Çok iyi bir girişi var. Bilim dinleştirilmedikçe, ideolojilere göre sömürülmedikçe üstün bir uğraşıdır. Kendini yalanlasa ve yenilese de başka boş uğraşların çok üstünde kalır.
Bilim aslında bir hiçtir. (Evinde oturduğu yerden elinde küçücük bir cihazla daha önce hiç görmediği bir insana, ekrana bir kaç kez basarak yanıt verdi)
En başta olan şeyin öncesini anlarsak yaşamın anlamı kalır mı? Belki de bu sorunların çözümleriyle uğraştığımız için hayattan birşeyler alabiliyoruz. Hayatta hiçbir şeyin kesin bir çözümü yok ve sürekli üstlerine eklenerek katlanıyorlar ve bence bunun sayesinde yaşamın sıkıcılığını en aza indiriyoruz. Böyle devam etsin.
Bana kalırsa bilim, kendimizi ve etrafımızı daha iyi anlama da sadece bir araçtır. Yani bir inanç değildir, insanın manevi (deruni, içrek, batıni) yönünü merak etmeside ve araştırmasında hiçbir geçerliliği yok. Bu videonuzun konuları güzeldi, teşekkürler.
sadece bi araçtırdan fazlası aslında. çünkü araç dendiği zaman ben kullanmayı reddediyorum ve sadece Allah'a inanıyorum güveniyorum diyip en basitinden bi telefon kullanması bile ironik oluyor. bilim genel bi kavramdır. açıklanamayan şeyler bizim kusurumuzdan gelir tıpkı tanrı olgusunun nasıl birşey olduğunu kavrayamadığımız gibi. bizde hakikati bulmuş ya da ucundan garanti cennete gidicem kafası ile daha da arsızlaşıp cehalet kusan ve kendisine eleştiri gelince saldırı sanıp hiç bir inanışa saygısı olmayan hatta eyleme geçecek kadar fanatik insanlar biraz düşünüp acaba bizim inançlarımızı suistimal ediyorlar mı diye sormaları ve her eleştire kin kusup siyasete malzeme vermek yerine yapıcı sonuçlara ulaşmayı istememesi tuhafıma gidiyor. Tıpkı her inanışta her toplulukta olduğu gibi bilim adı altında kasıtlı, kasıtsız kötü şeyler oluyor mu oluyordur. fakat komplo teorisi pompalayıp adeta müritler yaratıp bilim etiğinde binlerce kez sorgulanmış gerçekleri bir daha sorgulamak zaman kaybı ve patinaj çekmemize neden oluyor. sorgulamak isteyen yine sorgulayabilir orası ayrı mevzu fakat bizde bu hocalarda ve siyasette göz göre göre kullanması onların yolunda gidenlerin sadece güzel hitabete ve biz güçlüyüz biz şöyleyiz biz kralız yalanlarını sürekli sürekli dillendirdikleri için ve zayıf noktadan bilimden uzak noktalardan dini kullanmaları nelere mal oluyor orası da sizin takdiriniz. siyasette bilim olarak ele alındığı için fazla dalmış olabilirim affola sevgiler
Bilim, akıl ve irade özellikleriyle yaratılmış olan insan için başta anlam ve bilme ihtiyacını karşılaması, daha sonra da insanın bazı yüksek vasıflara ulaşabilme imkanı yönünden bir araç olarak görev yapar.
14:19 Harbi işte bu sorunun cevabı videodaki en merak ettiğim şey olabilir. Hücreler nasıl çalışıyor. İşin komik yani aslında algıladığımız her şey bizim algımız. Evreni görmüyoruz kendimizce kendi fikrimizle görüyor gibiyiz. Duymuyoruz kendimizce duyuyoruz. Kendi fikrimizle koku alıyoruz. Kendi bakışımızla algılıyoruz sadece. 1 günlüğüne Tanrı olup asıl gerçeği görmek isterdim. Evrenin başlangıcını geçtim bir günlüğüne Tanrı olup benim elime baksam, ağaçlara baksam bile yeterdi.
Konuyu ele alış biçiminiz ve tüm teorileri çıplaklığıyla algı yaratmadan özellikle bilimin doğruyu yanilmakla bulduğunu belirterek açıklamanız takdire şayan.
Bilim daha sınırlı bir bakış açısı değildir. Şuan cevap veremediği sorulara da cevap arayan dalları vardır. Mesela evrende yalnız mıyız sorusunun cevabı için o kadar uzağa gitmeye gerek yok. Güneş sistemimizde bile yaşamın varlığı birkaç yerde elle tutulur sebeplerle düşünülüyor. Örneğin venüste fosfin bulunması gibi.
Son kısmı yolda yürürken dinliyordum. Birden durdum ve etrafa baktım. "Gerçek mi lan bunlar" dedim içten içe. Kafayı yedim. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak :)
insanı düşündürmeye itmesi bakımından gerçekten çok yararlı bir video. günümüzde birçok insan bu sorulara kafa yormadan yaşıyor ama bazen oturup uzun uzun düşünmek lazım
@@takmyldz6257 izninizle bir cevap vermek istiyorum. Belki de bu videodaki soruların bir çoğunun cevabı belli ve cevabı var ama kendimiz bu cevapları beğenmiyorsak ve sadece belki de öyledir demekle yetiniyorsak? Örneğin hayatın başlangıcı ile ilgili kısımda ne dedi bir KIVILCIM lazım bir ŞEY lazım. Hayır boşluklar... mevzusuna girmeyelim. Ama ortada mantıki çıkarım yapabileceğimiz bir mevzu. Çünkü yaşama elverişli bir ortamın olması bir yaşam olması için yeterli değil. Mesela masaları kalemleri kağıtları hazırlayalım. Burda ortam hazır dahi olsa bir sınav neticesi alınır mı. Hayır, bir talebe lazım. Yani sadece uygun ortam bir iş yapıcı değil. Peki bakıyoruz ya ne olursa olsun biz VARIZ kardeşim varız. Ne kadar olmayası bir durum olsa da inanması zor olsada varız. O zaman bizi var edecek etkiler uygulanmış demektir. Bu kesin. Peki bu etki ne ola ki? Kainattaki bütün etkiler toplansa eğer koordinasyonlu bir şekilde çalışmazsa, eğer akıl ile hikmet ile yönetilmezse nasıl olurda bir hücre böyle inanılmaz bir sanat basit bir yıldırım çarpmaları topluluğu ve suyun çalkalanması ile olabilir? Bu işi çok bariz bir şekilde yönetip düzenleyen bir idareci lazım değilmi?
Emeğinize sağlık, teşekkürler. Öte yandan bilimi çok küçümseyen bir sunum amaçlanmış gibi sezgi hissediyorum. Dünya üzerindeki tüm savsatalara dayanan bir anlam arayışı yerine kendini yanlışlayabilir olgunluğa sahip bilimin ışığını tercih ederim. Elbette her tür dayatma gibi bilimde de bir dayatma olduğunu ben de kabul ediyorum. Gözlemleyen, sorgulayan, ölçen ve sonuçlara objektif yaklaşabilen bilimsel yöntemler ve bunları gerçekleştirmeye çalışan bilim insanlarının meydana getirmeye çalıştığı ışıktan bahsediyorum.
Videonun bilimi küçümsüyormuş gibi hissetmenizin nedeni videoda da bahsedildiği gibi bize büyük bir çoğunluk tarafından dayatılmaya çalışılan "materyalist felsefe"den kaynaklanıyor olabilir mi? Diğer yandan "akıl" da gerçeğe ulaşmak için bir yöntemdir. Biz sadece beş duyu organımızla algılayarak bir sonuca varmıyoruz. Bazen beş duyu organımızla algılayamadığımız durumlarda bilinen olgular üzerinden "aklımızı" kullanarak da bilinmeyene ulaşabiliyoruz. Mesela, evi kilitleyip 1 hafta tatile çıktık diyelim. Döndüğümüzde evimizde hiçbir eşya kalmamış, kasadaki altın ve paralar gitmiş. Ortada ne bir kamera var ne bir şahit, tek bir delil yok ne olduğuna dair. Ne düşünürüz? Tabii ki birinin evimize girdiğini, değil mi? Fakat o "birini" beş duyu organımızla algılamadığımız hâlde neden böyle bir sonuca ulaşırız? Çünkü bu noktada aklederiz, aklımızla görürüz o "birini". Aklımızla bilinenden bilinmeyene ulaşırız. Yani ortama bakıp birinin girdiğini aklımızla buluruz, yoksa o kişiyi görmüş değiliz.
miller urey deneyleri defalarca bunu doğrulamış olmasına rağmen biri çıkıp bunu nasıl diyebiliyor. kendi kafanızda kurduğunuz ya da size anlatılan din ve tanrı masallarıyla size mutluluklar @@turkgiga_
@@turkgiga_ pastörün çürüttüğü teori spontane jenerasyon teorisiydi araştırabilirsiniz. Keza miller-urey deneyi geçerliliğini aradan geçen 70 yılda dahi koruyor.
@@turkgiga_Louis Pasteur abiyogenezi çürütmemiştir Louis Pasteur un çürüttugu şey bir şeyin bir anda, şuan ki haline bir ana dönüşmesidir yani diyelim bir göz hemen yokluktan suanki gözümüz haline gelmedi evrile evrile üstüne koya koya
bilinç sorusu çok önemli. belki sadece canlılık olurdu ve bu maddenin evrimsel sürecinde bir anlık kıvılcım yada yansıma gibi maddenin karmaşık mekanik bir hali olarak kalırdı. bu hal zamanla kendi içinde evrimsel sürecle farklı yaşam türleşmesi yapıp ''biomekanik madde'' halinde ilerlerdi. peki ya bilinç neden olsun ki? yoksa biz kendimizi çok mu önemsiyoruz yada ciddiye alıyoruz. bilinç, evrenin canlıya verdiği en en en büyük Kazık. bir madde neden yok olma korkusu yaşasın ki? sonu kesin olan birşey iken. ozaman bilinç maddenin sonsuz olma hevesinde ki halidir desem saçmalamış mı olurum. belkide canlılık bir boyut (örn: 8. boyut) bilinçte ayrı bir boyut ileride belkide hangi boyutlar çıkacak bilemiyoruz. bence burada son olarak sorulması gereken soru canlı madde(organik vucudumuz) bütünlüğünü kaybettiğinde yok olmuyor yeni calıların oluşması için organik yapılara bölünüp yeni canlılar için yakıt oluyor aynı güneşin parçalanıp yeni güneş ve gezegenlerin oluşması gibi. bilinç'de aynı bu şekilde beynin bütünlüğünün yitirilmesinden sonra biçim değiştirip başka bir yapıda kendine yer buluyor mu? çok saçma gözüksede evrenin düzeninde yok olmak yoktur biçim değiştirmek vardır belkide bilinçte bu kanuna göre hareket ediyor. umarım :/ :)
Aynı malzemeden oluşan atomun (elektron, proton, nötron) sadece farklı elektron sayılarına sahip olunca farklı elementlere dönüşmesini nasıl açıklıyorsunuz? Yani un, süt, yumurtaya ne kadar un eklerseniz ekleyin bir arabaya dönüşmesi nasıl gerçekleşiyor ?
Sınırlandırılmış düşünce tarzı olan bilimsel bakış açısında kıstas şudur; "Görünmeyen bir veriyi elde edene kadar, o varsayım geçersizdir." Örnek olarak taş devrinde yaşan bir insanın, diğer insana "gün gelecek yakınını görerek konuşacaksın" sözüne karşılık, o zamanki veri azlığından kaynaklanan sınırlandırılmış düşünceyle bunu yoksaymak gibi.
Aslında o öyle değil. Desteksiz bir idda geçersizdir. Mesela görünmez dokunulmaz hissedilmez tavşanların seni izlediği gibi hipotezler geçersizdir. Ama söylediğin varsayım geçerlidir. Çünkü; insanların gelişimi o dönemde öngörülebilir değil.
@@tdkpolisi Bilimsel düşünmek sana doğru bilgi verir lakin çöpe attığın her bilginin de yanlış olduğunu göstermez. Aralarında doğru bilgiler de çöpe girmiştir.
@@tdkpolisi Bilmem geçmişte atılan doğru çöp bilgileri bilimsel bilgi ile olduğu gördük. 300 yıl sonra RUclips kalırsa gelip yazsın bizim çöpe attığımız doğru bilgiyi biri.
Bir kitabı nasıl okumalıyız? Veya da bir bilim kitabını nasıl okumalıyız? Doğru okuma yöntemleri nelerdir? Bu tarz soruları cevapladığın bir video yapabilir misin? Çünkü kitap okurken kendimi her şeyi yiyen bir canavar gibi hissediyorum her şeyden kastım bilgiler. Acaba bu bilgileri doğru mu yutuyorum. Bunu bilemiyorum ama bana ve ilgili arkadaşlara bir ışık bir yol göstermelisin SHOCKVOİCE
Yazar bizden ne istiyor? İsmi bi rabbikellezi hâlak... Yaradam Rabbinin Adıyla Oku Bkz. Âlak Suresi Sarf ölçmek okumakmıdır? Kapağı, cümleleri, heceleri, harfleri kısaca "Kitabı" Ölçtüklerimizden çıkaracağımız yargılar ve sorunsallar, okumaz isek asılsız olabilir bu gayet mantıklıdır. Ve yine okumadığımız için, kitapta yazanları sarf ölçülenle mânaya erişmeye çalışınca, mânanın ve sebebin olmadığı yargısı? Bence gayet normaldir... Ayrıca Videoda birçok anlatım ve manüpilasyon tekniği kullanılmış. Pek çok örnek mevcut (Etkileme manüplasyonu, renk ve uyum, ahenk manüplasyonu vs.) ama ben biraz daha bariz olanlardan uzak bir örnek vermek istiyorum illaki itiraz edebilirsiniz sizin tercihiniz; önce olmakta, olur vb. asılsız ve dayatma fitne kelime tümleciklerini ahenkli bir biçimde doğruymuş gibi gösterip, dogmaları aradan çekip soruların son bölümlerindeki iğneleyici soruları yöneltiyor. Hal bu ki olur, olmakta vb. dediği yerleri mantıklıkca ve duraklatarak, eleştirel tarzda dinlerseniz demek istediğimi ankayacaksınız. Ben videoyu yarıya kadar fazla düşünmeden izledim. Ardından görüntüler sebebiyle hipnoz olduğumu fark ettim. Bilimsel mânada hipnoz, o filimlerde gördüğünüz uçuk kaçık şeyler değildir. Araştırırsanız demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. İnsan beyni örneğin, çikolata yerken, reels gezerken, iş yaptığımız esnada veya derste dalmışken, hipnoz vaziyette olabilir. Bu beynin oraya odaklanıp veya herhangibi bir şekilde dalıp kuvvetini kaybettiği bir durumdur. Bu hâlimin üzerine sadece sesli olarak dinledim ve çelişkilerin, bu basit soruların, nasıl meteryalist kafayla dahada karmaşık biçume getirilinerek beynin cevap kapasite sınırlarını zorlamaya çalıştıklarını, manüpilasyonları, meteryalizmin dibini fark ettim düşünmeksizin izlemenizi tavsiye etmiyorum. İlla izleyecekseniz sadece dinleyin. Dikkatli olun, taklaya gelmeyin :)
"Varlığın sırları saklı, benden; Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben. Bizimki perde arkasında dedikodu: Bir indi mi perde, ne sen kalırsın, ne ben."
Harika bir konu gerçekten Bu konu hakkında uzun zamandır Düşüncelerdeydim Geçenlerde Kafile İsimli kanalın "Kırmızı Asa"Adlı serisini izleyince bütün meseleyi anladım.Sizede tavsiye ederim Mesele bilimin Metadolojisinden kaynaklanıyor.Yani Gözlem ve Deney şartlanmasından dolayı aslında "SALT" bilimle metafizik olarak nitelendirilen veya büyü dediğimiz şeyleri bile anlayabiliriz.Fakat Bilimsellik kavramı içine sokulmuş Gözlem ve Deney şartlanması buna engel olur.Bu durumda bilim sadece ölçüm formülüzasyon tanımlamadan öteye geçemez.Ben inançlı bir insan olarak bu perspektifi sunduğumda bilim karşıtıymışım gibi bir yaklaşımda bulunulur ve Kainattaki olayların bilimsel açıklamaları yapılır.Oysa ne bilim karşıtıyım nede olan olayların bilimsel açıklamalarını reddediyor Değilim.Mesele hiçbir zaman bu olmadı çünkü yapılan tüm açıklamalar yüzeysel kalıyor.Tıpkı bu videoda olduğu gibi bilinç başta olmak üzere pek çok şeyin cevabını bize vermiyor Metadolojik olarakda asla veremeyecek oysa bu metadolojiye göre bu tarz şeyler metafizik hurafe tipi bir konuma kaymak mecburiyetinde kalıyor.Oysa örneğin "MANA"dediğimiz kavram tümüyle soyut olmasına karşın tüm hayatımızı kuşatan ve hepimizin bu kavramın ve karşılığının açık şekilde olduğuna inanıp kullandığımız şeydir.Zira Kitap üzerinden örnek verirsek bu kitabı bilimsel metotla anlamaya çalışırsak onu sadece ölçeriz "Kaç sayfa Kaç harften oluşuyor Kaç cm uzunlukta ve genişlikte " vs bu sonuçlardan ötesini alamayız.Fakat kitabı bize soyut olan "MANA" dediğimiz şeyle anlarız.O kitapda ki kelimeler cümlelerin aklımızda canlandırdığı ifadeler bizde oluşturduğu hisler bizim için ifade ettiği anlamlar sayesinde o kitabın gerçek sırrına vakıf olabiliriz.Bizi bu gerçeğe Bilimsel olarak yaklaşırsak ölçümlerimiz vs ne kadar doğruda olsa ulaşamayız.Dediğim gibi inançlıyım ve bana sorunun cevabınıda o veriyor.Bir kitap ki 1400 senelik olupda daha geçtiğimiz 100 yılda anca evrenin genişlediğimizi farketmişken teknolojinin bilimin olmadığı bir dönemde bu gerçekleri yazıyorsa Mimar eseri hakkında konuşmıuş derim.
sürekli "asla" demişsin.. asla "asla olmaz" deme. ışık hızına ulaştığımızda şuan asla düşünemeyeceğimiz güce erişeceğiz... güneşin ürettiği enerjiyi doğrudan kullandığımızı düşün.. önce düşle(hayal etmek) sonra düşün,,ama düşünürken düşme(tökezleme,yanlış yola sapma)
@@HasanAli-uc8br Şimdi sizler Herşeye yok diyorsunuz ya Tesadüf falan fistan Bilim bilim diyip duruyorsunuz ya Allah'ıma çok şükür bilimi çok severim Ve araştırdıkça araştırmak isterim Ama bilim sadece var olanı açıklar SADECE VAR OLANI neyse dediğim gibi herşeye yok diyorsunuz ya Evren tekillikten doğuyor fail yok (Enbiya 30) Evrenin oluşmasıyla zaman oluşuyor fail yok Samanyolu oluşuyor fail yok Güneş ... toz bulut dünyamız oluşuyor fail yok (fussilet 11) Dünyaya meteorlarla su geliyor fail yok İnsanlığı yok edebilecek unsurlar ortadan kalkıyor fail yok Dünyanın manyetik alanı oluşuyor fail yok Atmosfer oluşuyor (Enbiya 32) fail yok Dünya mükemmel bir konuma (koordinat) geliyor fail yok O meteordaki sudan canlılar oluşuyor fail yok (Enbiya 30) İnsanların mükemmel bedeni oluşuyor fail yok İnsanların zekası oluşuyor fail yok Duygular fırtınası oluşuyor fail yok O oluşuyor bu oluşuyor şu oluşuyor fail yok Zurnayı zortlatalım bakalım Siz NİYE VE NE HİKMETSE siz NİYE koskoca evrende.. hadi evreni boşverelim Evren karşısında küçücük olan Galakisimizde milyonlarca meteor çarpıştı Artık nasıl bir meteorsa! ve sadece dünyada ; Yan yana olan Marsta değil Satürnde değil Diğer gezegenlerde değil Sadece dünyada yaşam başladı Diye ufacık bir sormuyorsunuz.. Bu "tesadüf" değildir Milyonlarca meteorlarin sadece dünyaya yaşam vermesi "tesadüf" olmaması gerekiyor zaten Düşünelim lütfen düşünelim..
Bilim aslında insanın hayatı mantık çerçevesinde anlamlaştırma çabasıdır, günümüzde bir çok insan bilimi din gibi tutuyor.. sanki futbol taraftarı gibi
Bununla birlikte bilim dediğimiz olgu sürekli olarak gelişmekte ve bazen değişmektedir o yüzden bilim olarak takip ettiğimiz her şeyi din gibi dogmatik yapmamalılıyız kanımca
Bilim aslında insanın fıtratına Yaratıcı tarafından yerleştirilmiş olan bir kaç tane temel soruya cevap aramaya çalışır. Bu sorulardan bazıları, Ben kimim ? Nereden geldim ? Beni kim var etti ? Bu dünyada var olmamın amacı nedir. ? Doğmadan önce yoktum, var olmamı kim istedi ? Yukarıdaki bu sorular ışığında; Bilim kainattaki ve canlılardaki muhteşem düzeni, sistemleri ve bu sistemlerin nasıl bir düzen ve sıralama ile meydana geldiğini ve nasıl sistematik olarak işlediğini açıklar. Bu düzenler, sistemler ve işleyiş açıklandığında, bu bir Yaratıcının yokluğuna delil olmaz; tam aksine varlığına büyük bir delil olur. Çünkü bir düzen ve sistem kurmak ancak hayat, bilinç, ilim, irade ve kudret ile mümkündür. Bilim bu muhteşem düzeni, işleyişi açıklayınca ne yazık ki bazı kimseler, "her şey açıklandı." izlenimine kapılıyor veya işine öyle geldiği için bu izlenime sahip çıkıyorlar. Halbuki, bu son derece yanlış bir izlenimdir. Mesela, bir bilgisayarın işlemcisi ve ekran kartı gibi vs.... parçalarının hangi işlevleri yaptığı ve hangi aşamalarla bir araya getirildiği tarif edildiğinde, bu durum bir bilgisayar mühendisine olan zorunlu ihtiyacı ortadan kaldırmaz. Çünkü, ortada düzenli bir işleyiş, bir sanat varsa o sanatın arkasında hayat, ilim, irade ve kudret sahibi bir sanatkarın olması mutlak bir zorunluluktur. Bilgisayarın işlemcisi, ekran kartı ve diğer parçalarının tümü, bilgisayarın yapılış amacına uygun olarak bir bütün halinde planlanır ve tüm bu parçalar amaca uygun olarak birbirine uyumlu olacak şekilde üretilir. Bütünü bilmeyen parçayı yapamaz. Basit bir iğne bile ustasız olmaz. Aynı şekilde, Bir masanın nasıl yapıldığı tarif edildiğinde bu durum o masanın bir marangozu olduğu gerçeğini değiştirmez. Marangozu masayı yaparken görmesek te hatta hayatımız boyunca bile görmesek, o masayı bir marangozun yaptığını akıl yolu ile kolay ve net bir şekilde anlarız . Çünkü masa yapmak hayat, görme, bilinç, ilim, irade ve kudret gerektiren bir fiildir. Şuursuz, ilmi, iradesi ve kudreti olmayan aynı zamanda kör, sağır ve ölü olan maddeler ne bir düzen kurabilir ne de masayı meydana getirebilirler. Çekiç, çivi ve testerede masayı yapamaz. Ayrıca testere, çekiç, çivi (tabiata örnek) hayat, ilim, irade ve kudret sahibi bir varlık tarafından sanat icra etmek için üretilir. Masa atomlardan meydana getirildiği gibi canlılarda atomlardan meydana getirilir. Aradaki fark canlılara ayrı yeten hayat gibi bir mucize verilmesidir. Lunaparkta ki atlı karıncanın çalışma prensipleri ve düzeni, o atlı karıncayı yapan hayat, ilim, irade ve kudret sahibi bir mühendis tarafından belirlenir. Şuursuz, kör, sağır, cansız maddeler, serseri tesadüfler, ne atlı karıncayı meydana getirebilirler ne de bir düzen kurabilirler. Şuuru, ilmi, iradesi ve kudreti olmayan aynı zamanda kör, sağır ve cansız olan maddelerin, sebeplerin, serseri tesadüflerin bir şeyler planlamaya başlamasını ve planladığı bu şeyleri inşa etmek için harekete geçmesini düşünmek.... -------------------- ALINTI “Modernitenin büyük bir aldatmacası, tabiat kanunlarının kâinatı açıkladığı yalanıdır. Tabiat kanunları kâinatı tarif eder, düzeni tarif eder. Ama hiçbir şey açıklamaz” (Ludwig Wittgenstein) “Hâlbuki tabiat misalî bir matbaadır, tâbi' değil; nakıştır, nakkâş değil; kàbildir, fâil değil; mistardır, masdar değil; nizamdır, nâzım değil; kanundur, kudret değil; şeriat-ı iradiyedir, hakikat-i hariciye değil” [ Bediüzzaman Said Nursi / Mesnevî-i Nûriye . s.345. ] -"Tabiat kitap ve gazete gibi yayınların basıldığı yer gibi bir basım yeridir, matbaadır. Tabiat, matbaayı yapan ve eserleri basan değildir." -"Tabiat, “kanundur, kudret değil.” Kanun, emirler, yasaklar, kaideler ve kurallardır. Kudret ise kaideleri, kuralları koyan ve uygulayandır. Tabiat, kudret sahibi uygulayıcı değildir." -"Tabiat, “fâil değil” kabildir, yani varlığı başkasının varlığına bağlıdır. Tabiat yokluktan var edilmiştir. Olup olmaması Allah’ın dilemesine bağlıdır. Fail değildir, yani işi yapan değildir." -"Tabiat, “mastar değil” mistardır, yani cedveldir. Bir şeyin düzgün olmasına yarayan bir alettir. Kendi başına bir şey yapamaz. Masdar ise, bir şeyin çıktığı menba, bir işin kaynağı, temelidir. İşte tabiat hiç bir işin temeli değildir." -"Tabiat, “nâzım değil” Nizam, kurulmuş bir düzendir, bir sistemdir. Nâzım ise düzene koyan, düzenleyen, tertipleyendir. İşte tabiat kurulmuş bir düzendir, düzenleyen başkadır." ------------------ Yukarıda ki alıntıda belirtildiği gibi, tabiat kurulu bir düzendir asla düzenleyici olamaz. Çünkü , düzenler, sistemler; Bilinç, ilim, irade ve kudret ile belirlenir ve uygulanır ancak tabiatta bu tanımlayıcı özelliklerden hiçbiri yoktur. Teşbihte hata olmasın, tabiat sadece inşaat malzemesidir. İnşa eden, düzenleyen başkadır.
İster maddesel hayatta ister dini(zihinsel) hayatta neye inanıyorsanız buna insanlarında tanrınında saygı duyması gerekir. İnsanlar evrenin sırlarını bulamicak kadar ilkel bir topluluk, dini bilgiler kesindir derler ama hep asimile oluyor, Bilim ise hem kesinlik hemde teoriye dayanır, şayet bana göre evrende yalnız değiliz belki oralarda çok ilkel veya çok gelişmiş bir topluluk olabilir
Bir başlangıç veya bitiş yok bu kavramlar bizim zihnimizin alışkanlığıdır…. Sonsuzluk içindeyiz buna mantık yürütsek de anlamamız yada kavramamız mümkün değil.
Evet gerçekten bir başlangıç veya bir bitiş olamaz. O yüzden bir mekan ve zamanda yok. Bizler İnternete benzer soyut, rüya benzeri bir ortamda yaşıyoruz. Bing bang diye bir süreçte hiç bir zaman olmadı. Hiçlikten varlık cikamaz. Yoktan var olmaz. Vardan da yok olmaz. Buda ezeli başlangıcı ve sonu olmayan bir ortamda bulunduğumuz gerçeğini bizlere gösterir.
Kralım o zaman neden big bang gibi baba bir teori var ve bilim insanlarının %80 ni buna inanıyor koskoca einstein bile kabul etmek istememiş ama etmek zorunda kalmış bir açıklar mısın ?
@@kadironder2000 merhaba… bu sonsuzluk içinde tabiki başlangıçlar ve bitişler var… bigbang bizim evrenin başlangıcıdır ve bizim evrenin de bir ömrü var içine çökecek ve terar başka bir big bang ile yeniden doğacak doğacak olsn evren acaba bizimkine mi benzeyecek bilmiyorum… bana kalırsa sonsuz evren bir sonsuzluk içinde yüzüyor her ölümden sonra bir doğuş geliyor ve bu korkarım hiç bitmicrk… biz nereye düştük hiç bir fikrim yok ama bana kalırsa gayet gerçeğiz ve çevremizdeki her şey de gayet sahi ve gerçek…
@@yesilkan1vardan yok olmaz ? Başlangıç veya bitiş olamaz! ? Zaman ve mekan yok ? Herşeyi beynimiz uyduruyor değil mi :) Ve yorum sahibi kişiyede şunu sormalıyız. Başlangıç veya bitiş bizim zihnimizin nerden alışkanlığı oluyormuş, madem alışkanlık meselesi o zaman sonsuzluk daha basit benimsenecek bir durum neden beynimizi yorup başlangıç ve bitiş düşüncesine ulaşmış olalım ? Özetle boş bir bakış açısı
Artik bilim yeni bir Theori ve yeni bir yola ihtiyaci var. Yeni Theori, büyük patlama ile alakasi yok. Tekillik zaten her zaman vardi ve etrafimizda var olmaya devam ediyor. Evrenimiz bunun icinde basladi ve genisliyor. Kuantum pysik bunu destekliyor. Ama simdi uykum geliyor, devam edemicem yeni theoriden anlatmaya. Saygilar sevgiler
Bitkilerle insanların birbirinin soluğunu alıb vermesiyle gezegen çapında karşılıklı bir hayat öpücüğü döngüsü, 150 milyon kilometre uzaklıktaki bir yıldızın enerjisiyle sürüp gitmekte ... ~Carl Sagan KOZMOS
Bilim, ilim ve irfansız kalmakla çaresizliğe mahkumdur. Müteal olanı da tez ve teori olarak kabul edip elini güçlendirse ya. Teolojik kozmoz bu konuda çok zenginlik içeriyor.
Belki de diğer uygarlıklar milyonlarca yılı simüle edebiliyorlar. Ve ona göre uygun gezegenlere bir kaç milyon mikrop atıp gidiyorlar %99.9u da tutuyor ya da %99.9 u tutmuyor ama sonuç hep milyarlarca gezegen yapar
O'na ister evren deyin ister varlık isterseniz Tesadüfiliği kendisi ister Tanrı farketmiyor. Herneyse O.. O lütuf ettiği için varız. Ölümden sonra bile O'nun lütfedeceği kadar cevaplara ulaşacağız. Onun lütfu kadar tatmin olacağız. Bütün bu Varlık Alemine bakınca şunu görüyorum. Muhattab olduğumuz O şey son derece zengin ve çalışkan.. Belki biraz ketum. Ancak potansiyelinin Sınırsız olduğu düşüncesi bir insan olarak beni cezbediyor. O'na saygı duyuyorum. Herşeye rağmen iyisiyle kötüsüyle bize şans verdiği için ona borçlu hissediyorum. Eminim O'na tam anlamıyla hiçbir zaman ulaşamayacağız. Zaten işin tatlı yanı bu. Çok uzun süre, gittiği yere kadar O'nun lütfettiği noktaya kadar Ona ulaşmak için var olacağız. Deneyimleyeceğiz. Nimetleneceğiz. Belki kendimizden birşeyler katacağız çorbaya kim bilir? Bugün de zaten bunu yapmıyor muyuz? İnsanın Var oluşunun amacı bu. deneyim etmek,keşfetmek eserin içinde olup esere birşeyler katmak..
19:55 bu anlamda sorduğun gerçeklik sorgusu kimin umurunda? buradasın anlatıyosun ve buradayım dinliyorum. anı yaşadım. güzel vakit geçirdim. küçükte bir düşündüm, sonunda doğruluğuna emin olduğum şekilde "inandığım şekilde" yaşamaya devam edeceğim. bana göre önemli olan gerçekliğin ne derece gerçek olduğu değil, senin bunu acı ve sefalet üzerine mi kurduğunla yoksa mutluluk ve sevgi üzerine kurabildiğinle alakalı, değiştiremeyeceğiz şeylerin ötesinde gerçekten gerçekliğin gerçek olup olmadığı kendinin bunu ne derece iyileştirdiğine bağlı. yoksa matrix evreni gibi makinelerin simülasyonuyla zion arasında ne fark var? mutlumusun değilmisin. insanlar inançlarını değiştiremeyeceği odaklar üzerine kurup bitmek bilmez bir kaşıntıyla ömür tüketiyor. hangi inançtan olursa olsun buda şeytanın oyunu gibi. İnsandaki "üreme" olayının tamamını, yani "doğum" olayını bir mücize olduğunu düşünüyorum. Eğer biz bir simülasyonda isek bu kesinlikle Yaratıcı'nın gerçekliğidir. Ve emin olun kesinlikle uyanacağız. 19:57 deki sorunun cevabını kesinlikle öğreneceğiz.
@@ReignVsToxopod ya yaratan senin hayalindeki gibi birşey değilse? Yaratanın kendisi bizatihi başka bir evrendeki kurallar bütünüyse. Ve bu seri olarak kendini tekrar ediyorsa, sonu ve başlangıcı yoksa nolacak?
@@imblik5527 Yaratan benim hayalimdeki gibi olmaya bilir. Ama var olduğu kesindir. Tekrarlanan döngü ise kanıtı delili olmayan basit bir teoriden başka bişey değildir
Bilim daha kendi temel ilkelerini açıklayamaz ondan materyalist olmak ne kadar doğru bilemiyorum, bilimin ön kabullerini Evrim ağacı sitesinden okuyabilirsiniz bu arada.
Böyle güzel videoları bile sıkılmadan başka bir şeyle uğraşmadan izleyemez hale geldik kaydırmalı beyin eritici, dopamin reseptörlerini sabun dispanserine çeviren videolar yüzünden
Çok iyi bir girişi var. Bilim dinleştirilmedikçe, ideolojilere göre sömürülmedikçe üstün bir uğraşıdır. Kendini yalanlasa ve yenilese de başka boş uğraşların çok üstünde kalır.
Modern bilim henüz emekleme aşamasında bilimin ileride çok daha güçlü olacağını düşünüyorum.
Bilim insanlar bulup çıkardıkça var olabilir ve büyüyebilir.Bilim aslında bir hiçtir.
@@birolersoz5564🫵🤝
Bilim aslında bir hiçtir. (Evinde oturduğu yerden elinde küçücük bir cihazla daha önce hiç görmediği bir insana, ekrana bir kaç kez basarak yanıt verdi)
@@kreinnar852770 yıl yaşayabilirsen sende anlarsın
@@kreinnar8527 seninki fikir oluyor başkası fikrini söyleyince boşmu oluyor
Aslinda bu konuda Turkiyede youtube da cok ciddi bosluk vardi.cevapsiz sorularla ilgili..guzel video olmus.
En başta olan şeyin öncesini anlarsak yaşamın anlamı kalır mı? Belki de bu sorunların çözümleriyle uğraştığımız için hayattan birşeyler alabiliyoruz. Hayatta hiçbir şeyin kesin bir çözümü yok ve sürekli üstlerine eklenerek katlanıyorlar ve bence bunun sayesinde yaşamın sıkıcılığını en aza indiriyoruz. Böyle devam etsin.
Bana kalırsa bilim, kendimizi ve etrafımızı daha iyi anlama da sadece bir araçtır. Yani bir inanç değildir, insanın manevi (deruni, içrek, batıni) yönünü merak etmeside ve araştırmasında hiçbir geçerliliği yok. Bu videonuzun konuları güzeldi, teşekkürler.
sadece bi araçtırdan fazlası aslında. çünkü araç dendiği zaman ben kullanmayı reddediyorum ve sadece Allah'a inanıyorum güveniyorum diyip en basitinden bi telefon kullanması bile ironik oluyor. bilim genel bi kavramdır. açıklanamayan şeyler bizim kusurumuzdan gelir tıpkı tanrı olgusunun nasıl birşey olduğunu kavrayamadığımız gibi. bizde hakikati bulmuş ya da ucundan garanti cennete gidicem kafası ile daha da arsızlaşıp cehalet kusan ve kendisine eleştiri gelince saldırı sanıp hiç bir inanışa saygısı olmayan hatta eyleme geçecek kadar fanatik insanlar biraz düşünüp acaba bizim inançlarımızı suistimal ediyorlar mı diye sormaları ve her eleştire kin kusup siyasete malzeme vermek yerine yapıcı sonuçlara ulaşmayı istememesi tuhafıma gidiyor. Tıpkı her inanışta her toplulukta olduğu gibi bilim adı altında kasıtlı, kasıtsız kötü şeyler oluyor mu oluyordur. fakat komplo teorisi pompalayıp adeta müritler yaratıp bilim etiğinde binlerce kez sorgulanmış gerçekleri bir daha sorgulamak zaman kaybı ve patinaj çekmemize neden oluyor. sorgulamak isteyen yine sorgulayabilir orası ayrı mevzu fakat bizde bu hocalarda ve siyasette göz göre göre kullanması onların yolunda gidenlerin sadece güzel hitabete ve biz güçlüyüz biz şöyleyiz biz kralız yalanlarını sürekli sürekli dillendirdikleri için ve zayıf noktadan bilimden uzak noktalardan dini kullanmaları nelere mal oluyor orası da sizin takdiriniz. siyasette bilim olarak ele alındığı için fazla dalmış olabilirim affola sevgiler
İlaç gibi bir paylaşım gerçekten şükranlarımı sunuyorum 💙
O son soru bana göre de tüm zamanların en üst sorusu ♥️
Bilim, akıl ve irade özellikleriyle yaratılmış olan insan için başta anlam ve bilme ihtiyacını karşılaması, daha sonra da insanın bazı yüksek vasıflara ulaşabilme imkanı yönünden bir araç olarak görev yapar.
Çok güzel bir anlatım olmuş. Bize sorular sorduruyor...
Teşekkürler! Ağzına sağlık hocam...
@@volkanksoze1 ne zirvaliyon la
@@volkanksoze1 onca emek veriyor adam utanmıyor musun hiç?
banladım gitti cevap vermiyoruz o tip düşük yaşam formlarına :)@@eseflekinama
14:19 Harbi işte bu sorunun cevabı videodaki en merak ettiğim şey olabilir. Hücreler nasıl çalışıyor. İşin komik yani aslında algıladığımız her şey bizim algımız. Evreni görmüyoruz kendimizce kendi fikrimizle görüyor gibiyiz. Duymuyoruz kendimizce duyuyoruz. Kendi fikrimizle koku alıyoruz. Kendi bakışımızla algılıyoruz sadece. 1 günlüğüne Tanrı olup asıl gerçeği görmek isterdim. Evrenin başlangıcını geçtim bir günlüğüne Tanrı olup benim elime baksam, ağaçlara baksam bile yeterdi.
Konuyu ele alış biçiminiz ve tüm teorileri çıplaklığıyla algı yaratmadan özellikle bilimin doğruyu yanilmakla bulduğunu belirterek açıklamanız takdire şayan.
Tek kelime ile mükemmel bir video olmuş,son soru gerçeklik gerçek mi sorusu bana şu sözü hatırlattı ' Düşünüyorum öyleyse varım '
- Descartes -
En kaliteli youtube kanallarından birisin umarım hakettiğin değeri görürsün
Bilim daha sınırlı bir bakış açısı değildir. Şuan cevap veremediği sorulara da cevap arayan dalları vardır. Mesela evrende yalnız mıyız sorusunun cevabı için o kadar uzağa gitmeye gerek yok. Güneş sistemimizde bile yaşamın varlığı birkaç yerde elle tutulur sebeplerle düşünülüyor. Örneğin venüste fosfin bulunması gibi.
Son kısmı yolda yürürken dinliyordum. Birden durdum ve etrafa baktım. "Gerçek mi lan bunlar" dedim içten içe. Kafayı yedim. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak :)
insanı düşündürmeye itmesi bakımından gerçekten çok yararlı bir video. günümüzde birçok insan bu sorulara kafa yormadan yaşıyor ama bazen oturup uzun uzun düşünmek lazım
Düşünmek elbette ki düşünmemekten iyi fakat bir çok sorumuzun ne yazık ki bir cevabı yok…
@@takmyldz6257 izninizle bir cevap vermek istiyorum. Belki de bu videodaki soruların bir çoğunun cevabı belli ve cevabı var ama kendimiz bu cevapları beğenmiyorsak ve sadece belki de öyledir demekle yetiniyorsak? Örneğin hayatın başlangıcı ile ilgili kısımda ne dedi bir KIVILCIM lazım bir ŞEY lazım. Hayır boşluklar... mevzusuna girmeyelim. Ama ortada mantıki çıkarım yapabileceğimiz bir mevzu. Çünkü yaşama elverişli bir ortamın olması bir yaşam olması için yeterli değil. Mesela masaları kalemleri kağıtları hazırlayalım. Burda ortam hazır dahi olsa bir sınav neticesi alınır mı. Hayır, bir talebe lazım. Yani sadece uygun ortam bir iş yapıcı değil. Peki bakıyoruz ya ne olursa olsun biz VARIZ kardeşim varız. Ne kadar olmayası bir durum olsa da inanması zor olsada varız. O zaman bizi var edecek etkiler uygulanmış demektir. Bu kesin. Peki bu etki ne ola ki? Kainattaki bütün etkiler toplansa eğer koordinasyonlu bir şekilde çalışmazsa, eğer akıl ile hikmet ile yönetilmezse nasıl olurda bir hücre böyle inanılmaz bir sanat basit bir yıldırım çarpmaları topluluğu ve suyun çalkalanması ile olabilir? Bu işi çok bariz bir şekilde yönetip düzenleyen bir idareci lazım değilmi?
Bu videonun milyon izlenmesi gerekiyor bence ağzına sağlık çok güzel 👍
Emeğinize sağlık, teşekkürler. Öte yandan bilimi çok küçümseyen bir sunum amaçlanmış gibi sezgi hissediyorum. Dünya üzerindeki tüm savsatalara dayanan bir anlam arayışı yerine kendini yanlışlayabilir olgunluğa sahip bilimin ışığını tercih ederim. Elbette her tür dayatma gibi bilimde de bir dayatma olduğunu ben de kabul ediyorum. Gözlemleyen, sorgulayan, ölçen ve sonuçlara objektif yaklaşabilen bilimsel yöntemler ve bunları gerçekleştirmeye çalışan bilim insanlarının meydana getirmeye çalıştığı ışıktan bahsediyorum.
Videonun bilimi küçümsüyormuş gibi hissetmenizin nedeni videoda da bahsedildiği gibi bize büyük bir çoğunluk tarafından dayatılmaya çalışılan "materyalist felsefe"den kaynaklanıyor olabilir mi?
Diğer yandan "akıl" da gerçeğe ulaşmak için bir yöntemdir. Biz sadece beş duyu organımızla algılayarak bir sonuca varmıyoruz. Bazen beş duyu organımızla algılayamadığımız durumlarda bilinen olgular üzerinden "aklımızı" kullanarak da bilinmeyene ulaşabiliyoruz.
Mesela, evi kilitleyip 1 hafta tatile çıktık diyelim. Döndüğümüzde evimizde hiçbir eşya kalmamış, kasadaki altın ve paralar gitmiş. Ortada ne bir kamera var ne bir şahit, tek bir delil yok ne olduğuna dair. Ne düşünürüz? Tabii ki birinin evimize girdiğini, değil mi? Fakat o "birini" beş duyu organımızla algılamadığımız hâlde neden böyle bir sonuca ulaşırız? Çünkü bu noktada aklederiz, aklımızla görürüz o "birini". Aklımızla bilinenden bilinmeyene ulaşırız. Yani ortama bakıp birinin girdiğini aklımızla buluruz, yoksa o kişiyi görmüş değiliz.
çok güzel video..emeğine sağlık
Tesekkurler Can Atakli❤
Çok güzel olmuş
Emeğine sağlık
Harika birikim, harika paylaşım. Çok beslendim, teşekkür ederim.
Çok güzel kanal çok güzel anlatım farklı bir yaklaşım 😊
çok güzel anlatım ve içerikti. teşkkürler.
Güzel bir içerik olmuş böyle benzer içeriklere dewam
Daha çok böyle videolar derim,daha dolğun daha bol.
Çok güzel olmuş eliniz sağlık ❤❤👍👍👏👏👏
Gönlüme hitãp ettin dost ❤
cok kalite emek dolu ve surukleyici bilimsel videolara devam..
Yine beynimi elime verdin, uğraş dur şimdi. Ağzına, yüreğine sağlık.
Səsiniz çox gözəldi.sevərək izləyirəm.🌘
Tekrar teşekkürler shokvoice
Emeğine sağlık kardeşim, teşekkürler
hocam keşke yaşam nasıl başladı kısmında abiyogenezden de bahsetseydiniz sonuçta miller urey deneyleriyle kanıtlanmış bir teori
Luis Pastör, abiyogenezi deneyle çürütmüştür. Araştırabilirsin.
miller urey deneyleri defalarca bunu doğrulamış olmasına rağmen biri çıkıp bunu nasıl diyebiliyor. kendi kafanızda kurduğunuz ya da size anlatılan din ve tanrı masallarıyla size mutluluklar
@@turkgiga_
@@turkgiga_ pastörün çürüttüğü teori spontane jenerasyon teorisiydi araştırabilirsiniz. Keza miller-urey deneyi geçerliliğini aradan geçen 70 yılda dahi koruyor.
Selam kardeş. Yukarıdaki ara kısmına aşağıda yazacaklarımı aktarak çıkanları seyredebilirsiniz.
[ _Evrim Ağacının Yalan Söylüyorlar Videosuna Reddiye-3a (Abiyogenez-Miller Deneyi-1)_ ]
[ _Evrim Ağacının Yalan Söylüyorlar Videosuna Reddiye-3a (Abiyogenez-Miller Deneyi-2)_ ]
[ _Sosyal medyada hedeflenen ne? || @AltayCemMERIC_ ]
@@turkgiga_Louis Pasteur abiyogenezi çürütmemiştir Louis Pasteur un çürüttugu şey bir şeyin bir anda, şuan ki haline bir ana dönüşmesidir yani diyelim bir göz hemen yokluktan suanki gözümüz haline gelmedi evrile evrile üstüne koya koya
Harika bir sunum , teşekkürler🎉
bilinç sorusu çok önemli. belki sadece canlılık olurdu ve bu maddenin evrimsel sürecinde bir anlık kıvılcım yada yansıma gibi maddenin karmaşık mekanik bir hali olarak kalırdı. bu hal zamanla kendi içinde evrimsel sürecle farklı yaşam türleşmesi yapıp ''biomekanik madde'' halinde ilerlerdi. peki ya bilinç neden olsun ki? yoksa biz kendimizi çok mu önemsiyoruz yada ciddiye alıyoruz. bilinç, evrenin canlıya verdiği en en en büyük Kazık. bir madde neden yok olma korkusu yaşasın ki? sonu kesin olan birşey iken. ozaman bilinç maddenin sonsuz olma hevesinde ki halidir desem saçmalamış mı olurum. belkide canlılık bir boyut (örn: 8. boyut) bilinçte ayrı bir boyut ileride belkide hangi boyutlar çıkacak bilemiyoruz. bence burada son olarak sorulması gereken soru canlı madde(organik vucudumuz) bütünlüğünü kaybettiğinde yok olmuyor yeni calıların oluşması için organik yapılara bölünüp yeni canlılar için yakıt oluyor aynı güneşin parçalanıp yeni güneş ve gezegenlerin oluşması gibi. bilinç'de aynı bu şekilde beynin bütünlüğünün yitirilmesinden sonra biçim değiştirip başka bir yapıda kendine yer buluyor mu? çok saçma gözüksede evrenin düzeninde yok olmak yoktur biçim değiştirmek vardır belkide bilinçte bu kanuna göre hareket ediyor. umarım :/ :)
Faydalı bir video olmuş.Emeğine sağlık 👏🏻
Teşekkürler güzel insan
Ses tonun o kadar başarılı ki sırf bu yüzden her videonu dinliyorum başarılar sesine sağlık
Müthiş bir içerik olmuş, arkadaşın metin yazma becerisi de üst düzey, bundan sonra bütün içeriklerini takip edeceğim.
Güzel işler. 👊🏽
Aynı malzemeden oluşan atomun (elektron, proton, nötron) sadece farklı elektron sayılarına sahip olunca farklı elementlere dönüşmesini nasıl açıklıyorsunuz? Yani un, süt, yumurtaya ne kadar un eklerseniz ekleyin bir arabaya dönüşmesi nasıl gerçekleşiyor ?
Mantıklı bir soru ama işte bilimin asla cevaplayamayacağı bir soru
Mükemmel son konulara bil hassa bayıldım, teşekkür ederim umarım hakkını alırsın kanka
Sizi matrixten beri izliyorum. Ne güzel kanalsınız. Var olun.
Sınırlandırılmış düşünce tarzı olan bilimsel bakış açısında kıstas şudur; "Görünmeyen bir veriyi elde edene kadar, o varsayım geçersizdir." Örnek olarak taş devrinde yaşan bir insanın, diğer insana "gün gelecek yakınını görerek konuşacaksın" sözüne karşılık, o zamanki veri azlığından kaynaklanan sınırlandırılmış düşünceyle bunu yoksaymak gibi.
Olayı uzaktan bakınca gerçekte o taşdevrinde yaşamış adamın yoksayarak yanlış düşündüğünü görmüş oluyoruz.
Aslında o öyle değil. Desteksiz bir idda geçersizdir. Mesela görünmez dokunulmaz hissedilmez tavşanların seni izlediği gibi hipotezler geçersizdir. Ama söylediğin varsayım geçerlidir. Çünkü; insanların gelişimi o dönemde öngörülebilir değil.
@@tdkpolisi Bilimsel düşünmek sana doğru bilgi verir lakin çöpe attığın her bilginin de yanlış olduğunu göstermez. Aralarında doğru bilgiler de çöpe girmiştir.
@@snowball5192 Öyle bir fikir söylesene
@@tdkpolisi Bilmem geçmişte atılan doğru çöp bilgileri bilimsel bilgi ile olduğu gördük. 300 yıl sonra RUclips kalırsa gelip yazsın bizim çöpe attığımız doğru bilgiyi biri.
Emeğin için teşekkür ederim yine muhteşem bir içerik konusu
Emeğinize sağlık.
Emeğine sağlık çok güzel olmuş
çok kaliteli bir iş. . tebrikler
her şeyi biliyor olsam bile bu beni diğerlerine göre daha az hiçbir şey bilmiyor yapar. Her videoda bunu daha da benimsiyorum
Sənində bir cəzbedici şey var uğurlar
çok teşekkür ediyorum 😊😊😊😊
Herseyi anlamak zorunda degilsiniz. Anlamak hayatin yalnizca bir duzleminden ibarettir, asla tümü degildir.
Bir kitabı nasıl okumalıyız? Veya da bir bilim kitabını nasıl okumalıyız? Doğru okuma yöntemleri nelerdir? Bu tarz soruları cevapladığın bir video yapabilir misin? Çünkü kitap okurken kendimi her şeyi yiyen bir canavar gibi hissediyorum her şeyden kastım bilgiler.
Acaba bu bilgileri doğru mu yutuyorum. Bunu bilemiyorum ama bana ve ilgili arkadaşlara bir ışık bir yol göstermelisin SHOCKVOİCE
Türkçe bilgin olması yeterli. Kuralları öğrendiğinde iyi ve vurgulu okuyabilirsin.
Türkçe öğretmenim böyle söylemişti bana.
Yazar bizden ne istiyor? İsmi bi rabbikellezi hâlak...
Yaradam Rabbinin Adıyla Oku
Bkz. Âlak Suresi
Sarf ölçmek okumakmıdır? Kapağı, cümleleri, heceleri, harfleri kısaca "Kitabı" Ölçtüklerimizden çıkaracağımız yargılar ve sorunsallar, okumaz isek asılsız olabilir bu gayet mantıklıdır. Ve yine okumadığımız için, kitapta yazanları sarf ölçülenle mânaya erişmeye çalışınca, mânanın ve sebebin olmadığı yargısı? Bence gayet normaldir... Ayrıca Videoda birçok anlatım ve manüpilasyon tekniği kullanılmış. Pek çok örnek mevcut (Etkileme manüplasyonu, renk ve uyum, ahenk manüplasyonu vs.) ama ben biraz daha bariz olanlardan uzak bir örnek vermek istiyorum illaki itiraz edebilirsiniz sizin tercihiniz; önce olmakta, olur vb. asılsız ve dayatma fitne kelime tümleciklerini ahenkli bir biçimde doğruymuş gibi gösterip, dogmaları aradan çekip soruların son bölümlerindeki iğneleyici soruları yöneltiyor. Hal bu ki olur, olmakta vb. dediği yerleri mantıklıkca ve duraklatarak, eleştirel tarzda dinlerseniz demek istediğimi ankayacaksınız. Ben videoyu yarıya kadar fazla düşünmeden izledim. Ardından görüntüler sebebiyle hipnoz olduğumu fark ettim. Bilimsel mânada hipnoz, o filimlerde gördüğünüz uçuk kaçık şeyler değildir. Araştırırsanız demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. İnsan beyni örneğin, çikolata yerken, reels gezerken, iş yaptığımız esnada veya derste dalmışken, hipnoz vaziyette olabilir. Bu beynin oraya odaklanıp veya herhangibi bir şekilde dalıp kuvvetini kaybettiği bir durumdur. Bu hâlimin üzerine sadece sesli olarak dinledim ve çelişkilerin, bu basit soruların, nasıl meteryalist kafayla dahada karmaşık biçume getirilinerek beynin cevap kapasite sınırlarını zorlamaya çalıştıklarını, manüpilasyonları, meteryalizmin dibini fark ettim düşünmeksizin izlemenizi tavsiye etmiyorum. İlla izleyecekseniz sadece dinleyin. Dikkatli olun, taklaya gelmeyin :)
Bilime olan merakım bu videoyu izledikten sonra yeniden harlandı
Teşekkürler Shockvoice
5:38
6:00
7:37
11:33
12:49
*Buralardaki loop videolarına ulaşmam gerek.*
Gecenin ikisi şimdi gel sabaha kadar bu soruları düşün yanlış zamanda açtım videoyu🥲
"Varlığın sırları saklı, benden;
Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben.
Bizimki perde arkasında dedikodu:
Bir indi mi perde, ne sen kalırsın, ne ben."
uyurken dinleyeceğim o müthiş ses gelmiş 🎉
bir shockvoice videosunda muhabbet her zaman döner dolaşır matrixe gelir :))
Harika bir konu gerçekten Bu konu hakkında uzun zamandır Düşüncelerdeydim Geçenlerde Kafile İsimli kanalın "Kırmızı Asa"Adlı serisini izleyince bütün meseleyi anladım.Sizede tavsiye ederim Mesele bilimin Metadolojisinden kaynaklanıyor.Yani Gözlem ve Deney şartlanmasından dolayı aslında "SALT" bilimle metafizik olarak nitelendirilen veya büyü dediğimiz şeyleri bile anlayabiliriz.Fakat Bilimsellik kavramı içine sokulmuş Gözlem ve Deney şartlanması buna engel olur.Bu durumda bilim sadece ölçüm formülüzasyon tanımlamadan öteye geçemez.Ben inançlı bir insan olarak bu perspektifi sunduğumda bilim karşıtıymışım gibi bir yaklaşımda bulunulur ve Kainattaki olayların bilimsel açıklamaları yapılır.Oysa ne bilim karşıtıyım nede olan olayların bilimsel açıklamalarını reddediyor Değilim.Mesele hiçbir zaman bu olmadı çünkü yapılan tüm açıklamalar yüzeysel kalıyor.Tıpkı bu videoda olduğu gibi bilinç başta olmak üzere pek çok şeyin cevabını bize vermiyor Metadolojik olarakda asla veremeyecek oysa bu metadolojiye göre bu tarz şeyler metafizik hurafe tipi bir konuma kaymak mecburiyetinde kalıyor.Oysa örneğin "MANA"dediğimiz kavram tümüyle soyut olmasına karşın tüm hayatımızı kuşatan ve hepimizin bu kavramın ve karşılığının açık şekilde olduğuna inanıp kullandığımız şeydir.Zira Kitap üzerinden örnek verirsek bu kitabı bilimsel metotla anlamaya çalışırsak onu sadece ölçeriz "Kaç sayfa Kaç harften oluşuyor Kaç cm uzunlukta ve genişlikte " vs bu sonuçlardan ötesini alamayız.Fakat kitabı bize soyut olan "MANA" dediğimiz şeyle anlarız.O kitapda ki kelimeler cümlelerin aklımızda canlandırdığı ifadeler bizde oluşturduğu hisler bizim için ifade ettiği anlamlar sayesinde o kitabın gerçek sırrına vakıf olabiliriz.Bizi bu gerçeğe Bilimsel olarak yaklaşırsak ölçümlerimiz vs ne kadar doğruda olsa ulaşamayız.Dediğim gibi inançlıyım ve bana sorunun cevabınıda o veriyor.Bir kitap ki 1400 senelik olupda daha geçtiğimiz 100 yılda anca evrenin genişlediğimizi farketmişken teknolojinin bilimin olmadığı bir dönemde bu gerçekleri yazıyorsa Mimar eseri hakkında konuşmıuş derim.
senin sesini duyunca hep aklıma matrix ve platform incelemeleri geliyor arkada matrix gizemli fon olsa mükemmel olur
Sonda yine matrixe bağladık harika
sürekli "asla" demişsin..
asla "asla olmaz" deme.
ışık hızına ulaştığımızda şuan asla düşünemeyeceğimiz güce erişeceğiz...
güneşin ürettiği enerjiyi doğrudan kullandığımızı düşün..
önce düşle(hayal etmek) sonra düşün,,ama düşünürken düşme(tökezleme,yanlış yola sapma)
sen ne anlatıyorsun be abi ahahha
Işık hızını gece mesin
@@Mehmetmutlu5832 tanrı olmak için geçmek zorundayız..
azkaldı biraz sabret.
Harika!
Yaratıcı nın varlığı mutlaktır.
Yaratıcıyı tanımlaya bilir misin?
Tanımlanabilir bir ilah yoktur . Adı üstünde tanrı ilah yada Allah ne dersen de.
@@takmyldz6257 tamam kanka o zaman uzaylini sen kanitla bakalim
tanrı var mı bilmem ama dinler kesinlikle yalandır.
@@HasanAli-uc8br
Şimdi sizler
Herşeye yok diyorsunuz ya
Tesadüf falan fistan
Bilim bilim diyip duruyorsunuz ya
Allah'ıma çok şükür bilimi çok severim
Ve araştırdıkça araştırmak isterim
Ama bilim sadece var olanı açıklar
SADECE VAR OLANI
neyse dediğim gibi herşeye yok diyorsunuz ya
Evren tekillikten doğuyor fail yok
(Enbiya 30)
Evrenin oluşmasıyla zaman oluşuyor fail yok
Samanyolu oluşuyor fail yok
Güneş ... toz bulut dünyamız oluşuyor fail yok (fussilet 11)
Dünyaya meteorlarla su geliyor fail yok
İnsanlığı yok edebilecek unsurlar ortadan kalkıyor fail yok
Dünyanın manyetik alanı oluşuyor fail yok
Atmosfer oluşuyor (Enbiya 32) fail yok
Dünya mükemmel bir konuma (koordinat) geliyor fail yok
O meteordaki sudan canlılar oluşuyor fail yok (Enbiya 30)
İnsanların mükemmel bedeni oluşuyor fail yok
İnsanların zekası oluşuyor fail yok
Duygular fırtınası oluşuyor fail yok
O oluşuyor bu oluşuyor şu oluşuyor fail yok
Zurnayı zortlatalım bakalım
Siz NİYE VE NE HİKMETSE
siz NİYE
koskoca evrende..
hadi evreni boşverelim
Evren karşısında küçücük olan Galakisimizde
milyonlarca meteor çarpıştı
Artık nasıl bir meteorsa!
ve sadece dünyada ;
Yan yana olan Marsta değil
Satürnde değil
Diğer gezegenlerde değil
Sadece dünyada yaşam başladı
Diye ufacık bir sormuyorsunuz..
Bu "tesadüf" değildir
Milyonlarca meteorlarin sadece dünyaya yaşam vermesi "tesadüf" olmaması gerekiyor zaten
Düşünelim lütfen düşünelim..
Bilim aslında insanın hayatı mantık çerçevesinde anlamlaştırma çabasıdır, günümüzde bir çok insan bilimi din gibi tutuyor.. sanki futbol taraftarı gibi
Bununla birlikte bilim dediğimiz olgu sürekli olarak gelişmekte ve bazen değişmektedir o yüzden bilim olarak takip ettiğimiz her şeyi din gibi dogmatik yapmamalılıyız kanımca
Bilim aslında insanın fıtratına Yaratıcı tarafından yerleştirilmiş olan bir kaç tane temel soruya cevap aramaya çalışır. Bu sorulardan bazıları, Ben kimim ? Nereden geldim ? Beni kim var etti ? Bu dünyada var olmamın amacı nedir. ? Doğmadan önce yoktum, var olmamı kim istedi ?
Yukarıdaki bu sorular ışığında; Bilim kainattaki ve canlılardaki muhteşem düzeni, sistemleri ve bu sistemlerin nasıl bir düzen ve sıralama ile meydana geldiğini ve nasıl sistematik olarak işlediğini açıklar. Bu düzenler, sistemler ve işleyiş açıklandığında, bu bir Yaratıcının yokluğuna delil olmaz; tam aksine varlığına büyük bir delil olur. Çünkü bir düzen ve sistem kurmak ancak hayat, bilinç, ilim, irade ve kudret ile mümkündür.
Bilim bu muhteşem düzeni, işleyişi açıklayınca ne yazık ki bazı kimseler, "her şey açıklandı." izlenimine kapılıyor veya işine öyle geldiği için bu izlenime sahip çıkıyorlar. Halbuki, bu son derece yanlış bir izlenimdir.
Mesela, bir bilgisayarın işlemcisi ve ekran kartı gibi vs.... parçalarının hangi işlevleri yaptığı ve hangi aşamalarla bir araya getirildiği tarif edildiğinde, bu durum bir bilgisayar mühendisine olan zorunlu ihtiyacı ortadan kaldırmaz. Çünkü, ortada düzenli bir işleyiş, bir sanat varsa o sanatın arkasında hayat, ilim, irade ve kudret sahibi bir sanatkarın olması mutlak bir zorunluluktur.
Bilgisayarın işlemcisi, ekran kartı ve diğer parçalarının tümü, bilgisayarın yapılış amacına uygun olarak bir bütün halinde planlanır ve tüm bu parçalar amaca uygun olarak birbirine uyumlu olacak şekilde üretilir. Bütünü bilmeyen parçayı yapamaz. Basit bir iğne bile ustasız olmaz.
Aynı şekilde, Bir masanın nasıl yapıldığı tarif edildiğinde bu durum o masanın bir marangozu olduğu gerçeğini değiştirmez. Marangozu masayı yaparken görmesek te hatta hayatımız boyunca bile görmesek, o masayı bir marangozun yaptığını akıl yolu ile kolay ve net bir şekilde anlarız . Çünkü masa yapmak hayat, görme, bilinç, ilim, irade ve kudret gerektiren bir fiildir. Şuursuz, ilmi, iradesi ve kudreti olmayan aynı zamanda kör, sağır ve ölü olan maddeler ne bir düzen kurabilir ne de masayı meydana getirebilirler. Çekiç, çivi ve testerede masayı yapamaz. Ayrıca testere, çekiç, çivi (tabiata örnek) hayat, ilim, irade ve kudret sahibi bir varlık tarafından sanat icra etmek için üretilir.
Masa atomlardan meydana getirildiği gibi canlılarda atomlardan meydana getirilir. Aradaki fark canlılara ayrı yeten hayat gibi bir mucize verilmesidir.
Lunaparkta ki atlı karıncanın çalışma prensipleri ve düzeni, o atlı karıncayı yapan hayat, ilim, irade ve kudret sahibi bir mühendis tarafından belirlenir. Şuursuz, kör, sağır, cansız maddeler, serseri tesadüfler, ne atlı karıncayı meydana getirebilirler ne de bir düzen kurabilirler.
Şuuru, ilmi, iradesi ve kudreti olmayan aynı zamanda kör, sağır ve cansız olan maddelerin, sebeplerin, serseri tesadüflerin bir şeyler planlamaya başlamasını ve planladığı bu şeyleri inşa etmek için harekete geçmesini düşünmek....
--------------------
ALINTI
“Modernitenin büyük bir aldatmacası, tabiat kanunlarının kâinatı açıkladığı yalanıdır. Tabiat kanunları kâinatı tarif eder, düzeni tarif eder. Ama hiçbir şey açıklamaz” (Ludwig Wittgenstein)
“Hâlbuki tabiat misalî bir matbaadır, tâbi' değil; nakıştır, nakkâş değil; kàbildir, fâil değil; mistardır, masdar değil; nizamdır, nâzım değil; kanundur, kudret değil; şeriat-ı iradiyedir, hakikat-i hariciye değil”
[ Bediüzzaman Said Nursi / Mesnevî-i Nûriye . s.345. ]
-"Tabiat kitap ve gazete gibi yayınların basıldığı yer gibi bir basım yeridir, matbaadır. Tabiat, matbaayı yapan ve eserleri basan değildir."
-"Tabiat, “kanundur, kudret değil.” Kanun, emirler, yasaklar, kaideler ve kurallardır. Kudret ise kaideleri, kuralları koyan ve uygulayandır. Tabiat, kudret sahibi uygulayıcı değildir."
-"Tabiat, “fâil değil” kabildir, yani varlığı başkasının varlığına bağlıdır. Tabiat yokluktan var edilmiştir. Olup olmaması Allah’ın dilemesine bağlıdır. Fail değildir, yani işi yapan değildir."
-"Tabiat, “mastar değil” mistardır, yani cedveldir. Bir şeyin düzgün olmasına yarayan bir alettir. Kendi başına bir şey yapamaz. Masdar ise, bir şeyin çıktığı menba, bir işin kaynağı, temelidir. İşte tabiat hiç bir işin temeli değildir."
-"Tabiat, “nâzım değil” Nizam, kurulmuş bir düzendir, bir sistemdir. Nâzım ise düzene koyan, düzenleyen, tertipleyendir. İşte tabiat kurulmuş bir düzendir, düzenleyen başkadır."
------------------
Yukarıda ki alıntıda belirtildiği gibi, tabiat kurulu bir düzendir asla düzenleyici olamaz. Çünkü , düzenler, sistemler; Bilinç, ilim, irade ve kudret ile belirlenir ve uygulanır ancak tabiatta bu tanımlayıcı özelliklerden hiçbiri yoktur. Teşbihte hata olmasın, tabiat sadece inşaat malzemesidir. İnşa eden, düzenleyen başkadır.
abi evrim ağacının videosu çıktı similasyonda yaşamıyoruz diye onu izleyip yorumlarmısın
"𝑲𝒖𝒍𝒆𝒅𝒆𝒌𝒊 𝒌𝒖̈𝒄̧𝒖̈𝒌 𝒂𝒅𝒂𝒎" kitabını araştırmanızı tavsiye ederim. Paylaşım harika olmuş 👏
Profil fotoğrafında evren resmi olan bir kanal tabiki bilimi zayıf görür 🌹
İster maddesel hayatta ister dini(zihinsel) hayatta neye inanıyorsanız buna insanlarında tanrınında saygı duyması gerekir. İnsanlar evrenin sırlarını bulamicak kadar ilkel bir topluluk, dini bilgiler kesindir derler ama hep asimile oluyor, Bilim ise hem kesinlik hemde teoriye dayanır, şayet bana göre evrende yalnız değiliz belki oralarda çok ilkel veya çok gelişmiş bir topluluk olabilir
Yaşam kesinlikle çok büyük sır
Bir başlangıç veya bitiş yok bu kavramlar bizim zihnimizin alışkanlığıdır…. Sonsuzluk içindeyiz buna mantık yürütsek de anlamamız yada kavramamız mümkün değil.
Evet gerçekten bir başlangıç veya bir bitiş olamaz. O yüzden bir mekan ve zamanda yok. Bizler İnternete benzer soyut, rüya benzeri bir ortamda yaşıyoruz. Bing bang diye bir süreçte hiç bir zaman olmadı. Hiçlikten varlık cikamaz. Yoktan var olmaz. Vardan da yok olmaz. Buda ezeli başlangıcı ve sonu olmayan bir ortamda bulunduğumuz gerçeğini bizlere gösterir.
Kralım o zaman neden big bang gibi baba bir teori var ve bilim insanlarının %80 ni buna inanıyor koskoca einstein bile kabul etmek istememiş ama etmek zorunda kalmış bir açıklar mısın ?
@@kadironder2000 merhaba… bu sonsuzluk içinde tabiki başlangıçlar ve bitişler var… bigbang bizim evrenin başlangıcıdır ve bizim evrenin de bir ömrü var içine çökecek ve terar başka bir big bang ile yeniden doğacak doğacak olsn evren acaba bizimkine mi benzeyecek bilmiyorum… bana kalırsa sonsuz evren bir sonsuzluk içinde yüzüyor her ölümden sonra bir doğuş geliyor ve bu korkarım hiç bitmicrk… biz nereye düştük hiç bir fikrim yok ama bana kalırsa gayet gerçeğiz ve çevremizdeki her şey de gayet sahi ve gerçek…
@@yesilkan1vardan yok olmaz ? Başlangıç veya bitiş olamaz! ? Zaman ve mekan yok ? Herşeyi beynimiz uyduruyor değil mi :)
Ve yorum sahibi kişiyede şunu sormalıyız. Başlangıç veya bitiş bizim zihnimizin nerden alışkanlığı oluyormuş, madem alışkanlık meselesi o zaman sonsuzluk daha basit benimsenecek bir durum neden beynimizi yorup başlangıç ve bitiş düşüncesine ulaşmış olalım ? Özetle boş bir bakış açısı
Şaşkınım sürekli arayış içindeyim her yolu arıyorum inşallah bulurum bir gün ..
Portal,shockwoice,dio,evrim ağacı en büyük mü bilmem ama çok büyüksünüz iyiki varsınız
Katılıyorum + olararak nygma
@@baranbilgic4064 nygma mı bence bu kanalı takip etmen çok şaşırtıcı enigma bana tamamen komplo teorisi ve palavra sıkıyor gibi
Gerçeği bul kanalını da ekle dostum
10:38 Ağlamak istiyorum asla bilememek ne demek 😢
Artik bilim yeni bir Theori ve yeni bir yola ihtiyaci var. Yeni Theori, büyük patlama ile alakasi yok. Tekillik zaten her zaman vardi ve etrafimizda var olmaya devam ediyor. Evrenimiz bunun icinde basladi ve genisliyor. Kuantum pysik bunu destekliyor. Ama simdi uykum geliyor, devam edemicem yeni theoriden anlatmaya. Saygilar sevgiler
Şok teşekkürler
Probably;The only real thing may be defined as QUESTION?❤
Ilgi çekici
Aramıza hoşgeldin 🤍 Spiritüel Eğitmen
İnsan bir şeyi düşünüyor ise o vardır. Tereddütte kaldığımız sorular bir gun mantıklı cevap alacaktir ama bu bilimsel olmayacagi kesin .
Şüphesiz biz herşeyi belli bir ölçüye, düzene ve plana göre yarattık.
Kimsiniz olm çete msnz la siz.. ahzap 50 de tüm karıları maho ya hanginiz yazdı la bana da öyle bi ayet yollayın 😂
O yüzden uzayda kaos var
@@ahmedyasaroglu4333 Dünya ikili düzen üzerine yaratılmıştır. Düzensizliğin varliği aslında düzenin varliğinin ispati niteliğindedir.
Kaistan bahsedilen yerde kesin formüllerden ve yasalardan bahsedemessin
@@arastr0632 bu dunyanın mucizesi kaosun içinden mukemmel bir düzen cıkmasıdır
Kitaptan bende okuyordum zaten. Yorum katmanı bekledim. Hüsransın maalesef, bildiğimi unuttum sayende
Bitkilerle insanların birbirinin soluğunu alıb vermesiyle gezegen çapında karşılıklı bir hayat öpücüğü döngüsü, 150 milyon kilometre uzaklıktaki bir yıldızın enerjisiyle sürüp gitmekte ...
~Carl Sagan KOZMOS
''Gerçeklik gerçekmi'' bu konu başlı başına bir video olabilir.
Bilim, ilim ve irfansız kalmakla çaresizliğe mahkumdur. Müteal olanı da tez ve teori olarak kabul edip elini güçlendirse ya. Teolojik kozmoz bu konuda çok zenginlik içeriyor.
Bilim sürekli kendini yalanlar ve yeniler, mutlak bilgi diye bir şey mümkün değildir.
Zaman mutlak bir bilgidir enerji mutlak bir bilgidir kütle yercekimi mutlak bilgidir.Matematik mutlak bir bilgidir.islemler mutlak degildir.
@@serdarsahin7568 Hiçbir şey mutlak değildir. Felsefi açıdan en azından.
@@serdarsahin7568 Aslında zaman hala tartışılan bir durum. Quantum silgi deneyi ile ilgili araştırma yapmanızı tavsiye ederim.
@@dewdrop22292+2= 4 herşeye de felsefi açıdan bakamayız kanka
@@serdarsahin7568 Modern fiziğin babası Albert Einstein diyor ki zaman görecelidir. Serdar diyor ki mutlak
Belki de diğer uygarlıklar milyonlarca yılı simüle edebiliyorlar. Ve ona göre uygun gezegenlere bir kaç milyon mikrop atıp gidiyorlar %99.9u da tutuyor ya da %99.9 u tutmuyor ama sonuç hep milyarlarca gezegen yapar
O'na ister evren deyin ister varlık isterseniz Tesadüfiliği kendisi ister Tanrı farketmiyor. Herneyse O.. O lütuf ettiği için varız. Ölümden sonra bile O'nun lütfedeceği kadar cevaplara ulaşacağız. Onun lütfu kadar tatmin olacağız. Bütün bu Varlık Alemine bakınca şunu görüyorum. Muhattab olduğumuz O şey son derece zengin ve çalışkan.. Belki biraz ketum. Ancak potansiyelinin Sınırsız olduğu düşüncesi bir insan olarak beni cezbediyor. O'na saygı duyuyorum. Herşeye rağmen iyisiyle kötüsüyle bize şans verdiği için ona borçlu hissediyorum. Eminim O'na tam anlamıyla hiçbir zaman ulaşamayacağız. Zaten işin tatlı yanı bu. Çok uzun süre, gittiği yere kadar O'nun lütfettiği noktaya kadar Ona ulaşmak için var olacağız. Deneyimleyeceğiz. Nimetleneceğiz. Belki kendimizden birşeyler katacağız çorbaya kim bilir? Bugün de zaten bunu yapmıyor muyuz? İnsanın Var oluşunun amacı bu. deneyim etmek,keşfetmek eserin içinde olup esere birşeyler katmak..
Tımarhanelik
@@martineden6983 nasıl istersen öyle olsun con wük
bilim bu bilim din egitimi degil cahillikten baska bisi degil yaptigjn
Zirvalik
Yorumunuza aynen katılıyorum içimdeki düşünceleri yazmışsınız..
Hocam şu fonda çalan soundtrack'ı ayrı yayınlar mısın?
19:55 bu anlamda sorduğun gerçeklik sorgusu kimin umurunda? buradasın anlatıyosun ve buradayım dinliyorum. anı yaşadım. güzel vakit geçirdim. küçükte bir düşündüm, sonunda doğruluğuna emin olduğum şekilde "inandığım şekilde" yaşamaya devam edeceğim. bana göre önemli olan gerçekliğin ne derece gerçek olduğu değil, senin bunu acı ve sefalet üzerine mi kurduğunla yoksa mutluluk ve sevgi üzerine kurabildiğinle alakalı, değiştiremeyeceğiz şeylerin ötesinde gerçekten gerçekliğin gerçek olup olmadığı kendinin bunu ne derece iyileştirdiğine bağlı. yoksa matrix evreni gibi makinelerin simülasyonuyla zion arasında ne fark var? mutlumusun değilmisin. insanlar inançlarını değiştiremeyeceği odaklar üzerine kurup bitmek bilmez bir kaşıntıyla ömür tüketiyor. hangi inançtan olursa olsun buda şeytanın oyunu gibi. İnsandaki "üreme" olayının tamamını, yani "doğum" olayını bir mücize olduğunu düşünüyorum. Eğer biz bir simülasyonda isek bu kesinlikle Yaratıcı'nın gerçekliğidir. Ve emin olun kesinlikle uyanacağız. 19:57 deki sorunun cevabını kesinlikle öğreneceğiz.
Ellerine sağlık
Bilimin açıklayamadığı şeylerin olması tanrının var olduğunu göstermez. Bilimin henüz açıklayamadağını gösterir.
Hayır
@@ReignVsToxopod Argüman üret.
@@yin-yang512 Evren kendi kendine oluşamaz. Buda yaratanın var olduğu anlamına gelir
@@ReignVsToxopod ya yaratan senin hayalindeki gibi birşey değilse?
Yaratanın kendisi bizatihi başka bir evrendeki kurallar bütünüyse. Ve bu seri olarak kendini tekrar ediyorsa, sonu ve başlangıcı yoksa nolacak?
@@imblik5527 Yaratan benim hayalimdeki gibi olmaya bilir. Ama var olduğu kesindir. Tekrarlanan döngü ise kanıtı delili olmayan basit bir teoriden başka bişey değildir
Pazar günü ilaç gibi geldi video
destek yorumudur,teşekkürler.
Bilim daha kendi temel ilkelerini açıklayamaz ondan materyalist olmak ne kadar doğru bilemiyorum, bilimin ön kabullerini Evrim ağacı sitesinden okuyabilirsiniz bu arada.
Böyle güzel videoları bile sıkılmadan başka bir şeyle uğraşmadan izleyemez hale geldik kaydırmalı beyin eritici, dopamin reseptörlerini sabun dispanserine çeviren videolar yüzünden
Ekrem İmamov harika olmuş