Yıllardır gerek çeşitli platformlarda gerek yüz yüze insanlarla evrim, canlılık nasıl başladı tarzı soruları tartışan ve en sonunda bundan bıkan bir ateist olarak sizi tebrik ederim. Gelebilecek pek çok konuyla alakasız, anlamsız, eksik ve yanlış bilgilerle dolu yorumları göze alarak böyle bir video hazırlamanız, ilerleyen videolarda da Evrim’den bahsedecek olmanız takdire şayan.
Bir müslüman içindeki boku atabilmen için "tanrı götündeki deliği yarattı der.Bir ateist ise " sen sıçmaya uğraşırken o delik oluştu " der ve işin içinden çıkar.
@@kirpi1 ahahahaha seni cahil seni Ateizmin tanımını bile bilmiyorsun ateist değilim ama her türlü cehaletin karşısındayım Ateist ne diyor ben sana söyliyeyim ateist bir tanrı varsa bu kanıtlanana kadar olmadığını kabul ederiz der ki mantıklı olan da budur ortalıkta bir şey yok ise o bulunana kadar yok olarak kabul edilir bilimde de felsefede de mantıkta da böyledir Yani ben tanrı varsa bile kabul etmiyorum demez bu kanıtlanır ise kabul ederiz diyorlar Yoksa herkes ortaya bir tanrı atar hepsini kabul etmek zorunda kalırız bu mantıkla. Herkese göre kendi tanrısı gerçek Bu tanrı bir enerji bile olabilir tabi insanlar kendine benzeyen şeyler yaratır kafalarından genelde dinlerde de görürüz bunun örneğini
Çok iyi! Bir de, cesaretini kutluyorum. İnsanı aptal yerine koyan tüm kurumları bir daha gözden geçirmek gerektiğini bir kez daha görüyorum. Teşekkürler!
Ben İngilizce öğretmeniyim ama felsefe, psikoloji ve teolojiye olan ilgimi okuyarak izleyerek sürekli canlı tutmaya çalışıyorum😊 Her gün bir şeyler öğrenmek beni mutlu ediyor🙏🏼 Tesadüfen seni keşfettim ve ne kadar kaliteli bir kanalın var çok güzel ve emek verilmiş bir kanal olduğu çok belli, ayrıca ses tonun, diksiyonun, konuları tane tane anlatman çok hoş, gerçekten çok başarılısın umarım daha geniş kitlelere ulaşırsın 💕
Kendini iyi yetiştirmiş insanları takdir etmeden kendimi alıkoyamıyorum... Felsefe ve mitoloji bir düşünce ve anlama tarzı olarak içinde barindirdaklari tutarsizliklari kasdetmeyerek söyleyeyim kainatı anlama çabanız ve analiz yetiniz takdire şayan...
Sizi Barış Özcan'ın videosunun altındaki yorumdan bulmuştum. Şimdi ben de din, bilim ve felsefe hakkında şahsi yorumlarımı içeren videolar hazırlıyorum. Ben de daha görünür olmak için neden sizin videolarınızdan birinde kanalımın reklamını yapmayayım ki dedim. İlgili arkadaşları kanalıma göz atmaya davet ediyorum ve sizin videolarınızın da devamını bekliyorum. :)
Çok ilginç! Normal koşullarda felsefe dinlemek için giriyorsun. Ama Hanımefendinin kendisi o kadar güzel ve anlatımı o kadar tatlı ki; bir süre sonra anlatılanlardan kopmaya başlıyorsun. Tavsiyem sadece ses olarak dinlemenizdir. Aksi takdirde gözleri yavaş yavaş sizi kendine çekiyor.
Yorumlara baktım ve tam beklediğim gibi yaratılış evrim tartışması yaratmayı başarmışız.Aslında madde madde hepsinden bahsetmişsiniz bunda anlaşılmayacak bi şey yok diye düşünüyorum.Bunları yazıyorum çünkü bazı şeylerin aşılması gerekiyor diye dusunuyorum ve bu platformda sizi başarılı buluyorum her sey icin tesekkurler🧡
Hayatta bütün herşey enerjiden ibaret; canlı veya cansız. Elektrikte enerjidir. Bütün herşey enerjinin dönüşümü ile açıklanır. İş , güç , enerji . Enerji , güç çarpı zaman. Formülize hâli. Zaten , ünlü bilim insanları mesela Nikola Tesla , şuna dikkat çekmiştir asıl merak ettiğim yıldızlar söndüğünde ne olduğu(Karadelikler). Enerji varsa hayat var , enerji yoksa hayat yoktur.
@@pelindilaracolak Videolarınızda çok güzel enerji-bilgi dolu. Devamını dilerim 🙏 Öğrendiğiniz bilgileri düşüncelerinizle yorumlama ve aktarma yeteneğiniz takdire şayan 👏
@@pelindilaracolak peki şunu sormak istiyorum, 46 milyar ışık yılı büyüklülte bir evrenden bahsediyoruz, aynı zamanda insandaki 30-40 trilyon arası bir hücre topluluğundan..
@@angel-ji7my müthiş sistem yoktur dostum mesela örnek sakat doğan insanlar ve omurgamızın yamuk olması bel ağrımıza yol açar araştırabilirsin evren de müthiş değil kaos halindedir neyse
öyle bir anlatıyor ki sesi kısıp izlesem evlendiği günü anlatıyor sanırdım, bu ne heyecan :) 8:30 cansızlıktan canlılık oluyorsa bilim adamları toplanıp işiten, gören, anlayan, sevgiye karşılık veren bir canlı üretsinler, ama başka canlının genini almadan, kopya çekmeden.
Her hangi bir şey yoktan var olduğunu hatiriyorsa herşeyin de yoktan var olduğunu huzur içinde emin bir şekilde kabul eder..surekli ve en güzel bir şekilde yaşama duygusu ..sonsuz sürekli hayat var olduğundandir....
YARATILIŞ FIKRASI ..Bir gün bilim insanları , baştan sona insanı , yaratabilecek bilime ulaşmışlar ...Ve Tanrı'nın karşısına çıkıp .. ' Ey Tanrı'mız ... bizde artık insan yaratabiliyoruz ,senin yarattıkların olarak , senin seviyene geldik ' demişler ..Tanrı'da benim seviyeme gelmeniz ne güzel .. öyle ise yaratın da görelim ... demiş .. Bilim İnsanları başlamışlar insanı oluşturan maddeleri getirip hazırlamaya .. Tanrıda .. Hop Orada Durun Bakalım ... Yalnız Herkes Kendi Malzemesini Kendi Getirecek .... Deyivermiş ..
Emeğine sağlık... Ömrüm yeterse seni filozof olarak görmek bana büyük bir keyif verecek. Yetmezse semi tanımakta az değil hani...Kolaylıklar diliyorum.
Çok iyisin "her anlamda" bu ortada... Didaktik yaklaşımını kırabilsen ve diyalog kurmaya alıştırsan kendini keşke. Sözgelimi Niçe gibi. Daha da çok şey öğrenebiliriz senden.
Bu bir anlatım şeklidir, birşeyi uzun uzadıya anlatmak yani ışığın nasıl oluştuğu anlatılmaya kalkışılsaydı herhalde kutsal kitaplar diğer konular ile beraber milyon sayfalar olurdu :)) kutsal kitaplar bilim kitabı değildir, konusu başkadır, orada anlatılmak istenen kısa ve öz olarak yaratan gücün ne denli güçlü olduğunun ifade edilmesidir, bununla ilgili size şu örneği verip konuyu pekiştirmek isterim; " Eğer denizler mürekkep, ağaçlar kalem olsa ve bir o kadar daha getirseler rabb'inin anlatacaklarına yine yetmezlerdi" şeklindeki ayetten de anlaşılacağı üzerine herşey açıklanmaya kalksa sonsuz sayfada kitaplar olurdu ve insanların bunu ne okuma ne yazma ve nede saklama konusunda başarısı olmazdı o zamanki duruma göre. Kısaca anlatmak istedim, aslında antılacak çok şey var ama yazmak zor geldi.
hayatın nasıl başladığının insanları ilgilendirdiğini hiç sanmıyorum (çünkü varolmak için kimse bize sormadı, bu saçmalığın içine doğduk) dolayısıyla soru varolmaya devam edecekmiyiz yoksa (tek seçim şansımız olan) var olmamayımı tercih edeceğiz?
Harika bir konu ve harika bir anlatım! Ekleme yapmak istediğim şey de şu, Tanrı’nın varlığı ile abiyogenezin veya evrimin çeliştiğini düşünmüyorum. Siz de zaten böyle bir şey iddia etmediniz ama katkı sunmak adına söylemek istedim. Hayat bu yolla başlamış olsa da videodada söylendiği bir dizi “mucizevi” şeye ihtiyaç vardı ve bunun da Tanrı’yla ilişkili olduğuna inanıyorum. Tanrı yaratışı böyle bir yolla yapmış olabilir, çünkü fiziksel kanunları da var eden Tanrı ise bununla çelişen bir şey yapmaması yani şıp diye yaratmamış olması beklenir. Selam ve sevgiler 😊
Ben de böyle düşünüyorum. Zira sonunda varlığı kendisinden olan bir şeyin kabulüne gitmek zorunda kalıyoruz. Bu ateistler için bir madde, deistler ve teistler için Tanrı olabiliyor.
Sistem tanrının yaratamayacağı ve tasarlayamayacağı kadar kaotik olasılıkların ve süreçlerin olduğu bir ortamda tanrının sıkılıp bir şeyler yapmak istemesi konusunda ciddi şüphelerim var
"Evrim var ama evrimi gerçekleştiren bir tanrı var" fikri yeni değil Evrimin inkar edilemez bir gerçek olduğunu anlayan teistler, evrimle savaşmayı bıraktı ve onu özümseme yoluna gitti. "Evrim dinle çelişmez, evrim tanrıya mani değildir" diyen pek çok teist türedi. Evrimi "Inteligent Design" yani "Akıllı Tasarım" olarak nitelendirip bunun da tanrının eseri olduğunu iddia etttiler. Üzgünüm teistler, akıllı tasarım fikri çökeli çok oldu. Evrim rastgele süreçlerle gerçekleşir. Burada akıllı bir tasarım yok. Doğa neyi seçerse o ayakta kalır. Yoksa okumamız için yaratıldığı iddia edilen gözümüz, bu kadar kolay bozulur muydu? Hem okuyalım hem de okudukça gözümüzden olalım. Anlıyorum. Biraz da felsefe yapalım. Eğer bir tanrı varsa mutlaka yaratmak zorundadır. Yaratmayan bir tanrı, tanrı değildir. Her şeyi o yaratıyorsa, bir şey yaratmadan sadece tek başına kalır ve kendi kendisinin tanrısı olur. Biz yaratılmışlar olmadan tanrı bir hiçtir. Var olmasının hiç bir anlamı yoktur. Tanrının yaratmaktan başka vasfı da yoktur. Buradan benim çıkardığım sonuç, tanrıyı evreni yaratması için bizim yarattığımızdır. Varoluşa bir açıklama bulmalıydık ve bi tanrı yaratarak bu sorunu çözdük. Akıllı tasarımın çöküşü bölümü bilim adalarının ortaya koyduğu gerçeklerdir. Felsefe bölümü ise benim şahsi düşüncem.
Videolarınız gerçekten ailece beğenerek izliyoruz. Çok güzel bir hizmet. Tebrik ediyorum. Ben de bişey eklemek istedim. Hristiyanlığın ve mitolojik dinlerin anlattığı gibi anlaşılan “Yaratılış” zaten biz müslümanların da inanmadığı bir safsata. Her ne kadar bazı “dinci” sınıf sorgulamadan bu israliyatları sonradan ekleme (8-10. Yüzyıl ya da daha sonraki dönemde sıkça boşluk doldurmak için bazı teologlar tarafından görüş/ yorumlama olarak kitabına ya da yazılarına aktarımı alıntı yapılmış asılsız hikayeler) olarak İslamın içine çöp atarcasına atmış olsalar da orijinal islamın bu olmadığı gayet belli. Bana göre bize yakın dönemde bilim batı dünyasında daha hızlı ilerleme gösterdiği için bilimin batıda daha yaygın olan Hristiyanlıkla ya da Klisenin empoze etmeye çalıştığı antropoformik tanrıyla kavgası var. Ya da Sizce biz Adem ve eşini tek bir nefisten (hücre) den yarattık diyen islamla mı kavga etmeli? Ben kendi anlayışıma göre bugüne kadar orijin İslam’la Bilimin çeliştiği hiç bir nokta bulamadım. Eğer bir çelişki varsa dini metin yorumlama / yanlış çıkarımlar sonucu bir sapma oluştuğu kanaatindeyim. Ama bu tarz videolarda nedense “yaratılış” herkesin bildiği bişey oluyor. Sanki Tanrı yaratırken yanında oturuyorduk ve nasıl yarattığını hepimiz izledik ve gözlemledik ve biliyoruz. Evet Tanrı yoktur çünkü Mekan ve Zamanın dışında olan fiziki aleme özgür iradeye çok fazla müdahale etmeyen Allah vardır. Mesela zaman ve mekanın olmadığı bir yerde acaba 10 Milyar ne kadar bir süre? Çok yanlış bir soru farkındayım:) ama yine de bize göre 10 milyar yıl, ontolojik olarak algılanamayan ve zaman ve makanın dışındaki bir varlık için ne kader bir süre?
Bu videoya sonradan denk gelmemden dolayı şuan yorum yapabiliyorum, umarım bu yorumu görürsünüz. Bu tarz içerikleri ne yazık ki "Türkçe" olarak göremiyoruz. Bende bu konuları anlamak için oldukça okuma yaptığımı hatırlıyorum, hala yapıyorum, bunların bir çoğu yabancı kaynaklı sitelerden ve İngilizce kitaplardan edindiğim bilgiler oldu. Özellikle "Abiyogenez" anlamında konuşursak, birçok yorum alacaksınız, tabi ki almışsınız da yorumların genel gidişatının yönünün ne olduğunu görmekte beni şaşırtmadı, evrimden bahsetmiyorum bile hala her gün 30 yıllık evangelist argümanların başka dillere çevrilmesiyle çürütülüyor, hahahah. Ancak, bilim dünyasının kabul ettiği, yaygınca desteklenen ve bilimsel gerçekliklerden oluşan bir şeyi aktarmak için bile diğer tarafı küstürmemeniz gereken bir ülkede yaşıyoruz. Dolayısıyla objektif gözükme isteğinizi anlıyorum, ancak ne olursa olsun sizin gibi kendini iyi ifade eden bireylere ihtiyaç var, özellikle de böyle cesaret(!) gerektiren konuları paylaşırken. On binlerce insan bu videoyu izledi ve büyük bir çoğunluğu belli tabuları kırmaktan korkuyor diye, temelsiz ve bilimsel yöntemle uzaktan yakından alakası olmayan kaynaklardan aldıkları bilgilerle ya da sadece salt bir -muş -miş bilgi birikiminin getirdiği kabuğunu kıramamazlık ile bu konu ve size kötü yorumlar yapacaklardır, amacınızın uzaktan yakından dini eleştirmek olmadığını söyleseniz bile olacak bir şey bu. Ama bu on binlerce kişinin içinde onlarca ve binlercesi var ki bu tarz içerikler onlarda sorgulama ve kendini geliştirme isteğini uyandıracaktır, ki bu da tüm insanlığın ihtiyacı olan bir şey özellikle de ülkemiz adına konuşursak. Bu videoda seçilen konunun ilgi çekmekten ziyade idealist bir kafayla hazırlandığını çok iyi görebiliyorum Dilozof, sizi takdir ve tebrik ediyorum. Saygılarımla. Teşekkürler
Kadınların bu tarz konularda daha çok katılımasını isterim maalesef biz erkekler felsefe konusunu kuşatmış durumdayız kadın filozoflar var mı tabiiki var ama sayıları az. Kadın dokunuşunun ve psikolojisinun felsefeyi ileri taşıyacağına ve daha başka açıdan bakacağımıza inanıyorum selam ve sevgiyle...
Aslında cansız bir maddeden canlı oluşması bana çok anormal ve olağandışı gelmiyor. Hatta bazı felsefe öğretilerinde eşyaya değer verildiği görülür. Mesela kırılan bi eşya atılmak yerine tamir edilir vs. Bu canlı ya da cansız ayrımı bizim uydurduğumuz ya da pratikte faydası olan bir şey olabilir. Ama benim asıl merak ettiğim şu; canlı ya da cansız olsun bizim kendisinden türediğimiz ilk maddeyi kim ortaya koydu? Genellikle evrim teorisine inananlar doğada hep vardı, diyor. Bir yaratıcıya inananlar da Tanrı varlığı kendiliğindendir, derler. Bence asıl kilit mesele bu. Bu konuda sanırım hala bir muğlâklık var. Video için teşekkürler. Fikir dünyalarımız biraz farklı olsa da gerçekten emekli videolar. Kolaylıklar dilerim.
Bir bilinç ile yerleştirilmediği doğal yollar ile milyonlarca yıl sonrasında ilk mikro organizmanın oluştuğunu videonun bir kısmında anlatıyor zaten :)
Evren748 zaman kavramı bize özgüdür aslında. “Milyonlarca yıl”dan kast ettiğimiz aslında birkaç saniyeye denk geliyor bile olabilir. Bu süreci yavaş algılıyoruz çünkü duyularımız sınırlı. Bir yaratıcı ilk maddeyi oluşturmuş olmalı. Ancak asıl nokta şu, biz bile (yaratılmış canılar olarak) canlı organizmalar yaratabiliyorsak bizden çok daha gelişmiş bir uygarlık neden deney yapar gibi bizim ilk maddemizi ortaya koyarak yaratmış olmasın? İşte simülasyon teorisi burada kendini gösteriyor...
@@DIASPORAPRODUCTION bi bebegin tır cekmesi (bebek canli olmasina ragmen) bizs imkansiz gelirken arkasında bir guc armaya baslarken nasil olur da cansiz zekasiz iradesiz maddelere ilahlik tanimi yapalım? Neyi nerden biliyolar da her sey olmasi gerektigi gibi oluyor?
Uzun uzun yazabilirdim.Ama arkadaşlar konuya ışık tutmuşlar. Emeğinize sağlık. Ben beğendim, bilgiler kıymetli.Yeni bilgilerle donatılmış videolarınızı bekliyorum.
Çok güzel bir video olmuş. Resmen kitap tadında anlatım olmuş. Diline ve yüreğine sağlık. Emin ol ki tüm videolarınızı izleyeceğim.Abiyogenez teorisi daha mantıklı geliyor. Kimyasal 'dan biyolojik evrim.
6:18'de Miller ve Urey'in deneyinin cansızlıktan canlı organizmalar çıkabileceğini kanıtladığını söylemek bilimsel olmadı sanırım.Onun dışında yararlı bir videoydu.Konuya paralel TRT2'de Teoman Duralı'nın Felsefe Söyleşileri serisi var bu aralar, insanın evrimini ve hikayesini anlatıyor.Bu arada TRT2'nin son dönemde yaptığı çalışmalar ile ilgili ne düşünüyorsunuz, şu anda Türk televizyonlarının, sanat ve felsefe içeriği açısından, yüz akı olmaya doğru gidiyor.Bütün içeriklerini de RUclips'da paylaşıyorlar.Verilen vergilerin tamamen boşa gitmiyor oluşu sevindirici
@@pelindilaracolak Beni bu eleştiriye iten, amino asitlerin canlı varlıkların temeli olması ile birlikte tek başlarına canlı kabul edilmemeleri.Kanıt kelimesi bana çok güçlü geldi bu anlamda, ama deneyin cansız varlıklardan canlı varlıkların oluşabileceğine dair çok güçlü bir sezi oluşturduğu inkar edilemez. Canlı ve cansız varlıkların dış dünyada olmadığı, sadece insan beynine ait kavramlar olduğu gayet açık, bu söylemin devamında elma ve elma olmayan gibi ayrımlar da yoktur diyebiliriz.İnsanlar ve insan olmayanlar, canlı-cansız, ben-öteki, doğum-ölüm ve diğer bütün ideler insanın zihninin ürünü.Carl Sagan'ın popüler tabiri ile biz ve diğer herşey yıldız tozuyuz.Devamlıklık anlamında insansı maymunlar atalarımız olduğu kadar yıldızlar da atamız ve evren özünde tekliktir. Kanal çok iyi gidiyor, merakla takip ediyorum, sevgiler ve kolaylıklar.
@@pelindilaracolak videonun başındaki 10 milyar yıl önce başladı ifadesi yanlış. Dünyanın yaşı 4.5 milyar yıl zaten ilk canlıların 3.8 milyar yıl önce başladığı düşünülüyor, 10 milyar nerden çıktı anlamadım
'' Sen şimdi onlara Allah de, Sonra da bırak onları daldıkları batakta oynayadursunlar ! Bize geldikleri gün neler duyacak ve neler işitecekler ! Fakat o zalimler bugün gaflet içindeler ! '' ( KUR'AN ) ☝
Ol demek ne demek..yaratma özelliğinin kolay olması ve konuşma ile birlikte birleşik olması ..aristotales in doğru söylemek istediği potansiyelden varlığın dogmasinin mümkün olacağı..mesela bilgi varsa bilgi ikinci bir varlığa geçer..hayat varsa ikinci bir hayat olabilir.. vücud varsa ikincil bir vücud ancak o zaman var olabilir..
9:55 Cansız/ Canlı konusunda Teolojik bir katkı yapabilir miyim? Kutsal Kitapta “can” olarak çevrilen ifade, İbranice nefeş ve Yunanca psykhe sözcükleridir. ... Başlangıç 2:7: “Yehova Tanrı yerin toprağından adamı yarattı, onun burnuna hayat nefesini üfledi ve adam yaşayan bir can oldu.” (Burada Âdem’e bir can verildiği değil, onun artık yaşayan bir insan, bir can olduğu söyleniyor.) (Bu ayette “can” olarak çevrilen İbranice sözcük nefeş’tir. Kitabı Mukaddes yayını bu sözcüğü aynı şekilde çevirirken, Yeni Çeviri “varlık” ifadesini kullanır.) King James Version, nefeş’i şu şekillerde tercüme eder: İştah, hayvan, beden, soluk, mahluk, ölü beden, arzu, yürek, hayat, insan, zihin, kişi, kendisi can ve şey... Mukaddes Kitap, İbranice ve Yunanca “can” sözcüğünü ne şekilde kullanır? Mukaddes Kitap “sularda olan canlı mahlûklara” da nefeş der. (Levililer 11:10) Özgün dilde neʹfeş terimi hem insanlara hem de hayvanlara uygulanır, ve soluk alan, yemek yiyen ve ölebilen bir varlığı temsil eder.
Sevda 3 tek tanrılı dinlerde yaratılış aynıdır Rab yeri göğü yarattı sonra suyun üstünde ki arşa istiva etti? Yani evren yaratılırken su hazır Suyu kim yarattı?
Amacim kimsenin inancini yargilamak deil ancak bir cep telefonunun bile kendi kendine olduguna inanmayanlar nasil oluyorda insanin,dunyanin,yildizlarin,gunesin,bitkinin hayvanin vb yaratilmis olan herseyi kendiliginden veya patlamayla olduguna inaniyor sasiriyorum.yaraticinin olduguna yuzlerce binlerce delil varken 1 tane bile yaraticinin olmadigina delil olmadigi halde
Düşünmek ile düşünmemek arasında hiçlik vardır hiçlik varlııktır özdür zihin denen ego ile konuşulacak şeyler değildir zihinden kopup gelen düşünce mekanizmasından ayrılınca bir yerlere varılabilir
Abiyogenez denemeleri : Bilim derslerinin çoğu, yaşamın kökeni gibi daha önemli bir konu yerine, yaşam türlerinin kendini koşullara uyarlayıp hayatta kalması üzerinde odaklanır. Yaşamın nereden geldiği yönündeki açıklamaların, çoğu kere, ‘milyonlarca yıl boyunca birbiriyle çarpışan moleküllerden her nasılsa ortaya çıktı’ gibi genellemelerle sunulduğu sizin de dikkatinizi çekmiş olabilir. Fakat acaba bu gerçekten doyurucu bir açıklama mıdır? Bu, cansız maddenin, güneş, şimşek ya da volkanlardan kaynaklanan enerjinin bulunduğu ortamda hareketlendiği, organize olduğu ve sonunda yaşamaya başladığı ve de bütün bunların doğrudan bir yardım görmeden gerçekleştiği anlamına gelir. Bu, büyük bir sıçrama gerektirir! Cansız maddeden canlıya sıçrama! Olay bu şekilde gerçekleşmiş olabilir mi? Ortaçağda abiyogenez, yani yaşamın cansız maddeden kendiliğinden türediği inancı yaygın olduğundan, o günlerde böyle bir görüşü benimsemek pek sorun değildi. En sonunda, 17. yüzyılda, İtalyan fizikçi Francesco Redi, çürüyen ette ancak sinekler yumurtalarını bıraktıktan sonra kurtçukların ortaya çıktığını kanıtladı. Sineklerin erişemediği ette hiç kurtçuk oluşmuyordu. Eğer sinek gibi küçücük hayvanlar bile kendiliğinden ortaya çıkmıyorsa, acaba kapalı kapta olsun ya da olmasın, yiyeceklerde ortaya çıkan mikroplar için ne denmeliydi? Gerçi daha sonraki deneyler mikropların kendiliğinden türemediğini gösterdiyse de, bu görüş üzerindeki tartışmalar sürdü. İşte o sırada Louis Pasteur’ün çalışmaları başladı. Birçok insan, Pasteur’ün mayalanma ve bulaşıcı hastalıklarla ilgili sorunlara çözüm getiren çalışmalarını anımsar. O aynı zamanda küçücük canlıların kendiliklerinden türeyip türemediklerini saptamak üzere de deneyler yaptı. Pasteur’ün, mikrop bulaşması önlenen sterilize suda en küçük bakterinin bile oluşmadığını gösterdiğini okumuşsunuzdur. 1864’te şunu söylemişti: “Kendiliğinden türeme öğretisi bu basit deneyin öldürücü darbesinden asla kurtulamayacak.” Bu sözler doğru çıktı. Hiçbir deney cansız maddeden canlı üretemedi. Öyleyse, yeryüzünde yaşam nasıl oluşabildi? Çağımızda bu soruyu yanıtlama çabaları, Rus biyokimyacı Alexander İ. Oparin’in çalışmalarını yaptığı 1920’lere tarihlendirilir. O tarihten sonra, Oparin ve başka bilim adamları, Yer gezegeninin sahnesinde meydana geldiği iddia edilen olayları canlandıran, üç perdelik drama benzer bir senaryo sundular. Birinci perdede hammaddeyi oluşturan yeryüzü elementlerinin molekül gruplarına dönüşmesi canlandırılıyor. İkinci perdede büyük moleküllere sıçrama olayı gösteriliyor. Dramın son perdesindeyse ilk canlı hücreye sıçrama dikkate sunuluyor. Fakat acaba gerçekten bu şekilde mi oldu? Bu dram, Yer’in ilk atmosferinin bugünkünden çok değişik olduğu şeklindeki açıklamayı temel alır. Kuramlardan biri, o zamanlar serbest oksijenin neredeyse hiç bulunmadığını ve azot, hidrojen ve karbon elementlerinin amonyak ve metan oluşturduğunu varsayar. Bu görüşe göre, şimşekler ve ültraviyole ışınları gazlardan ve su buharından oluşan bu atmosfere çarptığında, şekerler ve aminoasitler ortaya çıkmış. Ancak, bunun bir varsayım olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Sözü edilen kuramsal drama göre, bu tür moleküler bileşikler, okyanuslara veya diğer su yataklarına aktılar. Uzun zaman boyunca, şekerler, asitler ve diğer bileşikler bir “prebiyotik çorbada” yoğunlaştılar; burada, örneğin aminoasitler proteinlere dönüşmek üzere birleştiler. Bu kuramsal gelişimin sürmesiyle, nükleotitler diye adlandırılan başka bileşenler zincirler oluşturup DNA gibi nükleik asitler haline geldiler. Bütün bunlar, varsayıma göre, moleküler dramın son perdesini hazırladı. Belgelenememiş bu son perde bir aşk hikâyesine benzetilebilir. Protein molekülleri ile DNA molekülleri karşılaşırlar, birbirlerini tanır ve kucaklaşırlar. Sonra, tam perde kapanmak üzereyken, ilk canlı hücre doğar. Bu dramı izlemiş olsaydınız, ‘Bu olay gerçek mi, yoksa kurgu mu?’ diye merak edebilirdiniz. Yeryüzünde yaşam gerçekten bu şekilde başlamış olabilir mi?
Canım kardeşim yaşın küçükse hiç sorun değil daha okuyup öğrenmen için önünde bolca vakit var demektir ama 40 yasında falan bu yorumu yapıyorsan cahillini kendine sakla da okuyan düşünen insanlar senin adına utanmasın, nitekim bu yaşına kadar araştırmadıysan bundan sonra da doğruyu yanlışı öğrenmiyeceksin büyük ihtimalle.
Çok iyi anlatdınız.Çok doğru canlı ve cansızlar arasındakı farklılık anlamı kalkarsa aslında dünyanın en zor sorusu o kadarda zor olmaz.Bazı anlamları yapay olarak üretdik ve bu üretdiklerimiz bilimin bazen yavaş irelilimesine neden oldu. Bence insanın hayvan olması(düşünen hayvan) olması yanlış değil.Çünki insan için söylediklerimiz "insanlarda" yok.Yani aslında insan diyi bir varlık yok.Gerçek insan sadece düşüncemizde var.(savaşmayan,boş iş yapmayan,katdar olmayan,taciz ermeyen v.b).
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla 1. İnsan (henüz) anılır bir şey değilken (yaratılmamışken) üzerinden uzunca bir zaman geçti.(1) (1) İnsan cinsi evrenin yaratılışından çok sonra yaratılmıştır. Evrenin yaratılışından insanın var edilişine kadar uzun bir süre geçmiştir. Bu zaman diliminde insan cinsi henüz yoktur, adı sanı geçmemekte ve anılmamaktadır. Âyet-i kerimede, kuvvetle muhtemel ki bu gerçeğe işaret edilmektedir. 2. Şüphesiz biz insanı, karışım hâlindeki az bir sudan (meniden) yarattık ve onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işitir ve görür kıldık. 3. Şüphesiz biz onu (ömür boyu yürüyeceği) yola koyduk. O bu yolu ya şükrederek ya da nankörlük ederek kat eder. 4. Şüphesiz biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırladık. 5. İyiler ise, katkısı kâfur olan içecekler dolu bir kadehten içerler. 6. Bir pınar ki Allah'ın kulları ondan içer, onu (istedikleri şekilde) fışkırtıp akıtırlar.
@alexander thegreat bos yasayan sizsiniz , hayvanin yayantisindan bi farki varmi sizin yasantiniz? Yazik sana körsün sen kör. Ben bu gecici hayati en güzel sekilde yasiyorum ve cok mutluyum . Senin yazdiklarin kendi yasadigin hayat tarzina cok uyuyor. Ezbere konusma ezbere git Islam bilim tarihini arastir cocuk .
Selam Dilara'cığım. Yine güzel bir video olmuş. 9:55 civarında "can" konusuna "nefes" veya nefeş konusuyla katkı yapmak isterim. Uzun bir konu, dilersen epostayla atayım. Bir de minik not; bölümler arasında ses azalıp artıyor. Nasıl çözülür bilmem, çekimde mi yoksa montajda mı sabitlenir? Bir de soru: Video montajını hangi programda yapıyorsun?
@@pelindilaracolak Çekilmiş tonla video var. Montaj ve üstüne ses eklemem gerek. Biraz öğretirsen sevinirim. Konuştuğumuz konuyu düzenleyip ekleyeceğim. Çok sevgiler.
6:40 Matamatiksel olasiliklara "mucizevi" kelimesini kullanmaniz, konunun ciddiyetine yakismiyor. Bilim, hukuk vb. Konularda doga ustu guclere yer yoktur. Ustelik hic bir aciklayici gucu yoktur, konuyu sadece mistiklestirir.
Bilim "felsefesi" ile ilgili de video çeker misiniz? Bilimin aslında bir şey açıklamadığını da anlatabilir misiniz lütfen? Bilimin şuanki düşen bi topun neden düştüğünü bile bilmediğini vs. anlatır mısınız lütfen? Bir enzimin bir RNA ya yaklaşıp ona her dokunduğunda yeni dizilimlerin ortaya çıkmasının aslında bu işi enzimin yaptığına delil olmadığını anlatır mısınız? Ve ayrıca herkese Kırmızı Asa video serisini öneririm RUclips'da aratırsanız çıkar...
Kükürt kolloidi dünyada yaygın olarak mevcuttu. Kükürt kolloid molekülleri çok yüksek sıcaklıklarda hidrojen ve karbon atomlarıyla adeta bombardımana maruz kaldı (metilasyon). Gümüş ve magnezyum gibi diyamanyetik elementlerin yoğunlaştığı bölgelerde protonların dönüş hareketleri farklılık gösteriyordu. Bu farklı manyetik alanlarda metillenmiş ve manyetik olarak farklılaşmış kolloidal kükürt molekülleri bir araya geldi. Bileşimlerindeki değişiklik, fosfolipid benzeri yapıların bu alanlara yapışmasına neden oldu. Bu farklılaşma, Dünya'da yaygın olarak bulunan ilk canlı hücrelerin oluşmasıyla sonuçlandı.
Bir masala veya efsaneye ihtiyaç duymadan, nereden ve nasıl geldik bunu anlamaya çalışıyoruz. Bu aslında insanlık için çok gurur verici bir şey. Milyonlarca yıl içinde atomların etkileşimi organik bir yapıtaşı meydana getiriyor ve bu yapıtaşları önce mikroorganizmaları, birleşip koloni oluşturan mikroorganizmalar ise milyonlarca yıl içinde organizmalara dönüşüyor. Çeşitli mutasyonlar ve seçilimler sonucunda beyin organı daha fazla gelişen kuyruksuz maymun türü olan biz insanlar da kazandığımız bilinçle nereden ve nasıl geldiğimizi sorgulayabiliyoruz. Bildiğimiz başka hiçbir canlı türü bu düzeye gelememiş henüz. Bu yüzden insanlık için gurur verici. Doğa nasıl kendiliğinden insan ve diğer canlılar gibi kompleks yapıları ortaya çıkarabilir diye karşı çıkanlar bir de evrene baksınlar, bütün bu gezegenler, yıldızlar, galaksileri birisi bilinçli olarak mı tasarladı yoksa evrendeki bazı kuvvetler milyarlarca yıl birbirleriyle etkileşimle mi ortaya çıkardı. Dünya bir toz bulutundan nasıl katı ve yuvarlak bir gezegene dönüştü birisi bunu bilinçli olarak mı yaptı? En başını bilemeyiz ama evrenin gelişimi atomların, maddelerin insan ömrüne göre çok çok uzun süreçler içinde birbirleriyle etkileşimleriyle basitten karmaşığa inorganik ve organik yapılar oluşturabildiğini gösteriyor.
Merhabalar Ömer Faruk taşbaş ben. Sormak istediğim bir kaç soru var.Ama bundan önce şahsımca bu tarz , fikirlere , olumlu yada olumsuz eleştirilere açık bir başlık ve içerik sahibi bir video altına yazdığım için amacımın sadece gerçekten düzgün bir üslup ile tartışmak ve ortak bir paydaya varamasak bile fikir ve düşüncelerimizi karşılıklı ifade etmek olduğunu hatırlatmak isterim. 1. sorum Evrim teorisinden ve yaratılıştan öte daha da temele inersek “ATOMLAR” ile ilgili . Atomların her zaman ve her mekanda tespit edilen bazı kurallara uyduğunu , bu eylemleri big bang yani Evren’in oluşumundan itibaren bir defa bile şaşmadan Evren’in her köşesinde devam ettirdiği herkesçe kabul edilen bir gerçek. Ki zaten bilim insanları da atomun her mekan ve zamanda atomun aynı kurallar ile eylemde bulunacağını bildiği için gözlemleyemediği alanlarda dahi %100 e varan doğru tahminlerde bulunabiliyorlar.bu aslında düzeni inkar eden bazı kesim olmasına rağmen bir düzenin muktezasıdır. Ve bu düzene binaen oluşan bir yaşam ve evren . Peki daha fazla uzatmayayım ;sorum şu : Atomların ve buna bağlı olaylara Evren’in uyduğu düzen ve kurallar ve bunun sonucunda oluşan intizam big bangden sonra hiç bir sapmaya uğramadan sanki bir makinenin içine konulan yazılım dosyasının tıkır tıkır işlemesi gibi planlanmış gibi sanki teker teker hiç bir sekteye uğramadan nasıl oluştu? Bilimsel olarak bu sıra ile herşeyin teker teker düzenli bir şekilde oluşma ihtimali 10 üzeri 10 üzeri 123 tür yani yine bilimsel olarak “0”
![[1/55] Big Bang: Her şey nasıl başladı? | Pelin Batu ile Sapien Tarihi #1](http://i.ytimg.com/vi/0ojzCSA95iE/mqdefault.jpg)
“Hayat, dünya ve yokluk dahi hiç var olmamış olsaydı” düşüncesi, çocukluğumdan beri nefesimi keser.
Aklımızın durduğu nokta.
Həyat və yaşayış və ölüm insanın ən dərin düşünvələridi niyə varıq?? Həyatda?? Sualı inaanı məhf edir
benim de nefesimi keser çocukluğumdan beri..
Bu fikir bir paradoks,bende hep merak etmişimdir. Ama bu sorunun cevabını asla bulamıyacağız beynin, evrenin,yaratılışın ötesinde bir soru...
Ben varolduğumuzdan bile emin olamadım daha. 🤣
Yıllardır gerek çeşitli platformlarda gerek yüz yüze insanlarla evrim, canlılık nasıl başladı tarzı soruları tartışan ve en sonunda bundan bıkan bir ateist olarak sizi tebrik ederim. Gelebilecek pek çok konuyla alakasız, anlamsız, eksik ve yanlış bilgilerle dolu yorumları göze alarak böyle bir video hazırlamanız, ilerleyen videolarda da Evrim’den bahsedecek olmanız takdire şayan.
Emir Yılmaz Katılıyorum
İlgilendiginiz tek sey evren nasil basladi canlilik nasil basladi mi yani? Şuan ki her sey icin sorun yok yani?
@@duslerulkesiningelgitaklls946 big bang'ten önce gangbang vardı
Bir müslüman içindeki boku atabilmen için "tanrı götündeki deliği yarattı der.Bir ateist ise " sen sıçmaya uğraşırken o delik oluştu " der ve işin içinden çıkar.
@@kirpi1 ahahahaha seni cahil seni
Ateizmin tanımını bile bilmiyorsun ateist değilim ama her türlü cehaletin karşısındayım
Ateist ne diyor ben sana söyliyeyim ateist bir tanrı varsa bu kanıtlanana kadar olmadığını kabul ederiz der ki mantıklı olan da budur ortalıkta bir şey yok ise o bulunana kadar yok olarak kabul edilir bilimde de felsefede de mantıkta da böyledir
Yani ben tanrı varsa bile kabul etmiyorum demez bu kanıtlanır ise kabul ederiz diyorlar
Yoksa herkes ortaya bir tanrı atar hepsini kabul etmek zorunda kalırız bu mantıkla.
Herkese göre kendi tanrısı gerçek
Bu tanrı bir enerji bile olabilir tabi insanlar kendine benzeyen şeyler yaratır kafalarından genelde dinlerde de görürüz bunun örneğini
Çok iyi! Bir de, cesaretini kutluyorum. İnsanı aptal yerine koyan tüm kurumları bir daha gözden geçirmek gerektiğini bir kez daha görüyorum. Teşekkürler!
Ben İngilizce öğretmeniyim ama felsefe, psikoloji ve teolojiye olan ilgimi okuyarak izleyerek sürekli canlı tutmaya çalışıyorum😊 Her gün bir şeyler öğrenmek beni mutlu ediyor🙏🏼 Tesadüfen seni keşfettim ve ne kadar kaliteli bir kanalın var çok güzel ve emek verilmiş bir kanal olduğu çok belli, ayrıca ses tonun, diksiyonun, konuları tane tane anlatman çok hoş, gerçekten çok başarılısın umarım daha geniş kitlelere ulaşırsın 💕
@@yunusbey38 sonra din urettik ve psikolojimiz...
Ne demeli ki, bu ortamda gurur kaynağısınız...
Harika bir kanal, kutluyorum. Popülizm indirgemeciliğine düşmeden farkı disiplinleri ve bilimi anlatmanız takdire şayan
Kendini iyi yetiştirmiş insanları takdir etmeden kendimi alıkoyamıyorum... Felsefe ve mitoloji bir düşünce ve anlama tarzı olarak içinde barindirdaklari tutarsizliklari kasdetmeyerek söyleyeyim kainatı anlama çabanız ve analiz yetiniz takdire şayan...
Yuruyus yaparken muzik yerine tercih ettim harika bir kanal🖤 tesekkurler
@@halilbasar6810 tamam.
@@pelindilaracolak asiri ezbere bilginin insanlari bokolok yapdigini hic duydunmu?
çok kaliteli bir kanala video üretiyorsun. umarım kısa zamanda hak ettiğin değeri bulursun:)
Teşekkürler emeğinize sağlık
Sizi Barış Özcan'ın videosunun altındaki yorumdan bulmuştum. Şimdi ben de din, bilim ve felsefe hakkında şahsi yorumlarımı içeren videolar hazırlıyorum. Ben de daha görünür olmak için neden sizin videolarınızdan birinde kanalımın reklamını yapmayayım ki dedim. İlgili arkadaşları kanalıma göz atmaya davet ediyorum ve sizin videolarınızın da devamını bekliyorum. :)
Dilozof hocam seni bugün rastgele RUclips da gezinirken dikkatimi çekti ve bir kaç kısa videonuzu dinledim.harikasiniz.
Çok ilginç! Normal koşullarda felsefe dinlemek için giriyorsun. Ama Hanımefendinin kendisi o kadar güzel ve anlatımı o kadar tatlı ki; bir süre sonra anlatılanlardan kopmaya başlıyorsun. Tavsiyem sadece ses olarak dinlemenizdir. Aksi takdirde gözleri yavaş yavaş sizi kendine çekiyor.
Yorumlara baktım ve tam beklediğim gibi yaratılış evrim tartışması yaratmayı başarmışız.Aslında madde madde hepsinden bahsetmişsiniz bunda anlaşılmayacak bi şey yok diye düşünüyorum.Bunları yazıyorum çünkü bazı şeylerin aşılması gerekiyor diye dusunuyorum ve bu platformda sizi başarılı buluyorum her sey icin tesekkurler🧡
Evrim yoktur olsa bile tek hucreli varlıkları etkiler insanı degil Allaha inanın be!
@@latahzeninallahumeanamegal8359 bak inandım şuan 😀
@@latahzeninallahumeanamegal8359 sen deyince hemen inandım be :)
@@latahzeninallahumeanamegal8359 yazık sana
Hayatta bütün herşey enerjiden ibaret; canlı veya cansız. Elektrikte enerjidir. Bütün herşey enerjinin dönüşümü ile açıklanır. İş , güç , enerji . Enerji , güç çarpı zaman. Formülize hâli. Zaten , ünlü bilim insanları mesela Nikola Tesla , şuna dikkat çekmiştir asıl merak ettiğim yıldızlar söndüğünde ne olduğu(Karadelikler). Enerji varsa hayat var , enerji yoksa hayat yoktur.
@@pelindilaracolak Videolarınızda çok güzel enerji-bilgi dolu. Devamını dilerim 🙏 Öğrendiğiniz bilgileri düşüncelerinizle yorumlama ve aktarma yeteneğiniz takdire şayan 👏
@@pelindilaracolak peki şunu sormak istiyorum, 46 milyar ışık yılı büyüklülte bir evrenden bahsediyoruz, aynı zamanda insandaki 30-40 trilyon arası bir hücre topluluğundan..
Bu muazzam sistemin
müthiş işleyişi sizi hiç bir usta olduğunu düşündürmüyor mu?
@@pelindilaracolak tek cevap yeterli, bunu art niyetli değil normal soruyorum, Tesadüf olduklarını mı düşünüyorsunuz
@@angel-ji7my müthiş sistem yoktur dostum mesela örnek sakat doğan insanlar ve omurgamızın yamuk olması bel ağrımıza yol açar araştırabilirsin evren de müthiş değil kaos halindedir neyse
Şu YKS bitse de doya doya izlesem videolarınızı. Sabirsizlaniyorum. Teşekkürler
@@pelindilaracolak çok sağolun desteğiniz için :) moral verdiniz
@@kastilyalisabella8321 Sonuç?
Tam da evrimle ilgili yeni belgeseller keşfetmişken böyle bir video gelmesi çok iyi oldu 💗
isimlerini söyler misin ben de izlemek istiyorum da
@@gul_12719 inan hiç hatırlamıyorum ya üç sene geçmiş üstünden neydi acaba
Müthişti ya. Abiyogenez kavramını bugüne kadar nasıl duymam inanamadım. Çok iyi videoydu. Emeğine zihnine ağzına sağlık.
"evrimagaci.org " sitesinde evrim ve abiyogenesis konusunda keyifke okuyabileceginiz cok sayida makale bulabilirsiniz.
öyle bir anlatıyor ki sesi kısıp izlesem evlendiği günü anlatıyor sanırdım, bu ne heyecan :)
8:30 cansızlıktan canlılık oluyorsa bilim adamları toplanıp işiten, gören, anlayan, sevgiye karşılık veren bir canlı üretsinler, ama başka canlının genini almadan, kopya çekmeden.
Keşke bu kanalı daha önce keşfetseydim
Keske
+1
Her hangi bir şey yoktan var olduğunu hatiriyorsa herşeyin de yoktan var olduğunu huzur içinde emin bir şekilde kabul eder..surekli ve en güzel bir şekilde yaşama duygusu ..sonsuz sürekli hayat var olduğundandir....
YARATILIŞ FIKRASI ..Bir gün bilim insanları , baştan sona insanı , yaratabilecek bilime ulaşmışlar ...Ve Tanrı'nın
karşısına çıkıp .. ' Ey Tanrı'mız ... bizde artık insan yaratabiliyoruz ,senin yarattıkların olarak , senin seviyene geldik ' demişler ..Tanrı'da benim seviyeme gelmeniz ne güzel .. öyle ise yaratın da görelim ... demiş .. Bilim İnsanları başlamışlar insanı oluşturan maddeleri getirip hazırlamaya .. Tanrıda .. Hop Orada Durun Bakalım ... Yalnız Herkes Kendi Malzemesini Kendi Getirecek .... Deyivermiş ..
Emeğine sağlık... Ömrüm yeterse seni filozof olarak görmek bana büyük bir keyif verecek. Yetmezse semi tanımakta az değil hani...Kolaylıklar diliyorum.
Hayat canlılık Evrilmeye devam ediyor, buralardan ayrılma sakın, dilozof seni sabaha kadar dinleyebilirim.
Güzel çalışmalar yapıyorsunuz hanımefendi.Sorgulamak önemli.👏👏👏👏👏
Diline yüreğine sağlık Dilozof diğer videolarını merak ile bekliyorum.
Kaynakça vermeniz takdir edilesi, akademik yaklaşımınızdan dolayı tebrik ederim
Çok iyisin "her anlamda" bu ortada... Didaktik yaklaşımını kırabilsen ve diyalog kurmaya alıştırsan kendini keşke. Sözgelimi Niçe gibi. Daha da çok şey öğrenebiliriz senden.
Ne güzel anlatıyorsunuz bu özenle seçilmiş konular için size harikasınız demek istedim.
Abiyogenez teorisini sayenizde öyrendim təşəkkür ederim ve baya da mantıklı geldi. Emeğinize sağlık ❤
Öğrendim olacak.
Dilara hanım videoların insani düşünmeye ve sorgulamaya yönlerdiği bilgi dolu bir sunum, böyle ilginç konulara devan lütfen Teşekkürler, Esenlikler
Isaac Asimov - Son Soru hikayesinden son cümle: ışığa ol dedi, ışuk oldu.
bu yüzden bilim KURGU olarak kabul ediliyor kitap :D
@@erhanyaylal3022 dini bir kitapla bilimi aynı cümle içinde kullanmak 🤔
Bu bir anlatım şeklidir, birşeyi uzun uzadıya anlatmak yani ışığın nasıl oluştuğu anlatılmaya kalkışılsaydı herhalde kutsal kitaplar diğer konular ile beraber milyon sayfalar olurdu :)) kutsal kitaplar bilim kitabı değildir, konusu başkadır, orada anlatılmak istenen kısa ve öz olarak yaratan gücün ne denli güçlü olduğunun ifade edilmesidir, bununla ilgili size şu örneği verip konuyu pekiştirmek isterim; " Eğer denizler mürekkep, ağaçlar kalem olsa ve bir o kadar daha getirseler rabb'inin anlatacaklarına yine yetmezlerdi" şeklindeki ayetten de anlaşılacağı üzerine herşey açıklanmaya kalksa sonsuz sayfada kitaplar olurdu ve insanların bunu ne okuma ne yazma ve nede saklama konusunda başarısı olmazdı o zamanki duruma göre.
Kısaca anlatmak istedim, aslında antılacak çok şey var ama yazmak zor geldi.
@@fatihsaday6453 hakilsin bilim kitapları değiller bu yüzden onları bilim kitaplarından üstün veya aynı seviyede tutamayız
Ne çok emek var, teşekkür ediyoruz.🥰
hayatın nasıl başladığının insanları ilgilendirdiğini hiç sanmıyorum (çünkü varolmak için kimse bize sormadı, bu saçmalığın içine doğduk)
dolayısıyla soru varolmaya devam edecekmiyiz yoksa (tek seçim şansımız olan) var olmamayımı tercih edeceğiz?
Var olmasan bu soruyu soramazdın
Var olduğuna göre bu soruyu sormuşun!
ATATÜRK’ÜN KURDUĞU TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE, OLMASI GEREKEN BİR BAYAN MODELİNİ GÖRÜYORUM. KUTLARIM.. YOLUN AÇIK, ŞANSIN BOL OLSUN.🐞🐞🐞🐞
Anlatım ve izahın super çok iyi yerlere gelmeni gönülden isterim ayni yolda devam edin
başka hiç bir videoda youtuber sesi bu kadar net anlaşılır berrak ve anlaşılır sunulmamıştır. anlatım ise zaten harika. vurgulamalar şiir gibi...
Harika bir konu ve harika bir anlatım! Ekleme yapmak istediğim şey de şu, Tanrı’nın varlığı ile abiyogenezin veya evrimin çeliştiğini düşünmüyorum. Siz de zaten böyle bir şey iddia etmediniz ama katkı sunmak adına söylemek istedim. Hayat bu yolla başlamış olsa da videodada söylendiği bir dizi “mucizevi” şeye ihtiyaç vardı ve bunun da Tanrı’yla ilişkili olduğuna inanıyorum. Tanrı yaratışı böyle bir yolla yapmış olabilir, çünkü fiziksel kanunları da var eden Tanrı ise bununla çelişen bir şey yapmaması yani şıp diye yaratmamış olması beklenir. Selam ve sevgiler 😊
Ben de tam olarak böyle düşünüyordum ve nasıl toparlarım, acaba yanlış mı düşünüyorum diyodum. Aynı fikirde olduğum birini görmek içimi rahatlattı.
Ben de böyle düşünüyorum. Zira sonunda varlığı kendisinden olan bir şeyin kabulüne gitmek zorunda kalıyoruz. Bu ateistler için bir madde, deistler ve teistler için Tanrı olabiliyor.
Müşerref Özöbut Şahin Aynen öyle. :)
Sistem tanrının yaratamayacağı ve tasarlayamayacağı kadar kaotik olasılıkların ve süreçlerin olduğu bir ortamda tanrının sıkılıp bir şeyler yapmak istemesi konusunda ciddi şüphelerim var
"Evrim var ama evrimi gerçekleştiren bir tanrı var" fikri yeni değil Evrimin inkar edilemez bir gerçek olduğunu anlayan teistler, evrimle savaşmayı bıraktı ve onu özümseme yoluna gitti. "Evrim dinle çelişmez, evrim tanrıya mani değildir" diyen pek çok teist türedi. Evrimi "Inteligent Design" yani "Akıllı Tasarım" olarak nitelendirip bunun da tanrının eseri olduğunu iddia etttiler. Üzgünüm teistler, akıllı tasarım fikri çökeli çok oldu. Evrim rastgele süreçlerle gerçekleşir. Burada akıllı bir tasarım yok. Doğa neyi seçerse o ayakta kalır. Yoksa okumamız için yaratıldığı iddia edilen gözümüz, bu kadar kolay bozulur muydu? Hem okuyalım hem de okudukça gözümüzden olalım. Anlıyorum.
Biraz da felsefe yapalım.
Eğer bir tanrı varsa mutlaka yaratmak zorundadır. Yaratmayan bir tanrı, tanrı değildir. Her şeyi o yaratıyorsa, bir şey yaratmadan sadece tek başına kalır ve kendi kendisinin tanrısı olur. Biz yaratılmışlar olmadan tanrı bir hiçtir. Var olmasının hiç bir anlamı yoktur. Tanrının yaratmaktan başka vasfı da yoktur. Buradan benim çıkardığım sonuç, tanrıyı evreni yaratması için bizim yarattığımızdır. Varoluşa bir açıklama bulmalıydık ve bi tanrı yaratarak bu sorunu çözdük.
Akıllı tasarımın çöküşü bölümü bilim adalarının ortaya koyduğu gerçeklerdir. Felsefe bölümü ise benim şahsi düşüncem.
Videolarınız gerçekten ailece beğenerek izliyoruz. Çok güzel bir hizmet. Tebrik ediyorum. Ben de bişey eklemek istedim. Hristiyanlığın ve mitolojik dinlerin anlattığı gibi anlaşılan “Yaratılış” zaten biz müslümanların da inanmadığı bir safsata. Her ne kadar bazı “dinci” sınıf sorgulamadan bu israliyatları sonradan ekleme (8-10. Yüzyıl ya da daha sonraki dönemde sıkça boşluk doldurmak için bazı teologlar tarafından görüş/ yorumlama olarak kitabına ya da yazılarına aktarımı alıntı yapılmış asılsız hikayeler) olarak İslamın içine çöp atarcasına atmış olsalar da orijinal islamın bu olmadığı gayet belli. Bana göre bize yakın dönemde bilim batı dünyasında daha hızlı ilerleme gösterdiği için bilimin batıda daha yaygın olan Hristiyanlıkla ya da Klisenin empoze etmeye çalıştığı antropoformik tanrıyla kavgası var. Ya da Sizce biz Adem ve eşini tek bir nefisten (hücre) den yarattık diyen islamla mı kavga etmeli? Ben kendi anlayışıma göre bugüne kadar orijin İslam’la Bilimin çeliştiği hiç bir nokta bulamadım. Eğer bir çelişki varsa dini metin yorumlama / yanlış çıkarımlar sonucu bir sapma oluştuğu kanaatindeyim. Ama bu tarz videolarda nedense “yaratılış” herkesin bildiği bişey oluyor. Sanki Tanrı yaratırken yanında oturuyorduk ve nasıl yarattığını hepimiz izledik ve gözlemledik ve biliyoruz. Evet Tanrı yoktur çünkü Mekan ve Zamanın dışında olan fiziki aleme özgür iradeye çok fazla müdahale etmeyen Allah vardır. Mesela zaman ve mekanın olmadığı bir yerde acaba 10 Milyar ne kadar bir süre? Çok yanlış bir soru farkındayım:) ama yine de bize göre 10 milyar yıl, ontolojik olarak algılanamayan ve zaman ve makanın dışındaki bir varlık için ne kader bir süre?
Dan Brown- Başlangıç kitabı da bu konuya çok güzel değinmiş. Okumanızı tavsiye ederim arkadaşlar
@@pelindilaracolak Haklısınız film izler gibi okumak gerek aslında dan brown'u :)
Allah ve yaradılışa inanmama rağmen çok güzel bi video
İlk kez denk geldim kanalınıza ve çok kaliteli buldum.
Ağzına sağlık. Yıllardır popüler bilim kitapları okuyan biri olarak basit - sade anlatımın için teşekkürler...
Videoya yeni başladım ne ara bitti🤔🤨🤨
Bu videoya sonradan denk gelmemden dolayı şuan yorum yapabiliyorum, umarım bu yorumu görürsünüz. Bu tarz içerikleri ne yazık ki "Türkçe" olarak göremiyoruz. Bende bu konuları anlamak için oldukça okuma yaptığımı hatırlıyorum, hala yapıyorum, bunların bir çoğu yabancı kaynaklı sitelerden ve İngilizce kitaplardan edindiğim bilgiler oldu. Özellikle "Abiyogenez" anlamında konuşursak, birçok yorum alacaksınız, tabi ki almışsınız da yorumların genel gidişatının yönünün ne olduğunu görmekte beni şaşırtmadı, evrimden bahsetmiyorum bile hala her gün 30 yıllık evangelist argümanların başka dillere çevrilmesiyle çürütülüyor, hahahah. Ancak, bilim dünyasının kabul ettiği, yaygınca desteklenen ve bilimsel gerçekliklerden oluşan bir şeyi aktarmak için bile diğer tarafı küstürmemeniz gereken bir ülkede yaşıyoruz. Dolayısıyla objektif gözükme isteğinizi anlıyorum, ancak ne olursa olsun sizin gibi kendini iyi ifade eden bireylere ihtiyaç var, özellikle de böyle cesaret(!) gerektiren konuları paylaşırken. On binlerce insan bu videoyu izledi ve büyük bir çoğunluğu belli tabuları kırmaktan korkuyor diye, temelsiz ve bilimsel yöntemle uzaktan yakından alakası olmayan kaynaklardan aldıkları bilgilerle ya da sadece salt bir -muş -miş bilgi birikiminin getirdiği kabuğunu kıramamazlık ile bu konu ve size kötü yorumlar yapacaklardır, amacınızın uzaktan yakından dini eleştirmek olmadığını söyleseniz bile olacak bir şey bu. Ama bu on binlerce kişinin içinde onlarca ve binlercesi var ki bu tarz içerikler onlarda sorgulama ve kendini geliştirme isteğini uyandıracaktır, ki bu da tüm insanlığın ihtiyacı olan bir şey özellikle de ülkemiz adına konuşursak. Bu videoda seçilen konunun ilgi çekmekten ziyade idealist bir kafayla hazırlandığını çok iyi görebiliyorum Dilozof, sizi takdir ve tebrik ediyorum. Saygılarımla. Teşekkürler
Videolarınız çok başarılı. Tebrik ve teşekkürler 😊
Seni o kadar seviyor ve sana o kadar yakın hissediyorum ki... Umarım bir gün kız kardeşler olarak sohbet ederiz bu güzel sorularla ilgili... 🌼
Kadınların bu tarz konularda daha çok katılımasını isterim maalesef biz erkekler felsefe konusunu kuşatmış durumdayız kadın filozoflar var mı tabiiki var ama sayıları az. Kadın dokunuşunun ve psikolojisinun felsefeyi ileri taşıyacağına ve daha başka açıdan bakacağımıza inanıyorum selam ve sevgiyle...
Keşke Spotifyda da olsanız Podcast tarzı her an dinleyebiliriz
Aslında cansız bir maddeden canlı oluşması bana çok anormal ve olağandışı gelmiyor. Hatta bazı felsefe öğretilerinde eşyaya değer verildiği görülür. Mesela kırılan bi eşya atılmak yerine tamir edilir vs. Bu canlı ya da cansız ayrımı bizim uydurduğumuz ya da pratikte faydası olan bir şey olabilir. Ama benim asıl merak ettiğim şu; canlı ya da cansız olsun bizim kendisinden türediğimiz ilk maddeyi kim ortaya koydu? Genellikle evrim teorisine inananlar doğada hep vardı, diyor. Bir yaratıcıya inananlar da Tanrı varlığı kendiliğindendir, derler. Bence asıl kilit mesele bu. Bu konuda sanırım hala bir muğlâklık var. Video için teşekkürler. Fikir dünyalarımız biraz farklı olsa da gerçekten emekli videolar. Kolaylıklar dilerim.
Bir bilinç ile yerleştirilmediği doğal yollar ile milyonlarca yıl sonrasında ilk mikro organizmanın oluştuğunu videonun bir kısmında anlatıyor zaten :)
Evren748 zaman kavramı bize özgüdür aslında. “Milyonlarca yıl”dan kast ettiğimiz aslında birkaç saniyeye denk geliyor bile olabilir. Bu süreci yavaş algılıyoruz çünkü duyularımız sınırlı. Bir yaratıcı ilk maddeyi oluşturmuş olmalı. Ancak asıl nokta şu, biz bile (yaratılmış canılar olarak) canlı organizmalar yaratabiliyorsak bizden çok daha gelişmiş bir uygarlık neden deney yapar gibi bizim ilk maddemizi ortaya koyarak yaratmış olmasın? İşte simülasyon teorisi burada kendini gösteriyor...
Cansız varlık canlı varlığı nasil meydana getirir?
@@DIASPORAPRODUCTION bi bebegin tır cekmesi (bebek canli olmasina ragmen) bizs imkansiz gelirken arkasında bir guc armaya baslarken nasil olur da cansiz zekasiz iradesiz maddelere ilahlik tanimi yapalım? Neyi nerden biliyolar da her sey olmasi gerektigi gibi oluyor?
@@mars6031 miller deneyinde belli koşullar sağlanarak organik(canlı) bir madde oluşmuştu bence bir göz atın derim.
Muhteşemsiniz sizin gibi birini bulduğum için çok seviniyorum sıkı bir izleyicinizim 😊👍👍
Gözlükler yakışmış
ZEVKLE DİNLİYORUM.AKICI VE KALITELİ VIDEOLAR. TESEKKURLER..
Videolarim tekrar tekrar izlenmelik💙
Faydalı içerikler için çooook teşekkürler Dilara 💯
kardeşiim siz maymundan mi geldiniz benim atam anlı şanlı samuray yeniçeri komutan amiral adem ve osmonloo(!)
Ne yani senin deden maymun mu.Peki onun dedesini kim yarati(!)
@@bilmiyorum2247 tAnrI yOkSa bU dAğlAr nAsIl oLdU hA kAfiRlEr (!)
Yok biz kurtlardan geldik. :D
@@Taylan_Yilmaz "ayetler var ayetler(din bilim tartışması suresi, ayet:dişlek reis)" - :|.
Uzun uzun yazabilirdim.Ama arkadaşlar konuya ışık tutmuşlar. Emeğinize sağlık. Ben beğendim, bilgiler kıymetli.Yeni bilgilerle donatılmış videolarınızı bekliyorum.
Yaratilisci varolus teorisini cok kisa gectiniz.genede istifade ettim sagolun..
Çok güzel bir video olmuş. Resmen kitap tadında anlatım olmuş. Diline ve yüreğine sağlık.
Emin ol ki tüm videolarınızı izleyeceğim.Abiyogenez teorisi daha mantıklı geliyor. Kimyasal 'dan biyolojik evrim.
6:18'de Miller ve Urey'in deneyinin cansızlıktan canlı organizmalar çıkabileceğini kanıtladığını söylemek bilimsel olmadı sanırım.Onun dışında yararlı bir videoydu.Konuya paralel TRT2'de Teoman Duralı'nın Felsefe Söyleşileri serisi var bu aralar, insanın evrimini ve hikayesini anlatıyor.Bu arada TRT2'nin son dönemde yaptığı çalışmalar ile ilgili ne düşünüyorsunuz, şu anda Türk televizyonlarının, sanat ve felsefe içeriği açısından, yüz akı olmaya doğru gidiyor.Bütün içeriklerini de RUclips'da paylaşıyorlar.Verilen vergilerin tamamen boşa gitmiyor oluşu sevindirici
@@pelindilaracolak Beni bu eleştiriye iten, amino asitlerin canlı varlıkların temeli olması ile birlikte tek başlarına canlı kabul edilmemeleri.Kanıt kelimesi bana çok güçlü geldi bu anlamda, ama deneyin cansız varlıklardan canlı varlıkların oluşabileceğine dair çok güçlü bir sezi oluşturduğu inkar edilemez.
Canlı ve cansız varlıkların dış dünyada olmadığı, sadece insan beynine ait kavramlar olduğu gayet açık, bu söylemin devamında elma ve elma olmayan gibi ayrımlar da yoktur diyebiliriz.İnsanlar ve insan olmayanlar, canlı-cansız, ben-öteki, doğum-ölüm ve diğer bütün ideler insanın zihninin ürünü.Carl Sagan'ın popüler tabiri ile biz ve diğer herşey yıldız tozuyuz.Devamlıklık anlamında insansı maymunlar atalarımız olduğu kadar yıldızlar da atamız ve evren özünde tekliktir.
Kanal çok iyi gidiyor, merakla takip ediyorum, sevgiler ve kolaylıklar.
@@pelindilaracolak videonun başındaki 10 milyar yıl önce başladı ifadesi yanlış. Dünyanın yaşı 4.5 milyar yıl zaten ilk canlıların 3.8 milyar yıl önce başladığı düşünülüyor, 10 milyar nerden çıktı anlamadım
Bu konulara kafa yormaya 10 lu yaşlarda başlamalıyız, ancak 20 li yaşların müfredatında dahi yok...
6:05 yeter artık bir şey de 7 günde varolmasın ya
gvgvukbhgvbhbhklgvybı
Jsjsjjsjsjsjjsjs 🤣
Harika bir anlatım 🙏
'' Sen şimdi onlara Allah de,
Sonra da bırak onları daldıkları batakta oynayadursunlar !
Bize geldikleri gün neler duyacak ve neler işitecekler !
Fakat o zalimler bugün gaflet içindeler ! ''
( KUR'AN ) ☝
Bilmediğim konular. Bu yüzden görüşlerim henüz yok ancak videoyu çok beğendim. Teşekkür ederiz.
Başarılı 👏
Çok haklısınız, isterseniz bunu özelden konuşabiliriz.
@@DuyarKasan ?
@@MSngl? _?
@@DuyarKasan hadi ozele
@@MSngl U-utanırım şapşal sen yaz ilk.
Ol demek ne demek..yaratma özelliğinin kolay olması ve konuşma ile birlikte birleşik olması ..aristotales in doğru söylemek istediği potansiyelden varlığın dogmasinin mümkün olacağı..mesela bilgi varsa bilgi ikinci bir varlığa geçer..hayat varsa ikinci bir hayat olabilir.. vücud varsa ikincil bir vücud ancak o zaman var olabilir..
“Allah ol der ve olur “ diye birşey yoktur Allah ol dediğinde oluşmaya başlar “ bunlar çok farklı şeyler
Vay arkadaş bu nasıl kamera bu nasıl mikrofon. Teknik altyapı çok kaliteli. Ayrıca görüntü rengine ve uyumuna bayıldım.
9:55 Cansız/ Canlı konusunda Teolojik bir katkı yapabilir miyim?
Kutsal Kitapta “can” olarak çevrilen ifade, İbranice nefeş ve Yunanca psykhe sözcükleridir.
...
Başlangıç 2:7: “Yehova Tanrı yerin toprağından adamı yarattı, onun burnuna hayat nefesini üfledi ve adam yaşayan bir can oldu.” (Burada Âdem’e bir can verildiği değil, onun artık yaşayan bir insan, bir can olduğu söyleniyor.) (Bu ayette “can” olarak çevrilen İbranice sözcük nefeş’tir. Kitabı Mukaddes yayını bu sözcüğü aynı şekilde çevirirken, Yeni Çeviri “varlık” ifadesini kullanır.)
King James Version, nefeş’i şu şekillerde tercüme eder: İştah, hayvan, beden, soluk, mahluk, ölü beden, arzu, yürek, hayat, insan, zihin, kişi, kendisi can ve şey...
Mukaddes Kitap, İbranice ve Yunanca “can” sözcüğünü ne şekilde kullanır?
Mukaddes Kitap “sularda olan canlı mahlûklara” da nefeş der. (Levililer 11:10)
Özgün dilde neʹfeş terimi hem insanlara hem de hayvanlara uygulanır, ve soluk alan, yemek yiyen ve ölebilen bir varlığı temsil eder.
Sevda 3 tek tanrılı dinlerde yaratılış aynıdır
Rab yeri göğü yarattı sonra suyun üstünde ki arşa istiva etti?
Yani evren yaratılırken su hazır
Suyu kim yarattı?
Az önce keşfettim kanalını gerçekten çok iyi bir anlatım yapmışsın tebrik ederim.
😍💛💓
Gerçekler cesurca açıkladığınız için teşekkürler.
@@wingchun07 hadi ama bu kanala geliyorsun ve böyle saçma sapan yorum yapıyor olamazsın
bilmukabele
@@wingchun07 sesli güldüm 😂😂
Amacim kimsenin inancini yargilamak deil ancak bir cep telefonunun bile kendi kendine olduguna inanmayanlar nasil oluyorda insanin,dunyanin,yildizlarin,gunesin,bitkinin hayvanin vb yaratilmis olan herseyi kendiliginden veya patlamayla olduguna inaniyor sasiriyorum.yaraticinin olduguna yuzlerce binlerce delil varken 1 tane bile yaraticinin olmadigina delil olmadigi halde
Düşünmek ile düşünmemek arasında hiçlik vardır hiçlik varlııktır özdür zihin denen ego ile konuşulacak şeyler değildir zihinden kopup gelen düşünce mekanizmasından ayrılınca bir yerlere varılabilir
Canım kanal büyüyor💖
Harika ve bilgi dolu bir video olmuş. Teşekkürler.
Abiyogenez denemeleri :
Bilim derslerinin çoğu, yaşamın kökeni gibi daha önemli bir konu yerine, yaşam türlerinin kendini koşullara uyarlayıp hayatta kalması üzerinde odaklanır. Yaşamın nereden geldiği yönündeki açıklamaların, çoğu kere, ‘milyonlarca yıl boyunca birbiriyle çarpışan moleküllerden her nasılsa ortaya çıktı’ gibi genellemelerle sunulduğu sizin de dikkatinizi çekmiş olabilir. Fakat acaba bu gerçekten doyurucu bir açıklama mıdır? Bu, cansız maddenin, güneş, şimşek ya da volkanlardan kaynaklanan enerjinin bulunduğu ortamda hareketlendiği, organize olduğu ve sonunda yaşamaya başladığı ve de bütün bunların doğrudan bir yardım görmeden gerçekleştiği anlamına gelir. Bu, büyük bir sıçrama gerektirir! Cansız maddeden canlıya sıçrama! Olay bu şekilde gerçekleşmiş olabilir mi?
Ortaçağda abiyogenez, yani yaşamın cansız maddeden kendiliğinden türediği inancı yaygın olduğundan, o günlerde böyle bir görüşü benimsemek pek sorun değildi. En sonunda, 17. yüzyılda, İtalyan fizikçi Francesco Redi, çürüyen ette ancak sinekler yumurtalarını bıraktıktan sonra kurtçukların ortaya çıktığını kanıtladı. Sineklerin erişemediği ette hiç kurtçuk oluşmuyordu. Eğer sinek gibi küçücük hayvanlar bile kendiliğinden ortaya çıkmıyorsa, acaba kapalı kapta olsun ya da olmasın, yiyeceklerde ortaya çıkan mikroplar için ne denmeliydi? Gerçi daha sonraki deneyler mikropların kendiliğinden türemediğini gösterdiyse de, bu görüş üzerindeki tartışmalar sürdü. İşte o sırada Louis Pasteur’ün çalışmaları başladı.
Birçok insan, Pasteur’ün mayalanma ve bulaşıcı hastalıklarla ilgili sorunlara çözüm getiren çalışmalarını anımsar. O aynı zamanda küçücük canlıların kendiliklerinden türeyip türemediklerini saptamak üzere de deneyler yaptı. Pasteur’ün, mikrop bulaşması önlenen sterilize suda en küçük bakterinin bile oluşmadığını gösterdiğini okumuşsunuzdur. 1864’te şunu söylemişti: “Kendiliğinden türeme öğretisi bu basit deneyin öldürücü darbesinden asla kurtulamayacak.” Bu sözler doğru çıktı. Hiçbir deney cansız maddeden canlı üretemedi.
Öyleyse, yeryüzünde yaşam nasıl oluşabildi? Çağımızda bu soruyu yanıtlama çabaları, Rus biyokimyacı Alexander İ. Oparin’in çalışmalarını yaptığı 1920’lere tarihlendirilir. O tarihten sonra, Oparin ve başka bilim adamları, Yer gezegeninin sahnesinde meydana geldiği iddia edilen olayları canlandıran, üç perdelik drama benzer bir senaryo sundular. Birinci perdede hammaddeyi oluşturan yeryüzü elementlerinin molekül gruplarına dönüşmesi canlandırılıyor. İkinci perdede büyük moleküllere sıçrama olayı gösteriliyor. Dramın son perdesindeyse ilk canlı hücreye sıçrama dikkate sunuluyor. Fakat acaba gerçekten bu şekilde mi oldu?
Bu dram, Yer’in ilk atmosferinin bugünkünden çok değişik olduğu şeklindeki açıklamayı temel alır. Kuramlardan biri, o zamanlar serbest oksijenin neredeyse hiç bulunmadığını ve azot, hidrojen ve karbon elementlerinin amonyak ve metan oluşturduğunu varsayar. Bu görüşe göre, şimşekler ve ültraviyole ışınları gazlardan ve su buharından oluşan bu atmosfere çarptığında, şekerler ve aminoasitler ortaya çıkmış. Ancak, bunun bir varsayım olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.
Sözü edilen kuramsal drama göre, bu tür moleküler bileşikler, okyanuslara veya diğer su yataklarına aktılar. Uzun zaman boyunca, şekerler, asitler ve diğer bileşikler bir “prebiyotik çorbada” yoğunlaştılar; burada, örneğin aminoasitler proteinlere dönüşmek üzere birleştiler. Bu kuramsal gelişimin sürmesiyle, nükleotitler diye adlandırılan başka bileşenler zincirler oluşturup DNA gibi nükleik asitler haline geldiler. Bütün bunlar, varsayıma göre, moleküler dramın son perdesini hazırladı.
Belgelenememiş bu son perde bir aşk hikâyesine benzetilebilir. Protein molekülleri ile DNA molekülleri karşılaşırlar, birbirlerini tanır ve kucaklaşırlar. Sonra, tam perde kapanmak üzereyken, ilk canlı hücre doğar. Bu dramı izlemiş olsaydınız, ‘Bu olay gerçek mi, yoksa kurgu mu?’ diye merak edebilirdiniz. Yeryüzünde yaşam gerçekten bu şekilde başlamış olabilir mi?
Bir bilgiyi bilmek ayrı o bilgiye inanmak ayrı inanmak hakikat ve doğruluk kavramları ile ilgili bilmek insanl ve öğrenmeyle ilgili
Milyon tane ihtimal sayıp bunu da tesadüfe veriyorsun ya o zaman sen bir tesadüfsün
Canım kardeşim yaşın küçükse hiç sorun değil daha okuyup öğrenmen için önünde bolca vakit var demektir ama 40 yasında falan bu yorumu yapıyorsan cahillini kendine sakla da okuyan düşünen insanlar senin adına utanmasın, nitekim bu yaşına kadar araştırmadıysan bundan sonra da doğruyu yanlışı öğrenmiyeceksin büyük ihtimalle.
Çok iyi anlatdınız.Çok doğru canlı ve cansızlar arasındakı farklılık anlamı kalkarsa aslında dünyanın en zor sorusu o kadarda zor olmaz.Bazı anlamları yapay olarak üretdik ve bu üretdiklerimiz bilimin bazen yavaş irelilimesine neden oldu.
Bence insanın hayvan olması(düşünen hayvan) olması yanlış değil.Çünki insan için söylediklerimiz "insanlarda" yok.Yani aslında insan diyi bir varlık yok.Gerçek insan sadece düşüncemizde var.(savaşmayan,boş iş yapmayan,katdar olmayan,taciz ermeyen v.b).
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
1. İnsan (henüz) anılır bir şey değilken (yaratılmamışken) üzerinden uzunca bir zaman geçti.(1)
(1) İnsan cinsi evrenin yaratılışından çok sonra yaratılmıştır. Evrenin yaratılışından insanın var edilişine kadar uzun bir süre geçmiştir. Bu zaman diliminde insan cinsi henüz yoktur, adı sanı geçmemekte ve anılmamaktadır. Âyet-i kerimede, kuvvetle muhtemel ki bu gerçeğe işaret edilmektedir.
2. Şüphesiz biz insanı, karışım hâlindeki az bir sudan (meniden) yarattık ve onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işitir ve görür kıldık.
3. Şüphesiz biz onu (ömür boyu yürüyeceği) yola koyduk. O bu yolu ya şükrederek ya da nankörlük ederek kat eder.
4. Şüphesiz biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırladık.
5. İyiler ise, katkısı kâfur olan içecekler dolu bir kadehten içerler.
6. Bir pınar ki Allah'ın kulları ondan içer, onu (istedikleri şekilde) fışkırtıp akıtırlar.
@alexander thegreat bos yasayan sizsiniz , hayvanin yayantisindan bi farki varmi sizin yasantiniz?
Yazik sana körsün sen kör.
Ben bu gecici hayati en güzel sekilde yasiyorum ve cok mutluyum .
Senin yazdiklarin kendi yasadigin hayat tarzina cok uyuyor.
Ezbere konusma ezbere git Islam bilim tarihini arastir cocuk .
Sarıklı hocalar yan binada kardesim.
@@bilmiyorum2247 he galiba binalari karistirdim :))
@@kipcakturku4821 allah kabul etsin kardeşim.Bize de dua et.
Çok güzel bilgilendirici bir video olmuş. Teşekkürler😊
Hiçlikten varlık çıkamazsa Tanrı nasıl çıkarıyor onu anlamadım. O tanrıdır her şeyi yapar diyeceksiniz zaten konuşmanın manası yok.
Selam Dilara'cığım. Yine güzel bir video olmuş. 9:55 civarında "can" konusuna "nefes" veya nefeş konusuyla katkı yapmak isterim. Uzun bir konu, dilersen epostayla atayım.
Bir de minik not; bölümler arasında ses azalıp artıyor. Nasıl çözülür bilmem, çekimde mi yoksa montajda mı sabitlenir?
Bir de soru: Video montajını hangi programda yapıyorsun?
@@pelindilaracolak Çekilmiş tonla video var. Montaj ve üstüne ses eklemem gerek. Biraz öğretirsen sevinirim.
Konuştuğumuz konuyu düzenleyip ekleyeceğim. Çok sevgiler.
6:40 Matamatiksel olasiliklara "mucizevi" kelimesini kullanmaniz, konunun ciddiyetine yakismiyor.
Bilim, hukuk vb. Konularda doga ustu guclere yer yoktur. Ustelik hic bir aciklayici gucu yoktur, konuyu sadece mistiklestirir.
gözlüğün hakkını veriyosun.
Nasıl bi insan sınız resmen beyin yakıyorsununuz 🙏❤
Ne güzel anlattın kız ! Tebrikederim.
Bilim "felsefesi" ile ilgili de video çeker misiniz? Bilimin aslında bir şey açıklamadığını da anlatabilir misiniz lütfen? Bilimin şuanki düşen bi topun neden düştüğünü bile bilmediğini vs. anlatır mısınız lütfen? Bir enzimin bir RNA ya yaklaşıp ona her dokunduğunda yeni dizilimlerin ortaya çıkmasının aslında bu işi enzimin yaptığına delil olmadığını anlatır mısınız?
Ve ayrıca herkese Kırmızı Asa video serisini öneririm RUclips'da aratırsanız çıkar...
Kükürt kolloidi dünyada yaygın olarak mevcuttu. Kükürt kolloid molekülleri çok yüksek sıcaklıklarda hidrojen ve karbon atomlarıyla adeta bombardımana maruz kaldı (metilasyon).
Gümüş ve magnezyum gibi diyamanyetik elementlerin yoğunlaştığı bölgelerde protonların dönüş hareketleri farklılık gösteriyordu. Bu farklı manyetik alanlarda metillenmiş ve manyetik olarak farklılaşmış kolloidal kükürt molekülleri bir araya geldi.
Bileşimlerindeki değişiklik, fosfolipid benzeri yapıların bu alanlara yapışmasına neden oldu.
Bu farklılaşma, Dünya'da yaygın olarak bulunan ilk canlı hücrelerin oluşmasıyla sonuçlandı.
Bayılıyorum bu hatuna
Anlatımın akıcı ve güzel...
İşte bu! Bunları senden dinlemek de güzeldi pelin abla
Bir masala veya efsaneye ihtiyaç duymadan, nereden ve nasıl geldik bunu anlamaya çalışıyoruz. Bu aslında insanlık için çok gurur verici bir şey. Milyonlarca yıl içinde atomların etkileşimi organik bir yapıtaşı meydana getiriyor ve bu yapıtaşları önce mikroorganizmaları, birleşip koloni oluşturan mikroorganizmalar ise milyonlarca yıl içinde organizmalara dönüşüyor. Çeşitli mutasyonlar ve seçilimler sonucunda beyin organı daha fazla gelişen kuyruksuz maymun türü olan biz insanlar da kazandığımız bilinçle nereden ve nasıl geldiğimizi sorgulayabiliyoruz. Bildiğimiz başka hiçbir canlı türü bu düzeye gelememiş henüz. Bu yüzden insanlık için gurur verici. Doğa nasıl kendiliğinden insan ve diğer canlılar gibi kompleks yapıları ortaya çıkarabilir diye karşı çıkanlar bir de evrene baksınlar, bütün bu gezegenler, yıldızlar, galaksileri birisi bilinçli olarak mı tasarladı yoksa evrendeki bazı kuvvetler milyarlarca yıl birbirleriyle etkileşimle mi ortaya çıkardı. Dünya bir toz bulutundan nasıl katı ve yuvarlak bir gezegene dönüştü birisi bunu bilinçli olarak mı yaptı? En başını bilemeyiz ama evrenin gelişimi atomların, maddelerin insan ömrüne göre çok çok uzun süreçler içinde birbirleriyle etkileşimleriyle basitten karmaşığa inorganik ve organik yapılar oluşturabildiğini gösteriyor.
Merhabalar Ömer Faruk taşbaş ben. Sormak istediğim bir kaç soru var.Ama bundan önce şahsımca bu tarz , fikirlere , olumlu yada olumsuz eleştirilere açık bir başlık ve içerik sahibi bir video altına yazdığım için amacımın sadece gerçekten düzgün bir üslup ile tartışmak ve ortak bir paydaya varamasak bile fikir ve düşüncelerimizi karşılıklı ifade etmek olduğunu hatırlatmak isterim. 1. sorum Evrim teorisinden ve yaratılıştan öte daha da temele inersek “ATOMLAR” ile ilgili . Atomların her zaman ve her mekanda tespit edilen bazı kurallara uyduğunu , bu eylemleri big bang yani Evren’in oluşumundan itibaren bir defa bile şaşmadan Evren’in her köşesinde devam ettirdiği herkesçe kabul edilen bir gerçek. Ki zaten bilim insanları da atomun her mekan ve zamanda atomun aynı kurallar ile eylemde bulunacağını bildiği için gözlemleyemediği alanlarda dahi %100 e varan doğru tahminlerde bulunabiliyorlar.bu aslında düzeni inkar eden bazı kesim olmasına rağmen bir düzenin muktezasıdır. Ve bu düzene binaen oluşan bir yaşam ve evren . Peki daha fazla uzatmayayım ;sorum şu : Atomların ve buna bağlı olaylara Evren’in uyduğu düzen ve kurallar ve bunun sonucunda oluşan intizam big bangden sonra hiç bir sapmaya uğramadan sanki bir makinenin içine konulan yazılım dosyasının tıkır tıkır işlemesi gibi planlanmış gibi sanki teker teker hiç bir sekteye uğramadan nasıl oluştu? Bilimsel olarak bu sıra ile herşeyin teker teker düzenli bir şekilde oluşma ihtimali 10 üzeri 10 üzeri 123 tür yani yine bilimsel olarak “0”
Kanalını çok beğeniyorum tam anlamıyla bilginin ışığında gidiyor. Hep bu tarz içeriklerle devam edersin umarım. Tebrik ederim.
Selam Dilara, acaba Bilim Tarihi serisine devam etmeyi düşünüyor musun?
Harika anlatım,
Sağolun,
hangi kaynaktan faydalandınz bilmem ama, kullandığınız genel kabul gürmüş rakamlardan farklı rakamlar kullanmışsınız.
Evrim bir gerçektir fakat yaratılış hikayesi sembolik anlamlar içeriyor. Yani ikisi de doğrudur.