…Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı… ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür hanım? Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan, umuttan, sevinçten ne anlar? Göğü görmeden, denizi görmeden maviyi anlamaya benzemez mi bu? Bir güz düşünün ki Ömür hanım, ilkyazı olmamış, yazı yaşanmamış, böyle bir güzün hüznü hüzün müdür? Başlamanın bir anlamı varsa bitişi göze almak, bitişin bir anlamı varsa başlangıcı olmak değil midir? Yaşamı düz bir çizgide tutmak tükenmektir. Yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik olur tükenmek değil de? Yağmur yağıyor Ömür hanım…gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına…Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum. Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından? Dönelim…Dönmek yenilmektir biraz da, yarım kalmasıdır çıkışlarımızın, korkaklıktır, alışkanlıkların güvenli küflü kabuklarına sığınmaktır…Olsun dönelim biz yine de. Bilincinde olmadan üstlendiğimiz sorumluluklarımız var. Evlere dönelim, sırtımızın kamburu evlere, cılızlığımızın görkemli korunaklarına, yalnızlığımızın kalelerine dönelim. Ölçüsüz yaşamak bize göre değil Ömür hanım. Büyürken geniş ufuklarımız olmadı bizim. Küçücük avuçlarımızla sınırlarımızı genişletmek istedikçe yaşamın binlerce engeli yığıldı önümüze. Hangi birini yenebilirdik bunca olanaksızlık içinde. Umutsuzluğu tanıdık, yenilgiyi öğrendik böylece. Yaşama sevinci adına bir tutamağım kalmadı Ömür hanım. Bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir gözbebeklerimden. Sahi nedir yaşamın anlamı? Geriye dönüyorum sık sık yanıt aramak adına, yüreğimin silik izler bırakıp, ağır yükler aldığı zamanın derin denizlerine. Bakıyorum umut karamsarlığın, sevinç acının azıcık soluk almasından başka ne ki? Yaşamsa gerçekle düşün umutsuz bir savaşı, her şeyi içine alan kocaman bir yanılsama… Değil mi yoksa? Öyle büyük umutlarım olmadı benim, büyük düşlerim, özlemlerim, büyük beklentilerim olmadı. Koşullarım beni oluşturdu ben acılarımı buldum. Herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni. Bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise; bir yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, varolmaya, ‘dar çevre yitikleri’nde önem kazanmaya… Oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. Öyle bir tüketmek ki, sonucu yepyeni bir “ben”e ulaştırırdı beni, kederli dalgınlığımdan her döndüğümde…Bir ben ki tüm ilişkilerin perde arkasını görür de gülerdim sessizce yapay yakınlıklarına insanların. Kim kimi ne kadar anlayabilir Ömür hanım? Susmak yalnızlığın ana dilidir, Ömür hanım, şiiridir, beni konuşmaya zorlama ne olur. Sözün sularını tükettim ben, kaynağını kuruttum. Geriye bir büyük sessizlik kaldı yü-reğimde, kalabalıklar, kalabalıklar kadar büyük…Yalnızım Ömür hanım, geceler boyu akıp giden ırmaklar gibi karanlıklar içre, öyle yitik, öyle üzgün, yalnızım…Sularım toprağa sızıyor bak. Yüzümü geceler örtüyor. Binlerce taş saklanıyor içimde. Kim kimin derinliğini görebilir, hem hangi gözle? Kendilerinin olan tek sözcük yok dillerinde, öyle çok konuşuyorlar ki…Bir söz insanın neresinden doğar dersiniz? Dilinden mi, yüreğinden mi, aklından mı? Düşlerinden mi yoksa gerçeğinden mi? Ve kaç kapıdan geçip yerini bulur bir başka insanda? Yerini bulur mu gerçekten? Sözü yasaklamalı Ömür hanım yasaklamalı…Kimsenin kimseyi anlamadığı bir dünyada söz boşluğu dövmekten başka ne işe yarıyor ki? Olanağı olsa da insanların yürekleri konuşabilseydi dilleri yerine, her şey daha yalansız, daha içten olurdu. Aklı silmeli diyorum insan ilişkilerinden. Yanılıyor muyum? Olsun. Yanıldığımı biliyorum ya… Yeni bir şeyler söyle bana ne olur, yeni bir şeyler. Kurşun aktı kulaklarıma hep aynı sözleri, aynı sesleri duymaktan. Belirsizlik güzeldir, de örneğin, kesinlik çirkin. Sessizlik sesten hele de güncel ve kof her zaman iyidir; düş gücü, iç zenginliği verir insana. Dünyanın usul usul ağaran o puslu sabahları ve günün turuncu tülleriyle örtünen dingin akşamları bu yüzden etkiler bizi, duygulandırır, de. Anlık izlenimler sürekli görünümlerden her zaman daha güçlü, kalıcı ömürlüdür…Alışkanlıklar öldürür güzelliğimizi, bizi değişmek çirkinleştirir de. Kimse düşlerine yetişemez ve kimse geçemez gerçeğini bir adım bile; bu yüzden sıkıntı verir zaman, kısa kalır, sonsuz olur, insanın küçücük ömrünün karşısında. İstemenin kuralı yoktur, de, açıklaması sınırı suçu yoktur; istemek yaşamın kendiliğinden sonucudur, ne haklı ne haksız, ne yerinde ne yersiz… Biz hepimiz dikenli tellerle sarılıyız, her ilişkide bir parçamız kalır ve bölüne bölüne biteriz de. En büyük hünerimiz kendimize karşı olmak, aykırı yaşamaktır, acı kaynaklarımızı ellerimizle yaratarak…Kıyılarımız duygularımızın boyunda, derinliğimiz aklımızın ölçüsündedir; ufuklarımızsa sisler içinde…O kıyısız gökyüzü nasıl sığar küçücük gözlerimize, bir bardak suya, demirli bir pencereye…Nasıl gizleriz ağız dil vermez bir geceye? Ve nedir ki gizi, daraldığımız her yerde bir genişlik duygusu verir içimize. Çözemeyiz, de, bu güdük bilinç, bu sığ yürek, bu ezbere yaşamla. Dünya bir testidir, de, Ömür hanım, ömür bir su…Sızar iğne ucu gözeneklerinden zamanın, bir içim serinlik bir yudum mutluluk için. Ve bir gün ölümün balkonundan…dökülür toprağa el içi kadar bir su. Yerde birkaç damla nem, bir avuç ıslaklık…Ölümü bilerek nasıl yaşar insan, geride dünyanın kalacağını bilerek nasıl ölür; bilmek bütün acıların anasıdır, de… Sars aklımın cılız ayaklarını, kuşat beni. Değişik şeyler söyle ne olur, yeni bir şeyler söyle. Yıldım ömrümün kalıplarından. Beni duy ve anla. Yağmur dindi Ömür hanım. Gökyüzü masmavi gülümsedi yine. Doğa aynı oyununu oynuyor bizimle. Umudun ucunu gösteriyor usulca, iyimserliğin ışığını süzüyor mavi atlasından. Ne aldanış! Bulutların rengi mavi-beyaz mıdır, kurşuni-külrengi mi yoksa? Gökyüzünü öpmek isterdim Ömür hanım, gözlerimle değil dudaklarımla. Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşımaktan. Delilik mi dedin? Kim bilir…Belki de yerde sürünmenin bir tepkisidir bu, ya da ne bileyim bilinçsiz bir aykırı olmak duygusu. Gökyüzü de olmak isteyebilirdim değil mi? Kim ne diyebilir ki? Kimseler görmedi Ömür hanım, bu dünyadan ben geçtim. İçimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim içinde senin ve benim ağırlığım benim olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına, ben geçtim…Yerini bulmamış bir içtenlik, yanılmış bir saygı ve bir hüzün eğrisi olarak ilişkilerin gergefinde, ördüm ömrümün dokusunu ilmek ilmek. Beni cam kırıklarıyla anımsasın insanlar, savrulan bir yaprak hüznü ve dağınıklığı ile… Yükümü yanlış bedestanlara çözdüm. Ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde. Saatlerce dayak yemiş bir sanığın çözülmesi içindeyim. Ürperiyorum. Bir at kestanesi durmadan yaprak döküyor yalnızlığın sokaklarında, örtüyor ömrümün ilk yazını. İçimde bir çocuk, yalın ayak koşuyor yaşlılığa doğru, binlerce kez yenilmiş umut ölülerini çiğneyerek. Sahi yaşlılık, derin bir iç çekiş, yanılmış bir çocukluk olmasın Ömür hanım?
Bugün 2023'ün son günü 2024'e girmeden önce buraya bir tarih bırakmak istedim Bu bu yıl istediğim tek şey Her şeyden önce sağlık ve sonra da atanmak . Allah isteyen herkese nasip etsin lütfen gören herkes hatırlatsın❤
Şiiri her dinleyişimde şu kısım beni paramparça ediyor.. "Oysa ben, bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla, dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim...."😌
"Kimseler görmedi Ömür Hanım, bu dünyadan ben geçtim. İçimde umudun kırık kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim icinde senin ve benim ağırlığım, benim olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına, ben geçtim.."
7 senedir bu şiiri dinliyorum , T hücresi kalmadı bedenim de insan nefes alan bir varlık olduğunu anladım yaşamın anlamının bu şiirde saklı olduğunu ve şunu düşündüm şair çok şey anlatmış hayattan kim anlamış hangi kalple
Herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni. Bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise, bir yemek lokantalarda, televizyon, halı, masa ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, varolmaya, 'dar çevre yitikleri'nde önem kazanmaya..
Bu şiir nasıl bir şiir biliyor musunuz ? Her dinleyişte farklı bir cümlesi yarana dokunur "Bak yaran burda, burası acıyor demi" der gibi... Her dinleyişte acını tarif eder. Herkes de öyle kolay kolay anlayamıyor bu şiiri. Ben de istemezdim, her dinleyişte biraz daha anlamayı... "Ölümü bilerek nasıl yaşar insan, geride dünyanın kalacağını bilerek nasıl ölür? "
Ne zaman bunalmış hissetsem bu şiire sığınmak geliyor içimden. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır? Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşımaktan... Yoruldum... Yoruldum... Yoruldum...
Öyle bir şiir ki şurası çok güzel paylaşayım diyemiyorsun. Her yeri çok güzel çok anlamlı. Sadece bazen bazı kısımları o an ki ruh halini daha iyi yansıtıyor. 'YORULDUM BULUTLARI KİRPİKLERİMDE TAŞIMAKTAN'
Ne zaman tanıştım bu şiirle bilmiyorum ama ne zaman ki dışarısı beni bunalttığında geldiğm yerdir burası . Teşekkür ediyorum şairimize ve seslendiren dosta .
Acının her rengini tadan kalbim bir de bu şiirde bu seste kaybolmanin sancısını cekiyor 🙏🙏🙏🙏 Çokça uzak bir o kadar yakın bir hayatın yalınayak hayalleri....Çok güzel gerçekten çok başarılı...
Sevdiğimi düşünüp düşünüp ağlıyorum bu şiir eşliğinde tam 3 sene oldu hep aynı hiç geçmiyor. Yağmur yağıyor ömür hanım gökten değil, gözlerimden. Seni çok özlüyorum kadın (M)
İlk tanıştığımızda sana bu şiirle gelmiştim ve aradan 4 yıl geçti sana yine bu şiirle veda ediyorum.umarım birgün kendini burda bulursun...olmadı yoruldum tek taraflı çaba beni tüketti...artık adım atmayacağım bitti...
Yüreği avuçlarında atan bir can yoldaşıyla kendimi tükettim. Ben bunun tüy hafifliğinde, huzurlu veya "iyi" bir şey olduğunu sanıyordum. Kendini tüketmenin tahribatını hesaba katmayı unutmuşum. Bunun ne denli korkunç ve yıkıcı olduğunu bilmiyormuşum. Şimdi keşke diyorum onunla o çay evinde oturduğumuzda bunu konuşmak yerine ona en sevdiği rengi sorsaydım. Öyle günlük, sıradan, telaşsız bir sohbet etseydim onunla da o hep oralarda bir yerlerde kalsaydı...
Yağmur yağıyor Ömür hanım...gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına...Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum. Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından?
Bu gün bilmem Eylülün kaçı Ve bilmem kaçıncı dinleyişim Sözü yasaklamalı Ömür hanım yasaklamalı... Kimsenin kimseyi anlamadığı bir dünyada söz boşluğu dövmekten başka ne işe yarıyor ki? Olanağı olsa da insanların yürekleri konuşabilseydi dilleri yerine, her şey daha yalansız, daha içten olurdu.
Sevdiğim adam derdim sana. Hoşuna giderdi özel hissederdin oysaki o hissin bana tattırdığı, kalbime dokunuşunu, dağ oluşunu, bebeğin gibi sevmeni, gözlerin hele bana bakarken ki gözlerinin duygusun bana hissettirdiği duygudan sana geçişini seviyorum.
Gün Olur Gün olur pencere buğusunda bulursun özlemlerini, bir çay içimi hasret biriktirir umutların. Her yudumda Maziye dalar vuslata erersin. İçini ısıtan bir dost gülümsemesi gelir, yâr gelir, yârân gelir aklına... Gün olur bir yağmur damlasında bulursun geçmişini, gözyaşlarıyla dost olur her bir damla, akar akar.... Durmaz akar... Gün olur bir türkü nağmesinde bulursun sevginin ifadesini " Bir of çeksem şu karşıki dağlar yıkılır" dersin. Her vuruşunda sazının tezenesi, anlatır ayrılıkları... Zormuş be dersin, zor... Yarına umutla bakarken... Gün olur bir şiirin satırlarında son bulur sitemler, dökülür dilden kelimeler.Yüreğine bir kor düşer, son noktayı koyarsın ve bir masal daha biter "Bir Varmış Bir Yokmuş" arasında. Gün olur.... Ömrün biter....... Kırmızı Gül / Uzak Yarım
“Oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. Öyle bir tüketmek ki, sonucu yepyeni bir “ben”e ulaştırırdı beni, kederli dalgınlığımdan her döndüğümde…”
"Sözün sularini tükettim ben kaynağını kuruttum geriye bir büyük sessizlik kaldı yüreğimde kalabalıklar kalabalıklar kadar büyük.. Yalnızım Ömür Hanım" Bu kısım son zamanlardaki beni bana hatırlatıyor acı mı bilemiyorum ama kimseye tek kelam etmek gelmiyor içimden söz boşluğa yayılıp gidiyor işte
Ve ben senin varlığınla kaybettiğim ruhumu keşfettim . Senin varlığın benim nefesim sevgilim . Her kayboluşumda buraya gelip bizi dinleyeceğim sevgilim. İyi ki sen iyi ki biz ❤
Yüreğim ağır yükler aldı... Hafifletir sandıkça zaman, daha da ağır geldi bu bedenime. Ben tükeniyorum ama kederli bu zamanda ağlıyorum, dayanmıyor bu yürek. Koca şehir beni kabul etti de, ben bu şehire sığdıramadım seni , nedennn nedennn dedikçe, ben doğru oldukça daha çok acıdı bu can.
"Yaşama sevinci adına bir tutamağım kalmadı Ömür Hanım. Bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir göz bebeklerimden. Sahi nedir yaşamanın anlamı? Geriye dönüyorum sık sık yanıt aramak adına, yüreğimin silik izler bırakıp ağır yükler aldığı zamanın dehlizlerine.''
17 yaşımdayken bu şiiri dinlemeye başlamıştım. Şimdi 26 yaşındayım ve hiçbir şey değişmemiş. Buraya gelip dinlediğimde hep aynı hissediyorum. İçinde benden çokça şey barındırıyor sanki…🍂
Bugün Şükrü Erbaş'ı yakından görme fırsatım oldu. Diyarbakır da bir söyleşi düzenledi. Onu kum ile su şiiriyle tanımıştım. Ne zaman dünyadan soyutlanmak istesem şiirlerini okurum, dinlerim. Bugün kendisini gördüğümde aynı çağda yaşadığımız için içim bir umutla doldu. Çok şanslı hissettim kendimi. İmzalı kitabı da kaptım. Güzel günler göreceğiz. Umudumuzu kaybetmeyelim.❤
bu şiiri dinlemeyi çok severdi, tabi bunu çok sonradan öğrendim. ona çok geç kaldım, yanımda geçip gitti. dünyanın en özel insanıydı, onu bu kadar sevdiğimi bilmiyordum ve halen ne kadar sevdiğimden emin değilim. bildiğim tek bir şey varsa o da zaman geçtikçe, ona olan sevgim daha da büyüyor. Onsuz kendimi hep yarım hissedecem galiba. asla başkası veya başka bir şey onun yerini durdurmaycak gibi. ama bu durum beni daha da mutlu ediyor. bir kalbimin olduğunu bana söylüyor. eskiden çok bencil ve gamsız biriydim. ta ki onu tanıyana kadar. gerçekten çok özlüyorum onu. ama öyle bunu derken bile haya ediyorum. ona duyduğum aşkı dile getirmeye utanır gibiyim. umarım hep mutlu olur.
Eser Bey daha çok şiir seslendirebilir misiniz,sesiniz sanki şiir için yaratılmış, çok güzel bir sesiniz var,her seferinde açıp açıp dinliyorum, sesiniz huzur veriyor 💙
Yaşama sevinci adına bir tutamağım kalmadı Ömür hanım. Bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir gözbebeklerimden. Sahi nedir yaşamın anlamı..?#şükrüerbaş🤍🌵
Yasamak zorundayim… sana ragmen, sensizlige ragmen… bosluktayim.. seslensem kim duyar sesimi? Ölüyorum ben.. yavas yavas.. Gulusu size cok guzel geliyorsa, bilin ki kaybedeceksiniz onu.. Gulusun cok guzeldi adamim… los isikta yesil gözlerini hafif kapatirken gulumsemistin… cok guzeldi… fakat sen hic benim olmadinki ben seni kaybedeyim…
Depremde kaybettiklerimden sonra yüreğim bu şiire daha çok denk geliyor. Zor zamanlarımda bana eşlik ediyor ama kendimi yaşamaya alıştırmaya çalışırken bir o kadar da yaşamaktan uzaklaşmaya çalışırken denk geliyorum. Hayat denk geldiğimiz şiirleri bir daha denk gelemeyeceklerimiz uğruna dinletiyor…. 3:17
Ben de depremden beri kendimi burada buluyorum. Yaşamak oyle anlamsiz geliyor ki artık, her şey, okumak, gezmek, herhangi bir sey yapmak bu aptal hayat için.. Nasıl duzelicez, nasil tekrar hissedicem bir seyleri bilmiyorum, sadece her seyi bir görev gibi yapiyor kimse sormasin diye herkese gülüyorum. Zaten hicbir sey iyi degilken şimdi de her sey bitmis gibi her sey anlamini yitirdi
Gökyüzünü öpmek isterdim Ömür hanım, gözlerimle değil dudaklarımla. Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşımaktan. Delilik mi dedin? Kim bilir...Belki de yerde sürünmenin bir tepkisidir bu, ya da ne bileyim bilinçsiz bir aykırı olmak duygusu. Gökyüzü de olmak isteyebilirdim değil mi? Kim ne diyebilir ki?
Her dinlediğimde içimden bir parça kopuyor gibi, buna rağmen sınırsız dinlemek istiyorum. Bu kadar anlamlı bi şiiri yazabilmek için neler verilmiş acaba hayattan. Okuyup Dinlediğimiz için çok şanslı olmalıyız. İyiki 🤎
...en büyük hünerimiz kendimize karşı olmaktır.... İnsan en çok da kendine yabancı Yağmur misali gözler ile Bahara işlenir tebessümler. Ötüşlerdeydi umut oysa Ama insan yabancıydı Ve kendine yalancıydı Bağıra bağıra susmayı Kendine müebbet verdi Çünkü insan kendine yabancıydı ....
Bu aralar şiir dinliyorum kendimi arıyorum şiirlerde şarkılarda yüreğime gördüğüm anlatamadığım herseyi kulağıma yüreğimden yine yüreğime fısıldıyor bu aralar şiir dinliyorum Güzel yüreğinize emeğinize sesinize sağlık hocam 👏💜
Okkalı bir gülümseme bıraktım , oklarını sırtıma saplayanlara.. Oysa zarif yüreğim müsaitti, kaba bir sözle bile yıkılmaya.. Madem hayat bir oyun ve hileli yüzleri var.. Kalktım ayağa, koydum hayatımı ortaya .. Vazgeçmek yok.. Ben kazanmadan asla.....
Ruhumu ancak bu eseri dinleyen biri anlayabilir..
biraz geç kaldın gibi
Ah... Bu şekilde anlamiyor olsa idik keşke. Bu şiiri anlayan tüm çıplaklığı ile tüm acı gerçeği ile dünyayı anlayanlardır
Bu kadar zaman dır dinlerim ama hala anlamadığım çok yer var
Bu şiirin kendisi bir ruh...
Ruhumu ancak bu siiri anlayan biri dinleyebilir
…Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı… ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür hanım?
Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan, umuttan, sevinçten ne anlar? Göğü görmeden, denizi görmeden maviyi anlamaya benzemez mi bu? Bir güz düşünün ki Ömür hanım, ilkyazı olmamış, yazı yaşanmamış, böyle bir güzün hüznü hüzün müdür? Başlamanın bir anlamı varsa bitişi göze almak, bitişin bir anlamı varsa başlangıcı olmak değil midir? Yaşamı düz bir çizgide tutmak tükenmektir. Yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik olur tükenmek değil de?
Yağmur yağıyor Ömür hanım…gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına…Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum. Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından?
Dönelim…Dönmek yenilmektir biraz da, yarım kalmasıdır çıkışlarımızın, korkaklıktır, alışkanlıkların güvenli küflü kabuklarına sığınmaktır…Olsun dönelim biz yine de. Bilincinde olmadan üstlendiğimiz sorumluluklarımız var. Evlere dönelim, sırtımızın kamburu evlere, cılızlığımızın görkemli korunaklarına, yalnızlığımızın kalelerine dönelim. Ölçüsüz yaşamak bize göre değil Ömür hanım. Büyürken geniş ufuklarımız olmadı bizim. Küçücük avuçlarımızla sınırlarımızı genişletmek istedikçe yaşamın binlerce engeli yığıldı önümüze. Hangi birini yenebilirdik bunca olanaksızlık içinde. Umutsuzluğu tanıdık, yenilgiyi öğrendik böylece. Yaşama sevinci adına bir tutamağım kalmadı Ömür hanım. Bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir gözbebeklerimden. Sahi nedir yaşamın anlamı? Geriye dönüyorum sık sık yanıt aramak adına, yüreğimin silik izler bırakıp, ağır yükler aldığı zamanın derin denizlerine. Bakıyorum umut karamsarlığın, sevinç acının azıcık soluk almasından başka ne ki? Yaşamsa gerçekle düşün umutsuz bir savaşı, her şeyi içine alan kocaman bir yanılsama… Değil mi yoksa?
Öyle büyük umutlarım olmadı benim, büyük düşlerim, özlemlerim, büyük beklentilerim olmadı. Koşullarım beni oluşturdu ben acılarımı buldum. Herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni. Bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise; bir yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, varolmaya, ‘dar çevre yitikleri’nde önem kazanmaya…
Oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. Öyle bir tüketmek ki, sonucu yepyeni bir “ben”e ulaştırırdı beni, kederli dalgınlığımdan her döndüğümde…Bir ben ki tüm ilişkilerin perde arkasını görür de gülerdim sessizce yapay yakınlıklarına insanların. Kim kimi ne kadar anlayabilir Ömür hanım?
Susmak yalnızlığın ana dilidir, Ömür hanım, şiiridir, beni konuşmaya zorlama ne olur. Sözün sularını tükettim ben, kaynağını kuruttum. Geriye bir büyük sessizlik kaldı yü-reğimde, kalabalıklar, kalabalıklar kadar büyük…Yalnızım Ömür hanım, geceler boyu akıp giden ırmaklar gibi karanlıklar içre, öyle yitik, öyle üzgün, yalnızım…Sularım toprağa sızıyor bak. Yüzümü geceler örtüyor. Binlerce taş saklanıyor içimde. Kim kimin derinliğini görebilir, hem hangi gözle?
Kendilerinin olan tek sözcük yok dillerinde, öyle çok konuşuyorlar ki…Bir söz insanın neresinden doğar dersiniz? Dilinden mi, yüreğinden mi, aklından mı? Düşlerinden mi yoksa gerçeğinden mi? Ve kaç kapıdan geçip yerini bulur bir başka insanda? Yerini bulur mu gerçekten? Sözü yasaklamalı Ömür hanım yasaklamalı…Kimsenin kimseyi anlamadığı bir dünyada söz boşluğu dövmekten başka ne işe yarıyor ki? Olanağı olsa da insanların yürekleri konuşabilseydi dilleri yerine, her şey daha yalansız, daha içten olurdu. Aklı silmeli diyorum insan ilişkilerinden. Yanılıyor muyum? Olsun. Yanıldığımı biliyorum ya…
Yeni bir şeyler söyle bana ne olur, yeni bir şeyler. Kurşun aktı kulaklarıma hep aynı sözleri, aynı sesleri duymaktan. Belirsizlik güzeldir, de örneğin, kesinlik çirkin. Sessizlik sesten hele de güncel ve kof her zaman iyidir; düş gücü, iç zenginliği verir insana. Dünyanın usul usul ağaran o puslu sabahları ve günün turuncu tülleriyle örtünen dingin akşamları bu yüzden etkiler bizi, duygulandırır, de. Anlık izlenimler sürekli görünümlerden her zaman daha güçlü, kalıcı ömürlüdür…Alışkanlıklar öldürür güzelliğimizi, bizi değişmek çirkinleştirir de. Kimse düşlerine yetişemez ve kimse geçemez gerçeğini bir adım bile; bu yüzden sıkıntı verir zaman, kısa kalır, sonsuz olur, insanın küçücük ömrünün karşısında. İstemenin kuralı yoktur, de, açıklaması sınırı suçu yoktur; istemek yaşamın kendiliğinden sonucudur, ne haklı ne haksız, ne yerinde ne yersiz…
Biz hepimiz dikenli tellerle sarılıyız, her ilişkide bir parçamız kalır ve bölüne bölüne biteriz de. En büyük hünerimiz kendimize karşı olmak, aykırı yaşamaktır, acı kaynaklarımızı ellerimizle yaratarak…Kıyılarımız duygularımızın boyunda, derinliğimiz aklımızın ölçüsündedir; ufuklarımızsa sisler içinde…O kıyısız gökyüzü nasıl sığar küçücük gözlerimize, bir bardak suya, demirli bir pencereye…Nasıl gizleriz ağız dil vermez bir geceye? Ve nedir ki gizi, daraldığımız her yerde bir genişlik duygusu verir içimize. Çözemeyiz, de, bu güdük bilinç, bu sığ yürek, bu ezbere yaşamla. Dünya bir testidir, de, Ömür hanım, ömür bir su…Sızar iğne ucu gözeneklerinden zamanın, bir içim serinlik bir yudum mutluluk için. Ve bir gün ölümün balkonundan…dökülür toprağa el içi kadar bir su. Yerde birkaç damla nem, bir avuç ıslaklık…Ölümü bilerek nasıl yaşar insan, geride dünyanın kalacağını bilerek nasıl ölür; bilmek bütün acıların anasıdır, de…
Sars aklımın cılız ayaklarını, kuşat beni. Değişik şeyler söyle ne olur, yeni bir şeyler söyle. Yıldım ömrümün kalıplarından. Beni duy ve anla. Yağmur dindi Ömür hanım. Gökyüzü masmavi gülümsedi yine. Doğa aynı oyununu oynuyor bizimle. Umudun ucunu gösteriyor usulca, iyimserliğin ışığını süzüyor mavi atlasından. Ne aldanış! Bulutların rengi mavi-beyaz mıdır, kurşuni-külrengi mi yoksa?
Gökyüzünü öpmek isterdim Ömür hanım, gözlerimle değil dudaklarımla. Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşımaktan. Delilik mi dedin? Kim bilir…Belki de yerde sürünmenin bir tepkisidir bu, ya da ne bileyim bilinçsiz bir aykırı olmak duygusu. Gökyüzü de olmak isteyebilirdim değil mi? Kim ne diyebilir ki?
Kimseler görmedi Ömür hanım, bu dünyadan ben geçtim. İçimde umudun kırk kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim içinde senin ve benim ağırlığım benim olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına, ben geçtim…Yerini bulmamış bir içtenlik, yanılmış bir saygı ve bir hüzün eğrisi olarak ilişkilerin gergefinde, ördüm ömrümün dokusunu ilmek ilmek. Beni cam kırıklarıyla anımsasın insanlar, savrulan bir yaprak hüznü ve dağınıklığı ile… Yükümü yanlış bedestanlara çözdüm. Ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde. Saatlerce dayak yemiş bir sanığın çözülmesi içindeyim. Ürperiyorum. Bir at kestanesi durmadan yaprak döküyor yalnızlığın sokaklarında, örtüyor ömrümün ilk yazını. İçimde bir çocuk, yalın ayak koşuyor yaşlılığa doğru, binlerce kez yenilmiş umut ölülerini çiğneyerek. Sahi yaşlılık, derin bir iç çekiş, yanılmış bir çocukluk olmasın Ömür hanım?
Teşekkürler👍
❤❤❤
Bunu bana ses kaydı yapmıştın ...
❤
Bugün 2023'ün son günü 2024'e girmeden önce buraya bir tarih bırakmak istedim
Bu bu yıl istediğim tek şey
Her şeyden önce sağlık ve sonra da atanmak . Allah isteyen herkese nasip etsin lütfen gören herkes hatırlatsın❤
@dualarmvar4431Allah gönlünüze göre versin🦚🌼
Aynı dilekler...❤
Oldumu herşey gönlünüzce 🙂
@@sevil8372 gönlümüzce olsun🌸
@@dualarmvar4431 inşallah🤲 🌺🙏
Şiiri ancak yüreği hassas olan insanlar anlar. Yüreği hassas olan insanlarla karşılaşmak dileğiyle...
💔🥀
Umarım hayatımda olacak kişi Şükrü Erbaş’ı bir şekilde tanıyor dinliyor ve aşikardır..
Ne zaman kaybolsam burada buluyorum kendimi.
'YORULDUM BULUTLARI KİRPİKLERİMDE TAŞIMAKTAN'
Binlerce taş saklanıyor içimde.Kim kimin derinliğini görebilir, hem hangi gözle ? 07.01.24
Kendimi hüzünlü hissetiğim günlerden ve hüznüme ortak olsun diye dinlemeye geldiğim şiir.
Sen ne güzel bir şeysin 🕊️🌊görünce beğenin de gelip ansızın dinleyeyim 🥰🤗bizim şiirimizsin sen 💙💛 birlikte dinlemekte nasip olur inşAllah 🌟
Gel hadi dinleyelim
@@gulseverdaghan9639 tamam canım bugün yatmadan dinlerim 🤗🥰
Gel hazır demimiz tazeyken...
@@halilozbay3260 uyumadan dinlerim :)
Dinle:)
Şiiri her dinleyişimde şu kısım beni paramparça ediyor..
"Oysa ben, bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine,
yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla, dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim...."😌
Ooofff çok güzel ya çok çok
Diyor ki 21:00 den sonra olmaz
@@muhammedali2570 istikrarlı olmamışsınızdır belki de ☺️
“Binlerce taş
saklanıyor içimde. Kim kimin derinliğini görebilir, hem
hangi gözle?”
Derinliği olan bi kalpten başka kalbe..
06.11.23
00.20
Bu mükemmel şiirin, dinlediğim en iyi yorumudur. Ayrıca, şiirin daha çok kişi tarafından sevilmesine katkısı olacağını düşünüyorum.
Kesinlikle…
"Kimseler görmedi Ömür Hanım, bu dünyadan ben geçtim. İçimde umudun kırık kilitli sandıkları, elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim icinde senin ve benim ağırlığım, benim olmayan bir garip gülümsemeyle yüzümde, incelik adına, ben geçtim.."
Yolun düşsün bu şiire, bana vazgeçmenin verdiği acıyı yaşa ve vazgeçmeyi yaşa üzül.
7 senedir bu şiiri dinliyorum , T hücresi kalmadı bedenim de insan nefes alan bir varlık olduğunu anladım yaşamın anlamının bu şiirde saklı olduğunu ve şunu düşündüm şair çok şey anlatmış hayattan kim anlamış hangi kalple
Herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni.
Bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise, bir yemek lokantalarda, televizyon, halı, masa ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, varolmaya, 'dar çevre yitikleri'nde önem kazanmaya..
Acı geçiyor. Acı elbette geçiyor, acı çekmiş olmak geçmiyor...
Anlık izlenimler sürekli görünümlerden her zaman daha güçlü, kalıcı, ömürlüdür. Alışkanlıklar öldürür güzelliğimizi, bizi değişmek çirkinleştirir de
Bu şiir nasıl bir şiir biliyor musunuz ?
Her dinleyişte farklı bir cümlesi yarana dokunur "Bak yaran burda, burası acıyor demi" der gibi...
Her dinleyişte acını tarif eder. Herkes de öyle kolay kolay anlayamıyor bu şiiri. Ben de istemezdim, her dinleyişte biraz daha anlamayı...
"Ölümü bilerek nasıl yaşar insan, geride dünyanın kalacağını bilerek nasıl ölür? "
Aynı şeyi düşünüyorum. Yıllardır buradayım, yıllar boyu da burada olacak gibiyim. Ve yine de anlaşılmayan cümleler kalacak şiirde...
❤
Sabırsızlıkla beklenen mektuplar insan evde yokken gelir her zaman.
"oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim."
Yine bir güz akşamı ve biz dönüp dolaşıp geldiğimiz yerdeyiz.. Şiirler iyi ki var....
Ne zaman bunalmış hissetsem bu şiire sığınmak geliyor içimden. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır? Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşımaktan... Yoruldum... Yoruldum... Yoruldum...
Şiir seven bir kalple karşılaşmak dileğiyle.
Amin
Bu şiiri dinleyince tüm hayatım gözlerimin önünden akıyor bir bir içim acıyor😢
En korumasız, savunmasız olan duygular ile dinlemek, en içtenlikle kalbinle almak. Bu çağda hâlâ bunu hissetmek ve hissettirmek ne büyük bir nimet..
Senin için döktüğüm her gözyaşı cennette ırmak olsun sana 💙
🥺🥺🥺
Kimseler görmedi ömür hanım bu dünyadan ben geçtim içimde umudun kırk kilitli sandıkları elimde bir avuç düş ölüsü yüreğim
Öyle bir şiir ki şurası çok güzel paylaşayım diyemiyorsun. Her yeri çok güzel çok anlamlı. Sadece bazen bazı kısımları o an ki ruh halini daha iyi yansıtıyor.
'YORULDUM BULUTLARI KİRPİKLERİMDE TAŞIMAKTAN'
Bu şiir bana seni hatırlatıyor sen ben ve senli düşlerim umarım denk gelirsin bu yoruma
Hayatımda ki en anlamlı şiir. sevğiye ve aşka inanmamı saglayan yada inancımı kaybetmememi saglayan tek şiir. saygıyla anıyorum.
Ne zaman tanıştım bu şiirle bilmiyorum ama ne zaman ki dışarısı beni bunalttığında geldiğm yerdir burası . Teşekkür ediyorum şairimize ve seslendiren dosta .
Acının her rengini tadan kalbim bir de bu şiirde bu seste kaybolmanin sancısını cekiyor 🙏🙏🙏🙏 Çokça uzak bir o kadar yakın bir hayatın yalınayak hayalleri....Çok güzel gerçekten çok başarılı...
Sevdiğimi düşünüp düşünüp ağlıyorum bu şiir eşliğinde tam 3 sene oldu hep aynı hiç geçmiyor. Yağmur yağıyor ömür hanım gökten değil, gözlerimden.
Seni çok özlüyorum kadın
(M)
İlk tanıştığımızda sana bu şiirle gelmiştim ve aradan 4 yıl geçti sana yine bu şiirle veda ediyorum.umarım birgün kendini burda bulursun...olmadı yoruldum tek taraflı çaba beni tüketti...artık adım atmayacağım bitti...
Hoşçakal
Unuttun mu
Unutmamistir ama alışmıştır
Bir gün bir kadın bu şiiri bana dinletirse onunla evleneceğim.
Bunu bana dinleten kadından vazgeçtiğim geceden yazıyorum sana kardeşim bunu dinlemeye geldiğin gece o kadın hala aynı kadın olmayacak artık
Şiir seven kalbe denk gelmek
Yüreği avuçlarımda atan can yoldaşım seni seviyorum 🤍
Ben en çok sevdiğim şeyi kaybettim!
Sevmeyi...
Yüreği avuçlarında atan bir can yoldaşıyla kendimi tükettim. Ben bunun tüy hafifliğinde, huzurlu veya "iyi" bir şey olduğunu sanıyordum. Kendini tüketmenin tahribatını hesaba katmayı unutmuşum. Bunun ne denli korkunç ve yıkıcı olduğunu bilmiyormuşum. Şimdi keşke diyorum onunla o çay evinde oturduğumuzda bunu konuşmak yerine ona en sevdiği rengi sorsaydım. Öyle günlük, sıradan, telaşsız bir sohbet etseydim onunla da o hep oralarda bir yerlerde kalsaydı...
Bu siir beni babamın ölumune hazırladı...🥺 Bu siirde canım babam ve hayatımdaki bütün özlem ve hayalkırıklıklarım var
Babanın nasıl ölümünü hazırlayabilir ki
Keşke herkes şiir okusa,dinlese şiir seven insan kötü olamaz çünkü..
Değil mi.. çok içten, çok samimi, çok gerçek insanların duragidir siir.
@@sultandelibas8397 Herkese nasip olmuyor ben okuyorum da yazıyorum da ne zaman ağlayacak olsam bişeyler karalarım :)
İlk defa bir esere bayılıyorum ve yorum yapıyorum 10 yıldır severek dinlerim
Yağmur yağıyor Ömür hanım...gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına...Ve ben sonsuz
bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum. Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından?
Yine ben geldim ömür hanım kalbimde bin bucak yarası 🥺🥺
Ne zaman yüreğime güz gelse burda buluyorum kendimi
Yine geldim yapraklar dökülüyor içimde...
@@mervekarabulut3039 ilk bahar gelecek inşallah..
Bu gün bilmem Eylülün kaçı
Ve bilmem kaçıncı dinleyişim
Sözü yasaklamalı Ömür hanım yasaklamalı...
Kimsenin kimseyi anlamadığı bir dünyada söz boşluğu dövmekten başka ne
işe yarıyor ki?
Olanağı olsa da insanların yürekleri konuşabilseydi dilleri yerine,
her şey daha yalansız, daha içten
olurdu.
kimseler görmüyor Ömür hanım bu dünyadan biz de geçiyoruz..
😢
Sevdiğim adam derdim sana. Hoşuna giderdi özel hissederdin oysaki o hissin bana tattırdığı, kalbime dokunuşunu, dağ oluşunu, bebeğin gibi sevmeni, gözlerin hele bana bakarken ki gözlerinin duygusun bana hissettirdiği duygudan sana geçişini seviyorum.
Gün Olur
Gün olur pencere buğusunda bulursun özlemlerini, bir çay içimi hasret biriktirir umutların.
Her yudumda Maziye dalar vuslata erersin.
İçini ısıtan bir dost gülümsemesi gelir, yâr gelir, yârân gelir aklına...
Gün olur bir yağmur damlasında bulursun geçmişini, gözyaşlarıyla dost olur her bir damla, akar akar.... Durmaz akar...
Gün olur bir türkü nağmesinde bulursun sevginin ifadesini " Bir of çeksem şu karşıki dağlar yıkılır" dersin.
Her vuruşunda sazının tezenesi, anlatır ayrılıkları... Zormuş be dersin, zor...
Yarına umutla bakarken...
Gün olur bir şiirin satırlarında son bulur sitemler, dökülür dilden kelimeler.Yüreğine bir kor düşer, son noktayı koyarsın ve bir masal daha biter "Bir Varmış Bir Yokmuş" arasında. Gün olur.... Ömrün biter.......
Kırmızı Gül / Uzak Yarım
DÜNYANIN EN İYİ ŞİİRİ DAHA İYİSİ YOK
"durgun sular gibi tükeniyoruz" hepsi bu kadar
Ömür hanımı ,bu kare altında dinlemek en iyisi.🕊️
“Oysa ben bir akşamüstü oturup turuncu bir yangının eteklerine, yüreği avuçlarımda atan bir can yoldaşıyla dünyayı ve kendimi tüketmek isterdim. Öyle bir tüketmek ki, sonucu yepyeni bir “ben”e ulaştırırdı beni, kederli dalgınlığımdan her döndüğümde…”
"Sözün sularini tükettim ben kaynağını kuruttum geriye bir büyük sessizlik kaldı yüreğimde kalabalıklar kalabalıklar kadar büyük.. Yalnızım Ömür Hanım"
Bu kısım son zamanlardaki beni bana hatırlatıyor acı mı bilemiyorum ama kimseye tek kelam etmek gelmiyor içimden söz boşluğa yayılıp gidiyor işte
“Yaşamı düz bir çizgide tutmak tükenmektir” diyor Şükrü Erbaş. Ve ben seninle yükseldim , varlığınla…
Ve ben senin varlığınla kaybettiğim ruhumu keşfettim . Senin varlığın benim nefesim sevgilim . Her kayboluşumda buraya gelip bizi dinleyeceğim sevgilim. İyi ki sen iyi ki biz ❤
Hislerimin şiire dökülmüş hali..🍷🌘
#şükrüerbaş denk gelelim 💙🌵
Yüreğim ağır yükler aldı...
Hafifletir sandıkça zaman, daha da ağır geldi bu bedenime. Ben tükeniyorum ama kederli bu zamanda ağlıyorum, dayanmıyor bu yürek. Koca şehir beni kabul etti de, ben bu şehire sığdıramadım seni , nedennn nedennn dedikçe, ben doğru oldukça daha çok acıdı bu can.
"Yaşama sevinci adına bir tutamağım kalmadı Ömür Hanım. Bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir göz bebeklerimden. Sahi nedir yaşamanın anlamı? Geriye dönüyorum sık sık yanıt aramak adına, yüreğimin silik izler bırakıp ağır yükler aldığı zamanın dehlizlerine.''
Bu şiir beni eşimle tanıştırmıştı..O yüzden hayatımda farklı bir yeri var.🌿 Şükrü Erbaş ve okuyanın yüreğine sağlık ..
Bayılıyorum şu şiire yüreğinize sağlık
hayatimda geçirdiğim en güzel 12 dakika ... başka sözüm yok çok güzel ❤️
Bu şiiri en güzel seslendiren ve hissettiren adam 👏👏👏
17 yaşımdayken bu şiiri dinlemeye başlamıştım. Şimdi 26 yaşındayım ve hiçbir şey değişmemiş. Buraya gelip dinlediğimde hep aynı hissediyorum. İçinde benden çokça şey barındırıyor sanki…🍂
"Yaşamsa gerçekle düşün umutsuz bir savaşı, her şeyi içine alan kocaman bir yanılsama"
Bugün Şükrü Erbaş'ı yakından görme fırsatım oldu. Diyarbakır da bir söyleşi düzenledi. Onu kum ile su şiiriyle tanımıştım. Ne zaman dünyadan soyutlanmak istesem şiirlerini okurum, dinlerim. Bugün kendisini gördüğümde aynı çağda yaşadığımız için içim bir umutla doldu. Çok şanslı hissettim kendimi. İmzalı kitabı da kaptım. Güzel günler göreceğiz. Umudumuzu kaybetmeyelim.❤
D bakıramı geldi ne güzel ya ben hiç duymadım
Sevdiğim kızın sevdiği şiir keşke beni bu şiiri sevdiği kadar sevseydi
Çok güzel bir şiir.
Çok güzel bir sunum.
Emeklerinize ve yüreğinize sağlık..
Yılardır severek dinlerdim ama şimdi hüzünle dinliyorum.
İçimdeki hislerin şiire dökülmüş halisin 💫🌼
Tanımadığımmm gm ve yeni tanıştığım güzel bir kadından armağan bu şiir banaa nee güzel bir kalbin varr nee güzel şiirler biriktirmişsin kendinee ❤
Şifa olsun ruhuna🌼
@@mihri.1903 🌹☘️
bu şiiri dinlemeyi çok severdi, tabi bunu çok sonradan öğrendim. ona çok geç kaldım, yanımda geçip gitti. dünyanın en özel insanıydı, onu bu kadar sevdiğimi bilmiyordum ve halen ne kadar sevdiğimden emin değilim. bildiğim tek bir şey varsa o da zaman geçtikçe, ona olan sevgim daha da büyüyor. Onsuz kendimi hep yarım hissedecem galiba. asla başkası veya başka bir şey onun yerini durdurmaycak gibi. ama bu durum beni daha da mutlu ediyor. bir kalbimin olduğunu bana söylüyor. eskiden çok bencil ve gamsız biriydim. ta ki onu tanıyana kadar. gerçekten çok özlüyorum onu. ama öyle bunu derken bile haya ediyorum. ona duyduğum aşkı dile getirmeye utanır gibiyim. umarım hep mutlu olur.
Eser Bey daha çok şiir seslendirebilir misiniz,sesiniz sanki şiir için yaratılmış, çok güzel bir sesiniz var,her seferinde açıp açıp dinliyorum, sesiniz huzur veriyor 💙
Gecesiz sabahlara uykular öksüzü bir çocuk uyanıyor bu bir acıdır
Ömür bir su....... Beğeninde tekrar geleyim
Bu şiir beni ayrı bir atmosfere götürüyor herkesten uzak beni anlayan, anlatan bir parça gibi
Yaşama sevinci adına bir tutamağım kalmadı Ömür hanım. Bir garip boşlukta çiviliyim günlerdir gözbebeklerimden. Sahi nedir yaşamın anlamı..?#şükrüerbaş🤍🌵
Çok sevdiğim biri tarafından dinledim çok güzel bir şiir insanın yüreğine dokunuyor..
Sen nekadar güzel bir şiirsin...
Gecenin 4'ü ama halen seni unutamadım...
Keşke anlatabilseydik de ah keşke anlayabilseydiler bizi..
Yasamak zorundayim… sana ragmen, sensizlige ragmen… bosluktayim.. seslensem kim duyar sesimi? Ölüyorum ben.. yavas yavas..
Gulusu size cok guzel geliyorsa, bilin ki kaybedeceksiniz onu..
Gulusun cok guzeldi adamim… los isikta yesil gözlerini hafif kapatirken gulumsemistin… cok guzeldi… fakat sen hic benim olmadinki ben seni kaybedeyim…
Depremde kaybettiklerimden sonra yüreğim bu şiire daha çok denk geliyor. Zor zamanlarımda bana eşlik ediyor ama kendimi yaşamaya alıştırmaya çalışırken bir o kadar da yaşamaktan uzaklaşmaya çalışırken denk geliyorum. Hayat denk geldiğimiz şiirleri bir daha denk gelemeyeceklerimiz uğruna dinletiyor…. 3:17
Ben de depremden beri kendimi burada buluyorum. Yaşamak oyle anlamsiz geliyor ki artık, her şey, okumak, gezmek, herhangi bir sey yapmak bu aptal hayat için.. Nasıl duzelicez, nasil tekrar hissedicem bir seyleri bilmiyorum, sadece her seyi bir görev gibi yapiyor kimse sormasin diye herkese gülüyorum. Zaten hicbir sey iyi degilken şimdi de her sey bitmis gibi her sey anlamini yitirdi
@@cagladuru8412sizleri en çok yoran ne en büyük eksiklik hissettiginiz
Kaç sene geçerse geçsin benim ruhum hep burada dinlenecek.🤍
Beni bu güzel eseri dinletmeye vesile olan hayatımın anlamı kadınım Nur'a çok teşekkür ederim 🥰
Şu an konuşmadığım bir arkadaşımdan öğrenmiştim bu şiiri. Güz geldi de geçiyor Ömür hanım. Ben yine bu şiire döndüm.
Bütün acılara, dokunaklı bir haykırış.
Gökyüzünü öpmek isterdim Ömür hanım, gözlerimle değil dudaklarımla. Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşımaktan. Delilik mi dedin? Kim bilir...Belki de yerde sürünmenin bir tepkisidir bu, ya da ne bileyim bilinçsiz bir aykırı olmak duygusu. Gökyüzü de olmak isteyebilirdim değil mi? Kim ne diyebilir ki?
Yıllar sonra şimdi mutlu dinliyorum bu şiiri. Şükür. Umarım herkes mutlu dinler şiirleri🌼
Her dinlediğimde içimden bir parça kopuyor gibi, buna rağmen sınırsız dinlemek istiyorum. Bu kadar anlamlı bi şiiri yazabilmek için neler verilmiş acaba hayattan. Okuyup Dinlediğimiz için çok şanslı olmalıyız. İyiki 🤎
...en büyük hünerimiz kendimize karşı olmaktır....
İnsan en çok da kendine yabancı
Yağmur misali gözler ile
Bahara işlenir tebessümler.
Ötüşlerdeydi umut oysa
Ama insan yabancıydı
Ve kendine yalancıydı
Bağıra bağıra susmayı
Kendine müebbet verdi
Çünkü insan kendine yabancıydı
....
Bu aralar şiir dinliyorum kendimi arıyorum şiirlerde şarkılarda yüreğime gördüğüm anlatamadığım herseyi kulağıma yüreğimden yine yüreğime fısıldıyor bu aralar şiir dinliyorum
Güzel yüreğinize emeğinize sesinize sağlık hocam 👏💜
Herkes dinleyemez dinlesede anlayamaz insanın ruhuna işliyor 😢
Yine ağlattın beni ömür hanım😢😢😢
Hayatımın her doneminde dinleyebilecegim derin anlamli bir şiir.
Aşkın en güzel yaşandığı şiir
Okkalı bir gülümseme bıraktım , oklarını sırtıma saplayanlara..
Oysa zarif yüreğim müsaitti, kaba bir sözle bile yıkılmaya..
Madem hayat bir oyun ve hileli yüzleri var..
Kalktım ayağa, koydum hayatımı ortaya ..
Vazgeçmek yok..
Ben kazanmadan asla.....
Kimseler görmedi ömür hanım bu dünyadan ben geçtim .. canım çok acıyor..
Ömrümün en güzel ömrü olan insanım sevdiği bu şiiri benden en güzel güzel kalpli kadından bana armağan olduğu için ona teşşekür ederim 🌏
Bu hayatın yıkıcı sözlerinden yorulup kaçamağım olan yersin. Sen nasıl güzelsinn. Bana masumiyeti hatırlatansın..