Ürettiğiniz her içeriği büyük bir zevkle izliyorum. Elbette son derece faydalı ve zengin konular seçiyorsunuz. Felsefe ve edebiyat okumuş biri olarak böyle bir kanalın olmasına şükrediyorum. Emeklerinize sağlık, çok teşekkürler.🙏🍀💙
1- Gemiden 1 parça veya hepsi değişmiş olsa da aynı gemidir. Örnek Bebek Siz ile şimdiki Siz. İşlevini yitiren parçalar değişeceği için. İşlevini yitiren parçalardan yeni bir gemi oluşturulamaz. Çünkü var olan işlevini yerine getiren parça zaten değiştirilmeyecektir. 2- Birim zamanda alınan mesafe arası farktan dolayı, bir müddet sonra kaplumbağanın alacağı birim zamandaki mesafe aşilin alacağı birim zaman mesafeye geçilecektir. Örnek boynuz kulak ilişkisi. 3- Alınan mesafe eşittir birim zaman çarpı hızdır. Zamanı sıfır alacak olursanız ok hareket etmez. Bu da durağanlığı açıklamaz. Zamanın her türlü deneyde ihmal edilemez olduğunu kanıtlar. Zaman yoksa hiçbir şey yoktur. Örnek olarak videonuzu durdurup, incelemeye kalktığım an, ben de belli bir zaman harcayarak videonuzu durdurduğum zamanı inceleyebilirim. Durağanlığı açıklayabilmem için ben de zaman içinde donmuş olmam gerekir ki, durdurulmuş videonuzu inceleyip duranlığı açıklayayım. Ama bu mümkün değil. 4- Alınan mesafenin hep yarısını adımlarsak, bir müddet sonra alacağımız yarım mesafe adımımızdan az olacağından, ulaşmak istediğimiz yere ulaşırız. Ha derseniz ki adımlarımızı da yarıya göre ayarlayacaksak asla ulaşamayız. Örnek olarak sonsuza ulaşmayı çalışmaya benzer. 5- Yığın, belirsiz bir miktarı temsil eder. Belirsiz bir miktarı belirli bir sayıya sabitlemek imkansızdır. Nitel ve nicel kavramlar birbirleriyle değerlendirilemez. 6- Belli sayıda insanın vereceği miktarı tek başına karşılayan kişiler cömerttir. Örnek ekmeğini paylaşana değil, bir çok kişiye yemek verene cömert denir. Bir kişi kendine cömert demez, başkaları tarafından o kişiye atfedilir. Başkaları ne kadar artarsa cömertlik de o kadar artar. Kişinin ne kadar servetinden, ne kadar verdiği cömertlik kavramını ilgilendirmez. Konuyu biraz açarak işin İlahı tarafını ele alarak sevap konusuna değinecek olursak, bu bizim belirleyeceğimiz bir şey değildir. Mısır mitolojisinden örnek verecek olursak, tüy ağır da basabilir, ağır basmaya da bilir. Kararını veren en güzel verir. Not: Felsefe ile ilgili hiç bir bilgim yok. Kitap da okumadım. Mantıken cevaplarım.
Anlıyorum ki felsefe bize soru sorma becerisini.kazandırırken doğru soru nasıl sorulur onu da öğretiyor.Yalın ve akıcı anlatımınzla ürettiğniz içerikler çok hoş.Teşekkürler..
Bu videodan kendimce bir sonuca vardım bir çıkarım yaptım. Felsefe çok çok önemli bir ilim miş. Soru sormak, Doğru soruları sormak, Soruları doğru sormak , çok önemliymiş. Düşünmek düşündürmek çok önemliymiş. Mahvolmuş toplumlara bakılırsa herhalde ortak özellikleri Düşünmeyen düşündürülmeyen, Sormayan sordurulmayan, Felsefe bilmeyen,felsefeden korkan,korkutulan nefret eden bireylerden oluşmuştur herhalde
Hocam asil ve kaplumbağa paradoksuna geldiğin an öyle bı derin düşündüm ki video bitmiş ti birkaç kere izledim videoyu izledim hocam bunun gibi paradoks ve felsefi korku soruları gelse harika olurdu hocam harika iş konuşmana hayranım çok sarıyor hocam işinin hakkını veriyorsun
Theseus'un Gemisi tüm parçaları değişse de onundur. Tırnaklarımız sürekli uzuyor ve biz onları düzenli olarak kesiyoruz, buna rağmen kaza yada hastalık geçirip tırnağı komple sökülenler dışında kimse; ''Yeni tırnağım çıktı.'' demez. ''Tırnağım uzadı.'' der. Halbuki bir yıl önceki tırnağımızla bugünkü tırnağımız aynı tırnak değildir.
Yüce üstad , büyük düşünür Mustafa Topaloğlu ‘nın da dediği gibi : Bu işler nasıl işler? Benden habersiz işler. “ İlk iki işler kelimeleri, çoğul iş iken ; üçüncü işler , işlemek fiilinin geniş zaman çekimidir. :)
Sondaki Cömertlik Cimrilik mevzusu ziyadesiyle dikkatimi celbetti. Dinen ameller niyetlere göredir diyebiliriz. Şahsen kelimeler söz konusu olduğunda sıfatlar için hep izafidir derim. Bu zaviyeden bakıldığında ise hasis ya da cömert tanımlamalarını keskin çizgilerle yapmak namümkün ve sanırım beyhude bir çaba. Keyifle izliyoruz, elinize emeğinize sağlık.
Haluk Bilginer ve Demet Akbag'ın filminde bu yardım (cömertlik)konusu geçiyordu. Bir ekmeğe muhtaç iken koparıp paylaşmanın gerçek yardım diğerinin zenginlerin günah çıkarması olduğu tirat.
;))). Şahane! Gerçek bir "felsefe sanatçısı" gibisiniz. Pas giderici konular... Dūşūnceyi ve dūşūndūrmeyi belli bir zarafet içinde (estetik'le) öğretmek isteyen ruhunuza Teşekkūrler. GDO lu mısır unu ve şurubu ile beslenince (mecazi anlamda kullandım); zor tabii.. Saygıyla.
Gene güzel bir konuya değinmişsiniz, teşekkür ediyorum, özellikle de benim gibi paradoks konusuna hiç kafası basmayan birisi için bilgilendirici olmuş. Bu konuda Roy Sorensen’ın “Paradoksun Kısa Tarihi” adlı eserini tavsiye ederim. Sayın Baylan’ın anlattıkları ve daha fazla felsefi paradoksun da yer aldığı bir eserdir. Tekrar teşekkür ederim.
Düşünmek! Sorular sorup fikirler üretmeye çalışmak ... Çağımız dijitalliğinde bizden istenmeyen şey .Bunu isteyen nadir kişilerdensin 👏👏👏emeğine sağlık. Ben de bir felsefe kitabı önermek isterim izleyenler için "Felsefenin Tesellisi" .
Dicotomy paradoksu çözüleli çok oluyor.En küçük uzaklık birimi atomaltı plank sayısıdır bundan daha kısa mesafe yoktur.Buna göre yeteri kadar plank mesafesi kat edildiğinde istenen hedefe varmak artık sadece bir zaman meselesidir.
Plank mesafesi zamanımızın biliminde en küçük mesafe zaman mesafesi olduğu doğrudur buna tam doğru demek mutlak doğru demek yanlıştır,çünkü bilim değişkendir,bilimin doğası budur,ben bu konuda zenona katılıyorum bencede zaman ve hareket büyük bir yanılsamadır.
@@hasanezer7336 plank mesafesi,bell mesafesi adı fark etmez.Sonuçta ikiye bölünemeyecek kadar kısa bir uzunluk ölçüsü olacak sonuçta - sonsuza gidemeyecek.O yüzden Zenon paradoksu onun zamanında bilim bu kadar gelişmediği için akla yatkın gelebilir ama artık öyle değil.
@@hendakoste1 sonsuza kadar bölunebilseydi zaman ve mekan o zaman zenon haklı olurdu ve o zaman hareket denen bir şey olmazdı ben bu paradoksta sonsuzluk hakkında bir fikir sahibi olmak istemiştim doğrusu bu konuda bilgin ve önerin varsa benimle paylaşmanızı isterim doğrusu saygılar.
@@hasanezer7336 sonsuzluk deneyimlenebilecek birşey olmadığı için benim de bir fikrim yok.Yanlızca şunu söyleyebilirim şuanki bilinç düzeyim ile sonsuza girmek istemezdim çünkü beynimiz ona göre evrimleşmedi.
Theseusun gemisidir yine çünkü canlı veya cansız olsun önemli olan ona kazandırdığımız kimliktir. Örneğin Mona Lisa tablosunun aynısını başka ressamlar çizebilir ama o tablo Leonardo da Vinci'nindir
Evet bu soruya Evrim Ağacı da değinmişti ilginç bir konu. Hatta beyin nakline beyin nakli mi denilmeli beden nakli mi denilmeli neye göre karar verilmeli vs.
@oktay vural ilk böbrek nakli ne zaman yapılmış bir araştırın. İlk kapl nakli vb. Organ nakillerinin tarihi çok yeni.1930 -40 yıllarında bir doktora organ nakli yapılacak denseydi,sizin dediğinizi derdi o yıllarda..30 sene önce cep telefonu kimde vardı ?
Bende dicotomy paradoksuna hayranım internette araştırmadığım kaynak kalmadı ama yinede elle tutulur bir cevap bulamadım bu paradoks hakkında bana bir öneriniz varmı.
10 yıl önceki ben ile şimdiki ben aynı değil ama ben hala ben hissediyorum. aynı şekilde bedenimiz de öyle. bence etin ve düşüncenin ötesindeki "ben" asıl olan. Theseus'un gemisi için, kullanılan parçalara insanların bir aitlik atfetmesi için belirsiz bir süre geçmeli. İnsanların algısı oturunca artık sonradan eklenmiş parçalar sanki ilk parçalarmış gibi görülecektir. Yenileme işlemlerinin çok hızlı olması bu algıyı kırar. Elealı Zenon'un paradoksunu ben de çok düşünmüştüm. Burada hareket için gerekli kuvvetin var ve devamlı yada istenen süre boyunca olması hareketi sağlayan olgudur sanırım. Aşil ve kaplumbağa basit bir matematik hesabı gerekli. Basit olduğu için yapamamak da normal. Biraz daha detay gerekli. Dikotomi ise kağıt üzerinde bitmiyor görünüyor. Denemeye kalktığımızda bi süre sonra durma durumuna geçiyoruz. Bir süre sonra gidilecek mesafe atomlardan da küçük olunca bildiğimiz şekilde bu durum çözülemez. Şöyle diyeyim bir mesafe ışık yılı kadar olduğunda artık cisimlerin geçmişini görüyoruz. Pratik olarak gördüğümüz olgular, hiç düşünmeyeceğimiz noktalara geliyor. Yığınlar ise yukarda dediğim gibi algı ile ilgili. Benim için 300 sayfa roman normalken diğeri için tuğla gibidir. Çok AB oldu yazdıklarım :)
Bir arkadaşım sehven şöyle bir paradoksa sebep olmuştu “10 işçi 1 binayı 100 günde yapabiliyorsa. 1000 işçi 1 binayı 1 günde nah yapar”. Mamematiksel olarak mümkün olsa da pratikte arkadaş haklıydı
Theseus’un gemisi konusunda da ben şöyle düşünüyorum Theseus’un gemisini Theseus’un gemisi yapan nedir? Yaşanmışlıkları ve o geminin kazandığı zaferler yani gemiyi değerli yapan bu değil mi? Tek bir parça kalmayacak şekilde değiştiğinde bence gemi Theseus’un gemisi olmaktan çıkar ama parçaları korunan gemi Theseus’un olabilir 🥲
diyojen de yoldan karşıya geçmiş. ama konu akıllarda kapanıyor mu? meseleye yaklaşım esnasında ampirik bir deney yapmak ve pratiğini tecrübe etmek, teoriyi de eksiksiz kurgulayabilmeye muktedir mi? deneyimlenebilme tek başına reel olma ölçütü mü veya ispat mı? o kadar mesele içi mesele var ki. ayrıca felsefe '"mesele"leri aynı anda matematik veya fizik için de "mesele" olmak gibi bir mecburiyet arz etmiyor galiba.
Bu konu bağlamında Ali Nesin’in “Matematik ve Korku” adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim. Bir de videoyu seyrederken Don Kişot’ta Sanço’nun valiliğinin anlatıldığı bölümde onunla alay etmek için ve ne cevap verecek diye merak ettiklerinden, paradoksal bir meseleyi açıp çözüm bulmasını istemeleri geldi aklıma. Bu meseleyi ve Sanço’nun bilgece çözümünü açıp okuyunuz🙂
Theseus'un gemisi o tatmin olduğu sürece hepsi olabilir. Fakat asıl gerçek değişkendir, bu nedenle çoğu sorunun birden fazla cevabı vardır dolayısıyla gerçeği bireysel "tatmin belirler" (bu fazlasıysa güvenilmez bir ölçektir ama dünyadaki cehalet düzeylerinin de oluşmasında katkısı vardır. Veya bilimle tatmin olan birinin insanlığa katkısını da sağlar, asıl doğru o nedenle vicdani bir enerji sağlayan neyse o olacaktır. Aidiyet hissi de kendi manevi ve maddi uzuvlarimiz dışında bir yanılsama olduğu için gerçeği arama süreci her konuda bireysellestirilip vicdani enerji arayışının sonucu olarak bir cevap bulur.
Burada yine yeniden düşünce ve dil arasındaki ilişki ortaya çıkıyor. Yığın paradoksu dilinde yığın kelimesi olan diller için geçerlidir. Hepsine kum diyen bir dilde yığının hiç anlamı olmayacaktır. Tek bir tanesi kalıncaya kadar kum kumdur. Sonuç olarak bir dilde paradoks denen şeyin başka bir dilde paradoks olmama 8htimali olabilir.
Taksici Erdal abi, halde ki Dursun dayı, kıraathane de ki Süleyman amca, tarlada ki Mehmet ağa... Dünya da; filozofu en bol, fikri en çok memleket Türkiyedir. Güdümlü füze yaptığımızı izledikten sonra buraya geldim. Sokrates bir at sineği olduğunu söylemişti, bize ise çuvaldız işlemiyor. Nasıl kalın deriliyiz ya!!!!???🤣🤣🤣
Aşil ve kaplumbağa paradoksu konusunda uyku faktörünü göz önünde bulundurursak bence Aşil kaplumbağayı geçebilir çünkü yarışta olduğu için strse giren Aşil günde max 4 saat uyuyacaktır ama durumun farkında olmayan kaplumbağa kış uykusuna yatacaktır…
Bir paradoks da ben ekleyim. Bir berber sadece kendi saçını kesemeyen berberlerin saçını kesiyormus. Baska hic kimsenin saçını kesmiyormus. Peki bu berber kendi saçını kesebilir mi kesemez mi? Yığın olayina gelinced de lineer cebirde perturbe etmek diye bir olay var. Mesela 3x3 bir matrisi ele alalim. Bunun determinantinin belli bir deger araliginda olmasini istiyoruz. Örneğin determinenti 30 ile 100 arasinda olsun. Bu araliktaysa buna yığın diyelim. Bu matrisin elemanlarıni perturbe edelim. Yani ekslitelim yada azaltalim. Hangi işlem 30 ile 100 arasindan cikmasina sebep oluyorsa o islem onu perturbe eder. Artik bi yigin olmaz. Çıkmıyorsa hala bir yığındir.😊
Hem hemde"" soruyu yada önermeyi ilk aklına getirenin, bu önermenin koşullarını kendince anlamlandırma yada zıttını düşünme ve düşündürme ihtiyacıyla doğan paradokslara hem hemde diye bilirsek düşünsel durumların göreceli olmak zorunda olduğudur, matematiksel çözümleme kafasıyla bir doğru arama zahmeti aptal tuzağıdır, ispatı olamıyacağı yada çoklu doğruları olabileceği içinde herhangi bir paradoks çözümleme ihtiyacına giren zat ilk duygu durumundaki kabulünü ölümüne bütün munazaralarda savunarak perçinleyecektir günün sonunda her ne kadar egosal entelektüel bir tatmin çıksada, bir ağaç yaprağının ürettiği oksijen kadar yada bir arının yaptığı iş kadar faydalı olmayacaktır o yüzden ben hem hemde diyerek sahneden sûkûtla ayrılıyorum, yarışmacı arkadaşlara başarılar🎩
Zamanı neden geçmişten geleceğe doğru akar gibi algılıyoruz? Ya geçmiş, gelecek ve ‘şimdiki an’ aynı anda gerçekleşmişse, zamanında geçmişte geleceğe doğru linear olarak algılamamızı sağlayan şey nedir?
Thesus’un gemisi hala Thesus’undur çünkü Thesus bir ideadır ve insanların gemiyi değiştirmelerini sağlamıştır. İnsanlar gemiyi Thesus’a duyduğu saygıdan dolayı tamir etmiştir. İnsanlar kolay kolay bir şey için bir araya gelip güçlerini karşılık beklemeden birleştirmezler Thesus güçlerini ortak bir idea için birleştirmelerini sağlamıştır ve aslında gemiyi kendisinin bile onardığı söylenebilir.
".... Biz insanı en güzel BİÇİM de yarattık......" Biçim. Şekil güzellik.....hiçbir zaman değişmez. GELİŞİR.../!!!! Dil in değişmediği gibi. Değişen okumak. Öğrenmek............(DİŞ in değiştiği gibi). Veya dilimizin hepsini çektirdiği iz de DİLkalır... Anca biz bunu TERS algılarız.../!!!! Ve ters olduğunu sanırız. Önce SÖZ vardı.../.... Ve dil dişe temas ederek konuşuruz.../!!!! Değişimi farketmeden İNCIR ÇEKİRDEĞİNİ DOLDURMAYACAĞI gibi... Yahut ezberbozan da ezberi bozdurur.../!!!! DEĞİŞİM (diş).... Dişimizin de kıymetini bilelim.../.... ............
çoğu kişi aynen Dijojen gibi yolu bizzat geçerek ortada bir mesele olmadığını söylemiş. şu hâlde 1. deneysel ortamda veya pratikte olurluk gösterimleri veya deneyimlenebilir olma hali bu meselelerin teorik kısmının da sorunsuz olmasına yetmeyebilir. mesela zaman da ölçülen ve deneyim edilen bir mefhum ama teoride ne/nasıl/neden olduğu ile ilgili teori kısmı o kadar rahat değil. 2. felsefe için "messele" edilen konuların pozitif bilimlerin de meselesi olma gibi bir özelliği illa da olmalı diyemeyiz. bu bağlamda bilimin izah etmesi felfeseyi bağlamaz. nasil ki misal bir dinin şeyleri izahı felfeseyi bağlamıyor ise. benzer şekilde.
Merhaba. Gemi hiç onarilmasaydı yine aynı kalmayacaktı. Atmosfer şartları ve parçalarının atomik değişiminden dolayı. Bunun yanında ortaya farklı bir gemi çıkmış olsaydı da yine Thesus'un gemisi denilecekti. Bu geminin kimliğine dönüşmüş bir kez ve gemiye hak iddiasında bulunan başka biri de yok üstelik. Komiklerimiz de böyledir. Asla sabit ve durağan değildir. Sadece biyolojik olarak değil sosyolojik olarak ta bu böyledir. Farklı sosyal yapılarda farklı davranmamızın sebebi budur ve bu özellik organizmanın hayatta kalması ve uyum sağlaması için çok değerli ve gereklidir. Diğer yorumlarda da belirttiğim gibi 7nsanın en kuvvetli güdüsü hayatta kalma/survival güdüsüdür.
Gemi aynı gemidir çünkü insan vucudu yedi yılda kendini tamamen yenilediğinde yine kendisidir Su akabilir aynı su değildir ama baraj veya gölet ismi değişsede anlatılan yerin o yer olduğu bilinir zaman kavramı vardır yoksa değişim olmazdı
Gemi paradoksu pek pradoks gibi gelmiyor bana , Kum yığınıda öyle. Ama zeno nunki harbi paradoks. Veya berber paradoksu o da paradoks.. “kum yığını” terminoloji eksikliği var.. mesela kum yığınına “yığın” diyelim içinden bir avuç aldiğimizda “tığın “ diyelim. Bir avuç daha aldığımızda “pığın” 😂 diyelim ve herbir bir avuç aldığımızda farklı isim verirsek sorun kalkar bence. Bir tane kum kaldığındada ona “dane” diyelim.. 😂 böyle bi sorun yok gibi.. alfabedeki 29 harf var 29 üzeri 29 farklı isim verebiliriz.. bukadar ilede sınırlı değil. Harfler biterse yanına rakam koyalım onlarda ..böylece sonsuz farklı isim verilebilir 😂
Yığın paradoksunun günümüzdeki karşılığı dijital Fotoğrafçılıkta kullanılan MP (Mega Piksel) kavramı, ilk çıktığı zamanda 1,6 Mega Pikseldi bu gün 120 Mega Piksellik makinede de halen MEGA bu nasıl bir orantısız kandırmaacadır anlamak mümkün değil!!
diyojen de yoldan karşıya geçmiş. ama konu akıllarda kapanıyor mu? meseleye ampirik deney yapmak teoriyi eksiksiz kurgulayabilmeye muktedir mi? deneyimlenebilme reel olma ölçütü mü veya ispat mı? o kadar mesele içi mesele var ki. not: felfese için var olan bir "mesele"nin matematik veya fizik için de var olması gerek veya yeter şart değildir tabi. o da var. 😀
Bence çözmüyor meseleyi dicotomy paradoksunda zenonun anlatmak istediği zamanın ve hareketin bir yanılsama olduğu ve dahada ilerisi sonsuzluk kavramı ve bu kavram hakkında akıl yürütmemiz olduğudur, bence bu konuyu limitle plank sabitiyle çözmek sadece kendi kendimizi teselli etmektir.
Bence olması gerekenler olması gerektiği yerde olmalıdır.Hayat boşluk kabul etmez.Dolayısıyla oluşan boşluğun nedeni öncekinin sonucudur. Öyleyse boşluğu dolduran şey değil boşluk oluşan şey esas.O zaman İnsan hücre yenilemesi gibi eşyalarda ihtiyacı devam ettirme adına yenileniyor.Ya da çöpe gidiyor. Sistemden geri dönüşüme gitmeyen her şey kendi dir.Yani gemi aynı gemidir.Eger değişme kendi familyasindan yani ağaçtan değilde demir ile dönüştürülmüş ise bu da gelişme yani buna bağlı olarak evrim geçirme adını alır. Geminin ruhu olsaydı ve konusabilseydi.Ben aynı gemiyim derdi.Saçmalamış olabilirim :)
Gemi konusunda sunu dusunuyorum.nasilki bir insanin kolunu bacagini böbreğini degistermek onu degistirmiyorsa o geminin parcalarini da degistirmek gemiyi degistirmiyor. Insani insan yapan kol bacak bobrek degil bilinctir. O geminin de ruhu,bilinci veya enerjisi artik her ne ise orda oldugu surece o gemi yine aynidir
Dikotomi Paradoksu, aslında fiziksel olarak bir paradoks değildir, çünkü doğru değildir! Evet, Zeno'nun zamanındaki fiziğe göre ciddi bir paradokstur fakat günümüz fiziği için geçerli değil. Açıklayayım: Bir yolun sürekli yarısını gidecek olursanız sonuna ulaşmanız çok ama çok uzun sürecektir ama sonuna ulaşabilirsiniz. Planck uzunluğu, Max Planck tarafından keşfedilen bir uzunluk "sabitidir"- daha iyi bir kelime bulamadım. Planck uzunluğu, Planck birimleri arasındaki uzunluk birimidir ve vakumdaki ışık hızıyla Planck zamanının çarpımına eşittir. Hiçbir şeyin faaliyete giremeyeceği uzunluktur. Denklemi şu şekildedir: "lp=√hG/c³". Bu sabitin öngüreleri nedeniyle yolu bitirebilirsiniz. Çünkü eğer ki Planck uzunluğuna kadar ulaşacak olursanız, yolu bitirmiş olacaksınız ve daha fazla faaliyet gösteremeyeceksiniz.
Çok basit. Theseus un gemisi dediğiniz şey karmaşiklastiriliyor. Theseus un gemisi onundur, parçaları değiştikten sonraki gemi de theseusundur. Sadece o parçaları değişen gemi olarak theseusundur. İkinci bir gemi yok ortada. İkisi de theseus a ait olduğuna göre theseusundur bunu çok ayrıntılı ve bir o kadar da basit anlatabilirim dileyen olursa çünkü bunun üzerine bayağı düşündüm bir 10 dk gibi ve sonuç bu. Gemi başkasına ait değildir.
Bence yığın paradoksu pek paradoks değil gibi. Çünkü yığın kelimesi bir ağırlık birimi veya sayı değil. Zaten yığın kelimesi manası itibari ile belirsizlik belirtir. Bana göre gözümüzle sayabileceğimiz veya tahmin edebileceğimiz seviyeye gelene kadar "yığındır." O yüzden 5 milyon yığından bir avuç veya bir kepçe almamız fark etmez. Aralarında görünüm olarak büyük fark oluşsa dahi iki türlü de sayı bizim için belirsiz olduğundan yığın demek doğru bir ifade olur. Çünkü dediğim gibi yığın sayısını ifade etmek için kullanılan bir kelime değil onun için kum tanelerinin sayısını artırmak veya azaltmak bir paradoks yaratmaz. Bu benim fikim
Aşil ve kaplumbağa paradoksu'nu iyi anlatamadınız, ya da ben fazla detaycıyım, sizin anlattığınıza göre aşil 100 mt koşarken kaplumbağa zaten 100 metrede yarışa başlamış gibi söylediniz. Bunu paradoksa uyarladığımızda herhangi bir aşamada Akhilleus ve kaplumbağanın bulundukları noktaları değil, aralarındaki sürekli azalan mesafeyi göz önünde bulundurmamız gerekir. Her ikisi de sabit hızla ilerlediklerine göre aralarındaki mesafede belli bir hızla azalmak zorundadır. İşte bu sebeple Akhilleus ve Kaplumbağa Paradoksu artık bir paradoks değil, bir mantık hatası yani safsatadır.
1-Theseus Gemisi: hem gemi theseus undur hem yeni bir gemi olmuştur ayrıca yapısı farklı olmuştur. İnsanı ele alırsak duygu,düşünce, anılar,yaşanılanlar, yaptıklarımız,sağlımız vb. farklılıklar bizi farklılaştırır ve yeni birisine dönüşürüz bu dönüşüm isteyerek ve istemeyerek olur 5 yıl önceki haliyle şu anda olduğu kişi arasında yaşanılanlara bağlı olarak çok büyük ihtimal yeni birisi olmuştur kısaca bizde Ne kadar değişiklik varsa, olduysa o kadar yeni birisi oluruz 3-Sorites paradoksu:hislerimize göre birşeyi az hissediyorsak miktarı, boyutu değeri azsa o yığın değildir Kaplumbağayla aşilanın arasındaki fark ve bitiş çizgisi uygunsa aşil Kaplumbağayı geçer uygun değilse gwçmez kapumbağyı
Dicotomy paradoksu çözüleli çok oluyor.En küçük uzaklık birimi atomaltı plank sayısıdır bundan daha kısa mesafe yoktur.Buna göre yeteri kadar plank mesafesi kat edildiğinde istenen hedefe varmak artık sadece bir zaman meselesidir.
İçeriğin faydalı olduğunu düşünüyorsanız daha fazla kişiye ulaşması için beğen tuşuna basmanız yeterlidir. Teşekkürler, iyi seyirler. 🎬🙏🏻
Ürettiğiniz her içeriği büyük bir zevkle izliyorum. Elbette son derece faydalı ve zengin konular seçiyorsunuz. Felsefe ve edebiyat okumuş biri olarak böyle bir kanalın olmasına şükrediyorum. Emeklerinize sağlık, çok teşekkürler.🙏🍀💙
1- Gemiden 1 parça veya hepsi değişmiş olsa da aynı gemidir. Örnek Bebek Siz ile şimdiki Siz. İşlevini yitiren parçalar değişeceği için. İşlevini yitiren parçalardan yeni bir gemi oluşturulamaz. Çünkü var olan işlevini yerine getiren parça zaten değiştirilmeyecektir.
2- Birim zamanda alınan mesafe arası farktan dolayı, bir müddet sonra kaplumbağanın alacağı birim zamandaki mesafe aşilin alacağı birim zaman mesafeye geçilecektir. Örnek boynuz kulak ilişkisi.
3- Alınan mesafe eşittir birim zaman çarpı hızdır. Zamanı sıfır alacak olursanız ok hareket etmez. Bu da durağanlığı açıklamaz. Zamanın her türlü deneyde ihmal edilemez olduğunu kanıtlar. Zaman yoksa hiçbir şey yoktur. Örnek olarak videonuzu durdurup, incelemeye kalktığım an, ben de belli bir zaman harcayarak videonuzu durdurduğum zamanı inceleyebilirim. Durağanlığı açıklayabilmem için ben de zaman içinde donmuş olmam gerekir ki, durdurulmuş videonuzu inceleyip duranlığı açıklayayım. Ama bu mümkün değil.
4- Alınan mesafenin hep yarısını adımlarsak, bir müddet sonra alacağımız yarım mesafe adımımızdan az olacağından, ulaşmak istediğimiz yere ulaşırız. Ha derseniz ki adımlarımızı da yarıya göre ayarlayacaksak asla ulaşamayız. Örnek olarak sonsuza ulaşmayı çalışmaya benzer.
5- Yığın, belirsiz bir miktarı temsil eder. Belirsiz bir miktarı belirli bir sayıya sabitlemek imkansızdır. Nitel ve nicel kavramlar birbirleriyle değerlendirilemez.
6- Belli sayıda insanın vereceği miktarı tek başına karşılayan kişiler cömerttir. Örnek ekmeğini paylaşana değil, bir çok kişiye yemek verene cömert denir. Bir kişi kendine cömert demez, başkaları tarafından o kişiye atfedilir. Başkaları ne kadar artarsa cömertlik de o kadar artar. Kişinin ne kadar servetinden, ne kadar verdiği cömertlik kavramını ilgilendirmez. Konuyu biraz açarak işin İlahı tarafını ele alarak sevap konusuna değinecek olursak, bu bizim belirleyeceğimiz bir şey değildir. Mısır mitolojisinden örnek verecek olursak, tüy ağır da basabilir, ağır basmaya da bilir. Kararını veren en güzel verir.
Not: Felsefe ile ilgili hiç bir bilgim yok. Kitap da okumadım. Mantıken cevaplarım.
Anlıyorum ki felsefe bize soru sorma becerisini.kazandırırken doğru soru nasıl sorulur onu da öğretiyor.Yalın ve akıcı anlatımınzla ürettiğniz içerikler çok hoş.Teşekkürler..
Ooo kimleri görüyorum efenim :)
@@Migrant42 Sizde hoşgeldiniz efenim ;) Felsefe videoları araştırırken bu değerli kanalı keşfettim,kendimi burada buldum.
@@neverminddude hoş buldum efenim,teşekkür ediyorum :)
Bu videodan kendimce bir sonuca vardım bir çıkarım yaptım.
Felsefe çok çok önemli bir ilim miş.
Soru sormak,
Doğru soruları sormak,
Soruları doğru sormak , çok önemliymiş.
Düşünmek düşündürmek çok önemliymiş.
Mahvolmuş toplumlara bakılırsa herhalde ortak özellikleri
Düşünmeyen düşündürülmeyen,
Sormayan sordurulmayan,
Felsefe bilmeyen,felsefeden korkan,korkutulan nefret eden bireylerden oluşmuştur herhalde
Hocam asil ve kaplumbağa paradoksuna geldiğin an öyle bı derin düşündüm ki video bitmiş ti birkaç kere izledim videoyu izledim hocam bunun gibi paradoks ve felsefi korku soruları gelse harika olurdu hocam harika iş konuşmana hayranım çok sarıyor hocam işinin hakkını veriyorsun
Çok teşekkür ediyorum.
Theseus'un Gemisi tüm parçaları değişse de onundur. Tırnaklarımız sürekli uzuyor ve biz onları düzenli olarak kesiyoruz, buna rağmen kaza yada hastalık geçirip tırnağı komple sökülenler dışında kimse;
''Yeni tırnağım çıktı.''
demez.
''Tırnağım uzadı.''
der. Halbuki bir yıl önceki tırnağımızla bugünkü tırnağımız aynı tırnak değildir.
çok haklı bir yorum👏👏
Selamun aleykum. Faydalı ve çok güzel bir video. Anlatım da harika. Emeklerinize sağlık Sercan Bey.
Çok teşekkür ediyorum.🙏
Yüce üstad , büyük düşünür Mustafa Topaloğlu ‘nın da dediği gibi : Bu işler nasıl işler? Benden habersiz işler. “
İlk iki işler kelimeleri, çoğul iş iken ; üçüncü işler , işlemek fiilinin geniş zaman çekimidir. :)
Sondaki Cömertlik Cimrilik mevzusu ziyadesiyle dikkatimi celbetti. Dinen ameller niyetlere göredir diyebiliriz. Şahsen kelimeler söz konusu olduğunda sıfatlar için hep izafidir derim. Bu zaviyeden bakıldığında ise hasis ya da cömert tanımlamalarını keskin çizgilerle yapmak namümkün ve sanırım beyhude bir çaba.
Keyifle izliyoruz, elinize emeğinize sağlık.
O kadar faydalı bir vıdeo ki ! Emeğinize sağlık.
Haluk Bilginer ve Demet Akbag'ın filminde bu yardım (cömertlik)konusu geçiyordu. Bir ekmeğe muhtaç iken koparıp paylaşmanın gerçek yardım diğerinin zenginlerin günah çıkarması olduğu tirat.
Kış uykusu mu?
@@zaferkalay8418 galiba
NBC nin bence en iyi filmi.
@@zaferkalay8418 evet kış uykusu
Emeğinize sağlık Sercan bey 🙂
Teşekkürler Sercan bey iyi ki varsın
Ben teşekkür ederim. İyi sizler varsınız.
;))).
Şahane!
Gerçek bir "felsefe sanatçısı" gibisiniz.
Pas giderici konular...
Dūşūnceyi ve dūşūndūrmeyi belli bir zarafet içinde (estetik'le) öğretmek isteyen ruhunuza Teşekkūrler.
GDO lu mısır unu ve şurubu ile beslenince (mecazi anlamda kullandım); zor tabii..
Saygıyla.
Estağfurullah. Çok teşekkür ediyorum.
Emeklerinize sağlık yine kaliteli bir içerik çok teşekkür ederiz 💖
Ben teşekkür ediyorum.
Kanala renk katan bir video olmuş tebrikler. Shorts videoları da çekebilirsin kanalın öne çıkmasını sağlar 😉
Gene güzel bir konuya değinmişsiniz, teşekkür ediyorum, özellikle de benim gibi paradoks konusuna hiç kafası basmayan birisi için bilgilendirici olmuş. Bu konuda Roy Sorensen’ın “Paradoksun Kısa Tarihi” adlı eserini tavsiye ederim. Sayın Baylan’ın anlattıkları ve daha fazla felsefi paradoksun da yer aldığı bir eserdir. Tekrar teşekkür ederim.
Ben teşekkür ediyorum.
Bu kanalı takibe başladığımdan bu yana çok çok beğendiğim içerikler oldu.
Ama
Ama
Ama
Bu video muhteşem 😀
Çok teşekkür ediyorum :)
Evren beynimin icinde, bedenim evrenin icinde. Butun paradoks budur. Herseyin cevabi varligin tekilligindedir.
Teşekkürler, emeğinize sağlık
Düşünmek! Sorular sorup fikirler üretmeye çalışmak ... Çağımız dijitalliğinde bizden istenmeyen şey .Bunu isteyen nadir kişilerdensin 👏👏👏emeğine sağlık. Ben de bir felsefe kitabı önermek isterim izleyenler için "Felsefenin Tesellisi" .
Çok teşekkür ediyorum Yasemincim, elimden geldiğince faydalı olmaya gayret ediyorum. Sağ ol.🙏
Sonsuzluk teoremi de aslında bir paradokstur. Emeğine sağlık...
İyi hafta sonları.
Dicotomy paradoksu çözüleli çok oluyor.En küçük uzaklık birimi atomaltı plank sayısıdır bundan daha kısa mesafe yoktur.Buna göre yeteri kadar plank mesafesi kat edildiğinde istenen hedefe varmak artık sadece bir zaman meselesidir.
Plank mesafesi zamanımızın biliminde en küçük mesafe zaman mesafesi olduğu doğrudur buna tam doğru demek mutlak doğru demek yanlıştır,çünkü bilim değişkendir,bilimin doğası budur,ben bu konuda zenona katılıyorum bencede zaman ve hareket büyük bir yanılsamadır.
@@hasanezer7336 plank mesafesi,bell mesafesi adı fark etmez.Sonuçta ikiye bölünemeyecek kadar kısa bir uzunluk ölçüsü olacak sonuçta - sonsuza gidemeyecek.O yüzden Zenon paradoksu onun zamanında bilim bu kadar gelişmediği için akla yatkın gelebilir ama artık öyle değil.
@@hendakoste1 sonsuza kadar bölunebilseydi zaman ve mekan o zaman zenon haklı olurdu ve o zaman hareket denen bir şey olmazdı ben bu paradoksta sonsuzluk hakkında bir fikir sahibi olmak istemiştim doğrusu bu konuda bilgin ve önerin varsa benimle paylaşmanızı isterim doğrusu saygılar.
@@hasanezer7336 sonsuzluk deneyimlenebilecek birşey olmadığı için benim de bir fikrim yok.Yanlızca şunu söyleyebilirim şuanki bilinç düzeyim ile sonsuza girmek istemezdim çünkü beynimiz ona göre evrimleşmedi.
Theseusun gemisidir yine çünkü canlı veya cansız olsun önemli olan ona kazandırdığımız kimliktir. Örneğin Mona Lisa tablosunun aynısını başka ressamlar çizebilir ama o tablo Leonardo da Vinci'nindir
Daha ilginç bir soru görmüştüm bir kitapta.Gelecekte beyin nakli söz konusu olursa, beyin nakledilen kişi kimdir? Bedenin sahibi mi,beynin sahibi mi?
Çok güzel soru. Bunu bir de din adamlarına sormak lazım, bu kişi günah işlediğinde sorumluluk kime ait olacak?
Evet bu soruya Evrim Ağacı da değinmişti ilginç bir konu. Hatta beyin nakline beyin nakli mi denilmeli beden nakli mi denilmeli neye göre karar verilmeli vs.
@oktay vural ilk böbrek nakli ne zaman yapılmış bir araştırın. İlk kapl nakli vb. Organ nakillerinin tarihi çok yeni.1930 -40 yıllarında bir doktora organ nakli yapılacak denseydi,sizin dediğinizi derdi o yıllarda..30 sene önce cep telefonu kimde vardı ?
@oktay vural tabikide olur
Sadece zamana ihtiyac var
@oktay vural bugun zor.ama artik ameliyatlari robotlar yapmaya basladi ve teknoloji hizla gelisiyor.
Güzel içerik, diline, emeğine sağlık!
Çok teşekkürler.
Bir matematikçi olarak her fırsatta zeno paradoksuna hayranlığımı dile getiririm. Muhteşem bir gözlem, çok kolay bir varsayım ve imkansız bir çözüm.
Bende dicotomy paradoksuna hayranım internette araştırmadığım kaynak kalmadı ama yinede elle tutulur bir cevap bulamadım bu paradoks hakkında bana bir öneriniz varmı.
10 yıl önceki ben ile şimdiki ben aynı değil ama ben hala ben hissediyorum. aynı şekilde bedenimiz de öyle. bence etin ve düşüncenin ötesindeki "ben" asıl olan.
Theseus'un gemisi için, kullanılan parçalara insanların bir aitlik atfetmesi için belirsiz bir süre geçmeli. İnsanların algısı oturunca artık sonradan eklenmiş parçalar sanki ilk parçalarmış gibi görülecektir. Yenileme işlemlerinin çok hızlı olması bu algıyı kırar.
Elealı Zenon'un paradoksunu ben de çok düşünmüştüm. Burada hareket için gerekli kuvvetin var ve devamlı yada istenen süre boyunca olması hareketi sağlayan olgudur sanırım.
Aşil ve kaplumbağa basit bir matematik hesabı gerekli. Basit olduğu için yapamamak da normal. Biraz daha detay gerekli.
Dikotomi ise kağıt üzerinde bitmiyor görünüyor. Denemeye kalktığımızda bi süre sonra durma durumuna geçiyoruz. Bir süre sonra gidilecek mesafe atomlardan da küçük olunca bildiğimiz şekilde bu durum çözülemez. Şöyle diyeyim bir mesafe ışık yılı kadar olduğunda artık cisimlerin geçmişini görüyoruz. Pratik olarak gördüğümüz olgular, hiç düşünmeyeceğimiz noktalara geliyor.
Yığınlar ise yukarda dediğim gibi algı ile ilgili. Benim için 300 sayfa roman normalken diğeri için tuğla gibidir.
Çok AB oldu yazdıklarım :)
Biz insanların da vücudundaki bütün hücreler her 10 yılda bir tamamen yenilenmiş olur. O zaman biz aynı biz miyiz ? Sabit kalan sadece ismimiz.
Harıka bır bolümdü
O gemi artık o gemi değildir...
Bir arkadaşım sehven şöyle bir paradoksa sebep olmuştu “10 işçi 1 binayı 100 günde yapabiliyorsa. 1000 işçi 1 binayı 1 günde nah yapar”. Mamematiksel olarak mümkün olsa da pratikte arkadaş haklıydı
Hareket paradoksunu sayısalcılar beğenmedi:)
1:35 şimdi biz ölüb toprağa karışınca toprak mı olmuş oluyoruz?eğer bu toprakda çiçek açarsa çiçek mi olmuş oluyoruz?
Theseus’un gemisi konusunda da ben şöyle düşünüyorum Theseus’un gemisini Theseus’un gemisi yapan nedir? Yaşanmışlıkları ve o geminin kazandığı zaferler yani gemiyi değerli yapan bu değil mi? Tek bir parça kalmayacak şekilde değiştiğinde bence gemi Theseus’un gemisi olmaktan çıkar ama parçaları korunan gemi Theseus’un olabilir 🥲
bir cok paradox denezsel olarak çok rahat çözülebilir. kaplumbağa örneğinde olduğu gibi
diyojen de yoldan karşıya geçmiş. ama konu akıllarda kapanıyor mu? meseleye yaklaşım esnasında ampirik bir deney yapmak ve pratiğini tecrübe etmek, teoriyi de eksiksiz kurgulayabilmeye muktedir mi? deneyimlenebilme tek başına reel olma ölçütü mü veya ispat mı? o kadar mesele içi mesele var ki. ayrıca felsefe '"mesele"leri aynı anda matematik veya fizik için de "mesele" olmak gibi bir mecburiyet arz etmiyor galiba.
Zeno çatışkıları |r|
Mustafa bey bu paradoksun çözümü için hangi kaynakları önerirsiniz.
Biyografi kitapları ile bir sıralama ile tavsiyelerinizi bekliyorum.
Ben yaşıyorken hepsiydim. Öldükten sonraysa hiçbiriyim.
Bu konu bağlamında Ali Nesin’in “Matematik ve Korku” adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim.
Bir de videoyu seyrederken Don Kişot’ta Sanço’nun valiliğinin anlatıldığı bölümde onunla alay etmek için ve ne cevap verecek diye merak ettiklerinden, paradoksal bir meseleyi açıp çözüm bulmasını istemeleri geldi aklıma. Bu meseleyi ve Sanço’nun bilgece çözümünü açıp okuyunuz🙂
Theseus'un gemisi o tatmin olduğu sürece hepsi olabilir. Fakat asıl gerçek değişkendir, bu nedenle çoğu sorunun birden fazla cevabı vardır dolayısıyla gerçeği bireysel "tatmin belirler" (bu fazlasıysa güvenilmez bir ölçektir ama dünyadaki cehalet düzeylerinin de oluşmasında katkısı vardır. Veya bilimle tatmin olan birinin insanlığa katkısını da sağlar, asıl doğru o nedenle vicdani bir enerji sağlayan neyse o olacaktır. Aidiyet hissi de kendi manevi ve maddi uzuvlarimiz dışında bir yanılsama olduğu için gerçeği arama süreci her konuda bireysellestirilip vicdani enerji arayışının sonucu olarak bir cevap bulur.
Burada yine yeniden düşünce ve dil arasındaki ilişki ortaya çıkıyor. Yığın paradoksu dilinde yığın kelimesi olan diller için geçerlidir. Hepsine kum diyen bir dilde yığının hiç anlamı olmayacaktır. Tek bir tanesi kalıncaya kadar kum kumdur. Sonuç olarak bir dilde paradoks denen şeyin başka bir dilde paradoks olmama 8htimali olabilir.
Taksici Erdal abi, halde ki Dursun dayı, kıraathane de ki Süleyman amca, tarlada ki Mehmet ağa... Dünya da; filozofu en bol, fikri en çok memleket Türkiyedir. Güdümlü füze yaptığımızı izledikten sonra buraya geldim. Sokrates bir at sineği olduğunu söylemişti, bize ise çuvaldız işlemiyor. Nasıl kalın deriliyiz ya!!!!???🤣🤣🤣
😂👍
Aşil ve kaplumbağa paradoksu konusunda uyku faktörünü göz önünde bulundurursak bence Aşil kaplumbağayı geçebilir çünkü yarışta olduğu için strse giren Aşil günde max 4 saat uyuyacaktır ama durumun farkında olmayan kaplumbağa kış uykusuna yatacaktır…
Bir paradoks da ben ekleyim. Bir berber sadece kendi saçını kesemeyen berberlerin saçını kesiyormus. Baska hic kimsenin saçını kesmiyormus. Peki bu berber kendi saçını kesebilir mi kesemez mi? Yığın olayina gelinced de lineer cebirde perturbe etmek diye bir olay var. Mesela 3x3 bir matrisi ele alalim. Bunun determinantinin belli bir deger araliginda olmasini istiyoruz. Örneğin determinenti 30 ile 100 arasinda olsun. Bu araliktaysa buna yığın diyelim. Bu matrisin elemanlarıni perturbe edelim. Yani ekslitelim yada azaltalim. Hangi işlem 30 ile 100 arasindan cikmasina sebep oluyorsa o islem onu perturbe eder. Artik bi yigin olmaz. Çıkmıyorsa hala bir yığındir.😊
Hem hemde"" soruyu yada önermeyi ilk aklına getirenin, bu önermenin koşullarını kendince anlamlandırma yada zıttını düşünme ve düşündürme ihtiyacıyla doğan paradokslara hem hemde diye bilirsek düşünsel durumların göreceli olmak zorunda olduğudur, matematiksel çözümleme kafasıyla bir doğru arama zahmeti aptal tuzağıdır, ispatı olamıyacağı yada çoklu doğruları olabileceği içinde herhangi bir paradoks çözümleme ihtiyacına giren zat ilk duygu durumundaki kabulünü ölümüne bütün munazaralarda savunarak perçinleyecektir günün sonunda her ne kadar egosal entelektüel bir tatmin çıksada, bir ağaç yaprağının ürettiği oksijen kadar yada bir arının yaptığı iş kadar faydalı olmayacaktır o yüzden ben hem hemde diyerek sahneden sûkûtla ayrılıyorum, yarışmacı arkadaşlara başarılar🎩
Karınca, yuvasının çevresinde biriktirdiği toprak o nun yığını fakat benim değil.
O gemi özünde bazı şeyler barındırıyor ve çok daha farklı şeye dönüşüyor.
Tebrikler
Geminin parcaları her nekadar degişsede. Var oluş amacı birine hizmet etmek olan gemi sadece yenilenmiş olur misyonu degişmez
Comertlikle ilgili açıklamam da şöyle: çok veren maldan verir az veren candan. Saygılarımla.😊😊😊
Müthiş
Zamanı neden geçmişten geleceğe doğru akar gibi algılıyoruz? Ya geçmiş, gelecek ve ‘şimdiki an’ aynı anda gerçekleşmişse, zamanında geçmişte geleceğe doğru linear olarak algılamamızı sağlayan şey nedir?
Masanızda bulunan felsefe mitoloji antik dünya vs kitaplar hangi yayınevinin acaba cevaplarsanız sevinirim
Kronik Kitap
Tşk ederim
Thesus’un gemisi hala Thesus’undur çünkü Thesus bir ideadır ve insanların gemiyi değiştirmelerini sağlamıştır. İnsanlar gemiyi Thesus’a duyduğu saygıdan dolayı tamir etmiştir. İnsanlar kolay kolay bir şey için bir araya gelip güçlerini karşılık beklemeden birleştirmezler Thesus güçlerini ortak bir idea için birleştirmelerini sağlamıştır ve aslında gemiyi kendisinin bile onardığı söylenebilir.
Bence, eski parçalardan oluşan gemidir
Raflarda duran sarı kitaplar hangi yazara yada hangi yayınevine ait gözükmüyor
Kırmızı kedi yayınevi jose saramago
@@tahircanpekmezcan2541 teşekkür ederim
".... Biz insanı en güzel BİÇİM de yarattık......"
Biçim. Şekil güzellik.....hiçbir zaman değişmez. GELİŞİR.../!!!!
Dil in değişmediği gibi.
Değişen okumak. Öğrenmek............(DİŞ in değiştiği gibi). Veya dilimizin hepsini çektirdiği iz de DİLkalır...
Anca biz bunu TERS algılarız.../!!!! Ve ters olduğunu sanırız.
Önce SÖZ vardı.../....
Ve dil dişe temas ederek konuşuruz.../!!!!
Değişimi farketmeden İNCIR ÇEKİRDEĞİNİ DOLDURMAYACAĞI gibi...
Yahut ezberbozan da ezberi bozdurur.../!!!!
DEĞİŞİM (diş)....
Dişimizin de kıymetini bilelim.../....
............
çoğu kişi aynen Dijojen gibi yolu bizzat geçerek ortada bir mesele olmadığını söylemiş. şu hâlde
1. deneysel ortamda veya pratikte olurluk gösterimleri veya deneyimlenebilir olma hali bu meselelerin teorik kısmının da sorunsuz olmasına yetmeyebilir. mesela zaman da ölçülen ve deneyim edilen bir mefhum ama teoride ne/nasıl/neden olduğu ile ilgili teori kısmı o kadar rahat değil.
2. felsefe için "messele" edilen konuların pozitif bilimlerin de meselesi olma gibi bir özelliği illa da olmalı diyemeyiz. bu bağlamda bilimin izah etmesi felfeseyi bağlamaz. nasil ki misal bir dinin şeyleri izahı felfeseyi bağlamıyor ise. benzer şekilde.
Merhaba. Gemi hiç onarilmasaydı yine aynı kalmayacaktı. Atmosfer şartları ve parçalarının atomik değişiminden dolayı. Bunun yanında ortaya farklı bir gemi çıkmış olsaydı da yine Thesus'un gemisi denilecekti. Bu geminin kimliğine dönüşmüş bir kez ve gemiye hak iddiasında bulunan başka biri de yok üstelik. Komiklerimiz de böyledir. Asla sabit ve durağan değildir. Sadece biyolojik olarak değil sosyolojik olarak ta bu böyledir. Farklı sosyal yapılarda farklı davranmamızın sebebi budur ve bu özellik organizmanın hayatta kalması ve uyum sağlaması için çok değerli ve gereklidir. Diğer yorumlarda da belirttiğim gibi 7nsanın en kuvvetli güdüsü hayatta kalma/survival güdüsüdür.
Gemi aynı gemidir çünkü insan vucudu yedi yılda kendini tamamen yenilediğinde yine kendisidir
Su akabilir aynı su değildir ama baraj veya gölet ismi değişsede anlatılan yerin o yer olduğu bilinir
zaman kavramı vardır yoksa değişim olmazdı
Ben daima Ben im. Bugün ki Ben yirmi yıl önceki Ben değilim. Bu hem görüntü hem düşüncelerimde..
GÖRELİLİK,0,9999999...=1 Bu ikisi zaten birçok paradoksun cevabıdır
Gemi paradoksu pek pradoks gibi gelmiyor bana , Kum yığınıda öyle. Ama zeno nunki harbi paradoks. Veya berber paradoksu o da paradoks.. “kum yığını” terminoloji eksikliği var.. mesela kum yığınına “yığın” diyelim içinden bir avuç aldiğimizda “tığın “ diyelim. Bir avuç daha aldığımızda “pığın” 😂 diyelim ve herbir bir avuç aldığımızda farklı isim verirsek sorun kalkar bence. Bir tane kum kaldığındada ona “dane” diyelim.. 😂 böyle bi sorun yok gibi.. alfabedeki 29 harf var 29 üzeri 29 farklı isim verebiliriz.. bukadar ilede sınırlı değil. Harfler biterse yanına rakam koyalım onlarda ..böylece sonsuz farklı isim verilebilir 😂
Zaman kavramını hem felsefi hem de bilimsel olarak incelemek isteyenlere şu incecik kitabı öneriyorum:
👉 *Carlo Rovelli - Ya Zaman Var Olmasaydı?*
en absürt mesele zaman. doğru.
Zenon paradoksu Planck Sabiti ile çözüme kavuşmadı mı?
Yığın paradoksunun günümüzdeki karşılığı dijital Fotoğrafçılıkta kullanılan MP (Mega Piksel) kavramı, ilk çıktığı zamanda 1,6 Mega Pikseldi bu gün 120 Mega Piksellik makinede de halen MEGA bu nasıl bir orantısız kandırmaacadır anlamak mümkün değil!!
Fikir üretebilen herkes Filozof'tur.
Zenon paradoksları bugün lise bilgisiyle bile açıklanıyor. Temel fizik ve limit ile. Şu anda bunları tartışan yok.
diyojen de yoldan karşıya geçmiş. ama konu akıllarda kapanıyor mu? meseleye ampirik deney yapmak teoriyi eksiksiz kurgulayabilmeye muktedir mi? deneyimlenebilme reel olma ölçütü mü veya ispat mı? o kadar mesele içi mesele var ki. not: felfese için var olan bir "mesele"nin matematik veya fizik için de var olması gerek veya yeter şart değildir tabi. o da var. 😀
Bence çözmüyor meseleyi dicotomy paradoksunda zenonun anlatmak istediği zamanın ve hareketin bir yanılsama olduğu ve dahada ilerisi sonsuzluk kavramı ve bu kavram hakkında akıl yürütmemiz olduğudur, bence bu konuyu limitle plank sabitiyle çözmek sadece kendi kendimizi teselli etmektir.
Thessus da eski thessus olmadığına göre yeni thessussa yeni gemi
Sırf sesini duymak bile iyi geliyor.
Bu konulara, birden fazla değindiğim için .bana deli diyorlar ?
Kendime önceleri sordum acaba ne kadar deliyim diye ?
Bence olması gerekenler olması gerektiği yerde olmalıdır.Hayat boşluk kabul etmez.Dolayısıyla oluşan boşluğun nedeni öncekinin sonucudur. Öyleyse boşluğu dolduran şey değil boşluk oluşan şey esas.O zaman İnsan hücre yenilemesi gibi eşyalarda ihtiyacı devam ettirme adına yenileniyor.Ya da çöpe gidiyor. Sistemden geri dönüşüme gitmeyen her şey kendi dir.Yani gemi aynı gemidir.Eger değişme kendi familyasindan yani ağaçtan değilde demir ile dönüştürülmüş ise bu da gelişme yani buna bağlı olarak evrim geçirme adını alır. Geminin ruhu olsaydı ve konusabilseydi.Ben aynı gemiyim derdi.Saçmalamış olabilirim :)
Planck uzunluğuna kadar haklısın Zenon...
5:28 limit
Gemi konusunda sunu dusunuyorum.nasilki bir insanin kolunu bacagini böbreğini degistermek onu degistirmiyorsa o geminin parcalarini da degistirmek gemiyi degistirmiyor. Insani insan yapan kol bacak bobrek degil bilinctir. O geminin de ruhu,bilinci veya enerjisi artik her ne ise orda oldugu surece o gemi yine aynidir
Dikotomi Paradoksu, aslında fiziksel olarak bir paradoks değildir, çünkü doğru değildir! Evet, Zeno'nun zamanındaki fiziğe göre ciddi bir paradokstur fakat günümüz fiziği için geçerli değil. Açıklayayım: Bir yolun sürekli yarısını gidecek olursanız sonuna ulaşmanız çok ama çok uzun sürecektir ama sonuna ulaşabilirsiniz. Planck uzunluğu, Max Planck tarafından keşfedilen bir uzunluk "sabitidir"- daha iyi bir kelime bulamadım. Planck uzunluğu, Planck birimleri arasındaki uzunluk birimidir ve vakumdaki ışık hızıyla Planck zamanının çarpımına eşittir. Hiçbir şeyin faaliyete giremeyeceği uzunluktur. Denklemi şu şekildedir: "lp=√hG/c³". Bu sabitin öngüreleri nedeniyle yolu bitirebilirsiniz. Çünkü eğer ki Planck uzunluğuna kadar ulaşacak olursanız, yolu bitirmiş olacaksınız ve daha fazla faaliyet gösteremeyeceksiniz.
Çok basit. Theseus un gemisi dediğiniz şey karmaşiklastiriliyor. Theseus un gemisi onundur, parçaları değiştikten sonraki gemi de theseusundur. Sadece o parçaları değişen gemi olarak theseusundur. İkinci bir gemi yok ortada. İkisi de theseus a ait olduğuna göre theseusundur bunu çok ayrıntılı ve bir o kadar da basit anlatabilirim dileyen olursa çünkü bunun üzerine bayağı düşündüm bir 10 dk gibi ve sonuç bu. Gemi başkasına ait değildir.
Bence yığın paradoksu pek paradoks değil gibi. Çünkü yığın kelimesi bir ağırlık birimi veya sayı değil. Zaten yığın kelimesi manası itibari ile belirsizlik belirtir. Bana göre gözümüzle sayabileceğimiz veya tahmin edebileceğimiz seviyeye gelene kadar "yığındır." O yüzden 5 milyon yığından bir avuç veya bir kepçe almamız fark etmez. Aralarında görünüm olarak büyük fark oluşsa dahi iki türlü de sayı bizim için belirsiz olduğundan yığın demek doğru bir ifade olur. Çünkü dediğim gibi yığın sayısını ifade etmek için kullanılan bir kelime değil onun için kum tanelerinin sayısını artırmak veya azaltmak bir paradoks yaratmaz. Bu benim fikim
1000 veren maldan , 1 veren candan
👍👏👏👏
Aşil ve kaplumbağa paradoksu'nu iyi anlatamadınız, ya da ben fazla detaycıyım, sizin anlattığınıza göre aşil 100 mt koşarken kaplumbağa zaten 100 metrede yarışa başlamış gibi söylediniz. Bunu paradoksa uyarladığımızda herhangi bir aşamada Akhilleus ve kaplumbağanın bulundukları noktaları değil, aralarındaki sürekli azalan mesafeyi göz önünde bulundurmamız gerekir. Her ikisi de sabit hızla ilerlediklerine göre aralarındaki mesafede belli bir hızla azalmak zorundadır. İşte bu sebeple Akhilleus ve Kaplumbağa Paradoksu artık bir paradoks değil, bir mantık hatası yani safsatadır.
🥰🤗
Bence tesus gemi benim derse onundur yok bu gemi. Benim değil derse onun değildir burada tesus belirleyicidir
Ashil kaplumbağayı geçer.
Ben neredeyim, burası neresi, bunlar kim? Siz kimsiniz? Hoşgeldin 23 Nisan 😅
Bunlar paradoks değil ki; felsefi sorular
Cevap : Kaplumbağa Terbiyecisi Zaman Kristali Fosili ...
1-Theseus Gemisi: hem gemi theseus undur hem yeni bir gemi olmuştur ayrıca yapısı farklı olmuştur.
İnsanı ele alırsak duygu,düşünce, anılar,yaşanılanlar, yaptıklarımız,sağlımız vb. farklılıklar bizi farklılaştırır ve yeni birisine dönüşürüz bu dönüşüm isteyerek ve istemeyerek olur 5 yıl önceki haliyle şu anda olduğu kişi arasında yaşanılanlara bağlı olarak çok büyük ihtimal yeni birisi olmuştur kısaca bizde Ne kadar değişiklik varsa, olduysa o kadar yeni birisi oluruz
3-Sorites paradoksu:hislerimize göre birşeyi az hissediyorsak miktarı, boyutu değeri azsa o yığın değildir
Kaplumbağayla aşilanın arasındaki fark ve bitiş çizgisi uygunsa aşil Kaplumbağayı geçer uygun değilse gwçmez kapumbağyı
Bu muydu şimdi ae
Hiç de ilgimi çekmeyen sorular,nasılda insanları meşgul etmiş,,sanırım o dönemlerde insanların çok fazla boş vakti varmış,,😁😄
Diyojen çok akıllı çünkü bu paradoks dediğiniz şeyler, deli saçması.
Dicotomy paradoksu çözüleli çok oluyor.En küçük uzaklık birimi atomaltı plank sayısıdır bundan daha kısa mesafe yoktur.Buna göre yeteri kadar plank mesafesi kat edildiğinde istenen hedefe varmak artık sadece bir zaman meselesidir.