ISKENDER ALI MIHR - "EY AHALI ! DUYDUK DUYMADIK DEMEYIN ALLAH'A ULASMAYI DILEYIN"

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 9 фев 2025
  • Bu yazımızda sizlere, Allah'ın insanlara olan davetine icabet etmenin öneminden bahsetmek istiyoruz.
    Allahû Tealâ Şura Suresinin 47. âyet-i kerimesinde şöyle buyuruyor:
    42 / ŞÛRÂ - 47:
    Rabbinize icabet edin (Allah'a ulaşmayı dileyin), Allah tarafından geri döndürülmeyecek olan günün gelmesinden önce. İzin günü, sizin için bir sığınak yoktur. Ve sizin için bir inkâr yoktur (yaptıklarınızı inkâr edemezsiniz).
    Allahû Tealâ'nın en şerefli varlık olarak yarattığı insan, 3 vücut ve serbest iradenin sahibidir. Hicr 26'da beyan edilen fizik beden, bu zahiri aleme, Şems 7'de açıklanan nefs, berzah alemine aittir. Secde 9'da geçen ruh ise Allah'tan insana üfürülmüştür.
    Ruh, Allah’ın bizde bir emanetidir. Allah bu emanetin sahibi olan Allah’a ulaşmasını, 12 defa farz kılmıştır. Bu emirlerden bir tanesi de konumuzun başında veriğimiz âyet-i kerimede zikrediliyor: “Allah’ın davetine icabet edin.”
    Ruhun Allah'a ulaşması hangi âyetlerde farz kılınmıştır?
    2. âyet: Yunus 25: “Vallâhu yed'û ilâ dâris selâm(selâmi):
    Allah teslim yurduna davet eder.”
    3. âyet: Fecr 28; “İrciî ilâ rabbiki: Rabbine dön."
    4. âyet: Ra'd 21; “Vellezîne yasılûne mâ emerallâhu bihî en yûsale:
    Allah'ın Allah'a ulaştırılmasını emrettiği şeyi Allah'a ulaştırırlar.”
    5. âyet: Muzemmil 8; “Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ: Allah’ın ismiyle zikret ve herşeyden kesilerek Allah’a dön.”
    6. âyet: Zâriyât 50; “Fe firrû ilâllâh: Allah’a firar et, Allah’a kaç.”
    7. âyet: Ahkâf 32; “Ve men lâ yucib dâiyallâhi fe leyse bi mu’cizin fîl ardı: Ve Allah'ın davetçisine icabet etmeyen kimse, yeryüzünde (Allah'ı) aciz bırakacak değildir."
    8. âyet: Rûm 31;“Munîbîne ileyhi vettekûhu: O'na (Allah'a) yönelin (Allah'a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun."
    9. âyet: Lokmân 15;“Vettebi’ sebîle men enâbe ileyye: Bana yönelenlerin (ruhunu Allah'a ulaştırmayı dileyenlerin) yoluna tâbî ol."
    10. âyet: Mâide 7; “Vezkurû ni’metellâhi aleykum ve mîsâkahullezî vâsekakum bihî iz kultum semi’nâ ve ata’nâ: Allah’ın üzerindeki nimetini ve ezelde “İşittik ve itaat ettik.” dediğiniz yeminlerinizi hatırlayın, zikredin.”
    11. âyet: En'âm 152;“Ve bi ahdillâhi evfû: Allah'ın ahdini yerine getirin (ifa edin)."
    12. âyet: Nisâ 58; “İnnallâhe ye’murukum en tueddûl emânâti ilâ ehlihâ: Allah emanetleri sahibi olan Allah’a iade etmenizi emreder.”
    Günümüz dîn tatbikatında, ne yazık ki ruh devreden çıkmıştır. İnsanlara “İnsan nasıl bir varlıktır?” diye sorulduğunda “İnsan bir fizik beden ve bir ruhtan ibaret varlıktır.” diyeceklerdir. Ama “Ruhtan bahseder misiniz?” deyince “Ruh, habis ruh ve tayyib ruh olarak ikiye ayrılır” diyeceklerdir. “Ruh kabirde azab görür.” diyeceklerdir. “Ruh, cehenneme gider.” diyeceklerdir. Bu bahsedilen ruh, Allah’ın Zat'ından bize üfürülen ruh değildir. İnsanlar nefse de ruh demişleridir ve Allah’ın Zat'ından bize üfürdüğü ruhu devreden çıkarmışlardır.
    Ruhun devrede olmadığı bir dîn yaşantısı, hiç kimseye mutluluk getirmez. Bu ancak zanlara dayalı, babadan, deden kalan, bid'atlere dayalı bir dîn yaşantısıdır.
    Bugün İslâm âlemini mahveden de budur.
    Şeytan insanları tuzağına düşürmüştür. Tek gayesi; insanları kendisiyle birlikte cehenneme götürmektir. İnsanlar ibadet yapsınlar, ibadetlerle kurtuluşa ulaşacaklarını zannetsinler ama hiçbirisi kurtuluşa ulaşmasın diye çalışmaktadır ve ne yazık ki hedefine ulaşmıştır.
    Allah, insanları iblisin bu korkunç tuzağından korumak için her devirde resûllerini göndermiştir. Nitekim 14 asır evvel iki cihan serveri Peygamber Efendimiz (SAV) de şeytanın İslâm alemini, İslâm'ın 5 şartına mahkum edeceğine dair insanları uyarmıştır.
    Allah’ın daveti nedir?
    Kur’ân-ı Kerim'de zikredilen davet iki türlüdür: Birisi Allah’a ulaşmayı dilemeye davet, diğeri Allah’a ulaşmaya davettir.
    Davetin birinci kısmı, Allah’a kalben yönelme, Allah’a ulaşmayı dileme davetidir.
    39 / ZUMER - 54: Ve Rabbinize (Allah'a) yönelin (ruhunuzu Allah'a ulaştırmayı dileyin)! Ve size azap gelmeden önce O'na (Allah'a) teslim olun (ruhunuzu, vechinizi, nefsinizi, iradenizi Allah'a teslim edin). (Yoksa) sonra yardım olunmazsınız.
    Allah'a ulaşmayı dileme davetini işiten kişi, “Evet, emanet olan ruhu hayattayken sahibi olan Allah’a ulaştırmalıyım. Çünkü istesem de istemesem de ölümle bu ruh Allah’a ulaşacak. Ama ölümle ruhun Allah’a ulaşmasında benim irademin bir dahli yok.
    Kader tahtında gerçekleşiyor. Ben eğer Rabbimin benim için dilediği mükafatlara nail olmak istiyorsam, irademle bunu dilemem lazım.” diye düşünerek, üzerine düşen vazifeyi yerine getirecektir.
    Allah'a ulaşmayı dileyen kişiye Allah Rahman esmasıyla tecelli edecek ve kişinin işitenlerden olmasını sağlayacaktır. İşitenlerden olunca, bu kez davetin ikinci kısmı devreye girecektir.
    6 / EN'ÂM - 36: (Davete) ancak işitenler icabet eder. Ve Allah, ölüleri (ölü olan sem'î isimli işitme hassasını, ölü olan fuad isimli idrak hassasını, ölü olan basar isimli görme hassasını) diriltir. Sonra ona döndürülürler. (Hayatta iken ruhu mürşid eliyle Allah'a döndürülür.)
    www.mihr.com

Комментарии • 147