Merhaba, "Hayran olan" derken r'den sonraki a'yı uzatıp o'ya ulamalısınız yani kelime grubunu "hay-râ-no-lan" biçiminde söylemelisiniz. Çünkü "hayran" sözcüğü sesli harfle başlayan bir ek aldığında veya yanına ünlü ile başlayan bir kelime geldiğinde son hecesindeki ünlüsü uzatılarak söylenir, kendinden sonraki sözcükten önce herhangi bir noktalama işareti yoksa da ilgili kelimeye bitiştirilerek telaffuz edilir. Türkçede bunun gibi sözcükler vardır: "Piş-mâ-nol", "mih-mâ-nol-", "kur-bâ-nol-", pe-rî-şâ-nol-" gibi. Bu tatlı hikâye için teşekkürler. 💐
Hocam emeğinize sağlık. Keşke daha uzun kitaplar okusanız.. Belki telif sıkıntısı var bilmiyorum.. Ama ses tonunuz harika.. Herhangi bir platform da kitap seslendirme yapıyorsanız o platformdan üyelik satın almak isterdim ❤❤
Rüya İçinde Rüya: Şaban’ın Sazan Avı İnek Şaban, o akşam eve geldiğinde oldukça yorgundu. Koca bir gün boyunca tarlada çalışmış, arkadaşlarıyla orada burada koşturmuş, en sonunda yorgun argın yatağına uzanmıştı. Göz kapakları ağır ağır kapanırken içinden “Oh be, yarın şöyle güzel bir göl kenarına gidip balık tutayım, kafa dinleyeyim,” diye düşündü. Ve rüya hemen orada başladı… --- Rüyaya Yolculuk: Gizemli Göl Kenarında Bir anda kendini yemyeşil bir ormanın ortasında, berrak bir gölün kıyısında buldu. Rüyasında olduğunu henüz anlamamıştı; her şey o kadar gerçekti ki! Kuşlar cıvıldıyor, hafif bir rüzgar ağaçların yapraklarını usulca hışırdatıyordu. Tam bir huzur anıydı. Şaban, yanına gözlerini kırpıştırarak baktı ve eski bir oltayı fark etti. Birden bir ses duydu, sanki gölden geliyordu: “Şaban, hadi beni yakala!” Sesin geldiği yöne baktığında, gölün ortasında kocaman bir sazan balığının yüzgeçlerini salladığını gördü. Ama bu sıradan bir sazan değildi. Sazan konuşuyor ve gülümsüyordu! "Yok ya," dedi kendi kendine Şaban, "ben rüya falan görüyorum galiba!" --- Sazan’ın Çağrısı: Peşinden Koş Şaban, oltayı heyecanla eline aldı. Sazan ona göz kırpıp, başıyla işaret ederek gölün karşı kıyısına doğru yüzmeye başladı. "Şaban, hadi bakalım, beni yakalayabilecek misin?" dedi sazan. Şaban şaşkınlıkla bağırdı: “Dur be sazan! Kaçma, gel biraz muhabbet edelim!” Sazan gülerek ona cevap verdi: “Eğer beni yakalayabilirsen, sana istediğin her şeyi vereceğim!” Şaban’ın gözleri parladı. "Gerçekten mi?" diye sordu heyecanla. "Yani, bir dilek mi dileyebileceğim?" Sazan başını salladı. "Evet, ama önce beni yakalaman lazım!" --- Gölün İçindeki Yolculuk: Koca Sazan’ın Peşinde Şaban hemen oltayı sazana doğru salladı, ama sazan akıllıca kaçtı. Gölde bir o yana, bir bu yana yüzmeye başladı. Şaban da hemen peşinden atladı. Göl, dışarıdan göründüğünden çok daha büyüktü, neredeyse bir okyanus gibiydi. Şaban, sazanı yakalamaya çalışırken kendini gölün derinliklerinde, rengarenk su altı bitkilerinin arasında buldu. Gölün içinde yüzerken, birden karşısına devasa büyüklükte başka balıklar çıktı. Her biri Şaban'a dostane bir şekilde selam veriyordu. Bir tanesi ona yol gösteriyor, diğeri suyun içinde yön bulmasına yardım ediyordu. Ama sazan hep bir adım önde gidiyordu ve Şaban ne kadar çabalasa da ona yetişemiyordu. --- Esrarengiz Balıkçı: Dileğin Bedeli Bir süre sonra Şaban bir adacıkta, yaşlı bir balıkçıyla karşılaştı. Balıkçı ona baktı ve gülümsedi. “Evlat,” dedi, “sazanı yakalamaya mı çalışıyorsun?” Şaban başını salladı. “Evet amca, o koca sazanı yakalamam lazım, o bana dilek verecekmiş!” Balıkçı derin bir nefes alarak konuştu: “O sazan, gölün en bilge ve en eski yaratığıdır. Ama unutmaman gereken bir şey var; her dileğin bir bedeli vardır. Eğer onu yakalarsan, kendine dikkat et. Yoksa hayatın bambaşka bir yola sürüklenebilir.” Şaban biraz düşündü, ama sonunda kafasını salladı. “Aman amca, ben yakalayayım da hele! Nasılsa bir şey olmaz!” --- Sazan ve Dilek: Gerçek mi Rüya mı? Şaban sazanı yakalamaya devam etti, en sonunda gölün derin bir noktasında sazan duruverdi. Şaban, büyük bir sevinçle oltasını salladı ve sazanı yakalamayı başardı. Sazan, ona dönüp göz kırparak gülümsedi. “Tamam, Şaban. Şimdi dileğini dile.” Şaban derin bir nefes aldı ve düşündü. “Dileğim şu ki… Şey… Herkesin mutlu olduğu, dertlerin olmadığı bir dünya olsun!” Sazan ona gülümsedi. “Güzel bir dilek, Şaban,” dedi, “ama bu, çok büyük bir bedel gerektiriyor. Sen, uyanınca her şeyi unutacaksın; sadece kalbinde bir huzur olacak.” Şaban şaşırmıştı ama yine de kabul etti. “Tamam sazan, o zaman ben de o huzurla yaşarım!” --- Uyanış: Gerçekten Bir Rüya mı? Bir anda Şaban, yatağında gözlerini açtı. Etrafına bakındı, odası hala aynıydı, ama içinde tarif edemediği bir mutluluk vardı. Rüyada yaşadığı her şey aklından silinmişti; sadece kalbinde bir sıcaklık, içinde huzurlu bir gülümseme vardı. O gün göl kenarına gitmeye karar verdi. Göl kenarında otururken, sanki bir şey hatırlıyormuş gibi gözlerini kapadı ve suyun üstünde büyük bir sazanın yüzgeçlerini salladığını hayal etti. Kendini gülümserken buldu, ama niye güldüğünü tam olarak bilemiyordu. Ve belki de rüyadaki sazan, gerçekten oradaydı, Şaban’ı izliyordu… Belki de o dilek, Şaban’ın kalbinde yaşamaya devam edecekti.
Emeğinize sağlık 👏👏👏
1:45 hocam çok kıymetlisiniz geçekten hocam oldunuz sayenizde çok şey öğrendim teşekkürler minnettarım
Yerimizi alalım sesinize sağlık.
Teşekkürler
Merhaba Akın bey
Mükemmel olmuş akın hocam
Merhaba,
"Hayran olan" derken r'den sonraki a'yı uzatıp o'ya ulamalısınız yani kelime grubunu "hay-râ-no-lan" biçiminde söylemelisiniz. Çünkü "hayran" sözcüğü sesli harfle başlayan bir ek aldığında veya yanına ünlü ile başlayan bir kelime geldiğinde son hecesindeki ünlüsü uzatılarak söylenir, kendinden sonraki sözcükten önce herhangi bir noktalama işareti yoksa da ilgili kelimeye bitiştirilerek telaffuz edilir. Türkçede bunun gibi sözcükler vardır: "Piş-mâ-nol", "mih-mâ-nol-", "kur-bâ-nol-", pe-rî-şâ-nol-" gibi.
Bu tatlı hikâye için teşekkürler. 💐
🙏
Hocam emeğinize sağlık. Keşke daha uzun kitaplar okusanız.. Belki telif sıkıntısı var bilmiyorum.. Ama ses tonunuz harika.. Herhangi bir platform da kitap seslendirme yapıyorsanız o platformdan üyelik satın almak isterdim ❤❤
RUclips "Katıl" veya "Teşekkürler" butonuna tıklayınız. Sevgilerimle. ♥️🙂
Rüya İçinde Rüya: Şaban’ın Sazan Avı
İnek Şaban, o akşam eve geldiğinde oldukça yorgundu. Koca bir gün boyunca tarlada çalışmış, arkadaşlarıyla orada burada koşturmuş, en sonunda yorgun argın yatağına uzanmıştı. Göz kapakları ağır ağır kapanırken içinden “Oh be, yarın şöyle güzel bir göl kenarına gidip balık tutayım, kafa dinleyeyim,” diye düşündü.
Ve rüya hemen orada başladı…
---
Rüyaya Yolculuk: Gizemli Göl Kenarında
Bir anda kendini yemyeşil bir ormanın ortasında, berrak bir gölün kıyısında buldu. Rüyasında olduğunu henüz anlamamıştı; her şey o kadar gerçekti ki! Kuşlar cıvıldıyor, hafif bir rüzgar ağaçların yapraklarını usulca hışırdatıyordu. Tam bir huzur anıydı.
Şaban, yanına gözlerini kırpıştırarak baktı ve eski bir oltayı fark etti. Birden bir ses duydu, sanki gölden geliyordu: “Şaban, hadi beni yakala!” Sesin geldiği yöne baktığında, gölün ortasında kocaman bir sazan balığının yüzgeçlerini salladığını gördü. Ama bu sıradan bir sazan değildi. Sazan konuşuyor ve gülümsüyordu!
"Yok ya," dedi kendi kendine Şaban, "ben rüya falan görüyorum galiba!"
---
Sazan’ın Çağrısı: Peşinden Koş
Şaban, oltayı heyecanla eline aldı. Sazan ona göz kırpıp, başıyla işaret ederek gölün karşı kıyısına doğru yüzmeye başladı. "Şaban, hadi bakalım, beni yakalayabilecek misin?" dedi sazan. Şaban şaşkınlıkla bağırdı: “Dur be sazan! Kaçma, gel biraz muhabbet edelim!”
Sazan gülerek ona cevap verdi: “Eğer beni yakalayabilirsen, sana istediğin her şeyi vereceğim!” Şaban’ın gözleri parladı. "Gerçekten mi?" diye sordu heyecanla. "Yani, bir dilek mi dileyebileceğim?" Sazan başını salladı. "Evet, ama önce beni yakalaman lazım!"
---
Gölün İçindeki Yolculuk: Koca Sazan’ın Peşinde
Şaban hemen oltayı sazana doğru salladı, ama sazan akıllıca kaçtı. Gölde bir o yana, bir bu yana yüzmeye başladı. Şaban da hemen peşinden atladı. Göl, dışarıdan göründüğünden çok daha büyüktü, neredeyse bir okyanus gibiydi. Şaban, sazanı yakalamaya çalışırken kendini gölün derinliklerinde, rengarenk su altı bitkilerinin arasında buldu.
Gölün içinde yüzerken, birden karşısına devasa büyüklükte başka balıklar çıktı. Her biri Şaban'a dostane bir şekilde selam veriyordu. Bir tanesi ona yol gösteriyor, diğeri suyun içinde yön bulmasına yardım ediyordu. Ama sazan hep bir adım önde gidiyordu ve Şaban ne kadar çabalasa da ona yetişemiyordu.
---
Esrarengiz Balıkçı: Dileğin Bedeli
Bir süre sonra Şaban bir adacıkta, yaşlı bir balıkçıyla karşılaştı. Balıkçı ona baktı ve gülümsedi. “Evlat,” dedi, “sazanı yakalamaya mı çalışıyorsun?” Şaban başını salladı. “Evet amca, o koca sazanı yakalamam lazım, o bana dilek verecekmiş!”
Balıkçı derin bir nefes alarak konuştu: “O sazan, gölün en bilge ve en eski yaratığıdır. Ama unutmaman gereken bir şey var; her dileğin bir bedeli vardır. Eğer onu yakalarsan, kendine dikkat et. Yoksa hayatın bambaşka bir yola sürüklenebilir.”
Şaban biraz düşündü, ama sonunda kafasını salladı. “Aman amca, ben yakalayayım da hele! Nasılsa bir şey olmaz!”
---
Sazan ve Dilek: Gerçek mi Rüya mı?
Şaban sazanı yakalamaya devam etti, en sonunda gölün derin bir noktasında sazan duruverdi. Şaban, büyük bir sevinçle oltasını salladı ve sazanı yakalamayı başardı. Sazan, ona dönüp göz kırparak gülümsedi. “Tamam, Şaban. Şimdi dileğini dile.”
Şaban derin bir nefes aldı ve düşündü. “Dileğim şu ki… Şey… Herkesin mutlu olduğu, dertlerin olmadığı bir dünya olsun!” Sazan ona gülümsedi. “Güzel bir dilek, Şaban,” dedi, “ama bu, çok büyük bir bedel gerektiriyor. Sen, uyanınca her şeyi unutacaksın; sadece kalbinde bir huzur olacak.”
Şaban şaşırmıştı ama yine de kabul etti. “Tamam sazan, o zaman ben de o huzurla yaşarım!”
---
Uyanış: Gerçekten Bir Rüya mı?
Bir anda Şaban, yatağında gözlerini açtı. Etrafına bakındı, odası hala aynıydı, ama içinde tarif edemediği bir mutluluk vardı. Rüyada yaşadığı her şey aklından silinmişti; sadece kalbinde bir sıcaklık, içinde huzurlu bir gülümseme vardı.
O gün göl kenarına gitmeye karar verdi. Göl kenarında otururken, sanki bir şey hatırlıyormuş gibi gözlerini kapadı ve suyun üstünde büyük bir sazanın yüzgeçlerini salladığını hayal etti. Kendini gülümserken buldu, ama niye güldüğünü tam olarak bilemiyordu.
Ve belki de rüyadaki sazan, gerçekten oradaydı, Şaban’ı izliyordu… Belki de o dilek, Şaban’ın kalbinde yaşamaya devam edecekti.
7:09 7:10 abi buraya tek ben mi üzüldüm?
👍
Dankeschön sagolun. Varolun.
Die welt muss romantisiert werden. Novalis
😕😲
❤
👍