Datça.. Tarihi, Gezilecek Yerleri, Konaklama, Tavsiyeler ve Fiyatlarla.. Sade Anlatımla..

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 12 окт 2024
  • Akdeniz ile Ege'nin buluştuğu Cennet.. Datça bizi kendine hayran bıraktı.. yakın bir zamanda tekrar gitme hissi..
    Bir olayı, olguyu anlatırken kelimelerin yetersiz kaldığını, yaşamayana bunu anlatmanın ne denli zor ve anlatılmaz olacağını düşündüğümüzde herkesçe bilinen klişe bir ifadeyle “anlatılmaz yaşanır” deriz. Datça, Akdeniz ile Ege denizini buluşturan 235 km'lik sahil bandında, pırıl pırıl, masmavi, akvaryum niteliğinde, 52 irili ufaklı koya sahiptir. Büyük yerleşim merkezleri ve sanayi tesisleri olmayan ilçenin havası kadar denizi de olağanüstü temizdir.
    Mavi bayraklı 7 plaj bulunmakta ise de diğer tüm noktalarda da aynı gönül rahatlığı içinde deniz keyfi yaşamak mümkündür.
    İlçe merkezinde ve yakın bölgelerindeki köylerde bulunan tertemiz plajlar ve koyları ile Datça tam bir akvaryum cennetidir. Tertemiz sularında ve mavi bayraklı koylarında deniz keyfi bir başka çıkıyor. Datça’ya yolunuz düşerse Eski Datça’yı mutlaka görmelisiniz.
    Datça merkezi üç mahalleden oluşuyor: Reşadiye, Eski Datça ve İskele mahalleleri.Reşadiye ve Eski Datça mahalleleri önemli ölçüde korunmuş eski yerleşimler. Daracık sokakları, beyaz badanalı taş evleri, badem ağaçları ile süslü sevimli avluları ile geçmiş yaşam tarzını yansıtıyorlar. Büyük şair Can Yücel’in ömrünün son yıllarını geçirdiği evi Eski Datça Mahallesi’nde.
    Datça yarımadasındaki buluntuların tarihi M.Ö 2000’lere kadar dayanır. Bilinen ilk yerli halk Karlar. En parlak dönem Dorlar döneminde yaşanmıştır. M.Ö 1000 yıllarında Trakya üzerinden güneye inerek Yunanistan üzerinden bölgeye gelmişler. Bugünkü Datça ilçesi merkezinin 1,5 kilometre kuzeydoğusundaki Burgaz Mevkii’nde Knidos’u kurmuşlar. Knidos’un ilk kurulduğu yer olan Burgaz yerleşimi dönemine ait.
    KNİDOS
    “Uzaklardan fırlatılmış bir kargının denize yarı batmış ucu.” (Antik Çağ yazarlarının birleştikleri Knidos tasviri)
    Doğal çevrenin en iyi korunduğu tatil merkezlerinden olan Datça Yarımadası’nın en ucunda bulunan antik Knidos Kenti, bulunduğu yarımada ile uyumlu olarak çevresi de bozulmamış doğa ile çevrili bir ören yeri. Sonrası Helen kültürü ile yoğrulmuş. Kökeni ise Dorlar’a dayanıyor. Ana karadan denize doğru birkaç kilometrelik bir genişlikte uzanıp giden yarımada aynı zamanda Ege Denizi ile Akdeniz’i ayırıyor. Knidos Antik Kenti de bu iki denizin yarımay gibi iki koyuna hakim etkileyici manzarayı seyredecek şekilde yerleşmiş. Bu iki koyun oluşturduğu iki doğal limanın Knidos’un gelişmesine, zenginleşmesine önemli katkısı olmuş. Antik Çağ coğrafyacısı Strabon Knidosluların iki limanı bir kanalla birbirine bağladıklarını yazıyor. Kuzeydeki savaş, güneydeki ise ticaret gemileri için kullanılıyordu. Ticaret gemilerinin demirlediği güney limanı günümüzde yatlar tarafından kullanılıyor.

Комментарии • 7