RUclips sen ne mübarek yersin, parasıyla göremeyeceğimiz içerikleri sanki en doğal hakkımızmış gibi bize sunuyorsun. Çok güzel bölümdü, elinize sağlık.
Hangi iki kişiyi birarada görmek gibi, bir dilek sorulsa; Murat Menteş ile Yalın Alpay derdim. Zihinlerinize, emeklerinize sağlık. Nice yeni buluşmalarınıza... Sağolun, varolun.
murat bey çok iyi bir sohbet arkadaşı olmuş. dolu konuşuyor başka pencereler açıyor ve sizin pencerelerinizle bağlamını kurup pası atıyor. her zaman sizinle takım arkadaşı olmuyor bazen farklı düşünüyor ve görüşünü savunuyor bu da sizi bir röportaj havasından sohbet havasına çekmiş. bizim açımızdan da 1 hoca 1 de soru soran kişiyi dinlemek yerine 2 hocanın sohbetini dinliyor gibi hissettiriyor. ufkumuza kattıklarımızla aldığımız lezzet on misli artıyor.
İki gün önce izlemeye başlamıştım, ancak bugün tamamlayabildim. Ve özellikle sonlara doğru söylediklerinizi dinlerken, zihnimden sürekli geçen biri oldu. Aslında hayatımda ''gerçek anlamda'' ''nazik'' diyebileceğim tek kişi.. Yıllarca nezaketine hayranlık beslediğim, asla fire verdiğine şahit olmadığım bir kişiydi. Oturması-kalkması, yemesi-içmesi, çocuklara-büyüklere davranışları vs vs.. hiç fire vermeden aynı seviyede akıp gidiyordu. Vefakâr bir insandı.! Tabii bu arada, birebir geçirdiğimiz zaman 3.5 ay gibi bir süreydi. Bir ''eğitim'' ortamıydı. Sonrasında ara ara telefonla irtibat devam etti. Muazzam emek verdiğim bir dosyamı, sonradan almak üzere kendisine bırakmıştım. Birkaç yıl sonra yolunu, bulunduğum şehre ''düşürmüş'' ve belirlediğimiz yerde buluşmuştuk. Bana dosyamı getirmişti. Sıradan bir poşete bile konmamıştı ve dosyam yer yer zedelenmişti. Onları telafi etmeye bile çalışmamıştı. Bahsini edip, özür dilemeye bile tenezzül etmedi. Bakkaldan alınmış (Bunu küçümsediğim için söylemiyorum. Hayatındaki diğer insanlara tutumunu bizzat bildiğim için, ağır geldi) bir paket şekerle birlikte, elime dosyam tutuşturuldu ve yola devam etmeleri gerektiğini söyleyip, eşiyle birlikte çekip gittiler. Az sonra telefonum çaldı (İçlerine sinmemiş olacak.!) Yola devam etmek noktasında fikir değiştirdiklerini, yemek yiyeceklerini söyleyip, beni de çağırdılar. Bahaneler ileri sürüp gitmedim ama, o gün yüreğimde açılan yarayı anlatabilmemin olanağı yok. O günden sonra telefonumdan sildim. * Bir maske olarak nezakettense, gerçekçi bir kabalığı tercih eder oldum. Kendime de bu ''gerçekçiliği'' şiar edindim. Daha samimi geliyor.. Kendilerini herhangi bir anlamda, önemli bir yerlerde görüp, insanlara davranışlarını ona göre belirleyen kişiler kadar itici tipler yok.. Dünyanın en kaba insanı bile onların yanında yunmuş yıkanmış kalıyor. Keşke ''Algernon'a Çiçekler'' okunsa.. Herkes tarafından..
Murat Menteşin ön hazırlık olarak kafasında bir şablon belirlemis olması ve spontane akil yurutmelerden cok kafasindaki hazir ifadeleri ve tespitleri masaya dökerek konuya yön vermeye çalışması konunun dağilmasina sebep olmus. Amiyane tabirle ezbere oynamak yerine Yalın Bey'in getirmis olduğu onermeler üzerinden devam edilse hepimiz adına doyurucu bir sohbet olabilirdi. Yine de tesekkurler
Sevgili Murat Menteş i görmek çok iyi geldi, kitaplarını zevkle hediye ettiğim yazardır kendileri, Biz de dönüşüyoruz sayenizde, yeni pencereler açılıyor ama büyük çabalarla oldukça kaba bir toplum yaratıldığı için sevgili Yalın hocanın açtığı pencerelerin arkasından seyrediyoruz dışarıyı malesef. Belkide nezaketimi kaybetmekten korktuğum için açmıyorum pencereleri :)) Teşekkürler
Gerçek nezaket tutarlılık gösteriyor. Nezaket sahibi bireyler her yerde aynı nezaketi sergiliyorlar.Kurumuna,mevkisine göre şekil değiştirmiyorlar. Siz konuştukça etrafımda ki nezaket sahibi insanlar gözümde canlandı. Kendim de dahil bu insamlatın sayısının artmasını diliyorum. Güzel sohbet için teşekkürler🌿
Çok aydınlatıcı bir bölüm olmuş. İncelik ilkeleri (politeness principles) alanında akademik çalışmalar yapıyorum ve diyebilirim ki nezaket; daima kişinin kendisinin (self), istek, fikir, duygu gibi değer yargılarını daha az önemli yahut düşük bir değer atfederek belirtmesi iken, diğer kişinin (other) aynı değer yargılarını yüceltmeye yönelik davranışlar içerir. Bu konuya ilgi duyanların Geoffrey Leech'in Pragmatics of Politeness kitabını okumasını öneririm. Sevgiler 🌸
1- Girişteki unutma kısımlarını eklemeniz çok iyi olmuş. "Dehayı" (insan zekasını) kusursuz zihinsel melekelere sahip olarak algılayanlara faydalı olur umarım. 2- Biçim ve içerik arasındaki roman hakkındaki sohbetinizde Murat Bey biçim ile içeriğin iç içe geçip biçimin içeriğe galebe çaldığını söylerken bu programda Yalın Bey bu argümanı öne süren kişi olmuş. Bence de çok ilginç :) 3- "İnsan tek başınayken her şeyin hakimi olan bir pozisyona geçiyor". diyorsunuz bu tek başına' lık öteki insanlarla beraber yetişmiş yani bir kültür altında yetişmiş bir insan için geçerli sanırım. Kurtlarla yetişen insan örnekleri var ve o insan konuşamıyor bile... 4- Nezaketi diplomatik bir biçem olarak tarif ettiniz Yalın Bey, ben bir insana sözgelimi "bu p1c kurusunun kafası zehir gibi çalışıyor" dersem nezaketli davranmış oluyor muyum olmuyor muyum ? 5- " Felsefe arı bir ussallık değildir. Felsefe bir ruh hali yaratma biçimidir. Düşünce o ruh halinden biraz daha sonra gelir genellikle. Bulunulan konumun, içine bırakıldığınız bağlamın, sizin reaksiyonel duygularınıza hissettirdiği psikolojinize yaptığı baskıyı karşılama biçimi olarak dünyada olmak biçiminizin düşünceleşmesidir felsefe. " Yalın Alpay. Bu tanımı çok beğendim. 6- " Nezaketin merkezi ögesi, başkalarının haysiyetini zedelemekten kaçınmaktır. "Murat Menteş. Sayenizde bizler de değişiyor, dönüşüyoruz efendim. Harika bir ikiliden, harika fikirler. Teşekkürler. 🙂
Ufuk açıcı bir sohbet olmuş ben de artık yepyeni bir insanım :) Dediğiniz gibi nezaket sadece saygı ve sevgi sözcükleri içeren bir davranış biçimi olmamalı gerektiğinde "laf sokarken" de nezakete başvurmalıyız. Gerektiğinde kötü haber verirken ya da "hayır" derken de nazik olabilmeliyiz. Bir de şunu irdelemenizi isterdim. Biri size iltifat ettiğinde, iltifatla karşılık vermek gerçekten nezaket gereği midir? İltifatı kabul edip karşılık vermeden devam etsek egoist mi olacağız illa? Zira en sevmediğim sözcüklerden biri "bilmukabele" dir de ondan. Samimiyetsiz geliyor nedense tıpkı "aynen" sözcüğü gibi. Nazik olabilmek için söylenmesi gereken mecburi bir ifadeymiş gibi.
"Tek başına nazik olamayız ki" düşüncesine karşı not: Tasavvufta Allah'tan hayâ etmek diye bir nokta var. Yani yapayalnız iken bile çıplak duramamak gibi. Çünkü yalnız değil. Murakabe olarak Allah ile beraber. Acelecilik ile nezaket zıtlığı hakkında: "Durumun nezaketi" deyimini hatırlattı. Bir yangın çıkar eski zamanlar, sesi güzel birine çık da minareye yangın var diye bağır derler. Adam âhenk ve makam ile öyle bir yangın der ki hiç arzu edilen netice alınamamıştır. Bağırsana be adam derler, ben âhengimi bozamam der. Beyzade nezaketi bu manada biraz tiye alınan bir şey gibi. Bir Selçuk Erdem karikatürü: Erkete Yeniçeri: Haşmetmeâb hazret-i şehriyari... sultan geliyor. Sigara içen şehzade: Baban geliyor desene ulan! Nezîr-i uryan denilen bir gelenek var. Adam düşman ordularının geldiğini kavmine acilen haber vermek istiyor. Yanlarına gelinceye kadar bile geç olabilir: Üzerini çıkarıyor: Çıplak soyunarak geliyor. Durumun nezâketi, nezâketi ortadan kaldırıyor. Menteş'in kibarlık ile nezaketi ayırt etmesi güzel. Kibarlık budalası vs. diye tenkit edilen hep o aristokrat, tiyatro metinlerinde, Karagöz Hacivat'ta alay edilen davranışlardır. Yine menteş'in nezâketi kabalık zıtlığı ile anlatması da bunu pekiştiriyor. Kibarlığın zıtlığı bu mânâda tabiîlik, sadelik, teklifsizlik gibi noktalar olabilir. Teklifsizlik ayrıca derinleştirilebilir. Eğer nezaket karşı tarafın, haysiyet zedelenme algısını bilmediğiniz için sergileniyorsa, bu algı keşfedildikçe teklifsizliğe doğru ilerliyor. "Artık sen diyebilirsin." Batıda soy isimle hitap vs. Nezâket farsça nâzik kelimesinin, sanki arapça bir kelimeymiş gibi mastarlaştırılmış hâli. Yani aslında yapısı bozuk. Farsça bir kökten gelen kelimeden arapça bir kaideyi yanlış kullanılarak üretilen türkçe kelime. Yalın beyin bahsettiği "mesafe" hakkında: İnsanların haysiyetine dokunmadan yani nazikçe yapılmış uyarılar meşhurdur: Hasan Hüseyin ra bir adamın abdesti yanlış aldığını görürler. Ona sen yanlış alıyorsun demek yerine, "Amca biz hangimiz güzel abdest alıyoruz karar veremedik. sen bize bak da hangimizin abdesti daha güzel daha doğru bir söyle derler." adam izleyip görünce sizinkilerin her biri güzel, ben alacağımı aldım. der. II. Mahmud Telâş kelimesini talaş gibi kalın l ile telaffuz edermiş. Bir edip takmış bunu öğretecek, içinde talaş ve telaş kelimelerini bolca geçirdiği bir hikaye uydurup padişahın yanında anlatmış.... Güzeldi.
moliere in kibarlık budalası eserinde neden “kibarlık” demişler diye düşünmüştüm. uymuyordu sanki. nezaket kelimesiyle aynı yer etmiş beynimde, şimdi farkettim 😌😊
Bu sohbeti dinlemekten çok keyif aldım bizi de ortak ettiğiniz için teşekkür ederim.benim açımdan en etkili yeri; tek başınalık sandığımız kadar düşkün bir vaziyet değildir ne zaman düşkünleşir biliyor musun"Murat:)"ötekisi ya da ötekileri ortaya çıkıp ta ben dediğin kendin olan işaretlenmişe senin istediğin şekilde değilde istediğine göre daha düşük bir pozisyonda değerlendirdiğinde bu benin üzerinde herhangi bir olumsuz yargıya varabildiğinde o zaman işte yalnızlık yalnız olmamaya göre daha avantajlı olduğunu tekrar vurgular.
Ne zaman ki pozitifleşir ötekiler tarafından da bir nesne iken hala pozitif ve muteber biri olarak değerlendirilirdiğinde.İnsan tek başına iken bunu yapabilir ama ötekinin bakış açışı...
13:20 Nezaket, tanımadığımız insanların düşünsel fikirsel zararlarına karşı oluşturduğumuz bir mesafeli savunma refleksidir, insan tadınığına sevdiğine nezaket duymaz.
Yalın Alpay çok güzel ifade ediyor herseyi, ancak bazen cümleleri o kadar uzun ki ben kopuyorum. Aslında izahlardan sonra bir de örnek verse çok çok daha anlaşılır olacağını düşünüyorum
Hocam asıl soruyu sormamışsınız: neden nazik insanlar pasif, pısırık olarak algılanır, öyle muamele görür? Sonuçta her zaman nezakete nezaketle karşılık verilmez.
Hep öyle algilanmaz , karşı cinsiyetler için nezaket güçlü imaj ile karışınca çok çekici bulunur , örneğin kaba ve gucsuz biri yün karşı cins tarafından nazik ve güçsüz imajli birinden geriye dusucektir. Toplum içinde de böyledir , güçsüz olduğu için nezaket sahibi olan pek tâbi güçlü ama nazik imajli birine karşı daha "geri planda " kabul edilicektir. Pek tâbi tüm bunlar kültüre , yere ve zamana gör değişebilir . Sonuçta "pisirik olmak" çok subjektif bir tanımlama
Asıl problem ise, nazik kişinin pısırık olarak algılanması değil de birer birer pısırık olarak algılayanların yayılması ve bunun bir etiket gibi üzerine yapışması, toplum içinde pısırık diye nam salma korkusu gibi aslında üçüncü taraf bir etkiye referans vermesi sorun oluyor. Yoksa kişi nezaket gösterdiğinin bilincinde olduğu sürece karşıdakinin ne anladığının pek de bir önemi yok. O zaten müdahale edemeyeceğin bir bölge. Örneğin sen birini gösterdiği nezaketten ötürü pısırık olarak addetsen bundan o kişiye ne ya da bundan kime ne? ama sen onun pısırık olduğunu yüksek sesle ona ve ya bir başkasına söylediğinde ya da hissettirdiğinde bu bir sorun oluyor. Bunu yapan ya da bu düşüncede olan birine de zaten "kaba" deniyor. O yüzden "neden insanlar böyle algılıyor" sorusundaki insanlar genellemesi eksik, soru yanlış. Nezaketi algılayamayan kaba kimseler neden var? Bu kimseler olmalı mı olmamalı mı? Nezaketin daha yeğ olduğundan nasıl emin oluyoruz? Nezaket mi yoksa kabalık mı doğaldır? gibi gibi daha doğru bir sürü soru olabilirdi sanki.
@@erginhayal evet, bu sorular da güzel. Benim soruyla girip sohbeti geliştirip bu sorulara da gidebilirlermiş. Ama "sen çok naiksin", "yok estağfurullah, sen daha naziksin" diye birbirlerini eylemişler..
@@Üstad_15 yorumunuz güzel ama uzun vadede geçerli sanki. Yani toplumsal konumunuza veya gücünüze / hiyerarşideki yerinize bir referans yokken gösterdiğiniz nezaket olumlu algılanmayıp, zayıflık görülüp kabalıkla karşılanmaya daha yatkın. Hatta belki toplum içinde sizin egemen olduğunuz alanda nezaketiniz saygı uyandırırken, o egemen alan dışında yine kabalığa maruz kalıyorsunuz. bizzat Yalın Alpay'ın bir videosunda apartman görevlisi ile arasındaki ilişkisi üzerine serzenişi vardı diye hatırlıyorum. En çok da "peer"lar arasında gözlemleniyor. Öğrenciler arasında misal. Ortaöğretim nispeten eşitlenmiş, çocuğun toplumsal konumunun henüz belirli olmadığı (işi, statüsü yok, vücutlar gelişimini tamlamamış, yani güç ibareleri henüz netleşmemiş) bir yer. Burada nazik çocuk alaya alınmaya daha yatkın görünüyor.
@Murat Cin Ama zaten videoda da konuşulduğu gibi. Yeğ olup olmaması bir seçim gibi oluyor. Seçilen nezaket Kibarlık demek oluyor. Nezaket ise bir seçim değil. Eğer öyle ise fabrika ayarlarında hepimiz kabayız demektir. Ancak Nezaket, bir mizaç gibi, bir karakter özelliği gibi. İsteyince olmuyor ya da nazaket sahibi biri (o bir yetişme tarzı da kabul edilebileceği için) istediği için kaba olamıyor. isteyerek zorlayarak gösterilen nezakete kibarlık dendiği gibi isteyerek ve zorlayarak yani oynayarak gösterilen kabalığa da andavallık denir belki.
Eleştirmek için söylemiyorum ancak içerikten ayrı olarak, izlediğimiz mimikleriniz, hal ve tavırlarınız, nezaketten çok kibarlığa bir örnek gibi olmuş. Sanki arka planda "bir prodüksiyon oluşturuyoruz ve azami dikkat etmemiz gerek" gibi sürekli çınlayan ve tekrar eden bir uyarı var ve sanki onu biz de duyabiliyoruz. Bence sizler zaten nezaket sahibisiniz daha umursamaz, daha plansız, daha kaygıdan uzak yapsanız şu sohbeti zaten nezakete bir örnek teşkil edebilirdi. Gerçi öncesinde başka bir videoda Yalın Alpay'ın Murat Menteş hayranlığından söz ettiğini hatırlarsak ve çok net görüldüğü üzere Murat Menteş'in de Yalın beye karşı boş olmadığını ve Yalın beyin hislerinin karşılıklı olduğunu gördüğünü düşündüğümüzde buna anlam verebiliyorum biraz daha. Kısacası ben kendi adıma daha umarsız, daha ben de oradaymışım gibi, daha iyi aktörlük değil ama daha derin bir amatörlük hissini tatmak isteyeceğim videolar beklerim sizden. Yani talep değil de olsa ne tatlı olur gibi. Emeğiniz için teşekkürler.
Yalın Bey, nezaketin etik ve estetikle de çok ilintili olduğunu düşünüyorum. Etik ve estetik kavramlarının insan davranışlarını şekillendiren ana unsurlar olduğunu düşünüyorum.
Güzel bir konu ve konuklar.⚘⚘ Ben bu konuya GOTHE'NİN; "Bu dünya nazik insanlar için bir cehennemdir " sözleriyle başlamak isterim⚘ Nezaket herzaman belli bir mesafeyi ortaya koyar .⚘ İnsanlara verdiğiniz değeri nezaketle onlara sunarsanız onlarda iz bırakırsınız .. ⚘Nezaketiniz ve kibarlığınız beden dilinizi bile farklılaştırır👍.⚘ Bence bu kişilik özelliği genetik geçişlidir, üzerinde çalışılarak elde edilecek bir davranış değildir ...⚘ ⭐
Hocam kabalık karşısında nezaketin eli kolu bağlanmış mıdır? Özellikle iletişim kurmak zorunda olduğumuz ekip çalışması gereken alanlarda nasıl davranmalıyız?
"kibarlık budalası" ✅ "nezaket budalası" ❌ "içten gelen nezaket" "nazik karakterli" ✅ "içten gelen kibarlık" "kibar karakterli" ❌ / farklı iki kavramdır, en net fark kavgada, tartışmada, fikir ayrılığında, menfaat çatışmasında gözlemlenir.
Nezaket insanin kendisine davranilmasini istedigi gibi davranmaya calismasidir. Bu kisinin özüyle gercekte davranmak istedigi tarzla çelistigi zaman ise ortaya zorlama ve samimiyetsiz bir "nezaket" cikar. Nezaket gibi guzel bir seyin neden her zaman ve herkeste hos durmadiginin aciklamasidir bu.
Başkalarının haysiyetini incitmekten sürekli olarak sakınıyorsa bir insan ancak o zaman gerçek nezakete sahiptir diyor Murat Menteş. Çok garip. Bu video yayınlandıktan 5 gün sonrası bir imza gününde benimle nezaket dışı bir iletişim kurup ağlamama sebebiyet vermemiş gibi :) nezaket videoları çekip nezaketsiz davranmak Murat Menteş'e yakışırdı zaten 😁 not: yine de eserlerini hala severek okurum, bu da çok garip 🙈
6: 48 ''Nezaket ancak, toplumsallaşmayla mümkündür. İnsanın, tek başınayken, nezaket diye bir gereksinimi olmaz.'' dediniz. İçimden bir itiraz yükseldi bu düşüncenize. Her şeye, insan-insan ilişkisi anlamında bakılması da bir sorun olabilir mi.? İnsan, evinde, koltuğa oturup bir kitap okurken, elindeki kitaba da; içecek bir şeyle çimenlere oturup gökyüzünü izlerken, doğaya da, gibi gibi.. nezaket gösterebilir.. Asıl sıkıntının insanın, kendinden başka bir ''şeye'' değer atfedememesinde gibi geliyor bana. Bilge Karasu'nun ''insan'' konusundaki düşünceleri dikkate değer diye düşünüyorum. ''Gece'' Kitabında şöyle diyor: * ''Büyüsünden sıyrılmamız gereken sözcüklerden biri --en önemlilerinden biri-- de 'insan' sözcüğü. Bir tılsım gibi kullanıp en yüce duyguların aracı haline getiririz onu; tek tek insanı, kişiyi (dostumuz olsun düşmanımız olsun) o sözcüğün yardımı, aracılığıyla ezmekten, yıkmaktan çekinmeyiz. Düşlediğimiz, tasarladığımız, kurduğumuz, dilediğimiz bir anlamı yükleyiverdiğimiz 'insan' sözcüğü, sırasında en güçlü aracımız, saldırganlık kargımız olur. İnsanı en yüksek yere yerleştirmekten, hayvanlardan, bitkilerden, sulardan, dağlardan çok önemli olduğuna, her şeyin insan için yaratılıp insana kulluk etmesi gerektiğine inanırmış gibi yaşamaktan vazgeçelim. Belki o zaman insanın değerini öğrenir, hayvanla, bitkiyle, suyla, dağla, taşla birlikte bir anlamı olduğunu, olabileceğini anlar, belki o zaman insana saygı duymasını başarırız.'' (Sayfa: 218-219) * Dünyada yaşanan çirkinliklerin asıl sebebinin de, kişinin insan dışındaki ''her şeye'' gösterdiği nezaketsizlik, özensizlik olduğunu düşünür oldum. Sanki, orada başlıyor fitil alev almaya.. Orada çirkinleşebilen, her yere bu çirkinliği taşıyabiliyor, ya da tersi.. Önceden ''eğitim''in önemini düşünür dururdum; şimdi ise, eğitimden önce, ''görgü'' diyorum. * Fırsat buldukça, sabah seansları gibi ☺dinlemeye başladım sizi.. Çok iyi geliyor. Özellikle atlatamadığım, hattâ sorunun nerede olduğunu anlayamadığım -anlayamadığımı da, dinleyerek ve düşünerek anladım- o yüzden hırpalandığım -bana göre- çok önemli bir konuyu çözümledim.. Ve rahatladım. Emekleriniz için teşekkür ediyorum. 🌱
Nezaketi şöyle de değerlendirebilir miyiz? Nezaket iletişimde bir stratejiyi de işaret etmemiz mi? Bu da aynı zamanda sembolik bir şiddet aracına dönüşebildiğini gösterir mi bir yandan. Aslında örnek verdiğiniz çocuğun nezaketten uzak olması ama yetişkinliğe doğru bu iletişim araçlarına daha yetkin şekilde sahip olması. Yani bir zamanalar doğrudan talepte bulunabilen bir çocuk, nezaket içinde talepleri sıralanan yetişkinliğe dönüşmesi gibi. Bu da bir anlamda nezaketi ele alırken dikkat etmemiz gerektiğini gösterir. Sanki hiç masum olmayan tarafları da varmış gibi.
Sizleri bir arada görmek ne güzel beyler ... İyi ki varsınız . Peki nezaket Yalın Alpay'a içmeyecekse bile bir bardak su vermeyi ya da Murat Menteş'in elindeki kupayı almayı gerektirir mi ? Hiç olmadı kupayı beraber kullanmayı ; ))
Murat Menteş'i ilk okuduğum vakitlerde bu 'kibar-nazik' ayrımını yapıyordum. Bu konuda fikrini söylemese de romanlarından bunu anlayabilirdim. Bire bir aynı düşünüyor oluşumuz gayet mutlu etti beni. Çok da iyi içerik. :)
kibarlığın "kibir"den geldiğini düşünmemiştim. kibirde hep bir üstünlük taslama, muhatabını konumlandırma dolayısıyla saldırı vardır. nezaket ise karşısındakinin aklının işleyişine alan açmakla ilgili gibi. kabalık da kibarlık gibi saldırgan bir tutum olduğundan muhatabını içgüdüsel, hayvani ve reaktif kılar. reaksiyon ise aklın doğal işleyişi, çağrışımını, hakikat arayışını bozar. bu meseleyle ilgili bir cedel -münakaaşa- hikayesi vardır. imam azam evladının arkadaşlarıyla hararetli bir biçimde tartıştığını görüp onu uyardı. çocuk da ama siz de cedel yapıyordunuz diye cevap verdi. imam azam, biz sanki başımızın üzerinde bir ürkmesinden korktuğumuz bir kuş varmış gibi tartışırdık dedi. nezaket, muhatabının iç güdüsel hayvani tarafının sureti ve söylemi ele geçirmesini engellemek için onu kışkırtmamaktan kaçınmaktır belkide.
Cok güzel bi yayindi ama kafami karistiran ya da beni rahatsiz eden sey Yalin Alpay in sohbet etmekten uzak hitap tarzi bi süre sonra ders vermeye döner gibi oluyor ya da bu konuya dair calistigi seyleri bi an önce söylemek istiyormus gibi hissettim. Ama her türlü de dinlenir tabiki kendisi tesekkurler.
Biz göçebe toplum değiliz. Dünyanın farklı noktalarına yayılmış ve yerleşmiş bir milletiz. Bunun ayrımı yapmamız kendimize bakış açımızı da düzeltmek için önemli.
@@bogazicilifizikbilimcisi2482 Göçebe milletiz de 16 devleti göç ederken mi kurduk? Göçebe yerleşik bir hayatı benimsememiş topluluklar için kullanılır. Biz farklı yerlere göçmüş ama oralarda medeniyetler kurmuşuz. Göçebe milletler hayatlarını sırtlarında taşırlar. Dolayısıyla bilimde, sanatta öncü olmaları beklenmez. Biz nasıl Ali Kuşçu, Piri Reis, Farabi, El Ceziri, Biruni, Uluğ Beyi yetiştirdik? Türkler için kullanılan göçebe ifadesi bir milleti topyekün aşağılama ve hor görme tavrıdır. Bizim kendimize atfettiğimiz değil, batı dünyasının bize görmek istediği bir statüdür.
Kibarlık Nezaket karşıtlığı yerine belki Nezaket Zarafet karşıtlığı denenebilir. İçten gelen nezaket, zarafet halini alır. Bu durumdaİçerik biçimi belirler. Zarif olan, Zürefa olan nazik olandan bu şekilde ayrılır.
Haddeden geçmiş nezaket yal ü bal olmuş sana Mey süzülmüş şişeden ruhsar_ı al olmuş sana Buy u güi takdir olunmuş nazın işlenmiş ucu Biri olmuş hoy birisi destmal olmuş sana NEDİM
Teknik bir yorum yapmak istiyorum; beyaz perdenin önünde lacivert gömlekli Yalın beyi, karanlıkta kalan kısma ise beyaz gömlek giyinen Murat beyi yerleştirmiş olsanız izlemek daha kolaylaşırdı bizim için, tabii karede arka boşluklarınızı dengelemek de pek çok şeyi kurtarırdı Hepsiyle birlikte zihninize sağlık..
Yalın Alpay'ı beğeniyorum, izliyorum, her yorumunu dikkatle dinliyorum. Ancak bu ikili sohbetlerinde karşısındakine "Dostum" diyor ya bazen, çok sahte geliyor, karşısındaki gerçekten dostu olsa bile. İnsan dostuna yüzüne karşı "Dostum" diye hitap etmez ki.
"Being nice is what's left when you've failed at everything else. People with ambition don't give a damn what other people think about them." (The thirteenth tale)
Hocam. Adı AvanGart olan bir kanalın başında "Yemeksepeti reklamını sunuş biçiminiz daha baştan kaliteyi yere seriyor. Sizin içeriklerinizi çok seviyorum. Ama bu detayı söylemek istedim.
RUclips sen ne mübarek yersin, parasıyla göremeyeceğimiz içerikleri sanki en doğal hakkımızmış gibi bize sunuyorsun. Çok güzel bölümdü, elinize sağlık.
Hangi iki kişiyi birarada görmek gibi, bir dilek sorulsa; Murat Menteş ile Yalın Alpay derdim. Zihinlerinize, emeklerinize sağlık. Nice yeni buluşmalarınıza... Sağolun, varolun.
murat bey çok iyi bir sohbet arkadaşı olmuş. dolu konuşuyor başka pencereler açıyor ve sizin pencerelerinizle bağlamını kurup pası atıyor. her zaman sizinle takım arkadaşı olmuyor bazen farklı düşünüyor ve görüşünü savunuyor bu da sizi bir röportaj havasından sohbet havasına çekmiş. bizim açımızdan da 1 hoca 1 de soru soran kişiyi dinlemek yerine 2 hocanın sohbetini dinliyor gibi hissettiriyor. ufkumuza kattıklarımızla aldığımız lezzet on misli artıyor.
bundan sonra arada bile olsa bu ikiliyi beraber görmek çok mutlu edici. iyi ki varsınız çok yaşayın!
Şükür ve nihayet Menteş'i devamlı görebileceğimiz, dinleyebileceğimiz bi program. Teşekkürler bu içerik için.
Basmakalıp biçimde hazırda tuttuğunuz fikirlerinizi aktarmaktan ziyade, spontane olarak akıl yürütmeniz, teati ile fikir üretmeniz mükemmel
İki gün önce izlemeye başlamıştım, ancak bugün tamamlayabildim.
Ve özellikle sonlara doğru söylediklerinizi dinlerken, zihnimden sürekli geçen biri oldu. Aslında hayatımda ''gerçek anlamda'' ''nazik'' diyebileceğim tek kişi..
Yıllarca nezaketine hayranlık beslediğim, asla fire verdiğine şahit olmadığım bir kişiydi. Oturması-kalkması, yemesi-içmesi, çocuklara-büyüklere davranışları vs vs.. hiç fire vermeden aynı seviyede akıp gidiyordu. Vefakâr bir insandı.!
Tabii bu arada, birebir geçirdiğimiz zaman 3.5 ay gibi bir süreydi. Bir ''eğitim'' ortamıydı. Sonrasında ara ara telefonla irtibat devam etti.
Muazzam emek verdiğim bir dosyamı, sonradan almak üzere kendisine bırakmıştım. Birkaç yıl sonra yolunu, bulunduğum şehre ''düşürmüş'' ve belirlediğimiz yerde buluşmuştuk. Bana dosyamı getirmişti. Sıradan bir poşete bile konmamıştı ve dosyam yer yer zedelenmişti. Onları telafi etmeye bile çalışmamıştı. Bahsini edip, özür dilemeye bile tenezzül etmedi. Bakkaldan alınmış (Bunu küçümsediğim için söylemiyorum. Hayatındaki diğer insanlara tutumunu bizzat bildiğim için, ağır geldi) bir paket şekerle birlikte, elime dosyam tutuşturuldu ve yola devam etmeleri gerektiğini söyleyip, eşiyle birlikte çekip gittiler. Az sonra telefonum çaldı (İçlerine sinmemiş olacak.!) Yola devam etmek noktasında fikir değiştirdiklerini, yemek yiyeceklerini söyleyip, beni de çağırdılar. Bahaneler ileri sürüp gitmedim ama, o gün yüreğimde açılan yarayı anlatabilmemin olanağı yok.
O günden sonra telefonumdan sildim.
*
Bir maske olarak nezakettense, gerçekçi bir kabalığı tercih eder oldum.
Kendime de bu ''gerçekçiliği'' şiar edindim. Daha samimi geliyor..
Kendilerini herhangi bir anlamda, önemli bir yerlerde görüp, insanlara davranışlarını ona göre belirleyen kişiler kadar itici tipler yok.. Dünyanın en kaba insanı bile onların yanında yunmuş yıkanmış kalıyor.
Keşke ''Algernon'a Çiçekler'' okunsa.. Herkes tarafından..
Murat Menteş ile sizi daha çok birlikte görmek ne kadar keyifli olur
Murat Menteşin ön hazırlık olarak kafasında bir şablon belirlemis olması ve spontane akil yurutmelerden cok kafasindaki hazir ifadeleri ve tespitleri masaya dökerek konuya yön vermeye çalışması konunun dağilmasina sebep olmus. Amiyane tabirle ezbere oynamak yerine Yalın Bey'in getirmis olduğu onermeler üzerinden devam edilse hepimiz adına doyurucu bir sohbet olabilirdi. Yine de tesekkurler
Zihin açıcı oldu, çok teşekkürler.
Harika bir bir konuşma olmuş...Bende artık bambaşka biriyim😊💐👏👏👏
2:56
kibarlık - şeref
nezaket -haysiyet
Zihin Jimnastiği yapabilme olanağı sunular konforlu bir muhabbet 💐
Sevgili Murat Menteş i görmek çok iyi geldi, kitaplarını zevkle hediye ettiğim yazardır kendileri, Biz de dönüşüyoruz sayenizde, yeni pencereler açılıyor ama büyük çabalarla oldukça kaba bir toplum yaratıldığı için sevgili Yalın hocanın açtığı pencerelerin arkasından seyrediyoruz dışarıyı malesef.
Belkide nezaketimi kaybetmekten korktuğum için açmıyorum pencereleri :))
Teşekkürler
Mükemmel bir sohbet. Cok teşekkürler :) Özellikle birbirinize katılmadığınız kısımları ifade ediş biçiminiz cok güzel ve izlemesi cok keyifli.
Gerçek nezaket tutarlılık gösteriyor. Nezaket sahibi bireyler her yerde aynı nezaketi sergiliyorlar.Kurumuna,mevkisine göre şekil değiştirmiyorlar. Siz konuştukça etrafımda ki nezaket sahibi insanlar gözümde canlandı. Kendim de dahil bu insamlatın sayısının artmasını diliyorum. Güzel sohbet için teşekkürler🌿
Çok aydınlatıcı bir bölüm olmuş. İncelik ilkeleri (politeness principles) alanında akademik çalışmalar yapıyorum ve diyebilirim ki nezaket; daima kişinin kendisinin (self), istek, fikir, duygu gibi değer yargılarını daha az önemli yahut düşük bir değer atfederek belirtmesi iken, diğer kişinin (other) aynı değer yargılarını yüceltmeye yönelik davranışlar içerir. Bu konuya ilgi duyanların Geoffrey Leech'in Pragmatics of Politeness kitabını okumasını öneririm. Sevgiler 🌸
Sizlerle başkalaşım geçirmek çok keyifli, devamını dilerim...
Harika bir içerik olmuş yine teşekkürler hocamlarım
Yalın hocam ne kadar bekledim şu serinin devamını çok teşekkür ederim
Sohbetinize ortak olduk, teşekkürler 😊
Yalın Alpay... gerçekten seviyorum seni... Sana Yemeksepeti reklamı yaptıran bu dünya, bize ne yapmaz diye sormadan edemiyor insan :)
Çok gerekli sohbetler tebrikler.
teşekkürler dostum :))
"bunun üzerine daha önce düşünmedim" ön açıklamasına bittim ben ya :))
Sohbetiniz çok keyifliydi, iyiki varsınız. 🍀
1- Girişteki unutma kısımlarını eklemeniz çok iyi olmuş. "Dehayı" (insan zekasını) kusursuz zihinsel melekelere sahip olarak algılayanlara faydalı olur umarım.
2- Biçim ve içerik arasındaki roman hakkındaki sohbetinizde Murat Bey biçim ile içeriğin iç içe geçip biçimin içeriğe galebe çaldığını söylerken bu programda Yalın Bey bu argümanı öne süren kişi olmuş. Bence de çok ilginç :)
3- "İnsan tek başınayken her şeyin hakimi olan bir pozisyona geçiyor". diyorsunuz bu tek başına' lık öteki insanlarla beraber yetişmiş yani bir kültür altında yetişmiş bir insan için geçerli sanırım. Kurtlarla yetişen insan örnekleri var ve o insan konuşamıyor bile...
4- Nezaketi diplomatik bir biçem olarak tarif ettiniz Yalın Bey, ben bir insana sözgelimi "bu p1c kurusunun kafası zehir gibi çalışıyor" dersem nezaketli davranmış oluyor muyum olmuyor muyum ?
5- " Felsefe arı bir ussallık değildir. Felsefe bir ruh hali yaratma biçimidir. Düşünce o ruh halinden biraz daha sonra gelir genellikle. Bulunulan konumun, içine bırakıldığınız bağlamın, sizin reaksiyonel duygularınıza hissettirdiği psikolojinize yaptığı baskıyı karşılama biçimi olarak dünyada olmak biçiminizin düşünceleşmesidir felsefe. " Yalın Alpay. Bu tanımı çok beğendim.
6- " Nezaketin merkezi ögesi, başkalarının haysiyetini zedelemekten kaçınmaktır. "Murat Menteş.
Sayenizde bizler de değişiyor, dönüşüyoruz efendim. Harika bir ikiliden, harika fikirler. Teşekkürler. 🙂
Varlığından mutlu olduğum iki insan. Devamını bekliyoruz
Teşekkürler, süper bir videoydu..
26 dakika önce ki benden çok farklı bir BEN’e dönüştüm 😅 teşekkürler
Harika bir bölüm, teşekkürler.
Harikasınız 👏
Harikaydı..
NEZAKETİM HAYATIMA MAL OLDU..⚘OSCAR WİLDE..⚘⚘ Bu sözü paylaşmanız harika Murat Menteş👍⚘⭐
O.
Ufuk açıcı bir sohbet olmuş ben de artık yepyeni bir insanım :)
Dediğiniz gibi nezaket sadece saygı ve sevgi sözcükleri içeren bir davranış biçimi olmamalı gerektiğinde "laf sokarken" de nezakete başvurmalıyız. Gerektiğinde kötü haber verirken ya da "hayır" derken de nazik olabilmeliyiz. Bir de şunu irdelemenizi isterdim. Biri size iltifat ettiğinde, iltifatla karşılık vermek gerçekten nezaket gereği midir? İltifatı kabul edip karşılık vermeden devam etsek egoist mi olacağız illa? Zira en sevmediğim sözcüklerden biri "bilmukabele" dir de ondan. Samimiyetsiz geliyor nedense tıpkı "aynen" sözcüğü gibi. Nazik olabilmek için söylenmesi gereken mecburi bir ifadeymiş gibi.
"Tek başına nazik olamayız ki" düşüncesine karşı not: Tasavvufta Allah'tan hayâ etmek diye bir nokta var. Yani yapayalnız iken bile çıplak duramamak gibi. Çünkü yalnız değil. Murakabe olarak Allah ile beraber.
Acelecilik ile nezaket zıtlığı hakkında: "Durumun nezaketi" deyimini hatırlattı. Bir yangın çıkar eski zamanlar, sesi güzel birine çık da minareye yangın var diye bağır derler. Adam âhenk ve makam ile öyle bir yangın der ki hiç arzu edilen netice alınamamıştır. Bağırsana be adam derler, ben âhengimi bozamam der. Beyzade nezaketi bu manada biraz tiye alınan bir şey gibi. Bir Selçuk Erdem karikatürü: Erkete Yeniçeri: Haşmetmeâb hazret-i şehriyari... sultan geliyor. Sigara içen şehzade: Baban geliyor desene ulan! Nezîr-i uryan denilen bir gelenek var. Adam düşman ordularının geldiğini kavmine acilen haber vermek istiyor. Yanlarına gelinceye kadar bile geç olabilir: Üzerini çıkarıyor: Çıplak soyunarak geliyor. Durumun nezâketi, nezâketi ortadan kaldırıyor.
Menteş'in kibarlık ile nezaketi ayırt etmesi güzel. Kibarlık budalası vs. diye tenkit edilen hep o aristokrat, tiyatro metinlerinde, Karagöz Hacivat'ta alay edilen davranışlardır. Yine menteş'in nezâketi kabalık zıtlığı ile anlatması da bunu pekiştiriyor. Kibarlığın zıtlığı bu mânâda tabiîlik, sadelik, teklifsizlik gibi noktalar olabilir.
Teklifsizlik ayrıca derinleştirilebilir. Eğer nezaket karşı tarafın, haysiyet zedelenme algısını bilmediğiniz için sergileniyorsa, bu algı keşfedildikçe teklifsizliğe doğru ilerliyor. "Artık sen diyebilirsin." Batıda soy isimle hitap vs.
Nezâket farsça nâzik kelimesinin, sanki arapça bir kelimeymiş gibi mastarlaştırılmış hâli. Yani aslında yapısı bozuk. Farsça bir kökten gelen kelimeden arapça bir kaideyi yanlış kullanılarak üretilen türkçe kelime.
Yalın beyin bahsettiği "mesafe" hakkında: İnsanların haysiyetine dokunmadan yani nazikçe yapılmış uyarılar meşhurdur: Hasan Hüseyin ra bir adamın abdesti yanlış aldığını görürler. Ona sen yanlış alıyorsun demek yerine, "Amca biz hangimiz güzel abdest alıyoruz karar veremedik. sen bize bak da hangimizin abdesti daha güzel daha doğru bir söyle derler." adam izleyip görünce sizinkilerin her biri güzel, ben alacağımı aldım. der.
II. Mahmud Telâş kelimesini talaş gibi kalın l ile telaffuz edermiş. Bir edip takmış bunu öğretecek, içinde talaş ve telaş kelimelerini bolca geçirdiği bir hikaye uydurup padişahın yanında anlatmış....
Güzeldi.
Siyah-beyaz fon vs gömleklerde juxtaposition olmaması lost opportunity gibi
moliere in kibarlık budalası eserinde neden “kibarlık” demişler diye düşünmüştüm. uymuyordu sanki. nezaket kelimesiyle aynı yer etmiş beynimde, şimdi farkettim 😌😊
Bu sohbeti dinlemekten çok keyif aldım bizi de ortak ettiğiniz için teşekkür ederim.benim açımdan en etkili yeri; tek başınalık sandığımız kadar düşkün bir vaziyet değildir ne zaman düşkünleşir biliyor musun"Murat:)"ötekisi ya da ötekileri ortaya çıkıp ta ben dediğin kendin olan işaretlenmişe senin istediğin şekilde değilde istediğine göre daha düşük bir pozisyonda değerlendirdiğinde bu benin üzerinde herhangi bir olumsuz yargıya varabildiğinde o zaman işte yalnızlık yalnız olmamaya göre daha avantajlı olduğunu tekrar vurgular.
Ne zaman ki pozitifleşir ötekiler tarafından da bir nesne iken hala pozitif ve muteber biri olarak değerlendirilirdiğinde.İnsan tek başına iken bunu yapabilir ama ötekinin bakış açışı...
13:20 Nezaket, tanımadığımız insanların düşünsel fikirsel zararlarına karşı oluşturduğumuz bir mesafeli savunma refleksidir, insan tadınığına sevdiğine nezaket duymaz.
İkiniz bir arada..harika..
🌱Çok teşekkürler
Yalın Alpay çok güzel ifade ediyor herseyi, ancak bazen cümleleri o kadar uzun ki ben kopuyorum.
Aslında izahlardan sonra bir de örnek verse çok çok daha anlaşılır olacağını düşünüyorum
Hocam asıl soruyu sormamışsınız: neden nazik insanlar pasif, pısırık olarak algılanır, öyle muamele görür? Sonuçta her zaman nezakete nezaketle karşılık verilmez.
Hep öyle algilanmaz , karşı cinsiyetler için nezaket güçlü imaj ile karışınca çok çekici bulunur , örneğin kaba ve gucsuz biri yün karşı cins tarafından nazik ve güçsüz imajli birinden geriye dusucektir. Toplum içinde de böyledir , güçsüz olduğu için nezaket sahibi olan pek tâbi güçlü ama nazik imajli birine karşı daha "geri planda " kabul edilicektir. Pek tâbi tüm bunlar kültüre , yere ve zamana gör değişebilir . Sonuçta "pisirik olmak" çok subjektif bir tanımlama
Asıl problem ise, nazik kişinin pısırık olarak algılanması değil de birer birer pısırık olarak algılayanların yayılması ve bunun bir etiket gibi üzerine yapışması, toplum içinde pısırık diye nam salma korkusu gibi aslında üçüncü taraf bir etkiye referans vermesi sorun oluyor. Yoksa kişi nezaket gösterdiğinin bilincinde olduğu sürece karşıdakinin ne anladığının pek de bir önemi yok. O zaten müdahale edemeyeceğin bir bölge. Örneğin sen birini gösterdiği nezaketten ötürü pısırık olarak addetsen bundan o kişiye ne ya da bundan kime ne? ama sen onun pısırık olduğunu yüksek sesle ona ve ya bir başkasına söylediğinde ya da hissettirdiğinde bu bir sorun oluyor. Bunu yapan ya da bu düşüncede olan birine de zaten "kaba" deniyor. O yüzden "neden insanlar böyle algılıyor" sorusundaki insanlar genellemesi eksik, soru yanlış. Nezaketi algılayamayan kaba kimseler neden var? Bu kimseler olmalı mı olmamalı mı? Nezaketin daha yeğ olduğundan nasıl emin oluyoruz? Nezaket mi yoksa kabalık mı doğaldır? gibi gibi daha doğru bir sürü soru olabilirdi sanki.
@@erginhayal evet, bu sorular da güzel. Benim soruyla girip sohbeti geliştirip bu sorulara da gidebilirlermiş. Ama "sen çok naiksin", "yok estağfurullah, sen daha naziksin" diye birbirlerini eylemişler..
@@Üstad_15 yorumunuz güzel ama uzun vadede geçerli sanki. Yani toplumsal konumunuza veya gücünüze / hiyerarşideki yerinize bir referans yokken gösterdiğiniz nezaket olumlu algılanmayıp, zayıflık görülüp kabalıkla karşılanmaya daha yatkın. Hatta belki toplum içinde sizin egemen olduğunuz alanda nezaketiniz saygı uyandırırken, o egemen alan dışında yine kabalığa maruz kalıyorsunuz. bizzat Yalın Alpay'ın bir videosunda apartman görevlisi ile arasındaki ilişkisi üzerine serzenişi vardı diye hatırlıyorum. En çok da "peer"lar arasında gözlemleniyor. Öğrenciler arasında misal. Ortaöğretim nispeten eşitlenmiş, çocuğun toplumsal konumunun henüz belirli olmadığı (işi, statüsü yok, vücutlar gelişimini tamlamamış, yani güç ibareleri henüz netleşmemiş) bir yer. Burada nazik çocuk alaya alınmaya daha yatkın görünüyor.
@Murat Cin Ama zaten videoda da konuşulduğu gibi. Yeğ olup olmaması bir seçim gibi oluyor. Seçilen nezaket Kibarlık demek oluyor. Nezaket ise bir seçim değil. Eğer öyle ise fabrika ayarlarında hepimiz kabayız demektir. Ancak Nezaket, bir mizaç gibi, bir karakter özelliği gibi. İsteyince olmuyor ya da nazaket sahibi biri (o bir yetişme tarzı da kabul edilebileceği için) istediği için kaba olamıyor. isteyerek zorlayarak gösterilen nezakete kibarlık dendiği gibi isteyerek ve zorlayarak yani oynayarak gösterilen kabalığa da andavallık denir belki.
Eleştirmek için söylemiyorum ancak içerikten ayrı olarak, izlediğimiz mimikleriniz, hal ve tavırlarınız, nezaketten çok kibarlığa bir örnek gibi olmuş. Sanki arka planda "bir prodüksiyon oluşturuyoruz ve azami dikkat etmemiz gerek" gibi sürekli çınlayan ve tekrar eden bir uyarı var ve sanki onu biz de duyabiliyoruz. Bence sizler zaten nezaket sahibisiniz daha umursamaz, daha plansız, daha kaygıdan uzak yapsanız şu sohbeti zaten nezakete bir örnek teşkil edebilirdi. Gerçi öncesinde başka bir videoda Yalın Alpay'ın Murat Menteş hayranlığından söz ettiğini hatırlarsak ve çok net görüldüğü üzere Murat Menteş'in de Yalın beye karşı boş olmadığını ve Yalın beyin hislerinin karşılıklı olduğunu gördüğünü düşündüğümüzde buna anlam verebiliyorum biraz daha. Kısacası ben kendi adıma daha umarsız, daha ben de oradaymışım gibi, daha iyi aktörlük değil ama daha derin bir amatörlük hissini tatmak isteyeceğim videolar beklerim sizden. Yani talep değil de olsa ne tatlı olur gibi. Emeğiniz için teşekkürler.
daha nazik olmaya çalışmayı, (o ortamda olduğu muhtemelen hissedilen) şiddetten sakınma çabası olarak değerlendiriyorum... ne dersiniz?
Yalın Alpay ın kahkahası 👌
Yalın Bey, nezaketin etik ve estetikle de çok ilintili olduğunu düşünüyorum. Etik ve estetik kavramlarının insan davranışlarını şekillendiren ana unsurlar olduğunu düşünüyorum.
Güzel bir konu ve konuklar.⚘⚘
Ben bu konuya GOTHE'NİN; "Bu dünya nazik insanlar için bir cehennemdir " sözleriyle başlamak isterim⚘ Nezaket herzaman belli bir mesafeyi ortaya koyar .⚘ İnsanlara verdiğiniz değeri nezaketle onlara sunarsanız onlarda iz bırakırsınız .. ⚘Nezaketiniz ve kibarlığınız beden dilinizi bile farklılaştırır👍.⚘ Bence bu kişilik özelliği genetik geçişlidir, üzerinde çalışılarak elde edilecek bir davranış değildir ...⚘ ⭐
Saadetin Kaynak bestesi gibi bir program olmuş; bir sürü makam var içinde. Aklınıza sağlık!
Hocam kabalık karşısında nezaketin eli kolu bağlanmış mıdır? Özellikle iletişim kurmak zorunda olduğumuz ekip çalışması gereken alanlarda nasıl davranmalıyız?
"kibarlık budalası" ✅ "nezaket budalası" ❌ "içten gelen nezaket" "nazik karakterli" ✅ "içten gelen kibarlık" "kibar karakterli" ❌ / farklı iki kavramdır, en net fark kavgada, tartışmada, fikir ayrılığında, menfaat çatışmasında gözlemlenir.
Nezaket insanin kendisine davranilmasini istedigi gibi davranmaya calismasidir. Bu kisinin özüyle gercekte davranmak istedigi tarzla çelistigi zaman ise ortaya zorlama ve samimiyetsiz bir "nezaket" cikar. Nezaket gibi guzel bir seyin neden her zaman ve herkeste hos durmadiginin aciklamasidir bu.
Başkalarının haysiyetini incitmekten sürekli olarak sakınıyorsa bir insan ancak o zaman gerçek nezakete sahiptir diyor Murat Menteş. Çok garip. Bu video yayınlandıktan 5 gün sonrası bir imza gününde benimle nezaket dışı bir iletişim kurup ağlamama sebebiyet vermemiş gibi :) nezaket videoları çekip nezaketsiz davranmak Murat Menteş'e yakışırdı zaten 😁 not: yine de eserlerini hala severek okurum, bu da çok garip 🙈
Yanlış hatırlamıyorsam Dücane hocamızın sözüydü, Nezaket rezil olmaz :)
6: 48 ''Nezaket ancak, toplumsallaşmayla mümkündür. İnsanın, tek başınayken, nezaket diye bir gereksinimi olmaz.'' dediniz.
İçimden bir itiraz yükseldi bu düşüncenize. Her şeye, insan-insan ilişkisi anlamında bakılması da bir sorun olabilir mi.? İnsan, evinde, koltuğa oturup bir kitap okurken, elindeki kitaba da; içecek bir şeyle çimenlere oturup gökyüzünü izlerken, doğaya da, gibi gibi.. nezaket gösterebilir.. Asıl sıkıntının insanın, kendinden başka bir ''şeye'' değer atfedememesinde gibi geliyor bana. Bilge Karasu'nun ''insan'' konusundaki düşünceleri dikkate değer diye düşünüyorum. ''Gece'' Kitabında şöyle diyor:
*
''Büyüsünden sıyrılmamız gereken sözcüklerden biri --en önemlilerinden biri-- de 'insan' sözcüğü. Bir tılsım gibi kullanıp en yüce duyguların aracı haline getiririz onu; tek tek insanı, kişiyi (dostumuz olsun düşmanımız olsun) o sözcüğün yardımı, aracılığıyla ezmekten, yıkmaktan çekinmeyiz. Düşlediğimiz, tasarladığımız, kurduğumuz, dilediğimiz bir anlamı yükleyiverdiğimiz 'insan' sözcüğü, sırasında en güçlü aracımız, saldırganlık kargımız olur.
İnsanı en yüksek yere yerleştirmekten, hayvanlardan, bitkilerden, sulardan, dağlardan çok önemli olduğuna, her şeyin insan için yaratılıp insana kulluk etmesi gerektiğine inanırmış gibi yaşamaktan vazgeçelim. Belki o zaman insanın değerini öğrenir, hayvanla, bitkiyle, suyla, dağla, taşla birlikte bir anlamı olduğunu, olabileceğini anlar, belki o zaman insana saygı duymasını başarırız.'' (Sayfa: 218-219)
*
Dünyada yaşanan çirkinliklerin asıl sebebinin de, kişinin insan dışındaki ''her şeye'' gösterdiği nezaketsizlik, özensizlik olduğunu düşünür oldum. Sanki, orada başlıyor fitil alev almaya.. Orada çirkinleşebilen, her yere bu çirkinliği taşıyabiliyor, ya da tersi..
Önceden ''eğitim''in önemini düşünür dururdum; şimdi ise, eğitimden önce, ''görgü'' diyorum.
*
Fırsat buldukça, sabah seansları gibi ☺dinlemeye başladım sizi.. Çok iyi geliyor. Özellikle atlatamadığım, hattâ sorunun nerede olduğunu anlayamadığım -anlayamadığımı da, dinleyerek ve düşünerek anladım- o yüzden hırpalandığım -bana göre- çok önemli bir konuyu çözümledim.. Ve rahatladım. Emekleriniz için teşekkür ediyorum. 🌱
Teşekkürler
Nezaketi şöyle de değerlendirebilir miyiz? Nezaket iletişimde bir stratejiyi de işaret etmemiz mi? Bu da aynı zamanda sembolik bir şiddet aracına dönüşebildiğini gösterir mi bir yandan. Aslında örnek verdiğiniz çocuğun nezaketten uzak olması ama yetişkinliğe doğru bu iletişim araçlarına daha yetkin şekilde sahip olması. Yani bir zamanalar doğrudan talepte bulunabilen bir çocuk, nezaket içinde talepleri sıralanan yetişkinliğe dönüşmesi gibi. Bu da bir anlamda nezaketi ele alırken dikkat etmemiz gerektiğini gösterir. Sanki hiç masum olmayan tarafları da varmış gibi.
Yalın beyin çok sözünü kestiniz Murat bey, daha ne demek istediğini beyan edemeden siz söze girdiniz ( bence )
harikasınız....
Teşekkürler. Kitap tavsiyeleri gelirse çok mutlu oluruz en azından ben olurum.
Bu serinin devamı gelmeyecek mi?:((((
Teşekkür ederim..
Bunun devamı neden gelmedi beyler?
Nezaket kibarlık kavramlarını farklı konumlandırmaya benim kalibrem yetmedi:)
Üstadım 07:33 deki sol kulaklıktan gelen cızırdamadan bahsetsem çok mu nezaketsizlik etmiş olurum :)
harikaydi
Yanlış okumaların daha sık gelmesi gerekiyor. Son bölümden bu yana 1 ay geçti
Şampiyonlar ligi gibi şuna bak!
Sizleri bir arada görmek ne güzel beyler ... İyi ki varsınız . Peki nezaket Yalın Alpay'a içmeyecekse bile bir bardak su vermeyi ya da Murat Menteş'in elindeki kupayı almayı gerektirir mi ? Hiç olmadı kupayı beraber kullanmayı ; ))
Devamı yok mu :(
Murat Menteş'i ilk okuduğum vakitlerde bu 'kibar-nazik' ayrımını yapıyordum. Bu konuda fikrini söylemese de romanlarından bunu anlayabilirdim. Bire bir aynı düşünüyor oluşumuz gayet mutlu etti beni. Çok da iyi içerik. :)
kibarlığın "kibir"den geldiğini düşünmemiştim. kibirde hep bir üstünlük taslama, muhatabını konumlandırma dolayısıyla saldırı vardır. nezaket ise karşısındakinin aklının işleyişine alan açmakla ilgili gibi. kabalık da kibarlık gibi saldırgan bir tutum olduğundan muhatabını içgüdüsel, hayvani ve reaktif kılar. reaksiyon ise aklın doğal işleyişi, çağrışımını, hakikat arayışını bozar. bu meseleyle ilgili bir cedel -münakaaşa- hikayesi vardır. imam azam evladının arkadaşlarıyla hararetli bir biçimde tartıştığını görüp onu uyardı. çocuk da ama siz de cedel yapıyordunuz diye cevap verdi. imam azam, biz sanki başımızın üzerinde bir ürkmesinden korktuğumuz bir kuş varmış gibi tartışırdık dedi. nezaket, muhatabının iç güdüsel hayvani tarafının sureti ve söylemi ele geçirmesini engellemek için onu kışkırtmamaktan kaçınmaktır belkide.
Cok güzel bi yayindi ama kafami karistiran ya da beni rahatsiz eden sey Yalin Alpay in sohbet etmekten uzak hitap tarzi bi süre sonra ders vermeye döner gibi oluyor ya da bu konuya dair calistigi seyleri bi an önce söylemek istiyormus gibi hissettim. Ama her türlü de dinlenir tabiki kendisi tesekkurler.
Biz göçebe toplum değiliz. Dünyanın farklı noktalarına yayılmış ve yerleşmiş bir milletiz. Bunun ayrımı yapmamız kendimize bakış açımızı da düzeltmek için önemli.
Dünyanın farklı yerlerine oturarak mı yayıldık abicim? göçebeyiz işte.
@@bogazicilifizikbilimcisi2482 Göçebe milletiz de 16 devleti göç ederken mi kurduk? Göçebe yerleşik bir hayatı benimsememiş topluluklar için kullanılır. Biz farklı yerlere göçmüş ama oralarda medeniyetler kurmuşuz. Göçebe milletler hayatlarını sırtlarında taşırlar. Dolayısıyla bilimde, sanatta öncü olmaları beklenmez. Biz nasıl Ali Kuşçu, Piri Reis, Farabi, El Ceziri, Biruni, Uluğ Beyi yetiştirdik? Türkler için kullanılan göçebe ifadesi bir milleti topyekün aşağılama ve hor görme tavrıdır. Bizim kendimize atfettiğimiz değil, batı dünyasının bize görmek istediği bir statüdür.
@@tolgabasturk2409 anladım daha dikkatli olacağım teşekkürler
Nezaketin empati ile doğrudan bir ilişkisi var bence.
Güzel bir ikili desem nezaketsizlik olur mu şimdi ? :)
neden 18imde tanışmadık?
Kibarlık Nezaket karşıtlığı yerine belki Nezaket Zarafet karşıtlığı denenebilir.
İçten gelen nezaket, zarafet halini alır. Bu durumdaİçerik biçimi belirler. Zarif olan, Zürefa olan nazik olandan bu şekilde ayrılır.
❤❤❤❤
25:42
hala reklam okumaniza alisamadim.😊
👏🏻👏🏻👏🏻
Haddeden geçmiş nezaket yal ü bal olmuş sana
Mey süzülmüş şişeden ruhsar_ı al olmuş sana
Buy u güi takdir olunmuş nazın işlenmiş ucu
Biri olmuş hoy birisi destmal olmuş sana
NEDİM
❤👏❤👏👏👏
🖤
kibar ama nazik değil de koptum arkadaşlar :) :)
Teknik bir yorum yapmak istiyorum; beyaz perdenin önünde lacivert gömlekli Yalın beyi, karanlıkta kalan kısma ise beyaz gömlek giyinen Murat beyi yerleştirmiş olsanız izlemek daha kolaylaşırdı bizim için, tabii karede arka boşluklarınızı dengelemek de pek çok şeyi kurtarırdı
Hepsiyle birlikte zihninize sağlık..
7.dakikadan sonra çok rahatsız edici bir cızırtı başladı seste.Kulaklıkla dinleyenler için sıkıntılı bir durum.
Seviye arşa çıktı biz aptallar napalım
3:52 😒
5:00
Yalın Alpay'ı beğeniyorum, izliyorum, her yorumunu dikkatle dinliyorum. Ancak bu ikili sohbetlerinde karşısındakine "Dostum" diyor ya bazen, çok sahte geliyor, karşısındaki gerçekten dostu olsa bile. İnsan dostuna yüzüne karşı "Dostum" diye hitap etmez ki.
Bu pek muhterem post-muhafazakâr afili filinta azalarak bitmesin mi artık? Püfff...
"Being nice is what's left when you've failed at everything else. People with ambition don't give a damn what other people think about them." (The thirteenth tale)
Nezaketi beyin ile mimik ve dudak arasında bir filtre olarak nitelendiriyorum.
Yalın Alpayı hiç konuşturmamış adam sinir bozucu
Hak etmiyoruz bu muhabbeti yine sunulmuş en lezzetli yemek bir tık ile tadına bakabiliyoruz. Çok konsantre muhabbet çok
Flu tvdeki siyaset programını devam ettirmeniz bu ülkedeki siyasete bakışı farklı bir noktaya çekeceğini düşünüyorum.
Nezaket dairesinin kullanımı
Ben sizden nazik ve üstünüm udbdndmdm
Orhan Veli ♥️
yalvarırım intro müziğini değiştirin
Hocam. Adı AvanGart olan bir kanalın başında "Yemeksepeti reklamını sunuş biçiminiz daha baştan kaliteyi yere seriyor. Sizin içeriklerinizi çok seviyorum. Ama bu detayı söylemek istedim.