aytuğ tüm o deri ceketli cool imajına rağmen bilmediği zaman, yanlışlandığı zaman kabul etmesi, öğrenmeye çalışması, merakla dinlemesi falan çok değerli, unuttuğumuz şeyler
Ben Tuğçe hanımı tanımıyordum. Aytuğ beyle birlikte yaptıkları bu kısa sohbet gayet verimli geçti. Yorumları görünce çok şaşırdım. Diksiyon dersi veya dublaj dersi değil ki bu. İnsanların tipine sesine tarzına karışmak çok saçma drğil mi? İçimizde kalması gereken her şeyi dışımıza yansıtmamız hayret verici değil mi?
Şiir: ZWEİSAMKEİT Bir boşluk... Yapasım gelmiyor artık hiçbir şey. Yalnız dünya; durmadan peşimden geliyor. Duygular da yok; ne varsa eşimden geliyor: Ne gam kalıyor, ne hırs, kin, yok oldukça birey. Ölmüşüm ben; ne dokunacakmış ölü leşe? Hadi, gezin toprağımın üzerinde, gezin, Bir ölü nasıl acısız hayat çeker sezin Tenimi parçalayıp böcekler deşe deşe. Huzurlu, derin bir boşluktayım uçurumdan; Korkarsınız siz, el ele verin ve birleşin, Hayatı gözünden görün kıydığınız leşin Biricik öz ruhumdan ve uzak umurumdan! Sorunsunuz insancıklar, boş ve soğuksunuz! Bu boşluğun uçurumuna düşme ânında, Arzın o sıcacık bağrı, en dip katmanında, Beni iterek ısınmama sebep oldunuz. Vâr olunuz ruhsuzlar, beni ittiğiniz için! Yaşadığım ölümde tattım bu sonsuzluğu, Nasıl bir boşluğun, dolmaz kusursuzluğu, Karşılığını ödeyemem cesedimi biçin! Ne gelenim var ne giden; hoş, itirazım yok; İnsancıklar, arada bir leşimi yoklayın, Pis böcekler, gelin - gidin, leşimi koklayın... Ne gelenim var ne giden; hoş, intizarım yok. Ne pesimistim, ne lakayt yalnızlık yaşıyorum! Akıllıyı ya deli zannedersiniz, ya sarhoş, Ben, boşluktan korkarak yaşıyorken siz bomboş Onla zweisamkeit yalnızlık yaşıyorum! Merhaba, arkadaşlar. Ben, 21 yaşında bir dostunuzum; düşüncelerim susmadığı için, sürekli şiir yazan birisiyim fakat şiirlerimi şimdilik pek sunma fırsatım olmadı. Burada, şiirlerimden birisini “Sanatkâr, sanatını göstermek ister.” düsturunca paylaşmak istiyor ve yorumlarınızı bekliyorum.
@@remssmile1089 YÜRÜ KÂBUSA Elini ver, seninle rüyâdan hayatta, biz Sabaha kadar delirelim, dalıp kâbusa; Bırakalım sabahın aydınlığını, fânusa Geceyi aydın kılar buluşan ellerimiz. Kopalım bu dünyadan ve hayâlden perdeler İnsin üstümüze bitmeden önce geceler. Hiç kovalamasın ardımızı “nerdeler?..” Bir telâşla kâbusta boğulsun âcilemiz... VE SUÇLAR VE SUÇLAR Suçlar azgın deniz; ve köpük köpük nedâmet!.. Taş kalpleri delecek pişmanlık yok elmas uç. Türü aynı taptâze günahlar demet demet, Mezarlarımıza bırakırız avuç avuç... Kalp izlerini ortadan silecek bir eldiven, Setir var mı yok edecek, suçunu, kirini? Herkesten kaçıp, sol kavşakta sürünen Yakasından çekmiyor pişmanlık ellerini. Artık kuşlar kuş ve taş olmak istiyor taşlar; Şimdi insan, biraz hayvan, biraz taş ve insî... Göğe doğru uzatıyor bir hayâl bakışlar Yürüyemeden tasmalı sürüngenler cinsi.
@@remssmile1089 RÜZGÂR Eğer bana çarpacak olursan ey rüzgâr, Özgür gibi haykırmayacağım ihtiyârsız! Sanmayacağım uçtum, süratle kanatsız Beni ellerinde tuttuğunda esir bir çıvgar. Benim özgürmüş gibi nefeslerimi kesip, Nihayetinde bağlıyorsun, ömre bir künde. Bıraksaydın ya garibi, dalında, kökünde, Böyle kırıp da, savuracaksan semsert esip! Bırak beni ey rüzgâr, çık hayatımdan, kesil! Yaşayıp, öleceğim bir hayatım var sakin. İstedinse de, boğazla, es gürle, besle kin, Tutamayacaksın yağarken yağmur çisil çisil!
@@remssmile1089 BİLMECE Seciyesinden kalan imza her bir sûrette, Bir çehrenin hattında zamana yayılmış sır. Taze bıçak yarası çilede kemik ve ette; İzlerini ihanetin setredemez asır. Bir gece apansızın göçün altında kalan Depremzâde yalnızlığı kesilen duygular; Zamanla yerleşip insan suratında kalan, Yalnızlığı lisânsız haykıran burgular. Yollar ki hat hat yollar, yollar ki kıvrım kıvrım; Geçilen yollar taşınıyor hat hat, surata. Suratta ihânet, suratta güvenden kavram, Tanımakta ne lisâna gerek, ne lûgata... Renginde çehrenin bedahet dil hece hece; Çehre çözülmüş bilmece, duygular rengârenk. Üstün lisanda, yalansız nakış ince ince, Zuhuru ifadenin yekûn yapılana denk! Taşınsa eller izi erkenden yüze senet, Kalırdı hayvanlar âleminde üş beş insan. İçinde olmasa sırrın, yüce rikkat, mühlet, Tükenir alem nesli, yaşam dolu leş insan. Sicilini beceriksiz resmeden ressamı, Çekilmez kılar gözler, vâr olmasa insafın. Zâhir kılsa nigâh, insan canlısı yamyamı; Yaşanmaz, bilerek kirli yüzünü her safın.
İlişkilerin ayna olma durumu, depresyon veya bunalımın bir tür kendini tanıma dönemi olduğu, terapinin, sonrasında bir masaj rahatlaması hissi vermesi gerekmediği, edebiyat kitaplarının en iyi kişisel gelişim kitapları olduğu, tanışma sitelerinin olumsuz etkileri... Hayata dair en son Oruç Aruoba'nın De ki İşte kitabını okuduğumda tatmin edici, ikna edici düşünce ve fikirlerle kitaba hayran olmuştum. Aynı şeyleri bu videoda da hissettim. Muhteşem!
Neden herkes "aman şöyle güzel olmuş, böyle şahane olmuş" yazmak peşinde. Tuğçe hanımın konuşmasına 2 dakikadan fazla dayanamadım. Beğenenlerden özür dilerim.
Kendisi de alaninda uzman, yetkin biri belli ama dinlerken icerige odaklanmakta gercekten zorlandim ve sonunu ben de getiremedim. Bu baska bir Turkce, yeni Istanbul Turkcesi bu mu acaba?!?
@@tahirgok2988 ici boş ifadeler ahahahah. Kadının anlattıklari psikoloji bilen insanlar için gerçekten verimliydi. Ama siz Aytuğun yapmacık romantik hallerini sevdiğiniz için tuğçe hanım gibi bilgili insan görünce boş geliyo. Oysa Aytuğ ne kadar bilgili dimi (!). Kimse beni anlamıyo tripleri edebiyat duyarları falan lisede aytuğtan bulmak çok kolaydır. Bir sürü ergen beni kimse anlamıyo triplerindedir. Sız de iki uç artistlik laf edebiyat tripleri yapan aytuğu görünce ağzınızdan salyalar akıyor.
@@yunusklc3130 ne alakasi var, simdi sana okudugum takip ettigim psikoloji psikiyatri uzmanlarindan ve mecmuasindan mi bahsetmeliyim. Aytugu da ovmedik ustelik. Yargilarin ve salyali yorumlarinla beraber uzak dur lutfen. Bu hanimefendinin yazilarinida bir hayli okumuslugum var. Mesela en igrenci "Çük farkı".
"insan yarası yarasına denk düşeni sever" alıntısı Ece Ayhan'in değil Ece Temelkuran'in :) kendi sözü de değil sadece romandaki bir karakterin ağzından çıkan bir cümle
Nevzat Hocanın içtenliğini görmüş gözler ve Alper Hasanoğlunu duyan kulaklar kanadı bu sohbette. Aytuğ’a rağmen dayanılır bölüm değil. Hiç olmadı bu ya Flu’cuğum.
Tuğçe hanımın anlattıkları çok değerli fakat olumlu bir eleştiri getirmek istiyorum. Türkçesini biraz daha geliştirebilir. Ergen Türkçesi geride kalmalı
Aynı fikirdeyim.Kurduğu cümlelerde son kelimeyi uzatması ve neredeyse işitme engelli birine anlatırcasına el-kol hareketleri birazcık itici geldi bana.
@@efekerimoglu587 Hanımefendi okur da kırılır diye çok çekindim ama iyi niyetle birilerinin ikaz etmesi gerekiyordu. Anlatım da anlatılanlar kadar önemli çünkü.
Tuğçe hanımın sürekli yuvarlayarak konuşması ve ses tonu tüylerimi diken diken etti. Dili biraz daha özenli ve temiz konuşursa daha etkili olabilir söyleyecekleri.
Ekranlar seni de yordu galiba. Dinlerken bir yerde ne yapıyoruz nereye gidiyoruz sorusu düştü akıllara. Senin de ne kadar insan olduğunu, aynı çukura düşüp çıkış çabalarını ve sonuçsuz kaldığını görmek pek tuhaf oldu. Hayat içinden çıkılması zor durumlar getirdiğinde bunları misafir edip dinlemeyi uygulamalı olarak gösterdin. Teşekkürler. Melankoli müptelası olmak konusunda bile korkar olduk. Bu korkular yüzünden herhangi bir şeye sarılamadan geçip gitmek var şu hayattan. Bu hep böyle miydi ?
Tıpta hastalık yoktur hasta vardır aslında. Özellikle psikiyatrik vakalarda bu durum daha çok belirginleşir. Bu nedenle sanatın bir dalı bir hastayı sağaltırken diğerinde derin yaralar açabilir. Videoda edebiyat iyileştirir kanısı oluşturulmuş ve bazı mantık sapmaları olsada keyifli bir sohbet
Keşke az daha dingin, sakin, duraklayarak, bilen değil de bilmeyen bir yerden aksaydı bu sohbet. Öğretmek değil paylaşmak. Sandığını, senceyi, emin olamadığın bir şeyi birlikte düşünmek. Ama biz her şeyi biliriz değil mi?
Sizin videonuzu newyork subway de seyrederken yanimda oturan bayan ekranin kenarindaki flutv gorunce .bu isvec kanali mi diye sordu.Ben de hayir Turkish kanali dedim..kadinda sasirarak ama beyfendi sarisin dedi..Ben de kadina espri olsun diye Turkiye de tek sarisin adam odur dedim..beraber gulduk.true story…video icin ayrica cok tesekkurler..Ilker bey will smith in tokati hakkinda yorum yapacak mi acaba
Tuğçe Hanım’a ve Aytuğ Bey’e teşekkür ediyorum. Güzel, üstüne bolca konuşulabilecek bir sohbet olmuş. Keyif aldım dinlerken, sevdiğim birçok yazarı yeniden okuma isteği duydum ve yeni yazar isimlerini de not ettim. Emeğiniz için teşekkür ediyorum. Not: Birisinin tipiyle ilgili yorum yapmamamız gerektiği gibi konuşma tarzıyla ilgili de yorum yapamayız. Haddimiz değil. Beğenmezseniz izlemezsiniz. Her aklınızdan geçeni, içinizden geleni yazmak zorunda değilsiniz. “ Fikrim ne kadar kıymetli?” diye kendinize sorabilirsiniz.
Aslında temel soru nereden geldik nereye gidiyoruz ve geri kalan tüm sözler vıcık vıcık romantizm. Peşinden koştuklarımız hakikatin fotokopisinin fotokopisi fotokopisi.
çok güzel yerden yakaladınız: "tatminsizlik". youtube'da "kurzgesagt" kanalında bu konuda oldukça yerinde bir video var. "dissatisfaction". kanal genelde bu tür videolar yapmıyor, yer vermek istemiyorlar hatta (kendi söylemleriyle: "kişisel motivasyon kanalı olmak" istemiyor olmaları. çünkü kanal bilimsel bilgi üzerinden içerik üretme anlayışına sahip. yılda 1 defa "kişisel motivasyon" kategorisine girebilecek sosyal konulara değiniyorlar, tabii yine bilimsel veriler yardımıyla.). homo ludens. hayvanlar ile en büyük ortak noktalarımızdan biri: oyun, oyun oynamak. belki de en büyük farkımızı oluşturan etmen bu ortak noktada ayrıca ayırt edici olması. çünkü, bir hayvan maslow hiyerarşisindeki gibi; temel ihtiyaç rutini dışında kalan zamanında ne yapar? oyun oynar. yatmıyorsa tabii. çünkü bu "oyun" onun hayati eğitimidir aslında. homo ludens'te bu kültürlere göre şekillenmiştir. bazı hayvanlarda yetişkinler bile keyfi olarak sadece oyun niyetine oynuyorlar. homo ludens bu kadar zengin ve sofistike haline sahip ama çoğunlukla yetişkinlikte unutuyor bunu. yetişkinlikte sırf oyun olsun diye oyun oynayanlar da var ama demek istediğim durumunu unutsa da yine de bir "oyunun", "oyun dünyasının" içinde yer alıyor. bulunduğu alandaki oyundan ya da genel olarak oyundan zevk almıyordur. olabilir. kendi oyununu bulması gerekiyordur. "koca bir oyun sahnesi", "oyundan ibaret" , "büyük oyun"... vs. vs. çok anlam yüklediğimin, abarttığımın, edebiyat yaptığımın farkındayım. lakin hepsi, her şey "oyunun" birer parçası. oyunu nasıl oynadığımız ile alakalı. kimisi ciddi oynamayı, ciddi oyunları sever; kimisi ise daha manalı faydalı olduğunu düşündüğünü; herkesin kendisini bulduğu oyunlar farklıdır - her ne kadar onun "oyun" olduğunu kabul etmeseler de. "bu bir oyun değil". ve evet hayat bir oyun, oyundan ibaret. suç dünyasında bir terim var: "it's all in the game". aynen öyle, all in the game, yo. hayvan diyorduk, maslow, ihtiyaç, rutin. oyun. avlan, beslen, dinlen, "ev"len ve geriye kalan zamanında da...oyalan. insanda bu oyalanma fazı oldukça uzun sürebildiği için canını sıkabilmekte ve bir takım huzursuzluğa veyahut problemlere vesile olmakta. hayvanların yaşamlarındaki rutininde önemli bir yeri olan "oyun" aynı ehemmiyeti insan hayatında da taşımakta. "oyun" olabildiğince sembolik olarak ele alınıp işlenmiştir metin boyunca. ayrıca, bahsettiğim "dissatisfaction" videosu ne kadar güzel olsa da izlemeyi önersem de karl ove knausgaard ve thomas bernhard'ı her zaman hazırda bulunan istifa dilekçesi gibi cebimde tutmakta fayda var diye görüyorum. bu arada, o söz ece ayhan'a ait değilmiş deniliyor.
Çok güzel bir sohbet olmuş. Malesef hanımefendinin elini kolunu fazla sallaması ve sürekli bir hışırtı üretmesi dikkatimi çok dağıttı. Acaba kısa bir pilot mu çekseniz veya audition gibi.. deneme ve bir tavsiyeden sonra asıl videoya başlasanız?
Baştan hemen söyleyeyim, bir kaç fikirleri olup o kadar çok bilgisi olmayan bir insanım. Edebiyatın psikolojisi hakkında daha güzel analizler bekliyordum bu bilgili insanlardan. Bence edebiyatçının ruh halinde belli eksi bir eşik oluyor, oluyor ki hayatı incelesin durumları kurcalasın sorgulasın ama bu değildir ki depresif takılsın… Romantize ediyor diyip işin içinden çıktınız, hatta bilinçli modunu düşük tutuyor dediniz. Daha özüne inmenizi beklemiştim. Bence analizi, ideal sahibi insanların, ki bu ideal illa devrim, vatan, erdem gibi olmak zorunda değil, hayatını zorluklarla geçirmesi ve aslında genellikle doyurucu bir hayat geçirmeleri. Bilen bilir melankoli kadar tatmin edici duygu da azdır. Çok uzatmadan burda bitiriyorum, beğeniyle takip etmeye devam ediyorum
Medium is the message.. Ilker Canikligil in en sevdigi sozlerden biri sanirim. Tugce Hanimin konusma temposu, jump-cutlar yuzunden sanirim iyice koseli ve sorunlu hale gelmis. Bunun ustune her kelimeyi uzatiyor, vurgulari yanlis yerlere koyuyor, cumle icinde olculu kullanmak gereken doldurma kelimeleri cok kullaniyor... Kisaca hanimefendinin grammerinde ciddi eksiklikler oldugu gibi, diksiyonu da egitime ihtiyaci var. Cogumuz edebi dille konusmuyoruz ve konusmak zorunda degiliz ama yaptigi meslekten dolayi bu konuda uzmanlasmasini tavsiye ederim... Bu arada zeka ile psikoterapik tedavi arasinda ters bir korelasyon var sanirim. Yoksa 30lu yaslarindaki yeni yetme bir psikologun 2-3 seanslik atacak barutu var. Ondan sonrasi bosa sariyor:)
@@gregorsamsa5460 Sayın Samsa anlattıkları her zaman kıymetli. Zaten o yüzden sık sık izliyorum ve takip ediyorum. Ancak hanımefendinin konuşma biçimi, diksiyonu, fonetik olarak mı diyim bilmiyorum inanılmaz kötü durumda. Kıymetli bilgiler dinlerken kulak tırmalıyor.
@@fatihulkermusic çok haklısınız, yapısal sanıyorum. Bundan ötürü söylediklerine odaklanmakta ben de zorlanarak dinliyorum. Eskiden liselerde güzel konuşma yarışmaları yapılırdı ve hocalar buna çok önem verirdi. Ekran önünde konuşanları, özellikle diksiyon eğitimi almamışlarsa, gördükçe bu çanalarının kıymeti anlaşılıyor.
Ağzını yaya yaya konuştuğu için, belki kıymetli şeyler söylūyor ama dinlenmiyor. Bir psikologa gidip neden böyle konuşmak istediğinin derinligine inilmeli 😂
İnsanın her duygu ve/ya duygudurumda kendisiyle yüzleşmeli çıplak bir dikkatle yapıcı eleştiride bulunmalı mesele her savaşı kazanmak değil doğru savaşa karar verip onu kazanmak böyle olduğunda hiçbir savaşa girmemek bir seçenek oluyor ve bu da anlamsız yenilgileri yok ediyor .
1:02 Depresyonu ilaçla keserek kendimize dair neleri kaçırdığımızı da bilemeyiz. Müthiş tespiti ve zihin açıcı bir sohbeti var Tuğçe Isıyel'in. Bir bilene sormanız programı izlettirdi:))
Değinilen konular çok güzel ve kıymetli ama Tuğçe hanımın ergen konuşma tarzı beni bi rahatsız etti açıkçası. Ama Aytuğ sen baş tacısın. Hayatımda kendime bu kadar benzeyen birini görmedim. Herhalde yarası yarama denk düşen kişi sensin Aytuğ bu yüzden seni bu kadar seviyorum. 😊
Hiç dinleyemedim ya :( Çok klişe ve teorik geldi. Pratiğe dökülecek hiçbir şey söyleme(ye)medi. Hocamın etiketi harika ama belki bu videoya özeldir bilemiyorum.
Hikaye dedigin sey ayni arkadas ortaminda olup sana "yapilmak" icin getirilmis bir baskasi da olabilir. Bu aslinda gorucu usuludur. App'ler evet hizli tuketim ortamlari ama tamamen bir yabanciyla cikilan ilk date ve devaminda gelen dialoglar ofisten x kisinin veya ortak arkadas olan y kisinin saglayabileceginden daha iyi hikayeler yaratabilir.
Tuğçe hanımın düşüncelerini , hayata insana dair yaklaşımını çok beğendim. Herkesin kendine göre üslup ve anlatım becerileri mevcuttur. İşinde iyi yerlere gelmiş , kendini yetiştirmiş , emek vermiş kişileri ses tonu , jest ve mimikleriyle eleştirmek hiç doğru bir yaklaşım değildir. Önemli olan içeriğe odaklanmaktır. Yoksa bilgiden mahrum kalırız. Dünyada nice bilim insanının anlatış tarzı ve uslubu zorlayıcıdır ; dinlemeyi öğrenmek de bu zorlayıcı mücadeleden geçer. Kim konuşursa konuşsun , ben ne söylediğine bakarım. Teşekkür ederim flu tvye.
Tuğçe Hanımdan son dakikada 'altın vuruş': Engin Geçtan çok nitelikli bir psikiyatri profesörü/yazar ve psikoterapistir. Hayatımın aşkı, bana yıllar önce görüşme ayarlamıştı, üstat göçmeden önce, çok sanslıyım. Hayat böyle deneyimler için var. Sizi gidi üşüyen kirpiler, Geçtan'ın kitaplarıyla kalın,. Aytuğ çok teşekkürler.
Çok güzel bir sohbet ve video olmuş, Tuğçe hanıma da çok teşekkürler. Ben kendisini tanımıyordum bundan sonra takip edeceğim. Tanışmama vesile olduğunuz için de ayrıca teşekkür ederim.
psikolojiyi bilimini katlediyor bu arkadaş. lütfen boş boş konuşan, yeterliliği tartışılacak düzeyde bir psikolog çıkarmak yerine psikoterapi üzerine yoğunlaşmış bir psikiyatr çıkartın programa lütfen, katlanamıyorum böyle kaliteli bir mecrada böyle insanlar görmeye.
Enteresan .. kız çok iyi ve donanımlı..30 yıl sonrada görmek ve dinlemek isterim o can kızı..eğer yaşarsam ,ve o o gün ne düşünür bilemem..bilgiye dayalı özgüven muhteşem...yarında ben veya oda olmayacak..oda insan ve etten kemikten ve duyguları var evrenn için değersiz benim için değerli.. yaşam için elzem.....
Aytuğ Bey başarılı ve aktif bir dinleyici, insanın bir şeyler anlatası geliyor.
Karşımdaki insanla resmi bir dille konusmasamda ölçülü olabileceğimi düşünüyorum guzel cümleydi
Tuğçe hanımın ' hayatımızı poz verir gibi yaşıyoruz' lafı çok doğru. Sürekli topluma bir şeyler kanıtlamaya çalışıyoruz
Bir sosyetede yaşıyoruz.
Edebiyat, kendimizi en iyi ifade edebileceğimiz sanat. Flutv bu tip programlara daha da ağırlık vermeli. Sevgiler 💐
Takipteyiz 👏👏
en sevdiğim kanallardan birini diğer en sevdiğim kanallardan birinin yorumlarında görmek.. Güzel şeyler hissettiriyosunuz, seviliyosunuz
aytuğ tüm o deri ceketli cool imajına rağmen bilmediği zaman, yanlışlandığı zaman kabul etmesi, öğrenmeye çalışması, merakla dinlemesi falan çok değerli, unuttuğumuz şeyler
Hanımefendinin ses tonu tam insan kaynakları ses tonu/tonlaması
güzel tespit -plaza dili ve edebiyatı da denebilir -ekşide irdelemeleri mevcut.
Sırf bu yüzden videoyu bitiremedim
Aytuğ Bey ilk defa bir videoyu yarıda bırakıyorum . Tek başına olmanızı yeğlerim. Teşekkürler .
Yeni hiçbir şey duymadım hanımefendi biraz fazla klişe konuşmuş gibi geldi bana.
İLKER HOCAM: Yüzlerce videonuzu izledim ve ilk defa yarıda kesiyorum, muhtemelen konuğu siz getirmediniz konukları lütfen siz seçin. lütfen.
Galiba bu kanalda izleyemeyediğim tek yayın. Türkçe'yi böyle kullanınca ne kadar kıymetli şeyler anlatsan da hükmü kalmıyor.
Ben Tuğçe hanımı tanımıyordum. Aytuğ beyle birlikte yaptıkları bu kısa sohbet gayet verimli geçti. Yorumları görünce çok şaşırdım. Diksiyon dersi veya dublaj dersi değil ki bu. İnsanların tipine sesine tarzına karışmak çok saçma drğil mi? İçimizde kalması gereken her şeyi dışımıza yansıtmamız hayret verici değil mi?
asgari seviyede psikolojiye ilgisi olan birini tatmin etmeyecek derinlikte olması üzdü. ama yine de emektir, elinize sağlık
Hesse
Sadık Hidayet-Kör Baykuş
Calvino-Görünmez Kentler
Bilge Karasu
Leyla Erbil
Bong Chuf Han-Eros'un Istırabı
Adam Phılıps
Rollo May
Gülten Akın
Engin Geçtan
Türkçe'de sahip olduğumuz bütün sesli harfleri bilerek ve isteyerek yanlış telâffuz ederek müthiş bir başarıya imza attı konuğunuz. Tebrik ediyorum.
Aytug keske konuk almasan ya, yarisina kadar dayanamadim maalesef..
Bu nerenin türkçesi Tuğçe hanım. Kulağımın dibinde şapır şupur yemek yer gibi.
Şiir: ZWEİSAMKEİT
Bir boşluk... Yapasım gelmiyor artık hiçbir şey.
Yalnız dünya; durmadan peşimden geliyor.
Duygular da yok; ne varsa eşimden geliyor:
Ne gam kalıyor, ne hırs, kin, yok oldukça birey.
Ölmüşüm ben; ne dokunacakmış ölü leşe?
Hadi, gezin toprağımın üzerinde, gezin,
Bir ölü nasıl acısız hayat çeker sezin
Tenimi parçalayıp böcekler deşe deşe.
Huzurlu, derin bir boşluktayım uçurumdan;
Korkarsınız siz, el ele verin ve birleşin,
Hayatı gözünden görün kıydığınız leşin
Biricik öz ruhumdan ve uzak umurumdan!
Sorunsunuz insancıklar, boş ve soğuksunuz!
Bu boşluğun uçurumuna düşme ânında,
Arzın o sıcacık bağrı, en dip katmanında,
Beni iterek ısınmama sebep oldunuz.
Vâr olunuz ruhsuzlar, beni ittiğiniz için!
Yaşadığım ölümde tattım bu sonsuzluğu,
Nasıl bir boşluğun, dolmaz kusursuzluğu,
Karşılığını ödeyemem cesedimi biçin!
Ne gelenim var ne giden; hoş, itirazım yok;
İnsancıklar, arada bir leşimi yoklayın,
Pis böcekler, gelin - gidin, leşimi koklayın...
Ne gelenim var ne giden; hoş, intizarım yok.
Ne pesimistim, ne lakayt yalnızlık yaşıyorum!
Akıllıyı ya deli zannedersiniz, ya sarhoş,
Ben, boşluktan korkarak yaşıyorken siz bomboş
Onla zweisamkeit yalnızlık yaşıyorum!
Merhaba, arkadaşlar. Ben, 21 yaşında bir dostunuzum; düşüncelerim susmadığı için, sürekli şiir yazan birisiyim fakat şiirlerimi şimdilik pek sunma fırsatım olmadı. Burada, şiirlerimden birisini “Sanatkâr, sanatını göstermek ister.” düsturunca paylaşmak istiyor ve yorumlarınızı bekliyorum.
Eline sağlık karanlık ve derin hissettirdi diğer şiirlerini de merak ediyorum
@@remssmile1089 Teşekkür ederim. Olur atayım elbette, memnuniyetle.
@@remssmile1089
YÜRÜ KÂBUSA
Elini ver, seninle rüyâdan hayatta, biz
Sabaha kadar delirelim, dalıp kâbusa;
Bırakalım sabahın aydınlığını, fânusa
Geceyi aydın kılar buluşan ellerimiz.
Kopalım bu dünyadan ve hayâlden perdeler
İnsin üstümüze bitmeden önce geceler.
Hiç kovalamasın ardımızı “nerdeler?..”
Bir telâşla kâbusta boğulsun âcilemiz...
VE SUÇLAR VE SUÇLAR
Suçlar azgın deniz; ve köpük köpük nedâmet!..
Taş kalpleri delecek pişmanlık yok elmas uç.
Türü aynı taptâze günahlar demet demet,
Mezarlarımıza bırakırız avuç avuç...
Kalp izlerini ortadan silecek bir eldiven,
Setir var mı yok edecek, suçunu, kirini?
Herkesten kaçıp, sol kavşakta sürünen
Yakasından çekmiyor pişmanlık ellerini.
Artık kuşlar kuş ve taş olmak istiyor taşlar;
Şimdi insan, biraz hayvan, biraz taş ve insî...
Göğe doğru uzatıyor bir hayâl bakışlar
Yürüyemeden tasmalı sürüngenler cinsi.
@@remssmile1089
RÜZGÂR
Eğer bana çarpacak olursan ey rüzgâr,
Özgür gibi haykırmayacağım ihtiyârsız!
Sanmayacağım uçtum, süratle kanatsız
Beni ellerinde tuttuğunda esir bir çıvgar.
Benim özgürmüş gibi nefeslerimi kesip,
Nihayetinde bağlıyorsun, ömre bir künde.
Bıraksaydın ya garibi, dalında, kökünde,
Böyle kırıp da, savuracaksan semsert esip!
Bırak beni ey rüzgâr, çık hayatımdan, kesil!
Yaşayıp, öleceğim bir hayatım var sakin.
İstedinse de, boğazla, es gürle, besle kin,
Tutamayacaksın yağarken yağmur çisil çisil!
@@remssmile1089
BİLMECE
Seciyesinden kalan imza her bir sûrette,
Bir çehrenin hattında zamana yayılmış sır.
Taze bıçak yarası çilede kemik ve ette;
İzlerini ihanetin setredemez asır.
Bir gece apansızın göçün altında kalan
Depremzâde yalnızlığı kesilen duygular;
Zamanla yerleşip insan suratında kalan,
Yalnızlığı lisânsız haykıran burgular.
Yollar ki hat hat yollar, yollar ki kıvrım kıvrım;
Geçilen yollar taşınıyor hat hat, surata.
Suratta ihânet, suratta güvenden kavram,
Tanımakta ne lisâna gerek, ne lûgata...
Renginde çehrenin bedahet dil hece hece;
Çehre çözülmüş bilmece, duygular rengârenk.
Üstün lisanda, yalansız nakış ince ince,
Zuhuru ifadenin yekûn yapılana denk!
Taşınsa eller izi erkenden yüze senet,
Kalırdı hayvanlar âleminde üş beş insan.
İçinde olmasa sırrın, yüce rikkat, mühlet,
Tükenir alem nesli, yaşam dolu leş insan.
Sicilini beceriksiz resmeden ressamı,
Çekilmez kılar gözler, vâr olmasa insafın.
Zâhir kılsa nigâh, insan canlısı yamyamı;
Yaşanmaz, bilerek kirli yüzünü her safın.
2 saat önce kendime sorduğum soruların, burada cevaplarının aranması... Sorgulamalarima destek olduğunuz için teşekkür ederim.
Yeni bir şey yoktu maalesef, başka bir şeyler ummuştum. Yine de teşekkürler…selamlar
Bu adami severim. Kiymeti bilinmeyen ama cok kiymetli biri.İzleyin , dinleyin ve paylasin. Okuyun ve okutun :)
soldaki arkadaşı dinlemeyi ve izlemeyi seviyorum, sağdaki arkadaşı okumayı tercih ederdim
İlişkilerin ayna olma durumu, depresyon veya bunalımın bir tür kendini tanıma dönemi olduğu, terapinin, sonrasında bir masaj rahatlaması hissi vermesi gerekmediği, edebiyat kitaplarının en iyi kişisel gelişim kitapları olduğu, tanışma sitelerinin olumsuz etkileri... Hayata dair en son Oruç Aruoba'nın De ki İşte kitabını okuduğumda tatmin edici, ikna edici düşünce ve fikirlerle kitaba hayran olmuştum. Aynı şeyleri bu videoda da hissettim. Muhteşem!
Neden herkes "aman şöyle güzel olmuş, böyle şahane olmuş" yazmak peşinde. Tuğçe hanımın konuşmasına 2 dakikadan fazla dayanamadım. Beğenenlerden özür dilerim.
Kendisi de alaninda uzman, yetkin biri belli ama dinlerken icerige odaklanmakta gercekten zorlandim ve sonunu ben de getiremedim. Bu baska bir Turkce, yeni Istanbul Turkcesi bu mu acaba?!?
Dinlemek cok zordu, anlattiklarinda hicbir oznellik bulamadim, okudugu kitaplar disinda. Suslu ama icibos ifadeler.
@@tahirgok2988 ici boş ifadeler ahahahah. Kadının anlattıklari psikoloji bilen insanlar için gerçekten verimliydi. Ama siz Aytuğun yapmacık romantik hallerini sevdiğiniz için tuğçe hanım gibi bilgili insan görünce boş geliyo. Oysa Aytuğ ne kadar bilgili dimi (!). Kimse beni anlamıyo tripleri edebiyat duyarları falan lisede aytuğtan bulmak çok kolaydır. Bir sürü ergen beni kimse anlamıyo triplerindedir. Sız de iki uç artistlik laf edebiyat tripleri yapan aytuğu görünce ağzınızdan salyalar akıyor.
@@yunusklc3130 ne alakasi var, simdi sana okudugum takip ettigim psikoloji psikiyatri uzmanlarindan ve mecmuasindan mi bahsetmeliyim. Aytugu da ovmedik ustelik. Yargilarin ve salyali yorumlarinla beraber uzak dur lutfen. Bu hanimefendinin yazilarinida bir hayli okumuslugum var. Mesela en igrenci "Çük farkı".
"insan yarası yarasına denk düşeni sever" alıntısı Ece Ayhan'in değil Ece Temelkuran'in :) kendi sözü de değil sadece romandaki bir karakterin ağzından çıkan bir cümle
Nevzat Hocanın içtenliğini görmüş gözler ve Alper Hasanoğlunu duyan kulaklar kanadı bu sohbette. Aytuğ’a rağmen dayanılır bölüm değil. Hiç olmadı bu ya Flu’cuğum.
Aykut ilk defa bir bölümünü izleyemedim inan beş dakika dayanamadım kadının konuşmasına zorladım aslına kendimi beş dakika oldu en fazla
Tuğçe hanımın anlattıkları çok değerli fakat olumlu bir eleştiri getirmek istiyorum. Türkçesini biraz daha geliştirebilir. Ergen Türkçesi geride kalmalı
ahahah kesinlikle
Aradığım yorum bu. Bir tek ben mi fark ettim acaba diyordum.
Benim de dikkatimi çekti. Cem Yılmaz’ın espirisini hatırladım 😄
Aynı fikirdeyim.Kurduğu cümlelerde son kelimeyi uzatması ve neredeyse işitme engelli birine anlatırcasına el-kol hareketleri birazcık itici geldi bana.
@@efekerimoglu587 Hanımefendi okur da kırılır diye çok çekindim ama iyi niyetle birilerinin ikaz etmesi gerekiyordu. Anlatım da anlatılanlar kadar önemli çünkü.
Tuğçe hanımın sürekli yuvarlayarak konuşması ve ses tonu tüylerimi diken diken etti. Dili biraz daha özenli ve temiz konuşursa daha etkili olabilir söyleyecekleri.
" Tam tutacakken ,ötesine geçersin tutmak istediğin şeyin " C. Süreya
ilk defa ilgimi çekmeyen bir bölüm
ilker hoca'dan melankolinin dayanılmaz çekiciliği isimli bir kitap bekliyorum.
FLUTV ülkenin çok ötesinde ve Aytuğ umut aşılıyor.
13:41 deki soru, maalesef arada kaynadı. Biraz daha açıklama beklemiştim
Aytuğ Bey için hemen geldik 🙏🏼
Diger Flu tv calisanlari gibi Aytug"unda guzel bir arka plana ihtiyaci var ve kameraman sarsilmalarina dur denilmeli :)
Ekranlar seni de yordu galiba. Dinlerken bir yerde ne yapıyoruz nereye gidiyoruz sorusu düştü akıllara. Senin de ne kadar insan olduğunu, aynı çukura düşüp çıkış çabalarını ve sonuçsuz kaldığını görmek pek tuhaf oldu. Hayat içinden çıkılması zor durumlar getirdiğinde bunları misafir edip dinlemeyi uygulamalı olarak gösterdin. Teşekkürler. Melankoli müptelası olmak konusunda bile korkar olduk. Bu korkular yüzünden herhangi bir şeye sarılamadan geçip gitmek var şu hayattan. Bu hep böyle miydi ?
Tıpta hastalık yoktur hasta vardır aslında. Özellikle psikiyatrik vakalarda bu durum daha çok belirginleşir. Bu nedenle sanatın bir dalı bir hastayı sağaltırken diğerinde derin yaralar açabilir. Videoda edebiyat iyileştirir kanısı oluşturulmuş ve bazı mantık sapmaları olsada keyifli bir sohbet
Flu Tv'de izleme yarıda bırakılır mı? Bırakılırmış😔
Bir çok not aldım, ilham aldım, araştırmaya heveslendim. Teşekkür ederim ikinize de.
Plaza klinigi mi?
Aytuğ kardeşim ... ( sen anladın )
insanın yanlızlıktan muzdarip olmasını anlayamıyorum. insanın çok insana ihtiyacı yok.
bir bile tamamlanmaya yeter
Teşekkürler, faydalandım.
*Tuğçe Hanıma iletir misiniz: yapılabilinir değil, yapılabilir. Olunabilinir değil olunabilir.
👏🏻👏🏻
Keşke az daha dingin, sakin, duraklayarak, bilen değil de bilmeyen bir yerden aksaydı bu sohbet. Öğretmek değil paylaşmak. Sandığını, senceyi, emin olamadığın bir şeyi birlikte düşünmek. Ama biz her şeyi biliriz değil mi?
Sizin videonuzu newyork subway de seyrederken yanimda oturan bayan ekranin kenarindaki flutv gorunce .bu isvec kanali mi diye sordu.Ben de hayir Turkish kanali dedim..kadinda sasirarak ama beyfendi sarisin dedi..Ben de kadina espri olsun diye Turkiye de tek sarisin adam odur dedim..beraber gulduk.true story…video icin ayrica cok tesekkurler..Ilker bey will smith in tokati hakkinda yorum yapacak mi acaba
Tuğçe Hanım’a ve Aytuğ Bey’e teşekkür ediyorum. Güzel, üstüne bolca konuşulabilecek bir sohbet olmuş. Keyif aldım dinlerken, sevdiğim birçok yazarı yeniden okuma isteği duydum ve yeni yazar isimlerini de not ettim. Emeğiniz için teşekkür ediyorum.
Not: Birisinin tipiyle ilgili yorum yapmamamız gerektiği gibi konuşma tarzıyla ilgili de yorum yapamayız. Haddimiz değil. Beğenmezseniz izlemezsiniz. Her aklınızdan geçeni, içinizden geleni yazmak zorunda değilsiniz. “ Fikrim ne kadar kıymetli?” diye kendinize sorabilirsiniz.
Sevmedim bu bölümü Aytuğ, başkasını çağırma şuraya lütfen.
Tuğçe hanımın Aytuğ beye baktığı gibi birini bulmak dileğiyle...
Programın formatı bu şekilde de harika olmuş. Bence arada bu tür sürprizler hoş olabilir. :) Emeğinize sağlık.
Yine şahane bir sohbet olmuş 👏👏
Tuğçe Isıyel saatlerce konuşsa dinlerim ya müthiş
Hangi dili çok iyi bildiği için bu hanım kızımızın aksanı bozulmuş acaba :)))
Aytuğ Bey umarım klinik depresyon yaşamıyorsunuz. Bu, ara sıra yaşanan depresif halden çok farklı bişey
Aytuğ beyin ilk defa güldüğünü görüyorum, çok ilgincime gitti.
Aslında temel soru nereden geldik nereye gidiyoruz ve geri kalan tüm sözler vıcık vıcık romantizm. Peşinden koştuklarımız hakikatin fotokopisinin fotokopisi fotokopisi.
Dimi. Hayat çok basit ve anlamsız. Hayatı karmaşıklaştıran bizim hayatın etrafına ördüğümüz anlama ve anlamlandırma çabası
Nerden geldik nereye gidiyoruz da boş
Içerik cok guzeldi ama Tugce hanim'in diksiyon problemleri nedeniyle dinlemek bana cok ama cok zor geldi, asiri yoruldum
Harika bir sohbetti, teşekkürler Flu TV
Didaktik bir conconluk tahammül edilebilir değil.
👏🏻👏🏻
Nasıl yani
Bu programa hanımefendiyi uyuşturamadım. İlk defa bitirmeden videoyu kapatıcam galiba.
Sistemden bağımsız hiç bir eleştiri analiz yerine oturamaz ,hep eksik kalır ...
çok güzel yerden yakaladınız: "tatminsizlik". youtube'da "kurzgesagt" kanalında bu konuda oldukça yerinde bir video var. "dissatisfaction". kanal genelde bu tür videolar yapmıyor, yer vermek istemiyorlar hatta (kendi söylemleriyle: "kişisel motivasyon kanalı olmak" istemiyor olmaları. çünkü kanal bilimsel bilgi üzerinden içerik üretme anlayışına sahip. yılda 1 defa "kişisel motivasyon" kategorisine girebilecek sosyal konulara değiniyorlar, tabii yine bilimsel veriler yardımıyla.).
homo ludens. hayvanlar ile en büyük ortak noktalarımızdan biri: oyun, oyun oynamak. belki de en büyük farkımızı oluşturan etmen bu ortak noktada ayrıca ayırt edici olması. çünkü, bir hayvan maslow hiyerarşisindeki gibi; temel ihtiyaç rutini dışında kalan zamanında ne yapar? oyun oynar. yatmıyorsa tabii. çünkü bu "oyun" onun hayati eğitimidir aslında. homo ludens'te bu kültürlere göre şekillenmiştir. bazı hayvanlarda yetişkinler bile keyfi olarak sadece oyun niyetine oynuyorlar. homo ludens bu kadar zengin ve sofistike haline sahip ama çoğunlukla yetişkinlikte unutuyor bunu. yetişkinlikte sırf oyun olsun diye oyun oynayanlar da var ama demek istediğim durumunu unutsa da yine de bir "oyunun", "oyun dünyasının" içinde yer alıyor. bulunduğu alandaki oyundan ya da genel olarak oyundan zevk almıyordur. olabilir. kendi oyununu bulması gerekiyordur. "koca bir oyun sahnesi", "oyundan ibaret" , "büyük oyun"... vs. vs. çok anlam yüklediğimin, abarttığımın, edebiyat yaptığımın farkındayım. lakin hepsi, her şey "oyunun" birer parçası. oyunu nasıl oynadığımız ile alakalı. kimisi ciddi oynamayı, ciddi oyunları sever; kimisi ise daha manalı faydalı olduğunu düşündüğünü; herkesin kendisini bulduğu oyunlar farklıdır - her ne kadar onun "oyun" olduğunu kabul etmeseler de. "bu bir oyun değil". ve evet hayat bir oyun, oyundan ibaret. suç dünyasında bir terim var: "it's all in the game". aynen öyle, all in the game, yo. hayvan diyorduk, maslow, ihtiyaç, rutin. oyun. avlan, beslen, dinlen, "ev"len ve geriye kalan zamanında da...oyalan. insanda bu oyalanma fazı oldukça uzun sürebildiği için canını sıkabilmekte ve bir takım huzursuzluğa veyahut problemlere vesile olmakta. hayvanların yaşamlarındaki rutininde önemli bir yeri olan "oyun" aynı ehemmiyeti insan hayatında da taşımakta. "oyun" olabildiğince sembolik olarak ele alınıp işlenmiştir metin boyunca.
ayrıca, bahsettiğim "dissatisfaction" videosu ne kadar güzel olsa da izlemeyi önersem de karl ove knausgaard ve thomas bernhard'ı her zaman hazırda bulunan istifa dilekçesi gibi cebimde tutmakta fayda var diye görüyorum.
bu arada, o söz ece ayhan'a ait değilmiş deniliyor.
FluTv ile bir program yapsanız çok güzel olur aslında. Olmaz Öyle Saçma Bilim'in sadece fizik ile sınırlanmış olması da saçma.
@@mervearicibasi biyoteknoloji okudum ama soyadım bakırcı değil. çağrı mert bakırcı ile bir program görmeyi ben de isterim.
@@cagrmert9104 bu kadar benzerlik olur:)
Istiyoruz Çağrı Mert Bakırcı ile program!
Size teşekkür edebilir miyim?
@@larosiz3688 neden?
5:48 abi bana sordun sandım bir an 😂😂
açık ara en tırt bölümdü
Çok güzel bir sohbet olmuş. Malesef hanımefendinin elini kolunu fazla sallaması ve sürekli bir hışırtı üretmesi dikkatimi çok dağıttı. Acaba kısa bir pilot mu çekseniz veya audition gibi.. deneme ve bir tavsiyeden sonra asıl videoya başlasanız?
Hocamlarımlı yani birden fazla hocamlı videolar çok hoş oldu mucks and mucks
Baştan hemen söyleyeyim, bir kaç fikirleri olup o kadar çok bilgisi olmayan bir insanım.
Edebiyatın psikolojisi hakkında daha güzel analizler bekliyordum bu bilgili insanlardan. Bence edebiyatçının ruh halinde belli eksi bir eşik oluyor, oluyor ki hayatı incelesin durumları kurcalasın sorgulasın ama bu değildir ki depresif takılsın… Romantize ediyor diyip işin içinden çıktınız, hatta bilinçli modunu düşük tutuyor dediniz. Daha özüne inmenizi beklemiştim. Bence analizi, ideal sahibi insanların, ki bu ideal illa devrim, vatan, erdem gibi olmak zorunda değil, hayatını zorluklarla geçirmesi ve aslında genellikle doyurucu bir hayat geçirmeleri. Bilen bilir melankoli kadar tatmin edici duygu da azdır.
Çok uzatmadan burda bitiriyorum, beğeniyle takip etmeye devam ediyorum
Medium is the message..
Ilker Canikligil in en sevdigi sozlerden biri sanirim.
Tugce Hanimin konusma temposu, jump-cutlar yuzunden sanirim iyice koseli ve sorunlu hale gelmis. Bunun ustune her kelimeyi uzatiyor, vurgulari yanlis yerlere koyuyor, cumle icinde olculu kullanmak gereken doldurma kelimeleri cok kullaniyor... Kisaca hanimefendinin grammerinde ciddi eksiklikler oldugu gibi, diksiyonu da egitime ihtiyaci var.
Cogumuz edebi dille konusmuyoruz ve konusmak zorunda degiliz ama yaptigi meslekten dolayi bu konuda uzmanlasmasini tavsiye ederim...
Bu arada zeka ile psikoterapik tedavi arasinda ters bir korelasyon var sanirim. Yoksa 30lu yaslarindaki yeni yetme bir psikologun 2-3 seanslik atacak barutu var. Ondan sonrasi bosa sariyor:)
dengesi korunabildiği sürece depresif ve melankolik hâl iyidir, güzeldir. insana yaşadığını hatırlatır.
Ben çok severek dinledim.👌🏻👌🏻👌🏻
Ericson kuramı piaget maslov bunu demiş zate Bana öyle geliyooo diyor kendi fikri gibi😄
emcey çok akıllı efendi olgun ve heyecanlı bir stajyer yahu
Çok özür dilerim. Saygısızlık etmek istemem ama bu diksiyona katlanamadığım için videoyu bitiremedim.
Güzel noktalara temas ettiler. Alt yapısı olanlarla aynı dili konuştular. Henüz hazır olmaya bilirsiniz?
@@gregorsamsa5460 Sayın Samsa anlattıkları her zaman kıymetli. Zaten o yüzden sık sık izliyorum ve takip ediyorum. Ancak hanımefendinin konuşma biçimi, diksiyonu, fonetik olarak mı diyim bilmiyorum inanılmaz kötü durumda. Kıymetli bilgiler dinlerken kulak tırmalıyor.
@@fatihulkermusic çok haklısınız, yapısal sanıyorum. Bundan ötürü söylediklerine odaklanmakta ben de zorlanarak dinliyorum. Eskiden liselerde güzel konuşma yarışmaları yapılırdı ve hocalar buna çok önem verirdi. Ekran önünde konuşanları, özellikle diksiyon eğitimi almamışlarsa, gördükçe bu çanalarının kıymeti anlaşılıyor.
Ağzını yaya yaya konuştuğu için, belki kıymetli şeyler söylūyor ama dinlenmiyor. Bir psikologa gidip neden böyle konuşmak istediğinin derinligine inilmeli 😂
konuk olmamış malesef.
kendimi tek sanıyordum, iyi geldi ... :)
gayet iyi bir program olmuş
Falanlarında filanlarındayız dedikten sonra otoritesini kaybeden bir anlatıcı.
Şairlerle aran nasil derken sanki text disina cikmis gibi hafif bir flörtlesme havasi sezdim :))
İnsanın her duygu ve/ya duygudurumda kendisiyle yüzleşmeli çıplak bir dikkatle yapıcı eleştiride bulunmalı mesele her savaşı kazanmak değil doğru savaşa karar verip onu kazanmak böyle olduğunda hiçbir savaşa girmemek bir seçenek oluyor ve bu da anlamsız yenilgileri yok ediyor .
1:02 Depresyonu ilaçla keserek kendimize dair neleri kaçırdığımızı da bilemeyiz. Müthiş tespiti ve zihin açıcı bir sohbeti var Tuğçe Isıyel'in. Bir bilene sormanız programı izlettirdi:))
Şiir yok bu bölümde
0.58. saniyede Geoffrey bı uğrayıp geri gitmiş
Değinilen konular çok güzel ve kıymetli ama Tuğçe hanımın ergen konuşma tarzı beni bi rahatsız etti açıkçası. Ama Aytuğ sen baş tacısın. Hayatımda kendime bu kadar benzeyen birini görmedim. Herhalde yarası yarama denk düşen kişi sensin Aytuğ bu yüzden seni bu kadar seviyorum. 😊
Keşke tek gelseydin usta
"Melancholy - still my desire for thy precious tragedian wine...
Melancholy - still my desire, O let my heart by thee inspire..."
bu tür programlar akşam sokak lambasının cama yansıyıp odaya huzur katması kadar güzel
Çok iyi bir bölüm.
Hiç dinleyemedim ya :( Çok klişe ve teorik geldi. Pratiğe dökülecek hiçbir şey söyleme(ye)medi. Hocamın etiketi harika ama belki bu videoya özeldir bilemiyorum.
Bugün de başka psikologların adına utandım. Şükür!
Hikaye dedigin sey ayni arkadas ortaminda olup sana "yapilmak" icin getirilmis bir baskasi da olabilir. Bu aslinda gorucu usuludur. App'ler evet hizli tuketim ortamlari ama tamamen bir yabanciyla cikilan ilk date ve devaminda gelen dialoglar ofisten x kisinin veya ortak arkadas olan y kisinin saglayabileceginden daha iyi hikayeler yaratabilir.
Tuğçe hanımın düşüncelerini , hayata insana dair yaklaşımını çok beğendim. Herkesin kendine göre üslup ve anlatım becerileri mevcuttur. İşinde iyi yerlere gelmiş , kendini yetiştirmiş , emek vermiş kişileri ses tonu , jest ve mimikleriyle eleştirmek hiç doğru bir yaklaşım değildir. Önemli olan içeriğe odaklanmaktır. Yoksa bilgiden mahrum kalırız. Dünyada nice bilim insanının anlatış tarzı ve uslubu zorlayıcıdır ; dinlemeyi öğrenmek de bu zorlayıcı mücadeleden geçer. Kim konuşursa konuşsun , ben ne söylediğine bakarım. Teşekkür ederim flu tvye.
Video renderi alınırken parlaklık fazladan kısılmış mı?
Tuğçe Hanımdan son dakikada 'altın vuruş': Engin Geçtan çok nitelikli bir psikiyatri profesörü/yazar ve psikoterapistir. Hayatımın aşkı, bana yıllar önce görüşme ayarlamıştı, üstat göçmeden önce, çok sanslıyım. Hayat böyle deneyimler için var. Sizi gidi üşüyen kirpiler, Geçtan'ın kitaplarıyla kalın,. Aytuğ çok teşekkürler.
Tek kelimeyle mükemmel bir video olmuş. Tuğçe hanımı Flu TV'de daha çok görmek isteriz.
Mesele seçenek fazlalığı değil,erişebilinme kısıtı .
Çok güzel bir sohbet ve video olmuş, Tuğçe hanıma da çok teşekkürler. Ben kendisini tanımıyordum bundan sonra takip edeceğim. Tanışmama vesile olduğunuz için de ayrıca teşekkür ederim.
psikolojiyi bilimini katlediyor bu arkadaş. lütfen boş boş konuşan, yeterliliği tartışılacak düzeyde bir psikolog çıkarmak yerine psikoterapi üzerine yoğunlaşmış bir psikiyatr çıkartın programa lütfen, katlanamıyorum böyle kaliteli bir mecrada böyle insanlar görmeye.
hanfendi tindera açık büfe benzetmesi yapmış, kendisi hangi evrende yaşıyor?
14:18 Ali kurmuşun babasindan bahs ediyoruz degil mi ?
Enteresan .. kız çok iyi ve donanımlı..30 yıl sonrada görmek ve dinlemek isterim o can kızı..eğer yaşarsam ,ve o o gün ne düşünür bilemem..bilgiye dayalı özgüven muhteşem...yarında ben veya oda olmayacak..oda insan ve etten kemikten ve duyguları var evrenn için değersiz benim için değerli.. yaşam için elzem.....
"Gibi geliyo bana" kalibini psikiyatri kongresinde soylesen kovalarlar. Daha ciddi bir konuk secebilirdiniz