#BırakmayızSeni
HTML-код
- Опубликовано: 26 дек 2024
- Bırakmayız Seni, En Büyük Eserin Bize Emânet
Bugün memleketimiz dediğimiz Anadolu; Osmanlı Devleti’nin son iki yüz yılında geri plana atılmış, hatta unutulmuş, halkı bir başına bırakılmıştı. Mustafa Kemal Atatürk, Millî Mücadele’nin temellerini Anadolu’nun bağrında attı. Zaferden sonra Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Anadolu’yu karış karış gezerek vatandaşıyla iç içe olmayı tercih etti; halkın dertlerini kendi derdi edindi. Halkı tebaa değil, eşit haklara sahip yurttaşlar olarak gördü ve hep öyle davrandı; şehirlisinden köylüsüne, kadınından erkeğine kadar... Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Anadolu insanıyla gerçek anlamda buluşan ilk liderdi. Ülkeyi demir ağlarla donatırken yurt gezilerini de “Beyaz Tren” adı verilen bir trenle yaptı. Tüm yurdu aylarca süren uzun seyahatlerle baştan sona katetti. Ömrünün son günlerine kadar bu trenle yurdu gezen Atatürk’ün ebediyete yolculuğu da yine bu trenle oldu.
Dolmabahçe Sarayı'ndan gelen acı haberle tüm Türkiye ağır bir sessizliğe büründü. Ulu Önderimizin büyük kaybının ardından, son yolculuğuna çıkarılışı da tarihe sığmayacak kadar derin bir hüzünle başladı. Atamızın naaşı, Dolmabahçe Sarayı’ndan Yavuz Zırhlısı ile İzmit’e nakledildi. Buradan nakledildiği tren, öyle yoğun bir ilgiyle karşılaştı ki Ankara’ya tam 17 saatte varabildi. Bu, bir milletin veda seremonisiydi. Anadolu halkını bir an olsun yalnız bırakmayan Atatürk’ü, halkı da son yolculuğunda yalnız bırakmadı. Köylerden, kasabalardan gelen insanlar, treni neredeyse durma seviyesine gelecek şekilde akına uğrattı. Binlerce insan treni karşılamak, ona son bir kez veda edebilmek için gözlerinde yaşlarla, ellerinde çiçeklerle, kalplerinde tarifsiz bir acıyla yollarda hazır bekledi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, belki de dünyanın en uzun vedasıyla ebedi yolculuğuna uğurlandı. Bu, sıradan bir vedadan çok daha fazlasıydı. Bu, bir liderin halkına olan sevgisinin ve halkının ona duyduğu bağlılığın ebediyete uzanan yolculuğuydu.