Aysuda Kölemen ile "Bir Başkadır" ve Türkiye'deki yankıları
HTML-код
- Опубликовано: 29 сен 2024
- 💬 Can Dündar #TürkiyeNereye programında bu hafta, Aysuda Kölemen ile bugünlerde tartışmaların odağında olan #Netflix yapımı #BirBaşkadır dizisini ve Türkiye'deki yansımalarını konuşuyor.
🎧 #TürkiyeNereye'yi #Spotify'dan dinlemek için: open.spotify.c....
📱 Uygulamamızı indirerek istediğiniz zaman istediğiniz yerde yayın ve podcastlerimize ulaşabilirsiniz!
⚡ Google Play: t.co/URXgGLyhZn
⚡ Apple Store: t.co/fOHYCcdhT8
Bizleri sosyal mecralardan takip edin! 👇🏼
▶️ Twitter: t.co/gCwkOV58nJ
▶️ Facebook: t.co/2o3nSYQ8Vr
▶️ Instagram: t.co/mreq6ZaEmn
▶️ Kanalımıza abone olun! t.co/g6wLtwPS24
![Yailin La Mas Viral, @kreizyk.official - Dale 2 (Remix) [Video Oficial]](http://i.ytimg.com/vi/JaYHBzgqz94/mqdefault.jpg)
Diziyi izlemeyecektim ama sayın Kölemen çok iyi anlatmış. Eleştiri yapmasını çok iyi biliyor keşke her izleyen böyle eleştirebilse. Teşekkürler Can Dündar sayenizde Aysuda Kölemen'i tanımış oldum.
aysuda kölemen'in derinlikli analizini büyük bir ilgiyle izledim. konuğunun konuşmasına izin veren can dündar'a teşekkür ederim kendi adıma.
Dizi bana insanın korkunç yalnızlığını anlattı. Yıkıp geçti duygusal anlamda.
Aysuda Kölemen'i ilk olarak Covid döneminde okulların açılmasına dair çalışması ile tanıdım, bir iki yazısına denk geldim sonradan, okudum. Şimdi de bu röportaj... Diziye dair analizleri çok başarılı bence. Gülbin ve Gülan karakterlerinin arasındaki çatışmayı hiç o açıdan düşünmemiştim. Aynı şekilde dizinin son bölümün bir rüya sekansı olarak görmek de farklı bir bakış açısı gibi geldi. Eleştirilere hak veriyordum, son bölüm bir anda pespembe bir toplumsal barış içeriyor. Nasıl olabilir ki bu diyordum; ama rüya/hayal/temenni gibi bir bakışla okuyunca epey hoşuma gitti :)
Harika ve zihin acici bir yayin olmus , Can Dundar’ a kolemen‘i davet ettigi ve dogru sorulari sordugu icin, Kolemen’e de yaptigi derinlikli analizler icin tesekkur ederim, farkina varmadigimin birkac detayi farketmemi sagladiniz tesekkurler
Aysuda KÖLEMEN Muthis,cok guzel net bir sekilde diziyi yorumluyor,dibine kadar... Tesekkurler emeğine yorumlarina...
Bence unutulan karakter ve en önemli dramı yaşayan Semiha.
Tecavüzcüsüyle evlendirlmiş ve korkunç mutsuz...
Evet iletişimsizlik ve artı herkes çok mutsuz herkes.
Bir başkadır benim güzel memleketim...
Çok güzel aniliz yapmış Aysuda Hanım, bende dizi izledim ve benzer şekilde yorumladım.
Ön yargılı olmamız, herkesi bir kalıba sokma çabalarımız, kimseye kendini ifade etme şansı vermememiz zaten bizi birbirimizden uzaklaştırdı. Zorunlu olarak TVde gösterilse bu ayna etkisi sayesinde belki herkes kendine bir pay biçer.
Şu malum dizi “bir başka” imiş!
Günlerdir sosyal medyada konu olmuş, hani beğenmeyen kalmamış, ben de rastlayınca dayanamadım, 8 bölüm tekmili birden izledim. İzlemekle kalmadım üşenmedim fikrimi de yazıyorum işte.
Dizinin, orijinal bir Netflix dizisi olduğunu belirterek başlamalıyım, hani yurtdışında kimin ilgisini çeker pek bilemedim ama… hedef kitlesinin yurtiçinde hangi kesim olduğu çok açık.
2004 yılında çekilmiş Oscar ödüllü ABD filmi “Çarpışma (Crash)” gibi bu da ilgi çekici bir yapım olmuş. Filmin kadrosuna gelirsek, oyuncuların her biri birbirinden iyi iş çıkarmış, aralarında rolünde sırıtan bir iki kişi ancak var. Ama Yasin rolündeki Fatih Artman ve başrol Meryem’i canlandıran Öykü Karayel gerçekten muazzam oynamışlar. Oyunculuk kariyerlerinin hakkını dibine kadar veren, Settar Tanrıöğen, Derya Karadaş, Öner Erkan gibi tecrübeli isimler bir yana, bütün oyuncular çok iyiydi.
Baktım da hemen herkes dizinin hem senarist hem de yönetmeni Berkun Oya için şahane yorumlar yapmış, yere göğe koyamamışlar. Bence de yönetmen nitelikli, güzel, özetle izlenir bir iş çıkarmış ta… bölümlerin içine belgesel çekimleri ve müzikleri yerleştiren her kimse… elini sıkmak gerekir zira, hani derler ya “damardan vermiş”. Lakin bu damar vaziyeti, takdir edersiniz ki, yurdum insanı yani bizler için geçerli. Yurtdışında gösterilmesi beklenen bir yapım için, bir parça öznel ve yerel kaçmış. Tabii bu benim naçizane fikrim, bize özgü ARABESK (yoksa fantezi müzik vb. mi demeliydim?) bu müzik türünün, Fado etkisi yaratabileceğini düşünenler bana katılmayacaklardır. Göreceğiz. Filmin görüntü yönetmeni bence ismi anılması gereken yeteneklerden bir diğeri. İlk defa duyduğum Yağız Yavru ile tanıştığıma memnun oldum.
Ya dizinin kurgusu, senaryo derseniz… beni heyecanlandırdığını söyleyemem. Senaryo bakımından iddialı bir yapım olmaktan ziyade, dizinin yapılma nedeninin, belli bir kesime mesaj vermek olduğu çok net. Bu kesimin kim olduğu da aşikar ve bence dizinin belki de eleştiriye en açık yönü bu.
“BEYAZ TÜRKLER” anlasın… anlasın da, kimsecikleri ötekileştirmesin artık!” diye kurgulanmış adeta. Psikiyatrist doktor olacak kadar okumuş olmakla birlikte, entelektüel bakımından zayıf, spor salonuna gitmek veyahut manevi tatmin bulma derdine yurtdışına özgü veyahut ithal yöntemlere (Şamanizmden tutun yogaya) başvurmaktan öteye geçemeyen, ismi de özenle kondurulmuş (üstüne üstlük filmde bir de zikredilerek gözümüze sokulmuş) “PERİ” karakterinden tutun, ne iş yaptığı belli olmamakla birlikte, annesi zavallı emekli koşullarında ayakta kalmaya çalışırken, kendisi rezidansta yaşayıp, aklı uçkurunda kalmış tuhaf SİNAN karakterine bakınca, yönetmenin Türkiye’den bir kesit almaya çalıştığı, ama bunu yaparken tarafgir (iğne batırayım derken çuvaldız vaziyeti) davrandığını düşündüm.
Merkeze yerleştirdiği, iyi yürekli/niyetli, fedakar, saf ama zeki özetle “olumlu” ama lokomotif olması hedeflenmemiş figür Meryem’in etrafında örümcek ağı misali kurguladığı karakterler arasında “hangileri bulunmasaydı da olurdu?” diye sordum kendi kendime önce, akabinde aklıma gelen ikinci soru: “Sahi… hangileri sahici idi bu karakterlerin?” oldu.
İlk soruma yanıtım sırasıyla:
1- Peri’nin ailesi
2- Gülbin’in ailesi
Yalıda ikamet eden Peri’nin ailesine atfedilen sığlık, aymazlık, empati yoksunluğu ve satır aralarına hakkı layıkıyla verilemeden sıkıştırılmış nostaljik özlem, yoksunluk, tatminsizlik vb. haller bir yana, kürt kızı Gülbin’in ailesine yakıştırılmış iktidar yandaşlığından kaynaklanan öfke, iç çatışma hatta şiddet, kimlik kaybı, çaresizlik vb. hislerin de şişirilmiş ve haksız yere atfedilmiş olduğunu düşündüm. Özetle Sinan’ın annesi dışındaki ebeveyn jenerasyonun, diziye zorla yerleştirildiği kanaatine vardım. Sahici olmaktan nasibini almamış başlıca karaktere gelince… annesi değil ama… bence o bizzat Sinan’dı. Bir yapıtta “karakter” olarak dahi nitelenemeyecek ve fakat ancak bir “TİP” vasfından öteye geçemeyecek bu rol yazılamamış, üstüne üstlük yazılan da oynanamamıştı. Halbuki kilit öneme sahip kılınabilirdi.
Gelelim diğer cepheye. Cephe dedim de… bu benim kişisel yakıştırmam değildir altını çizerim. Bunu yönetmen yapmış ve izleyicinin de, dedim ya… gözüne sokmuş. Evet, bir cephede, dünya nimetlerinden şu ya da bu şekilde faydalanan, kendisinden ve zevklerinden vazgeçmeden, aksırıp tıksırana kadar içip, şeyedip yaşayan, empati duygusundan nasibini almamış, “kibirli” bir zümre, diğer cephede ise, dini, imanı sayesinde manevi tatmini günün birinde… olmadı ahirette bulacağını uman ve en zor koşullardaki yaşam mücadelesi içinde hala iyi yürekli, hala saf, temiz ve insancıl kalabilen bir zümre resmedilmiş.
Dini duyguların nerdeyse dibine kadar istismar edildiği, çocuklara cinsel taciz, ensest dahil, her türlü sapık ilişkinin din alet edilerek kapalı kapılar ardında üstünün örtüldüğü bu ülkede, bir tane bile kötü niyetli “Müslüman geçinen” karakterin kurgulanmamış olması beni rahatsız etti. Ya sizi? Zira, dizinin temel karakterlerinden biri olan Ruhiye’ye çocukken tecavüz ettiği anlaşılan ne idüğü belirsiz yan karakteri koymakla, bahsettiğim mesele halledilmiş olmuyor. Madem el atılmış, bu konu da işlenerek hakkı verilmeliydi. Değil mi ki, filmin sonunda aslında evlatlık olduğu halde, kızına en şevkatli gerçek bir baba olan Hoca’nın durumunun altı özenle çizilmişse.
İyi oyunculuğun hakkını teslim ederek, Ruhiye karakterinin de sahici olmadığını söyleyebilirim. Özellikle öylesi derin bir bunalımdan bu denli çabuk çıkışı bakımından. Diğer taraftan, bu ülkenin gerçek manada ve içten Müslümanlarına örnek yaratılan HOCA, belki de en sahici karakter ve başta kızı ile olmak üzere, kurduğu ilişkiler de (son sahnelerdeki evlatlık muhabbeti hariç) son derece samimi ve ilginç geldi bana. Ama bence bütün karakterler arasında en çarpıcı olanı hiç şüphesiz Yasin’di. Fatih Artman’ın şapka çıkartılacak düzeyde performansı bir yana… karakterin şahane kurgulandığını da söylemeliyim.
Nihai analizde, senaryo niteliğini beğenmediğim, sosyo-kültürel metaforlar kullanarak toplumdaki bölünmeye dikkat çekmek adına, ana karakterler dışında “tip”ler etrafında oluşturulan, kimi gereksiz yan hikayelerle mesajların göze sokulduğunu, yani incelikten yoksun bir biçimde iletildiğini düşündüğüm bir dizi oldu. Özetle, izlenir nitelikte olmakla birlikte ajitatifti. Dindarlar atfetmeyi, hoşgörmeyi, sevmeyi sanki doğuştan ve tabiidir ki HOCA’ları sayesinde gayet iyi bilirken, imansız ve sözde dindarların ise filmin sonunda çabucak umut verir hale gelivermesi size inandırıcı geldi mi ki? Diye sorup, kanaatimi belirteyim. Yok böyle bişi!
Ha bir de beni rahatsız eden, subliminal diye niteleyebileceğim mesaj vardı ki; Ama din, ama yoga adını her ne koyarsan koy, kim olursa olsun bütün insanların manevi kurtuluş (emancipation) ve tatmin, erdem sahibi ve anlayışlı olması için mutlaka bir araca ihtiyacı olduğu iddiası.
Ama oyuncuların performansı gerçekten mükemmeldi, çok zevk aldım.
Sağlıcakla…
Çok yerinde doğru tesbitler.
Tebrikler!👍
Size küfreden bu insanlarla birlikte yaşadığım için büyük bir çaresizlik duyuyorum. Maalesef mümkün olduğunca karşılaşmamaya çalışıyorum.
Ne yalakalik had safhada bulaşma o zaman hain hain şerefsiz şerefsiz dir onu koruyan kollayan da ayni dir. Kimlikte TÜRK dini islam yazmak la ne TÜRK olursun nede müslüman TÜRK olmak icin damarda akan kan kalb te iman lazim oda sizde yok TÜRK müslüman görünümlü modifiye siniz siz ve sizin gibi sozde türk ler...
@Žižek'in Burnu mesela dedik sen örnek ver bekliyorum....
Sendemi serefsizssin üzülme sizden çok var
Şerefsiz diyen kendisini tanımlar.
Ağzınıza sağlık 💯
Tesekur ederim zevkle izledim :)
hocam sizi çok seviyoruz hergün paylaşmlarnzı bekliyoruz
Çok güzel bir söyleşi olmuş ellerinize sağlık
Çok güzel bir söyleşiydi.
Bence dizinin göstermek istediği: Kafanızdaki prototipe göre insanları yargılamayın,. Aynı gördüğünüz tiplerin hepsi teker teker insan. Hepsinin kendi duyguları, düşünceleri var.
Hocam neden diyorsunuz bırakın şu hocam demeyi. Birbirinize isminizle hitap edemiyormusunuz? Hocam diyerek olmayan bir yere koyup Ego şişiriyorsunuz. Avrupa da yok ama bizde nedense birey olunmuyor. Üniversite de öğrencimisiniz?
prof. bile olsa, doktorlara ve akademisyenlere HOCAM diye hitap etmek yasaklansın..
Diziyi bir solukta izledim Tam Türkiye resmi..Haince Türkiyenin getirildiği ayrıştırma cahilleştirme durumu..
Aysuda hanım, Sinan bir erkek rolü, çok gerçekçiydi; erkek kendini tanımak için çok çaba sarf etmez, önce büyümesi lazım. Sinan büyümeyi reddeden bir normal erkek.
harika....
Aysuda hanım harika yorumlarınız için teşekkür ederim. Sağolun
İzlediğim en iyi oyuncu kadrosu, her biri bir başka kalite oyuncu. 💐
biz 7 kardeşiz Biz deki probleem iletisimsizlik!!! Bizlerde birbirimizi cok Severiz ama cok kirariz nasil bir iliski ise !! belkide culturumuz den geliyor. Aysuda hoca ne guzel acikladiniz. ‘Iletisimsizlik’ tek tek oyunculari anlattiniz. Evet siyasi olarak değerlendirdiniz. Ben yenge ye bayildim ve yengenin arkadsinin sapigi ile evlenmesi:( ... Sinan kötü değil , annesnin. Ve babasından alamadiği sevgisini kadin bedenlerinde almaya calişiyor..bizler sevmeyi bilmiyoruz z. Sevmeyi ve dokunmayı öğrendiğimizde herşeyin devami gelecek ama o yüzden Sinan da sevgi ariyor aslinda sex değil göremediği için bilmiyor ..sex onu güvende ve sevildiğini hissettiriyor.
Sevgiler güzel anlatiminizdan dolayı.
Harika bir konuk: Aysuda Kolemen...
Harika bir soylesi oldu, keyifle dinledim ve spoilerlar beni bozmadı, diziye bu bakış açısıyla devam edeceğim :-) Teşekkürler...
Sayim Can Dundar, siz ne kadar mutevazi bir insansiniz. Gencecik, piril piril bi akademsiyeni ne de guzel agirlamissiniz programinizda. Ever iletisimsizlik en buyuk sorun, her alan ve her katmanda. Toplumsal ayrilillara gelince, iletisimi siyaset platformundan, hele Turkyede bekleyemeyiz malesef:(
ellerinize sağlık. çok güzel bir sohbet olmuş. sevgiler
Yemin ederim Aysuda Kölemeni dinledikten sonra Bir Başkadır dizisi gerçekten bir başka oldu zihnimde. Aysuda Kölemen, Türkiye ve Türkiye toplumu hakkında mükemmel izlenimler aktarıyor Bir Başkadır' dizisi üzerinden. Kendisini yeni tanıdım ama Bravo diyorum Aysuda hanım
Bir Başkadır dizisini Yönetmenlik,Diyaloglar,
Oyunculuklar,müzikler ve sinematografi açısından çok başaralı bulmak ile birlikte Kürt ve Türk karakterlere bindirdiği siyasi pozisyonlar,Ruhiye ve Hayrünnisa karakterlerinin hikayesi İle ilgili Eleştirilerim olacak.
Ruhiyenin travmasını o kadar ağır bir şekilde uzun süre işlenip de bir anda hızlı bir şekilde çözümlenmesi, Yasin’nin tecavüzcüyü dövmüş ve aşağılayarak sorunu kendi açısından çözümleyip ahlaki olarak bizi iyi hissettirmeye çalışması sorunlu...
Pek çok şey açık şekilde gözümüze sokulurken tecavüz,şiddet gibi... Hayrünnisa ile Burcu karakterlerinin ilşkileri ima düzeyinde hayal gücümüze bırakılması sorunlu...
Dizi özellikle Kürt karakterler açısından çok sıkıntılı.
Ruhiye’ye tecavüz eden neden köyden biri değil de, hayatın akışına ters ( Bir kürt neden kendi köyünden Bayramiç’in bir köyüne taşınsın) bir şekilde gelip oraya yerleşmiş bir Kürt olarak kurgulandı?
Ruhiye uğradığı tecavüzü anlattığında Yasin, “Önemli olan kalbinin bekareti” gibi bir cevap vermiş. Burada etik bir hiyerarşi de oluşturulmuş olmuyor mu? Oluyorsa nasıl? Şöyle: Her tür ilişkimiz için sahip olmamız gereken bir kurallar seti var. En basit insan ilişkisinden en karmaşığına, bizi belirli bir toplumsallıkla tanımlayan bir değerler, kurallar seti. İşte bu setin kim tarafından ne şekilde üretildiği meselesidir etik hiyerarşiler. Kürt bozar, Türk toparlar. Normu oluşturur ve Kürde de ikram eder. “Gittiğin, karnını doyurduğun köyde küçük kıza tecavüz ediyorsun ulan şerefsiz (Kürt). Bir ahlakın yok senin. Dur tüm yüce gönüllülüğümle ahlak üreteyim de sen de sayemde bir ahlaka sahip ol.”
Dizideki muhafazakâr Türk tipler kabullenilebilir olarak kurgulanıyor,Kürt muhafazakâr da yine bir Kürde itham ettiriliyor.
Kürt otoritenin Gülbin’e verilmesini, Yeni Türklük kurulurken hangi Kürdün bu sentezde yer alması gerektiği belirliyor. Karaktere haksızlık etmeyelim yine de, bir bilinç taşıyor Gülbin; eylemsiz de olsa politik bir bilinci var. Okumuş, egemene eklemlenmiş, yaşam tarzı ile egemen kimlik tarafından kabul gören bir pozisyonda.
Muhafazakarlık kısmında tartışma gerektirecek bir şey yok ki bir yanıyla doğru bu. Ama dikkatimi çeken bir şey var.İki tür muhafazakarlık gösteriyor dizi. 1) Gülbin’in Kürt, tesettürlü ablası Gülhan. Kavgacı, cahil… Tipin içi doldurulmamış. Sadece gösteriliyor. Bir hiyerarşi yaratmak için bu içeriksizlik gerekli zaten. Bu olumsuz muhafazakarlık, 2) Meryem’in psikiyatriste gitmesini olumlayan, kızının (evlatlık da olsa) tesettürünü çıkarmasına olumsuz bir tepki vermeyen bilge Hocaefendi ile onun Jung okuyan, entelektüel çaylağı. Olumlu (ve elbette Türk) muhafazakarlık.
Dizide 3 Kürt ve 3 Türk erkek karakter var.
A) Gülbin’in babası ile bir kez karşılaşıyoruz. Evde kavga kıyamet, baba başı önde, pısmış, tepkisiz, inisiyatifsiz. Bu halin gerçekliğinin takdiri elbette izleyicide ama yorumu bence 35 yıl önce ordu tarafından köyü basılmış, hamile karısı tekmelenmiş, yurdunu terk etmiş, yani erkek olarak tanımlanabileceğini tüm alan ve imkanları elinden alınmış bir figür. Karısını koruyamamış, yurdunu koruyamamış ve iktidarını yitirmiş. Daha fenası “kadın”laştırılmış. Hasta olan oğluna ninniyi anneler söyler ama Berkun Oya bu rolü babaya vermiş.
B)Civan, Gülhan’ın eşi, Gülbin’in eniştesi. Gülbin’in “tesettürlü, AKP’li” ablası tarafından etkisiz hale getirilmiş. Pısırık, herhangi bir tartışmada hemen geri adım atan bir figür.
C) Sapık, tecavüzcü Kürt. Yasin tarafından kolu ve bacağı kırılıp sakatlanmış,Ruhiyenin önünde “Beni öldür” diye diz çöküp yalvaran aciz kişi.
Peki Türk erkek tipleri nasıl? Yasin eski komando, sert ama müşfik. Ailesini koruyor. Bir etik üretici (Ruhiye’nin bekaret sorununa yaklaşımı mesela).
Bir başka muktedir “erkek” Sinan. Kadınların spor salonundaki gıybeti neticesi öğrendiğimiz gibi O.K. bir seks partneri. Fikri de olmayıversin.
Ali Sadi Hoca ve çaylağı Bilge, müşfik, değişime açık....
Dizi 80’ler vurgusu ile Türkiye’nin geçiş toplumu olduğu (ve hâla geçemediği) gerçekliğine vurgu yapıyor. Bunun ayrıntıları, semboller çok önemli değil; amaç zaten olmamışlığı göstermek. Bir çözüm, bir son öngörmüyor, durum tespiti yapıyor. Bilinçaltımıza verdiği mesaj ise şu: Eskiden Kürtler bizden uzaktı ve bilgimiz olmadığından kaba, kötü çağrışımı vardı “Kürt”ün. Oysa artık çoğu yerde “Kürt”lerle iç içeyiz ve evet, “Kürt” Türk’ün istediği gibi olmadığı sürece kaba, kötü ve çirkin.
Bu dizinin başka hangi kaygılarla çekildiğini bilemeyeceğiz (ya da herkes kendi bakış açısından kaygı alanlarını tanımlayacak) ama görünen en önemli kaygı, olumlu Türk muhafazakarlığın ve makbul Kürtlüğün (Gülbin) katılımıyla egemen Türk kimliğin meşruiyet ve egemenlik krizinin çözümlenmesi ve Kemalizmin yeniden üretilmesi. Bunu şu şekilde bağlıyor Berkun Oya -ki gerçek hayatımızda da süreç bu şekilde işliyor. Peri şahsında egemen kimlik mütedeyyin Türk kimlikle barışıyor, yoksa çökmek zorunda. Seküler yanı Kemalist kimliğin restore edilebilir yanı. Esas olan Türklük. Bu Türklük yaşamsal bir kaygı duyduğunda, kendini mevcut haliyle sürdüremeyecek kadar daralıp içe kapanmaya başladığında başka Türklük halleri ile uzlaşmak zorunda kalıyor. Peri’nin Meryem ile barışması yaşanan krizin sadece “Türklük” yolu ile aşılabileceğini işaret ediyor. Kendi gibi seküler de olsa Gülbin Peri’nin uzlaşma alanından çıkmıştır. Kendini Melisa ve Meryem üzerinden yeniden var edecektir. Eleştiriyi kabulleniyor artık. Burada “Türklük”ün seküler gerilimini çözümlüyor dizi. Türklük yeniden inşa ediliyor. Geriye ne kalıyor? Bunu “Kürtlük”le sentezlemek. Fakat yine seküler ve muhafazakâr iki “Kürtlük” var. Gülhan olmayacağı aşikâr...
Üşenmedim okudum:))
Hani Vizontele deki bi karakterin' şerefsizim bunu ben düşünmüştüm ' demesi gibi diziyi izlemek ben de bunu düşündürdü.cok beğendim diziyi.iyi ki tavsiye ettiniz.
Yillardir hic bir dizi izlrmedim,oglum acti bende esimle ilk defa izledim ve sanirim 4 saatimi aldi ,ama izlememe degdi ,bazen bir romani okursun biriki karekter var ,fakat burds hepsi birer kahraman yanne hayatin icindeki gercekler,sonuc olarak empati yapmadan kimse bir adim ,yol alamaz.
Bir Başkadır dizisinde anlatılan iletişimsizlik sorununun başlangıcının Seren Yüce'nin 2010 yapımı filmi olan Çoğunluk filminde anlatılanlar olarak düşünüyorum. www.imdb.com/title/tt1714014/ Ülkedeki kutuplaşma ve kopukluk durumu sorumlusu sadece başa gelen siyasi iktidarlar değil diye düşünüyorum.
Harika Bir Analiz Yüreğinize Sağlık
3 Farklı Türkiye > Kültürlü Elit Bir Kesim Geri Bırakılmış Eğitim Sevyesi Düşük Ve 3 Kelimeyle Alt Yazılı Kürtçeyi Anlatan Bir Dizi
Diziyi bitirdikten sonra 17:13'e dönmek ve dinlemeye devam etmek üzere...
15 yıldır yerli dizi izlemiyordum fakat bu dizi izlemeye değer anlaşılan.
Muhteşem güzel bir analiz. Bravo!
İZLEDİK HOŞUMUZA GİTTİ O KADAR.OFFFFF BİRAZ SUSUN YAHU
Toplumu birbirine düşürenlerin eserleri olarak gördüm dizi filmi.... Ciddi bir çatışma yaşandığını görüyoruz hatta çok hafiften almış. Daha ağır örnekleri var hayatımızda.
Aleviler ile ilgili çıkarımları çok makûl
Farklılıklarımız zenginliğimizdir ve bundan korkmamalıyız. Konuşmak ve anlamak yeterli sadece,diyen bir dizi.Aysude Hanım'da çok güzel ifade etti.Emeğinize sağlık.
hem kararkterlerde hem sinematografide nuri bilge ceylan etkisi çok bariz bence.
Katiliyorum ama Zeki Demirkubuz da olur.
@@umittural9058 kesinlikle .ama nbc filmlerindenki art house tarzı bu kadar baskın değil .dizi sonuçta .farklı bir tat yakalamış. özellikle öykü karayelin oyunculuğu tam nbc gerçekçiliğinde.bu gün türkiyede böyle bir dizi çekilebiliyorsa bu nbc lerin ,demirkubuzların sayesindedir.
@@circlesoleil5179 Katiliyorum. Her ikisi de cok buyuk isler yaptilar, keyifle izliyorum.
Genel anlamda iyiydi.yalniz,konuşma gereksiz ayrıntılar ve uzatmalardan biraz sıkıcıydı
Çok ama çok kitap okuyan geçen 20
yıl sayılı 3- 5 defa gördüğüm çok yakınımla buluşmaya hazırlanırken
izledim. Karakter çeşitliligi ve analizi
ne verdiği ne aldığı źaman içinde değişimine odaklaşacaktım.
Diziyi izlemeden önce ve sonra bir sürü yorum izledim ama tek objektif yorumu Aysuda Hanım yaptı; İLETİȘİMSİZLİK yada İLETİȘİM SORUNLARI 👏👏👏👏👍✌️
bir diziye ne kadar çok görev yüklüyo ya herkes. Her şeyini sorguluyor eleştiriyor. Siz yine daha sakin anlaşılır eleştirilerde bulunmuşsunuz ama 8. bölümü ayırıp inandırıcı bulmayışınızı anlayamadım pek. Hiçbir karakter 1 günde değişmiyor ki zaten değişim süreci anlatılmış. Kendini sorgulama kabulleniş.. Yasin in eşine sevgisi zaten hep veriliyordu. Bütün karakterler de değişmedi hem Sinan gibi. E hoca zaten kimseyi zorlayıp şiddet uygulayan bir karakter değildi en başından beri. Sizin kafanızdaki hoca karakterine uymadığı için sizi rahatsız ediyor sonundai sessizliği belki de. Aynı şekilde Yasin de sizin kafanızdaki şiddet potansiyeli olan erkeğe uymayıp sonunda sizi rahatsız etmiş belli ki. Ama bunlar da toplumda gayet olan hadiseler. Siyah beyaz bir çizgiyle ayrılmıyor kimse.
DÜNDAR👉👍
Beaan, Aaerkek, Dearken, hear hafta, Gearcek.... hanimefendi biraz ojinal konussaydiniz bari::((
Dizi’yi beğendik dedik kızdılar ☹️
Ferdi Özbeğen’i keşfettik dedik kızdılar ☹️
Sevmeyi beceremiyoruz birbirimizi bari kabul edebilsek , var oluş hakkımıza saygı duyabilsek 😓
Kesinlikle katılıyorum.
Kardeşlerim bırakın boş işlerle uğraşmayı bir olun insanlar aç aç savaşlarda insanlar ve hayvanlar ölüyor Çocuklar ailesiz kalıyor bunları dile getirin””””!””””!”””””!
AHLAT AĞACI var, NBC hoca sağolsun gerçek yiyin biraz diye verdi
Aysuda Hanım'ın söylediklerinin %60'ına katılmıyorum.
Vizyonu orta çağa dönmüş bir yerde televizyon izlemek ve de temenide bulunmak doğru değil ara sıra şabanın doğaçlama filimleri bazen izlerim enazında stres yapmaz
Bu kadar konuşulan bu diziyi izlemedim. Türkiye'de kimsenin kimse ile konuşamadığını, insanların iç dünyalarında hapis bir şekilde, tepkisel bir iletisim halinde olduğunu anlatan bir dizi. Kimse birbirini dinlemiyor. Karakterler çok eksik yama yama. Herkesin birbirinden korktuğunu anlatan bir dizi. En gerçekçi kısmı da bu. Erkekler de korku içinde. Herkes susuyor. Hiç kimse "ben" diyemiyor. Anlat diyen birisine şüphe ile yaklaşıyor.
#birbaskadır benim memleketim demek istiyor film. Bir birimizi anlamaya, tanımaya davet gibi. Ön yargılarımı kırmamızı hatırlatıyor. Aynı hayatları yaşamasakta insani duygularımızın aynı olabileciğini gösteriyor. Tam bu zamanda İhtiyacımız olan bir film. Kutuplaşmışken
Benim son derece yüzeysel merakım Asude hocanın dişleri yapılı mı... yapılıysa doktoru tebrik ederim, değilse Asude hanımı en azından benim gibi fosur fosur sigara içmediği için - ki bana maliyeti estetik konusundan çok daha fazla oldu - tebrik ederim. Fırsat bulursam diziye bakacağım, bütün berbatlık içinde iyi bir şeylerin de yeşermesi KAÇINILMAZ, eğer yaşam devam edecekse.
Ethos'un türkçesi töz. FYI
ben de Aysude yi simdi tanidim ve tw'ierdan takibe basladim. CAN zaten CAN!
Allahım ne tatlı bi hoca 🌷🥰
Muhteşem bir dizi. Her bir oyuncu mükemmel bir şekilde oyunculuk gücünü sergiliyor.
Şöyle bir şey var:
birkargamiyavdedi.wordpress.com/2020/11/22/bir-baskadir/
Kur an kursu ogretmeniyken, öğrencilerin dertlerini dinlerdim çözüm bulamazdim ama onun derdini dinlemem öğrenciye faydalı olurdu.
bir başkadır floot'unun linkini atanbilecek var mı?
E siz diziyi anlattınız😁 keşke daha az yani ve hani kullansanız.
cok guzel bir yayin. esekkur ederim.
Evet harikasınız maalesef ülke gerçekleri..
Arkadaş bir konu hakkında da bir fikir belirtmeyin yahu.
Çok ünlü bir şarküterinin kapısında son model bir mercedes durur, şoför inerek hemen arka kapıyı açar ve bir karı koca araçtan inip şarküteriye girerler. Adam önce pastırmalara bakar ve görevliye "ver bakalım 10 kilo pastırma" deyip eşine döner ve "damada alalım hanım" der. Sonra et reyonuna geçer ve görevliye "10 kilo pirzola, 10 kilo bonfile hazırla" der ve eşine dönüp "damada alalım hanım" der. Sonra lüks ürünler bölümüne geçip görevliye "ver bakalım 10 kilo Hazar havyarı der" ve eşine dönüp "damada alalım hanım" der. O sırada onları izleyen bir gariban yanlarına yaklaşarak adama "bu damat dediğiniz kim" der, adam şaşırır soruya ama yine de "falancaların oğlu" diye cevap verir, bunu üzerine gariban adam "yanlış anladınız yani ne yapar" der, adam yine bu kez damadının yaptığı işi söyler, bunun üzerine gariban "hayır yine yanlış anladınız, dünyayı satın aldınız damadınıza yani bunu hak edecek ne yapar" diye sorunca kızan adam "benim kızı becerir" diye yanıt verir, gariban bir bakar ve "beyim siz bu aldıklarınızın onda birini bana alın ben bütün ailenizi beceririm" der. Nereden aklıma geldiyse uzun yıllar önce kayınpederimin anlattığı bu fıkra........
Baska konu baska konuk, haftaya, sabirsizlikla...
Bende izledim güzeldir gerçekten
aydın nazilli uzun yaşam merkezinden selam
Ayrıda hanım kimse konuşamıyor
Dr. Meryem olaydı, dr da aynı olsaydı
izle reis.. türkçeni geliştirir :)
Sezon finalini Yılmaz Güney “Sürü” filminden karelerle selamlayan yönetmene ,Yılmaz Güney ‘e ve sinemasına selamlar olsun!
Ablanın ismi Gülan.
Basortulu baci dizilerini, basortulu bacilar bile izlemiyor :)))))))))
izleyenler izlediklerini göstermek
için izliyorlar.Anladıklarından değil
Sevdiklerinden degil.İzlemezlerse
kendilerini çıplak hissediyorlar.
Yanlız kalmaktan korktuklarından
izliyorlar. Boş sapık anlamsız doldurulmuş olduklarından izliyorlar.
Yoklukdan izliyorlar var olmak istiyorlar.Sayılmamış olmakdan korkuyorlar onun için izliyorlar.
Onlar için her şey sayılmış olmak
baş örtüsüyle sayılmış oluyorlar
Hiç olmakdan kurtuluyorlar.
Hiç de bile. Gayet de başörtülü kadınlar da izledi. Sorunun iletişimsizlik olduğunu gayet de anladı. 50 yaşında başörtülü teyzem 2 bölüm izledikten sonra, "yahu bunlar birbirleriyle açık konuşamıyorlar ki birbirlerini anlasın" diye yorumu oldu.
Pekâlâ izliyor
❤️🙏👏👏
Konuğunuz tam bir beyaz Türk 🤣 Her şeyi biliyor... 😜
Robert kolejli devlet hastanesinde çalışıyormu
devlet hastanelerinde benim terapi olmaz. neyin var? al cipralex..
Film de bu bayan da hayalkırıklığı.
“ ablası, gülbin’den daha Kürt” değerlendirmesi çok ilginç. Oysa abla eğitimsiz insanın temsili bence. Aysuda hanımın muhayyilesindeki Kürt öyle bir şey demek ki. Aysuda hanım peri karakteri😂 Türk aydını
Aysuda kimin abla olduğunu şaşırıyor arada
kürt insan cahilliği temsil eder zaten kürtlerin birçoğu önceden dağda bayırda yaşardı yeni yeni şehirleşiyolar aysuda iyi bir tespit yapmış
@@atheoss ben de iyi bir tespit yapacağım hem de kadim bir tespit: çok cahilsin ölsene.
@@sibelzoraga3998 benim ölümüm insanlığın ağıt günüdür
Aysude hanim ne kadar cok 'sey' kelimesini kullaniyorsunuz. Anlatimi carpik hale getiriyor. Basarilar...
Fakir mahalledeki marx okuyanı neden yargıladın ki fakirlerin okuması gerek zaten ayrıca entelektüel çaba sarf etmet fakirlere yasak mı. Altını dolduramamış demen ise bir şey ifade etmiyor. Garip...
adamïn derin bilgisi olsa öyle havalı havalı millete anlatmazdı
et yemeye gücü olmayan ancak yemek programlarında pişmiş eti görerek kendini tatmin ediyor . bu talep yaratılıyor çünkü talebin alıcısı var. aynen yıllarca güzel kolay ve zahmetsiz gelir kaynağı olarak tütünün amerikadan buralara getirilmesi vede tekelleşmeyle sunulması gibi karşılıklı bir döngüdür . fakirin et alma umudu olmadığından o programı seyrediyor çünkü umut etmet umut haline geliyor umut fakirin ekmeğiymi,ş yermiş yermiş bitmezmiş satın alma umudu olsa satın almak için yapması gerekene yönelir seyretmekle vakit geçirmez .insan sadece maddi bir canlı değildir beden ve denge kelimeleri orjinalde koordinasyon dilinde denuuge = tanrı katındaki sesle birleşmiş çoğalmış anlamı baskın kodlardan oluşan bir sıfattır ve bu kelimeye den densede olur ama g ile bunun birleşme çiftleşme mücadele ile artan bir şey olduğu vurgulanmış olacağından deng olarak kullanılır ses ve ruh anlamında bir kelimedir bideng = sessiz yani beden cismani yapı kastedilir taş duvarda bedengdir yani sessizdir sadece cisimdir . deng e = kelimesi yani sesstir ( deng= ses / e = dir ) denge bidengliğin karşıtı dengesi yani varlık olma nedenidir . ve deng yoksa bideng de yoktur dengede yoktur yani ses ve ruh yoksa ses veren cisim ve cismaniyette yoktur öz de . bir bedengin var olması onun maddi ve ruh olarak var olmasıdır yani taş duvar beden(g)dir ama bunun kendisi farkında değildir çünkü bedengdir ve aslında o yoktur sadece onun varlığını bilen için o vardır . tanrının varlığı bile izah edilirken kendisinin güzelliğini görmek için alemleri yarttı denir yani tanrı deng ti ama bideng değildi başlangıçta ve var olmak için kendine cisim oluşturdu . insanda eksiğini bir şekilde tamamlayarak yaşamaya devam eder . yoksa hayali ile yaşar ....dinlerin hepside bunun üzerine kurulmuştur . insanlar çok kötü bir çarkın pençesinde saçmalıkların okyanusunda içinde yüzmekte olduğundan okyanusu anlamaya çalışıp önce kendini sonra okyanusu değiştirmek yerine okyanus içinde kendisine çarpan yani direk rahatsızlık veren bölgesel işlerle uğraşmakta maalesef .hatta şikayet ettiği şeylerle okyanus kendisi bizatihi kendi doldurmaktadır.sanal gerçeklik .bu yayında bu film için yapılmış .
Guzel dizi ama hoca karakteri ilk bolumde olumlu yonde yanli tanitilmis. Bunun tersine psikolog yanli olarak olumsuz tanitilmis.
@@heybelimarti1 Yani din adamlari insancıl, sevecen ama bilim insanlari ayirimci, soğuk vs.
Affedin ama 'diziyi izleyip de anlamayan varsa anlasın diye' gibi bir sohbet olmuş bence. Ya da izlemiş olanların aralarındaki değerlendirme. Örneğin ben izlememiştim, sosyal medyada popülerleşmesi üzerine genel bir değerlendirme alayım demiştim. Bunun yerine her bir karakter birbirine ne demiş, niye demiş, o öbürünün nesi oluyor vb. bilgilerden sonra artık izleme gereği de duymuyorum. Emeğinize elbette çok teşekkür ediyorum ama yöntem galiba yanlış olmuş.
Aynen
Meryem zaten Meryem’di aslında ,,
Bizlerin ancak kendi kendimize anlatıp bundan sanatsal bir çıkarımda bulunup detaylarıyla buna yakıştırmaya çalıştığımız ve çoğu bilindik, ezberlenmiş pek az evrensel bir değeri olan bir film. Yani seyredin diye ha Cem Yılmaz’ı çıkarmışsınız ha bu filmi koymuşsunuz. Nasılsa hiç bir dünya ülkesindeki hiç bir vatandaş Cem Yılmazın espirilerine asla gülemeyecek ve bu mevcut başarısını anlayamayacak ise bu filmi de evrensel ölçekte hiç bir yere koyamayacaktır. Yine bilindik ve artık izlemekten gına gelmiş acitasyon ve sevkat üzerinden işlenmiş bir kaç çelişkili durum oyuncuların genelde rol yapmaktaki başarıları olmasa hiç dikkatimizi çekmezdi. Filmin izlenmesindeki en büyük ilgi kaynağı özellikle Meryem ve bazı diğer oyuncuların rol yapmaktaki başarılarıdır. Bence esas olarak bu başarının nedenleri konu edilmelidir. Zira gerçek hayatta çare üretemeyen kişiler olmanın konu itibariyle başarılı bir rol üstlenmekte zaten sıkıntı yaşamayacağı aşikardır. Yani Meryem zaten Meryem’di aslında,,
offff ıııııı ıııııı eıııııı eıııı ıııııı ıııııı ıııııımm neden ıııııııııııısız konuşulamaz...? Dinleyemedim, yani konsantre olamadım.. 😔
Bende aynı
kalıbımdan çıkamadım
tekrar izliyecem
Nefret ediyorum bu dizilerden
alaman k-9 u dizi reklamına başlamış
Yerli Çomar da eleştirmeye gelmiş
Sahtekarlik ve ahmaklik böyle birsey. Yine kendi mahalesinden birisi bulup birbirini onaylamak nedir kardesim ? Safe zone safe bubble dedikleri bu iste.
Anlatım tarzınız çok antipatik ve rahatsız edici!
demokrasi nedir her insanın isdedigini yapabilmesimidir demokrasinin tarifini yapsaniza
Çok bildik senaryoyu bu kadar abartamak niye !!!
Bu nasil bir sacmaliktir ya
abla biraz kendini Can Dündar a ispat etme kaygısıyla eni konu bir dizi hakkında konuşurken fazla gayretkeş. Zip li dosya gibi tüm bildiği güzel cümleleri sınırlı sürede pandoranın kutusundan fırlatır gibi arka arkaya söylüyor ve açıkçası bir bok da söylemiyor.
Bir hırslanmışsınız *kadına* nedense... Aynı anlamı çıkarabileceğimiz iki yorum birden yazmışsınız arka arkaya yorumlara. Bu kadar aleni saldırdığınıza göre, belli ki sinirlendirmiş *kadının* bazı söyledikleri sizi. Adını bile yazamamışsınız Aysuda Kölemen'in, *kadın* deyip geçivermişsiniz.
Çok b.k(dediğini kulağın duysun, yazdığını gözün görsün)söylüyor. Mesel senin su verdiğin cevabı vermeni sağlayan etkenleri, bilinçsizliği...
Nesine kizdiniz Kolemen’in gercekten merak ettim , bilincaltinizdaki bir seyi tetikledi galiba, hocayi kafanizda bir nefret objesi yapmissiniz, kolemen muntemelen can dundar’dan ( kendisini cok severim) cok daha egitimli bir insan, Niye kendini can dundar’a kanitlasin ki , alemsiniz gercekten, kendi kendinize birseyler yasiyorsunuz lol 😂
ya abi bu kadını bu kadar konuşturdun bizim de hayatımızdan çaldın bu kadar konuşup hiç bir sey söylemeyen insan demirel gibi az bulunur. bir şey söyleme derdi yok ki kendi bilgi birikimini süslü cümlelerle sergileme çabasından başka bir bok göremedim Sen ki günde 1-2 dk lık videolarla söyleyeceğini söyleyen ufuk açan insanları düşünmeye sevk eden bir insansın.
Bir hırslanmışsınız *kadına* nedense... Aynı anlamı çıkarabileceğimiz iki yorum birden yazmışsınız arka arkaya yorumlara. Bu kadar aleni saldırdığınıza göre, belli ki sinirlendirmiş *kadının* bazı söyledikleri sizi. Adını bile yazamamışsınız Aysuda Kölemen'in, *kadın* deyip geçivermişsiniz.
Nesine kizdiniz Kolemen’in gercekten merak ettim , bilincaltinizdaki bir seyi tetikledi galiba, hocayi kafanizda bir nefret objesi yapmissiniz, kolemen muntemelen can dundar’dan ( kendisini cok severim) cok daha egitimli bir insan, Niye kendini can dundar’a kanitlasin ki , alemsiniz gercekten, kendi kendinize birseyler yasiyorsunuz lol 😂