Sabri hocaya teşekkürler, sunucunun gelişigüzel ve anlamsız müdahalelerine rağmen pek çok noktayı vuzuha kavuşturabildi. Daha tecrübesiz biri olsaydı program kim bilir nerelere gitmişti. Bir konuşmacıya sadece insicamını bozmaya yarayan sorular değil o sırada üzerinde yeterince durmadığı hususları açmasına yardımcı olacak sorular sorulmalı. Mesela Sabri hoca geri dönmese Ubeydullah'ın Hamid'e yazdığı mektubun içeriği atlanmış olacaktı. Sunucunun ayrıca "moderleşme" ve "modernizasyon" (ki bunlar Kemalistanda birbirinin muadili değil çok farklı çağrışımları olan kelimelerdir) tabirlerini adeta takıntı haline getirdiği gözlemleniyor. Lütfen türk askeri oligarşisinin kendisini meşrulaştırmak amacıyla ürettirdiği anlatıların esas zeminini teşkil eden "modernleşme" tabiri üzerinde durarak en azından kendisinin anlayışını bu asker odaklı anlatıdan farklılaştırmayı denesin (ki bunu elbette yapamaz, kendi içinde başarsa bile başkasına anlatamaz) "modernizasyon"a gelince bunun da eleştirileri dünyada 1970'lerden beri çok iyi biliniyor (avrupa-merkezci, tepeden-inmeciliği meşrulaştıran ve çoktan demode olmuş bir algılayış; 2020 senesinde dünyayı bu tür siyah-beyaz ekranlardan izlemeye mecbur olmamalıyız). Bu açılardan da Sabri Ateş çok iyi ve isabetli bir konuşma yaptı (modernleşme ve benzeri hem masum olmayan hem de başka açılardan problemli boşgösterenlerden sakındı. ayrıca yine sunucunun lüzumsuzca kakaladığı ama patenti de yine türk askeri oligarşisine ait olan anlatıdaki "misyonerler geldi kışkırttı karıştırdı" unsurunun tuzağına düşmedi. böylece tahsilsiz insanların da rahatça takip edip öğrenebilecekleri bir üslupla tarih dersi yapmış oldu). Umarım sunucu sonradan izleyerek bu noktaların üzerinde durup irdelemiştir. Onun emeğine de teşekkür etmek vazifemiz ama soruları iyi sormayınca iyi cevap alıp vermek sadece tesadüfe ve muhatabın çabasına kalır. ("kemalistler bize kürt milliyetçisi diyor hadi bunlara bir cevap verelim" gibi bir kaygı asla kabul edilemez çünkü sizi paralize etmelerine müsaade etmiş oluyorsunuz. sizin programınızı kemalistler mi izliyor? izlediklerinde bunu duyunca ikna mı olurlar? bilmedikleri için mi sizi itibarsızlaştırdıklarını düşünüyordunuz? bunları isabetli bulmuyorum. Muhatabınız zaten "Ubeydullah mektubunda şöyle şöyle diiyor" dediği anda sizin iki üç sefer araya girip "işte bakın biz uydurmuyoruz" demeniz vurgulama değildir, başka bir problemdir. Halbuki "hocam öyle derken bağımsızlık mı istiyor yoksa muhtariyet mi istiyor yoksa bu muhtariyetin ileriden bağımsızlığa dönüşeceğini öngöremiyor mu?" gibi konuyu açan sorular sormanız gerekir. Kemalist ithamları ciddiye alarak savunmacı pozisyonuna düşmeniz hiç de makul değil vs vs vs).
Çok doğru yerinde eleştiriler yapmışsın. Bizim Kürd araştırmacı ve aydınlar hep türklerin suçlama dilinin belirlediği kalıplara mahkum oluyorlar. Dış güçler propagandası onları da esir almış. Oysa keşke Kürdler Arap Şerif Hüseyin gibi İngilizlerle işbirliği yapsaydı da bugün bağımsız bir devleti olsaydı demeliyiz ve Kürdler neden Osmanlı’ya islam halifelik adına bu kadar güvenip milletinin bağımsızlığını onlara ucuzca sattı diye sorgulayan bir anlayış yerleştirmeliyiz Kürd milli şuuruna. Neden batılılarla o zaman da ve şimdi de yeterince ilişki ittifak geliştirmedik geliştiremiyoruz diye sorgulamalıyız. Ama bizim Kürd aydınlarının çoğu hala türk sömürgeciliğine kendini kabul ettirme affettirme ve ‘temize’ çıkarma derdinde “bakın işte bizimkilerin dış güçlerle bağlantısı yoktu” diyorlar. Tarihi bir hakikat olarak bu konuya değinse bile “dış destek olmamış ama keşke olsaydı” demeleri lazımdı.
Selamlar, emek için teşekkürler.Sabri hocaya, Alişan hocamıza selamlar, teşekkürler.
Sizin le gurur duyuyoruz hocam her toplum kendini tanıması için tarihi ni bilmelidir sonsuz teşekkürler hocam
Sabri hocaya teşekkürler, sunucunun gelişigüzel ve anlamsız müdahalelerine rağmen pek çok noktayı vuzuha kavuşturabildi. Daha tecrübesiz biri olsaydı program kim bilir nerelere gitmişti.
Bir konuşmacıya sadece insicamını bozmaya yarayan sorular değil o sırada üzerinde yeterince durmadığı hususları açmasına yardımcı olacak sorular sorulmalı. Mesela Sabri hoca geri dönmese Ubeydullah'ın Hamid'e yazdığı mektubun içeriği atlanmış olacaktı.
Sunucunun ayrıca "moderleşme" ve "modernizasyon" (ki bunlar Kemalistanda birbirinin muadili değil çok farklı çağrışımları olan kelimelerdir) tabirlerini adeta takıntı haline getirdiği gözlemleniyor. Lütfen türk askeri oligarşisinin kendisini meşrulaştırmak amacıyla ürettirdiği anlatıların esas zeminini teşkil eden "modernleşme" tabiri üzerinde durarak en azından kendisinin anlayışını bu asker odaklı anlatıdan farklılaştırmayı denesin (ki bunu elbette yapamaz, kendi içinde başarsa bile başkasına anlatamaz) "modernizasyon"a gelince bunun da eleştirileri dünyada 1970'lerden beri çok iyi biliniyor (avrupa-merkezci, tepeden-inmeciliği meşrulaştıran ve çoktan demode olmuş bir algılayış; 2020 senesinde dünyayı bu tür siyah-beyaz ekranlardan izlemeye mecbur olmamalıyız).
Bu açılardan da Sabri Ateş çok iyi ve isabetli bir konuşma yaptı (modernleşme ve benzeri hem masum olmayan hem de başka açılardan problemli boşgösterenlerden sakındı. ayrıca yine sunucunun lüzumsuzca kakaladığı ama patenti de yine türk askeri oligarşisine ait olan anlatıdaki "misyonerler geldi kışkırttı karıştırdı" unsurunun tuzağına düşmedi. böylece tahsilsiz insanların da rahatça takip edip öğrenebilecekleri bir üslupla tarih dersi yapmış oldu).
Umarım sunucu sonradan izleyerek bu noktaların üzerinde durup irdelemiştir. Onun emeğine de teşekkür etmek vazifemiz ama soruları iyi sormayınca iyi cevap alıp vermek sadece tesadüfe ve muhatabın çabasına kalır.
("kemalistler bize kürt milliyetçisi diyor hadi bunlara bir cevap verelim" gibi bir kaygı asla kabul edilemez çünkü sizi paralize etmelerine müsaade etmiş oluyorsunuz. sizin programınızı kemalistler mi izliyor? izlediklerinde bunu duyunca ikna mı olurlar? bilmedikleri için mi sizi itibarsızlaştırdıklarını düşünüyordunuz? bunları isabetli bulmuyorum. Muhatabınız zaten "Ubeydullah mektubunda şöyle şöyle diiyor" dediği anda sizin iki üç sefer araya girip "işte bakın biz uydurmuyoruz" demeniz vurgulama değildir, başka bir problemdir. Halbuki "hocam öyle derken bağımsızlık mı istiyor yoksa muhtariyet mi istiyor yoksa bu muhtariyetin ileriden bağımsızlığa dönüşeceğini öngöremiyor mu?" gibi konuyu açan sorular sormanız gerekir. Kemalist ithamları ciddiye alarak savunmacı pozisyonuna düşmeniz hiç de makul değil vs vs vs).
Sadece yorum yapmak için yazmışsın sonucu gayet güzel sorular sormuş, sen sonucuyu kıskanıyorum
@@yunus3503 sen de o zaman sonucuna bir nazar boncuğu as..
Çok doğru yerinde eleştiriler yapmışsın. Bizim Kürd araştırmacı ve aydınlar hep türklerin suçlama dilinin belirlediği kalıplara mahkum oluyorlar. Dış güçler propagandası onları da esir almış. Oysa keşke Kürdler Arap Şerif Hüseyin gibi İngilizlerle işbirliği yapsaydı da bugün bağımsız bir devleti olsaydı demeliyiz ve Kürdler neden Osmanlı’ya islam halifelik adına bu kadar güvenip milletinin bağımsızlığını onlara ucuzca sattı diye sorgulayan bir anlayış yerleştirmeliyiz Kürd milli şuuruna. Neden batılılarla o zaman da ve şimdi de yeterince ilişki ittifak geliştirmedik geliştiremiyoruz diye sorgulamalıyız. Ama bizim Kürd aydınlarının çoğu hala türk sömürgeciliğine kendini kabul ettirme affettirme ve ‘temize’ çıkarma derdinde “bakın işte bizimkilerin dış güçlerle bağlantısı yoktu” diyorlar. Tarihi bir hakikat olarak bu konuya değinse bile “dış destek olmamış ama keşke olsaydı” demeleri lazımdı.
Teşekkürler
HÛN HER HEBÎN 👏😍
Emeyinize sağlık ❤süper
Cok verimli Bir tarih allaha cok sükür bizi bu tirkolarin yaptigi Bilim adina kandirmacadan kurtulduk
Turkiyenin eski Adi neydi