Karaağaç Hayaletleri-Bölüm #2-Korku Turizmi
HTML-код
- Опубликовано: 5 фев 2025
- "Karaağaç Hayaletleri" adlı programımızın bu bölümünde ile Korku Turizmi üzerine konuştuk. Korkunun turizmi olur mu? Korku turizminin kültürel ve ekonomik etkileri neler? Romanya ve Dracula turizmi ile Amerika'daki cadılar kasabası Salem başta olmak üzere dünya çapındaki korku turizmi örnekleri neler? Türkiye'de neler yapılabilir?
"Karaağaç Hayaletleri", Trakya Üniversitesi Radyosu'nda Mehmet Berk Yaltırık ve Berkay Sarmacı’nın korku edebiyatından korku sinemasına muhtelif sanat üretimlerini konuştuğu haftalık kültür-sanat programı. Her hafta cuma gecesi 22.00 ve tekrarı pazar gecesi 20.00'de. Podcast formatında yayından bir hafta sonra üniversite radyosunun Spotify hesabına ve bu kanala (YT: SonGulyabani) yüklenmektedir.
Trakya Üniversitesi Radyosu: FM 106.2 mhz
Radyonun İnternet Sitesi: radyogunebakan...
Radyonun Whatsapp Hattı: 0 284 235 44 41
Power App-Kampüs Radyoları Listesi Bağlantısı: www.powerapp.c...
Radyonun Instagram Sayfası: / radyotrakyauni
Radyonun Facebook Sayfası: / radyogunebakan
Radyonun Spotify Sayfası: open.spotify.c...
Görsel: Mustafa Göçmezler
www.behance.ne...
/ mustafagocmezler
Blog: songulyabaninin...
Mail: mehmetberkyaltirik@gmail.com
Twitter: / songulyabani
Instagram: / mehmetberkyaltirik
Discord: / discord
Turizm ve Kültür Bakanlığı görsün bu podcastı
Yine sahane bir sohbet olmus 👏👏👏Keyifle dinledim. Yeni bolumu heyecanla bekliyorum!!
👍
Bizim daha çok fırın ekmek yememiz lazım kültür konusunda. En basitinden bir Niğdeli olarak, Niğde'nin tarihi açıdan öyle muazzam bir geçmişi var ki(Tabal, Eretna, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı daha da sayamadığım bir çok devlete ve imparatorluğa ev sahipliği yapmış bir şehir) ama çoğu Türk hatta Niğdelilerin bile bundan haberi yok. Daha bunu yapamıyorken korku üzerine kültür oluşturmak hayal gibi geliyor😢
Bizimkisi hakikaten deli işi......
Dinlemesi gerçekten keyifli bir yayın olmuş,tebrik ederim. Fakat program boyunca bir kaç kez değinilen bir noktaya katılmadığımı belirtme isteği oldu içimde, bu da sanıyorum ki sohbete kendimi epey kaptırmamdan kaynaklanıyor 😄. "Kendi kültürümüz" harici olan fikri mülkiyetler ya da yapıtların Türkler tarafından üretildiğinde direkt özenti yakıştırması yapılması acıkcası beni üzüyor ve sıkıyor arkadaşlar, ve bunun git gide bir komplekse dönüşmeye başladığını yer yer görüyorum bazı çevrelerde. Etkilenim ve özenti arasındaki farkları ne yazık ki ayırmayla pek uğraşmıyoruz. Yerel bir motif yerel olmayan formlarla da anlatılabilir, bu tam tersi şekilde (yerel olmayan bir motifin yerel formlarla anlatılabilmesi şeklinde) de uygulanabilir. Bunlar havuzu güçlendirir. Burada asıl problem kalitedir. Bahsedilen Yeşilçam örneklerinin problemi kullandıkları Batı motifleri değil, basbayaa berbat filmler olmalarıydı, gerek sanat tasarımları gerek anlatı teknikleri olsun. Otantikliğin sadece kültürel/milli değerler üzerinden ölçütlendirmesi bizi çok kısıtlı bir yerde tutuyor. Bir Türk'ün Detroit'te geçen bir gerilim romanında Kazakistan'dan göçmüş Kazak bir kadını baş karakter olarak yazma hakkı tıpkı bir Koreli'nin bir Arthurian miti üzerinden kendi çizgiroman hikayesini yazma hakkı olduğu kadar vardır. Amerika'da 6 yıl yüksek sanat eğitimi, İngiltere'de 1.5 yıl medya eğitimi almış birisi olarak size söyleyebilirim ki oradaki insanların (kendilerinin de farkında olmadığı) şekilde bizden (ve de diğer 3. Dünya ülkeleri halklarından) beklentileri bizi sadece kendi kültürlerimiz üzerinden yapıtlaştırabileceğimiz ürünlerle sesimizi duyurmamız, bir diğer deyişle sadece Etnik kimliklerimiz üzerinden uluslararası alanda var olabilme hakkımız olduğu. Bu durum burada yaşayan sanatçıları oldukça aşağılayan bir tavır olduğu kadar aynı zamanda bize oldukça sınırlı bir alanda üretim yapma hakkı tanıyor. Zaman içersinde bizler de bu durumu kabullenerek içselleştirip içimizden farklı çıkan sesleri de susturmaya yelteniyor veya "özenti, kopyalama" vs. gibi bir takım etiketler üzerinden yukarıdan bakıyoruz. O yüzden bırakın yazan yazsın Anglo motifleriyle bezeli bir korku öyküsü/video oyunu dünyası, veya Japon anlatı teknikleriyle bir bilim kurgu romanı. Şahsen bir gün bu toprakların motiflerini kullanarak güzel bir kültürel ürünü İtalyan bir sanatçı üretse ben bunu özentilik olarak değil evrensellik olarak görürüm. Yeterki üretim içten gelen dürtüler ve sevgiyle yapılsın. Sevgiler
Kompleksin her iki türlüsü de iyi değil ya. İnsanlar eğlenip tüketecekleri varsa bunu yapıyorlar zaten
Korkuyu höröleyen güzel bir abimiz
Ağzına sağlık değerli Hocam.
Ben 3 Yıl Macaristan'da Eötvös-Loránd- Üniversitesin'de Türk Mitolojisi ve Hun Atilla hakkında araştırmalar esnasında.
Alman Bilim Adamı Thomas Bohn Justus Liebig Üniversitesi Gießen'in Dracula üzerine yapmış olduğu Araştırma ve Makalelerine denk geldim. "Corpus Draculianum" isimli Çalışmasına ve çok derin ve güzel bir iş çıkarmış. Orada daha çok Romanya yerine Macaristan kullanıyor çünkü oralar bildiğiniz gibi o Tarihlerde Macar Bölgesi idi. Maalesef Alman Bilim Adamın Makaleleri Türkçesi yok. Şaşırdık mı tabiki hayır. Lakin Thomas Bohn bu konu hakkında güzel bir kaynak olarak kullanılabilinir.
Ağzınıza sağlık her zamanki gibi doğru düzgün bir yayın olmuş.
Bu Pazar ve Aktive Türkiye Cumhuriyeti Devleti'de çok güzel yapılır. Lakin Din ve Siyaset en büyük tehlike ve tehdit.
Evet Avrupa'da Türkleri güzel korku Propagandası yapılıyor.
Sadece Alp Dağları'a Hun Atilla kokusu nedeni ile Alpler deniliyor. Hun Atilla Askerleri orda kaldıkları için. Asker-Alp. Batı Etimolojisine Alp Kelimesi yoktur ve oradaki İnsanlara sorunca onlar da ister istemez Tanrının bize gönderdiği Gazabı Cezası Atilla için diyorlar. O Tanrının Cezasını unutmamak için. Çocuklarını Hun Atilla üzerinde korku hikayeleri anlatıyorlar Dağlardan gelip seni götürürler diye.
(Macaristan'da her Yıl Türk Kurultay Yapılıyor).
Esen kalın
ne zaman başlıyor organizasyonlar?
açıkçası Ürgüp Karain köyünden bir birey olarak siccin 5 filmindeki sadece bir sahnede bizim köy olduğu için yerli yabancı birçok arabanın durup birkaç resim çekindiğini söyleyebilirim
ve bencede gerçekten yüksek bir potansiyele sahibiz
karaağaç hayaletleri deepturkishweb girişleri gibi seslendirilmiş. 😂 Hayaletlere hallenen adam temalı bölüm gibi
Hahahaha "sarıyo" :D
Hep aynı cin klişeleri anlatılıyor. Türklerde cin anlatılarından, yabancılarda şeytan çıkartmadan gına geldi. Hepsi aynı ve klişe zehirlenmesi yaşıyorum. Mehmet Bey senin özgün bir şey yazacağından umudum varlakin.
Ben vampir yazıyorum efendim ekseriyetle, burada künyeleri var :) kayiprihtim.com/dosya/turk-edebiyatinda-vampirler-dizini/