Gerçekleri söylediğinizde tu kaka ediliyorsunuz, ben de çok yaşıyorum. Hem inanmıyorum deyip hem de ama ben bir güç olduğuna, bir enerji olduğuna inanıyorum diyen, hatta burca, astrolojiye de bi güzel inanan yakın arkadaşlarım var, azıcık üstüne gidince kızıp terslemeye kalkıyorlar, sanki ben dedim enerji var diye. Safsatanın bini bi para maalesef memlekette, aslında dünyada da, işte Tevfik Hocanın çevirdiği Stuart Sutherland'ın "İrrrasyonel" kitabında çok güzel deneyler ve deneklerle anlatılıyor insanoğlunun ne kadar rasyonalite yoksunu olduğu. Hakikaten dert anlatmak zor, sabit fikri, körü körüne inancı değiştirmek çok zor, kitapta da diyor, siz kanıt sundukça kendi safsatasına daha fazla sarılma eğilimindeler diye. Zor gerçekten.
Beğendim yorum yaptım paylaşıyorum. Bunları söylemene hiç gerek yok hocam yaptığın şey bu coğrafya için öylesine değerli ki bana beğenme yorum yapma ve paylaşma fırsatı tanıdığın için sana teşekkür ederim
Bulaşma ilkesine, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nden şu alıntı güzel bir örnek olabilir: _İddia edebilirim ki, eski bir şapkadan ve ayakkabıdan sahibinin bütün huyunu, alışkanlıklarını, hayatındaki aksaklıkları, hattâ ıstıraplarının çeşidini görmek mümkündür. Hizmetçilerimize hemen evimize gelir gelmez bir kat elbise, bir iki eski gömlek, boyunbağı, hiç olmazsa ayakkabılarımızdan birini hediye etmemizin hikmeti de bu olsa gerektir. Bizi hiç tanımayan bu insan birden bire elbisemizin içine girdiği, kunduramızla yürüdüğü için, âdeta onun gizli zoru ile bize yaklaşır, farkında olmadan bizim -itiyat ve düşüncelerimizi benimser. Bunu ben kendi nefsimde iki defa tecrübe ettim._
Ağzına sağlık, yine çok keyifli derlemiş ve özetlemişsin. Yeterli örnek vermişsin ama en sevdiğim olan bulaşma yasası üzerine güzel bir örnek de ben vermek istedim. Paul Rozin adında bir psikologun deneyi bu örnek. Deneklere iki seçenek sunuyor. İki kazak var; bir seri katile ait bir kazak ama sadece yarım saat giymiş ve sonrasında da yıkanmış, diğeri köpek dışkısına düşmüş ve her yerine bulaşmış bir kazak. Hangisini giymeği tercih edersiniz sorusunun kazananı köpek pisliğine bulanmış kazak oluyor. Yine gerçek hayattan sevdiğim bir örnek; icradan satılan ev/araba almama davranışı. Çok da sık gördüğüm bir davranış. Başkasına mutluluk vermemiş maldan bana da hayır gelmez düşüncesi var altında. Ama şöyle de garip bir devam davranışına şahit oldum. İcradan satılan bir eve alıcı çıkmayınca satışa çıkaran banka kendi adına satın alıyor bu evi ve aynı evi icradan bu düşünceyle almayan kişi, bankadan satın alıyor. Biraz daha fazla maliyete katlanarak hatta. Bu yaptığın mantıklı mı dediğimde, ben icradan almadım abi, bankadan aldım demişti. Son olarak da, sondaki sorun aklıma rahmetli babaannemin bana bir kızma anından doğan hatırayı getirdi; "gece tırnak kesilmez" diye paylamıştı beni bir keresinde, "uğursuzluk getirir" diye de azarının gerekçesini söylemişti. Bana çok garip gelip, babamla bu inanış üzerine konuştuğumuzda; "eskiden gece böyle ışık yoktu tabii, muhtemelen karanlıkta bir yerlerini kesmesinler düşüncesiyle uydurularak doğdu" demiş, bana da mantıklı gelmişti.
Okumayanlara Tevfik Uyar'ın çevirdiği Stuart Sutherland'ın İrrasyonel adlı kitabını tavsiye ederim, insanların nasıl siz kanıt sundukça safsatalarına daha da fazla sarıldığını çok güzel anlatıyor, tavsiye ederim, videoda bahsedilen bu konular için başucu kitabı gibi, hatta Hoca da videoda çevirisini yaptığı bu kitapta anlatılan deneylerin bazılarına değinmiş. ikizler burcu kızım var ne kinci, ne sinsi ne de kıskanç, aksine acayip paylaşımcı ve cömert, arkadaş canlısı. (bunları söyleyince, ama onun yükseleni etkiliyoduuur diyolar hemen. Ben Boğa burcuyum neymiş boğazına düşkün olurlarmış, alakam yok, yemek seçmem ama özel yemek peşine düşmem, bana göre yemek düşünerek geçen zaman kayıp zamandır, keşke bi hap atıp yemeğe vakit ayırmasam derim, hemen cevap gelir, senin yükselenin neydiiiii??? :) )
Ben de yeni doğum yaptığım için başıma gelen bir olaydan örnek vereceğim; yeni doğum yapan ve 40. güne erişen anne ve bebeğin kırk çıkarma/kırk uçurma merasimi var dediler bana. İnternetten araştırmıştım, videounuzda bahsettiğiniz benzetme olayına örnek olabilir. Dilerseniz siz de bakabilirsiniz. O ritüalde bazı nesneler kullanılıyor; kullanım ve işe yararlılık amaçları benzerliğinde bebeğin hayatına etki edeceği düşünülüyor. Şaman geleneğiymiş bu arada. Bana yaptın mı diye sorarsanız; pandemide kimseyle görüşmediğimiz için sosyal medyada veya fotoğraflarda yapmış gibi görünüp (büyüklerin gönlü olsun diye) sadece bebekle birlikte banyo yaptık. Suyun ''enerjisine'' inanıyorum. :)) Sevgiler.
"Ortamlarda skeptiklik zor. Çıkıntı, gıcık, ukala..." ne yazık ki çok doğru ve yorucu bir durum. Kibarlığın sınırlarını zorlayarak bile ifade etseniz, sırf kendi fikrine ters düştüğü için addedilmediğiniz sıfat kalmıyor. Görmezden gelseniz bir türlü, görmezden gelmeseniz başka bir türlü...
Küçükken, babaannem ne zaman orta-uzun vadeli bir işe başlayacak olsa (mesela bir kazak örmeye başladığında) bulunduğu odadan dışarı çıkmamı sonra tekrar koşarak içeri girmemi isterdi . Bu ritüel başlanılan işin de o hızla bitmesini sağlarmış :) Bir de doğum yapan kadınları yalnız bırakmamak gerekir yoksa üç harfliler(?) gelir dediklerini duymuştum ; kardeşim doğduğunda babamın ayaklarına kapanmıştım nolur evden gitme diye :)) Yaş büyüdükçe bunların komik şeyler olduğunu söylemeye başladıkça da 'sus çarpılacaksın'larla tehdit edilmeye başlanmıştım.
Sormayın Tevfik Bey bir gruptan sırf üzerlik otunun nazara iyi gelmesi vs. Batıl konularda tartistigim için kötü oldum gruptan, çıktım ve bana uzaylı gözüyle bakmaya başladılar.🤣🤣
Kimlerin oynamak istediğimiz oyuna katılacağını öğrenmek için "... oynamak isteyen elime mum diksin" diye dolaşırdık, bazıları "öyle yapma, allahın gözüne mum dikmiş olursun" derdi. Aklıma geldi belki alakasızdır.
@@TevfikUyar1 Tevfik hocam öncelikle merhabalar tanıdınız umarım :) ben bu inanışı hiç duymamıştım ama sanırım mantığı şuna dayanıyor insanın avuç içlerini birbirine yaklaştırınca allah kelimesinin yazdığına inanılıyor sebebi o olabilir..
"Ortamlarda skeptiklik zor." o kadar doğru ki
Orada da mı öyle :)
@@TevfikUyar1 bir de bildiğim diller yetmiyor skeptikliğe burada mecbur her çeşit komplo teorisi müridiyim
Gerçekten sizin paylaşımlarınızla karşılana kadar kendime tek sanıyordum.Iyi ki varsınız .Başarılar diliyorum.Sayimiz inşallah gün geçtikçe artar🤲😊💐💐
Kesinlikle pek çok kişi beni gıcık buluyor. Şu sözü çok duyuyorum;
-Ne olacak inanıyorsak, ne zararı var?
Zor, çok zor...
"Nereden başlasam" diyor başlayamıyor insan.
Gerçekleri söylediğinizde tu kaka ediliyorsunuz, ben de çok yaşıyorum. Hem inanmıyorum deyip hem de ama ben bir güç olduğuna, bir enerji olduğuna inanıyorum diyen, hatta burca, astrolojiye de bi güzel inanan yakın arkadaşlarım var, azıcık üstüne gidince kızıp terslemeye kalkıyorlar, sanki ben dedim enerji var diye. Safsatanın bini bi para maalesef memlekette, aslında dünyada da, işte Tevfik Hocanın çevirdiği Stuart Sutherland'ın "İrrrasyonel" kitabında çok güzel deneyler ve deneklerle anlatılıyor insanoğlunun ne kadar rasyonalite yoksunu olduğu.
Hakikaten dert anlatmak zor, sabit fikri, körü körüne inancı değiştirmek çok zor, kitapta da diyor, siz kanıt sundukça kendi safsatasına daha fazla sarılma eğilimindeler diye. Zor gerçekten.
Devamını çok isteriz
Sıradaki bölümde büyüye devam edeceğim o halde.
İzlemeden beğendim hocam. Çocuk uyusun rahat kafayla izlerim.
Hahaha... O kadar iyi anlıyorum ki (çocuk meselesini)
Bu arada benim eşimde Afyon Sultandagli sayenizde bilmediğin batil gelenekleri duydum.🙈teşekkürler 👏👏
Beğendim yorum yaptım paylaşıyorum. Bunları söylemene hiç gerek yok hocam yaptığın şey bu coğrafya için öylesine değerli ki bana beğenme yorum yapma ve paylaşma fırsatı tanıdığın için sana teşekkür ederim
Estağfurullah
Bulaşma ilkesine, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nden şu alıntı güzel bir örnek olabilir:
_İddia edebilirim ki, eski bir şapkadan ve ayakkabıdan sahibinin bütün huyunu, alışkanlıklarını, hayatındaki aksaklıkları, hattâ ıstıraplarının çeşidini görmek mümkündür. Hizmetçilerimize hemen evimize gelir gelmez bir kat elbise, bir iki eski gömlek, boyunbağı, hiç olmazsa ayakkabılarımızdan birini hediye etmemizin hikmeti de bu olsa gerektir. Bizi hiç tanımayan bu insan birden bire elbisemizin içine girdiği, kunduramızla yürüdüğü için, âdeta onun gizli zoru ile bize yaklaşır, farkında olmadan bizim -itiyat ve düşüncelerimizi benimser. Bunu ben kendi nefsimde iki defa tecrübe ettim._
Çok güzel örnek. Yıllar sonra geçenlerde yeniden okumuştum ve aynı yerde aynı şey aklıma gelmişti. Çok teşekkürler.
"Gebelikte ayva yenirse, bebek gamzeli olur". Yörenin geleneksel gıdasına göre farklı çeşitleri olabilir :)
🤣🤣🤣
Müthiş bir örnek.
Ağzına sağlık, yine çok keyifli derlemiş ve özetlemişsin. Yeterli örnek vermişsin ama en sevdiğim olan bulaşma yasası üzerine güzel bir örnek de ben vermek istedim. Paul Rozin adında bir psikologun deneyi bu örnek. Deneklere iki seçenek sunuyor. İki kazak var; bir seri katile ait bir kazak ama sadece yarım saat giymiş ve sonrasında da yıkanmış, diğeri köpek dışkısına düşmüş ve her yerine bulaşmış bir kazak. Hangisini giymeği tercih edersiniz sorusunun kazananı köpek pisliğine bulanmış kazak oluyor.
Yine gerçek hayattan sevdiğim bir örnek; icradan satılan ev/araba almama davranışı. Çok da sık gördüğüm bir davranış. Başkasına mutluluk vermemiş maldan bana da hayır gelmez düşüncesi var altında. Ama şöyle de garip bir devam davranışına şahit oldum. İcradan satılan bir eve alıcı çıkmayınca satışa çıkaran banka kendi adına satın alıyor bu evi ve aynı evi icradan bu düşünceyle almayan kişi, bankadan satın alıyor. Biraz daha fazla maliyete katlanarak hatta. Bu yaptığın mantıklı mı dediğimde, ben icradan almadım abi, bankadan aldım demişti.
Son olarak da, sondaki sorun aklıma rahmetli babaannemin bana bir kızma anından doğan hatırayı getirdi; "gece tırnak kesilmez" diye paylamıştı beni bir keresinde, "uğursuzluk getirir" diye de azarının gerekçesini söylemişti. Bana çok garip gelip, babamla bu inanış üzerine konuştuğumuzda; "eskiden gece böyle ışık yoktu tabii, muhtemelen karanlıkta bir yerlerini kesmesinler düşüncesiyle uydurularak doğdu" demiş, bana da mantıklı gelmişti.
Vay be. Aslında ceket deneyinden haberim vardı, hatta bahsettim de ama bir gelişmişini yapmışlar demek ki.
Okumayanlara Tevfik Uyar'ın çevirdiği Stuart Sutherland'ın İrrasyonel adlı kitabını tavsiye ederim, insanların nasıl siz kanıt sundukça safsatalarına daha da fazla sarıldığını çok güzel anlatıyor, tavsiye ederim, videoda bahsedilen bu konular için başucu kitabı gibi, hatta Hoca da videoda çevirisini yaptığı bu kitapta anlatılan deneylerin bazılarına değinmiş.
ikizler burcu kızım var ne kinci, ne sinsi ne de kıskanç, aksine acayip paylaşımcı ve cömert, arkadaş canlısı. (bunları söyleyince, ama onun yükseleni etkiliyoduuur diyolar hemen. Ben Boğa burcuyum neymiş boğazına düşkün olurlarmış, alakam yok, yemek seçmem ama özel yemek peşine düşmem, bana göre yemek düşünerek geçen zaman kayıp zamandır, keşke bi hap atıp yemeğe vakit ayırmasam derim, hemen cevap gelir, senin yükselenin neydiiiii??? :) )
harika bir konuşmaydı, teşekkürler.
Gece gece çöplükte altın bulmuş gibi oldum. Büyük umutlarla abone oldum.
Umarım pişman olmazsın :)
Alt yazıyı kaldırdığın için teşekkür ederim
Muhtemelen o sizin ayarlarınızla ilgili. Alt yazıyı bir kez yanlışlıkla açmış olmalısınız.
@@TevfikUyar1 evet böyleymiş kapattım. Teşekkür ederim 😊
Ben de yeni doğum yaptığım için başıma gelen bir olaydan örnek vereceğim; yeni doğum yapan ve 40. güne erişen anne ve bebeğin kırk çıkarma/kırk uçurma merasimi var dediler bana. İnternetten araştırmıştım, videounuzda bahsettiğiniz benzetme olayına örnek olabilir. Dilerseniz siz de bakabilirsiniz. O ritüalde bazı nesneler kullanılıyor; kullanım ve işe yararlılık amaçları benzerliğinde bebeğin hayatına etki edeceği düşünülüyor. Şaman geleneğiymiş bu arada. Bana yaptın mı diye sorarsanız; pandemide kimseyle görüşmediğimiz için sosyal medyada veya fotoğraflarda yapmış gibi görünüp (büyüklerin gönlü olsun diye) sadece bebekle birlikte banyo yaptık. Suyun ''enerjisine'' inanıyorum. :)) Sevgiler.
Evet bizde de var o :) Hatta pek çok kültürde tam kırkıncı gün olmasa da benzer uygulamalar var.
"Ortamlarda skeptiklik zor. Çıkıntı, gıcık, ukala..." ne yazık ki çok doğru ve yorucu bir durum. Kibarlığın sınırlarını zorlayarak bile ifade etseniz, sırf kendi fikrine ters düştüğü için addedilmediğiniz sıfat kalmıyor. Görmezden gelseniz bir türlü, görmezden gelmeseniz başka bir türlü...
Evet, kesinlikle katılıyorum. Çözümün bu insanlardan kendini olabildiğince soyutlamak olduğunu düşünüyorum.
çıkıntılık yapmayı bırakmamalıyız bence, susup da karşı tarafın anlattığı saçmalıkları anlatmaya devam etmesine izin vermek bana doğru gelmiyor
solucan şeklinde şekerler yiyorduk ufakken, o ilginç geldi düşüncemde şimdi.
Başkanım otu azalt :)
@@serhatdede7293 :)
Magical thinking'i büyüsel düşünce olarak çevirmenin makul olduğunu düşünüyorum. Sizce de öyle mi? Yoksa Hüsnü kuruntu olarak mi çevirmek gerekir?
Nazara karsı; tuz patlatma, üzerlik denilen tütsü, kapi önünü bıçakla kesme. Dua okurken esneme nazar belirtisi. Aklima gelenler.
Küçükken, babaannem ne zaman orta-uzun vadeli bir işe başlayacak olsa (mesela bir kazak örmeye başladığında) bulunduğu odadan dışarı çıkmamı sonra tekrar koşarak içeri girmemi isterdi . Bu ritüel başlanılan işin de o hızla bitmesini sağlarmış :)
Bir de doğum yapan kadınları yalnız bırakmamak gerekir yoksa üç harfliler(?) gelir dediklerini duymuştum ; kardeşim doğduğunda babamın ayaklarına kapanmıştım nolur evden gitme diye :))
Yaş büyüdükçe bunların komik şeyler olduğunu söylemeye başladıkça da 'sus çarpılacaksın'larla tehdit edilmeye başlanmıştım.
Vay... Erken skeptiklik :)
Gama ışınlarına dönüşüyor 😂
Çok güldüm buna 🤣
Hocam o komşularla görüşmeyin :))
Sormayın Tevfik Bey bir gruptan sırf üzerlik otunun nazara iyi gelmesi vs. Batıl konularda tartistigim için kötü oldum gruptan, çıktım ve bana uzaylı gözüyle bakmaya başladılar.🤣🤣
Gruplarınızı gözden geçirmeniz lazım :)
Kimlerin oynamak istediğimiz oyuna katılacağını öğrenmek için "... oynamak isteyen elime mum diksin" diye dolaşırdık, bazıları "öyle yapma, allahın gözüne mum dikmiş olursun" derdi. Aklıma geldi belki alakasızdır.
Avuçla nasıl bir benzerlik kurulmuş acaba :)
@@TevfikUyar1 Tevfik hocam öncelikle merhabalar tanıdınız umarım :) ben bu inanışı hiç duymamıştım ama sanırım mantığı şuna dayanıyor insanın avuç içlerini birbirine yaklaştırınca allah kelimesinin yazdığına inanılıyor sebebi o olabilir..
Abi, kiz burcumu sordu diye asagiladim. Aptalmisin ne burcu, bilimsel dusunce falan dedim kiz aglayarak gitti. Biz boyle sevisemeyecegiz.
hocam harikasınız bu aralar bunu düşünüyordum bende🌞❤️
Beyin beyine karşıymış.