Muthiş bir yaradılış destanı.Hayat sularda başladı teorisine uygun.Tiamat'a yani kadına yaratılışta önemli görev vermişler.Ama daha sonra Tiamatın elinden almak için büyuk mücadele vermisler.Bu da sanki anaerkil toplumdan ataerkil topluma geçişi betimliyor gibi. İkinci defa izledim. Sizden çok şey öğrendim Ceren hocam.Konuları çok güzel derleyip toplayıp ,güzel bir sunum yapıyorsunuz.Çok teşekkürler.
Bayağı uzun bir yazı oldu ama kendime hakim olamadım, yazdıkça yazdım, çünkü ben bir fantezi evren geek'iyim :D 1) Abzû isminde bir oyun var. Bu oyunda bir çeşit dalgıç olan karakterimiz suyun altında envai çeşit manzara izliyor, sayısız renkte çeşit çeşit balıkla beraber kendini akıntıya verip yüzüyor. Herhangi bir hikaye ya da aksiyonun olmadığı, çok rahatlatıcı bir yolculuk oyunudur, oldukça da estetik bir görüntü sunar (en azından ben estetik bulmuştum). 2) Tiamat fantezi dünyasında çok ünlü bir isim. İlk olarak ünlü oyun/anime serisi Fate'in "Fate/Grand Order" isimli versiyonunda ana kahramanın ziyaret ettiği 7. ve son tekillik (singularity) antik Babil döneminde geçiyor. Bu hikayede Uruk isimli şehrin hükümdarı Gilgamesh (Gılgamış) "Üçlü Tanrıça İttifakı" denen bir örgüt tarafından savaş ilanı almıştır. Bu tanrıçalardan bir tanesi de Canavarların Annesi olarak ele alabileceğimiz Tiamat idi. Hikayenin ilerleyen kısımlarında ana karakter diğer iki düşman tanrıçayı kendi tarafına çekmiştir, başından beri dostu olan diğer tanrılarla birlikte topluca Tiamat'a karşı savaşıp nihayetinde onu yenmişlerdir. Bu savaş sırasında Tiamat'ın canavar ordularının generali Gılgamış'ın kadim dostu Enkidu'nun vücudunu istila edip onun suretinde görünen Kingu idi. Bunun dışında bundan seneler evvel (2015-2016 civarı) oynadığım Kore yapımı bir MMORPG vardı, ismi Aion Online idi. Bu oyunda evreni yaratan tanrı Aion içinde ikamet ettiği kuleyi (Tower of Eternity) koruması için muazzam kudret sahibi 5 ejderha lordu yaratır, bunlara hizmet etmesi için de Balaur denen humanoid ejder-yılan kırması bir ırk yaratır. Lakin sonraları 5 Ejderha Lordu ve tebaaları Balaurlar Aion'un kulesini yıkıp ilahi/yaratıcı kudreti kendileri için almaya karar verirler. Aion kuleyi savunmaları ve ejderlere karşı savaşmaları için insanlığın önde gelen savaşçılarını ilahi kudreti ile kutsar, bunlar Daeva denir. Daevalar ve onlara liderlik eden 12 efendileri 5 Ejderha Lorda karşı amansız bir savaşa girerler. Tiamat bu hikayede genç ve hırslı bir ejderdir, 5 Ejderha Lordundan biri olmak için aralarında görece en zayıf olan 5. Lordu (ki ismi Apsu'dur, büyük ihtimal Abzû isminden geliyor) öldürür. 5. Lord ölünce yerine geçen Tiamat Daevalara karşı savaşta yer alır, cephede en önde giden isim olur çünkü kendini diğer 4 Ejderha Lorduna kanıtlamayı arzular. Bu savaş çok uzun süren ve sonucu olmayan bir savaştır. Aradan geçen belki de binlerce yıldan sonra Aion'un Kulesi somut alemden siliniyor ve bildiğimiz manada dünya "Abyss" olarak adlandırılan bir çeşit uzay boşluğuna küçük parçalar halinde saçılıyor. Oyunda bizim kendi oluşturduğumuz ve oynadığımız karakter (kendisi genç bir Daeva'dır) hikayenin ilerleyen kısımlarında yeterince güçlendiğinde Tiamat'a karşı yapılan savaşta yer alıyor. Diğer oyuncuların karakterleriyle birlikte Tiamat'ı bir boss fight ile öldürüyoruz. Tiamat bu boss fight sırasında siyah ve kan kırmızı renkli pullara sahip devasa bir ejderha olarak arz-ı endam etmektedir, pek de haşmetli bir yaratıktır vesselam. 3) Eä, Orta Dünya mitosunda yaratıcı tanrı Eru Ilúvatar'ın kainatı yaratmak için nefesiyle üflediği sözdür. Yüksek Elfçe olarak tanımlayabileceğimiz Quenya diline göre Eä İngilizce "be (olmak)" demektir. Yani Eru ol demiş ve kainat olmuştur. Eä Orta Dünya mitosunda var olan her şeyi kapsar. Onun ötesinde ise soyut kavramlar söz konusudur, mesela Eru'nun ikamet ettiği ve Ainur'un (Valar ve Maiar şeklinde iki tipte ele aldığımız kutsal varlıklar) geldiği Zamansız Salonlar (Timeless Halls). Yani Eä somut varlıktır, ona dahil olmayanlar ise soyut kavramlardır. 4) Son olarak da belki de şu hayatta en sevdiğim fantezi alemi olabilecek (en azından ilk üçte kesinlikle yeri var) Elder Scrolls. Skyrim isimli oyun Elder Scrolls serisinin 5. oyunudur, bu evrene dahil daha pek çok oyun vardır, bununla birlikte Elder Scrolls Online isimli bir MMORPG de mevcuttur. Bu evrenin hikayesine göre her şeyin başlangıcında Anu ve Padomay isminde iki soyut güç söz konusuydu. Anu aynı zamanda "The Everything" olarak bilinir, düzeni simgeler. Karşıtı Padomay ise kaos ve değişimi simgeler, bu ikisi arasındaki denge, var olacak her şeyin özünde bulunur. Bu iki güç kainattan ve hiçlikten bile önce var olmuş olan ezeli varlıklardır. Anu ve Padomay arasındaki sonsuz çatışmadan Nir doğar ve Nir "Yaradılışın 12 Dünyası"nı doğurur. Sonrasında Anu ve Padomay Nir'i elde etmek için savaşmaya başlarlar, savaş sırasında arada kalan Nir ve 12 dünyası ölür. Nir ölünce Anu onun kalıntılarından oyunun üzerinde geçtiği dünyayı, Nirn'i yaratır. Nasıl ki Babil'de Anu Ea'yı doğurmuşsa, Elder Scrolls evreninde de Anu kendini daha iyi anlamak için kendi ruhunu doğurur, bu ruha Anui-El adını verir. Anui-El Anu'nun, yani her şeyin ruhudur, yaşayan her şeyin ruhunu temsil eder. Padomay ise kendi ruhu olan Sithis'i doğurur, Sithis aynı zamanda "Dehşet'in Babası (Dread Father)" olarak bilinir, hiçliği temsil eder. Anui-El ve Sithis de kendi aralarında bir çatışmaya girer, bu çatışmadan Aurbis (evren) doğar. Aurbis başlangıçta çok kaotiktir, onu stabilize etmek ve tıpkı Anu gibi kendini daha iyi anlamak adına Anui-El (Ea'ya tekabül ediyor) de kendi ruhunu doğurur, bu ruhun adı Auri-El'dir ve bana göre kendisi apaçık bir Marduk benzetmesidir. Auri-El zamanın tanrısıdır (Marduk kaderi ve geleceği kontrol ediyordu) ve zamanın akmasıyla birlikte dünya düzene girer, başıboş gezen ruhlar şekil bulur, doğa ve içinde yaşayan canlılar ortaya çıkar (Marduk dünyayı yarattı). Özellikle elfler (bunlara Elder Scrolls evreninde Mer denir, insanlar ise direkt Men diye geçer) Auri-El'in özünden doğduklarını iddia eder, onu ataları kabul ederler. Auri-El gibi ataları kabul ettikleri ilahi varlıklara elfler Aedra (Atalarımız) der, Padomay ve Sithis'in özünden gelenlere ise Daedra (Atamız Olmayanlar) denmiştir. Nasıl ki Auri-El Anui-El'den doğmuştur, Sithis de kendi ruhu olan Lorkhan'ı doğurmuştur. Lorkhan "Düzenbaz Tanrı veya İnsanların Tanrısı" olarak bilinir ve elflerce lanetlenen bir isimdir. Hikayeye göre Lorkhan Auri-El ve diğer ilahları kendi ilahi güçlerini kullanıp dünyayı pek çok ruhla doldurmak adına gaza getiren isimdir. Kendi özlerini feda eden tanrılar çeşit çeşit ruh yaratmaya başlarlar, bu sırada kendi ilahiyetlerinin azaldığını fark ederler. Lorkhan tarafından kandırıldıklarını anlayan tanrılar ona savaş açarlar. Sonradan yaratılan ve doğrudan ilahların soyundan gelmeyen bu ruhlar insanlar olarak tezahür ederler. Lorkhan ve insanları, Auri-El ve elflerine karşı savaşırlar. Savaşın sonunda Lorkhan kaybeder, Auri-El efsanevi yayını kullanarak (Marduk'un da göksel bir yayı olduğunu hatırlayınız) Lorkhan'ın sökülmüş kalbini bir okla dünyaya gönderir, kalbin düştüğü yerde Red Mountain olarak bilinen dağ oluşur, bu dağ da Elder Scrolls serisinin 3. oyunu Morrowind'de Lorkhan'ın kalbinin hala attığı yerdir. Elf mitlerinde Auri-El olarak bilinen tanrı insanlarca Akatosh olarak adlandırılır ve altın renginde devasa bir ejder olarak tasvir edilmektedir. Akatosh da tıpkı elf versiyonunda olduğu gibi zamanın tanrısıdır, 5. oyun olan Skyrim'de baş düşmanımız Alduin Cihanyiyen isimli ejder Akatosh'un ilkdoğan oğludur ve cihanı yiyerek kıyameti getirmekle görevlidir. Skyrim'de Alduin'i öldürerek kıyameti engellemiş oluyoruz. Son olarak da şunu söyleyeyim, Auri-El/Akatosh Aedra olarak bilinen tanrıların en büyüğü ve hükümdarıdır, tıpkı Marduk'un tanrıların kralı olması gibi.
"insan henüz anılır birşey değilken" Kuran'da "insan suresi" de böyle başlar. Destanın da "henüz yukarının adı Gökyüzü değilken" diye başlaması beni gerçekten çok şaşırttı.
Ceren Hanım , çok teşekkür ederim. İçerikler o kadar güzel ki... bununla beraber anlatımınız gerçekten çok samimi ve eğlenceli. Emek vererek titizlikle hazırladığınız çok aşikar. Ayrıca yaralandığınız kaynakların alanında uzman kişilerce hazırlanmış olması da bu neye inanıp neye inanmayacağız diye düşündüğümüz zamanda harükülade bir güven veriyor. Linklerini de paylaşmanız çok güzel bir incelik. Çok çok teşekkürlerimi sunuyorum tekrardan. Başarılarınızın devamını diliyorum.
@@silverprince2099 Hikayesi hakkında kısaca tarihteki spesifik kişilerin hizmetkar olarak çağrılıp efendilerine zafer kazandırmak amaçlı yapılan savaşlar diyebilirim tabi her serisi birbirinden farklıdır. Ben fate anime serilerini hikaye yerine kalitesini seviyorum o yüzden izliyorum. Karakter, müzik, animasyonları çok iyidir.
Onun bize kendini ispatlaması için ne yapması gerekiyor peki sence ? :) bunca destanları yazan, günümüz teknolojisi ile bile benzerini yapamadığımız çoğu antik yapının mimarı olan medeniyetler bile Tanrının varlığını kabullenip bize aktarmaya çalışmışlar sence şu anki insanlar ve medeniyet olarak, topyekun kavrayış zeka idrak olarak onlardan daha mı ilerideyiz, sen kendini ileride görüyor musun 10000 yıl önce yaşamış birinden ?
Oktan Keleş bey çok eski bir öğretiyi çevirerek kitaplaştırdığı Adguk Öğretisi kitabında da iki sudan bahseder. Çok ilginç beğenerek dinledim teşekkür ederim
Teşekkürler. Okumadıysanız Onikinci Gezegeni tavsiye ederim. Sümer yazıtları ve eski ahitin yaratılış kısmını karşılaştırmalı olarak veriyor. Benzerlik dudak uçuklatıcı.
hocam arkanızdaki saltıkname dikkatimi çekti balkanlarda özelikle makedonyada önemli bir şahsiyettir balkanların türkleşmesinde önemli rolü vardır kendisi beştaşi tarikatının şeyhidir ve özbekistanın buhara kentinde doğup anadoluya gelerek oradanda balkanlara geçerek balkanların önemli şahsiyetlerinden birisi olmuştur güzel bir eserdir herkesin okuması gereken türkerden
Buraya ekleyeyim, Fate/Grand Order - Absolute Demonic Front: Babylonia adlı anime Babil yaratılış destanıyla Gılgamış'ı sentezleyip sunuyor. Bilen kişiler tarafından yazıldığı için oldukça kalitelidir ancak Fate serilerine direkt bu seriyle girmek kafa karışıklığına yol açabilir.
Cille diye bir türk animesi var onun acilisini izler misin abla bi esagiler mesela orada var ama kötu insanlar yaratilis agaci falan var onu izleyip bi degerlendirir misin senin alanin bu oldugu icin bir seyler bulursun diye dusunuyprum
Çok teşekkürler. Ne kadar güzel okumuşsunuz.
Muthiş bir yaradılış destanı.Hayat sularda başladı teorisine uygun.Tiamat'a yani kadına yaratılışta önemli görev vermişler.Ama daha sonra Tiamatın elinden almak için büyuk mücadele vermisler.Bu da sanki anaerkil toplumdan ataerkil topluma geçişi betimliyor gibi. İkinci defa izledim.
Sizden çok şey öğrendim Ceren hocam.Konuları çok güzel derleyip toplayıp ,güzel bir sunum yapıyorsunuz.Çok teşekkürler.
Benzer bir yorum yapacaktım ki sizinkini okudum ❤
Ben izleyemiyorum ama telefona indirip ordan dinliyorum uyumadan önce. Podcast tadında .
Bayağı uzun bir yazı oldu ama kendime hakim olamadım, yazdıkça yazdım, çünkü ben bir fantezi evren geek'iyim :D
1) Abzû isminde bir oyun var. Bu oyunda bir çeşit dalgıç olan karakterimiz suyun altında envai çeşit manzara izliyor, sayısız renkte çeşit çeşit balıkla beraber kendini akıntıya verip yüzüyor. Herhangi bir hikaye ya da aksiyonun olmadığı, çok rahatlatıcı bir yolculuk oyunudur, oldukça da estetik bir görüntü sunar (en azından ben estetik bulmuştum).
2) Tiamat fantezi dünyasında çok ünlü bir isim. İlk olarak ünlü oyun/anime serisi Fate'in "Fate/Grand Order" isimli versiyonunda ana kahramanın ziyaret ettiği 7. ve son tekillik (singularity) antik Babil döneminde geçiyor. Bu hikayede Uruk isimli şehrin hükümdarı Gilgamesh (Gılgamış) "Üçlü Tanrıça İttifakı" denen bir örgüt tarafından savaş ilanı almıştır. Bu tanrıçalardan bir tanesi de Canavarların Annesi olarak ele alabileceğimiz Tiamat idi. Hikayenin ilerleyen kısımlarında ana karakter diğer iki düşman tanrıçayı kendi tarafına çekmiştir, başından beri dostu olan diğer tanrılarla birlikte topluca Tiamat'a karşı savaşıp nihayetinde onu yenmişlerdir. Bu savaş sırasında Tiamat'ın canavar ordularının generali Gılgamış'ın kadim dostu Enkidu'nun vücudunu istila edip onun suretinde görünen Kingu idi.
Bunun dışında bundan seneler evvel (2015-2016 civarı) oynadığım Kore yapımı bir MMORPG vardı, ismi Aion Online idi. Bu oyunda evreni yaratan tanrı Aion içinde ikamet ettiği kuleyi (Tower of Eternity) koruması için muazzam kudret sahibi 5 ejderha lordu yaratır, bunlara hizmet etmesi için de Balaur denen humanoid ejder-yılan kırması bir ırk yaratır. Lakin sonraları 5 Ejderha Lordu ve tebaaları Balaurlar Aion'un kulesini yıkıp ilahi/yaratıcı kudreti kendileri için almaya karar verirler. Aion kuleyi savunmaları ve ejderlere karşı savaşmaları için insanlığın önde gelen savaşçılarını ilahi kudreti ile kutsar, bunlar Daeva denir. Daevalar ve onlara liderlik eden 12 efendileri 5 Ejderha Lorda karşı amansız bir savaşa girerler. Tiamat bu hikayede genç ve hırslı bir ejderdir, 5 Ejderha Lordundan biri olmak için aralarında görece en zayıf olan 5. Lordu (ki ismi Apsu'dur, büyük ihtimal Abzû isminden geliyor) öldürür. 5. Lord ölünce yerine geçen Tiamat Daevalara karşı savaşta yer alır, cephede en önde giden isim olur çünkü kendini diğer 4 Ejderha Lorduna kanıtlamayı arzular.
Bu savaş çok uzun süren ve sonucu olmayan bir savaştır. Aradan geçen belki de binlerce yıldan sonra Aion'un Kulesi somut alemden siliniyor ve bildiğimiz manada dünya "Abyss" olarak adlandırılan bir çeşit uzay boşluğuna küçük parçalar halinde saçılıyor. Oyunda bizim kendi oluşturduğumuz ve oynadığımız karakter (kendisi genç bir Daeva'dır) hikayenin ilerleyen kısımlarında yeterince güçlendiğinde Tiamat'a karşı yapılan savaşta yer alıyor. Diğer oyuncuların karakterleriyle birlikte Tiamat'ı bir boss fight ile öldürüyoruz. Tiamat bu boss fight sırasında siyah ve kan kırmızı renkli pullara sahip devasa bir ejderha olarak arz-ı endam etmektedir, pek de haşmetli bir yaratıktır vesselam.
3) Eä, Orta Dünya mitosunda yaratıcı tanrı Eru Ilúvatar'ın kainatı yaratmak için nefesiyle üflediği sözdür. Yüksek Elfçe olarak tanımlayabileceğimiz Quenya diline göre Eä İngilizce "be (olmak)" demektir. Yani Eru ol demiş ve kainat olmuştur. Eä Orta Dünya mitosunda var olan her şeyi kapsar. Onun ötesinde ise soyut kavramlar söz konusudur, mesela Eru'nun ikamet ettiği ve Ainur'un (Valar ve Maiar şeklinde iki tipte ele aldığımız kutsal varlıklar) geldiği Zamansız Salonlar (Timeless Halls). Yani Eä somut varlıktır, ona dahil olmayanlar ise soyut kavramlardır.
4) Son olarak da belki de şu hayatta en sevdiğim fantezi alemi olabilecek (en azından ilk üçte kesinlikle yeri var) Elder Scrolls. Skyrim isimli oyun Elder Scrolls serisinin 5. oyunudur, bu evrene dahil daha pek çok oyun vardır, bununla birlikte Elder Scrolls Online isimli bir MMORPG de mevcuttur.
Bu evrenin hikayesine göre her şeyin başlangıcında Anu ve Padomay isminde iki soyut güç söz konusuydu. Anu aynı zamanda "The Everything" olarak bilinir, düzeni simgeler. Karşıtı Padomay ise kaos ve değişimi simgeler, bu ikisi arasındaki denge, var olacak her şeyin özünde bulunur. Bu iki güç kainattan ve hiçlikten bile önce var olmuş olan ezeli varlıklardır. Anu ve Padomay arasındaki sonsuz çatışmadan Nir doğar ve Nir "Yaradılışın 12 Dünyası"nı doğurur. Sonrasında Anu ve Padomay Nir'i elde etmek için savaşmaya başlarlar, savaş sırasında arada kalan Nir ve 12 dünyası ölür. Nir ölünce Anu onun kalıntılarından oyunun üzerinde geçtiği dünyayı, Nirn'i yaratır.
Nasıl ki Babil'de Anu Ea'yı doğurmuşsa, Elder Scrolls evreninde de Anu kendini daha iyi anlamak için kendi ruhunu doğurur, bu ruha Anui-El adını verir. Anui-El Anu'nun, yani her şeyin ruhudur, yaşayan her şeyin ruhunu temsil eder. Padomay ise kendi ruhu olan Sithis'i doğurur, Sithis aynı zamanda "Dehşet'in Babası (Dread Father)" olarak bilinir, hiçliği temsil eder. Anui-El ve Sithis de kendi aralarında bir çatışmaya girer, bu çatışmadan Aurbis (evren) doğar.
Aurbis başlangıçta çok kaotiktir, onu stabilize etmek ve tıpkı Anu gibi kendini daha iyi anlamak adına Anui-El (Ea'ya tekabül ediyor) de kendi ruhunu doğurur, bu ruhun adı Auri-El'dir ve bana göre kendisi apaçık bir Marduk benzetmesidir. Auri-El zamanın tanrısıdır (Marduk kaderi ve geleceği kontrol ediyordu) ve zamanın akmasıyla birlikte dünya düzene girer, başıboş gezen ruhlar şekil bulur, doğa ve içinde yaşayan canlılar ortaya çıkar (Marduk dünyayı yarattı). Özellikle elfler (bunlara Elder Scrolls evreninde Mer denir, insanlar ise direkt Men diye geçer) Auri-El'in özünden doğduklarını iddia eder, onu ataları kabul ederler. Auri-El gibi ataları kabul ettikleri ilahi varlıklara elfler Aedra (Atalarımız) der, Padomay ve Sithis'in özünden gelenlere ise Daedra (Atamız Olmayanlar) denmiştir.
Nasıl ki Auri-El Anui-El'den doğmuştur, Sithis de kendi ruhu olan Lorkhan'ı doğurmuştur. Lorkhan "Düzenbaz Tanrı veya İnsanların Tanrısı" olarak bilinir ve elflerce lanetlenen bir isimdir. Hikayeye göre Lorkhan Auri-El ve diğer ilahları kendi ilahi güçlerini kullanıp dünyayı pek çok ruhla doldurmak adına gaza getiren isimdir. Kendi özlerini feda eden tanrılar çeşit çeşit ruh yaratmaya başlarlar, bu sırada kendi ilahiyetlerinin azaldığını fark ederler. Lorkhan tarafından kandırıldıklarını anlayan tanrılar ona savaş açarlar. Sonradan yaratılan ve doğrudan ilahların soyundan gelmeyen bu ruhlar insanlar olarak tezahür ederler. Lorkhan ve insanları, Auri-El ve elflerine karşı savaşırlar. Savaşın sonunda Lorkhan kaybeder, Auri-El efsanevi yayını kullanarak (Marduk'un da göksel bir yayı olduğunu hatırlayınız) Lorkhan'ın sökülmüş kalbini bir okla dünyaya gönderir, kalbin düştüğü yerde Red Mountain olarak bilinen dağ oluşur, bu dağ da Elder Scrolls serisinin 3. oyunu Morrowind'de Lorkhan'ın kalbinin hala attığı yerdir.
Elf mitlerinde Auri-El olarak bilinen tanrı insanlarca Akatosh olarak adlandırılır ve altın renginde devasa bir ejder olarak tasvir edilmektedir. Akatosh da tıpkı elf versiyonunda olduğu gibi zamanın tanrısıdır, 5. oyun olan Skyrim'de baş düşmanımız Alduin Cihanyiyen isimli ejder Akatosh'un ilkdoğan oğludur ve cihanı yiyerek kıyameti getirmekle görevlidir. Skyrim'de Alduin'i öldürerek kıyameti engellemiş oluyoruz.
Son olarak da şunu söyleyeyim, Auri-El/Akatosh Aedra olarak bilinen tanrıların en büyüğü ve hükümdarıdır, tıpkı Marduk'un tanrıların kralı olması gibi.
Vaaaaav arkadaşım çok yaşa. Ellerine sağlık. 💓
Çok ilginçti, teşekkürler💐İhsan Oktay Anar’ın Tiamat’ını okumadan önce sizden destanı dinleme şansını yakaladım:)
"insan henüz anılır birşey değilken"
Kuran'da "insan suresi" de böyle başlar.
Destanın da "henüz yukarının adı Gökyüzü değilken" diye başlaması beni gerçekten çok şaşırttı.
Ceren hanım podcast yapsaydınız dinleyen çok olurdu.
Katılıyorum, düzenli dinleyicisi olurdum
Videoları da podcast gibi dinleyebilirsiniz izlemek gerekmiyor.
@@Tarih_Obası Spotify yükleye bilirmisinis
@@Tarih_Obası ceren hocam spotify a yükleyebilirseniz çok mutlu oluruz seviliyorsunız
Post cast olarak dinle tutan mı var
Ceren Hanım , çok teşekkür ederim. İçerikler o kadar güzel ki... bununla beraber anlatımınız gerçekten çok samimi ve eğlenceli. Emek vererek titizlikle hazırladığınız çok aşikar. Ayrıca yaralandığınız kaynakların alanında uzman kişilerce hazırlanmış olması da bu neye inanıp neye inanmayacağız diye düşündüğümüz zamanda harükülade bir güven veriyor. Linklerini de paylaşmanız çok güzel bir incelik. Çok çok teşekkürlerimi sunuyorum tekrardan. Başarılarınızın devamını diliyorum.
Durmah: “Evreni bir arada tutan büyük bir bağ.”
Bence evren dedikleri dünya, öyleyse bu yerçekimi oluyor. Bilimci babiller çoktan keşfetmiş.
Fate animesi için dinledim, ağzınıza sağlık.
Animenin konusu ne
@@silverprince2099 Hikayesi hakkında kısaca tarihteki spesifik kişilerin hizmetkar olarak çağrılıp efendilerine zafer kazandırmak amaçlı yapılan savaşlar diyebilirim tabi her serisi birbirinden farklıdır. Ben fate anime serilerini hikaye yerine kalitesini seviyorum o yüzden izliyorum. Karakter, müzik, animasyonları çok iyidir.
@@Kenanix53 teşekkür ederimmm
Gılgamış'ın en güçlü saldırısıydı animede
Allah yok da diyemeyiz varda diyemiyiz bizim dememiz değil onun bize kendini ispatlanması gerekir
Onun bize kendini ispatlaması için ne yapması gerekiyor peki sence ? :) bunca destanları yazan, günümüz teknolojisi ile bile benzerini yapamadığımız çoğu antik yapının mimarı olan medeniyetler bile Tanrının varlığını kabullenip bize aktarmaya çalışmışlar sence şu anki insanlar ve medeniyet olarak, topyekun kavrayış zeka idrak olarak onlardan daha mı ilerideyiz, sen kendini ileride görüyor musun 10000 yıl önce yaşamış birinden ?
@@td-gd7yk ispatlıyor zaten çünkü sana gerçek gibi rüyada yaşatıyor bu yazıyıda rüyanda yazdın zaten
Uyumak icin dinliyorum ve yirmi dakika dinleyince uyuyorum:)
50:51 gerçekten çok beğendim bu destanı, emeğinize sağlık 💖
Oktan Keleş bey çok eski bir öğretiyi çevirerek kitaplaştırdığı Adguk Öğretisi kitabında da iki sudan bahseder. Çok ilginç beğenerek dinledim teşekkür ederim
İnsanların yaraılışu ve nuh tufanını bekliyordum oralara gelmeden bitirmişsin maalesef :(
Teşekkürler. Okumadıysanız Onikinci Gezegeni tavsiye ederim. Sümer yazıtları ve eski ahitin yaratılış kısmını karşılaştırmalı olarak veriyor. Benzerlik dudak uçuklatıcı.
Muazzez İlmiye çığ'ın da bu tür bir kitabı var
teşekkürler güzel bir destandı
cesair grubunun enuma eilish diye bir şarkısı var, harika bir şarkı.
hocam arkanızdaki saltıkname dikkatimi çekti balkanlarda özelikle makedonyada önemli bir şahsiyettir balkanların türkleşmesinde önemli rolü vardır kendisi beştaşi tarikatının şeyhidir ve özbekistanın buhara kentinde doğup anadoluya gelerek oradanda balkanlara geçerek balkanların önemli şahsiyetlerinden birisi olmuştur güzel bir eserdir herkesin okuması gereken türkerden
İhsan Oktay anar’ın kitabı tiamat 😁 kitap da denizaltında geçiyordu. bi aydınlandım farkedince
Gayet başarılı bir açıklayış 💐👏👏
Ceren abla sence DeliDolu Yayınları çeviri anlamında iyi mi? Ayrıca video çok güzeldi bu konulara bayılıormmm💗
Spotyde de güzel olurdu Ceren hanım
Buraya ekleyeyim, Fate/Grand Order - Absolute Demonic Front: Babylonia adlı anime Babil yaratılış destanıyla Gılgamış'ı sentezleyip sunuyor. Bilen kişiler tarafından yazıldığı için oldukça kalitelidir ancak Fate serilerine direkt bu seriyle girmek kafa karışıklığına yol açabilir.
Destanı şimdi okudum ve Silmarillion'la bazı benzerlikler fark ettim. Olaylar ve isimlerde benzerlikler mevcut
Teşekkürler
evreni bir arada tutan büyük bağ. Sonsuzluk işareti oradan çıkmış olabilir mi?
Sizi geç buldum ama çok sevdim🩵
Hocam "Kingu" ne tanrısı?
teşekkürler
Teşekkürler 💞💖❤️
çok güzeldi.
Cille diye bir türk animesi var onun acilisini izler misin abla bi esagiler mesela orada var ama kötu insanlar yaratilis agaci falan var onu izleyip bi degerlendirir misin senin alanin bu oldugu icin bir seyler bulursun diye dusunuyprum
En sevdiğim çizgi film
Hiç yaşlanmıyorsunuz
Tiamat kuyruklu yıldız olabilir mi acaba?
çok güzeldi
Tufan oncesi ve tabletlere yazmalari da bilge olduklarini gosterir.kagit olsa kaybolurdu
2:59 “ Bel” dediği Kurandaki BAAL putu mu?
Kim bu Ansar
Yemin ederim Çay topliyarak dinliyorum kim kime ne dediğini anyamadim😅
O zamanki insanlar sanki bu tanrıların savaşıyla big bang i anlatmışlar
🎉🎉🎉
🍀 👍 👍
Seviliosunuz
Marduk aslında Niburu dur
Ben hitabı kuran da da geçer
Kediye çok güldüm ya :)) yazık
Yorum
Destan yazmis :)
ea tolkien dunyasında elfçe dünya demektir ben onu yakaladım yazayım dedim
kaderler tableti bi işe yaramamış,General Kingu nun elinde kalmış..
🤎💚🧡
Eä ol der olur..
Kuranda Allah Ol der olur. Kuranin evrenselligine hizmet etmişsiniz. Bir gün sizide Islam teslim alır insaAllah.
Kedi kapat kediyi dışarı at...
Sümer hikayelerini anlatıyorsunuz.
Saçmalık
babandır saçma