Ortadoğu'nun Espressosu: Mırra (Bir Mardin Hikayesi)

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 15 сен 2024
  • Rivayete göre Habeşistan’da Khalid adındaki bir çoban tarafından keşif edilen kahve, önce Yemen’e ardından Osman’lının burayı kendi topraklarına dâhil etmesi ile İstanbul’a oradan da Avrupa’ya götürüldü. Lezzetine doyum olmayan ve Latin Amerika’ya kadar uzanan serüvende kahvenin çeşitli pişirilme yöntemleri bulunuyor. Bu yöntemler en zahmetli olanı ve kültürü olan ise mırra kahvesidir. Urfa’dan Mardin’e, Antep’den de Kilis’e kadar yaygın olan mırra kahvesinin yapımı sabır isterken lezzetini tadanlar bu sabrın yerinde olduğunu dile getiriyor. Tarihi Mardin kentinde 30 yıldır mırra kahvesi yaparak geçimini sürdüren Hıdır Amca da ölüyü dirilten kahvenin mırra olduğunu anlatıyor.
    TEK SEYYAR MIRRA SATICISI
    Tarihi kent Mardin’in ara sokaklarında 30 yıldır mırra kahvesi yaparak geçimini sağlayan Hıdır Takılmaz, dokuz çocuğu bulunuyor. 30 yıldır mırra satarak kendisi dahil 11 nüfusa bakarak geçimini sağlayan 55 yaşındaki Hıdır Amca, kahvelerde, taziyelerde hatta kimi modern kahvelerde dahi mırra kahvesi bulunsa da tarihi kentteki seyyar tek mırra satıcısı olarak bir geleneğini de ayakta tutuyor. Mırra özellikle Urfa Arapları’nın geleneği olarak bilinse de Mardin, Antep Araplarının da mutfağında da bu lezzetli içecek yerini almıştır. Her ne kadar özel günlerde de ikram edilse de mırra acının ortaklaştırılmasıdır aynı zamanda…
    ‘MIRRA SABIR İŞİDİR’
    Tarihi Mardin’in en altında bulunan evinin avlusunda henüz hava kararmadan pişirmeye başladığı mırranın hikâyesini de bizlere anlatıyor. Hıdır Amca kahveyi attığı suyun kaynaması ile ocağın altını kızıyor ve başlıyor anlatmaya. Davudi sesi ile önce “Mırra sabır işidir. Eskiden taziyelerde kullandığım ocak vardı. O daha da sabır gerektiriyordu. Odun ateşinde yavaş yavaş pişiriyorduk. Şimdi de yapabiliriz. Ama küçük tüpümüz var. Şimdi onunla yapacağız. Kısık ateşte ve yavaş yavaş. Üç dört saat de pişecek ve demleyeceğiz” diyen Hıdır Amca konuşmasına önlük cebinden çıkardığı kırmızı paketteki Gulasor’dan bir sigara çıkarıp ilk nefesten sonra anlatmayı sürdürüyor. Hıdır Amca anlatırken eşi ve çocukları da kendisine yardımcı oluyor. Sohbetimiz sırasında çaylar gelince Hıdır Amca, “Bakın mırra Arapça’da acı anlamına geliyor. Mırra da özel neşeli günlerde ikram edilse de aslında özellikle taziyelerde ikram ediliyor. Şimdi taziyelerde en çok çay ikram ediliyor. Çay keyif işidir. Mırra ise acının ortaklaştırılmasıdır. Siz bir insanın acısına ortak olmak istiyorsanız eğer mırra içersiniz. Mırrayı içen acıya da ortak olur. Çay öyle değil. Hani diyorlar çay keyif içindir diye mırra da acıyı ortaklaştırmaktır…”
    ‘MIRRA’YI SATMIYORUM İKRAM EDİYORUM’
    Hıdır Amca bunları anlatırken “Peki, mırra nasıl ikram edilir” diye sorduğumda, “Hani az önce mırra sabır işidir demiştim ya. Mırra pişsin onu da anlatayım” diyor. Biz de sabırla bekliyoruz Hıdır Amca da anlatıyor. 30 yıldır mırra satarak 11 nüfusa baktığını söylüyor. Yıllarca kirada yaşadığını en sonunda oturduğu tek katlı oturduğu evi aldığını anlatıyor. Ve bize evini gezdiriyor. Her Mardinli gibi o da damda beslediği kuşlarını gösteriyor. Kuşları olmadan rahat edemediğini dile getiren Hıdır Amca, “Hani 11 nüfus dedim ya aslında eksik söyledim. Bir de bu güzellerim var…” diyerek kuş sevgisini dile getirdi.
    ‘ORTADOĞU’NUN ESPRESSOSU’
    Tarihi Mardin sokaklarında elinde en az 3 kiloluk güğüm, sırtında çantası ile günde en az 10 kilometre dolaşan Hıdır Amca, kimi günlerde yeni şehre de indiğini belirtiyor. Gün boyunca dinç olmasını mırraya bağlayan Hıdır Amca, kimi zaman turistlere mırrayı anlatırken “Ortadoğunun espressosu olarak tarif ediyorum. Ama içteklerinde çoğu kişi espressodan dahi daha iyi olduğunu söylüyorlar…” Yola devam ederken kimi zaman yoldan geçen bir araba ani duruyor bir içimlik mırrasını alıyor. Minibüsçülerden şarap satan dükkanlara, kasaptan fırına, marangozdan manava, yoldan geçen insanlardan turistlere hemen herkes Hıdır Amca’yı görünce mırra istiyor. Kimi zaman para veren oluyor kimi zaman da mırrayı içen uzaklaşıyor. Günün sonunda ara sokakları arşınlayarak bir fırına uğrayıp on bir ekmek alan Hıdır Amca, “Benim adım Hıdır, elimden bu gelir. Rızkımı veren Allah’tır. Bu işi 30 yıldır yapıyorum. Günün sonunda 11 ekmeğimi alıp evime gidiyorum. Mardin’e gelen kim olursa olsun kahvemi içmeden Mardin’e kendini gelmiş saymasın” diyor.
    İki günlük gezintimizde sırtımızda Hıdır Amca’nın yüküne eş yükümüz olsa da o dinç biz ise yorulmuştuk. Mırranın verdiği dinçlik sayesinde Hıdır Amca’ya eşlik edebildiğimizi söylediğimiz de “Sizin için oysaki yavaş hareket ettim. Mırra yapılırken sabır ister ama ikram edilirken acele etmeniz gerekir” demesinin ardından kendisi ile vedalaşıyoruz.
    Haber Metin Yoksu
    Munzur Press'te yayınlanmıştır

Комментарии • 9

  • @ozguraktasc9044
    @ozguraktasc9044 2 года назад +1

    Emeğinize sağlık çok içten samimi olmuş 👏

  • @dunecka202
    @dunecka202 2 года назад +3

    Hıdır amcanın hikayesini bizlerle buluşturduğunuz için teşekkürler.Çok güzel bir haber olmuş,emeğinize sağlık.

  • @haticeseyfioglu
    @haticeseyfioglu 2 года назад +1

    Çok başarılı sıcacık bir hikaye olmuş, emeğinize sağlık Metin hocam👏👏

  • @canann553
    @canann553 Год назад

    👏👏👏

  • @zerrzerrin3091
    @zerrzerrin3091 2 года назад +2

    Çok güzel olmuş :)
    Burnumda tüttü

  • @purpleart8914
    @purpleart8914 3 месяца назад

    🌼🌼🌼

  • @kemalisiktas
    @kemalisiktas Год назад

  • @hamidekayan7580
    @hamidekayan7580 2 года назад +2

    👍👍👍

  • @arzutoren926
    @arzutoren926 8 месяцев назад

    .