
Yusuf will be found, but Canan will not
With this mind, Leyla won't be found
What a wound is this, cure won't be found
In the store of love, they sell lifes(or souls)
I'm selling my life but nobody buys (someone to buy isn't found)
They read the sala as 'Yunus' is dead
The one who dies is the body, lovers never die
Yunus Emre [ks]
thanks brother love from Pakistan.
kenan ili şuan israiloğullarının başkenti ilan ettikleri kudüs kenan ili dedikleri yer yunus emrenin rumeli dediği yer şuan marmara bölgesi diye geçiyor