Oscar Wilde kısmına ek olarak ; ''Eğer aşağı doğru akan bir su düşünebilen bir varlık olsaydı, kendi özgür istenci ve iradesiyle aşağı doğru akmakta olduğunu düşünürdü.''
Bu yinede ozgur iradeli olmadigini gostermez insanın veya dusunen bir suyun.Daha fazlasina ihtiyac var en azindan bunu savunabilmek. Çünkü özgur irade dedigimiz sey zaten secenekler arasindan istedigini secmek degil mi hatta secenek yaratmak potansiyel secenekleri bulmak?Burda Bir secim soz konusu ama bir insan kalp krizi gecirdiginde bu durumun onun ozgur iradesi disinda kendi secimi disinda gerceklestigini bilir ve ona ozgur irade demez dusunebilmesine ragmen kalp krizi kendi disinda gerceklesir bu onun ozgur iradesi olmadigi anlamina gelmez su ornegi insanin kalp krizi dir kendi seciminden bagimsiz vucudunun isleyisine devam etmesidir yani iradesi disinda gerceklesir ve buna ozgur irade demez zaten ozgur irade dedigi sey secimler arasindan secim yapmak secenek yaratmak.Bu konuda alvin plantinga ozgur iradeyle ilgili goruslerine bakabilirsin
@@gn9941 bir bedenin var ve bu beden, etkilemeye ve etkilenmeye açık. Yani fizik yasalarına tâbi. Bu durumu kolayca kabul ediyorsun. Fakat iş iradeye gelince kabul edemiyorsun. Bu evrende varolan her fiziksel sonucun bir nedeni olduğu gibi irade dediğiniz şeyin de bir nedeni var. Yani irade kavramı, nedensellik ilişkilerinden muaf olamaz. Bu durumda insanın yaptığı tercihler, seçimler ve aldığı kararların nedenleri var ve siz bu nedenlerden bihabersiniz. Bu bilgi eksikliği ise sizi özgür irade yanılsamasına düşürüyor. Plantinga oku demekle tartışma olmaz.
@Nazir Cihangir Islam Heidi Ravven’in geçtiğimiz yıl yayımlanan bir kitabı- nın adı Türkçe’ye şöyle çevrilebilir: Kendinin ötesindeki Benlik: Alternatif bir Etik Tarihi, Yeni Beyin Bilimleri ve Özgür İrade Miti. Bu kitabın bir radyo tanıtımında yayıncı programına şu ismi koydu: “Spinoza’nın Bildiği ve Sinirbilimin Şimdilerde Keşfettiği Şey Neydi? özgür İrade Diye Bir Şey Yok!” Ravven’in kitabında ayrıntılarıyla gösterdiği gibi, Spinoza sahiden de ancak yirmibirinci yüzyıl bilimi sayesinde nedeşecek pek çok olguyu yaklaşık üç yüz elli yıl önce kendi öğretisinde açıklamıştı (Ravven, H.> 2013). Bu çok az filozofun başarabildiği bir şeydir. Filozoflar doğru sorulan sormakta ve doğruyu arama sürecini tetiklemekte her zaman önderdirler, ama doğru yanıta giden patikaları sezdirmek konusunda her zaman güvenilir olmayabilirler. Onlann düşüncesinin derinlik ve genişliği çoğu zaman bizi sorunların hakiki güçlüklerini keşfetmeye sevk eder. Spinoza ise bununla yetinmemiştir. Kendimizi kararlarını bilinçli alan, o kararlara göre de özgürce eyleyen varlıklar gibi duyduğumuz açıktır. Az önce kendime bir kahve almayı düşünmüş ama son- ra masamdaki yarım bardak soğuk suyu içtikten sonra kahveyi almamın daha iyi olacağına hükmetmiştim. Ni- tekim öyle de yaptım. Besbelli bu tercihi benden başkası yapmamıştı. Suyumu bitirdikten sonra kahveyi almayı seçen özgür bir “ben” vardı ve seçimini hayata geçirmişti. Gündelik yaşamda olup biten pek çok şeyde bu türden bir fail öznellik bulduğumuz, söz konusu kendi eylemlerimiz olduğunda da tastamam özgür iradeyi en derinlerimizde hissettiğimiz doğrudur. Bunda şaşılacak bir şey yok! Ama konuya biraz dikkatli bir düşünüşle eğildiğimizde, tam da şaşırmamız gerekenin bu olduğunu fark ederiz: Özgür irade inancı bu denli kuşku götürmez biçimde içimize nasıl ve ne zaman yerleşti? cevabı sana bırakıyorum
Popüler felsefe yapmakla eleştiriliyosun ama spinoza anlatanlarla kıyasladığımda gerçekten çok iyisin. Çünkü çoğu edebiyat parçalıyorlar ki , Spinoza edebiyat yapmadan, gayet kuru bir dille anlattı felsefesini. Tekrar tebrik ederim.
hanımefendinin konuya ne kadar hakim olduğu ne kadar çalıştığı ortada bunun için tebrik etmek lazım. ama RUclips’un sanırım zorunlu hissettirdiği bu tempoda felsefe konuşmanın zor olduğu kanaatindeyim. ulus baker’in sanat ve arzu seminerlerini defalarca dinlemiş biri olarak kıyasınızı tekrar düşünün derim. video temposu not almayı bile zorlaştıracak kadar hızlı. ama kaynak vermiş o güzel. videoyu izleyip kaynaklara bakacak olsak tekrar konuya dönene dek kanal kapanmış olur. bu z kuşağını 3 saniyede yakalamalıyız kurgusu bütün RUclips içeriklerini aynı biçime soktu ki asıl sorunum onla vesselam
@@semx6122 Ulus Baker'in sanat ve arzu seminerlerini bende defalarca izledim. Dikkat ederseniz, kıyaslamamı Spinozayı yanlış aktaranlarla ( edebiyat parçalayanlarla) ilgili yaptım. Dilara hanım net bir dille yanlışsız aktarmış. Videonun amacı zaten spinoza felsefesini detaylı analiz etmek değil, Spinozayı tanıtmak olduğu için bence başarılıydı. Fakat Ulus Baker'in spinoza okuması kadar derin değil tabiki. İlgilenenler varsa sözgelimi:) ileri aşamalar için bende tavsiye ederim Ulus Baker'in seminer dizisini.
Felsefeye çocukken ilgim vardı fakat hayat koşulları yüzünden sadece bakınarak geçirdim üzerine eğilme fırsatım olmadı ve bu kanalı yeni keşfettim. Diğer kanallara oranla gerçekten çok beğendim, dediğinizi doğrulamış oldum bir çeşit :) Spinoza bilgim dahilinde değil ama madem burada rafine birkaç kişisiniz size sorayım sorumu belki dönersiniz. Özgür iradenin varlığından söz edebilmemiz için minimum yeterli özgürlük ortamında olmamız gerekmez mi? yani beyninin belirli bölümlerinin aktive edildiği denek zaten özgür bir ortamda olmuş olmuyor ki en başta ? (her ne kadar rıza vermiş olsa da) orada doğanın kendisinin değil insanın kendi isteklerine göre oluşturduğu bir ortam var sonuçta.
@@caglayesimoglu1107 Sana özgür iradenin doğuşunu anlatayım. Babanın annen ile çiftleşmesi sonucu babandan gelen milyonlarca sperm ile dünya'nın en kalabalık maratonunu muhteşem performansinla diğer rakiplerini geçerek altın madalyayı kazanarak annenin rahmine yerleşmen özgür iradenin doğuşudur. Spinoza beş para etmez bir adam.
felsefe muhabbeti yapılan bir kanal ve 127 bin abone. bence gelecek için olması gerekenden fazla karamsarız. evet saçma sapan hesapların belki milyonlarca takipçisi var ama bir felsefe kanalı için 127 bin takipçi demek gerçekten çok şey demek. bu insanları bir araya toplamak da büyük iş. dilozofa da bu vesileyle teşekkür edeyim.
Bence İbrahimi dinden yani islamdan yola çıkarak panteizmi anlamak daha çok yol açıcı olur, görüşündeyim. Diğer düşünce tarzlarının sonu yok, devamlı üretirsin. Spinoza 323 sene önce düşünmüş şimdilerde ise olay aynen devam ediyor.Ha işte bu dememiz mümkün değil. İbrahimi dinler konuyu bir noktaya bağlamışlar. Diğerleri daha asırlar boyu araştıracaklar.
İnsanın özgürlüğünün imkanı kısmında aklıma ismi lazım olmayan bir yazarın şu satırları geldi: “Bir bakıma, insan gördüklerinin toplamı kadar uyanık, görmediği şeylerin sonsuzluğu kadar uykuda oluyor.”
“Spinoza pek çok açıdan zamanının çok ilerisindeydi, ama sadece bu da değil: Bizim zamanımızın da ilerisindedir. Spinoza ‘mucizesi’ derken kastettiğim budur.” Frederic Lenoir 16 aralikta cumhuriyet gazetesinde hakkinda bir yazi ve kitap tanitimi vardi,kitap listeme ekledim.spinoza dayımı yahudi cemaatinden kovmuşlar.
Verdiğim kararları gerçekten kendimin mi verdiğini uzun zamandır sorguluyordum. Neden bazı konularla ilgilenmek ilgimi daha çok çekiyordu? Neden o kişi onu yapmayı sevmiyordu da ben seviyordum? Neden bazı olaylara verdiğim tepkiler diğer insanlardan daha farklıydı? Açıkçası birçok insan bunu "her insan farklıdır, hepimiz birbirimizden farklı olduğumuz için farklı düşünür ve farklı tepkiler veririz" diye yorumlar ve tartışma sona erer. En klasik cevaplardan biri olan bu sözler, bana bir türlü yeterli gelmiyordu. Çünkü seçtiğim şeyleri aslında kendimin seçmediğini düşünüyordum. Seçtiğimi sanıyordum ama oysaki gerçekten ben seçmiyordum. Yüzde yüz bir özgür iradeye kesinlikle sahip değildim ama bu özgür iradenin yarısı da benim değildi. Hatta hiçbir payım yoktu seçimlerim üzerinde. Doğduğum aile ve çevresel faktörlerin etkisiyle örülmüş çocukluk belleğim ve bilinçaltım, yaşadığım çağ ve o çağın gerekliliklerine göre bir hayatım vardı sonuçta. İşte tam da bu yüzden özgür iradeye sahip olabildiğime inanamakta güçlük çekiyordum. Bazı alanlarla neden ilgili olduğumu, neden farklı tepkiler gösterdiğimi, neden bir şeyi seçerken diğerlerini seçmediğimi (ayrıca aradan yıllar geçtikçe değiştiğimizi ve eski bizle şimdiki bizin aynı olmadığını düşünürüz fakat yıllar önce karşılaştığımız bir olay ya da durumu şimdi yaşadığımızda verdiğimiz tepkiler veya oluşturduğumuz düşünceler aynıdır. Bunun sebebini de hâlâ sorguluyorum. Genellikle unuttuğumuz için tepkilerimiz yine aynı olabilir fakat bu bile bizim değişmediğimizi gösterir aslında), neden belli bir karakterim olduğunu açıklayamıyordum. Bunlarla alakalı pek bir araştırma yapmamıştım, sadece uzun uzun düşündüm ve kafamdakileri not aldım hatta ileride imkanım olursa diye bu olayı kanıtlayabileceğim uygulamalı deneyler yazdım. Daha da ileri gidemedim maalesef. Yazdıklarım, diğer notlarımın arasında sıkışıp kaldılar. Ayrıca o zamanlarda sık karşılaştığım klasik bir söz grubu vardı, "başına neyin geleceğini seçemezsin ama vereceğin tepkiyi seçebilirsin." Şimdi, özellikle de bu videodan sonra tebessümle okuyorum bu sözleri. Çünkü insanın, bir şeyleri kendinin seçebildiğine inanmaya ihtiyacı var. O zamanlar bu sözü gördüğümde karşı çıkmıştım, verdiğim tepkileri de seçemem ki diye. Fakat sonraları fazla muhalefet olmamaya karar verdim. Belki de ben yanlış düşünüyorum diyerek zihnimde dolaşmaktan sıkılmış bu fikri rafa kaldırdım. Ancak şu videoyla beraber Spinoza gibi düşünmüş olmam beni hem şaşırttı hem de daha fazla düşünmek ve daha fazla sorgulamak, soru üretmek için umutlandırdı. Keşke bu düşüncem üzerine bir şeyler daha yazabilseydim ve birkaç araştırma yapabilseydim dedim. Çünkü sadece zihnimde dolaştırarak fikrin canını sıkmış olucam ki fazla üzerinde durmamamı söyledi :)
@Muon Tau Sana inek sütünün de faydasından ziyade zararları da olduğunu söylesem peki, içmeyi bırakabilir misin? Başkasının sağlığını düşünmek, onun ona söyleyeceklerime muhalif sözler sarf etme ihtimalini düşünmeden, okuduğum makalelerden edindiğim ''bilgi''leri aktarmaya çalışmak da benim deneyimim olsun varsındı şimdi.
@Muon Tau en sevmediğim insan tipi. Sigara keyfinde de sigara zararlı ama ha haberin olsun falan. Lan gerizekalı biliyoruz zaten sigaranın da kahvenin de zararlı olduğu bilgisini sizden öğrenecek kadar salak değiliz. 5 yaşındaki çocuklara söyleyin.
Ya Selin hanım keyif aldığı bir atmosferi ifade etmiş siz olayı nerelere taşımışsınız. Konudan sapmış adeta sabote etmişsiniz. Bu bilgileri araştıran herkes öğrenir bunun yeri burası değil arkadaşlar. Video Konusu hakkında tartışmak daha gerçekçi ve akılcıdır diye düşünüyorum saygılar
Felsefeye dair hiçbir ilgim yokken, bir videonuza denk geldim ve ilk yüklemiş olduğunuz videodan itibaren izlemeye başladım. Bugün tüm videolarınızı bitirmiş oldum ve hayatıma yeni bir "güzelliği" yani "felsefeyi" kattığınız için çok teşekkür ediyorum.
Şimdi anlatis harika, ses iyi , yalın net... Belliki sipinizadan da çok etkikenmissin. Bu kadar kelam bu kadar emek varlıktan bağımsız bir tanrıyı inkar etmek içinse çaban boşa. Yok geçmişten günümüze bizlere düşünürleri, tezlerini anlatmak ufkumuzu açmaksa eyvallah. Ancak ben de destekliyorum burası mantıklı diğeri yanlış diye araya sikistirdigin cümleler bizleri etkileme amacı guduyorki bunu yapma. Bak ben geldim dinliyorum öğreneyim diye. Amacım kimler nasıl düşünmüş. Yoksa tanrı inancını sokup atamazsın. Sipinizaninn fikirlerinin pek çoğunun cevabı kuranda var. O nedenle hiçbiri de bana mantıklı gelmiyor. Varlığın vwrliligini sürdürme veya hiçliğin hiçliğin sürdürme eğiliminin bir kanıtı da yok. Bu evrenin sonsuz olduğu da bir fikirdir kesinlik yok. İspatlanmadi hala. Bunlar ispatlanmış gibi kinusmamalisin. Idealari sun açıkla yeter. İnandırmaya çalışma.
Biliyor musunuz, Kelam ilminde özellikle Allah'ın sıfatları konusunda "irade" meselesi tartışmalıdır.Mesela Allah'ın sıfatlarının gereğini yapması zorunludur.Ornegin yaratıcı sıfatı gereği yaratmalıdır, şafi sıfatı gereği de şifa veren olmalıdır.Fakat bu dışardan bir zorlama değil içkin/dogasi gereği bir zorunluluktur. Peki alem nasıl yaratılmıştır.? Allah, zorunlu olarak taşmış ve bütün alem bu zorunlu yaratim/tasmaktan oluşmuştur. Buna Sudur teorisi denir.Pek kabul edilmese de Islam literatüründe Farabi ve Ibni Sına'ya ait böyle görüşler de mevcut.
"Rüzgar gibi olun..." Birkaç ay önce üniversitede kardeşinize rastlayıp size selam yollamıştım. İnanılmaz bir tesadüftü benim için. Aslında kardeşiniz benim öğrencim hiç olmadı. Sadece bir kere bir sınavda gözetmen olarak onların sınıfında bulundum ve aramızda kısa bir sohbet geçti. Onu 90ların rock gruplarından "Extreme"in solistine benzetmiştim ve bunu duymak onun da hoşuna gitmişti:) Epey zaman sonra size ve harika kanalınıza ulaşmam ve videolarınızdan birinde kardeşinizi görmem ve tanımam ve sonrasında onu üniversitenin bahçesinde görüp, sadece size selam yollamak ve hayranlığımı iletmek için heyecanla konuşmam büyük bir düzenin planlı bir parçası olmasa gerek:) Yaşamanın ve yaşamın içinde mutlulukla var olmaya çalışmanın bir parçası sanırım. Rüzgar gibi olmak... Harika ve ilham verici... Kendinize çok iyi bakın... Sevgiler...
10. sınıf öğrencisi olarak felsefeyi zaten aşırı seviyorken sayenizde daha ve daha çok sevmeye başladım. Şanslı biriyim ki tamda spinoza ile ilgili bir araştırma ödevim vardı. Ve bu seri işime çok yaradı. Çok çok teşekkürler....
1- Tanrının yarattığı insan dahil şeylerde özgür irade olamaz. Özgür irade tanımı gereği sadece varlığı kendinden menkul Tanrıda olabilir. Çünkü özgür irade, sonsuz olasılıklar kümesinden bir öğeyi herhangi bir engelle karşılaşmadan seçebilmektir. Bu da sonsuz seçenekler kümesini tanımlamayı gerektirir ki bu da tanrısal bir olgudur. 2- Özgür irade varsa ve insan; tecavüz, cinayet gibi bir başka insanı etkileyecek bir kötülük yapmayı seçerse, bu durumda kötülüğe maruz kalacak olanın özgür iradesiyle bu kötülüğe maruz kalmamayı seçmesi nasıl sağlanabilir? Cinayet gerçekleşirse maktül, aksi durumda cinayete teşebbüs edenin özgür irade seçimi gerçeklenecektir. En az bir insanın özgür irade seçiminin gerçekleşmeyeceği kesindir. Bu durumda kötülük varsa, özgür iradenin aynı anda tüm insanlar için var olamayacağı kanıtlanır. Bu durumda Tanrı özgür iradeyi bazı insanlara vermiş olabilir ki o zaman da Tanrı hem adil olmaz hem de bu ayrıcalığı kötülere vermiş olur.
Konular, anlatım ve bilgiler muhteşem ama Spinoza bizi aştı. Anlayabilmek için temel bazda fizik, matematik, sosyoloji, mantık, psikoloji ve tarih bilmek gerekiyor. Tabii bunlar felsefeye zemin hazırlamak için. Çok teşekkür ederim emeklerinize sağlık.
İlahi bir yaradıcı tarafından sınav amacıyla yaradılıp , sonucunda sonsuz yaşama başlamak akla mantığa ve bütün değerlere aykırı bir önermedir, yani aslında amaca ulaşmak amaçsızlığın en gerçek hâlidir, düşünsenize sonsuzlukta bir canlı ne yapabilir, amaçsızlık ile ne kadar mutlu olabilir, büyük çoğunluğun sorgulamadan kabul ettiği aslında bir hayalî fikir olan tanrı bile kendi amaçsızlığını, mitolojiye göre melekleri insan ve diğer canlıları yaratarak can sıkıntısını gidermeye ve bir amaç edinmeye çalışmış, tanrı inancı taşıyan her kim inandığı tanrının niçin melek ve diğer canlıları yarattığını mantıklı bir açıklama getirmesi mümkün değildir, kısacası aslında dinler ve Tanrı vardır iddiası daha hikayenin en başından akıl ve mantık dışı bir önermedir.
oda yok canlılık üzerine yaşıyoruz belirli şartlarımız var ve bu psikolojiye göre yöneliyoruz yani tanrı bile özgür iradesiz diyebiliriz (eğer varsa ki yok)
Biyolojik varoluşun sürekli varolmak ve sürekli ileriye evrilmek istediği gibi, bilinç ve ruh da bunu ister. Bilincin yükselişi deneyimlerle olur. Maddesel ve metafiziksel (ki artık kuantum fiziği ile kabule gelmiş enerjisel oluşumumuz) deneyimler, kaynağı (tanrısal enerji, üst bilinç, tüm varoluş bütününü vb.) yani ortak bilinci besler. Sürekli evrilmesine sebep olur. Sürekli deneyimler döngü süreçleri bu yüzdendir. Eylemlerimizi etkileyen beyin sinyalleri deneyine ek olarak; doğrusal zaman kavramı yalnızca bu düşük titreşim boyutunda mevcuttur. Üst boyut katmanlarında zaman kavramı yoktur, ya da tüm zamanlar aynı anda vardır diyebiliriz. Düşük titreşim dememin sebebi; burasının maddesel boyut olması, yani atomaltı parçacıkların daha sık ve daha yavaş titreşerek maddeyi oluturması. Eğer daha hızlı titreşselerdi ışık hızını aşar ve somut madde olmaktan çıkarlardı. Bu sebeple yüksek titreşimli üst boyut katmanlarından, yani avatarımızı yöneten yüksek bilinç parçamızdan, tanrısal katmanlardaki yüksek frekans kaynaktan veya ortak bilinçten gelen komut, bu boyuta indirgendiğinde; bedenimizdeki monitörün izdüşümünü algılamamız ve eyleme dökmemiz arasında zaman kayması olması normaldir. Bu komutu yüksek bilinçten alıyor olmamız, kararlarımızı bizim vermediğimiz anlamına gelmez. Çünkü o da bizizdir. Ara katmanlardaki yüksek benliklerimiz de, kaynak da, ortak bilinç de, tüm varoluş da bizizdir. Birizdir.
şimdi şöyle bir duralım ve şu soruyu soralım madem özgür irade yok bunu bildikten sonra insan kendini nasıl hissetmeli durmalı mı yoksa hıhh deyip olağan hayatına devam mı etmeli bu bilginin bilinmesi neyi ortaya çıkarıyor
Merhaba; Öncelikle bu içerik için teşekkürler. Spinoza'nın en zor anlaşılan kısmı determinizm ve özgür irade yaklaşımıdır. Sizin örneklerinizden bile bazı kafa karıştırıcı sorular çıkabilir. 1. Birisini öldürmek üzereysem o an neden sonuç ilişkisini düşünüp bundan vazgeçebilir miyim? 2. Başka biri için sorumluluk almak, başka birinin hakkı için mücadele etmek benim belirleyeceğim şeyler mi? Neden sonuç zincirinde hayvan sevgim determine edilmemiş ise sevebilir miyim? Bu sorulara Spinoza evet diyor benim Ethica okumalarımda (Ethica 5. Kitap 10. Önerme). Siz ne düşünüyorsunuz? Paylaşırsanız çok sevinirim.
Bende insanüstü bir Tanrı fikri varsa, Ben aslında Tanrıyıda deneyimleyemediğime göre bu fikir bana nerden gelmiş olmalı? O halde Tanrı vardır. Tanrı olmadan bizim Tanrı fikrine sahip olmamız mümkün değildir. MÜMİN OLMAK İNSANOĞLUNUN KADERİDIR.(ÖLÇÜSÜDÜR) Hiç şüphesiz, biz her şeyi kader ile yarattık. ( 54 - KAMER 55/49. Ayet ) Kader: ölçü, ayar demektir. Her şey bir ÖLÇÜ üzere yaratılmış. Allahu Teala hiç bir şeyi RASTGELE YARATMAMIŞTIR. Herşeye bir ilahi yazılım, ilahi program yüklemiş. Her şey ona göre hareket etmek zorundadır. İNSANOĞLUNUN KADERİ (ÖLÇÜSÜ) NEDİR? Ceptelefonlarimizi kendimizden iyi tanıyoruz. İNSANOĞLU KENDİSİNİN CAHİLİ. 1- AKIL SAHİBİDİR. Akıl "Bağ kurmak" demektir. Görünenle Görünmeyen arasında bağ kurar. Görünen varlıklarla, görünmeyen gerçekler arasında bağ kurar. Gerçek şu ki, Allah katında yaratıkların en kötüsü (tehlikelisi) aklını kullanmayan sağırlar ve dilsizlerdir. ( 8 - ENFÂL 75/22. Ayet ) Yoksa, onların çoğunun işittiklerini veya aklettiklerini mi sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, hatta yolca daha da şaşkındırlar. ( 25 - FURKÂN 77/44. Ayet ) Aklımızı kullanmayınca ne yaparız? Gördüğümüzü gerçek zannederiz. Asıl gerçekliklerle bağımız kopar. 2- ÖLÜMSÜZLÜK DUYGUSU VARDIR. Sürekli yaşamak isteriz. Ölüm Korkusu; hep yaşamak istememizin ispatıdır. Yaşadığımız hayat, yapısal özelliğimizle örtüşüyormu? Biz ölmek istemiyoruz, ama yaşadığımız hayat ölümlü. Biz bu hayatın adamı değiliz. Her insan ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz. ( 29 - ANKEBÛT 69/57. Ayet ) Ölüm son değil, Ölümsüzlüğe geçiş. 3- BÜTÜN ARZULARININ HEMEN GERÇEKLEŞMESİNİ İSTER. İnsan hayır istiyormuşcasına şer ister ve insan çok acelecidir. ( 17 - İSRÂ 111/11. Ayet ) İnsan gerçekten pek hırslı yaratılmıştır. ( 70 - MEÂRİC 44/19. Ayet ) Yaşadığımız hayat içimizdeki bu gerçekliklerle örtüşüyormu? Bu dünya hayatı bütün arzuların gerçekleşeceği bir hayat değilken. Orada kendileri için diledikleri her şey bulunur. Katımızda daha fazlası da vardır. ( 50 - KAF 45/35. Ayet ) Bizde var olan duygular, Cennete inanmayı zorunlu kılar. Umarım, bir gün herkes ünlü ve zengin olur. hayal ettiği herşeye kavuşur ve böylece asıl cevabın bu olmadığını anlar. Jim CARREY 4- VİCDANLARDA ADALET DUYGUSU VARDIR. İnsana haksızlık yapıldığında kızar. Bu dünyada adalet varmı? Bu hayat adaletin gerçekleştiği bir yermi? Zalim çektirdiği acıların karşılığını göremeden ölüyor. İçimizdeki adalet duygusu, MUTLAK ADALET GÜNÜNÜN olması gerektiğini mecburi kılıyor. Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır. Allah onlara yaptıklarının karşılığını verir, kendilerine aslâ haksızlık yapılmaz. ( 46 - AHKÂF 35/19. Ayet ) Yeryüzü rabbinin ışığı ile parıldamış, (tüm yapılanların kayıtlı olduğu) kitap ortaya konmuş; peygamberler ve şahitler getirilmiş, aralarında adaletle hüküm verilmiştir. Onlar asla haksızlığa uğratılmazlar. Herkese yaptığının karşılığı tam olarak verilir. Çünkü Allah onların ne yaptıklarını en iyi bilendir. ( 39 - ZUMER 75/69-70 Ayet ) 5- ZAYIF YARATILMIŞ, ÇARESİZ. Allah sizden (yüklerinizi) hafifletmek istiyor. Çünkü insan zayıf yaratılmıştır. ( 4 - NİSÂ 176/28. Ayet ) Bir yere kadar çabalıyorsunuz, bütün imkanlar bitiyor. SIĞINMA İHTİYACI HİSSEDİYORUZ. Kendini bilen Rabbini (Sahibini) bilir. Rabbim ben sana mecburum. Ben, cinleri de, insanları da, yalnızca bana kul olsunlar, (başkalarına kul olmasınlar) diye yarattım. ( 51 - ZÂRİYÂT 60/56. Ayet ) Özgür iradeyle kulluk. Biz herkesin dünyadaki amelini kendi boynuna doladık. İnsan için kıyamet gününde, açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız. ( 17 - İSRÂ 111/13. Ayet ) Özgürce seçmek. Biliniz ki Resulullah aranızdadır. Şayet o birçok işlerde size uysaydı, mutlaka sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah size imanı sevdirdi ve onu kalplerinizde süsledi. Küfrü, fıskı ve isyanı da çirkin gösterdi. İşte doğru yolda olanlar bunlardır. ( 49 - HUCURÂT 18/7. Ayet ) İmanı sevdirmiş. Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirene, Sonra ona kötülüğü ve ondan sakınmayı ilham edene. ( 91 - ŞEMS 15/7-8 Ayet ) İnsana yüklenen program. SONUÇ OLARAK: O (Allah'a yönele)nler, iman eden ve Allah'ı anmakla kalpleri huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur. ( 13 - RA'D 43/28. Ayet ) Kalpler sadece Allahı hatırlamakla tatmin olur. İNSANOĞLUNUN KADERİ ALLAHI HATIRLAMAKTIR. Mümin olmak insanoğlunun kaderidir.
Mesela Dunyada Yaşamak İçin Kurallar Var. Kurallar İnsanı Yaşatyo Hayatı Var Ediyor. Yani Örneğin İnsanların Evlenmesi Bir Kural. Hadi Sıkıysa Herkes Ben Evlenmiycem Desin Özgür İradesiyle, Diyebilirmi? Yada Ben Robotum Kardeşim Yemek Yemem Su İçmem Tuvalete Gitmem Desin Sıkıysa Hadi. Bunları Diyemeyecekse Eee Yanii Nerde Kaldı Özgür İrade
Tanrı herkesin ve her şeyin bütünü olabilirmi.Tüm her şey. İçinde bulunduğumuz evren henüz keşfedilememiş tüm evrenlerin tamamı sen ben hepimiz. Bir insanı oluşturan hücrelerin,içimizde yaşayan bakterilerin tanrısı insanın bütünü olabilir mi ? Bize çok büyük görünen her şey gezegenler evrenler falan aslında bir canlının tek bir atomu olabilir mi? Şu yorumu yaptıktan 5 dakika sonra bu videoyu izlemek 😊 Spinozacıyım galiba :)
Spinoza tanrı doğa kavramı ile, materyalizme idealist bir sızma yaratmaya çalışmıştır. Bunu oldukça ilkel bir şekilde yapmaya çalışan Spinoza'nın ontolojisi çok ilkel ve basittir.
@@gr645 mutezile ve maturidi... bunlar Ehli sünnet kelamcı ekolün önde gelenlerinden dir aralarında fikir ayrılığı vardır Benim bildiğim kadarıyla eşariler ozgur irade yoktur der maturidiler vardır der zaten özgür irade olmazsa bu dünyada sınav olmaz
@@ruscatv3034 Kelamcı ekol demek istediniz sanırım ? Evet Maturidi ve Mutezile akılcı Ekoller tabi Mutezilenin de çok hatalı görüşleri var ama düşünmeyi çok önemsemeleri önemli
Platinos metaforunun aynısı islamda da var.Südur teorisi ama orada belirtilen tanrının bilinmek istemsi ve yarıtılışın bir irade (kulli irade) değil bir zorunluşuk olduğunu ifade eder
Bir de Spinoza'nın bu katkılarını modern fizikte evrenin rastlantısallık kuralları olarak düşünebileceğimiz quantum fizik bağlamında yeniden yeniliklerle yorumlamak lazım. Videolar için teşekkürler.
Kesinlikle katılıyorum. Büyükler fiziğinden yola çıkınca tabi ki sifir ranstlantisallik sonucuna veriliyor ama parçacık fiziginden yola çıkınca herseyin bir olasılık olduğu sonucuna geliyoruz. Bizim nedensellik dediğimiz şey sadece olasılıkların belli bir noktada ağırlık kazanması. Bu aslında spinoza ile celismiyor bence. 1/1 olasilik sadece var olmak olasılığı. Diğer hersey birden küçük bir paya sahip. Yok olmak yada hiçlik ise 0/1 demek olduğu için anlamsız. Hani neyle bireyden söz etmek dahi saçma. Böylece var olanların varlık alanı içinde rastlantısal hareketleri söz konusu. Yani yarın sürü içinde bir ceylan aslana yem olacaksa bunun hangi ceylan olacağı belli bir olasılık dağılımıdır. Hiç kimse bunu aslanın aç olmasından ve buna benzer nedenlerden yola çıkarak kesin olarak bilemez. En yaşlı veya en genç ceylanlardan bir tanesi veya hastalık geçiren bir ceylan olabilir vs. Ama eninde sonunda aslan bir tane ceylan yiyecektir ve bu zorunluluktur tabi ki. Kısacası Kaos teorisi olmadan bugün bunları konuşmak bana göre biraz eksik kalır.
28:50 de öğrenmenin özgürleştireceğinden bahsediliyor; insan kendi davranışının nedenlerini keşfederse bu nedenlerin kişi üzerindeki etkisi azalır. fakat bu ifade determinizmi bir balon gibi patlatacaktır. çünkü determinizm azaltılabilen bir nedenselliğe yahut kısmi bir zorunluluğa tahvil edilemez. öğrenme (neden sonuç ilişkilerini kavrama), anlamlandırma, kurgulama (hayal kurma, hikaye oluşturma vb), amaç edinme gibi bilinç eylemleri determinizmle açıklanamaz. yalnızca insana özgü olan bu eylemler özgürlük alanındadır. (yetişkin) öğrenme teorisi de aslında tam bu bakış değişikliği üzerine kuruludur: öğretenin kontrolünde, etki-tepki ve koşullandırmaya dayalı, dışarıdan motive edilen, nedene dayalı determinist öğrenme anlayışı [eski pedagoji] yerine öğrenen merkezli, amaca yönelik, öz motivasyona (öğrenenin konuyla ve amaçla bağlantı kurmasıyla) dayanan, bilgi ve tecrübenin bir kaynak olarak kullanıldığı özgürlükçü bir öğrenme anlayışı [andragoji] gelişti. [Bkz. Knowles, M. S., Holton, E. F., & Swanson, R. A. (2005). The adult learner: The definitive classic in adult education and human resource development. Amsterdam: Elsevier.]
@@ekinyalcnkaya8430 Bana katılmakta emin misiniz? Determinizmi, Aristo'nun mantık ilkelerini, dili; hakikate ulaşmada engel olarak görüyorum. Kuantum mekaniği bulgularının, bunları güvenilmez hale getirdiğini iddia ediyorum. Diğer yorumumu da okumanızı tavsiye ederim.
@@ekinyalcnkaya8430 Zihnimizin "özgür" olduğu, genetik, sosyal, anatomik, rastlantısal etkilere açık olmadığını mı düşünüyorsunuz? Her davranış, düşünce ve duygulanım için, özgürlüğü zedeleyen ya da ortadan kaldıran hikayeler yazabiliriz. Hayat ve edebiyat, bunun yığınla örnekleriyle dolu.
@@kayrayarar ışık hem dalga hem foton olur mu ? değil mi ama. 3. halin imkansızlığını Aristo söylemişti. Aristo ve Nevton gündelik işlerimizde işe yarıyor. Ta ki üstüne vazife olmayan düşüncelere dalmazsan.
Antik felsefeden modern felsefeye kadar külliyata çok hakim olmadığımdan ve felsefeye ilgimin olduğunu biraz geç yaşlarda fark ettiğimden dolayı, Locke'un ve Spinoza'nın felsefesini bilmediğimden kendi düşünsel yolculuğumla bu kanıya ilk varan kendimim sanıyordum. Düşünmek, felsefe yapmak güzel şey ama biraz meraklı olup felsefeyi, filozofların fikirlerini okuyarak eş zamanlı takip etmeyince benim gibi 2000 li yıllarda tekerleği yeniden icat etmiş gibi olunuyor. Ben özgür irade konusuna ''algoritma'' metaforuyla yaklaşmıştım. Doğduğumuz andan beri edindiğimiz tüm duyusal veriler, doğuştan gelen iç güdülerimiz, büyüme evresi boyunca yaşadığımız duygusal travmalar, takipçisi olduğumuz ideolojiler, inançlar, gelenekler, tabular, beslendiğimiz gıdalar, ailemiz, bulunduğumuz toplum, coğrafya, tüm bunların bilinç altımızdaki iz düşümleri ve belki pek çok farklı etkene daha maruz kaldığımızda ortaya deterministik bir algoritma çıkıyor, yeni eklenecek verilerle bu algoritma güncellenebiliyor fakat bu onu deterministik olmaktan azad etmiyor. Bundan sonrası ise bu algoritmanın karşılaştığı olaylara (örneğin birisinin size bir tercih yapmanızı istemesi durumunda) bir kimyasalın başka bir kimyasalla reaksiyona girmesine benzer bir şekilde tepki vermesi gibi geliyor bana. Burada beden bütünlüğü bakımından bir bireyin karar vermesi ''özgür irade'' ilüzyonuna sebep oluyor. Libet deneyi bu teoriyi destekler nitelikte ama daha fazla çalışmalar yapılırsa bu felsefeye ilgi artabilir. Eğer bu felsefeyle hareket edilirse, günümüz hukuk sistemi, psikoloji, sosyoloji gibi pek çok alanda güncellemelere gitmek zaruri olur.
Video için çok teşekkür ederim. Bir önceki videodan bir kaç itirazım var: Tanrı’nın varlığının evrene içkin olması, antropomorfizmden kaçınmak için söyleyebileceğimiz bir şey ise buna ne gerek var? “Madde zıddıyla kaimdir” ilkesi gereğince varlık yok iken yokluk da yoktu. Buradan hareketle varlığın zorunlu olduğunu söylemek ne kadar doğru? Yukarıda belirttiğim yerde, Tanrı’nın varlığı meydana getirmesi itibarıyla yokluğun da olduğunu çıkarsamış oluyoruz. Öte yandan tasarım argümanında var olan, kişinin ürettikleriyle olan ilişkisi antropomorfizme kapı aralamaz; çünkü onu yokluktan var etme gücüne hiçbir beşer sahip değildir. Bunun yanı sıra panteizm akımında Tanrı’nın evrene içkin olması onun nedeni olmadığını gösterdiği için kusurlu değil midir? “Tanrı’nın nedeni kendisidir” önermesi doğrudur ve gerçektir ama bunu evren hakkında cari kılmamız evrenin nedeninin ne olduğunu sorgulamaya götürür. Şu halde Tanrı hakkında düşündüğünüzü evren hakkında neden düşünemezsiniz sorusunu suyu ıslatan şeyin ne olduğunu sormakla eşdeğer tuttuğumu ifade etmek istiyorum. Allah’ın evrene olan içkinliğini çerçeveleyen panteizm, bana İslam düşünce tarihindeki Hulûliyye Mektebini hatırlatıyor. Tekrar teşekkür ederim! Sağlıcakla...
Kafanın içinde konuşan sesin bilinç olduğunu söylemek doğru değil örenğin bir eckhart tolle ye göre delilik hali... 27:00 daki cümle için dedim. Anlatmak da kolay değil başarılarınızın devamınındilerim.
Ütü yaparken Spinoza dinlemenin faydaları: " yanlış tercihlerim sonucunda, evde ütü yapmak önemli sorumluluklarım arasına girdi" düşüncesi ile kendini suçlama psikolojisinin hafiflemesi...😊 Anlatımınız anlaşılır ve akıcı ... yeni çalışmalarınızda başarılar.
Ölümlü bir varlığın seçeceği seçenekler, Yaratıcısının onun için belirlediği seçenek kadardır. Sistem içerisinde tanımlanan sınırlar dışına cikilamaz. Biz insanlar da makinalara hükmederken aynı şeyi yapıyoruz. Makinanın seçeneği seçenekleri başlangıçta belirliyoruz. Yapay zeka da bir bilgi havuzundan beslenir. Yapay zekanın yapacağı hareketler de sınırlıdır.
Neden bölümünden bahsettiğiniz zaman aklıma geleni paylaşmak istedim. "Her harektimizden önce bütün sonuçlarını tahmin etmeye çalışsak, bunları ciddi olarak düşünsek, önce kesin sonuçları, sonra olası sonuçları, sonra rastlantısal sonuçları, daha sonra da hayali sonuçları düşünmeye kalksak, kımıldayamayız bile, tek bir adım atamayız." José Saramago - Körlük Emeğinize sağlık, çok güzel bir paylaşım olmuş.
33:17 belirlenmiş olduğumuzu belirleyen bu videoda, önceden belirlenmiş olmamın gerçekliğini ancak bugün keşfedebiliyor olmanın nedenselliğinin temellerini ararken, tüm bunları yaparak zihnimi yakmış olacağımı belirleyememiş olmam, en başta belirlenmiş olmamın sonucu mu yoksa nedeni mi?
@Muon Tau tanrı insanların hayatta anlam bulmak için uydurdukları bir şeydir bu durumda, sadece ölülerin deneyimleyebileceği bir öteki dünya var olanlar için bir şey ifade etmez. sen var olmak için bu nedenden güç alıyorsun o kadar
@@lcaiyn bu dediğin inançtır kanitlanamaz ister kabul edin ister etmeyin doğa inanç dünyasıdır bilim inancın çocuğudur.. doğa tamamen inançlar bütünüdür gerçek diye bişey yoktur..
@@sudebera836 Neden bu kadar eminsin? Yıllardır tanrı var diyorsunuz, bu tanrı nerde bulan varmı acaba? Tanrı doğanın ta kendisiyse, kaos yaratan bir tanrı olduğu kesin.
nihilizm nedense beni rahatlatıyor... yani anlamsızlık fikri muhteşem bir özgürlük veriyor bana nedense sanki okul 3 aylık tatile girmiş gibi .. :D çok teşekkürler süper bir video...
Niye öyle sansin ki! Bi de şöyle düşün eğer bilinci olsaydı beni kim yerimden etti de diyebilirdi? Veya ziplayabiliyormusum! Yani Oscar vild3 söyleyince doğrumu oluyor? Bilinç derken ne kadar bilinç. İçinde irade var mı veya düşünebilme, muhakaem edebilme? 3ger bunlar varsa tasda çok daha farklı şeyler düşünme, sorma ihtimali vardır demektir. 😱
Uzun yıllar islamın etkisinde yaşayıp bir anda Spinoza ile aydınlanıp kalmak... Yaşamımızın anlamını sürekli olumlama derdinde olduğumuz için Tanrısız ve ereksiz yaşam fikri ilk aşamada mutsuz etti. Sonra bu fikri aldım dedim ki bununla yaşayayım. Sonra bir baktım ki bu fikri alıp beni ben yapan süreçlere uyguluyorum. Bununla şunu yapayım diye düşünüyorum. Spinoza’yı anlamlandırmaya çalışırken Spinoza bende kendini kanıtladı. Eee napcaz şimdi takılacak mıyız öyle.
Delgado'nun özgür iradenin olmadığına dair bir deney kurarken katılımcıdan rızasını alması etik prosedürler gereği olsa da tatlı bir ironi :)))) Sen ne yazık ki demişsin çok mu Dilozofçum
@@lcaiyn o zaman "özgür iradenin olmadığını " biçimindeki düşüncenin doğru olduğundan hiçbir zaman emin olamazsın çünkü insan düşüncelerinin "esintili bir rüzgarın sesinden "tepelerden duşen bir kayanın yuvarlanmasindan" bir farkı kalmaz.
@@Kemal.1903 doğru diye bir şeyin olduğunu nereden çıkardın, hak adalet doğru yanlış bu kavramları biz üretiyoruz toplum olarak. senin bahsettiğin seçenekler olması, çok fazla seçenek olması durumu özgür kılar mı tartışılır.
Zihni ve bilinci nasıl tanımlarsak tanımlayalım bedenden ayrı bir şey olmadığını kabul de etsek yine de doğanın/maddenıin/varlığın kendisinde olmayan bir şey değil midir(fikir)? Kendisinde olmayan bir şey türettiklerinde nasıl bulunabilir? Belki de videoda kaçırdığım bir şeyler var ama bu düşünceyi bur türlü aşamıyorum.
Özgür iradenin yokluğuna dair kanıtlar ateistleri bile çileden çıkartmıştır. Bunun nasıl olduğuna dair bir kaç örneği şu yazı serisinde inceledim. Özgür irade var mıdır - 1 : Kanıtlanmış İllüzyon (Ali Aksoy) antalyatv.com/ozgur-irade-var-midir-1-kanitlanmis-illuzyon-ali-aksoy/
bu video yu cekmeniz icin sizi zorlayan biri bir kuvvet bir neden varmiydi? basiniza silah mi dayadilar bu video yu cekin diye? tabiki hayır! siz bu vodeo yu kendi ozgür iradenizle cekmeyi ve yayinlamayi sectiniz. hala ozgurluk yok nasil diyebiliyorsunuz anlamak mumkun değil.
Değindiğin soru (33:57) benim için de büyük problemdi, eğer bir tanrı yoksa hiçbir şeyin anlamı olmadığını ve yaptığım her şeyin de kozmik ölçüden bakarsak çok değersiz olduğunu düşünüp bu çok acımasız diyordum ve tanrı sırf bu yüzden bile olmalı diyordum. Dediğin açıdan bakınca daha anlamlı geldi her şey ama yine de hala tanrının var olduğunu reddettim denemez... Teşekkürler Dilozof, sen bu dünyaya fazlasın o yüzden cennette ebediyen takılmanı sağlayacak bir tanrı fikri gayet cazip gibi görünüyor :)
Doğada belirlilik varsa bu demektir ki, her şeyi belirleyen her şeyi sonsuz ve dolayısı ile aşkın Biri vardır. O da her şeyi var etmiş olan Allah 'tir. Allah her şeyi istemesi üzerine var etmiş ve etmektedir. O her şeyi tecellileri ile var gösterdiği gibi, bizlerede bizliğimizi yani kimliğimizi biz olarak vermiş ve biz kendimizi biz olarak bilmekteyiz. Bizler ancak bu sınır içerisinde bulunmaktayız ve bu çerçeve içerisinden çıkıpta Yaratıcı açısından bakmaya kalkmak daima yanıltıcı olacaktır ve olmuşturda. Spinoza gibiler bu hataya düşerek haddini aşmış şaşkın tiplerdir. Söyledikleri hep kendine göre uydurduğu bir çeşit putperestliktir. Bu yüzden mantıklı kimseyi ikna edemez. Bunlar gerçeğe ulaşamamış ve ulasamayacaklardir. Her şey Allahin yaratması ve idaresi altında olmasıyla beraber, O bizlere insan olarak varlığımıza akıl ve seçme özelliğide vermiştir ve bunu kullanma kuvvetide vermiş ve vermektedir. Yani kendi yaratılmış olduğumuz çerçevede akıl ile seçebilme kabiliyetide Onun tarafından bizlere verilmiş ve böylece onları kullanıp bu dünyada gelişmek ve Ona inanarak kullukla beraber iyi insanlar olmak için tutulduğumuzu, Yaratıcımiz ta ilk yarattığı insan ve peygamber ile bildirmiş ve bütün kitaplarında açıkça ifade etmiştir. Bu dünyadaki hayatımızda, uzun bir hayat yolculuğunun, yalnızca sonra olacakları belirleyici bir bölümü olup sonsuz hayata hazırlık olduğunu ve bütün gelismemizin amacınında bu olduğunu söylemiştir.
Yani benim midem bedenimin bir parçası ama asla ben değil,bütün organlarım,hormonlarım ve bütün hücrelerimle birlikte ben oluşuyor ve hiçbir parçam kafasına göre çalışamıyorken,bir parçamın bozulmasıylada bütünüm bitebiliyor(ölmek)..v.s.
Yaratıcının sonsuzda bir görüntüsüdür evren belki de... onun bir gorutinsunden tamami yorumlanamaycagi için tasavufta Allah Akbardir denmiş. Tipki bir film ceken ekibin filminden bir kesit alip o kisiyi o kareyle sinirlamaya kalkarsak ....evrenin bir bölümüyle de yaratıcıyi sınırlayamayiz. Algılanamaz....ama yordanabilir....
Var olmanın kendisi anlam ise biz neden okuyoruz öğreniyoruz ve kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz tabiki de mutluluk değil bence amaç daha iyi ulaşma isteğidir. Bize değer katan ve yaşamı anlamlı kılan şey doğa ile uyum içerisinde olup kendimizle barışık bir şekilde huzuru refahı adaleti iyiligi yani fitratimizdaki potansiyeli açığa çıkarmaya çalışarak yaşam alanimizi cennete çevirmenin gayreti içerisinde olmaktır. Belki bizim ömrümüz ve gücümüz dünyayı cennete çevirmeye yetmeyecek ama kendimizi ve bulunduğumuz yeri eskisinden biraz daha guzel hale getirebiliriz. Bana göre cennet insanın evriminin gerçekleştiği daha üst bir yaşam şekli ve oraya ancak fıtratına ve çevreye en iyi uyum sağlayanlar ulaşabilir
Anlatılanlar gerçek payı var çekilen bir sinama filminin sonradan oynatılması gibidir sadecee oyuncular çekilen filmi daha önce izleme fırsatı bulamadıkları için önüne çıkan olaylar sürpriz niteliğinde yaşam denen olay tam manasıyla tekrardan ibarettir daha önceden çekilen filmimizi tekrar yaparken aldığımız mutluluk ve yanlışa dogruya olan seçme hakkı iradesi
Panteizm açısından bakacak olursak, dünya insanlar burada yaşasın diye yaratılmadı, dünya varolduğu ve uygun koşullar sağlandığı için insanlar burada yaşayabiliyor diyebilir miyiz? Ben hep böyle düşünürdüm, meğer panteist bir anlayışmış :D
Hâmiş: Bu kadar düşünme becerisinden sonra insan biraz daha sıra dışılık bekliyor ama cennet ve cehennem kavramı, a'vâmın anlayışından öteye gitmedi maalesef... Dünya hayat ("dünya hayatı" değil Elmalılı'nın doğru tespiti ile "dünya hayat=önceki hayat) kavramını, ölümü, cenneti ve cehennemi bir de Muhammed İkbal'den okuyun (35. dakika başında "anlamı nasıl tesis ettiklerini merak ederim dediğiniz için özellikle bu gerekli) : "Kur’an’ın ölümsüzlükle ilgili hükmüne gelince orada insan hayatının bir başlangıcı olduğu, ölümden sonra bu dünyaya tekrar dönmenin imkânsızlığı ve dünya hayatının sonluluğunun bir talihsizlik olmadığı açıkça dile getirilmiştir. Fakat bu, insanın değersiz olduğu anlamına gelmez. Hayat, insanın bütün imkân ve kabiliyetlerini geliştirmeyi sağlayan bir “benlik inşa etme” alanıdır, ölüm ise 'ben'in faaliyetlerini sınava çeken ilk hadisedir. Esasen ölüm ve hayatın nihaî anlamı, Kur’an’ın ifadesiyle kimin amel yönünden daha iyi olduğunun belirlenmesinde saklıdır (el-Mülk 67/2). Cennet ve cehennem birer mahal değil “hal”dir. Cehennem insanın ortaya koyduğu başarısızlığın acı bir idraki, cennet ise benliği yıkan ve dağıtan güçler karşısında kazanılan zaferin getirdiği mutluluktur. İslâm’da ebedî lânet diye bir şey yoktur. Bazı âyetlerde cehennemle ilgili olarak geçen ebediyet mefhumu bizzat Kur’an’da “çağlar boyunca” şeklinde açıklanmaktadır (en-Nebe’ 78/23). Şu halde cehennem ıslah edici bir özelliğe sahiptir."... işte böyle diyor M. İkbal... Ayrıca kıymetli Dilara Hanım; videonun sonunda hem dinin kutsallarını (iyi olmak, iyilik yapmak, başkası için bir şeyler yapmak, haksızlıklara ve zulme karşı mücadele etmek, aileye sahip çıkmak onlarla sevgi dolu vakitler geçirmek, yetime-öksüze sahip çıkmak vs...bu arada Müslüman bunları bir ödül-ceza zorunluluğundan dolayı yapmaz zaten yapılması doğru olduğu için yapar) olumsuzlayıp hem de yine bu tür iyi olmak adına davranışları yapın diyerek (35 ve 36. dakikalarda) aynı kutsalları siz de tavsiye ediyorsunuz. Yani Spinoza'yı, o samimi Mü'min insanı bir daha ve daha derin düşünerek mi okusak nedir? Selam ve saygılarımla
Tanrının var olduğunu düşününce var yok olduğunu düşününce de yok oluyor aslında ama bir yandan da varlıksallığından bahsedilen her şey olmayı hak eder ne dersin ☀️💓sevgiler
Oscar Wilde kısmına ek olarak ;
''Eğer aşağı doğru akan bir su düşünebilen bir varlık olsaydı, kendi özgür istenci ve iradesiyle aşağı doğru akmakta olduğunu düşünürdü.''
Bu yinede ozgur iradeli olmadigini gostermez insanın veya dusunen bir suyun.Daha fazlasina ihtiyac var en azindan bunu savunabilmek. Çünkü özgur irade dedigimiz sey zaten secenekler arasindan istedigini secmek degil mi hatta secenek yaratmak potansiyel secenekleri bulmak?Burda Bir secim soz konusu ama bir insan kalp krizi gecirdiginde bu durumun onun ozgur iradesi disinda kendi secimi disinda gerceklestigini bilir ve ona ozgur irade demez dusunebilmesine ragmen kalp krizi kendi disinda gerceklesir bu onun ozgur iradesi olmadigi anlamina gelmez su ornegi insanin kalp krizi dir kendi seciminden bagimsiz vucudunun isleyisine devam etmesidir yani iradesi disinda gerceklesir ve buna ozgur irade demez zaten ozgur irade dedigi sey secimler arasindan secim yapmak secenek yaratmak.Bu konuda alvin plantinga ozgur iradeyle ilgili goruslerine bakabilirsin
@@gn9941 bir bedenin var ve bu beden, etkilemeye ve etkilenmeye açık. Yani fizik yasalarına tâbi. Bu durumu kolayca kabul ediyorsun. Fakat iş iradeye gelince kabul edemiyorsun. Bu evrende varolan her fiziksel sonucun bir nedeni olduğu gibi irade dediğiniz şeyin de bir nedeni var. Yani irade kavramı, nedensellik ilişkilerinden muaf olamaz. Bu durumda insanın yaptığı tercihler, seçimler ve aldığı kararların nedenleri var ve siz bu nedenlerden bihabersiniz. Bu bilgi eksikliği ise sizi özgür irade yanılsamasına düşürüyor. Plantinga oku demekle tartışma olmaz.
@@gn9941 seçenekler arasından istediğini seçmek diyorsunuz ,peki ya isteklerimiz, onlar nasıl oluşur ?
@@gn9941 Tanrı yaratmadan önce biliyor dünyada işimiz ne olacak.Aynı tanrı bildiği halde cehennemde sonsuza dek bizi niçin yakacak?
@Nazir Cihangir Islam Heidi Ravven’in geçtiğimiz yıl yayımlanan bir kitabı-
nın adı Türkçe’ye şöyle çevrilebilir: Kendinin ötesindeki
Benlik: Alternatif bir Etik Tarihi, Yeni Beyin Bilimleri
ve Özgür İrade Miti. Bu kitabın bir radyo tanıtımında
yayıncı programına şu ismi koydu: “Spinoza’nın Bildiği
ve Sinirbilimin Şimdilerde Keşfettiği Şey Neydi? özgür
İrade Diye Bir Şey Yok!” Ravven’in kitabında ayrıntılarıyla
gösterdiği gibi, Spinoza sahiden de ancak yirmibirinci
yüzyıl bilimi sayesinde nedeşecek pek çok olguyu yaklaşık
üç yüz elli yıl önce kendi öğretisinde açıklamıştı (Ravven,
H.> 2013). Bu çok az filozofun başarabildiği bir şeydir.
Filozoflar doğru sorulan sormakta ve doğruyu arama
sürecini tetiklemekte her zaman önderdirler, ama doğru
yanıta giden patikaları sezdirmek konusunda her zaman
güvenilir olmayabilirler. Onlann düşüncesinin derinlik ve
genişliği çoğu zaman bizi sorunların hakiki güçlüklerini
keşfetmeye sevk eder. Spinoza ise bununla yetinmemiştir.
Kendimizi kararlarını bilinçli alan, o kararlara göre
de özgürce eyleyen varlıklar gibi duyduğumuz açıktır.
Az önce kendime bir kahve almayı düşünmüş ama son-
ra masamdaki yarım bardak soğuk suyu içtikten sonra
kahveyi almamın daha iyi olacağına hükmetmiştim. Ni-
tekim öyle de yaptım. Besbelli bu tercihi benden başkası
yapmamıştı. Suyumu bitirdikten sonra kahveyi almayı
seçen özgür bir “ben” vardı ve seçimini hayata geçirmişti.
Gündelik yaşamda olup biten pek çok şeyde bu türden bir
fail öznellik bulduğumuz, söz konusu kendi eylemlerimiz
olduğunda da tastamam özgür iradeyi en derinlerimizde
hissettiğimiz doğrudur. Bunda şaşılacak bir şey yok! Ama
konuya biraz dikkatli bir düşünüşle eğildiğimizde, tam da şaşırmamız gerekenin bu olduğunu fark ederiz: Özgür
irade inancı bu denli kuşku götürmez biçimde içimize
nasıl ve ne zaman yerleşti? cevabı sana bırakıyorum
Popüler felsefe yapmakla eleştiriliyosun ama spinoza anlatanlarla kıyasladığımda gerçekten çok iyisin. Çünkü çoğu edebiyat parçalıyorlar ki , Spinoza edebiyat yapmadan, gayet kuru bir dille anlattı felsefesini. Tekrar tebrik ederim.
hanımefendinin konuya ne kadar hakim olduğu ne kadar çalıştığı ortada bunun için tebrik etmek lazım. ama RUclips’un sanırım zorunlu hissettirdiği bu tempoda felsefe konuşmanın zor olduğu kanaatindeyim. ulus baker’in sanat ve arzu seminerlerini defalarca dinlemiş biri olarak kıyasınızı tekrar düşünün derim. video temposu not almayı bile zorlaştıracak kadar hızlı. ama kaynak vermiş o güzel. videoyu izleyip kaynaklara bakacak olsak tekrar konuya dönene dek kanal kapanmış olur. bu z kuşağını 3 saniyede yakalamalıyız kurgusu bütün RUclips içeriklerini aynı biçime soktu ki asıl sorunum onla vesselam
@@semx6122 Ulus Baker'in sanat ve arzu seminerlerini bende defalarca izledim. Dikkat ederseniz, kıyaslamamı Spinozayı yanlış aktaranlarla ( edebiyat parçalayanlarla) ilgili yaptım. Dilara hanım net bir dille yanlışsız aktarmış. Videonun amacı zaten spinoza felsefesini detaylı analiz etmek değil, Spinozayı tanıtmak olduğu için bence başarılıydı. Fakat Ulus Baker'in spinoza okuması kadar derin değil tabiki. İlgilenenler varsa sözgelimi:) ileri aşamalar için bende tavsiye ederim Ulus Baker'in seminer dizisini.
spinozayı dücane hocadan öğrenip sindirdiğim için dilaranın pekiştirmesi gömleğe yama gibi ama güzel.
Felsefeye çocukken ilgim vardı fakat hayat koşulları yüzünden sadece bakınarak geçirdim üzerine eğilme fırsatım olmadı ve bu kanalı yeni keşfettim. Diğer kanallara oranla gerçekten çok beğendim, dediğinizi doğrulamış oldum bir çeşit :) Spinoza bilgim dahilinde değil ama madem burada rafine birkaç kişisiniz size sorayım sorumu belki dönersiniz. Özgür iradenin varlığından söz edebilmemiz için minimum yeterli özgürlük ortamında olmamız gerekmez mi? yani beyninin belirli bölümlerinin aktive edildiği denek zaten özgür bir ortamda olmuş olmuyor ki en başta ? (her ne kadar rıza vermiş olsa da) orada doğanın kendisinin değil insanın kendi isteklerine göre oluşturduğu bir ortam var sonuçta.
@@caglayesimoglu1107 Sana özgür iradenin doğuşunu anlatayım. Babanın annen ile çiftleşmesi sonucu babandan gelen milyonlarca sperm ile dünya'nın en kalabalık maratonunu muhteşem performansinla diğer rakiplerini geçerek altın madalyayı kazanarak annenin rahmine yerleşmen özgür iradenin doğuşudur. Spinoza beş para etmez bir adam.
felsefe muhabbeti yapılan bir kanal ve 127 bin abone. bence gelecek için olması gerekenden fazla karamsarız. evet saçma sapan hesapların belki milyonlarca takipçisi var ama bir felsefe kanalı için 127 bin takipçi demek gerçekten çok şey demek. bu insanları bir araya toplamak da büyük iş. dilozofa da bu vesileyle teşekkür edeyim.
"Olması gereken" biraz saçma oldu :D
@@vrooomm2319 karamsarlık her daim olması gerek :) Aksini düşünemiyorum. Sadece abartmadan. Uslu uslu karamsarlık :)
@@korayulgen3826 Ya ahahahahahshshsjhsjshsjsmc
Bence İbrahimi dinden yani islamdan yola çıkarak panteizmi anlamak daha çok yol açıcı olur, görüşündeyim. Diğer düşünce tarzlarının sonu yok, devamlı üretirsin. Spinoza 323 sene önce düşünmüş şimdilerde ise olay aynen devam ediyor.Ha işte bu dememiz mümkün değil. İbrahimi dinler konuyu bir noktaya bağlamışlar. Diğerleri daha asırlar boyu araştıracaklar.
@@nurettinyilmaz4094 E yeni hiçbir şey katmadın ki ortaya sen ne konuştun şimdi :D
Bu bölüm Dilozof'un şaheseri olmuş. Cidden bu bölümden sonra diğer bölümler için sabırsızlanıyorum.
İnsanın özgürlüğünün imkanı kısmında aklıma ismi lazım olmayan bir yazarın şu satırları geldi: “Bir bakıma, insan gördüklerinin toplamı kadar uyanık, görmediği şeylerin sonsuzluğu kadar uykuda oluyor.”
Yazarın ismini öyrene bilirmiyim?
@@justsomeone8624 hasan ali toptaş
:) necip fazıl diye düşündüm ismi lazm diil diyince@@berkebasakcoglu7563
“Spinoza pek çok açıdan zamanının çok ilerisindeydi, ama sadece bu da değil: Bizim zamanımızın da ilerisindedir. Spinoza ‘mucizesi’ derken kastettiğim budur.”
Frederic Lenoir
16 aralikta cumhuriyet gazetesinde hakkinda bir yazi ve kitap tanitimi vardi,kitap listeme ekledim.spinoza dayımı yahudi cemaatinden kovmuşlar.
Verdiğim kararları gerçekten kendimin mi verdiğini uzun zamandır sorguluyordum. Neden bazı konularla ilgilenmek ilgimi daha çok çekiyordu? Neden o kişi onu yapmayı sevmiyordu da ben seviyordum? Neden bazı olaylara verdiğim tepkiler diğer insanlardan daha farklıydı? Açıkçası birçok insan bunu "her insan farklıdır, hepimiz birbirimizden farklı olduğumuz için farklı düşünür ve farklı tepkiler veririz" diye yorumlar ve tartışma sona erer. En klasik cevaplardan biri olan bu sözler, bana bir türlü yeterli gelmiyordu. Çünkü seçtiğim şeyleri aslında kendimin seçmediğini düşünüyordum. Seçtiğimi sanıyordum ama oysaki gerçekten ben seçmiyordum. Yüzde yüz bir özgür iradeye kesinlikle sahip değildim ama bu özgür iradenin yarısı da benim değildi. Hatta hiçbir payım yoktu seçimlerim üzerinde. Doğduğum aile ve çevresel faktörlerin etkisiyle örülmüş çocukluk belleğim ve bilinçaltım, yaşadığım çağ ve o çağın gerekliliklerine göre bir hayatım vardı sonuçta. İşte tam da bu yüzden özgür iradeye sahip olabildiğime inanamakta güçlük çekiyordum. Bazı alanlarla neden ilgili olduğumu, neden farklı tepkiler gösterdiğimi, neden bir şeyi seçerken diğerlerini seçmediğimi (ayrıca aradan yıllar geçtikçe değiştiğimizi ve eski bizle şimdiki bizin aynı olmadığını düşünürüz fakat yıllar önce karşılaştığımız bir olay ya da durumu şimdi yaşadığımızda verdiğimiz tepkiler veya oluşturduğumuz düşünceler aynıdır. Bunun sebebini de hâlâ sorguluyorum. Genellikle unuttuğumuz için tepkilerimiz yine aynı olabilir fakat bu bile bizim değişmediğimizi gösterir aslında), neden belli bir karakterim olduğunu açıklayamıyordum. Bunlarla alakalı pek bir araştırma yapmamıştım, sadece uzun uzun düşündüm ve kafamdakileri not aldım hatta ileride imkanım olursa diye bu olayı kanıtlayabileceğim uygulamalı deneyler yazdım. Daha da ileri gidemedim maalesef. Yazdıklarım, diğer notlarımın arasında sıkışıp kaldılar. Ayrıca o zamanlarda sık karşılaştığım klasik bir söz grubu vardı, "başına neyin geleceğini seçemezsin ama vereceğin tepkiyi seçebilirsin." Şimdi, özellikle de bu videodan sonra tebessümle okuyorum bu sözleri. Çünkü insanın, bir şeyleri kendinin seçebildiğine inanmaya ihtiyacı var. O zamanlar bu sözü gördüğümde karşı çıkmıştım, verdiğim tepkileri de seçemem ki diye. Fakat sonraları fazla muhalefet olmamaya karar verdim. Belki de ben yanlış düşünüyorum diyerek zihnimde dolaşmaktan sıkılmış bu fikri rafa kaldırdım. Ancak şu videoyla beraber Spinoza gibi düşünmüş olmam beni hem şaşırttı hem de daha fazla düşünmek ve daha fazla sorgulamak, soru üretmek için umutlandırdı. Keşke bu düşüncem üzerine bir şeyler daha yazabilseydim ve birkaç araştırma yapabilseydim dedim. Çünkü sadece zihnimde dolaştırarak fikrin canını sıkmış olucam ki fazla üzerinde durmamamı söyledi :)
Çok yormuşsunuz kendinizi
pazar günü keyfi: kahve + defter ve dilozof miss :)
@Muon Tau peki bu yorumdan arkadaşın çok kahve içtiğini nerden çıkardın?
@Muon Tau Sana inek sütünün de faydasından ziyade zararları da olduğunu söylesem peki, içmeyi bırakabilir misin? Başkasının sağlığını düşünmek, onun ona söyleyeceklerime muhalif sözler sarf etme ihtimalini düşünmeden, okuduğum makalelerden edindiğim ''bilgi''leri aktarmaya çalışmak da benim deneyimim olsun varsındı şimdi.
@Muon Tau en sevmediğim insan tipi. Sigara keyfinde de sigara zararlı ama ha haberin olsun falan. Lan gerizekalı biliyoruz zaten sigaranın da kahvenin de zararlı olduğu bilgisini sizden öğrenecek kadar salak değiliz. 5 yaşındaki çocuklara söyleyin.
Herşeyin azi karar çoğu zarar.en doğrusu budur tayyar.
Ya Selin hanım keyif aldığı bir atmosferi ifade etmiş siz olayı nerelere taşımışsınız. Konudan sapmış adeta sabote etmişsiniz. Bu bilgileri araştıran herkes öğrenir bunun yeri burası değil arkadaşlar. Video Konusu hakkında tartışmak daha gerçekçi ve akılcıdır diye düşünüyorum saygılar
Bize kattıkların için teşekkürler Dilara❤️
Çok donanımlı birisiniz, harika bir anlatım tarzınız var.
Akademik kariyerinizde başarılar, severek takip ediyoruz 👏👏☺️
Felsefeye dair hiçbir ilgim yokken, bir videonuza denk geldim ve ilk yüklemiş olduğunuz videodan itibaren izlemeye başladım. Bugün tüm videolarınızı bitirmiş oldum ve hayatıma yeni bir "güzelliği" yani "felsefeyi" kattığınız için çok teşekkür ediyorum.
Şimdi anlatis harika, ses iyi , yalın net... Belliki sipinizadan da çok etkikenmissin. Bu kadar kelam bu kadar emek varlıktan bağımsız bir tanrıyı inkar etmek içinse çaban boşa. Yok geçmişten günümüze bizlere düşünürleri, tezlerini anlatmak ufkumuzu açmaksa eyvallah. Ancak ben de destekliyorum burası mantıklı diğeri yanlış diye araya sikistirdigin cümleler bizleri etkileme amacı guduyorki bunu yapma. Bak ben geldim dinliyorum öğreneyim diye. Amacım kimler nasıl düşünmüş. Yoksa tanrı inancını sokup atamazsın. Sipinizaninn fikirlerinin pek çoğunun cevabı kuranda var. O nedenle hiçbiri de bana mantıklı gelmiyor. Varlığın vwrliligini sürdürme veya hiçliğin hiçliğin sürdürme eğiliminin bir kanıtı da yok. Bu evrenin sonsuz olduğu da bir fikirdir kesinlik yok. İspatlanmadi hala. Bunlar ispatlanmış gibi kinusmamalisin. Idealari sun açıkla yeter. İnandırmaya çalışma.
youtube bildirim çanında bu sayfanın yeni video eklediğini gördüğümde içimde tarifsiz bir neşe oluyor.
Biliyor musunuz, Kelam ilminde özellikle Allah'ın sıfatları konusunda "irade" meselesi tartışmalıdır.Mesela Allah'ın sıfatlarının gereğini yapması zorunludur.Ornegin yaratıcı sıfatı gereği yaratmalıdır, şafi sıfatı gereği de şifa veren olmalıdır.Fakat bu dışardan bir zorlama değil içkin/dogasi gereği bir zorunluluktur. Peki alem nasıl yaratılmıştır.? Allah, zorunlu olarak taşmış ve bütün alem bu zorunlu yaratim/tasmaktan oluşmuştur. Buna Sudur teorisi denir.Pek kabul edilmese de Islam literatüründe Farabi ve Ibni Sına'ya ait böyle görüşler de mevcut.
Tasavvuf videosu gelmeli bence
Hallacı Mansur ve Yunus Emre vs Spinoza
Vahdeti vücut ve panteizm videosu mesela
Aynen benziyor
"Rüzgar gibi olun..." Birkaç ay önce üniversitede kardeşinize rastlayıp size selam yollamıştım. İnanılmaz bir tesadüftü benim için. Aslında kardeşiniz benim öğrencim hiç olmadı. Sadece bir kere bir sınavda gözetmen olarak onların sınıfında bulundum ve aramızda kısa bir sohbet geçti. Onu 90ların rock gruplarından "Extreme"in solistine benzetmiştim ve bunu duymak onun da hoşuna gitmişti:) Epey zaman sonra size ve harika kanalınıza ulaşmam ve videolarınızdan birinde kardeşinizi görmem ve tanımam ve sonrasında onu üniversitenin bahçesinde görüp, sadece size selam yollamak ve hayranlığımı iletmek için heyecanla konuşmam büyük bir düzenin planlı bir parçası olmasa gerek:) Yaşamanın ve yaşamın içinde mutlulukla var olmaya çalışmanın bir parçası sanırım. Rüzgar gibi olmak... Harika ve ilham verici... Kendinize çok iyi bakın... Sevgiler...
10. sınıf öğrencisi olarak felsefeyi zaten aşırı seviyorken sayenizde daha ve daha çok sevmeye başladım. Şanslı biriyim ki tamda spinoza ile ilgili bir araştırma ödevim vardı. Ve bu seri işime çok yaradı. Çok çok teşekkürler....
1- Tanrının yarattığı insan dahil şeylerde özgür irade olamaz. Özgür irade tanımı gereği sadece varlığı kendinden menkul Tanrıda olabilir. Çünkü özgür irade, sonsuz olasılıklar kümesinden bir öğeyi herhangi bir engelle karşılaşmadan seçebilmektir. Bu da sonsuz seçenekler kümesini tanımlamayı gerektirir ki bu da tanrısal bir olgudur.
2- Özgür irade varsa ve insan; tecavüz, cinayet gibi bir başka insanı etkileyecek bir kötülük yapmayı seçerse, bu durumda kötülüğe maruz kalacak olanın özgür iradesiyle bu kötülüğe maruz kalmamayı seçmesi nasıl sağlanabilir? Cinayet gerçekleşirse maktül, aksi durumda cinayete teşebbüs edenin özgür irade seçimi gerçeklenecektir. En az bir insanın özgür irade seçiminin gerçekleşmeyeceği kesindir. Bu durumda kötülük varsa, özgür iradenin aynı anda tüm insanlar için var olamayacağı kanıtlanır. Bu durumda Tanrı özgür iradeyi bazı insanlara vermiş olabilir ki o zaman da Tanrı hem adil olmaz hem de bu ayrıcalığı kötülere vermiş olur.
Konular, anlatım ve bilgiler muhteşem ama Spinoza bizi aştı. Anlayabilmek için temel bazda fizik, matematik, sosyoloji, mantık, psikoloji ve tarih bilmek gerekiyor. Tabii bunlar felsefeye zemin hazırlamak için. Çok teşekkür ederim emeklerinize sağlık.
İlahi bir yaradıcı tarafından sınav amacıyla yaradılıp , sonucunda sonsuz yaşama başlamak akla mantığa ve bütün değerlere aykırı bir önermedir, yani aslında amaca ulaşmak amaçsızlığın en gerçek hâlidir, düşünsenize sonsuzlukta bir canlı ne yapabilir, amaçsızlık ile ne kadar mutlu olabilir, büyük çoğunluğun sorgulamadan kabul ettiği aslında bir hayalî fikir olan tanrı bile kendi amaçsızlığını, mitolojiye göre melekleri insan ve diğer canlıları yaratarak can sıkıntısını gidermeye ve bir amaç edinmeye çalışmış, tanrı inancı taşıyan her kim inandığı tanrının niçin melek ve diğer canlıları yarattığını mantıklı bir açıklama getirmesi mümkün değildir, kısacası aslında dinler ve Tanrı vardır iddiası daha hikayenin en başından akıl ve mantık dışı bir önermedir.
"Özgür irademiz olmasa da özgür direncimiz vardır." Libet
oda yok canlılık üzerine yaşıyoruz belirli şartlarımız var ve bu psikolojiye göre yöneliyoruz yani tanrı bile özgür iradesiz diyebiliriz (eğer varsa ki yok)
@@egegultekin2856 kafan çok karışık birader savın seninle uyumsuz.
Biyolojik varoluşun sürekli varolmak ve sürekli ileriye evrilmek istediği gibi, bilinç ve ruh da bunu ister. Bilincin yükselişi deneyimlerle olur. Maddesel ve metafiziksel (ki artık kuantum fiziği ile kabule gelmiş enerjisel oluşumumuz) deneyimler, kaynağı (tanrısal enerji, üst bilinç, tüm varoluş bütününü vb.) yani ortak bilinci besler. Sürekli evrilmesine sebep olur. Sürekli deneyimler döngü süreçleri bu yüzdendir.
Eylemlerimizi etkileyen beyin sinyalleri deneyine ek olarak; doğrusal zaman kavramı yalnızca bu düşük titreşim boyutunda mevcuttur. Üst boyut katmanlarında zaman kavramı yoktur, ya da tüm zamanlar aynı anda vardır diyebiliriz. Düşük titreşim dememin sebebi; burasının maddesel boyut olması, yani atomaltı parçacıkların daha sık ve daha yavaş titreşerek maddeyi oluturması. Eğer daha hızlı titreşselerdi ışık hızını aşar ve somut madde olmaktan çıkarlardı. Bu sebeple yüksek titreşimli üst boyut katmanlarından, yani avatarımızı yöneten yüksek bilinç parçamızdan, tanrısal katmanlardaki yüksek frekans kaynaktan veya ortak bilinçten gelen komut, bu boyuta indirgendiğinde; bedenimizdeki monitörün izdüşümünü algılamamız ve eyleme dökmemiz arasında zaman kayması olması normaldir. Bu komutu yüksek bilinçten alıyor olmamız, kararlarımızı bizim vermediğimiz anlamına gelmez. Çünkü o da bizizdir. Ara katmanlardaki yüksek benliklerimiz de, kaynak da, ortak bilinç de, tüm varoluş da bizizdir. Birizdir.
şimdi şöyle bir duralım ve şu soruyu soralım madem özgür irade yok bunu bildikten sonra insan kendini nasıl hissetmeli durmalı mı yoksa hıhh deyip olağan hayatına devam mı etmeli bu bilginin bilinmesi neyi ortaya çıkarıyor
@@gul4650 deneyi ben mi yanlış anladım acaba istek komutlarını düşünmeden önce düşünen bir beynimiz var diye biliyorum
Barış Bey nasıl anmıyorsanız öyledir.
Merhaba;
Öncelikle bu içerik için teşekkürler. Spinoza'nın en zor anlaşılan kısmı determinizm ve özgür irade yaklaşımıdır. Sizin örneklerinizden bile bazı kafa karıştırıcı sorular çıkabilir.
1. Birisini öldürmek üzereysem o an neden sonuç ilişkisini düşünüp bundan vazgeçebilir miyim?
2. Başka biri için sorumluluk almak, başka birinin hakkı için mücadele etmek benim belirleyeceğim şeyler mi? Neden sonuç zincirinde hayvan sevgim determine edilmemiş ise sevebilir miyim?
Bu sorulara Spinoza evet diyor benim Ethica okumalarımda (Ethica 5. Kitap 10. Önerme).
Siz ne düşünüyorsunuz? Paylaşırsanız çok sevinirim.
Mıknatıs raptiye iğne metaforu çok etkileyiciydi
Bende insanüstü bir Tanrı fikri varsa, Ben aslında Tanrıyıda deneyimleyemediğime göre bu fikir bana nerden gelmiş olmalı?
O halde Tanrı vardır. Tanrı olmadan bizim Tanrı fikrine sahip olmamız mümkün değildir.
MÜMİN OLMAK İNSANOĞLUNUN KADERİDIR.(ÖLÇÜSÜDÜR)
Hiç şüphesiz, biz her şeyi kader ile yarattık.
( 54 - KAMER 55/49. Ayet )
Kader: ölçü, ayar demektir.
Her şey bir ÖLÇÜ üzere yaratılmış.
Allahu Teala hiç bir şeyi RASTGELE YARATMAMIŞTIR.
Herşeye bir ilahi yazılım, ilahi program yüklemiş.
Her şey ona göre hareket etmek zorundadır.
İNSANOĞLUNUN KADERİ (ÖLÇÜSÜ) NEDİR?
Ceptelefonlarimizi kendimizden iyi tanıyoruz.
İNSANOĞLU KENDİSİNİN CAHİLİ.
1- AKIL SAHİBİDİR.
Akıl "Bağ kurmak" demektir.
Görünenle Görünmeyen arasında bağ kurar.
Görünen varlıklarla, görünmeyen gerçekler arasında bağ kurar.
Gerçek şu ki, Allah katında yaratıkların en kötüsü (tehlikelisi) aklını kullanmayan sağırlar ve dilsizlerdir.
( 8 - ENFÂL 75/22. Ayet )
Yoksa, onların çoğunun işittiklerini veya aklettiklerini mi sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, hatta yolca daha da şaşkındırlar.
( 25 - FURKÂN 77/44. Ayet )
Aklımızı kullanmayınca ne yaparız?
Gördüğümüzü gerçek zannederiz. Asıl gerçekliklerle bağımız kopar.
2- ÖLÜMSÜZLÜK DUYGUSU VARDIR.
Sürekli yaşamak isteriz.
Ölüm Korkusu; hep yaşamak istememizin ispatıdır.
Yaşadığımız hayat, yapısal özelliğimizle örtüşüyormu?
Biz ölmek istemiyoruz, ama yaşadığımız hayat ölümlü.
Biz bu hayatın adamı değiliz.
Her insan ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz.
( 29 - ANKEBÛT 69/57. Ayet )
Ölüm son değil, Ölümsüzlüğe geçiş.
3- BÜTÜN ARZULARININ HEMEN GERÇEKLEŞMESİNİ İSTER.
İnsan hayır istiyormuşcasına şer ister ve insan çok acelecidir.
( 17 - İSRÂ 111/11. Ayet )
İnsan gerçekten pek hırslı yaratılmıştır.
( 70 - MEÂRİC 44/19. Ayet )
Yaşadığımız hayat içimizdeki bu gerçekliklerle örtüşüyormu?
Bu dünya hayatı bütün arzuların gerçekleşeceği bir hayat değilken.
Orada kendileri için diledikleri her şey bulunur. Katımızda daha fazlası da vardır.
( 50 - KAF 45/35. Ayet )
Bizde var olan duygular, Cennete inanmayı zorunlu kılar.
Umarım, bir gün herkes ünlü ve zengin olur. hayal ettiği herşeye kavuşur ve böylece asıl cevabın bu olmadığını anlar. Jim CARREY
4- VİCDANLARDA ADALET DUYGUSU VARDIR.
İnsana haksızlık yapıldığında kızar.
Bu dünyada adalet varmı?
Bu hayat adaletin gerçekleştiği bir yermi?
Zalim çektirdiği acıların karşılığını göremeden ölüyor.
İçimizdeki adalet duygusu, MUTLAK ADALET GÜNÜNÜN olması gerektiğini mecburi kılıyor.
Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır. Allah onlara yaptıklarının karşılığını verir, kendilerine aslâ haksızlık yapılmaz.
( 46 - AHKÂF 35/19. Ayet )
Yeryüzü rabbinin ışığı ile parıldamış, (tüm yapılanların kayıtlı olduğu) kitap ortaya konmuş; peygamberler ve şahitler getirilmiş, aralarında adaletle hüküm verilmiştir. Onlar asla haksızlığa uğratılmazlar.
Herkese yaptığının karşılığı tam olarak verilir. Çünkü Allah onların ne yaptıklarını en iyi bilendir.
( 39 - ZUMER 75/69-70 Ayet )
5- ZAYIF YARATILMIŞ, ÇARESİZ.
Allah sizden (yüklerinizi) hafifletmek istiyor. Çünkü insan zayıf yaratılmıştır.
( 4 - NİSÂ 176/28. Ayet )
Bir yere kadar çabalıyorsunuz, bütün imkanlar bitiyor.
SIĞINMA İHTİYACI HİSSEDİYORUZ.
Kendini bilen Rabbini (Sahibini) bilir.
Rabbim ben sana mecburum.
Ben, cinleri de, insanları da, yalnızca bana kul olsunlar, (başkalarına kul olmasınlar) diye yarattım.
( 51 - ZÂRİYÂT 60/56. Ayet )
Özgür iradeyle kulluk.
Biz herkesin dünyadaki amelini kendi boynuna doladık. İnsan için kıyamet gününde, açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız.
( 17 - İSRÂ 111/13. Ayet )
Özgürce seçmek.
Biliniz ki Resulullah aranızdadır. Şayet o birçok işlerde size uysaydı, mutlaka sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah size imanı sevdirdi ve onu kalplerinizde süsledi. Küfrü, fıskı ve isyanı da çirkin gösterdi. İşte doğru yolda olanlar bunlardır.
( 49 - HUCURÂT 18/7. Ayet )
İmanı sevdirmiş.
Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirene,
Sonra ona kötülüğü ve ondan sakınmayı ilham edene.
( 91 - ŞEMS 15/7-8 Ayet )
İnsana yüklenen program.
SONUÇ OLARAK:
O (Allah'a yönele)nler, iman eden ve Allah'ı anmakla kalpleri huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.
( 13 - RA'D 43/28. Ayet )
Kalpler sadece Allahı hatırlamakla tatmin olur. İNSANOĞLUNUN KADERİ ALLAHI HATIRLAMAKTIR.
Mümin olmak insanoğlunun kaderidir.
Kafamızı allak bullak eden dilozofumuza ❤️❤️
Bu kitabı ihmal etme sevval gercege cagri kitabi felsefe edebiyat kitabı okumalusin tafsiye ederim
"Tanrının olduğu yerde özgürlükten bahsedemeyiz " diyen filozof kimdi cvp verirseniz sevinirim
O kadar güzeldi ki. Gökyüzünün renklerine bakarken varlığımı düşünmek. Çok keyif aldım.
“Bir başkası için zorunda olmadığın halde iyilik yapmak” deterministik yaklaşıma göre zorunda olmak değil mi zaten?
Mesela Dunyada Yaşamak İçin Kurallar Var. Kurallar İnsanı Yaşatyo Hayatı Var Ediyor. Yani Örneğin İnsanların Evlenmesi Bir Kural. Hadi Sıkıysa Herkes Ben Evlenmiycem Desin Özgür İradesiyle, Diyebilirmi? Yada Ben Robotum Kardeşim Yemek Yemem Su İçmem Tuvalete Gitmem Desin Sıkıysa Hadi. Bunları Diyemeyecekse Eee Yanii Nerde Kaldı Özgür İrade
Vahdeti vücud ve sudur teorileri de spinozanın tanrısı bağlamında incelenebilir
Tanrı herkesin ve her şeyin bütünü olabilirmi.Tüm her şey.
İçinde bulunduğumuz evren henüz keşfedilememiş tüm evrenlerin tamamı sen ben hepimiz.
Bir insanı oluşturan hücrelerin,içimizde yaşayan bakterilerin tanrısı insanın bütünü olabilir mi ?
Bize çok büyük görünen her şey gezegenler evrenler falan aslında bir canlının tek bir atomu olabilir mi?
Şu yorumu yaptıktan 5 dakika sonra bu videoyu izlemek 😊
Spinozacıyım galiba :)
Çok güzel bir video olmuş teşekkürler. Panteizme ilgi duymaya başladım sanırım.
Spinoza tanrı doğa kavramı ile, materyalizme idealist bir sızma yaratmaya çalışmıştır. Bunu oldukça ilkel bir şekilde yapmaya çalışan Spinoza'nın ontolojisi çok ilkel ve basittir.
Sipinoza 300 yıl önce özgür irademiz yoktur demiş, ama 1350 yıl once"Cebriye" de " özgür irademiz yoktur, rüzgarın önündeki yaprak misaliyiz" demiş
Aksini söyleyen felsefecilerde çok, herkes birşey demiş
Mutezile Mezhebi de tam tersini söylüyor😊
evet ilginc.
@@gr645 mutezile ve maturidi... bunlar Ehli sünnet kelamcı ekolün önde gelenlerinden dir aralarında fikir ayrılığı vardır
Benim bildiğim kadarıyla eşariler ozgur irade yoktur der maturidiler vardır der
zaten özgür irade olmazsa bu dünyada sınav olmaz
@@ruscatv3034 Kelamcı ekol demek istediniz sanırım ? Evet Maturidi ve Mutezile akılcı Ekoller tabi Mutezilenin de çok hatalı görüşleri var ama düşünmeyi çok önemsemeleri önemli
Platinos metaforunun aynısı islamda da var.Südur teorisi ama orada belirtilen tanrının bilinmek istemsi ve yarıtılışın bir irade (kulli irade) değil bir zorunluşuk olduğunu ifade eder
bu arada senden özür dilerim objektif olmadığını düşünüyordum,muhtemelen ilk zamanlardan beri abonenim daha bi haftadır görüşlerini anlayabiliyorum
Eğer bir tanrı olsaydı, "son emirlerim şunlardır: 11, 12,13 vs" demesi gerekmez miydi?
Bir de Spinoza'nın bu katkılarını modern fizikte evrenin rastlantısallık kuralları olarak düşünebileceğimiz quantum fizik bağlamında yeniden yeniliklerle yorumlamak lazım. Videolar için teşekkürler.
Kesinlikle katılıyorum. Büyükler fiziğinden yola çıkınca tabi ki sifir ranstlantisallik sonucuna veriliyor ama parçacık fiziginden yola çıkınca herseyin bir olasılık olduğu sonucuna geliyoruz. Bizim nedensellik dediğimiz şey sadece olasılıkların belli bir noktada ağırlık kazanması. Bu aslında spinoza ile celismiyor bence. 1/1 olasilik sadece var olmak olasılığı. Diğer hersey birden küçük bir paya sahip. Yok olmak yada hiçlik ise 0/1 demek olduğu için anlamsız. Hani neyle bireyden söz etmek dahi saçma. Böylece var olanların varlık alanı içinde rastlantısal hareketleri söz konusu. Yani yarın sürü içinde bir ceylan aslana yem olacaksa bunun hangi ceylan olacağı belli bir olasılık dağılımıdır. Hiç kimse bunu aslanın aç olmasından ve buna benzer nedenlerden yola çıkarak kesin olarak bilemez. En yaşlı veya en genç ceylanlardan bir tanesi veya hastalık geçiren bir ceylan olabilir vs. Ama eninde sonunda aslan bir tane ceylan yiyecektir ve bu zorunluluktur tabi ki. Kısacası Kaos teorisi olmadan bugün bunları konuşmak bana göre biraz eksik kalır.
Kör tabiat
Serseri tesadüf Allah ile nasıl eşleşir? Her şey O değil her şey O'ndan.
İçerik, anlatım, tavır... Hepsi müthiş. Hızlandırmaya kıyamadım. Aheste aheste anlaya anlaya dinledim. Bayılıyorum... Harikasın diloş.
Herkese kendini fonksiyonlarını tanimasini dilerim
Etkileyici anlatımınız ve hissettirdikleriniz için çok teşekkür ederim. Yolunuz açık başarılarınız daim olsun.
28:50 de öğrenmenin özgürleştireceğinden bahsediliyor; insan kendi davranışının nedenlerini keşfederse bu nedenlerin kişi üzerindeki etkisi azalır. fakat bu ifade determinizmi bir balon gibi patlatacaktır. çünkü determinizm azaltılabilen bir nedenselliğe yahut kısmi bir zorunluluğa tahvil edilemez.
öğrenme (neden sonuç ilişkilerini kavrama), anlamlandırma, kurgulama (hayal kurma, hikaye oluşturma vb), amaç edinme gibi bilinç eylemleri determinizmle açıklanamaz. yalnızca insana özgü olan bu eylemler özgürlük alanındadır.
(yetişkin) öğrenme teorisi de aslında tam bu bakış değişikliği üzerine kuruludur: öğretenin kontrolünde, etki-tepki ve koşullandırmaya dayalı, dışarıdan motive edilen, nedene dayalı determinist öğrenme anlayışı [eski pedagoji] yerine öğrenen merkezli, amaca yönelik, öz motivasyona (öğrenenin konuyla ve amaçla bağlantı kurmasıyla) dayanan, bilgi ve tecrübenin bir kaynak olarak kullanıldığı özgürlükçü bir öğrenme anlayışı [andragoji] gelişti. [Bkz. Knowles, M. S., Holton, E. F., & Swanson, R. A. (2005). The adult learner: The definitive classic in adult education and human resource development. Amsterdam: Elsevier.]
Şahsi görüşüm; özgür irademiz yoktur, ama yaptıklarımızdan ve yapmadıklarımızdan sorumluyuz. Ve hatta sorumluluklarımızın da sınırı yoktur.
Kesinlikle sorumluyuz. Çünkü yaptıklarımızın nedenini, geçmişi şimdiyi geleceği sorgulama ve kurgulama kapasitemiz, zihnimiz var. Katılıyorum.
@@ekinyalcnkaya8430 Bana katılmakta emin misiniz? Determinizmi, Aristo'nun mantık ilkelerini, dili; hakikate ulaşmada engel olarak görüyorum. Kuantum mekaniği bulgularının, bunları güvenilmez hale getirdiğini iddia ediyorum. Diğer yorumumu da okumanızı tavsiye ederim.
@@ekinyalcnkaya8430 Zihnimizin "özgür" olduğu, genetik, sosyal, anatomik, rastlantısal etkilere açık olmadığını mı düşünüyorsunuz? Her davranış, düşünce ve duygulanım için, özgürlüğü zedeleyen ya da ortadan kaldıran hikayeler yazabiliriz. Hayat ve edebiyat, bunun yığınla örnekleriyle dolu.
Özgür irademiz yoksa nasıl sorumlu oluyoruz?
@@kayrayarar ışık hem dalga hem foton olur mu ? değil mi ama. 3. halin imkansızlığını Aristo söylemişti. Aristo ve Nevton gündelik işlerimizde işe yarıyor. Ta ki üstüne vazife olmayan düşüncelere dalmazsan.
Videoyu başa sara sara izledim çok iyiydi ilk videoyu da izledim
Az evvel keşfettim kanalınızı çok güzel
Almanya’dan sevgiler 🌈🌞🎈
Antik felsefeden modern felsefeye kadar külliyata çok hakim olmadığımdan ve felsefeye ilgimin olduğunu biraz geç yaşlarda fark ettiğimden dolayı, Locke'un ve Spinoza'nın felsefesini bilmediğimden kendi düşünsel yolculuğumla bu kanıya ilk varan kendimim sanıyordum. Düşünmek, felsefe yapmak güzel şey ama biraz meraklı olup felsefeyi, filozofların fikirlerini okuyarak eş zamanlı takip etmeyince benim gibi 2000 li yıllarda tekerleği yeniden icat etmiş gibi olunuyor.
Ben özgür irade konusuna ''algoritma'' metaforuyla yaklaşmıştım. Doğduğumuz andan beri edindiğimiz tüm duyusal veriler, doğuştan gelen iç güdülerimiz, büyüme evresi boyunca yaşadığımız duygusal travmalar, takipçisi olduğumuz ideolojiler, inançlar, gelenekler, tabular, beslendiğimiz gıdalar, ailemiz, bulunduğumuz toplum, coğrafya, tüm bunların bilinç altımızdaki iz düşümleri ve belki pek çok farklı etkene daha maruz kaldığımızda ortaya deterministik bir algoritma çıkıyor, yeni eklenecek verilerle bu algoritma güncellenebiliyor fakat bu onu deterministik olmaktan azad etmiyor. Bundan sonrası ise bu algoritmanın karşılaştığı olaylara (örneğin birisinin size bir tercih yapmanızı istemesi durumunda) bir kimyasalın başka bir kimyasalla reaksiyona girmesine benzer bir şekilde tepki vermesi gibi geliyor bana. Burada beden bütünlüğü bakımından bir bireyin karar vermesi ''özgür irade'' ilüzyonuna sebep oluyor. Libet deneyi bu teoriyi destekler nitelikte ama daha fazla çalışmalar yapılırsa bu felsefeye ilgi artabilir.
Eğer bu felsefeyle hareket edilirse, günümüz hukuk sistemi, psikoloji, sosyoloji gibi pek çok alanda güncellemelere gitmek zaruri olur.
Video için çok teşekkür ederim.
Bir önceki videodan bir kaç itirazım var:
Tanrı’nın varlığının evrene içkin olması, antropomorfizmden kaçınmak için söyleyebileceğimiz bir şey ise buna ne gerek var?
“Madde zıddıyla kaimdir” ilkesi gereğince varlık yok iken yokluk da yoktu. Buradan hareketle varlığın zorunlu olduğunu söylemek ne kadar doğru?
Yukarıda belirttiğim yerde, Tanrı’nın varlığı meydana getirmesi itibarıyla yokluğun da olduğunu çıkarsamış oluyoruz.
Öte yandan tasarım argümanında var olan, kişinin ürettikleriyle olan ilişkisi antropomorfizme kapı aralamaz; çünkü onu yokluktan var etme gücüne hiçbir beşer sahip değildir.
Bunun yanı sıra panteizm akımında Tanrı’nın evrene içkin olması onun nedeni olmadığını gösterdiği için kusurlu değil midir?
“Tanrı’nın nedeni kendisidir” önermesi doğrudur ve gerçektir ama bunu evren hakkında cari kılmamız evrenin nedeninin ne olduğunu sorgulamaya götürür. Şu halde Tanrı hakkında düşündüğünüzü evren hakkında neden düşünemezsiniz sorusunu suyu ıslatan şeyin ne olduğunu sormakla eşdeğer tuttuğumu ifade etmek istiyorum.
Allah’ın evrene olan içkinliğini çerçeveleyen panteizm, bana İslam düşünce tarihindeki Hulûliyye Mektebini hatırlatıyor.
Tekrar teşekkür ederim!
Sağlıcakla...
Kafanın içinde konuşan sesin bilinç olduğunu söylemek doğru değil örenğin bir eckhart tolle ye göre delilik hali... 27:00 daki cümle için dedim.
Anlatmak da kolay değil başarılarınızın devamınındilerim.
Katılıyorum. o zihin. bilinç başka bir şey. Dilara hanım bilinç - zihin farkını açmalı..
Ütü yaparken Spinoza dinlemenin faydaları: " yanlış tercihlerim sonucunda, evde ütü yapmak önemli sorumluluklarım arasına girdi" düşüncesi ile kendini suçlama psikolojisinin hafiflemesi...😊
Anlatımınız anlaşılır ve akıcı ... yeni çalışmalarınızda başarılar.
@@eminecavdar9412 ütü yaparken 3. Videoma geçtim ve dinlemeye başlamadan önce yorumlara bakarken sizi gördüm ahahaha
"Günbatımında gökyüzünün neden kırmızılaştığı hakkında biraz fikrinizin olması, romantizmi öldürmez." -Carl Sagan
öyle bir filozof düşünün ki herkesin ondan anladığı başka başka. en iyi felsefe dediği görüşler yorum farklarında manidar duruyor
Bu kitap tam sana göre sevval gercege cagri kitabi felsefe edebiyat kitabı okumalusin tafsiye ederim
Ölümlü bir varlığın seçeceği seçenekler, Yaratıcısının onun için belirlediği seçenek kadardır. Sistem içerisinde tanımlanan sınırlar dışına cikilamaz.
Biz insanlar da makinalara hükmederken aynı şeyi yapıyoruz. Makinanın seçeneği seçenekleri başlangıçta belirliyoruz.
Yapay zeka da bir bilgi havuzundan beslenir. Yapay zekanın yapacağı hareketler de sınırlıdır.
Neden bölümünden bahsettiğiniz zaman aklıma geleni paylaşmak istedim.
"Her harektimizden önce bütün sonuçlarını tahmin etmeye çalışsak, bunları ciddi olarak düşünsek, önce kesin sonuçları, sonra olası sonuçları, sonra rastlantısal sonuçları, daha sonra da hayali sonuçları düşünmeye kalksak, kımıldayamayız bile, tek bir adım atamayız."
José Saramago - Körlük
Emeğinize sağlık, çok güzel bir paylaşım olmuş.
Çok teşekkürler dostum. Alışveriş sepetindeki diğer kitaplar arasına bunu da ekleyip siparişi tamamlıyorum.
Harika bir kitap.
Spinoza'nın söylediklerini kabul ettiğimizi varsayalım, çünkü söyledikleri yabana atılacak şeyler değil. peki bu sistemden bir hukuk çıkar mı?
dakika göstergesinde başlık vermen çok iyi olmuş dilara (: eline sağlık... harikasın (:
Kesinlikle
33:17 belirlenmiş olduğumuzu belirleyen bu videoda, önceden belirlenmiş olmamın gerçekliğini ancak bugün keşfedebiliyor olmanın nedenselliğinin temellerini ararken, tüm bunları yaparak zihnimi yakmış olacağımı belirleyememiş olmam, en başta belirlenmiş olmamın sonucu mu yoksa nedeni mi?
Dilara :) Bir rüzgar gibi :)
insanın kendinden tanrıya gitmesi felsefe tanridan kendine gelmesi de dindir.
Kutsallıktan arındırılan bir yaşam aksine göre daha anlamlı bence
"Ya yaşamak işte"
@Muon Tau Farklı anlamlar yüklüyoruz o halde
@Muon Tau Eğer Tanrı olmasaydı sende olmazdın. Eğer sonum yokluksa varlığım niye?
@Muon Tau tanrı insanların hayatta anlam bulmak için uydurdukları bir şeydir bu durumda, sadece ölülerin deneyimleyebileceği bir öteki dünya var olanlar için bir şey ifade etmez. sen var olmak için bu nedenden güç alıyorsun o kadar
@@lcaiyn bu dediğin inançtır kanitlanamaz ister kabul edin ister etmeyin doğa inanç dünyasıdır bilim inancın çocuğudur.. doğa tamamen inançlar bütünüdür gerçek diye bişey yoktur..
@@vatandas178 bir şeyleri temellendirmek için temel almakla gelecek adına varsayımda bulunmak aynı şey değildir
Hayatımda izlediğim en saçma Video.
Panteist oldum hayırlı olsun :D yine harika bir video! Teşekkürler 🙏🏻
O zaman emin ol 3 gün sonra bir başka şeyde olabilirsin:) hemen karar verme:)
@@myvslr-kisiselblog döner dolasir yine panteist olur. Bende döndüm dolaştım panteist oldum
@@sudebera836 Neden bu kadar eminsin? Yıllardır tanrı var diyorsunuz, bu tanrı nerde bulan varmı acaba? Tanrı doğanın ta kendisiyse, kaos yaratan bir tanrı olduğu kesin.
@@Birinsan7363 insanın oluşumu peki?insanlar nasıl oluştu?
nihilizm nedense beni rahatlatıyor... yani anlamsızlık fikri muhteşem bir özgürlük veriyor bana nedense sanki okul 3 aylık tatile girmiş gibi .. :D çok teşekkürler süper bir video...
Tasavvufta Allahin tecelli etmesi denir cok guzel anlatmissin thank you
Çok hızlı konuşuyorsunuz. Söylediklerinizi beynimize yansıtamadan yeni bir cümleye geçiyorsunuz.
Oscar Wilde öyküsüne ithafen
Spinoza'nın şu sözü aklıma geldi;
"Havaya atılan bir taşın eğer bilinci olsaydı, yere kendi isteğiyle düştüğünü sanırdı."
Niye öyle sansin ki! Bi de şöyle düşün eğer bilinci olsaydı beni kim yerimden etti de diyebilirdi? Veya ziplayabiliyormusum! Yani Oscar vild3 söyleyince doğrumu oluyor? Bilinç derken ne kadar bilinç. İçinde irade var mı veya düşünebilme, muhakaem edebilme? 3ger bunlar varsa tasda çok daha farklı şeyler düşünme, sorma ihtimali vardır demektir. 😱
Felsefede öğrendiğim kavramların detaylısını bu kanaldan öğreniyorum saolun
Ağzına sağlık,çok etkileyiciydi.
Uzun yıllar islamın etkisinde yaşayıp bir anda Spinoza ile aydınlanıp kalmak... Yaşamımızın anlamını sürekli olumlama derdinde olduğumuz için Tanrısız ve ereksiz yaşam fikri ilk aşamada mutsuz etti. Sonra bu fikri aldım dedim ki bununla yaşayayım. Sonra bir baktım ki bu fikri alıp beni ben yapan süreçlere uyguluyorum. Bununla şunu yapayım diye düşünüyorum. Spinoza’yı anlamlandırmaya çalışırken Spinoza bende kendini kanıtladı.
Eee napcaz şimdi takılacak mıyız öyle.
Spinoza’ya doyamıyorumm♥️
Size bu kadar doyumsuz gelen Spinozanın neyine doyumsuz sunuz mesela?
Bu ifadenize sebeb olan nedir?
O zaman ethica yı evir çevir oku burada ki yüzeysel tanımlamadan çok daha ötesini görürsün bence
Keşke bende öyle diyebilsem ödevi yapabilmek için kaç saatir felsefe videolarına bakiyrm ama anliyamiyorum
Delgado'nun özgür iradenin olmadığına dair bir deney kurarken katılımcıdan rızasını alması etik prosedürler gereği olsa da tatlı bir ironi :)))) Sen ne yazık ki demişsin çok mu Dilozofçum
" özgür irade yoktur"diye yargıya verebilmenin bile özgür iradenin varlığını gerektirdiğini bilemeyecek kadar felsefe fukarasiyiz.
👍vaov😁 mükemmel dostum
özgür irade yoktur derken bile özgür irademiz yok işte
@@lcaiyn o zaman "özgür iradenin olmadığını " biçimindeki düşüncenin doğru olduğundan hiçbir zaman emin olamazsın çünkü insan düşüncelerinin "esintili bir rüzgarın sesinden "tepelerden duşen bir kayanın yuvarlanmasindan" bir farkı kalmaz.
@@Kemal.1903 doğru diye bir şeyin olduğunu nereden çıkardın, hak adalet doğru yanlış bu kavramları biz üretiyoruz toplum olarak. senin bahsettiğin seçenekler olması, çok fazla seçenek olması durumu özgür kılar mı tartışılır.
Mark twain insan nedir? Okumanızı tavsiye ederim. Özgür irade konusunu çok güzel anlatmış
Tek kelimeyle: muhteşem! 😍
Bu kitabı ihmal etme sevval gercege cagri kitabi felsefe edebiyat kitabı okumalusin tafsiye ederim
İç organlarımıza hükmettiğimiz gün özgür irademize inana biliriz.
Bu videodan sonra bir nörofelsefe videosu gelse keşke😍
Zihni ve bilinci nasıl tanımlarsak tanımlayalım bedenden ayrı bir şey olmadığını kabul de etsek yine de doğanın/maddenıin/varlığın kendisinde olmayan bir şey değil midir(fikir)? Kendisinde olmayan bir şey türettiklerinde nasıl bulunabilir? Belki de videoda kaçırdığım bir şeyler var ama bu düşünceyi bur türlü aşamıyorum.
diyemeyiz.
Enel hakk hallaç I Mahmut ta demiş zamanında
Rica etsem,Schopenhauer'ın özgür irade hakkındaki fikirlerinide paylaşabilir misiniz?
00:59 olmadiğıni..
Teşekkürler, bugünkü nafakamızı aldık..
Özgür iradenin yokluğuna dair kanıtlar ateistleri bile çileden çıkartmıştır. Bunun nasıl olduğuna dair bir kaç örneği şu yazı serisinde inceledim.
Özgür irade var mıdır - 1 : Kanıtlanmış İllüzyon (Ali Aksoy)
antalyatv.com/ozgur-irade-var-midir-1-kanitlanmis-illuzyon-ali-aksoy/
bu video yu cekmeniz icin sizi zorlayan biri bir kuvvet bir neden varmiydi? basiniza silah mi dayadilar bu video yu cekin diye?
tabiki hayır! siz bu vodeo yu kendi ozgür iradenizle cekmeyi ve yayinlamayi sectiniz. hala ozgurluk yok nasil diyebiliyorsunuz anlamak mumkun değil.
Buraya kadar gelmişken Muhyiddin İbnü'l-Arabî den bahsedecek misiniz?
Değindiğin soru (33:57) benim için de büyük problemdi, eğer bir tanrı yoksa hiçbir şeyin anlamı olmadığını ve yaptığım her şeyin de kozmik ölçüden bakarsak çok değersiz olduğunu düşünüp bu çok acımasız diyordum ve tanrı sırf bu yüzden bile olmalı diyordum. Dediğin açıdan bakınca daha anlamlı geldi her şey ama yine de hala tanrının var olduğunu reddettim denemez... Teşekkürler Dilozof, sen bu dünyaya fazlasın o yüzden cennette ebediyen takılmanı sağlayacak bir tanrı fikri gayet cazip gibi görünüyor :)
Sadece bu dünyada misafirin. Misafir gibi yaşamak en doğru yoldur. Naçizane tavsiyem. Misafir olduğunuzu unutmayınız.
Spinozanın neden mutlu olduğunu bu videodan sonra daha iyi anlıyorum
Düşünce ufkumuza yeni bir pencere açtınız teşekkürler
Doğada belirlilik varsa bu demektir ki, her şeyi belirleyen her şeyi sonsuz ve dolayısı ile aşkın Biri vardır. O da her şeyi var etmiş olan Allah 'tir. Allah her şeyi istemesi üzerine var etmiş ve etmektedir. O her şeyi tecellileri ile var gösterdiği gibi, bizlerede bizliğimizi yani kimliğimizi biz olarak vermiş ve biz kendimizi biz olarak bilmekteyiz. Bizler ancak bu sınır içerisinde bulunmaktayız ve bu çerçeve içerisinden çıkıpta Yaratıcı açısından bakmaya kalkmak daima yanıltıcı olacaktır ve olmuşturda. Spinoza gibiler bu hataya düşerek haddini aşmış şaşkın tiplerdir. Söyledikleri hep kendine göre uydurduğu bir çeşit putperestliktir. Bu yüzden mantıklı kimseyi ikna edemez. Bunlar gerçeğe ulaşamamış ve ulasamayacaklardir.
Her şey Allahin yaratması ve idaresi altında olmasıyla beraber, O bizlere insan olarak varlığımıza akıl ve seçme özelliğide vermiştir ve bunu kullanma kuvvetide vermiş ve vermektedir. Yani kendi yaratılmış olduğumuz çerçevede akıl ile seçebilme kabiliyetide Onun tarafından bizlere verilmiş ve böylece onları kullanıp bu dünyada gelişmek ve Ona inanarak kullukla beraber iyi insanlar olmak için tutulduğumuzu, Yaratıcımiz ta ilk yarattığı insan ve peygamber ile bildirmiş ve bütün kitaplarında açıkça ifade etmiştir. Bu dünyadaki hayatımızda, uzun bir hayat yolculuğunun, yalnızca sonra olacakları belirleyici bir bölümü olup sonsuz hayata hazırlık olduğunu ve bütün gelismemizin amacınında bu olduğunu söylemiştir.
İnsanoğlunun bu evrendeki varlığının keşfetmek olduğuna inanıyorum. Allah inancıda buna dahil.
Yani benim midem bedenimin bir parçası ama asla ben değil,bütün organlarım,hormonlarım ve bütün hücrelerimle birlikte ben oluşuyor ve hiçbir parçam kafasına göre çalışamıyorken,bir parçamın bozulmasıylada bütünüm bitebiliyor(ölmek)..v.s.
Yaratıcının sonsuzda bir görüntüsüdür evren belki de... onun bir gorutinsunden tamami yorumlanamaycagi için tasavufta Allah Akbardir denmiş. Tipki bir film ceken ekibin filminden bir kesit alip o kisiyi o kareyle sinirlamaya kalkarsak ....evrenin bir bölümüyle de yaratıcıyi sınırlayamayiz. Algılanamaz....ama yordanabilir....
Var olmanın kendisi anlam ise biz neden okuyoruz öğreniyoruz ve kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz tabiki de mutluluk değil bence amaç daha iyi ulaşma isteğidir. Bize değer katan ve yaşamı anlamlı kılan şey doğa ile uyum içerisinde olup kendimizle barışık bir şekilde huzuru refahı adaleti iyiligi yani fitratimizdaki potansiyeli açığa çıkarmaya çalışarak yaşam alanimizi cennete çevirmenin gayreti içerisinde olmaktır. Belki bizim ömrümüz ve gücümüz dünyayı cennete çevirmeye yetmeyecek ama kendimizi ve bulunduğumuz yeri eskisinden biraz daha guzel hale getirebiliriz. Bana göre cennet insanın evriminin gerçekleştiği daha üst bir yaşam şekli ve oraya ancak fıtratına ve çevreye en iyi uyum sağlayanlar ulaşabilir
Anlatılanlar gerçek payı var çekilen bir sinama filminin sonradan oynatılması gibidir sadecee oyuncular çekilen filmi daha önce izleme fırsatı bulamadıkları için önüne çıkan olaylar sürpriz niteliğinde yaşam denen olay tam manasıyla tekrardan ibarettir daha önceden çekilen filmimizi tekrar yaparken aldığımız mutluluk ve yanlışa dogruya olan seçme hakkı iradesi
Tebrik ederim. Spinoza'yı anlamakta çok istifade ettim. Teşekkürler.
Panteizm açısından bakacak olursak, dünya insanlar burada yaşasın diye yaratılmadı, dünya varolduğu ve uygun koşullar sağlandığı için insanlar burada yaşayabiliyor diyebilir miyiz? Ben hep böyle düşünürdüm, meğer panteist bir anlayışmış :D
Hâmiş: Bu kadar düşünme becerisinden sonra insan biraz daha sıra dışılık bekliyor ama cennet ve cehennem kavramı, a'vâmın anlayışından öteye gitmedi maalesef... Dünya hayat ("dünya hayatı" değil Elmalılı'nın doğru tespiti ile "dünya hayat=önceki hayat) kavramını, ölümü, cenneti ve cehennemi bir de Muhammed İkbal'den okuyun (35. dakika başında "anlamı nasıl tesis ettiklerini merak ederim dediğiniz için özellikle bu gerekli) : "Kur’an’ın ölümsüzlükle ilgili hükmüne gelince orada insan hayatının bir başlangıcı olduğu, ölümden sonra bu dünyaya tekrar dönmenin imkânsızlığı ve dünya hayatının sonluluğunun bir talihsizlik olmadığı açıkça dile getirilmiştir. Fakat bu, insanın değersiz olduğu anlamına gelmez. Hayat, insanın bütün imkân ve kabiliyetlerini geliştirmeyi sağlayan bir “benlik inşa etme” alanıdır, ölüm ise 'ben'in faaliyetlerini sınava çeken ilk hadisedir. Esasen ölüm ve hayatın nihaî anlamı, Kur’an’ın ifadesiyle kimin amel yönünden daha iyi olduğunun belirlenmesinde saklıdır (el-Mülk 67/2). Cennet ve cehennem birer mahal değil “hal”dir. Cehennem insanın ortaya koyduğu başarısızlığın acı bir idraki, cennet ise benliği yıkan ve dağıtan güçler karşısında kazanılan zaferin getirdiği mutluluktur. İslâm’da ebedî lânet diye bir şey yoktur. Bazı âyetlerde cehennemle ilgili olarak geçen ebediyet mefhumu bizzat Kur’an’da “çağlar boyunca” şeklinde açıklanmaktadır (en-Nebe’ 78/23). Şu halde cehennem ıslah edici bir özelliğe sahiptir."... işte böyle diyor M. İkbal... Ayrıca kıymetli Dilara Hanım; videonun sonunda hem dinin kutsallarını (iyi olmak, iyilik yapmak, başkası için bir şeyler yapmak, haksızlıklara ve zulme karşı mücadele etmek, aileye sahip çıkmak onlarla sevgi dolu vakitler geçirmek, yetime-öksüze sahip çıkmak vs...bu arada Müslüman bunları bir ödül-ceza zorunluluğundan dolayı yapmaz zaten yapılması doğru olduğu için yapar) olumsuzlayıp hem de yine bu tür iyi olmak adına davranışları yapın diyerek (35 ve 36. dakikalarda) aynı kutsalları siz de tavsiye ediyorsunuz. Yani Spinoza'yı, o samimi Mü'min insanı bir daha ve daha derin düşünerek mi okusak nedir? Selam ve saygılarımla
Tanrının var olduğunu düşününce var yok olduğunu düşününce de yok oluyor aslında ama bir yandan da varlıksallığından bahsedilen her şey olmayı hak eder ne dersin ☀️💓sevgiler
Büyük üstad Spinoza olayı basitçe bitirmiş .. kızımız zorlaştırıyor