98 yılında, Trabzon'da, kömürlükten bozma bir öğrenci evinde, ev arkadaşlarının birinin doldurduğu çekme kasette ilk dinlediğim zaman ne hissettiriyorsa şimdi, İstanbul'da orta yaşlı bir adamken de aynı şeyleri hissettiriyor. Aşk şiiri değil bu benim için, geçip giden zamanın, yitip gidenlerin ve sonuna doğru koşmakta olup bunun pek de farkında olmadığımız ömrün şiiri. Karakoç'un da, Bakiler'in de, Küpçük'ün de yüreğine sağlık, böyle kült bir kaydın oluşmasındaki etkilerinden dolayı...
Yorumunu defalarca okudum, yine okuyacağum. Ne güzel anlattın... Her dinleyişimde içimde bir yerlerde beliren çıbanvarî sızının tercümanı oldun... şükranlarımla...
Üstat ne güzel , ne dolu bir yorum yapmışsın ki tamda 98 de üniversite öğrenci evinde ilk defa dinleyip halen dinleyen biri olarak sanada teşekkür ederim…
Üstat ne güzel , ne dolu bir yorum yapmışsın ki tamda 98 de üniversite öğrenci evinde ilk defa dinleyip halen dinleyen biri olarak seninde yüreğine sağlık…
Öyle bir zamana geldik ki ne bu eseri yazacak biri, ne bu eseri yazdıracak biri, ne bu eseri içten yaşayarak söyleyecek biri ne de bu eseri kalbiyle dinleyecek nesil kaldı...
Ben yine de halen ümitliyim nesilden. Bakmayın duygusuzların ön planda olduğuna, nice Sezai Karakoçlar inşallah bu topraklardan çıkacak. Ben buna inanıyorum...🌹🥀
Bu bir şiir değil, şarkı değil, türkü değil sadece... Bir dönemin, bir neslin yaşanmışlıklarının, hasretlerinin, umutlarının ve tabii ki aşklarının ve dahi kavuşamamalarının hikâyesidir, kokusudur. Bu eseri o dönemde dinleyip de, bu gün o anlara dönmeyen, duygulanmayan yoktur. Selam olsun o günün saf gönüllü, temiz insanlarına...
1998 yılında Sütçü İmam Üniversitesinde okurken dinlemeye başladığım bu ses bu şiir bu söz. Yıllardır dinlerken çok farklı duygulara dalar giderim. Beni çocukluğuma anneme babama üniversite yıllarına depremde yerle bir olan evimizin odalarına götürür. Duygulanmamak mümkün değil. İnsan özlüyor işte. Yaşanmışlıkları özlüyor.
İlk mücahitler o konuda ki çocuk yaşta tv den izlerdim ve bir gün değişecek bu düzen derdim umutla sizin o halleriniz gözümün önünde hep . O doksanlar bizim çocukluğumuzun başka bir evresi tadı damağımızda hiç geçmeyen. Ama siyasi tarih açısından da zifiri karanlık bir dönem
o zamanlar başörtülü kızların üniversiteye alınmasının yasak olduğu yıllardı. Başını açmayanlar okuldan uzaklaştırılıyordu, samimi müslümanlar vardı, başörtüsünü açmamak için o da bırakıp gitti, güçsüzdüm, gitme diyemedim. ' Seversen kavuşamazsan adı aşk olur Aşık Veysel'
Rahmetli eşime evlilik teklifi etmeden önce dinletmiştim. İlk kez dinliyordu ve mıhlanıp kalmıştı adeta. Eşim 6 yıl önce 34 yaşında hayatını kaybetti ve o gün bugündür hayatıma başkası girmedi.
Çocukluğum, ergenliğim, gençliğim, hayatım Sezai Karakoç'un şiirlerini okuyarak geçti.. Ve Selçuk Küpçük'ün bu albümü.. Binlerce kez dinlemişimdir.. Binlerce kez sevmişimdir.. Modern halinin tekrar kayda alınmasına bile gerek yok.. Ses kalitesi belki bugünkü kayıtların çok gerisinde ama hissettirdiklerini ileri taşımak mümkün bile değil.. Çok az insan bilir.. Çok az insan dinlemiştir yeni nesilde.. Çok şanslıyız bu sebeple..
Peygamber çiçeğinin aydınlığı.... Zaman geçer, şartlar değişir,hayatlar, isimler, beklentiler değişir ama insanın hakikati değişmez. Yirmi yıl kadar önce bu eseri ilk dinlediğimde ne hissettiysem bu gün hala aynı şeyi hissediyorum... Çocukluğumuzun, gençliğimizin ve duygularımızın bam teline usulca dokunan... Yitirdiklerimizin acısını dindirmek için başımızı usulca okşayan. Bir gamzelik buruk gülümsemenin ağrısı..... Hüzünlü bir neslin yüreğinin tercümanı... Eskimeyen ve eksilmeyen bir eser. İki şiir ve bir bestenin muhteşem uyumu. Teşekkürler üç güzel adam Sezai Karakoç, Yavuz Bülent Bakiler ve Selçuk Küpçük.
2004 yılı Ankara... Bir cep radyosunda denk geldiğimde çok sevdiğim bir arkadaşıma denk gelmiş gibi sevinmiştim bu parçayı dinlerken ... Bugün 17 Kasım 2021 dün bu şiirin şairi Sezai KARAKOÇ vefat etti. Şiirde dediği gibi ; "Ben onun sılası kendimin gurbetiyim ... " Kabrin nur olsun koca şair...
Tekrar tekrar dinleme fırsatı bulduğum için çok şanslıyım. Gecenin bir yarısında sanki hiç zaman geçmemişcesine, araya hasretler, özlemler girmemişcesine, gecenin karanlığına gözlerimi kapatıp, gecenin karanlığından daha koyu ve karanlık olan iç dünyama yönelip bir kez daha dinlemek. Geçmişe dönmek için çırpınan ruhumun yaralarına merhem niyetine, Selçuk Küpçük ün kadife sesiyle Mona Roza yı sürmek. Hoşgeldin mazi, Hoşgeldin Mona, Hoşgeldin Selçuk Küpçük İyi ki varsınız...
sene kaçtı tam hatırlamıyorum. ama kasetli zamanlar olduğuna eminim. cızırtılı cızırtılı gelirdi girişi şiirin. 98 miydi 99 muydu, bilemiyorum. Meryem'in yanağındaki tüğ dedikçe titrediğim doğrudur. aşkı tatmanın, sonsuzluğa ulaşmanın adıydı sanki bu şiir. Sigara külü kadar yalnızlık dedikçe annem daha içli çekerdi sigarasını ben içme derdim. Seneler geçti annem içme dedi ben daha çok içime çektim. yine de bu şiir yaşadı içimizde. Şimdi annem 50 küsür ben 30 yaşındayım. çocukluğuna geri götüreyim deseler neler vermem ki... Yine de dönüşü olmasa bile bu yolun kıymetini bilmek hakkını vermek olsun tek sözümüz... Yeter ki bitmesin hiç bu kutlu yolculuğumuz.
Evet o cızırtıyı bunun bir parçası zanneder, bilinçli olarak konup konmadığını hep düşünüp dururdum. Sonra buna dahil olduğuna karar verdim. Ne gariptir ki yakışıyordu parçaya.
98 yılında ilk dinlediğimde yüreğimdeki yangını söndüren bir şiirdi..yıl 2022 ve hala ilk günkü gibi ,kördüğüm gibi hala dinlerim..hala ateşimi söndürüyor ve hala yüreğime merhem oluyor .güzel insanlar güzel sözler bırakıp gidiyor yaralı olan gönüllere merhem olsun diye..iyi ki varlar..
Gözlerin İstanbul oluyor birden .... Şiir ayrı ses ayrı hepsi ayrı harikulade bir çalışma .... Saçma sapan hiçbir anlam ifade etmeyen şarkılara inat yıllarca dinlediğim Monaroza teşekkürler Selçuk Küpçük 👏🏻👏🏻👏🏻 ve nurlar içinde uyusun Sezai Karakoç hocamız 🤲🏻🤲🏻🤲🏻
Yıl 96-97 Ankara'da askerim... Sürekli bunu ve bu tadda olan eserleri dinliyorum.... Ne güzel günlerdi o günler.... Yıllar geçmesine rağmen, aynı duyguyu yaşatıyorsunuz ya, Allah sizden razı olsun..
Müthiş bir içerik, Yavuz Bülent Bakiler'in ve Sezai Karakoç'un İstanbul ve Mono Rosa şiirlerinin sentesizyle vücut bulmuş. Selçuk beyin yorumuyla zirveye çıkmış bir eser. 21.04.2020
bu nağmeyi dinledikçe yorumları okuyorum, okudukça anlıyorum ki, bu mısraları dinleyenler farklı yerde-düşüncede bir birlerine yabancı olsalar bile, bu paydada gelip saf tutmuş. belli bir dönemi paylaşmakla kalmamışlar, en az bu şarkının hissettirdiği kadar dokunaklı hali yorumlarına taşımışlar. hepimiz farklı şeyleri özledik belki, fakat özlemi, hasreti aynı şekilde yaşadık. farklı şeylere üzüldük belki fakat üzüntümüzü benzer şekilde gizledik. ne güzel insanlar, ne güzel yorumlar, yüreğinize sağlık. yorumlarınızı okumak ayrı bir zevk.
Kaç senedir dinlerim en sevdiğim şiirdir. Ve yalnızlık sigara külü kadar yalnızlık... Zaman ne de çabuk geçiyor Mona Saat onikidir, söndü lambalar Uyu da turnalar gelsin Rüyana Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar...
İçimizde birşeylerin derdi ile kaldırımları arşınladığımız, yüreğimizde titrek hüzünlerle yola revan olduğumuz zamanların dizeleriydi...Kalbimde hala aynı sızıları duyuyorum dinledikçe.. Biz dertli bir nesildik, bu şirler, bu tınılar ile azıklandık, ömrü ortaladık ama hala ordan besleniyoruz. Zaman ne de çabuk geçiyor Mona... Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar 😔
Sezai bey dün ahirete irtihal etti.Şimdi onu yolculayacağımız Şehzadebaşı camiine doğru yola koyuldum.Kalbimin sızısı iyi bilirdi Sezai Karakoç’u,gözümün yaşı..Doğunun yedinci oğluna,doğduğum günden elveda..Ve yeniden buluşacağımız o günde,yeniden ve yeniden merhaba.....
Rabbim gani gani rahmet eylesin iki küçük oğlumu alıp gitmiştim yolculamaya . Şehzadebaşı camiini çok severim üstad da çok severdi kabride caminin kabristanlığında gittikçe ziyaret ederiz iyiki ülkemizde doğmuş Allah ondan razı olsun büyük değer bizim için
Burada buluşan herkes o kadar özel ki benim için. hissiyat hep aynı herkeste. Fırsatımız olsa da keşke aynı hisse kapılan bizler bir şekilde buluşup hasbi hal edebilsek.
Kaç yıl oldu hatırlamıyorum ama ilk defa üniversite öğrencisiyken tanışmıştım bu eserle. Arkadaşlarla zevkle dinlerdik. Ve hala bunca zamana rağmen her duyduğumda bende aynı duyguları uyandırır. Zamanın yıpratıcılığına karşı koyan nadide eserlerden. Nasipte müellifi ile tanışmak da varmış. Emeği geçenin yüreğine, kalemine, gönlüne sağlık...
1996/2000 Atatürk Ünv. bir kara gözlü için hep dinledim. Mona Rozayı bilen ve okuyanın sevdiğine kavuştuğuna pek şahit olunmamıştır. Çünkü bu şiir yolları kesişemeyen aşkların tercumanıdır.
Hiçbir aşk imkansız değildir. İmkansizları olduran vardır... Ümit varsa ümid edende vardır. Dünya da vuslat olmasa da ahirette olmazları, ulasilmazları ayaklar altına seren...uzakları yakın eden, yokları tekrar yok eden, varları tekrar var eden bir var- ezeli ve ebedi-bir ilahi hükümdar vardır
Üniversite bitti. Bir güzel yar yoldaşım oldu. Yeni bir hayat var önümde. Bir ortak yol tutturup hayatımı, hayatımız olarak devam ettirme isteği var içimde. Yeni yüzyılın "ben" algısına rağmen "biz" olabilmenin kutsallığına inanıyorum. Saygıyla..
Bizim kuşak hep ünv de dinledi sanırım...Ben de unv de dinler dalar giderdim aynı duygu ve hisleri 20 yıl sonra tekrar yaşayabilmek şairin ve seslendirenin başarısı olsa gerek...Zambaklar en ıssız yerde açar ve vardır her vahşi çiçekte gurur. Bir mumun ardında bekleyen rüzgar, Işıksız ruhumu sallar da durur. Zambaklar en ıssız yerlerde açar.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar ve vardır her vahşi çiçekte bir gurur bir mumum ardında bekleyen rüzgar ışıksız ruhumu sallar da durur zambaklar en ıssız yerlede açar yağmurlardan sonra büyürmüş başak meyvalar sabırla olgunlaşırmış bir gün gözlerimin ta içine bak anlarsın ölüler niçin yaşarmış yağmurlardan sonra büyürmüş başak seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden martılar konuyor omuzlarım, gözlerin İstanbul oluyor birden ben bir şarkı, ben bir türküyüm ben Meryemin yanağındaki tüyüm beni bir azizin nefesi uçurur içimde Allahın korkusu durur cici ayaklarım iplikle bağlı ben onun sılası, kendimin gurbetiyim sineklerin kanadını ısıtan bir güneş toprağı yarıp çıkacak kadınlar sansa da yaşadığını şarkısız kaldıkça yaşamayacak kandınları şarkılar akrepler aydınlatır akşamlardan, gecelerden,senden uzağım şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen durgun sular gibi azalacağım bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen. ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık ve toprağın rüyaya yılan gibi girişi sana da Mona Roza, taşbebeği bıraktık ellerinde kılıçlı balıkların bir dişi senin hatıran kadar büyük, yeni, karanlık senin hatıran kadar Allah ve şeytan işi ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde sonra seni kaybetmek hemen her yerde ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak yapayalnız kalmak iskelelerde peygamber çiçeğinin aydınlığında ara sana doğru uzanan çaresiz ellerimi sırrımı söylüyorum vefakar balıklara yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi koyverip kirli pullu saçlarını rüzgara koyverip telli pullu saçlarını rüzgara bir çocuğun ardına düşen heykellerimi peygamber çiçeğinin aydınlığında ara zaman çabuk çabuk geçiyor Mona saat on ikidir, söndü lambalar uyu da turnalar gelsin rüyana bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.. Moto Kurye 0555 086 44 10 www.motokurye.org/
Hafizlik yaparken seneler önce sadece bu sesi hayal edip yazardim Ne güzel binecegın vapuru kacirmak yapayanliz kalmak iskelelerde Ve .....kalabalikta yanlizlik
ağlayasım var hıçkıra hıçkıra dünden kalma yarınlarıma ağlayasım var hıçkıra hıçkıra gün geçtikçe ağaran saçlarıma ağlayasım var dostum meğer en güzel yıllarımmış seni dinlediğim yıllar sensiz geçen yıllarıma ağlayasım var
sene 1999 veya 2000 li yıllar izmirde askerdim ve orada bir radyo vardı ezgiler çalan her akşam istek hattından isteyip dinliyordum hey gidi günler hey sene 2021 ve 40 yaşına geldik harika ses harika şiir ....
ben bir şarkı, ben bir türküyüm ... Sene 95, Boğaziçi hazırlık. Mağara arkadaşları gibi sokaktan, hayattan, sevmekten kaçtığım bir yurtta kalıyorum. Kimi Ahmet Kaya'ya, kimi Müslüm Gürses'e sığınıyor. Rock ve diğerleri de var tabi... Benimse sığınağım bu şarkı bu şiir ... Öyle bir denk geliş olurmu bir daha ... Tunahan, Yavuz, Mehmet ... Sevim Selma'nın emanetiydi şiir. Selçık Küpçüğün alacağı oldu ... Şarkının girişindeki kasetin boşluk sesine kadar her şeyiyle burada bulmak ne güzel ... Yüreğinize sağlık üstat, ömrünüze bereket ...
Bunu ilk defa dinliyorum ama gençliğimizde dinlediğimiz o hüzünlü ezgilerin ritmi müziği çok tanıdık ve çok nostaljik kalbimde ince bir sızı gözyaşım pıt 🥲 🥹 duygulandım şimdiden daha başı ❤
Selçuk Küpçük hocamın hit eserlerden biri.Bu nasıl güzel bir eser ve bu nasıl yürekten gelen bir yorum...İnsan dinledikçe ruhu dinleniyor sanki.Böyle değerli bir eseri yazan ve yorumlayan yüreği güzel insanlar iyi ki var ve hep var olacaklar...
Başörtümüzle üniversite kapılarında bekletildiğimizde zihnimizde tekrarlayan cümlelerdi bu şiir Her dinlediğimde o yıllara götürür yine Güzel nesildik biz Bilmediler kıymetimizi Yağmurlardan sonra büyürmüş başak Meyveler sabırla olgunlaşırmış Birgün gözlerimin taa içine bak Anlarsın ölüler niçin yaşarmış…
22 Eylül'de 43 yaşım da olacağım.Bilmiyorum daha ne kadar dünyada kalırım.Bugune kadar hiç yaşamadım.Vasiyetim olsun okuyacaklara dinimizin emrettiği gibi yaşamaya özen gösterin.Kimsenin işine karışmayın.Yolunuz Allah rizasina uygun yürümek olsun.Allaha emanet olun.
Yıl 96/97 Erzincan da Hasan Sagindik konseri vardı. Selçuk Küpçük üstad orda bu şarkıyı söyledi. Kasetinide aldık tabii. Süper bir şey. Geçen yıllar unutulmadı bu tını...
1997 de Yozgat'ta Uzak diyarı uzak insanları özlettiren bir eser Sonra askerde şileden karadenize bakarken dinlmek Eski başkadır eskimiş başka nice eskiler vardırki hiç Eskimez demişler.Gelemem ay karanlık eseride nedense bana bu eserin devamı gibi gelir hep
O kadar iyi bir eser ki 20 yıl sonra dinlediğimde dahi ilk dinlediğimde ne hissettiysem yine aynı duyguları hissediyorum. balıkesirde yaşayan bir hanımefendiye sırılsıklam aşıktım o vakitler. çevirip çevirip dinler, basardım çayın sigaranın gözüne. gençliğim eyvah.
Sezai Karakoç 'un orjinal şiirini ,üniversite edebiyat bölümü öğrencilerinin çıkardığı gazeteden okumuştum. Ben başörtüsünden dolayı okuyamamıştım o zamanlar. Ama edebiyat bölümde okuyan arkadaşım getiriyordu okuyorduk. Sonra bu şarkıyı dinledim eksik ve değiştirilmiş bazı yerleri var evet ama her dinlediğimde bu dünyadan farklı bir dünyaya gidiyorum sanki. Insan olmak ne büyük şeref...
Bugün ilk kez dinlediğim Mona Roza kaç kere dinledim bilmiyorum. 😢bana böylesi güzel bir şiiri dinlettigi için Radyoma teşekkür ediyorum🌷🥀 kaleminize yüreğinize sağlık 😥😥
İlk ilkokula gidiyordum galiba ve şimdi üniverstemin 5. Yılı galiba ölene kadar dinleyeceğim keşke Apple müzikte olsa yada Spotify da olsada başa sarıp sarıp dinlesek duy sesimizi selçuk abii
Doksanlı yılların sonundan bu tarafa zevkle dinlediğim parça, şiir. Her dinlediğimde farklı alemlere götürür. Selçuk Küpçük abimizin sesine, yüreğine emeğine sağlık. Rabbim yar ve yardıcımsı olsun inşaallah 🌹🌹🌹
Abi lisede şiir seslendirirdim. Bu şiirinin fon müziğini o kadar çok aradım ki. Aradan 15 yıl geçmiş ahh keşke bulabilsem eşime tekrar seslendirip hediye ederdim
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik, Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden. Martılar konuyor omuzlarıma, Gözlerin İstanbul oluyor birden.Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen Durgun sular gibi azalacağım Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince Yalnız gözlerime bak diyeceksin. Ellerim usulca ellerine değince Kaybolup gideceksinBir elim seni çizecek bütün pencerelere Bir elim seni silecek. Kalbim: Ebemkuşağı; günde bin kere Senin için yeni baştan can kesilecek.Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde Sonra seni kaybetmek hemen her yerde Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak Yapayalnız kalmak iskelelerde.Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik, Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden. Martılar konuyor omuzlarıma, Gözlerin İstanbul oluyor birden.
Sene 2003 üniversite yılları bütün yaşadığım hisleri sevinçleri hüzünleri yüklerim içine sonra final zamanları sürekli dönüp durur aklımda zaman geçsede değerini yitirmiyor üstadların eserlerinin güzel yorumu İçin çok teşekkürler
Ünv yıllarımda dinlemiştim radyoda çalışırken ilk çaldığım ve fon müziği olarakkullandığım güzel az kalır mükemmel bir aşık 'ın maşuku için beslediği karşılık bulmayan sevdasının eseri vesselam
Erzurum’un sert ve haşin ayazında yoklukla kıvranan bu dar sokakları gökten kendime sırdaş olarak seçtiğim benim gibi mahzun bir kevkeb ile karış karış dolaşıyorum. Yüzündeki kılcal damarlara ne de çok benziyor bu kıvrımlı dar sokaklar. Damarlardan kan, sokaklardan hüzün akıyor… Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık…
Sene 2023 Denizli bozkurtta görev yapıyorum her dinlediğimde ayrı bir hüzün ve heyecan veriyor çok güzel , ve yalnızlık sigara külü kadar yalnızlık ve toprağın rüyaya yılan gibi girişi 😓
sanırım 2000 li yıllardı bir gece sahur vaktinde denk geldim bu şiire -dinledikçe ağladım-aman yarabbi bu ne güzel bir yorumdu bu ne güzel düşünülmüş bir eserdi.. sonra üstad Yavuz Bülent bakilere 2020 yıılarının başında olması lazım -bizatihi bu videodan açtım dinlettim --sonuna kadar dinledi --çok beğendi -gözleri doldu --ne güzel olmuş ne güzel olmuş -dedi.. selçuk bey yüreğinize sağlık-- güzel bir eserin vücuda gelmesine vesile oldunuz--üstü örtülmüş uyutulmuş bir şeyi uyandırdınız..tebrik ve teşekkür eder yeni eserler bekleriz.
98 yılında, Trabzon'da, kömürlükten bozma bir öğrenci evinde, ev arkadaşlarının birinin doldurduğu çekme kasette ilk dinlediğim zaman ne hissettiriyorsa şimdi, İstanbul'da orta yaşlı bir adamken de aynı şeyleri hissettiriyor. Aşk şiiri değil bu benim için, geçip giden zamanın, yitip gidenlerin ve sonuna doğru koşmakta olup bunun pek de farkında olmadığımız ömrün şiiri. Karakoç'un da, Bakiler'in de, Küpçük'ün de yüreğine sağlık, böyle kült bir kaydın oluşmasındaki etkilerinden dolayı...
🥺
İmza attım hocam
Yorumunu defalarca okudum, yine okuyacağum. Ne güzel anlattın... Her dinleyişimde içimde bir yerlerde beliren çıbanvarî sızının tercümanı oldun... şükranlarımla...
Üstat ne güzel , ne dolu bir yorum yapmışsın ki tamda 98 de üniversite öğrenci evinde ilk defa dinleyip halen dinleyen biri olarak sanada teşekkür ederim…
Üstat ne güzel , ne dolu bir yorum yapmışsın ki tamda 98 de üniversite öğrenci evinde ilk defa dinleyip halen dinleyen biri olarak seninde yüreğine sağlık…
Öyle bir zamana geldik ki ne bu eseri yazacak biri, ne bu eseri yazdıracak biri, ne bu eseri içten yaşayarak söyleyecek biri ne de bu eseri kalbiyle dinleyecek nesil kaldı...
😢
Ben yine de halen ümitliyim nesilden. Bakmayın duygusuzların ön planda olduğuna, nice Sezai Karakoçlar inşallah bu topraklardan çıkacak. Ben buna inanıyorum...🌹🥀
Bu bir şiir değil, şarkı değil, türkü değil sadece... Bir dönemin, bir neslin yaşanmışlıklarının, hasretlerinin, umutlarının ve tabii ki aşklarının ve dahi kavuşamamalarının hikâyesidir, kokusudur. Bu eseri o dönemde dinleyip de, bu gün o anlara dönmeyen, duygulanmayan yoktur. Selam olsun o günün saf gönüllü, temiz insanlarına...
1998 yılında Sütçü İmam Üniversitesinde okurken dinlemeye başladığım bu ses bu şiir bu söz. Yıllardır dinlerken çok farklı duygulara dalar giderim. Beni çocukluğuma anneme babama üniversite yıllarına depremde yerle bir olan evimizin odalarına götürür. Duygulanmamak mümkün değil. İnsan özlüyor işte. Yaşanmışlıkları özlüyor.
Bu sezgileri dinleyen kişiler Ender ve değerli insanlardır. Rastlarsanız kıymetini bilin.
sene 97 selam olsun başörtülü kardeşlerime ve başörtü mücadelemize!! gerçek ten örtünün hakkını verenlere selam olsun.....
İlk mücahitler o konuda ki çocuk yaşta tv den izlerdim ve bir gün değişecek bu düzen derdim umutla sizin o halleriniz gözümün önünde hep . O doksanlar bizim çocukluğumuzun başka bir evresi tadı damağımızda hiç geçmeyen. Ama siyasi tarih açısından da zifiri karanlık bir dönem
o zamanlar başörtülü kızların üniversiteye alınmasının yasak olduğu yıllardı. Başını açmayanlar okuldan uzaklaştırılıyordu, samimi müslümanlar vardı, başörtüsünü açmamak için o da bırakıp gitti, güçsüzdüm, gitme diyemedim. ' Seversen kavuşamazsan adı aşk olur Aşık Veysel'
Yavuz Bülent Bakiler, Sezai Karakoç'un kalemine ve Selçuk Küpçük'ün yüreğine sağlık..
O kadar kişiden dinledim bu şiiri ama bu kadar içime işleyen bir yoruma daha rastlamadım. Kadife sesli adam iyi ki..
Bu şaheser zaman makinesi gibi. Dinledikçe geçmişe gidiyorum. Ve keşke hiç geçmeseydi diyorum.
Unutulmazlar... Ömer Karaoğlu# Selçuk Küpçük# Abdulbaki Kömür# Eşref Ziya Terzi # Hasan Sağındık...
98'den beri dinliyorum.İmam Hatip Orta Son'daki kız adına da dört çocuklu 37 yaşındaki kadın adına da teşekkür ederim. Sağolasın Selçuk Ağabey.
İçinizdeki küçük kız çocuğunun sizinle beraber hep yaşamasını dilerim.
@Merve Safa Likoğlu eyvallah o günün karanfilleri... Sakarya ilahiyat mezunu musunuz acaba?
Rahmetli eşime evlilik teklifi etmeden önce dinletmiştim. İlk kez dinliyordu ve mıhlanıp kalmıştı adeta. Eşim 6 yıl önce 34 yaşında hayatını kaybetti ve o gün bugündür hayatıma başkası girmedi.
Anlaşılan buraya hep güzel yürekli güzel yetişmiş güzel insanlar toplanmış, yorumları okudukça bi garip oldum. Meğer ne çok insanla benziyormuşum.
Yıllardır Mona Rosa 'yı Selçuk Küpçük'ten dinliyorum.
Paylaşıyorum
Çocukluğum, ergenliğim, gençliğim, hayatım Sezai Karakoç'un şiirlerini okuyarak geçti.. Ve Selçuk Küpçük'ün bu albümü.. Binlerce kez dinlemişimdir.. Binlerce kez sevmişimdir.. Modern halinin tekrar kayda alınmasına bile gerek yok.. Ses kalitesi belki bugünkü kayıtların çok gerisinde ama hissettirdiklerini ileri taşımak mümkün bile değil.. Çok az insan bilir.. Çok az insan dinlemiştir yeni nesilde.. Çok şanslıyız bu sebeple..
Çocukluğum gençliğim şimdi ise ortayaşlardayım ben eskimeye başladım ama bu şarkının hissettirdiği duygu içimde hâlâ yepyeni😔
Peygamber çiçeğinin aydınlığı....
Zaman geçer, şartlar değişir,hayatlar, isimler, beklentiler değişir ama insanın hakikati değişmez. Yirmi yıl kadar önce bu eseri ilk dinlediğimde ne hissettiysem bu gün hala aynı şeyi hissediyorum... Çocukluğumuzun, gençliğimizin ve duygularımızın bam teline usulca dokunan... Yitirdiklerimizin acısını dindirmek için başımızı usulca okşayan. Bir gamzelik buruk gülümsemenin ağrısı.....
Hüzünlü bir neslin yüreğinin tercümanı...
Eskimeyen ve eksilmeyen bir eser.
İki şiir ve bir bestenin muhteşem uyumu. Teşekkürler üç güzel adam
Sezai Karakoç, Yavuz Bülent Bakiler ve Selçuk Küpçük.
Bu müstesna eserin altında okuduğum en iyi iki müstesna yorumdan biri. Defalarca okuyacağım bunu biliyorum. Şükranlarımla...
@@Kutluhanoglu Teşekkür ederim. Peygamber çiçeğinin aydınlığının ne olduğunu bilenlere selam olsun.
Peygamber çiçeğinin aydınlığı...
@@izzeteker5869 ben bilmiyorum, samimi soruyorum?
@@yusufcan2815 Peygamber Çiçeği'nin aydınlığı, manevi bir semboldür. Işık saçan bu çiçek, ruhun aydınlanması ve huzura erişme arzusunu ifade eder.
Orta okuldan liseye oradan üniversiteye ve yaş olmuş 35 hala dinliyorum. Kalıcı eser bırakmak bu olsa gerek... Teşekkürler Selçuk Küpçük....
Üniversitenin zorlu zamanlarında gönlümüzü dinlendirdiğimiz bir limandı. Hala öyle...
Gençliğim...
Akıp giden zaman...
Her dinlediğimde
beni ağlatan Mona Roza😞😥
😔
Dinlemeyen çok şey kaybeder Dinleyen zaten çok şeyini kaybetmiştir..
Bu şiiri 20 yıl önce bir karışık kasetten o kadar çok dinledim ki simdi dinleyince bir sonraki ilahiyi duyar oldum. Ömer KARAOĞLU Adı için Yaşamak...
Omer karaoglunun Kuşlar adlı ilahiside çok güzel tavsiye ederiz
😢😢😢
😢😢 aynen. Cok soylerdim ve simdi kuslara bakarak gurbetten söylüyorum @@haticedogan9766
Ahh oy yüreğim eski günler geldi aklıma 1997 de radyoda çalışıyorken en çok istek alan bir eser İstanbul Mona Roza
2004 yılı Ankara... Bir cep radyosunda denk geldiğimde çok sevdiğim bir arkadaşıma denk gelmiş gibi sevinmiştim bu parçayı dinlerken ...
Bugün 17 Kasım 2021 dün bu şiirin şairi Sezai KARAKOÇ vefat etti.
Şiirde dediği gibi ;
"Ben onun sılası kendimin gurbetiyim ... "
Kabrin nur olsun koca şair...
Tekrar tekrar dinleme fırsatı bulduğum için çok şanslıyım. Gecenin bir yarısında sanki hiç zaman geçmemişcesine, araya hasretler, özlemler girmemişcesine, gecenin karanlığına gözlerimi kapatıp, gecenin karanlığından daha koyu ve karanlık olan iç dünyama yönelip bir kez daha dinlemek. Geçmişe dönmek için çırpınan ruhumun yaralarına merhem niyetine, Selçuk Küpçük ün kadife sesiyle Mona Roza yı sürmek. Hoşgeldin mazi,
Hoşgeldin Mona,
Hoşgeldin Selçuk Küpçük
İyi ki varsınız...
sene kaçtı tam hatırlamıyorum. ama kasetli zamanlar olduğuna eminim. cızırtılı cızırtılı gelirdi girişi şiirin. 98 miydi 99 muydu, bilemiyorum.
Meryem'in yanağındaki tüğ dedikçe titrediğim doğrudur. aşkı tatmanın, sonsuzluğa ulaşmanın adıydı sanki bu şiir.
Sigara külü kadar yalnızlık dedikçe annem daha içli çekerdi sigarasını ben içme derdim. Seneler geçti annem içme dedi ben daha çok içime çektim.
yine de bu şiir yaşadı içimizde. Şimdi annem 50 küsür ben 30 yaşındayım. çocukluğuna geri götüreyim deseler neler vermem ki...
Yine de dönüşü olmasa bile bu yolun kıymetini bilmek hakkını vermek olsun tek sözümüz...
Yeter ki bitmesin hiç bu kutlu yolculuğumuz.
🌹
Evet o cızırtıyı bunun bir parçası zanneder, bilinçli olarak konup konmadığını hep düşünüp dururdum. Sonra buna dahil olduğuna karar verdim. Ne gariptir ki yakışıyordu parçaya.
98 yılında ilk dinlediğimde yüreğimdeki yangını söndüren bir şiirdi..yıl 2022 ve hala ilk günkü gibi ,kördüğüm gibi hala dinlerim..hala ateşimi söndürüyor ve hala yüreğime merhem oluyor .güzel insanlar güzel sözler bırakıp gidiyor yaralı olan gönüllere merhem olsun diye..iyi ki varlar..
Gözlerin İstanbul oluyor birden .... Şiir ayrı ses ayrı hepsi ayrı harikulade bir çalışma .... Saçma sapan hiçbir anlam ifade etmeyen şarkılara inat yıllarca dinlediğim Monaroza teşekkürler Selçuk Küpçük 👏🏻👏🏻👏🏻 ve nurlar içinde uyusun Sezai Karakoç hocamız 🤲🏻🤲🏻🤲🏻
Monarosa yı sizinle sevdik ...
Sezai Karakoç, mekanın cennet olsun
Yıl 96-97 Ankara'da askerim...
Sürekli bunu ve bu tadda olan eserleri dinliyorum....
Ne güzel günlerdi o günler....
Yıllar geçmesine rağmen, aynı duyguyu yaşatıyorsunuz ya, Allah sizden razı olsun..
Müthiş bir içerik, Yavuz Bülent Bakiler'in ve Sezai Karakoç'un İstanbul ve Mono Rosa şiirlerinin sentesizyle vücut bulmuş. Selçuk beyin yorumuyla zirveye çıkmış bir eser. 21.04.2020
bu nağmeyi dinledikçe yorumları okuyorum, okudukça anlıyorum ki, bu mısraları dinleyenler farklı yerde-düşüncede bir birlerine yabancı olsalar bile, bu paydada gelip saf tutmuş. belli bir dönemi paylaşmakla kalmamışlar, en az bu şarkının hissettirdiği kadar dokunaklı hali yorumlarına taşımışlar. hepimiz farklı şeyleri özledik belki, fakat özlemi, hasreti aynı şekilde yaşadık. farklı şeylere üzüldük belki fakat üzüntümüzü benzer şekilde gizledik. ne güzel insanlar, ne güzel yorumlar, yüreğinize sağlık. yorumlarınızı okumak ayrı bir zevk.
Bu şiirin en anlamlı okunuşu size ait .... Teşekkürler Selçuk Küpçük .
Yüreğimi bıraktığım bir eser, ahh gençliğim ahh milli görüş davama hizmet ederken yüreğimde aşkın tarifini bana acı acı tecrübe ettiren mükemmel eser😢
Radyadan dinlemiştim yıllar önce... geçmişe gittim şimdi ama içimde büyük bir hüzünle...koybolan yıllar çok acı 😢😢
Her dinlediğimde ağlatıyor beni😥😥😥😥
Kaç senedir dinlerim en sevdiğim şiirdir.
Ve yalnızlık sigara külü kadar yalnızlık...
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat onikidir, söndü lambalar
Uyu da turnalar gelsin Rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar...
İçimizde birşeylerin derdi ile kaldırımları arşınladığımız, yüreğimizde titrek hüzünlerle yola revan olduğumuz zamanların dizeleriydi...Kalbimde hala aynı sızıları duyuyorum dinledikçe.. Biz dertli bir nesildik, bu şirler, bu tınılar ile azıklandık, ömrü ortaladık ama hala ordan besleniyoruz. Zaman ne de çabuk geçiyor Mona... Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar 😔
Vapyta iskelelwrde yani con guzel bitsey di tasamak iskellelerde yanj basinda yanonpeygambervcuc3ginde catresizce ellerbherdeyin basi vefa
Sezai bey dün ahirete irtihal etti.Şimdi onu yolculayacağımız Şehzadebaşı camiine doğru yola koyuldum.Kalbimin sızısı iyi bilirdi Sezai Karakoç’u,gözümün yaşı..Doğunun yedinci oğluna,doğduğum günden elveda..Ve yeniden buluşacağımız o günde,yeniden ve yeniden merhaba.....
Cenazesine gitmek nasip olmadi, cok isterdim ugurlamayi..
Rabbim gani gani rahmet eylesin iki küçük oğlumu alıp gitmiştim yolculamaya . Şehzadebaşı camiini çok severim üstad da çok severdi kabride caminin kabristanlığında gittikçe ziyaret ederiz iyiki ülkemizde doğmuş Allah ondan razı olsun büyük değer bizim için
Allah rahmet eylesin.
Bu eseri ezbere bilen birinin kötü biri olma ihtimali, renkli kar yağma ihtimali kadardır.
Burada buluşan herkes o kadar özel ki benim için. hissiyat hep aynı herkeste. Fırsatımız olsa da keşke aynı hisse kapılan bizler bir şekilde buluşup hasbi hal edebilsek.
Bizlerin yüreğini alıp bambaşka yerlere götüren ezgi , yıllar öncesine 1995 ve gençlik yıllarında favorim💙 Selçuk abim Allah hayırlı bir ömür versin🤲
Ergenliğimin en güzel anısı
Şimdi büyük usta Sezai Karakoç kaybetmek onu anımsayarak dinlemek çok acı
Kaç yıl oldu hatırlamıyorum ama ilk defa üniversite öğrencisiyken tanışmıştım bu eserle. Arkadaşlarla zevkle dinlerdik. Ve hala bunca zamana rağmen her duyduğumda bende aynı duyguları uyandırır. Zamanın yıpratıcılığına karşı koyan nadide eserlerden. Nasipte müellifi ile tanışmak da varmış. Emeği geçenin yüreğine, kalemine, gönlüne sağlık...
Bir kaç şiirin birleşimi ile oluşturulmuş harika bir eser
1996/2000 Atatürk Ünv. bir kara gözlü için hep dinledim. Mona Rozayı bilen ve okuyanın sevdiğine kavuştuğuna pek şahit olunmamıştır. Çünkü bu şiir yolları kesişemeyen aşkların tercumanıdır.
2019/2023(?) Atatürk Ünv. Hayat bizi nereye götürecek bakalım. Saygıyla...
Bende 1992 1996 yıllarında Edebiyat fak çok dinledim anlaşılan sana devretmişim
Hiçbir aşk imkansız değildir. İmkansizları olduran vardır... Ümit varsa ümid edende vardır. Dünya da vuslat olmasa da ahirette olmazları, ulasilmazları ayaklar altına seren...uzakları yakın eden, yokları tekrar yok eden, varları tekrar var eden bir var- ezeli ve ebedi-bir ilahi hükümdar vardır
Üniversite bitti. Bir güzel yar yoldaşım oldu. Yeni bir hayat var önümde. Bir ortak yol tutturup hayatımı, hayatımız olarak devam ettirme isteği var içimde.
Yeni yüzyılın "ben" algısına rağmen "biz" olabilmenin kutsallığına inanıyorum.
Saygıyla..
@@mrtzr0 Allah baht açıklığı versin kardeşim cümlemize... Amin
Ah imam-hatip yıllarım bu ezgiyi dinleyince o günler gözümün önüne bir film şeridi gibi geliyor ne güzel günlerdi
Bu siiri sarkiyi ilk dinledigimde 16 yasinda universite sinavlarina hazirlaniyordum Urfa da...Simdi Toronto da dinliyorum..
Şimdi Urfa'da olmak lazım.Urfa, kala kala bir balığın sırtındaki pul kadar kaldı.Sezai Bey öyle diyor.
@@eyyupazlal374 hicbirsey eskisi gibi degil. Ne bizler ne sehirler.
Bir ömrün şarkısıdır bu,son nefesde yarım kalmış notalar,uzaklardan ruhuma seslenir..M.T
Bizim kuşak hep ünv de dinledi sanırım...Ben de unv de dinler dalar giderdim aynı duygu ve hisleri 20 yıl sonra tekrar yaşayabilmek şairin ve seslendirenin başarısı olsa gerek...Zambaklar en ıssız yerde açar ve vardır her vahşi çiçekte gurur. Bir mumun ardında bekleyen rüzgar, Işıksız ruhumu sallar da durur. Zambaklar en ıssız yerlerde açar.
:)
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
ve vardır her vahşi çiçekte bir gurur
bir mumum ardında bekleyen rüzgar
ışıksız ruhumu sallar da durur
zambaklar en ıssız yerlede açar
yağmurlardan sonra büyürmüş başak
meyvalar sabırla olgunlaşırmış
bir gün gözlerimin ta içine bak
anlarsın ölüler niçin yaşarmış
yağmurlardan sonra büyürmüş başak
seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik
bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden
martılar konuyor omuzlarım,
gözlerin İstanbul oluyor birden
ben bir şarkı, ben bir türküyüm
ben Meryemin yanağındaki tüyüm
beni bir azizin nefesi uçurur
içimde Allahın korkusu durur
cici ayaklarım iplikle bağlı
ben onun sılası, kendimin gurbetiyim
sineklerin kanadını ısıtan
bir güneş toprağı yarıp çıkacak
kadınlar sansa da yaşadığını
şarkısız kaldıkça yaşamayacak
kandınları şarkılar akrepler aydınlatır
akşamlardan, gecelerden,senden uzağım
şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen
durgun sular gibi azalacağım
bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.
ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık
ve toprağın rüyaya yılan gibi girişi
sana da Mona Roza, taşbebeği bıraktık
ellerinde kılıçlı balıkların bir dişi
senin hatıran kadar büyük, yeni, karanlık
senin hatıran kadar Allah ve şeytan işi
ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık
ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde
sonra seni kaybetmek hemen her yerde
ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak
yapayalnız kalmak iskelelerde
peygamber çiçeğinin aydınlığında ara
sana doğru uzanan çaresiz ellerimi
sırrımı söylüyorum vefakar balıklara
yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi
koyverip kirli pullu saçlarını rüzgara
koyverip telli pullu saçlarını rüzgara
bir çocuğun ardına düşen heykellerimi
peygamber çiçeğinin aydınlığında ara
zaman çabuk çabuk geçiyor Mona
saat on ikidir, söndü lambalar
uyu da turnalar gelsin rüyana
bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar..
Moto Kurye 0555 086 44 10
www.motokurye.org/
Hafizlik yaparken seneler önce sadece bu sesi hayal edip yazardim
Ne güzel binecegın vapuru kacirmak yapayanliz kalmak iskelelerde
Ve .....kalabalikta yanlizlik
ağlayasım var hıçkıra hıçkıra
dünden kalma yarınlarıma
ağlayasım var hıçkıra hıçkıra
gün geçtikçe ağaran saçlarıma
ağlayasım var dostum
meğer en güzel yıllarımmış seni dinlediğim yıllar
sensiz geçen yıllarıma ağlayasım var
👍👍👍👍çok dinledim bu eseri hâlâ devam dinlemeye muhteşem 👏👏👏👏👏👏👏👏👏👏
hiç eskimeyecek olan şarkı. hiç gitmeyecek olan hüzün, hiç bilmeyecek olan aşk
Yazanın, yaşayanın, seslendirenin, besteleyenin, icra edenin yüreğine sağlık...
Artık böyle yüreğe dokunan eserler duymak istiyoryuz.
sene 1999 veya 2000 li yıllar izmirde askerdim ve orada bir radyo vardı ezgiler çalan her akşam istek hattından isteyip dinliyordum hey gidi günler hey sene 2021 ve 40 yaşına geldik harika ses harika şiir ....
Sizlerle anne karnından beri tanış olamak çok güzel, elhamdülillah 💐
ben bir şarkı, ben bir türküyüm ... Sene 95, Boğaziçi hazırlık. Mağara arkadaşları gibi sokaktan, hayattan, sevmekten kaçtığım bir yurtta kalıyorum. Kimi Ahmet Kaya'ya, kimi Müslüm Gürses'e sığınıyor. Rock ve diğerleri de var tabi... Benimse sığınağım bu şarkı bu şiir ... Öyle bir denk geliş olurmu bir daha ... Tunahan, Yavuz, Mehmet ... Sevim Selma'nın emanetiydi şiir. Selçık Küpçüğün alacağı oldu ...
Şarkının girişindeki kasetin boşluk sesine kadar her şeyiyle burada bulmak ne güzel ... Yüreğinize sağlık üstat, ömrünüze bereket ...
Bu şiirin sesi bu kişi olmalı..enfessss
Bunu ilk defa dinliyorum ama gençliğimizde dinlediğimiz o hüzünlü ezgilerin ritmi müziği çok tanıdık ve çok nostaljik kalbimde ince bir sızı gözyaşım pıt 🥲 🥹 duygulandım şimdiden daha başı ❤
Selçuk Küpçük hocamın hit eserlerden biri.Bu nasıl güzel bir eser ve bu nasıl yürekten gelen bir yorum...İnsan dinledikçe ruhu dinleniyor sanki.Böyle değerli bir eseri yazan ve yorumlayan yüreği güzel insanlar iyi ki var ve hep var olacaklar...
Bunu bilmem kaçıncı defa dinliyorum. Bilmem kaç defa daha dinleyeceğim ömrüm oldukça...
Her dinledigimizde ilkkez dinler gibi gönlümüze dokunuyor hiç eskimeyecek olan bir şiir güzelliğini anlatmaya sözler kifayetsiz kalıyor 👍🌹👏
Başörtümüzle üniversite kapılarında bekletildiğimizde zihnimizde tekrarlayan cümlelerdi bu şiir
Her dinlediğimde o yıllara götürür yine
Güzel nesildik biz
Bilmediler kıymetimizi
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyveler sabırla olgunlaşırmış
Birgün gözlerimin taa içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış…
22 Eylül'de 43 yaşım da olacağım.Bilmiyorum daha ne kadar dünyada kalırım.Bugune kadar hiç yaşamadım.Vasiyetim olsun okuyacaklara dinimizin emrettiği gibi yaşamaya özen gösterin.Kimsenin işine karışmayın.Yolunuz Allah rizasina uygun yürümek olsun.Allaha emanet olun.
Yüreğine şiirden güzellik dolması 💐
Yıl 96/97 Erzincan da Hasan Sagindik konseri vardı. Selçuk Küpçük üstad orda bu şarkıyı söyledi. Kasetinide aldık tabii. Süper bir şey. Geçen yıllar unutulmadı bu tını...
1997 de Yozgat'ta Uzak diyarı uzak insanları özlettiren bir eser Sonra askerde şileden karadenize bakarken dinlmek Eski başkadır eskimiş başka nice eskiler vardırki hiç Eskimez demişler.Gelemem ay karanlık eseride nedense bana bu eserin devamı gibi gelir hep
Saat 1.42 yaşattığın duygu inanılmaz duygu tarifsiz...
O kadar iyi bir eser ki 20 yıl sonra dinlediğimde dahi ilk dinlediğimde ne hissettiysem yine aynı duyguları hissediyorum. balıkesirde yaşayan bir hanımefendiye sırılsıklam aşıktım o vakitler. çevirip çevirip dinler, basardım çayın sigaranın gözüne. gençliğim eyvah.
Her dinlenildiğinde alıp götüren dizeler...
Sezai Karakoç 'un orjinal şiirini ,üniversite edebiyat bölümü öğrencilerinin çıkardığı gazeteden okumuştum. Ben başörtüsünden dolayı okuyamamıştım o zamanlar. Ama edebiyat bölümde okuyan arkadaşım getiriyordu okuyorduk.
Sonra bu şarkıyı dinledim eksik ve değiştirilmiş bazı yerleri var evet ama her dinlediğimde bu dünyadan farklı bir dünyaya gidiyorum sanki. Insan olmak ne büyük şeref...
Yillardir dinledigim en guzel yorum sizin Selcuk Küpçük 👏👏👏👏👏
Bugün ilk kez dinlediğim Mona Roza kaç kere dinledim bilmiyorum. 😢bana böylesi güzel bir şiiri dinlettigi için Radyoma teşekkür ediyorum🌷🥀 kaleminize yüreğinize sağlık 😥😥
İlk ilkokula gidiyordum galiba ve şimdi üniverstemin 5. Yılı galiba ölene kadar dinleyeceğim keşke Apple müzikte olsa yada Spotify da olsada başa sarıp sarıp dinlesek duy sesimizi selçuk abii
2:19 ben onun sılası kendimin gurbetiyim...😢
Doksanlı yılların sonundan bu tarafa zevkle dinlediğim parça, şiir. Her dinlediğimde farklı alemlere götürür. Selçuk Küpçük abimizin sesine, yüreğine emeğine sağlık. Rabbim yar ve yardıcımsı olsun inşaallah 🌹🌹🌹
Sezai Karakoçun anısına kendimi burada buldum ahh gençliğim masum yanım monaroza 😞
Abi lisede şiir seslendirirdim. Bu şiirinin fon müziğini o kadar çok aradım ki. Aradan 15 yıl geçmiş ahh keşke bulabilsem eşime tekrar seslendirip hediye ederdim
Bu fon müziği değil,2 şiirden oluşmuş şarkının özgün bestesi,Selçuk Beyin özgün çalışması
'Başkaları gitmiş olur gidince, birr SEN yakınsın uzakta kalınca' ...🍂🥀🕊😥
🌹
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım
Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen
Durgun sular gibi azalacağım
Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince
Yalnız gözlerime bak diyeceksin.
Ellerim usulca ellerine değince
Kaybolup gideceksinBir elim seni çizecek bütün pencerelere
Bir elim seni silecek.
Kalbim: Ebemkuşağı; günde bin kere
Senin için yeni baştan can kesilecek.Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde
Sonra seni kaybetmek hemen her yerde
Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak
Yapayalnız kalmak iskelelerde.Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.
Ahh be Selçuk abi, neler yaşattın bu şiirle bize....
Sene 2003 üniversite yılları bütün yaşadığım hisleri sevinçleri hüzünleri yüklerim içine sonra final zamanları sürekli dönüp durur aklımda zaman geçsede değerini yitirmiyor üstadların eserlerinin güzel yorumu İçin çok teşekkürler
İlk dinlediğimde yıl, tahmini 2007 ,
2021 yılının sonundayız,
439 defa daha dinlesem eskimeyecek.
Yolum hep buraya düşüyor..🌹
İki muhteşem şiir ve muhteşem bir beste..
Ve yalnızlık sigara külü kadar yanlizlik caresizligin ve yanlizligin en guzel anlatıldığı mısralar....
Ağzınıza yüreğinize sağlık ❤
Sezai Karakoç ile Yavuz Bülent Bakiler'i nasıl harmanladın öyle Reis ?
Tebrikler
Ah eskiler ne guzeldi be..kalmadi malesef
Gerçekten öyle eskiye dair herseyimizi kaybettik 😢😢
Ünv yıllarımda dinlemiştim radyoda çalışırken ilk çaldığım ve fon müziği olarakkullandığım güzel az kalır mükemmel bir aşık 'ın maşuku için beslediği karşılık bulmayan sevdasının eseri vesselam
Hangi radyoydu acaba
Bizleri 25 yil önceye götüren harika ezgiler neleri hatirlatiyor😢😢
Öğrencilik yıllarında tanıdığım güzel insanlar bir bir ayrılıyor. Ne garip 😔
Erzurum’un sert ve haşin ayazında yoklukla kıvranan bu dar sokakları gökten kendime sırdaş olarak seçtiğim benim gibi mahzun bir kevkeb ile karış karış dolaşıyorum. Yüzündeki kılcal damarlara ne de çok benziyor bu kıvrımlı dar sokaklar. Damarlardan kan, sokaklardan hüzün akıyor…
Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık…
Son sozde milenyum cagi bu güzide eserlerimizden bi haber buyuyor en acisi da bu 😢
Ne kadar duygu yüklü. Mekanın cennet olsun büyük Şair.
Sene 2023 Denizli bozkurtta görev yapıyorum her dinlediğimde ayrı bir hüzün ve heyecan veriyor çok güzel , ve yalnızlık sigara külü kadar yalnızlık ve toprağın rüyaya yılan gibi girişi 😓
Müziğin, şiirlerin ve okuyuşun güzelliği mest ediyor insanı. Yıllardır bıkmadan dinleyebildiiğim ender eserlerden. Teşekkürler Selçuk bey.
sanırım 2000 li yıllardı bir gece sahur vaktinde denk geldim bu şiire -dinledikçe ağladım-aman yarabbi bu ne güzel bir yorumdu bu ne güzel düşünülmüş bir eserdi.. sonra üstad Yavuz Bülent bakilere 2020 yıılarının başında olması lazım -bizatihi bu videodan açtım dinlettim --sonuna kadar dinledi --çok beğendi -gözleri doldu --ne güzel olmuş ne güzel olmuş -dedi..
selçuk bey yüreğinize sağlık-- güzel bir eserin vücuda gelmesine vesile oldunuz--üstü örtülmüş uyutulmuş bir şeyi uyandırdınız..tebrik ve teşekkür eder yeni eserler bekleriz.