“Yâ Hayyu, yâ Kayyûm (gerçek hayat sahibi ve kâinatı ayakta tutan), rahmetin hürmetine Senden yardım diliyorum; her halimi ıslah et ve göz açıp kapayıncaya kadar olsun beni nefsimle baş başa bırakma!”
“Sübhansın yâ Rab; Senin şanın ne yücedir. Allahım, Sen’den bütün günahlarımı bağışlamanı istiyor, Sen’den rahmetini diliyor ve dileniyorum. Allahım, ilmimi artır, bana ihsan ettiğin hidayetten sonra kalbimi haktan saptırma, bana yüce katından meccanen aşkın mı aşkın rahmet ihsan eyle. Doğrusu lütfen, keremen, karşılıksız bol bol ihsanda bulunan sadece Sen’sin.” (Buharî, daavât 7-8; Müslim, zikir 59)
Dine hizmet adına vazifeler yerine getirilirken bazen Allah'ın hoşlanmadığı şeyler de işlenebilir ve bunlar, çok defa o işin tıkanmasına sebebiyet verebilir. Bu sebeple Kur'ân, Fetihle istiğfarı birbiriyle irtibatlandırmış ve Peygamber'e (sallallâhu aleyhi ve sellem): "Allah'ın fethi geldiğinde, durmadan istiğfar et!"[1] buyurmuştur. Hz. Âişe Validemiz (radıyallâhu anhâ) diyor ki, bu âyet nazil olduktan sonra O'nun (sallallâhu aleyhi ve sellem) istiğfarı bir mecliste bazen yüz defa olabiliyordu.
“Yâ Hayyu, yâ Kayyûm (gerçek hayat sahibi ve kâinatı ayakta tutan), rahmetin hürmetine Senden yardım diliyorum; her halimi ıslah et ve göz açıp kapayıncaya kadar olsun beni nefsimle baş başa bırakma!”
“Sübhansın yâ Rab; Senin şanın ne yücedir. Allahım, Sen’den bütün günahlarımı bağışlamanı istiyor, Sen’den rahmetini diliyor ve dileniyorum. Allahım, ilmimi artır, bana ihsan ettiğin hidayetten sonra kalbimi haktan saptırma, bana yüce katından meccanen aşkın mı aşkın rahmet ihsan eyle. Doğrusu lütfen, keremen, karşılıksız bol bol ihsanda bulunan sadece Sen’sin.” (Buharî, daavât 7-8; Müslim, zikir 59)
İyken varsınız
Dine hizmet adına vazifeler yerine getirilirken bazen Allah'ın hoşlanmadığı şeyler de işlenebilir ve bunlar, çok defa o işin tıkanmasına sebebiyet verebilir. Bu sebeple Kur'ân, Fetihle istiğfarı birbiriyle irtibatlandırmış ve Peygamber'e (sallallâhu aleyhi ve sellem): "Allah'ın fethi geldiğinde, durmadan istiğfar et!"[1] buyurmuştur. Hz. Âişe Validemiz (radıyallâhu anhâ) diyor ki, bu âyet nazil olduktan sonra O'nun (sallallâhu aleyhi ve sellem) istiğfarı bir mecliste bazen yüz defa olabiliyordu.