Allahcc razı ve hoşnut olsun hocam nede güzel anlattınız ağzına yüreğine sağlık dersin sonunda bizleri Rabbim korusun dediniz cani gönül den Amin Vesselam.
Allah ﷻ razı olsun hocam hayırlısıyla Amin Ecmain Hz. Muhammed Mustafa Sallâllâhu Aleyhi Ve Sellem ümmetini ehli sünnete gönül mütmainliğiyle bağlılıkla istikametli eylesin iki cihanda da salihlerlen beraber afiyette daim eylesin Amin Ecmain
Bismmillahirrahmanirrahim sübhanallahi velhamdülillahi Vela ilahe illallahü vallahü Ekber Vela havle Vela kuvvete illa billahi aliyim azim. Adede ma alimallahü ve zinnete ma alimallahü ve mil ema, alimallah,amin. İnşallah "ALLAHÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMEDİN ABDİKE VE NEBİYYİKE VE RESULİKENNEBİYYİL UMMIYYİ VE ALA ALİHİ VE SAHBİHİ VE SELLİM VE TESLİYMEN BİKADERİ VE AZEMETİ ZATİKE.VE FİY KÜLLİ VAKTİN VAHİYN." MANASI:"EY ALLAH'IM! KULUN,PEYGAMBERİN VE RESULÜN OLAN O NEBİYYİ ÜMMİ EFENDİMİZ MUHAMMED'E VE ALİ ASHABINA, HER AN VE ZAMAN SENİN ZATININ BÜYÜKLÜĞÜ(NÜN SONSUZLUĞU)KADAR SALAT VE SELAM EYLE 100 MİLYON KAT SALAVAT SEVABI KAZANDIRAN SALAVAT "ALLAHÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMEDİN ABDİKE VE NEBİYYİKE VE RESULİKENNEBİYYİL UMMIYYİ VE ALA ALİHİ VE SAHBİHİ VE SELLİM VE TESLİYMEN BİKADERİ VE AZEMETİ ZATİKE.VE FİY KÜLLİ VAKTİN VAHİYN." 100 MİLYON KAT SALAVAT SEVABI KAZANDIRAN SALAVAT "ALLAHÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMEDİN ABDİKE VE NEBİYYİKE VE RESULİKENNEBİYYİL UMMIYYİ VE ALA ALİHİ VE SAHBİHİ VE SELLİM VE TESLİYMEN BİKADERİ VE AZEMETİ ZATİKE.VE FİY KÜLLİ VAKTİN VAHİYN."
Şu ifadeler bizzat Muhammed B. Abdilvehhâb’ın kaleminden: “Size kendimden haber veriyorum. Kendisinden başka ilah olmayan Allah adına yemin ederek diyorum ki, ilim öğrenmek için yola çıktım; beni tanıyanlar bilgili olduğumu sanıyorlardı. Oysa Allah’ın lütfettiği bu hayırdan1 önce ben Lâ ilâhe illallâh’ın manasını da bilmiyordum; İslam Dini’ni de. Hocalarım da aynı şekilde. Onlar arasında bunu bilen hiç kimse yoktu. Dünyadaki alimlerden, bu vakitten önce Lâ ilâhe illallâh’ın manasını ve İslam Dini’ni bildiğini iddia eden kimse yalan söylemiş, iiftira etmiştir! İnsanları aldatmıştır…”2 “Bilgi sahibi olan herkesin şu ikrarından haberdar oldunuz: İnsanlara beyan ettiğimiz Tevhid, Allah’ın, peygamberlerini tebliği için gönderdiği dindir. İnsanların çoğunluğunun inandığı itikatlar, Allah Teala’nın, “Kim Allah’a şirk koşarsa (bilsin ki) Allah cenneti ona haram kılmıştır. Onun varacağı yer ateştir”(5/el-Mâide, 72) ayetinde zikrettiği şirktir. “Mekke’de, Medine’de, Mısır’da, Şam’da ve diğer yerlerde şu ana kadar işlendiğini bu kitapta zikrettiğimiz şeyler, kişinin kanını mübah kılan ve cehennemde ebedî olarak kalmayı gerektiren şirktir. Her kim bu dine girmez, onunla amel etmez, bu dinin dostlarına dostluk, düşmanlarına düşmanlık göstermezse, o kimse Allah’ı ve ahiret gününü inkâr eden kâfirdir. Müslümanların imamına ve Müslümanlara, böyle kimselerle cihad etmek ve onları öldürmek vaciptir. Ta ki tevbe edene kadar.”3 Bu sarih ifadeler Muhammed B. Abdilvehhâb ideolojisinin “tekfirci” olup olmadığını açık bir şekilde ortaya koyuyor. Verilebilecek yüzlerce örnekten sadece birkaçı bunlar. Arzu edenler için daha fazlasını da ortaya koyabilirim.esini göstererek. 1 “Tevhid inancı” adına binlerce insanı tekfir edip kanını akıttığı ideolojiyi kast ediyor. 2 ed-Düreru’s-Seniyye, XIII, 48. 3 ed-Düreru’s-Seniyye, I, 65-6.
Hocam ağzına sağlık ne güzel konustun bu yorumu görürsen hocam bi sorum olacak müslüman olmayan bir insan müslüman olduktan bir kaç saat sonra rahmetli olursa direk cennetlikmi olur aydınlatirsaniz hocam çok iyi olur. Şimdiden teşekkürler Allah razı olsun hocam
Selamün aleyküm, hocamız bu soruyu muhtemelen görmeyecektir ben bildiğimi aktarmak isterim. Gönlünde zerre imanı olan cennete girecektir. Bu Allah'ın vaadidir ve Allah'ın vaadi haktır. Eğer kişi zaman farketmeksizin müslüman olmuş, iman etmişse, Allah'ın izniyle öldüğünde de Müslüman ölmüş demektir. Geçmiş günahlarının ya cezasını çeker, ya da Allah affeder orasını biz bilemeyiz. Ancak müslüman öldüyse er ya da geç cennete girecektir. Ben bildiğimi aktardım, yine şüpheniz varsa hocamızın bulunduğu İsmail ağs cemaatini arayıp sorabilirsiniz, Allah'a emanet olun.
😏👇🏻 Maide: 44,45,47 ayetleri Huzeyfe (ra)'nun yanında zikredildiği zaman bir adam; "Bunlar israiloğulları hakkında nazil olmuştur, hükmü bizi kapsamaz." dedi. Huzeyfe'de; "beni israil size ne güzel kardeş oldu. Tatlı olan herşey size, ama acı oldu mu onlara ha... Hayır! Vallahi siz de onların yollarını adım adım takip edeceksiniz." İbni Abbas'dan da böyle bir rivayet gelmiştir." (Fethul Beyan c:3, s:30)
sahabe,selefi salihin, milyonlarca evliya,4 mezheb,islam kaynaklari, 12 ilmi hice sayip benden once herkes kafirdi, tevhidi bir ben anladim diyen, selefilik vahhabilik necd bolgedi çòl cahil capulcu bedevilik dinini 200 yil once uyduran kafayı üşütmüş muhammed bin abdulavahhab, Şu ifadeler bizzat Muhammed B. Abdilvehhâb’ın kaleminden: “Size kendimden haber veriyorum. Kendisinden başka ilah olmayan Allah adına yemin ederek diyorum ki, ilim öğrenmek için yola çıktım; beni tanıyanlar bilgili olduğumu sanıyorlardı. Oysa Allah’ın lütfettiği bu hayırdan1 önce ben Lâ ilâhe illallâh’ın manasını da bilmiyordum; İslam Dini’ni de. Hocalarım da aynı şekilde. Onlar arasında bunu bilen hiç kimse yoktu. Dünyadaki alimlerden, bu vakitten önce Lâ ilâhe illallâh’ın manasını ve İslam Dini’ni bildiğini iddia eden kimse yalan söylemiş, iiftira etmiştir! İnsanları aldatmıştır…”2 “Bilgi sahibi olan herkesin şu ikrarından haberdar oldunuz: İnsanlara beyan ettiğimiz Tevhid, Allah’ın, peygamberlerini tebliği için gönderdiği dindir. İnsanların çoğunluğunun inandığı itikatlar, Allah Teala’nın, “Kim Allah’a şirk koşarsa (bilsin ki) Allah cenneti ona haram kılmıştır. Onun varacağı yer ateştir”(5/el-Mâide, 72) ayetinde zikrettiği şirktir. “Mekke’de, Medine’de, Mısır’da, Şam’da ve diğer yerlerde şu ana kadar işlendiğini bu kitapta zikrettiğimiz şeyler, kişinin kanını mübah kılan ve cehennemde ebedî olarak kalmayı gerektiren şirktir. Her kim bu dine girmez, onunla amel etmez, bu dinin dostlarına dostluk, düşmanlarına düşmanlık göstermezse, o kimse Allah’ı ve ahiret gününü inkâr eden kâfirdir. Müslümanların imamına ve Müslümanlara, böyle kimselerle cihad etmek ve onları öldürmek vaciptir. Ta ki tevbe edene kadar.”3 Bu sarih ifadeler Muhammed B. Abdilvehhâb ideolojisinin “tekfirci” olup olmadığını açık bir şekilde ortaya koyuyor. Verilebilecek yüzlerce örnekten sadece birkaçı bunlar. Arzu edenler için daha fazlasını da ortaya koyabilirim.esini göstererek. 1 “Tevhid inancı” adına binlerce insanı tekfir edip kanını akıttığı ideolojiyi kast ediyor. 2 ed-Düreru’s-Seniyye, XIII, 48. 3 ed-Düreru’s-Seniyye, I, 65-6.
@@salim6416 Yalnız Osmanlı'nın da "tekfirci" oldup sizi tekfir ettiğini biliyor musun? Osmanlı'nın son Şeyhulİslam'ı Mustafa Sabri Efendi, Mevkif'ul-Akl adlı eserinde de şöyle anlatıyor 👇 [Şayet devlet İslam çizgisinden çıkarak, "Dinin emirlerine itaat etmek hükümetin işi değildir. Bu ancak toplumun işidir." derse, bu durum dini devletten ayırmaktır. Böyle bir durumda devlet irtidat etmiştir (dinden çıkmıştır). Şayet toplum böyle bir hükümetten razı olursa veya hükümet parlamentoda toplumun vekaletini alarak (yani oy kullanmak suretiyle) kanun yapacaksa, hükümet mürted olduğu (dinden çıktığı) gibi toplum da mürted (kafir) olur. Bu durumda hem o hükümetin, hem de o ümmetin üzerine şu ayet tatbik edilir: "Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir." (Mâide Suresi 44. Ayet) Laiklik ilkesini kabul eden bir siyasi rejim, İslam hükümlerine baş kaldırmış demektir. Dolayısıyla öncelikle bu hükümet irtidat etmiş (dinden çıkmış) sonra da bu idareye itaat edenler tek tek mürtedleşmişlerdir (dinden çıkmışlardır). Siyasi idarede görev alanlar tek tek mürted (kafir) olduğu gibi, bu hükümete itaat eden kitleler de irtidata (küfre) düşmüş olur.] (Mevkif'ul-Akıl, 4/280)
@@salim6416 Oku, Demokratlar olarak Yusuf'a (as) iftira atmaktan da vazgeçersiniz inşeAllah 👇 فَبَدَاَ بِاَوْعِيَتِهِمْ قَبْلَ وِعَٓاءِ اَخ۪يهِ ثُمَّ اسْتَخْرَجَهَا مِنْ وِعَٓاءِ اَخ۪يهِۜ كَذٰلِكَ كِدْنَا لِيُوسُفَۜ مَا كَانَ لِيَأْخُذَ اَخَاهُ ف۪ي د۪ينِ الْمَلِكِ اِلَّٓا اَنْ يَشَٓاءَ اللّٰهُۜ نَرْفَعُ دَرَجَاتٍ مَنْ نَشَٓاءُۜ وَفَوْقَ كُلِّ ذ۪ي عِلْمٍ عَل۪يمٌ Kardeşinin yükünden önce onların yüklerini aramaya başladı. Sonra (su kabını) kardeşinin yükünden çıkardı. İşte biz, Yusuf’a böyle bir yanıltıcı oyun hazırladık. Allah’ın dilemesi hariç, Kralın dinine (yani yürürlükte olan yasalara) göre kardeşini tutuklaması söz konusu dahi değildi. Biz dilediğimizin derecelerini yükseltiriz. Her bilenin üzerinde daha iyi bilen biri vardır mutlaka. (Allah (cc), kralın anayasa ve yasalarına “din” demiştir. Çünkü “din” kelimesinin anlamlarından biri de birey ve toplum hayatını düzenleyen kural ve yasalar bütünüdür. Mümin, hangi yasaya göre hayatını düzenlediğine ve hangi yasa için oy kullanıp onay verdiğine dikkat etmelidir. Çünkü onay verdiği ve hayatını kendisi ile düzene soktuğu her yasa, onun dinidir. Ve Allah (cc) katında, tüm ilkeleri âlemlerin Rabbi tarafından belirlenmiş İslam dini ve yasaları dışında hiçbir din ve yasa geçerli değildir. Beşeri ideolojilerin tamamı, hâkimiyet ve yasama hakkı konusunda Allah’la çekişen birer dindirler. Bu beşerî dinler arasında en tehlikeli olanı, hiç şüphesiz demokrasidir. Zira demokrasi, süslü sloganlar ve içi boş söylemlerle insanları zayıf noktalarından yakalamakta, kendilerini yönettikleri vehmiyle kalabalıkları büyülemektedir. Bundan daha tehlikeli olanı ise, İslam’a müntesip siyasilerin, İslam’la temelden ayrılan ve uzlaşması mümkün olmayan demokrasiyi Yusuf (as) ile meşrulaştırma çabalarıdır. Siyasiler, Yusuf’un (as) kralın yanında bakanlık yaptığını öne sürerek, bugünün muvahhidlerinin de demokratik düzenler içinde yer alabileceğini iddia etmektedirler. Oysa ayetten anlaşıldığı üzere Yusuf (as), kralın kurallarına göre değil, Yakub’un (as) şeriatına göre işlerini düzenlemekteydi. Allah (cc) surenin 56. ayetinde bu gerçeğe işaret etmiş ve Yusuf’un (as) Mısır’da dilediği gibi hareket ettiği bir iktidara sahip olduğunu belirtmiştir. Bugünün demokratları şahsi odalarında dahi anayasa ve yasaların görev/yetki/talimatları dışına çıkamamaktadırlar. Yusuf (as) tarihte iki iftiraya uğramıştır. Biri, iffetine yönelik kadınların iftirası, diğeri dinine yönelik demokratların iftiralarıdır. Hiç şüphesiz ikincisi, vahameti ve ahiretteki sonuçları açısından çok daha çirkin ve kabul edilemezdir.) (12/Yûsuf, 76)
😏👇🏻 Andolsun ki biz her ümmet arasında: “Allah’a ibadet/kulluk edin ve tağuttan kaçının.” (diye tebliğ etmesi için) resûl göndermişizdir. Allah içlerinden kimisine hidayet bahşetti, kimisine ise sapıklık hak oldu. Yeryüzünde gezip dolaşın ve yalanlayanların akıbetinin nasıl olduğuna bir bakın. (16/Nahl, 36) İmâm Mücâhid (rahimehullâh)’tan rivayet edildiğine göre tâğut: “İnsânların idârecisi konumunda bulunan, halkın kendisine danışıp işlerinin hükme bağlanmasını istedikleri, insân sûretindeki şeytânlardır. Tâğut (Allâh’ın kanunları dışında) kendisine başvurulan insânların efendisidir.” [Suyutî, ed-Durru’l-Mensur: 2/22.] “Hüküm vermek yalnızca Allah’a aittir: O, size, kendisinden başkasına tapmamanızı emretti. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” (Yûsuf, 12/40) İmam Taberi (rahimehullah) şöyle demiştir: “Allah Teala, yarattığı hiçbir mahluku hüküm verme konusunda kendisine ortak kabul etmez. İnsanlar arasında hüküm verecek yalnız O’dur. Hüküm verme, ihtilafları çözme, insanları ve işlerini idare etme konusunda dilediği ve sevdiği şekilde hareket eder. Bu özellik sadece O’nun hakkıdır.” (Câmiu’l-Beyân: 15/234) "Eğer onlara itaat ederseniz şüphesiz siz de müşrik olursunuz." (En'âm, 6/121) İmam İbn Kesir (rahimehullah) ayet-i kerimeyi zikrettikten sonra şöyle demiştir; "Yani Allah'ın emrinden ve şeriatından, başkasının dediğine saparsanız başkasını onun önüne geçirirseniz işte bu şirktir!." (Tefsiru'l Kur-an'il Azim, 3/329) “Onlar, hala cahiliye devrinin (şirk olan) hükmünü mü istiyorlar? Yakinen bilen bir kavim (topluluk) için Allah’tan daha güzel hüküm veren kim vardır?” (Mâide, 5/50) İbn Kesir (rahimehullah) şöyle demiştir: “Allah Teala, her hayrı kapsayıcı, her şerri yasaklayıcı olan hükümlerinden yüz çevirip, bunun yerine cahiliyede olduğu gibi kişilerin görüşlerine, dalalet ve sapıklığı ihtiva eden değer yargılarına ya da çeşitli dinlerin karışımı ve beşeri görüşlerden meydana gelen Cengiz Han’ın vaaz ettiği Yes’ak gibi İslam dışı hükümlere yönelenin imanını kabul etmiyor. Yes’ak ; Cengiz Han’ın Kur-an, Tevrat, İncil ve kendi görüşlerine dayanarak ortaya koymuş olduğu kanunları ihtiva eden bir kitaptır. Cengiz Han öldükten sonra yerine geçen çocukları, İslam’a girdikleri halde bu kitabı anayasa kitabı olarak görmeye devam ettiler. Allah’ın kitabı ve Rasulullah’ın sünnetini bir kenara atarak bu kitaptaki hükümlerle tatarlara hükmettiler. İşte böyle davranan kimseler kâfirdir. Bunlarla büyük küçük her meselede yalnız Allah’ın hükmüne dönünceye kadar savaşmak farzdır.” (Tefsîr’ul Kur-ân’il Azîm: 5/2364) Şeyh Ahmed Şakir İbn Kesir’in yukarıdaki geçen sözünü yorumlayarak şöyle demiştir: “Bununla beraber, müslümanların kendi ülkelerinde dinsiz, putperest avrupa kanunlarından alınma bir kanunla hüküm vermeleri nasıl caiz olur ? Hatta o öyle bir kanun ki içine istedikleri gibi bozup değiştirdikleri keyfi arzular, bâtıl görüşler dahil olmuştur. Bunu ortaya koyan, koyduğu kanunun İslam şeriatına uyup uymadığına hiç aldırış etmez. Bu beşeri sistemlerin konumu güneş gibi açıktır. Küfrü nettir. Bundan kesinlikle hiçbir şüphe yoktur. İslam’a mensup olan bir kimsenin bunlarla amel etmede, yahut bunlara uymada, yahut bunları kabul etmede hiçbir mazereti olamaz.” (Umdetu’t-Tefsir: 4/173) ruclips.net/video/uXycRzYEnWw/видео.html
"Davetçi ve Tekfirci arasındaki fark?!!! Davetçi görev alıp bu işi yapar Tekfirci ise görevi kendi nefsinden alır. Davetçi ahlâkıyla kâfiri imana getirir (vesile olur) Tekfirci ise ahlakıyla mü'mini dinden imandan çıkarır" Davetçi doktordur Tekfirci ise mezarcı. Davetçi gerçekten karşıdakinin kurtuluşu için uğraşır Tekfirci ise sorumluluğu üzerinden atmak için. Davetçi sonuç beklemez Tekfirci ise sonucu görmek için çabalar. Davetçi (adı üstünde) davet eder Tekfirci hüküm verir. Davetçi kendisiyle beraber herkesin iman etmesini ister Tekfirci ise kendisinin ve grubunun Müslüman olması yeterlidir Davetçi sabırlıdır Tekfirci'nin ise o kadar zamanı yoktur.. Davetçi karşıdaki şahsın küfrüne düşmandır Tekfirci ise şahsına... Davetçi hidayeti Allah (c.c.)'tan bekler Tekfirci ise hidayeti kendisi vermeye çalışır. Davetçi davaya leke gelmesinden endişe eder Tekfirci ise kendi egosunu tatmin etmesi yeterlidir. Davetçi "davet" için bile kendisini yeterli görmez Tekfirci ise hüküm vermek için can atar. Davetçi hastayla ilgilenir gibi ilgilenir Tekfirci ise mahalle kavgasına gider gibi. Davetçi davet süresini uzatmak için bahane arar Tekfirci son noktayı koymak için can atar. Davetçi islama doğrultur Tekfirci islamdan soğutur. Davetçi karşıdakini hasta olarak görür Tekfirci ise pasta... Davetçi'nin daveti sonuna kadar Tekfirci'nin tekfiri ise menfaati görene kadar. Davetçi davet üstüne davet yapar Tekfirci önce tekfir eder sonra davet yapar Davetçi cennete adam kazandırır Tekfirci ise cehenneme... Davetçi ancak belli bir aşamadan sonra davete başlar Tekfirci ise yeni bir mesele duyar duymaz Davetçi ilim öğrendikçe ahlakını da güzelleştirir Tekfirci ise ilim öğrenir fakat ahlâkını kaybeder Davetçi müminlerin sayısını arttırmak için uğraşır Tekfirci ise kâfirlerin... Davetçi bir hata yaptığı zaman diğer Müslümanlara da leke geleceğini bilip ona gör hareket eder. Tekfirci'de ise diğer Müslümanlar umrunda değildir. Hatta diğer Müslümanlar Müslüman bile değildir. Davetçi bütün görüşleri bilir ona göre tepki verir Tekfirci ise tek bir görüş üzerinden karşıdakine hüküm verir. Davetçi genişletir, esnetir Tekfirci daraltır, zorlaştırır. Davetçi sayısız defa gider gelir Tekfirci'nin ise bir defa anlatması yeterlidir. Davetçi dostluk ve düşmanlık (vela-bera) hukuku üzerine hareket eder Tekfirci ise sadece düşmanlık hukuku üzerine... Davetçi karşıdakiyle kardeş kalabilmek için her türlü karineye başvurur Tekfirci ise ipleri koparmak için döner durur. Davetçi küfre düşeni gördüğünde üzülür Tekfirci ise bundan memnun olur. Davetçi karşılaştığı binbir zorluğa ve eleştiriye rağmen davetine devam eder Tekfirci ise ilk tepkide küfür damgasını basar davetine devam eder Davetçi anlatacağı meseleleri genelden özele doğru anlatır Tekfirci ise en uç meselelerle başlayıp karşıdakinin küfrî duygularını kabartır. Davetçi'nin, karşıdakinin imana gelmesi konusunda umudu çoktur Tekfirci ise tekfir etmeden önce son vazifesini yapar gibi yaklaşır. Davetçi tekfir işini şer'i bir mesele olarak görür ve şer'i mahkemeye havale eder. (zannî meselelerde) Tekfirci ise tekfir işini herkese verilen bir hak olarak görür ve kullanmakta tereddüt etmez. Davetçi İslamı bilir ve Ona davet eder Tekfirci cahildir ve kendine davet eder."
Ne güzel dedin hoca biz sizi tekfir ediyoruz ki kız alıp vermeyelim selam vermeyelim geberince namazınızı kılmayalım bu hükümleri birbirinden ayırmak için tekfir ediyoruz. Bunu biz de yapmıyoruz Allah swt ın kâfir dediğine kâfir müslüman dediğine müslüman diyoruz... Böyle bi tebliğ sekli varmı getir delillerini ayetlerini hadislerini çürüt tezlerini ama sizin tebliğiniz de bu kadar oluyo işte....
sahabe,selefi salihin, milyonlarca evliya,4 mezheb,islam kaynaklari, 12 ilmi hice sayip benden once herkes kafirdi, tevhidi bir ben anladim diyen, selefilik vahhabilik necd bolgedi çòl cahil capulcu bedevilik dinini 200 yil once uyduran kafayı üşütmüş muhammed bin abdulavahhab, Şu ifadeler bizzat Muhammed B. Abdilvehhâb’ın kaleminden: “Size kendimden haber veriyorum. Kendisinden başka ilah olmayan Allah adına yemin ederek diyorum ki, ilim öğrenmek için yola çıktım; beni tanıyanlar bilgili olduğumu sanıyorlardı. Oysa Allah’ın lütfettiği bu hayırdan1 önce ben Lâ ilâhe illallâh’ın manasını da bilmiyordum; İslam Dini’ni de. Hocalarım da aynı şekilde. Onlar arasında bunu bilen hiç kimse yoktu. Dünyadaki alimlerden, bu vakitten önce Lâ ilâhe illallâh’ın manasını ve İslam Dini’ni bildiğini iddia eden kimse yalan söylemiş, iiftira etmiştir! İnsanları aldatmıştır…”2 “Bilgi sahibi olan herkesin şu ikrarından haberdar oldunuz: İnsanlara beyan ettiğimiz Tevhid, Allah’ın, peygamberlerini tebliği için gönderdiği dindir. İnsanların çoğunluğunun inandığı itikatlar, Allah Teala’nın, “Kim Allah’a şirk koşarsa (bilsin ki) Allah cenneti ona haram kılmıştır. Onun varacağı yer ateştir”(5/el-Mâide, 72) ayetinde zikrettiği şirktir. “Mekke’de, Medine’de, Mısır’da, Şam’da ve diğer yerlerde şu ana kadar işlendiğini bu kitapta zikrettiğimiz şeyler, kişinin kanını mübah kılan ve cehennemde ebedî olarak kalmayı gerektiren şirktir. Her kim bu dine girmez, onunla amel etmez, bu dinin dostlarına dostluk, düşmanlarına düşmanlık göstermezse, o kimse Allah’ı ve ahiret gününü inkâr eden kâfirdir. Müslümanların imamına ve Müslümanlara, böyle kimselerle cihad etmek ve onları öldürmek vaciptir. Ta ki tevbe edene kadar.”3 Bu sarih ifadeler Muhammed B. Abdilvehhâb ideolojisinin “tekfirci” olup olmadığını açık bir şekilde ortaya koyuyor. Verilebilecek yüzlerce örnekten sadece birkaçı bunlar. Arzu edenler için daha fazlasını da ortaya koyabilirim.esini göstererek. 1 “Tevhid inancı” adına binlerce insanı tekfir edip kanını akıttığı ideolojiyi kast ediyor. 2 ed-Düreru’s-Seniyye, XIII, 48. 3 ed-Düreru’s-Seniyye, I, 65-6.
Tekfir yoksa, Hak ile Batılı nasıl ayırt edebilirsiniz? İslam dinin hükümleri , Kâfir ile Mümin üzerine kurulu olduğunu bilmiyormusunuz ? Kuranda Allah Mümin erkek mümin kadın, müşrik erkek müşrik kadınla evlensin diye hüküm koymuştur. Allah'ın müşrik dediğini sizler müslüman der sonrada eş olarak alarak, Allah'ın dinini yerle bir etmiş olmuyor musunuz? Allah'tan korkun Allah'tan.
Tekfir yoksa, Hak ile Batılı nasıl ayırt edebilirsiniz? İslam dinin hükümleri , Kâfir ile Mümin üzerine kurulu olduğunu bilmiyormusunuz ? Kuranda Allah Mümin erkek mümin kadın, müşrik erkek müşrik kadınla evlensin diye hüküm koymuştur. Allah'ın müşrik dediğini sizler müslüman der sonrada eş olarak alarak, Allah'ın dinini yerle bir etmiş olmuyor musunuz? Allah'tan korkun Allah'tan.
😏👇🏻 Tevbe 31 Elmalılı Tefsiri: "Hulasa yasama hakkı Rabbimize ait olup, gayrısına bu hakkı vermek şirktir. Bu hak Allah’tan başkasına verildiğinde de bu hakkın verildiği kişilere kulluk (ibadet) yapılmış olur. Bu anlamda sözün özü, yasamada bulunacak mercilerin mutlaka Allah’ı ve onun hükümlerini dikkate almak, Allah’ın yasakladıklarını (kumar, içki, zina v.b) serbest kılmamak, serbest kıldığı şeyleri de yasaklamamak zorundadır. Aksi halde kendisi ilahlık ve rabblık iddiasıyla tağut, ona tabi olanlarda tağuta kul olmuş olur. Ve Allah’tan başkasına kullukta şirktir. Kişi böylesi bir durumda asla müslüman adını alamaz." rahmetli645.blogcu.com/elmalili-hamdi-yazir-dan-tevbe-suresi-31-ayetin-tefsiri/1729993
Ahmet es Sivasi .. Emin olmamakla beraber birçokları yazdığın (Tevbe suresi 31, ayeti) mutlaka biliyordur. Fakat çıkmaz sokağa girdiklerinden toplumun Heva ve Hevesine göre konuşmak zorundalar. Rabbimiz Allah ; Bizlere Tevhide sımsıkı sarılıp, Müminler olarak can vermeyi nasib etsin... Allahümme amin
@@muvahhid.e.7474 sahabe,selefi salihin, milyonlarca evliya,4 mezheb,islam kaynaklari, 12 ilmi hice sayip benden once herkes kafirdi, tevhidi bir ben anladim diyen, selefilik vahhabilik necd bolgedi çòl cahil capulcu bedevilik dinini 200 yil once uyduran kafayı üşütmüş muhammed bin abdulavahhab, Şu ifadeler bizzat Muhammed B. Abdilvehhâb’ın kaleminden: “Size kendimden haber veriyorum. Kendisinden başka ilah olmayan Allah adına yemin ederek diyorum ki, ilim öğrenmek için yola çıktım; beni tanıyanlar bilgili olduğumu sanıyorlardı. Oysa Allah’ın lütfettiği bu hayırdan1 önce ben Lâ ilâhe illallâh’ın manasını da bilmiyordum; İslam Dini’ni de. Hocalarım da aynı şekilde. Onlar arasında bunu bilen hiç kimse yoktu. Dünyadaki alimlerden, bu vakitten önce Lâ ilâhe illallâh’ın manasını ve İslam Dini’ni bildiğini iddia eden kimse yalan söylemiş, iiftira etmiştir! İnsanları aldatmıştır…”2 “Bilgi sahibi olan herkesin şu ikrarından haberdar oldunuz: İnsanlara beyan ettiğimiz Tevhid, Allah’ın, peygamberlerini tebliği için gönderdiği dindir. İnsanların çoğunluğunun inandığı itikatlar, Allah Teala’nın, “Kim Allah’a şirk koşarsa (bilsin ki) Allah cenneti ona haram kılmıştır. Onun varacağı yer ateştir”(5/el-Mâide, 72) ayetinde zikrettiği şirktir. “Mekke’de, Medine’de, Mısır’da, Şam’da ve diğer yerlerde şu ana kadar işlendiğini bu kitapta zikrettiğimiz şeyler, kişinin kanını mübah kılan ve cehennemde ebedî olarak kalmayı gerektiren şirktir. Her kim bu dine girmez, onunla amel etmez, bu dinin dostlarına dostluk, düşmanlarına düşmanlık göstermezse, o kimse Allah’ı ve ahiret gününü inkâr eden kâfirdir. Müslümanların imamına ve Müslümanlara, böyle kimselerle cihad etmek ve onları öldürmek vaciptir. Ta ki tevbe edene kadar.”3 Bu sarih ifadeler Muhammed B. Abdilvehhâb ideolojisinin “tekfirci” olup olmadığını açık bir şekilde ortaya koyuyor. Verilebilecek yüzlerce örnekten sadece birkaçı bunlar. Arzu edenler için daha fazlasını da ortaya koyabilirim.esini göstererek. 1 “Tevhid inancı” adına binlerce insanı tekfir edip kanını akıttığı ideolojiyi kast ediyor. 2 ed-Düreru’s-Seniyye, XIII, 48. 3 ed-Düreru’s-Seniyye, I, 65-6.
Osmanlı'nın son Şeyhulİslam'ı Mustafa Sabri Efendi, Mevkif'ul-Akl adlı eserinde de şöyle anlatıyor 👇 [Şayet devlet İslam çizgisinden çıkarak, "Dinin emirlerine itaat etmek hükümetin işi değildir. Bu ancak toplumun işidir." derse, bu durum dini devletten ayırmaktır. Böyle bir durumda devlet irtidat etmiştir (dinden çıkmıştır). Şayet toplum böyle bir hükümetten razı olursa veya hükümet parlamentoda toplumun vekaletini alarak (yani oy kullanmak suretiyle) kanun yapacaksa, hükümet mürted olduğu (dinden çıktığı) gibi toplum da mürted (kafir) olur. Bu durumda hem o hükümetin, hem de o ümmetin üzerine şu ayet tatbik edilir: "Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir." (Mâide Suresi 44. Ayet) Laiklik ilkesini kabul eden bir siyasi rejim, İslam hükümlerine baş kaldırmış demektir. Dolayısıyla öncelikle bu hükümet irtidat etmiş (dinden çıkmış) sonra da bu idareye itaat edenler tek tek mürtedleşmişlerdir (dinden çıkmışlardır). Siyasi idarede görev alanlar tek tek mürted (kafir) olduğu gibi, bu hükümete itaat eden kitleler de irtidata (küfre) düşmüş olur.] (Mevkif'ul-Akıl, 4/280)
@@Mucahid_Han Mesela Allah (svt) dostu sandığınız Yunus Emre'ye Osmanlı âlimleri bile zamanında "kâfir" demiştir, bunu biliyor musunun, sanmıyorum 👇 Kanuni Sultan Süleyman'ın Şeyhulİslamı Ebu's Suud Efendi'nin, Yunus Emre'nin Şiirine Küfür Fetvası: ... Bu kanunlar ve fetvalarla ehl-i sünnet inancına ve Hanefi fıkhına dayalı bir devlet ve toplum düzeni oluşturulmuştur. Bu inanç ve düzene ters düşen her tür davranış ve düşünce akımlarına Ebussud Efendi şiddetle karşı çıkmıştır. Tüm batıni (içrek) inanç ve davranışların yanı sıra vahdet-i vucud (varlık birliği) inancına dayalı bir tasavvuf (gizemcilik) anlayışını bile zındıklık (dinsizlik) ve ilhad (dinden çıkma) saymış, bu inanç sahiplerinin şer’an öldürülmelerinin gerektiği yolunda fetvalar vermiştir. (Ebu's Suud Efendi, Oğlanşeyhi diye anılan İsmail Mâşuki’nin katli için İbn Kemal’in verdiği fetvayı desteklediği gibi, şeyhulislamken kendisi de Melâmi Bayrami tarikatından şeyh Husameddin Ankaravî’nin halifesi Bosnalı şeyh Hamza Bali’nin ve Halvetiye tarikatının Gülşeni kolundan şeyh Karamani’nin öldürülmeleri yolunda fetva vermiştir.) Bunda o kadar ileri gitmiş ki Yunus Emre’nin kimi şiirlerini açıkça dinden çıkma (kufr-i sarih) saymış, okuyanların öldürülmelerinin şer’an mubah olduğu yolunda fetva vermiştir. (İstanbul Millet Kütüphanesi şeriye no. 80’de kayıtlı Fetâvâ-yi Ebu's Suud adlı esrin 217a ve 217 b’de kayıtlı bulunan bu fetvanın metni şudur) Mesele: “Bir zaviyenin mescidinde eşhâs-ı muhtelife ile oğlanlar muhtelit olup envâı teganniyat ile tevhid ederler iken kelime-i tehvidi tağyir edip gâh dil men, gâh canmen ve gâh Sen bir ulu sultansın Canlar içinde cansın çün âyan gördüm seni Pinhan kayusu değil Deyüp ve gâh Cennet cennet dedikleri Bir ev ile birkaç hûri İsteyene ver sen anı Bana seni gerek seni Deyü göğüslerini döğüp evzâ-ı garibe ettiklerinde ahâli-i mahalleden bazı kimesneler zâviye-i mezbûrede şeyh olan Zeyd’e; - Bu makule evzâa niçün râzı olursun? Dediklerinde, Zeyd: - Ne lazım gelir? Ve mâ haleket-el cinne vel inse illa liyabudün demekle cevap verse şer’an Zeyd’e ne lazım gelir? El cevap: Evza ve akval-i mezbure kemal mertebe fuhuş olduğundan gayri, cennet hakkında söyledikleri kelime-i şenia küfr-i sarihtir. Katilleri mubahtır, şeyhleri olan bi-din hikâyet olan ef’al ve akvâl men’e mubaşeret olunmazsa dahi ne lazım gelür demekle kâfir olduğundan gayrı o kabayihi ibadet kabilinden addedüb âyet-i kerimeyi ana delil getirmekle tekrar kâfir olur. Ve bu itikattan rücu etmezse katilleri vâcib olur.” KAYNAK : (İstanbul Millet Kütüphanesi şeriye no. 80’de kayıtlı Fetâvâ-yi Ebussuud adlı esrin 217a ve 217b’de kayıtlı bulunan bu fetva)
@@ahmet-sivasi Ben burada tutup sana anlama istemediğin hakikatleri anlatmaya gayret sarf etmeyeceğim zaten Gözleriniz kör kulaklarınız sağır olmuş , onu bunu tekfir ederek Zaten imanınız gitti , evliysen nikahın düştü tecdidi iman etmediysen , her halin küfür üzere zaten , Sen belanı bulmuşsun O yüzden sana bir şey söylemeye hacet yok. Adam hala gelmiş tasavvufla kendini ikamet ettirmiş devletin Şeyhülislam fetvasını yayınlıyor. Allah şahit ki acınacak durumdasınız. Allah ıslah etsin , islahiniz mümkün değil ise fitnenizde kahretsin
Ben ne Mehdi, ne Mesih, ne Maşiyah, nede peygamber değilim. Ben iki zamanın sahibi Zülkarneyn, Büyük Türk Kağanı, Dünya Hükümdarı 8991 yıl süresi ile. Delil Altın Çağın Kutsal Sandığı, Hakikat Kitabı, kuranda yazılan 18 mutlak ayetler, Ali imran suresi ayet 81, Bakara suresi ayet 248, Kehf suresi ayet 83 ten 98 dahil.
Yüzde bir milyon katılıyorum hocam anlattıklarınıza.Allah sizin gibi medrese icazetli hocalarımızı başımızdan eksik etmesin.Amin
RABBİM razı olsun sizlerden hocam RABBİM yolunuzu açık etsin hocam
Allahcc razı ve hoşnut olsun hocam nede güzel anlattınız ağzına yüreğine sağlık dersin sonunda bizleri Rabbim korusun dediniz cani gönül den Amin Vesselam.
hocam senden allah razı olsun
ALLAH razı olsun hocam. MEVLAM nefesinize kuvvet versin.. 🎈
Allah’ım sen bunlara hidayet et. Bizim kalbimizi kaydırma, bizi kayır ya Rabbi.
şefaat ya resullah
Amin kayır bizi ALLAHİM
Allah ﷻ razı olsun hocam hayırlısıyla Amin Ecmain Hz. Muhammed Mustafa Sallâllâhu Aleyhi Ve Sellem ümmetini ehli sünnete gönül mütmainliğiyle bağlılıkla istikametli eylesin iki cihanda da salihlerlen beraber afiyette daim eylesin Amin Ecmain
Selamunaleykum
Hocam iyiki varsınız
Allah razı olsun Mustafa hocam Ellerinden öperim
Seni de Allah rızası için seviyoruz hocam
Allah razı olsun.
Allah senden razı olsun
Allah razi Olsun hocam Rabbim sana hayirli omur versin
Supersin hocam ALLAH senden razi olsun
ALLAH razı olsun Hocam 🌹🌹🌹
Hoca çok güzel ayetlerle ve hadislerle izah etti çok tatmin olduk maşallah
Hocam baş tacısın. Allah razı olsun
Bismmillahirrahmanirrahim sübhanallahi velhamdülillahi Vela ilahe illallahü vallahü Ekber Vela havle Vela kuvvete illa billahi aliyim azim. Adede ma alimallahü ve zinnete ma alimallahü ve mil ema, alimallah,amin. İnşallah
"ALLAHÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMEDİN ABDİKE VE NEBİYYİKE VE RESULİKENNEBİYYİL UMMIYYİ VE ALA ALİHİ VE SAHBİHİ VE SELLİM VE TESLİYMEN BİKADERİ VE AZEMETİ ZATİKE.VE FİY KÜLLİ VAKTİN VAHİYN."
MANASI:"EY ALLAH'IM! KULUN,PEYGAMBERİN VE RESULÜN OLAN O NEBİYYİ ÜMMİ EFENDİMİZ MUHAMMED'E VE ALİ ASHABINA, HER AN VE ZAMAN SENİN ZATININ BÜYÜKLÜĞÜ(NÜN SONSUZLUĞU)KADAR SALAT VE SELAM EYLE
100 MİLYON KAT SALAVAT SEVABI KAZANDIRAN SALAVAT
"ALLAHÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMEDİN ABDİKE VE NEBİYYİKE VE RESULİKENNEBİYYİL UMMIYYİ VE ALA ALİHİ VE SAHBİHİ VE SELLİM VE TESLİYMEN BİKADERİ VE AZEMETİ ZATİKE.VE FİY KÜLLİ VAKTİN VAHİYN."
100 MİLYON KAT SALAVAT SEVABI KAZANDIRAN SALAVAT
"ALLAHÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMEDİN ABDİKE VE NEBİYYİKE VE RESULİKENNEBİYYİL UMMIYYİ VE ALA ALİHİ VE SAHBİHİ VE SELLİM VE TESLİYMEN BİKADERİ VE AZEMETİ ZATİKE.VE FİY KÜLLİ VAKTİN VAHİYN."
Allah razı olsun hocam
🌹🌹🌹Allah razı olsun hocam
Katılıyorum . Allah sizin gibilerin sayısını artırsın
allah bizileri sohbetsiz bırakmasın
Allah Teâlâ Hazretleri büyüktür, İsmi Şerifini de büyük harflerle yazalım İnşâAllah.
Amiiiiin
Maşallah hocam Rabbim ilminizi arttırsın
çook doğru söylüyorsunuz mustafa hocam Allah sizleri başımızdan eksik etmesin
Allah razı olsun baç tacısın 😀🇹🇷🇹🇷🇹🇷
Rabbim bizleri ehl-i sünnet ten ayırmasın.Neslimizi namaz kılanlardan eylesin.
Bunu diyinler VAHABİLERDİR
Hocam sizi çekemeyenler yansın erisin
Şu ifadeler bizzat Muhammed B. Abdilvehhâb’ın kaleminden: “Size kendimden haber veriyorum. Kendisinden başka ilah olmayan Allah adına yemin ederek diyorum ki, ilim öğrenmek için yola çıktım; beni tanıyanlar bilgili olduğumu sanıyorlardı. Oysa Allah’ın lütfettiği bu hayırdan1 önce ben Lâ ilâhe illallâh’ın manasını da bilmiyordum; İslam Dini’ni de. Hocalarım da aynı şekilde. Onlar arasında bunu bilen hiç kimse yoktu. Dünyadaki alimlerden, bu vakitten önce Lâ ilâhe illallâh’ın manasını ve İslam Dini’ni bildiğini iddia eden kimse yalan söylemiş, iiftira etmiştir! İnsanları aldatmıştır…”2
“Bilgi sahibi olan herkesin şu ikrarından haberdar oldunuz: İnsanlara beyan ettiğimiz Tevhid, Allah’ın, peygamberlerini tebliği için gönderdiği dindir. İnsanların çoğunluğunun inandığı itikatlar, Allah Teala’nın, “Kim Allah’a şirk koşarsa (bilsin ki) Allah cenneti ona haram kılmıştır. Onun varacağı yer ateştir”(5/el-Mâide, 72) ayetinde zikrettiği şirktir.
“Mekke’de, Medine’de, Mısır’da, Şam’da ve diğer yerlerde şu ana kadar işlendiğini bu kitapta zikrettiğimiz şeyler, kişinin kanını mübah kılan ve cehennemde ebedî olarak kalmayı gerektiren şirktir. Her kim bu dine girmez, onunla amel etmez, bu dinin dostlarına dostluk, düşmanlarına düşmanlık göstermezse, o kimse Allah’ı ve ahiret gününü inkâr eden kâfirdir. Müslümanların imamına ve Müslümanlara, böyle kimselerle cihad etmek ve onları öldürmek vaciptir. Ta ki tevbe edene kadar.”3
Bu sarih ifadeler Muhammed B. Abdilvehhâb ideolojisinin “tekfirci” olup olmadığını açık bir şekilde ortaya koyuyor. Verilebilecek yüzlerce örnekten sadece birkaçı bunlar. Arzu edenler için daha fazlasını da ortaya koyabilirim.esini göstererek.
1 “Tevhid inancı” adına binlerce insanı tekfir edip kanını akıttığı ideolojiyi kast ediyor.
2 ed-Düreru’s-Seniyye, XIII, 48.
3 ed-Düreru’s-Seniyye, I, 65-6.
Bunlar anlamaz kalpler mühürlü
❤🥰 AMIN AMIN AMIN
Hocam ağzına sağlık ne güzel konustun bu yorumu görürsen hocam bi sorum olacak müslüman olmayan bir insan müslüman olduktan bir kaç saat sonra rahmetli olursa direk cennetlikmi olur aydınlatirsaniz hocam çok iyi olur. Şimdiden teşekkürler Allah razı olsun hocam
Selamün aleyküm, hocamız bu soruyu muhtemelen görmeyecektir ben bildiğimi aktarmak isterim. Gönlünde zerre imanı olan cennete girecektir. Bu Allah'ın vaadidir ve Allah'ın vaadi haktır. Eğer kişi zaman farketmeksizin müslüman olmuş, iman etmişse, Allah'ın izniyle öldüğünde de Müslüman ölmüş demektir. Geçmiş günahlarının ya cezasını çeker, ya da Allah affeder orasını biz bilemeyiz. Ancak müslüman öldüyse er ya da geç cennete girecektir. Ben bildiğimi aktardım, yine şüpheniz varsa hocamızın bulunduğu İsmail ağs cemaatini arayıp sorabilirsiniz, Allah'a emanet olun.
BANADA DUN KÂFİR DEDİ TOVBE HASA BEN ELHAMDÜLİLLAH MÜSLÜMAN İM BANA DİYOR Kİ ASKER OLMAK KÂFİR BEN 20 YAŞINDAYİM ELHAMDÜLİLLAH MÜSLÜMANIM
Bunlari bide ebu hanzala hocadan dinleyin.
😏👇🏻
Maide: 44,45,47 ayetleri Huzeyfe (ra)'nun yanında zikredildiği zaman bir adam; "Bunlar israiloğulları hakkında nazil olmuştur, hükmü bizi kapsamaz." dedi. Huzeyfe'de; "beni israil size ne güzel kardeş oldu. Tatlı olan herşey size, ama acı oldu mu onlara ha... Hayır! Vallahi siz de onların yollarını adım adım takip edeceksiniz." İbni Abbas'dan da böyle bir rivayet gelmiştir." (Fethul Beyan c:3, s:30)
sahabe,selefi salihin, milyonlarca evliya,4 mezheb,islam kaynaklari, 12 ilmi hice sayip benden once herkes kafirdi, tevhidi bir ben anladim diyen, selefilik vahhabilik necd bolgedi çòl cahil capulcu bedevilik dinini 200 yil once uyduran kafayı üşütmüş muhammed bin abdulavahhab,
Şu ifadeler bizzat Muhammed B. Abdilvehhâb’ın kaleminden: “Size kendimden haber veriyorum. Kendisinden başka ilah olmayan Allah adına yemin ederek diyorum ki, ilim öğrenmek için yola çıktım; beni tanıyanlar bilgili olduğumu sanıyorlardı. Oysa Allah’ın lütfettiği bu hayırdan1 önce ben Lâ ilâhe illallâh’ın manasını da bilmiyordum; İslam Dini’ni de. Hocalarım da aynı şekilde. Onlar arasında bunu bilen hiç kimse yoktu. Dünyadaki alimlerden, bu vakitten önce Lâ ilâhe illallâh’ın manasını ve İslam Dini’ni bildiğini iddia eden kimse yalan söylemiş, iiftira etmiştir! İnsanları aldatmıştır…”2
“Bilgi sahibi olan herkesin şu ikrarından haberdar oldunuz: İnsanlara beyan ettiğimiz Tevhid, Allah’ın, peygamberlerini tebliği için gönderdiği dindir. İnsanların çoğunluğunun inandığı itikatlar, Allah Teala’nın, “Kim Allah’a şirk koşarsa (bilsin ki) Allah cenneti ona haram kılmıştır. Onun varacağı yer ateştir”(5/el-Mâide, 72) ayetinde zikrettiği şirktir.
“Mekke’de, Medine’de, Mısır’da, Şam’da ve diğer yerlerde şu ana kadar işlendiğini bu kitapta zikrettiğimiz şeyler, kişinin kanını mübah kılan ve cehennemde ebedî olarak kalmayı gerektiren şirktir. Her kim bu dine girmez, onunla amel etmez, bu dinin dostlarına dostluk, düşmanlarına düşmanlık göstermezse, o kimse Allah’ı ve ahiret gününü inkâr eden kâfirdir. Müslümanların imamına ve Müslümanlara, böyle kimselerle cihad etmek ve onları öldürmek vaciptir. Ta ki tevbe edene kadar.”3
Bu sarih ifadeler Muhammed B. Abdilvehhâb ideolojisinin “tekfirci” olup olmadığını açık bir şekilde ortaya koyuyor. Verilebilecek yüzlerce örnekten sadece birkaçı bunlar. Arzu edenler için daha fazlasını da ortaya koyabilirim.esini göstererek.
1 “Tevhid inancı” adına binlerce insanı tekfir edip kanını akıttığı ideolojiyi kast ediyor.
2 ed-Düreru’s-Seniyye, XIII, 48.
3 ed-Düreru’s-Seniyye, I, 65-6.
@@salim6416 Yalnız Osmanlı'nın da "tekfirci" oldup sizi tekfir ettiğini biliyor musun? Osmanlı'nın son Şeyhulİslam'ı Mustafa Sabri Efendi, Mevkif'ul-Akl adlı eserinde de şöyle anlatıyor 👇
[Şayet devlet İslam çizgisinden çıkarak,
"Dinin emirlerine itaat etmek hükümetin işi değildir. Bu ancak toplumun işidir." derse, bu durum dini devletten ayırmaktır.
Böyle bir durumda devlet irtidat etmiştir (dinden çıkmıştır). Şayet toplum böyle bir hükümetten razı olursa veya hükümet parlamentoda toplumun vekaletini alarak (yani oy kullanmak suretiyle) kanun yapacaksa, hükümet mürted olduğu (dinden çıktığı) gibi toplum da mürted (kafir) olur. Bu durumda hem o hükümetin, hem de o ümmetin üzerine şu ayet tatbik edilir:
"Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir." (Mâide Suresi 44. Ayet)
Laiklik ilkesini kabul eden bir siyasi rejim, İslam hükümlerine baş kaldırmış demektir. Dolayısıyla öncelikle bu hükümet irtidat etmiş (dinden çıkmış) sonra da bu idareye itaat edenler tek tek mürtedleşmişlerdir (dinden çıkmışlardır). Siyasi idarede görev alanlar tek tek mürted (kafir) olduğu gibi, bu hükümete itaat eden kitleler de irtidata (küfre) düşmüş olur.] (Mevkif'ul-Akıl, 4/280)
@@ahmet-sivasi o yazilanlar eger dogru ise o kisinin kendi yorumudur..ehli sunnet itikadini baglamaz!
@@ahmet-sivasi hz yusuf,sahabe evliya dunyaya yayildilar bizansta avrupada kafir devletlerde memur oldular oy verdiler...kafir filan olmadilar!
@@salim6416 Oku, Demokratlar olarak Yusuf'a (as) iftira atmaktan da vazgeçersiniz inşeAllah 👇
فَبَدَاَ بِاَوْعِيَتِهِمْ قَبْلَ وِعَٓاءِ اَخ۪يهِ ثُمَّ اسْتَخْرَجَهَا مِنْ وِعَٓاءِ اَخ۪يهِۜ كَذٰلِكَ كِدْنَا لِيُوسُفَۜ مَا كَانَ لِيَأْخُذَ اَخَاهُ ف۪ي د۪ينِ الْمَلِكِ اِلَّٓا اَنْ يَشَٓاءَ اللّٰهُۜ نَرْفَعُ دَرَجَاتٍ مَنْ نَشَٓاءُۜ وَفَوْقَ كُلِّ ذ۪ي عِلْمٍ عَل۪يمٌ
Kardeşinin yükünden önce onların yüklerini aramaya başladı. Sonra (su kabını) kardeşinin yükünden çıkardı. İşte biz, Yusuf’a böyle bir yanıltıcı oyun hazırladık. Allah’ın dilemesi hariç, Kralın dinine (yani yürürlükte olan yasalara) göre kardeşini tutuklaması söz konusu dahi değildi. Biz dilediğimizin derecelerini yükseltiriz. Her bilenin üzerinde daha iyi bilen biri vardır mutlaka.
(Allah (cc), kralın anayasa ve yasalarına “din” demiştir. Çünkü “din” kelimesinin anlamlarından biri de birey ve toplum hayatını düzenleyen kural ve yasalar bütünüdür. Mümin, hangi yasaya göre hayatını düzenlediğine ve hangi yasa için oy kullanıp onay verdiğine dikkat etmelidir. Çünkü onay verdiği ve hayatını kendisi ile düzene soktuğu her yasa, onun dinidir. Ve Allah (cc) katında, tüm ilkeleri âlemlerin Rabbi tarafından belirlenmiş İslam dini ve yasaları dışında hiçbir din ve yasa geçerli değildir.
Beşeri ideolojilerin tamamı, hâkimiyet ve yasama hakkı konusunda Allah’la çekişen birer dindirler. Bu beşerî dinler arasında en tehlikeli olanı, hiç şüphesiz demokrasidir. Zira demokrasi, süslü sloganlar ve içi boş söylemlerle insanları zayıf noktalarından yakalamakta, kendilerini yönettikleri vehmiyle kalabalıkları büyülemektedir. Bundan daha tehlikeli olanı ise, İslam’a müntesip siyasilerin, İslam’la temelden ayrılan ve uzlaşması mümkün olmayan demokrasiyi Yusuf (as) ile meşrulaştırma çabalarıdır.
Siyasiler, Yusuf’un (as) kralın yanında bakanlık yaptığını öne sürerek, bugünün muvahhidlerinin de demokratik düzenler içinde yer alabileceğini iddia etmektedirler. Oysa ayetten anlaşıldığı üzere Yusuf (as), kralın kurallarına göre değil, Yakub’un (as) şeriatına göre işlerini düzenlemekteydi. Allah (cc) surenin 56. ayetinde bu gerçeğe işaret etmiş ve Yusuf’un (as) Mısır’da dilediği gibi hareket ettiği bir iktidara sahip olduğunu belirtmiştir. Bugünün demokratları şahsi odalarında dahi anayasa ve yasaların görev/yetki/talimatları dışına çıkamamaktadırlar.
Yusuf (as) tarihte iki iftiraya uğramıştır. Biri, iffetine yönelik kadınların iftirası, diğeri dinine yönelik demokratların iftiralarıdır. Hiç şüphesiz ikincisi, vahameti ve ahiretteki sonuçları açısından çok daha çirkin ve kabul edilemezdir.)
(12/Yûsuf, 76)
😏👇🏻
Andolsun ki biz her ümmet arasında: “Allah’a ibadet/kulluk edin ve tağuttan kaçının.” (diye tebliğ etmesi için) resûl göndermişizdir. Allah içlerinden kimisine hidayet bahşetti, kimisine ise sapıklık hak oldu. Yeryüzünde gezip dolaşın ve yalanlayanların akıbetinin nasıl olduğuna bir bakın. (16/Nahl, 36)
İmâm Mücâhid (rahimehullâh)’tan rivayet edildiğine göre tâğut: “İnsânların idârecisi konumunda bulunan, halkın kendisine danışıp işlerinin hükme bağlanmasını istedikleri, insân sûretindeki şeytânlardır. Tâğut (Allâh’ın kanunları dışında) kendisine başvurulan insânların efendisidir.” [Suyutî, ed-Durru’l-Mensur: 2/22.]
“Hüküm vermek yalnızca Allah’a aittir: O, size, kendisinden başkasına tapmamanızı emretti. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” (Yûsuf, 12/40)
İmam Taberi (rahimehullah) şöyle demiştir: “Allah Teala, yarattığı hiçbir mahluku hüküm verme konusunda kendisine ortak kabul etmez. İnsanlar arasında hüküm verecek yalnız O’dur. Hüküm verme, ihtilafları çözme, insanları ve işlerini idare etme konusunda dilediği ve sevdiği şekilde hareket eder. Bu özellik sadece O’nun hakkıdır.” (Câmiu’l-Beyân: 15/234)
"Eğer onlara itaat ederseniz şüphesiz siz de müşrik olursunuz." (En'âm, 6/121)
İmam İbn Kesir (rahimehullah) ayet-i kerimeyi zikrettikten sonra şöyle demiştir; "Yani Allah'ın emrinden ve şeriatından, başkasının dediğine saparsanız başkasını onun önüne geçirirseniz işte bu şirktir!." (Tefsiru'l Kur-an'il Azim, 3/329)
“Onlar, hala cahiliye devrinin (şirk olan) hükmünü mü istiyorlar? Yakinen bilen bir kavim (topluluk) için Allah’tan daha güzel hüküm veren kim vardır?” (Mâide, 5/50)
İbn Kesir (rahimehullah) şöyle demiştir: “Allah Teala, her hayrı kapsayıcı, her şerri yasaklayıcı olan hükümlerinden yüz çevirip, bunun yerine cahiliyede olduğu gibi kişilerin görüşlerine, dalalet ve sapıklığı ihtiva eden değer yargılarına ya da çeşitli dinlerin karışımı ve beşeri görüşlerden meydana gelen Cengiz Han’ın vaaz ettiği Yes’ak gibi İslam dışı hükümlere yönelenin imanını kabul etmiyor. Yes’ak ; Cengiz Han’ın Kur-an, Tevrat, İncil ve kendi görüşlerine dayanarak ortaya koymuş olduğu kanunları ihtiva eden bir kitaptır. Cengiz Han öldükten sonra yerine geçen çocukları, İslam’a girdikleri halde bu kitabı anayasa kitabı olarak görmeye devam ettiler. Allah’ın kitabı ve Rasulullah’ın sünnetini bir kenara atarak bu kitaptaki hükümlerle tatarlara hükmettiler. İşte böyle davranan kimseler kâfirdir. Bunlarla büyük küçük her meselede yalnız Allah’ın hükmüne dönünceye kadar savaşmak farzdır.” (Tefsîr’ul Kur-ân’il Azîm: 5/2364)
Şeyh Ahmed Şakir İbn Kesir’in yukarıdaki geçen sözünü yorumlayarak şöyle demiştir: “Bununla beraber, müslümanların kendi ülkelerinde dinsiz, putperest avrupa kanunlarından alınma bir kanunla hüküm vermeleri nasıl caiz olur ? Hatta o öyle bir kanun ki içine istedikleri gibi bozup değiştirdikleri keyfi arzular, bâtıl görüşler dahil olmuştur. Bunu ortaya koyan, koyduğu kanunun İslam şeriatına uyup uymadığına hiç aldırış etmez. Bu beşeri sistemlerin konumu güneş gibi açıktır. Küfrü nettir. Bundan kesinlikle hiçbir şüphe yoktur. İslam’a mensup olan bir kimsenin bunlarla amel etmede, yahut bunlara uymada, yahut bunları kabul etmede hiçbir mazereti olamaz.” (Umdetu’t-Tefsir: 4/173)
ruclips.net/video/uXycRzYEnWw/видео.html
🌹🌹🌹
❤️❤️❤️
"Davetçi ve Tekfirci arasındaki fark?!!!
Davetçi görev alıp bu işi yapar
Tekfirci ise görevi kendi nefsinden alır.
Davetçi ahlâkıyla kâfiri imana getirir (vesile olur) Tekfirci ise ahlakıyla mü'mini dinden imandan çıkarır"
Davetçi doktordur
Tekfirci ise mezarcı.
Davetçi gerçekten karşıdakinin kurtuluşu için uğraşır
Tekfirci ise sorumluluğu üzerinden atmak için.
Davetçi sonuç beklemez
Tekfirci ise sonucu görmek için çabalar.
Davetçi (adı üstünde) davet eder
Tekfirci hüküm verir.
Davetçi kendisiyle beraber herkesin iman etmesini ister
Tekfirci ise kendisinin ve grubunun Müslüman olması yeterlidir
Davetçi sabırlıdır
Tekfirci'nin ise o kadar zamanı yoktur..
Davetçi karşıdaki şahsın küfrüne düşmandır Tekfirci ise şahsına...
Davetçi hidayeti Allah (c.c.)'tan bekler
Tekfirci ise hidayeti kendisi vermeye çalışır.
Davetçi davaya leke gelmesinden endişe eder Tekfirci ise kendi egosunu tatmin etmesi yeterlidir.
Davetçi "davet" için bile kendisini yeterli görmez Tekfirci ise hüküm vermek için can atar.
Davetçi hastayla ilgilenir gibi ilgilenir
Tekfirci ise mahalle kavgasına gider gibi.
Davetçi davet süresini uzatmak için bahane arar Tekfirci son noktayı koymak için can atar.
Davetçi islama doğrultur
Tekfirci islamdan soğutur.
Davetçi karşıdakini hasta olarak görür
Tekfirci ise pasta...
Davetçi'nin daveti sonuna kadar
Tekfirci'nin tekfiri ise menfaati görene kadar.
Davetçi davet üstüne davet yapar
Tekfirci önce tekfir eder sonra davet yapar
Davetçi cennete adam kazandırır
Tekfirci ise cehenneme...
Davetçi ancak belli bir aşamadan sonra davete başlar
Tekfirci ise yeni bir mesele duyar duymaz
Davetçi ilim öğrendikçe ahlakını da güzelleştirir Tekfirci ise ilim öğrenir fakat ahlâkını kaybeder
Davetçi müminlerin sayısını arttırmak için uğraşır Tekfirci ise kâfirlerin...
Davetçi bir hata yaptığı zaman diğer Müslümanlara da leke geleceğini bilip ona gör hareket eder.
Tekfirci'de ise diğer Müslümanlar umrunda değildir. Hatta diğer Müslümanlar Müslüman bile değildir.
Davetçi bütün görüşleri bilir ona göre tepki verir Tekfirci ise tek bir görüş üzerinden karşıdakine hüküm verir.
Davetçi genişletir, esnetir
Tekfirci daraltır, zorlaştırır.
Davetçi sayısız defa gider gelir
Tekfirci'nin ise bir defa anlatması yeterlidir.
Davetçi dostluk ve düşmanlık (vela-bera) hukuku üzerine hareket eder
Tekfirci ise sadece düşmanlık hukuku üzerine...
Davetçi karşıdakiyle kardeş kalabilmek için her türlü karineye başvurur
Tekfirci ise ipleri koparmak için döner durur.
Davetçi küfre düşeni gördüğünde üzülür
Tekfirci ise bundan memnun olur.
Davetçi karşılaştığı binbir zorluğa ve eleştiriye rağmen davetine devam eder
Tekfirci ise ilk tepkide küfür damgasını basar davetine devam eder
Davetçi anlatacağı meseleleri genelden özele doğru anlatır
Tekfirci ise en uç meselelerle başlayıp karşıdakinin küfrî duygularını kabartır.
Davetçi'nin, karşıdakinin imana gelmesi konusunda umudu çoktur
Tekfirci ise tekfir etmeden önce son vazifesini yapar gibi yaklaşır.
Davetçi tekfir işini şer'i bir mesele olarak görür ve şer'i mahkemeye havale eder. (zannî meselelerde)
Tekfirci ise tekfir işini herkese verilen bir hak olarak görür ve kullanmakta tereddüt etmez.
Davetçi İslamı bilir ve Ona davet eder
Tekfirci cahildir ve kendine davet eder."
Ne güzel dedin hoca biz sizi tekfir ediyoruz ki kız alıp vermeyelim selam vermeyelim geberince namazınızı kılmayalım bu hükümleri birbirinden ayırmak için tekfir ediyoruz. Bunu biz de yapmıyoruz Allah swt ın kâfir dediğine kâfir müslüman dediğine müslüman diyoruz... Böyle bi tebliğ sekli varmı getir delillerini ayetlerini hadislerini çürüt tezlerini ama sizin tebliğiniz de bu kadar oluyo işte....
sahabe,selefi salihin, milyonlarca evliya,4 mezheb,islam kaynaklari, 12 ilmi hice sayip benden once herkes kafirdi, tevhidi bir ben anladim diyen, selefilik vahhabilik necd bolgedi çòl cahil capulcu bedevilik dinini 200 yil once uyduran kafayı üşütmüş muhammed bin abdulavahhab,
Şu ifadeler bizzat Muhammed B. Abdilvehhâb’ın kaleminden: “Size kendimden haber veriyorum. Kendisinden başka ilah olmayan Allah adına yemin ederek diyorum ki, ilim öğrenmek için yola çıktım; beni tanıyanlar bilgili olduğumu sanıyorlardı. Oysa Allah’ın lütfettiği bu hayırdan1 önce ben Lâ ilâhe illallâh’ın manasını da bilmiyordum; İslam Dini’ni de. Hocalarım da aynı şekilde. Onlar arasında bunu bilen hiç kimse yoktu. Dünyadaki alimlerden, bu vakitten önce Lâ ilâhe illallâh’ın manasını ve İslam Dini’ni bildiğini iddia eden kimse yalan söylemiş, iiftira etmiştir! İnsanları aldatmıştır…”2
“Bilgi sahibi olan herkesin şu ikrarından haberdar oldunuz: İnsanlara beyan ettiğimiz Tevhid, Allah’ın, peygamberlerini tebliği için gönderdiği dindir. İnsanların çoğunluğunun inandığı itikatlar, Allah Teala’nın, “Kim Allah’a şirk koşarsa (bilsin ki) Allah cenneti ona haram kılmıştır. Onun varacağı yer ateştir”(5/el-Mâide, 72) ayetinde zikrettiği şirktir.
“Mekke’de, Medine’de, Mısır’da, Şam’da ve diğer yerlerde şu ana kadar işlendiğini bu kitapta zikrettiğimiz şeyler, kişinin kanını mübah kılan ve cehennemde ebedî olarak kalmayı gerektiren şirktir. Her kim bu dine girmez, onunla amel etmez, bu dinin dostlarına dostluk, düşmanlarına düşmanlık göstermezse, o kimse Allah’ı ve ahiret gününü inkâr eden kâfirdir. Müslümanların imamına ve Müslümanlara, böyle kimselerle cihad etmek ve onları öldürmek vaciptir. Ta ki tevbe edene kadar.”3
Bu sarih ifadeler Muhammed B. Abdilvehhâb ideolojisinin “tekfirci” olup olmadığını açık bir şekilde ortaya koyuyor. Verilebilecek yüzlerce örnekten sadece birkaçı bunlar. Arzu edenler için daha fazlasını da ortaya koyabilirim.esini göstererek.
1 “Tevhid inancı” adına binlerce insanı tekfir edip kanını akıttığı ideolojiyi kast ediyor.
2 ed-Düreru’s-Seniyye, XIII, 48.
3 ed-Düreru’s-Seniyye, I, 65-6.
Allah demiyor siz kurandan kafaniza gore sapik mana veriyorsunuz
Hoca sizin Mahmut efendi ye bakmak nasıl ibadet oluyor du anlatsana bir 😂
Herkese kafir demiyorlar bu devirde faiz dunya gercegi diyene olulerde yardim eder salih se gibi diyenlere kâfir olur diyor saptirmayin lutfen
Hocam sizleri meşgul etmessem bi sorum var hocam imanın azı çoğu olurmu yada iman sonsuz inanmakla tamam olurmu
Tekfir yoksa, Hak ile Batılı nasıl ayırt edebilirsiniz? İslam dinin hükümleri , Kâfir ile Mümin üzerine kurulu olduğunu bilmiyormusunuz ? Kuranda Allah Mümin erkek mümin kadın, müşrik erkek müşrik kadınla evlensin diye hüküm koymuştur. Allah'ın müşrik dediğini sizler müslüman der sonrada eş olarak alarak, Allah'ın dinini yerle bir etmiş olmuyor musunuz? Allah'tan korkun Allah'tan.
Bu vahanilerden uzak durun
Beğenmeyen 4 munafik
Tekfir yoksa, Hak ile Batılı nasıl ayırt edebilirsiniz? İslam dinin hükümleri , Kâfir ile Mümin üzerine kurulu olduğunu bilmiyormusunuz ? Kuranda Allah Mümin erkek mümin kadın, müşrik erkek müşrik kadınla evlensin diye hüküm koymuştur. Allah'ın müşrik dediğini sizler müslüman der sonrada eş olarak alarak, Allah'ın dinini yerle bir etmiş olmuyor musunuz? Allah'tan korkun Allah'tan.
😏👇🏻
Tevbe 31 Elmalılı Tefsiri: "Hulasa yasama hakkı Rabbimize ait olup, gayrısına bu hakkı vermek şirktir. Bu hak Allah’tan başkasına verildiğinde de bu hakkın verildiği kişilere kulluk (ibadet) yapılmış olur. Bu anlamda sözün özü, yasamada bulunacak mercilerin mutlaka Allah’ı ve onun hükümlerini dikkate almak, Allah’ın yasakladıklarını (kumar, içki, zina v.b) serbest kılmamak, serbest kıldığı şeyleri de yasaklamamak zorundadır. Aksi halde kendisi ilahlık ve rabblık iddiasıyla tağut, ona tabi olanlarda tağuta kul olmuş olur. Ve Allah’tan başkasına kullukta şirktir. Kişi böylesi bir durumda asla müslüman adını alamaz."
rahmetli645.blogcu.com/elmalili-hamdi-yazir-dan-tevbe-suresi-31-ayetin-tefsiri/1729993
Ahmet es Sivasi .. Emin olmamakla beraber birçokları yazdığın (Tevbe suresi 31, ayeti) mutlaka biliyordur. Fakat çıkmaz sokağa girdiklerinden toplumun Heva ve Hevesine göre konuşmak zorundalar. Rabbimiz Allah ; Bizlere Tevhide sımsıkı sarılıp, Müminler olarak can vermeyi nasib etsin... Allahümme amin
@@muvahhid.e.7474 sahabe,selefi salihin, milyonlarca evliya,4 mezheb,islam kaynaklari, 12 ilmi hice sayip benden once herkes kafirdi, tevhidi bir ben anladim diyen, selefilik vahhabilik necd bolgedi çòl cahil capulcu bedevilik dinini 200 yil once uyduran kafayı üşütmüş muhammed bin abdulavahhab,
Şu ifadeler bizzat Muhammed B. Abdilvehhâb’ın kaleminden: “Size kendimden haber veriyorum. Kendisinden başka ilah olmayan Allah adına yemin ederek diyorum ki, ilim öğrenmek için yola çıktım; beni tanıyanlar bilgili olduğumu sanıyorlardı. Oysa Allah’ın lütfettiği bu hayırdan1 önce ben Lâ ilâhe illallâh’ın manasını da bilmiyordum; İslam Dini’ni de. Hocalarım da aynı şekilde. Onlar arasında bunu bilen hiç kimse yoktu. Dünyadaki alimlerden, bu vakitten önce Lâ ilâhe illallâh’ın manasını ve İslam Dini’ni bildiğini iddia eden kimse yalan söylemiş, iiftira etmiştir! İnsanları aldatmıştır…”2
“Bilgi sahibi olan herkesin şu ikrarından haberdar oldunuz: İnsanlara beyan ettiğimiz Tevhid, Allah’ın, peygamberlerini tebliği için gönderdiği dindir. İnsanların çoğunluğunun inandığı itikatlar, Allah Teala’nın, “Kim Allah’a şirk koşarsa (bilsin ki) Allah cenneti ona haram kılmıştır. Onun varacağı yer ateştir”(5/el-Mâide, 72) ayetinde zikrettiği şirktir.
“Mekke’de, Medine’de, Mısır’da, Şam’da ve diğer yerlerde şu ana kadar işlendiğini bu kitapta zikrettiğimiz şeyler, kişinin kanını mübah kılan ve cehennemde ebedî olarak kalmayı gerektiren şirktir. Her kim bu dine girmez, onunla amel etmez, bu dinin dostlarına dostluk, düşmanlarına düşmanlık göstermezse, o kimse Allah’ı ve ahiret gününü inkâr eden kâfirdir. Müslümanların imamına ve Müslümanlara, böyle kimselerle cihad etmek ve onları öldürmek vaciptir. Ta ki tevbe edene kadar.”3
Bu sarih ifadeler Muhammed B. Abdilvehhâb ideolojisinin “tekfirci” olup olmadığını açık bir şekilde ortaya koyuyor. Verilebilecek yüzlerce örnekten sadece birkaçı bunlar. Arzu edenler için daha fazlasını da ortaya koyabilirim.esini göstererek.
1 “Tevhid inancı” adına binlerce insanı tekfir edip kanını akıttığı ideolojiyi kast ediyor.
2 ed-Düreru’s-Seniyye, XIII, 48.
3 ed-Düreru’s-Seniyye, I, 65-6.
@@salim6416
Bismillahirrahmenirrahim
وَعِبَادُ الرَّحْمٰنِ الَّذ۪ينَ يَمْشُونَ عَلَى الْاَرْضِ هَوْنًا وَاِذَا خَاطَبَهُمُ الْجَاهِلُونَ قَالُوا سَلَامًا
Rahmân’ın kulları yeryüzünde tevazu ile yürür. Cahiller kendilerine sataştığı zaman: “Selam olsun size!” derler. (25/Furkân, 63)
@@muvahhid.e.7474 1200 sene sonra uydurma tevhid inanci cikaran m abdulavhahb
Hahahajajajajaja
Osmanlı'nın son Şeyhulİslam'ı Mustafa Sabri Efendi, Mevkif'ul-Akl adlı eserinde de şöyle anlatıyor 👇
[Şayet devlet İslam çizgisinden çıkarak,
"Dinin emirlerine itaat etmek hükümetin işi değildir. Bu ancak toplumun işidir." derse, bu durum dini devletten ayırmaktır.
Böyle bir durumda devlet irtidat etmiştir (dinden çıkmıştır). Şayet toplum böyle bir hükümetten razı olursa veya hükümet parlamentoda toplumun vekaletini alarak (yani oy kullanmak suretiyle) kanun yapacaksa, hükümet mürted olduğu (dinden çıktığı) gibi toplum da mürted (kafir) olur. Bu durumda hem o hükümetin, hem de o ümmetin üzerine şu ayet tatbik edilir:
"Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir." (Mâide Suresi 44. Ayet)
Laiklik ilkesini kabul eden bir siyasi rejim, İslam hükümlerine baş kaldırmış demektir. Dolayısıyla öncelikle bu hükümet irtidat etmiş (dinden çıkmış) sonra da bu idareye itaat edenler tek tek mürtedleşmişlerdir (dinden çıkmışlardır). Siyasi idarede görev alanlar tek tek mürted (kafir) olduğu gibi, bu hükümete itaat eden kitleler de irtidata (küfre) düşmüş olur.] (Mevkif'ul-Akıl, 4/280)
Melun seni , tasavvufa , alime evliyaya musrik diyorsun , üstüne bir de kendini Tasavvuf ile ikame ettirmiş Osmanlı'nın fetvasını mi neşrediyorsun??
@@Mucahid_Han Mesela Allah (svt) dostu sandığınız Yunus Emre'ye Osmanlı âlimleri bile zamanında "kâfir" demiştir, bunu biliyor musunun, sanmıyorum 👇
Kanuni Sultan Süleyman'ın Şeyhulİslamı Ebu's Suud Efendi'nin, Yunus Emre'nin Şiirine Küfür Fetvası:
...
Bu kanunlar ve fetvalarla ehl-i sünnet inancına ve Hanefi fıkhına dayalı bir devlet ve toplum düzeni oluşturulmuştur. Bu inanç ve düzene ters düşen her tür davranış ve düşünce akımlarına Ebussud Efendi şiddetle karşı çıkmıştır. Tüm batıni (içrek) inanç ve davranışların yanı sıra vahdet-i vucud (varlık birliği) inancına dayalı bir tasavvuf (gizemcilik) anlayışını bile zındıklık (dinsizlik) ve ilhad (dinden çıkma) saymış, bu inanç sahiplerinin şer’an öldürülmelerinin gerektiği yolunda fetvalar vermiştir. (Ebu's Suud Efendi, Oğlanşeyhi diye anılan İsmail Mâşuki’nin katli için İbn Kemal’in verdiği fetvayı desteklediği gibi, şeyhulislamken kendisi de Melâmi Bayrami tarikatından şeyh Husameddin Ankaravî’nin halifesi Bosnalı şeyh Hamza Bali’nin ve Halvetiye tarikatının Gülşeni kolundan şeyh Karamani’nin öldürülmeleri yolunda fetva vermiştir.)
Bunda o kadar ileri gitmiş ki Yunus Emre’nin kimi şiirlerini açıkça dinden çıkma (kufr-i sarih) saymış, okuyanların öldürülmelerinin şer’an mubah olduğu yolunda fetva vermiştir. (İstanbul Millet Kütüphanesi şeriye no. 80’de kayıtlı Fetâvâ-yi Ebu's Suud adlı esrin 217a ve 217 b’de kayıtlı bulunan bu fetvanın metni şudur)
Mesele: “Bir zaviyenin mescidinde eşhâs-ı muhtelife ile oğlanlar muhtelit olup envâı teganniyat ile tevhid ederler iken kelime-i tehvidi tağyir edip gâh dil men, gâh canmen ve gâh
Sen bir ulu sultansın
Canlar içinde cansın
çün âyan gördüm seni
Pinhan kayusu değil
Deyüp ve gâh
Cennet cennet dedikleri
Bir ev ile birkaç hûri
İsteyene ver sen anı
Bana seni gerek seni
Deyü göğüslerini döğüp evzâ-ı garibe ettiklerinde ahâli-i mahalleden bazı kimesneler zâviye-i mezbûrede şeyh olan Zeyd’e;
- Bu makule evzâa niçün râzı olursun? Dediklerinde, Zeyd:
- Ne lazım gelir? Ve mâ haleket-el cinne vel inse illa liyabudün demekle cevap verse şer’an Zeyd’e ne lazım gelir?
El cevap: Evza ve akval-i mezbure kemal mertebe fuhuş olduğundan gayri, cennet hakkında söyledikleri kelime-i şenia küfr-i sarihtir. Katilleri mubahtır, şeyhleri olan bi-din hikâyet olan ef’al ve akvâl men’e mubaşeret olunmazsa dahi ne lazım gelür demekle kâfir olduğundan gayrı o kabayihi ibadet kabilinden addedüb âyet-i kerimeyi ana delil getirmekle tekrar kâfir olur. Ve bu itikattan rücu etmezse katilleri vâcib olur.”
KAYNAK :
(İstanbul Millet Kütüphanesi şeriye no. 80’de kayıtlı Fetâvâ-yi Ebussuud adlı esrin 217a ve 217b’de kayıtlı bulunan bu fetva)
@@ahmet-sivasi Ben burada tutup sana anlama istemediğin hakikatleri anlatmaya gayret sarf etmeyeceğim zaten Gözleriniz kör kulaklarınız sağır olmuş , onu bunu tekfir ederek Zaten imanınız gitti , evliysen nikahın düştü tecdidi iman etmediysen , her halin küfür üzere zaten , Sen belanı bulmuşsun O yüzden sana bir şey söylemeye hacet yok. Adam hala gelmiş tasavvufla kendini ikamet ettirmiş devletin Şeyhülislam fetvasını yayınlıyor. Allah şahit ki acınacak durumdasınız. Allah ıslah etsin , islahiniz mümkün değil ise fitnenizde kahretsin
hoca ruyan ne oldu davut oglu hakkindaki ruyan ustun acikmi kalmiş mi ort ustunu miden şişmesinki rahat rahat hikaye anlat
Hocam masada sırma marka su var yahudilere satıldı bilginiz olsun
Çoluk çocuğunuzun içtiği Cola cips de yahudilerin
Ben ne Mehdi, ne Mesih, ne Maşiyah, nede peygamber değilim. Ben iki zamanın sahibi Zülkarneyn, Büyük Türk Kağanı, Dünya Hükümdarı 8991 yıl süresi ile. Delil Altın Çağın Kutsal Sandığı, Hakikat Kitabı, kuranda yazılan 18 mutlak ayetler, Ali imran suresi ayet 81, Bakara suresi ayet 248, Kehf suresi ayet 83 ten 98 dahil.
Kimmis o
Hocam Ne kadar yalan söyluyorsunuz.hangi Selef Alimi demiş kırmızı ışıkda geçmek kufurdur
Bu Çakma Tevhid çilerden bahsediyor
Allah razı olsun hocam
Allah razı olsun hocam
Allah razı olsun hocam