1:53:17'de söz edilen ve çevirisi "ormancı yolu" olan kavramının telaffuzundan yazılışını çıkarsayamadım. Almancası olan birisi kavramı bahşederse çok müteşekkir olurum.
Kavramı bulabildim, onu buraya eğer varsa bulamayanlar için bırakacağım; "Forsweg," Ormancı Yolu, (bknz. Aporia); "Auf Forsweg sein," ormancı yolunda olmak = "Auf falscher weg sein" yanlış yolda olmak.
Topluluğun verimli çalışmalara imza atması dileğiyle başarılar...
3 года назад+1
Saygın Hocanın ardından bir iç sunuş: Bunu yapmak durumundaydım zira Saygın Hocanın sunumu, bir dansın "vals"in nefes nefes oluşuna tanıklık ediyor. Bu bağlamda dansın metaforik mahiyeti de önemli. Bir iç içelik ve bir birbirine dayanma, sırt sırta vermişlik içinde varlığın dansını bize dayatan bir sunumdu. Sunumun nefes nefese bırakması varolanın seyir hızının varlıktan düşük seviyede olmasına bağlanabilir. Zira varolan daima varlığın ivmesine kendisini dayatır hatta kendisini eğer. Bu sunumun içeriksel bağlamı, boşvermişlikle değil de Heidegger okumalarının yoruculuğunda ve dilin bezirganlığında vuku bulur. Ancak varlıkta kendini serimleme, imlemeye çalışanın gücü buna asla yetmez ve yarıda kalır: sunumun yarıda kalması gibi o da eksiltili olmak durumundadır. Sunumun kendisi ezileceği bir yarışa ortaktır belki de hastalıklıdır, sonuç olarak "yeryüzüne dikilmek" iddiası kendisinden yola çıkarak yenilmeye muktedirdir.
1:53:17'de söz edilen ve çevirisi "ormancı yolu" olan kavramının telaffuzundan yazılışını çıkarsayamadım. Almancası olan birisi kavramı bahşederse çok müteşekkir olurum.
Kavramı bulabildim, onu buraya eğer varsa bulamayanlar için bırakacağım;
"Forsweg," Ormancı Yolu, (bknz. Aporia);
"Auf Forsweg sein," ormancı yolunda olmak = "Auf falscher weg sein" yanlış yolda olmak.
Vidyoların altına sunumların linklerini ekleyebilirseniz çok güzel olurdu.
Topluluğun verimli çalışmalara imza atması dileğiyle başarılar...
Saygın Hocanın ardından bir iç sunuş: Bunu yapmak durumundaydım zira Saygın Hocanın sunumu, bir dansın "vals"in nefes nefes oluşuna tanıklık ediyor. Bu bağlamda dansın metaforik mahiyeti de önemli. Bir iç içelik ve bir birbirine dayanma, sırt sırta vermişlik içinde varlığın dansını bize dayatan bir sunumdu. Sunumun nefes nefese bırakması varolanın seyir hızının varlıktan düşük seviyede olmasına bağlanabilir. Zira varolan daima varlığın ivmesine kendisini dayatır hatta kendisini eğer. Bu sunumun içeriksel bağlamı, boşvermişlikle değil de Heidegger okumalarının yoruculuğunda ve dilin bezirganlığında vuku bulur. Ancak varlıkta kendini serimleme, imlemeye çalışanın gücü buna asla yetmez ve yarıda kalır: sunumun yarıda kalması gibi o da eksiltili olmak durumundadır. Sunumun kendisi ezileceği bir yarışa ortaktır belki de hastalıklıdır, sonuç olarak "yeryüzüne dikilmek" iddiası kendisinden yola çıkarak yenilmeye muktedirdir.
Neden devamı gelmedi ?