karatay lisesinde yapılan bir tiyatro gösteri çıkışıydı insanlar o gece okulda yattılar ben 9 yaşındaydım evimiz yakın olduğu için eve gitmek üzere yola çıktık eve gelinceye kadar 3 kez nefesim kesildiğini hatırlıyorum
Ben 14 yaşındaydım babamrahmetlik avcıydı o gün grup arkadaşlarıyla ava gideceklerdi ben geceden bademciklerim şişip çok ateşlenmiştim babam beni bırakıp gidemedi hastane doktor derken arkadaşları 7 kişi münibüsle dağa ava sabah gittiler ikindin tipi kar fırtına çıktı babamın arkadaşları geri dönemediler hepsi ölmüştü 3 gün sonra bulundular babam arkadaşlarına çok üzüldü bir taraftanda beni kurtaran kızım diye ağlayarak bana sarılıp öpüyordu o günü hiç unutmam YASAYAN KİSİLERİN ANLATİMLARİ (BAYAN)
13 Mart 1971 cumartesi günü ikindiye doğru yağmaya başlayan kar yağışı daha sonra akşama doğru kar ile birlikte tipi fırtınasına dönüştü gece boyunca sürdü ertesi sabah kar yağışı ve tipi fırtınası hiç kalmadı hava açılmış ve sakinlemişti gece boyu elektrik kesilmişti çok fazla kar yağmamıştı ama kar fırtınası görüş mesafesini neredeyse sıfıra indirmiş yakın mesafelerde evine gidecekler başlarına naylon torba geçirip ağız burun kısmına bir delik açarak ezbere el yordamıyla evlerine gitmişlerdi gidemeyenler en yakınlarında buldukları yerlere sığındılar evine veya herhangi bir yere ulaşıp sığınamayan açık arazide işi olan ava çıkan 67 kişinin o gece kar fırtınasında donarak hayatını kaybettikkerini öğrendik Allah esirgesin Allah rahmet etsin(BAY)
Gazi lisesinde okuyordum. Dersler bitince,okulun basket sahasında bir müddet futbol oynadık. Sonra saray sinemasına gidip film izledik. Futbol oynarken ve sinemaya girerken bulutlu ama gayet sakin bir hava vardı. Fırtınadan önceki sessizlik dedikleri bu olsa gerek. Film bitip dışarı çıktığımızda inanılmaz bir tipiyle karşılaştık. Kar taneleri kum gibi suratımıza çarpıyor, bir metre ötemizi göremiyorduk. Sohbetlerde, kitaplarda anlatılan tipinin ne olduğunu o gün anladım. Nefes alabilmenin ne kadar büyük bir saadet olduğunu da tipi sayesinde bir kez daha idrak ettim. Arkadaşım Osman'la birbirimize tutunarak, merkez postanenin hemen arkasında bulunan evlerine zar zor ulaşabildik. Evlerinde o an kimse yoktu. Osman yiyecek birşeyler çıkarıp sofra kurdu. Zar zor birşeyler yedim ama, küçükkumköprüdeki evimize nasıl gideceğimi düşünüyordum. Çünkü belediye otobüsleri çalışmıyordu. Osman bir küçük battaniye getirdi ve buna sarınarak gidebilirsin dedi. Aynı zamanda istersem onlarda kalabileceğimi de söyledi ama,eve haber verme şansım olmadığı için bunu göze alamadım. Osman kolaylıklar dileyerek beni yolcu ederken, babası rahmetli Fikri amca geldi. Şemsiyeyle kendini koruyarak zar zor evine gelebilmişti. Bana, gidebilecekmisin diye sordu. Battaniye beni korur Fikri amca,merak etme diyerek elini öptüm ve yola revan oldum. Tipi,aynı şiddetiyle hiç durmayacak gibi devam ediyordu. Yağan karla birlikte,yerdeki karı da savuran rüzgar görüşü neredeyse tamamen yok ediyordu. Battaniyeyi başıma siper ederek nefes alabiliyordum. Zaman zaman koşmaya çalışarak ve adım adım bildiğim bölgede,sokak aralarını kullanarak Üçler mezarlığına kadar geldim. Bundan sonrası hep ana cadde olduğu için, tipi daha şiddetli hissediliyordu ama ben de battaniyeyle ilerlemeyi iyice öğrenmiştim. Topraklık caddesi nispeten dar olduğu için orayı daha kolay geçtim. Bizim caddeye girdiğimde şiddet tekrar artmıştı ama,az bir yolum kaldığı için, biraz da sevinçten önümü görmeden koşmaya başladım. Eve geldiğimde kendimle gurur duyuyordum. Elektrikler gecenin tamamında kesikti. Ertesi gün bizim evin önünde kar yoktu.Ancak caddenin kuzey tarafında,yani bizim karşımızdaki bütün evlerin kapıları ve pencereleri karla örtülüydü. O gün ve ertesi gün aldığımız haberlerle olayın dehşetini kavrayabilmiştik.(BAY)
Bu felaketi yaşayanlar arasında 16 yaşında biri olarak ben de tam içinden yaşadım.Muharrem bey'in anlattıkları şehrin içinden yaşanan olaylar olarak çok güzel bir şekilde anlatılmış.Ben o günkü kar yağışının güzelliğini daha güzel yaşayabilmek amacı ile bir arkadaşımla Meram'a gitmiştik.Henüz öğle saatleriydi ve inanılmaz güzellikte ve rüzgarsız bir havada kar taneleri görebileceğiniz en büyük irilikte gökten yere seyrine doyulmaz bir şekilde iniyordu.Bir anda şiddetli bir rüzgar sert bir kar tipisini başlattı.Felaketi hissederek Meram tepelerinden otobüs durağına zar zor ulaştık.Arkadaşım Meram'da oturduğu için evine ulaştı.Ben bekleyen otobüse bindim.Otobüste çoğu kadınlardan oluşan yaklaşık on kişi vardı.Oldukça yavaş bir hızla ilerleyerek, o günkü Eğitim Enstitüsü civarına kadar gelebildik.Ancak daha ileri gidemiyorduk. Otobüsdeki en küçük kişi bendim ve otobüs şoförü ve diğer bir kaç orta yaşlı bey beni az ilerde telefon kulübesi var,şu jetonu al itfaiyeyi ara ve yardım iste diyerek görevlendirdiler. Boyumu aşan karlar içinde ve nefes almaya imkan olmayan bir ortamda ilerlemeye çalıştım ama başarısız olacağımı hissederek zor bela geri dönmeyi becerebildim.Otobüsün içine beni adeta sürükleyerek alabildiler.Kendimi bir koltukta yüzüme tokat atan ve ellerimi oğuşturan hanımlar arasında buldum.O hanımlara büyük bir teşekkür borçluyum,benim donma sürecine girdiğimi fark edip kurtarma çabasına girmişler.Beni telefon kulubesine yollayan erkekler ise tam bir umursamazlık içinde benim durumumla adeta dalga geçtiler.Sonrasında ise o yıllarda o civarda konuşlanmış durumda olan İkinci Orduya bağlı 487. Ulaştırma Taburuna bağlı bir grup asker başlarında nöbetçi subayları olduğu halde ve kolkola girmiş pozisyonda olarak bizleri askerlerden oluşan halkanın içine alarak tabur içinde bir büyük hangar içine aldılar ve ısınmamızı sağlayarak ve tayın dağıtarak tümümüzün kurtulmasını sağladılar.O gün orada görev yapan subay ,assubay ve askerlere can borçlu olduğumuzdan eminim.Bu önemli günü derlediği bilgilerle döküman haline getiren genç gazeteci kardeşimize en içten dileklerimle teşekkür ediyorum.
4 года назад+2
Bu hatıranızı bize aktardığınız için teşekkür ederiz Selim bey.
Muharrem Balatekin oldukça etkili ve gerçeği yansıtıcı bir anlatım gerçekleştirmiş.Olayı benzer şekilde yaşayan biri olarak teşekkür ediyorum.
5 лет назад+30
Cumartesi mesai olurdu, öğleden önce okuldan geldik,Alaaddin İlkokulunda okuyorduk.Evimiz Dedeman ın şehir tarafında şimdiki Maliye Lojmanlarının arka tarafına düşüyordu.Rahmetli annem bizi içeri aldı dışarı falan salmadı,havayı beğenmiyorum bu hava oynanmaz demişti.Rahmetliler babamla ikisi sabaha kadar sobayı tazelediler.Hadiseden bir kaç gün sonra demiryolu kenarında,yıkılan Zümrüt Apartmanının arka tarafında,bir evin bahçe duvarının kenarına dizlerinin üzerine çökmüş,elleri ile yüzünü kapatmış,yüzü duvara dönük,sanayiden gelen bir çırak bulmuşlar,üzeri kar kaplı,yalnız nefes aldığı yer üst tarafa kadar baca gibi açık,o vaziyette donmuş,kilimmi battaniyemi bir şeye sarıp götürdüler...
Evet,Bende 11 yaşında idim, Kerpiç bir evimiz vardı,Gayette sıcak idi,Tipi başladı hepimizi annem bir odada topladı,O cama vuran uğultu küçücük kalbimizi ,yüreğimizi adeta yerinden söküyordu...Biz Dindar bir ailede yetiştik Elhamdülillâh,O gece Işığın,ceryanın olmadığı bir geceyi,Gaz lâmbası,yada sobanın pardaya vuran ışığının yansımasında geçirdik,Uykumuz Gelinceye dek,Takdirde, Tevekkül den,Günahtan,Azaptan,Allahımızın İman edip Salih amel işleyenler e Cennette,Sonsuz ikramlarda bulunacağı dan,Öğretmenlerimizin anlattıklarından bol bol bahsettik...ve derin bir uykudan sonra Burhanettin Tirmizi içindeki Muğla sokağın Tamamının karla kapılarının dolduğunda şahit olduk...Güç-kuvvet sahibi Cenabı Allah tır... Rabb'im Afat,bela ve musıybetlerden hepimizi,Ümmeti Muhammed i korusun..âmîn âmîn...
Benim dedem de çoban bir arkadaşı ile kırsalda yakalanıyorlar. Cesedi 1 hafta sonra bulunmuş. 9 çocuğu ardında bırakmıştı. Ağabeyimiz durumun vahametini anlatırken dedemin neler yaşadığını düşünemedim bile. Allah rahmet eylesin. Büyük bir afetin ortasında kalmışlar. Mekanları cennet olsun.
Hatırlıyorum ince minare sokağındaydı evimiz ve ben 9 yaşındaydım annem o fırtınada abimi aramaya gitmişti ve fırtınaya yakalanmış yönümü kaybettim ve donmak üzereydim tanımadığım bir genç çocuk atkısını çıkarıp bana verdi ve kolumdan tutup korkma teyze ben seni evine götüreceğim dedi tipinden ölmek üzereydik bir adım öte görünmüyordu annemin anlattığına göre dünyanın altı üstüne gelmişti sanki diye anlatır annem yıllarca hayatını kurtaran o centilmen gencin siyah atkısını hep sakladı ve ne zaman eline geçse bu acı hikayesi anlatıp dua ederdi.....
Belgeseli hazırlayan kardeşime Teşekkür ederim benim babamda o dibide donarak hakkın rahmetine kavuşmuştur aslımda ava gitmişti bir gün sonra cansız bedenine ulaştık mekanı cennet olsun
Selam başarılarının devamını dilerim bu Tipiyi Babam Amcam Dedem den ve köy büyük lerin den defalarca dinledik her kar yağışı oldumu bunu anlatır büyük lerimiz tatköy de
Böyle bir çalışma için teşekkür ederim Allah razı olsun ♥️🌹🤲🤲🤲 Ben yaşadım11 yaşındaydım rahmetli babam muhasebeci idi işyeri dedeler hanında idi öğleden sonra saat 4 gibi hatırlıyorum hanın içinde birşey yok çıktım eve gideceğim ev ovaloğlu sokakta idi, saadet fırınının oraya kadar geldim ama nasıl geldim 🤗, saadet fırınının yanından döndüm, sokak yok tipi karşımdan esiyor geri döndüm 2 katlı bir ev vardı kapısının kutusuna duvar dibine çöktüm bekliyorum 😓 gidemedim kaldım, Allah'tan eniştem ve teyze oğlu dükkânı erken kapatmışlar eve gidiyorlarmış (onların evleride biççimezde idi) beni görünce buradaki çocuk sağmı ölümü ben kimseyi gömüyordum kafamı önüme eğmişim ağlıyordum bakmışlar beni görünce tanımışkar aralarına aldılar eve getirdiler. Babam benden 15 dk sonra geldi nasıl geldiğimi hatırlamıyorum demişti. Rabbim böyle bir afatı göstermesin 😱🥶🥶🥶 amin
Bu haberi biraz geç gördüm. Bu kışa benzer bir kışı 1985'te Trakya (Kırklareli ve Edirne) yaşamıştı. Gece sabaha karşı aniden patlak veren kar tipi fırtınası bir saat içinde yarım metreyi bulmuştu , Trende idim , bir buçuk iki saat sonra kar 1 metreye yaklaşmış ,Tren ALPULLU garı'nda seferi durdurmuştu. Şeker Fabrikası pancar işleme dönemi olduğu için faal haldeydi ve GAR'a sadece on metre mesafedeydi..Ayrıca tüm kahvehaneler lokantalar kampanya nedeniyle açıktı..Trendeki yolcular kahvehanelere lokantalara doluştu..Tipi devam ediyor göz gözü görmüyordu..Hava aydınlandığında kar insan boyuna ulaşmıştı. Termometreler -27° dereceyi gösteriyordu. Edirne-İstanbul karayolu tamamen kapanmıştı. O zaman paralı otoyollarda yoktu...Tren önde kar açma makinesi ile 4 saatlik yolu 26 saatte tamamlamıştı. O kış Trakya mıntikası için son 150 yılın en sert kışıydı. Tıpkı Konya'daki gibi. Yaşamış biri olarak o kışı unutmam mümkün değildir.
Cok iyi hatirliyorum o günleri...bi gecede 1 metreye yakin kar yagmisti, adeta donuyorduk, kiyamet kopuyor diye düsündük artik... 50 yil oldu neredeyse...yillar ne cabuk geciyor ...bahsettigi Devrim ortaokulu ögrencisiydim...
11 yaşındaydım çok iyi hatırlıyorum müthiş bir tufandı cumartesi olduğu için belkide daha az can kaybı oldu. Biz ailece evdeydik ama kedimiz dışarıdaydı onun için bile telaşlandık yakınları dışarıda olanlar ne zor anlar yaşadıkları mağlum, kedimizi öldü sandık 1 hafta sonra sapa sağlam çıktı geldi
Ben o yıl konya karatay lisesi birinci sınıftaydim. Cumartesi günüydü. Okulun maçı vardı. Eski yıkılan stadyuma gittik. Maçı izledik. Maçtan sonra ihsaniyeye kadar yürüyerek geldim. Orada tipi bastırdı. Kahvehanelere filan uğraya uğraya şeker ilkokulunun ilerisindeki sekiz köşeli caminin oraya 3 saatte ulaşabildim. Evimizde oradaydı. Kendimi eve zor attım
5 лет назад+11
Bu olayı ilk kez sizden öğrendim. Araştırmalarınızın devamını bekliyorum. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Ben ozaman 5 sınıfdım babam demir yollArında cslısırdı vardiyası 3 11 di babam işe gitmek için yola cıkdı yayan ha aymanasdan istasyona gidecek paşalın köprüye kadar gitmiş bakmış gidemeyrcek geri dönmüş eve rahmetlik babam şöyle dediydi bu dipi çok kişiye mezar olacak allah sonumuzu hayır etsin demişti dün gibi hatır larım tüm ölenlere allah rahmet eylesin 😪
çok güzel bir çalışma olmuş ogünleri yaşayan kişilerden biriyimm anlatmayla bitmez 60 doğumluyum öyle kış yaşamadım.cumartesi saat 14,30 civarında başladı
İhtiyarlardan bu olayı kısmen dinlemiştim ama bir belgesel haline getirmeniz hafıza tazelenmesini sağlamanın yanında bir arşivde oluşturmuş. Emeği geçenlere teşekkürler.
Bu hadise Konyanın çevre ilçelerinde de ciddi şekilde yaşanmış.Örneğin olay günü Çumrada bir kadın sırtına sardığı çocuğuyla sokakta yürürken bu fırtınaya yakalanıp ne yapacağını şaşırıyor ve bir duvarın dibine oturup sırtında sarılı çocuğunu kucağına alıyor. Ne yazik ki duvar dibinde o sekilde donarak can veriyorlar. Cumra halkı bu olaya kadının da ismi olan "Gülhan Fırtınası" diyor ve sonraki yıllar ve günümüzde bu sekilde hatırlanıyor.
Benim babannem beysehir cevre yolu civarinda bu tipide hayatini kaybetmis, cesedini bi hafta sonra karlar eridikten sonra bulmuslar. Babam sekiz yasinda amcam 20 gunluk bebekmis. Video karsima çıkınca çok kötü oldum.
Allah rahmet eylesin.Benim babam kadınhanı TMO de çalışıyordu babaanneni o zamanlardan tanırım.O fırtına olduğunda bende 10 yaşındaydım ama kadınhandan taşınmıştık annemler çok üzülmüşlerdi rahmetlinin adıda Aytendi mekanı cennet olsun.
Önemli bir çalışma, bu olayla ilgili daha çok kişilerin hikayelerini de dinleme imkanı olsa çok hoş olurdu. Umarım videoların devamı gelir. İyi çalışmalar..
2017 yılında Konya merkez ve ova köylerinde saha çalışması sebebiyle aşırı yağan kar ve tipiden zorlanmış hatta aracımız görüş mesafesi sebebiyle yoldan dahi çıkmıştı. Yöre halkıyla yaptığımız sohbetlerde eski doğumlu kişiler en son 70'li yıllarda olan bir tipiden bahsetmişlerdi. O günlerde bu konuyla alakalı araştırma yapmış olsam da beni tatmin edecek bilgilere ulaşamamıştım. Bence tam bir Araştırmacı-Yazar sıfatına uygun olmuş. Umarım bu çizgide devam edersiniz başarılarınızın devamını dilerim.
11 yasindaydim, firtina korkunctu,kardan hicbirsey görünmüyordu, Elektriklerde gidince sanki bir korku filminin tam ortasindaydik sanki, Sabah kapiyi actik,kar gögsüme geliyordu. bahcedeki tuvalete ve sokak kapisina kadar giden iki dar yol acmislardi rahmetli dedem ve ninem...62 yasindaydim, her kar yagdiginda sanki o günü yasiyorum...
şahsen de tanışma imkanım olan Emekli Hava Pilot Albay Zübeyir Batur'un "Bir Jet Pilotunun Anıları" isimli kitabında bu olay anlatılır.O gün mesai bitiminde başlayan kar fırtınası ve tipi hali ile 3. Ana Jet Üs Komutanlığı'nı da etkiler..Kitabın yazarı olan Batur Albay , o dönemd 131. filo'da yüzbaşı rütbesinde öğretmen pilot olarak görev yapmaktadır..Tipi başlar başlamaz , telsizlerle kimsenin kapalı alanlardan dışarı çıkmaması istenir.Fakat Batur'un aklı pist başına yakın noktada alarm nöbeti tutmakta olan pilot arkadaşlarındadır , bu yüzden , 2 arkadaşı ile beraber yaklaşık 2-3 km tutacak yolu katetmek için hazırlanırlar..Kışlık uçuş elbiseleri giyilir , başlara kasklar takılır , iple birbirine bağlanan 3 pilot ellerindeki pusula ve lambalar eşliğinde pist başına 3-4 saatte ancak varırlar..Batur Albay yağan karı bakır renginde diye de tarif eder.Arkadaşlarına termosla sıcak çay vb. götüren ekip , fırtınanın dinmesi ile filoya karlara bata çıka tekrar gelirler..üs harekat komutanı ve kurmay subaylar fırtınaya , üs içersinde kendilerini nakleden otobüsün içinde yakalanırlar..Sabaha kadar otobüsün içinde hareket ederek , hoplayıp zıplayarak donmaktan kurtulurlar..Alla daha fenasından esirgesin..
Muharrem Balatekin, bizim milli güvenlik dersimize girmişti. Kendisini görünce mutlu oldum. Ayrıca bir mühendis olarak söylemeliyim, bu tip anormal hava olayları yaşanabiliyor. Soğuk hava dalgası gelmiş, Konya da kışı sert yaşaması şaşırtmayacak bir yer.
O yıllarda bir de müthiş yağış olmuş ve Konya ile Ereğli arası karayolu çevresi göl gibi olmuş ve yaklaşık 1 ay öyle kalmış, hatta sanılorum Sakyatan köyünde evleri sem basmış,köyün dış kısmına kum/toprak bariyerler yapmışlardı.Ben 10-12 yaşındaydım.Yaşı 65 in üzerinde olanlar bu sel ve geçici göle dönüşme olayını anımsayacaklardır.Tam hangi yıl olduğunu ben de merak ediyorum. 1969-1971 yılları arası olduğunu tahmin edilorum.Yeni Konya gazetesi arşivinde mutlaka vardır.Araştırıp bir video yaparsanız teşekkür borçlu oluruz.Bu video için de İzmir de yaşayan bir Konya lı(Ereğli) olarak taşekkür ediyorum.
kıymetli kardeşim merhaba bir araştırma videosuda büyük yusuf aga kütüphanesi soygunu hakkında yaparsan cok iyi olur kimler yaptı neden yaptı neden yaptırıldı calınan eserlerin izi sürülüyormu bulunan eserler varmı bu işin arkası takip ediliyormu
86`lıyım, büyüklerimden eski günleri dinlemeyi çok severim ama bana bunu hiç anlatmadılar. Çok korkunç bir olay gerçekten. Belki de bu yüzden hatırlamak istemediler. İnsanlar her zamanki gibi sıradan bir kar yağaşı olacak sanıp günlük aktivitelerine devam etmişler. Tabi günümüzdeki gibi net hava tahminleri yapma ve bunları insanlara ulaştırma imkanı da çok düşük. Çok üzüldüm hayatını kaybeden insanlara. Bir de sorum olacaktı. Konya'nın eski yerel gazete arşivlerine nereden ulaştınız?
Bunu babam anlatmisti,kahveden cikma olursun demisler,ben cikmasam evde coluk cocuk olur diye cikmis, tabi evler eski cam pencere ona gore,annem ablami almis bir odada battaneye sarilmis oturur,babam sokagi surune surune dondum diye anlatirdi,ruzgar firtina yuruyemeyip surunmus.
Sular yükselince balıklar karıncaları, sular çekilince de karıncalar balıkları yer derler. O tipide çoğu avcı ölmüş, her zaman avlanamaz bazen de av olursun işte, dünya hali...
Kayıp sayısı doğru değil. O gün o karda dışardaydım. Çok da abartıldığı gibi değil. Asparagas haber. Aynı yağışı çok kez gördüm. Bir kaç kişi vefat etti. Bu kadar.
Esra Ümit tam dinlemediniz sanırım o da izah edildi videoda , 1974 yılına kadar Cumartesileri hem okullar öğlene kadar varmış hem devlet Memurları da öğlene kadar çalışıyormuş
Evet cumartesi gündü sabah 10a kadar sabahcılar öğlen 13e kadar öğlenciler okula giderdi şimdiki hızlı eğitim gibi Zeki bey siz yanlış hatırlıyorsunuz.
Konya halkı acaba ne Cürüm işledi ki Allah bu uyarıyı gönderdi günümüze baktığımız zaman Allahu Alim Konya bu uyarıyı tekrar yaşayacak gibi Konya toplumu olarak iyice Allah'a karşı İsyankar olduk inşallah tez zamanda Konya toplumu ve Türk toplumu olarak Rabbimizin kitabına Resulullah'ın sünnetine döneriz yoksa bu Bela'nın 10 misli Allah başımıza gönderir
@@genccocuk5794 Şura 30.Ayet: Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. (Bununla beraber) Allah çoğunu affeder. Kehf 29.Ayet: Ve de ki: Hak, Rabbinizdendir. Öyle ise dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Biz, zalimlere öyle bir cehennem hazırladık ki, onun duvarları kendilerini çepe çevre kuşatmıştır. (Susuzluktan) imdat dileyecek olsalar imdatlarına, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. Ne fena bir içecek ve ne kötü bir kalma yeri!
@@yldrmyesilbag8210 Şura 30'da insanların kendi elleriyle yeryüzüne zarar vererek afetlere sebep olması ima edilir. Yani Konya halkı günah işlediği için değil, çevreye zarar vererek günah işlediği için Allah afet verir. Eğer geçmişte yaşamış islam alimleri size denk gelseydi yüzünüze bile bakmazdı. Selefi gibi her şeyi doğrudan haramlara bağlamayın. Hanefi olduğunuzu unutmayın. Bizim mezhebimizde din ilimle açıklanır.
Olayı yaşayanların, varsa anılarını buradan alabiliriz :)
karatay lisesinde yapılan bir tiyatro gösteri çıkışıydı insanlar o gece okulda yattılar ben 9 yaşındaydım evimiz yakın olduğu için eve gitmek üzere yola çıktık eve gelinceye kadar 3 kez nefesim kesildiğini hatırlıyorum
Ben 14 yaşındaydım babamrahmetlik avcıydı o gün grup arkadaşlarıyla ava gideceklerdi ben geceden bademciklerim şişip çok ateşlenmiştim babam beni bırakıp gidemedi hastane doktor derken arkadaşları 7 kişi münibüsle dağa ava sabah gittiler ikindin tipi kar fırtına çıktı babamın arkadaşları geri dönemediler hepsi ölmüştü 3 gün sonra bulundular babam arkadaşlarına çok üzüldü bir taraftanda beni kurtaran kızım diye ağlayarak bana sarılıp öpüyordu o günü hiç unutmam YASAYAN KİSİLERİN ANLATİMLARİ (BAYAN)
13 Mart 1971 cumartesi günü ikindiye doğru yağmaya başlayan kar yağışı daha sonra akşama doğru kar ile birlikte tipi fırtınasına dönüştü gece boyunca sürdü ertesi sabah kar yağışı ve tipi fırtınası hiç kalmadı hava açılmış ve sakinlemişti gece boyu elektrik kesilmişti çok fazla kar yağmamıştı ama kar fırtınası görüş mesafesini neredeyse sıfıra indirmiş yakın mesafelerde evine gidecekler başlarına naylon torba geçirip ağız burun kısmına bir delik açarak ezbere el yordamıyla evlerine gitmişlerdi gidemeyenler en yakınlarında buldukları yerlere sığındılar evine veya herhangi bir yere ulaşıp sığınamayan açık arazide işi olan ava çıkan 67 kişinin o gece kar fırtınasında donarak hayatını kaybettikkerini öğrendik Allah esirgesin Allah rahmet etsin(BAY)
Gazi lisesinde okuyordum. Dersler bitince,okulun basket sahasında bir müddet futbol oynadık. Sonra saray sinemasına gidip film izledik. Futbol oynarken ve sinemaya girerken bulutlu ama gayet sakin bir hava vardı. Fırtınadan önceki sessizlik dedikleri bu olsa gerek. Film bitip dışarı çıktığımızda inanılmaz bir tipiyle karşılaştık. Kar taneleri kum gibi suratımıza çarpıyor, bir metre ötemizi göremiyorduk. Sohbetlerde, kitaplarda anlatılan tipinin ne olduğunu o gün anladım. Nefes alabilmenin ne kadar büyük bir saadet olduğunu da tipi sayesinde bir kez daha idrak ettim. Arkadaşım Osman'la birbirimize tutunarak, merkez postanenin hemen arkasında bulunan evlerine zar zor ulaşabildik. Evlerinde o an kimse yoktu. Osman yiyecek birşeyler çıkarıp sofra kurdu. Zar zor birşeyler yedim ama, küçükkumköprüdeki evimize nasıl gideceğimi düşünüyordum. Çünkü belediye otobüsleri çalışmıyordu. Osman bir küçük battaniye getirdi ve buna sarınarak gidebilirsin dedi. Aynı zamanda istersem onlarda kalabileceğimi de söyledi ama,eve haber verme şansım olmadığı için bunu göze alamadım. Osman kolaylıklar dileyerek beni yolcu ederken, babası rahmetli Fikri amca geldi. Şemsiyeyle kendini koruyarak zar zor evine gelebilmişti. Bana, gidebilecekmisin diye sordu. Battaniye beni korur Fikri amca,merak etme diyerek elini öptüm ve yola revan oldum. Tipi,aynı şiddetiyle hiç durmayacak gibi devam ediyordu. Yağan karla birlikte,yerdeki karı da savuran rüzgar görüşü neredeyse tamamen yok ediyordu. Battaniyeyi başıma siper ederek nefes alabiliyordum. Zaman zaman koşmaya çalışarak ve adım adım bildiğim bölgede,sokak aralarını kullanarak Üçler mezarlığına kadar geldim. Bundan sonrası hep ana cadde olduğu için, tipi daha şiddetli hissediliyordu ama ben de battaniyeyle ilerlemeyi iyice öğrenmiştim. Topraklık caddesi nispeten dar olduğu için orayı daha kolay geçtim. Bizim caddeye girdiğimde şiddet tekrar artmıştı ama,az bir yolum kaldığı için, biraz da sevinçten önümü görmeden koşmaya başladım. Eve geldiğimde kendimle gurur duyuyordum. Elektrikler gecenin tamamında kesikti. Ertesi gün bizim evin önünde kar yoktu.Ancak caddenin kuzey tarafında,yani bizim karşımızdaki bütün evlerin kapıları ve pencereleri karla örtülüydü. O gün ve ertesi gün aldığımız haberlerle olayın dehşetini kavrayabilmiştik.(BAY)
Emine Erbil yalan söyleme
Bu felaketi yaşayanlar arasında 16 yaşında biri olarak ben de tam içinden yaşadım.Muharrem bey'in anlattıkları şehrin içinden yaşanan olaylar olarak çok güzel bir şekilde anlatılmış.Ben o günkü kar yağışının güzelliğini daha güzel yaşayabilmek amacı ile bir arkadaşımla Meram'a gitmiştik.Henüz öğle saatleriydi ve inanılmaz güzellikte ve rüzgarsız bir havada kar taneleri görebileceğiniz en büyük irilikte gökten yere seyrine doyulmaz bir şekilde iniyordu.Bir anda şiddetli bir rüzgar sert bir kar tipisini başlattı.Felaketi hissederek Meram tepelerinden otobüs durağına zar zor ulaştık.Arkadaşım Meram'da oturduğu için evine ulaştı.Ben bekleyen otobüse bindim.Otobüste çoğu kadınlardan oluşan yaklaşık on kişi vardı.Oldukça yavaş bir hızla ilerleyerek, o günkü Eğitim Enstitüsü civarına kadar gelebildik.Ancak daha ileri gidemiyorduk. Otobüsdeki en küçük kişi bendim ve otobüs şoförü ve diğer bir kaç orta yaşlı bey beni az ilerde telefon kulübesi var,şu jetonu al itfaiyeyi ara ve yardım iste diyerek görevlendirdiler. Boyumu aşan karlar içinde ve nefes almaya imkan olmayan bir ortamda ilerlemeye çalıştım ama başarısız olacağımı hissederek zor bela geri dönmeyi becerebildim.Otobüsün içine beni adeta sürükleyerek alabildiler.Kendimi bir koltukta yüzüme tokat atan ve ellerimi oğuşturan hanımlar arasında buldum.O hanımlara büyük bir teşekkür borçluyum,benim donma sürecine girdiğimi fark edip kurtarma çabasına girmişler.Beni telefon kulubesine yollayan erkekler ise tam bir umursamazlık içinde benim durumumla adeta dalga geçtiler.Sonrasında ise o yıllarda o civarda konuşlanmış durumda olan İkinci Orduya bağlı 487. Ulaştırma Taburuna bağlı bir grup asker başlarında nöbetçi subayları olduğu halde ve kolkola girmiş pozisyonda olarak bizleri askerlerden oluşan halkanın içine alarak tabur içinde bir büyük hangar içine aldılar ve ısınmamızı sağlayarak ve tayın dağıtarak tümümüzün kurtulmasını sağladılar.O gün orada görev yapan subay ,assubay ve askerlere can borçlu olduğumuzdan eminim.Bu önemli günü derlediği bilgilerle döküman haline getiren genç gazeteci kardeşimize en içten dileklerimle teşekkür ediyorum.
Bu hatıranızı bize aktardığınız için teşekkür ederiz Selim bey.
Muharrem Balatekin oldukça etkili ve gerçeği yansıtıcı bir anlatım gerçekleştirmiş.Olayı benzer şekilde yaşayan biri olarak teşekkür ediyorum.
Cumartesi mesai olurdu, öğleden önce okuldan geldik,Alaaddin İlkokulunda okuyorduk.Evimiz Dedeman ın şehir tarafında şimdiki Maliye Lojmanlarının arka tarafına düşüyordu.Rahmetli annem bizi içeri aldı dışarı falan salmadı,havayı beğenmiyorum bu hava oynanmaz demişti.Rahmetliler babamla ikisi sabaha kadar sobayı tazelediler.Hadiseden bir kaç gün sonra demiryolu kenarında,yıkılan Zümrüt Apartmanının arka tarafında,bir evin bahçe duvarının kenarına dizlerinin üzerine çökmüş,elleri ile yüzünü kapatmış,yüzü duvara dönük,sanayiden gelen bir çırak bulmuşlar,üzeri kar kaplı,yalnız nefes aldığı yer üst tarafa kadar baca gibi açık,o vaziyette donmuş,kilimmi battaniyemi bir şeye sarıp götürdüler...
Evet,Bende 11 yaşında idim, Kerpiç bir evimiz vardı,Gayette sıcak idi,Tipi başladı hepimizi annem bir odada topladı,O cama vuran uğultu küçücük kalbimizi ,yüreğimizi adeta yerinden söküyordu...Biz Dindar bir ailede yetiştik Elhamdülillâh,O gece Işığın,ceryanın olmadığı bir geceyi,Gaz lâmbası,yada sobanın pardaya vuran ışığının yansımasında geçirdik,Uykumuz Gelinceye dek,Takdirde, Tevekkül den,Günahtan,Azaptan,Allahımızın İman edip Salih amel işleyenler e Cennette,Sonsuz ikramlarda bulunacağı dan,Öğretmenlerimizin anlattıklarından bol bol bahsettik...ve derin bir uykudan sonra Burhanettin Tirmizi içindeki Muğla sokağın Tamamının karla kapılarının dolduğunda şahit olduk...Güç-kuvvet sahibi Cenabı Allah tır... Rabb'im Afat,bela ve musıybetlerden hepimizi,Ümmeti Muhammed i korusun..âmîn âmîn...
Bende 8yasindaydim o gün okulları erken dagittilareve erken geldik ama babam eski sanayide imamdı ogece sanayidengelemedi zor bigundu
Benim dedem de çoban bir arkadaşı ile kırsalda yakalanıyorlar. Cesedi 1 hafta sonra bulunmuş. 9 çocuğu ardında bırakmıştı. Ağabeyimiz durumun vahametini anlatırken dedemin neler yaşadığını düşünemedim bile. Allah rahmet eylesin. Büyük bir afetin ortasında kalmışlar. Mekanları cennet olsun.
Hatırlıyorum ince minare sokağındaydı evimiz ve ben 9 yaşındaydım annem o fırtınada abimi aramaya gitmişti ve fırtınaya yakalanmış yönümü kaybettim ve donmak üzereydim tanımadığım bir genç çocuk atkısını çıkarıp bana verdi ve kolumdan tutup korkma teyze ben seni evine götüreceğim dedi tipinden ölmek üzereydik bir adım öte görünmüyordu annemin anlattığına göre dünyanın altı üstüne gelmişti sanki diye anlatır annem yıllarca hayatını kurtaran o centilmen gencin siyah atkısını hep sakladı ve ne zaman eline geçse bu acı hikayesi anlatıp dua ederdi.....
abla ince minarenin kosesinde de dedemlerin evi varmis hatta eski mahalle adi binari mahallesi olarak geciyormus
Muharrem öğretmenimin ellerinden öperim kendisini çok seviyoruz Allah uzun ve sağlıklı ömürler versin
Belgeseli hazırlayan kardeşime Teşekkür ederim benim babamda o dibide donarak hakkın rahmetine kavuşmuştur aslımda ava gitmişti bir gün sonra cansız bedenine ulaştık mekanı cennet olsun
Allah rahmet eylesin...
Ben 7 yaşında idim böyle bir afat görmedim 13 Mart 1971 çok ölen oldu hepsine ALLAH C C RAHMET EYLESİN sayı 67 den fazladır
Selam başarılarının devamını dilerim bu Tipiyi Babam Amcam Dedem den ve köy büyük lerin den defalarca dinledik her kar yağışı oldumu bunu anlatır büyük lerimiz tatköy de
Böyle bir çalışma için teşekkür ederim Allah razı olsun ♥️🌹🤲🤲🤲
Ben yaşadım11 yaşındaydım rahmetli babam muhasebeci idi işyeri dedeler hanında idi öğleden sonra saat 4 gibi hatırlıyorum hanın içinde birşey yok çıktım eve gideceğim ev ovaloğlu sokakta idi, saadet fırınının oraya kadar geldim ama nasıl geldim 🤗, saadet fırınının yanından döndüm, sokak yok tipi karşımdan esiyor geri döndüm 2 katlı bir ev vardı kapısının kutusuna duvar dibine çöktüm bekliyorum 😓 gidemedim kaldım, Allah'tan eniştem ve teyze oğlu dükkânı erken kapatmışlar eve gidiyorlarmış (onların evleride biççimezde idi) beni görünce buradaki çocuk sağmı ölümü ben kimseyi gömüyordum kafamı önüme eğmişim ağlıyordum bakmışlar beni görünce tanımışkar aralarına aldılar eve getirdiler. Babam benden 15 dk sonra geldi nasıl geldiğimi hatırlamıyorum demişti. Rabbim böyle bir afatı göstermesin 😱🥶🥶🥶 amin
Bu haberi biraz geç gördüm. Bu kışa benzer bir kışı 1985'te Trakya (Kırklareli ve Edirne) yaşamıştı. Gece sabaha karşı aniden patlak veren kar tipi fırtınası bir saat içinde yarım metreyi bulmuştu , Trende idim , bir buçuk iki saat sonra kar 1 metreye yaklaşmış ,Tren ALPULLU garı'nda seferi durdurmuştu. Şeker Fabrikası pancar işleme dönemi olduğu için faal haldeydi ve GAR'a sadece on metre mesafedeydi..Ayrıca tüm kahvehaneler lokantalar kampanya nedeniyle açıktı..Trendeki yolcular kahvehanelere lokantalara doluştu..Tipi devam ediyor göz gözü görmüyordu..Hava aydınlandığında kar insan boyuna ulaşmıştı. Termometreler -27° dereceyi gösteriyordu. Edirne-İstanbul karayolu tamamen kapanmıştı. O zaman paralı otoyollarda yoktu...Tren önde kar açma makinesi ile 4 saatlik yolu 26 saatte tamamlamıştı. O kış Trakya mıntikası için son 150 yılın en sert kışıydı. Tıpkı Konya'daki gibi. Yaşamış biri olarak o kışı unutmam mümkün değildir.
Büyüklerimizden bu afat gününü defelarca, korkuyla dinledim. Rabbim hiç birimize böyle afatlar vermesin. Amin
İlk defa duyuyorum ve çok güzel bir çalışma olmuş.
Cok iyi hatirliyorum o günleri...bi gecede 1 metreye yakin kar yagmisti, adeta donuyorduk, kiyamet kopuyor diye düsündük artik...
50 yil oldu neredeyse...yillar ne cabuk geciyor ...bahsettigi Devrim ortaokulu ögrencisiydim...
11 yaşındaydım çok iyi hatırlıyorum müthiş bir tufandı cumartesi olduğu için belkide daha az can kaybı oldu. Biz ailece evdeydik ama kedimiz dışarıdaydı onun için bile telaşlandık yakınları dışarıda olanlar ne zor anlar yaşadıkları mağlum, kedimizi öldü sandık 1 hafta sonra sapa sağlam çıktı geldi
Ben o yıl konya karatay lisesi birinci sınıftaydim. Cumartesi günüydü. Okulun maçı vardı. Eski yıkılan stadyuma gittik. Maçı izledik. Maçtan sonra ihsaniyeye kadar yürüyerek geldim. Orada tipi bastırdı. Kahvehanelere filan uğraya uğraya şeker ilkokulunun ilerisindeki sekiz köşeli caminin oraya 3 saatte ulaşabildim. Evimizde oradaydı. Kendimi eve zor attım
Bu olayı ilk kez sizden öğrendim. Araştırmalarınızın devamını bekliyorum. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Ben ozaman 5 sınıfdım babam demir yollArında cslısırdı vardiyası 3 11 di babam işe gitmek için yola cıkdı yayan ha aymanasdan istasyona gidecek paşalın köprüye kadar gitmiş bakmış gidemeyrcek geri dönmüş eve rahmetlik babam şöyle dediydi bu dipi çok kişiye mezar olacak allah sonumuzu hayır etsin demişti dün gibi hatır larım tüm ölenlere allah rahmet eylesin 😪
çok güzel bir çalışma olmuş ogünleri yaşayan kişilerden biriyimm anlatmayla bitmez 60 doğumluyum öyle kış yaşamadım.cumartesi saat 14,30 civarında başladı
Yeni nesil olarak bu tür anılardan hep bir ders çıkarmamız gerekli benzer videloların devamını bekliyoruz 😊
İhtiyarlardan bu olayı kısmen dinlemiştim ama bir belgesel haline getirmeniz hafıza tazelenmesini sağlamanın yanında bir arşivde oluşturmuş. Emeği geçenlere teşekkürler.
Bu hadise Konyanın çevre ilçelerinde de ciddi şekilde yaşanmış.Örneğin olay günü Çumrada bir kadın sırtına sardığı çocuğuyla sokakta yürürken bu fırtınaya yakalanıp ne yapacağını şaşırıyor ve bir duvarın dibine oturup sırtında sarılı çocuğunu kucağına alıyor. Ne yazik ki duvar dibinde o sekilde donarak can veriyorlar. Cumra halkı bu olaya kadının da ismi olan "Gülhan Fırtınası" diyor ve sonraki yıllar ve günümüzde bu sekilde hatırlanıyor.
Emeginize saglik beyfendi anlatirken halimize Birlerce sukurler olsun olen vatandaslarin mekanlari cennet olsun insallah
Kesinlikle çok başarılı, emeğinize sağlık devamını bekliyoruz...
Muhteşem bir paylaşım..
olay çok ilginç, video çok başarılı. devamını bekliyoruz
Teşekkürler sayın Dedemevi.
dedem rahmetli de köyden gelirken tam genel evin önünde yakalmışlar 3 arkadaş sabaha kadar genel evde kalmışlar hep anlatırdı :)
Duyduğuma göre genel ev kadınları edep ölçülerinde giyinip oraya sığınan vatandaşları en güzel şekilde misafir etmişler
Adres ver abi nerde o ev :)
Ah eski genel evleri ahh ne de güzel misafirperver kadınları varıdı, zaman yeni gari herşey eskisi gibi olmayacak
Valla bence deden accik mevzuyu değiştirmiş gibime geliyor .. yinede. Günahını almayalım da😁
Allah rahmet eylesin
Evet kardeşim bende yunak'ta yaşadım aynı şeyleri videonuzu çok beğendim bursadan selamlar
Benim babannem beysehir cevre yolu civarinda bu tipide hayatini kaybetmis, cesedini bi hafta sonra karlar eridikten sonra bulmuslar.
Babam sekiz yasinda amcam 20 gunluk bebekmis.
Video karsima çıkınca çok kötü oldum.
Allah rahmet eylesin.
Allah rahmet eylesin
Allah rahmet eylesin
Allah rahmet eylesin.Benim babam kadınhanı TMO de çalışıyordu babaanneni o zamanlardan tanırım.O fırtına olduğunda bende 10 yaşındaydım ama kadınhandan taşınmıştık annemler çok üzülmüşlerdi rahmetlinin adıda Aytendi mekanı cennet olsun.
Allah rahmet eylesin
Önemli bir çalışma, bu olayla ilgili daha çok kişilerin hikayelerini de dinleme imkanı olsa çok hoş olurdu. Umarım videoların devamı gelir. İyi çalışmalar..
Teşekkür ederim. Önerilerinizi dikkate alacağım.
2017 yılında Konya merkez ve ova köylerinde saha çalışması sebebiyle aşırı yağan kar ve tipiden zorlanmış hatta aracımız görüş mesafesi sebebiyle yoldan dahi çıkmıştı. Yöre halkıyla yaptığımız sohbetlerde eski doğumlu kişiler en son 70'li yıllarda olan bir tipiden bahsetmişlerdi. O günlerde bu konuyla alakalı araştırma yapmış olsam da beni tatmin edecek bilgilere ulaşamamıştım. Bence tam bir Araştırmacı-Yazar sıfatına uygun olmuş. Umarım bu çizgide devam edersiniz başarılarınızın devamını dilerim.
Teşekkür ederiz.
Harika bir çalışma olmuş.Devamı gelir umarım.
Harika harika bir paylaşım..
Mekahnı Cennet Olsun. Konya benim Can. Amin.
Lütfen Halid bey lütfen yeni paylaşımlar..
11 yasindaydim, firtina korkunctu,kardan hicbirsey görünmüyordu, Elektriklerde gidince sanki bir korku filminin tam ortasindaydik sanki, Sabah kapiyi actik,kar gögsüme geliyordu. bahcedeki tuvalete ve sokak kapisina kadar giden iki dar yol acmislardi rahmetli dedem ve ninem...62 yasindaydim, her kar yagdiginda sanki o günü yasiyorum...
Çok güzel olmuş. Devamını belkeriz
Teşekkürler.
Abimizde cok kulturlu vede guzel anlatti
Rabbime bin şükür olsun Allah'ım afetinden korusun
Elinize emeğinize sağlık inanın bu konuyu hep merak etmiştim çok sağolun Allah rahmet eylesin Vefat edenlere izninizle bunu paylaşabilir miyim
şahsen de tanışma imkanım olan Emekli Hava Pilot Albay Zübeyir Batur'un "Bir Jet Pilotunun Anıları" isimli kitabında bu olay anlatılır.O gün mesai bitiminde başlayan kar fırtınası ve tipi hali ile 3. Ana Jet Üs Komutanlığı'nı da etkiler..Kitabın yazarı olan Batur Albay , o dönemd 131. filo'da yüzbaşı rütbesinde öğretmen pilot olarak görev yapmaktadır..Tipi başlar başlamaz , telsizlerle kimsenin kapalı alanlardan dışarı çıkmaması istenir.Fakat Batur'un aklı pist başına yakın noktada alarm nöbeti tutmakta olan pilot arkadaşlarındadır , bu yüzden , 2 arkadaşı ile beraber yaklaşık 2-3 km tutacak yolu katetmek için hazırlanırlar..Kışlık uçuş elbiseleri giyilir , başlara kasklar takılır , iple birbirine bağlanan 3 pilot ellerindeki pusula ve lambalar eşliğinde pist başına 3-4 saatte ancak varırlar..Batur Albay yağan karı bakır renginde diye de tarif eder.Arkadaşlarına termosla sıcak çay vb. götüren ekip , fırtınanın dinmesi ile filoya karlara bata çıka tekrar gelirler..üs harekat komutanı ve kurmay subaylar fırtınaya , üs içersinde kendilerini nakleden otobüsün içinde yakalanırlar..Sabaha kadar otobüsün içinde hareket ederek , hoplayıp zıplayarak donmaktan kurtulurlar..Alla daha fenasından esirgesin..
Muthis bir yapit tebrikler
bu vıdeoyu ceken kardeşim devamını beklıoruz helal bilmıoduk bunu
Lise birinci sınıftaydık allah o günleri bir daha yaşatmasın.
Harika Harika Harika bir çalışma..
Teşekkür ederiz.
Kardeşim çalışman çok başarılı. Konyamızı her yönü ile tanıtmanı, daha çok video olmasını isterim.
1981 doğumluyum ama büyüklerimden çok duydum etkisi altında kalmışlar çok
Muharrem Balatekin, bizim milli güvenlik dersimize girmişti. Kendisini görünce mutlu oldum. Ayrıca bir mühendis olarak söylemeliyim, bu tip anormal hava olayları yaşanabiliyor. Soğuk hava dalgası gelmiş, Konya da kışı sert yaşaması şaşırtmayacak bir yer.
Halid bey neden yeni videolar çalışmalar yapmaya devam etmiyorsunuz lütfen devam edin lütfen.
Yeni videolar için çalışıyorum, vakit sıkıntısı var maalesef :/
@ Allah kolaylık versin inşaallah..
dayı güzel anlatıyor....saygılar.....
O yıllarda bir de müthiş yağış olmuş ve Konya ile Ereğli arası karayolu çevresi göl gibi olmuş ve yaklaşık 1 ay öyle kalmış, hatta sanılorum Sakyatan köyünde evleri sem basmış,köyün dış kısmına kum/toprak bariyerler yapmışlardı.Ben 10-12 yaşındaydım.Yaşı 65 in üzerinde olanlar bu sel ve geçici göle dönüşme olayını anımsayacaklardır.Tam hangi yıl olduğunu ben de merak ediyorum. 1969-1971 yılları arası olduğunu tahmin edilorum.Yeni
Konya gazetesi arşivinde mutlaka vardır.Araştırıp bir video yaparsanız teşekkür borçlu oluruz.Bu video için de İzmir de yaşayan bir Konya lı(Ereğli) olarak taşekkür ediyorum.
Evet, yapmıştık ruclips.net/video/0Sc6Xc1WmBY/видео.htmlsi=PCGq8dguZCeigtrI
Halid bey lütfen yeni video yükleyin.
Allah hepsine rahmet eylesin.
kıymetli kardeşim merhaba bir araştırma videosuda büyük yusuf aga kütüphanesi soygunu hakkında yaparsan cok iyi olur kimler yaptı neden yaptı neden yaptırıldı calınan eserlerin izi sürülüyormu bulunan eserler varmı bu işin arkası takip ediliyormu
Not aldık.
13:45 anlattığı mesafe normal şartlarda 10 dk yol ne kadar şiddetli fırtına olduğuna delil birde yolu kaybetmiş
Çok başarılı bir çalışma olmuş. Rabbim bir daha yaşatmasın.
86`lıyım, büyüklerimden eski günleri dinlemeyi çok severim ama bana bunu hiç anlatmadılar. Çok korkunç bir olay gerçekten. Belki de bu yüzden hatırlamak istemediler. İnsanlar her zamanki gibi sıradan bir kar yağaşı olacak sanıp günlük aktivitelerine devam etmişler. Tabi günümüzdeki gibi net hava tahminleri yapma ve bunları insanlara ulaştırma imkanı da çok düşük. Çok üzüldüm hayatını kaybeden insanlara. Bir de sorum olacaktı. Konya'nın eski yerel gazete arşivlerine nereden ulaştınız?
İl Halk Kütüphanesi
Hava tahminleri, TRT Radyosundan haberlerin ardından bölgelere göre okunurdu. Ancak çok sonraki yıllarda bile, Konya'dan ayrıca pek bahsedilmezdi.
Bunu babam anlatmisti,kahveden cikma olursun demisler,ben cikmasam evde coluk cocuk olur diye cikmis, tabi evler eski cam pencere ona gore,annem ablami almis bir odada battaneye sarilmis oturur,babam sokagi surune surune dondum diye anlatirdi,ruzgar firtina yuruyemeyip surunmus.
Böyle bir yaşanmasına rağmen kimse bilmiyor önemsemiyor
Babam anlatırdı ara sıra bu olayı, dur babama bir gösteriyim bu videoyu.
Babam anlatırdı 3ay güneş doğmamış hep hava kapalı 3aydan sonra güneş doğduğunu gören köpekler güneşe havladıydı diye
Gazete kayitlarina biz nerden ulaşa biliriz
Müzikte korku filmi gibi 🙂
yasim 52 ilk defa duyyom ALLAHIM ESIRGESIN
6:30 dk 25 kuruşa poşet almış 😅
Ölenlere yakınlarına baş sağlığı diliyorum ama ben o yıllarda yoktum lakin o yıllarda yaşasaydım keşke
Yıl 1971 de Mercedes BenzTravego da varmış vay anasını 0:02
Teknoloji gelişti ancak şimdi olsa yaşanacak felâketi düşünemiyorum
Büyüklerimz memiş kışı derler memiş ağanın bir sürü 300 .400 koyun telef olmuş çobanlar canını zor kurtarmışlar
Etkilemek candir
Sular yükselince balıklar karıncaları, sular çekilince de karıncalar balıkları yer derler. O tipide çoğu avcı ölmüş, her zaman avlanamaz bazen de av olursun işte, dünya hali...
Canım yoğurtlu yaprak sarması çekti mutlu musunuz :(
Ben ozaman 7 yaşın daydım evin içinde nefes alamadık
12 mart muhtırası, 13 mart fırtınası derler.
Kayıp sayısı doğru değil. O gün o karda dışardaydım. Çok da abartıldığı gibi değil. Asparagas haber. Aynı yağışı çok kez gördüm. Bir kaç kişi vefat etti. Bu kadar.
0:01 Mercedes 0403 hem de 1971 yılında.
O döneme ait fotoğraf yok. Günümüze ait temsili bir fotoğraf olduğu her halinden belli. Temsili resim diye bir yazı mı yazmalıydık?
evet çok haklısın, benimde dikkatimi çeken o oldu. Ben 12 yaşındaydım ve o günü yaşayanlardanım...
403 de değil o bildiğin travego 😅
Radara bakmadan koyunu çıkarmıyorum
1971 hangi ayinda yasandi?
13 mart cumartesi günü o zaman öğlenciler saat 10 da gider 13 de paydos olurdu o paydostan sonra başlamıştı
30 aralik persembe 2021
Bu olayda yüzlerce kişinin öldüğü aşikar
15 yaşındaki biri nasıl 1. Sınıf oluyor.1956 doğumlu yazmadımı videonun başında.1971 de 15 olmuyormu.
Bende 1955 doğumluyum. O tipine karatay lisesi birinci sınıfa gidiyordum
1987 kisinda yağan mavi kardan da bahis edermisiniz
İlk defa duyuyorum. Araştıralım. Başka bir bilgi var mı konu ile ilgili?
Konya'da mı?
Biz niye görmedik?!😮
Korktumm teşekkürler valla :(((
👏👏👏
👍👍👍
❤❤❤
2 ördekle ıssız bi handa ölümüne sabahlamak.
Peki kaç santime ulaşmış? En önemli bilgilerden biri atlatmış!
O zaman da poşet 25 kuruşmuş 😂😂
:)
O zaman poşet bile yoktu kese kağıdı vardi
👋👋👋
Bizim burda çoban olmüs o tipinde isa dayi tipisi derler
13mart 1971
Meteoroloji, valilik, belediyeler uyuyor muydu?
1971 diyon resimde travego var 😃
vay be hakikaten muhtesem bir kis gecmis 1971 de vede cok enteresan 13 mart kis mevsimi nerdeyse cikiyor.
ŞU ANDA BİLE YARDIM YOK KONYANIN ADAMINA MÜSTEHAK 🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣🤣
tipi 12 martta çıktı aynı gün 12 mart muhtırası verildi
Zeki hocam, gazelerde ve tanıkların ifadelerinde cumartesi günü oldu deniliyor. Yani 13 Mart. Yanlış hatırlıyorsunuz sanırım.
Ama videoda o gün okula gittiğini anlatan adam var. Hatta babası gitme demiş. Cumartesi okul mu vardı?
Esra Ümit tam dinlemediniz sanırım o da izah edildi videoda , 1974 yılına kadar Cumartesileri hem okullar öğlene kadar varmış hem devlet Memurları da öğlene kadar çalışıyormuş
@@esraumit6578 cumartesi yarım gün yani öğlene kadar mesai vardı
Evet cumartesi gündü sabah 10a kadar sabahcılar öğlen 13e kadar öğlenciler okula giderdi şimdiki hızlı eğitim gibi Zeki bey siz yanlış hatırlıyorsunuz.
Konya halkı acaba ne Cürüm işledi ki Allah bu uyarıyı gönderdi günümüze baktığımız zaman Allahu Alim Konya bu uyarıyı tekrar yaşayacak gibi Konya toplumu olarak iyice Allah'a karşı İsyankar olduk inşallah tez zamanda Konya toplumu ve Türk toplumu olarak Rabbimizin kitabına Resulullah'ın sünnetine döneriz yoksa bu Bela'nın 10 misli Allah başımıza gönderir
Bir afat olabilmesi için tek gerekçeyi Allah'a karşı gelmekten aramayın lütfen.
@@genccocuk5794 Şura 30.Ayet: Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. (Bununla beraber) Allah çoğunu affeder.
Kehf 29.Ayet: Ve de ki: Hak, Rabbinizdendir. Öyle ise dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Biz, zalimlere öyle bir cehennem hazırladık ki, onun duvarları kendilerini çepe çevre kuşatmıştır. (Susuzluktan) imdat dileyecek olsalar imdatlarına, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. Ne fena bir içecek ve ne kötü bir kalma yeri!
Malesef günahlar sebebiyledir toplu afetler. Ayetlerde çokça işlenir bu tema
@@yldrmyesilbag8210 Şura 30'da insanların kendi elleriyle yeryüzüne zarar vererek afetlere sebep olması ima edilir. Yani Konya halkı günah işlediği için değil, çevreye zarar vererek günah işlediği için Allah afet verir. Eğer geçmişte yaşamış islam alimleri size denk gelseydi yüzünüze bile bakmazdı. Selefi gibi her şeyi doğrudan haramlara bağlamayın. Hanefi olduğunuzu unutmayın. Bizim mezhebimizde din ilimle açıklanır.
@@bilge9188 Merak ettim: Hangi tefsirde yeryüzüne zarar vererek afetlere sebep olması ima ediliyor?
Hep chp yuzunden😆