Latin alfabesinin Türkçe ile uyumluluğu, Latin alfabesinin İngilizce, Fransızca, Almanca, Flemenkçe, Lehçe, Macarca, Sırpça veya Tayca ile uyumluluğundan daha yüksek. İlginç. Sanki Romalılar bu alfabeyi biz konuşalım diye üretmiş.
@@barisba. mal mısın ? diye sorayım önce. Çünki hangi yazı diye ancak bir mal karşılık verebilir. Galat olarak Osmanlıca denilen aslında Arap alfabesiyle yazılan Türkçe. Okuyabiliyor musun ? da kıyas yapıyorsun ?
@@sahmaho813 ben biliyorum eski yazıyı canım. Latin alfabesi kesinlikle çok daha uygun. O alfabeyi ya baştan aşağı reforme etmek, ya da komple bi köşeye atıp latinceye geçmek gerekiyordu. Arap alfabesinde yeteri kadar sesli harf yok. Sen mehmet yazınca karşıdaki mahmut anlayabiliyor. Müslüman olmak ya da Osmanlıyı sevmek arap alfabesi kullanmamız gerektiği anlamına gelmez.
@@sahmaho813 eski yazı derken arap alfabesini kasdediyorsan ben bir tarihçi olarak biliyorum ve Türkçeye en uygun alfabenin kendi öz alfabemiz yani Göktürk alfabesi olduğunu söyleyebilirim. Ancak dersen ki arap alfabesi mi latin alfabesi mi tabiki latin alfabesi Türkçe için daha uygun olan bir alfabe. Bu arada elhamdülillah müslümanım ancak Müslüman olmam o alfabenin bizim dilimiz için daha iyi olduğu anlamına gelmiyor.
Benim hanim yunan vatandasi ve adini nüfüs müdürlügü ile polis anlamadigi icin pasaportunun latince kimminda iki isim yaziyor! 6 ay uyrasmak zorunda kaldik bir pasaport yapdirmak icin.
Belki bu videoda konuya değinmek istemediniz, belki de daha önce bahsettiniz - kaçırmış olabilirim. Ama herhalde modern Türk dilinin gelişmesinde Atatürk'ün Agop Dilaçar'ı Beyrut'tan çağırıp Türk Dil Kurumu'nu kurdurmasına değinmekte yarar olduğunu düşünüyorum. Bilmiyorum, katılır mısınız, katılmaz mısınız görüşüme, ama Dilaçar'ın (soyadını sonradan alsa da) katkısı azımsanamaz. Gerçekten soyadı gibi önemli bir kilidi açtı kendisi. Ben başka bir ülkede yaşıyorum şu anda, ama elimin altında Pars Tuğlacı'nın sözlüğü eksik olmaz. Herhalde modern Türkçe o insanlara çok şey borçlu.
sayın hocam..konusmanızda bahsettiğiniz zoom derslerini yapmanızı çok isterim..daha kısıtlı bir kitleye,bedeli mukabilinde hem bilgiye talip olanlara hemde size daha faydalı olması bakımından..saygılar
9:47 Sanmıyorum ama olduysa da ancak İstanbul'da ve İzmir'de yaşayan bir avuç Kentli Türk bunu yapmıştır. anadolu köylüsünün, (her dönemde olduğu gibi) haberi bile yoktu olan bitenlerden O yüzden çok abartılacak bir mesele değil. Ayrıca çok komik bir iddia bunu da belirteyim. Ayık kafa ile bir daha düşün !
Ermeni ve Rum alfabeleriyle ilgili meseleyle alakalı bir malumatım yok ama okuma yazma bilenler zaten kentli kesim değil mi onların tenezzül etmesi yeter böyle bir şeye.
Batı'da ki Türk fikir adamları arasında da tanzimat ortalarına doğru konuşulan bir olaydı ancak Osmanlı Devleti genelde isteklerine ve normlarına karşı çıkan fikir adamları ve elit kesim ile pek uğraşmamış tarihte bu insanları bir şekilde yurt dışına sürgüne gitmeye zorlamıştır ve genelde bu insanlar orada işlerine devam ederler. Ancak Ermeni ve Rum alfabesi konusunda özellikle Ermeni alfabesi konusunda mevzu daha çok halktı. Anadolu'da Türkler bir iki malvarlığına sahip küçük köy vakıflarının yaptırdığı genelde yalnızca kötü bir okuma yazma öğrenilen taşra mekteplerin de okurken Ermenilerin 18 ve 19. Yy'da gerçekleştirdiği hızlı ve merkezi eğitim reformu sayesinde ortaya çıkan düzenli nispeten kaliteli ve merkezi Ermeni dinî mektepleri göze batıyordu ve döneminde Osmanlı Ermenilerinin çoğunlukla günlük hayat içerisinde 19. Yy'da Türkçe konuştuğunu göz önünde bulundurursak reaya ve müslim tebaa arasında büyük bir iletişimsizlik de yoktu. Bunları mukayese edince Ermeni alfabesi istemeyen bir Osmanlı için halkın bu durumunun ne kadar tehlikeli olduğu anlaşılıyor. Eh gerçi Türkiye'de bu durum İttihat Terakki'nin nüfus politikası ve Kurtuluş savaşının etkisiyle çok daha az ve genelde elit çevrelere indirgenmiş bir durum, Tanzimat dönemi değil de Osmanlı'nın son dönemini baz alırsak sen de haklısın.
Okuma yazma bilen Anadolu kööylüsüydü yani? Sıvamanın latincesi bu işte. Klasik Kamalist kafa.. Garabet bir devrimdir ki pek bir halta yarayan devrimi de yoktu..
Harf Devrimini modernleşme için gören kitle, O günün modernleşme karşıtı kitlenin defansı ile karşılaşmış olmalı. Ama bu defansın 100 -hatta 150 yıl sonra bile sürmesi mantıklı mı?
Bombaya bak :))) Türkler, Türkçe dergi ve gazete okumak için ,Ermenilerin ve Rumların harflerini öğrenmeye başlamışlar,bu yüzden de ,aslında böyle bir niyet yokken, acil olarak harf devrimi yapılmış demek. 😁 😆 😅 😂 🤣
Sen kendinle hiçbir alakası olmayan saçma sapan bir alfabeyi -Arapçayı- alırsan ve dünya değişirken yerinde Sayan Müslüman toplumları değil değişen gelişen toplumları örnek almak zorunda kalırsan bu sonuç kaçınılmazdır. Senin halkını devletin cahil bırakıyor. Ama Rum ve Ermeniler modern dünyaya açılıyor.
Peyami Safa, “Eğitim-Gençlik-Üniversite” isimli eserinde şöyle der: “Bir milleti yok etmek isterseniz askerî istilâya lüzum yoktur. Ona tarihini unutturmak, dilini bozmak, dininden soğutmak ve dolayısıyla mânevî değerlerini, ahlâkını soysuzlaştırmak kâfîdir.” *** Peyami Safa, “Arab Harfleri” başlıklı yazısında Harf Inkılabı hakkında şöyle yazmaktadır: Arab, yani eski Türk harfleri yerine Lâtin harfleri kabûl edileli otuz bir yıl oldu. O zamanın yer yer ifâde edilen en büyük endişeleri şunlardı: Evvelâ Arab harflerinin daha çabuk yazılıp okunduğuna şüphe yoktu. Mahkeme zabıtları gibi sür’at istiyen yazılar Lâtin harflerile yazılamazdı. Mekteplerde not tutmak veya herhangi bir yazıyı da acele yazmak zorlaşacaktı. Daha büyük endişe de şuydu: Millî kütüphanelerimizdeki yüzbinlerle eser ne olacak? Yarınki nesiller kendi edebiyatlarını, tarihlerini, dil ve lûgatlerini, felsefe, din ve hukuk eserlerini okumak imkânından mahrum kalınca, onlara millî kültür nasıl verilecek? Mahkeme zabıtlarının daktilo ile tutulabileceği, mektepde muallimlerin daha ağır ders takrir edecekleri ileri sürüldü. Arab harflerile yazılmış eserlerin yeni harflere çevrilip basılabileceği iddia edildi. Realite bu ümitleri suya düşürdü. Mahkemelerde yazı makineleri, dâvacı ve dâvalıların sözlerini aynen değil, adâlet mefhumuna aykırı olarak ancak hulâsa (özet) hâlinde zabtedebilmektedir. Rahmetli Velid Ebuzziya’nın Tasvir’de çıkan bir başmakalesinin başlığı şu idi: “Yazı Makinesile Adâlet Olmaz!..” Bugünkü mektep ve üniversite notlarının perişanlığı malûm. Lâtin harflerile yazılmış mektupları okumakta çekilen zorluğu Arab harflerinin bir sayfa yazıyı birkaç bakışta kavramak imkânını veren kolaylık ve aydınlığını bilenler daha iyi takdir ederler. Eski Türkçe eserlere gelince, bunların yeni harflere çevrilip bastırılmalarının da hayâl olduğu anlaşıldı. Pek az birkaç eser müstesna, en lüzumlu edebî eserler, divanlar, Tanzimat eserleri, koskoca Hamid’in, Recâizâde’nin, Muallim Nâci’nin, İsmail Safa’nın, eski ve yeni daha birçok şâir, tenkitçi ve romancının eserleri, yüzlerce büyük tarih, (bu arada meselâ Nâima, Cevdet Paşa), Kamusulalâm gibi eşsiz ansiklopediler ve böyle saymakla tükenmiyecek eserler Lâtin harflerine çevrilip basılama-mıştır. YERYÜZÜNDE BİR TEK MEMLEKET GÖSTERİLEMEZ Kİ, ORADA GENÇLER KAZARA MİLLÎ KÜTÜPHANELERİNE GİRERLERSE BİR TEK ESER OKUYAMADAN ÇIKIP GİTSİNLER. Böyle bir katliam hiçbir memlekette ve hiçbir memleketin tarihinde yoktur. Lâtin alfabesinin tatbik şekillerindeki ifrat ve hatalar, aceleler, yanlış istikamet ve hareketler daha ziyade o zamanki Maarif makamlarına âid olmalıdır. Hele Lâtin harfleri tamamile yerleştikten sonra liselerimizde Arab harfleri okutulmasında hiçbir kanunî mahzur yoktu. Bugün de yoktur. Almanya’da Lâtin harflerile birlikte Alman Gotik harfleri de öğretilir ve bunu bir gerilik (irtica hareketi) saymak hiçbir Alman’ın veya başka bir medenî millet mensubunun hatırından geçmez. Bizdeki inkılab yobazlığının eşine cihanda rastlanmaz. Gençlere dünyanın hayran olduğu, Rusya’da heykeli dikilen Fuzûli’yi aslından mı okutmak istiyorsunuz? Mürtecisiniz. Türk tarihinin en büyük faslı olan Osmanlı tarihinin başlıca eserlerini mi okutmak istiyorsunuz? Mürtecisiniz. En ileri anlayışlı büyük Türk şâiri Hâmid’in birçok eserlerini mi okutmak istiyorsunuz? Mürtecisiniz. Türk gencinin kolay not almasını, kolay yazıp okumasını mı istiyorsunuz? Mürtecisiniz. Bu ilimsiz, çarpık, saçma inkılâp ve irtica anlayışına genç nesiller kurban olup gidiyor. Devrimbazlar mugalâta yapmasınlar. Lâtin harflerini atıp Arab harflerini getirmek istemiyoruz. Üniversitelerimizde okutulan Arab harflerini ve Osmanlıca’yı liselerimizde de öğretmelerini istiyoruz. Buna Türk kanunları engel değildir. Akıl kanunları da bunu emrediyor.[1] . ********** . KAYNAK: [1] Peyami Safa, “Arab Harfleri”, Türk Düşüncesi, Ağustos 1959, Sayı 59-8. Iktibas: Islam Yazısına Dair, Sebil Yayınevi, Istanbul 2014, (Ilk Baskı 1993), sayfa 119-121.
@@Nusret15220 Boş beleş bir yazı , bu kişi iddialarında haklı olsa idi Azerbaycan Türklerinin ne dediğini anlamamız hayatın olağan akışına aykırı bir durumdur .
Latin alfabesini kullanan aynı dil ailesinden olanlar bile alfabelerine fonetik için harfler eklemişler. Ayrıca İngilizler Latin alfabesinden farklı bir alfabe mi gördüler ki değişiklik düşünsünler ;) Alfabe teknik bir konu gibi gözükse de önemli olan o alfabedeki geçmişiniz. İngiliz Shakespeare' i orijinalinden okuyabiliyor ama biz bırakın Osmanlıyı Selcukluyu, TC nin kurucusunun yazdığı Nutuk' u bile orijinalinden okuyamıyoruz. Kültür devrimi yapan Mao, komünist devrim yapan Lenin alfabe değişikliği düşünmemiş, Yahudiler İbraniceye döndüler ,bizim yarı aydın kafa çözümü taklitte bulmuş hep. H. Gerede Japonya'da elçilik yaparken Şintoizmi öğrenmiş ; Türkiye de Şintoist olsun, imparator bu inançta Tanrının oğlu - tanrı, Atatürk de bizim tanırımız olur, demiş. Aydın - bürokrat profili bu ;)) Bunlardan 1000 yıl önce de Kültigin Budizme geçelim der Tonyukuk Çinde doğup büyüdüğü için bize uygun değil diyerek engeller. Genetik bir durum mu sözkonusu acaba ;))) Bugün artık eskiye dönüş olmaz. Yapılması gereken - geçmişinizi 1. elden okuyabilmek için - eski alfabede okuma yazma öğretilmelidir. Hatta runik alfabe de buna eklenebilir.
Arap harflerini restore ederek Türkçe kelimeleri hatasız yazabilirsiniz. ö,o,u,ü gibi sesler için transkripsiyonel eklemeler zaten yapılmıştı. hatta uygurca yazı dilinde bu sesler mevcut. buradaki mesele batılılaşma ile ilgili. Arap harfleri ile Avrupa dillerini yazmak ! işte bu büyük bir muamma! lakin Latin harflerini kullanmayan ülkeler ayrı yazı olarak öğreniyorlar!
29+ tenses in turkish language Anatolian Turkish verb conjugations A= To (towards /~for) (for words with a thick vowel in the last syllable) E= To (towards /~for) (for words with a thin vowel in the last syllable) Okul=School U=(ou)=it’s (that)>(I /U /i /ü=~it’s about) Git=Go Mak/Mek (ımak/emek)= process /exertion Git-mek=(verb)= to Go (the process of going= getmek =to get there) 1 .present continuous tense (right now or soon, now or later, currently or nowadays) Used to describe the current actions or planned events (for the specified times) YOR-mak =to tire ( to try , to be busy) >Yor=~go over it (yorgunum=I’m tired) A/E Yormak=(to arrive at any opinion over what it is) I/U Yormak=(to arrive wholly over it) used as the suffix=” ı/u - i/ü + Yor" positive Okula gidiyorsun ( you are going to school)= Okul-a Git-i-Yor-u-Sen >School-to Go-to-Try that-You < (please read backwards) Evden geliyorum ( I'm coming from home) = Ev-de-en Gel-i-yor-u-Men >(from Home I’ try to Come) =Come-to-try that-Me Home-at-then< negative A)..Mã= Not B)Değil= it's not (the equivalent of) examples A: Okula gitmiyorsun ( you’re not going to school)= Okul-a Git-Mã-i-yor-u-Sen >You don't try to Go to school B: Okula gidiyor değilsin ( you aren’t going to school)=Okul-a Git-i-yor değil-sen >You aren't try..to Go to School Question sentence: Mã-u =Not-it =(is) Not it? Used as the suffixes =" Mı / Mu / Mi / Mü “ Okula mı gidiyorsun? ( Are you going to school )= Okul-a Mã-u Git-i-yor-u-sen? (To-school/ Not-it / You-try-to-go)(Are you going towards the school or somewhere else?) Okula gidiyor musun? ( Do you go to school )= Okul-a Git-i-yor Mã-u-sen ? (To school /Try-to-go /Not-it-you)(~You try to go to school (now) or not ?) (~Do you go to school ? (at some specific times) Okula sen mi gidiyorsun ? (Are (only) you that going to school?) 2 .simple extensive tense ( it's used to explain our own thoughts about the topic) (always, since long.., for a long time, sometimes, right now, soon or later /gets a chance/ it's possible/ inshallah ) positive VAR-mak = to arrive -at (to attain) (var= ~have got) used as the suffixes >"Ar-ır-ur" (for bold vowel) ER-mek= to get -at (to reach) (er= ~become got) used as the suffixes >"Er-ir-ür" (for thin vowel) examples Okula gidersin ( You get to go to school)= Okul-a Git-e-er-sen > You become got (a chance) to go to school Kuşlar gökyüzünde uçar (lar) (~ Birds fly in the sky )=Kuş-lar gökyüzü-n’de uç-a-var(u-lar)= The birds have (a chance/likely) to fly in the sky/ ~ Birds arrive flying in the sky Bunu görebilirler = (They can see this) = Bu-n’u Gör-e-Bil-e-er-ler =(They-get-to-Know-to-See this-what’s)>They become got the knowledge to see what this is Question sentence: in interrogative sentences it means : what do you think about this topic?/ is not it so? Okula gider misin? (Do you get to go to school ?)= Okul-a Git-e-er Mã-u-Sen >~You get to Go to School -is Not it?=~What about you getting to go to school Okula mı gidersin? =Do you get to go to school or somewhere else ? negative Bas-mak =to tread on/ to dwell on/ to stand on (bas git=~leave and go > pas geç=pass by> vaz geç=give up Ez-mek = to crush/ to run over (ez geç= think nothing about > es geç=skip/ quit thinking about) Mã= Not the suffix ="MAZ" Ma-bas=(No-pass)=Na pas=(not to dwell on)>(to give up) (for bold vowel) the suffix ="MEZ" Mã-ez= (No-crush) =does not>(to skip) (for thin vowel) examples Okula gitmezsin (you don't/ won't go to school)= Okul-a Git-mã-ez-sen > you skip of going to school Babam bunu yapmaz (my dad doesn't do this)= Baba-m bu-n’u yap-ma-bas > my dad doesn't dwell into doing this Niçün bunlara da bakmazsınız =Why don't you look at these too =Ne-u-çün bu-n’lar-a da bak-ma-bas-sen-iz (2. plural)> what-that-factor you give up looking at these too 3.simple future tense (soon or later) Used to describe events that we are aiming for or think are in the future Çak-mak =~to fasten , ~to tack down, ~to keep constant (for thick vowel) Çek-mek=~to pull, ~to take along,, ~to feel inside, ~to attract , ~to want / to will (for thin vowel) can be pronounced as a/ı/u+ jeok or e/i/ü+ jaek in spoken language positive.. Okula gideceksin ( you'll go to school)= Okul-a Git-e-çek-sen (~You fetch/take (in mind)-to-Go to school) Ali kapıyı açacak ( Ali is gonna open the door)= Ali Kapı-y-ı Aç-a-çak (~Ali (keeps on mind) to open the door) negative A. Okula gitmeyeceksin (you won't go to school)= Okul-a Git-mã-e-çek-sen (~you don't keep/take (on mind) to go to school) B. Okula gidecek değilsin (you aren't gonna go to school)= Okul-a Git-e-çek değil-sen >~you're not (wanting/wanted) to go to school 4 . simple past tense (currently or before) Used to explain the completed events we're sure about Di = now on (anymore) Di-mek(demek) = ~ to deem , ~ to mean, ~ to think this way Used as the suffixes= (Dı /Di /Du/ Dü - Tı /Ti /Tu /Tü) positive Okula gittin = You went to school = Okul-a Git-di-N Dün İstanbul'da kaldım= I stayed in Istanbul yesterday Okula mı gittin ? (Did you go to school)= Okul-a Mã-u Git-di-n> You went to school or somewhere else? Okula gittin mi ? (~Have you gone to school)= Okul-a Git-di-n Mã-u> You went to school or not? negative Okula gitmedin =You didn't go to school / Okul-a Git-mã-di-N Bugün pazara gitmediler mi? =Didn't they go to the (open public) market today? Dün çarşıya mı gittiniz? =Where did you go yesterday, to the (covered public) market? Bu akşam bakkala (markete) gittik mi?= Did we go to the grocery store in this evening? 5 .narrative/reported past tense- (just now or before) Used to describe the completed events that we're unsure of MUŞ-mak = ~ to inform (muşu=inform /notice> muşuş/mesaj=message /muştu=müjde=evangel) that means -I've been informed/ I heard and learnt that/ I saw and realized that/ I've noticed that/ or it seems such (to me) used as the suffixes= (Mış/ Muş - Miş/ Müş) positive Okula gitmişsin= I heard that you went to school> Okul-a Git-miş-u-sen Yanlış birşey yapmışım=~I noticed I made something wrong >Yaŋlış Yap-muş-u-men Yanılgıya düşmüşüm=(got it) I'm fallen in a mistake (23.Okula gitmiş oldun /durumdasın=You've gone to school) negative A. Okula gitmemişsin (I’ve learned> you didn't go to school)= Okul-a Git-mã-miş-sen (I heard you' haven’t gone to school) B. Okula gitmiş değilsin =(You haven't been to school) Okul-a Git--miş değil-sen In a question sentence it means: Do you have any inform about- have you heard- are you aware -does it look like this? İbrahim bugün okula gitmiş mi? =Have you heard / did Abraham go to school today? 6.Okula varmak üzeresin =You're about to arrive at school 7.Okula gitmektesin (You're in (process of) going to school)= ~you’ve been going to school 8.Okula gitmekteydin =~You had been going to school /Okula gidiyor olmaktaydın 9.Okula gitmekteymişsin =I learned/heard >you've been going to school 10.Okula gidiyordun (Okula git-i-yor er-di-n) = You were going to school 11.Okula gidiyormuşsun (Okula git-i-yor er-miş-sen)= I heard that you are going to school > I learned you were going to school 12.Okula gidiyor olacaksın (Okula git-i-yor ol-a-çak-sen)= You will be going to school 13.Okula gitmekte olacaksın (Okula git-mek-de ol-a-çak-sen)= You will have been going to school 14.Okula gitmiş olacaksın (Okula git-miş ol-a-çak-sen)= You will have gone to school 15.Okula gidecektin (Okula git-e-çek er-di-n)(You would gonna go to school) (~You would go to school )(Said you or I had thought you'll be going to school) 16.Okula gidecekmişsin (Okula git-e-çek ermişsen)=I learned you'll go to school>I heard that you'd like to go to school 17.Okula giderdin ( Okula git-e-er erdin)=You used to go to school bf >~You would go to school 18.Okula gidermişsin ( Okula git-e-er ermişsen)=I heard that you used to go to school> I realized that you'd get to go to school 19.Okula gittiydin ( Okula git-di erdin)= I had seen you went to school >I remember you had gone to school 20.Okula gittiymişsin = I heard you went to school -but if what I heard is true 21.Okula gitmişmişsin = I heard you've been to school -but what I heard didn't sound very convincing 22.Okula gitmiştin (Okula git-miş er-di-n)= you had gone to school 23.Okula gitmiş oldun (Okula git-miş ol-du-n)= you have been to school Dur-mak=to keep to be present/there = ~to remain Durur=remains to exist / it looks/ that seems used as the suffixes=(Dır- dir- dur- dür / Tır- tir-tur-tür) It's used in official language just for 3rd singular person and 3rd plural its meaning in formal speeches=have been.. /it goes on like this Bu Bir Elma = This is an apple Bu bir elmadır= (bu bir elma-durur)= This is an apple (and keeps to be such) Bu Bir Kitap = This is a book Bu bir kitaptır= (bu bir kitap-durur)= This has been a book (and goes like this) informal meaning in everyday speech=(seems that /likely /the remaining on my mind) Bu bir elmadır= (bu bir elma-durur)=as it seems/ I think.. this is an apple Bu bir kitaptır= (bu bir kitap-durur)= this is a book >likely / it seems so Bu bir elma gibi duruyor=(looks like an apple this is )>This looks like an apple Bu bir kitap gibi duruyor=This looks like a book 24.Okula gidiyordursun =(guess>likely-You were going to school 25.Okula gidiyorsundur =(I think> you are going to school 26.Okula gidecektirsin =(guess>likely- You would (gonna) go to school 27.Okula gideceksindir=(I think> You'll go to school 28.Okula gitmiştirsin =(guess >likely- You had gone to school 29.Okula gitmişsindir =(I think> You've been to school
The names of some organs it's used as the suffix for nouns, “Ak”= ~each one of both (Yan= side) (Gül= rose) (Şek=facet) (Dal=subsection, branch) (Taş=stone) Yan-ak= each of both sides of the face >Yanak=the cheek Kül-ak = each of both roses >Kulak= the ear Şek-ak = each of both sides of the forehead >Şakak= temple Dal-ak=dalak=the spleen Böbür-ak=böbrek=the kidney Basağ-ak>(Paça-ak)>bacak= the leg Batuğ-ak>(Pathy-ak)=(phatyak>hadyak>adyak)=Ayak= the foot > each of the feet (pati = paw) Taş-ak=testicle Her iki-ciğer.=Akciğer=the lung Tül-karn-ak =that obscures/ shadowing each of both dark/ covert periods= Karanlık (batıni) çağların her birini örten tül Zhu'l-karn-eyn=the (shader) owner of each of both times Dhu'al-chorn-ein=double-horned-one=(the horned hunter)Herne the hunter> Cernunnos> Karneios it's used as the suffix for verbs, “Ak /ek“=a-qa ~which thing to / what’s to… Er-mek = to get / to reach Bar-mak (Varmak)= to arrive / to achieve Er-en-mek > erinmek / Bar-an-mak > barınmak Erin-ek / barın-ak = what’s there to arrive at oneself Ernek / Barnak > Parmak = Finger Tut-mak = to hold / to keep Tut-ak=Dudak=(what’s to hold)> the lip Tara-mak = to comb/ to rake Tara-ak > Tarak =(what’s there to comb)> the comb Tara-en-mak > taranmak = to comb oneself Taran-ak > Tırnak =(what’s there to comb oneself)> fingernail
The language of the alien Alnoahnaki people who came to Earth Su=water /水 (Suv)=fluent-flowing Suvu> Sıvı=fluid, liquid Suv.up =liquefied Suv-mak= to make it flow onwards or upwards (>suvamak) Suy-mak= to make it flow over Süv-mek= to make it flow inwards Sür-mek= to make it flow ON something Sur-up(şurup)=syrup /(su-arpa)Suruppah(chorba)=soup /Suruppat(şerbet)=sorbet /Surab(şarap)=wine Süp-mek= to make it flow outwards / (Süp-der-mek>süptürmek)>süpürmek=to sweep Say-mak= to make it flow drop by drop (one by one from the mind) = ~ to count ~ to deem (sayı=number) (bilgisayar=computer) Söy-mek= to make it flow out of the mind / Söy-le-mek= to make the sentences flowing through the mind = to say, ~to tell Sev-mek= to make it flow(pour) from the mind to the heart = to love Söv-mek=to say whatever's on own mind (~call names) Süy-mek= to make it flow through (Süyüt> süt= milk) Soy-mak= to make it flow over it/him/her ( to peel, ~to strip, ~to rob ) (Soy-en-mak)>soyunmak=to undress (Suy-ğur-mak)>sıyırmak= ~skinning , ~skimming Siy-mek= to make it flow downwards / to pee Siyitik>sidik= urine Sav-mak= ~to make it pour outward /put forward / set forth in (sav=~assertion) (Sav-en-mak)>savunmak=to defend (Sav-ğur-mak)>savurmak=to strew it out (into the void) (Sav-eş-mak)1.savaşmak=to pour blood / to shed each other's blood (savaş= war) 2.savuşmak=to get scattered outright/ altogether>3.sıvışmak=~run away in fear Sağ-mak= ~to make it pour down (Sağanak=downpour) >Sahan=the container to pour water Sağ-en-mak>sağınmak= ~to spill it from thought into emotions> ~longing Say-en-mak>sanmak= ~to pour it from thought to idea (to arrive at a guess) Sak-en-mak>sakınmak =~to ponder hard/ worry out/ beware Soğ-mak=to penetrate >> Soğurmak=~ make it penetrate inward /~to suck Sok-mak= ~to put/take it (by forcing) inward Sök-mek= ~take/put it (by forcing) from the inside out (~unstitch/rip out) Sık-mak = ~to press (by forcing) inward/to squeeze (Sıkı= stringent) Sığ-mak= ~fit inside (Sığ-en-mak>sığınmak= ~to take shelter) Süz-mek=~to make it lightly flow from top to bottom (~to filter, strain out) Sez-mek=~to make it lightly flow into the mind (~to perceive, to intuit) Sız-mak=~to get flowed slightly/slowly (~to infiltrate) Suŋ-mak=to extend it forwards (to put before, to present) Süŋ-mek=to get expanded outwards (sünger=sponge) (süngü=bayonet) Sıŋ-mak=to reach by stretching upward / forward Siŋ-mek=to shrink (oneself) by getting down or back (to lurk, to hide out) Söŋ-mek=to get decreased by getting out or in oneself (to fade out) mak/mek>(ımak/emek)=process/ exertion al =~get via/ obtain et =~ make der = ~provide, set kur=~ set up en=own diameter eş=partner la/le = ~make it via/do it this way Tan= the dawn /旦 Tanımak= to recognize (~to get the differences of) Tanılamak=tanı-la-mak= diagnose /to identify Tanınmak = tanı-en-mak= to be known/recognized Tanıtmak = tanı-et-mak=to make known /to introduce Tanışmak=tanı-eş-mak= to get to know each other =(to meet for the first time) Danışmak= to get information through each other Tıŋı= the tune (timbre) /调 /ட்யூன் Tıŋ-mak=to react verbally Tıŋı-la-mak= to get the sound out >(Tınlamak=~reacting /respond /~to take heed of) Tiŋ-mek=to get at the silence >Dinmek= to get quiescent Tiŋi-le-mek=to get the sound in >Dinlemek= to listen / 听 Çığ (chuw) = snowslide / 雪崩 Çığ-ğur-mak =çığırmak= ~to scream / ~to sing shouting Çığırı > Jigir > Shuır> Şiir = Poetry / 诗歌 Cır-la-mak > Jırlamak > to squeal / shouting with a shrill noise Çığırgı > Jırgı> Shuırgı> Şarkı = Song / 曲子 Çağırmak= calling - inviting / 称呼 / 邀请 Çağrı = Calling / 称呼 Uç > ~up-side (endpoint) (o-bir-uç=burç=extreme point= bourge) / tepe=~top-point (Uç-mak)= to fly (~go up) (Uç-a-var)> Uçar=it flies / it has (a chance) to fly (Uç-ma-bas)> uçmaz= doesn't fly (~doesn't bother to fly/ gives up flying ) (Uç-der-ma-bas) >uçturmaz> uçurmaz= doesn't fly it (doesn't make it fly) (Uç-eş-ma-bas)>uçuşmaz= doesn't (all)together fly (Uç-al-ma-bas)>uçulmaz= no one has gotten to fly /~no one's allowed to fly İç > ~in-side (inner) (İç-mek) = to drink (include inside) / İç-der-mek> içermek= to contain (Bu Adam Çay İç-E-er)>> Bu adam çay içer=(This man gets To drink tea)>This man drinks tea (then) (Aç-mak)= to open (to see/show inside) (Aş-mak)=~to exceed /go beyond Dış> ~out-side (Dış-a-aş-mak)>Taşmak =~overflow Taş =the stone (portable rock) Taşı-mak =~to take (by moving) it / to carry Taşı-et-mak =Taşıtmak> to have it transported Taşı-en-mak =Taşınmak> to move oneself to a different place Der-mek= (~to provide) to set the layout by bringing together (der-le-mek= to compile) Dar-mak= to bring into a different order by disrupting the old (tarkan=conqueror) (thara-mak> taramak= to comb) Dur-mak= to keep being present/there (~to remain/~to survive) thurur =permanent (bokha-thor>boğatur>bahadır(hero)>ghadhur>hazır=existent>ready Dur-der-mak> durdurmak= ~to stop Dür-mek= to roll it up (to make it become a roll) Dör-mek= to rotate on its axis >thörmek (old meaning)-to mix/ to blend (current meaning) (döngü)törüş/törüv=tour (törüv-giş=tourist) (Thörü-mek)>türemek= to get created a new layout/form by coming together in the same medium (tür= kind / type) (Thörük = the derived layout/form by coming together) >Türk Töre=the order established over time= custom/tradition > (torah=sacred order) (tarih=history) Thörü-et-mek>türetmek= to create a new layout combining them= to derive Thörü-en-mek>dörünmek= to rotate oneself /(2. to turn by oneself) Thörünmek>Törn-mek>döŋmek= to turn oneself (dün=yesterday , dünya=world) (Döŋ-der-mek)>döndürmek= to turn something (Döŋ-eş-mek)>dönüşmek= to turn (altogether) to something (Döŋ-eş-der-mek)>dönüştürmek= to convert/ to transform Eğ-mek=to turn something the other way or to a curved shape> eğmek= to tilt/ to bend Eğ-al-mek>Eğilmek=to get being inclined/ to be bent over Eğ-et-mek>Eğitmek=to educate Eğir-mek= to turn around itself by bending it or make it turn to another way in a specified time =~ to spin (eğri =curve /awry) Evir-mek=to make it turn upside or turn up in other way over a specified time =~to invert /make it turn to something different in a specified time Eğir-al-mek>Eğrilmek= to become a skew / to become twisted Evir-al-mek>Evrilmek= to get a conversion/transformation over time (evrim=evolution evren=universe) (devrim=revolution) Uğra-mak= to get (at) a place or a situation for a specified time> uğramak= drop by/ stop by Uğra-eş-mak=to stop by (altogether) into each other for a specified time> uğraşmak=to strive/ to deal with Uğra-et-mak> uğratmak = to put in a situation for a specific time Öğre-mek=to get (at) a status or a level / to get an accumulation within a certain time Öğre-en-mek=to get (at) a knowledge or a knowledge level at a certain time> öğrenmek= to learn Öğre-et-mek=to have somebody get (at) a knowledge / level (at a certain time)= to teach Türkçe öğretiyorum =I am teaching turkish İngilizce öğreniyorsun = You are learning english Öğreniyorsun = You are learning > Öğren-i-yor-u-sen (You try to learn) Öğreniyorum = I am learning Öğreniyordum = I was learning Öğreniyormuşum=I heard/realized that I was learning Öğrenmekteyim=I have been learning / I am in (the process of) learning Öğrenmekteydim=I had been learning / I was in (the process of) learning Öğrenmekteymişim=I heard/noticed that I had been learning Öğrenirim =~ I learn (then) > Öğren-e-er-im (I get to learn) Öğrenirdim= ~I used to learn / I would learn (~I‘d get (a chance) to learn ) Öğrenirmişim=I heard/noticed I would be learning ( I realized I’ve got (a chance) to learn) Öğreneceğim= I will learn Öğrenecektim= I would gonna learn (I would learn) Öğrenecekmişim=I heard/realized that I would have to learn Öğrendim = I learned Öğrenmiştim= I had learned Öğrenmiş oldum (öğrenmiş durumdayım)= I have learned Öğrendiydim= I remember having learned /I remember such that I've learned Öğrenmişim =I noticed that I've learned Öğrendiymişim=I heard that I’ve learned -but if what I heard is true Öğrenmişmişim=I heard that I've learned -but what I heard didn't sound very convincing Öğreniyorumdur =I guess/likely I am learning Öğreniyordurum =I think/likely I was trying to learn Öğreniyormuşumdur=As if I was probably learning Öğreneceğimdir= I think that I will probably learn Öğrenecektirim=I guess/likely I would gonna learn Öğrenecekmişimdir=As if I probably would have to learn Öğrenecekmiştirim=Looks like I probably would have learned Öğrenmişimdir = I think that I have probably learned Öğrenmiştirim= I guess/likely I had learned 𐱅𐰇𐰼𐰰
The language of the 𐱅𐰇𐰼𐰰 people living on the planet W.. (Ou)=U= it's/ that (Më’u >Mu)=Bu= this (Thë’u >Tsu)=Şu= that (şu=~xiou) ..(ts=~th)=θ (Hë’u >Hau)=O= it (he /she) (Al /ël)=(bearer/carrier) (Iz- uz) = S (plural suffix for doubling) Der/Dar=(der)= diger= other ...(dar)=(nearest to the other) ël-diger>Ol diğer= Alter > other Ol diğer>elder/ uldar/ ular (Ler/Lar= plural suffixes) Ön>eun>une>fore>first-one Bir>ber>per>pri>pre>fore>fir.st Baş>beş>pesh>Head>fifth-finger>front>first (önce=~firstly)-(önünde/öncesi=~before)-(öncü=pioneer) Ka=(Qua)= which Ka-u> Ki =(Qui)=which that (Eun-de-ka-u) >Öndeki >(anterior)=which that’s before../ which that’s at first one (Ka-eun-de-u) >Kendi >(own)= which that at fore/ which that’s at first one (ɜ:z=euz=Öz= self) (kendisi=own self /kendi özü=oneself) our language (eun-weu)(this one)= Mu-eun= (Men)= Ben = I / Me (eun-thu)(that one)= Tsu-eun= (xien/thien)= Sen= You (eun-heu)(the one) = hëu-eun =an /on > O = it (he /she) (eun-weu-is)(these ones)= Mu-eun-iz>(miŋiz)=Biz = We (eun-thu-is)(those ones)=Tsu-eun-iz>(siŋiz)= Siz =You (Plural) Hëu-ël> Ol =O= it (he /she) El=someone else (bearer / hand) (El-der)= Eller= other people (different persons) Hau-ël-dar= (Ouldar) =Ullar (The bearer and other-s nearest to it/him) Hau-eun-dar= (Andar)=Onlar= They Mu-ël-dar=(Mouldar>Boullar) =(This bearer and other-s nearest to this) Mu-eun-dar= (Moundar>Bounnar)=Bunlar= These Tsu-ël-dar=(Xiouldar>Shoullar) =(That bearer and other-s nearest to that) Tsu-eun-dar=(Xioundar>Shounnar)=Şunlar= Those Dayı=(maternal) uncle Dayım=my uncle Dayımlar=my uncle and other ones closest to him=(~my uncle and his family) or (~my uncle and his close friends) Dayılarım=my uncles ikiz=(two similar ones) =twin ikiler =two and other dual ones üçüz=(three similar ones)=triplet üçler = three and other triple ones her = every her bir= each her-bir-u = her biri = each one bir-u-her =birer = single each iki-tsu-her =ikişer =two each (each one’s a dual) üç-u-her = üçer =three each ( each one’s a triple) yedi-tsu-her = yedişer = each one's a septet (Mu-ëun-iŋ)=Meniŋ=Benim=My (Tsu-ëun-iŋ)=Seniŋ=Senin=Your (Ou-ël-ëun-iŋ)=Olniŋ=Onun=His/her/its (Mu-ëun-iz-iŋ)=Mŋiziŋ=Bizim=Our (Tsu-ëun-iz-iŋ)=Sŋiziŋ=Sizin=Your (Plural) (Ou-ël-ëun-dar-iŋ)=Olndarıŋ=Onların=Their Ka-u=Ki=(Qui)=which that (Meniŋ-ka-u):=which that my...= benimki=mine (Seniŋ-ka-u):=which that your = seninki=yours (Olniŋ-ka-u):=which that his/her/its= onunki= his/hers/its Çün=(chiun)=factor Ka=(Qua)= (which) U=(ou)= it's (that) (Ka-u)= Ki=(Qui)=which that (Çün-ka-u)=(factor-which-that) =Çünki =(c'est-pour-quoi)=(that's why)=(therefore)= Because U-Çün = the Factor İçün=it's for= için=for Mak/Mek...(emek)= process/ exertion Gel-mek= to come (the process of coming) Gel-mek için = for coming =(the factor to the process of coming) Görmek için= for seeing Gitmek için= for going for deriving new adjectives from verbs A/e=to Çün=factor ( Jin= intermediary factor /agent of) suffixes..(Icı-ici-ucu-ücü) (the pronunciation is like ~uji) ...A/e +U+Çü =It's intermediary factor To .. (geç-e-u-çün) =it has the factor to pass =Geçici = transient /temporary (uç-a-u-çün) =it has the factor to fly = Uçucu = volatile (kal-a-u-çün) =it has the factor to remain = Kalıcı = permanent (yan-a-u-çün) =it has the factor to burn out = Yanıcı = flammable (yanıcı madde=flammable material) (bağla-y-a-u-çün) =it has the factor to biind/connect = Bağlayıcı = binding/connective for deriving new adjectives from nouns and adjectives Çün=factor ( Jin= intermediary factor /agent of) suffixes.. (Cı-ci-cu-cü) or (Çı-çi-çu-çü) =busyness (about mision and profession) (jaban-jin) Yabancı = (outsider)=foreign-er (ish-jin)> İşçi= work-er kapıcı=doorman demirci=ironsmith gemici=sailor deŋizci=seaman for deriving adjectives from the numbers U-Ne-Çün =that-what-factor suffixes..(Ncı-ncu-nci-ncü) (Bir-u-ne-çün)=Birinci= ~first (initial) (İki-u-ne-çün)= İkinci= second (Üç-u-ne-çün)= Üçüncü=third (Miŋ-u-ne-çün)=Bininci=thousandth Annemiŋ pişirdiği tavuk çorbası =(Anne-m-iŋ Biş-dir-di-qa-u Tavğuk Chorba-tsu)= the chicken soup which (belongs to that) my mom cook-ed... Arkadaşımdan bana gelğen mektubu okudum= (Arkadaş-ım-daen meŋ-a (gel-qa-eun) mektup-u oku-du-m)= I've read the-letter (which-one-comes) from my friend to me Sen eve giderken = (Sen Ev-e Git-e-er u-ka-en) = (which-the-time You get-to-Go to-Home)= While you go home Seni gördüğüm yer = (Sen-u Gör-dü-qa-u-m yer) = (which-the-place I Saw (that) You) = Where I saw you İşe başlayacağı gün= iş-e başla-y'a-çak(qa)-u gün (Ki o gün işe başlayacak)=(which) the day s/he's gonna start to work
The question words in turkish .. (Me-u> Mu)=Bu= this (The-u> Tsu)=Şu= that Ka=(Qua)= (which) U=(ou)= it (that) (Ka-u)= Ki=(Qui)=which that Ne = what (Ça -çe / Ca -ce)= As An (en) = time (moment) Dem= time (demurrage) Vakit= (time) while Saat=hour (the time pointer - o'clock) (Tsu-dem-ân)=(the-time-moment)=- Zaman =the time (Dem-u-en)= Demin= Just now Di= now on (Tsu-dem-di)>(Şu-dem-di)> Şimdi=(at this time)= now Tsu-ân=Şu an= this moment (now) Tsu-ân-da =Şu anda= right now (currently / at present) Hal= situation (status) Hal-en =Hâlen= currently Hâlã= still Henüz=yet Hazır=ready (Hal-i hazır-da)=hâli hazırda= at present Hem-di =Emdi=İmdi=Now Hem-ân =Hemen=(all the same-as moment)(exactly the same time)=in no time (Hem-mã)=(not exactly the same) / not really ...(amma) Ama= but (An-ça)= Anca =as-moment= (just) for the present =it’s just (for now)=(barely) (An-ça-ka-u)= Ancak =(it's only for that moment) / insomuch =all but=( but is it just ?) Denk=(deng)=equal Denge=balance (equilibrium) ....(deŋer)=değer=value Dar= nearest to the other- (narrow) Dara=specific weight (Ka-dara)= which specific weight.. (Ka-değer)= which value.. (Ka-dar)= which proximate Kader=~potential (specified extent) Kadar=extent / which that-what measure of value (Ka-u)=Ki=(Qui)=which that=(such that)= so that (Ka-u-mu)=(Ki-mu)=Kim=(which that so this)= Who? (Ki-mu= which that such this)=kimi=gibi=like) Ki-mu-tsu-ne=(kimesne)= kimse=any one (whosoever) Çün= factor (U-çün)= İçün=için= (that factor)= For.. (that's for) (Ne-u-çün)=Niçün=niçin=(what-that-factor)= Why.. (what-for) (Çün-ka-u) =Çünki =(c'est-pour-quoi/parce que)=(that's why))=(therefore)= Because Ne-’e = Neye=(what to) what-where toward = ~for what Ne-u-’e=Niye =(what that to )= Why Ne-çe =Neçe/nece=(like what) (as what) How (how much/ how long) (Ne-u-çe) =Niçe/nice=what as that= how long as/ how much as... (how too much) (Ka-ne-çe)=Kança =(which-what-as) (Ka-çe)=(which-as)= kaç..=how many /how much /which number O Bunu Yaptığınca=Bu'nu yap-tı-ka-u-ne-çe= (how much/long (through a specific time) s/he did this)=as much as s/he does this O Bunu Yaptıkca=Bu'nu yap-tı-ka-çe= how much/many (in each once) s/he did this=as s/he does this (whenever) (Ka-ne-çe)=Kança ............(Ka-çe)=Kaç........ =How many (as a numerical quantity)/ which number (does it have) (Ne-ka-dar)= Ne kadar =(what extent)= what-which-nearest= How much (as the attribute) Ne-’e ka-dar= Neye kadar =what-which closest to >extent to what Ne-yir-e ka-dar=Nereye kadar =where-which nearest to >extent to which =where up to Ne zaman=When ......Ka-çe-an= Haçan= when.... Ne vakit= when Ne zamana kadar=(when which nearest to)= when up to Ne-yir-e-te-ka-u = Nereye dek=(where to there which)= where till Ne-yir-e te-ka-u-en= Nereye değin=(where to there which then)= where until Ne-zaman-a te-ka-u-en= Ne zamana değin=(when to there which then)= when until (Ka-en)= Ken=which time/moment=~(When) (U-ka-en)= İken = (that-which-time)=when it's (that when...) (Ka-ne-u) =Hani =which what that Ka-u-tsu= Kaysı.... Ka-ne-tsu=Hansı..... (Ka-ne-ki) = Hangi =which one Ka-ne-ki-tsu=Hangisi=which one of Ka-yir= which place.... Ne-yir= what place Ka-yir-de= Kayda=harda= where.......Ne-yir-de= Nerde=nerede= where Ka-ile-u=Kalay....Ne-u-ile=Neyle....Ka-ne-deng =kanday........Ne-asıl=Nasıl= How Ne-de-en=Neden=thereat what (then for what reason)= why Ne-yir-de-en=Nereden (nerden)=thereat where =(where from)=where, how and when Dã-en=(Dan-Den) =from (at.. then) (than) (thereat) (while there/ during there's it)
Sevan Bey, harf ve dil devrimini tamamen doğru bulan bir öğretmen olarak söylüyorum: Latin harfleri ile okuma yazmayı dört yaşında öğrendim. Ama Osmanlıca yazmayı üniversite 1. sınıfta (17 yaşında) üç günde öğrendim. Okumayı da buna paralel olarak çok kısa sürede öğrendim.(El yazısını okumakta ise aradan geçen 29 yıla rağmen zorlanıyorum.) Harf inkılabını savunanların argümanları tamamen hatalı. Biri dahi Osmanlıca okumayı yazmayı bilmiyor. Bu inkılap, çok isabetli ve doğru olmakla birlikte çağdaşlaşma gereği dışındaki bütün iddialar geçersiz bence. Not: Yer isimleri konusunda size katılıyorum. Samsun ve Adana (memleketim olduğu hâlde) asla okuyamamıştım.
Peki çağdaşlaşma iddiasını da ele alalım: Rusya bugün geri kalmış bir ülke olsa da zamanın süper gücü bir ülkeydi, keza Japonya Çin, Kore gibi ülkeler Türkiye Cumhuriyetinden kat kat daha gelişmiştir.Arap alfabesi dersen ben Suudi Arabistanı da gördüm, rahatlıkla kendi dillerinde bilimsel yayın yapıyorlar. Bugün Riyad Üniversitesi dünyada bütün Türk üniversitelerinin üstünde sıralanır. Harf devriminin tek bir amacı vardır Türk milletini geçmişinden ve diğer Müslüman milletlerden koparmak. O da başarılı olmuş tamamen cahil bir toplum ortaya çıkmıştır. Cahil derken akademisyenlerinin bile dünya görmemiş köylü zihniyetten çıkamadığı, palavra ile beyni yıkanmış bir topluluk.
@@SeFa590 Maalesef genç kardeşim, üzülerek görüyorum ki Arap hayranlığı ile senin beynin yıkanmış. Rusya, Kore, Japonya, Arabistan vs. Ben de ekleyeyim: Çin, Gürcistan, Yunanistan, Ermenistan, Hindistan... Bunlar da kendi alfabelerini kullanır. Onların dillerine uygundur, doğrudur, güzeldir. Arap'ın alfabesi ise benim alfabem değil. Desen ki Atatürk, Göktürk ya da (kısmen) Uygur alfabesine dönse... Demek istediğin anlaşılır, tartışılabilir. Ama Suudilerin Arap alfabesi kullanması ile benimki aynı değil. Ne Şam'ın şekeri ne .... Burayı alfabe, kültür, müzik, dil... Aklına ne gelirse onunla doldurabilirsin.
@@fratosmanbaykal7233 Tamam da Frenk alfabesi niye bizim umurumuzda olsun. Biz Batı avrupalı değiliz, anglo sakson değiliz, İngiliz tapar değiliz, Fransız tapar değiliz, sömürge hiç değiliz,(gerçi Cezayir Hindistan ve Mısır gibi eski sömürgeler de kendi alfabesini kullanıyor hatta Mustafa Kemal gibi kurtarıcıya muhtaç olmadan Fransız ordusu ile 150 yıl savaşıp bağımsızlık kazanan Cezayirlilere hastayım adamların mehdisi yok halkı var. Afganlar da hakeza bırak yunanı 20. Ve 21. Yüzyılın en büyük üç süper gücünü halk olarak ezdiler kovdular, Türk halkı yapamaz bu işleri, bu yüzden M.Kemale de minnettarım) Yani bin yıldır kullandığım bir alfabeyi neden katolik fransızınki ile değiştireyim? İstemiyoruz kardeşim o heriflerin alfabesini. Mustafa kemal Frankofan diye biz de mi öyle olalım, kimse dememiş mi bu adama yallah Fransaya diye. Adam kolonyal vali gibi giyinmiş geziyor kimse demiyor biz koloni miyiz diye? Fransız alfabesi gidecek Türk İslam alfabesi gelecek. Bir de bu argümanı savunanların osmanlıca okumadığını bilmediğini yazmışsınız, yanlış, ben ve yakın çevremdeki çok sayıda arkadaşım bildiği gibi Türkiyede hızla artan sayıda insanlar öğreniyor. Hala osmanlıca kitaplar basılıyor bulunuyor. Aradan geçen yüzyılda birileri başarısız olmuş görünüyor. Son olarak dil devriminin faydasını zararını konuşurken şu da unutulmamalı, Türkçenin en güzel eserleri eski alfabe ile verildi, bunların şahı bana göre İstiklal Marşıdır. Dil devrimi yapıldığından beri tanzimatla başlayan Türk edebiyatının kalitesinin üstünde eserler verilemedi, eski dil unutuldukça edebi eserlerin kalitesi düştü ve düştü. Sonunda bugünkü noktaya geldik. Bu da bu devrimi yapanların eseridir. Mkemalin "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir." sözündeki en kelimesi hariç diğer bütün kelimeler arapça kökenlidir. Bunları bugünkü muadilleri ile değiştirelim: "Yaşamda en gerçek yol gösterici bilgidir." gibi bir söz ortaya çıkıyor. Bundan sonrası yorumsuz.
Arap Alfabesi bizim alfabemiz değildi. Bugün kullandığımız alfabe ise tamamen konuştuğumuz Türkçe’ye uygun. O dönemin gelişmiş ülkelerinin kullandığı alfabe Türkçe’ye uygun hâle getirildi. Alfabe değiştirmek sorunlu ise asıl sorun en baştan Arap Alfabesi’ni benimsemekti. İslâm’dan uzaklaşmak bize zarar vermez. Bilakis yararımıza.
@@SeFa590 harf devrimi ile sadece alfabe değişti. Konuşulan Türkçe aynı Türkçe'ydi. O yüzden cahil kalma gibi iddialar asılsız. Zaten o zamanlar okuma yazma oranı çok düşüktü. Kim aydındı da geri kaldı, cahil kaldı?
tamamen yanlış. türklerin tarihte kendine ait 2 tane alfabesi oldu orhun kitabeleri de örnektir.fakat türk dili ve edebiyatı elifba ile zirve yapmıştır. latin alfabesi Turklerin okuma yazma oranını düşürmekle kalmadı geçmişle ve edebiyatla bağını koparmıştır.
Latin alfabesi yine de tek çözüm değildi. Arap alfabesi üstünde çalışılabilirdi. Şimdi bile ileri sürdüğünüz kadar verimli değil Latin alfabesi, bunu transkripsiyon yapan herkes bilir ve siz de mutlaka haberdarsınız. Benzer bir yöntemin arapça için kullanılmaması konusunda tek neden ezikliktir.
Arap dili de alfabesi de Türkçe ile aşırı derecede uyumsuzdur. Latin alfabesinin Türkçeye uyarlanmış modeli Türkçe ile çok üst düzeyde uyumludur. Zaten uyumlu olmayan sözcüklerin kökeni Türkçe değildir. (Türkçe “kar” uyumlu iken Arapça “kâr” alfabe ile uyumsuzdur. Çünkü arapçadır, Türkçe değildir.”
@ercan er neyin üzerine çalışacaksın ? dil zaten oturmuştu. Türkçeyi karşılamayan bir harf yok. Kaldı ki bin yıllık mazin o alfabeye dayalı. din tarih edebiyyat. Yani dil üzerine çalışma yapılacak bir mesele yok. Yapılan çalışmalar maziyle bağı koparmak içindi. ne lüzum vardı alfabe değişikliğine ? böyle aptallık amazon vahşilerinde bile yok. adama gülerler. Hala bu aptallığı savunanlar var. harf değiştirmek nedir biz tarih sahnesinde yeni var olmuş bir millet miyiz. baştan aşağı rezilliktir inkılapların hepsi. en rezili de harf değişikliğidir
Sevan bey selamlar öncelikle. Çok germeyin kendinizi, sağlığınıza zararlı sinir stres. Yeteri kadar ezildiniz, itildiniz tarihe baktığımızda, bari şimdi stresten uzak yaşayınız. Harf devrimi falan sizi aşar. ;)
Sevan'ı ilk defa zırvalarken görmüş olmanın ızdırabı içindeyim :). Ermeni alfabetası daha kolaymış da insanlar o yüzden kuran elifbası ile yazılan neşriyata değil ermeni alfabetası ile yazılan Türkçe eserlere teveccüh ediyorlarmış... pehh :)
@@EunusRex hayır katılmıyorum ama İslam hakkında senden benden daha çok şey bildiğini ve fikirlerinin ciddiye alınması gerektiğini anlayabiliyorum. İslam'a güvendiğim için sevan'ı dinlemekten çekinmiyorum. Sevan'ı dinledikten sonra islam'da sevan'ın şerh ve itirazlarına yanıt arıyorum bu sayede tefekkür etmiş olup Allah'ın rızasını umarak bilgimi ve ufkumu da genişletmiş oluyorum
sen git kendin kullan istedigin alfabeyi. istersen arap, istersen ermeni, istersen japon alfabesini kullan. bu konuyu tartismak ya da elestirmek sana dusmez. senin ya da baskalarinin bu konuyu tartisabilmesi icin ilk once bir meydan muharabesi kazanmasi gerekir. bu muharebenin de en azindan ingiliz ya da abd'ye karsi olmasi lazim bu devirde. ondan sonra bakariz senin boyun yeter mi yoksa yetmez mi bu konuyu tartismaya. aksi taktirde bu konu hakkinda konusmak senin dilini yakar.
Dayı bu tür konular seni aşar. senin yerin buralar değil çek iskemleni otur kahvehanende orada ki arkadaşlarınla devlet kurup devlet yık alfabesini değiştir harflerini değiştir.
lisan meselesi itikadi bir meseledir. türkler bad'e fena, accident'e kaza der if you know what i mean. bu sebeble bir ermeniden yahut bir kemalistten türkçe hakkında doğru fikirler beklenmez. not: sevan nişanyan'ın türkçe hakkında bildiklerinin zekatı benim bildiklerimin yüz mislidir. bahis mevzuu türkçe'yi ne kadar bilip bilmediği değil. ilmine saygım sonsuz.
Sevan bey , Melek kelimesi senin etimoloji sözlüğünde yanlış yazmışsın. Kelimenin kökeni Melaiket demek Mela i ket . Mela Kürtçe öğretmen demek. Ket düştü demek. Melaiket Kürtçe düşen öğretmenler demek. Kürtler Annunakilere Melaiket demiş yani düşen öğretmenler. Kelime Kürtçe den Hz İbrahim vasıtasıyla olduğu gibi Yahudilik dinine geçmiş, Yahudilikten de islama geçmiş. Bu kutsal kitapların Annunakilere ait olduğunu ispatlıyor. Eskiden bir filim vardı. Star Gate Atlantis diye. Orda Atlantis liler gelişmemiş gezegenlere Tanrilik rolü oynayıp mesajlar gonderiyorlardi. Gezegenleri geliştirmek amaçlı. Muhtemelen bu da böyle bir şey. Yani Melaiket kelimesinin kökeni Kürtçe Farsça değil. Bu arada İbrahim Kürtçe bir kelime olup aslı Brahim dir. Bra Kürtçe kardeş ,him tapınak demek. Yani Brahim Tapınağın kardeşi anlamına geliyor. İbrahim gerçek adı değil gerçek adı Hoşeng. İbrahim ise dinsel lakaptir. Yani imam papaz haham gibi İbrahim de Tapınağın kardeşi diye bir lakaptir. Nemrut ise Kürtçe ölümsüz demek. Muhtemelen Annunakilerden Anu ya verilmiş bir lakaptir. Firavun Kürtçe uçmak ile ilgilidir ama tam anlamını çözemedim. Sizde biliyorsunuzki çok Tanrılı dinlerin tamamı Annunakilere tapıyor. Heykeller (yani putlar) Annunaki heykelleri. Tanrılar öylesine ortaya çıkmadı. insanlar demediler haydi bir Tanrı ya tapinalim. insanlar Annunakilere tapti. Cin ise kökeni Djin dir. Djin Kürtçe bizden olmayan, yabancı demek. Görünüşe göre 2 farklı tür Dünya ya gelmiş. Annunakiler insana benzer belki cusse olarak buyuktuler. Cin ise insana benzemeyen bir tür. Nuh peygamber in isminin Sümer tabletlerinde ziusudra olarak geçtiğini görüyoruz. O zaman niye Nuh denilmiş ? Nuh Kürtçe yeni demek. Yani yeni bir dönem manasında Nuh denilmiş. Bilmiyorum ama tahminimce bu Annunakiler Kürtçe konuşuyor. insanlar neden sünnet oluyor ? Denildiğine göre Annunakilerin organlarında fazlalık yokmuş insanlar onlara benzemek için fazlalığı kesmeye başlamışlar.
Latin alfabesinin Türkçe ile uyumluluğu, Latin alfabesinin İngilizce, Fransızca, Almanca, Flemenkçe, Lehçe, Macarca, Sırpça veya Tayca ile uyumluluğundan daha yüksek. İlginç. Sanki Romalılar bu alfabeyi biz konuşalım diye üretmiş.
sen eski yazıyı biliyor musun da bu kıyası yapabiliyorsun ?
@@barisba. mal mısın ? diye sorayım önce. Çünki hangi yazı diye ancak bir mal karşılık verebilir. Galat olarak Osmanlıca denilen aslında Arap alfabesiyle yazılan Türkçe. Okuyabiliyor musun ? da kıyas yapıyorsun ?
@@sahmaho813 ben biliyorum eski yazıyı canım. Latin alfabesi kesinlikle çok daha uygun. O alfabeyi ya baştan aşağı reforme etmek, ya da komple bi köşeye atıp latinceye geçmek gerekiyordu. Arap alfabesinde yeteri kadar sesli harf yok. Sen mehmet yazınca karşıdaki mahmut anlayabiliyor. Müslüman olmak ya da Osmanlıyı sevmek arap alfabesi kullanmamız gerektiği anlamına gelmez.
@@KipchakWarmonger bi bk bilmediğin aşikar
@@sahmaho813 eski yazı derken arap alfabesini kasdediyorsan ben bir tarihçi olarak biliyorum ve Türkçeye en uygun alfabenin kendi öz alfabemiz yani Göktürk alfabesi olduğunu söyleyebilirim. Ancak dersen ki arap alfabesi mi latin alfabesi mi tabiki latin alfabesi Türkçe için daha uygun olan bir alfabe. Bu arada elhamdülillah müslümanım ancak Müslüman olmam o alfabenin bizim dilimiz için daha iyi olduğu anlamına gelmiyor.
Benim hanim yunan vatandasi ve adini nüfüs müdürlügü ile polis anlamadigi icin pasaportunun latince kimminda iki isim yaziyor! 6 ay uyrasmak zorunda kaldik bir pasaport yapdirmak icin.
Şalom Üstad, google-meet üzerinden konferans yapalım mı?
Belki bu videoda konuya değinmek istemediniz, belki de daha önce bahsettiniz - kaçırmış olabilirim. Ama herhalde modern Türk dilinin gelişmesinde Atatürk'ün Agop Dilaçar'ı Beyrut'tan çağırıp Türk Dil Kurumu'nu kurdurmasına değinmekte yarar olduğunu düşünüyorum. Bilmiyorum, katılır mısınız, katılmaz mısınız görüşüme, ama Dilaçar'ın (soyadını sonradan alsa da) katkısı azımsanamaz. Gerçekten soyadı gibi önemli bir kilidi açtı kendisi. Ben başka bir ülkede yaşıyorum şu anda, ama elimin altında Pars Tuğlacı'nın sözlüğü eksik olmaz. Herhalde modern Türkçe o insanlara çok şey borçlu.
Çok haklısınız 👍👏
Ben Agop dilaçarı Kaşgarlı Mahmutdan sonra 2.ci Türkçeyi en çok geşiltiren kişi olarak kabul ederim.
sayın hocam..konusmanızda bahsettiğiniz zoom derslerini yapmanızı çok isterim..daha kısıtlı bir kitleye,bedeli mukabilinde hem bilgiye talip olanlara hemde size daha faydalı olması bakımından..saygılar
Kesinlikle
9:47
Sanmıyorum ama olduysa da ancak İstanbul'da ve İzmir'de yaşayan bir avuç Kentli Türk bunu yapmıştır.
anadolu köylüsünün, (her dönemde olduğu gibi) haberi bile yoktu olan bitenlerden
O yüzden çok abartılacak bir mesele değil.
Ayrıca çok komik bir iddia bunu da belirteyim.
Ayık kafa ile bir daha düşün !
Ermeni ve Rum alfabeleriyle ilgili meseleyle alakalı bir malumatım yok ama okuma yazma bilenler zaten kentli kesim değil mi onların tenezzül etmesi yeter böyle bir şeye.
Batı'da ki Türk fikir adamları arasında da tanzimat ortalarına doğru konuşulan bir olaydı ancak Osmanlı Devleti genelde isteklerine ve normlarına karşı çıkan fikir adamları ve elit kesim ile pek uğraşmamış tarihte bu insanları bir şekilde yurt dışına sürgüne gitmeye zorlamıştır ve genelde bu insanlar orada işlerine devam ederler. Ancak Ermeni ve Rum alfabesi konusunda özellikle Ermeni alfabesi konusunda mevzu daha çok halktı. Anadolu'da Türkler bir iki malvarlığına sahip küçük köy vakıflarının yaptırdığı genelde yalnızca kötü bir okuma yazma öğrenilen taşra mekteplerin de okurken Ermenilerin 18 ve 19. Yy'da gerçekleştirdiği hızlı ve merkezi eğitim reformu sayesinde ortaya çıkan düzenli nispeten kaliteli ve merkezi Ermeni dinî mektepleri göze batıyordu ve döneminde Osmanlı Ermenilerinin çoğunlukla günlük hayat içerisinde 19. Yy'da Türkçe konuştuğunu göz önünde bulundurursak reaya ve müslim tebaa arasında büyük bir iletişimsizlik de yoktu. Bunları mukayese edince Ermeni alfabesi istemeyen bir Osmanlı için halkın bu durumunun ne kadar tehlikeli olduğu anlaşılıyor. Eh gerçi Türkiye'de bu durum İttihat Terakki'nin nüfus politikası ve Kurtuluş savaşının etkisiyle çok daha az ve genelde elit çevrelere indirgenmiş bir durum, Tanzimat dönemi değil de Osmanlı'nın son dönemini baz alırsak sen de haklısın.
Okuma yazma bilen Anadolu kööylüsüydü yani? Sıvamanın latincesi bu işte. Klasik Kamalist kafa.. Garabet bir devrimdir ki pek bir halta yarayan devrimi de yoktu..
Köyde herkes her gün gazete, roman, fikir yazısı okuyordu zaten
Harf Devrimini modernleşme için gören kitle, O günün modernleşme karşıtı kitlenin defansı ile karşılaşmış olmalı. Ama bu defansın 100 -hatta 150 yıl sonra bile sürmesi mantıklı mı?
Ermeni (aslında etiop) harfli ve yunan harfli türkce 19 yüzyıldan çok daha önce de vardı
Kurda kuzuyu Sevan'a Türkçeyi. ..
6:00 bunun sebebi 2000 yıl uzak kalmak. Daha sonra yeniden diriltildi İbranice
Bombaya bak :)))
Türkler, Türkçe dergi ve gazete okumak için ,Ermenilerin ve Rumların harflerini öğrenmeye başlamışlar,bu yüzden de ,aslında böyle bir niyet yokken, acil olarak harf devrimi yapılmış demek. 😁 😆 😅 😂 🤣
Tamamen komedi ya.. gulmekte haklisin valla
Sen kendinle hiçbir alakası olmayan saçma sapan bir alfabeyi -Arapçayı- alırsan ve dünya değişirken yerinde Sayan Müslüman toplumları değil değişen gelişen toplumları örnek almak zorunda kalırsan bu sonuç kaçınılmazdır. Senin halkını devletin cahil bırakıyor. Ama Rum ve Ermeniler modern dünyaya açılıyor.
Adam ne yapıyor ediyor sonunda cumhuriyetcilere kin kusuyor. Bütün derdi 100 yıldır çocuklarımıza Metehan, Atilla isimlerini vermememiz den ibaret.
TDK "devrim" maddesi: Fillerin züccaciyesi dükkanına girmesi.... 100 yıldır döküntüyü hala toplayamadık..
Sittir lan tp
Peyami Safa, “Eğitim-Gençlik-Üniversite” isimli eserinde şöyle der:
“Bir milleti yok etmek isterseniz askerî istilâya lüzum yoktur. Ona tarihini unutturmak, dilini bozmak, dininden soğutmak ve dolayısıyla mânevî değerlerini, ahlâkını soysuzlaştırmak kâfîdir.”
***
Peyami Safa, “Arab Harfleri” başlıklı yazısında Harf Inkılabı hakkında şöyle yazmaktadır:
Arab, yani eski Türk harfleri yerine Lâtin harfleri kabûl edileli otuz bir yıl oldu. O zamanın yer yer ifâde edilen en büyük endişeleri şunlardı: Evvelâ Arab harflerinin daha çabuk yazılıp okunduğuna şüphe yoktu. Mahkeme zabıtları gibi sür’at istiyen yazılar Lâtin harflerile yazılamazdı. Mekteplerde not tutmak veya herhangi bir yazıyı da acele yazmak zorlaşacaktı. Daha büyük endişe de şuydu: Millî kütüphanelerimizdeki yüzbinlerle eser ne olacak? Yarınki nesiller kendi edebiyatlarını, tarihlerini, dil ve lûgatlerini, felsefe, din ve hukuk eserlerini okumak imkânından mahrum kalınca, onlara millî kültür nasıl verilecek?
Mahkeme zabıtlarının daktilo ile tutulabileceği, mektepde muallimlerin daha ağır ders takrir edecekleri ileri sürüldü. Arab harflerile yazılmış eserlerin yeni harflere çevrilip basılabileceği iddia edildi.
Realite bu ümitleri suya düşürdü. Mahkemelerde yazı makineleri, dâvacı ve dâvalıların sözlerini aynen değil, adâlet mefhumuna aykırı olarak ancak hulâsa (özet) hâlinde zabtedebilmektedir. Rahmetli Velid Ebuzziya’nın Tasvir’de çıkan bir başmakalesinin başlığı şu idi: “Yazı Makinesile Adâlet Olmaz!..”
Bugünkü mektep ve üniversite notlarının perişanlığı malûm. Lâtin harflerile yazılmış mektupları okumakta çekilen zorluğu Arab harflerinin bir sayfa yazıyı birkaç bakışta kavramak imkânını veren kolaylık ve aydınlığını bilenler daha iyi takdir ederler.
Eski Türkçe eserlere gelince, bunların yeni harflere çevrilip bastırılmalarının da hayâl olduğu anlaşıldı. Pek az birkaç eser müstesna, en lüzumlu edebî eserler, divanlar, Tanzimat eserleri, koskoca Hamid’in, Recâizâde’nin, Muallim Nâci’nin, İsmail Safa’nın, eski ve yeni daha birçok şâir, tenkitçi ve romancının eserleri, yüzlerce büyük tarih, (bu arada meselâ Nâima, Cevdet Paşa), Kamusulalâm gibi eşsiz ansiklopediler ve böyle saymakla tükenmiyecek eserler Lâtin harflerine çevrilip basılama-mıştır.
YERYÜZÜNDE BİR TEK MEMLEKET GÖSTERİLEMEZ Kİ, ORADA GENÇLER KAZARA MİLLÎ KÜTÜPHANELERİNE GİRERLERSE BİR TEK ESER OKUYAMADAN ÇIKIP GİTSİNLER.
Böyle bir katliam hiçbir memlekette ve hiçbir memleketin tarihinde yoktur.
Lâtin alfabesinin tatbik şekillerindeki ifrat ve hatalar, aceleler, yanlış istikamet ve hareketler daha ziyade o zamanki Maarif makamlarına âid olmalıdır. Hele Lâtin harfleri tamamile yerleştikten sonra liselerimizde Arab harfleri okutulmasında hiçbir kanunî mahzur yoktu. Bugün de yoktur.
Almanya’da Lâtin harflerile birlikte Alman Gotik harfleri de öğretilir ve bunu bir gerilik (irtica hareketi) saymak hiçbir Alman’ın veya başka bir medenî millet mensubunun hatırından geçmez. Bizdeki inkılab yobazlığının eşine cihanda rastlanmaz. Gençlere dünyanın hayran olduğu, Rusya’da heykeli dikilen Fuzûli’yi aslından mı okutmak istiyorsunuz? Mürtecisiniz. Türk tarihinin en büyük faslı olan Osmanlı tarihinin başlıca eserlerini mi okutmak istiyorsunuz? Mürtecisiniz. En ileri anlayışlı büyük Türk şâiri Hâmid’in birçok eserlerini mi okutmak istiyorsunuz? Mürtecisiniz. Türk gencinin kolay not almasını, kolay yazıp okumasını mı istiyorsunuz? Mürtecisiniz.
Bu ilimsiz, çarpık, saçma inkılâp ve irtica anlayışına genç nesiller kurban olup gidiyor.
Devrimbazlar mugalâta yapmasınlar. Lâtin harflerini atıp Arab harflerini getirmek istemiyoruz. Üniversitelerimizde okutulan Arab harflerini ve Osmanlıca’yı liselerimizde de öğretmelerini istiyoruz. Buna Türk kanunları engel değildir. Akıl kanunları da bunu emrediyor.[1]
.
**********
.
KAYNAK:
[1] Peyami Safa, “Arab Harfleri”, Türk Düşüncesi, Ağustos 1959, Sayı 59-8.
Iktibas: Islam Yazısına Dair, Sebil Yayınevi, Istanbul 2014, (Ilk Baskı 1993), sayfa 119-121.
Trışkadan sepebler tabi ki. Millet zaten cahildi. Bari 100 yıl geçtikten sonra akıllanıp bir şeyler öğrenseydi bunları diyenler.
Kralsın ❤
Hay Allah senden razı olsun ya, şunları her Türk vatandaşının bilmesi gerek!
@@Nusret15220 Boş beleş bir yazı , bu kişi iddialarında haklı olsa idi Azerbaycan Türklerinin ne dediğini anlamamız hayatın olağan akışına aykırı bir durumdur .
Latin alfabesine geçilebilirdi ama geçmişi unutturmak -siyasî bir neden-için değil dile katkıda bulunmak için...
Latin alfabesini kullanan aynı dil ailesinden olanlar bile alfabelerine fonetik için harfler eklemişler. Ayrıca İngilizler Latin alfabesinden farklı bir alfabe mi gördüler ki değişiklik düşünsünler ;)
Alfabe teknik bir konu gibi gözükse de önemli olan o alfabedeki geçmişiniz. İngiliz Shakespeare' i orijinalinden okuyabiliyor ama biz bırakın Osmanlıyı Selcukluyu, TC nin kurucusunun yazdığı Nutuk' u bile orijinalinden okuyamıyoruz.
Kültür devrimi yapan Mao, komünist devrim yapan Lenin alfabe değişikliği düşünmemiş, Yahudiler İbraniceye döndüler ,bizim yarı aydın kafa çözümü taklitte bulmuş hep.
H. Gerede Japonya'da elçilik yaparken Şintoizmi öğrenmiş ; Türkiye de Şintoist olsun, imparator bu inançta Tanrının oğlu - tanrı, Atatürk de bizim tanırımız olur, demiş. Aydın - bürokrat profili bu ;)) Bunlardan 1000 yıl önce de Kültigin Budizme geçelim der Tonyukuk Çinde doğup büyüdüğü için bize uygun değil diyerek engeller. Genetik bir durum mu sözkonusu acaba ;)))
Bugün artık eskiye dönüş olmaz. Yapılması gereken - geçmişinizi 1. elden okuyabilmek için - eski alfabede okuma yazma öğretilmelidir. Hatta runik alfabe de buna eklenebilir.
Arap harflerini restore ederek Türkçe kelimeleri hatasız yazabilirsiniz. ö,o,u,ü gibi sesler için transkripsiyonel eklemeler zaten yapılmıştı. hatta uygurca yazı dilinde bu sesler mevcut. buradaki mesele batılılaşma ile ilgili. Arap harfleri ile Avrupa dillerini yazmak ! işte bu büyük bir muamma! lakin Latin harflerini kullanmayan ülkeler ayrı yazı olarak öğreniyorlar!
29+ tenses in turkish language
Anatolian Turkish verb conjugations
A= To (towards /~for) (for words with a thick vowel in the last syllable)
E= To (towards /~for) (for words with a thin vowel in the last syllable)
Okul=School
U=(ou)=it’s (that)>(I /U /i /ü=~it’s about)
Git=Go
Mak/Mek (ımak/emek)= process /exertion
Git-mek=(verb)= to Go (the process of going= getmek =to get there)
1 .present continuous tense (right now or soon, now or later, currently or nowadays)
Used to describe the current actions or planned events (for the specified times)
YOR-mak =to tire ( to try , to be busy) >Yor=~go over it (yorgunum=I’m tired)
A/E Yormak=(to arrive at any opinion over what it is)
I/U Yormak=(to arrive wholly over it)
used as the suffix=” ı/u - i/ü + Yor"
positive
Okula gidiyorsun ( you are going to school)= Okul-a Git-i-Yor-u-Sen >School-to Go-to-Try that-You < (please read backwards)
Evden geliyorum ( I'm coming from home) = Ev-de-en Gel-i-yor-u-Men >(from Home I’ try to Come) =Come-to-try that-Me Home-at-then<
negative
A)..Mã= Not B)Değil= it's not (the equivalent of)
examples
A: Okula gitmiyorsun ( you’re not going to school)= Okul-a Git-Mã-i-yor-u-Sen >You don't try to Go to school
B: Okula gidiyor değilsin ( you aren’t going to school)=Okul-a Git-i-yor değil-sen >You aren't try..to Go to School
Question sentence:
Mã-u =Not-it =(is) Not it?
Used as the suffixes =" Mı / Mu / Mi / Mü “
Okula mı gidiyorsun? ( Are you going to school )= Okul-a Mã-u Git-i-yor-u-sen? (To-school/ Not-it / You-try-to-go)(Are you going towards the school or somewhere else?)
Okula gidiyor musun? ( Do you go to school )= Okul-a Git-i-yor Mã-u-sen ? (To school /Try-to-go /Not-it-you)(~You try to go to school (now) or not ?) (~Do you go to school ? (at some specific times)
Okula sen mi gidiyorsun ? (Are (only) you that going to school?)
2 .simple extensive tense ( it's used to explain our own thoughts about the topic)
(always, since long.., for a long time, sometimes, right now, soon or later /gets a chance/ it's possible/ inshallah )
positive
VAR-mak = to arrive -at (to attain)
(var= ~have got) used as the suffixes >"Ar-ır-ur" (for bold vowel)
ER-mek= to get -at (to reach)
(er= ~become got) used as the suffixes >"Er-ir-ür" (for thin vowel)
examples
Okula gidersin ( You get to go to school)= Okul-a Git-e-er-sen > You become got (a chance) to go to school
Kuşlar gökyüzünde uçar (lar) (~ Birds fly in the sky )=Kuş-lar gökyüzü-n’de uç-a-var(u-lar)= The birds have (a chance/likely) to fly in the sky/ ~ Birds arrive flying in the sky
Bunu görebilirler = (They can see this) = Bu-n’u Gör-e-Bil-e-er-ler =(They-get-to-Know-to-See this-what’s)>They become got the knowledge to see what this is
Question sentence:
in interrogative sentences it means : what do you think about this topic?/ is not it so?
Okula gider misin? (Do you get to go to school ?)= Okul-a Git-e-er Mã-u-Sen >~You get to Go to School -is Not it?=~What about you getting to go to school
Okula mı gidersin? =Do you get to go to school or somewhere else ?
negative
Bas-mak =to tread on/ to dwell on/ to stand on (bas git=~leave and go > pas geç=pass by> vaz geç=give up
Ez-mek = to crush/ to run over (ez geç= think nothing about > es geç=skip/ quit thinking about)
Mã= Not
the suffix ="MAZ" Ma-bas=(No-pass)=Na pas=(not to dwell on)>(to give up) (for bold vowel)
the suffix ="MEZ" Mã-ez= (No-crush) =does not>(to skip) (for thin vowel)
examples
Okula gitmezsin (you don't/ won't go to school)= Okul-a Git-mã-ez-sen > you skip of going to school
Babam bunu yapmaz (my dad doesn't do this)= Baba-m bu-n’u yap-ma-bas > my dad doesn't dwell into doing this
Niçün bunlara da bakmazsınız =Why don't you look at these too =Ne-u-çün bu-n’lar-a da bak-ma-bas-sen-iz (2. plural)> what-that-factor you give up looking at these too
3.simple future tense (soon or later)
Used to describe events that we are aiming for or think are in the future
Çak-mak =~to fasten , ~to tack down, ~to keep constant (for thick vowel)
Çek-mek=~to pull, ~to take along,, ~to feel inside, ~to attract , ~to want / to will (for thin vowel)
can be pronounced as a/ı/u+ jeok or e/i/ü+ jaek in spoken language
positive..
Okula gideceksin ( you'll go to school)= Okul-a Git-e-çek-sen (~You fetch/take (in mind)-to-Go to school)
Ali kapıyı açacak ( Ali is gonna open the door)= Ali Kapı-y-ı Aç-a-çak (~Ali (keeps on mind) to open the door)
negative
A. Okula gitmeyeceksin (you won't go to school)= Okul-a Git-mã-e-çek-sen (~you don't keep/take (on mind) to go to school)
B. Okula gidecek değilsin (you aren't gonna go to school)= Okul-a Git-e-çek değil-sen >~you're not (wanting/wanted) to go to school
4 . simple past tense (currently or before)
Used to explain the completed events we're sure about
Di = now on (anymore) Di-mek(demek) = ~ to deem , ~ to mean, ~ to think this way
Used as the suffixes= (Dı /Di /Du/ Dü - Tı /Ti /Tu /Tü)
positive
Okula gittin = You went to school = Okul-a Git-di-N
Dün İstanbul'da kaldım= I stayed in Istanbul yesterday
Okula mı gittin ? (Did you go to school)= Okul-a Mã-u Git-di-n> You went to school or somewhere else?
Okula gittin mi ? (~Have you gone to school)= Okul-a Git-di-n Mã-u> You went to school or not?
negative
Okula gitmedin =You didn't go to school / Okul-a Git-mã-di-N
Bugün pazara gitmediler mi? =Didn't they go to the (open public) market today?
Dün çarşıya mı gittiniz? =Where did you go yesterday, to the (covered public) market?
Bu akşam bakkala (markete) gittik mi?= Did we go to the grocery store in this evening?
5 .narrative/reported past tense- (just now or before)
Used to describe the completed events that we're unsure of
MUŞ-mak = ~ to inform (muşu=inform /notice> muşuş/mesaj=message /muştu=müjde=evangel)
that means -I've been informed/ I heard and learnt that/ I saw and realized that/ I've noticed that/ or it seems such (to me)
used as the suffixes= (Mış/ Muş - Miş/ Müş)
positive
Okula gitmişsin= I heard that you went to school> Okul-a Git-miş-u-sen
Yanlış birşey yapmışım=~I noticed I made something wrong >Yaŋlış Yap-muş-u-men
Yanılgıya düşmüşüm=(got it) I'm fallen in a mistake
(23.Okula gitmiş oldun /durumdasın=You've gone to school)
negative
A. Okula gitmemişsin (I’ve learned> you didn't go to school)= Okul-a Git-mã-miş-sen (I heard you' haven’t gone to school)
B. Okula gitmiş değilsin =(You haven't been to school) Okul-a Git--miş değil-sen
In a question sentence it means: Do you have any inform about- have you heard- are you aware -does it look like this?
İbrahim bugün okula gitmiş mi? =Have you heard / did Abraham go to school today?
6.Okula varmak üzeresin =You're about to arrive at school
7.Okula gitmektesin (You're in (process of) going to school)= ~you’ve been going to school
8.Okula gitmekteydin =~You had been going to school /Okula gidiyor olmaktaydın
9.Okula gitmekteymişsin =I learned/heard >you've been going to school
10.Okula gidiyordun (Okula git-i-yor er-di-n) = You were going to school
11.Okula gidiyormuşsun (Okula git-i-yor er-miş-sen)= I heard that you are going to school > I learned you were going to school
12.Okula gidiyor olacaksın (Okula git-i-yor ol-a-çak-sen)= You will be going to school
13.Okula gitmekte olacaksın (Okula git-mek-de ol-a-çak-sen)= You will have been going to school
14.Okula gitmiş olacaksın (Okula git-miş ol-a-çak-sen)= You will have gone to school
15.Okula gidecektin (Okula git-e-çek er-di-n)(You would gonna go to school) (~You would go to school )(Said you or I had thought you'll be going to school)
16.Okula gidecekmişsin (Okula git-e-çek ermişsen)=I learned you'll go to school>I heard that you'd like to go to school
17.Okula giderdin ( Okula git-e-er erdin)=You used to go to school bf >~You would go to school
18.Okula gidermişsin ( Okula git-e-er ermişsen)=I heard that you used to go to school> I realized that you'd get to go to school
19.Okula gittiydin ( Okula git-di erdin)= I had seen you went to school >I remember you had gone to school
20.Okula gittiymişsin = I heard you went to school -but if what I heard is true
21.Okula gitmişmişsin = I heard you've been to school -but what I heard didn't sound very convincing
22.Okula gitmiştin (Okula git-miş er-di-n)= you had gone to school
23.Okula gitmiş oldun (Okula git-miş ol-du-n)= you have been to school
Dur-mak=to keep to be present/there = ~to remain
Durur=remains to exist / it looks/ that seems
used as the suffixes=(Dır- dir- dur- dür / Tır- tir-tur-tür)
It's used in official language just for 3rd singular person and 3rd plural
its meaning in formal speeches=have been.. /it goes on like this
Bu Bir Elma = This is an apple
Bu bir elmadır= (bu bir elma-durur)= This is an apple (and keeps to be such)
Bu Bir Kitap = This is a book
Bu bir kitaptır= (bu bir kitap-durur)= This has been a book (and goes like this)
informal meaning in everyday speech=(seems that /likely /the remaining on my mind)
Bu bir elmadır= (bu bir elma-durur)=as it seems/ I think.. this is an apple
Bu bir kitaptır= (bu bir kitap-durur)= this is a book >likely / it seems so
Bu bir elma gibi duruyor=(looks like an apple this is )>This looks like an apple
Bu bir kitap gibi duruyor=This looks like a book
24.Okula gidiyordursun =(guess>likely-You were going to school
25.Okula gidiyorsundur =(I think> you are going to school
26.Okula gidecektirsin =(guess>likely- You would (gonna) go to school
27.Okula gideceksindir=(I think> You'll go to school
28.Okula gitmiştirsin =(guess >likely- You had gone to school
29.Okula gitmişsindir =(I think> You've been to school
The names of some organs
it's used as the suffix for nouns, “Ak”= ~each one of both
(Yan= side) (Gül= rose) (Şek=facet) (Dal=subsection, branch) (Taş=stone)
Yan-ak= each of both sides of the face >Yanak=the cheek
Kül-ak = each of both roses >Kulak= the ear
Şek-ak = each of both sides of the forehead >Şakak= temple
Dal-ak=dalak=the spleen
Böbür-ak=böbrek=the kidney
Basağ-ak>(Paça-ak)>bacak= the leg
Batuğ-ak>(Pathy-ak)=(phatyak>hadyak>adyak)=Ayak= the foot > each of the feet (pati = paw)
Taş-ak=testicle
Her iki-ciğer.=Akciğer=the lung
Tül-karn-ak =that obscures/ shadowing each of both dark/ covert periods= Karanlık (batıni) çağların her birini örten tül
Zhu'l-karn-eyn=the (shader) owner of each of both times
Dhu'al-chorn-ein=double-horned-one=(the horned hunter)Herne the hunter> Cernunnos> Karneios
it's used as the suffix for verbs, “Ak /ek“=a-qa ~which thing to / what’s to…
Er-mek = to get / to reach
Bar-mak (Varmak)= to arrive / to achieve
Er-en-mek > erinmek / Bar-an-mak > barınmak
Erin-ek / barın-ak = what’s there to arrive at oneself
Ernek / Barnak > Parmak = Finger
Tut-mak = to hold / to keep
Tut-ak=Dudak=(what’s to hold)> the lip
Tara-mak = to comb/ to rake
Tara-ak > Tarak =(what’s there to comb)> the comb
Tara-en-mak > taranmak = to comb oneself
Taran-ak > Tırnak =(what’s there to comb oneself)> fingernail
The language of the alien Alnoahnaki people who came to Earth
Su=water /水 (Suv)=fluent-flowing Suvu> Sıvı=fluid, liquid
Suv.up =liquefied
Suv-mak= to make it flow onwards or upwards (>suvamak)
Suy-mak= to make it flow over
Süv-mek= to make it flow inwards
Sür-mek= to make it flow ON something
Sur-up(şurup)=syrup /(su-arpa)Suruppah(chorba)=soup /Suruppat(şerbet)=sorbet /Surab(şarap)=wine
Süp-mek= to make it flow outwards / (Süp-der-mek>süptürmek)>süpürmek=to sweep
Say-mak= to make it flow drop by drop (one by one from the mind) = ~ to count ~ to deem (sayı=number) (bilgisayar=computer)
Söy-mek= to make it flow out of the mind / Söy-le-mek= to make the sentences flowing through the mind = to say, ~to tell
Sev-mek= to make it flow(pour) from the mind to the heart = to love
Söv-mek=to say whatever's on own mind (~call names)
Süy-mek= to make it flow through (Süyüt> süt= milk)
Soy-mak= to make it flow over it/him/her ( to peel, ~to strip, ~to rob ) (Soy-en-mak)>soyunmak=to undress (Suy-ğur-mak)>sıyırmak= ~skinning , ~skimming
Siy-mek= to make it flow downwards / to pee Siyitik>sidik= urine
Sav-mak= ~to make it pour outward /put forward / set forth in (sav=~assertion)
(Sav-en-mak)>savunmak=to defend (Sav-ğur-mak)>savurmak=to strew it out (into the void)
(Sav-eş-mak)1.savaşmak=to pour blood / to shed each other's blood (savaş= war)
2.savuşmak=to get scattered outright/ altogether>3.sıvışmak=~run away in fear
Sağ-mak= ~to make it pour down (Sağanak=downpour) >Sahan=the container to pour water
Sağ-en-mak>sağınmak= ~to spill it from thought into emotions> ~longing
Say-en-mak>sanmak= ~to pour it from thought to idea (to arrive at a guess)
Sak-en-mak>sakınmak =~to ponder hard/ worry out/ beware
Soğ-mak=to penetrate >> Soğurmak=~ make it penetrate inward /~to suck
Sok-mak= ~to put/take it (by forcing) inward
Sök-mek= ~take/put it (by forcing) from the inside out (~unstitch/rip out)
Sık-mak = ~to press (by forcing) inward/to squeeze (Sıkı= stringent)
Sığ-mak= ~fit inside (Sığ-en-mak>sığınmak= ~to take shelter)
Süz-mek=~to make it lightly flow from top to bottom (~to filter, strain out)
Sez-mek=~to make it lightly flow into the mind (~to perceive, to intuit)
Sız-mak=~to get flowed slightly/slowly (~to infiltrate)
Suŋ-mak=to extend it forwards (to put before, to present)
Süŋ-mek=to get expanded outwards (sünger=sponge) (süngü=bayonet)
Sıŋ-mak=to reach by stretching upward / forward
Siŋ-mek=to shrink (oneself) by getting down or back (to lurk, to hide out)
Söŋ-mek=to get decreased by getting out or in oneself (to fade out)
mak/mek>(ımak/emek)=process/ exertion
al =~get via/ obtain
et =~ make
der = ~provide, set
kur=~ set up
en=own diameter
eş=partner
la/le = ~make it via/do it this way
Tan= the dawn /旦
Tanımak= to recognize (~to get the differences of)
Tanılamak=tanı-la-mak= diagnose /to identify
Tanınmak = tanı-en-mak= to be known/recognized
Tanıtmak = tanı-et-mak=to make known /to introduce
Tanışmak=tanı-eş-mak= to get to know each other =(to meet for the first time)
Danışmak= to get information through each other
Tıŋı= the tune (timbre) /调 /ட்யூன்
Tıŋ-mak=to react verbally
Tıŋı-la-mak= to get the sound out >(Tınlamak=~reacting /respond /~to take heed of)
Tiŋ-mek=to get at the silence >Dinmek= to get quiescent
Tiŋi-le-mek=to get the sound in >Dinlemek= to listen / 听
Çığ (chuw) = snowslide / 雪崩
Çığ-ğur-mak =çığırmak= ~to scream / ~to sing shouting
Çığırı > Jigir > Shuır> Şiir = Poetry / 诗歌
Cır-la-mak > Jırlamak > to squeal / shouting with a shrill noise
Çığırgı > Jırgı> Shuırgı> Şarkı = Song / 曲子
Çağırmak= calling - inviting / 称呼 / 邀请
Çağrı = Calling / 称呼
Uç > ~up-side (endpoint) (o-bir-uç=burç=extreme point= bourge) / tepe=~top-point
(Uç-mak)= to fly (~go up)
(Uç-a-var)> Uçar=it flies / it has (a chance) to fly
(Uç-ma-bas)> uçmaz= doesn't fly (~doesn't bother to fly/ gives up flying )
(Uç-der-ma-bas) >uçturmaz> uçurmaz= doesn't fly it (doesn't make it fly)
(Uç-eş-ma-bas)>uçuşmaz= doesn't (all)together fly
(Uç-al-ma-bas)>uçulmaz= no one has gotten to fly /~no one's allowed to fly
İç > ~in-side (inner)
(İç-mek) = to drink (include inside) / İç-der-mek> içermek= to contain
(Bu Adam Çay İç-E-er)>> Bu adam çay içer=(This man gets To drink tea)>This man drinks tea (then)
(Aç-mak)= to open (to see/show inside)
(Aş-mak)=~to exceed /go beyond
Dış> ~out-side
(Dış-a-aş-mak)>Taşmak =~overflow
Taş =the stone (portable rock)
Taşı-mak =~to take (by moving) it / to carry
Taşı-et-mak =Taşıtmak> to have it transported
Taşı-en-mak =Taşınmak> to move oneself to a different place
Der-mek= (~to provide) to set the layout by bringing together (der-le-mek= to compile)
Dar-mak= to bring into a different order by disrupting the old (tarkan=conqueror)
(thara-mak> taramak= to comb)
Dur-mak= to keep being present/there (~to remain/~to survive)
thurur =permanent (bokha-thor>boğatur>bahadır(hero)>ghadhur>hazır=existent>ready
Dur-der-mak> durdurmak= ~to stop
Dür-mek= to roll it up (to make it become a roll)
Dör-mek= to rotate on its axis >thörmek (old meaning)-to mix/ to blend (current meaning)
(döngü)törüş/törüv=tour (törüv-giş=tourist)
(Thörü-mek)>türemek= to get created a new layout/form by coming together in the same medium (tür= kind / type)
(Thörük = the derived layout/form by coming together) >Türk
Töre=the order established over time= custom/tradition > (torah=sacred order) (tarih=history)
Thörü-et-mek>türetmek= to create a new layout combining them= to derive
Thörü-en-mek>dörünmek= to rotate oneself /(2. to turn by oneself)
Thörünmek>Törn-mek>döŋmek= to turn oneself (dün=yesterday , dünya=world)
(Döŋ-der-mek)>döndürmek= to turn something
(Döŋ-eş-mek)>dönüşmek= to turn (altogether) to something
(Döŋ-eş-der-mek)>dönüştürmek= to convert/ to transform
Eğ-mek=to turn something the other way or to a curved shape> eğmek= to tilt/ to bend
Eğ-al-mek>Eğilmek=to get being inclined/ to be bent over
Eğ-et-mek>Eğitmek=to educate
Eğir-mek= to turn around itself by bending it or make it turn to another way in a specified time =~ to spin (eğri =curve /awry)
Evir-mek=to make it turn upside or turn up in other way over a specified time =~to invert /make it turn to something different in a specified time
Eğir-al-mek>Eğrilmek= to become a skew / to become twisted
Evir-al-mek>Evrilmek= to get a conversion/transformation over time
(evrim=evolution evren=universe) (devrim=revolution)
Uğra-mak= to get (at) a place or a situation for a specified time> uğramak= drop by/ stop by
Uğra-eş-mak=to stop by (altogether) into each other for a specified time> uğraşmak=to strive/ to deal with
Uğra-et-mak> uğratmak = to put in a situation for a specific time
Öğre-mek=to get (at) a status or a level / to get an accumulation within a certain time
Öğre-en-mek=to get (at) a knowledge or a knowledge level at a certain time> öğrenmek= to learn
Öğre-et-mek=to have somebody get (at) a knowledge / level (at a certain time)= to teach
Türkçe öğretiyorum =I am teaching turkish
İngilizce öğreniyorsun = You are learning english
Öğreniyorsun = You are learning > Öğren-i-yor-u-sen (You try to learn)
Öğreniyorum = I am learning
Öğreniyordum = I was learning
Öğreniyormuşum=I heard/realized that I was learning
Öğrenmekteyim=I have been learning / I am in (the process of) learning
Öğrenmekteydim=I had been learning / I was in (the process of) learning
Öğrenmekteymişim=I heard/noticed that I had been learning
Öğrenirim =~ I learn (then) > Öğren-e-er-im (I get to learn)
Öğrenirdim= ~I used to learn / I would learn (~I‘d get (a chance) to learn )
Öğrenirmişim=I heard/noticed I would be learning ( I realized I’ve got (a chance) to learn)
Öğreneceğim= I will learn
Öğrenecektim= I would gonna learn (I would learn)
Öğrenecekmişim=I heard/realized that I would have to learn
Öğrendim = I learned
Öğrenmiştim= I had learned
Öğrenmiş oldum (öğrenmiş durumdayım)= I have learned
Öğrendiydim= I remember having learned /I remember such that I've learned
Öğrenmişim =I noticed that I've learned
Öğrendiymişim=I heard that I’ve learned -but if what I heard is true
Öğrenmişmişim=I heard that I've learned -but what I heard didn't sound very convincing
Öğreniyorumdur =I guess/likely I am learning
Öğreniyordurum =I think/likely I was trying to learn
Öğreniyormuşumdur=As if I was probably learning
Öğreneceğimdir= I think that I will probably learn
Öğrenecektirim=I guess/likely I would gonna learn
Öğrenecekmişimdir=As if I probably would have to learn
Öğrenecekmiştirim=Looks like I probably would have learned
Öğrenmişimdir = I think that I have probably learned
Öğrenmiştirim= I guess/likely I had learned
𐱅𐰇𐰼𐰰
The language of the 𐱅𐰇𐰼𐰰 people living on the planet W..
(Ou)=U= it's/ that
(Më’u >Mu)=Bu= this
(Thë’u >Tsu)=Şu= that (şu=~xiou) ..(ts=~th)=θ
(Hë’u >Hau)=O= it (he /she)
(Al /ël)=(bearer/carrier)
(Iz- uz) = S (plural suffix for doubling)
Der/Dar=(der)= diger= other ...(dar)=(nearest to the other)
ël-diger>Ol diğer= Alter > other
Ol diğer>elder/ uldar/ ular (Ler/Lar= plural suffixes)
Ön>eun>une>fore>first-one
Bir>ber>per>pri>pre>fore>fir.st
Baş>beş>pesh>Head>fifth-finger>front>first
(önce=~firstly)-(önünde/öncesi=~before)-(öncü=pioneer)
Ka=(Qua)= which
Ka-u> Ki =(Qui)=which that
(Eun-de-ka-u) >Öndeki >(anterior)=which that’s before../ which that’s at first one
(Ka-eun-de-u) >Kendi >(own)= which that at fore/ which that’s at first one
(ɜ:z=euz=Öz= self) (kendisi=own self /kendi özü=oneself)
our language
(eun-weu)(this one)= Mu-eun= (Men)= Ben = I / Me
(eun-thu)(that one)= Tsu-eun= (xien/thien)= Sen= You
(eun-heu)(the one) = hëu-eun =an /on > O = it (he /she)
(eun-weu-is)(these ones)= Mu-eun-iz>(miŋiz)=Biz = We
(eun-thu-is)(those ones)=Tsu-eun-iz>(siŋiz)= Siz =You (Plural)
Hëu-ël> Ol =O= it (he /she)
El=someone else (bearer / hand)
(El-der)= Eller= other people (different persons)
Hau-ël-dar= (Ouldar) =Ullar (The bearer and other-s nearest to it/him)
Hau-eun-dar= (Andar)=Onlar= They
Mu-ël-dar=(Mouldar>Boullar) =(This bearer and other-s nearest to this)
Mu-eun-dar= (Moundar>Bounnar)=Bunlar= These
Tsu-ël-dar=(Xiouldar>Shoullar) =(That bearer and other-s nearest to that)
Tsu-eun-dar=(Xioundar>Shounnar)=Şunlar= Those
Dayı=(maternal) uncle
Dayım=my uncle
Dayımlar=my uncle and other ones closest to him=(~my uncle and his family) or (~my uncle and his close friends)
Dayılarım=my uncles
ikiz=(two similar ones) =twin
ikiler =two and other dual ones
üçüz=(three similar ones)=triplet
üçler = three and other triple ones
her = every her bir= each
her-bir-u = her biri = each one
bir-u-her =birer = single each
iki-tsu-her =ikişer =two each (each one’s a dual)
üç-u-her = üçer =three each ( each one’s a triple)
yedi-tsu-her = yedişer = each one's a septet
(Mu-ëun-iŋ)=Meniŋ=Benim=My
(Tsu-ëun-iŋ)=Seniŋ=Senin=Your
(Ou-ël-ëun-iŋ)=Olniŋ=Onun=His/her/its
(Mu-ëun-iz-iŋ)=Mŋiziŋ=Bizim=Our
(Tsu-ëun-iz-iŋ)=Sŋiziŋ=Sizin=Your (Plural)
(Ou-ël-ëun-dar-iŋ)=Olndarıŋ=Onların=Their
Ka-u=Ki=(Qui)=which that
(Meniŋ-ka-u):=which that my...= benimki=mine
(Seniŋ-ka-u):=which that your = seninki=yours
(Olniŋ-ka-u):=which that his/her/its= onunki= his/hers/its
Çün=(chiun)=factor
Ka=(Qua)= (which)
U=(ou)= it's (that)
(Ka-u)= Ki=(Qui)=which that
(Çün-ka-u)=(factor-which-that) =Çünki =(c'est-pour-quoi)=(that's why)=(therefore)= Because
U-Çün = the Factor İçün=it's for= için=for
Mak/Mek...(emek)= process/ exertion
Gel-mek= to come (the process of coming)
Gel-mek için = for coming =(the factor to the process of coming)
Görmek için= for seeing
Gitmek için= for going
for deriving new adjectives from verbs
A/e=to Çün=factor ( Jin= intermediary factor /agent of)
suffixes..(Icı-ici-ucu-ücü) (the pronunciation is like ~uji)
...A/e +U+Çü =It's intermediary factor To ..
(geç-e-u-çün) =it has the factor to pass =Geçici = transient /temporary
(uç-a-u-çün) =it has the factor to fly = Uçucu = volatile
(kal-a-u-çün) =it has the factor to remain = Kalıcı = permanent
(yan-a-u-çün) =it has the factor to burn out = Yanıcı = flammable (yanıcı madde=flammable material)
(bağla-y-a-u-çün) =it has the factor to biind/connect = Bağlayıcı = binding/connective
for deriving new adjectives from nouns and adjectives
Çün=factor ( Jin= intermediary factor /agent of)
suffixes.. (Cı-ci-cu-cü) or (Çı-çi-çu-çü) =busyness (about mision and profession)
(jaban-jin) Yabancı = (outsider)=foreign-er
(ish-jin)> İşçi= work-er
kapıcı=doorman
demirci=ironsmith
gemici=sailor
deŋizci=seaman
for deriving adjectives from the numbers
U-Ne-Çün =that-what-factor
suffixes..(Ncı-ncu-nci-ncü)
(Bir-u-ne-çün)=Birinci= ~first (initial)
(İki-u-ne-çün)= İkinci= second
(Üç-u-ne-çün)= Üçüncü=third
(Miŋ-u-ne-çün)=Bininci=thousandth
Annemiŋ pişirdiği tavuk çorbası =(Anne-m-iŋ Biş-dir-di-qa-u Tavğuk Chorba-tsu)= the chicken soup which (belongs to that) my mom cook-ed...
Arkadaşımdan bana gelğen mektubu okudum= (Arkadaş-ım-daen meŋ-a (gel-qa-eun) mektup-u oku-du-m)= I've read the-letter (which-one-comes) from my friend to me
Sen eve giderken = (Sen Ev-e Git-e-er u-ka-en) = (which-the-time You get-to-Go to-Home)= While you go home
Seni gördüğüm yer = (Sen-u Gör-dü-qa-u-m yer) = (which-the-place I Saw (that) You) = Where I saw you
İşe başlayacağı gün= iş-e başla-y'a-çak(qa)-u gün (Ki o gün işe başlayacak)=(which) the day s/he's gonna start to work
The question words in turkish ..
(Me-u> Mu)=Bu= this
(The-u> Tsu)=Şu= that
Ka=(Qua)= (which)
U=(ou)= it (that)
(Ka-u)= Ki=(Qui)=which that
Ne = what
(Ça -çe / Ca -ce)= As
An (en) = time (moment)
Dem= time (demurrage)
Vakit= (time) while
Saat=hour (the time pointer - o'clock)
(Tsu-dem-ân)=(the-time-moment)=- Zaman =the time
(Dem-u-en)= Demin= Just now
Di= now on
(Tsu-dem-di)>(Şu-dem-di)> Şimdi=(at this time)= now
Tsu-ân=Şu an= this moment (now)
Tsu-ân-da =Şu anda= right now (currently / at present)
Hal= situation (status)
Hal-en =Hâlen= currently
Hâlã= still
Henüz=yet
Hazır=ready
(Hal-i hazır-da)=hâli hazırda= at present
Hem-di =Emdi=İmdi=Now
Hem-ân =Hemen=(all the same-as moment)(exactly the same time)=in no time
(Hem-mã)=(not exactly the same) / not really ...(amma) Ama= but
(An-ça)= Anca =as-moment= (just) for the present =it’s just (for now)=(barely)
(An-ça-ka-u)= Ancak =(it's only for that moment) / insomuch =all but=( but is it just ?)
Denk=(deng)=equal
Denge=balance (equilibrium) ....(deŋer)=değer=value
Dar= nearest to the other- (narrow)
Dara=specific weight
(Ka-dara)= which specific weight.. (Ka-değer)= which value..
(Ka-dar)= which proximate Kader=~potential (specified extent)
Kadar=extent / which that-what measure of value
(Ka-u)=Ki=(Qui)=which that=(such that)= so that
(Ka-u-mu)=(Ki-mu)=Kim=(which that so this)= Who? (Ki-mu= which that such this)=kimi=gibi=like)
Ki-mu-tsu-ne=(kimesne)= kimse=any one (whosoever)
Çün= factor
(U-çün)= İçün=için= (that factor)= For.. (that's for)
(Ne-u-çün)=Niçün=niçin=(what-that-factor)= Why.. (what-for)
(Çün-ka-u) =Çünki =(c'est-pour-quoi/parce que)=(that's why))=(therefore)= Because
Ne-’e = Neye=(what to) what-where toward = ~for what
Ne-u-’e=Niye =(what that to )= Why
Ne-çe =Neçe/nece=(like what) (as what) How (how much/ how long)
(Ne-u-çe) =Niçe/nice=what as that= how long as/ how much as... (how too much)
(Ka-ne-çe)=Kança =(which-what-as) (Ka-çe)=(which-as)= kaç..=how many /how much /which number
O Bunu Yaptığınca=Bu'nu yap-tı-ka-u-ne-çe= (how much/long (through a specific time) s/he did this)=as much as s/he does this
O Bunu Yaptıkca=Bu'nu yap-tı-ka-çe= how much/many (in each once) s/he did this=as s/he does this (whenever)
(Ka-ne-çe)=Kança ............(Ka-çe)=Kaç........ =How many (as a numerical quantity)/ which number (does it have)
(Ne-ka-dar)= Ne kadar =(what extent)= what-which-nearest= How much (as the attribute)
Ne-’e ka-dar= Neye kadar =what-which closest to >extent to what
Ne-yir-e ka-dar=Nereye kadar =where-which nearest to >extent to which =where up to
Ne zaman=When ......Ka-çe-an= Haçan= when.... Ne vakit= when
Ne zamana kadar=(when which nearest to)= when up to
Ne-yir-e-te-ka-u = Nereye dek=(where to there which)= where till
Ne-yir-e te-ka-u-en= Nereye değin=(where to there which then)= where until
Ne-zaman-a te-ka-u-en= Ne zamana değin=(when to there which then)= when until
(Ka-en)= Ken=which time/moment=~(When)
(U-ka-en)= İken = (that-which-time)=when it's (that when...)
(Ka-ne-u) =Hani =which what that
Ka-u-tsu= Kaysı.... Ka-ne-tsu=Hansı..... (Ka-ne-ki) = Hangi =which one
Ka-ne-ki-tsu=Hangisi=which one of
Ka-yir= which place.... Ne-yir= what place
Ka-yir-de= Kayda=harda= where.......Ne-yir-de= Nerde=nerede= where
Ka-ile-u=Kalay....Ne-u-ile=Neyle....Ka-ne-deng =kanday........Ne-asıl=Nasıl= How
Ne-de-en=Neden=thereat what (then for what reason)= why
Ne-yir-de-en=Nereden (nerden)=thereat where =(where from)=where, how and when
Dã-en=(Dan-Den) =from (at.. then) (than) (thereat) (while there/ during there's it)
bu tarz dilbilim bilgilerini nereden edinebilirim?
Sevan hocami cok seviyorum 💙
Doğru.
Sevan Bey, harf ve dil devrimini tamamen doğru bulan bir öğretmen olarak söylüyorum: Latin harfleri ile okuma yazmayı dört yaşında öğrendim. Ama Osmanlıca yazmayı üniversite 1. sınıfta (17 yaşında) üç günde öğrendim. Okumayı da buna paralel olarak çok kısa sürede öğrendim.(El yazısını okumakta ise aradan geçen 29 yıla rağmen zorlanıyorum.)
Harf inkılabını savunanların argümanları tamamen hatalı. Biri dahi Osmanlıca okumayı yazmayı bilmiyor.
Bu inkılap, çok isabetli ve doğru olmakla birlikte çağdaşlaşma gereği dışındaki bütün iddialar geçersiz bence.
Not: Yer isimleri konusunda size katılıyorum. Samsun ve Adana (memleketim olduğu hâlde) asla okuyamamıştım.
Peki çağdaşlaşma iddiasını da ele alalım: Rusya bugün geri kalmış bir ülke olsa da zamanın süper gücü bir ülkeydi, keza Japonya Çin, Kore gibi ülkeler Türkiye Cumhuriyetinden kat kat daha gelişmiştir.Arap alfabesi dersen ben Suudi Arabistanı da gördüm, rahatlıkla kendi dillerinde bilimsel yayın yapıyorlar. Bugün Riyad Üniversitesi dünyada bütün Türk üniversitelerinin üstünde sıralanır. Harf devriminin tek bir amacı vardır Türk milletini geçmişinden ve diğer Müslüman milletlerden koparmak. O da başarılı olmuş tamamen cahil bir toplum ortaya çıkmıştır. Cahil derken akademisyenlerinin bile dünya görmemiş köylü zihniyetten çıkamadığı, palavra ile beyni yıkanmış bir topluluk.
@@SeFa590 Maalesef genç kardeşim, üzülerek görüyorum ki Arap hayranlığı ile senin beynin yıkanmış.
Rusya, Kore, Japonya, Arabistan vs. Ben de ekleyeyim: Çin, Gürcistan, Yunanistan, Ermenistan, Hindistan... Bunlar da kendi alfabelerini kullanır. Onların dillerine uygundur, doğrudur, güzeldir.
Arap'ın alfabesi ise benim alfabem değil. Desen ki Atatürk, Göktürk ya da (kısmen) Uygur alfabesine dönse... Demek istediğin anlaşılır, tartışılabilir. Ama Suudilerin Arap alfabesi kullanması ile benimki aynı değil. Ne Şam'ın şekeri ne .... Burayı alfabe, kültür, müzik, dil... Aklına ne gelirse onunla doldurabilirsin.
@@fratosmanbaykal7233 Tamam da Frenk alfabesi niye bizim umurumuzda olsun. Biz Batı avrupalı değiliz, anglo sakson değiliz, İngiliz tapar değiliz, Fransız tapar değiliz, sömürge hiç değiliz,(gerçi Cezayir Hindistan ve Mısır gibi eski sömürgeler de kendi alfabesini kullanıyor hatta Mustafa Kemal gibi kurtarıcıya muhtaç olmadan Fransız ordusu ile 150 yıl savaşıp bağımsızlık kazanan Cezayirlilere hastayım adamların mehdisi yok halkı var. Afganlar da hakeza bırak yunanı 20. Ve 21. Yüzyılın en büyük üç süper gücünü halk olarak ezdiler kovdular, Türk halkı yapamaz bu işleri, bu yüzden M.Kemale de minnettarım) Yani bin yıldır kullandığım bir alfabeyi neden katolik fransızınki ile değiştireyim? İstemiyoruz kardeşim o heriflerin alfabesini. Mustafa kemal Frankofan diye biz de mi öyle olalım, kimse dememiş mi bu adama yallah Fransaya diye. Adam kolonyal vali gibi giyinmiş geziyor kimse demiyor biz koloni miyiz diye? Fransız alfabesi gidecek Türk İslam alfabesi gelecek.
Bir de bu argümanı savunanların osmanlıca okumadığını bilmediğini yazmışsınız, yanlış, ben ve yakın çevremdeki çok sayıda arkadaşım bildiği gibi Türkiyede hızla artan sayıda insanlar öğreniyor. Hala osmanlıca kitaplar basılıyor bulunuyor. Aradan geçen yüzyılda birileri başarısız olmuş görünüyor.
Son olarak dil devriminin faydasını zararını konuşurken şu da unutulmamalı, Türkçenin en güzel eserleri eski alfabe ile verildi, bunların şahı bana göre İstiklal Marşıdır. Dil devrimi yapıldığından beri tanzimatla başlayan Türk edebiyatının kalitesinin üstünde eserler verilemedi, eski dil unutuldukça edebi eserlerin kalitesi düştü ve düştü. Sonunda bugünkü noktaya geldik. Bu da bu devrimi yapanların eseridir.
Mkemalin "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir." sözündeki en kelimesi hariç diğer bütün kelimeler arapça kökenlidir. Bunları bugünkü muadilleri ile değiştirelim: "Yaşamda en gerçek yol gösterici bilgidir." gibi bir söz ortaya çıkıyor. Bundan sonrası yorumsuz.
Arap Alfabesi bizim alfabemiz değildi. Bugün kullandığımız alfabe ise tamamen konuştuğumuz Türkçe’ye uygun. O dönemin gelişmiş ülkelerinin kullandığı alfabe Türkçe’ye uygun hâle getirildi. Alfabe değiştirmek sorunlu ise asıl sorun en baştan Arap Alfabesi’ni benimsemekti. İslâm’dan uzaklaşmak bize zarar vermez. Bilakis yararımıza.
@@SeFa590 harf devrimi ile sadece alfabe değişti. Konuşulan Türkçe aynı Türkçe'ydi. O yüzden cahil kalma gibi iddialar asılsız. Zaten o zamanlar okuma yazma oranı çok düşüktü. Kim aydındı da geri kaldı, cahil kaldı?
Siz gelin benim karşıma konuşalım
Ne Anlatırsanız Anlatın Bir Milletin Yazısı Değiştirilmez Baştan Sona Yanlıştır
Arap alfabesine geçişi de eleştirmeyi düşünür müsün? Yoksa ille Arap mı seversin😅
Yanlış olan sensin !
💛💙💛💙💛💙
Dilimiz kesinlikle çöktü
tamamen yanlış. türklerin tarihte kendine ait 2 tane alfabesi oldu orhun kitabeleri de örnektir.fakat türk dili ve edebiyatı elifba ile zirve yapmıştır. latin alfabesi Turklerin okuma yazma oranını düşürmekle kalmadı geçmişle ve edebiyatla bağını koparmıştır.
Nasıl bu kadar aptalca ve yalan yazabiliyorsun.
latin alfabesi Türkçe kökenlidir. Örneğin Y harfi yay şeklindedir. kollar açık ifade edilir. her harf için geçerli.
iyi keklemişler seni
çok ip mhp lilerin yanında takılma
Latin alfabesi yine de tek çözüm değildi. Arap alfabesi üstünde çalışılabilirdi. Şimdi bile ileri sürdüğünüz kadar verimli değil Latin alfabesi, bunu transkripsiyon yapan herkes bilir ve siz de mutlaka haberdarsınız. Benzer bir yöntemin arapça için kullanılmaması konusunda tek neden ezikliktir.
Latin alfabesi verimli değil mi? Puhahahahaha... Ulan, Latin alfabesi alfabe en azından.
Arap dili de alfabesi de Türkçe ile aşırı derecede uyumsuzdur. Latin alfabesinin Türkçeye uyarlanmış modeli Türkçe ile çok üst düzeyde uyumludur. Zaten uyumlu olmayan sözcüklerin kökeni Türkçe değildir. (Türkçe “kar” uyumlu iken Arapça “kâr” alfabe ile uyumsuzdur. Çünkü arapçadır, Türkçe değildir.”
sen demek istiyorsun ki şu an arap alfabesi kullanıyor olalım, latin alfabesini hiç benimsememiş olalım?
@ercan er neyin üzerine çalışacaksın ? dil zaten oturmuştu. Türkçeyi karşılamayan bir harf yok. Kaldı ki bin yıllık mazin o alfabeye dayalı. din tarih edebiyyat. Yani dil üzerine çalışma yapılacak bir mesele yok. Yapılan çalışmalar maziyle bağı koparmak içindi. ne lüzum vardı alfabe değişikliğine ? böyle aptallık amazon vahşilerinde bile yok. adama gülerler. Hala bu aptallığı savunanlar var. harf değiştirmek nedir biz tarih sahnesinde yeni var olmuş bir millet miyiz. baştan aşağı rezilliktir inkılapların hepsi. en rezili de harf değişikliğidir
@@user_s239 her neyse sonuçta Türkçe değil.
Modern cep telefonu kullanmak yanlış'mı ? Araplar bu Aygıtı sunmuyorlar malesef!
Sevan bey selamlar öncelikle.
Çok germeyin kendinizi, sağlığınıza zararlı sinir stres. Yeteri kadar ezildiniz, itildiniz tarihe baktığımızda, bari şimdi stresten uzak yaşayınız. Harf devrimi falan sizi aşar. ;)
Sevan'ı ilk defa zırvalarken görmüş olmanın ızdırabı içindeyim :).
Ermeni alfabetası daha kolaymış da insanlar o yüzden kuran elifbası ile yazılan neşriyata değil ermeni alfabetası ile yazılan Türkçe eserlere teveccüh ediyorlarmış... pehh :)
Mesela İslam hakkında görüşlerine katılıyorsun demek.
@@EunusRex hayır katılmıyorum ama İslam hakkında senden benden daha çok şey bildiğini ve fikirlerinin ciddiye alınması gerektiğini anlayabiliyorum.
İslam'a güvendiğim için sevan'ı dinlemekten çekinmiyorum.
Sevan'ı dinledikten sonra islam'da sevan'ın şerh ve itirazlarına yanıt arıyorum bu sayede tefekkür etmiş olup Allah'ın rızasını umarak bilgimi ve ufkumu da genişletmiş oluyorum
Sevanbey in zırvaladığı çok şey vardır oda tarihi her ermeni gibi taraflı bakar tam objectif değidir
Harf Devrimi mi?
Harf İthali mi demek istedin?
Büyük tabloyu gördün sakın kimseye söyleme.
@@orangejuice6733 bir de şapka devrimi vardı di mi?
Pijama devrimi de yaptı mı bilmiyorum.
Hayır Harf İnkılabı
@@ozgurvardar inqilab mı devrim mi? Türkçe kelimeyi kullanmaktan niye korkuyorsunuz?
@@ehmedbewege8326 İnkılap Türkçedir Arapça kökenli Türkçedir. Devrim TDK'NİN 1934 yılında uydurduğu uyduruktan uydurukça bir kelimedir.
sen git kendin kullan istedigin alfabeyi. istersen arap, istersen ermeni, istersen japon alfabesini kullan. bu konuyu tartismak ya da elestirmek sana dusmez. senin ya da baskalarinin bu konuyu tartisabilmesi icin ilk once bir meydan muharabesi kazanmasi gerekir. bu muharebenin de en azindan ingiliz ya da abd'ye karsi olmasi lazim bu devirde. ondan sonra bakariz senin boyun yeter mi yoksa yetmez mi bu konuyu tartismaya. aksi taktirde bu konu hakkinda konusmak senin dilini yakar.
Dayı bu tür konular seni aşar. senin yerin buralar değil çek iskemleni otur kahvehanende orada ki arkadaşlarınla devlet kurup devlet yık alfabesini değiştir harflerini değiştir.
Ben de ermenileri sevmem ama tamamen saçmalamışsın. Okumayı sevmiyorsan üst düzey tarihçi üstatları dinlemeni tavsiye ederim
Not: Türk
lisan meselesi itikadi bir meseledir. türkler bad'e fena, accident'e kaza der if you know what i mean.
bu sebeble bir ermeniden yahut bir kemalistten türkçe hakkında doğru fikirler beklenmez.
not: sevan nişanyan'ın türkçe hakkında bildiklerinin zekatı benim bildiklerimin yüz mislidir. bahis mevzuu türkçe'yi ne kadar bilip bilmediği değil. ilmine saygım sonsuz.
Sevan bey , Melek kelimesi senin etimoloji sözlüğünde yanlış yazmışsın. Kelimenin kökeni Melaiket demek Mela i ket . Mela Kürtçe öğretmen demek. Ket düştü demek. Melaiket Kürtçe düşen öğretmenler demek. Kürtler Annunakilere Melaiket demiş yani düşen öğretmenler. Kelime Kürtçe den Hz İbrahim vasıtasıyla olduğu gibi Yahudilik dinine geçmiş, Yahudilikten de islama geçmiş. Bu kutsal kitapların Annunakilere ait olduğunu ispatlıyor. Eskiden bir filim vardı. Star Gate Atlantis diye. Orda Atlantis liler gelişmemiş gezegenlere Tanrilik rolü oynayıp mesajlar gonderiyorlardi. Gezegenleri geliştirmek amaçlı. Muhtemelen bu da böyle bir şey. Yani Melaiket kelimesinin kökeni Kürtçe Farsça değil. Bu arada İbrahim Kürtçe bir kelime olup aslı Brahim dir. Bra Kürtçe kardeş ,him tapınak demek. Yani Brahim Tapınağın kardeşi anlamına geliyor. İbrahim gerçek adı değil gerçek adı Hoşeng. İbrahim ise dinsel lakaptir. Yani imam papaz haham gibi İbrahim de Tapınağın kardeşi diye bir lakaptir. Nemrut ise Kürtçe ölümsüz demek. Muhtemelen Annunakilerden Anu ya verilmiş bir lakaptir. Firavun Kürtçe uçmak ile ilgilidir ama tam anlamını çözemedim. Sizde biliyorsunuzki çok Tanrılı dinlerin tamamı Annunakilere tapıyor. Heykeller (yani putlar) Annunaki heykelleri. Tanrılar öylesine ortaya çıkmadı. insanlar demediler haydi bir Tanrı ya tapinalim. insanlar Annunakilere tapti. Cin ise kökeni Djin dir. Djin Kürtçe bizden olmayan, yabancı demek. Görünüşe göre 2 farklı tür Dünya ya gelmiş. Annunakiler insana benzer belki cusse olarak buyuktuler. Cin ise insana benzemeyen bir tür. Nuh peygamber in isminin Sümer tabletlerinde ziusudra olarak geçtiğini görüyoruz. O zaman niye Nuh denilmiş ? Nuh Kürtçe yeni demek. Yani yeni bir dönem manasında Nuh denilmiş. Bilmiyorum ama tahminimce bu Annunakiler Kürtçe konuşuyor. insanlar neden sünnet oluyor ? Denildiğine göre Annunakilerin organlarında fazlalık yokmuş insanlar onlara benzemek için fazlalığı kesmeye başlamışlar.
@Şokki Mokki Gerçekler bunlar ! Sümer tabletlerini , Tevrati , Enok kitabını okudunmu?
@Şokki Mokki sen sacmalimişsin. Kürt milliyetçiliği ile ne alakası var ? Kelimeler Kürtçe
Puahhahahahah