Tüm videoları izledim çok güzel tane tane ,doyurucu ,donanımlı ve kaliteli bir kanal olmuş tebrik ederim . Videolarinizin devamını bekliyorum başarılar dilerim.
Program ve emeğiniz için müteşekkirim. Bir eleştirim var; Sunucu arkadaşımızın sık sık "zaman ilerliyor" sözleri ve bu sözün tonlaması Ali hocaya saygısızlık olduğu gibi izleyicilere de saygısızlık algısı oluşuyor. Ele alınan konular sloganik anlatımlardan ziyade fikri birikim ve yoruma ihtiyaç olduğu için hocanın rahat olması gerekir. Dinleyici Ali Bulacı bu açıdan dinliyor. Lütfen çocuk susturur gibi, zaman ilerliyor gibi sözleri fazla hatta hiç kullanmayın. Karşınızda yeri doldurulamayacak bir adam var, izleyiciyle bu adamı başbaşa bırakın.
Ben de ilginize teşekkür ediyorum. Program akışını Ali Hocamız ile birlikte belirliyoruz. Kendisini zaman konusunda uyarma talebi hocamızdan geldi. Yoksa saygısızlık söz konusu değildir. Tekrar teşekkür ederim.
Blogging Theology diye bir RUclips kanali var. Orada bir kac sene once musluman olmus olan Paul Williams cok degerli islam alimleri ile cok derin ilmi sohbetler yapiyor... genelde 1 saatten fazla suruyor hatta 2 saati gectigi bile oluyor ama izleniyor yani.. kisa yapip yuzeysel yapmaktan ise azicik daha uzun yapabilirsiniz.. tamam pskilojik sinir olarak 1 saati gecmesin ama 40 -50 dk gayet normal
Bir Başka Açıdan İnsan ve Serüveni… İnsanın varlık iddiasında bulunması geçici ve mecazidir. Akıl, zorunlu ve imkansızın (mevcudun-şimdiki zamanın-geçmiş zamanın) bilgisine vakıf olsa da, mümkünün (imkanın-gelecek zamanın) bilgisine vakıf olamaz. Çünkü zaman, imkanı kuşatmıştır. Allah vardı zaman yoktu, Allah önce zamanı sonra evreni varetti. Zaman kavramı bütün soruların cevabıdır. Bilinmeyi isteyerek; zamanı, evreni, içinde tüm canlıları (melek-insan-bitki-hayvan) akıllı olarak, sadece melek ve insanı da düşünen, akıllı ve ayrıca bilinçli olarak yaratan, güzelliği, sevgiyi, bilgiyi ve bilmeyi öğreten Allah’ın şanı yücedir. Allah’a ulaşmayı istemek meleklere ve insanlara kalmıştır, ancak senin istemeni de dileyen kimdir sorusunun cevabı da yine Allah’ın bizatihi kendisidir. Çünkü Allah zamanı ve tüm varlığı kuşatmıştır. Melek ve insana düşen ise acziyetinin farkına vararak ve benlik duvarını aşarak dünyada iken Allah’a ulaşmaktır. Namaz ile ve namaz dışında doğrudan Allah ile sürekli iletişim kurmak ve konuşmaktır. Bu konuşma başlangıçta tek taraflı gibi görünse de sonunda perdeler açılacaktır. İnananlar için dünyada iken Allah’ı görmek imkansız değildir… Eğer siz Allah’ı gereği gibi tanımış olsaydınız, Allah’ın dilemesiyle sular üzerinde gezerdiniz ve duanız sayesinde dağlar yerinden oynardı… Aslolan sevgidir (şefkat). Dünyada iken Allah’a ulaşan melek ve insan böylece ölümsüz hale gelebilecektir. Melek ve insan Allah olmanın dışında her türlü güçle donatılmıştır. Bu gücün kaynağı bilinç, bilincin kaynağı da Allah’ın bizatihi kendisidir. Hakikat ancak bireysel olarak teyit edilebilir ve hakikat bilgisi bilince dönüşür. Allah ile doğrudan irtibat kurmadan bilginin bir anlamı yoktur. Dünyada Allah’a ulaşanlar için ölmeden önce ölüm gerçekleşmiş olup fiziki ölüm bir geçişten ibarettir. Dünyada Allah’a ulaşan melek ve insan ahiretteki dirilişten sonra ise bir daha ölmeyecektir… Varolmuş ve yaşamış bütün canlılardan, (melek/cin, insan, bitki, hayvan) bitki ve hayvanların tamamı ile melek ve insanların inananları, bir daha ölmemek üzere cennette, dünyadaki bedenlerinin en mükemmel hali ile yeniden diriltilerek Allah ile birlikte sonsuz yaşayacaktır… İslam Muhammed Aleyhisselam İle Başlamadı Tüm Peygamberler İslam Peygamberiydi : İslam özel bir isim olmayıp Allah’a teslimiyet anlamına gelir. Tüm elçiler ve inananlar islam ve müslüman kelimelerinin kendi dillerindeki karşılıklarını, kendi inançlarını tanımlamak için kullanmışlardır. Tahrif edilmiş olan bugünkü İncil, Tevrat vb kitapların orjinal hali Kuran’dır. Orjinal İncil, Tevrat vb kitap arayanlar Kuran’a bakabilirler. Kuran önceki kitapları kapsayan yeni bir kitap değildir. Önceki kitapların (emir ve yasaklar olarak) bizatihi kendisidir. Kutsal metin (Kuran) insanlık tarihi boyunca hiç değişmemiştir. Allah tarihsel süreçte tek bir kitap tek bir din göndermiştir. Bugünkü haliyle Kuran metni hariç tüm diğer kutsal zannedilen metinler de (Zebur, Tevrat, İncil, hadis, sünnet kitapları vb) geçersizdir. Kuran metninde bulunmayan hiç bir bilginin, iyi adet olarak bilinse de hiç farketmez, din açısından bir geçerliliği ve bağlayıcılığı yoktur. Kuran metni açık yeterlidir. İlk melek ve insandan itibaren sürekli “yinelenerek” gönderilmiş olan bu Kuran metninde temel olarak emirler (ibadetler) ve yasaklar (kötülükler) belirtilmiştir. Bu emirler ve yasaklar hiç değişmemiştir. Kuran’da yer alan; namaz kılma, oruç tutma, zekat verme sarhoşluk verenlerden sakınma, faizden sakınma, kumardan sakınma, zinadan sakınma vb. tüm emir ve yasaklar kutsal metinlerde hep vardı. Kuran metni de geçmişten bugüne doğruluk ve uygunluk sağlamasının ve teyidinin yapılabilmesi için matematiksel kodlama sistemi ile eklemelere ve çıkarmalara karşı korunmuştur. İslam, Muhammed Peygamber ile başlamadı, ilk zamandan itibaren hep aynı din (Emirler/Yasaklar) vardı, zaman içinde tahrif edilmişti; güncellenmedi, yenilenmedi, Kuran ile YİNELENDİ… Salt düşünce metinleri zannedilen ve felsefe olarak bilinen bilgi külliyatının kaynağı da temel hatlarıyla meleklere ve insanlığa ilk gönderilen bu Kuran metnidir. Bilinen felsefecilerin birçoğu da aynı zamanda Allah’ın elçileridir. Allah, Elçi ve Peygamber olan Muhammed Aleyhisselam ile Kuran mesajını (Kuran Metni olan mutlak bilgiyi) son kez “yinelemiştir”. Önce gönderilen Tevrat ve İncil gibi tüm kutsal kitaplar da tahrif edilmeden önceki ilk hali itibariyle emir ve yasaklar kapsamında Kuran’dır. Bugün Tevrat ya da İncile uymak isteyenler de Kuran’a uymalıdır. Kuran metni dışında din adına kaynak yoktur. Kurandaki tüm bilginin kaynağı da Allah’ın bizatihi kendisidir. Bu bilgiyi doğrudan elçilerine kutsal kitaplar yoluyla Kuran olarak beyan etmiş ve açığa çıkarmıştır. Tüm yasaklar (haramlar) ve emirler (ibadetler) Kuran metninde bildirilmiştir. Kuran Yeni Bir Kitap Değil Soy Bir Kitaptır Tüm Kitaplarla Gelen Mutlak Bilginin Yinelenmiş Halidir : Mutlak Bilgi varmıdır, varsa nedir. Mutlak bilgiyi teyit etmek mümkün müdür. Mutlak bilgi vardır ancak, sadece Kuran metni mutlak bilgidir. Başka bir mutlak bilgi yoktur. Tarih ve Bilim dahil tüm bilgi külliyatı göreceli ve yanlışlanabilir durumdadır. Kuran metninin kaynağı ise Allah’ın bizatihi kendisidir. Bütün kitaplar sadece tek bir Kitab’ın (Kuran) daha iyi anlaşılabilmesi için okunur. Kuran metni hariç diğer kaynaklardan gelen tüm bilgiler (Zebur, Tevrat, İncil, hadis, sünnet, icma, kıyas, örf, adet, gelenek, siyer/tarih, bilim, felsefe vb. tüm bilgiler) tarihsel ve görecelidir. Çünkü Kuran metni dışındaki tüm bu bilgiler her zaman farklı bakış açılarıyla yanlışlanabilir durumdadır. Bilgi adına tek kaynak ise sadece Kuran metnidir. Kuran metni dışında din de kaynak yoktur. Bugün kaynaklarda bulunan hadisler peygamberin söylediği söylenen sözlerdir. Peygamber Kuran’a aykırı söz söyleyemeyeceğine göre hadis kaynaklarındaki Kuran’a aykırı sözleri Peygamber söyledi demek öncelikle Peygambere büyük iftiradır. Hadisler Kuran’a göre din için kaynak değildir. Peygamberle ilgili gerekli tüm bilgi de Kuran’da mevcuttur. Ancak son peygamberin vefatından sonra; bugün islam diye, aslında hadis, sünnet adı altında oluşturulmuş, örf, adet, gelenek, tarihsel söylentiler, anlatılar, vehimler, uydurulmuş rivayetler, tarihsel varsayımlar, atasözleri, menkibe hikayeleri, kasıtlı yalanlardan oluşturulmuş bir din külliyatı var islam bu zannedilen. Kuran metnini mutlak ve tek kaynak olarak esas alarak tüm kitaplardan, bilimsel ve tarihi bilgilerden, yazılı, sözlü kaynaklardan, hadis diye söylenen sözlerden de yararlanılabilir Kuran metninin önüne geçirmemek kaydıyla ve mutlak olmayan, yanlışlanabilir bilgi anlamında. Ancak dinde tek kaynak sadece Kuran metnidir. Bilinen tüm ihtilaflar ve itirazlar, İslam adı altında dine yamanan örfler ve hurafe uygulamalardır. (recm, nasih-mensuh, sol elle yemek yasağı, sağdan başlama kuralı, sakal, saç örtüsü, üç vakit namazın 5 vakte çıkarılması, 4 aylık hac süresinin 10 güne sıkıştırılması, güneş takvimine uymayıp Ramazan Oruç ayının sürekli değişmesi, mirasta eşitsizlik algısı, cariyecilik, kadınların kötülenmesi, çocuk sünneti vb.) Kuran metni, ahlaki üstünlük vasfına sahiptir ve hiçbir rezilliği onaylamaz. “Hiç kimse bilgiyi ve aklını kullanmadan gerçeği bulamaz ve akıllarını kullanarak düşünmeyenler rezilliğe mahkum olurlar." (Kuran : 10:100) “Bu Kuran senden önce gönderdiğimiz elçilerimizin de yasasıdır. Sen bizim yasamızda bir değişiklik bulamazsın." (Kuran : 17:77) “Kuran, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan bir kitaptır; iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidayettir. (Kuran : 12:111) “Oku, insana yazmayı ve bilgiyi öğreten Rabbin sonsuz iyilik ve ikram sahibidir.” (Kuran : 96:3,4,5) Düşünen Herkese…
Yayınınız için elbette ki çok teşekkürler. Ancak bir kaç eleştirim var. Öncelikle siz dinleyiciyi selamladığınız gibi Ali hocama da bi hoş geldin deseniz, meseleyi akabinde sorsanız. İkinci olarak iki de bir süre kısıtlı diye akışı bozuyorsunuz. Ali Bulaç hoca alim bir zat, ona böyle bir muamele hoş olmuyor. Bir de Ali hoca sözünü bitirmeden siz sözü alıyor ve kendinizce son vuruş yapiyorsunuz, bu da pek sevimli durmuyor, bırakın lütfen sözünü hitama erdirsin. Siz sorun lütfen, biz bilirkişi olarak Ali hocamı dinleyelim. Öyle hayat akıp gitsin bir mecraya doğru.. 💐
Ben de ilginize teşekkür ediyorum. Selamlama ve hoş amediyi yapıyoruz elbette. Bu programda da yaptık aslında. Ama yaşanan bazı teknik aksaklıklardan dolayı bazı kesimlerle birlikte selamlama kısmını da kesmek zorunda kaldık. İlerleyen bölümlerde de yayının duraklamalarını görebilirsiniz. İkinci olarak program akışını Ali Hocamız ile birlikte belirliyoruz. Kendisini zaman konusunda uyarma talebi hocamızdan geldi. Yoksa saygısızlık söz konusu değildir. Tekrar teşekkür ederim.
Yayınımızı beğenmeyi ve kanalımıza üye olmayı unutmayınız. Yorum ve sorularınızı bekliyoruz. Sorularınızı 'SORU: ...' şeklinde yazmayı unutmayınız...
Çok bilgilendirici ve keyifli bir program olmuş
Teşekkürler iyi yayınlar
Ali abi, Yüce Rabbim ilmini ve idrakini, feraset ve basiretini arttırsın inşaallaaah
Alim bir insanı dinlemek ayrı bir keyif . Teşekkürler...
Faydalı ve ihtiyaç duyulan konuları kıymetli bir Aydın ile ele alıyorsunuz. Devam etmesini diliyorum. Selamlar
Teşekkürler iyi yayınlar kıymetli hocam ve kardeşlerim
Her programinizi dikkatle dinliyorum.Ali hocamin ilmi birikiminden istifade ediyorum.Allah razi olsun.Keske cole donmus toplum, Ali hocam gibi degerleri anlayabilse.Alimlerin ortak kaderi zannederim devrinde anlasilamamak.
Kıymetli Ali hocam hürmetler saygılar
Tüm videoları izledim çok güzel tane tane ,doyurucu ,donanımlı ve kaliteli bir kanal olmuş tebrik ederim . Videolarinizin devamını bekliyorum başarılar dilerim.
Alim bir insanı dinlemek ayrı bir keyif . Teşekkür ederim.
Ali abi, Yüce Rabbim ilmini ve idrakini, feraset ve basiretini arttırsın inşaallaaah
Hayırlı ve bereketli sabahlar diliyorum inşaallaaah
teşekkürler
Rabbim ebeden... ebeden... ebeden razı olsun...🤲🤲🤲
Ali hocamızın yorumu üzerine bir yorum yapamam, konuyu çok güzel özetliyor. Kolay gelsin
İyi yayinlar
Thanks!
Maltepe den selamlar
Maltepe,ye selamlar :))
Emeğinize sağlık
Teşekkürler
Ben de bol bereketli izlenmeler diliyorum❤
Çok istifade ediyorum. Lütfen vakit dar diye, Ali beyi kesmeyin. Kıymetli görüṣlerine çok ihtiyaç var. Yayın formatını 60dk yapsanız? Saygılar.
Yayını uzun tutabilirsiniz
Program ve emeğiniz için müteşekkirim. Bir eleştirim var;
Sunucu arkadaşımızın sık sık "zaman ilerliyor" sözleri ve bu sözün tonlaması Ali hocaya saygısızlık olduğu gibi izleyicilere de saygısızlık algısı oluşuyor. Ele alınan konular sloganik anlatımlardan ziyade fikri birikim ve yoruma ihtiyaç olduğu için hocanın rahat olması gerekir. Dinleyici Ali Bulacı bu açıdan dinliyor. Lütfen çocuk susturur gibi, zaman ilerliyor gibi sözleri fazla hatta hiç kullanmayın. Karşınızda yeri doldurulamayacak bir adam var, izleyiciyle bu adamı başbaşa bırakın.
Ben de ilginize teşekkür ediyorum. Program akışını Ali Hocamız ile birlikte belirliyoruz. Kendisini zaman konusunda uyarma talebi hocamızdan geldi. Yoksa saygısızlık söz konusu değildir. Tekrar teşekkür ederim.
Blogging Theology diye bir RUclips kanali var. Orada bir kac sene once musluman olmus olan Paul Williams cok degerli islam alimleri ile cok derin ilmi sohbetler yapiyor... genelde 1 saatten fazla suruyor hatta 2 saati gectigi bile oluyor ama izleniyor yani..
kisa yapip yuzeysel yapmaktan ise azicik daha uzun yapabilirsiniz.. tamam pskilojik sinir olarak 1 saati gecmesin ama 40 -50 dk gayet normal
2016 dan bugune ali bulaçtan bizi mahrum edenler, hakka girmiş degil midir?
Bir Başka Açıdan İnsan ve Serüveni…
İnsanın varlık iddiasında bulunması geçici ve mecazidir. Akıl, zorunlu ve imkansızın (mevcudun-şimdiki zamanın-geçmiş zamanın) bilgisine vakıf olsa da, mümkünün (imkanın-gelecek zamanın) bilgisine vakıf olamaz. Çünkü zaman, imkanı kuşatmıştır. Allah vardı zaman yoktu, Allah önce zamanı sonra evreni varetti. Zaman kavramı bütün soruların cevabıdır.
Bilinmeyi isteyerek; zamanı, evreni, içinde tüm canlıları (melek-insan-bitki-hayvan) akıllı olarak, sadece melek ve insanı da düşünen, akıllı ve ayrıca bilinçli olarak yaratan, güzelliği, sevgiyi, bilgiyi ve bilmeyi öğreten Allah’ın şanı yücedir.
Allah’a ulaşmayı istemek meleklere ve insanlara kalmıştır, ancak senin istemeni de dileyen kimdir sorusunun cevabı da yine Allah’ın bizatihi kendisidir. Çünkü Allah zamanı ve tüm varlığı kuşatmıştır. Melek ve insana düşen ise acziyetinin farkına vararak ve benlik duvarını aşarak dünyada iken Allah’a ulaşmaktır. Namaz ile ve namaz dışında doğrudan Allah ile sürekli iletişim kurmak ve konuşmaktır. Bu konuşma başlangıçta tek taraflı gibi görünse de sonunda perdeler açılacaktır. İnananlar için dünyada iken Allah’ı görmek imkansız değildir… Eğer siz Allah’ı gereği gibi tanımış olsaydınız, Allah’ın dilemesiyle sular üzerinde gezerdiniz ve duanız sayesinde dağlar yerinden oynardı…
Aslolan sevgidir (şefkat). Dünyada iken Allah’a ulaşan melek ve insan böylece ölümsüz hale gelebilecektir. Melek ve insan Allah olmanın dışında her türlü güçle donatılmıştır. Bu gücün kaynağı bilinç, bilincin kaynağı da Allah’ın bizatihi kendisidir. Hakikat ancak bireysel olarak teyit edilebilir ve hakikat bilgisi bilince dönüşür. Allah ile doğrudan irtibat kurmadan bilginin bir anlamı yoktur. Dünyada Allah’a ulaşanlar için ölmeden önce ölüm gerçekleşmiş olup fiziki ölüm bir geçişten ibarettir. Dünyada Allah’a ulaşan melek ve insan ahiretteki dirilişten sonra ise bir daha ölmeyecektir… Varolmuş ve yaşamış bütün canlılardan, (melek/cin, insan, bitki, hayvan) bitki ve hayvanların tamamı ile melek ve insanların inananları, bir daha ölmemek üzere cennette, dünyadaki bedenlerinin en mükemmel hali ile yeniden diriltilerek Allah ile birlikte sonsuz yaşayacaktır…
İslam Muhammed Aleyhisselam İle Başlamadı Tüm Peygamberler İslam Peygamberiydi :
İslam özel bir isim olmayıp Allah’a teslimiyet anlamına gelir. Tüm elçiler ve inananlar islam ve müslüman kelimelerinin kendi dillerindeki karşılıklarını, kendi inançlarını tanımlamak için kullanmışlardır. Tahrif edilmiş olan bugünkü İncil, Tevrat vb kitapların orjinal hali Kuran’dır. Orjinal İncil, Tevrat vb kitap arayanlar Kuran’a bakabilirler. Kuran önceki kitapları kapsayan yeni bir kitap değildir. Önceki kitapların (emir ve yasaklar olarak) bizatihi kendisidir. Kutsal metin (Kuran) insanlık tarihi boyunca hiç değişmemiştir. Allah tarihsel süreçte tek bir kitap tek bir din göndermiştir. Bugünkü haliyle Kuran metni hariç tüm diğer kutsal zannedilen metinler de (Zebur, Tevrat, İncil, hadis, sünnet kitapları vb) geçersizdir. Kuran metninde bulunmayan hiç bir bilginin, iyi adet olarak bilinse de hiç farketmez, din açısından bir geçerliliği ve bağlayıcılığı yoktur. Kuran metni açık yeterlidir. İlk melek ve insandan itibaren sürekli “yinelenerek” gönderilmiş olan bu Kuran metninde temel olarak emirler (ibadetler) ve yasaklar (kötülükler) belirtilmiştir. Bu emirler ve yasaklar hiç değişmemiştir. Kuran’da yer alan; namaz kılma, oruç tutma, zekat verme sarhoşluk verenlerden sakınma, faizden sakınma, kumardan sakınma, zinadan sakınma vb. tüm emir ve yasaklar kutsal metinlerde hep vardı. Kuran metni de geçmişten bugüne doğruluk ve uygunluk sağlamasının ve teyidinin yapılabilmesi için matematiksel kodlama sistemi ile eklemelere ve çıkarmalara karşı korunmuştur. İslam, Muhammed Peygamber ile başlamadı, ilk zamandan itibaren hep aynı din (Emirler/Yasaklar) vardı, zaman içinde tahrif edilmişti; güncellenmedi, yenilenmedi, Kuran ile YİNELENDİ… Salt düşünce metinleri zannedilen ve felsefe olarak bilinen bilgi külliyatının kaynağı da temel hatlarıyla meleklere ve insanlığa ilk gönderilen bu Kuran metnidir. Bilinen felsefecilerin birçoğu da aynı zamanda Allah’ın elçileridir. Allah, Elçi ve Peygamber olan Muhammed Aleyhisselam ile Kuran mesajını (Kuran Metni olan mutlak bilgiyi) son kez “yinelemiştir”. Önce gönderilen Tevrat ve İncil gibi tüm kutsal kitaplar da tahrif edilmeden önceki ilk hali itibariyle emir ve yasaklar kapsamında Kuran’dır. Bugün Tevrat ya da İncile uymak isteyenler de Kuran’a uymalıdır. Kuran metni dışında din adına kaynak yoktur. Kurandaki tüm bilginin kaynağı da Allah’ın bizatihi kendisidir. Bu bilgiyi doğrudan elçilerine kutsal kitaplar yoluyla Kuran olarak beyan etmiş ve açığa çıkarmıştır. Tüm yasaklar (haramlar) ve emirler (ibadetler) Kuran metninde bildirilmiştir.
Kuran Yeni Bir Kitap Değil Soy Bir Kitaptır Tüm Kitaplarla Gelen Mutlak Bilginin Yinelenmiş Halidir :
Mutlak Bilgi varmıdır, varsa nedir. Mutlak bilgiyi teyit etmek mümkün müdür. Mutlak bilgi vardır ancak, sadece Kuran metni mutlak bilgidir. Başka bir mutlak bilgi yoktur. Tarih ve Bilim dahil tüm bilgi külliyatı göreceli ve yanlışlanabilir durumdadır. Kuran metninin kaynağı ise Allah’ın bizatihi kendisidir. Bütün kitaplar sadece tek bir Kitab’ın (Kuran) daha iyi anlaşılabilmesi için okunur. Kuran metni hariç diğer kaynaklardan gelen tüm bilgiler (Zebur, Tevrat, İncil, hadis, sünnet, icma, kıyas, örf, adet, gelenek, siyer/tarih, bilim, felsefe vb. tüm bilgiler) tarihsel ve görecelidir. Çünkü Kuran metni dışındaki tüm bu bilgiler her zaman farklı bakış açılarıyla yanlışlanabilir durumdadır. Bilgi adına tek kaynak ise sadece Kuran metnidir. Kuran metni dışında din de kaynak yoktur. Bugün kaynaklarda bulunan hadisler peygamberin söylediği söylenen sözlerdir. Peygamber Kuran’a aykırı söz söyleyemeyeceğine göre hadis kaynaklarındaki Kuran’a aykırı sözleri Peygamber söyledi demek öncelikle Peygambere büyük iftiradır. Hadisler Kuran’a göre din için kaynak değildir. Peygamberle ilgili gerekli tüm bilgi de Kuran’da mevcuttur. Ancak son peygamberin vefatından sonra; bugün islam diye, aslında hadis, sünnet adı altında oluşturulmuş, örf, adet, gelenek, tarihsel söylentiler, anlatılar, vehimler, uydurulmuş rivayetler, tarihsel varsayımlar, atasözleri, menkibe hikayeleri, kasıtlı yalanlardan oluşturulmuş bir din külliyatı var islam bu zannedilen. Kuran metnini mutlak ve tek kaynak olarak esas alarak tüm kitaplardan, bilimsel ve tarihi bilgilerden, yazılı, sözlü kaynaklardan, hadis diye söylenen sözlerden de yararlanılabilir Kuran metninin önüne geçirmemek kaydıyla ve mutlak olmayan, yanlışlanabilir bilgi anlamında. Ancak dinde tek kaynak sadece Kuran metnidir. Bilinen tüm ihtilaflar ve itirazlar, İslam adı altında dine yamanan örfler ve hurafe uygulamalardır. (recm, nasih-mensuh, sol elle yemek yasağı, sağdan başlama kuralı, sakal, saç örtüsü, üç vakit namazın 5 vakte çıkarılması, 4 aylık hac süresinin 10 güne sıkıştırılması, güneş takvimine uymayıp Ramazan Oruç ayının sürekli değişmesi, mirasta eşitsizlik algısı, cariyecilik, kadınların kötülenmesi, çocuk sünneti vb.) Kuran metni, ahlaki üstünlük vasfına sahiptir ve hiçbir rezilliği onaylamaz.
“Hiç kimse bilgiyi ve aklını kullanmadan gerçeği bulamaz ve akıllarını kullanarak düşünmeyenler rezilliğe mahkum olurlar." (Kuran : 10:100)
“Bu Kuran senden önce gönderdiğimiz elçilerimizin de yasasıdır. Sen bizim yasamızda bir değişiklik bulamazsın." (Kuran : 17:77)
“Kuran, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan bir kitaptır; iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidayettir. (Kuran : 12:111)
“Oku, insana yazmayı ve bilgiyi öğreten Rabbin sonsuz iyilik ve ikram sahibidir.” (Kuran : 96:3,4,5)
Düşünen Herkese…
Yayınınız için elbette ki çok teşekkürler. Ancak bir kaç eleştirim var. Öncelikle siz dinleyiciyi selamladığınız gibi Ali hocama da bi hoş geldin deseniz, meseleyi akabinde sorsanız. İkinci olarak iki de bir süre kısıtlı diye akışı bozuyorsunuz. Ali Bulaç hoca alim bir zat, ona böyle bir muamele hoş olmuyor. Bir de Ali hoca sözünü bitirmeden siz sözü alıyor ve kendinizce son vuruş yapiyorsunuz, bu da pek sevimli durmuyor, bırakın lütfen sözünü hitama erdirsin. Siz sorun lütfen, biz bilirkişi olarak Ali hocamı dinleyelim. Öyle hayat akıp gitsin bir mecraya doğru.. 💐
Ben de ilginize teşekkür ediyorum. Selamlama ve hoş amediyi yapıyoruz elbette. Bu programda da yaptık aslında. Ama yaşanan bazı teknik aksaklıklardan dolayı bazı kesimlerle birlikte selamlama kısmını da kesmek zorunda kaldık. İlerleyen bölümlerde de yayının duraklamalarını görebilirsiniz. İkinci olarak program akışını Ali Hocamız ile birlikte belirliyoruz. Kendisini zaman konusunda uyarma talebi hocamızdan geldi. Yoksa saygısızlık söz konusu değildir. Tekrar teşekkür ederim.
CAIZ DEGIL, bu yayini kisa tutacagiz diye bu kadar telas etmeniz caiz degil!!!
Uzatacağız o zaman :)
Huseyin gülerce Ali BULAC ı hapishane doneminde aradimi? Suan onunla gòrüsüyormu?