Gene "Almanya'ya nasıl giderim, ne kadar kazanırım" dan farklı ve güzel bir konu seçtiğin için seni kutluyorum 👏Bu kanalda daha önce Almanya''da yaşayıp sonra ABD'ye gittiğimi yazmıştım. Ben kurallar konusunda Almanya'nın iyi bir denge tuttturduğunu düşünmüyorum. Tabi ki İstanbul saygısızlığı ve kaosundan sonra Japonya bile iyi gelebilir insana. Övüyor gibi olacak, ama bence iyi denge tutturan başka ülkeler var, mesela ABD ve İngiltere. İşin sırrı şu: Uyulamayacak kuralları koymayacaksın veya uyulması için ek birşeyler yapacaksın (park yeri olmayan bir süpermarket olmaması gibi - New York ABD değil, orası da kaotik). Bazı kurallarda esneme yapabileceksin (yaya olarak kırmızıda geçebileceksin, eğer araba gelmiyorsa). Ama bazı kurallar sert olacak. Sigara yasağı mesela. Sıra varsa sıraya girme zorunluluğu, ek şeritten araba ile geçmemek de sayılabilir. Bakıyorlar bir kural işlemiyor, mutlaka bir değişiklik yapmaya çalışıyorlar ABD'de. Ben Almanya'da Berlin'deydim ve relatif iyiydi. Ama Hollanda, Fransa, İtalya çok daha yaşanır ülkeler illa Avrupa diyorsanız. Tabi İngiltere de iyi. Aklıma geldi, sorayım Almanya'da doğup büyümüş Türklerin bazıları neden orada trafik kurallarına uyarken, Türkiye'ye geldiklerinde uymuyorlar? Gerçekten merak ediyorum. Başarılar herkese.
Yurtdışında Almanya özelinde yaşamak konusunda uzun uzun yazılmış ekşisözlük entrylerine net olarak nokta koyabilecek bir video. Ana fikirin "impact" 'i de girizgâhtan sonra başlıyor. Yurtdışına gelişmiş ülkelere göçün en ana sebebi ekonomiden çok tam olarak bu aslında.
Lippstadtan selamlar 👋😀 Ben ufuk, yunanistanlı bir batı trakya türküyüm ve annem almanyalı ama ben yunanistanda doğup büyüdüm, ama ben sosyolojik ve zihniyet olarak hep kendimi buraya ait hissetmiştim ve yalnız başıma buraya geldim yaşamak için geçen yıl gayet memnunum aslında ama vergiler hariç ve sizin bahsettiğiniz bazı entegrasyon sorunlarını bende yaşıyorum, siz daha önce ingilterede de yaşamıştınız, onla ilgili bir video gelirse çok iyi olur bence, orasını da merak etmiyor değilim. 😀👋
Orada uluslararası olan (%80 civarındaydı) iyi bir üniversitede okuduğum için aslında ciddi bir balonun içindeydim. Almanya, Norveç, Avustralya, Malezya, Rusya, Litvanya, baya ortaya karışıktı. Çoğu kişi yeni bir ülkeye geldiği ve aynı zorluklarla karşılaştığı için (ve üniversite ortamı), çok keyifliydi açıkcası, genelde kendimi Temel fıkrasındaki karakter gibi hissediyordum 😀 Ortak dil de İngilizce olunca çok fazla gruplaşma olmuyordu. Ama oradaki iş / hayat dengesi ve Londra’daki kiralar Almanya’dan beter 😅
@@KendiKendimeHikayeler Aa achsoo gut, Evet ingiltere de kişi başına düşen ortalama yıllık gelirde daha az almanyadan, ama vergiler konusunda hiç olmazsa daha rahattır diye düşünmüştüm ingiltere almanyadan
Dogma büyüme almanyali oldugum icin ve ben gibi bir cok kisi icinde yasadigimizdan pek algilamiyoruz, rahatligin verdigi bi körlesme var. Senden duyunca böyle tecrübelerini, ilginc geliyor bana. Sen daha Objektif bakiyorsun cünkü henüz bizim gibi sistemle yogrulup kayip olmadin diye düsünüyorum.
Evet, aslında Almanya'daki aşırı düzen ve sistemden sonra da Türkiye'ye gidilince "oh be, yaşamak varmış" diye düşünülebilir - daha çok kişinin hayatının hangi döneminde olduğu ve ne istediği ile alakalı :)
Avrupanın tamamına yakınında bulundum yaşama dair bir şeyler söyleyemesem de kırmızı ışık konusunda Almanlar kadar takıntılı millet görmedim. Danimarka, Norveç ve İsveç'te yolda araba yoksa insanlar direk karşıya geçiyorlar. Almanya'da gecenin 4'ünde bile "belki bir çocuk seni camdan izleyip kötü örnek alıyordur" diye kırmızı ışıkta kendini beklerken bulabiliyorsun. Karşımda aman aman bir çocuk topluluğu olmadığı sürece küçük caddelerde beklemiyorum, karşımdaki insanlar bekliyorsa onların kararına saygı duyup bekliyorum. Bir diğer nokta ise kırmızı ışıkta geçtiğin zaman aldığın cezaların ehliyetine işlenmesi, etrafta bir polis vardır diye bazı tanıdıklarım bekliyorlar. Genellediğimin farkında olarak sırada beklerken Avusturyalılar çok kaynak yapıyorlar, Türkiye'ye kıyasla az olmakla beraber kaynak yapmanın hala burada problem olduğunu düşünüyorum. Eğer kurulu bir sıra düzeni yoksa olaylar daha da kaotikleşebiliyor. İngiliz sıra adabını görmek çok zor buralarda özellikle köylere yakın yerlerde. Güzel şey birinin hakkını gasp ettiğini kanıtlarsan yasal olarak hakkını alabilmen beni burada en çok rahatlatan şey bu. Mental enerjideki o artışı ben de tecrübe etmiştim. İnsan buraya geldikten sonra Türkiye haberlerini de yakından takip etmeyi bırakmalı bence yoksa Avrupa'da yaşayıp Türkiye stresiyle bir gün geçirmek hiç ideal değil. "Tax-payer money" kavramnı çok duydum burada bizdeki tüyü bitmemiş yetim hakkına karşılık geliyor. İnsanlar devlet parasını, suistimale açık olsa bile, harcarken ekstra çaba sarf ediyorlar. Vergilerinin hakkını sormaya da meyilliler. Bireysellik çok ön planda, toplum düzeni konusunda, npc çok fazla. tutup iş tanımı dışında bir şey sorduğunuz zaman yan çizmeye meyilliler. Çünkü algoritma(sözleşme) da tanımlanmamış. Haliyle bazen bir iş yapılacaksa onu kendim oturup yapmak, yapabilecek kişiyi bulmaktan daha kolay geliyor.
Diploma konusunu nasıl görüyorsun Canberk abi? Almancam b2. Ama sorum bundan farkli: Su an bilgisayar mühendisliği okuyorum. Ama diploma nasıl hala gerekli aklım almıyor. Çünkü eğitimime bakiyorum. Olmasa da olur yani. Bir videonda farklı bir bölümden geçiş yaptığını söylediğini, hatırlıyorum. Ama diplomanın günümüz dünyasındaki yerini gösteren bir video göremedim. Çevrende gördüklerinden, duyduklarından hareketle sen nasıl görüyorsun, okuduğu bölüm diplomasının faydası olmadan ya da bir diploması olmadan "iyi" iş sahibi olanlar var mı? Yoksa bunlar sadece istisna mıdır? Almanya nasıl bakıyor bu işe?.
Benim gördüğüm, diploma zorunlu değil, ama çok büyük avantaj. Maalesef çoğu işyeri / insan kaynakları stratejisi işe alırken olabildiğince risk azaltmak üzere. Mülakat sistemi birazcık verimsiz olduğu için (iki tarafın da birbirine beyaz yalanlar söylediği, zoraki bir flörtleşme gibi) çoğu şirket bu tür diplomalara nitelik "outsource" ediyor. En azından üniversite'de eğitim görmüş ve bu üniversite onun eğitimine kefil olmuş gibi. Ama ben de pratikte ne kadar olumlu bir korelasyonu var emin değilim. Ben de geçenlerde sırf cebimde dursun diye Scrum Master diye bir sertifika aldım, çoğu kişi saçmalığın farkında (umarım), ama oyunun kuralları şimdilik böyle gibi. Ben sistem iyice olgunlaştığı / hantallaştığı için diplomayı bürokratik bir ihtiyaç olarak yorumluyorum. Ama genelde diploma iş hayatının ilk 5 yılından sonra önemini kaybediyor, iş tecrübeleri ön plana çıkıyor. Çevremde diploması olmadan iyi iş sahibi olanlar oluyor (özellikle yazılım alanlarında) ama bunun da sektörde çalışan açığı olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Eğer büyük kurumsal bir şirketse insan kaynakları genellikle diplomayı "gatekeeper" olarak kullanıyor
Almanya, cetvelle çizilmiş gibi düzgün kalıyor, ortadoğu kültürü ile kıyaslanınca... Ben de kurallı olmayı, kuralsızlığa tercih ederim. Ama bizim kültürlü ve iyi ahlaklı insanlarımız da, birbirinden kıymetli ve hoş insanlardır. Onları bulunca bırakmamalıyız, pırlanta gibi özenle bakmalıyız. 🤗Teşekkürler...
Daha çok kişisel ihtiyaçla alakalı bir konu, bazı insanlar için yıllar sonra bile başlayamayabiliyor 😅 Bu çalıştığınız iş, çocuğunuzun olup olmaması, ve sosyal hayatınıza etkisi işe alakalı bir konu bence. Ama öğrenmekte her zaman fayda var
Abi tecrübelerini aktardığın için teşekkür ederim her şeyi çok güzel açıklamışsın keşke birkaç bölüm daha devam etseydi bu seri. Ben Almanyada üniversiteden şartlı kabul aldım bir sıkıntı çıkmazsa şubatta Almanyada Essende olmayı planlıyorum. İlk etapta dil eğitimimi tamamlayıp C1 belgesini alacağım fakat orada yalnız kalırım diye açıkçası çok korkuyorum ve ilerde üniversiteyi Türkiyede değil de Almanyada okuduğum için pişman olur muyum acaba diye düşünüyorum. Gelece baktığımızda malesef kısa dönemde çok sevdiğim ülkemden bir umut göremiyorum Almanyada daha iyi bir eğitim alıp daha rahat bir şekilde iş bulabileceğimi düşünüyorum. Senin de dediğin gibi ülkemizde her şeyin torpille ilerlemesi ve iş hayatında insanların sömürülüp yaptığı işin karşılığını alamamalarını çevremde görüyorum. Fakat orada Türkiyedeki samimiyeti bulabilir miyim, güzel arkadaşlıklar kurabilir miyim bilemediğimden üniversite hayatım güzel geçer mi acaba diye düşünüyorum. Herkes en güzel yaşların 20li yaşlar diyor ve ben bu yaşlarımda gerçekten mutlu olamayacaksam 8 9 sene sonraki hayatımı düşünüp buna katlanmaya değer mi. Gerçekten çok sosyal bir insan olduğumu düşünüyorum fakat orada ilk zamanlar sadece İngilizce konuşarak beni aralarına dahil etmeyeceklerini düşünüyorum. Dil bariyerine aşıp insanlarla düzgün bir biçimde Almanca konuşamayacağım için mentalimi koruyabilir miyim bilmiyorum. Benim için bir tavsiyen olur mu acaba ilk gittiğimde nasıl bir yol izlemeliyim ? Bu durumu kolaylaştıracak şeyler nelerdir ? Sence benim gibi sosyal, insanlarla bir arada olmayı seven kişiler Almanyada nasıl daha kolay entegre olabilir? Biliyorum biraz uzun oldu ama gerçekten son zamanlarda bu durumu aşırı fazla düşünüyorum ve canımı sıkıyor umarım cevap verirsin çok sevgiler.
Neden öyle konuşamayasın, Türk bulursun en kötü, onun dışında da dil bariyerini aşarsın. Seninle aynı durumdayım, Almanca öğrenmeye devam :D Ben de Bremen'e gidiyorum 20 güne.
Odaklanman gereken derslerin, yani sorumluluğun. Sosyal ortam olursa olur sen yeterli çaba gösterdiğinde. Almanları mutlu etme veya onlara şirin gözükme gibi bir zorunluluğun yok. Tarihleri yok, geçmişleri yok, kültürleri zaten yok. Tarihi eserleri Türk topraklarından götürülme eserlerdir bergama müzesi gibi. Tek farkları rönesans sonrası akıl ve bilimi önde tutmalarıdır, üstün bir özellikleri yok.
Okumak istediğin bölüme göre değişir bu Türkiye'de çok iyi bir üniversitede lisans eğitimi almak belli bölümlerde Almanya'da almaktan daha avantajlı olabilir. Bölüm spesifik karar vermen doğrusu, bulunduğun bölümün mezunları ya da iyi hocalarına danışmak en doğrusu. Essen'de yanlız kalmazsın :D Türk nüfusu çok fazla o olmadı eminim senin gibi üniversitede okuyan Türkler vardır. Benim tecrübem akdeniz insanıyla bizim daha çabuk kaynaştığımız Almanlar için dil bariyerini aşıp ortak bir şeyler yapıyor olmanız gerekiyor ki arkadaşlığınız ilerlesin. Gittiğin zaman bölgedeki spor/ hobi kulüplerine girmek üniversitede ortak bir şeyler yapabileceğin ortamlara girmek seni ön plana çıkaracaktır. En rahat arkadaş olabileceğin Almanlar senin gibi başka bir erden üniversite okumak için gelmiş olanlar. Şunu unutma yalnız hisedeceksin, az ya da fazla, sıfırdan bir çevre kurmak için çaba sarf etmen gerekecek. Mental olarak kendini kontrol gerekirse üniversitenin sosyal destek servislerine başvur. Bunlar çok doğal süreçler. Göç günümüzdeki mobilite nedeniyle çok normal gözükse de türümüz son yüzyılda bu kadar yoğun göç deneyimi yaşadı. Kötü hissetmek de normal yeter ki farkında ol. Başarılar.
Açıkcası sosyal biriysen ve özellikle üniversite ortamında çok zorlanmayacağını düşünüyorum. Erasmustan gelenler, başka bölümden ortak zevkleriniz olan insanlar, üniversitede yapacağın grup-proje ödevleri, şehirin kendisinin etkinlikleri, bir çok seçeneğin olacaktır. Özellikle üniversitenin ilk haftaları sosyalleşme ile geçiyor, oralarda bir arkadaş grubuna dahil olacağını düşünüyorum. Hiç çekinmeden, insanlara telefon numaralarını, instagramlarını vs sor, öğle yemeğine, akşam biraya yada istediğin bir etkinliğe davet et, bir şekilde ilerlersin 😊 Eğer kız arkadaşın olursa hem almanca, hem de sosyalleşme anlamında çok daha işin kolaylaşacaktır 😀 En kötü baktın sosyal hayat beklediğin gibi değil, Türkiye’ye dönersin, master için gelirsin 😊
@@KendiKendimeHikayeler Çok teşekkür ederim abi içimi rahatlattın biraz olsun. Flört konularında düşük seviye almancayla da olsa sıcak bakıyorlar mı almanlar yoksa farklı millet için mi dedin merak ettim😅. Bir sorum daha olacak benim kabul aldığım bölüm Wirtschaftsinformatik (Yönetim Bilişim Sistemleri diye geçiyor TRde) normalde yazılıma ilgim yok işletme okumak istiyordum üni sınavında yaptığım sıralama iyi üniversitelere tutmuyordu işletme bölümünü de TR de iyi ünide okumazsan okumanın bi mantığı yok o yüzden ben de YBS yazmıştım. Fakat şuan almanyada C1 sertifikasını aldıktan sonra işletme bölümüne geçiş yapma hakkım varmış. Orada bu bölümün durumu ile ilgili ne söyleyebilirsiniz. Zaten Wirtschaftsinformatik bölümünde yazılım üzerinden değil işletme üzerinden kariyerimi devam ettirmeyi düşündüğüm için boşuna üniversitede yazlım eğitimi görmeye değer mi ? CVmde yazılım üzerine çalışmayacak olsam da bunu bildiğimin gözükmesi ne kadar bi avantaj sağlar iş hayatında ? Zaten istekli yazılım mühendisleri benden daha iyi yapabilecek o işi o yüzden benim sadece biliyor olmam boşa olur gibi geldi. Umarım açıklayabilmişimdir kendimi 😄
Büyük şehirlerde mesleğinize göre yaşanabilir ama ne kadar verimli olduğu tartışılır. Gelir gelmez şartlarınız el verdiği ölçüde dili öğrenmek lazım. Uğrayacağınız ayrımcılıktan, kendinizi topluma ait hissetmeye kadar Almanca pek çok yerde önünüzü açıyor. Çok defa şu cümleye şahit oldum "bla bla bla ama o iyi almanca konuşuyor"
Sadece İngilizce ile yaşanabiliyor (özellikle büyük şehirlerde), ama günlük hayat, iş olanakları ve sosyal çevre bakımından geldikten sonra Almanca öğrenmek hayatınızı çok daha kolaylaştıracaktır. Yoksa Almanya’da sadece Türkçe ile de yaşanabilir 😅
Kişiden kişiye ve şehre göre çok değişiyor, ben paylaşımlı evde kaldığım için sosyalleşmem çok zor olmadı, arkadaşlar, onların arkadaşları derken bir çevrem oluştu. Ama özellikle de ilk başlarda zorlanan çok insan biliyorum. Kış ayları da ekstra zor geçiyor maalesef
@@KendiKendimeHikayeler Kişiden kişiye çok değişiyor haklısın. İngiltere de 2 yıl odasından çıkmayan arkadaşımız oldu. Hayatın senin için yolunda gitmesine de sevindim ben 25 yaşındayım üniversiteden 1 sene önce mezun oldum. Çok rahat ve geliri iyi olan işimi bıraktım. Umarım hayat bir yerde bana da gülümser. Big Four dan da aşırı soğudum kamu da uzman yardımcısı maaşı 30k iken yapılmaz gibi.
Big 4 bir iki yıl için yapılabilir ama çıkış opsiyonlarının iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum - ama gerçekten zor iş, kolay gelsin. CV’de yurtiçi / yurtdışı gerçekten yardımcı oluyor. Benim de kuzenim Fransa’da zorlanmıştı ve Türkiye’ye dönmeyi tercih etmişti, gerçekten herkese göre olan bir şey değil. Ben biraz çocukluktan yanlızlığa alışkın olduğum için her koşulda kendimi oyalamayı başarıyorum 😅 Umarım hayat hepimize gülümser 😊
Türkiyeyi Almanlar, Japonlar yönetse çok daha iyi olurdu, ekonomi, tarım herşey planlanırdı, enflasyon bile daha düşük olurdu, varsın boğazlarda başka bayrak olsun😅
Gene "Almanya'ya nasıl giderim, ne kadar kazanırım" dan farklı ve güzel bir konu seçtiğin için seni kutluyorum 👏Bu kanalda daha önce Almanya''da yaşayıp sonra ABD'ye gittiğimi yazmıştım. Ben kurallar konusunda Almanya'nın iyi bir denge tuttturduğunu düşünmüyorum. Tabi ki İstanbul saygısızlığı ve kaosundan sonra Japonya bile iyi gelebilir insana. Övüyor gibi olacak, ama bence iyi denge tutturan başka ülkeler var, mesela ABD ve İngiltere. İşin sırrı şu: Uyulamayacak kuralları koymayacaksın veya uyulması için ek birşeyler yapacaksın (park yeri olmayan bir süpermarket olmaması gibi - New York ABD değil, orası da kaotik). Bazı kurallarda esneme yapabileceksin (yaya olarak kırmızıda geçebileceksin, eğer araba gelmiyorsa). Ama bazı kurallar sert olacak. Sigara yasağı mesela. Sıra varsa sıraya girme zorunluluğu, ek şeritten araba ile geçmemek de sayılabilir. Bakıyorlar bir kural işlemiyor, mutlaka bir değişiklik yapmaya çalışıyorlar ABD'de. Ben Almanya'da Berlin'deydim ve relatif iyiydi. Ama Hollanda, Fransa, İtalya çok daha yaşanır ülkeler illa Avrupa diyorsanız. Tabi İngiltere de iyi. Aklıma geldi, sorayım Almanya'da doğup büyümüş Türklerin bazıları neden orada trafik kurallarına uyarken, Türkiye'ye geldiklerinde uymuyorlar? Gerçekten merak ediyorum. Başarılar herkese.
Yurtdışında Almanya özelinde yaşamak konusunda uzun uzun yazılmış ekşisözlük entrylerine net olarak nokta koyabilecek bir video. Ana fikirin "impact" 'i de girizgâhtan sonra başlıyor. Yurtdışına gelişmiş ülkelere göçün en ana sebebi ekonomiden çok tam olarak bu aslında.
Ağzına sağlık Can abi çok güzel seri olmuş
İlk 1 dk çok temiz, yerinde tespitlerin var 👍
Biz Türkiye'de bir cenderenin içinde savrulup gidiyoruz, bazen hala nasıl delirmedik diye düşünüyorum, resmen mucize.
Lippstadtan selamlar 👋😀 Ben ufuk, yunanistanlı bir batı trakya türküyüm ve annem almanyalı ama ben yunanistanda doğup büyüdüm, ama ben sosyolojik ve zihniyet olarak hep kendimi buraya ait hissetmiştim ve yalnız başıma buraya geldim yaşamak için geçen yıl gayet memnunum aslında ama vergiler hariç ve sizin bahsettiğiniz bazı entegrasyon sorunlarını bende yaşıyorum, siz daha önce ingilterede de yaşamıştınız, onla ilgili bir video gelirse çok iyi olur bence, orasını da merak etmiyor değilim. 😀👋
Orada uluslararası olan (%80 civarındaydı) iyi bir üniversitede okuduğum için aslında ciddi bir balonun içindeydim.
Almanya, Norveç, Avustralya, Malezya, Rusya, Litvanya, baya ortaya karışıktı. Çoğu kişi yeni bir ülkeye geldiği ve aynı zorluklarla karşılaştığı için (ve üniversite ortamı), çok keyifliydi açıkcası, genelde kendimi Temel fıkrasındaki karakter gibi hissediyordum 😀 Ortak dil de İngilizce olunca çok fazla gruplaşma olmuyordu.
Ama oradaki iş / hayat dengesi ve Londra’daki kiralar Almanya’dan beter 😅
@@KendiKendimeHikayeler Aa achsoo gut, Evet ingiltere de kişi başına düşen ortalama yıllık gelirde daha az almanyadan, ama vergiler konusunda hiç olmazsa daha rahattır diye düşünmüştüm ingiltere almanyadan
11:00 Biz seni anladık abi merak etme :)
Allahim sesi konusmmaasi ❤❤❤❤❤
Dogma büyüme almanyali oldugum icin ve ben gibi bir cok kisi icinde yasadigimizdan pek algilamiyoruz, rahatligin verdigi bi körlesme var. Senden duyunca böyle tecrübelerini, ilginc geliyor bana. Sen daha Objektif bakiyorsun cünkü henüz bizim gibi sistemle yogrulup kayip olmadin diye düsünüyorum.
Evet, aslında Almanya'daki aşırı düzen ve sistemden sonra da Türkiye'ye gidilince "oh be, yaşamak varmış" diye düşünülebilir - daha çok kişinin hayatının hangi döneminde olduğu ve ne istediği ile alakalı :)
Faydalı.
Avrupanın tamamına yakınında bulundum yaşama dair bir şeyler söyleyemesem de kırmızı ışık konusunda Almanlar kadar takıntılı millet görmedim. Danimarka, Norveç ve İsveç'te yolda araba yoksa insanlar direk karşıya geçiyorlar. Almanya'da gecenin 4'ünde bile "belki bir çocuk seni camdan izleyip kötü örnek alıyordur" diye kırmızı ışıkta kendini beklerken bulabiliyorsun. Karşımda aman aman bir çocuk topluluğu olmadığı sürece küçük caddelerde beklemiyorum, karşımdaki insanlar bekliyorsa onların kararına saygı duyup bekliyorum. Bir diğer nokta ise kırmızı ışıkta geçtiğin zaman aldığın cezaların ehliyetine işlenmesi, etrafta bir polis vardır diye bazı tanıdıklarım bekliyorlar.
Genellediğimin farkında olarak sırada beklerken Avusturyalılar çok kaynak yapıyorlar, Türkiye'ye kıyasla az olmakla beraber kaynak yapmanın hala burada problem olduğunu düşünüyorum. Eğer kurulu bir sıra düzeni yoksa olaylar daha da kaotikleşebiliyor. İngiliz sıra adabını görmek çok zor buralarda özellikle köylere yakın yerlerde. Güzel şey birinin hakkını gasp ettiğini kanıtlarsan yasal olarak hakkını alabilmen beni burada en çok rahatlatan şey bu.
Mental enerjideki o artışı ben de tecrübe etmiştim. İnsan buraya geldikten sonra Türkiye haberlerini de yakından takip etmeyi bırakmalı bence yoksa Avrupa'da yaşayıp Türkiye stresiyle bir gün geçirmek hiç ideal değil.
"Tax-payer money" kavramnı çok duydum burada bizdeki tüyü bitmemiş yetim hakkına karşılık geliyor. İnsanlar devlet parasını, suistimale açık olsa bile, harcarken ekstra çaba sarf ediyorlar. Vergilerinin hakkını sormaya da meyilliler.
Bireysellik çok ön planda, toplum düzeni konusunda, npc çok fazla. tutup iş tanımı dışında bir şey sorduğunuz zaman yan çizmeye meyilliler. Çünkü algoritma(sözleşme) da tanımlanmamış. Haliyle bazen bir iş yapılacaksa onu kendim oturup yapmak, yapabilecek kişiyi bulmaktan daha kolay geliyor.
Diploma konusunu nasıl görüyorsun Canberk abi?
Almancam b2. Ama sorum bundan farkli:
Su an bilgisayar mühendisliği okuyorum. Ama diploma nasıl hala gerekli aklım almıyor. Çünkü eğitimime bakiyorum. Olmasa da olur yani.
Bir videonda farklı bir bölümden geçiş yaptığını söylediğini, hatırlıyorum. Ama diplomanın günümüz dünyasındaki yerini gösteren bir video göremedim.
Çevrende gördüklerinden, duyduklarından hareketle sen nasıl görüyorsun, okuduğu bölüm diplomasının faydası olmadan ya da bir diploması olmadan "iyi" iş sahibi olanlar var mı? Yoksa bunlar sadece istisna mıdır?
Almanya nasıl bakıyor bu işe?.
Benim gördüğüm, diploma zorunlu değil, ama çok büyük avantaj. Maalesef çoğu işyeri / insan kaynakları stratejisi işe alırken olabildiğince risk azaltmak üzere. Mülakat sistemi birazcık verimsiz olduğu için (iki tarafın da birbirine beyaz yalanlar söylediği, zoraki bir flörtleşme gibi) çoğu şirket bu tür diplomalara nitelik "outsource" ediyor. En azından üniversite'de eğitim görmüş ve bu üniversite onun eğitimine kefil olmuş gibi. Ama ben de pratikte ne kadar olumlu bir korelasyonu var emin değilim. Ben de geçenlerde sırf cebimde dursun diye Scrum Master diye bir sertifika aldım, çoğu kişi saçmalığın farkında (umarım), ama oyunun kuralları şimdilik böyle gibi. Ben sistem iyice olgunlaştığı / hantallaştığı için diplomayı bürokratik bir ihtiyaç olarak yorumluyorum. Ama genelde diploma iş hayatının ilk 5 yılından sonra önemini kaybediyor, iş tecrübeleri ön plana çıkıyor.
Çevremde diploması olmadan iyi iş sahibi olanlar oluyor (özellikle yazılım alanlarında) ama bunun da sektörde çalışan açığı olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Eğer büyük kurumsal bir şirketse insan kaynakları genellikle diplomayı "gatekeeper" olarak kullanıyor
Almanya, cetvelle çizilmiş gibi düzgün kalıyor, ortadoğu kültürü ile kıyaslanınca... Ben de kurallı olmayı, kuralsızlığa tercih ederim. Ama bizim kültürlü ve iyi ahlaklı insanlarımız da, birbirinden kıymetli ve hoş insanlardır. Onları bulunca bırakmamalıyız, pırlanta gibi özenle bakmalıyız. 🤗Teşekkürler...
Almanca gereksinimi hangi evreden sonra başlıyor, cevap verebilirsen çok sevinirim haziran ayında başvurmayı düşünüyorum 🙏
Daha çok kişisel ihtiyaçla alakalı bir konu, bazı insanlar için yıllar sonra bile başlayamayabiliyor 😅 Bu çalıştığınız iş, çocuğunuzun olup olmaması, ve sosyal hayatınıza etkisi işe alakalı bir konu bence. Ama öğrenmekte her zaman fayda var
Yaşayacağınız ülkenin dilini öğrenmemek nasıl bir zihniyet?🙄
Abi tecrübelerini aktardığın için teşekkür ederim her şeyi çok güzel açıklamışsın keşke birkaç bölüm daha devam etseydi bu seri. Ben Almanyada üniversiteden şartlı kabul aldım bir sıkıntı çıkmazsa şubatta Almanyada Essende olmayı planlıyorum. İlk etapta dil eğitimimi tamamlayıp C1 belgesini alacağım fakat orada yalnız kalırım diye açıkçası çok korkuyorum ve ilerde üniversiteyi Türkiyede değil de Almanyada okuduğum için pişman olur muyum acaba diye düşünüyorum. Gelece baktığımızda malesef kısa dönemde çok sevdiğim ülkemden bir umut göremiyorum Almanyada daha iyi bir eğitim alıp daha rahat bir şekilde iş bulabileceğimi düşünüyorum. Senin de dediğin gibi ülkemizde her şeyin torpille ilerlemesi ve iş hayatında insanların sömürülüp yaptığı işin karşılığını alamamalarını çevremde görüyorum. Fakat orada Türkiyedeki samimiyeti bulabilir miyim, güzel arkadaşlıklar kurabilir miyim bilemediğimden üniversite hayatım güzel geçer mi acaba diye düşünüyorum. Herkes en güzel yaşların 20li yaşlar diyor ve ben bu yaşlarımda gerçekten mutlu olamayacaksam 8 9 sene sonraki hayatımı düşünüp buna katlanmaya değer mi. Gerçekten çok sosyal bir insan olduğumu düşünüyorum fakat orada ilk zamanlar sadece İngilizce konuşarak beni aralarına dahil etmeyeceklerini düşünüyorum. Dil bariyerine aşıp insanlarla düzgün bir biçimde Almanca konuşamayacağım için mentalimi koruyabilir miyim bilmiyorum. Benim için bir tavsiyen olur mu acaba ilk gittiğimde nasıl bir yol izlemeliyim ? Bu durumu kolaylaştıracak şeyler nelerdir ? Sence benim gibi sosyal, insanlarla bir arada olmayı seven kişiler Almanyada nasıl daha kolay entegre olabilir? Biliyorum biraz uzun oldu ama gerçekten son zamanlarda bu durumu aşırı fazla düşünüyorum ve canımı sıkıyor umarım cevap verirsin çok sevgiler.
Neden öyle konuşamayasın, Türk bulursun en kötü, onun dışında da dil bariyerini aşarsın. Seninle aynı durumdayım, Almanca öğrenmeye devam :D Ben de Bremen'e gidiyorum 20 güne.
Odaklanman gereken derslerin, yani sorumluluğun. Sosyal ortam olursa olur sen yeterli çaba gösterdiğinde. Almanları mutlu etme veya onlara şirin gözükme gibi bir zorunluluğun yok. Tarihleri yok, geçmişleri yok, kültürleri zaten yok. Tarihi eserleri Türk topraklarından götürülme eserlerdir bergama müzesi gibi. Tek farkları rönesans sonrası akıl ve bilimi önde tutmalarıdır, üstün bir özellikleri yok.
Okumak istediğin bölüme göre değişir bu Türkiye'de çok iyi bir üniversitede lisans eğitimi almak belli bölümlerde Almanya'da almaktan daha avantajlı olabilir. Bölüm spesifik karar vermen doğrusu, bulunduğun bölümün mezunları ya da iyi hocalarına danışmak en doğrusu.
Essen'de yanlız kalmazsın :D Türk nüfusu çok fazla o olmadı eminim senin gibi üniversitede okuyan Türkler vardır. Benim tecrübem akdeniz insanıyla bizim daha çabuk kaynaştığımız Almanlar için dil bariyerini aşıp ortak bir şeyler yapıyor olmanız gerekiyor ki arkadaşlığınız ilerlesin. Gittiğin zaman bölgedeki spor/ hobi kulüplerine girmek üniversitede ortak bir şeyler yapabileceğin ortamlara girmek seni ön plana çıkaracaktır. En rahat arkadaş olabileceğin Almanlar senin gibi başka bir erden üniversite okumak için gelmiş olanlar. Şunu unutma yalnız hisedeceksin, az ya da fazla, sıfırdan bir çevre kurmak için çaba sarf etmen gerekecek. Mental olarak kendini kontrol gerekirse üniversitenin sosyal destek servislerine başvur. Bunlar çok doğal süreçler. Göç günümüzdeki mobilite nedeniyle çok normal gözükse de türümüz son yüzyılda bu kadar yoğun göç deneyimi yaşadı. Kötü hissetmek de normal yeter ki farkında ol. Başarılar.
Açıkcası sosyal biriysen ve özellikle üniversite ortamında çok zorlanmayacağını düşünüyorum. Erasmustan gelenler, başka bölümden ortak zevkleriniz olan insanlar, üniversitede yapacağın grup-proje ödevleri, şehirin kendisinin etkinlikleri, bir çok seçeneğin olacaktır. Özellikle üniversitenin ilk haftaları sosyalleşme ile geçiyor, oralarda bir arkadaş grubuna dahil olacağını düşünüyorum.
Hiç çekinmeden, insanlara telefon numaralarını, instagramlarını vs sor, öğle yemeğine, akşam biraya yada istediğin bir etkinliğe davet et, bir şekilde ilerlersin 😊 Eğer kız arkadaşın olursa hem almanca, hem de sosyalleşme anlamında çok daha işin kolaylaşacaktır 😀
En kötü baktın sosyal hayat beklediğin gibi değil, Türkiye’ye dönersin, master için gelirsin 😊
@@KendiKendimeHikayeler Çok teşekkür ederim abi içimi rahatlattın biraz olsun. Flört konularında düşük seviye almancayla da olsa sıcak bakıyorlar mı almanlar yoksa farklı millet için mi dedin merak ettim😅.
Bir sorum daha olacak benim kabul aldığım bölüm Wirtschaftsinformatik (Yönetim Bilişim Sistemleri diye geçiyor TRde) normalde yazılıma ilgim yok işletme okumak istiyordum üni sınavında yaptığım sıralama iyi üniversitelere tutmuyordu işletme bölümünü de TR de iyi ünide okumazsan okumanın bi mantığı yok o yüzden ben de YBS yazmıştım. Fakat şuan almanyada C1 sertifikasını aldıktan sonra işletme bölümüne geçiş yapma hakkım varmış. Orada bu bölümün durumu ile ilgili ne söyleyebilirsiniz. Zaten Wirtschaftsinformatik bölümünde yazılım üzerinden değil işletme üzerinden kariyerimi devam ettirmeyi düşündüğüm için boşuna üniversitede yazlım eğitimi görmeye değer mi ? CVmde yazılım üzerine çalışmayacak olsam da bunu bildiğimin gözükmesi ne kadar bi avantaj sağlar iş hayatında ? Zaten istekli yazılım mühendisleri benden daha iyi yapabilecek o işi o yüzden benim sadece biliyor olmam boşa olur gibi geldi. Umarım açıklayabilmişimdir kendimi 😄
👍
👏🏻👍🏻
hocam konuyla alakasız bir sorum olucak almanca bilmeden sadece ingilizce ile ne kadar rahat yaşanır almanyada şimdiden teşekkür ederim 🙏
Büyük şehirlerde mesleğinize göre yaşanabilir ama ne kadar verimli olduğu tartışılır. Gelir gelmez şartlarınız el verdiği ölçüde dili öğrenmek lazım. Uğrayacağınız ayrımcılıktan, kendinizi topluma ait hissetmeye kadar Almanca pek çok yerde önünüzü açıyor. Çok defa şu cümleye şahit oldum "bla bla bla ama o iyi almanca konuşuyor"
Sadece İngilizce ile yaşanabiliyor (özellikle büyük şehirlerde), ama günlük hayat, iş olanakları ve sosyal çevre bakımından geldikten sonra Almanca öğrenmek hayatınızı çok daha kolaylaştıracaktır. Yoksa Almanya’da sadece Türkçe ile de yaşanabilir 😅
Ama hiçbir şey anlamamıșsın ki sen aslında. Ama bunu henüz bilmiyorsun 😊
Almanya da sosyallik zor olmuyor mu.
Kişiden kişiye ve şehre göre çok değişiyor, ben paylaşımlı evde kaldığım için sosyalleşmem çok zor olmadı, arkadaşlar, onların arkadaşları derken bir çevrem oluştu. Ama özellikle de ilk başlarda zorlanan çok insan biliyorum. Kış ayları da ekstra zor geçiyor maalesef
@@KendiKendimeHikayeler Kişiden kişiye çok değişiyor haklısın. İngiltere de 2 yıl odasından çıkmayan arkadaşımız oldu. Hayatın senin için yolunda gitmesine de sevindim ben 25 yaşındayım üniversiteden 1 sene önce mezun oldum. Çok rahat ve geliri iyi olan işimi bıraktım. Umarım hayat bir yerde bana da gülümser. Big Four dan da aşırı soğudum kamu da uzman yardımcısı maaşı 30k iken yapılmaz gibi.
Big 4 bir iki yıl için yapılabilir ama çıkış opsiyonlarının iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum - ama gerçekten zor iş, kolay gelsin. CV’de yurtiçi / yurtdışı gerçekten yardımcı oluyor.
Benim de kuzenim Fransa’da zorlanmıştı ve Türkiye’ye dönmeyi tercih etmişti, gerçekten herkese göre olan bir şey değil. Ben biraz çocukluktan yanlızlığa alışkın olduğum için her koşulda kendimi oyalamayı başarıyorum 😅 Umarım hayat hepimize gülümser 😊
Yaşanacak en iyi ülke türkiyedir. Harika bir ülke. 8 yıldır isviçrede yaşıyorum. Kesinlikle türkiye
Neden böyle düşünüyorsun
Türkiyeyi Almanlar, Japonlar yönetse çok daha iyi olurdu, ekonomi, tarım herşey planlanırdı, enflasyon bile daha düşük olurdu, varsın boğazlarda başka bayrak olsun😅
Merhaba almanya ile ilgilerimi bi kac sorum olcak instagram kullaniyo musun??