✍🏻: Taekqw 📜: Boks maçında kaybeden esine duş aldırırsın 🎶: Stan - Eminem 💌: Sizi seviyorum Jeon Jungkook Jeon Betty Gelen seslerle kafamı merdivenlere doğru çevirdiğim sırada altında siyah şort, üstünde beyaz t-shirt olan eşimle göz göze geldiğimizde yüzümde sıcak bir gülümseme oluşmuştu. Birkaç saat sonra boks maçı vardı ve final maçıydı, kariyeri için en önemli maçtı bu. Günler hatta aylardır sadece bu maç için çalışıyor ve bazen bana zaman ayırmayı bile ihmal ediyordu ama bunu pek kafaya taktığım söylenemezdi, onu anlıyordum geçirdiği bu sürecin ne kadar zorlu olduğunun farkındaydım. Rakibi çok güçlüydü tıpkı bir canavar gibiydi. Kafamdaki düşünceleri bir kenara bırakıp yanıma gelen eşime çevirmiştim gözlerimi tekrardan. - Güzelim benim Elini belim doladıyıp başını boynuma gömerken söylediği bu iki kelime bile kalbimi yerinden çıkarabilecek derecedeydi. Ellerimi ensesine daldırıp saçlarını okşamaya başlamıştım. Kafasını boynumdan çekmeyip beni kendine daha da yaklaştırırken konuştu. - Kazanırım değil mi? Çıkan sesiyle endişeli olduğu her halükarda belli oluyordu. Karşıdaki rakibi oldukça güçlüydü ve endişeli olması anormal değildi. Ona nazaran sesimin daha sakin çıkmasını umarak karşılık vermiştim. "Kazanacaksın tabii, ne de olsa sen yenilmez Jeon Jungkook'sun, en önemlisi Jeon Betty'nin kocasısın" Bu cümleme karşılık boynuma buruk bir gülümseme bırakmış ve ardından kafasını boynumdan çekmişti. - Haklısın, ne de olsa senin kocanım. Kazanmak zorundayım. "Hiçbir şey yapmak zorunda değilsin Jeon" Ellerimi yanaklarina götürmüş cümlemi devam ettirmiştim "Sadece sana zarar gelmesini engelle, kazanmak zorunda değilsin." Yanağındaki ellerimi ellerine almış avuç içlerime öpücükler bırakmaya başlamıştı, bir nevi kendini rahatlama şekliydi bu. "Hadi ama Jeon kazanman ya da kaybetmen umrunda olmamalı, biliyorum zorlu bir rakip ama sen de zorlu birisin. Kazan veya kaybet her türlü yanında olacağım, maçtayken bunu aklından çıkartma. Şimdi gidelim geç kalacağız" - Seni seviyorum güzelim Gülümseyip dudağıma ufak bir öpücük kondurduktan sonra arabaya doğu ilerlemiştik. Evet endişelenmesi normaldi ama bu kadar endişelenmesi normal değildi. Genelde her maçına oldukça rahat çıkar, "bu maçı kazanacağım der" kazanır ve biter. Ancak bu sefer ilk defa bana "kazanırım değil mi" diye sordu garipsemedim değil. ... Maçın olacağı ringe geldiğimizde arabayı park etmiş, yol boyunca bacağımdan ayırmadığı elini çekmiş arabadan inmişti hemen ardından ben de arabadan inip yanına ilerlemiş ve az da olsa sakinleşmesi adına elini tutmuştum. Elimi tutuşu sıkılaştığında rakibin gerçekten oldukça güçlü olduğunu tekrardan anlamıştım. Soyunma odasına doğu ilerlemiş odanın içerisine girmiştik, kimse yoktu. Jeon elimi bırakıp olabına doğru ilerlemişti, bense birkaç adım atıp (şu soyunma odalarının ortasında olur ya masanın ince versiyonu gibi bir şey onu düşünün adını unuttum sandalye diycem ben pin.it/1VakRwaRR ) sandalyeye oturmuş Jungkook'u izliyordum. Endişe dolu hareketleri beni oldukça huzursuz ediyordu. "Sevgilim, endişeli görünüyorsun" Dolabın kapağını kapatmış bana doğru ilerleyip yanıma oturmuştu. - Bilmiyorum güzelim, garip hissediyorum Cümlesinin ardından ellerini tutmuş ve konuşmaya başlamıştım "Kazanmayı bu kadar kafaya takma Jeon. Her zaman kazanacaksın diye bir şey yok" - Betty.. sarılmak istiyorum Hafifçe gülümsemiş kollarımı açmıştım, koca vücudunun yanında kayboluyordum ama bu sefer benim onun kollarında degil onun benim kollarımda olması gerekiyordu. İkiletmeden kollarım arasına girdiğinde sırtını iyice kavrayıp saçlarının arasına öpücükler bırakmıştım. Göğsümde hissettiğim ıslaklıkla ağladığını anlamıştım. "Jeon..?" - Şşşt lütfen güzelim, şuan konuşmak istemiyorum Kafasını iyice göğsüme gömdüğünde korkmaya başlamıştım. Neden ağlıyordu bilmiyordum ama konuşmak istemediği için susmuştum. .. Aradan belki 10 belki 15 dakika geçmişti, jeon sakinleşmiş kafasını kaldırıp ellerini hafifçe yanaklarıma değdirmişti "dokunmaya bile kıyamıyorum" dedikleri bu olsa gerek. Gözlerimi gözlerine kenetlemiş, parlayan gözlerinde kayboluyordum adeta. - İyi ki varsın Betty, bana o kadar iyi geliyorsun ki.. Cümlesine devam edemeden açılan kapı ile ikimiz de o tarafa doğru bakmıştık. Gelen kişi Jungkook'un koçuydu. Hızlıca yanağıma ufak bir öpücük kondurup koçun yanına gitmişti. .. Koç ile birkaç şey konuştuktan sonra Jeon tekrardan yanıma oturmuştu, her maç öncesi olduğu gibi ona uğur getirdiğini düşündüğü için birkaç dakika sadece öpüşüyorduk ve gözleri dudaklarıma kenetlendiginde bunu istediğini anlamış dudaklarımızı birleştirmiştim. Dillerimiz dans ediyorken ikimiz de nefessiz kalıp sesli bir şekilde dudaklarımızı ayırmıştık. Bu halimize gülümsemiş ayağa kalkıp dolabından boks maçı için özel tasarlanmış olan şortu eline alıp şuan giydiği şortu hiç çekinmeden çıkarıp elindeki şortu girdiğinde onu izliyordum bunu fark etmiş olucak ki hafifçe gülümsemiş ama bana bakmamıştı bile. Üstündeki t-shirt'ü çıkarıp bana döndüğünde gözüm her zaman olduğu gibi ilk olarak karın kaslarına kaymıştı. Bana doğu birkaç adım attığında ayağa kalkmış ben de ona doğu ilerlemiştim. Aramızda birkaç santimlik mesafe varken ellerimi kaslarına götürmüştüm. - Bu hallerin deli ediyor beni Betty "Seninde kasların deli ediyor beni.." Seslice güldüğünde ne dediğimin farkına varıp elimle yüzümü kapatmıştım. Bu halime daha çok gülmüş yüzümdeki ellerimi çekip dudaklarımızı birleştirmişti. -Her halin o kadar hoşuma gidiyor ki.. kazanırsam maçtan sonra hediyemi almak istiyorum Bahsettiği "hediye" sevişmemizdi. Kafamı onaylar bir şekilde sallayıp konuşmak için aralamıştım dudaklarımı. "Kazan ya da kaybet iki şekilde de vereceğim hediyeni sana" -Bayan Jeon bana karşılıksız hediye mi veriyorsunuz "Ne o Bay Jeon beğenmediniz mi? iyi o hâlde vazge" Sözümü bitirmeden tekrar birleştirmişti dudaklarımızı. - Hayır Bayan Jeon çok beğendim hatta her gün isteyeceğim türden bir hediye. "Abartmayın Bay Jeon" -Emriniz olur Bayan Jeon .. Yüzü kanlar içerisinde yerde yatan Jeon'a dolu gözlerle bakıyordum. Kaybetmişti hemde berbat bir şekilde. .. Yüzündeki kanlara dokunmama izin vermeden Jeon'un zoruyla eve gelmiştik. Eve girer girmez direkt olarak yatak odamıza geçmiş kendini yatağa attığında acı dolu bir inleme bırakmıştı odaya. Yatağa ilerleyip yanına oturmuştum "Neden dinlemiyorsun beni Jeon" Cevap vermemişti, ayağa kalkıp ilk yardım çantasını alıp tekrar yanına oturmuştum. "Otur bari yüzündeki yaraları temizliyim" Durup sadece gözlerime bakmıştı - İstemiyorum Oflayıp ilk yardım çantasını açmış içinden çıkardığım pamuğun üzerine tentürdiyot dökmüş pamuğu Jeon'nun yüzündeki yaralara bastırmıştım. - İstemiyorum dedim "Sus Jeon" Devamı altta
Devam 1 - İstemiyorum dedim "Sus Jeon" Konuşmamıştı. Yaraları temizledikten sonra krem çıkartıp yaralara krem sürmüştüm. Çantayı yatağın yanındaki komidine bırakıp elimi Jeon'a doğru uzattığımda sorar gözlerle bana bakmıştı. "Duş alıp kendine gelen lazım" - İstemiyorum Betty "İstomoyorom Botty. Sana isteyip istemediğini sormadım elimi tut ve kalk" Bu tepkime şaşırmış ama belli etmemek adına konuşmaya başlamıştı - Duş alamayacak kadar yorgunum "Sana 'kendin duş alacaksın' dediğimi hatırlamıyorum" - Ne yani karım bana duş mu aldıracak Sırıttığında göz devirmistim. "Bu hâlde bile düşündüğün şeye bak" - Hop hop kuru iftira ben bir şey düşünmüyorum sen o noktaya getiriyorsun konuyu "Jeon sus ve kalk artık" - Kemiklerim ağrıyor "Ilık bir duş iyi gelecektir. Kocamansın bu kadar büyük olmasaydın kucağıma alırdım seni" Gülmüştü "Of Jeon kalk artık çok mızmızlandın" - Tamam anne kızma lütfen "Bak ya" Zorlukla yataktan kalktığında elini tutup banyoya doğru ilerlemiştim. Odanın içinde olan banyonun kapısını açmış önce Jeon sonra ben içeri girmiştim. Kapıyı kapatıp küvetin tıpasını taktıktan sonra suyu ayarlamaya başlamıştım. - Soyuniyim mi Suyu ayarlarken gelen soru ile birkaç saniye durmuş ardından arkamı dönmüştüm "Yok soyunma Jeon böyle kıyafetlerinle gir" - Tamam o zaman Bıkkınlıkla nefes vermiştim "Suyu hazırladım, kıyafetlerini çıkart ve suda kal biraz. İyice rahatladıktan sonra seslen bana duş aldıracagim sana" -reklam- daha fazla kurgu için videoyu beğenip abone olun!! -reklambitti- - Ne yani küvete birlikte girmeyecek miyiz "Jeon valla vurcam kafana" Kapıya ilerleyip banyodan çıkmıştım. .. - Güzelim! Gelen ses ile banyoya ilerleyip kapıyı açmıştım - Duş aldır bana sıkıldım burda Gülümsemiş içeri girmiştim. Jeon küvetten çıktığında gözlerim vücuduna kaymıştı - Bebeğim? Ona baktığımı fark ettiğimde kafamı başka tarafa çevirmiştim "tabureye otur" - Hadi ama etkilenmedin mi "Bakıyorum da iyileşmişsin hiç kemiklerin ağrımıyor, cikiyorum ben" Kapıya doğru ilerlediğimde kolunu tutmuştu -Ah Betty! kolum çok ağrıyor "Oyunculuğun bile berbat Jeon" - Vücudum mükemmel ama dimi "Dalga mı geçiyorsun benimle" - Yoo "Sandalyeye oturuyor musun gideyim mi?" - Tamam kızma oturuyorum Sandalyeye oturduğunda duş başlığını alıp suyu açtıktan sonra suyu vücudunda yaymaya başlamıştım. Sırtında gördüğüm yumruk izleri gerçekten kötü görünüyordu. Onu böyle gördükçe içim acıyordu. "Çok acıyor mu" - Ha? ne? "Neyden bahsettiğimi biliyorsun" - Acımıyor güzelim "Yalan söyleme" - Söylemiyorum Cevap vermemiş duş başlığını bırakıp şampuanı önce elime döküp sonra saçlarına sürmüştüm. Saçlarını iyice köpürttükten sonra duş başlığını alıp köpükleri temizlemiştim. Lif kullanırsam canının yanacağını düşündüğüm için duş jelini elimle dağıtıp önce sırtına sürmeye başlamıştım Devamı altta
Devam 2 ve son Cevap vermemiş duş başlığını bırakıp şampuanı önce elime döküp sonra saçlarına sürmüştüm. Saçlarını iyice köpürttükten sonra duş başlığını alıp köpükleri temizlemiştim. Lif kullanırsam canının yanacağını düşündüğüm için duş jelini elimle dağıtıp önce sırtına sürmeye başlamıştım - Neden lif kullanmıyorsun "Canın yanar" - Jeon ölsün senin kalbine "Ölmesin" Elimi göğüsüne götürüp jeli yaymaya başladığımda sırıttığını görmesem de hissedebiliyordum. "Lif sürmeden olmuyor" - Hayır oluyor. Ellerin çok iyi geldi, ciddiyim Hafifçe gulumsemis duş başlığını alıp vücudunu ıslatmıştım, bacaklarına dokunmayacaktım çünkü dokunursam ne kadar yorgun olursa olsun işin başka yerlere gideceğini biliyordum. .. Dolaptan çıkardığım boxer, t-shirt ve şortu Jeon'a uzatmıştım. - Ne yani ben mi giyineceğim "İstersen giyinme?" - Sen giydir "Hayır" - Her yerim ağrıyor ama "İyi boxerını kendin giy" - Amacım onu bana giydirmen zaten "Fazla mı açık sözlüsün" - Biraz "Sus ve giyin" - Sen giydir lütfen lütfen lütfen bebeğim Cevap vermemiştim ama kıyamadığım için boxerını ve şortunu giydirmistim. t-shirt'ünü giydireceğim sırada gözüm göğsünde ve karnında olan izlere kaymıştı. Bunu fark edecek olmalı ki konuşmuştu - İyiyim ben, hem maçı kaybetmem umrumda bile değil merak etme Yatağın ucunda oturuyor olan Jeon'un yanında diz çökmüş ellerimi yara izlerine götürmüştüm. Gözlerimin dolduğunu anladığımda dudaklarımı yaralara götürüp her birini tek tek öpmeye başlamıştım - Yapma böyle güzelim kendimi tutamayabilirim Konuşmamış devam etmiştim. Ardından kalkmış ve patlamış olan dudağını öpmüştüm .. T-shirt'ünü giymemiş yatakta uzanırken yan tarafını pat patlamıştı. Yanına gidip yaralara dikkat ederek bir kolumu göğsüne atıp uzanmıştım. - İyi ki varsın güzelim..sayende maçı kaybettiğimi bile unuttum "Sen de iyi ki varsın Jeon" Saçlarıma öpücük kondurmus beni kendine daha çok yakınlaştırmıştı - Sabah bana verdiğin sözü unutmadım bebeğim "Ne sözü" - Hediye sözünü "Jeon çok fırsatçısın" - Birkaç gün sonra alacağım hediyemi "Bakarız - Bakarız diye bir şey yok "Sus Jeon" - Susmak yok bu sefer güzelim.. hatta birkaç gün sonra altımda çığlıklarını duyacağım 𝚝𝚑𝚎 𝚎𝚗𝚍 o kadar içime sinmedi ki tekrar açıp okumadım bile. okumadığım için yazım yanlışlarına bakmadım şimdiden özür dilerim yazım yanlışları için
uzun süredir youtubeda hikaye okumuyordum. Son 3 gündür bir kaçına göz atdım aralarında en sevdiğim bu oldu. Gerçekten her şeyi yerinde ve çok tatlı bir kurgu. Ellerine sağlık devamı gelsin
✍🏻: Taekqw
📜: Boks maçında kaybeden esine duş aldırırsın
🎶: Stan - Eminem
💌: Sizi seviyorum
Jeon Jungkook
Jeon Betty
Gelen seslerle kafamı merdivenlere doğru çevirdiğim sırada altında siyah şort, üstünde beyaz t-shirt olan eşimle göz göze geldiğimizde yüzümde sıcak bir gülümseme oluşmuştu. Birkaç saat sonra boks maçı vardı ve final maçıydı, kariyeri için en önemli maçtı bu. Günler hatta aylardır sadece bu maç için çalışıyor ve bazen bana zaman ayırmayı bile ihmal ediyordu ama bunu pek kafaya taktığım söylenemezdi, onu anlıyordum geçirdiği bu sürecin ne kadar zorlu olduğunun farkındaydım. Rakibi çok güçlüydü tıpkı bir canavar gibiydi.
Kafamdaki düşünceleri bir kenara bırakıp yanıma gelen eşime çevirmiştim gözlerimi tekrardan.
- Güzelim benim
Elini belim doladıyıp başını boynuma gömerken söylediği bu iki kelime bile kalbimi yerinden çıkarabilecek derecedeydi. Ellerimi ensesine daldırıp saçlarını okşamaya başlamıştım. Kafasını boynumdan çekmeyip beni kendine daha da yaklaştırırken konuştu.
- Kazanırım değil mi?
Çıkan sesiyle endişeli olduğu her halükarda belli oluyordu. Karşıdaki rakibi oldukça güçlüydü ve endişeli olması anormal değildi. Ona nazaran sesimin daha sakin çıkmasını umarak karşılık vermiştim.
"Kazanacaksın tabii, ne de olsa sen yenilmez Jeon Jungkook'sun, en önemlisi Jeon Betty'nin kocasısın"
Bu cümleme karşılık boynuma buruk bir gülümseme bırakmış ve ardından kafasını boynumdan çekmişti.
- Haklısın, ne de olsa senin kocanım. Kazanmak zorundayım.
"Hiçbir şey yapmak zorunda değilsin Jeon"
Ellerimi yanaklarina götürmüş cümlemi devam ettirmiştim
"Sadece sana zarar gelmesini engelle, kazanmak zorunda değilsin."
Yanağındaki ellerimi ellerine almış avuç içlerime öpücükler bırakmaya başlamıştı, bir nevi kendini rahatlama şekliydi bu.
"Hadi ama Jeon kazanman ya da kaybetmen umrunda olmamalı, biliyorum zorlu bir rakip ama sen de zorlu birisin. Kazan veya kaybet her türlü yanında olacağım, maçtayken bunu aklından çıkartma. Şimdi gidelim geç kalacağız"
- Seni seviyorum güzelim
Gülümseyip dudağıma ufak bir öpücük kondurduktan sonra arabaya doğu ilerlemiştik. Evet endişelenmesi normaldi ama bu kadar endişelenmesi normal değildi. Genelde her maçına oldukça rahat çıkar, "bu maçı kazanacağım der" kazanır ve biter. Ancak bu sefer ilk defa bana "kazanırım değil mi" diye sordu garipsemedim değil.
...
Maçın olacağı ringe geldiğimizde arabayı park etmiş, yol boyunca bacağımdan ayırmadığı elini çekmiş arabadan inmişti hemen ardından ben de arabadan inip yanına ilerlemiş ve az da olsa sakinleşmesi adına elini tutmuştum. Elimi tutuşu sıkılaştığında rakibin gerçekten oldukça güçlü olduğunu tekrardan anlamıştım. Soyunma odasına doğu ilerlemiş odanın içerisine girmiştik, kimse yoktu. Jeon elimi bırakıp olabına doğru ilerlemişti, bense birkaç adım atıp (şu soyunma odalarının ortasında olur ya masanın ince versiyonu gibi bir şey onu düşünün adını unuttum sandalye diycem ben pin.it/1VakRwaRR ) sandalyeye oturmuş Jungkook'u izliyordum. Endişe dolu hareketleri beni oldukça huzursuz ediyordu.
"Sevgilim, endişeli görünüyorsun"
Dolabın kapağını kapatmış bana doğru ilerleyip yanıma oturmuştu.
- Bilmiyorum güzelim, garip hissediyorum
Cümlesinin ardından ellerini tutmuş ve konuşmaya başlamıştım
"Kazanmayı bu kadar kafaya takma Jeon. Her zaman kazanacaksın diye bir şey yok"
- Betty.. sarılmak istiyorum
Hafifçe gülümsemiş kollarımı açmıştım, koca vücudunun yanında kayboluyordum ama bu sefer benim onun kollarında degil onun benim kollarımda olması gerekiyordu. İkiletmeden kollarım arasına girdiğinde sırtını iyice kavrayıp saçlarının arasına öpücükler bırakmıştım. Göğsümde hissettiğim ıslaklıkla ağladığını anlamıştım.
"Jeon..?"
- Şşşt lütfen güzelim, şuan konuşmak istemiyorum
Kafasını iyice göğsüme gömdüğünde korkmaya başlamıştım. Neden ağlıyordu bilmiyordum ama konuşmak istemediği için susmuştum.
..
Aradan belki 10 belki 15 dakika geçmişti, jeon sakinleşmiş kafasını kaldırıp ellerini hafifçe yanaklarıma değdirmişti "dokunmaya bile kıyamıyorum" dedikleri bu olsa gerek. Gözlerimi gözlerine kenetlemiş, parlayan gözlerinde kayboluyordum adeta.
- İyi ki varsın Betty, bana o kadar iyi geliyorsun ki..
Cümlesine devam edemeden açılan kapı ile ikimiz de o tarafa doğru bakmıştık. Gelen kişi Jungkook'un koçuydu. Hızlıca yanağıma ufak bir öpücük kondurup koçun yanına gitmişti.
..
Koç ile birkaç şey konuştuktan sonra Jeon tekrardan yanıma oturmuştu, her maç öncesi olduğu gibi ona uğur getirdiğini düşündüğü için birkaç dakika sadece öpüşüyorduk ve gözleri dudaklarıma kenetlendiginde bunu istediğini anlamış dudaklarımızı birleştirmiştim. Dillerimiz dans ediyorken ikimiz de nefessiz kalıp sesli bir şekilde dudaklarımızı ayırmıştık. Bu halimize gülümsemiş ayağa kalkıp dolabından boks maçı için özel tasarlanmış olan şortu eline alıp şuan giydiği şortu hiç çekinmeden çıkarıp elindeki şortu girdiğinde onu izliyordum bunu fark etmiş olucak ki hafifçe gülümsemiş ama bana bakmamıştı bile. Üstündeki t-shirt'ü çıkarıp bana döndüğünde gözüm her zaman olduğu gibi ilk olarak karın kaslarına kaymıştı. Bana doğu birkaç adım attığında ayağa kalkmış ben de ona doğu ilerlemiştim. Aramızda birkaç santimlik mesafe varken ellerimi kaslarına götürmüştüm.
- Bu hallerin deli ediyor beni Betty
"Seninde kasların deli ediyor beni.."
Seslice güldüğünde ne dediğimin farkına varıp elimle yüzümü kapatmıştım. Bu halime daha çok gülmüş yüzümdeki ellerimi çekip dudaklarımızı birleştirmişti.
-Her halin o kadar hoşuma gidiyor ki.. kazanırsam maçtan sonra hediyemi almak istiyorum
Bahsettiği "hediye" sevişmemizdi. Kafamı onaylar bir şekilde sallayıp konuşmak için aralamıştım dudaklarımı.
"Kazan ya da kaybet iki şekilde de vereceğim hediyeni sana"
-Bayan Jeon bana karşılıksız hediye mi veriyorsunuz
"Ne o Bay Jeon beğenmediniz mi? iyi o hâlde vazge"
Sözümü bitirmeden tekrar birleştirmişti dudaklarımızı.
- Hayır Bayan Jeon çok beğendim hatta her gün isteyeceğim türden bir hediye.
"Abartmayın Bay Jeon"
-Emriniz olur Bayan Jeon
..
Yüzü kanlar içerisinde yerde yatan Jeon'a dolu gözlerle bakıyordum. Kaybetmişti hemde berbat bir şekilde.
..
Yüzündeki kanlara dokunmama izin vermeden Jeon'un zoruyla eve gelmiştik. Eve girer girmez direkt olarak yatak odamıza geçmiş kendini yatağa attığında acı dolu bir inleme bırakmıştı odaya. Yatağa ilerleyip yanına oturmuştum
"Neden dinlemiyorsun beni Jeon"
Cevap vermemişti, ayağa kalkıp ilk yardım çantasını alıp tekrar yanına oturmuştum.
"Otur bari yüzündeki yaraları temizliyim"
Durup sadece gözlerime bakmıştı
- İstemiyorum
Oflayıp ilk yardım çantasını açmış içinden çıkardığım pamuğun üzerine tentürdiyot dökmüş pamuğu Jeon'nun yüzündeki yaralara bastırmıştım.
- İstemiyorum dedim
"Sus Jeon"
Devamı altta
Devam 1
- İstemiyorum dedim
"Sus Jeon"
Konuşmamıştı. Yaraları temizledikten sonra krem çıkartıp yaralara krem sürmüştüm. Çantayı yatağın yanındaki komidine bırakıp elimi Jeon'a doğru uzattığımda sorar gözlerle bana bakmıştı.
"Duş alıp kendine gelen lazım"
- İstemiyorum Betty
"İstomoyorom Botty. Sana isteyip istemediğini sormadım elimi tut ve kalk"
Bu tepkime şaşırmış ama belli etmemek adına konuşmaya başlamıştı
- Duş alamayacak kadar yorgunum
"Sana 'kendin duş alacaksın' dediğimi hatırlamıyorum"
- Ne yani karım bana duş mu aldıracak
Sırıttığında göz devirmistim.
"Bu hâlde bile düşündüğün şeye bak"
- Hop hop kuru iftira ben bir şey düşünmüyorum sen o noktaya getiriyorsun konuyu
"Jeon sus ve kalk artık"
- Kemiklerim ağrıyor
"Ilık bir duş iyi gelecektir. Kocamansın bu kadar büyük olmasaydın kucağıma alırdım seni"
Gülmüştü
"Of Jeon kalk artık çok mızmızlandın"
- Tamam anne kızma lütfen
"Bak ya"
Zorlukla yataktan kalktığında elini tutup banyoya doğru ilerlemiştim. Odanın içinde olan banyonun kapısını açmış önce Jeon sonra ben içeri girmiştim. Kapıyı kapatıp küvetin tıpasını taktıktan sonra suyu ayarlamaya başlamıştım.
- Soyuniyim mi
Suyu ayarlarken gelen soru ile birkaç saniye durmuş ardından arkamı dönmüştüm
"Yok soyunma Jeon böyle kıyafetlerinle gir"
- Tamam o zaman
Bıkkınlıkla nefes vermiştim
"Suyu hazırladım, kıyafetlerini çıkart ve suda kal biraz. İyice rahatladıktan sonra seslen bana duş aldıracagim sana"
-reklam-
daha fazla kurgu için videoyu beğenip abone olun!!
-reklambitti-
- Ne yani küvete birlikte girmeyecek miyiz
"Jeon valla vurcam kafana"
Kapıya ilerleyip banyodan çıkmıştım.
..
- Güzelim!
Gelen ses ile banyoya ilerleyip kapıyı açmıştım
- Duş aldır bana sıkıldım burda
Gülümsemiş içeri girmiştim. Jeon küvetten çıktığında gözlerim vücuduna kaymıştı
- Bebeğim?
Ona baktığımı fark ettiğimde kafamı başka tarafa çevirmiştim
"tabureye otur"
- Hadi ama etkilenmedin mi
"Bakıyorum da iyileşmişsin hiç kemiklerin ağrımıyor, cikiyorum ben"
Kapıya doğru ilerlediğimde kolunu tutmuştu
-Ah Betty! kolum çok ağrıyor
"Oyunculuğun bile berbat Jeon"
- Vücudum mükemmel ama dimi
"Dalga mı geçiyorsun benimle"
- Yoo
"Sandalyeye oturuyor musun gideyim mi?"
- Tamam kızma oturuyorum
Sandalyeye oturduğunda duş başlığını alıp suyu açtıktan sonra suyu vücudunda yaymaya başlamıştım. Sırtında gördüğüm yumruk izleri gerçekten kötü görünüyordu. Onu böyle gördükçe içim acıyordu.
"Çok acıyor mu"
- Ha? ne?
"Neyden bahsettiğimi biliyorsun"
- Acımıyor güzelim
"Yalan söyleme"
- Söylemiyorum
Cevap vermemiş duş başlığını bırakıp şampuanı önce elime döküp sonra saçlarına sürmüştüm. Saçlarını iyice köpürttükten sonra duş başlığını alıp köpükleri temizlemiştim. Lif kullanırsam canının yanacağını düşündüğüm için duş jelini elimle dağıtıp önce sırtına sürmeye başlamıştım
Devamı altta
Devam 2 ve son
Cevap vermemiş duş başlığını bırakıp şampuanı önce elime döküp sonra saçlarına sürmüştüm. Saçlarını iyice köpürttükten sonra duş başlığını alıp köpükleri temizlemiştim. Lif kullanırsam canının yanacağını düşündüğüm için duş jelini elimle dağıtıp önce sırtına sürmeye başlamıştım
- Neden lif kullanmıyorsun
"Canın yanar"
- Jeon ölsün senin kalbine
"Ölmesin"
Elimi göğüsüne götürüp jeli yaymaya başladığımda sırıttığını görmesem de hissedebiliyordum.
"Lif sürmeden olmuyor"
- Hayır oluyor. Ellerin çok iyi geldi, ciddiyim
Hafifçe gulumsemis duş başlığını alıp vücudunu ıslatmıştım, bacaklarına dokunmayacaktım çünkü dokunursam ne kadar yorgun olursa olsun işin başka yerlere gideceğini biliyordum.
..
Dolaptan çıkardığım boxer, t-shirt ve şortu Jeon'a uzatmıştım.
- Ne yani ben mi giyineceğim
"İstersen giyinme?"
- Sen giydir
"Hayır"
- Her yerim ağrıyor ama
"İyi boxerını kendin giy"
- Amacım onu bana giydirmen zaten
"Fazla mı açık sözlüsün"
- Biraz
"Sus ve giyin"
- Sen giydir lütfen lütfen lütfen bebeğim
Cevap vermemiştim ama kıyamadığım için boxerını ve şortunu giydirmistim. t-shirt'ünü giydireceğim sırada gözüm göğsünde ve karnında olan izlere kaymıştı. Bunu fark edecek olmalı ki konuşmuştu
- İyiyim ben, hem maçı kaybetmem umrumda bile değil merak etme
Yatağın ucunda oturuyor olan Jeon'un yanında diz çökmüş ellerimi yara izlerine götürmüştüm. Gözlerimin dolduğunu anladığımda dudaklarımı yaralara götürüp her birini tek tek öpmeye başlamıştım
- Yapma böyle güzelim kendimi tutamayabilirim
Konuşmamış devam etmiştim. Ardından kalkmış ve patlamış olan dudağını öpmüştüm
..
T-shirt'ünü giymemiş yatakta uzanırken yan tarafını pat patlamıştı. Yanına gidip yaralara dikkat ederek bir kolumu göğsüne atıp uzanmıştım.
- İyi ki varsın güzelim..sayende maçı kaybettiğimi bile unuttum
"Sen de iyi ki varsın Jeon"
Saçlarıma öpücük kondurmus beni kendine daha çok yakınlaştırmıştı
- Sabah bana verdiğin sözü unutmadım bebeğim
"Ne sözü"
- Hediye sözünü
"Jeon çok fırsatçısın"
- Birkaç gün sonra alacağım hediyemi
"Bakarız
- Bakarız diye bir şey yok
"Sus Jeon"
- Susmak yok bu sefer güzelim.. hatta birkaç gün sonra altımda çığlıklarını duyacağım
𝚝𝚑𝚎 𝚎𝚗𝚍
o kadar içime sinmedi ki tekrar açıp okumadım bile. okumadığım için yazım yanlışlarına bakmadım şimdiden özür dilerim yazım yanlışları için
uzun süredir youtubeda hikaye okumuyordum. Son 3 gündür bir kaçına göz atdım aralarında en sevdiğim bu oldu. Gerçekten her şeyi yerinde ve çok tatlı bir kurgu.
Ellerine sağlık devamı gelsin
@@helenizm ay ciddi misin, cok teşekkür ederim duygulandim 💗🥹
@@Taekqw 💜
oha cok erken geldim
@@medinesrr 💗
Okuyalım bakalııımm
@@MinDaisyqwx oku bakalımm
@@Taekqw okudum çok güzel 😻😻
Bebeğim şaka mısınn çok güzel olmuşş bayıldımm ellerine emeğine sağlık💋💋
@@Taekookasktir101 tesekkur ederiimm
@@Taekqw Rica ederim bebeğim💋 💖
Baya iyi