Allah sizi basimizdan eksik etmesin.Annem ve Babamdan duymadiklarimi senden duyuyorum.Öbür Dünyada Rabbime senden bahsedecigim.Allah onlarada Rahmet ve Merhamet eylesin.Amin ve Ecmain
Kuran sana örnek öyle mi İran öve Türkiye savaşsa iki müslüman devlet Türkiye kaybetse İranlı komutan savaş ganımeti olarak bacını ananı ve karını cariye olarak alacam dedi bildiğin üzere cariye seks için de alınır. Sana da kurandan gereklı ayetı gösteriyor. Sen şimdi kuran basım üstüne deyıp İranlı komutana karını kızına bacını annenı carıye olarak verir misin yoksa kuranı onun kütüphanesine mi sokarsın
O gercekten kral bir peygamberidi ona herseyden imkan verilmisti onun binegi kendisinin en iyi srdasiydi ve allah ona yardimci olarak evlatlar vermisti ve onlarda ustun nitelikle donatilmisti
Ebu sıddık hazretleri Birgül çölde yürüyormuş. Karşısına bir sazan başlığı çıkmış. Ey Allah’ın sevgili kulu unu sıddık hazretlerı nereden gelir mereye gidersin demiş. Ebu sıddık han hazretlerı. Amına konduğunum sazan başlığı kafama ğüneş geçti bu sıcakta senın gibi sazanlar konuşuyorum. Bak kardeşim bu da çöl ğüzel bir kuram ayetı ıcın huzur buldu mu
Allah sizden razı olsun hocam. Hiç bu şekilde düşünmemiştim tefsir okurken. Kulun nefis terbiyesi ve Allah' rızasına uygun yaşaması için yapılan yolculuk gibi algılamamıştım. Hz. Süleyman a.s. sonra, ruzgarla yolculuk yapabilen Zulkarneyn, sadece üç yolculuk yapıyor. Biz olsak dünya turu yapar gezeriz. Demek ki burada bir mana var. Mubarek surenin 17 ci ayetinde buyurulan: Bismillahirrahmanirrahim ...kim Allah'a ulaşmayı dilemezse, artık onun için velî mürşid (irşad eden evliya) bulunmaz. Burada sanki bu üç yolculuğa işaret var. Mubarek ayetle ilgili hatalı bir yorum yapmışsam Allah affetsin. Sadece anlamaya çalışıyorum.
Güneş bi yere batıp çıkmaz. O yüzden battığı yada doğduğu yere gidemezsin. Dünya kendi etrafında döner. Dönerken bir yüzü güneşi görür, diğer yüzü görmez. Dönmeye devam ettikçe güneşi gören kısım karanlıkta kalır, karanlıkta kalan kısım güneşi görür
Siz ikinizde gerizekalisi iz Herhalde. Olum bir bilginiz yok bari yorum yapmayın. Alim olmak bilgi sahibi olmak kolay bişi değil
4 года назад
"Zamanı Bükmek" Oku,İşit,Bak ta Gör-1 kitabında Zülkarneyn çok güzel anlatılmış. Nihat Hocanın videonun sonunda dediği gibi kıyamet alametidir diyor kitap. İslama göre evrenin sonu "Kıyamet" olarak adlandırılıyor Bilimsel olarak ise evrenin sonu "Evrenin İçe Çökmesi" şeklinde olacaktır. İşte evren içe çökerken ZÜLKARNEYN yolculuğu başlar.
Sayın hocam Kehf Suresi meali bu kadar basit olamaz. Her ayetine kitaplar yazılan sureyi daha derin anlatmanız gerekir. Burada bize verilen mesajlar çok daha derin olmalı.
çok değişik cidden bence Zülkarneyn zamanda yolculuk ediyor (Allah'ın Hikmetiyle) ve yecüc ve mecüc ya Dünya'da yada "bu evrende" yaşamış olan bir varlıktır yada öteki alem yani 3 harflilerin yaşadığı olduğu alemdeki yaratıklar arasına sed yapmıştır cidden en gizemli olaylardan birisi. Düzenleme: bide ne zaman yaşadığını bilmiyoruz? nadıl yolculuk yaptığını?
maşallah DİYECEĞİNE OLAYLA ALAKALI YORUM YAP TABİİ DİNLEDİYSEN EĞER. dinlemiyor sadece iltifat ediyorsunuz Harun Yahya SAPIĞI gibi. Buna maaşallah hangi sebeple dedin? saçma sapan konuşma. Saçma sapan konuşma. olur olmaz her şeye mşallah denmez. . Güzel hş bi durum bişey görünce denir oda nazard değmesin diye maşallah nedir ne zaman ne diye söylenir bilmeden olur olmaz her lafa maaaşallah demeyin cahil gibi.
Zulkarneyn yolculugu gerceklesmedi galiba. Suanki dünyadan uzak Amerikada boyle bir kavim var. Gunesin battigi yer dediğimiz yerde uyuyor. Yecuc ile mecuc amerikayi anlatıyor yoneticilerini anlatıyor. Israil ile birlikte ve suud ailesi ile birlikte zulum ediyor. Cinde mianmar tarafindada zulum var
evet hz omer doğru soyluyor hz zulkarneyn bir melektir ve hızır aleyhiselamla gezmekte ikisinide tanıyorum sürekli bir nene şeklinde gezmete mütiş güce sahip....
hocam rüyada bir sahislari dagin icine kapadip asayi vurup kapatim ve kendimi sikayet edip , Cenneten ( AY / Bati ) aslan süretinde Cehenneme ( Sevr / Mekke ) gidip sipor yaptim.
Artik dünyadaki tüm TÜRKler uyanmasi lazim TÜRK ler tamamen yok ediliyor bak türkiye bitarafi araplastiriliyor biyeri avrupalasiyo, kazak kirgiz azeri rusyaya baglamak istiyorlar, cinlilerde öteki tarafdan saldiriyorlar artik uyanmasi lazim TÜRK miletinin
Kara Kağanın bir oğlu dünyaya geldi. Bu çok güzel bir çocuktu. Doğduğunda annesinin sütünü emmedi, daha sonra annesi rüyasında, çocuğun kendisine “Tanrıya iman etme” söylediğini gördü. Annesi bu rüyayı üç gece üst üste görünce, Tanrıya imam etti ve çocuk annesinden birkere süt emdi ve bir daha emmedi
Biz Türkler Demiri bulmamız ve yecüc ile mecücü demir tunç bakır gibi maddeler ile Bir set ile kapatmamız Türk Kitabelerinde geçen ile Kuran- Kerim’in aynı olması Oğuz Kaan’ın çift boynuzlu miğferi olması Oğuz Kaan olma olasılığını yüksek kılıyor katılıyorum sana
Zü'l-Karneyn Oğuz Han mıdır? Osmanlı Tarihçilerinden biri olan Neşri “Zü'l-Karneyn belki de Oğuz Handır" demiştir. Yine Osmanlı devrinde yazılmış tarih kitaplarından bir diğeri olan Rüstem Paşanın; "Tevârih-i Âl-i Osman" adındaki eserinde şöyle denilmektedir; " Kur'an-ı Kerimde bahsedilen Zülkarneyn meğer bu Oğuz Han’dır. Türk âlimi ve müfessiri Vanî M. Efendi şöyle demiştir; "Türkler Kuranda bahsi geçen Zü'l-Karneyn'den maksat Oğuz Han olduğunu söylerler ki; bu hususta tereddüt edilecek bir şey yoktur. İbn İshak Zü’l-Karneyn’in yafesin Türk adındaki oğlunun soyundan gelindiğini” söylemiştir.Ayrıca, Hızır aleyhi’sselam; Zülkarneyn’in askerlerinin önünde yürüdü, onun öncü komutanı idi. Onun baş müşaviri, sanki hükümdarın veziri makamında bir kimse idi.” Demiştir. “Hızır’ın; Hazreti İbrahim’in teyzesinin oğlu olduğu, Zü’l-Karneyn’in onu, kendisine baş danışman tayin ettiği ve önemli konularda onunla istişarelerde bulunduğu ve bu sayede birçok zaferler kazandığı bildirilmektedir.” Zü’l-Karneyn; gelmiş geçmiş en büyük Dünya Fatihlerinden biridir. Asıl Adı Oğuz Handır. Hazreti İbrahim zamanında yani Milattan önce 18. asırda yaşamıştır. Onun telkin ve irşadı ile, Haniflik dinini kabul etmiş ve onu Tûran Yurdu merkez olmak üzere Büyük Okyanustan Nil Nehri sahillerine kadar yayılan koca bir îmân hâkimiyeti hâline getirmiştir. Zü’l-Karneyn’i Cihan Oğuz Han’ın, milli kaynaklarımızda 116 sene yaşadığı kaydedilmektedir. O, bir asrı geçen bu uzun zaman şeridi içinde, Batı, Doğu”, “Kuzey”, “Güney” istikametinde birçok ilâhi büyük askeri seferlere çıkmış, kendi kurduğu bu devletin sınırlarını; batıda Akdeniz kıyıları ve Mısır , doğuda; Çin denizi, Büyük Okyanus , kuzeyde, Don Volga boyları ve geniş Sibirya ovaları , güneyde ise; Masar Kağanlığı Afganistan ve Hindistan ’ın içlerine kadar genişletmiş ve yeryüzünde ilk defa bir îmân hâkimiyeti ve bir büyük barış imparatorluğu kurmuştur. Bu bakımdan kendisine Zü’l-Karneyn unvanı verilmiş, Kur’ân-ı Kerim ve vahyinin muhatabı olmuş ve “Salih Kullar” zümresine katılmıştır Oğuz Han "Haniflik" ve Hazreti İbrahim: Gerçekte; Oğuz Han'ın, Hazreti İbrahim'le çağdaş olması değil dini, milli kaynaklarımız tarafından bile ifâde edilmektedir. Nitekim Neşri; Oğuz Han ve onun mücâdele hayatını dolduran olaylardan bahsederken aynen şöyle demektedir; "Bütün bu hâdiseler İbrahim Halilullah (s.a.s.) zamanında oldu. Zaten o; ona iman getirmişti. Mamafih, milli kaynaklarımızda Oğuz Han’la Hazreti İbrahim arasındaki bu görüşmelerin Oğuz Han’ın Şam seferi sırasında gerçekleştiği ve daha sonra ikisinin birlikte hacca gittikleri bildirilmektedir. İ.S. Cem; "Hazreti İbrahim'in Mezopotamyada eski "Ur" şehrinde dünyaya geldiğini, oysa buraların çoktan Asyalı bir kavim olan Sümerler tarafından yurt tutulduğunu açıklamıştır. Nahle Kalfat da şöyle demiştir; Oğuz Han; adı geçen bu Hakan İbrahim Halil asrında yaşamıştı. Oğuz Han Devletinin Yıkılışı ve Oğuz Boyları: Oğuz Han'ın vefatından yaklaşık bin sene sonra Oğuz yurtlarında çok büyük kargaşalıklar çıktığı anlaşılmaktadır. Evet bir kısım tarihçilerin indi hesaplarına göre, bu şekilde on asırdan fazla siyâsî iktidarını devam ettiren büyük "Oğuz Kağan Devleti" milâttan önce XVII. asırda yıkılmıştır. YECÜC MECÜC SEDDİNİN YAPILIŞI “İşte Zü’l-Karneyn bu dağların önünde öyle bir kavim buldu ki onlar laf söz dinlemeyen kendilerine güvenen oldukça gururlu ve medeni bir kavim idi.” Onlar; demir ve kömürü sosyal hayatlarında, çok büyük bir medeniyet unsuru olarak kullandıkları gibi, ayrıca Türklere has demircilik sanatını da çok iyi biliyorlardı. Bu takdir de onların katıksız bir Türk kavmi olmaları gerekmektedir. Onlar, Türkç e konuşuyorlardı. Ne var ki, aynı dili konuşmalarına rağmen Zü’l-Karneyn’le konuşurken şive zorluğu çekiyorlardı. Bu da gösteriyor ki, bu âyetin özünde de Oğuz Han ve Türkistan’ın geniş doğu sınırlarındaki Türk kavimleri bulunmaktadır. Harzemli büyük Türk Müfessiri Allâme Zemahşeri,i Yecüc-Mecüc seddini yapanların bir Türk kavmi olduklarını söylemiştir. Hamdi Yazır Hoca da, muhtemelen ez-Zemahşeri’ nin bu görüşünü esas almış ve “ekser müfessirlerin görüşüne dayanarak onların Türk olduklarını” söylemiştir. İbn Kesir, Osmanlı Âlimi Ebu’s-Suud Efendi, Bursalı İsmail Hakkı ve Âlûsi gibi, daha birçok İslâm âlim ve müfessirleri seddi yapanların bir Türk kavmi olduklarını beyan etmiştir. Zîra demircilik, bu Türklerin tarihin derinliklerinden kopup gelen bir ata mesleği idi. Şâyet Zü’l-Karneyn; Ye’cüc ve Me’cüce karşı aşılması güç bir Sed yapacaksa, bu Seddi ancak onların bu husustaki üstün hünerleri, iş âletleri, insan gücü hülasa her türlü yardım ve destekleri ile yapabilirdi. Zü’l-Karneyn’den malzemeleri kendilerinden olmak üzere Ye’cüc ve Me’cüc denilen bir kavmin önüne aşılması çok zor bir Sed inşa etmesi için çok sıkı bir iş birliğine girişmişler ve bunda muvaffakta olmuşlardır. Bütün bunlar, onların Allah’ın rızasına mazhar ve hoşnutluğunu kazanmış bir kavim olduklarını göstermektedir. Yazır, konumuza esas olan bu tespitlerinde aynen şöyle demektedir; “Allahu a’lem, Kur’ân’ın haber verdiği bu redim (sed); Zü’l-Karneyn’den onun yapılmasını talep eden kavmin bu sayede teşkil ettikleri heyet-i içtimaiyeleri olsa gerektir ki, onlar demir kütleleri gibi salebetli olan (milli) unsurlarına akıtılan Feyz-i Rabbâni ile teşekkül etmiş maddi ve manevi bir sed demek olur. Eğer bu kavim (birçok) müfessirlerin naklettikleri vechile Türk (kavmi) idiyse, burada Zü’lKarneyn’e kuvvetle yardım eden Türklerin mazide yeryüzünü fesaddan kurtarmak için ettikleri hizmetin ehemmiyeti işar edilmiş olduğu gibi, Hazreti Muhammed’in bütün insanlığa Peygamber olarak gönderilmesin)den sonra, onların İslâm’a yapacakları hizmete de işaret edilmiş demektir. Şu hâlde, TÜRKLER’in inkırazı, Ye’cüc ve Me’cüc seddinin yıkılması ve nizam-ı arzım fesadı demek olacaktır ki (bu) eşrat-ı saattendir (kıyâmetin kopması şartlarından). Hasılı şark ve garbı dolaşan Zü’l-Karneyn’in (Oğuz Han) en büyük işi, mahza bir rahmet-i rabbaniye olan bu redimin inşasıdır ki, onun yıkılması yeryüzünde beşeriyetin pek büyük bir felaketi olacaktır. Sedde Ne Olmuştur Bizim bu soruya vereceğimiz cevap, onun manevi yönü hariç, maddi bakımdan koca bir “Hiç! ” tir. Zîra bir çağlayan gibi asırlardır akıp giden zaman nehri, bu nehrin yaptığı ağır hasarlar, yağan yağmur ve karlar, esen fırtına ve rüzgârlar her şey için olduğu gibi bu Zü’l-Karneyn Seddine de en büyük darbeyi vurmuş ve onu, un ufağı gibi ufaltmış ve bir toz yığını hâline getirmiş ve ondan artık hiçbir iz, eser kalmamıştır. Nitekim Kur’ân-ı Kerim’in söz konusu âyetleri de onun, bu feci akıbetini bize bu seddi inşa eden Zü’l-Karneyn’in ağzı ile haber vermiş ve şöyle demiştir: “Rabbim’in va’di geldiğinde onu yerle bir edecektir. Zaten Rabbimin bu husustaki va’di de bir gerçektir. Ne var ki onun manevi varlığı, şer odaklarının karşısındaki ilâhi ve heybetli durumu bir rahmet-i ilâhiye olarak kıyâmete kadar devam edecek ve Cenâb-ı Hak kendi dini ve mümin kullarını bu şer odaklarına karşı yeni, yeni Zü’l-Karneyn ve onları yapacakları surlar, yani hizmet-i îmâniye ile koruyacak ve bu şer odakları ile Müslümanlar arasında her zaman bir Sedd-i Zü’l-Karneyn halk edecektir. Bunda asıl görev Oğuz Han’ın soyundan gelen yeni Zü’l-Karneyn’lere düşecekti. Nitekim öyle de olmuş ve onun soyundan daha bir nice Zü’l-Karneyn-i Cihanlar gelmişler bu küfür dalgaları karşısında bir îmân kalesi ve bir Sedd-i Zü’l-Karneyn olmuşlardır. Bu böyle XX. asrın başlarına kadar devam etmiştir. Ye’cüc ve Me’cüc kimlerdir ve Onları Sonu Ne Olmuştur? Ye’cüc ve Me’cüc bize göre; Çinlileri n geliştirmeye muvaffak oldukları bu akıl almaz ve insanlık için bir felaket olan bu teknoloji ve onun insanlığın ortak medeniyet, din ve kültürünü , kendi haris emelleri pahasına yıkmak için kullanan ve her türlü kötülüğün sembolü olan o şer güçlerinin adıdır. Zaten Hazreti Peygamber, birçok hadislerinde de bunları bütün ayrıntıları ile bu şekilde akıl almaz yaratıklar olarak izah etmişlerdir. Hazreti Peygamber’ in bu muhtevadaki hadislerinden öğrendiğimize göre; bu günkü Çinliler, teknik ve teknolojik yoldaki bu akıl almaz ilerlemelerine devam edecekler, yeni, yeni akıl almaz birçok araç ve gereçler o kadar ki insana benzer akıllı robotlar, verilen emri acımasızca yapan araçlar, icat edecekler ve bunları daha sonra “Star Harplerinde” gördüğümüz gibi, insanlığın başına bela ve koca bir dünyayı istila edeceklerdir. Ancak vakt-i merhunu geldiğinde bunlar, Cenâb-ı Hakk’ın Kur’ân-ı Kerim’in de haber verdiği gibi yine “Doğu cihetinde” yani Asya Kıtasının, Büyük Okyanus’a yakın en uç sahillerinde bir kere daha ortaya çıkacaklar, çok süratli bir şekilde çoğalacaklar ve önlerine çıkan bütün engelleri aşarak bir çağlayan gibi akacaklar, dünyayı bir kere daha fesada verecekler ve her türlü ahlaksızlıkları yeryüzünde bir kere daha hâkim kılmaya çalışacaklardır.
Hz. Muhammed sav gibi büyük bir peygamber değildir. Allah katında adı önemlidir muhakkak ki Kuran-I kerimde de yazıyor. Ama peygamber olduğunh sanmıyorum. Kuran-I kerimde ayeti geçmesi öngörme gibi birşeydir diye düşünüyorum.
83- وَيَسْأَلُونَكَ عَن ذِي الْقَرْنَيْنِ “Bir de sana Zülkarneyn’den soruyorlar.” Zülkarneyn, Faris-Rum hükümdarı olan İskender-i Rumîdir.[1> Denildi ki: Zülkarneyn, yani “iki karn sahibi”nden murat doğu ve batıdır. Bundan dolayı kendisine “doğunun ve batının sahibi” anlamında “Zülkarneyn” denilmiştir. Veya ona Zülkarneyn denilmesi, dünyanın iki kısmı olan doğuyu ve batıyı dolaşması sebebiyledir. Veya böyle denilmesi, O’nun devrinde insanların iki neslinin ortadan kalkmasındandır. Denildi ki: Saçında iki örgü olduğundan böyle denildi. Denildi ki: Tacında iki boynuz vardı. Cesur insana “koç” denilmesi gibi, şecaatinden dolayı Zülkarneyne böyle bir lakap verilmesi muhtemeldir. Sanki, emsali olanlara bu boynuzlarla vurmakta, onlara galip gelmektedir. Zülkarneynin iman sahibi ve salih bir kimse olduğunda ittifak olmakla beraber peygamberliğinde ihtilaf edilmiştir. Hz. Peygambere Zülkarneyn hakkında soranlar Yahudiler veya Mekke müşrikleridir, İmtihan etmek niyetiyle bunu sormuşlardı. قُلْ سَأَتْلُو عَلَيْكُم مِّنْهُ ذِكْرًا “De ki: Size ondan bir nebze anlatacağım.”Hitap, suali soranlaradır. “Ondan” ifadesi Zülkarneyden demektir. Ancak “Allahtan” anlamına da gelebilir. Yani, Allah’tan bir bilgiyle size bahsedeceğim.
84- إِنَّا مَكَّنَّا لَهُ فِي الْأَرْضِ “Şüphesiz biz onu yeryüzünde kudret sahibi kıldık.”
Zü'l-Karneyn Oğuz Han mıdır? Osmanlı Tarihçilerinden biri olan Neşri “Zü'l-Karneyn belki de Oğuz Handır" demiştir. Yine Osmanlı devrinde yazılmış tarih kitaplarından bir diğeri olan Rüstem Paşanın; "Tevârih-i Âl-i Osman" adındaki eserinde şöyle denilmektedir; " Kur'an-ı Kerimde bahsedilen Zülkarneyn meğer bu Oğuz Han’dır. Türk âlimi ve müfessiri Vanî M. Efendi şöyle demiştir; "Türkler Kuranda bahsi geçen Zü'l-Karneyn'den maksat Oğuz Han olduğunu söylerler ki; bu hususta tereddüt edilecek bir şey yoktur. İbn İshak Zü’l-Karneyn’in yafesin Türk adındaki oğlunun soyundan gelindiğini” söylemiştir.Ayrıca, Hızır aleyhi’sselam; Zülkarneyn’in askerlerinin önünde yürüdü, onun öncü komutanı idi. Onun baş müşaviri, sanki hükümdarın veziri makamında bir kimse idi.” Demiştir. “Hızır’ın; Hazreti İbrahim’in teyzesinin oğlu olduğu, Zü’l-Karneyn’in onu, kendisine baş danışman tayin ettiği ve önemli konularda onunla istişarelerde bulunduğu ve bu sayede birçok zaferler kazandığı bildirilmektedir.” Zü’l-Karneyn; gelmiş geçmiş en büyük Dünya Fatihlerinden biridir. Asıl Adı Oğuz Handır. Hazreti İbrahim zamanında yani Milattan önce 18. asırda yaşamıştır. Onun telkin ve irşadı ile, Haniflik dinini kabul etmiş ve onu Tûran Yurdu merkez olmak üzere Büyük Okyanustan Nil Nehri sahillerine kadar yayılan koca bir îmân hâkimiyeti hâline getirmiştir. Zü’l-Karneyn’i Cihan Oğuz Han’ın, milli kaynaklarımızda 116 sene yaşadığı kaydedilmektedir. O, bir asrı geçen bu uzun zaman şeridi içinde, Batı, Doğu”, “Kuzey”, “Güney” istikametinde birçok ilâhi büyük askeri seferlere çıkmış, kendi kurduğu bu devletin sınırlarını; batıda Akdeniz kıyıları ve Mısır , doğuda; Çin denizi, Büyük Okyanus , kuzeyde, Don Volga boyları ve geniş Sibirya ovaları , güneyde ise; Masar Kağanlığı Afganistan ve Hindistan ’ın içlerine kadar genişletmiş ve yeryüzünde ilk defa bir îmân hâkimiyeti ve bir büyük barış imparatorluğu kurmuştur. Bu bakımdan kendisine Zü’l-Karneyn unvanı verilmiş, Kur’ân-ı Kerim ve vahyinin muhatabı olmuş ve “Salih Kullar” zümresine katılmıştır Oğuz Han "Haniflik" ve Hazreti İbrahim: Gerçekte; Oğuz Han'ın, Hazreti İbrahim'le çağdaş olması değil dini, milli kaynaklarımız tarafından bile ifâde edilmektedir. Nitekim Neşri; Oğuz Han ve onun mücâdele hayatını dolduran olaylardan bahsederken aynen şöyle demektedir; "Bütün bu hâdiseler İbrahim Halilullah (s.a.s.) zamanında oldu. Zaten o; ona iman getirmişti. Mamafih, milli kaynaklarımızda Oğuz Han’la Hazreti İbrahim arasındaki bu görüşmelerin Oğuz Han’ın Şam seferi sırasında gerçekleştiği ve daha sonra ikisinin birlikte hacca gittikleri bildirilmektedir. İ.S. Cem; "Hazreti İbrahim'in Mezopotamyada eski "Ur" şehrinde dünyaya geldiğini, oysa buraların çoktan Asyalı bir kavim olan Sümerler tarafından yurt tutulduğunu açıklamıştır. Nahle Kalfat da şöyle demiştir; Oğuz Han; adı geçen bu Hakan İbrahim Halil asrında yaşamıştı. Oğuz Han Devletinin Yıkılışı ve Oğuz Boyları: Oğuz Han'ın vefatından yaklaşık bin sene sonra Oğuz yurtlarında çok büyük kargaşalıklar çıktığı anlaşılmaktadır. Evet bir kısım tarihçilerin indi hesaplarına göre, bu şekilde on asırdan fazla siyâsî iktidarını devam ettiren büyük "Oğuz Kağan Devleti" milâttan önce XVII. asırda yıkılmıştır. YECÜC MECÜC SEDDİNİN YAPILIŞI “İşte Zü’l-Karneyn bu dağların önünde öyle bir kavim buldu ki onlar laf söz dinlemeyen kendilerine güvenen oldukça gururlu ve medeni bir kavim idi.” Onlar; demir ve kömürü sosyal hayatlarında, çok büyük bir medeniyet unsuru olarak kullandıkları gibi, ayrıca Türklere has demircilik sanatını da çok iyi biliyorlardı. Bu takdir de onların katıksız bir Türk kavmi olmaları gerekmektedir. Onlar, Türkç e konuşuyorlardı. Ne var ki, aynı dili konuşmalarına rağmen Zü’l-Karneyn’le konuşurken şive zorluğu çekiyorlardı. Bu da gösteriyor ki, bu âyetin özünde de Oğuz Han ve Türkistan’ın geniş doğu sınırlarındaki Türk kavimleri bulunmaktadır. Harzemli büyük Türk Müfessiri Allâme Zemahşeri,i Yecüc-Mecüc seddini yapanların bir Türk kavmi olduklarını söylemiştir. Hamdi Yazır Hoca da, muhtemelen ez-Zemahşeri’ nin bu görüşünü esas almış ve “ekser müfessirlerin görüşüne dayanarak onların Türk olduklarını” söylemiştir. İbn Kesir, Osmanlı Âlimi Ebu’s-Suud Efendi, Bursalı İsmail Hakkı ve Âlûsi gibi, daha birçok İslâm âlim ve müfessirleri seddi yapanların bir Türk kavmi olduklarını beyan etmiştir. Zîra demircilik, bu Türklerin tarihin derinliklerinden kopup gelen bir ata mesleği idi. Şâyet Zü’l-Karneyn; Ye’cüc ve Me’cüce karşı aşılması güç bir Sed yapacaksa, bu Seddi ancak onların bu husustaki üstün hünerleri, iş âletleri, insan gücü hülasa her türlü yardım ve destekleri ile yapabilirdi. Zü’l-Karneyn’den malzemeleri kendilerinden olmak üzere Ye’cüc ve Me’cüc denilen bir kavmin önüne aşılması çok zor bir Sed inşa etmesi için çok sıkı bir iş birliğine girişmişler ve bunda muvaffakta olmuşlardır. Bütün bunlar, onların Allah’ın rızasına mazhar ve hoşnutluğunu kazanmış bir kavim olduklarını göstermektedir. Yazır, konumuza esas olan bu tespitlerinde aynen şöyle demektedir; “Allahu a’lem, Kur’ân’ın haber verdiği bu redim (sed); Zü’l-Karneyn’den onun yapılmasını talep eden kavmin bu sayede teşkil ettikleri heyet-i içtimaiyeleri olsa gerektir ki, onlar demir kütleleri gibi salebetli olan (milli) unsurlarına akıtılan Feyz-i Rabbâni ile teşekkül etmiş maddi ve manevi bir sed demek olur. Eğer bu kavim (birçok) müfessirlerin naklettikleri vechile Türk (kavmi) idiyse, burada Zü’lKarneyn’e kuvvetle yardım eden Türklerin mazide yeryüzünü fesaddan kurtarmak için ettikleri hizmetin ehemmiyeti işar edilmiş olduğu gibi, Hazreti Muhammed’in bütün insanlığa Peygamber olarak gönderilmesin)den sonra, onların İslâm’a yapacakları hizmete de işaret edilmiş demektir. Şu hâlde, TÜRKLER’in inkırazı, Ye’cüc ve Me’cüc seddinin yıkılması ve nizam-ı arzım fesadı demek olacaktır ki (bu) eşrat-ı saattendir (kıyâmetin kopması şartlarından). Hasılı şark ve garbı dolaşan Zü’l-Karneyn’in (Oğuz Han) en büyük işi, mahza bir rahmet-i rabbaniye olan bu redimin inşasıdır ki, onun yıkılması yeryüzünde beşeriyetin pek büyük bir felaketi olacaktır. Sedde Ne Olmuştur Bizim bu soruya vereceğimiz cevap, onun manevi yönü hariç, maddi bakımdan koca bir “Hiç! ” tir. Zîra bir çağlayan gibi asırlardır akıp giden zaman nehri, bu nehrin yaptığı ağır hasarlar, yağan yağmur ve karlar, esen fırtına ve rüzgârlar her şey için olduğu gibi bu Zü’l-Karneyn Seddine de en büyük darbeyi vurmuş ve onu, un ufağı gibi ufaltmış ve bir toz yığını hâline getirmiş ve ondan artık hiçbir iz, eser kalmamıştır. Nitekim Kur’ân-ı Kerim’in söz konusu âyetleri de onun, bu feci akıbetini bize bu seddi inşa eden Zü’l-Karneyn’in ağzı ile haber vermiş ve şöyle demiştir: “Rabbim’in va’di geldiğinde onu yerle bir edecektir. Zaten Rabbimin bu husustaki va’di de bir gerçektir. Ne var ki onun manevi varlığı, şer odaklarının karşısındaki ilâhi ve heybetli durumu bir rahmet-i ilâhiye olarak kıyâmete kadar devam edecek ve Cenâb-ı Hak kendi dini ve mümin kullarını bu şer odaklarına karşı yeni, yeni Zü’l-Karneyn ve onları yapacakları surlar, yani hizmet-i îmâniye ile koruyacak ve bu şer odakları ile Müslümanlar arasında her zaman bir Sedd-i Zü’l-Karneyn halk edecektir. Bunda asıl görev Oğuz Han’ın soyundan gelen yeni Zü’l-Karneyn’lere düşecekti. Nitekim öyle de olmuş ve onun soyundan daha bir nice Zü’l-Karneyn-i Cihanlar gelmişler bu küfür dalgaları karşısında bir îmân kalesi ve bir Sedd-i Zü’l-Karneyn olmuşlardır. Bu böyle XX. asrın başlarına kadar devam etmiştir. Ye’cüc ve Me’cüc kimlerdir ve Onları Sonu Ne Olmuştur? Ye’cüc ve Me’cüc bize göre; Çinlileri n geliştirmeye muvaffak oldukları bu akıl almaz ve insanlık için bir felaket olan bu teknoloji ve onun insanlığın ortak medeniyet, din ve kültürünü , kendi haris emelleri pahasına yıkmak için kullanan ve her türlü kötülüğün sembolü olan o şer güçlerinin adıdır. Zaten Hazreti Peygamber, birçok hadislerinde de bunları bütün ayrıntıları ile bu şekilde akıl almaz yaratıklar olarak izah etmişlerdir. Hazreti Peygamber’ in bu muhtevadaki hadislerinden öğrendiğimize göre; bu günkü Çinliler, teknik ve teknolojik yoldaki bu akıl almaz ilerlemelerine devam edecekler, yeni, yeni akıl almaz birçok araç ve gereçler o kadar ki insana benzer akıllı robotlar, verilen emri acımasızca yapan araçlar, icat edecekler ve bunları daha sonra “Star Harplerinde” gördüğümüz gibi, insanlığın başına bela ve koca bir dünyayı istila edeceklerdir. Ancak vakt-i merhunu geldiğinde bunlar, Cenâb-ı Hakk’ın Kur’ân-ı Kerim’in de haber verdiği gibi yine “Doğu cihetinde” yani Asya Kıtasının, Büyük Okyanus’a yakın en uç sahillerinde bir kere daha ortaya çıkacaklar, çok süratli bir şekilde çoğalacaklar ve önlerine çıkan bütün engelleri aşarak bir çağlayan gibi akacaklar, dünyayı bir kere daha fesada verecekler ve her türlü ahlaksızlıkları yeryüzünde bir kere daha hâkim kılmaya çalışacaklardır.
@Hüseyin Berber kusura bakmayın da nerden biliyorsunuz iskenderin homo olduğunu o yıllarda yaşadınızmı yoksa kulaktan dolma laflarlamı boyle şeyler yazıp günaha giriyorsunuz bu sözü yazarak kul hakkı yiyorsunuz ve helal istesenizde alamayacağınız ölmüş biri için lütfen bilip bilmeden sözler yazmayın
@EL HAKK'ın huzurunda eğilen genç Kusura bakmayın da yazmış oldugunuz destanı bana değil Hüseyin Berber beye göndermeniz daha iyi olurdu ben Iskenderin homo oldugunu dusunmuyorum yazdim siz ise oğuz kaan dan tengriye döndünüz ben öyle birsey yazmadım bile hem bizim haddimiz değil onlar hakkında yazmamız insanlar ölmüş gitmiş beni ilgilendirmez kim ne yasamis ne yapmis ama iskenderin hakkında böyle bir kelime söylenmesi çok saçma o yıllarda yaşanmamıs sadece kulaktan dolma laflarla günümüze kadar gelmiş bu sözler kim demis kime demiş homo olduğu o günlerden bu günlere kadar yasayan birimi varda homo oldugu tescil edilmis onu sadece YUCE YARADANIM bilir o yuzden siz yanlis kisiye gonderdiniz yazdiginizi
@EL HAKK'ın huzurunda eğilen genç aynen öyle karıştıranlar çok fazla zaten ama o iskender bu iskender hic farketmez hepimizi yaratan RABBİM en iyisini bilendir kimse bilemez iman kimde putperestte olsa bilemeyiz kim oldugunu biz putperes deriz ama Cennete girer RABBİMLE onlar arasındaki mesele bizi hic ilgilendirmez kimse nereye gittigini bilemez o yuzden hic kimse hakkinda kötü yorum yapmamak lazım çunku ölmüş bir cevabı yok veremez ama öbur tarafta bunlardan bile hesaba çekilecegimizi de unutmayalım simdi ben kendi derdimi dusunmuyorum ölmüş insanlar halkinda kötü yorum yaparak neden kul hakkına gireyim
@@silverprince2099 Tarihi bilgiyi anladım demek istediğimi sizler anlamadınız size ne bize ne eşcinsel olup olmadığı adamla birliktemi yaşadınız ki herşeye inanıyorsunuz Allah o hesap verecek bizler değil
Bu adamın kazandığı parayla hiç kötü bir iş yaparken gördünüz mü? Kazandığı paralarla insanları kötü yollara sevk edecek bir faaliyet halinde bulunduğunu duydunuz mu? Nihat hocayı hiç bir mekanda veya herhangi bir yerde zevk-ü sefa halinde gördünüz mü? Gören konuşsun! Aksi ise sükut edin çünkü mülkün sahibinin ancak Allah olduğuna inanmış birisininde kazandığı parayı hak yolunda harcamadığını iddia edemezsiniz...
Mesleğim gereği defalarca aynı programlarda bulundum hiç kötü bir şeyle meşgul olduğuna şahit olmadım her türlü insanla sohbet eden ve herkese nasihatler eden birisi Allah güç kuvvet versin bütün sorulara makul ve mantıklı herkesin derecesine göre cevap veriyor ifrat ve tefrik ten uzak
@@hasanbabat9773kusursuz insan yoktur. Kaldıki hepimiz kusurluyuz. bi insana iftira atmadan önce gözünle gördunmu bunu sorarlar. Zan da bulunmak en büyük günahlardan biridir. Ve bu insanın hakkına girmis oluyorsunuz.
kendileri ile günes arasina örtü koymadigimiz deniyor! dünya icin de sizin ile günes arasina örtü koyduk diye bir ayette var (yanilmiyorsam) yani ozon tabakasindan bahsediliyor. tabi bu benim görüsüm ama dogu bati degilde gezegen kast edilemez mi burada yani bir gezegen ve orada ozon tabakasi olmayan bir dünya ve o varliklarin yasayabildigi bir yer?
Bence Aboriginal, Yeni Zellanda, Endonezya gibi adalar....Belki o tarihte cografi konumlari daha degisikti...Ustlerinde kiyafet yok, evleri yok.....Pyg.lerin ugramadigi bir millet.
Neden Allah güneşin doğduğu yer demiş de doğu dememiş? Doğu demekten haşa aciz miydi Allah? Ya da batı demekten? Güneşin doğduğu yerde Güneş ile aralarına örtü kılmadığımız kısmına getirdiğiniz yorum içler acısı. Allah örtüyü biz kılmadık diyor siz ise onlar üstlerine örtü çekmiyorlardı yani güneşten korunmuyorlardı demeye çalışıyorsunuz.Bunun böyle olmadığını siz d3 gayet iyi biliyorsunuz ama insanların Kuranı okumadıklarını çok iyi bildiğinizden böyle yorumlar getirmekten de hiç çekinmiyorsunuz.Ayetin devamında sura üfürülmüştür demiyor mu neden o kısmı okumuyorsunuz? Deyin ki ey insanlar biz de sizin gibi birer insanız arapça biliyor olmamız her ayeti anlayacağımız anlamına gelmez bu ayetler müteşabihtir gerçek anlamını ancak Rabbimiz bilir ve ancak dilediği kuluna (hakeden) bu bilgileri verir.Lütfen sizler de okuyun demek çok mu zor?
Adam ciddi ciddi 21. yüzyılda oturmuş "Zülkarneyn güneşin battığı yere gitti, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar buldu" diyor. Sonra doğuya, güneşin doğduğu yere gitti diyor. İnsanlar da "Ne diyorsun sen deli! Güneşin doğduğu veya battığı bir yer yok, dünya kendi etrafında döndüğü için günün belli saatinde güneşi görüyoruz belli saatinde de görmüyoruz" demiyor. Hadi bu adam bu masalları anlatıp milyonları götürüyor, onun açısından mantıklı da. Buna inananların hiç mi aklı yok?
Siz sabaha karşı sobanın söndüğü, el ayak buz kesen soğukta, evinize metrelerce uzakta duran helaya karlara belenerek gidip, yine musluk olmayan, ibrik ve bakrajlarla pınardan taşınmış buz gibi suda abdest alıp sabah namazı kıldınızmı? Mevsim dedinizde. Aklıma kış mevsimi, köyünde kardeşleri ile beraber sabah namazına kaldırılan çocuk geldi. Şu konuşan adamı diyorum. Ne kolay atıp tutmak klavye ardından.
Tuncay Kaplan sende oku ilim sahibi ol sende para kazan ilminle ve helaldir hocamın kazandıgı para ciğeri beş para etemz insanlar para kazandıklarında neden boyle yorum yapmazsınız ..
şu kehf suresi ne kadar guzeil Allahım
Allah sizi basimizdan eksik etmesin.Annem ve Babamdan duymadiklarimi senden duyuyorum.Öbür Dünyada Rabbime senden bahsedecigim.Allah onlarada Rahmet ve Merhamet eylesin.Amin ve Ecmain
johnny efendii ... ecnebi adını mı kullanacaksın bahsederken :)))
Allah razı olsun hocam. Duydum ve imanın kuvvetlendi Kur'an daki kısalar bize örnektir.
Kuran sana örnek öyle mi
İran öve Türkiye savaşsa iki müslüman devlet Türkiye kaybetse İranlı komutan savaş ganımeti olarak bacını ananı ve karını cariye olarak alacam dedi bildiğin üzere cariye seks için de alınır. Sana da kurandan gereklı ayetı gösteriyor.
Sen şimdi kuran basım üstüne deyıp İranlı komutana karını kızına bacını annenı carıye olarak verir misin yoksa kuranı onun kütüphanesine mi sokarsın
Veya eveyoglunun karısını kendıme karı yapar mısın
Nereye gitti Atlas okyanusu mu kızıldenız mı hangı kavım adı sanı tarıhı Var mı yok. Yok da yol hıcbir açık bılgı yok aracım allahı da birsey bilmiyor
ALLAH razı olsun hocam sayenizde anlamaya çalışıyorum.
Gercekten Nihat Hatipoğlu hocam Allah razı olsun sizden yine muhteşem bir gerçeğe değındınız
Allah ayağınıza taş deydirmesın hocam sağlıcakla kalın
Allah razi olsun hocam sizden
ALLAH razı olsun hocam 🤲
Hocam ne güzel anlatıyor MAŞALLAH
Hocam Allah razı olsun Allah sizi başımızdan eksik etmesin 👏
Sağol hoca
Allah senden razı olsun hocam sizler bizim için çok önemli insanlar siniz Allah sizleri cogaltsin inşallah
Allahim razi olsun hocam Sağolun varolun
Yanlis seyler anlatiyor
@@kilicarslan8598dinleme öz aman allahın bize emretir bize de dinlemek düşer
Dinleme o zaman
O gercekten kral bir peygamberidi ona herseyden imkan verilmisti onun binegi kendisinin en iyi srdasiydi ve allah ona yardimci olarak evlatlar vermisti ve onlarda ustun nitelikle donatilmisti
Allah razı olsun hocam
Kehf suresini derin derin düşünerek okumak gerekir
allah razı olsun içime huzur indi
Ebu sıddık hazretleri Birgül çölde yürüyormuş. Karşısına bir sazan başlığı çıkmış. Ey Allah’ın sevgili kulu unu sıddık hazretlerı nereden gelir mereye gidersin demiş. Ebu sıddık han hazretlerı. Amına konduğunum sazan başlığı kafama ğüneş geçti bu sıcakta senın gibi sazanlar konuşuyorum.
Bak kardeşim bu da çöl ğüzel bir kuram ayetı ıcın huzur buldu mu
çok güzel olmuş ellerine sağlık canım
RABBİM RAZI OLSUN değerli Hocam. 🌹🌹🌹
Zulkarneyn (İki Zamanın Sahibi) Olabilir
Allah sizden razı olsun hocam.
Hiç bu şekilde düşünmemiştim tefsir okurken. Kulun nefis terbiyesi ve Allah' rızasına uygun yaşaması için yapılan yolculuk gibi algılamamıştım.
Hz. Süleyman a.s. sonra, ruzgarla yolculuk yapabilen Zulkarneyn, sadece üç yolculuk yapıyor.
Biz olsak dünya turu yapar gezeriz.
Demek ki burada bir mana var.
Mubarek surenin 17 ci ayetinde buyurulan: Bismillahirrahmanirrahim
...kim Allah'a ulaşmayı dilemezse, artık onun için velî mürşid (irşad eden evliya) bulunmaz.
Burada sanki bu üç yolculuğa işaret var.
Mubarek ayetle ilgili hatalı bir yorum yapmışsam Allah affetsin. Sadece anlamaya çalışıyorum.
Güneş bi yere batıp çıkmaz. O yüzden battığı yada doğduğu yere gidemezsin. Dünya kendi etrafında döner. Dönerken bir yüzü güneşi görür, diğer yüzü görmez. Dönmeye devam ettikçe güneşi gören kısım karanlıkta kalır, karanlıkta kalan kısım güneşi görür
DÜNYA sabittir UYANIN ARTIK DÜZ DÜNYA GERÇEĞİ ORTAYA ÇIKACAK
Evet
Siz ikinizde gerizekalisi iz Herhalde.
Olum bir bilginiz yok bari yorum yapmayın. Alim olmak bilgi sahibi olmak kolay bişi değil
"Zamanı Bükmek" Oku,İşit,Bak ta Gör-1 kitabında Zülkarneyn çok güzel anlatılmış. Nihat Hocanın videonun sonunda dediği gibi kıyamet alametidir diyor kitap. İslama göre evrenin sonu "Kıyamet" olarak adlandırılıyor Bilimsel olarak ise evrenin sonu "Evrenin İçe Çökmesi" şeklinde olacaktır. İşte evren içe çökerken ZÜLKARNEYN yolculuğu başlar.
Zülkarneyn seyahatlarını dünyada degil yıldızlar arası yapmıştır
Neeee
👏👏👏👏👏
Doğu batı güneş tam bahsediyor uzayda güneş sisteminde kac yıldız var
01.03.2022.INŞAALLAH.HOŞGELDIN.HZ.ZULKARNEYN.
Bu Hocalarin videolarina disslike atanlara Allah islah etstin !
ashabı kehf sırlarını çözdüm ALLAHIN izni ile hocam sizde bir bakın
Bahsedermisin
Sayın hocam Kehf Suresi meali bu kadar basit olamaz. Her ayetine kitaplar yazılan sureyi daha derin anlatmanız gerekir. Burada bize verilen mesajlar çok daha derin olmalı.
serdar yaylacı Tebrikler cehennemi garanti ettiniz
sizi de tebrik ederim 72 nuri kazandınız . gaybı Allah bilir .
Doğru söylüyorsun biraz daha derin olaylar var
çok değişik cidden bence Zülkarneyn zamanda yolculuk ediyor (Allah'ın Hikmetiyle) ve yecüc ve mecüc ya Dünya'da yada "bu evrende" yaşamış olan bir varlıktır yada öteki alem yani 3 harflilerin yaşadığı olduğu alemdeki yaratıklar arasına sed yapmıştır cidden en gizemli olaylardan birisi. Düzenleme: bide ne zaman yaşadığını bilmiyoruz? nadıl yolculuk yaptığını?
iyilik düşkünlüğü varsa
çok güzel barlls olarak ışıklı İslam
Zülkarneyn ne zaman yaşadığını neden bilmiyoruz? Yecüc ve Mecüc ün de nerede olduğunu bilmiyoruz ve Zaman Yolcusu olduğunu düşünüyorum çok gizemli.
bermud üçgeninde ola bilirmi yecüc mecüc heli kopter kayb oluyo magnitizmden dolayı yecüc mecüc çinliler ve hintliler ola bilirmi
Masallah hocam
maşallah DİYECEĞİNE OLAYLA ALAKALI YORUM YAP TABİİ DİNLEDİYSEN EĞER. dinlemiyor sadece iltifat ediyorsunuz Harun Yahya SAPIĞI gibi. Buna maaşallah hangi sebeple dedin? saçma sapan konuşma. Saçma sapan konuşma. olur olmaz her şeye mşallah denmez. . Güzel hş bi durum bişey görünce denir oda nazard değmesin diye maşallah nedir ne zaman ne diye söylenir bilmeden olur olmaz her lafa maaaşallah demeyin cahil gibi.
Zulkarneyn yolculugu gerceklesmedi galiba. Suanki dünyadan uzak Amerikada boyle bir kavim var. Gunesin battigi yer dediğimiz yerde uyuyor. Yecuc ile mecuc amerikayi anlatıyor yoneticilerini anlatıyor. Israil ile birlikte ve suud ailesi ile birlikte zulum ediyor. Cinde mianmar tarafindada zulum var
Kuranın tarif ettiği zulkarney oğuzkaandır bence kur-an'ın tarifi birebir uyuyor.
Ne kadar komiksin be
@@azizsahinsubatan9936 Neden türk lafi geçince bir yerinze birşeyler batiyor
Hocam ne zaman Berlin’e geliyorsunuz inşallah sizinle tanışmak yakından dinlemek isterim yaptığınız hizmetler için allah sizden razı olsun
İnşallah.
Hz .Zülkarneyn Atamız oğuz kağan
Yohh ansnin amiii
Olma olasılığı yüksek çift boynuzlu miferi ve batıdan doğuya İslam için savaşan komutan
O halk *Maya halkı* olabilir
Uzaylı bir ırkın komutanı...
Yakinda hepiniz ogreneceksiniz kim oldugunu....
Yecüc mecüc çıktığında
Hocam ZÜLKAENEYN İKİ ASIRIN SAHİBİ DEMEK DEYİLMİ
evet hz omer doğru soyluyor hz zulkarneyn bir melektir ve hızır aleyhiselamla gezmekte ikisinide tanıyorum sürekli bir nene şeklinde gezmete mütiş güce sahip....
hocam rüyada bir sahislari dagin icine kapadip asayi vurup kapatim ve kendimi sikayet edip , Cenneten ( AY / Bati ) aslan süretinde Cehenneme ( Sevr / Mekke ) gidip sipor yaptim.
*Hocam uzaylı olabilir mi?*
*Yada Odin olabilir mi ?*
Çünkü çokfazla bilmediğimiz alemler var
Tanrıların babasının kuranda ne işi var . Dinleri karıştırma
İskandinav bir kral olabilir ama eski çağlarda Amerikaya sefer yapan
Hocam size bir soru! Hz. zulkarneyn hangi tarihte yaşamıştır?
Ya bunlar yalan dolan anlatiyolar bizim türklügümüzü saklayip araplastirmak istiyorlar
@@tuftuf9854 aynen 👍
Artik dünyadaki tüm TÜRKler uyanmasi lazim TÜRK ler tamamen yok ediliyor bak türkiye bitarafi araplastiriliyor biyeri avrupalasiyo, kazak kirgiz azeri rusyaya baglamak istiyorlar, cinlilerde öteki tarafdan saldiriyorlar artik uyanmasi lazim TÜRK miletinin
@@tuftuf9854 seninle aynı fikirdeyim
@@kenandogu6969 siz ne iştiniz lan bu neyin kafası
Bu sed nerede hocam
Kara Kağanın bir oğlu dünyaya geldi. Bu çok güzel bir çocuktu. Doğduğunda annesinin sütünü emmedi, daha sonra annesi rüyasında, çocuğun kendisine “Tanrıya iman etme” söylediğini gördü. Annesi bu rüyayı üç gece üst üste görünce, Tanrıya imam etti ve çocuk annesinden birkere süt emdi ve bir daha emmedi
Oğuz Kaan
Oğuz Kaan olabilir mi ?
Biz Türkler Demiri bulmamız ve yecüc ile mecücü demir tunç bakır gibi maddeler ile Bir set ile kapatmamız Türk Kitabelerinde geçen ile Kuran- Kerim’in aynı olması Oğuz Kaan’ın çift boynuzlu miğferi olması Oğuz Kaan olma olasılığını yüksek kılıyor katılıyorum sana
ZÜLKARNEYNin TÜRKlerin Atası OĞUZ KAĞAN olma İhtimali çok Yüksek
Yaw Türkler kızılderili degilmiydi ?
Zü'l-Karneyn Oğuz Han mıdır?
Osmanlı Tarihçilerinden biri olan Neşri “Zü'l-Karneyn belki de Oğuz Handır" demiştir.
Yine Osmanlı devrinde yazılmış tarih kitaplarından bir diğeri olan Rüstem Paşanın; "Tevârih-i Âl-i Osman" adındaki eserinde şöyle denilmektedir; " Kur'an-ı Kerimde bahsedilen Zülkarneyn meğer bu Oğuz Han’dır.
Türk âlimi ve müfessiri Vanî M. Efendi şöyle demiştir; "Türkler Kuranda bahsi geçen Zü'l-Karneyn'den maksat Oğuz Han olduğunu söylerler ki; bu hususta tereddüt edilecek bir şey yoktur.
İbn İshak Zü’l-Karneyn’in yafesin Türk adındaki oğlunun soyundan gelindiğini” söylemiştir.Ayrıca,
Hızır aleyhi’sselam; Zülkarneyn’in askerlerinin önünde yürüdü, onun öncü komutanı idi. Onun baş müşaviri, sanki hükümdarın veziri makamında bir kimse idi.” Demiştir. “Hızır’ın; Hazreti İbrahim’in teyzesinin oğlu olduğu, Zü’l-Karneyn’in onu, kendisine baş danışman tayin ettiği ve önemli konularda onunla istişarelerde bulunduğu ve bu sayede birçok zaferler kazandığı bildirilmektedir.”
Zü’l-Karneyn; gelmiş geçmiş en büyük Dünya Fatihlerinden biridir. Asıl Adı Oğuz Handır. Hazreti İbrahim zamanında yani Milattan önce 18. asırda yaşamıştır. Onun telkin ve irşadı ile, Haniflik dinini kabul etmiş ve onu Tûran Yurdu merkez olmak üzere Büyük Okyanustan Nil Nehri sahillerine kadar yayılan koca bir îmân hâkimiyeti hâline getirmiştir.
Zü’l-Karneyn’i Cihan Oğuz Han’ın, milli kaynaklarımızda 116 sene yaşadığı kaydedilmektedir. O, bir asrı geçen bu uzun zaman şeridi içinde, Batı, Doğu”, “Kuzey”, “Güney” istikametinde birçok ilâhi büyük askeri seferlere çıkmış, kendi kurduğu bu devletin sınırlarını; batıda Akdeniz kıyıları ve Mısır , doğuda; Çin denizi, Büyük Okyanus , kuzeyde, Don Volga boyları ve geniş Sibirya ovaları , güneyde ise; Masar Kağanlığı Afganistan ve Hindistan ’ın içlerine kadar genişletmiş ve yeryüzünde ilk defa bir îmân hâkimiyeti ve bir büyük barış imparatorluğu kurmuştur. Bu bakımdan kendisine Zü’l-Karneyn unvanı verilmiş, Kur’ân-ı Kerim ve vahyinin muhatabı olmuş ve “Salih Kullar” zümresine katılmıştır
Oğuz Han "Haniflik" ve Hazreti İbrahim:
Gerçekte; Oğuz Han'ın, Hazreti İbrahim'le çağdaş olması değil dini, milli kaynaklarımız tarafından bile ifâde edilmektedir. Nitekim Neşri; Oğuz Han ve onun mücâdele hayatını dolduran olaylardan bahsederken aynen şöyle demektedir; "Bütün bu hâdiseler İbrahim Halilullah (s.a.s.) zamanında oldu. Zaten o; ona iman getirmişti.
Mamafih, milli kaynaklarımızda Oğuz Han’la Hazreti İbrahim arasındaki bu görüşmelerin Oğuz Han’ın Şam seferi sırasında gerçekleştiği ve daha sonra ikisinin birlikte hacca gittikleri bildirilmektedir.
İ.S. Cem; "Hazreti İbrahim'in Mezopotamyada eski "Ur" şehrinde dünyaya geldiğini, oysa buraların çoktan Asyalı bir kavim olan Sümerler tarafından yurt tutulduğunu açıklamıştır.
Nahle Kalfat da şöyle demiştir; Oğuz Han; adı geçen bu Hakan İbrahim Halil asrında yaşamıştı.
Oğuz Han Devletinin Yıkılışı ve Oğuz Boyları:
Oğuz Han'ın vefatından yaklaşık bin sene sonra Oğuz yurtlarında çok büyük kargaşalıklar çıktığı anlaşılmaktadır. Evet bir kısım tarihçilerin indi hesaplarına göre, bu şekilde on asırdan fazla siyâsî iktidarını devam ettiren büyük "Oğuz Kağan Devleti" milâttan önce XVII. asırda yıkılmıştır.
YECÜC MECÜC SEDDİNİN YAPILIŞI
“İşte Zü’l-Karneyn bu dağların önünde öyle bir kavim buldu ki onlar laf söz dinlemeyen kendilerine güvenen oldukça gururlu ve medeni bir kavim idi.”
Onlar; demir ve kömürü sosyal hayatlarında, çok büyük bir medeniyet unsuru olarak kullandıkları gibi, ayrıca Türklere has demircilik sanatını da çok iyi biliyorlardı. Bu takdir de onların katıksız bir Türk kavmi olmaları gerekmektedir. Onlar, Türkç e konuşuyorlardı. Ne var ki, aynı dili konuşmalarına rağmen Zü’l-Karneyn’le konuşurken şive zorluğu çekiyorlardı. Bu da gösteriyor ki, bu âyetin özünde de Oğuz Han ve Türkistan’ın geniş doğu sınırlarındaki Türk kavimleri bulunmaktadır.
Harzemli büyük Türk Müfessiri Allâme Zemahşeri,i Yecüc-Mecüc seddini yapanların bir Türk kavmi olduklarını söylemiştir. Hamdi Yazır Hoca da, muhtemelen ez-Zemahşeri’ nin bu görüşünü esas almış ve “ekser müfessirlerin görüşüne dayanarak onların Türk olduklarını” söylemiştir. İbn Kesir, Osmanlı Âlimi Ebu’s-Suud Efendi, Bursalı İsmail Hakkı ve Âlûsi gibi, daha birçok İslâm âlim ve müfessirleri seddi yapanların bir Türk kavmi olduklarını beyan etmiştir.
Zîra demircilik, bu Türklerin tarihin derinliklerinden kopup gelen bir ata mesleği idi. Şâyet Zü’l-Karneyn; Ye’cüc ve Me’cüce karşı aşılması güç bir Sed yapacaksa, bu Seddi ancak onların bu husustaki üstün hünerleri, iş âletleri, insan gücü hülasa her türlü yardım ve destekleri ile yapabilirdi. Zü’l-Karneyn’den malzemeleri kendilerinden olmak üzere Ye’cüc ve Me’cüc denilen bir kavmin önüne aşılması çok zor bir Sed inşa etmesi için çok sıkı bir iş birliğine girişmişler ve bunda muvaffakta olmuşlardır. Bütün bunlar, onların Allah’ın rızasına mazhar ve hoşnutluğunu kazanmış bir kavim olduklarını göstermektedir.
Yazır, konumuza esas olan bu tespitlerinde aynen şöyle demektedir; “Allahu a’lem, Kur’ân’ın haber verdiği bu redim (sed); Zü’l-Karneyn’den onun yapılmasını talep eden kavmin bu sayede teşkil ettikleri heyet-i içtimaiyeleri olsa gerektir ki, onlar demir kütleleri gibi salebetli olan (milli) unsurlarına akıtılan Feyz-i Rabbâni ile teşekkül etmiş maddi ve manevi bir sed demek olur. Eğer bu kavim (birçok) müfessirlerin naklettikleri vechile Türk (kavmi) idiyse, burada Zü’lKarneyn’e kuvvetle yardım eden Türklerin mazide yeryüzünü fesaddan kurtarmak için ettikleri hizmetin ehemmiyeti işar edilmiş olduğu gibi, Hazreti Muhammed’in bütün insanlığa Peygamber olarak gönderilmesin)den sonra, onların İslâm’a yapacakları hizmete de işaret edilmiş demektir.
Şu hâlde, TÜRKLER’in inkırazı, Ye’cüc ve Me’cüc seddinin yıkılması ve nizam-ı arzım fesadı demek olacaktır ki (bu) eşrat-ı saattendir (kıyâmetin kopması şartlarından). Hasılı şark ve garbı dolaşan Zü’l-Karneyn’in (Oğuz Han) en büyük işi, mahza bir rahmet-i rabbaniye olan bu redimin inşasıdır ki, onun yıkılması yeryüzünde beşeriyetin pek büyük bir felaketi olacaktır.
Sedde Ne Olmuştur
Bizim bu soruya vereceğimiz cevap, onun manevi yönü hariç, maddi bakımdan koca bir “Hiç! ” tir. Zîra bir çağlayan gibi asırlardır akıp giden zaman nehri, bu nehrin yaptığı ağır hasarlar, yağan yağmur ve karlar, esen fırtına ve rüzgârlar her şey için olduğu gibi bu Zü’l-Karneyn Seddine de en büyük darbeyi vurmuş ve onu, un ufağı gibi ufaltmış ve bir toz yığını hâline getirmiş ve ondan artık hiçbir iz, eser kalmamıştır.
Nitekim Kur’ân-ı Kerim’in söz konusu âyetleri de onun, bu feci akıbetini bize bu seddi inşa eden Zü’l-Karneyn’in ağzı ile haber vermiş ve şöyle demiştir: “Rabbim’in va’di geldiğinde onu yerle bir edecektir. Zaten Rabbimin bu husustaki va’di de bir gerçektir.
Ne var ki onun manevi varlığı, şer odaklarının karşısındaki ilâhi ve heybetli durumu bir rahmet-i ilâhiye olarak kıyâmete kadar devam edecek ve Cenâb-ı Hak kendi dini ve mümin kullarını bu şer odaklarına karşı yeni, yeni Zü’l-Karneyn ve onları yapacakları surlar, yani hizmet-i îmâniye ile koruyacak ve bu şer odakları ile Müslümanlar arasında her zaman bir Sedd-i Zü’l-Karneyn halk edecektir. Bunda asıl görev Oğuz Han’ın soyundan gelen yeni Zü’l-Karneyn’lere düşecekti. Nitekim öyle de olmuş ve onun soyundan daha bir nice Zü’l-Karneyn-i Cihanlar gelmişler bu küfür dalgaları karşısında bir îmân kalesi ve bir Sedd-i Zü’l-Karneyn olmuşlardır. Bu böyle XX. asrın başlarına kadar devam etmiştir.
Ye’cüc ve Me’cüc kimlerdir ve Onları Sonu Ne Olmuştur?
Ye’cüc ve Me’cüc bize göre; Çinlileri n geliştirmeye muvaffak oldukları bu akıl almaz ve insanlık için bir felaket olan bu teknoloji ve onun insanlığın ortak medeniyet, din ve kültürünü , kendi haris emelleri pahasına yıkmak için kullanan ve her türlü kötülüğün sembolü olan o şer güçlerinin adıdır. Zaten Hazreti Peygamber, birçok hadislerinde de bunları bütün ayrıntıları ile bu şekilde akıl almaz yaratıklar olarak izah etmişlerdir. Hazreti Peygamber’ in bu muhtevadaki hadislerinden öğrendiğimize göre; bu günkü Çinliler, teknik ve teknolojik yoldaki bu akıl almaz ilerlemelerine devam edecekler, yeni, yeni akıl almaz birçok araç ve gereçler o kadar ki insana benzer akıllı robotlar, verilen emri acımasızca yapan araçlar, icat edecekler ve bunları daha sonra “Star Harplerinde” gördüğümüz gibi, insanlığın başına bela ve koca bir dünyayı istila edeceklerdir. Ancak vakt-i merhunu geldiğinde bunlar, Cenâb-ı Hakk’ın Kur’ân-ı Kerim’in de haber verdiği gibi yine “Doğu cihetinde” yani Asya Kıtasının, Büyük Okyanus’a yakın en uç sahillerinde bir kere daha ortaya çıkacaklar, çok süratli bir şekilde çoğalacaklar ve önlerine çıkan bütün engelleri aşarak bir çağlayan gibi akacaklar, dünyayı bir kere daha fesada verecekler ve her türlü ahlaksızlıkları yeryüzünde bir kere daha hâkim kılmaya çalışacaklardır.
acaba hz Zülkarneyn acaba kim?
Zulkarnenyne peygamberdir.
Hz. Muhammed sav gibi büyük bir peygamber değildir. Allah katında adı önemlidir muhakkak ki Kuran-I kerimde de yazıyor. Ama peygamber olduğunh sanmıyorum. Kuran-I kerimde ayeti geçmesi öngörme gibi birşeydir diye düşünüyorum.
Nihat hoca turkiyenin önemli değerlerindendir 🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
Değildir. Peygamber olduğuna delil sun
Hocam, siz Hafiz misiniz?
Hocam Zulkaney Oğuz Kaan değilmi
83- وَيَسْأَلُونَكَ عَن ذِي الْقَرْنَيْنِ “Bir de sana Zülkarneyn’den soruyorlar.”
Zülkarneyn, Faris-Rum hükümdarı olan İskender-i Rumîdir.[1>
Denildi ki: Zülkarneyn, yani “iki karn sahibi”nden murat doğu ve batıdır. Bundan dolayı kendisine “doğunun ve batının sahibi” anlamında “Zülkarneyn” denilmiştir.
Veya ona Zülkarneyn denilmesi, dünyanın iki kısmı olan doğuyu ve batıyı dolaşması sebebiyledir.
Veya böyle denilmesi, O’nun devrinde insanların iki neslinin ortadan kalkmasındandır.
Denildi ki: Saçında iki örgü olduğundan böyle denildi.
Denildi ki: Tacında iki boynuz vardı.
Cesur insana “koç” denilmesi gibi, şecaatinden dolayı Zülkarneyne böyle bir lakap verilmesi muhtemeldir. Sanki, emsali olanlara bu boynuzlarla vurmakta, onlara galip gelmektedir.
Zülkarneynin iman sahibi ve salih bir kimse olduğunda ittifak olmakla beraber peygamberliğinde ihtilaf edilmiştir.
Hz. Peygambere Zülkarneyn hakkında soranlar Yahudiler veya Mekke müşrikleridir, İmtihan etmek niyetiyle bunu sormuşlardı.
قُلْ سَأَتْلُو عَلَيْكُم مِّنْهُ ذِكْرًا “De ki: Size ondan bir nebze anlatacağım.”Hitap, suali soranlaradır.
“Ondan” ifadesi Zülkarneyden demektir. Ancak “Allahtan” anlamına da gelebilir. Yani, Allah’tan bir bilgiyle size bahsedeceğim.
84- إِنَّا مَكَّنَّا لَهُ فِي الْأَرْضِ “Şüphesiz biz onu yeryüzünde kudret sahibi kıldık.”
Ben sana bi kitap yazim oradada ermeni diyim inanncanmi ?
Kur an mi diyor arap veya turk ?
oguz kagandır
Zü'l-Karneyn Oğuz Han mıdır?
Osmanlı Tarihçilerinden biri olan Neşri “Zü'l-Karneyn belki de Oğuz Handır" demiştir.
Yine Osmanlı devrinde yazılmış tarih kitaplarından bir diğeri olan Rüstem Paşanın; "Tevârih-i Âl-i Osman" adındaki eserinde şöyle denilmektedir; " Kur'an-ı Kerimde bahsedilen Zülkarneyn meğer bu Oğuz Han’dır.
Türk âlimi ve müfessiri Vanî M. Efendi şöyle demiştir; "Türkler Kuranda bahsi geçen Zü'l-Karneyn'den maksat Oğuz Han olduğunu söylerler ki; bu hususta tereddüt edilecek bir şey yoktur.
İbn İshak Zü’l-Karneyn’in yafesin Türk adındaki oğlunun soyundan gelindiğini” söylemiştir.Ayrıca,
Hızır aleyhi’sselam; Zülkarneyn’in askerlerinin önünde yürüdü, onun öncü komutanı idi. Onun baş müşaviri, sanki hükümdarın veziri makamında bir kimse idi.” Demiştir. “Hızır’ın; Hazreti İbrahim’in teyzesinin oğlu olduğu, Zü’l-Karneyn’in onu, kendisine baş danışman tayin ettiği ve önemli konularda onunla istişarelerde bulunduğu ve bu sayede birçok zaferler kazandığı bildirilmektedir.”
Zü’l-Karneyn; gelmiş geçmiş en büyük Dünya Fatihlerinden biridir. Asıl Adı Oğuz Handır. Hazreti İbrahim zamanında yani Milattan önce 18. asırda yaşamıştır. Onun telkin ve irşadı ile, Haniflik dinini kabul etmiş ve onu Tûran Yurdu merkez olmak üzere Büyük Okyanustan Nil Nehri sahillerine kadar yayılan koca bir îmân hâkimiyeti hâline getirmiştir.
Zü’l-Karneyn’i Cihan Oğuz Han’ın, milli kaynaklarımızda 116 sene yaşadığı kaydedilmektedir. O, bir asrı geçen bu uzun zaman şeridi içinde, Batı, Doğu”, “Kuzey”, “Güney” istikametinde birçok ilâhi büyük askeri seferlere çıkmış, kendi kurduğu bu devletin sınırlarını; batıda Akdeniz kıyıları ve Mısır , doğuda; Çin denizi, Büyük Okyanus , kuzeyde, Don Volga boyları ve geniş Sibirya ovaları , güneyde ise; Masar Kağanlığı Afganistan ve Hindistan ’ın içlerine kadar genişletmiş ve yeryüzünde ilk defa bir îmân hâkimiyeti ve bir büyük barış imparatorluğu kurmuştur. Bu bakımdan kendisine Zü’l-Karneyn unvanı verilmiş, Kur’ân-ı Kerim ve vahyinin muhatabı olmuş ve “Salih Kullar” zümresine katılmıştır
Oğuz Han "Haniflik" ve Hazreti İbrahim:
Gerçekte; Oğuz Han'ın, Hazreti İbrahim'le çağdaş olması değil dini, milli kaynaklarımız tarafından bile ifâde edilmektedir. Nitekim Neşri; Oğuz Han ve onun mücâdele hayatını dolduran olaylardan bahsederken aynen şöyle demektedir; "Bütün bu hâdiseler İbrahim Halilullah (s.a.s.) zamanında oldu. Zaten o; ona iman getirmişti.
Mamafih, milli kaynaklarımızda Oğuz Han’la Hazreti İbrahim arasındaki bu görüşmelerin Oğuz Han’ın Şam seferi sırasında gerçekleştiği ve daha sonra ikisinin birlikte hacca gittikleri bildirilmektedir.
İ.S. Cem; "Hazreti İbrahim'in Mezopotamyada eski "Ur" şehrinde dünyaya geldiğini, oysa buraların çoktan Asyalı bir kavim olan Sümerler tarafından yurt tutulduğunu açıklamıştır.
Nahle Kalfat da şöyle demiştir; Oğuz Han; adı geçen bu Hakan İbrahim Halil asrında yaşamıştı.
Oğuz Han Devletinin Yıkılışı ve Oğuz Boyları:
Oğuz Han'ın vefatından yaklaşık bin sene sonra Oğuz yurtlarında çok büyük kargaşalıklar çıktığı anlaşılmaktadır. Evet bir kısım tarihçilerin indi hesaplarına göre, bu şekilde on asırdan fazla siyâsî iktidarını devam ettiren büyük "Oğuz Kağan Devleti" milâttan önce XVII. asırda yıkılmıştır.
YECÜC MECÜC SEDDİNİN YAPILIŞI
“İşte Zü’l-Karneyn bu dağların önünde öyle bir kavim buldu ki onlar laf söz dinlemeyen kendilerine güvenen oldukça gururlu ve medeni bir kavim idi.”
Onlar; demir ve kömürü sosyal hayatlarında, çok büyük bir medeniyet unsuru olarak kullandıkları gibi, ayrıca Türklere has demircilik sanatını da çok iyi biliyorlardı. Bu takdir de onların katıksız bir Türk kavmi olmaları gerekmektedir. Onlar, Türkç e konuşuyorlardı. Ne var ki, aynı dili konuşmalarına rağmen Zü’l-Karneyn’le konuşurken şive zorluğu çekiyorlardı. Bu da gösteriyor ki, bu âyetin özünde de Oğuz Han ve Türkistan’ın geniş doğu sınırlarındaki Türk kavimleri bulunmaktadır.
Harzemli büyük Türk Müfessiri Allâme Zemahşeri,i Yecüc-Mecüc seddini yapanların bir Türk kavmi olduklarını söylemiştir. Hamdi Yazır Hoca da, muhtemelen ez-Zemahşeri’ nin bu görüşünü esas almış ve “ekser müfessirlerin görüşüne dayanarak onların Türk olduklarını” söylemiştir. İbn Kesir, Osmanlı Âlimi Ebu’s-Suud Efendi, Bursalı İsmail Hakkı ve Âlûsi gibi, daha birçok İslâm âlim ve müfessirleri seddi yapanların bir Türk kavmi olduklarını beyan etmiştir.
Zîra demircilik, bu Türklerin tarihin derinliklerinden kopup gelen bir ata mesleği idi. Şâyet Zü’l-Karneyn; Ye’cüc ve Me’cüce karşı aşılması güç bir Sed yapacaksa, bu Seddi ancak onların bu husustaki üstün hünerleri, iş âletleri, insan gücü hülasa her türlü yardım ve destekleri ile yapabilirdi. Zü’l-Karneyn’den malzemeleri kendilerinden olmak üzere Ye’cüc ve Me’cüc denilen bir kavmin önüne aşılması çok zor bir Sed inşa etmesi için çok sıkı bir iş birliğine girişmişler ve bunda muvaffakta olmuşlardır. Bütün bunlar, onların Allah’ın rızasına mazhar ve hoşnutluğunu kazanmış bir kavim olduklarını göstermektedir.
Yazır, konumuza esas olan bu tespitlerinde aynen şöyle demektedir; “Allahu a’lem, Kur’ân’ın haber verdiği bu redim (sed); Zü’l-Karneyn’den onun yapılmasını talep eden kavmin bu sayede teşkil ettikleri heyet-i içtimaiyeleri olsa gerektir ki, onlar demir kütleleri gibi salebetli olan (milli) unsurlarına akıtılan Feyz-i Rabbâni ile teşekkül etmiş maddi ve manevi bir sed demek olur. Eğer bu kavim (birçok) müfessirlerin naklettikleri vechile Türk (kavmi) idiyse, burada Zü’lKarneyn’e kuvvetle yardım eden Türklerin mazide yeryüzünü fesaddan kurtarmak için ettikleri hizmetin ehemmiyeti işar edilmiş olduğu gibi, Hazreti Muhammed’in bütün insanlığa Peygamber olarak gönderilmesin)den sonra, onların İslâm’a yapacakları hizmete de işaret edilmiş demektir.
Şu hâlde, TÜRKLER’in inkırazı, Ye’cüc ve Me’cüc seddinin yıkılması ve nizam-ı arzım fesadı demek olacaktır ki (bu) eşrat-ı saattendir (kıyâmetin kopması şartlarından). Hasılı şark ve garbı dolaşan Zü’l-Karneyn’in (Oğuz Han) en büyük işi, mahza bir rahmet-i rabbaniye olan bu redimin inşasıdır ki, onun yıkılması yeryüzünde beşeriyetin pek büyük bir felaketi olacaktır.
Sedde Ne Olmuştur
Bizim bu soruya vereceğimiz cevap, onun manevi yönü hariç, maddi bakımdan koca bir “Hiç! ” tir. Zîra bir çağlayan gibi asırlardır akıp giden zaman nehri, bu nehrin yaptığı ağır hasarlar, yağan yağmur ve karlar, esen fırtına ve rüzgârlar her şey için olduğu gibi bu Zü’l-Karneyn Seddine de en büyük darbeyi vurmuş ve onu, un ufağı gibi ufaltmış ve bir toz yığını hâline getirmiş ve ondan artık hiçbir iz, eser kalmamıştır.
Nitekim Kur’ân-ı Kerim’in söz konusu âyetleri de onun, bu feci akıbetini bize bu seddi inşa eden Zü’l-Karneyn’in ağzı ile haber vermiş ve şöyle demiştir: “Rabbim’in va’di geldiğinde onu yerle bir edecektir. Zaten Rabbimin bu husustaki va’di de bir gerçektir.
Ne var ki onun manevi varlığı, şer odaklarının karşısındaki ilâhi ve heybetli durumu bir rahmet-i ilâhiye olarak kıyâmete kadar devam edecek ve Cenâb-ı Hak kendi dini ve mümin kullarını bu şer odaklarına karşı yeni, yeni Zü’l-Karneyn ve onları yapacakları surlar, yani hizmet-i îmâniye ile koruyacak ve bu şer odakları ile Müslümanlar arasında her zaman bir Sedd-i Zü’l-Karneyn halk edecektir. Bunda asıl görev Oğuz Han’ın soyundan gelen yeni Zü’l-Karneyn’lere düşecekti. Nitekim öyle de olmuş ve onun soyundan daha bir nice Zü’l-Karneyn-i Cihanlar gelmişler bu küfür dalgaları karşısında bir îmân kalesi ve bir Sedd-i Zü’l-Karneyn olmuşlardır. Bu böyle XX. asrın başlarına kadar devam etmiştir.
Ye’cüc ve Me’cüc kimlerdir ve Onları Sonu Ne Olmuştur?
Ye’cüc ve Me’cüc bize göre; Çinlileri n geliştirmeye muvaffak oldukları bu akıl almaz ve insanlık için bir felaket olan bu teknoloji ve onun insanlığın ortak medeniyet, din ve kültürünü , kendi haris emelleri pahasına yıkmak için kullanan ve her türlü kötülüğün sembolü olan o şer güçlerinin adıdır. Zaten Hazreti Peygamber, birçok hadislerinde de bunları bütün ayrıntıları ile bu şekilde akıl almaz yaratıklar olarak izah etmişlerdir. Hazreti Peygamber’ in bu muhtevadaki hadislerinden öğrendiğimize göre; bu günkü Çinliler, teknik ve teknolojik yoldaki bu akıl almaz ilerlemelerine devam edecekler, yeni, yeni akıl almaz birçok araç ve gereçler o kadar ki insana benzer akıllı robotlar, verilen emri acımasızca yapan araçlar, icat edecekler ve bunları daha sonra “Star Harplerinde” gördüğümüz gibi, insanlığın başına bela ve koca bir dünyayı istila edeceklerdir. Ancak vakt-i merhunu geldiğinde bunlar, Cenâb-ı Hakk’ın Kur’ân-ı Kerim’in de haber verdiği gibi yine “Doğu cihetinde” yani Asya Kıtasının, Büyük Okyanus’a yakın en uç sahillerinde bir kere daha ortaya çıkacaklar, çok süratli bir şekilde çoğalacaklar ve önlerine çıkan bütün engelleri aşarak bir çağlayan gibi akacaklar, dünyayı bir kere daha fesada verecekler ve her türlü ahlaksızlıkları yeryüzünde bir kere daha hâkim kılmaya çalışacaklardır.
Simdi bu ayete gore gunes camurlu balciga batiyo dunya duzdur
Rr
Doğrusunu Allah bilir.Zul karneyn Büyük İskender olamaz İskenderin 6 boynuzu vardı.O devirde Güç sahibi gücüne göre boynuz takardı.
@Hüseyin Berber kusura bakmayın da nerden biliyorsunuz iskenderin homo olduğunu o yıllarda yaşadınızmı yoksa kulaktan dolma laflarlamı boyle şeyler yazıp günaha giriyorsunuz bu sözü yazarak kul hakkı yiyorsunuz ve helal istesenizde alamayacağınız ölmüş biri için lütfen bilip bilmeden sözler yazmayın
@EL HAKK'ın huzurunda eğilen genç Kusura bakmayın da yazmış oldugunuz destanı bana değil Hüseyin Berber beye göndermeniz daha iyi olurdu ben Iskenderin homo oldugunu dusunmuyorum yazdim siz ise oğuz kaan dan tengriye döndünüz ben öyle birsey yazmadım bile hem bizim haddimiz değil onlar hakkında yazmamız insanlar ölmüş gitmiş beni ilgilendirmez kim ne yasamis ne yapmis ama iskenderin hakkında böyle bir kelime söylenmesi çok saçma o yıllarda yaşanmamıs sadece kulaktan dolma laflarla günümüze kadar gelmiş bu sözler kim demis kime demiş homo olduğu o günlerden bu günlere kadar yasayan birimi varda homo oldugu tescil edilmis onu sadece YUCE YARADANIM bilir o yuzden siz yanlis kisiye gonderdiniz yazdiginizi
@EL HAKK'ın huzurunda eğilen genç aynen öyle karıştıranlar çok fazla zaten ama o iskender bu iskender hic farketmez hepimizi yaratan RABBİM en iyisini bilendir kimse bilemez iman kimde putperestte olsa bilemeyiz kim oldugunu biz putperes deriz ama Cennete girer RABBİMLE onlar arasındaki mesele bizi hic ilgilendirmez kimse nereye gittigini bilemez o yuzden hic kimse hakkinda kötü yorum yapmamak lazım çunku ölmüş bir cevabı yok veremez ama öbur tarafta bunlardan bile hesaba çekilecegimizi de unutmayalım simdi ben kendi derdimi dusunmuyorum ölmüş insanlar halkinda kötü yorum yaparak neden kul hakkına gireyim
@@Aydan-m İskender eşcinsel bu tarihi bir bilgi
@@silverprince2099 Tarihi bilgiyi anladım demek istediğimi sizler anlamadınız size ne bize ne eşcinsel olup olmadığı adamla birliktemi yaşadınız ki herşeye inanıyorsunuz Allah o hesap verecek bizler değil
Oğuz han değil hocam Mete Han Bilim ve Tarih de Oğuzhan diye biri yoktur sadece destandır ama Mete Han vardır Türklerin atası olarak
Enes Yesilova kardesim bence oguzhan diye biri vardir cünkü osmanlidan önce türklere oguzlar derlerdi.
@@kayser1722 oğuzlar bir boydur :) ve osmanlı oğuz boyundan gelir Türkler bir çok boya mensup
TÜRKÇÜ ASENA Tamam demek istedigimde bu benim. Osmanli döneminde Türklerin geneline Oguzlar denilmezdi. Oguzlar sadece bir boy degildir buarada :)
@@kayser1722 aynen
Oguz kagan mete han ayni kisi
Bu adamın kazandığı parayla hiç kötü bir iş yaparken gördünüz mü? Kazandığı paralarla insanları kötü yollara sevk edecek bir faaliyet halinde bulunduğunu duydunuz mu? Nihat hocayı hiç bir mekanda veya herhangi bir yerde zevk-ü sefa halinde gördünüz mü? Gören konuşsun! Aksi ise sükut edin çünkü mülkün sahibinin ancak Allah olduğuna inanmış birisininde kazandığı parayı hak yolunda harcamadığını iddia edemezsiniz...
Hasan Babat karaktersiz herif yazık annene laf etsem günah babana hakaret etsem günah ne diyeyim ki allah ıslah etsin seni karaktersiz adam.
@@hasanbabat9773 Allah sevdığı kullarına dıl uzatılanları sevmez edepsız adam
Mesleğim gereği defalarca aynı programlarda bulundum hiç kötü bir şeyle meşgul olduğuna şahit olmadım her türlü insanla sohbet eden ve herkese nasihatler eden birisi Allah güç kuvvet versin bütün sorulara makul ve mantıklı herkesin derecesine göre cevap veriyor ifrat ve tefrik ten uzak
Metal Fırtına 👏🏼👏🏼👏🏼
@@hasanbabat9773kusursuz insan yoktur. Kaldıki hepimiz kusurluyuz. bi insana iftira atmadan önce gözünle gördunmu bunu sorarlar. Zan da bulunmak en büyük günahlardan biridir. Ve bu insanın hakkına girmis oluyorsunuz.
kendileri ile günes arasina örtü koymadigimiz deniyor! dünya icin de sizin ile günes arasina örtü koyduk diye bir ayette var (yanilmiyorsam) yani ozon tabakasindan bahsediliyor. tabi bu benim görüsüm ama dogu bati degilde gezegen kast edilemez mi burada yani bir gezegen ve orada ozon tabakasi olmayan bir dünya ve o varliklarin yasayabildigi bir yer?
Mantıklı
Bence Aboriginal, Yeni Zellanda, Endonezya gibi adalar....Belki o tarihte cografi konumlari daha degisikti...Ustlerinde kiyafet yok, evleri yok.....Pyg.lerin ugramadigi bir millet.
Neden Allah güneşin doğduğu yer demiş de doğu dememiş? Doğu demekten haşa aciz miydi Allah? Ya da batı demekten? Güneşin doğduğu yerde Güneş ile aralarına örtü kılmadığımız kısmına getirdiğiniz yorum içler acısı. Allah örtüyü biz kılmadık diyor siz ise onlar üstlerine örtü çekmiyorlardı yani güneşten korunmuyorlardı demeye çalışıyorsunuz.Bunun böyle olmadığını siz d3 gayet iyi biliyorsunuz ama insanların Kuranı okumadıklarını çok iyi bildiğinizden böyle yorumlar getirmekten de hiç çekinmiyorsunuz.Ayetin devamında sura üfürülmüştür demiyor mu neden o kısmı okumuyorsunuz? Deyin ki ey insanlar biz de sizin gibi birer insanız arapça biliyor olmamız her ayeti anlayacağımız anlamına gelmez bu ayetler müteşabihtir gerçek anlamını ancak Rabbimiz bilir ve ancak dilediği kuluna (hakeden) bu bilgileri verir.Lütfen sizler de okuyun demek çok mu zor?
Adam ciddi ciddi 21. yüzyılda oturmuş "Zülkarneyn güneşin battığı yere gitti, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar buldu" diyor.
Sonra doğuya, güneşin doğduğu yere gitti diyor.
İnsanlar da "Ne diyorsun sen deli! Güneşin doğduğu veya battığı bir yer yok, dünya kendi etrafında döndüğü için günün belli saatinde güneşi görüyoruz belli saatinde de görmüyoruz" demiyor.
Hadi bu adam bu masalları anlatıp milyonları götürüyor, onun açısından mantıklı da. Buna inananların hiç mi aklı yok?
Mevsimlik işçi Sevgili Nihat hoca...
Siz sabaha karşı sobanın söndüğü, el ayak buz kesen soğukta, evinize metrelerce uzakta duran helaya karlara belenerek gidip, yine musluk olmayan, ibrik ve bakrajlarla pınardan taşınmış buz gibi suda abdest alıp sabah namazı kıldınızmı?
Mevsim dedinizde. Aklıma kış mevsimi, köyünde kardeşleri ile beraber sabah namazına kaldırılan çocuk geldi.
Şu konuşan adamı diyorum.
Ne kolay atıp tutmak klavye ardından.
Naz Naz 🤗😭
Oduncu dayı kütük aglıyormu yine kütük.
O kütüğün ağlaması sevda meselesidir senin gibi kalbi körelmiş tipler sevdadan anlamazlar
@@muhammedyaman7943 sevda he sevda. Yav he tamam sensin anladık tamam yav. Oduncular sizi... Odun tarıkatı😂😂😂😂 sevda he
tamam buyuk iskender iste. 4:10
Hayır hiç sanmıyorum..😊
Zulkarneyn Peygamber diğil Kafir "haşa" hiç diğil peki kim bu Zulkarneyn...?
Yurdcu Huseynov Oğuz Kağandır
LOKİ olabilir dostum
Kıyamete alemi
HZ. Zulkarneyn "Oğuz Kaan"dır
Erlik on siktirgit
Erlik on kafadan sallama
Erlik on orusbucocugu her okuduguna duyduguna inanan. Ac köpeksin.
Erlik on. İstedigin kadar küfür et ama ben senin annene bacina küfür etmem
Olabilir ama yinede ben inanmıyorum
Ben Mete Han diye duymistum
Mete Han (oğuz kaan) zulkarnenyn bence türklere indirilmis bir peygamber
NİHAT bahisoğlu
yazıklar olsun Allah ın ayetlerini satanlara
Yorumu okurken korktum ben.
Aldığın para ile insanlarıda 1603 lira ile şükür etmelerini istiyorsun seni ne yapicaz
Tuncay Kaplan sende oku ilim sahibi ol sende para kazan ilminle ve helaldir hocamın kazandıgı para ciğeri beş para etemz insanlar para kazandıklarında neden boyle yorum yapmazsınız ..
Play Hard helal olsun
👏👏👏👏👏👏
Ne kadar bos konusmussun be neye göre konusuyorsun acik seçik ayetleri neye göre yorumladin