Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam... Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim. İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman özlemeye başladım herkesi... Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra.. Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı... Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı... Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda, solculuk oynamaya başladık.. Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla... Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle... Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi.. Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu. Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri. Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben. Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim.. Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak.. Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu.. Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri. Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum. Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum. Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum Muş ovasının yalancı maviliğini Otobüs oluyordum bir süre Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde Otobüs oluyordum Bir ülkeden bir iç ülkeye Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum. Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin Korkuyordum Sonra iniyordum otobüsten Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun, ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk, ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum. Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda.. Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği bir yol üstü lokantasında Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan Doğubayazıt'ın herhangi bir toprak damında Ben seninle herhangi bir insan elinin terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim
O yıllarda başladım dinlemeye, sadece dinledim ,kendimi iyi hissettiriyordu, oysa benim de şiirdeki gibi yaşanmışlığım olmadi ama sanki birşeyler beni bu şiire çekiyordu ,sonradan Anladim bu ruh halini, insan ihtimalleri kendi oluştururmuş.
'BEN SENİN BENİ SEVEBİLME İHTİMALİNİ SEVDİM' yılmaz erdoğan ne güzel söylemiş değil mi insanı düşündürüyor bu söz sanki beş on sayfalık yazıyı bir satıra sığdırılmış gibi geliyor insana ne kadar anlamlı bir söz
bu şiiri okuduysa sevdiğiniz size kalmayacagi için .....kalmak zor olacagi için okumuştur gitmek kolay çünkü ..... Allah ve Resulü dışında sevilecek başka gerçek yok canlar...kimsenin sevebilme ihtimalide olmayın .... ortası yok ya sevilin yada sevilmeyin ama ihtimale kalmayın 🧡
2004 yılında dinlemiştim ilk kez sanırım. Belki de bana şiiri sevdiren şiir budur. Ölümün kıyısında aklıma geldi onu dinlemek. Oğlum birgün bu yorumu okursan babanı affet. Sana layık olamadım. Seni çok seviyorum canım oğlum. Bensiz büyeyeceksin.
Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde Ama sen yoktun. Bu satırların ne demek istediğini herkes anlar ama o benim aldığım hissiyatı sadece çocukluğundan beri şiir yazanlar alır. Yüreğim kabardı Yılmaz hocam bu nasıl bir kalem nasıl bir derin düşünmektir helal olsun.
Yılmaz Erdoğan 'ın farklı bir şiir anlayışı var gerçekten. Tümceler içerisinde kelimelerle oynamayı seviyor. Mısralarına yer yer serpiştirdiği farklı imgelerle ve mekanları soyutlaştırıp bu imgelere bağlamasıyla farkını belli ediyor. Şiir dilinde ara ara apolitik bir dil kullanıp aynı şekilde entelektüel bir dille kaynaştırıyor. Burada ilginç bir kelimeler dansı, şöleni oluyor. Fakat işte bu şölen bazen kelimeleri asıl anlamından uzaklaştırıp sadece bir ses, bir imgelemsel varlığa dönüştürebiliyor. Bunun da üstesinden gelebiliyor çoğu zaman. En azından bu kavramsal kargaşayı okuyucunun aklını bulandıracak, şiirin genel aurasından çıkartacak kadar yoğunlaştırmıyor şiirlerinde. Kendince farklı bir tarz oluşturduğunu söyleyebiliriz. Şiir dilinde yer yer mekanikleşen söylemlerini çokçabuk estetikleştirmesiyle şimdiden nevi şahsına münhasır bir havaya bürünmüş.
Bu şiiri lise yıllarımda ezbere söylüyordum, ama çeyrek asır önce...
5 лет назад+11
Beni seni Sessiz gecelerde Ağladım saatlerde Dinlediğim saniyelerde Sevdim ve seviyorum Ama sen başkasıyla geçirdin o güzel günleri eğer duyuyorsan veya görüyorsan harabeden başka bir şey değilim ben sadece SENIN BENI SEVEBILME IHTIMALINI SEVDIM :,(
Recep , ben senin beni sevebilme ihtimalini sevmiştim. Yıllar geçse de sen geçmeyeceksin içimden , hislerimden. Bana gönderdiğinde bu şarkıyı yanından dönüyordum otobüs yolculuğunda ve senin beni sevebilme ihtimalini o zaman sevdim ama olmadı şimdi ise başkaları için dinliyorsun bu şarkıları olsun senin canın sağ olsun.
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk Olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam Ben seninle bir gün veyselkarani'de haşlama yeme İhtimalini sevdim İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman Özlemeye başladım herkesi Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri Özlemeye başladım sonra Bizim kemalettin tuğcu'larımız vardı Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi Sıralarda Solculuk oynamaya başladık Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar Kontrgerilla Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu Pütürlü duvarlara ve Türk dil kurumu'na inat bir türkçeyle Ağbilerimizden öğrendik, s harfinden orak çekiç figürleri Türetmeyi Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber Bültenleri Oysa ankara'da hiç sevişmedim ben Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik Dikenleri saymazsak Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu Haber bültenleri Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi Adım Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama Sen yoktun Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni Teneffüs saatlerinde Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman Griliğine götürüyordu Ben, senin benimle tunalı hilmi caddesi'ne gelebilme İhtimalini seviyordum Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır Gevrekliğini Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez Sürgünü Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum Muş ovasının yalancı maviliğini Otobüs oluyordum bir süre Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım Otobüs camının garantisinde Otobüs oluyordum Bir ülkeden bir iç ülkeye Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın Listesinin Korkuyordum Sonra iniyordum otobüsten Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun Ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk Ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk Olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam Ben seninle bir gün van'daki bir kahvaltı salonunda Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği Bir yol üstü lokantasında Ben seninle, ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında Bakan Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında Ben seninle herhangi bir insan elinin Terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim
Ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim. Her şeyi sen beni daha çok sev diye yaptım. Sen hiçbir şeyi görmeden ölüp gittin. Ne anlamı kaldı bunca şeyin.
Bu şiiri dinlediğim sıralarda sene 2016nın Kasım ayında acemi birliğim Ankara/Polatlı'ya çıkmıştı. Yılmaz Erdoğan sayesinde Ankara' ya bakış açım değişmişti. Ben Ankara'yı sadece Anıtkabir aşkıyla severken bi anda karbonmonoksit çekmeye başladım ciğerlerimin köşelerine 🥲 Askerlik eğitimlerinde daha yağmadan ayazında titreten Ankara karına marşlar söylerdik "Bir kar yağar ince ince topçuların hali nice bir operasyon var bu gece vur vur topçu komando" diye diye Topçu ve Füze Okulunun karşısındaki apartmanlarda bize acınası gözlerle bakan kızlara sesimizi yetiştirmeye çalışırdık 🥲 Ha bu arada kapalı mekanlarda sevişme önerisini dinlemiştim haber bültenlerinin ; belki bi ihtimal diye messengerdan sevgili bile yapmıştım 45 günlük hikayemde 🙈 Ciddi ciddi askeriyenin demir parmaklıklı duvarlarının arkasındaki fabrikalardan ; Ankara'ya usul usul karbondioksit yağıyordu 😇 Aradan yıllar geçti, bugün tarih 6 Nisan 2023 saat gece 04:06 🥲 Askeriyeye gizli saklı kattığımız android telefondan kenarda köşede kısık sesle dinlerken bu şiiri şimdi kendi evimin mutfağında aynı ses seviyesinde buruk gülümsemelerle dinliyorum 🥲 çünkü odada eşim ve 6 buçuk aylık oğlum uyuyorlar 🥰 şimdi ara sıra arabayla Karaman sokaklarında gezerken dinliyorum bu şiiri ; geçtiğim Karaman yollarında Ankarayı düşünerek 😇 sanırım askerlik anılarımı eşimin dinlemekten sıkıldığını düşünerek yorumlarda zamanınızı "gaspettim" 🙈 hepinize saygılarımı sunuyorum ve bu kusursuz şiirin sesini bi tık daha yükseltiyorum 🥰 Hayırlı geceler cümleten 🖤
kimse kimseyi sevmek zorunda değil ve kendimizi zorla sevdiremeyiz kimseye, fakat sevdiğimizin bizi sevebilme ihtimali ile hayal kurar ihtimalleri sevmek ile yetiniriz... Ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim..
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk Olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam Ben seninle bir gün Veysel Karani’de haşlama yeme İhtimalini sevdim İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında Ankara’da karbon monoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman Özlemeye başladım herkesi Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri Özlemeye başladım sonra Bizim Kemalettin Tuğcu’larımız vardı Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi Sıralarda Solculuk oynamaya başladık Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar Kontrgerilla Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu Pütürlü duvarlara ve Türk Dil Kurumu’na inat bir Türkçeyle Ağabeylerimizden öğrendik, ş harfinden orak çekiç figürleri Türetmeyi Ankara’ya usul usul karbon monoksit yağıyordu Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber Bültenleri Oysa Ankara’da hiç sevişmedim ben Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik Dikenleri saymazsak Ankara’ya usul usul kurşun yağıyordu Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu Haber bültenleri Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi Adım Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama Sen yoktun Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni Teneffüs saatlerinde Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman Griliğine götürüyordu Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi’ne gelebilme İhtimalini seviyordum Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır Gevrekliğini Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez Sürgünü Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum Muş ovasının yalancı maviliğini Otobüs oluyordum bir süre Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım Otobüs camının garantisinde Otobüs oluyordum Bir ülkeden bir iç ülkeye Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın Listesinin Korkuyordum Sonra iniyordum otobüsten Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun Ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk Ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk Olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam Ben seninle bir gün Van’da ki bir kahvaltı salonunda Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği Bir yol üstü lokantasında Ben seninle, ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında Bakan Doğu Beyazıt’ın herhangi bir toprak damında Ben seninle herhangi bir insan elinin Terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim Kaynak: www.sarkisozlerihd.com/sarki-sozu/yilmaz-erdogan-ben-senin-beni-sevebilme-ihtimalini-sevdim/
Öyle çok ben değilim ki Öyle çok sensin ki ben Ben ne ara böyle senin beni sevebilme ihtimalini sevdim bilmiyorum ki hayat veren... Ben ne ara seninle aynışarkıyı dinleme, aynı gökyüzüne bakma ihtimalini sevdim ben ne ara senli bütün ihtimalleri sevdim. Ben ne ara yılmaz erdoğanların şiirlerini dinleyecek kadar aşık oldum...😞😞
Yanıma geldiğin zaman nabzım 200'ü geçiyor, bir bakışın ömrümden 10 yıl alıyor, Bir laf desen dilim tutuluyor konuşamıyorum, bana dokundugunda bile rüyada gibi hissediyorum kendimi, bitkisel hayata giriyorum,ben bunları düşünürken sen de beni biraz olsun düşünüyormusun.. ya da aklına geliyormuyum dilek aşığım sana ama sen hiç gelmeyeceksin biliyorum
┏╋━━━━━━◥◣◆◢◤━━━━━━╋┓ Bunu okuyan arkadaşım ┗╋━━━━━━◥◣◆◢◤━━━━━━╋┛ ┌───────────────────────────────────────────────────┐ Belki seni tanımıyorum, şu an kiminle nerede neler yapıyorsun bilmiyorum ama, Tek bildiğim bu dünyada yaşayan herkes gibi seninde canını sıkan bazı şeyler oldu. Şimdi, canını sıkan her ne ise, geçeceğini unutma. Ve sen her zaman çok değerlisin. Son olarak şunu unutma! Sen neleri atlatmadın ki ¿ İnşallah rabbimin izniyle bunu da atlatırsın. Kendine iyi bak, gülümse. ☺ ♥ └───────────────────────────────────────────────────┘
Bizi çocukluğumuza götürdü bu şiir yetenek ve saygı duyulacak bir sanat var.
2023 bu güzel şiiri hala dinleyenler vardır umarim😊
Bu güzel şiirleri, benim gibi yalnız dinleyenler var mı ki ?..
Olmaz olur mu
ve suan mutfakta raki iceyorum ve dinliyorum
Sevgi öztekin her daim
Şiirler derken 1 şiir var burda, ses açık tüm ev ahalisi de dinliyor :) yalnız dinlesen ne ki adam kendi hayatından bir kesit sunmuş!
Tuncay Yazicioğlu bunun gibi güzel şiirleri demek istemiş :)
Platonik aşk ancak bu kadar güzel anlatilabilirdi. 😔😔😔
bu siir beni hep bitiriyor en güzel siir ❤
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.
İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
özlemeye başladım herkesi...
Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra..
Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı...
Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı...
Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda,
solculuk oynamaya başladık..
Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla...
Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve
Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle...
Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi..
Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.
Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri.
Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben.
Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim..
Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak..
Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu..
Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri.
Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde
Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu
Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum.
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.
Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini
Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü
Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum
Muş ovasının yalancı maviliğini
Otobüs oluyordum bir süre
Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde
Otobüs oluyordum
Bir ülkeden bir iç ülkeye
Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum.
Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin
Korkuyordum
Sonra iniyordum otobüsten
Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun,
ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk,
ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum.
Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda..
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda
Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği
bir yol üstü lokantasında
Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan
Doğubayazıt'ın herhangi bir toprak damında
Ben seninle herhangi bir insan elinin
terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim
Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim
O yıllarda başladım dinlemeye, sadece dinledim ,kendimi iyi hissettiriyordu, oysa benim de şiirdeki gibi yaşanmışlığım olmadi ama sanki birşeyler beni bu şiire çekiyordu ,sonradan Anladim bu ruh halini, insan ihtimalleri kendi oluştururmuş.
'BEN SENİN BENİ SEVEBİLME İHTİMALİNİ SEVDİM'
yılmaz erdoğan ne güzel söylemiş değil mi insanı düşündürüyor bu söz sanki beş on sayfalık yazıyı bir satıra sığdırılmış gibi geliyor insana ne kadar anlamlı bir söz
bu şiiri okuduysa sevdiğiniz size kalmayacagi için .....kalmak zor olacagi için okumuştur gitmek kolay çünkü .....
Allah ve Resulü dışında sevilecek başka gerçek yok canlar...kimsenin sevebilme ihtimalide olmayın .... ortası yok ya sevilin yada sevilmeyin ama ihtimale kalmayın 🧡
2004 yılında dinlemiştim ilk kez sanırım. Belki de bana şiiri sevdiren şiir budur. Ölümün kıyısında aklıma geldi onu dinlemek. Oğlum birgün bu yorumu okursan babanı affet. Sana layık olamadım. Seni çok seviyorum canım oğlum. Bensiz büyeyeceksin.
Şu şiiri dinlerken çok şey yazılabilir,
Ne yazarsam yazayım ne içimdeki ateş söner nede giden geri gelir.
Vel hasıl çok sevdik, herşeyden çok,
Bütün şiir lerini ezbere biliyorum defalar ca dinledim hepsi bir birinden güzel yılmaz hoca nın .
Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde
Ama sen yoktun.
Bu satırların ne demek istediğini herkes anlar ama o benim aldığım hissiyatı sadece çocukluğundan beri şiir yazanlar alır. Yüreğim kabardı Yılmaz hocam bu nasıl bir kalem nasıl bir derin düşünmektir helal olsun.
Ben seni Beni sevme ihtimalini sevdim
Helal olsun 👏🏻👏🏻👏🏻
Abi adam yazmış yaaa bizde aşktan bahsediyoruz bence aşk denilen şey kelimeleri hissettirecek şekilde yaşamakmış
Kemal Bayram 👍👍
Binlerce şiirin ardından geriye kalan
Kelimeler yetemedi hirçbir zaman
Harika anlatiyor,insan onu dinlemekten bikmiyor insan süper yüregine saglik 👍⚘️
Malsefff var senin gibi yanlız dinleyen malesef var kardeşim insanın içine dokunuyor okadar guzelki
Yılmaz Erdoğan 'ın farklı bir şiir anlayışı var gerçekten. Tümceler içerisinde kelimelerle oynamayı seviyor. Mısralarına yer yer serpiştirdiği farklı imgelerle ve mekanları soyutlaştırıp bu imgelere bağlamasıyla farkını belli ediyor. Şiir dilinde ara ara apolitik bir dil kullanıp aynı şekilde entelektüel bir dille kaynaştırıyor. Burada ilginç bir kelimeler dansı, şöleni oluyor. Fakat işte bu şölen bazen kelimeleri asıl anlamından uzaklaştırıp sadece bir ses, bir imgelemsel varlığa dönüştürebiliyor. Bunun da üstesinden gelebiliyor çoğu zaman. En azından bu kavramsal kargaşayı okuyucunun aklını bulandıracak, şiirin genel aurasından çıkartacak kadar yoğunlaştırmıyor şiirlerinde. Kendince farklı bir tarz oluşturduğunu söyleyebiliriz. Şiir dilinde yer yer mekanikleşen söylemlerini çokçabuk estetikleştirmesiyle şimdiden nevi şahsına münhasır bir havaya bürünmüş.
Apolitik mi ahh hocam, siz şimdi şiiri anladığınızı mı sanıyorsunuz..
Bugün masaya kalbimi bıraktım gözlerine bakarken
Bu şiiri lise yıllarımda ezbere söylüyordum, ama çeyrek asır önce...
Beni seni
Sessiz gecelerde
Ağladım saatlerde
Dinlediğim saniyelerde
Sevdim ve seviyorum
Ama sen başkasıyla geçirdin o güzel günleri eğer duyuyorsan veya görüyorsan harabeden başka bir şey değilim ben sadece SENIN BENI SEVEBILME IHTIMALINI SEVDIM :,(
Recep , ben senin beni sevebilme ihtimalini sevmiştim. Yıllar geçse de sen geçmeyeceksin içimden , hislerimden. Bana gönderdiğinde bu şarkıyı yanından dönüyordum otobüs yolculuğunda ve senin beni sevebilme ihtimalini o zaman sevdim ama olmadı şimdi ise başkaları için dinliyorsun bu şarkıları olsun senin canın sağ olsun.
peki
Hele de çocukluğu, gençliği Ankara'da gecenler için tam içmelik şiir. Tebrik ediyorum. Insanı diyardan diyara götürüyor.
Yavaş Hakan ciğerimi söktün-
Cehennem insan yüreğinde sevginin bittiği yerdir..
Muazzam sözler özgün bir tarz.
Bu şir ilk kurbet çıkınca şehirler arası otobüste dilmiştim şimdi çok huzlenyorum
Ben soyut dertleri anlatamamayı bilirim sadece sende anlar gibiydin o derdi
Ezberledigim ilk siir..
şehirlerarası Ankara yolculuğu yaparken playlist olması gerekenlerden :)
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk
Olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
Ben seninle bir gün veyselkarani'de haşlama yeme
İhtimalini sevdim
İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
Özlemeye başladım herkesi
Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri
Özlemeye başladım sonra
Bizim kemalettin tuğcu'larımız vardı
Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı
Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi
Sıralarda
Solculuk oynamaya başladık
Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar
Kontrgerilla
Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu
Pütürlü duvarlara ve
Türk dil kurumu'na inat bir türkçeyle
Ağbilerimizden öğrendik, s harfinden orak çekiç figürleri
Türetmeyi
Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu
Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber
Bültenleri
Oysa ankara'da hiç sevişmedim ben
Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim
Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik
Dikenleri saymazsak
Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu
Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu
Haber bültenleri
Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi Adım
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama
Sen yoktun
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni
Teneffüs saatlerinde
Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman
Griliğine götürüyordu
Ben, senin benimle tunalı hilmi caddesi'ne gelebilme
İhtimalini seviyordum
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum
Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır
Gevrekliğini
Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez
Sürgünü
Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum
Muş ovasının yalancı maviliğini
Otobüs oluyordum bir süre
Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım
Otobüs camının garantisinde
Otobüs oluyordum
Bir ülkeden bir iç ülkeye
Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum
Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın
Listesinin
Korkuyordum
Sonra iniyordum otobüsten
Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun
Ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk
Ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum
Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk
Olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
Ben seninle bir gün van'daki bir kahvaltı salonunda
Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği
Bir yol üstü lokantasında
Ben seninle, ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında
Bakan
Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında
Ben seninle herhangi bir insan elinin
Terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim
Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim
Ankara'da kar yağıyor ama sensizim :)
Elbet bir gün seninle Ankara'nın soğuk ve sisli sokaklarında beraber dolaşacağız~Begüm "Ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim." 16.10.2022 ❤️
Ahh Ankara Ah!!!...
Ben senşn beni sevebilme ihtimalini sevdim❤
Ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim
Ah gençliğimiz ah
Soğuk ve şehirler arası otobülerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Doğubayazıt İshak paşadan ağrı dağına bakmak. Ve seni hatırlamak...
Ben Senin Beni Sevebilme ihtimalini sevdim ❤️Yılmaz şairligin şahane, Yönetmenligin dahada şahane, Aydın demokrat,çagdaş, Güzel adamsın. Vesselam.🌲❄️⭐
Ben senin beni sevme ihtimalini sevdim canımın içi ❤😢
buraya gelince aklına en son gelecek oldugum insanın, aklıma yıllarca ilk sırada gelmesi... #2020
Benim dedem ve yılmaz dedem aynen öyle teyze oğlu gerçek 👏👍👌👏👏👏👏👍
Ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim. Her şeyi sen beni daha çok sev diye yaptım. Sen hiçbir şeyi görmeden ölüp gittin. Ne anlamı kaldı bunca şeyin.
Belki aşkı Türkçe defterine değil de matematik defterine yazsaydık artısını eksisini gelirini giderini hesaplayıp bu kadar acı çekmezdik.
...çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum...
Sevmek zor sevmesen olmaz...👌🌠🌖💫🌌✌️🌼🕊️🌏❤️☀️🎶🐦💙🌺🤲
Bize yazılmış ama sen başkasıyla dinle
Bu şiiri dinlediğim sıralarda sene 2016nın Kasım ayında acemi birliğim Ankara/Polatlı'ya çıkmıştı. Yılmaz Erdoğan sayesinde Ankara' ya bakış açım değişmişti. Ben Ankara'yı sadece Anıtkabir aşkıyla severken bi anda karbonmonoksit çekmeye başladım ciğerlerimin köşelerine 🥲 Askerlik eğitimlerinde daha yağmadan ayazında titreten Ankara karına marşlar söylerdik "Bir kar yağar ince ince topçuların hali nice bir operasyon var bu gece vur vur topçu komando" diye diye Topçu ve Füze Okulunun karşısındaki apartmanlarda bize acınası gözlerle bakan kızlara sesimizi yetiştirmeye çalışırdık 🥲 Ha bu arada kapalı mekanlarda sevişme önerisini dinlemiştim haber bültenlerinin ; belki bi ihtimal diye messengerdan sevgili bile yapmıştım 45 günlük hikayemde 🙈 Ciddi ciddi askeriyenin demir parmaklıklı duvarlarının arkasındaki fabrikalardan ; Ankara'ya usul usul karbondioksit yağıyordu 😇 Aradan yıllar geçti, bugün tarih 6 Nisan 2023 saat gece 04:06 🥲 Askeriyeye gizli saklı kattığımız android telefondan kenarda köşede kısık sesle dinlerken bu şiiri şimdi kendi evimin mutfağında aynı ses seviyesinde buruk gülümsemelerle dinliyorum 🥲 çünkü odada eşim ve 6 buçuk aylık oğlum uyuyorlar 🥰 şimdi ara sıra arabayla Karaman sokaklarında gezerken dinliyorum bu şiiri ; geçtiğim Karaman yollarında Ankarayı düşünerek 😇 sanırım askerlik anılarımı eşimin dinlemekten sıkıldığını düşünerek yorumlarda zamanınızı "gaspettim" 🙈 hepinize saygılarımı sunuyorum ve bu kusursuz şiirin sesini bi tık daha yükseltiyorum 🥰 Hayırlı geceler cümleten 🖤
Vay be askerliğim geliyor aklıma , 1997 Hakkari'ye gidiyorum bu şiirle
Ciğerimiz kalmamıştır
Ben seninle herhangi bir insan elinin terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim...
peki
kimse kimseyi sevmek zorunda değil ve kendimizi zorla sevdiremeyiz kimseye, fakat sevdiğimizin bizi sevebilme ihtimali ile hayal kurar ihtimalleri sevmek ile yetiniriz...
Ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim..
Eger yureginiz temiz sevgilere özlem duyuyorsa yılmaz Erdoğan doğru adres
Hepde sevdigin yakiyor canini deligibi anlayamadim
Deniz, ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim...
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk
Olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
Ben seninle bir gün Veysel Karani’de haşlama yeme
İhtimalini sevdim
İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
Ankara’da karbon monoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
Özlemeye başladım herkesi
Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri
Özlemeye başladım sonra
Bizim Kemalettin Tuğcu’larımız vardı
Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı
Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi
Sıralarda
Solculuk oynamaya başladık
Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar
Kontrgerilla
Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu
Pütürlü duvarlara ve
Türk Dil Kurumu’na inat bir Türkçeyle
Ağabeylerimizden öğrendik, ş harfinden orak çekiç figürleri
Türetmeyi
Ankara’ya usul usul karbon monoksit yağıyordu
Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber
Bültenleri
Oysa Ankara’da hiç sevişmedim ben
Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim
Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik
Dikenleri saymazsak
Ankara’ya usul usul kurşun yağıyordu
Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu
Haber bültenleri
Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi Adım
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama
Sen yoktun
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni
Teneffüs saatlerinde
Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman
Griliğine götürüyordu
Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi’ne gelebilme
İhtimalini seviyordum
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum
Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır
Gevrekliğini
Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez
Sürgünü
Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum
Muş ovasının yalancı maviliğini
Otobüs oluyordum bir süre
Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım
Otobüs camının garantisinde
Otobüs oluyordum
Bir ülkeden bir iç ülkeye
Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum
Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın
Listesinin
Korkuyordum
Sonra iniyordum otobüsten
Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun
Ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk
Ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum
Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk
Olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
Ben seninle bir gün Van’da ki bir kahvaltı salonunda
Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği
Bir yol üstü lokantasında
Ben seninle, ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında
Bakan
Doğu Beyazıt’ın herhangi bir toprak damında
Ben seninle herhangi bir insan elinin
Terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim
Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim
Kaynak: www.sarkisozlerihd.com/sarki-sozu/yilmaz-erdogan-ben-senin-beni-sevebilme-ihtimalini-sevdim/
Ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim :)
hey bee
İmkansızlığa sarılmak,en büyük kumardır.
Seni çok seviyorum küçük adam 🖤🌍 10.02
Bir ülkeden bir iç ülkeye.. vay be yılmaz abi şimdi durduğun yer orası olmasa keşke...
20 li yaslarda dinlerdik
bu şiir bir başka güzel
Öyle çok ben değilim ki
Öyle çok sensin ki ben
Ben ne ara böyle senin beni sevebilme ihtimalini sevdim bilmiyorum ki hayat veren... Ben ne ara seninle aynışarkıyı dinleme, aynı gökyüzüne bakma ihtimalini sevdim ben ne ara senli bütün ihtimalleri sevdim. Ben ne ara yılmaz erdoğanların şiirlerini dinleyecek kadar aşık oldum...😞😞
mükemmel şiir..
Ben senin beni sevebilme ihtimalini seviyorum
İmkansızlıkların hastasıyız
❤2024❤ DİNLİYENLER ❤️
ben senin beni sevme ihtimalini sevdim
Hey gidin eski günler hey ..... Her şey daha güzeldi sanki, Beyoğlu daha güzeldi misalen, daha güzeldi be eskiden her şey .....
Gel nolur gell..
Beraber dolu dolu gülmeyi yaşayalım gel beraber yağmur altında islanalim yeterki gel bee
Bu șiirler yanliz dinlenir
🥶🤮🫨😱😭
⬆️
Sevmenin
Dibini Yaşayan
BEN🔲
Bir arkadaşim vardi rahmetli oldu onun sevdigi bir şiirdi
2022 yılı burdayım
Kollarımın altında; nefesin yanımda, başın omzuma yaslı, ellerin kemiklerimi hissetmek istercesine sarılıydı belime sana bu şiiri okurken sevgilim. Buraya imzamızı bırakıyorum, selamun aleyküm...
Platonizm in fikir babasi olursun be Yilmaz Abi...
Platonik aşk bizimkisi B. 🚬
Konti nedir
Hep erkekler yorum yapmış demek sevenler platonik aşık olanlar sadece erkekler
Canın sağolsun hacer beni sevmedin ya canın sağolsun
Sanada ah olsun hacer
Ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim...
Bu şiiiri sevmeni sevdim
Yanıma geldiğin zaman nabzım 200'ü geçiyor, bir bakışın ömrümden 10 yıl alıyor, Bir laf desen dilim tutuluyor konuşamıyorum, bana dokundugunda bile rüyada gibi hissediyorum kendimi, bitkisel hayata giriyorum,ben bunları düşünürken sen de beni biraz olsun düşünüyormusun.. ya da aklına geliyormuyum dilek aşığım sana ama sen hiç gelmeyeceksin biliyorum
Çok güzel şeyler söylüyordur umarım Yılmaz Erdoğan ama aklım başka yerde, duyamıyorum sözlerini...
❤❤🌹🌷🧿🧿
Bu hasret kadın gibi hazretleri ozletti
Ben senin beni sevebilme ihtimaline guvendim
┏╋━━━━━━◥◣◆◢◤━━━━━━╋┓
Bunu okuyan arkadaşım
┗╋━━━━━━◥◣◆◢◤━━━━━━╋┛
┌───────────────────────────────────────────────────┐
Belki seni tanımıyorum, şu an kiminle nerede neler yapıyorsun bilmiyorum ama,
Tek bildiğim bu dünyada yaşayan herkes gibi seninde canını sıkan bazı şeyler oldu.
Şimdi, canını sıkan her ne ise, geçeceğini unutma.
Ve sen her zaman çok değerlisin.
Son olarak şunu unutma! Sen neleri atlatmadın ki ¿
İnşallah rabbimin izniyle bunu da atlatırsın.
Kendine iyi bak, gülümse. ☺ ♥
└───────────────────────────────────────────────────┘
Aşkımsın
Sen benim aşkımdın
Aşkımsın
YÜZYILLIK ŞİİR...
evet öyle, fon da efsane Yedi Karanfil serisinden Sâki
Tükendik...
Ben kimseyi sevmiyorum öyle dinlemeye geldim kb
Siiri onunla sevdim bnim verdigim aci yetmez birazda siire alis der gibi bana siiri sevdirdin dicek sozum yok
Şimdi bu şiirden sonra nasıl evi süpürücem ben
Bırak dağınık kalsın
@@harunozdemir142 gene tekrar aynı şeyleri yaşamam supurmiyeyim de ev saclarimdan gecilmesin
ihtimallere aşık olmak😑😑
Farkettiniz mi sonradan koyulan müzik cuk oturmuş
Seni çok seviyorum MELEK
Ayçöreği kitabında görüp gelenler beğensinde sayımızı bilelim sbsbsb
Şiir okumakla adam olunmaz