Bu filmin öncesi var. Filmdeki bir antagonistin geçmişini yine Haneke'nin yönettiği Benny's Video'dan öğreniyoruz. Benny orada öldürme ile tanışıyor, gerçeklik algısına anlam vermeye başlıyor. Filmdeki meşhur kumanda sahnesi de bu filme bir gönderme. Çünkü önceki filmde çocukluğunu gördüğümüz Benny, o kadar video kaset izleyen biri ki gerçeklikten kopmuş. Birini katledince videoyu geriye sarıp o kişinin hayata geri dönebileceğine inanacak kadar kaptırmış kendini. Kumanda sahnesinde de o filme bir göndermede bulunuyorlar. Benny'i oynayan aktör daha sonra Funny Games de karşımıza çıkıyor. Buradan da tahmin edebileceğimiz üzere Benny bir cinayetin ardını getirmiş ve büyüyüp genç bir karakter olunca daha fazla şiddete yönelmiş. Yani bu filmdeki bazı anlamsız görülen sahneleri daha netleştirmeniz için Benny's Video'yu da izlemenizi tavsiye ederim sayın Bay ve Bayan CS. Bu arada bir gün Full Metal Jacket da konuşur musunuz?
97 yi tavsiye ederim kare kare aynı olsa bile etkisi daha farklı oyunculardan dolayı. haneke konuştuğunuz için çok sevindim. güzel bir video olmuş teşekkürler c:
Funny Games Haneke'nin Haneke'liğinin doruklara ulaştığını düşündüğüm ve en sevdiğim filmlerden biridir. 97 yapımını defalarca izledim ve hem 97 yapımına saygımdan hem de 2007 yapımının aslında bir bakıma Haneke'nin kendi tavrıyla çeliştiğini düşündüğümden 2007 yapımını hiç izlemedim. Ki geri kalan her şeyi bir kenara bıraksam Arno Frisch etkisi için yine 97 yapımını tercih ederdim. Kendisi Haneke'nin televizyonun gerçeklik algısını kaybettirdiği bir çocuğun işlediği suç üzerinden esas suçlunun kim olduğunun tartışıldığı Benny's Video filminin de başrol oyuncusudur. Haneke'nin tezgahından yetişmiş denebilir. Bu filmi de izleyip yorumlamanızı çok isterim. Funny Games'te de benzer temalar vardı aslında. Özellikle en sevdiğim sahnelerden biri bizim deli çocukların kendi hikayelerini anlattıkları kısımda önce fakir edebiyatı (!) yapıp sonra yine seyirciye istediğini vermeyerek esasen gayet hali vakti yerinde ve hayatta pek bir derdi olmayan, hatta bu dertsizlik ve rahat yaşamdan da kaynaklanarak kendileri gibi gerçek dünya problemlerinden uzakta yaşayan kalburüstü ailelerle oyunlar oynayan insanlar olduklarını anlatmalarıydı. Haneke hem katiller hem de kurbanlar üzerinden dünyaya kayıtsız orta üst kesim beyazları kör olmakla suçlar. Hatta bu yüzden çoğu filminde esas aksiyonun yaşandığı ve kanın gövdeyi götürdüğü sahnelerde (bu filmde çocuğun öldürülüp kanının televizyona sıçradığı sahne) esas kaosun olduğu nokta değil de televizyon ve radyo gözükür. Bu haber organından dünya üzerinde gerçekleşen terör, savaş ve kanlı politika ile ilgili haberler duyulur. Ailenin tepkisizliği de bana göre taşralı olmaktan ziyade üst elit kesimde olmaları yüzünden yalandan bir her şey toz pembe çevresinde yaşamalarından kaynaklanıyor. Daha rahat açıklamak gerekirse açlık, şiddet ve terörle hiç karşılaşmamış minik tatlış salak ailemiz bir kaos durumunu nasıl karşılayacağını ve kibarlıktan nasıl kurtulacağını bilemez ve bunun üzerinden eleştirilir. Bu yüzden birçok Haneke filminde televizyon izlemekten gerçeklik algısını yitirmiş Hollywood seyircisi eleştirilirken Haneke'nin neden gidip de bu filmin Hollywood için remake'İni yaptığını hiç anlayamadım. Belki doğrudan mesajını almasını istediği insanlara ulaşmak için belki başka sebeplerle bilemem. Can Beyin de söylediği gibi bu Haneke'nin sık sık kullandığı yöntemlerden birisidir, dehşeti değil de daha sakin bir noktayı gözlemletir sana. Sen o sakin sahneyi izlerken göremediğin bir yerde o dehşetin yaşandığını bilir ve zihninde canlandırarak herhangi bir çekimin sende uyandırabileceğinden çok daha büyük dehşete düşersin. Filmin en temel olayı da seyirciye hiçbir koşulda istediğinin verilmemesi ve katharsise hiç ulaştırmaması (kumanda mevzusunun temeli de budur). Erkek arkadaşım sırf bu yüzden nefret kustu mesela bu filme :D Ne olursa olsun, kendi erkek arkadaşımın dahi nefretle andığı bu film hep en sevdiklerim listesinde olmaya devam edecek. Videoyu izledikten sonra yorumlarınız üzerinden 2007 versiyonunda farklılıklar olduğunu tahmin ettim, sanırım izleyeceğim sonunda, belki sandığımdan öte bir hedefi de vardır remake'in. Size de 97 versiyonunu izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Umarım Benny'nin Videosu'nu da izlersiniz ve onun altına da böyle kocaman bir yorum yaparım sevgili CS ve CS :)
Can bey hayatımda izlediğim en başarılı gerilim filmiydi saçma sapan unsurlardan bu kadar geren bir şey görmedim başka. Saçma sapan unsurlardan kastım yüzsüzlük utanmazlık vs. Bu yüzden Ceren hanıma öneri için teşekkürler
23. dakikadaki davetsiz misafir ve korkular muhabbeti bana BABADOOK filmini hatırlattı . Babadook'u izlerken de sürekli , bu filmin Funny Games'in farklı ve fantastik şekilde yeniden yorumlanması olduğunu düşünmüştüm. 6ALTI için güzel bir film olabilir Babadook . Demeden geçemicem , çok tatlı ve kalitelisiniz.
Merhabalar, Can abinin 26:00 da konuştuğu konuyla ilgili bir şeyler söylemek istedim. Abi senin dediğin sinema eleştirisi konusu bana da mantıklı geldi ancak ben ilk izlediğimde bundan 2-3 sene önceydi oraları biraz şu şekilde hissetmiştim: Ceren ablanın da bahsettiği gibi film sürekli seyirciyi çok çok fazla geriyor ama bunu yaparken en çok bizi rahatsız ediyor. Özellikle klişe olaylara alışmış seyirci için çocuğun ilk ölmesi aşırı farklı ama ondan sonra olan olay çok daha şaşırtıcı geldi bana. Baba yerde ağlamıyor veya sinir krizi geçirmiyor kalkıp televizyonu kapatıyor. O sırada sen seyirci olarak çok farklı şeyler olmasını istiyorsun polise gitmelerini komşulardan yardım istemelerini istiyorsun ama olmuyor. Bu filmde sürekli tekrarlanıyor sandaldaki bıçağı daha filmin en başında adam oraya koyuyor ve net bir şekilde vurgu yapılıyor. Normal hikaye anlatımı kurallarından biri şeydir ya duvarda tüfek varsa mutlaka patlar, ama bıçak hiç bir işe yaramıyor. Kadın telefonla konuşurken arkadaşı belki geliriz size akşam demişti. Şahsen ben sürekli gelecekler diye bekledim. Normalde tam sonlara doğru o arkadaşlarının gelmesi gerekirdi ama bu filmde gelmiyor. Özellikle kumandayla geriye sarma sahnesi için Can abinin dediği konuya katılıyorum. Haneke resmen diyor ki: Siz bunu hala klişe Amerikan filmimi sandınız öyle değil. Üstüne basa basa hemde. Söylemeden geçmek istemedim, özellikle sinema üzerine yaptığınız içerikleri çok beğeniyorum elinize emeğinize sağlık. Normalde videolara yorum atan biri değilim ama sohbet o kadar güzel ki dahil olmak istedim bu sefer. Devamını bekliyorum sağlıcakla kalın.
hanekenin yapmaya çalıştığı ironi de sanki burjuvayı eleştirirken bunu bi de holywoodda çekmesi, zaten bu filmin anlatmaya çalıştığını o burjuvalığın içinde çekmiş olması
Aranızda psikolog var :) Maruz bırakma terapisinde bu tip teknikler kullanılıyor ama gerçek korkunuzla direkt olarak çok da alakası olmayan, tehdit de içermeyen bir şeyin gerçek korkularınızı yenmekte pek yardımı olacağını sanmam.
CS abi filmin Avrupa'nın Afrika sömürüsünü eleştirdiğini yönelik görüşüne bayıldım. Genelde bir durumu alegorik bir şekilde anlatan filmler izlemekten hoşlanıyorum. Bu tip işlerden mother!(2017) ve platform(2019) filmlerini izlemediysen izlemeni tavsiye ederim. 6Altı'nın konusuna da uygun olacagına inanıyorum. Söylediğim iki film bence Funnygames'e oranla daha kör göze parmak bir alegoriye sahip. İki film de alegori üzerinden bir eleştiri içeriyor ve ben şahsen platformun eleştirisini daha çok beğeniyorum.
1997 yapımı olanı izledim,2007 filmini de gözden geçirdim.İki film arasında ki en bariz fark ışık kullanımı, bu nedenle de muhtemelen yorumlarda ilk haline daha gerici deniyo diye düşünüyorum. Ek olarak filmi özümsedikten sonra ,filmin tekrar Holywood'a çekilmesininde Hanekenin anlatmak istediği ironiyi daha da vurguladığını düşünüyorum.
Paul'un kıyafet seçimi bile rahatsız edici üst için uzun kollu altında ile olabilecek kadar kısa bi şort bu tezatlık bile filmin ne kadar didik didik rahatsızlık için uğraşıldığını gösteriyor
Film aslında bir yeniden çevrim ama baştan sona bütün repliklerine varana kadar herşeyiyle ilk çevrimin aynısı. Tek farkı ikinci filmin ingilizce olması. CS tespiti çok doğru. Bir eleştiri sözkonusu ama avrupaya karşı değil amerika ya karşı bir eleştiri. İlk film amerika da yabancı dil de olduğundan izlenmediği için adam sırf amerikalılar izlesinler diye onların dilinde çekmiş ve tam da CS nin tespitlerinin aynısını yüzlerine vurmak için
İnceleme videosu için teşekkürler. Harika bir filmdi, zamanında bir şekilde gözümden kaçmış bu film. Zaten 6altı’nın en çok sevdiğim tarafı çok bilinmeyen, fazla duyulmamış, yayınlandığında aşırı ciddiye alınmamış, zaman içerisinde unutulmuş filmlere yer vermesi. Hatta bu filmler absürd veya abidik gubidik filmler kategorisine bile alınabilir. Onları özel yapan da bu aslında. 👍🏻👍🏻 Ben bu filmdeki aile ve 2 genç arasındaki ilişkiyi, biraz baskıcı iktidarlar ve halklar arasındaki ilişkiye de benzettim. Sürekli ezilme, buna isyan etmeme, gücünün farkında olamama, tehlikeyi ciddiye almama, iş işten geçtikten sonra fark etme, gençlerin aileye kötülük yaparken bir yandan gösterdikleri itici kibarlıklar gibi. Benim de birkaç film tavsiyem olacak incelemeniz için. Bu filmlerin notları 7’den yüksek değil, 7’nin altında ama yorumumun başında söylediğim kriterlere ve konseptinize uyuyor. Cruising (1980) Ms. 45 (1981) 8MM (1999) Gorky Park (1983) Phantasma (1979) The Running Man (1987) Demon Seed (1977) Pet Sematary (1989)
Bu filmin gecmisi var. Haneke'nin Danny's Video isimli filmini izlemelisin. Filmdeki karakterlerden birinin ergenligi, isledigi ilk cinayet orada. Filmdeki bazi sahneleri de anlamlandirmana yardimci olur bu. Spoiler vermek istemiyorum.
Orda burda gördüğümüz,izlediğimiz katiller,tecavüzcüler veya intihar bombacıları için "bunları da bir ana doğurdu,bu insanlar nasıl böyle oldu?" sorusunun cevabını veren mükemmel bir film.ama yazdıktan sonra farkettim ki imdb puanı 7.5 miş,6 altıda konuşulacak filmler kategorisine giremeyecek maalesef...
@@gokcenileri194 Filmle ilgili yorumlara ve eleştirilere baktığımda kadının anneliğini çok eleştiren olmuş o inşaat yerinde mola verme sahnesi baya tepki almış. Bence bu filmdeki çocuğun durumu gerçekten genleriyle alakalı. İçinde var psikopatlık. Annesinin bilgisayarına virüs bulaştırdığı sahnede there is no point diyerek her şeyi özetliyor aslında. Film boyunca babayı seviyor zannediyoruz bunun da gerçek olmadığını öğreniyoruz.
Gülnur Türkan filmin bütün sahnelerini tek tek hatırlamıyorum ama filmle ilgili genel olarak aklımda kalan şu: siz ne kadar iyi bir anne olmaya çalışırsanız çalışın ki hiç kimse mükemmel değil herkes hata yapabilir, etki edemediğiniz,değiştiremediğiniz bir şeyler muhakkak olacaktır,çocuk bir oyun hamuru değil ve siz onu kendi kafanızdaki forma eğip bükerek sokamazsınız,çocuğun kendi iradesi var,belki de doğduğu andan itibaren var bu...filmin en sonundaki hapishaneyi ziyaret ettiği sahnelerde anlıyoruz ki annelik sadece karnında taşımakla,doğurmakla ve büyütmekle ilgili bir şey değil,annelik bunların hepsi ve aynı zamanda çocuğunuz kendi iradesiyle, bile bile katil olduğu zaman bile yine de çocuğunuzla aranızdaki ilişkiyi belki başka bir seviyede devam ettirmek ve ne olursa olsun onun doğruyu bulacağı ana kadar ve sonrasında da ilişkiyi kesmemek ,çocuğunuz vicdanıyla baş başa kalana kadar öğretmeye devam etmek demek.benim çıkarımlarım bunlar,ama tabi ki herkes başka başka sonuçlara varabilir,bu film,içinde birden fazla meseleyi barındıran bir film çünkü.
@@gokcenileri194 Kesinlikle haklısınız. Her şeye rağmen oğlunu ziyaret edebilmesi bile çok büyük bir şey bence. Ben bu kadar güçlü olabilir miydim bilmiyorum. Annelik duygusunun ne kadar üstün olduğunu anlatıyor belki de
Abi sırf ceren ablanın bu kadar yükselmesinden dolayı filmi izleyeyim ardından geri gelirim dedim ancak incelemenizi izlemem için sinirden yumruk attığım ekranın yenisine ihtiyacım var anketör değilim de varsa bi 1500 liranız şu garibana bir ekran
Anlattığınız Avrupa eleştirisi durumu benim de dikkatimi çekti ve biraz izlediklerim üzerine düşündüğümde aklıma şu durum geldi: Çocuğun balkondan kaçtığı sahnede adam onu kovalıyor ve ikisi de bir sudan geçiyorlar. Beraber eve geri döndüklerinde adamın ayakkabılarının temiz olduğunu ama yerde yatan çocuğun ayaklarının pis olduğunu gördüm. Söyledikleriniz bu sahneden sonra biraz daha mantıklı geldi bana.
ya arkadaş iki saatinizi ayırıp ilk filmi izleseydiniz. çok mu zor? verdiğiniz bilgilerin çoğu da doğru değil. ilk film sinema tarihinin en iyilerinden biri bu arada.
mihael diye okunuyor. ayıptır söylemesi film ağzıma sıçtı. özellikle filmi izledikten sonra sabah yumurta yaparken elimden düşürünce bütün gün eve uğramadım. Diğerlerinin yaşamı filmindeki abi süper oynamış. hiçbir zaman, bunu neden böyle yapmamışlar, falan dedirtmiyor. saç baş yolduruyor. Yine süper bir seçim. böyle devam...
Ben 97'de çıkan filmi izledim, kumanda sahnesi ilk filme göndermeymiş denilince 2007 versiyonunda televizyon sahneleri yok mu, alakasız kumanda mı çıkıyor diye düşündüm keza ilk filmde gözümüze sokarak, burada mesaj var! diye TV sahneleri vardı. Eğer söylediğim gibiyse bence ilkine de bir bakın.
Oyle degil. Haneke Benny's Video diye bir film cekti. O film Funny Games'ten daha eski tabi. Filmde Funny Games'teki psikopatlardan biri oynuyor, daha ergen orada. Benny video kasetler izlemeyi seven bir cocuk. Gerceklikten tamamen kopmus ve algisi o kadar degismis ki gercek hayatta birini oldurdugunde onu da vhs kaset gibi geriye sarabilecegi dusuncesine kapiliyor. Boylece sevgilisini katlederek ilk cinayetini islemis oluyor. Videoyu geri sarmak ile bir seyin degismedigi gercegiyle de o zaman yuzlesiyor. Funny Games'te de o cocuk buyumus, rahat duramamis iste. Ailesi zaten yedigin onunde yemedigin arkanda buyutuyorlar Benny'de cocugu filmi izlersen eger anlarsin bu cumleyi. Kumanda sahnesi de geri sarmaya bir gonderme. Ilk filmden kasit bennys video yani.
bu filmi çok uzun zaman önce film arşivinde bulup izlemeye başlamıştım. videonun 20. dakikasına kadar aynı film olduğunu anlayamadım, ta ki cs bey "beyaz converse beyaz eldiven" diyene kadar. o anda iki dingilin suratı öyle bir gözümün önüne geldi ki... bu arada ben de filmi ilk yarım saat içinde kapatmıştım "bu ne amuğaoyim" diyerek.
hayatimda hicbir filmden bu kadar rahatsiz olmadim, asiri sinir oldum ancak 20. dakikaya kadar izleyebildim. Ozellikle yumurta verme sahnelerinde bakismalarin uzunlugu sahnelerin yavasligi daha da rahatsiz etti. keske jumpscare cinli minli bisi olsaydi daha rahat izlerdim. 20 dkda 54 defa katil oldum
2007 versiyonunun bahsetmiş olduğunuz torture porn işleri dönemine denk gelmesinin bir tesadüf olduğunu düşünmüyorum, haneke abim bu janrayı içindekini görebilmek için mükemmel bir yapısöküme uğratmış bence. avrupa emperyalizmi benzetmesini farklı bir pencereden bakmamı sağladığı için beğensem de kötü karakterlerin asıl olayının bu janranın saçmalığıyla dalga geçmek ve bize istediğimiz şiddeti vermek olduğunu düşünüyorum.
21:59 = Irak, Filistin, Suriye vb. Ortadoğu ve Afrika ülkelerinin psikolojisi değil mi acaba? Ce.S.'nin söylediği her kelimede bunu daha çok hissettim. Bu filmi, 7-8 sene önce kanal d de türkçe düblajla izlemiştim(14 yaşındaydım.) Bu yüzden, bu gerilimi alamamış ve 30 dk olmadan tv'yi kapatmıştım. Şimdi bir şans daha verme zamanı. Bu arada ben filmleri, videonuzu izledikten sonra izliyorum. Benim için, filme bakış açımı genişleterek izlemek daha faydalı.
cs galakside en büyük fanın falan olabilirim, her fikrine fena katılıyor tavırlara çok medeni, çok insancıl buluyorum. gel gör ki bu film için; adamla kadının tepkisizliğine olan yoğun eleştirileriniz bana ilk kez "cahil misin olm" dedirtti. bence filmin en büyük mesajı medenileşmiş insanın, medeniyet öncesi haline ne kadar yabancılaştığı, onla yüz göz olunca nasıl da beceriksizleştiği, onu görmezden geldiği falan gibi bi mevzu, haliyle karakterlerin tepkisizliği olmasa filmin bu büyük mesajı da olmayacak. ilk 15 dakikasını tekrar izledim sizin yorumları dinledikten sonra, şeyi fark ettim; yumurta almaya gelen eleman aslında gaddarlaşmak, canileşmek için bi fırsat kolluyor, canilik potansiyeli yeterince görmezden gelinse bunu sergilemekten kaçınacak, efendi efendi yumurtalarını alacak gidecek, ancak kadın da yumurta mevzusu sırasında bunu başaramayıp ifrit olduğunu, elemanı "garip" bulduğunu hissettiren hareketler sergiliyor. elemana bu noktadan sonra gün doğuyor çünkü saklamak, gizlemek zorunda olduğu manyaklığının zaten karşı tarafça bilindiğini fark edince normal davranmaktan vazgeçiyor. zalimlikle mücadelede en eski yöntemlerden birisidir, onu görmezden gelmek, bazen olumlu sonuç verdiği gibi bazen de bu filmde olduğu gibi felaketle sonuçlanabiliyor.
Abi sömürgecilikten bahsetmişsin, filmde böyle bir kaygı var mı yok mu bilemiycem ama benim kanaatim, geçmişten günümüze ve hatta gelecekte de olacak şeyler tamamen klasik bir insan psikolojisinden geçtiğidir.Standart bir insanın derin psikolojik analiziyle veya yüzeysel bir analiziyle bile savaşların,sömürgeciliğin, vb. olayların sebeplerine bakılabilir. Çünkü bu kararların alınması tamamen senin benim gibi insanların (İnsan psikolojisini ------------ düz bir çizgi kabul edersek, yaşadığımız her an bu çizgide aynı kalp ritmi gibi değişiklikler yaşatacaktır ama çizgi baki kalacaktır. Çünkü gene kendi kanaatim, insanın evrimleşirken diğer kuzenlerinden ayrılıp şans eseri akla erdiğinden beri hep bir yön veren, kontrol eden, algıları belirleyen bir grup ve/veya gruplar(Toplum) olmuştur ve bizlere aşılanan belirli sabit (insan ol biraz vb. cümlelerde de görebiliriz) bir karakter oluşmuştur. (Halbuki (yazdıklarımla ters düşecek ama) her insanın yaşamı benzersiz olduğundan karakteri de öyle olacaktır ama örneğin iyilik ve kötülük algısı toplum dediğimiz olayın var ettiği bir şeydir. Aslında her insan için iyi ve kötü başka şeylerdir.Mesela bir adam duvara taş atmak ister çünkü o duvarın orada olmasını istemiyordur ama toplum ona onun kötü olduğunu aşılamıştır ve o ''Ayıp ama emek var veya günah alın teri diyebilir. Bu sayede içindeki asıl kişiliği topluma göre törpülemiş olur ama bu başka konu :D )) bazı değişiklikler yaşamasıyla bu sömürgecilik vb. olaylar çıkmıştır. Yani temelde basittir. Anlaşılabilir. ---Şimdi diyeceğim şu, belli ki bu yönetmen istediği psikolojiyi karşıya geçirebilen biri ve sen temel psikolojini bildiğin için ve de tarihi olayların farkında olduğundan beynin böyle bir benzetme yapmış olabilir. Veya cidden öyle ne bileyim :D
bu filmi anlatınca aklıma the hills have eyes (2007) filmi geldi film 6.4 Imdb'si benim hoşuma gitmişti burada izlediğiniz filmin tam tersi durum söz konusu durumu kabullenmek yerine mücadele üstüne yapılmış bir film galiba 77 yapımının yeniden çekimiymiş onu izlemedim açıkçası, tavsiye ederim the hills have eyes 2 de var ama o berbat.
Bugüne değin incelediğiniz filmlerin dışında inceleseniz nelerden konuşursunuz diye merak ettiğim bi film var.Pek bilinen bir film değildir lakin benim için kıymetli bi eserdir.İsmi Léolo yönetmeni Jean-Claude Lauzon.Sizin Janrın dışında bir iş o yüzden özellikle hanımefendinin yorumunu merak ediyorum.
Dreamcatcher eXistenZ - Özellikle Ginger Snaps Harbinger Down - Bu Can Abi için Vampires Maléfique Los cronocrímenes Coherence Frequently Asked Questions About Time Travel V/H/S John Dies at the End
Idiocracy - Özellikle Under the Skin Lathe of Heaven The Box Nightbreed - Buda Yenge için :) veya Can Abide sever :) Belki bir hatırlatma olur 6-7 civarı bunlar gerçi :D
Haneke'nin filmlerinde görülen en bariz duygu kayıtsızlıktır. Benny's video ya da funny games'te insanları rahatsız eden de budur aslında. Birini öldürmenin kayıtsızlığı. Bu yüzden ölüm sahneleri allı pullu değildir. Saniyeler içinde ve spontane biçimlerde gerçekleşir. Odak noktası birini öldürmenin verdiği vicdani yük değil, aynı hayatta olduğu gibi, yalnızca gerçek olana odaklanmaktır.
ben filmleri izlemeden geliyorum. özellikle korku/gerilim turu filmler icin benim icin baya yararli oluyor bu tarz icerikler. cunku kafamda zaten izlemeyecem diye ayiriyorum bu filmleri, psikolojik olarak cok etkilendigim icin. mesela gecen konustugunuz rosmary's baby öyle bir filmdi ve ne kadar merak etsem de, bir turun baslamasini saglamis bir film olarak, cok korkarim heralde diye izlemeyecektim. bir de polanski'nin olaylarindan dolayi da iyice itilmistim. ama o en korkulacagini tahmin ettigim kisimlari sizden dinledikten sonra rahat rahat gidip izledim mesela, cunku aslinda kadinlar hakkinda bir film oldugunu da bilmiyordum mesela, baya zamanina göre ilerde bir film gibiydi. pisman olurmusum eger izlemeseymisim. yani karanlik bir odaya girmek gibi aslinda benim icin korku gerilim filmleri, birisi surda su var burda bu var diye anlatinca ve anlamli bir sekilde yorumlayinca hem izleme hevesi olusturuyor hem de korkuyu azaltiyor. spoiler olayi da artik söz konusu olmuyor zaten izlemeyecegini kafanda kesinlestirince. ama ona ragmen izlemeyecegim filmler var mesela, hereditary gibi. bu funny games'i de ben cnbc-e zamanlarindan hatirliyorum ve bir kac kez yayinladiklarinda izlemeye calismistim. ama ceren'de oldugu gibi ben de kapatmistim gerilimden ve sinir bozucu havasindan filmin. simdi sizi dinledikten sonra bir daha izleme hevesi uyandi. bir de elestirmenlerden de haneke iste seyirciye ustten bakiyor vs. gibi elestiriler okumsutum bir cok yerde. ben amour filmini izledim haneke'nin bir tek. cok da benim tarzim bir film degildi dogurusu. ama burda o bahsettiginiz " bu bir film degil" aslinda unsurunu merak ettim. yani yaptigi elestirileri vs.
Bu filmin öncesi var. Filmdeki bir antagonistin geçmişini yine Haneke'nin yönettiği Benny's Video'dan öğreniyoruz. Benny orada öldürme ile tanışıyor, gerçeklik algısına anlam vermeye başlıyor. Filmdeki meşhur kumanda sahnesi de bu filme bir gönderme. Çünkü önceki filmde çocukluğunu gördüğümüz Benny, o kadar video kaset izleyen biri ki gerçeklikten kopmuş. Birini katledince videoyu geriye sarıp o kişinin hayata geri dönebileceğine inanacak kadar kaptırmış kendini. Kumanda sahnesinde de o filme bir göndermede bulunuyorlar. Benny'i oynayan aktör daha sonra Funny Games de karşımıza çıkıyor. Buradan da tahmin edebileceğimiz üzere Benny bir cinayetin ardını getirmiş ve büyüyüp genç bir karakter olunca daha fazla şiddete yönelmiş. Yani bu filmdeki bazı anlamsız görülen sahneleri daha netleştirmeniz için Benny's Video'yu da izlemenizi tavsiye ederim sayın Bay ve Bayan CS.
Bu arada bir gün Full Metal Jacket da konuşur musunuz?
Çay içip "ulan bari belinde bir emanetin olsun" diye Funny Games yorumu yapmak hsjdhjshdndbd
18:40'ta CS abim filmi Avrupa sömürgeciliği açısından yorumlayarak ufuk açmıştır. Teşekkürler CS.
Keşke 97 yi izleseymişsiniz ya, inanılmaz oyunculuklar var, kesinlikle izlediğim en iyi filmlerden biri
97 yi tavsiye ederim kare kare aynı olsa bile etkisi daha farklı oyunculardan dolayı. haneke konuştuğunuz için çok sevindim. güzel bir video olmuş teşekkürler c:
“Hımmm”
-Ceren Sungur
Funny Games Haneke'nin Haneke'liğinin doruklara ulaştığını düşündüğüm ve en sevdiğim filmlerden biridir. 97 yapımını defalarca izledim ve hem 97 yapımına saygımdan hem de 2007 yapımının aslında bir bakıma Haneke'nin kendi tavrıyla çeliştiğini düşündüğümden 2007 yapımını hiç izlemedim. Ki geri kalan her şeyi bir kenara bıraksam Arno Frisch etkisi için yine 97 yapımını tercih ederdim. Kendisi Haneke'nin televizyonun gerçeklik algısını kaybettirdiği bir çocuğun işlediği suç üzerinden esas suçlunun kim olduğunun tartışıldığı Benny's Video filminin de başrol oyuncusudur. Haneke'nin tezgahından yetişmiş denebilir. Bu filmi de izleyip yorumlamanızı çok isterim. Funny Games'te de benzer temalar vardı aslında. Özellikle en sevdiğim sahnelerden biri bizim deli çocukların kendi hikayelerini anlattıkları kısımda önce fakir edebiyatı (!) yapıp sonra yine seyirciye istediğini vermeyerek esasen gayet hali vakti yerinde ve hayatta pek bir derdi olmayan, hatta bu dertsizlik ve rahat yaşamdan da kaynaklanarak kendileri gibi gerçek dünya problemlerinden uzakta yaşayan kalburüstü ailelerle oyunlar oynayan insanlar olduklarını anlatmalarıydı. Haneke hem katiller hem de kurbanlar üzerinden dünyaya kayıtsız orta üst kesim beyazları kör olmakla suçlar. Hatta bu yüzden çoğu filminde esas aksiyonun yaşandığı ve kanın gövdeyi götürdüğü sahnelerde (bu filmde çocuğun öldürülüp kanının televizyona sıçradığı sahne) esas kaosun olduğu nokta değil de televizyon ve radyo gözükür. Bu haber organından dünya üzerinde gerçekleşen terör, savaş ve kanlı politika ile ilgili haberler duyulur. Ailenin tepkisizliği de bana göre taşralı olmaktan ziyade üst elit kesimde olmaları yüzünden yalandan bir her şey toz pembe çevresinde yaşamalarından kaynaklanıyor. Daha rahat açıklamak gerekirse açlık, şiddet ve terörle hiç karşılaşmamış minik tatlış salak ailemiz bir kaos durumunu nasıl karşılayacağını ve kibarlıktan nasıl kurtulacağını bilemez ve bunun üzerinden eleştirilir. Bu yüzden birçok Haneke filminde televizyon izlemekten gerçeklik algısını yitirmiş Hollywood seyircisi eleştirilirken Haneke'nin neden gidip de bu filmin Hollywood için remake'İni yaptığını hiç anlayamadım. Belki doğrudan mesajını almasını istediği insanlara ulaşmak için belki başka sebeplerle bilemem. Can Beyin de söylediği gibi bu Haneke'nin sık sık kullandığı yöntemlerden birisidir, dehşeti değil de daha sakin bir noktayı gözlemletir sana. Sen o sakin sahneyi izlerken göremediğin bir yerde o dehşetin yaşandığını bilir ve zihninde canlandırarak herhangi bir çekimin sende uyandırabileceğinden çok daha büyük dehşete düşersin. Filmin en temel olayı da seyirciye hiçbir koşulda istediğinin verilmemesi ve katharsise hiç ulaştırmaması (kumanda mevzusunun temeli de budur). Erkek arkadaşım sırf bu yüzden nefret kustu mesela bu filme :D Ne olursa olsun, kendi erkek arkadaşımın dahi nefretle andığı bu film hep en sevdiklerim listesinde olmaya devam edecek. Videoyu izledikten sonra yorumlarınız üzerinden 2007 versiyonunda farklılıklar olduğunu tahmin ettim, sanırım izleyeceğim sonunda, belki sandığımdan öte bir hedefi de vardır remake'in. Size de 97 versiyonunu izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Umarım Benny'nin Videosu'nu da izlersiniz ve onun altına da böyle kocaman bir yorum yaparım sevgili CS ve CS :)
👀
Can bey hayatımda izlediğim en başarılı gerilim filmiydi saçma sapan unsurlardan bu kadar geren bir şey görmedim başka. Saçma sapan unsurlardan kastım yüzsüzlük utanmazlık vs. Bu yüzden Ceren hanıma öneri için teşekkürler
97 yapımı net daha gerici
@@alaskanna Emin olmak için soruyorum. Konuştukları 2007 yapımı mı?
@@MevErenKamali yeap
Çok iyi ya bı film izliyorum rastgele,sonra bu ikilinin incelemesi çıkıyor karşıma acayip sarıyo.
23:17 "İnsanoğlu... İnsanlık diyeyim, 'insanoğlu' yanlış." Müthişsin Ceren ablacığım.
97 yi izleyip onu yorumlamalıydınız. Üzüldüm . Teşekkür ederim emekleriniz için
Bir sene olmuş efenim benim bünyeme kattığınız en mükemmel filmdir. İlk kez siz konuşmadan önce 6altı filmi izlemiştim iyi ki de öyle yapmışım
97 versiyonunu izledim ben .d 2007yle aynısya gerçekten çok rahatsız edici film o ilk 30 dakika özellikle
23. dakikadaki davetsiz misafir ve korkular muhabbeti bana BABADOOK filmini hatırlattı . Babadook'u izlerken de sürekli , bu filmin Funny Games'in farklı ve fantastik şekilde yeniden yorumlanması olduğunu düşünmüştüm. 6ALTI için güzel bir film olabilir Babadook .
Demeden geçemicem , çok tatlı ve kalitelisiniz.
2016 yapımı Fransız filmi Raw'ı önerebilirim. Bu konsepte iyi gider.
1997 versiyonu daha iyi arkadaşlar her zaman bence ilk yapılanı izlemelisiniz ve çok mutlu oldum ben önceden izlemiştim bu filmi ve yorumluyorlar
Merhabalar, Can abinin 26:00 da konuştuğu konuyla ilgili bir şeyler söylemek istedim. Abi senin dediğin sinema eleştirisi konusu bana da mantıklı geldi ancak ben ilk izlediğimde bundan 2-3 sene önceydi oraları biraz şu şekilde hissetmiştim: Ceren ablanın da bahsettiği gibi film sürekli seyirciyi çok çok fazla geriyor ama bunu yaparken en çok bizi rahatsız ediyor. Özellikle klişe olaylara alışmış seyirci için çocuğun ilk ölmesi aşırı farklı ama ondan sonra olan olay çok daha şaşırtıcı geldi bana. Baba yerde ağlamıyor veya sinir krizi geçirmiyor kalkıp televizyonu kapatıyor. O sırada sen seyirci olarak çok farklı şeyler olmasını istiyorsun polise gitmelerini komşulardan yardım istemelerini istiyorsun ama olmuyor. Bu filmde sürekli tekrarlanıyor sandaldaki bıçağı daha filmin en başında adam oraya koyuyor ve net bir şekilde vurgu yapılıyor. Normal hikaye anlatımı kurallarından biri şeydir ya duvarda tüfek varsa mutlaka patlar, ama bıçak hiç bir işe yaramıyor. Kadın telefonla konuşurken arkadaşı belki geliriz size akşam demişti. Şahsen ben sürekli gelecekler diye bekledim. Normalde tam sonlara doğru o arkadaşlarının gelmesi gerekirdi ama bu filmde gelmiyor. Özellikle kumandayla geriye sarma sahnesi için Can abinin dediği konuya katılıyorum. Haneke resmen diyor ki: Siz bunu hala klişe Amerikan filmimi sandınız öyle değil. Üstüne basa basa hemde. Söylemeden geçmek istemedim, özellikle sinema üzerine yaptığınız içerikleri çok beğeniyorum elinize emeğinize sağlık. Normalde videolara yorum atan biri değilim ama sohbet o kadar güzel ki dahil olmak istedim bu sefer. Devamını bekliyorum sağlıcakla kalın.
97 versiyonu daha iyi. avrupa sineması>abd sineması
hanekenin yapmaya çalıştığı ironi de sanki burjuvayı eleştirirken bunu bi de holywoodda çekmesi, zaten bu filmin anlatmaya çalıştığını o burjuvalığın içinde çekmiş olması
@@ismailyaman3779 nası tatlar aradığına göre değişir
Abi mükemmel ya. En sevdiğim ilk 5 filme girer. Gece gece gördüm mutlu oldum. Çok iyi.
Yine harika bir inceleme. Nocturnal Animals'ı da izlemenizi tavsiye ederim.
Aranızda psikolog var :) Maruz bırakma terapisinde bu tip teknikler kullanılıyor ama gerçek korkunuzla direkt olarak çok da alakası olmayan, tehdit de içermeyen bir şeyin gerçek korkularınızı yenmekte pek yardımı olacağını sanmam.
İndirip, kenarda aylardır tuttuğum bir filmdi. Ceren Hanım sayesinde izleme kararı aldım çok sağ olsun.
gerilim geriyor be abi. bu kategori dışında ya çoğunu izlemiş oluyorum yada başlıktan sonra izleyip geliyorduk .sohbetiniz sarıyor maksat o
0:52 Osman Baba
İlk kez erken denk geldim. Güzelmiş.
avrupa sömürgesi yorumu çok iyi. izlerken hiç aklıma gelmemişti
Sizden görerek izledim ama 1997 olanı The Shiningden sonra izlediğim en iyi gerilim filmiydi her ne kadar Jack Nicholson olamasada almanda iyi oynuyor
Her videonun ilk kelimesi "evet"
China!
@@pavelisageordie5420 😂
CS abi filmin Avrupa'nın Afrika sömürüsünü eleştirdiğini yönelik görüşüne bayıldım. Genelde bir durumu alegorik bir şekilde anlatan filmler izlemekten hoşlanıyorum. Bu tip işlerden mother!(2017) ve platform(2019) filmlerini izlemediysen izlemeni tavsiye ederim. 6Altı'nın konusuna da uygun olacagına inanıyorum. Söylediğim iki film bence Funnygames'e oranla daha kör göze parmak bir alegoriye sahip. İki film de alegori üzerinden bir eleştiri içeriyor ve ben şahsen platformun eleştirisini daha çok beğeniyorum.
Aslında psikoloji ile ilgilenenler için güzel bir film. Böyle filmler bazen beni rahatsız edip sinirimi bozsa da en sevdiğim film türlerinden biri.
abi haftaya ringuyu konuşsanız keşke
Adam çatlatan bir film bu gerçekten. Ben de durdura durdura izleyebilmiştim.
The hunt u da izle. Oda buna benzer
funny games müthiş filmdir. 6 filan değil bence helalinden 9 filandır.
Olagan ustu ogeler olmayan daha fazla film konusun sevgili CS! Severek izliyoruz.
4:25 e bayılıyorum
Avrupa sömürgeciliği okuması çok iyiydi. Bu tarzdan devam lütfen.
Tv de izlemişdim içim daraldı izlerken mecbur sonuna kadar izledim fenalık geldi
1997 yapımı olanı izledim,2007 filmini de gözden geçirdim.İki film arasında ki en bariz fark ışık kullanımı, bu nedenle de muhtemelen yorumlarda ilk haline daha gerici deniyo diye düşünüyorum. Ek olarak filmi özümsedikten sonra ,filmin tekrar Holywood'a çekilmesininde Hanekenin anlatmak istediği ironiyi daha da vurguladığını düşünüyorum.
saw ın o sevilmeyen furyadan olduğunu hiçte düşünmüyorum
Saw o furyanın bayrak tutanı dmdnnddr
Paul'un kıyafet seçimi bile rahatsız edici üst için uzun kollu altında ile olabilecek kadar kısa bi şort bu tezatlık bile filmin ne kadar didik didik rahatsızlık için uğraşıldığını gösteriyor
hereditary incelemesi istiyorummmm :)
Film aslında bir yeniden çevrim ama baştan sona bütün repliklerine varana kadar herşeyiyle ilk çevrimin aynısı. Tek farkı ikinci filmin ingilizce olması. CS tespiti çok doğru. Bir eleştiri sözkonusu ama avrupaya karşı değil amerika ya karşı bir eleştiri. İlk film amerika da yabancı dil de olduğundan izlenmediği için adam sırf amerikalılar izlesinler diye onların dilinde çekmiş ve tam da CS nin tespitlerinin aynısını yüzlerine vurmak için
İnceleme videosu için teşekkürler. Harika bir filmdi, zamanında bir şekilde gözümden kaçmış bu film. Zaten 6altı’nın en çok sevdiğim tarafı çok bilinmeyen, fazla duyulmamış, yayınlandığında aşırı ciddiye alınmamış, zaman içerisinde unutulmuş filmlere yer vermesi. Hatta bu filmler absürd veya abidik gubidik filmler kategorisine bile alınabilir. Onları özel yapan da bu aslında. 👍🏻👍🏻
Ben bu filmdeki aile ve 2 genç arasındaki ilişkiyi, biraz baskıcı iktidarlar ve halklar arasındaki ilişkiye de benzettim. Sürekli ezilme, buna isyan etmeme, gücünün farkında olamama, tehlikeyi ciddiye almama, iş işten geçtikten sonra fark etme, gençlerin aileye kötülük yaparken bir yandan gösterdikleri itici kibarlıklar gibi.
Benim de birkaç film tavsiyem olacak incelemeniz için. Bu filmlerin notları 7’den yüksek değil, 7’nin altında ama yorumumun başında söylediğim kriterlere ve konseptinize uyuyor.
Cruising (1980)
Ms. 45 (1981)
8MM (1999)
Gorky Park (1983)
Phantasma (1979)
The Running Man (1987)
Demon Seed (1977)
Pet Sematary (1989)
Bu filmin gecmisi var. Haneke'nin Danny's Video isimli filmini izlemelisin. Filmdeki karakterlerden birinin ergenligi, isledigi ilk cinayet orada. Filmdeki bazi sahneleri de anlamlandirmana yardimci olur bu. Spoiler vermek istemiyorum.
Alp Tamam izlerim mutlaka. Tavsiye için çok teşekkürler 👍🏻👍🏻
1997 ankara şapka bar olayı geldi aklıma bu filmi izlerken
Dandik Türk korku filmlerine ne zaman geleceksiniz?
Serinin amacı o değil. İyi olacakken yanlışlıkla kötü olmuş filmleri inceliyorlar.
mr ameriga funny games asla kötü bi film değil haneke ne yaptığını çok iyi bilen bir yönetmen lütfen...
onlar 6 etmiyor
Fantastik dışı filmlere girdiniz madem, We Need To Talk About Kevin izleseniz de konuşsanız keşke...
Çocuk yapmayı zaten düşünmüyordum o filmden sonra iyice vazgeçtim
Orda burda gördüğümüz,izlediğimiz katiller,tecavüzcüler veya intihar bombacıları için "bunları da bir ana doğurdu,bu insanlar nasıl böyle oldu?" sorusunun cevabını veren mükemmel bir film.ama yazdıktan sonra farkettim ki imdb puanı 7.5 miş,6 altıda konuşulacak filmler kategorisine giremeyecek maalesef...
@@gokcenileri194 Filmle ilgili yorumlara ve eleştirilere baktığımda kadının anneliğini çok eleştiren olmuş o inşaat yerinde mola verme sahnesi baya tepki almış. Bence bu filmdeki çocuğun durumu gerçekten genleriyle alakalı. İçinde var psikopatlık. Annesinin bilgisayarına virüs bulaştırdığı sahnede there is no point diyerek her şeyi özetliyor aslında. Film boyunca babayı seviyor zannediyoruz bunun da gerçek olmadığını öğreniyoruz.
Gülnur Türkan filmin bütün sahnelerini tek tek hatırlamıyorum ama filmle ilgili genel olarak aklımda kalan şu: siz ne kadar iyi bir anne olmaya çalışırsanız çalışın ki hiç kimse mükemmel değil herkes hata yapabilir, etki edemediğiniz,değiştiremediğiniz bir şeyler muhakkak olacaktır,çocuk bir oyun hamuru değil ve siz onu kendi kafanızdaki forma eğip bükerek sokamazsınız,çocuğun kendi iradesi var,belki de doğduğu andan itibaren var bu...filmin en sonundaki hapishaneyi ziyaret ettiği sahnelerde anlıyoruz ki annelik sadece karnında taşımakla,doğurmakla ve büyütmekle ilgili bir şey değil,annelik bunların hepsi ve aynı zamanda çocuğunuz kendi iradesiyle, bile bile katil olduğu zaman bile yine de çocuğunuzla aranızdaki ilişkiyi belki başka bir seviyede devam ettirmek ve ne olursa olsun onun doğruyu bulacağı ana kadar ve sonrasında da ilişkiyi kesmemek ,çocuğunuz vicdanıyla baş başa kalana kadar öğretmeye devam etmek demek.benim çıkarımlarım bunlar,ama tabi ki herkes başka başka sonuçlara varabilir,bu film,içinde birden fazla meseleyi barındıran bir film çünkü.
@@gokcenileri194 Kesinlikle haklısınız. Her şeye rağmen oğlunu ziyaret edebilmesi bile çok büyük bir şey bence. Ben bu kadar güçlü olabilir miydim bilmiyorum. Annelik duygusunun ne kadar üstün olduğunu anlatıyor belki de
Can bey ne yaptı ne etti Ceren Hocaya Sharknado izlettl ya; ne asklar var be.
Filmle alakalı okuduğum çözümlemede, filmin başındaki yumurtanın insan ruhunu sembolize ettiği söyleniyordu.
Aklım Godzilla tişörtünde kaldı.
Harikasınız
Mükemmel bir psikolojik gerilim filmi gerçekten…
Hahaha güzel yakaladım bu videoyu. Bu filmi ilk izlediğim zaman: "Eeee, ne oldu şimdi. Yani... " demiştim 😄
Bakalım sizlerin yorumları ne yöndeymiş 🙂
İzleyip geliyorum.
Get out yorumu merakla bekliyorum
Get out muazzamdır cidden.
17:40 97 versiyonunda evde telefon var ama çocuk ben çok sakarım falan derken eliyle iktiriyiyor tefelonu suya
4:26 tşk
Herhangi bir türk korku filimi olabilir garanti altı altı
Gaspar noe filmlerini inceleyin süper olur.
Haneke Funny Games US'i Amerikalılar sokaklarındaki sinemadan uzağa gidemediği için birebir aynısı olarak çekmiştir.
İki versiyonunu da izledim. Çok net 97 versiyonu. Almanca fonetiğinin de çok büyük etkisi olduğunu düşünüyorum.
Abi sırf ceren ablanın bu kadar yükselmesinden dolayı filmi izleyeyim ardından geri gelirim dedim ancak incelemenizi izlemem için sinirden yumruk attığım ekranın yenisine ihtiyacım var anketör değilim de varsa bi 1500 liranız şu garibana bir ekran
Anlattığınız Avrupa eleştirisi durumu benim de dikkatimi çekti ve biraz izlediklerim üzerine düşündüğümde aklıma şu durum geldi: Çocuğun balkondan kaçtığı sahnede adam onu kovalıyor ve ikisi de bir sudan geçiyorlar. Beraber eve geri döndüklerinde adamın ayakkabılarının temiz olduğunu ama yerde yatan çocuğun ayaklarının pis olduğunu gördüm. Söyledikleriniz bu sahneden sonra biraz daha mantıklı geldi bana.
ya arkadaş iki saatinizi ayırıp ilk filmi izleseydiniz. çok mu zor?
verdiğiniz bilgilerin çoğu da doğru değil.
ilk film sinema tarihinin en iyilerinden biri bu arada.
mihael diye okunuyor. ayıptır söylemesi film ağzıma sıçtı. özellikle filmi izledikten sonra sabah yumurta yaparken elimden düşürünce bütün gün eve uğramadım. Diğerlerinin yaşamı filmindeki abi süper oynamış. hiçbir zaman, bunu neden böyle yapmamışlar, falan dedirtmiyor. saç baş yolduruyor. Yine süper bir seçim. böyle devam...
mekanın ve kostümlerin aşırı derecede rahatsız edici bir beyaz olmasından kimse söz etmeyecek mi
Süper
Bu film izledigim en rahatsiz edici film (muthis)
97 versiyonunu kız arkadaşımla izleyemeyip random bi almadovar filmi açıp hayatımıza mutlu mesut devam etmiştik
Lütfen bir ara cube inceleyin
Ben 97'de çıkan filmi izledim, kumanda sahnesi ilk filme göndermeymiş denilince 2007 versiyonunda televizyon sahneleri yok mu, alakasız kumanda mı çıkıyor diye düşündüm keza ilk filmde gözümüze sokarak, burada mesaj var! diye TV sahneleri vardı. Eğer söylediğim gibiyse bence ilkine de bir bakın.
Oyle degil. Haneke Benny's Video diye bir film cekti. O film Funny Games'ten daha eski tabi. Filmde Funny Games'teki psikopatlardan biri oynuyor, daha ergen orada. Benny video kasetler izlemeyi seven bir cocuk. Gerceklikten tamamen kopmus ve algisi o kadar degismis ki gercek hayatta birini oldurdugunde onu da vhs kaset gibi geriye sarabilecegi dusuncesine kapiliyor. Boylece sevgilisini katlederek ilk cinayetini islemis oluyor. Videoyu geri sarmak ile bir seyin degismedigi gercegiyle de o zaman yuzlesiyor. Funny Games'te de o cocuk buyumus, rahat duramamis iste. Ailesi zaten yedigin onunde yemedigin arkanda buyutuyorlar Benny'de cocugu filmi izlersen eger anlarsin bu cumleyi. Kumanda sahnesi de geri sarmaya bir gonderme. Ilk filmden kasit bennys video yani.
1997 ile 2007'deki kumanda sahneleri aynı farklı bir şey yok
bu filmi çok uzun zaman önce film arşivinde bulup izlemeye başlamıştım. videonun 20. dakikasına kadar aynı film olduğunu anlayamadım, ta ki cs bey "beyaz converse beyaz eldiven" diyene kadar. o anda iki dingilin suratı öyle bir gözümün önüne geldi ki... bu arada ben de filmi ilk yarım saat içinde kapatmıştım "bu ne amuğaoyim" diyerek.
Sharknado serisini tavsiye ederim korkunç bir film tarzı komedi düşük puan alsada güzel göndermeleri olan iyi filmdir ...
reis korku filmi izlemeyi sevmem ama sizin muhabbetiniz için izliyorum
Konuştuğunuz hiçbir filmi izlemeden dinliyorum sizi :D
Sonra Beğendiklerimi izliyorum :D
Thirteenth Floor'u inceleyin
Haneke ye girdiyseniz efendim haneke tarzında Lanthimos filmleri de izleyebilirsiniz mesela Dogtooth mesela Killing of a Sacred Deer
97 versiyonunu izledim ben de. Bir an killing of a sacred deer'i anımsattı bayağı
Ben Ring'in orjinalini baya kucukken izlemistim.🙄travmatik oldu😂
22:00 Rosemary'nin Bebegi geldi aklima
Can abi dediğin Sharknado gibi rezil ötesi the asylum filmlerini incelediğin bi seri başlatır mısın ben baya zevk alırım kahkahalarla izlerim
97 yapımını izledik bugün herşeyden çok beni ailenin salak ve saf olmaları gerdi ve sinirimi bozdu çokca
İçinde yaşadığim Deri filmini yorumlarsanız sevinirim.
hayatimda hicbir filmden bu kadar rahatsiz olmadim, asiri sinir oldum ancak 20. dakikaya kadar izleyebildim. Ozellikle yumurta verme sahnelerinde bakismalarin uzunlugu sahnelerin yavasligi daha da rahatsiz etti. keske jumpscare cinli minli bisi olsaydi daha rahat izlerdim. 20 dkda 54 defa katil oldum
İLK FUNNY MOMENTS
2007 versiyonunun bahsetmiş olduğunuz torture porn işleri dönemine denk gelmesinin bir tesadüf olduğunu düşünmüyorum, haneke abim bu janrayı içindekini görebilmek için mükemmel bir yapısöküme uğratmış bence. avrupa emperyalizmi benzetmesini farklı bir pencereden bakmamı sağladığı için beğensem de kötü karakterlerin asıl olayının bu janranın saçmalığıyla dalga geçmek ve bize istediğimiz şiddeti vermek olduğunu düşünüyorum.
21:59 = Irak, Filistin, Suriye vb. Ortadoğu ve Afrika ülkelerinin psikolojisi değil mi acaba? Ce.S.'nin söylediği her kelimede bunu daha çok hissettim.
Bu filmi, 7-8 sene önce kanal d de türkçe düblajla izlemiştim(14 yaşındaydım.) Bu yüzden, bu gerilimi alamamış ve 30 dk olmadan tv'yi kapatmıştım. Şimdi bir şans daha verme zamanı.
Bu arada ben filmleri, videonuzu izledikten sonra izliyorum. Benim için, filme bakış açımı genişleterek izlemek daha faydalı.
cs galakside en büyük fanın falan olabilirim, her fikrine fena katılıyor tavırlara çok medeni, çok insancıl buluyorum. gel gör ki bu film için; adamla kadının tepkisizliğine olan yoğun eleştirileriniz bana ilk kez "cahil misin olm" dedirtti. bence filmin en büyük mesajı medenileşmiş insanın, medeniyet öncesi haline ne kadar yabancılaştığı, onla yüz göz olunca nasıl da beceriksizleştiği, onu görmezden geldiği falan gibi bi mevzu, haliyle karakterlerin tepkisizliği olmasa filmin bu büyük mesajı da olmayacak. ilk 15 dakikasını tekrar izledim sizin yorumları dinledikten sonra, şeyi fark ettim; yumurta almaya gelen eleman aslında gaddarlaşmak, canileşmek için bi fırsat kolluyor, canilik potansiyeli yeterince görmezden gelinse bunu sergilemekten kaçınacak, efendi efendi yumurtalarını alacak gidecek, ancak kadın da yumurta mevzusu sırasında bunu başaramayıp ifrit olduğunu, elemanı "garip" bulduğunu hissettiren hareketler sergiliyor. elemana bu noktadan sonra gün doğuyor çünkü saklamak, gizlemek zorunda olduğu manyaklığının zaten karşı tarafça bilindiğini fark edince normal davranmaktan vazgeçiyor. zalimlikle mücadelede en eski yöntemlerden birisidir, onu görmezden gelmek, bazen olumlu sonuç verdiği gibi bazen de bu filmde olduğu gibi felaketle sonuçlanabiliyor.
Overreading yapmışsınız.
@@revoralt1041 hiç de bile. Az bile reading yapmışım
1:23 alman psikopatı daha iyi oynar :) kategorili p*** esprisi o kadar çaktırmadan, hayran oldum.
@Kayra pipi demek
Abi sömürgecilikten bahsetmişsin, filmde böyle bir kaygı var mı yok mu bilemiycem ama benim kanaatim, geçmişten günümüze ve hatta gelecekte de olacak şeyler tamamen klasik bir insan psikolojisinden geçtiğidir.Standart bir insanın derin psikolojik analiziyle veya yüzeysel bir analiziyle bile savaşların,sömürgeciliğin, vb. olayların sebeplerine bakılabilir. Çünkü bu kararların alınması tamamen senin benim gibi insanların (İnsan psikolojisini ------------ düz bir çizgi kabul edersek, yaşadığımız her an bu çizgide aynı kalp ritmi gibi değişiklikler yaşatacaktır ama çizgi baki kalacaktır. Çünkü gene kendi kanaatim, insanın evrimleşirken diğer kuzenlerinden ayrılıp şans eseri akla erdiğinden beri hep bir yön veren, kontrol eden, algıları belirleyen bir grup ve/veya gruplar(Toplum) olmuştur ve bizlere aşılanan belirli sabit (insan ol biraz vb. cümlelerde de görebiliriz) bir karakter oluşmuştur. (Halbuki (yazdıklarımla ters düşecek ama) her insanın yaşamı benzersiz olduğundan karakteri de öyle olacaktır ama örneğin iyilik ve kötülük algısı toplum dediğimiz olayın var ettiği bir şeydir. Aslında her insan için iyi ve kötü başka şeylerdir.Mesela bir adam duvara taş atmak ister çünkü o duvarın orada olmasını istemiyordur ama toplum ona onun kötü olduğunu aşılamıştır ve o ''Ayıp ama emek var veya günah alın teri diyebilir. Bu sayede içindeki asıl kişiliği topluma göre törpülemiş olur ama bu başka konu :D )) bazı değişiklikler yaşamasıyla bu sömürgecilik vb. olaylar çıkmıştır. Yani temelde basittir. Anlaşılabilir. ---Şimdi diyeceğim şu, belli ki bu yönetmen istediği psikolojiyi karşıya geçirebilen biri ve sen temel psikolojini bildiğin için ve de tarihi olayların farkında olduğundan beynin böyle bir benzetme yapmış olabilir. Veya cidden öyle ne bileyim :D
Mesela o çocukları ''İnternet'e veya Televizyona da benzetebiliriz.
Bu arada son muhabbet için diyorum ''I Spit On Your Grave'' serisinde de bir kadının intikam alması var ama tabi biraz vahşet içeriyor :D
İŞTE O İKİ ÇOCUK İLERİDE YANLARINA BİLAL’İ DE ALIP KAFALAR KANALINI KURDULAR.
bu filmi anlatınca aklıma the hills have eyes (2007) filmi geldi film 6.4 Imdb'si benim hoşuma gitmişti burada izlediğiniz filmin tam tersi durum söz konusu durumu kabullenmek yerine mücadele üstüne yapılmış bir film galiba 77 yapımının yeniden çekimiymiş onu izlemedim açıkçası, tavsiye ederim the hills have eyes 2 de var ama o berbat.
Bugüne değin incelediğiniz filmlerin dışında inceleseniz nelerden konuşursunuz diye merak ettiğim bi film var.Pek bilinen bir film değildir lakin benim için kıymetli bi eserdir.İsmi Léolo yönetmeni Jean-Claude Lauzon.Sizin Janrın dışında bir iş o yüzden özellikle hanımefendinin yorumunu merak ediyorum.
Orphanage' ı izleyebilirsiniz diyecektim puanı 7.5 muş maşallah beklemiyodum bu kadar yüksek olduğunu. Tüh.
Dreamcatcher
eXistenZ
- Özellikle
Ginger Snaps
Harbinger Down
- Bu Can Abi için
Vampires
Maléfique
Los cronocrímenes
Coherence
Frequently Asked Questions About Time Travel
V/H/S
John Dies at the End
Idiocracy
- Özellikle
Under the Skin
Lathe of Heaven
The Box
Nightbreed - Buda Yenge için :) veya Can Abide sever :)
Belki bir hatırlatma olur 6-7 civarı bunlar gerçi :D
Haneke'nin filmlerinde görülen en bariz duygu kayıtsızlıktır. Benny's video ya da funny games'te insanları rahatsız eden de budur aslında. Birini öldürmenin kayıtsızlığı. Bu yüzden ölüm sahneleri allı pullu değildir. Saniyeler içinde ve spontane biçimlerde gerçekleşir. Odak noktası birini öldürmenin verdiği vicdani yük değil, aynı hayatta olduğu gibi, yalnızca gerçek olana odaklanmaktır.
Mihail gibi bir şey olması lazım almanca olduğu için.
Can Evrenol'un Baskın filmini de izleyip yorumlama şansınız var mıdır acaba?
Communion 1976 bu filmi incelermisiniz ?
ben filmleri izlemeden geliyorum. özellikle korku/gerilim turu filmler icin benim icin baya yararli oluyor bu tarz icerikler. cunku kafamda zaten izlemeyecem diye ayiriyorum bu filmleri, psikolojik olarak cok etkilendigim icin. mesela gecen konustugunuz rosmary's baby öyle bir filmdi ve ne kadar merak etsem de, bir turun baslamasini saglamis bir film olarak, cok korkarim heralde diye izlemeyecektim. bir de polanski'nin olaylarindan dolayi da iyice itilmistim. ama o en korkulacagini tahmin ettigim kisimlari sizden dinledikten sonra rahat rahat gidip izledim mesela, cunku aslinda kadinlar hakkinda bir film oldugunu da bilmiyordum mesela, baya zamanina göre ilerde bir film gibiydi. pisman olurmusum eger izlemeseymisim. yani karanlik bir odaya girmek gibi aslinda benim icin korku gerilim filmleri, birisi surda su var burda bu var diye anlatinca ve anlamli bir sekilde yorumlayinca hem izleme hevesi olusturuyor hem de korkuyu azaltiyor. spoiler olayi da artik söz konusu olmuyor zaten izlemeyecegini kafanda kesinlestirince. ama ona ragmen izlemeyecegim filmler var mesela, hereditary gibi.
bu funny games'i de ben cnbc-e zamanlarindan hatirliyorum ve bir kac kez yayinladiklarinda izlemeye calismistim. ama ceren'de oldugu gibi ben de kapatmistim gerilimden ve sinir bozucu havasindan filmin.
simdi sizi dinledikten sonra bir daha izleme hevesi uyandi.
bir de elestirmenlerden de haneke iste seyirciye ustten bakiyor vs. gibi elestiriler okumsutum bir cok yerde. ben amour filmini izledim haneke'nin bir tek. cok da benim tarzim bir film degildi dogurusu. ama burda o bahsettiginiz " bu bir film degil" aslinda unsurunu merak ettim. yani yaptigi elestirileri vs.
1997 versiyonu izlenmeli. Oyunculuklar daha iyi ve çok fark ediyor.