Bendeki hikaye peri kısmıyla ilgili. Bizim soyadımız Ebeperi. Anlatılan hikayesi ise şöyle: büyük büyük büyük dedemizin yaşadığı köyde bebek ölümleri çok olurmuş. Bu dede bir gün dere kenarında bir periye rastlamış. Periyle sohbet ederken onun bir ebe olduğunu öğrenince yardım istemiş. Ama peri işi olduğunu söyleyince dede perinin sırtına bir iğne sağlayarak onu esir alıp köye götürmüş. Periye çok iyi davranmışlar. O da kadınlara nasıl çocuk doğurulacağını, ona nasıl bakılacağını, loğusayla nasıl ilgilenileceğini öğretmiş. Ama ne yaptıysa özgürlüğünü bir türlü geri alamamış dededen. Bir gün köye başka yerden bir gelin gelmiş. Gelin tabi bilmez hikayeyi. Hamamda yıkanırken peri bundan rica etmiş. Sırtımda bir şey var çıkarsana demiş. Gelin iğneyi çıkarınca serbest kalmış peri. Sonra bir gün su kenarında görünmüş dedeye. Ona çok iyi davrandıkları için 7 nesil bebeklerini koruyacağını söylemiş. Ama beni yakaladığında çok işim vardı evimde. Evim toz içindeydi. O yüzden nesliniz boyunca evinizden toz eksik olmasın, iğne bulunmasın diye de beddua etmiş. Doğru yalan bilemem ama çocukluğumda hayranlıkla dinlerdim bu hikayeyi. İşin tuhafı yıllar içinde biz nereye taşınsak dibimizde hep inşaat başladı. Toz eksik olmadı. Annem çok söverdi babamın sıyadına😂 ve de kendi de dikiş diktiği halde lazım olduğunda o dikiş iğnesini hep arardı😂 paylaşmak istedim. Bu arada bu hikaye Van yöresinden
Alkarası falan bilmem ama bir kaynana var. Demir bıçak falan değil lohusanın yanında 40 gün kendi annesi ya da kız kardeşi olmalı. Annesi hayatta olmayan tüm lohusaların annelerine Allah rahmet eylesin. Annenin yokluğunun en çok anlaşılacağı zaman.
Benim kaynanam baktı dogumlarimda yalnız bırakmadı nur içinde yatsın o zor zamanlarda yanımda oldu albasmasin diye yalnız bırakmadı rüyalarımda çok korkardim
Bende memleketimde bur teyzeden dinlemiştim. Bir kadının bebekleri sürekli ölüyorsa doğumdan hemen sonra. Yeni doğum yapmış bir kadının evinin etrafında dönüp bir tür dualı ritüel yaparsa kadının çocuğu oluyor ve ölmüyor ama o hanede doğum yapan bebek ölüyor. Biraz tepkiliydiler o yüzden 40 çıkmadan evlerin etrafındaki yabancılara tepkili olunduğu ve yakın aile olmadıkça 40 çıkmayan kadının hanesine yabancı girmesinin hoş karşılanmadığını dinlemiştim.
Anneannemin annesi 97 yaşında ölmüştü. Biz küçükken çok yaşlıydı. Oyun oynarken gürültü yaparsak "umacı alasıcalar, köpek doğurdukları" diye bize bağırırdı. "Umacı kim büyükanne?" Dersek "alsın sizi de görün" diye bağırıp ayağındaki mesti çıkartıp kafamıza fırlatırdı. Biz odalara kaçışırdık. Sonra da arkamızdan "mestimi verin, ayağım üşüyor" diye bağırırdı. Bu da benim umacı anım.
@@uninilo8085 anneanneme sürekli uyku felci (karabasan) gelir, tüm torunlarına da aktarmıştır sağolsun. Ayırt etmeden her tişört, yatak örtüsü ve yastıkta çengelli iğne bulunur yalalamak için dkwlmdmrfkf
@@uninilo8085evet aynı inanç bizde de var eğer iğne batıran kişi onu elinden kaçırırsa da evde bereket olmazmış dedelerimin söylediğine göre kendileri al karısı yakalamışlar ama ellerinden kaçırmışlar ve gerçekten bizim evlerde genellikle tuzun ve şekerin bereketi olmaz yani kısaca musallat oluyormuş
Umay’ın yasakladığı davranışlar: içme suyunun ağzının açık olması (bakteri üremesi) , evde sıkıntılı neşesiz ortam olması ( depresyon nedeni) beni bunlar çok etkiledi … Ve son olarak Tülay Hoca çok güzel açıklamış, demek ki bu efsanenin altında aslında tamamen bilimsel gerçekler yatıyor…. Acaba “humma” ile “umay” kelimeleri arasında etimolojik bir bağlantı var mıdır bunu merak ettim …
Benimde anne tarafımdaki akrabalarımdan yaşlı bir amca var çok mutsuz yada hasta yada nazar değmiş vs. olduğunu söyleyen insanlar olduğunda eline bıçak alır ve kişiyi karşısına oturtarak bıçağı ayak uçlarından kafasına kadar deydirir ve bunu yaparken içinden sure okur anlattığınız hikayeden sonra aklıma geldi.(yer Konya)
Bu adetler bana hep yapildi. Lohusanin korunmasi 40 gun sürdü. Odadan odaya gecerlerken yanliz kalmamam için babanin ceketi yanıma birakılırdı. Yada bıçak. Lohusa hummasıda depresyonuda böylelikle olmuyordu. Bebegini yalnız büyüten anneler genellikle depresyona girer. Ben Giresunluyum. Bunlar hala yapılır. Ben çok gençken annem bebeğin kalbi alınır diye exra korumalar yapardı. Bunlar kaybolması devam ediyor. Lohusayken hamileyken kabuslar görürdüm annem al basması oluyor demişti.
Ben bebekken yüzümde simsiyah kocaman bir leke çıkmış, ismiyse “kara umma”. Önce doktora götürmüşler. Doktor o lekeyi alabileceğini ama muhtemelen boşluklu bir iz kalabileceğini söylemiş. Bizimkiler de iz kalmasını istemedikleri için son çare olarak bir köydeki bir dedeye “okumaya” götürmüşler. Dede okumuş ve kısa bir süre içinde o leke iz bırakmadan yok olmuş. Bu örnek de konuyla alakalı duruyor. (Afyon)
Tanrı seni korusun ve yüceltsin. Tüm emeklerinizin, tüm gerçekçi olmanın, fedâ ettiğiniz zamanın, size güzel bir şekilde geri gelmesini dilerim. Sizin yaptığınız araştırmalar ve çalışmalarınızın arkasında duruyorum. Doğru,Bilgili, Sorgulama, Araştırma,Okuma, Geniş Ufuklu olduğunuz için. Öylede olması gerektiği için. ( At'ın değil, Kartal'ın Gözü ile baktığınız için). Esenlike kalın.
23:00 Babaannem anlatırdı… dedelerinden biri al kızını Çeşme başında bir lohusanın ciğerini yıkarken görmüş ve eline iğne batırmış. Al kızı da “eğer beni bırakırsan sana ve kanından gelenlere uğramam” demiş. O da salmış. Babaannem de el aldığı için Ocak olmuş. Ben küçükken hep kumaş parçası almaya gelirlerdi eve. Bana da verdi babaannem gebeyken. Doğumdan uzunca bir süre sonraya kadar takmıştım.
Bir Azerbaycan türkü olarak, videoda geçen hemen her şey ya aynı şekilde ya da biraz farklı değimle bizde de var. Mesela, cin atına mindirmə məni deriz😂 Çok ilginç bir şekilde bizde de çoçuklara xoxu, xoxan gelir gibi söylüyorlar.
Her zamanki gibi mükemmel bir yayın olmuş Ceren Hanım. Benim de annem ilk doğumunda bizzat yaşamış al basması olayını. "Kara uğra" şeklinde nitelendiriyorlar Tokat/Zile taraflarında...
Doyamıyorum sizi dinlemeye o kadar eksikmişim ki hiç ilgi duymadığım tarihe sayenizde ilgi duydum, sizi sevmeyenler Hakkın rahmetine kavuşsun, günlerce okuyup kavrayamayacağımız bir çok bilgiyi yayımlıyorsunuz Allah razı olsun zira ben sizden razıyım , keşke bütün tarihçiler sizin gibi sevimli olsa, bu arada herkese sizi tavsiye ediyorum paylaşıyorum, nefesinize kuvvet❤
Oğlum doğduğunda kayınvalidem ve annem bebeğin besigine kırmızı tulbentler ile beşik altına bıçak koydular ilk kırk içinde gürültü yapılmaz dualar okunur kırk sonunda içinde gül suyu ve tuz olan su ile hem bebek hem anne kırk icinden cikarilir anne baba yan yana yatmaz akşam ezanından sabah ezanina kadar cam acilmaz kırk sonu al yazma üzerine mavi yazma sonra sarı yazma sonra beyaz yazma konur nazar kuşağından geçirilir çocuğun ayakları çaput bezlerle besige bağlanır
Postpartum yani lohusalık durumu postpartum erken dönemi (0-10 gün), postpartum (doğum sonrası 12.hafta) gibi evrelere ayrılsa da genelde 6 hafta kabul edilir bu da ilk 40 güne tekabül eder. Regl döneminde bile hormonlara bağlı bir sürü değişiklik gösterirken bir de doğum sonrası süreci düşünün ayrıca içinizde plasentanın ayrıldığı neredeyse bir tabak büyüklüğünde yara varsa... Bunlara dış nedenleri de eklersek (çevre baskısı, doğum sonrası destek görememek, bebeğin tek bakıcısı olmak vs vs) postpartum depresyon oldukça olası gözüküyor. Anne bu süreçte bebeği kabullenneyebilir, yine sevebilir fakat kendi bebeğini hala içinde gibi düşündüğünden anne şefkati göstermeyebilir. Kendine veya bebeğe zarar verme eğilimi de gösterebilir. Sanırım 40 gün yalnız bırakmama adeti de burdan geliyor. Umay ana koruyucu kollayıcı biriyken bu tarz olumsuzlukların yaşanması onun kutsallığını zedeleyebileceğinden Umay gibi ilahi ama koruyan değil zarar vermeye çalışan bir gücün varlığına inanılmış olabilir. Şimdi aklıma geldi anne yanına erkek kıyafeti konma adeti annenin eşini yanında hissetmesi için olabilir.
Böylece anlaşılıyor ki bu evrende insanlar tek başına yaşamıyor bizim göremediğimiz ve tarif etmekte zorlandığımız varlıkların varlığını bütün dinlerde kabul ediyor anlattığınız bir çok şeyleri dinleyerek büyüdük,
bizim komşumuz vardı dilber teyze. fal bakardı. o anlatmıştı. lohusa dönemindeyken al karısı odasına gelmiş. yanında cüce gibi bir oğlan varmış. kadının göğüsleri yere deyiyormuş neredeyse. odada iki tane lohusa bayan varmış ve tabiki iki tane de yeni doğum yapmış çocuk. diğer çocuğun üzerine eğilmiş ve yanındaki cüce çocuğun üzerine iki damla bişey damlatmış. sonra da teyzemize doğru yönelmişler. bizim teyze bu esnada sürekli okuyormuş kendince. cüce ve al karısı onun çocuğuna yaklaşamamışlar. diğer çocuk sabahına ölü bulunmuş. teyzemizde bu ve buna benzer türlü hikayeler çok idi vesselam. mabalı günahı artık kendi boynuna diyelim.
Bizde de sürekli bir kirmizi kuşak/ kurdele korumasi var. İlla ustunde bir kirmizi olacak, kirmizi tasiyani alkarisi gormez haliyle bir sey yapamaz gibi. Ozellikle kadının dikkat çektiği günlerde. Mesela düğünde gelin o günün en goz önünde olan kadını o yuzden kirmizi tasimali. Bayramda seyranda. Bende de aliskanlik oldu seviyorum eglenceli de oluyor :) illa bir kirmizi aksesuar tasirim hicbir sey takamazsam o gun kirmizi ruj ve ya oje sürerim 😁💅🏻
1961.. Erzurum basımı kitap. Orhan Acıpayamlı. Türkiye'nin lohusa ritüelleri.. Doğum - Düğün - Ölüm...bu üçünün de ritüelleri vardır.. Üçü her toplumda önemli ve değerlidir..
Ruh tutması deye bir şey var Azerbaycanda da hatta çıkarma işleminde kimin ruhunun tutuyorsa onun adına yemek bişirilir tuz atılır, sonrasında pamukla tam hatırlamıyorum ama ruhu çıkarmak için iğne ve pamukla bir şey de yapıyorlardı. Bunun da al bastı ile ilgisi olabilir. Bu bizde ruh tutması gibi mi kalmış acaba🤔 gerçekten sayenizde artık neyin nereden geldiğini tahmin edebiliyorum😂teşekkür ederim😊çok değerli videolar.
Rize-Hemşin'de dinlediğim hikayelere benzettim. Özet olarak şu şekilde: Cazı (cadı) kadınlar varmış. Geceleri ocaktaki külden alıp yüreğine sürermiş ve yok olurmuş. Sonrasında yeni doğan bebeğin yanına gidip egiş (ucu kıvrık demir diyebilirim) ile bebeğin yüreğini (kalbini) çekermiş. Hatta anlatılara göre yaşlı başlı bir kadını bu şekilde torunları ya da çocukları yakalamış. İfşa olunca da kadın yemin etse de köyde yalnız kalmış. Çok detay aklımda kalmadı. Fakat dikkatimi çeken kadın olması, ocak ve külle belli bir ritüel yapması. Bu kişi gelmesin diye ne önlem alırlamış bilmiyorum. Ama uydurma değil ise bu kişi bayağı kanlı canlı biriymiş. Ki belki de uydurulmuştur. Detayları hemen öğreneceğim. Çok merakla seriyi takip etmeye çalışıyorum. Emeğinize sağlık. 😊 Not: 40.dkda daha da benzer bir hikayeye denk geldim. Ben yorumumu daha önceki dakikalarda yazmıştım. 😊
Karaman da yeni doğum yapmış kadına komşular etli yemekler özellikle de kıymalı pirinç çorbası getirirler yesin de rahat uyusun terlemesin vs diye. Küçükken duyduğum bir masalda da et yemeyen et suyu içmeyen kadınlara musallat olan bir cinlinin olduğunu hatırlıyoruö. Ciğer ve et benzerliği acayip dikkatimi çekti ve ürküttü bni
Sevgili Ceren ben Bulgaristan göçmeniyim. Rahmetli babaannemden ve büyüklerden duyduğum bir ritüeli hatırladım. Rahatsızlanmış olan lohusalara ve yeni doğmuş bebeklere gelincik kestirmeye gidilirdi. Ritüel detaylarını hiç bilmiyorum ama.😮💨
Amniyotik kese ile doğum.... Ben öyle doğmuşum. Doğumu yaptıran ebe demişki bu çocuk devlet görevlisi olur... Bir zamanlar orta düzey bir devlet görevlisiydim. Ama şamanlık/kamlık konusuna gelirsek yaşadıgım paranormal olaylar say say bitmez. açıklaması kolay olmayacak şeyler yaşadım. Duru görü vs.... Batıl inanç sahibi değilim. Bilimsel temelli bir hayat yaşamak gerek. Ama bazen atalarımızın bir bildiği varmış derim...
Konuyu anlatırken Lilith'in es geçilmesi konunun daha zor anlatılmasına neden olmuş.Anlatılan bütün özellikler Lilith'in özellikleridir.Düşen meleklerin insanlarla çiftleşmesi (melekler için çiftleşme kelimesi kullanılıyor) dönüm noktasıdır.Lilith'e kimse karışamaz o istediği bebeği öldürür.Lilith farklı kültürlerde benzer özelliklerle karşımıza çıkmasına rağmen aslında hep aynı kişidir. 5:14 Şişhane'deki mezar diye anlattığı yer bugün Lohusa Hatun diye geçen yerdir.Evliya Çelebi'den yapılan nakilde tarih verilmez III. Mehmed zamanı diye geçer.1647 yılını neye dayanarak vermiş onu açıklaması gerekir,aksi takdirde yanlış bir bilgilendirme söz konusudur.
Annemle beraber izledik Annemi de geceleri korkuturlarmış hatta rüyasında uçurumdan falan atmışlar 1,2 defa annem yataktan düşmüş hamile iken sonra yastığının altına bıçak koymuş öyle geçmiş 🤡 lohusa olduğu zaman da hep al eşarp takmış. Bir yandan videoyu izliyoruz bir yandanda annem yaşadıklarını anlatıyor garip ve güzeldi cidden annem ile izlemek
Ceren abla eline sağlık çok güzel bir video olmuş. Videoyu izlerken aklıma geldi, eskiden tıp gelişmediği için böyle doğaüstü varlıklara bağlanan hastalıklarla ilgili de bir video yapar mısın? Hem tarihteki mitolojisini hem de gerçekten tıpta nasıl açıklanmış öğrenmiş oluruz.
Alkarısı hikayelerini babaannem anlatırdı bize daha küçücük çocukken kırkı çıkmayan bebeği evden dışarı çıkartmazdık korkudan ama artık kalmadı bu inanışlar.
İğde ağacından nazarlık yapılırdı cocuklara sonra umay fatma ana videosunda anlamıstım. Çengelli iğne ve igde ağacından minik bir dal kırmızı mavi boncuklar. Bıcak da aynı şekilde bir ağaç ve bir metal korusun diye. Herhalde umay ananın oku ve yayı metal ve ağaç olduğu için bi tür silah koymak gibi.
Annemin bir kız kardeşi varmış ve henüz bebekken ölmüş, çocukken merak edip neden öldüğünü sorduğumda albastı derdi ve aynı zamanda keçilere şeytan girer diye korkuturlardı
Annem vücudumuza çıkan egzamaların nazardan olduğuna ve metalin onu korkutup kaçıracağına inanıyor. Kardeşlerden ne zaman birimizin cildi kabarsa sabahın köründe elinde bıçakla tepemizde belirir ödümüzü bi güzel patlattıktan sonra bıçağı egzamanın etrafına sürmek ve tükürmek suretiyle nazar kaçırma ayinini gerçekleştirir😅😅😅
Kazdağları'ndaki Sarıkız, veya bir çok ilde özellikle su kaynaklarına verilen isim olarak, Malatya'da Sarıkız köyü, Kütahya Domaniç'te Sarıkız Ağladı kayası, Albas ile , yani Sarı Albas ile ilgili olabilir mi? Bir yayın yapabilir misiniz?
Domaniç'teki sarıkız tabiat harikası bir yerdir. Tertemiz şifalı bir su kaynağı doğar. Kaynağın adı sarıkızdır. Suyu cilde faydalıdır. En son gördüğümde tam bir ticari alana dönüştürmüşlerdi ama tam bir zihin rahatlatan bir yerdir Ilıcaksu köyü Domaniç'te.
Dedelerimin anlattığına göre kendileri al karısı yakalamış ve al karısı yakalayanların evinden tuzun ve şekerin eksik olmadığı fakat al karısını eğer tutamaz kaybederlerse al karısı o aileye musallat olurmuş gelecek nesillerde tuzda ve şekerde bereketsizlik olurmuş dedemler söylediklerine göre kaybetmişler ve bu olaydan sonra yeni doğan 3 bebeklerini kaybetmişler ve hala şu an bizimde yaşadığımız bi durum olan gariplik evde asla tuzun ve şekerin bereketinin olmaması valla saçma geliyor ama hala bizim evlerde asla tuzun ve şekerin bereketi olmaz
Hal kızı diyoruz biz sarışın uzun saçlı ve çok güzel kızlarmış görenler olmuş ama hiç kadınları ya da bebekleri öldürdüklerini duymadım. Sadece geceleri ahırda atlara binip, yele ve kuyruklarını örerlermiş. Sabah bir bakarla atların yele ve kuyrukları örülü, o örükleri açmak sadece atın kıllarını keserek olurmuş. Babam anlatıyordu
Babaannem anlatmıştı banada bu al karası dedikleri kavak kadar uzun boylu çirkin bir kadın gibi gözükürmüş lohusa döneminde 40 gün yalnız bırakılmazmış kadın ve mutlaka kocasının gömleği ceketi filan konurmuş yanına korksunlar diye pencereden girermiş geceleri
Anneannemlerin köyünden Uşak'ta bir dudağı yerde bir dudağı gökte, bir memesini bir omzundan öbürkü memesini öbürkü omzundan atan bir kadın gören bir adamın kekeme olmasını anlatmıştı bana bir defa, Alkarısı artık Uşak 'ta erkekleri avlıyormuş
@@oiku4408 ben de usakliyim bizimde annennemin annesi görmüş onu mum ışığında oturuyormuş bir anda karşısına çıkmış yere kadar memesi varmış birini bır omzuna öbürünü öbür omzuna atmış muma üflemis gitmiş
Arkadaşım, emeğimiz için verdiğiniz bilgiler için şükran borçluyum..Ben sizin isminize bilmek istiyorum..sevgiler
8 месяцев назад+1
42:15 'de anlatılan canlı Love, Death+Robots dizisinin 1. cildinde bulunan "İyi Avlar" kısmında "hulijing" ismindeki şekil değiştiren bir kadına çok benziyor.
Bu ürkütücü doğumlar ile aklıma Ceren abla ile berserk okuma yayını fikri geldi. Her şeyin kültürel ve antropolojik olarak nereden geldiğini anlatırken hem kültürlenir hem eğleniriz. Ceren komutanım bir düşünün lütfen🥺
Alkarısını babaaannem gerçek bir olaymış gibi anlatırdı ben liseye gelip araştırana kadar ailedeki herkes gerçek zannediyordu. Mitoloji olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Babaannem hâlâ gerçek olduğunu düşünüyor.
ruclips.net/video/8o2kQyDVkGI/видео.html 🎸 - Umay Ana serilerinizden aldığımız ilhamla ortaya çıkan eserimizi sizinle de paylaşmak istedik. İçimizde uyandırdığınız heyecan ve verdiğiniz ilham için teşekkkür ederiz. 🙏🏼
Egeliyim Cızbır garsı derler😂 Cadı yani. Bu arada hakikatten köy yerlerinde özellikle rahatsız ederler. Karabasan vakasını ilk doğumdan bu yana çok fazla yaşadığım için. Anlıyorum. Yeni doğum yapmış lohusa, emzikli kadın, yeni doğmuş bebek. Bu arada son okuduğunuz makale çok zelimce lohusa depresyonu diye birşey var. Ondan bahsetmiş. Ama durum hanım efendinin anlattığı gibi değil! Ruhsal boşlukta oluyor lohusa kadın ve bu durumda bazı şeyler yaşıyor.
Ben doğun yaptığımda da ablam ısrarla 40 günlük bebek bezleri vb çok dikkatli belirli saatlerde attılar ve gerekirse evde tuttular. Bana çok ilginç gelmiştim. Bir sürü farklı uygulama var.
Ben albastı tabirini 4-5 sene önce bir tanıdığımdan duydum. Uyku felci geçirdiğimden bahsediyordum (tabi karabasan demiştim o anda😴) ve o da bana bunu cinlerin yaptığını, onların ailesinde karabasana albasması dendiğini söylemişti. Sanırım çocuğu olan (lohusaydı muhtemelen emin değilim) bir teyzesine bu olmuş ve yeni doğum yapan kadınların baş ucuna/yastığının altına iğne bırakılırmış. Kadın da yastığının altın iğne bırakıp uyumuş. Rüyasında tanıdığı birinin kılığında onu görünce sen Allahın lanetlediğisin diyip iğne batırmış-öldürmüş-. Sonra cinin kabilesi ya da ailesi sanırım kadınla uğraşmış. Küçük çocuğuna odasında yılan var gibi göstererek korkutmuşlar. Ben ilk dinlediğimde çok şaşırmıştım çünkü bizim aile hiç böyle hikayelere sahip değildi😶🌫 Yanlış hatırlamıyorsam Konyalılardı.
Bizim buralarda (Şebinkarahisar) Çara kelimesi hala kullanılır. Büyükbaş hayvanlarda hamilelik dönemlerinde gelen bi sıvıya denir. Ayrıca hakaret olarak da kullanılabilir. Bknz; "Bir parça çara bana dikleniyi." (Daha dünki çocuk bana karşı geliyo anlamında.) Al karısı da bizim çocuklara hala anlattığımız bi olay. Hatta bi adamın al karısının yakasına çengelli iğne takarak onu köleleştirdiği bi hikaye de var. Bizim buralarda at katır gibi hayvanların kuyruğunu ördüğü ve yeni doğan bebekleri de boğduğu anlatılır. Annem yayladayken senin beşiğine de geldi diye gördüğünü anlatmıştı. Eğer atın sırtına karasakız çam sakızı sürerseniz yapışıp kaçamazmış. Bizim adam da onu öyle yakalıyor hikayede. Daha sonra da çengelli iğne takmış yakasına.
Merhabalar Toğrağım :D Memleketimiz keşfedilmesi gereken muazzam bi kültür mirasına sahip. Ben eski adıyla Esküne'denim (Uğurca) Tamzara'ya göre diğer ucta kalıyo ama bir uçtan diğer uca o kadar kültür farklılıkları var ki.Harika bir hazine.@@Goktengri
Bu anlattığınız hikayeyi ben rahmetli nenemden dinlemiştim.( kars) onun büyük büyük dedesi molla imiş buna birebir benzeyen bir olay yaşamış molla. Baya ev işi falan yaptırmışlar. 7göbek benden olana dokunmayacaksın diye de yemin ettirmiş. Al karısı evdeki çocuklardan birni kandırıp iğneyi çıkarttırmış. O anda yok olmuş. Bütün sülale bu hikayeyi bilir anlatır. Sizden duyunca çok şaşırdım. 😮
Ben bu çara kelimesini çocukken köyde duydum. Dişi bir büyükbaştan bahsederken (çiftleştiği düşünülmüştü) “ çara içindeydi” dendi. Ben büyüyünce onun sperm olduğunu tahmin ettim. (Tokat)
Sevgilimle beraber uyurken asla korkmuyorum hatta telefonda olması bile ferahlık veriyor bana ama yalnızken sürekli temkinliyim al karısı beni sal yoksa kocam seni döver
Bende anneannemden kalma bahsedilen (28:18) yıldız altını var. “Bu ne değişik bir şey, neden böyle bir şey üretmişler?” diyordum. Öğrenmiş oldum teşekkür ederim 🤩
Ceren video çok güzeldi. Bir süredir takip ediyorum seni anlattığın konuları dinlerken sıkılmadan dinliyorum. Teşekkür ediyorum gerçekten. İstemeden araştırdığım bir konu hakkında bilgi videosu oldu. Eğer senin için zor olmayacaksa makalelerin isimlerini yazabilir misin? Kendim de tekrardan okumak isterim.
Erzurumlu annemi sinirlendirdiğimiz de çokça çıkışarak söyler bize,beni cin atına bindirme,bindirmeyin diye. Biz de dilimize dolar ona söyleriz anne bak beni cin atına bindirme diye. Vay bee ne anlamları varmış :)
Saclarim kivircik benim, kucukken annem kisa keser ve her gun tarardi. haliyle saclarim kabarir ve daginik dururdu.Annem ne zaman sinirlense saclarimdan oturu Alkarisi derdi bana simdi oturuyor nedeni jdosndownfownfosnf
İlk iki hafta asırı ateş ve uyku gelir o yüzden bebekle aynı yatakta yatmamasi gerekir derin uykudan dolayı bebeğin ölümüne anne kendisi neden olur emzirirken
Giresunlu olarak söylemek isterim kedi olayı bizim orda da çok yaygın kedilere cadı olarak adlandırıriz albasti dediğimiz şeyde daha çok gulyabani gibi uzun beyaz saçlı bir adam olarak tasvir edilir
Bendeki hikaye peri kısmıyla ilgili. Bizim soyadımız Ebeperi. Anlatılan hikayesi ise şöyle: büyük büyük büyük dedemizin yaşadığı köyde bebek ölümleri çok olurmuş. Bu dede bir gün dere kenarında bir periye rastlamış. Periyle sohbet ederken onun bir ebe olduğunu öğrenince yardım istemiş. Ama peri işi olduğunu söyleyince dede perinin sırtına bir iğne sağlayarak onu esir alıp köye götürmüş. Periye çok iyi davranmışlar. O da kadınlara nasıl çocuk doğurulacağını, ona nasıl bakılacağını, loğusayla nasıl ilgilenileceğini öğretmiş. Ama ne yaptıysa özgürlüğünü bir türlü geri alamamış dededen. Bir gün köye başka yerden bir gelin gelmiş. Gelin tabi bilmez hikayeyi. Hamamda yıkanırken peri bundan rica etmiş. Sırtımda bir şey var çıkarsana demiş. Gelin iğneyi çıkarınca serbest kalmış peri. Sonra bir gün su kenarında görünmüş dedeye. Ona çok iyi davrandıkları için 7 nesil bebeklerini koruyacağını söylemiş. Ama beni yakaladığında çok işim vardı evimde. Evim toz içindeydi. O yüzden nesliniz boyunca evinizden toz eksik olmasın, iğne bulunmasın diye de beddua etmiş. Doğru yalan bilemem ama çocukluğumda hayranlıkla dinlerdim bu hikayeyi. İşin tuhafı yıllar içinde biz nereye taşınsak dibimizde hep inşaat başladı. Toz eksik olmadı. Annem çok söverdi babamın sıyadına😂 ve de kendi de dikiş diktiği halde lazım olduğunda o dikiş iğnesini hep arardı😂 paylaşmak istedim. Bu arada bu hikaye Van yöresinden
Igne batirilip yakalanan peri hikayesi her yerde var.bence bir yerde gercekten oldu ve o baska yerlere yayildi🙂
Müthiş ne tatlı bir aile hikayesi .
Alkarası falan bilmem ama bir kaynana var. Demir bıçak falan değil lohusanın yanında 40 gün kendi annesi ya da kız kardeşi olmalı. Annesi hayatta olmayan tüm lohusaların annelerine Allah rahmet eylesin. Annenin yokluğunun en çok anlaşılacağı zaman.
Farkındaysanız zaten herkes babaanneainden dinlemiş nu hıkayelerı🤣ah hu kaynanalar
Benim kaynanam baktı dogumlarimda yalnız bırakmadı nur içinde yatsın o zor zamanlarda yanımda oldu albasmasin diye yalnız bırakmadı rüyalarımda çok korkardim
Bende memleketimde bur teyzeden dinlemiştim. Bir kadının bebekleri sürekli ölüyorsa doğumdan hemen sonra. Yeni doğum yapmış bir kadının evinin etrafında dönüp bir tür dualı ritüel yaparsa kadının çocuğu oluyor ve ölmüyor ama o hanede doğum yapan bebek ölüyor. Biraz tepkiliydiler o yüzden 40 çıkmadan evlerin etrafındaki yabancılara tepkili olunduğu ve yakın aile olmadıkça 40 çıkmayan kadının hanesine yabancı girmesinin hoş karşılanmadığını dinlemiştim.
Anneannemin annesi 97 yaşında ölmüştü. Biz küçükken çok yaşlıydı. Oyun oynarken gürültü yaparsak "umacı alasıcalar, köpek doğurdukları" diye bize bağırırdı. "Umacı kim büyükanne?" Dersek "alsın sizi de görün" diye bağırıp ayağındaki mesti çıkartıp kafamıza fırlatırdı. Biz odalara kaçışırdık. Sonra da arkamızdan "mestimi verin, ayağım üşüyor" diye bağırırdı. Bu da benim umacı anım.
Halam anlatmıştı eskiden köyde ahırlara alkarısı girermiş . Atların kuyruğunu ve saçlarını örermiş. Bölge (doğu anadolu)
evet erzincan civarinda da anlatilir bu hatta yakasina igne batirinca igne batiranin her dedigini yaparmis
@@uninilo8085 anneanneme sürekli uyku felci (karabasan) gelir, tüm torunlarına da aktarmıştır sağolsun. Ayırt etmeden her tişört, yatak örtüsü ve yastıkta çengelli iğne bulunur yalalamak için dkwlmdmrfkf
@@uninilo8085evet aynı inanç bizde de var eğer iğne batıran kişi onu elinden kaçırırsa da evde bereket olmazmış dedelerimin söylediğine göre kendileri al karısı yakalamışlar ama ellerinden kaçırmışlar ve gerçekten bizim evlerde genellikle tuzun ve şekerin bereketi olmaz yani kısaca musallat oluyormuş
İç anadoluda da anlatır. Babanem her gün atların örgüsünü açtığını iddia bile ederdi 🤷♀️
Umay’ın yasakladığı davranışlar: içme suyunun ağzının açık olması (bakteri üremesi) , evde sıkıntılı neşesiz ortam olması ( depresyon nedeni) beni bunlar çok etkiledi … Ve son olarak Tülay Hoca çok güzel açıklamış, demek ki bu efsanenin altında aslında tamamen bilimsel gerçekler yatıyor…. Acaba “humma” ile “umay” kelimeleri arasında etimolojik bir bağlantı var mıdır bunu merak ettim …
Benimde anne tarafımdaki akrabalarımdan yaşlı bir amca var çok mutsuz yada hasta yada nazar değmiş vs. olduğunu söyleyen insanlar olduğunda eline bıçak alır ve kişiyi karşısına oturtarak bıçağı ayak uçlarından kafasına kadar deydirir ve bunu yaparken içinden sure okur anlattığınız hikayeden sonra aklıma geldi.(yer Konya)
Bu adetler bana hep yapildi. Lohusanin korunmasi 40 gun sürdü. Odadan odaya gecerlerken yanliz kalmamam için babanin ceketi yanıma birakılırdı. Yada bıçak. Lohusa hummasıda depresyonuda böylelikle olmuyordu. Bebegini yalnız büyüten anneler genellikle depresyona girer. Ben Giresunluyum. Bunlar hala yapılır. Ben çok gençken annem bebeğin kalbi alınır diye exra korumalar yapardı. Bunlar kaybolması devam ediyor. Lohusayken hamileyken kabuslar görürdüm annem al basması oluyor demişti.
Alkızı derler Kayseri'nin kasabasında.ustelik bir ailenin alkızını esir alıp uzun süre hizmetçi olarak çalıştırıldigini anlatirlardi
Mersin Silifke'de Harkıt ile korkuturlardi eskiden.Annem beni korkuturdu ve ocaktan gelecegini söylerdi
Ben bebekken yüzümde simsiyah kocaman bir leke çıkmış, ismiyse “kara umma”. Önce doktora götürmüşler. Doktor o lekeyi alabileceğini ama muhtemelen boşluklu bir iz kalabileceğini söylemiş. Bizimkiler de iz kalmasını istemedikleri için son çare olarak bir köydeki bir dedeye “okumaya” götürmüşler. Dede okumuş ve kısa bir süre içinde o leke iz bırakmadan yok olmuş. Bu örnek de konuyla alakalı duruyor. (Afyon)
Afyonun neresinde
Anneannem de çam pürçekler ile siğil, sivilce çıban gibi rahatsızlıklara dua okur ve çam pürçekleri kuruyana kadar geçer. (Eskişehir)
Tanrı seni korusun ve yüceltsin. Tüm emeklerinizin, tüm gerçekçi olmanın, fedâ ettiğiniz zamanın, size güzel bir şekilde geri gelmesini dilerim. Sizin yaptığınız araştırmalar ve çalışmalarınızın arkasında duruyorum. Doğru,Bilgili, Sorgulama, Araştırma,Okuma, Geniş Ufuklu olduğunuz için. Öylede olması gerektiği için. ( At'ın değil, Kartal'ın Gözü ile baktığınız için).
Esenlike kalın.
23:00 Babaannem anlatırdı… dedelerinden biri al kızını Çeşme başında bir lohusanın ciğerini yıkarken görmüş ve eline iğne batırmış. Al kızı da “eğer beni bırakırsan sana ve kanından gelenlere uğramam” demiş. O da salmış. Babaannem de el aldığı için Ocak olmuş. Ben küçükken hep kumaş parçası almaya gelirlerdi eve. Bana da verdi babaannem gebeyken. Doğumdan uzunca bir süre sonraya kadar takmıştım.
Bu söylentiler rivayet değil, hakikat... İNANMAYANLAR YAŞAYANLARA SORABİLİR.
Esenlikler ,cok ilginc ve güzel bir Yayin olmus ,sag olun var olun !Herkeze Selam ve Saygilar !
Bir Azerbaycan türkü olarak, videoda geçen hemen her şey ya aynı şekilde ya da biraz farklı değimle bizde de var. Mesela, cin atına mindirmə məni deriz😂 Çok ilginç bir şekilde bizde de çoçuklara xoxu, xoxan gelir gibi söylüyorlar.
Her zamanki gibi mükemmel bir yayın olmuş Ceren Hanım. Benim de annem ilk doğumunda bizzat yaşamış al basması olayını. "Kara uğra" şeklinde nitelendiriyorlar Tokat/Zile taraflarında...
Doyamıyorum sizi dinlemeye o kadar eksikmişim ki hiç ilgi duymadığım tarihe sayenizde ilgi duydum, sizi sevmeyenler Hakkın rahmetine kavuşsun, günlerce okuyup kavrayamayacağımız bir çok bilgiyi yayımlıyorsunuz Allah razı olsun zira ben sizden razıyım , keşke bütün tarihçiler sizin gibi sevimli olsa, bu arada herkese sizi tavsiye ediyorum paylaşıyorum, nefesinize kuvvet❤
Oğlum doğduğunda kayınvalidem ve annem bebeğin besigine kırmızı tulbentler ile beşik altına bıçak koydular ilk kırk içinde gürültü yapılmaz dualar okunur kırk sonunda içinde gül suyu ve tuz olan su ile hem bebek hem anne kırk icinden cikarilir anne baba yan yana yatmaz akşam ezanından sabah ezanina kadar cam acilmaz kırk sonu al yazma üzerine mavi yazma sonra sarı yazma sonra beyaz yazma konur nazar kuşağından geçirilir çocuğun ayakları çaput bezlerle besige bağlanır
Postpartum yani lohusalık durumu postpartum erken dönemi (0-10 gün), postpartum (doğum sonrası 12.hafta) gibi evrelere ayrılsa da genelde 6 hafta kabul edilir bu da ilk 40 güne tekabül eder. Regl döneminde bile hormonlara bağlı bir sürü değişiklik gösterirken bir de doğum sonrası süreci düşünün ayrıca içinizde plasentanın ayrıldığı neredeyse bir tabak büyüklüğünde yara varsa... Bunlara dış nedenleri de eklersek (çevre baskısı, doğum sonrası destek görememek, bebeğin tek bakıcısı olmak vs vs) postpartum depresyon oldukça olası gözüküyor. Anne bu süreçte bebeği kabullenneyebilir, yine sevebilir fakat kendi bebeğini hala içinde gibi düşündüğünden anne şefkati göstermeyebilir. Kendine veya bebeğe zarar verme eğilimi de gösterebilir. Sanırım 40 gün yalnız bırakmama adeti de burdan geliyor. Umay ana koruyucu kollayıcı biriyken bu tarz olumsuzlukların yaşanması onun kutsallığını zedeleyebileceğinden Umay gibi ilahi ama koruyan değil zarar vermeye çalışan bir gücün varlığına inanılmış olabilir.
Şimdi aklıma geldi anne yanına erkek kıyafeti konma adeti annenin eşini yanında hissetmesi için olabilir.
Böylece anlaşılıyor ki bu evrende insanlar tek başına yaşamıyor bizim göremediğimiz ve tarif etmekte zorlandığımız varlıkların varlığını bütün dinlerde kabul ediyor anlattığınız bir çok şeyleri dinleyerek büyüdük,
bizim komşumuz vardı dilber teyze. fal bakardı. o anlatmıştı. lohusa dönemindeyken al karısı odasına gelmiş. yanında cüce gibi bir oğlan varmış. kadının göğüsleri yere deyiyormuş neredeyse. odada iki tane lohusa bayan varmış ve tabiki iki tane de yeni doğum yapmış çocuk. diğer çocuğun üzerine eğilmiş ve yanındaki cüce çocuğun üzerine iki damla bişey damlatmış. sonra da teyzemize doğru yönelmişler. bizim teyze bu esnada sürekli okuyormuş kendince. cüce ve al karısı onun çocuğuna yaklaşamamışlar. diğer çocuk sabahına ölü bulunmuş. teyzemizde bu ve buna benzer türlü hikayeler çok idi vesselam. mabalı günahı artık kendi boynuna diyelim.
Bizde de sürekli bir kirmizi kuşak/ kurdele korumasi var. İlla ustunde bir kirmizi olacak, kirmizi tasiyani alkarisi gormez haliyle bir sey yapamaz gibi. Ozellikle kadının dikkat çektiği günlerde. Mesela düğünde gelin o günün en goz önünde olan kadını o yuzden kirmizi tasimali. Bayramda seyranda. Bende de aliskanlik oldu seviyorum eglenceli de oluyor :) illa bir kirmizi aksesuar tasirim hicbir sey takamazsam o gun kirmizi ruj ve ya oje sürerim 😁💅🏻
babaannemde al karısı inancı vardı. çocukken yeni doğum yapmış yengemle aynı odada yatırılmıştım.
Türkmenistan türkçesinde "gööör" mazar, gabır- kabir veya mezar anlamında kullanılıyor. Göroğlu görde doğmuş.
1961.. Erzurum basımı kitap. Orhan Acıpayamlı. Türkiye'nin lohusa ritüelleri.. Doğum - Düğün - Ölüm...bu üçünün de ritüelleri vardır.. Üçü her toplumda önemli ve değerlidir..
Ruh tutması deye bir şey var Azerbaycanda da hatta çıkarma işleminde kimin ruhunun tutuyorsa onun adına yemek bişirilir tuz atılır, sonrasında pamukla tam hatırlamıyorum ama ruhu çıkarmak için iğne ve pamukla bir şey de yapıyorlardı. Bunun da al bastı ile ilgisi olabilir. Bu bizde ruh tutması gibi mi kalmış acaba🤔 gerçekten sayenizde artık neyin nereden geldiğini tahmin edebiliyorum😂teşekkür ederim😊çok değerli videolar.
Rize-Hemşin'de dinlediğim hikayelere benzettim. Özet olarak şu şekilde: Cazı (cadı) kadınlar varmış. Geceleri ocaktaki külden alıp yüreğine sürermiş ve yok olurmuş. Sonrasında yeni doğan bebeğin yanına gidip egiş (ucu kıvrık demir diyebilirim) ile bebeğin yüreğini (kalbini) çekermiş. Hatta anlatılara göre yaşlı başlı bir kadını bu şekilde torunları ya da çocukları yakalamış. İfşa olunca da kadın yemin etse de köyde yalnız kalmış. Çok detay aklımda kalmadı. Fakat dikkatimi çeken kadın olması, ocak ve külle belli bir ritüel yapması. Bu kişi gelmesin diye ne önlem alırlamış bilmiyorum. Ama uydurma değil ise bu kişi bayağı kanlı canlı biriymiş. Ki belki de uydurulmuştur. Detayları hemen öğreneceğim. Çok merakla seriyi takip etmeye çalışıyorum. Emeğinize sağlık. 😊 Not: 40.dkda daha da benzer bir hikayeye denk geldim. Ben yorumumu daha önceki dakikalarda yazmıştım. 😊
Bizi de çocukken Taran baba ile korkuturlardı, Aslı astarı neydi bilmem ama zihnimde iri ve karanlık bir şekildi
Alkarası küpüne binerek dediniz ya 'beni küplere bindirme!' ifadesi burdan mı geliyor acaba
Karaman da yeni doğum yapmış kadına komşular etli yemekler özellikle de kıymalı pirinç çorbası getirirler yesin de rahat uyusun terlemesin vs diye. Küçükken duyduğum bir masalda da et yemeyen et suyu içmeyen kadınlara musallat olan bir cinlinin olduğunu hatırlıyoruö. Ciğer ve et benzerliği acayip dikkatimi çekti ve ürküttü bni
Sevgili Ceren ben Bulgaristan göçmeniyim. Rahmetli babaannemden ve büyüklerden duyduğum bir ritüeli hatırladım. Rahatsızlanmış olan lohusalara ve yeni doğmuş bebeklere gelincik kestirmeye gidilirdi. Ritüel detaylarını hiç bilmiyorum ama.😮💨
Amniyotik kese ile doğum.... Ben öyle doğmuşum. Doğumu yaptıran ebe demişki bu çocuk devlet görevlisi olur... Bir zamanlar orta düzey bir devlet görevlisiydim. Ama şamanlık/kamlık konusuna gelirsek yaşadıgım paranormal olaylar say say bitmez. açıklaması kolay olmayacak şeyler yaşadım. Duru görü vs.... Batıl inanç sahibi değilim. Bilimsel temelli bir hayat yaşamak gerek. Ama bazen atalarımızın bir bildiği varmış derim...
Buna kesinlikle inanıyorum. Bilim de zaten batılm temelli. Yeteneklerinizi geliştirmelisiniz
Konuyu anlatırken Lilith'in es geçilmesi konunun daha zor anlatılmasına neden olmuş.Anlatılan bütün özellikler Lilith'in
özellikleridir.Düşen meleklerin insanlarla çiftleşmesi (melekler için çiftleşme kelimesi kullanılıyor) dönüm noktasıdır.Lilith'e kimse karışamaz o istediği bebeği öldürür.Lilith farklı kültürlerde benzer özelliklerle karşımıza çıkmasına rağmen aslında hep aynı kişidir.
5:14 Şişhane'deki mezar diye anlattığı yer bugün Lohusa Hatun diye geçen yerdir.Evliya Çelebi'den yapılan nakilde tarih verilmez III. Mehmed zamanı diye geçer.1647 yılını neye dayanarak vermiş onu açıklaması gerekir,aksi takdirde yanlış bir bilgilendirme söz konusudur.
inşallah maaşallah
inşallah maşalllah
Esim lohusa iken çerkes babanesi, besik altina bicak ve kapi arkasina superge koydurmustu.
Kayseriliyim ben de. Hommucu geliyor bizde de söylenir
Üç eşik. Doğum - Düğün - Ölüm diye bir belgeselde vardı lohusa adetleri
Annem de anlatırdı."Al bastı" olur diyordu.Lohusa kadının yanında uyurken mutlaka eşi veya kaynanası yatarmış..Afyon'da..
Annemle beraber izledik
Annemi de geceleri korkuturlarmış hatta rüyasında uçurumdan falan atmışlar 1,2 defa annem yataktan düşmüş hamile iken sonra yastığının altına bıçak koymuş öyle geçmiş 🤡 lohusa olduğu zaman da hep al eşarp takmış. Bir yandan videoyu izliyoruz bir yandanda annem yaşadıklarını anlatıyor garip ve güzeldi cidden annem ile izlemek
Ceren abla eline sağlık çok güzel bir video olmuş. Videoyu izlerken aklıma geldi, eskiden tıp gelişmediği için böyle doğaüstü varlıklara bağlanan hastalıklarla ilgili de bir video yapar mısın? Hem tarihteki mitolojisini hem de gerçekten tıpta nasıl açıklanmış öğrenmiş oluruz.
Alkarısı hikayelerini babaannem anlatırdı bize daha küçücük çocukken kırkı çıkmayan bebeği evden dışarı çıkartmazdık korkudan ama artık kalmadı bu inanışlar.
İğde ağacından nazarlık yapılırdı cocuklara sonra umay fatma ana videosunda anlamıstım. Çengelli iğne ve igde ağacından minik bir dal kırmızı mavi boncuklar. Bıcak da aynı şekilde bir ağaç ve bir metal korusun diye. Herhalde umay ananın oku ve yayı metal ve ağaç olduğu için bi tür silah koymak gibi.
Yer bünyan bu arada 😊
Albastı, Cin Atına Binmek bizim oralarda hala bolca kullanilir ve tabi Harkıt
Şöyle canlı yayınları kaçırdıkça vicdan azabı duyuyorum
24:14 şu an odamda kırmızı aydınlatmamı açmam dışında hiçbir sorun yok (her yeri kırmızı görüyorum😂)
Annemin bir kız kardeşi varmış ve henüz bebekken ölmüş, çocukken merak edip neden öldüğünü sorduğumda albastı derdi ve aynı zamanda keçilere şeytan girer diye korkuturlardı
Annem vücudumuza çıkan egzamaların nazardan olduğuna ve metalin onu korkutup kaçıracağına inanıyor. Kardeşlerden ne zaman birimizin cildi kabarsa sabahın köründe elinde bıçakla tepemizde belirir ödümüzü bi güzel patlattıktan sonra bıçağı egzamanın etrafına sürmek ve tükürmek suretiyle nazar kaçırma ayinini gerçekleştirir😅😅😅
İşe yarıyor mu peki?
@@fbfb9497 hayır 😅
Kazdağları'ndaki Sarıkız, veya bir çok ilde özellikle su kaynaklarına verilen isim olarak, Malatya'da Sarıkız köyü, Kütahya Domaniç'te Sarıkız Ağladı kayası, Albas ile , yani Sarı Albas ile ilgili olabilir mi? Bir yayın yapabilir misiniz?
Domaniç'teki sarıkız tabiat harikası bir yerdir. Tertemiz şifalı bir su kaynağı doğar. Kaynağın adı sarıkızdır. Suyu cilde faydalıdır. En son gördüğümde tam bir ticari alana dönüştürmüşlerdi ama tam bir zihin rahatlatan bir yerdir Ilıcaksu köyü Domaniç'te.
Bulgaristan göçmeniyiz. Lohusa 40 gün yalnız bırakılmaz, çocuğa sarı örtü örtülür . Lohusa yanına bıçak konulur.
Dedelerimin anlattığına göre kendileri al karısı yakalamış ve al karısı yakalayanların evinden tuzun ve şekerin eksik olmadığı fakat al karısını eğer tutamaz kaybederlerse al karısı o aileye musallat olurmuş gelecek nesillerde tuzda ve şekerde bereketsizlik olurmuş dedemler söylediklerine göre kaybetmişler ve bu olaydan sonra yeni doğan 3 bebeklerini kaybetmişler ve hala şu an bizimde yaşadığımız bi durum olan gariplik evde asla tuzun ve şekerin bereketinin olmaması valla saçma geliyor ama hala bizim evlerde asla tuzun ve şekerin bereketi olmaz
Hal kızı diyoruz biz sarışın uzun saçlı ve çok güzel kızlarmış görenler olmuş ama hiç kadınları ya da bebekleri öldürdüklerini duymadım. Sadece geceleri ahırda atlara binip, yele ve kuyruklarını örerlermiş. Sabah bir bakarla atların yele ve kuyrukları örülü, o örükleri açmak sadece atın kıllarını keserek olurmuş. Babam anlatıyordu
Babaannem anlatmıştı banada bu al karası dedikleri kavak kadar uzun boylu çirkin bir kadın gibi gözükürmüş lohusa döneminde 40 gün yalnız bırakılmazmış kadın ve mutlaka kocasının gömleği ceketi filan konurmuş yanına korksunlar diye pencereden girermiş geceleri
Anneannemlerin köyünden Uşak'ta bir dudağı yerde bir dudağı gökte, bir memesini bir omzundan öbürkü memesini öbürkü omzundan atan bir kadın gören bir adamın kekeme olmasını anlatmıştı bana bir defa, Alkarısı artık Uşak 'ta erkekleri avlıyormuş
@@oiku4408 ben de usakliyim bizimde annennemin annesi görmüş onu mum ışığında oturuyormuş bir anda karşısına çıkmış yere kadar memesi varmış birini bır omzuna öbürünü öbür omzuna atmış muma üflemis gitmiş
Arkadaşım, emeğimiz için verdiğiniz bilgiler için şükran borçluyum..Ben sizin isminize bilmek istiyorum..sevgiler
42:15 'de anlatılan canlı Love, Death+Robots dizisinin 1. cildinde bulunan "İyi Avlar" kısmında "hulijing" ismindeki şekil değiştiren bir kadına çok benziyor.
Bazı söylentilere göre Marveldaki Scarlet Witch alkarısından esinlenilmiş
Yatağın başinda al bağlanır kafaya al bağlanır sarımsak bulundurulur falan
Bitirmedim ama sari albasti sarılık, kara albasti kara sarılık. Ciğerleri alıyor hepatit de zaten karaciğer hastalığı
Bu ürkütücü doğumlar ile aklıma Ceren abla ile berserk okuma yayını fikri geldi. Her şeyin kültürel ve antropolojik olarak nereden geldiğini anlatırken hem kültürlenir hem eğleniriz. Ceren komutanım bir düşünün lütfen🥺
yeni doğum yapan kadın kırmızı eşarp yada bez örter bebete dahil eğer kadında davranışları değişti ise al bastı derler antalyada yörükler
Amasya ‘da babaannem bizi korkutmak için hokuç geliyo hadi uyuyun derdi
Annem sarı EŞARP VE CEKET KOYDURDU ABLAMA. Kattiyen yatak odasına eşi dışında kimse girmedi
Alkarısını babaaannem gerçek bir olaymış gibi anlatırdı ben liseye gelip araştırana kadar ailedeki herkes gerçek zannediyordu. Mitoloji olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Babaannem hâlâ gerçek olduğunu düşünüyor.
Mesela annem de küçükken de içimdeki kötü kadını çıkartma, cinlerimi tepeme çağırma, cin atıma bindirme beni derdi; demek Umay'dan geliyormuş
Sabit yorumu goremiyorum. Tulay Hoca'nin makalesinin adini ogrenebilir miyim? Bulamadim da.
Abla yatır diye mezarlarda var acaba onların tarihinde bakarmısın
Lohusa ilk gunden sütun salgilamasiyla aniden gelen ateş ve uykuyla gelen halisulasyonlardan uretilmiştir
ruclips.net/video/8o2kQyDVkGI/видео.html 🎸 - Umay Ana serilerinizden aldığımız ilhamla ortaya çıkan eserimizi sizinle de paylaşmak istedik. İçimizde uyandırdığınız heyecan ve verdiğiniz ilham için teşekkkür ederiz. 🙏🏼
Egeliyim Cızbır garsı derler😂 Cadı yani. Bu arada hakikatten köy yerlerinde özellikle rahatsız ederler. Karabasan vakasını ilk doğumdan bu yana çok fazla yaşadığım için. Anlıyorum. Yeni doğum yapmış lohusa, emzikli kadın, yeni doğmuş bebek.
Bu arada son okuduğunuz makale çok zelimce lohusa depresyonu diye birşey var. Ondan bahsetmiş. Ama durum hanım efendinin anlattığı gibi değil! Ruhsal boşlukta oluyor lohusa kadın ve bu durumda bazı şeyler yaşıyor.
Ardahan ve çevresinde de var bu inanış ama ciğer falan duymadım ben
benim annem ''Harkıt gel kızımı camdan sarkıt'' derdi.
Ben doğun yaptığımda da ablam ısrarla 40 günlük bebek bezleri vb çok dikkatli belirli saatlerde attılar ve gerekirse evde tuttular. Bana çok ilginç gelmiştim. Bir sürü farklı uygulama var.
Videonun son 3 dakikasi tamamen en mantıklısı ve özeti
Ben albastı tabirini 4-5 sene önce bir tanıdığımdan duydum. Uyku felci geçirdiğimden bahsediyordum (tabi karabasan demiştim o anda😴) ve o da bana bunu cinlerin yaptığını, onların ailesinde karabasana albasması dendiğini söylemişti. Sanırım çocuğu olan (lohusaydı muhtemelen emin değilim) bir teyzesine bu olmuş ve yeni doğum yapan kadınların baş ucuna/yastığının altına iğne bırakılırmış. Kadın da yastığının altın iğne bırakıp uyumuş. Rüyasında tanıdığı birinin kılığında onu görünce sen Allahın lanetlediğisin diyip iğne batırmış-öldürmüş-. Sonra cinin kabilesi ya da ailesi sanırım kadınla uğraşmış. Küçük çocuğuna odasında yılan var gibi göstererek korkutmuşlar. Ben ilk dinlediğimde çok şaşırmıştım çünkü bizim aile hiç böyle hikayelere sahip değildi😶🌫 Yanlış hatırlamıyorsam Konyalılardı.
Evet özellikle yenidoğan bebekler yalnız bırakılmaz albasar diye
kara umay çok ilgimi çekti
Hocam babaannem kızınca "cinimi kızdırmayın" derdi. Bu cin kara umayla mı ilgili acaba? Tşk.ler
Bizim buralarda (Şebinkarahisar) Çara kelimesi hala kullanılır. Büyükbaş hayvanlarda hamilelik dönemlerinde gelen bi sıvıya denir. Ayrıca hakaret olarak da kullanılabilir. Bknz; "Bir parça çara bana dikleniyi." (Daha dünki çocuk bana karşı geliyo anlamında.)
Al karısı da bizim çocuklara hala anlattığımız bi olay. Hatta bi adamın al karısının yakasına çengelli iğne takarak onu köleleştirdiği bi hikaye de var. Bizim buralarda at katır gibi hayvanların kuyruğunu ördüğü ve yeni doğan bebekleri de boğduğu anlatılır. Annem yayladayken senin beşiğine de geldi diye gördüğünü anlatmıştı. Eğer atın sırtına karasakız çam sakızı sürerseniz yapışıp kaçamazmış. Bizim adam da onu öyle yakalıyor hikayede. Daha sonra da çengelli iğne takmış yakasına.
Selamlar hemşerim tamzara'dan. Çarayı ben hiç duymadım ama bak. Al karısı inancı dediğin gibi var hala. Annem kızkardeşimi koruyordu ondan :)
Merhabalar Toğrağım :D Memleketimiz keşfedilmesi gereken muazzam bi kültür mirasına sahip. Ben eski adıyla Esküne'denim (Uğurca) Tamzara'ya göre diğer ucta kalıyo ama bir uçtan diğer uca o kadar kültür farklılıkları var ki.Harika bir hazine.@@Goktengri
Bu anlattığınız hikayeyi ben rahmetli nenemden dinlemiştim.( kars) onun büyük büyük dedesi molla imiş buna birebir benzeyen bir olay yaşamış molla. Baya ev işi falan yaptırmışlar. 7göbek benden olana dokunmayacaksın diye de yemin ettirmiş. Al karısı evdeki çocuklardan birni kandırıp iğneyi çıkarttırmış. O anda yok olmuş. Bütün sülale bu hikayeyi bilir anlatır. Sizden duyunca çok şaşırdım. 😮
@@damladamla2963 Evet kesinlikle bu o hikaye. Çocuk iğneyi çıkarınca bi pınarın deliğine girerek kaçıyo.
Ben bu çara kelimesini çocukken köyde duydum. Dişi bir büyükbaştan bahsederken (çiftleştiği düşünülmüştü) “ çara içindeydi” dendi. Ben büyüyünce onun sperm olduğunu tahmin ettim. (Tokat)
Evvel zaman içinde varimiş bir hunganga
Alırmış çocukları
Atarmış sepetine
Hunganga hunganga
Sevgilimle beraber uyurken asla korkmuyorum hatta telefonda olması bile ferahlık veriyor bana ama yalnızken sürekli temkinliyim al karısı beni sal yoksa kocam seni döver
Bende anneannemden kalma bahsedilen (28:18) yıldız altını var. “Bu ne değişik bir şey, neden böyle bir şey üretmişler?” diyordum. Öğrenmiş oldum teşekkür ederim 🤩
Ceren video çok güzeldi. Bir süredir takip ediyorum seni anlattığın konuları dinlerken sıkılmadan dinliyorum. Teşekkür ediyorum gerçekten. İstemeden araştırdığım bir konu hakkında bilgi videosu oldu. Eğer senin için zor olmayacaksa makalelerin isimlerini yazabilir misin? Kendim de tekrardan okumak isterim.
Babam keseli doğdu diye Seyit vermişler adını. Aynı sebepten de hafız okuluna yollamışlar ama tabi bu inanctan mı bilemiyorum hocam.
Çok merak ediyorum ama hamileyim, etkilenir miyim ? İzleyenlere sorayım
Bence izleme. Boyle şeyler bilinç altında kalıyor ister istemez etkileniyor insan
Bence izleyin, bilinçli olmuş olursunuz hem de gelmemesi için yapılan adetler de anlatılıyor videoda (gebeliğiniz sağlıkla geçsin🧿)
Aha geldi benim içerik
Erzurumlu annemi sinirlendirdiğimiz de çokça çıkışarak söyler bize,beni cin atına bindirme,bindirmeyin diye. Biz de dilimize dolar ona söyleriz anne bak beni cin atına bindirme diye. Vay bee ne anlamları varmış :)
Saclarim kivircik benim, kucukken annem kisa keser ve her gun tarardi. haliyle saclarim kabarir ve daginik dururdu.Annem ne zaman sinirlense saclarimdan oturu Alkarisi derdi bana simdi oturuyor nedeni jdosndownfownfosnf
Bizde cin atı diye bisiklete derler eskiler ☺️ Kahramanmaraş 🌸
İlk iki hafta asırı ateş ve uyku gelir o yüzden bebekle aynı yatakta yatmamasi gerekir derin uykudan dolayı bebeğin ölümüne anne kendisi neden olur emzirirken
Boynundan iğnesini cikartirsan alkizinin kendine esir edebilisin
abla kocanı boşarsın umarım
Çocukken nohusa kadınlara albastı duyardım
Şimdi baktığında kankayıp olduğunu düşüyorum
ALBASMASI KARAKURA
CIN ÇARPMASI
CEHALETİN İMKANSİZLIĞIN
KURGUSU
❤
DEKANIM Bİ MARUZATIM OLUCAKTI YARIN MÜSAİTMİSİNİZ ??!!
destek yorumu
Neden yurt dışındaki yabancı insanlarda bu tür şeyler yok
Giresunlu olarak söylemek isterim kedi olayı bizim orda da çok yaygın kedilere cadı olarak adlandırıriz albasti dediğimiz şeyde daha çok gulyabani gibi uzun beyaz saçlı bir adam olarak tasvir edilir
Kedileri koruyun onlar ancak şifa olur inşallah
Kediler koruyucu varlıklar onlardan birini gördüklerinde üstüne saldiriyorlar
kadıncağız alerji olmuş hemen cadı uydurmuşlar. sağlık ocağında 1 serum taktırsalardı geçerdi :/
😮🧐🧞♂️