ben de hep tercihlerimin arkasında yatan sebeplere odaklanmaya çalışırım; dinlediğim müzikler, izlediğim filmler, siyasi görüşlerim.. bunların nasıl şekillendiğini anlamak için sürekli geçmişimi ve etrafımdaki insanları sorgularım, kimlerin görüşlerini dikkate değer buluyorum kiminkileri bulmuyorum anlamaya çalışırım. bu sorgulamayı çok fazla yaptıkça bi süre sonra sanki kendi benliğim ve kendime ait fikirlerim yok gibi hissetmeye başladım. toplumda sık sık duyduğum ''nereye çekersen oraya gidiyor'', ''özenti'', ''dönek'' gibi söylemler, acaba ben de öyle biri miyim ya da birilerinden etkilenerek fikirlerimi geliştirmek, savunduğum bi şeyin aksini daha mantıklı bulmak ve o fikri savunmaya başlamak yanlış mı gibi sorulara itti beni. ama sosyoloji öğrendikçe görüyorum ki aslında her insan bu şekilde var oluyor ve herkes neye maruz kalıyorsa çoğunlukla o çizgide fikir üretiyor. önemli olan açık fikirli olup duyduğumuz farklı görüşü savunan biri acaba bunu neden savunuyor diye düşünmek ve anlamaya çalışmak. bunu fark ettikten sonra üstte bahsettiğim tarzda söylemleri kullanan insanların yeterince açık fikirli olmadıklarını düşünmeye başladım. ya da belki de onlar da 'dönek' damgası yememek adına sözlerinden dönmemeye çalışan insanlar. ama ben kendi adıma farklı insanlar ve farklı görüşler tanıyıp onları kendime göre uyarlamaktan mutluluk duyuyorum. son olarak sosyolojiyi ingilizce okuduğum için terimlerin türkçe karşılıklarını kanalınızda öğrenip iyice kafamda oturtabiliyor olmak benim için çok faydalı. emekleriniz için teşekkür ederim.
Toplum Erving Goffman'ın dediği gibi bir sahnedir. Eğer söz konusu döneklikse hepimiz döneğiz. Ama durum bu değil biliyoruz. Hepimiz bir şeylerden etkilenerek kendi benliğimizi inşa ederiz. Önemli olan yaptığımız tercihlerde daha bilinçli olmak ve neyi neden seçtiğimizi daha iyi bilmek. Belki etik bir açıdan da başkalarına neleri neden tercih ettiklerinin farkına varmalarını sağlamak. Sevgiler :)
Tüm Sosyoloji ile ilgililerenlere edebiyattan bir eser önermek isterim. Georg Perec’in Uyuyan Adam’ı. Metis’ten çıkmış eski bir baskı. Arayın bulun, mutlaka okuyun. Hayatınız netleşecek. Etkileyici bir yapıt. Ve aynı yazarın “Şeyler” eserinini de öneririm.
yapısalcılık ve türevleri terimlere geldiğimde terler içinde kalırım hep. geniş sosyoloji sözlüğü de barındırmadığım için yanımda, zorlanırım devamlı. çekinirim okumaktan. ama bu video o kadar güzel bir açıklama getirmiş ki kelimelere ve verdiği örneklerle konulara, çok heyecanlandırıcı benim için. artık giddens ve bourdieu isimlerini görünce ''okumayayım şimdi, anlamazsam moralim bozulur.'' demeyeceğim sanırım. devamı gelsin isterim bu meret isimlerin hashdashd
Bourdieu görünce kaçmayın, hatta dört kolla sarılın, Türkiye'de çok lazım oluyor :) İşin esprisi bir yana Bourdieu da Giddens da zor isimlerdir. Hatta Ian Craib çoğu zaman Giddens'ın neyden bahsettiğini tam anlayamadım demiştir. Ama sorun yok halledeceğiz. Modernite: Denetimden Çıkmış Bir Makine videosu ile yola çıktık, devamı da gelecek. Çok teşekkür ederim, Bourdieu ve Giddens ile kalın :)
MSGSÜ sosyoloji 2.sınıf öğrencisiyim. 3.sınıf güz dönemi için ALES çalışmalarına da başladım çünkü 5 yıl geçerli. Okulumuz Fransız Ekolüne göre eğitim veriyor ve okumalarımız o yönde artarak ilerliyor. Her üniversitede böyle değil tabi ki. Sizden ricam her üniversiteden birkaç öğrenciyle çevrim içi ya da yüz yüze bir araya gelmeniz ve bölümlerini, üniversitelerini, akademisyenlerini ve okumalarını tanıtmalarına imkan sağlamanız çünkü maalesef sosyolojiye yerleşen çoğu öğrenci psikoloji tutturamayanlar oluyor. 6.sınıftan beri Mimar Sinan ve sosyoloji isteyen birisi olarak bölümümdeki bu gözlemim beni üzüyor. Yine bu durum sosyoloji lisans bölümlerine ya da tercihlerine yazanlara kötü yansıyor. Anlatmamız lazım, farkındayım. Bunun haricinde 2 yıldır videolarınızdaki değişiminiz aşırı göze çarpıyor. Konuşmanız akıcılaşmış, rahatlığınız bize daha iyi yansır hale gelmiş, konuşma tarzınız da videoya odaklanmamızı sağlama konusunda iyi yönde şekillenmiş. Teşekkür ederim ve başarılarınızın devamını dilerim. :)
Çok teşekkür ederim, sağ olun. Bahsettiğiniz konuda bir projeyi bu yıla yakın bir zamanda başlattım. Uludağ ile başladık, sonra Dokuz Eylül ile devam ettik. Yaşanan olumsuz gelişmeler nedeniyle şimdilik proje rafta. Ancak kesinlikle projeye yeniden dönmek istiyorum. Mimar Sinan, Hacettepe, Ege gibi üniversitelerin sosyoloji bölümlerinin kesinlikle iyi tanınması gerekiyor haklısınız. Bu konuda elimden geleni yapacağım. Yorumun son kısmı da mutlu etti ayrıca, bunun fark edilip dile getirilmesi beni çok sevindirdi. Ben teşekkür ederim, akademik hayatınızda bol başarılar dilerim. Sevgiler :)
yanlış yaklaşıyor olabilirim ama bence bireyler toplumu toplumlar koşulları yani ekonomi, ekolojik durum gibi bireyin tek başına değil toplumla etkilediği şeyleri etkiliyor bunların çıktısı da tekrar bireyin genelde devrim olmadıkça kısa vadeli tepkisini etkiliyor bence. (video başından yorumum bu)
Tüm sosyologları kapsamlı düşünebilen bizleri küresel ölçekli dünyada bilinçli olmaya dahadaha bilinçli ve duyarlı olmaya davet ediyorum. Düşünüyorum öyleyse bende varım #freepalestine
Sizin filistin hakkında ki düşünceleriniz nedir? Duymayı çok isterim. Şimdi ikiye ayrılmış insanlar birisi diyor ki elin arabından banane bize yapılanlar noldu, nolacak. Birisi diyor ki bizim kutsal topraklarımız onlar. Hatta fark ettim ki üçüncü bir toplulukta diyor ki bu bir insanlık meselesi ırk önemli değil.
Türkiye'de kimileri kendilerini çok önemsiz görüyor ve önemli gördükleri insanlara gereğinden fazla değer atfediyor. Kısa vadede çıkarlarına göre davranıp, uzun vadede zarar edebileceğini hesaplamaya uğraşmıyor. Zarar ettiğini gördüğünde de bunu kabul etmek istemiyor.
Bana göre; başımıza gelenler evet bizlerin tercihidir fakat Bourdie ve Giddens'ı ele alarak yola çıkmak isterim ki toplumu 2 ayrı gruba bölerek bir tarafın içerisinde yetişmiş olduğu ve haliyle bünyesinde barındırmış olduğu normlar ve habitusun zincirlerini çeşitli araştırmalar, münakaşalar, sorgulama isteği sonucunda doğan ve elde edilen toplumdan ayrı bir us. Diğer grupta ise her şeyden bihaber sorgulama yetisi bulunmayan sürü psikolojisine tabii bulunan ve seçimleri kararları yaşayış biçimi ile toplumun diğer bireylerini de etkileyen o gurup. Sonuç olarak Bourdie ve Giddensin düşüncelerine katılıyorum fakat toplumun bireylere aşılamış olduğu kodlar ve normlar bireylerin seçimi ve yönelimi ile değişir çünkü büyük ölçüde toplumun yapı taşını oluşturan bireylerdir.
toplumsal yapi dan ziyade fikirlerin ve tercihlerin olusumunda bireyselcilik, menfaatcilik, umursamazlik yatmaktadir. tercihlerde bencil kisi kendini dusunur gencleri, cocuklari hatta torunlarini dusunmez.
ben de hep tercihlerimin arkasında yatan sebeplere odaklanmaya çalışırım; dinlediğim müzikler, izlediğim filmler, siyasi görüşlerim.. bunların nasıl şekillendiğini anlamak için sürekli geçmişimi ve etrafımdaki insanları sorgularım, kimlerin görüşlerini dikkate değer buluyorum kiminkileri bulmuyorum anlamaya çalışırım. bu sorgulamayı çok fazla yaptıkça bi süre sonra sanki kendi benliğim ve kendime ait fikirlerim yok gibi hissetmeye başladım. toplumda sık sık duyduğum ''nereye çekersen oraya gidiyor'', ''özenti'', ''dönek'' gibi söylemler, acaba ben de öyle biri miyim ya da birilerinden etkilenerek fikirlerimi geliştirmek, savunduğum bi şeyin aksini daha mantıklı bulmak ve o fikri savunmaya başlamak yanlış mı gibi sorulara itti beni. ama sosyoloji öğrendikçe görüyorum ki aslında her insan bu şekilde var oluyor ve herkes neye maruz kalıyorsa çoğunlukla o çizgide fikir üretiyor. önemli olan açık fikirli olup duyduğumuz farklı görüşü savunan biri acaba bunu neden savunuyor diye düşünmek ve anlamaya çalışmak. bunu fark ettikten sonra üstte bahsettiğim tarzda söylemleri kullanan insanların yeterince açık fikirli olmadıklarını düşünmeye başladım. ya da belki de onlar da 'dönek' damgası yememek adına sözlerinden dönmemeye çalışan insanlar. ama ben kendi adıma farklı insanlar ve farklı görüşler tanıyıp onları kendime göre uyarlamaktan mutluluk duyuyorum. son olarak sosyolojiyi ingilizce okuduğum için terimlerin türkçe karşılıklarını kanalınızda öğrenip iyice kafamda oturtabiliyor olmak benim için çok faydalı. emekleriniz için teşekkür ederim.
Toplum Erving Goffman'ın dediği gibi bir sahnedir. Eğer söz konusu döneklikse hepimiz döneğiz. Ama durum bu değil biliyoruz. Hepimiz bir şeylerden etkilenerek kendi benliğimizi inşa ederiz. Önemli olan yaptığımız tercihlerde daha bilinçli olmak ve neyi neden seçtiğimizi daha iyi bilmek. Belki etik bir açıdan da başkalarına neleri neden tercih ettiklerinin farkına varmalarını sağlamak. Sevgiler :)
Katılıyorum,farklı görüşleri kendi benliğine uyumlama kişisel gelişimin ve birey olma yolunda bi yapı taşı gibidir.derim👍
Tüm Sosyoloji ile ilgililerenlere edebiyattan bir eser önermek isterim. Georg Perec’in Uyuyan Adam’ı. Metis’ten çıkmış eski bir baskı. Arayın bulun, mutlaka okuyun. Hayatınız netleşecek. Etkileyici bir yapıt. Ve aynı yazarın “Şeyler” eserinini de öneririm.
yapısalcılık ve türevleri terimlere geldiğimde terler içinde kalırım hep. geniş sosyoloji sözlüğü de barındırmadığım için yanımda, zorlanırım devamlı. çekinirim okumaktan. ama bu video o kadar güzel bir açıklama getirmiş ki kelimelere ve verdiği örneklerle konulara, çok heyecanlandırıcı benim için. artık giddens ve bourdieu isimlerini görünce ''okumayayım şimdi, anlamazsam moralim bozulur.'' demeyeceğim sanırım. devamı gelsin isterim bu meret isimlerin hashdashd
Bourdieu görünce kaçmayın, hatta dört kolla sarılın, Türkiye'de çok lazım oluyor :) İşin esprisi bir yana Bourdieu da Giddens da zor isimlerdir. Hatta Ian Craib çoğu zaman Giddens'ın neyden bahsettiğini tam anlayamadım demiştir. Ama sorun yok halledeceğiz. Modernite: Denetimden Çıkmış Bir Makine videosu ile yola çıktık, devamı da gelecek. Çok teşekkür ederim, Bourdieu ve Giddens ile kalın :)
Emeğinize sağlık aydınlattınız teşekkürler 🙏🏻☺️
MSGSÜ sosyoloji 2.sınıf öğrencisiyim. 3.sınıf güz dönemi için ALES çalışmalarına da başladım çünkü 5 yıl geçerli. Okulumuz Fransız Ekolüne göre eğitim veriyor ve okumalarımız o yönde artarak ilerliyor. Her üniversitede böyle değil tabi ki. Sizden ricam her üniversiteden birkaç öğrenciyle çevrim içi ya da yüz yüze bir araya gelmeniz ve bölümlerini, üniversitelerini, akademisyenlerini ve okumalarını tanıtmalarına imkan sağlamanız çünkü maalesef sosyolojiye yerleşen çoğu öğrenci psikoloji tutturamayanlar oluyor. 6.sınıftan beri Mimar Sinan ve sosyoloji isteyen birisi olarak bölümümdeki bu gözlemim beni üzüyor. Yine bu durum sosyoloji lisans bölümlerine ya da tercihlerine yazanlara kötü yansıyor. Anlatmamız lazım, farkındayım. Bunun haricinde 2 yıldır videolarınızdaki değişiminiz aşırı göze çarpıyor. Konuşmanız akıcılaşmış, rahatlığınız bize daha iyi yansır hale gelmiş, konuşma tarzınız da videoya odaklanmamızı sağlama konusunda iyi yönde şekillenmiş. Teşekkür ederim ve başarılarınızın devamını dilerim. :)
Çok teşekkür ederim, sağ olun. Bahsettiğiniz konuda bir projeyi bu yıla yakın bir zamanda başlattım. Uludağ ile başladık, sonra Dokuz Eylül ile devam ettik. Yaşanan olumsuz gelişmeler nedeniyle şimdilik proje rafta. Ancak kesinlikle projeye yeniden dönmek istiyorum. Mimar Sinan, Hacettepe, Ege gibi üniversitelerin sosyoloji bölümlerinin kesinlikle iyi tanınması gerekiyor haklısınız. Bu konuda elimden geleni yapacağım. Yorumun son kısmı da mutlu etti ayrıca, bunun fark edilip dile getirilmesi beni çok sevindirdi. Ben teşekkür ederim, akademik hayatınızda bol başarılar dilerim. Sevgiler :)
yanlış yaklaşıyor olabilirim ama bence bireyler toplumu toplumlar koşulları yani ekonomi, ekolojik durum gibi bireyin tek başına değil toplumla etkilediği şeyleri etkiliyor bunların çıktısı da tekrar bireyin genelde devrim olmadıkça kısa vadeli tepkisini etkiliyor bence. (video başından yorumum bu)
Tüm sosyologları kapsamlı düşünebilen bizleri küresel ölçekli dünyada bilinçli olmaya dahadaha bilinçli ve duyarlı olmaya davet ediyorum. Düşünüyorum öyleyse bende varım #freepalestine
Sizin filistin hakkında ki düşünceleriniz nedir? Duymayı çok isterim. Şimdi ikiye ayrılmış insanlar birisi diyor ki elin arabından banane bize yapılanlar noldu, nolacak. Birisi diyor ki bizim kutsal topraklarımız onlar. Hatta fark ettim ki üçüncü bir toplulukta diyor ki bu bir insanlık meselesi ırk önemli değil.
Türkiye'de kimileri kendilerini çok önemsiz görüyor ve önemli gördükleri insanlara gereğinden fazla değer atfediyor. Kısa vadede çıkarlarına göre davranıp, uzun vadede zarar edebileceğini hesaplamaya uğraşmıyor. Zarar ettiğini gördüğünde de bunu kabul etmek istemiyor.
Bana göre; başımıza gelenler evet bizlerin tercihidir fakat Bourdie ve Giddens'ı ele alarak yola çıkmak isterim ki toplumu 2 ayrı gruba bölerek bir tarafın içerisinde yetişmiş olduğu ve haliyle bünyesinde barındırmış olduğu normlar ve habitusun zincirlerini çeşitli araştırmalar, münakaşalar, sorgulama isteği sonucunda doğan ve elde edilen toplumdan ayrı bir us. Diğer grupta ise her şeyden bihaber sorgulama yetisi bulunmayan sürü psikolojisine tabii bulunan ve seçimleri kararları yaşayış biçimi ile toplumun diğer bireylerini de etkileyen o gurup. Sonuç olarak Bourdie ve Giddensin düşüncelerine katılıyorum fakat toplumun bireylere aşılamış olduğu kodlar ve normlar bireylerin seçimi ve yönelimi ile değişir çünkü büyük ölçüde toplumun yapı taşını oluşturan bireylerdir.
🎉🎉🎉🎉❤guuı
Toplum mu bizi yaratiyor ,biz mi toplumu.....
Her ikiside biri birini yaratmaktadir ,biri digerini kosullu olarak etkiler ...
toplumsal yapi dan ziyade fikirlerin ve tercihlerin olusumunda bireyselcilik, menfaatcilik, umursamazlik yatmaktadir. tercihlerde bencil kisi kendini dusunur gencleri, cocuklari hatta torunlarini dusunmez.
Bourdieu bu yöndeki eğilimlerin toplumsal yapıdan kaynaklandığını söylerdi. Bkz. 80 sonrası toplumların aşırı bireyselcilikle inşa edilmesi.
Önce ne oldugunu koy ortaya sonra tercihlerini sırala köleler karar verir belki senin kim olduğuna.
Sosyoloji=kölebilim
ınstagram hesabınn nedir? sosyoloji öğrencisiyim ben de.