Allah razı olsun hocalaramızdan , izlerken hiç sıkılmayıp bitince daha devam etseydi dediren bir konuşma . Samimiyet dolu , Melikşah hocamızı çarpan etkileyen mütefekkirleri de merak ederek kaldık , bir sonraki programda öğreniriz inşallah .
02:19 Videolar kitabın yerini tutar mı 03:39 Kitap ve video karşılaştırması 04:01 Videodaki konuşma ile ilim elde edilebilir mi? 05:03 Kitap listesi konusundaki düşünceleri 07:05 Karşılıklı iltifatlar :) 08:02 3 Konu hakkında herkese verdiği kitap tavsiyeleri 10:01 Kitap tavsiyesi kişinin amaçlarıyla hedefleriyle örtüşmeli 11:22 aksi halde Pazarlamasına aldanan bir okuyucu olursun 11:48 İnsanlar gerçekten arzuladıkları şeyi yanlış seçiyorlar. Arzularını nesneleştiriyorlar 14:51 Az kitap okuyup derin okumak mı? Çok kitap okuyup alan genişletmek mi? 17:27 Kitap neden zevk unusuru olur? 23:18 Alimlik ilm ve kitap ilişkisi 25:25 Kitap hafıza-unutma üzerine 29:14 Okuma metodu var mı? 31:53 Hangi alanda okuma yapmaktan keyif alıyor Muhammet hoca 33:08 Kitap için belirli bir okuma yaşı zamanı var mı? 34:39 Psikoloji neden hatalı çıkarımlar yapabilir? 35:43 Hocaların ilk okudukları eserler
Muhammed Hoca’nın edebiyat ve tarih okuyun tavsiyesi güzel, çünkü kendimizi tanımada en temelde bunlar işe yarıyor. Bağcılar-Paris ve Migros-Bim 😅derken de bulundukları yeri yeşertip canlandırmaları o kadar belli ki herkes kendi alanında forvet dedikleri bu olsa gerek😌 ✔İşte kendini imar eden ,başkasını da inşaa edebiliyor. Kitap okumaları ve eserler üzerine daha çok video bekleriz, biz bu ikiliyi tuttuk 🙌🏻
Belgesel izlemek değil de tartışma(çatışma değil) programları bazen tam hedeflenen bilgileri verebiliyor. Gerçi bu eskiden çok daha mümkündü ama tartışma programları günümüzde insanların birbirini ezmesi üzerine dayalı olduğu için eski verimi alamayabiliyorsunuz. Yine de ilgi duyduğunuz konu hakkında hangi alanlara daha derinlemesine dalmalısınız ya da taraflar kaynak ismi verdiyse hangi kitaplar üzerinden ilerleyebileceğiniz konusunda bir fikir vermesi adına faydalı olabiliyor. Özellikle İsmail Halis'in programlarında olduğu gibi kaynak kitapların isminin verildiği programlar daha faydalı olabiliyor. Yine de hayatına bir şeyler katma ve öğrenme anlamında video izleme ile kitap okuma kıyaslanamaz. Kitap okuma, kitabın başlığını içerdiği konuda daha derin bilgiler verebilmekte. PDF veya dijital kitap konusunda bir istisna söylemek gerek. Geniş araştırma dönemlerinde bir konu hakkında farklı kitaplardan ilgili bölümleri bulmak istediğinizde PDF veya bilgisayar üzerinden okumalar daha verimli olabiliyor. Zira bu verime, yani hangi kitapları okuyacağınız konusunda seçicilik ve zaman kullanımı konusunda başarılı olabilmeye normal şartlarda ancak "ayaklı kütüphaneler" diyebileceğimiz insanlara danıştığımızda ulaşabiliriz. Kitabın düzenli cümle akışı ve konuşmamıza katkısı yadsınamaz. Ancak bunun getirdiği bir tehlike de var. Seçeceğiniz kitaplarda sadece belirli fikirlere sahip insanlara takılıp kaldığınızda kitaptan bilgi almaktan ziyade ilgili kişinin düşünce yapısına benzer bir düşünce yapısına kavuşuyorsunuz. Seçtiğiniz kişi gerçekten başarılı ve iyi bir insan olsa bile bu sizi, siz olmaktan çıkarıyor. Bunun yerine her zaman farklı düşüncelere, bakış açılarına sahip insanları okumanın kendi karakterinizin oluşmasına, kendi bilgi hazinenizin ve düşüncelerinizin yeşermesine katkısı daha büyük. Kitap listesi konusundaki görüşlerinize sonuna kadar katılıyorum. Zira kitap seçimi kişiye özel, zamana özel, ruh haline özel bir şey. Gönüllü ve istekli okunmayan bir kitabın size katabileceği şeyler çok azdır. Bu açıdan bakıldığında aynı konuyu anlatan iki kitabın bile size katacağı farklı olabilir. Zira eğer akademisyen değilseniz ve teknik bir dille yazılmış bir kitap varsa bu kitaptan alabileceğiniz şey çok azdır. Ancak aynı konuyu daha hikayeleştirilmiş olarak anlatan bir kitap size daha faydalı olabilir. Oysa iki kitapta aynı konuyu anlatıyordur. Sadece yöntem farklılığı bile kimin hangi kitabı okuması gerektiğini belirleyebilir. Kitap okuma tavsiyesi konusunda edebiyat kitapları dışında Tarih okumanın önemine katılıyorum. Bu durum dini kitaplar için bile önemli. Yani elinizde tarihi bir veri olmadığı sürece yaptığınız okuma sadece o an ve sizin için doğru görünecektir. Zira Kur'an-ı Kerim bile doğrudan emir vermek ve tavsiye etmek yerine tarihi hadiseler üzerinden örnekler vermekte. Belgi Kur'an öncesi inan kitaplarda buna gerek yoktu. Hatta peygamber efendimizin yaşadığı dönemde bile gerek olmayabilirdi. Ancak bu tarihi veri tabanı kıyamete kadar geçerli olacak bir kitap için, yani onu okuyacak bizler için gerekli. Tarihi hadiseleri bilmek, hatta mümkünse aynı dönem içinde yaşanan yan olayları, kültürel alt yapıyı, dönemin insanlarının genel karakteristiklerini bilmek size bir konuyu anlamada çok fazla şey katabilir. Bu nedenledir ki tarih okumak herkes için gereklidir. Yani tarih okumak için tarihçi olmanız gibi bir zorunluluk yoktur. Okuma ile ilgili Melikşah hocamızın söylediği "bir hedef belirleme" konusu da önemli. Zira Kur'an-ın indiği ilk dönemler ciddi bir bilgi akışı var ve insanların hayatlarında daha radikal değişiklikler isteyen meseleler var. Bu dönemde müslümanlar gecenin bir yarısı kuran okumaları yaparken daha ilerleyen dönemlerde Allah'ın Kur'an okumasını daha rahat bir düzende okumaya izin verdiğini görmekteyiz. Çünkü artık hedeflenen konu büyük ölçüde halledilmiş ve o satten sonra zaten bilinen konuların yaşam üzerinde tatbiki ve ufak tekrar okumaları ile devam edecek. Aynı durum yaşamımızın her anı için geçerli. Mesleki bir hedefiniz olduğunda o mesleki beceriyi kazanana kadar yaptığınız okuma sıklığı ile ileri dönemde yaptığınız okumanın sıklığı değişmekte. Ayrıca okumaların içeriği de temel seviyeden farklı seviyelere evrilmekte. Bir kitabın tekrar tekrar okunması meselesi sizin o kitabın seviyesinin neresinde olduğunuza göre değişebiliyor. Tabi edebi eserleri bu yorumun dışında tutuyorum. Edebi eserlerde aynı duyguyu yaşamak için yapılan tekrar okumaları bambaşka bir şey. Ancak ilmi meselelerde kitap tekrarı zamana ve bilgi seviyenize göre size farklı şeyler katabiliyor. Yine de her kitabın böyle olmadığını düşündüğümüzde daha çok seviyesine göre bir kitaptan diğerine geçmek daha verimli bir yaklaşım olacaktır. Zira her okunduğunda farklı bilgiler edindiğiniz kitaplar konusunda zirve Kur'an ve hiçbir kitabın kıyamete kadar geçerli bu ilahi kitabın seviyesine erişmesi mümkün değil. Ayrıca az sözle çok şey anlatabilmek herkesin harcı da değil. Örneğin twitter'da istediğimi 280 karaktere sığdırarak hatasız anlatabilmek pek beceremediğim bir şey. İlk yazdığımda anlaşılabilmesi adına uzun yazdığım bir yazıyı kısaltmaya çalıştıkça kaybettiğim zaman ve bazen ortaya çıkan devrik cümleler canımı çok sıkmakta. Oysa kimi insan bir satır yazı ile çok şey anlatabilmekte. :) Ayaklı kütüphaneler meselesi ise çok farklı bir durum. Gerçekten her gördüğünü, her okuduğunu detayları ile hatırlamak çok güzel. Yine de alimlerimizi ayırarak şunu söylemeden edemeyeceğim. Fotoğrafik hafızaya sahip olmak, aldığınız o bilgiyi doğru analiz edebildiğiniz ve bunun ile yaşamınıza yön verebileceğinizi garanti etmemekte. Zira başarılı siyasetçilerin de hafızaları çok güçlü olabiliyor ancak yaptıklarını ve ilerledikleri yolu görünce o hafızanın kendi dünyalarını doğru yönde inşa etmekte pek faydalı olamadığını görebiliyorsunuz. Tabi bu böyle bir hafızaya sahip olma istemediğimiz anlamına gelmiyor. Ancak şahsi olarak hafıza konusunda çok zayıfım. Öğrendiğim bir şeyi hayatımda kullanmakta başarılı olsam da ne zaman kimden duymuştum ya da hangi kitapta okumuştum hatırlamam çok zor. Ayetler konusunda da aynı durumu yaşamaktayım. Bir konu ile ilgili bir ayetin metnini hatırlasam bile o metnin tam olarak hangi sure ve ayete ait olduğunu asla hatırlayamıyorum. Bu konuda ayetin mealini google'a yazarak aratıyorum ve çoğunlukla hangi ayet ve sure olduğunu ancak o şekilde çıkarabiliyorum. Kısacası hafıza konusunda çok iyi olduğumu söyleyemem ancak bunu da sadece hayatıma değer katacak şeyleri hafızama kazıyarak yapabiliyorum. Zira beyin önemsiz gördüğü bilgiyi hafızanızın çok derinlerine gömebiliyor ve daha önemli gördükleriniz ile yaşamınıza yön verebiliyor. Her zaman iyi olduğum matematikten üniversite 1.sınıfta zayıf aldığımda bunu ilk elden tecrübe etmiştim. Zira zorlu geçen bir dersane sürecinden sonra kendimi öyle şartlamışım ki bu sınavdan sonra gireceğim başka önemli bir sınav yok diye kendimi hazırlamıştım. Sınav sonunda o ana kadar okuduğum her şeyi hafızamın derinlerine atmıştım. Bir nevi üzerini toprakla örtmüştüm. Malesef beynin insan yaşamında böyle bir etkisi de var. Kitap okuma konusundaki tavsiyelerden öğretmek için okumanın aynı zamanda kendi öğrenme sürecimi pekiştirdiğine de çok kez şahit oldum. Zira öğreteceğiniz kişinin anlaması için ilgili konuyu farklı açılardan da görme eğilimine giriyorsunuz ve bu eylem sizi o konuyu anlama konusunda daha da dinç tutmakta. Bu yöntemin avantajını çok yaşadım. Son olarak Melikşah hocamızın talebi üzerine cevaplıyorum. Bence psikoloji yaşayan ve zamana göre değişen bir bilimdir. Not: Kitap okuma alışkanlığı adına kendi evinde kitaplı ya da bir kütüphane oluşturma fikri çok faydalı olabiliyor. Ancak günümüzde instagram sayfalarında gördüğümüz janjanlı ve faydasız edebi! kitaplardan oluşturulan kitaplıklardan, kütüphanelerden bahsetmiyorum. Zira bu sefer iş kitap okumaktan ziyade sizi kolleksiyonculuğa itecektir. O zaman da okuyacağınız kitabın size katacağı şeyden ziyade kolleksiyonunuza kattığınız eserin sizi nasıl göstereceğine odaklanmış olursunuz. Bu kadar sıkıntısını yazmama rağmen bir evde oluşturulmuş özel bir kitaplık veya kütüphane hem bize, hem de çocuklarımıza okuma alışkanlığı kazandırma adına önemli olabilir.
Yıllardır kitap piyasasında olan bir kardeşiniz olarak kitap tavsiyesi doktorun tedavi ettiği hastaya verdiği ilaç gibidir derim. Tanımadığın bir insana kitap tavsiyesi ancak tavsiye edenin egosuna yarar... bu arada video da melikşah hocamın sesi kısık çıkıyor, melikşah hoca yalnız değildir :)
Bende öyleyim. Okuduğum kitapları yarım okuyamıyorum. Mutlaka sonuna kadar okumayı kendimi borçlu hissediyorum. Ama zamanla bazı kitapları yarım bırakmayı öğrendim. Çünkü maalesef zaman israfı olduğunu hissettim.
2:36 Ben buna katılmıyorum. Video/konuşma aslında kitap öncesi sözlü döneme giden insan fıtratına daha uygun bir bilgi alma metodu olabilir. Söz sihirdir deniyor ya. Söz de sanılanın aksine jest mimik tonlamadan bile inanılmaz veri elde edebiliyoruz ki bu da hafızaya kodlanma sürecini diğer bilgilerden ayırıyor. Ben videoların üzerine notlar alıyorum bir eklenti ile. Hangi saniyede ne söylediler. Ve zihnim şu hoca bu konuda şunu söylemişti diğer hoca da benzer bir şey söylemişti diyerek bilgileri tasnif ediyor. Sonra direk o saniyeleri bulup atıf yapabiliyorum. Tabi böyle bir platform daha icat olmadı. Şimdilik eve gelen arkadaşlarımla konuşurken gösterebiliyorum. Belki de yeni nesilimdir :) Bir de Sesli kitabı nereye koyacağız. Konuşmayı aslında sesli kitap gibi düşünemez miyiz? hem de görsel işitsel daha fazla bilgi barındıran bir sesli kitap. Aynı şekilde video ders serileri var ki bunlar da üzerine çok hazırlanılan ve belki bir kitaptan bile daha fazla bilgileri ihtiva edebiliyor olan. Video'yu sadece kamera açıp doğaçlama konuşma olarak düşünmemek lazım. Hatta bir yazıdan alıntı yapayım ironik bir şekilde: "Sözel olan ile görsel olanın birlikte olduğu yazılı olanın onların altında kaldığı uzun bir dönem yaşadık. Gutenberg'ten sonra yazılı olan diğer ikisini baskıladı. Şimdi görsel baskın hale geldi ve diğerlerini bastırmakta. Bugün yeniden sözel olana dönüyoruz."
Muhammet hoca dışındakilerin sesleri neden bu kadar kötü? yazık olmuş canım videoya. şimdi kulaklık takıp yeniden dinlemek zorunda kalacağım baştan sona. çok önemli hususlar var.
Allah razı olsun hocalaramızdan , izlerken hiç sıkılmayıp bitince daha devam etseydi dediren bir konuşma . Samimiyet dolu , Melikşah hocamızı çarpan etkileyen mütefekkirleri de merak ederek kaldık , bir sonraki programda öğreniriz inşallah .
02:19 Videolar kitabın yerini tutar mı
03:39 Kitap ve video karşılaştırması
04:01 Videodaki konuşma ile ilim elde edilebilir mi?
05:03 Kitap listesi konusundaki düşünceleri
07:05 Karşılıklı iltifatlar :)
08:02 3 Konu hakkında herkese verdiği kitap tavsiyeleri
10:01 Kitap tavsiyesi kişinin amaçlarıyla hedefleriyle örtüşmeli
11:22 aksi halde Pazarlamasına aldanan bir okuyucu olursun
11:48 İnsanlar gerçekten arzuladıkları şeyi yanlış seçiyorlar. Arzularını nesneleştiriyorlar
14:51 Az kitap okuyup derin okumak mı? Çok kitap okuyup alan genişletmek mi?
17:27 Kitap neden zevk unusuru olur?
23:18 Alimlik ilm ve kitap ilişkisi
25:25 Kitap hafıza-unutma üzerine
29:14 Okuma metodu var mı?
31:53 Hangi alanda okuma yapmaktan keyif alıyor Muhammet hoca
33:08 Kitap için belirli bir okuma yaşı zamanı var mı?
34:39 Psikoloji neden hatalı çıkarımlar yapabilir?
35:43 Hocaların ilk okudukları eserler
oldukça keyifli bir sohbet. oldukça güzel bir kütüphane. Allah istikametten ayırmasın.
Çok menfaatli oldu Allah razı olsun.
Rabb'im mütefekkirlerimizin gönlüne uygun idrak zemininde temayüz etmeyi nasip etsin...
Muhammed Hoca’nın edebiyat ve tarih okuyun tavsiyesi güzel, çünkü kendimizi tanımada en temelde bunlar işe yarıyor.
Bağcılar-Paris ve Migros-Bim 😅derken de
bulundukları yeri yeşertip canlandırmaları o kadar belli ki herkes kendi alanında forvet dedikleri
bu olsa gerek😌
✔İşte kendini imar eden ,başkasını da inşaa edebiliyor.
Kitap okumaları ve eserler üzerine daha çok video bekleriz,
biz bu ikiliyi tuttuk 🙌🏻
Güzel muhabbet... Her iki hocam da sağ olsun.
Abicim kanalına abone oldum. Keşke daha önce tanısaydım.
Muhammed kardeş porağraö çok güzel Melikiah hocaya biraz daha fazla konuşma fırsatı verseniz daha da güzel olacak
Muhabbet çok güzel
Hocam Allah razı olsun 😊
Allah razı olsun
Belgesel izlemek değil de tartışma(çatışma değil) programları bazen tam hedeflenen bilgileri verebiliyor. Gerçi bu eskiden çok daha mümkündü ama tartışma programları günümüzde insanların birbirini ezmesi üzerine dayalı olduğu için eski verimi alamayabiliyorsunuz. Yine de ilgi duyduğunuz konu hakkında hangi alanlara daha derinlemesine dalmalısınız ya da taraflar kaynak ismi verdiyse hangi kitaplar üzerinden ilerleyebileceğiniz konusunda bir fikir vermesi adına faydalı olabiliyor. Özellikle İsmail Halis'in programlarında olduğu gibi kaynak kitapların isminin verildiği programlar daha faydalı olabiliyor. Yine de hayatına bir şeyler katma ve öğrenme anlamında video izleme ile kitap okuma kıyaslanamaz. Kitap okuma, kitabın başlığını içerdiği konuda daha derin bilgiler verebilmekte.
PDF veya dijital kitap konusunda bir istisna söylemek gerek. Geniş araştırma dönemlerinde bir konu hakkında farklı kitaplardan ilgili bölümleri bulmak istediğinizde PDF veya bilgisayar üzerinden okumalar daha verimli olabiliyor. Zira bu verime, yani hangi kitapları okuyacağınız konusunda seçicilik ve zaman kullanımı konusunda başarılı olabilmeye normal şartlarda ancak "ayaklı kütüphaneler" diyebileceğimiz insanlara danıştığımızda ulaşabiliriz.
Kitabın düzenli cümle akışı ve konuşmamıza katkısı yadsınamaz. Ancak bunun getirdiği bir tehlike de var. Seçeceğiniz kitaplarda sadece belirli fikirlere sahip insanlara takılıp kaldığınızda kitaptan bilgi almaktan ziyade ilgili kişinin düşünce yapısına benzer bir düşünce yapısına kavuşuyorsunuz. Seçtiğiniz kişi gerçekten başarılı ve iyi bir insan olsa bile bu sizi, siz olmaktan çıkarıyor. Bunun yerine her zaman farklı düşüncelere, bakış açılarına sahip insanları okumanın kendi karakterinizin oluşmasına, kendi bilgi hazinenizin ve düşüncelerinizin yeşermesine katkısı daha büyük.
Kitap listesi konusundaki görüşlerinize sonuna kadar katılıyorum. Zira kitap seçimi kişiye özel, zamana özel, ruh haline özel bir şey. Gönüllü ve istekli okunmayan bir kitabın size katabileceği şeyler çok azdır. Bu açıdan bakıldığında aynı konuyu anlatan iki kitabın bile size katacağı farklı olabilir. Zira eğer akademisyen değilseniz ve teknik bir dille yazılmış bir kitap varsa bu kitaptan alabileceğiniz şey çok azdır. Ancak aynı konuyu daha hikayeleştirilmiş olarak anlatan bir kitap size daha faydalı olabilir. Oysa iki kitapta aynı konuyu anlatıyordur. Sadece yöntem farklılığı bile kimin hangi kitabı okuması gerektiğini belirleyebilir.
Kitap okuma tavsiyesi konusunda edebiyat kitapları dışında Tarih okumanın önemine katılıyorum. Bu durum dini kitaplar için bile önemli. Yani elinizde tarihi bir veri olmadığı sürece yaptığınız okuma sadece o an ve sizin için doğru görünecektir. Zira Kur'an-ı Kerim bile doğrudan emir vermek ve tavsiye etmek yerine tarihi hadiseler üzerinden örnekler vermekte. Belgi Kur'an öncesi inan kitaplarda buna gerek yoktu. Hatta peygamber efendimizin yaşadığı dönemde bile gerek olmayabilirdi. Ancak bu tarihi veri tabanı kıyamete kadar geçerli olacak bir kitap için, yani onu okuyacak bizler için gerekli. Tarihi hadiseleri bilmek, hatta mümkünse aynı dönem içinde yaşanan yan olayları, kültürel alt yapıyı, dönemin insanlarının genel karakteristiklerini bilmek size bir konuyu anlamada çok fazla şey katabilir. Bu nedenledir ki tarih okumak herkes için gereklidir. Yani tarih okumak için tarihçi olmanız gibi bir zorunluluk yoktur.
Okuma ile ilgili Melikşah hocamızın söylediği "bir hedef belirleme" konusu da önemli. Zira Kur'an-ın indiği ilk dönemler ciddi bir bilgi akışı var ve insanların hayatlarında daha radikal değişiklikler isteyen meseleler var. Bu dönemde müslümanlar gecenin bir yarısı kuran okumaları yaparken daha ilerleyen dönemlerde Allah'ın Kur'an okumasını daha rahat bir düzende okumaya izin verdiğini görmekteyiz. Çünkü artık hedeflenen konu büyük ölçüde halledilmiş ve o satten sonra zaten bilinen konuların yaşam üzerinde tatbiki ve ufak tekrar okumaları ile devam edecek. Aynı durum yaşamımızın her anı için geçerli. Mesleki bir hedefiniz olduğunda o mesleki beceriyi kazanana kadar yaptığınız okuma sıklığı ile ileri dönemde yaptığınız okumanın sıklığı değişmekte. Ayrıca okumaların içeriği de temel seviyeden farklı seviyelere evrilmekte.
Bir kitabın tekrar tekrar okunması meselesi sizin o kitabın seviyesinin neresinde olduğunuza göre değişebiliyor. Tabi edebi eserleri bu yorumun dışında tutuyorum. Edebi eserlerde aynı duyguyu yaşamak için yapılan tekrar okumaları bambaşka bir şey. Ancak ilmi meselelerde kitap tekrarı zamana ve bilgi seviyenize göre size farklı şeyler katabiliyor. Yine de her kitabın böyle olmadığını düşündüğümüzde daha çok seviyesine göre bir kitaptan diğerine geçmek daha verimli bir yaklaşım olacaktır. Zira her okunduğunda farklı bilgiler edindiğiniz kitaplar konusunda zirve Kur'an ve hiçbir kitabın kıyamete kadar geçerli bu ilahi kitabın seviyesine erişmesi mümkün değil. Ayrıca az sözle çok şey anlatabilmek herkesin harcı da değil. Örneğin twitter'da istediğimi 280 karaktere sığdırarak hatasız anlatabilmek pek beceremediğim bir şey. İlk yazdığımda anlaşılabilmesi adına uzun yazdığım bir yazıyı kısaltmaya çalıştıkça kaybettiğim zaman ve bazen ortaya çıkan devrik cümleler canımı çok sıkmakta. Oysa kimi insan bir satır yazı ile çok şey anlatabilmekte. :)
Ayaklı kütüphaneler meselesi ise çok farklı bir durum. Gerçekten her gördüğünü, her okuduğunu detayları ile hatırlamak çok güzel. Yine de alimlerimizi ayırarak şunu söylemeden edemeyeceğim. Fotoğrafik hafızaya sahip olmak, aldığınız o bilgiyi doğru analiz edebildiğiniz ve bunun ile yaşamınıza yön verebileceğinizi garanti etmemekte. Zira başarılı siyasetçilerin de hafızaları çok güçlü olabiliyor ancak yaptıklarını ve ilerledikleri yolu görünce o hafızanın kendi dünyalarını doğru yönde inşa etmekte pek faydalı olamadığını görebiliyorsunuz. Tabi bu böyle bir hafızaya sahip olma istemediğimiz anlamına gelmiyor. Ancak şahsi olarak hafıza konusunda çok zayıfım. Öğrendiğim bir şeyi hayatımda kullanmakta başarılı olsam da ne zaman kimden duymuştum ya da hangi kitapta okumuştum hatırlamam çok zor. Ayetler konusunda da aynı durumu yaşamaktayım. Bir konu ile ilgili bir ayetin metnini hatırlasam bile o metnin tam olarak hangi sure ve ayete ait olduğunu asla hatırlayamıyorum. Bu konuda ayetin mealini google'a yazarak aratıyorum ve çoğunlukla hangi ayet ve sure olduğunu ancak o şekilde çıkarabiliyorum. Kısacası hafıza konusunda çok iyi olduğumu söyleyemem ancak bunu da sadece hayatıma değer katacak şeyleri hafızama kazıyarak yapabiliyorum. Zira beyin önemsiz gördüğü bilgiyi hafızanızın çok derinlerine gömebiliyor ve daha önemli gördükleriniz ile yaşamınıza yön verebiliyor. Her zaman iyi olduğum matematikten üniversite 1.sınıfta zayıf aldığımda bunu ilk elden tecrübe etmiştim. Zira zorlu geçen bir dersane sürecinden sonra kendimi öyle şartlamışım ki bu sınavdan sonra gireceğim başka önemli bir sınav yok diye kendimi hazırlamıştım. Sınav sonunda o ana kadar okuduğum her şeyi hafızamın derinlerine atmıştım. Bir nevi üzerini toprakla örtmüştüm. Malesef beynin insan yaşamında böyle bir etkisi de var.
Kitap okuma konusundaki tavsiyelerden öğretmek için okumanın aynı zamanda kendi öğrenme sürecimi pekiştirdiğine de çok kez şahit oldum. Zira öğreteceğiniz kişinin anlaması için ilgili konuyu farklı açılardan da görme eğilimine giriyorsunuz ve bu eylem sizi o konuyu anlama konusunda daha da dinç tutmakta. Bu yöntemin avantajını çok yaşadım.
Son olarak Melikşah hocamızın talebi üzerine cevaplıyorum. Bence psikoloji yaşayan ve zamana göre değişen bir bilimdir.
Not: Kitap okuma alışkanlığı adına kendi evinde kitaplı ya da bir kütüphane oluşturma fikri çok faydalı olabiliyor. Ancak günümüzde instagram sayfalarında gördüğümüz janjanlı ve faydasız edebi! kitaplardan oluşturulan kitaplıklardan, kütüphanelerden bahsetmiyorum. Zira bu sefer iş kitap okumaktan ziyade sizi kolleksiyonculuğa itecektir. O zaman da okuyacağınız kitabın size katacağı şeyden ziyade kolleksiyonunuza kattığınız eserin sizi nasıl göstereceğine odaklanmış olursunuz. Bu kadar sıkıntısını yazmama rağmen bir evde oluşturulmuş özel bir kitaplık veya kütüphane hem bize, hem de çocuklarımıza okuma alışkanlığı kazandırma adına önemli olabilir.
Video özeti için teşekkürler
Aga ne yazdın yav aşşağa kaydırana kadar parmağım koptu sen nasıl yazdın
Ben yorumunuzu üşenmedim okudum, değerli görüşleriniz için teşekkürler
videonun özeti niteliğinde bir yazı olmuş. teşekkürler. Allah razı olsun.
Meliksah hocanin sesi az geliyor..
Kanal Muhammed hocanın olunca kaliteli olan mikrofonu kendisi takmış 😅
Allâme Kevserînin Mukaddimât'ı da öyle..
Yıllardır kitap piyasasında olan bir kardeşiniz olarak kitap tavsiyesi doktorun tedavi ettiği hastaya verdiği ilaç gibidir derim. Tanımadığın bir insana kitap tavsiyesi ancak tavsiye edenin egosuna yarar... bu arada video da melikşah hocamın sesi kısık çıkıyor, melikşah hoca yalnız değildir :)
Bende öyleyim. Okuduğum kitapları yarım okuyamıyorum. Mutlaka sonuna kadar okumayı kendimi borçlu hissediyorum.
Ama zamanla bazı kitapları yarım bırakmayı öğrendim. Çünkü maalesef zaman israfı olduğunu hissettim.
Muhammed Hocam : bize Walt disney verdiler de biz mi okumadık 😄 keyifli sohbet Allah razı olsun
Vidoeda iki hoca gözüktüğüne bakmayın. Aslında birinin sesi geliyor.
Muhammed hoca biraz vaaz makamında gibi Melikşah hoca daha fazla konuşabilse iyi olacak.
Melikşah hocam göz sağlığın nasıl?😂
Sondaki risale atıfı nurcu kardeşleri kızdıracak hocam 😅
2:36 Ben buna katılmıyorum. Video/konuşma aslında kitap öncesi sözlü döneme giden insan fıtratına daha uygun bir bilgi alma metodu olabilir. Söz sihirdir deniyor ya. Söz de sanılanın aksine jest mimik tonlamadan bile inanılmaz veri elde edebiliyoruz ki bu da hafızaya kodlanma sürecini diğer bilgilerden ayırıyor.
Ben videoların üzerine notlar alıyorum bir eklenti ile. Hangi saniyede ne söylediler. Ve zihnim şu hoca bu konuda şunu söylemişti diğer hoca da benzer bir şey söylemişti diyerek bilgileri tasnif ediyor. Sonra direk o saniyeleri bulup atıf yapabiliyorum. Tabi böyle bir platform daha icat olmadı. Şimdilik eve gelen arkadaşlarımla konuşurken gösterebiliyorum. Belki de yeni nesilimdir :)
Bir de Sesli kitabı nereye koyacağız. Konuşmayı aslında sesli kitap gibi düşünemez miyiz? hem de görsel işitsel daha fazla bilgi barındıran bir sesli kitap. Aynı şekilde video ders serileri var ki bunlar da üzerine çok hazırlanılan ve belki bir kitaptan bile daha fazla bilgileri ihtiva edebiliyor olan. Video'yu sadece kamera açıp doğaçlama konuşma olarak düşünmemek lazım.
Hatta bir yazıdan alıntı yapayım ironik bir şekilde:
"Sözel olan ile görsel olanın birlikte olduğu yazılı olanın onların altında kaldığı uzun bir dönem yaşadık. Gutenberg'ten sonra yazılı olan diğer ikisini baskıladı. Şimdi görsel baskın hale geldi ve diğerlerini bastırmakta. Bugün yeniden sözel olana dönüyoruz."
Şu ikilinin mubabettine katılıp sabaha kadar goy goy yapmak isterim 😊
Muhammed Yazıcı hocanın bahsettiği umdetul ile başlayan kitabın tam ismini yazacak bir kardeşim var mıdır?
Umdetü'l-Huffaz
Muhammet hoca dışındakilerin sesleri neden bu kadar kötü? yazık olmuş canım videoya. şimdi kulaklık takıp yeniden dinlemek zorunda kalacağım baştan sona. çok önemli hususlar var.
Muhammed hocam keşke biraz daha az konuşsanız