Tulum (Bagpipe) 5/6- Ellerin Turkusu Kanal B
HTML-код
- Опубликовано: 20 дек 2024
- Yapım: Ayşe Öksüz Kanal B Turkiye
Kamera: Koray Sesal
Kurgu: Nisa Kasapoğlu
Ustalar: Bülent Bekar / Ali Çamkerten
Rize Çamlıhemşin
20.Kasım.2008
Ali usta, tulumla ilgili düşüncelerini sıralıyor: "Usta çalarken dinliyorsun, kulağına alıyorsun. Ondan sonra ıslıkla ağızla turkuyle havayı çıkarmaya başlıyorsun. Biraz uğraş isteyen bir meslek, daha doğrusu kabiliyet meselesi.
Ben zaten Bülent de o kabiliyetine göre öyle şey yaptım, çaldım, dinledim aynı benden aldığını farkettim.
Daha başka arkadaşlar da oldu ama, bunun gibi başarı sağlayamadılar. Pek randıman alamadım onlardan. Ama bundan çok güzel randıman aldım.
Kaza geçirdim elimi motora kaptırdım. Bir parmağım arızalandı. Ondan sonra zaten biraz da yaşlandım ya artık terketmek zorunda kaldım.
Şimdi gelen yeni arkadaşlara elimizden gelen yardımı yapıyoruz ama, pek memnun değiliz.
Bizim Hemşin yöresinin bu tulum sanatı biraz dağıldı ama, kemençe, şu bu bazı şeylerle eşlik etmeye çalıştılar.
Özünden çıkmış gibi geliyor bana bu da benim hesabıma gelmiyor. Sonra mesela ben görüyorum; televizyona falan çıkıyorlar. Şimdi televizyondakiler, bunun aslını bilmedikleri için sesini duydu mu tulumcu kabul ediyorlar. Ama bana sorarsan değil.
Güzel öğrenip de hakiki havalarını kendi özüyle çalmak suretiyle tamam eşli olarak çalınır, çalınmaz demiyorum ben de çaldım.
Mesela o davulun "dum" var ya, eskiden bizim köy düğünlerinde ayakla tahta duvara vururlardı; o ses, tempo tutmak için.
Beş perdeli bağlamaya da eşlik yapabilir. Altıncı perdeye geçti mi ayrılır. Daha buna, eşlik olmaz, mümkün değil.
Şimdi bir tulum, bir piyano olmaz. Bir piyano, bir akardeon olmaz. Her enstrümanın kendine göre bir özelliği var. Şimdi bu da kendi özünden çıkmamak için, kendi özünü, kendi havalarını çalmak gerekir.
Benim tanıdığım ustalar onlar, kendileri yapıyorlardı akortunu da yapmasını da. Sonra mesela, mavcılardan deri alırlardı; hasılını, tüyünü almasını falan hep kendileri yapıyorlardı.
Şimdiki tulumcular; işte Bülent veya Süleyman veya Şükrü Parlak yani, yapan bir kaç kişi vardır, bunlardan satın alıyorlar. Zannediyorlar ki; ben tulum aldım mı, usta olacağım aslında öyle değil.
Bu tulumla uğraş gerek. Bir de müzik kulağı olacak, alabileceksin duyduğun havayı.
Kadınlarda çalabilir, yani; illa erkek sanatı diye bir şey yok bunda. Rizeli olması şart değil. Bunu beğenen, hevesi olan yapabilir hiç bir şey değişmez.
Eskiden az idi tulumcu. Şimdiki gibi çoğunlukta yoktu. Fakat bunu, şimdiki sanatçılar çalmasını biliyor, ismini bilmez.
Ben şöyle liste yapıyorum; isimlerini yazıyorum ama havayı çalıyorum üzerine ismini yazıyorum ki o hava, ona ait olduğu belli olsun. Liste yaptın, anlatmadın, öte yandan çaldı fakat ama, hangisini çaldı o da var. Belli olması için böyle bir şart gerekiyordu
Elimizden gelen neyse işte, onları yaptık.
tulumun adı bagpipe değildir tulumdur