Dersime katıldı. Konuştu, konuştu, konuştu. Sevdik, çok sevdik, daha çok sevdik. Sordular sizi en iyi anlatan şiiriniz hangisi? Bunu söyledi. Dinledik. Sevdik, çok sevdik, daha çok sevdik. İyi ki var 💓
Eski yazilarinin güzel bir ruhu var, en son İsmail'de goruldu bu ruh, son yazilarinda böyle ictenlik yok. Yazar İsmail'den sonra cok sıradanlaştı umarim eskiye döner.
Birde ismail yatılı bölge okulun bahçesine bırakılır babası tarafından... okuyamaz ordan kovulur.. köylü onu dünyanın en yeteneksiz insanı ilan eder... o ise dinlemez kimseyi,korkar sadece ve geceyi bekler uyumak için...
İsmail hiç aşık olmadı mı? Oldu elbet ama kimseler bilmez. Mutlu olmadı mı kuvvetli ve vakur... Dünyayı yerinden oynatacağını hissettiği zamanlar olmadı mı? Olmaz mı, oldu elbet ama bunlar kendisi dair hiç kimse için hiçbir şeyi değiştirmez.
Şimdi nasılsınız? Buraya gelip yorum yapın. Birkaç yıldır buraya geliyorum. 4 yıl önce saçma düşüncelerin kaygısını yaşamışım diyerek ferahlatın beni :)
Sözleri: ismail her sabah ne yapacağını bilmemeye uyanır nasıl dayanacağını ve değmeden aralarından nasıl geçip gideceğini düşünerek uyanır rutubetli odada, dar yatakta allah’a şükrederek doğrulur yatağından ‘şükredecek neyin var lan?’ der iç sesi ‘tövbe de!’ der iç sesine, kendi kendini susturur iç ses nedir bilmez esasında ismail onu şeytan zanneder öyle avunur kazara dünyaya gelmiştir ismail kazayla da öleceğine inanır iki kaza arasında bir biriktirdiği kaza namazlarına hayıflanır bir de etrafında olup bitenlere şaşırır ota, kuşa, balığa sadık bir köpek gibi alarmla uyanan insanlara -ismail hiç alarmla uyanmaz- simitçiye, dolmuşçuya, sucuya herkese ve her şeye şaşıra şaşıra yatağının rahminden derin bir kaygıyla açılır dünyaya ismail (Devamı yorumlarda)
az okumuş olsaydı ontolojik kaygı derdi buna ama ontoloji nedir bilmez çocukken geçirdiği menenjite yorar tuhaflığını anası evlenmemişliğine yorar babası deliliğine mahalleli… onlar hiçbir şeye yormaz onlar kapı önlerindeki çürümüş yapraklar kadar üzerinde durmaz ismail’in çünkü onlar bencil ve kabadır çocuklarından, faturalarından mahallenin namusundan ve belediyenin ilgisizliğinden dedikodudan ve çıkarlarından başka hiçbir şey düşünmezler yanı başlarından her gün bir dağ devrile devrile geçer gider de fark etmezler ismail bir hayalet gibi yürür gider de aralarından görmezler kalabalıkların arasında usulca takılır ismail işiyle, gücüyle, kendisiyle cebelleşir ara sıra güzel giyimli kızlara bakar içinden ara sıra yakışıklı oğlanlara hayıflanır içinden ara sıra yorulur, ustasına söver içinden ismail dışarda hep içinden yaşar içinden dışına doğru anlamaya çalışır dünyayı beceremez, çaresiz allah’a havale eder
haftada bir sinemaya gider ismail ibadet ciddiyetiyle haftada bir sinemaya gider her pazar 18.45 seansı bayramlıklarını bir bayramlarda bir de sinemada giyer bir tek orada ışıklar kapanıp perde parladığında kendisini dünyanın geri kalanıyla eşit hisseder ismail eşitlik, kardeşlik, özgürlük sadece orada mümkündür onun için belki de bunun için ismail bir film gibi yaşar da hayatı az geriye çekilip izleyemediği için kendini kahreder hiç mi rahat etmedi ismail? askerdeyken iyiydi yat ismail dediler yattı kalk ismail dediler kalktı mütemadiyen emredersiniz diye bağırdı ismail onlar emretti ismail yaptı o zamanlar rahattı postalıyla şapkası arasına sıkıştırıp beynini karışmadan etliye sütlüye on sekiz ay tuhaflığını kimselere fark ettirmeden yeşiller içinde takıldı ismail hiç aşık olmadı mı? oldu elbet ama kimseler bilmez mutlu olmadı mı hiç? kuvvetli ve vakur dünyayı yerinden oynatacağını hissettiği zamanları olmadı mı? olmaz mı oldu elbet ama bunlar kendisi dahil kimse için hiçbir şeyi değiştirmez
az mitoloji bilseydi sisifos’un yaşadığına benzetirdi yaşamını ama ismail mitoloji de bilmez iki uyku arasına yaşamak belasını sıkıştırır da ismail bazen uykusu gelmez yatağının dışında ismail çalışır anasını mutlu etmeye çalışır tanıdıklarını idare etmeye çalışır ustasının saçma sapan isteklerini emir telakki edip yerine getirmeye çalışır eşek gibi çalışır ismail köpek gibi çalışır çünkü bilir insan gibi yaşayamayanlar hayvan gibi çalışır bilir insan gibi yaşayabildiği tek yer yatağıdır az kitap karıştırsaydı ismail oblomov’un zıt ikizi ilan ederdi kendini lakin ismail kitap bilmez bildiği tek kitap abdestsiz dokunması babasının çıkardığı kanunsuz hükümde kararnameyle yasaklanan ve kapağı en az otuz yıldır açılmadan yatak odalarının tepesinde asılı duran kur’an ara sıra birileri bir yerlerde bakar gibi olur ismail’in gözlerinin içine ezilmiş bir domatese bakar gibi değil de sanki ismail ismail değilmiş de herkeslerden biriymiş gibi bakar bunu anlar anlamaz ismail kaçırır gözlerini ismail korkar korkmak üzre büyümüştür ismail korkmaktır onun için islamın altıncı şartı ilk mektepte her pazartesi ve her cuma korkma diye başlayan marşı bağıra bağıra okumuş olsa da geç kalmıştır cumhuriyet korku ismail’in hücrelerine çoktan kök salmıştır
ismail bir dursaydı bir düşünseydi belki böyle bir ismail değil de başka bir ismail olurdu ama nerde! dünya fırsat verir mi ki ismail düşünsün anası, mahalleli, patronu ve allah hepsinin bunca beklediği varken ondan ismail ne yapsın? ‘cogito ergo sum’u görse mertek sanır felsefe dergisi falan bilmez ismail alsa alsa üç ayda bir ya playboy ya penthause alır rüyasında göremeyeceği kadınlara içinden hallenir de utana sıkıla gece yarıları buz gibi suda abdest alır kadere karşı plan yapardı eskiden ismail hepsi elinde patladı bir dal bir yaprak gibi zayıf ve iradesizdi bir zaman geldi anladı anladıktan sonra artık gelen de birdi ismail için giden de bir varlık da bir ismail için yokluk da bir gitmek de bir ismail için kalmak da bir uykuları hariç her şey bir az tasavvuftan anlasaydı ismail hallac’ın bin yıl önce dediğini tasdiklerdi ama ismail tasavvuf bilmez fakir ve önemsiz olduğundan tasarruf bilir gel derler ismail gelir git derler gider ismail gözü saatinde aklı yatağında çünkü bilir en uzun günün bile bitmediği görülmemiştir gel demeler git demeler otur demeler kalk demeler biter gece olur o zaman onun sırası gelir emekli bir maarif müfettişinin maaş sırasında beklediği gibi kayıtsız ve yarı ölü bekler sırasını çok çok bir bismilşah çeker içinden duyursun diye duyacak olana duyuracak olan dua eder
mütemadiyen korkar ismail odasında sigara içerken babasından korkar anasının bir gün öleceğinden korkar ara sıra içi geçer gibi olduğunda ustasından korkar sinemada keyif yapıp kolayla mısır almaya yeltense parasının biteceğinden korkar arabalardan korkar ismail köpeklerden korkar devletten korkar ismail allah’tan korkar korka korka gelmiştir bu yaşına korktuklarının tek oyuncağını uykularını elinden alacağından korkar çaresiz rüyalara sığınır ismail güzel rüyalarını tamamlamadan uyandığında gözlerini sıkıca yumup devam etmeye çalışır lakin mantığı girer devreye, beceremez kötü rüyaların ortasında uyandığındaysa derin bir euzu çeker bir tek yatağındayken ismail’dir ismail bir uyurken bir rüyada bir de uyandığında geri kalan yaşamak oyununda ismail değildir aslında ismail bilir ne annesinin ne mahallelinin ne de kadınların en sevdiği değildir esasen kimsenin hiçbir şeyi değildir varlığı bir karıncanın varlığı kadar tesirsizdir ve yokluğu hiçbir şey değiştirmeyecek kadar önemsiz sayıların başına konan sıfır gibidir ismail bilir
iyi insan? ne iyisi kardeşim? fark edilmemiş biri hiç bir şey değildir. bir ormanda kimse görmeden devrilmiş bir ağaç gerçekten devrilmiş midir? bu meşhur paradoksu açılıyoruz biz. devrildik, kimse görmedi. yani devrilmedik. sonra da işte böyle olur. boşa geçmiş hayatını şiir yapar biri. birkaç insan da okur hüzünlenir. ama bu hüzünlenenler seni görmeyenlerdir. her gün yanından geçerken iğrenerek bile bakmayanlar sana. canını sıktıkların. sana bakınca hayattan soğuyanlar. seni dünyaya layık görmeyenler. birileri kendine ve çevresine "bak ben ne kadar duygusalım aslında" demek için boktan hayatının edebi hikayesini okur/dinler. ismailler de birbirlerini sevmezler. kaçmaya çalışırlar birbirlerinden. çünkü ismailler, ismailler tarafından değil, toplumda siklenenler tarafından tanınmak isterler. ama yapışmıştır ismaillik üzerlerine. babaları da bir ismaildir çünkü. oradan gelir bu silinti. kimse ismailin arkasından bile konuşmaz. birisi ismail'e selam verdi mi lütfetmiş demektir. ismail birine selam verirken korkar; "acaba benimle konuşmak ister mi" diye. allah'tan korktuğu kadar kızgındır da ona içten içe ama bunu ne kendine ne de -hele hele- başkasına itiraf edemez. allah onu daha beter eder diye. isyan etmiş sayılır diye. kaderi daha boktan olmasın diye... gizli gizli mafya dizileri izler. çünkü mafya babaları bu ülkede en çok saygı görenlerdir. cumhurbaşkanı olmayı hayal bile edemez. hayal demişken; ismail hayal kurarken yanında başkaları da olur. insanlar arasında saygın birileri. hayalinde bile birilerinin yanındadır. ama onları bu hayale ismail almamıştır. yine lütfedip onlar girmiştir hayaline. uzar gider bu böyle. inşallah bir gün hayat ve allah ismaillerin de yüzüne güler... inşallah.
İlk başta İsmail her sabah ne yapacağını bilmemeye uyanır diyo ama sonradan İsmail’in sürekli çalıştığını öğreniyoruz demek ki ne yapacağını biliyor ve yaptığı diğer başka şeyleri de ilerde görüyoruz tutarsızlık var sanki
Hersabah işe uyanmann bıkkınlığından başka yollar aramayı yeltenir ismail sonra neyapacağını kendini hangi yollara vuracağını bilemediğinden gene dike dike eşşek gibi işin yolunu tutar ismail.
Yaşadığımız yetmiyormuş gibi birde dinliyoruz .
Yüzlerce kez dinlememe rağmen ismailin yaşamına hala üzülüyorum. Ismailler cok bu toplumda
İsmail bir yerlerden tanıdık geliyor ama Allah sonumuzu hayreylesin.
Bir kitap okur gibi,bir film izler gibi...Basbayagi İsmail'i gorduk...Agziniza saglik👏
Ali abi;şu dünyada yazdıklarında beni anlayan tek insan, iyi ki var..
merhaba İsmail. Her şey yetmez gibi artık hayat pahalılığıda yoruyor beni. 14.4.22
Dersime katıldı. Konuştu, konuştu, konuştu. Sevdik, çok sevdik, daha çok sevdik. Sordular sizi en iyi anlatan şiiriniz hangisi? Bunu söyledi. Dinledik. Sevdik, çok sevdik, daha çok sevdik. İyi ki var 💓
Ne güzel ❤️
🦋
Eski yazilarinin güzel bir ruhu var, en son İsmail'de goruldu bu ruh, son yazilarinda böyle ictenlik yok. Yazar İsmail'den sonra cok sıradanlaştı umarim eskiye döner.
Ismail beklentilerin altında ezilir kendi beklentisini bile gerçekleştirmeden
Birde ismail yatılı bölge okulun bahçesine bırakılır babası tarafından... okuyamaz ordan kovulur.. köylü onu dünyanın en yeteneksiz insanı ilan eder... o ise dinlemez kimseyi,korkar sadece ve geceyi bekler uyumak için...
4:34 bu nasıl bir tanımdır Ali Abi, gözünü seveyim ?
Hepimiz bazı noktalarıyla İsmail’iz 😮
kalemine , yüreğine ve sesine sağlık abim düküm hocam
En sevdiğim şiir ,kaleminize sağlık Dük'üm.
Herkesin içinde biraz vardır aslında İsmail, varolun kıymetli hocam..
Bazen hepimiz birer İsmail oluyoruz.
İsmail hiç aşık olmadı mı? Oldu elbet ama kimseler bilmez. Mutlu olmadı mı kuvvetli ve vakur... Dünyayı yerinden oynatacağını hissettiği zamanlar olmadı mı? Olmaz mı, oldu elbet ama bunlar kendisi dair hiç kimse için hiçbir şeyi değiştirmez.
Tertemiz delirdim Cümleten hayırlı olsun inşaAllah 🤲
Şimdi nasılsınız? Buraya gelip yorum yapın. Birkaç yıldır buraya geliyorum. 4 yıl önce saçma düşüncelerin kaygısını yaşamışım diyerek ferahlatın beni :)
Hocam bizde can taşıyoruz ciğerimizi söktün
İsmail’i bir İsmail bilir. Görünmezliğinin pençesinde…
Sözleri:
ismail her sabah ne yapacağını bilmemeye uyanır
nasıl dayanacağını ve değmeden aralarından
nasıl geçip gideceğini düşünerek uyanır
rutubetli odada, dar yatakta
allah’a şükrederek doğrulur yatağından
‘şükredecek neyin var lan?’ der iç sesi
‘tövbe de!’ der iç sesine, kendi kendini susturur
iç ses nedir bilmez esasında ismail
onu şeytan zanneder
öyle avunur
kazara dünyaya gelmiştir ismail
kazayla da öleceğine inanır
iki kaza arasında
bir biriktirdiği kaza namazlarına hayıflanır
bir de etrafında olup bitenlere şaşırır
ota, kuşa, balığa
sadık bir köpek gibi
alarmla uyanan insanlara
-ismail hiç alarmla uyanmaz-
simitçiye, dolmuşçuya, sucuya
herkese ve her şeye şaşıra şaşıra
yatağının rahminden derin bir kaygıyla
açılır dünyaya ismail
(Devamı yorumlarda)
az okumuş olsaydı
ontolojik kaygı derdi buna
ama ontoloji nedir bilmez
çocukken geçirdiği
menenjite yorar tuhaflığını
anası evlenmemişliğine yorar
babası deliliğine
mahalleli…
onlar hiçbir şeye yormaz
onlar kapı önlerindeki
çürümüş yapraklar kadar
üzerinde durmaz ismail’in
çünkü onlar bencil ve kabadır
çocuklarından, faturalarından
mahallenin namusundan ve belediyenin ilgisizliğinden
dedikodudan ve çıkarlarından başka hiçbir şey düşünmezler
yanı başlarından her gün
bir dağ devrile devrile
geçer gider de
fark etmezler
ismail bir hayalet gibi
yürür gider de aralarından
görmezler
kalabalıkların arasında usulca takılır ismail
işiyle, gücüyle, kendisiyle cebelleşir
ara sıra güzel giyimli kızlara bakar içinden
ara sıra yakışıklı oğlanlara hayıflanır içinden
ara sıra yorulur, ustasına söver içinden
ismail dışarda hep içinden yaşar
içinden dışına doğru anlamaya çalışır dünyayı
beceremez, çaresiz
allah’a havale eder
haftada bir sinemaya gider ismail
ibadet ciddiyetiyle haftada bir sinemaya gider
her pazar
18.45 seansı
bayramlıklarını bir bayramlarda
bir de sinemada giyer
bir tek orada
ışıklar kapanıp
perde parladığında
kendisini dünyanın geri kalanıyla
eşit hisseder ismail
eşitlik, kardeşlik, özgürlük
sadece orada mümkündür onun için
belki de bunun için ismail
bir film gibi yaşar da hayatı
az geriye çekilip
izleyemediği için kendini
kahreder
hiç mi rahat etmedi ismail?
askerdeyken iyiydi
yat ismail dediler yattı
kalk ismail dediler kalktı
mütemadiyen emredersiniz diye bağırdı ismail
onlar emretti ismail yaptı
o zamanlar rahattı
postalıyla şapkası arasına sıkıştırıp beynini
karışmadan etliye sütlüye
on sekiz ay tuhaflığını kimselere fark ettirmeden
yeşiller içinde takıldı
ismail hiç aşık olmadı mı? oldu elbet
ama kimseler bilmez
mutlu olmadı mı hiç?
kuvvetli ve vakur
dünyayı yerinden oynatacağını hissettiği zamanları olmadı mı?
olmaz mı oldu elbet
ama bunlar kendisi dahil kimse için
hiçbir şeyi değiştirmez
az mitoloji bilseydi
sisifos’un yaşadığına benzetirdi yaşamını
ama ismail mitoloji de bilmez
iki uyku arasına yaşamak belasını
sıkıştırır da ismail
bazen uykusu gelmez
yatağının dışında ismail
çalışır
anasını mutlu etmeye çalışır
tanıdıklarını idare etmeye çalışır
ustasının saçma sapan isteklerini
emir telakki edip yerine getirmeye çalışır
eşek gibi çalışır ismail
köpek gibi çalışır
çünkü bilir
insan gibi yaşayamayanlar
hayvan gibi çalışır
bilir
insan gibi yaşayabildiği tek yer
yatağıdır
az kitap karıştırsaydı ismail
oblomov’un zıt ikizi ilan ederdi kendini
lakin ismail kitap bilmez
bildiği tek kitap
abdestsiz dokunması babasının çıkardığı
kanunsuz hükümde kararnameyle yasaklanan ve
kapağı en az otuz yıldır açılmadan
yatak odalarının tepesinde asılı duran
kur’an
ara sıra birileri
bir yerlerde
bakar gibi olur ismail’in gözlerinin içine
ezilmiş bir domatese bakar gibi değil de
sanki ismail ismail değilmiş de
herkeslerden biriymiş gibi bakar
bunu anlar anlamaz ismail
kaçırır gözlerini
ismail korkar
korkmak üzre büyümüştür ismail
korkmaktır onun için islamın altıncı şartı
ilk mektepte her pazartesi ve her cuma
korkma diye başlayan marşı
bağıra bağıra okumuş olsa da
geç kalmıştır cumhuriyet
korku ismail’in hücrelerine
çoktan kök salmıştır
ismail bir dursaydı
bir düşünseydi belki
böyle bir ismail değil de
başka bir ismail olurdu
ama nerde!
dünya fırsat verir mi ki ismail düşünsün
anası, mahalleli, patronu ve allah
hepsinin bunca beklediği varken ondan
ismail ne yapsın?
‘cogito ergo sum’u görse mertek sanır
felsefe dergisi falan bilmez ismail
alsa alsa üç ayda bir ya playboy ya penthause alır
rüyasında göremeyeceği kadınlara içinden hallenir de
utana sıkıla gece yarıları buz gibi suda abdest alır
kadere karşı plan yapardı eskiden ismail
hepsi elinde patladı
bir dal bir yaprak gibi zayıf ve iradesizdi
bir zaman geldi anladı
anladıktan sonra
artık gelen de birdi ismail için giden de bir
varlık da bir ismail için yokluk da bir
gitmek de bir ismail için kalmak da bir
uykuları hariç her şey bir
az tasavvuftan anlasaydı ismail
hallac’ın bin yıl önce dediğini tasdiklerdi
ama ismail tasavvuf bilmez
fakir ve önemsiz olduğundan
tasarruf bilir
gel derler ismail gelir
git derler gider ismail
gözü saatinde
aklı yatağında
çünkü bilir
en uzun günün bile
bitmediği görülmemiştir
gel demeler
git demeler
otur demeler
kalk demeler
biter
gece olur
o zaman onun sırası gelir
emekli bir maarif müfettişinin
maaş sırasında beklediği gibi
kayıtsız ve yarı ölü
bekler sırasını
çok çok bir bismilşah çeker içinden
duyursun diye duyacak olana duyuracak olan
dua eder
mütemadiyen korkar ismail
odasında sigara içerken babasından korkar
anasının bir gün öleceğinden korkar
ara sıra içi geçer gibi olduğunda
ustasından korkar
sinemada keyif yapıp
kolayla mısır almaya yeltense
parasının biteceğinden korkar
arabalardan korkar ismail
köpeklerden korkar
devletten korkar ismail
allah’tan korkar
korka korka gelmiştir bu yaşına
korktuklarının tek oyuncağını
uykularını elinden alacağından korkar
çaresiz rüyalara sığınır ismail
güzel rüyalarını tamamlamadan uyandığında
gözlerini sıkıca yumup devam etmeye çalışır
lakin mantığı girer devreye, beceremez
kötü rüyaların ortasında uyandığındaysa
derin bir euzu çeker
bir tek yatağındayken ismail’dir ismail
bir uyurken
bir rüyada
bir de uyandığında
geri kalan yaşamak oyununda
ismail değildir aslında ismail
bilir
ne annesinin
ne mahallelinin
ne de kadınların
en sevdiği değildir
esasen kimsenin hiçbir şeyi değildir
varlığı bir karıncanın varlığı kadar tesirsizdir ve
yokluğu
hiçbir şey değiştirmeyecek kadar önemsiz
sayıların başına konan sıfır gibidir ismail
bilir
Hiçbir yerli ismail gibi hiçbir yerli insanlarız bizde.Teşekkürler Ali Lidar
Tertemiz delirir ismail!!
Ne çok İsmail var bilsen...
Burdayım 🖐
Çok guzel üstad ağzına sağlık
Rabbime Hamdüsena olsun Cümleten hayırlı Cumalar dilerim Allah razı olsun inşaAllah.🤲
Şu 8 kişi bi beri gelse de beğenmedikleri noktaları konuşsak
Olur.
Selam
Çok güzel kendini bulanlar biz iyi insanlarmıyız
iyi insan? ne iyisi kardeşim? fark edilmemiş biri hiç bir şey değildir. bir ormanda kimse görmeden devrilmiş bir ağaç gerçekten devrilmiş midir? bu meşhur paradoksu açılıyoruz biz. devrildik, kimse görmedi. yani devrilmedik. sonra da işte böyle olur. boşa geçmiş hayatını şiir yapar biri. birkaç insan da okur hüzünlenir. ama bu hüzünlenenler seni görmeyenlerdir. her gün yanından geçerken iğrenerek bile bakmayanlar sana. canını sıktıkların. sana bakınca hayattan soğuyanlar. seni dünyaya layık görmeyenler. birileri kendine ve çevresine "bak ben ne kadar duygusalım aslında" demek için boktan hayatının edebi hikayesini okur/dinler.
ismailler de birbirlerini sevmezler. kaçmaya çalışırlar birbirlerinden. çünkü ismailler, ismailler tarafından değil, toplumda siklenenler tarafından tanınmak isterler. ama yapışmıştır ismaillik üzerlerine. babaları da bir ismaildir çünkü. oradan gelir bu silinti.
kimse ismailin arkasından bile konuşmaz. birisi ismail'e selam verdi mi lütfetmiş demektir. ismail birine selam verirken korkar; "acaba benimle konuşmak ister mi" diye. allah'tan korktuğu kadar kızgındır da ona içten içe ama bunu ne kendine ne de -hele hele- başkasına itiraf edemez. allah onu daha beter eder diye. isyan etmiş sayılır diye. kaderi daha boktan olmasın diye...
gizli gizli mafya dizileri izler. çünkü mafya babaları bu ülkede en çok saygı görenlerdir. cumhurbaşkanı olmayı hayal bile edemez. hayal demişken; ismail hayal kurarken yanında başkaları da olur. insanlar arasında saygın birileri. hayalinde bile birilerinin yanındadır. ama onları bu hayale ismail almamıştır. yine lütfedip onlar girmiştir hayaline.
uzar gider bu böyle.
inşallah bir gün hayat ve allah ismaillerin de yüzüne güler... inşallah.
@@Omchiq inşallah bir gün inşallah
@@Omchiq dostum cok iyi yazmissin
Reşat Nuri "Yaprak Dökümü"nü yazarken
Önden düğmeli ,örme yelekten etkilenmiş olmalı
Eğer V yaka süveteriniz varsa direkt akademisyen oluyorsunuz.
İki uyku arasında yaşamak.
Kalemine sağlık üstad
Her gece dinliyorum … 🚬
İslamın altıncı şartı korkmak… çok doğru.
Hepimiz birer İsmail değil miyiz esasen..
Uyuyan Adam romanını okuduysaniz İsmail size de tanıdık gelebilir.
memlekete gittim ismail. hiçbir yerden selamlar.
Surpriz bir final bekleyenler cok bekler.
Gelecek seçimlerde oyum ismaile..
😂😂 bu her cümlesi hüzün ve buhranlarla dolu olan hikayenin yorumlarına bakayım dedim; güleciğimi hiç hesaba katmamıştım.
Mantıklı.
Muhteşem ötesi
İsmailler hep delirsin
Ah İsmail, şiiri yaşayan İsmail
Karaköy sahildeyim tez şarap getirin
Kardeş biz yeminliyiz, oralara gelmiyoruz.
@@hayatasokak222 nerdesiniz ben geleyim
Bu saçma sapan yaşantıda ölmek ve delirmek ne kadar cazip geliyor bir bilseniz
Cox sagol sanki mencin deyiler😞⌛
Aslında Ali lidar kendi sine benzetir İsmaili oysa şu çagda herkes biraz ismail tıpkı benim gibi bel ki bende tertemiz deliririm bir gün 😊
@@leylakaya2416 onsuzda başqa heç bir şey edə bilmirik🚷
@@ismaylibrahimov5352 malesef doğru
İnsan gibi yaşamayan hayvan gibi çalışır..
Çok anlamlı
Ah be İsmail...
Ahhh beee Usta 😔
Muhteşem
@alilidar.... İSMAİLİ BİLEMEM AMMA ASLINDA HEPİMİZ BİRER ALİYİZ... SOKAKLARDAN BİR ALİ
..... UNUTURSAK KANİMİZ BARLAR SOKAĞİNDA CAN VERSİN... ALİ İSMAİL KORKMAZ....
alper gencerin mustafanın hikayesine nazire yazmış gibi geldi
Bir İsmail, bir de ben bunları hiç hak etmedik...!
Gitmekte bir kalmakta bir..' ismail için..
Aga bundan çok iyi film çıkar. Diyenler+1
%80i doğru... :(
Defne senle dilemek dileği ile😂❤️
Defne üzme bu çocuğu.
Bugün üçüncü dinleyişim
12.4.19
(Her gelişimde bir şeyleri not düştüğüm bir defter oldu burası)
Yine buradayım. Sevgili ismaillle konuşmaya geldim
İsmail benim kayıp ikizim falan olabilir. 26.5.19
Muhammet Kaygısız :))
Merhaba, güneşten bir gölgeye kaçtım. İsmaille karşılaştım. 11.46 28.6.19
Ah ismail ben deli sen benden deli . . .
Yazmayın şöyle şeyler, dokunuyor.
Bu İsmail = ben
🌼
Ne çok ben patron...
İsmail de ben, iç ses de ben🤚
✔️
Yarı yarıya ben ismailim galiba
Benden başka İsmail bilmiyor mu bu şiiri?
Ben bir İsmail miyim?
Ah ismailler
Aga niye anlatıyorsun herşeyimi
Her şeyi ayrı yazsaydın bunu Ali'ye sorardık...
@@hayatasokak222 bilemedik aga ettik bi cahillik kusura bakma
@@ismailerayk4392 Estağfurullah, bizden yana bir sıkıntı yok ama... Üç gün sonra süslü püslü bir şırfıntı söyler üzülürsün kardeşim. Söyletmeyesin.
@@hayatasokak222 süslü şırfıntıyı umursamam ama size mahçup olduk
@@ismailerayk4392 Ya, biz kimiz ki bize mahçup olasın. ruclips.net/video/U_n2P_muE_8/видео.html
Hepimiz bir İsmailiz 😒🤣
Sen nerede yaşıyorsun
İsmail'e nasıl ulaşabiliriz?
Burdayım kardeş 🙂
Sanki İsmaili değilde beni anlatın be abi
baba yazma şöyle şeyler anlamıyorlar zaten bari ciğerimizi sökme
İsmaili siz delirttiniz
Fonu bir türlü çıkaramadım, el atan olursa sevinirim.
Ludwig Wittgenstein Ernesto Cortazar (Beethoven’s Silence) olması lazım yanılmıyorsam Beethoven’ na ithafen bestelenmiştir sanatçı tarafından 🧐
Saygı duyduk.
@@resulakdeniz4597 gerçek bir saygı da benden
Aa bu şey değil mi ?
Ben...
@@ozgurtugrul9300 benim
İyi nişan alamaz kendini asamayan zenci
09.12.21
Beğenmeyen 13 manyağı arıyorum
İlk başta İsmail her sabah ne yapacağını bilmemeye uyanır diyo ama sonradan İsmail’in sürekli çalıştığını öğreniyoruz demek ki ne yapacağını biliyor ve yaptığı diğer başka şeyleri de ilerde görüyoruz tutarsızlık var sanki
Hersabah işe uyanmann bıkkınlığından başka yollar aramayı yeltenir ismail sonra neyapacağını kendini hangi yollara vuracağını bilemediğinden gene dike dike eşşek gibi işin yolunu tutar ismail.
derdini seveyim senin
@@ahmetyapilcan2241 😅😅😅
Peki hırsızın hiçmi suçu yok