Milli Film (1948)

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 18 май 2024
  • 🇹🇷🫡
    Source: • KAHRAMAN MEHMET ÇANAKK...

Комментарии • 2

  • @ahmetalikasranoglu
    @ahmetalikasranoglu 18 дней назад

    Merhabalar size nereden ulaşacağımı bilemedim fakat fuat sakanın 2008 de yayınladığı albümündeki şalvar destanı türküsünün tam halini bir türlü bulamadım her yerde beş dakikalık hali var yardımcı olursanız çok sevinirim uzun hali burada
    altun gablatacağım
    yarumun dişlerini
    otur da gonuşalım
    şalvarun işlerini
    derenin gıyisinda
    fali yaparum foli
    sevdaluk işlerunun
    şalvardan geçer yoli
    yazdurayım adumi
    yarumun fistanına
    şimducuk başlayalum
    şalvarun destanina
    haçan endum çarşiya
    findugi satmak içun
    dedum basma alayim
    yari aldatmak içun
    baktum tükandan yana
    dizi dizi basmalar
    alayim bi gaç arşin
    gızlar alina yanar
    seçtum aldum yaruma
    alli yeşilli basma
    yarum geyer gezerza
    olu yasmadan yosma
    aldum basmaciğumi
    vurdum köyin yolina
    basmayı düşundukça
    neler gelür akluma
    çikdum köyin düzine
    vurdum çayirdan yana
    dedi bağa bi uşak
    fadin gitdi ormana
    bende pekledum yari
    oldi akşam sulari
    bakdum yarum yüklendi
    gupguri odunlari
    kapinun arkasında
    köpek oynayi köpek
    dedi işmar eylema
    seni nenem görecek
    ben da dedum e yarum
    ne edeyim basmayi
    mereğun arkasina
    gizledum gaybanayi
    yarum aldi basmayi
    geturdi nenesine
    dedi yomurta satdum
    verdum da birisine
    bil şalvarluk aldurdum
    yeni geyeyim yeni
    hep esgi geyeyirum
    eller güleyi beni
    yara dedi nenesi
    hasetdun uşaciğum
    güle güle eskisun
    istinde şalvarciğun
    üç dört günün içinde
    tikildi şalvarcugi
    yarumi gören der ki
    kabak furfulacuği
    en altına geyindi
    alacali şalvari
    en istine bağladi
    oyali kaynanini
    geçirdi ayağına
    nağışli çorabini
    gören der yar okumiş
    sevdaluk kitabini
    daha istine geydi
    farbelali fistani
    sihti göğuslerini
    eldüruyi adami
    daha istine atti
    alacali çemberi
    yürüyişinlan deyi
    ya gel beri gel
    daha istine geydi
    pambukli hirkasini
    memesinun istine
    devirdi yakasıni
    haçan bakdum yaruma
    aklum oynadi aklum
    taş olmuş yaninda
    sanki dondum da galdum
    sardi beline sardi
    pisgülli kuşağıni
    dedum yarum ildurttun
    gonşiğun uşağini
    geydi ayacuğina
    yeni yeni gondura
    sandum ki çatlayacak
    yüröğum vura vura
    işmar eyledim oğa
    gel irmağa irmağa
    yarum da dedi bağa
    sen öğden yürusana
    gavul garar eyleduk
    ormanın gıyisinda
    bulup gonuşaciğuk
    eyleyin sirasinda
    sanki çatlayacağum
    zaman geçmeyi zaman
    uyku almaz gözuğe
    gıvran niyazi gıvran
    yarin eyleyin isti
    gideceğuk ormana
    daha bi gün vakdun var
    şimdi ne oldi sağa
    sabahi zorlan etdum
    ben gıvrana gıvrana
    yatağumun içinde
    dön o yana, bu yana
    döne döne sovildi
    gaburgamin gömuği
    yüreciğum ziğnayi
    dersun köpek enuği
    ha böyle deye deye
    bakdum sabah oluyi
    annatamam uşaklar
    akluma ne geluyi
    sabah oldi gün aşti
    parladi pencereler
    anlatamam alluhum
    uzun idi geceler
    hamankaldum geyindum
    yikadum ellerumi
    bu sicakluk dolandi
    çöşmede bellerumi
    dolandım geldum eve
    nenem otur ye dedi
    ben de dedum neneme
    iştahciğum kesildi
    uzaklardan duyuluyi
    yüröğumun vuruşi
    yürek değil gaybana
    dersun buldurcin guşi
    derenun gıyisinda
    oturdum serinledum
    yüreğumun sesini
    eğildum da dinledum
    güneş geldi gabana
    parlatti çayırlari
    yarum gibi oynayi
    yaylanun bayirlari
    öyle geluyi bağa
    sular bile güleyi
    kuzilar oğlacuklar
    sevda deyi meleyi
    oldi evleyin isti
    vurdum yokiş okari
    benum gibi gaçdi mi
    yarumun uykalari
    mereğun kapisinda
    buzak oynayi buzak
    el etdum fadime’ye
    gel dedum ayak ayak
    tağuklar gıdaklayi
    fola gideyi fola
    baktum ki yavaş yavaş
    fadime’m girdi yola
    fadim’un arkasından
    ben de daldım ormana
    haçan gelduk göz göze
    bişeler oldi bana
    güneş oldi parlayi
    fadim’un yanaklari
    tutdum da yakti beni
    gınali barmaklari
    ha boyle ağır ağır
    gideyiduk yan yana
    dirseğumun ucini
    aldurdum koltiğina
    çevirdi gözlerini
    yan yan bakti da güldi
    yüreğumdan aşağa
    sıcak sular töküldi
    ha boyle gıyi gıyi
    sokulduk bir çamluga
    alaca misun beni
    dedi fadime’ml bağa
    niyetun kötiyisa
    sakun girma ganuma
    eyer almasan beni
    gıyacağum canuma
    gurban olayim dedum
    alaca şalvaruna
    niyetum köti osa
    gelur miyum yanuna
    birazacuk el etdum
    omuzindan aşağa
    sora kodum elümi
    belindeki kuşağa
    fadim’unh sesi bile
    yüreğumi yakayi
    kuşağinun içinden
    dersun ateş çikayi
    bi duman aldi dağa
    yelden eseyi yelden
    sen saril boğazima
    ben sarilayim belden
    haçan oturu gızlar
    çevirur ağirşağı
    aşti gelincuk gibi
    yüzinun yomişaği
    fadime’m birden aldi
    dirseğumi eline
    ben de sardum golumi
    belinin gangeline
    dişledum yanağıni
    oldu furfula gibi
    öyle yumuşağidi
    sanki muşmula gibi
    o da dişledi beni
    ganatdi gerdanumi
    nefesi vurdi bağa
    yumuşatdi canumi
    başladi aramuzda
    bel boyin sarmalari
    deli ederdi beni
    gerdan gıvırmalari
    çekdum aldum başindan
    yoşali yaşmağini
    bir elümlan da tutdum
    piskülli kuşağini
    çözdum düğmelerini
    çikardum hirkasini
    döndi de omuzuma
    dayadi arkasini
    çikti ayacuğindan
    gabarali gondura
    dönerken topuğini
    yerlere vura vura
    çikardum ceketumi
    serdum yeşil çümene
    hirkasini de yastuk
    eyledum fadime’me
    daha sonra fistanun
    açildi yakalari
    birden vurdi dişari
    peygamber elmalari
    asildum guduğuna
    ben kesile kesile
    pirakamam azrayil
    canumi alsa bile
    daha sonra çıkardum
    alacali şalvari
    pambuk geldi gözüme
    ormanun gayalari
    dünya yalanci dünya
    gağur mezarluğudur
    yaşama dedukleri
    uçgur pazarluğudur
    fadim’lan sarma sarma
    başladi cumbuşumuz
    ormani yakar gibi
    alevlendi işumuz
    kimsede yok fadim’un
    gerdan sarması gibi
    geymelenduk ikimuz
    çerkez armasi gibi
    ha boyle ha bu yana
    yokuş enerum yokuş
    bacağı omuzumda
    gören der ki karlanguş
    birdenbire fadim’un
    kesildi nefesleri
    gelurdi gulağuma
    govaksila sesleri
    bişeler oldi bağa
    dizlerum da tutmayi
    fadime’m çümenlerde
    yilan gibi oynayi
    dişledim birer birer
    cennet elmalarini
    yilan bile yapamaz
    onun sarmalarini
    saçlari sari sari
    yayiluyi çümene
    dedi daha dişleme
    gan yürüdi mememe
    bir da baktum memesi
    gaydi çıkdi elümden
    yilansarmasi gibi
    tutdi beni belümden
    biz boyle ağır ağır
    hem gerine gerine
    yaz sarmasi ederkan
    gün döndi ikindeyine
    toplanduk yavaş yavaş
    ikimuz da bir canda
    o eniş ben yokişa
    ayri olduk ormanda
    kirez ne oldi sana
    yaprağun sararuyi
    yere bakamayirum
    gözlerim gararuyi
    e meşe derin meşe
    yolum vurdi enişe
    duyan oldisa bizi
    gel bak sen ha bu işe
    gün vuriyi vuruyi
    vuruyi de duruyi
    fadime’mun nenesu
    girandan bağıruyi
    ha boyle ha bu yana
    gari yararum gari
    dedi oğa nenesi
    nerde galdune yavri
    dedi ki nenesine
    ormandan yana vurdum
    tamencuğun dibinde
    tosini otlatudum
    gız ha u yüzundeki
    çali yarasi midir
    tosuni otlatmanun
    şimdi sirasi midir
    gizum neyeyaparsun
    bu sirasız işleri
    el gözine çok batar
    gızlarun gidişleri
    senin yaşunda gızun
    gani gaynar bilürum
    bi iş edersun bağa
    merağumdan elürüm
    fadime’m da dedi ki
    nenem ne oldi sağa
    gitdusam birazacuk
    tosuni otlatmaya
    kimden öğrendun nene
    sen ha bu cumbuşleri
    elbet be da ederum
    sen etduğun işleri
    köknarın doruğunda
    guşa baksana guşa
    bi ormana gitmelan
    tutdun beni yokuşa
    hayde varu gezelum
    çöl verane dağları
    nene beyle edersan
    sen sağarsun siğlari
    gün doğdi selenlere
    işini bilenlere
    gördun mi e niyazi
    başuna gelenlere
    keremit oldum dama
    kodilar beni cama
    işum duşecek sağa
    gümiş nağışlı gama
    ha boyle ha bu yana
    izi sürerum izi
    berabenli damancam
    kurtarur ikimuzi
    avunun palahlari
    ine gideyi ine
    haburada dönelum
    fadime’mun işine
    nenesinlan fadime’m
    yapti bütün işleri
    bubasi hiç duymadi
    eteki cumbuşlari
    gece kalkti fadime’m
    suyi godi ocağa
    anasinun goyninda
    alişukti sicağa
    hem yikandi yikadi
    alaca şalvarini
    bundan sora deyeyum
    şalvarun hallarini
    şalvar çiçekli şalvar
    aldun aklumi aldun
    çok cumbuşler eyledun
    sora teknede galdun
    fadime’m gün açanda
    parladi güneş gibi
    ha bu gada işlerin
    şalvar oldu garibi
    fadime’m şalvarini
    asti kireze asti
    kirezde guruyikan
    gördi şalvari masti
    bağırdı fadime’yi
    gel ha boyle beriye
    fadim çıkti ahırdan
    yollandi içeriye
    dedi oğa nenesi
    niye çamuşur etdun
    şimdi siresi değil
    odunları tüketdun
    kirez ağaci aldur
    dalda duran şalvardur
    iki günlük şalvari
    yikadun bu ne haldur
    fadime’mun gözleri
    parladi feri feri
    birden geldi aklina
    şalvarcuğun işleri
    dedi darilma nene
    ben giderdum mereye
    baktum şalvar acoldi
    çikdi kirez yemeye

    • @archiveturk
      @archiveturk  18 дней назад

      @@ahmetalikasranoglu orijinal albümdeki hali de 5 dakika gözüküyor. Tam olarak yorumlayan başkası varsa bilmiyorum.