Eyüp Aktuğ - Kırık Yaz | Aşkar Dergisi | Ekim 2016 Sayı 40

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 10 сен 2024
  • Bu şiir Aşkar Dergisi'nin Ekim - Kasım - Aralık 2016 tarihli 40. sayısında yayınlanmıştır.
    Eser Künyesi
    Şair: Eyüp Aktuğ
    Şiir: Kırık Yaz
    Yayın Yeri ve Tarihi: Aşkar Dergisi, Ekim 2016
    Kırık Yaz
    belki demek cevap mıydı bütün bunlara, belki
    insan karşılığını bulsun diye bu olanlar.
    bana ne başkalarından, vurulan kazmalardan, açılan mezarlardan
    bana ne, neyime gerek diyerek başladı başkalık
    bana neydi komşunun evindeki yangından, yılandan
    yılan kimseye dokunmamıştı, kimse de yılana ve böylece büyüdü soğukluk.
    insan büyüyen bir soğukluktu bu yangın yerinde
    yabancılıktı evlerin birbirine karşılığı, aralamadı perdesini kimse kimseye
    yaşamak zannetti insan, yemek yedi, su içti, biraz uyudu, ekmeğini aradı
    boğazımızda bir çatal olarak durdu dünya
    boğazımızdan geçmedi sıkı sıkıya tuttuğumuz ekmek.
    kimisi de çekmedi ayak altından ekmeği, onu biraz yedi ve bıraktı öylece
    varlık oradan geçiyordu, bölüşmekten, her şey eksik kalıyordu cana dokunmadıkça.
    kanımıza vurup duran neydi, sesimiz neden katıydı böyle
    yüzümüzü yumuşatacak kelimeler yok içine düştüğümüz avrupa’da
    silahı birlikte doğrultmak yerine birbirimize doğrulttuk.
    dinmeyen bir mesafeydik şam’a, kırılgan bir çiçekti halep dediğin
    bütün sınırların üstünü çizmeli betonarmelerden başlayarak
    insanı nereye koymalı kalbine dönmesi için?
    takvimleri kurcaladım, temmuzu yokladım, vatan dedim kendimi yokladım,
    yok saydım, yoktu ellerim bile, başımı gezdirdiğim geceler yoktu
    ellerim nerede kim bilir, ellerim tankları bükebilir
    vatan ki imandandır, allah û akbar dedim onlar demos kratos sandılar.
    yarının şarkısıdır söylediğimiz, çünkü vaat edilen gün bizimdir
    kendimce anlamlar çıkarttım bir takım şeylerden
    başımda okşayışların izi kaldı, babil’in saçlarında güneşler açtı
    omuzlarım hep akşamdı, omuzlarımda orman serinliği
    sayıp dökemediğim dağlar karşımda, fırat böyle coşkun
    artık bir bombadır göğsüm patlamaya hazır.
    yaz kırığıdır, kırıktır bardak, enfâl 17’dir önünde sonunda sığındığım
    saklandığım, arındığım, arandığımdır o
    ömer ki pırıl pırıl bir ağabeydir yanıma, bir adamdır kaburgasına tutunduğum.
    ele geçecek başka yerimiz yoktu, başka yerimiz yoktu vurulacak,
    iyilikli sabahlardı tutup göstermek istediğim
    bir vatan günaydınıydı, bir kızın dönüp dönüp bakmasıydı mesela
    kâfire sıkılan kurşunduk her cuma
    amerika piç kurusuydu
    yaz bunu.
    Eyüp Aktuğ
    Aşkar Dergisi, Ekim - Kasım - Aralık 2016
    Sayı 40

Комментарии •