Sözleri Pir Sultan Abdal’a, müziği ise canım hocam İhsan Öztürk’e ait bu kıymetli eseri Elapro Sahne’de okuduğum için çok mutluyum. Eseri okumama izin veren İhsan hocama, bana eşlik eden Emin Sancak’a, çekimi yapan, sesi ve görüntüyü son haline getiren, yayına sunan emekçi Elapro ailesine ve vakit ayırıp izleyen, dinleyen herkese sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Beğeni ve yorumlarınızla destek olabilirsiniz😊 Sevgiler❤️
Kızım sana helâl olsun! Yüreğimizi dağladın; ciğerimizi pâreledin! Bir dâ'vet ile sitemlerimizide dile getirdin! Ağzınâ, yüreğine, hânçerene sâğlık! Hem izliyor hemde yazıyorum! Bu eser kime âittir? İsmâil UÇÂK!
Kuranıkerim sesi, ezan, yağmur sesi, Anamın sevkatı, bebek kokusu, toprak kokusu ve Türküler, bana hayatta daima huzur ve dinginlik veren beni daha iyi hissettiren şeylerdir.🥰
Bu Muhteşem sesi dinlememize vesile olan başta Elapro sahne olmak üzere kimler var ise hepiniz var olun yolunuz ve bahtınız her daim açık olsun inşallah Görkem Hanım sesinize, sazınıza, Yüreğinize sağlık
@ çok hoş bir sesiniz var saatlerce dinliyorum. Özellikle kime kin ettinde giydin Alları parçasıyla tanıdım sizi ve saatlerce başa sarıp sarıp dinlerim... Ve diğer şarkıları yorumlamanıza da hayranım... Başarılar türkülerin devamını sabırsızlıkla bekliyorum.... Türkü dinleyen ve söyleyen tüm herkese selâmlar olsun....🙏🙏🙏🙏🙏
3 года назад+1
@@ugurasan6447 Çok mutlu oldum, selamlar sevgiler🙏
Gözəl türküdü. Gözəl səs. Ağzına sağlığ.Dəli dülü boş mənasız anlamsız şarkılar oxuyanlar gözlərinə su versinlər. Əsil cani dildən oxuyan sənətkar belə ilar
USTA ihsan ÖZTÜRK, çırak Görkem AYGÜN ve yol arkadaşı da Emin Sancak olunca yol da kolay hal de... Her ses bunu beceremiyor, her gönül de öyle... Sevgili kardeşim, avazına keder değmesin. İnsanda bütün iyiyi tanımlayan bir ırmak akışı senden gelen ses yansıyan. İyi ki varsın kardeşim.. Sevgili hocamın da yol arkadaşın Emin dosta ve elbette Pir Sultan Abdal'a selam olsun...
Sesine, yüreğine sağlık güzel kardeşim!.. Sana ve ezgiye Büyük Usta İhsan ÖZTÜRK'ün elinin değdiği nasıl da belli.. Hocama sevgi ve saygılar.. Yolun açık olsun kardeşim!..
Günler gelip geçiyor, yine sığınıyorum Türkülere o iflah olmaz yalnızlıklarımda. Bilmiyorum yine neden böylesine duygulandığımı, dinlerken bazı Türküleri neden gözlerimin dolduğunu, yok bir sebebi halbuki!. Henüz tanımadığım, karşılaşmadığım Sevgilimi düşünüyorum belkide… Belki hiç var olmadı, belkide hiç var olmayacak diye… Belkide maziden hayâl meyal hatırladığım bir Sevgilinin tutuyorum yasını, belkide beni çok seven birinin öldükten sonra bile takılıyorum engeline… Bakıyorum gördüğüm gözlere çok kısa bir an, Çıkarmı acaba karşıma O her an…. Baktığım her göz karanlık bir boşluk, Olsaydı O, yanardı güzel bir ışık, Dolardı gönlüme hemen aydınlık, Olurdu gönlümde seyri bayramlık. Kaymıyor Gönlüm hiçbir Güzele, Döküldü yaprağım döndü Gazele, Kurudu bedenim kırıldı kollarımm, Minnetim yok ne Yaşama nede Ecele… Necati Avan Anlıyorlar beni yine alıyorlar aralarına, onlar anlatıyorlar ben sahipleniyorum dertlerini. Herbiri yine buruk, mahsun, hüzünlü, gamlı, kaygılı!..Biri içli,hisli, duygulu, biri acılı, kaybetmiş yada ayrılmış Sevdiğinden, biri kaygılı İrakiplerinden, biri yol gözlüyor ümitle veya ümitsiz, biri bir haber bekliyor, biri bilmiyor Sevdiği nerde ne halde, biri istemiyor Dünya malını Dostundan başka, biri coşuyor geliyor Aşka, biri ağlıyor gidenlerin ardından, biri sökmüyor taşları bağrından, biri sitemde, gelmedin diye, biri soruyor Sensiz yaşamak niye, biri yaralanmış Yârin bir tek sözünden, biri ağlıyor kan yaş gözünden, birileri, neşeli, şen şakrak, mutlu, zaten yoklar aramızda, Biri bahsediyor babasının sekiz köşe kasketinden, ben hatırlıyorum dedemi, birkaç damla yaş gözlerimden… Bazıları Seviyor; Derdini anlatamamış, daha baştan ümitsiz, gönlüne söz geçirmeye çalışıyor. Bazıları hüzünlü, üzülüyor, küsüyor, sitem ediyor, hasret çekiyor, kıskanıyor, bencillik ediyor, şikayet ediyor, ah ediyor, feryat figan ediyor, bazıları da nadiren de olsa neşeli, sevinçli, sevdiğine kavuşmuş, mutlu.. Bazıları Sevdalanmış; Azimli, tutkulu, arzulu, hırslı, acı çekiyorlar, seyyah olup geziyorlar, Sevdalarını arıyorlar heryerde, bazanda kararıyor Sevdaları, görmüyor gözleri, olsalar bile hep yanlarında… Bazıları Aşık olmuş; Asil, erdemli, mütevazi, anlayışlı, hoşgörülü, daha yumuşak kalpli, Onların Sevgilileri (Yârleri) olağanüstü güzeller ve mükemmeller, hiç bir kusurları yok, içleride iyilik, güzellik dolu. Onlarda Sevgililerine saygılılar, övüyorlar, onurlandırıyorlar, yüceltiyorlar. Kendileri de onurlanıp yüceliyor, saygı görüyorlar, çünkü Sevgilinin bütün güzellikleri onlara yansıyor, bu yansımalarla dolup taşarak, kendileri de güzel meziyetlerle çevrelerine yansıtıyorlar. Dinlemekle kalmıyor, katılıyorum da onlara çoğu zaman, eşlik ediyor, paylaşıyorum duygularını daha derinden; Bazılarından öğreniyorum; Sevginin o kadar da masum ve sevimli olmadığını, müşkülpesent, karşılık görmediğinde biçare ve zayıf kaldığını, veya direnerek, kine, nefrete dönüştüğünü… Bazılarından öğreniyorum Sevdayı; Onunda temelinde yatıyor Sevginin tüm özellikleri, daha olgun, daha katı, illaki kendi haklı çünkü hem seviyor hem sevdalı, mutlaka karşılık bulmalı… Bazılarından öğreniyorum Aşkı; Hayran kalıp eğiliyorum saygıyla önlerinde. Aşk yalnızca “Kalp ile, Göz ile” sevmiyor, seviyor bütün ruhu ve benliğiyle. Darılmıyor, gücenmiyor, hep hoş görüyor, Sevdiğinde hata, kusur aramıyor, olsa dahi hatadan, kusurdan saymıyor. Aşk acı çekmiyor, çektirmiyorda sanıldığı gibi… Acı çeksede bedeni, hiç duymuyor ruhu, hep "Ben" demiyor düşünüyor da O’nu… Necati AVAN Sevgili'ye Uzun bir Mektup O, BEN VE HAYÂLİ … Birde Hatice! (2007)
Ama sizden ricam bu tarzınızı ve bu tarzdaki türkülerinizi bozmayın. İnsanlar türkü dinlerken onlardan bi parça kendilerini bulurlar ve buldukça da daha çok severler. VE SON OLARAK ŞU PARÇAYI Bİ GÜN OLSUN SESLENDİRİN VE BİZDE DİNLEYELİM LÜTFEN SİZE YAKIŞACAĞINI BİLİYORUM:" BENİM NELER ÇEKTİĞİMİ KİM BİLİR" bağlama çalan ve türkü söylen, türkü hastası biri olarak bunun sizin sesinize çok iyi oturacağını biliyorum.Yolun açık olsn Bacı...
Ağziniza dilinize sağlik bir eser ancak bukadar güzel okunabilirdi.Tek kelimeyle muhteşemsiniz GÖRKEM AYGÜN ❤❤❤❤❤seviyorum sizi @Hemşehrim@ varolasiniz
İşim gereği hep yollardayım, ordan oraya, bir noktadan diğerine geç kalmamak için zamanla yarışıyorum. Aman Rally’ciler görmesinler, kıskanırlar diye düşünüyorum bazan. Yollarda kendimle başbaşayım ama yalnız değilim. Yüzyıllar öncesinden Anadolu’nun bağrından bir bebek masumiyetinde doğan, büyüyen, büyüdükçe genç bir kız gibi serpilen, güzelleşen, güzellikleri dilden dile dolaşan, yıllar geçtikçe yaşlanmak yerine gençleşen, duygulu gönüllerin atelyelerinde nakış nakış işlenip, gelin gibi süslenen, güzelliklerine daha başka güzellikler de katılan, Sevgi’yi, Sevda’yı, Aşk’ı Yâr’e (Sevgili’ye) bazan sitemle, bazan hüzünle, bazan yakarışla, bazan küserek, bazanda coşkuyla, neş’e ve sevinçle, en güzel anlatmaya çalışan Türküler benimle!. Henüz çocukken “İlk Aşkım” oldu Türküler, Pir Sultan Abdal’ın “Deyiş”lerinin Türkülerde hayat bulması, Karacaoğlan’nın daha o dönemlerde Güzelliklere olan tutkularını açık yüreklilikle, cesurca, birazda çapkınvari Türkülerde dile getirmesi, Aşık Veysel’in görmeyen gözleri ile görenlerden daha iyi görerek Sevgiyi, Sevdayı, Aşkı ve diğer Güzellikleri perdesiz Saz’ından çıkardığı bambaşka ve olağanüstü nağmelerle süsleyerek, Lale, Çiğdem, Nergiz Sümbülü bile renkleri, tüm özellikleri ve güzellikleri ile daha iyi tarif ederek Tükülerde dile getirmesi beni çok etkilemişti. Türküleri sevip dinler, sevdalanıp söyler, aşık olup anlar olmuştum… Yıllardır bıkmadan usanmadan diyar diyar, dilden dile dolaşıyorlar, gönüllerde taht kurup, diğer gönüllere köprü olmaya çalışıyor, her gönülde Sevgileri, Sevdaları,Aşkları acısıyla, tatlısıyla, tekrar tekrar yaşıyorlar. Gönüllerde dolup taşan ve günlerce, aylarca anlatmakla bitmeyecek Sevgi, Sevda ve Aşka dönüşmüş duyguları birkaç beyit ile özetleyerek Sevgiliye anlatmak için yarışıyorlar. Doğdukları günden itibaren nice Sevgilere, Sevdalara, Aşklara tanıklık ediyorlar, elçilik yapıyorlar. Misafir oldukları gönüller de onları baş tacı ediyorlar, saygı duyuyorlar, en iyi şekilde ağırlamak için onlar da birbirleriyle yarışıyorlar. Özlerine dokunmadan kendilerindende birşeyler katarak, kendi sazları, sözleri ve duyguları ile tekrar yoğurarak, kendi tarzları, üslupları ile tekrar yorumluyorlar ve Sevgiliye seslerini duyurmaya, duygularını anlatmaya çalışıyorlar. Sonra, Türkülerin bazan içli, bazan duygulu, samimi ve gönülden yorumlarını, tek bir sazın paylaşmasını kıskanıyor diğer sazlar, önce çoğaltıyorlar tellerini, sonra seslerini, başlıyorlar eşlik etmeye. Durmuyor “Sazlıkda Kamışlar”, duyunca güzelim Türküleri, koşuyorlar Kaval olup, Flüt olup, Ney olup eşlik etmeye, Ceviz ağacı bile göderiyor birkaç Zurna yapıp. Sonra Davullar geliyor gümbür gümbür katmak için coşkularını… Türküleri dinleyen her Enstrüman can atıyor katılmaya ve birşeyler katmaya… Sonra yaban Êllerden de duyuluyor Türkülerin ünleri, onlarda çok seviyorlar ve Senfoniler, Orkestralar gönderiyorlar eşlik etsinler diye. Sonra Türkü dostu Üstadlar da katıyorlar kendi Sevgilerini, Sevdalarını ve Aşklarını… Şımarmıyor Türküler, şimdi daha nazlı, daha şirin, daha içten, daha samimi, daha duygulu, sevdikçe şımarmak yerine daha çok olgunlaşıyor ve güzelleşiyorlar. Birde mezheplere, dinlere, ideoloji veya siyasete alet edilmeseler... Türküler feryat, figan, sitem, ah da etseler, hasret, elem, keder, acı da çekseler, hüzün, neşe, sevinç de taşısalar, özlerinde sade, saf ve temiz, yalansız, dürüstler, kalpleri yumuşatıyorlar. Her Sevenin, Sevdalının, Aşığın yolu bir gün mutlaka onlara uğruyor. Bir Sevgilim yok, bir Sevdam yok, bir Aşkım yok ama yinede onlara her zaman misafir oluyorum. Bilmiyorum onları dinlerken duygularımın yoğunlaşmasının nedenini. Bilmiyorum neden hep içli ve duygulu Türküleri dinlememin sebebini. Bilmiyorum, bir “Sevda Türküsü” dinlerken gözlerimin dolmasının sebebini, neden hüzünlendiğimi. Yok bir özlediğim beni seven, ayrı kaldığım. Yok bir hasretim, yol gözlediğim…Uzak duruyorum muhtemel Sevgilerden, Sevdalardan, Aşklardan… Yok bir sebebim, çokmu duygusalım, çokmu yaşadım, çokmu anlarım Sevdadan, Aşktan… Öyleyse bana ne onların ne çektiklerinden, neden alıp ortak ederler dertlerine beni bilmem… Vardır belki bir sebebi bilmediğim, yinede şikayetçi değilim onlardan, memnunum her zaman dinlemekten… Sevgiyi iyi bildiğimden, Sevdayı az anladığımdan, Aşkı hiç bilmediğimden, hiç tatmadığımdan Aşkı soruyorum onlara. “Dinle” diyorlar ve severek açıyorlar içlerini bana, anlatıyorlar hikayelerini. Hepsinin hikayesi farklı ama ortak noktaları “Sevgili”leri (Yâr’leri). .../..
Önce onlara yeniden hayat verip, kendilerinden de birşeyler katarak dile getiren Üstadlara saygı ile dinliyorum, dertlerine ortak oluyorum, onlarla seviniyor, onlarla gülüp ağlıyorum, onlarla hüzünlenip üzülüyorum, onlarla feryat figan ediyorum. Bazan da onların “Duygu Seli”ne kapılıp onların Dünyasında diyar diyar dolaşıyor ve; Karacaoğlan’a rastlıyorum her yerde. Genç, bıyıkları yeni terleyen, yağız, yakışıklı, candan, sevimli ve oldukça çapkın bir delikanlı. Gördüğü her Güzele muhtemelen kendi eliyle yaptığı zarif saz’ıyla başlıyor methiyeler dizmeye, övgüler yağdırmaya… Seviyor, sevdalanıyor… Sonra başka Güzellere rastlıyor, onları da seviyor, onlara da sevdalanıyor… Çapkınlığına yoruyorum! “Hayır, Aşkı arıyorum!, “ diyor.. Dolaşıyorum onunla nere rastgelirse, öğrenmeye çalışıyorum biraz Sevgiyi, birazda Sevdayı, eh birazda çapkınlığı… Bazan “Küçüksün Güzel” diyorum, bazan da görmek istiyorum “Ayvayı, Narı”… “Uzun İnce bir yolda” rastlıyorum Aşık Veysel’e. Yol üzerindeki Çiğdem, Lale, Nergiz, Sümbül ve Mor Menekşe’leri gördükçe durup onları incitmeden seviyoruz birlikte. Övgüleri o yapıyor. Lale nadiren, fakat Çiğdem, Nergiz, Sümbül ve, ya bir çalı, yada bir taş dibinde saklanan minik Mor Menekşe’lerin bizim êllerde o güzel renkleri, zerafetleri, kokuları, utangaç, boyunları bükük mahçup güzellikleriyle her yerde öbek öbek saf tutarak baharı saygıyla selamlamalarını, helede Sümbülün o ince zarifliğini, daha uzaklardan gelen o muhteşem kokusuyla baharı müjdeleyişini hatırlayınca, özür diliyorum onlardan, demet demet koparıp topladığım için… Ve diğerlerinden…Gelincik, Pampal, Yogurt çiçekleri ve tüm Kır çiçeklerinden… Yola devam ediyoruz. “Yaşamla Ölüm” arasındaki o ince çizgiden öğütler veriyor bana, Yaşamayı sevmek kadar ölümün doğallığını, korkmamayı da öğreniyorum ondan. Dökmüyor dertlerini derin dereye, korkmuyor yaralarının Yüz olmasından, Gün gelip teninin toprağa karışıp toz olup gitmesinden, korkuyor tek bir şeyden, Yârinin yoz olup gitmesinden, çünkü kaygılı irakiplerinden… Sevgilerini, Sevdalarını, Aşklarını, Sevaplarını, Günahlarını alarak yürüyor dimdik, Tutmuyorum kollarından, biliyorum çok iyi görüyor “Menzili” benden… Öpüyorum ellerini bu bilge İhtiyarın, uğurluyorum saygıyla o “Uzuun İnce Yol”una. O yürüdükçe, “Ulu bir Çınar” gibi büyüyor gözlerimde… Dağlarda Ferhat’a kolay gelsin diyorum. Yardım istemiyor, durmuyor, dinlenmiyor, yorulmuyor… Biliyorum ölünce bile ayıracak bir “Kara Çalı” onu sevdiğinden, soruyorum; “Bu azim, bu güç, bu sabır neden?” diye “Anlarsın kendi Şirin’ini bulduğunda” diyor.Durup seyrediyorum… Öğreniyorum biraz “Dağ delmeyi” biraz da “Taş oymayı” belki bir gün gerekirse diye. Çöllerde Mecnun’a su veriyorum. İçmiyor… O, yaklaştıkça uzaklaşan Leyla’sının Hayâli peşinde. Biliyorum Leyla’nın sanıldığı kadar da güzel olmadığını ve soruyorum; “Neden görmezsin başka bir Güzel, İllaki Leyla? diye “Anlarsın, bakabilirsen benim gözlerimle!.” diyor. İlerliyoruz çöl kumlarında bata çıka, düşe kalka, yaklaşıyoruz, tam tutacak Leyla’sının ellerini.. Kayboluyor!.. El sallıyor bir sonraki kum tepesinden. Yürüyoruz yine bata çıka, düşe kalka ulaşmak için... Tanıyorum Çölleri de biraz… Geçmem gerekirse diye! Yollar aşarken rastlıyorum Kerem’e. Soruyor Sazıyla kendi usulünce, “Aslı’yı gördümmü?” diye… Biliyorum kaçırıyor babası Aslı’yı diyar diyar; “Bak! Daha güzelleri var! “ diyorum. “Var da, Yok Aslı gibisi, Anlarsın, Yanarsan sende Aşk’ın Od’una!” diyor. “Yoldaşlık edelim!” diyorum, “Acelem var, belli sende birilerini arıyorsun!” diyor. Yinede düşüyorum peşine. durmuyor bir yerlerde, yatmıyor Hanlarda, içmiyor Pınarlardan, bakmıyor başka Güzellere, soruyor önüne gelene; “Aslı’yı gördünüzmü?” diye… Öğreniyorum Ondan da yolları... Aşmam gerekirse diye… Rastlıyorum, Pir Sultan’a, gün akşam olurken, Duymustum ününü, yolda gelirken, Derdi, Meramı neydi iyi bilirken, Geç kalıyorum o bir dost ararken. Ne ararsın buralarda ey yolcu kişi, Sanarsın kimsenin seninle hiç olmaz işi, Kaybetmiş, bulamaz olmussun bir şeyi, Gün gelir düzelir Dünyanın pergeri, işi. Iki elin kalkmaz olmuş dizinden, Ağlayıp durursun kan yaş gözünden, Üzülme değildir çektiğin çileler, Ne Amel’inden ne de Özünden. Ya Sema'ya çıkmış, göğe dalmışsın, Ya Ummana dalmış, balık olmuşsun, Tükenmiş Azığın, bitap düşmüşsun, Düzlükte yol bulamaz, naçar kalmışsın. . Kendi efkarınla yazıp durursun, Şu Alem'de her yeri gezip durursun, Geldim bak işte “Gün Akşam” olmadan, Sen hep bir Dost diye sorup durursun. Necati Avan Buruk bir tebessüm beliriyor yüzünde, kızmıyor bana, “Yenilerden herhalde” diye mırıldanıyor… Oturup, azığımdan yiyoruz gün batarken. Soruyorum; “Niye bunca çile bir Dost ararken?” “Anlarsın, sende yalnız kalırsan” diyor ve; “Sahi Oğul, Sen ne ararsın buralarda? “ diye soruyor. “Dostları!” diyorum… Işıldıyor Akşam ateşinde gözleri… Coşuyor.. O söylüyor, Ben dinliyorum Akşamları onu Türkülerde…. .../..
Neclâ EROL Hocanin okuduğu "Mendilimin yeşili!" Isimli İstânbul türküsü için bu yorumu yazmiştim ama kizim sana geldi! Kusura bakma! Sâbâ mâkâmında muhteşem bir türküdür! Merhume muhteşem okurdu! Çocukluk ve gençlik yıllârımâ döndüm! Ruhu şâd, mekânı cennet, mâkâmi âli olsun! Şimdi bir soru soruyorum! Pâylâşımlarda telif hâkkı nedeni ile engelleme koyânlar; bu eserlerin bestekârlârına-yâkânlârına acaba telif ücreti odüyorlarmi
Şair ne de güzel söylemiş “Ah Bu Şarkıların Gözü Kör olsun” diye. İnsan yılları eskittikçe bunu daha iyi anlıyor. Bir de saat ilerleyip gece olduğunda Eski sevdalar, ayrılıklar, özlemler Kimimiz Kadir’i düşünüyor kimimiz Kader’i Eee dedim ya sen Kadirinle evlenme hesapları yapıyorsun Son sözü yine kaderin söylüyor Sana yine bir avuç kanlı gözyaşı Bir kaşık da acılı KEŞKE-ler kalıyor 60’ında bir adamın, 20’lik bir kızla evlenmesi uygun olmaz ama Aynı adam, yirmi yaşında, bir kız sever Başlık parasına verir kızın babası, kızı başka birine Küser adam hayata, göçer başka bir şehire Geçer aradan bir yarım yüzyıl Adama sorsan halen ‘dün’ gibi tazedir sevdası yüreğinde Zihninde halen cananın yirmi yaşındaki cemali vardır Aşığın sevdası büyür de bir türlü büyümez sevdalısı Sevgili, her zaman sevildiği yaştadır. Her yürekte vardır bir ayrılık tohumu Kimimiz kokusuna doyamadığı evladını Kimimiz de kaybettiği anasını, babasını, gardaşını düşünür durur Onunla ya da onsuz bir şekilde yaşlandığını hissediyorsun. Bu defa da gençliğin, çocukluğun özlemi sarıyor zihnini Misket, saklambaç, yakan top derken bugünlerde bulamadığın bir bayramda buluyorsun kendini. Henüz aranızdan ayrılmamış sevdiklerinin ellerini öpüyorsun birer birer Ve sen, bir şarkı süresince tüm bunları düşünürken Ölüme bir adım daha fazla yaklaşıyorsun. İster Kerem’in Aslı’sı ol istersen Leyla’nın Mecnun’u İster fakirhanende bir lokma ümitle doyur kendini İster lükshanende viskiyle doldur kadehini Aynı şarkıları dinliyor ayrı acılarla hayatı tüketip duruyoruz. Dünya’nın bir enleminde sen bir boylamında ben Sen yapmadığın bir şeyden hayıflanıyor Bense yaptığım bir şeyden pişmanlık duyuyorum. Kiminin anlatacak bir hikayesi vardı Kiminin de benim gibi yazacak. GİRDAP Masum bir sevdanın Zulme karşı dik durmanın Başka bahara ertelenen bir aşkın adıdır. GİRDAP (Sevda Başka Bahara) “Erkin’in karşısına kahve falına bakan bir kadın çıkar. Bu kadın insanların avuç içine baktığında onların geçmişinden, fincana baktığında ise geleceklerinden haber verirdi. Genç adam sevdiği kızın ve arkadaşlarının ısrarlarına daha fazla dayanamayarak az önce içtiği kahve fincanını ters çevirerek bu falcı kadının gizem dolu ellerine uzatır ve merakla falcının anlatacaklarını dinleme başlar. Biranda her şey ters yüz olmuştur. Bu dakikadan sonra Erkin’in hayata sıkı sıkıya tutunmaktan başka çaresi kalmamıştır. Yüreğine vicdan aynasını da alarak girdaplarla dolu bir sevda yolculuğuna çıkar.” “Girdap Sevda Başka Bahara- MURAT SİNMEZ” isimli romanımı dilerseniz internet satış sitelerinden dilerseniz de bana ulaşarak imzalı bir şekilde temin edebilirsiniz.
Sözleri Pir Sultan Abdal’a, müziği ise canım hocam İhsan Öztürk’e ait bu kıymetli eseri Elapro Sahne’de okuduğum için çok mutluyum. Eseri okumama izin veren İhsan hocama, bana eşlik eden Emin Sancak’a, çekimi yapan, sesi ve görüntüyü son haline getiren, yayına sunan emekçi Elapro ailesine ve vakit ayırıp izleyen, dinleyen herkese sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Beğeni ve yorumlarınızla destek olabilirsiniz😊 Sevgiler❤️
Destek olmak bizim işimiz..koş sevim koş yeni türküsü geldi görkem aygünün..😉
Bu sesten, dimâğımıza asil bir hakîkat akıyor. 🙏
@@oladularbizemeyhurdemisler6584 Hakikati gören güzel gözlere selam olsun canlar, var olun, daim olun🙏❤️
Görkem hanım Tekrar söylenmesini istek olarak istemiştim 2 ay önce yeniden seslendirdiğiniz için sonsuz teşekkürler 🙏🙏🙏❤️❤️❤️ 🌹🌹🌹
@@ugurkara5819 Ben teşekkür ederim selamlar sevgiler ☺️
Bu güzel türküleri bizlere sunan emekçi sanatçılarımıza teşekkür ederim. Görkem hanım eşinizle berhudar olun. Selam ve sevgiler
Koca Haydar Pirim Sultanim senin gibiler bir daha dogmaz!!! Karhramanim!!!!
Kızım sana helâl olsun! Yüreğimizi dağladın; ciğerimizi pâreledin! Bir dâ'vet ile sitemlerimizide dile getirdin! Ağzınâ, yüreğine, hânçerene sâğlık! Hem izliyor hemde yazıyorum!
Bu eser kime âittir? İsmâil UÇÂK!
Yıllârcâ pop müziğini önümüze servis ettiler! Türk hâlk ve Türk sanat müziği için çok mücâdeleler verdik!
Her müzik güzeldir ama thm başka
Gençlerimizin hâlk müziğine gönül vermeleri umut verici!
*_”Gönlü güzele denk düşesin çiçeğim, koparıldığına değsin..”_* 🍂
Çok güzel bir söz. Acaba kime ait. Bilmek isterdim. Selam ve saygılar.
Vallahi bu söze bayıldım.Gönlü güzel olmayana, hovardaya düşen ne ölüdür ne yaşar.
AMİN DİYELIM BUNE GÜZEL BİR DUADIR BÖYLE SENİN İÇİN DE GÜZEL OLSUN 2 CİHANIN AMİN İNŞAALLAH
❤
Bu nasıl bir sözdür hayran kaldım
Yanilirmiyim bilmem ama türk û dinleyenler in kalbi sırrı sevdası yiğitliği kişiliği saglam dir. Turk û yiğitlerin ruh dilidir . Dinlendiği yerdir
Hey koca sah haydar pirim pir sultan abdal su naiflige su sözlere bak ruhun şad ola...
Devri daim olsun🙏
Kuranıkerim sesi, ezan, yağmur sesi, Anamın sevkatı, bebek kokusu, toprak kokusu ve Türküler, bana hayatta daima huzur ve dinginlik veren beni daha iyi hissettiren şeylerdir.🥰
Kızım âvâzınâ sâğlık!
Türküyü tamamlamış sazla sesle yüzle❤herkesten dinleyemiyorum bu türküleri
Allah Sıvaslıya dert vermiş. Derdini dile getirsin diye ozanlar göndermiş.
Sonra da Sivaslı o ozanları diri diri yakmış. Hikayenin devamını da anlatın.
Ruhum için bu sesten daha güzel bir ilaç ve hediye yoktur. Teşekkürler Görkem hanım
Sevgili Görkem AYGÜN, Yunus Emre' nin "Ey aşk Eri" adlı parçası sizin sesinizle dile gelse, yürekte kor olur sözlerin yanar.
...
Gönül Hak arzular canım hay hay da...
Toprağım üstüme kürelendi, gel...
Sözler efsane, yorum efsane. Aşkolsun...
Çok teşekkürler 🙏
Bu Muhteşem sesi dinlememize vesile olan başta Elapro sahne olmak üzere kimler var ise hepiniz var olun yolunuz ve bahtınız her daim açık olsun inşallah Görkem Hanım sesinize, sazınıza, Yüreğinize sağlık
♥️
Çok teşekkürler ☺️ 🙏🙏🙏
ALLÂHIMXI Çokxı Seviyorumx Kurbânım Sultânım Âşkilexı ALLÂHIMXI Çokxı Seviyorumx Kurbânım Sultânım Âşkilexı
Saz ve yorum süper ...sesin çok duru ve akıcı helal olsun ...
Çok güzel bir ses helal olsun. Alırım bi kalp bendeki kırıla kırıla yok oldu
😕Çok teşekkür ederim
Belkıs Akkale yi dinliyorum zannettim bir an , güzel ses güzel yorum başarılar diliyorum.
Çok sevdiğin bir sanatçı, teşekkür ederim☺️
Katılıyorum görkem hanım çok içten bir yorumunuz var başarılarınızın devamını dilerim...
@@ugurasan6447 Çok teşekkür ederim🙏
@ çok hoş bir sesiniz var saatlerce dinliyorum.
Özellikle kime kin ettinde giydin Alları parçasıyla tanıdım sizi ve saatlerce başa sarıp sarıp dinlerim...
Ve diğer şarkıları yorumlamanıza da hayranım...
Başarılar türkülerin devamını sabırsızlıkla bekliyorum....
Türkü dinleyen ve söyleyen tüm herkese selâmlar olsun....🙏🙏🙏🙏🙏
@@ugurasan6447 Çok mutlu oldum, selamlar sevgiler🙏
Toprağım üzerime kürelendi gel. Yüreklere dokunan bir ses ve yorum. Ne hoş ne candan. Selamlar
Çok teşekkür ederim türküler öyle güzel ki bize sadece hissedip yorumlamak kalıyor🙏
Görkem Aygün'ün sesine sazına doyulmaz.. Yine fevkalade yorumlamış.. Teşekkürler Elapro Sahne..
❤️❤️❤️
Gözəl türküdü. Gözəl səs. Ağzına sağlığ.Dəli dülü boş mənasız anlamsız şarkılar oxuyanlar gözlərinə su versinlər. Əsil cani dildən oxuyan sənətkar belə ilar
Marağınıza görə sağ olun. Təşəkkür edirəm❤️☺️
Cox gözel ifade elemişşiniz var olun Ela hanım
👍Türküler asaletimiz ,özümüz🙏
👍Türküler yürek sızımız,sılamız🙏
👍Türküler ,gam ,keder,hicranımız🙏
👍Türküler, sazımız,sözümüz🙏
👍Türküler ,dünümüz,bu günümüz
Yarınlarımız🙏
👍Türküler gözyaşımız,manimiz,ağıdımız🙏
👍Türküler soy ağacımız ekmeğimiz
Aşımız,nefesimiz🙏
👍Türküler cemimiz,cemaatimiz
Tarihsel seceremiz🙏
👍Emeği geçenlere selam olsun
Aşk-ı niyazlarımla👍💓🥀
Ali Cemal AĞIRMAN
🙏🙏🙏
Benim Doğduğum yörenin Türküsü Yıldızeli Kavakdereköyü pir Sultanda Yıldızelinin Banaz köyünden.
USTA ihsan ÖZTÜRK, çırak Görkem AYGÜN ve yol arkadaşı da Emin Sancak olunca yol da kolay hal de... Her ses bunu beceremiyor, her gönül de öyle... Sevgili kardeşim, avazına keder değmesin. İnsanda bütün iyiyi tanımlayan bir ırmak akışı senden gelen ses yansıyan. İyi ki varsın kardeşim.. Sevgili hocamın da yol arkadaşın Emin dosta ve elbette Pir Sultan Abdal'a selam olsun...
Var ol Hasan ağabey, çok teşekkürler 🙏💕
Dilin bülbül olsun güzel insan 🌸🙏
Çok teşekkür ederim güzel can🙏🙏🙏
Görkem Aygün hayranı olarak başarılarının devamını dilerim harika sanatı ve yorumları muhteşem ötesi
Çok teşekkür ederim sevgiler☺️🙏
Tek kelimeyle mükemmel emeğinize sağlık Teşekkürler Görkem Aygün Teşekkürler Elapro Sahne
Çok teşekkürler 🙏
Kızım iznin ile bu türküyü kendi ârşivime ses ve video kaydi olarak alıyorum! Yolun açık olsun!
Eski TRT kayıtları gibi olmuş.Arşive al ve sakla.Çok güzel ya...👏👏
Çok teşekkür ederim ne mutlu bize🙏☺️
çok güzel yorumu ve alçakgönüllülüğüyle türkülerimize yeni ses yolun açık olsun saygılarımla
Çok teşekkür ederim ☺️🙏🙏
Keşke bu guzel türküyü böyle içten söylendiğini pirsultan abdal da duysaydi..
Ne büyük onur olurdu🙏Çok teşekkür ederim
Kesinlikle 👍
Büyük usta İhsan hocamız. Sesinize, emeğinize sağlık ....
Çok teşekkürler 🙏
Ağzına yüreğine sağlık sıradaki türküyü sabırsızlıkla bekliyoruz.
Çok teşekkür ederim ☺️
Sesine, yüreğine sağlık güzel kardeşim!.. Sana ve ezgiye Büyük Usta İhsan ÖZTÜRK'ün elinin değdiği nasıl da belli.. Hocama sevgi ve saygılar.. Yolun açık olsun kardeşim!..
Çok teşekkür ederim Mehmet ağabey❤️🙏
Görkem Aygün süpersin..Güzel sesin türkülere yansımış..Sesin çok güzel..İçten ve duygu dolu bir ses..Bu yola devam et...başarılar..
Çok teşekkür ederim ☺️
Ağzınıza dilinize yüreğinize sağlık Rabbim gönlümüze göre versin İnşallah 🌹💕☕
Mükemmel ses mükemmel yorum bu akşam yine görkem kardeşimin türküleriyle göz yaşlarım süzülüyor
🙏🙏🙏Çok teşekkürler
@ Rica ederim asıl ben teşekkür ederim güzel sesinizle bizi mest ettiğiniz için
Supersin köylum Yuregine agzına saglık selamlar
Çok teşekkür ederim sevgiler
Yüreğinize sağlık.
Çok teşekkürler Hamide hanım.
Türk türkü dinler. Türküler ruhun gıdasıdır.
Günler gelip geçiyor, yine sığınıyorum Türkülere o iflah olmaz yalnızlıklarımda. Bilmiyorum yine neden böylesine duygulandığımı, dinlerken bazı Türküleri neden gözlerimin dolduğunu, yok bir sebebi halbuki!. Henüz tanımadığım, karşılaşmadığım Sevgilimi düşünüyorum belkide… Belki hiç var olmadı, belkide hiç var olmayacak diye… Belkide maziden hayâl meyal hatırladığım bir Sevgilinin tutuyorum yasını, belkide beni çok seven birinin öldükten sonra bile takılıyorum engeline…
Bakıyorum gördüğüm gözlere çok kısa bir an, Çıkarmı acaba karşıma O her an….
Baktığım her göz karanlık bir boşluk,
Olsaydı O, yanardı güzel bir ışık,
Dolardı gönlüme hemen aydınlık,
Olurdu gönlümde seyri bayramlık.
Kaymıyor Gönlüm hiçbir Güzele,
Döküldü yaprağım döndü Gazele,
Kurudu bedenim kırıldı kollarımm,
Minnetim yok ne Yaşama nede Ecele…
Necati Avan
Anlıyorlar beni yine alıyorlar aralarına, onlar anlatıyorlar ben sahipleniyorum dertlerini. Herbiri yine buruk, mahsun, hüzünlü, gamlı, kaygılı!..Biri içli,hisli, duygulu, biri acılı, kaybetmiş yada ayrılmış Sevdiğinden, biri kaygılı İrakiplerinden, biri yol gözlüyor ümitle veya ümitsiz, biri bir haber bekliyor, biri bilmiyor Sevdiği nerde ne halde, biri istemiyor Dünya malını Dostundan başka, biri coşuyor geliyor Aşka, biri ağlıyor gidenlerin ardından, biri sökmüyor taşları bağrından, biri sitemde, gelmedin diye, biri soruyor Sensiz yaşamak niye, biri yaralanmış Yârin bir tek sözünden, biri ağlıyor kan yaş gözünden, birileri, neşeli, şen şakrak, mutlu, zaten yoklar aramızda, Biri bahsediyor babasının sekiz köşe kasketinden, ben hatırlıyorum dedemi, birkaç damla yaş gözlerimden…
Bazıları Seviyor; Derdini anlatamamış, daha baştan ümitsiz, gönlüne söz geçirmeye çalışıyor. Bazıları hüzünlü, üzülüyor, küsüyor, sitem ediyor, hasret çekiyor, kıskanıyor, bencillik ediyor, şikayet ediyor, ah ediyor, feryat figan ediyor, bazıları da nadiren de olsa neşeli, sevinçli, sevdiğine kavuşmuş, mutlu..
Bazıları Sevdalanmış; Azimli, tutkulu, arzulu, hırslı, acı çekiyorlar, seyyah olup geziyorlar, Sevdalarını arıyorlar heryerde, bazanda kararıyor Sevdaları, görmüyor gözleri, olsalar bile hep yanlarında…
Bazıları Aşık olmuş; Asil, erdemli, mütevazi, anlayışlı, hoşgörülü, daha yumuşak kalpli, Onların Sevgilileri (Yârleri) olağanüstü güzeller ve mükemmeller, hiç bir kusurları yok, içleride iyilik, güzellik dolu. Onlarda Sevgililerine saygılılar, övüyorlar, onurlandırıyorlar, yüceltiyorlar. Kendileri de onurlanıp yüceliyor, saygı görüyorlar, çünkü Sevgilinin bütün güzellikleri onlara yansıyor, bu yansımalarla dolup taşarak, kendileri de güzel meziyetlerle çevrelerine yansıtıyorlar.
Dinlemekle kalmıyor, katılıyorum da onlara çoğu zaman, eşlik ediyor, paylaşıyorum duygularını daha derinden;
Bazılarından öğreniyorum; Sevginin o kadar da masum ve sevimli olmadığını, müşkülpesent, karşılık görmediğinde biçare ve zayıf kaldığını, veya direnerek, kine, nefrete dönüştüğünü…
Bazılarından öğreniyorum Sevdayı; Onunda temelinde yatıyor Sevginin tüm özellikleri, daha olgun, daha katı, illaki kendi haklı çünkü hem seviyor hem sevdalı, mutlaka karşılık bulmalı…
Bazılarından öğreniyorum Aşkı; Hayran kalıp eğiliyorum saygıyla önlerinde. Aşk yalnızca “Kalp ile, Göz ile” sevmiyor, seviyor bütün ruhu ve benliğiyle. Darılmıyor, gücenmiyor, hep hoş görüyor, Sevdiğinde hata, kusur aramıyor, olsa dahi hatadan, kusurdan saymıyor. Aşk acı çekmiyor, çektirmiyorda sanıldığı gibi… Acı çeksede bedeni, hiç duymuyor ruhu, hep "Ben" demiyor düşünüyor da O’nu…
Necati AVAN
Sevgili'ye Uzun bir Mektup
O, BEN VE HAYÂLİ
… Birde Hatice!
(2007)
Mühendislik harikası dedikleri bu olsa gerek..yureginize sağlık..
Güzel ötesi... dinlenesi bir icra olmuş.. elleriniz dert görmesin.. yüreğinize sağlık duygularınıza bereket 👍👏🏼👏🏼
Sesi ile duygularımıza tercüman olan ablam Rabbim untandirmasin seni inşallah ❤️
Çok teşekkür ederim☺️
Sesinize sazınıza yüreğinize sağlık yine çok beğenerek dinliyorum. Pir Sultanlar, Akarsular, Gültekinler ve nice Canlar her zaman olacak bu vatanda.
Çok teşekkürler 🙏
Etme ahuzar gönül etme
Zaten pare oldu yürek sönmez
Geçti bahar döküldü yaprak bedende
Daha görkeme varmadı ağrısı bitmez
H.Aktuy
🙏yüreğine sağlık
Tüm emeklerinize teşekkür ederiz kardeşim. Daha nice eserler bekliyoruz sizden.
Çok güzel olmuş. Çalan, söyleyen , kaydeden herkese teşekkürler.
Çok teşekkür ederiz🙏
Ne kadar temiz ve duygulu çalmış söylemişsiniz. Tebrik ederim.
Çok teşekkürler ❤️🌸
Teşekkürler Görkem. diline, sazına sağlık.
Agzına yüregıne sağlık can ⚘🐦⚘🐦⚘🐦
Sesinize yüreğinize sağlık harikasınız keyifle dinledim 🕊🌿🙏🎶
Çok teşekkür ederim ☺️
Çok güzel elinize emeğinize sağlık olsun söyleyende güzel Türkü de güzel devam et bacım Allaha emanet olun
Çok teşekkürler
Ağzına, diline, yüreğine sağlık sevgili Görkem’cim 👏🏻👏🏻👏🏻🧿🍀
ne kadar😥 güzel 💯söylüyorsun😥😥😥😥😥😥😥😥
Her sizi dinlediğimde gözümün yaşı durmuyor sizi zevkle dinliyorum 👍👏💞💜🤗😘♥️🐞🇹🇷🇹🇷💙🌹👐👐 yüreğinize sağlık
Çok teşekkür ederim ❤️
Bu tarz sanatçılarımızın ve bu türkülerimizin değeri bilinmelidir. Ağzına yüreğine sazınıza sağlık değerli insanlar....
Çok teşekkür ederim ☺️🙏
Ama sizden ricam bu tarzınızı ve bu tarzdaki türkülerinizi bozmayın. İnsanlar türkü dinlerken onlardan bi parça kendilerini bulurlar ve buldukça da daha çok severler. VE SON OLARAK ŞU PARÇAYI Bİ GÜN OLSUN SESLENDİRİN VE BİZDE DİNLEYELİM LÜTFEN SİZE YAKIŞACAĞINI BİLİYORUM:" BENİM NELER ÇEKTİĞİMİ KİM BİLİR" bağlama çalan ve türkü söylen, türkü hastası biri olarak bunun sizin sesinize çok iyi oturacağını biliyorum.Yolun açık olsn Bacı...
Bazı yaralar vardır kurcalarsan da kanar kurcalamasan da...
👍Türküler sazımız,sözümüz💖
👍Türküler asaletimiz özümüz💖
👍Türküler dünyamız sılamız yürek sızımız💖
👍Türküler yaralı sol yanımız nefesimiz💖
💖Aşkımız sevdamız💖 👍💓🥀kültürümüz,cemimiz cemaatimiz şanımız ayrılığımız köşesi yanık mazilerimiz memleket özlemimiz hasretimiz emeğimiz ekmeğimiz suyumuz onurumuz bitmeyen menzilimiz yolumuz ilim erkanımız ibadetimiz inancımız💖🥀💓
😭Türküler madımaklarda yanmak
demek😭
😭Türküler pir sultan abdallar ,denizler😭 gibi darağacına gitmektir😭
😭Hiç dinmeyen gözyaşı ağıttır😭
👍Emeği geçen herkese selam olsun🙏
👍Aşk-ı niyazlarımla🙏💓🥀
🙏Ali Cemal AĞIRMAN💞🙏
Bir Türkü Bu kadar mi güzel Okunur
🙏🙏teşekkür ederim
Sesinize, yüreğinize, emeğinize sağlık. Uzaklara götürüyor geçmişime şehit olan kuzenime götürdü beni. ''TOPRAĞIM ÜSTÜME KÜRELENDİ GEL''
Çok teşekkürler 😞 Onun ruhuna gitsin
Çok güzel emeğinize yüreğinize sağlık 👋👍👏
Çok teşekkürler ☺️
Ağziniza dilinize sağlik bir eser ancak bukadar güzel okunabilirdi.Tek kelimeyle muhteşemsiniz GÖRKEM AYGÜN ❤❤❤❤❤seviyorum sizi @Hemşehrim@ varolasiniz
Hiç gitmeyecekmiş gibi sevip hiç sevmemiş gibi gidenlereeee
😔😔😔😔
Tebrikler Görkem hanım. Çok güzel icra etmişsiniz. Ağzınıza sağlık. 👏👏👏
❤️❤️❤️çok teşekkürler
İşim gereği hep yollardayım, ordan oraya, bir noktadan diğerine geç kalmamak için zamanla yarışıyorum. Aman Rally’ciler görmesinler, kıskanırlar diye düşünüyorum bazan. Yollarda kendimle başbaşayım ama yalnız değilim.
Yüzyıllar öncesinden Anadolu’nun bağrından bir bebek masumiyetinde doğan, büyüyen, büyüdükçe genç bir kız gibi serpilen, güzelleşen, güzellikleri dilden dile dolaşan, yıllar geçtikçe yaşlanmak yerine gençleşen, duygulu gönüllerin atelyelerinde nakış nakış işlenip, gelin gibi süslenen, güzelliklerine daha başka güzellikler de katılan, Sevgi’yi, Sevda’yı, Aşk’ı Yâr’e (Sevgili’ye) bazan sitemle, bazan hüzünle, bazan yakarışla, bazan küserek, bazanda coşkuyla, neş’e ve sevinçle, en güzel anlatmaya çalışan Türküler benimle!.
Henüz çocukken “İlk Aşkım” oldu Türküler, Pir Sultan Abdal’ın “Deyiş”lerinin Türkülerde hayat bulması, Karacaoğlan’nın daha o dönemlerde Güzelliklere olan tutkularını açık yüreklilikle, cesurca, birazda çapkınvari Türkülerde dile getirmesi, Aşık Veysel’in görmeyen gözleri ile görenlerden daha iyi görerek Sevgiyi, Sevdayı, Aşkı ve diğer Güzellikleri perdesiz Saz’ından çıkardığı bambaşka ve olağanüstü nağmelerle süsleyerek, Lale, Çiğdem, Nergiz Sümbülü bile renkleri, tüm özellikleri ve güzellikleri ile daha iyi tarif ederek Tükülerde dile getirmesi beni çok etkilemişti.
Türküleri sevip dinler, sevdalanıp söyler, aşık olup anlar olmuştum…
Yıllardır bıkmadan usanmadan diyar diyar, dilden dile dolaşıyorlar, gönüllerde taht kurup, diğer gönüllere köprü olmaya çalışıyor, her gönülde Sevgileri, Sevdaları,Aşkları acısıyla, tatlısıyla, tekrar tekrar yaşıyorlar. Gönüllerde dolup taşan ve günlerce, aylarca anlatmakla bitmeyecek Sevgi, Sevda ve Aşka dönüşmüş duyguları birkaç beyit ile özetleyerek Sevgiliye anlatmak için yarışıyorlar. Doğdukları günden itibaren nice Sevgilere, Sevdalara, Aşklara tanıklık ediyorlar, elçilik yapıyorlar.
Misafir oldukları gönüller de onları baş tacı ediyorlar, saygı duyuyorlar, en iyi şekilde ağırlamak için onlar da birbirleriyle yarışıyorlar. Özlerine dokunmadan kendilerindende birşeyler katarak, kendi sazları, sözleri ve duyguları ile tekrar yoğurarak, kendi tarzları, üslupları ile tekrar yorumluyorlar ve Sevgiliye seslerini duyurmaya, duygularını anlatmaya çalışıyorlar.
Sonra, Türkülerin bazan içli, bazan duygulu, samimi ve gönülden yorumlarını, tek bir sazın paylaşmasını kıskanıyor diğer sazlar, önce çoğaltıyorlar tellerini, sonra seslerini, başlıyorlar eşlik etmeye. Durmuyor “Sazlıkda Kamışlar”, duyunca güzelim Türküleri, koşuyorlar Kaval olup, Flüt olup, Ney olup eşlik etmeye, Ceviz ağacı bile göderiyor birkaç Zurna yapıp. Sonra Davullar geliyor gümbür gümbür katmak için coşkularını… Türküleri dinleyen her Enstrüman can atıyor katılmaya ve birşeyler katmaya… Sonra yaban Êllerden de duyuluyor Türkülerin ünleri, onlarda çok seviyorlar ve Senfoniler, Orkestralar gönderiyorlar eşlik etsinler diye. Sonra Türkü dostu Üstadlar da katıyorlar kendi Sevgilerini, Sevdalarını ve Aşklarını… Şımarmıyor Türküler, şimdi daha nazlı, daha şirin, daha içten, daha samimi, daha duygulu, sevdikçe şımarmak yerine daha çok olgunlaşıyor ve güzelleşiyorlar. Birde mezheplere, dinlere, ideoloji veya siyasete alet edilmeseler...
Türküler feryat, figan, sitem, ah da etseler, hasret, elem, keder, acı da çekseler, hüzün, neşe, sevinç de taşısalar, özlerinde sade, saf ve temiz, yalansız, dürüstler, kalpleri yumuşatıyorlar. Her Sevenin, Sevdalının, Aşığın yolu bir gün mutlaka onlara uğruyor.
Bir Sevgilim yok, bir Sevdam yok, bir Aşkım yok ama yinede onlara her zaman misafir oluyorum. Bilmiyorum onları dinlerken duygularımın yoğunlaşmasının nedenini. Bilmiyorum neden hep içli ve duygulu Türküleri dinlememin sebebini. Bilmiyorum, bir “Sevda Türküsü” dinlerken gözlerimin dolmasının sebebini, neden hüzünlendiğimi. Yok bir özlediğim beni seven, ayrı kaldığım. Yok bir hasretim, yol gözlediğim…Uzak duruyorum muhtemel Sevgilerden, Sevdalardan, Aşklardan… Yok bir sebebim, çokmu duygusalım, çokmu yaşadım, çokmu anlarım Sevdadan, Aşktan… Öyleyse bana ne onların ne çektiklerinden, neden alıp ortak ederler dertlerine beni bilmem… Vardır belki bir sebebi bilmediğim, yinede şikayetçi değilim onlardan, memnunum her zaman dinlemekten…
Sevgiyi iyi bildiğimden, Sevdayı az anladığımdan, Aşkı hiç bilmediğimden, hiç tatmadığımdan Aşkı soruyorum onlara. “Dinle” diyorlar ve severek açıyorlar içlerini bana, anlatıyorlar hikayelerini. Hepsinin hikayesi farklı ama ortak noktaları “Sevgili”leri (Yâr’leri).
.../..
Harikasınız yorumunuza emeğinize saglik 🌹🌹🌹🌹
❤️çok teşekkürler
Var mı böyle güzellik...İlaç, bildiğin ilaç...
Yüreginize sağlık canlar çok güzel bir çalışma olmuş teşekkürler
Çok teşekkürler ☺️
Ahhhh nasıl güzelsiniz. Elinize, dilinize ve o güzel yüreklerinize sağlık. 🙏
Yüreğine sağlık güzel kızım. Dinledikçe huzur buldum. İhsan Öztürk hocamıza da selam olsun.
Çok teşekkür ederim ağabey 🙏
Derdim çoktur hangisine yanayım..
Sizleri dinleyince türkü sever olarak umutlarım yeşeriyor ağzına sağlık
Çok teşekkür ederim🙏
Güzel ses güzel yorum güzel insan daha ne olsun yeğenim yolun açık olsun...
Önce onlara yeniden hayat verip, kendilerinden de birşeyler katarak dile getiren Üstadlara saygı ile dinliyorum, dertlerine ortak oluyorum, onlarla seviniyor, onlarla gülüp ağlıyorum, onlarla hüzünlenip üzülüyorum, onlarla feryat figan ediyorum. Bazan da onların “Duygu Seli”ne kapılıp onların Dünyasında diyar diyar dolaşıyor ve;
Karacaoğlan’a rastlıyorum her yerde. Genç, bıyıkları yeni terleyen, yağız, yakışıklı, candan, sevimli ve oldukça çapkın bir delikanlı. Gördüğü her Güzele muhtemelen kendi eliyle yaptığı zarif saz’ıyla başlıyor methiyeler dizmeye, övgüler yağdırmaya… Seviyor, sevdalanıyor… Sonra başka Güzellere rastlıyor, onları da seviyor, onlara da sevdalanıyor… Çapkınlığına yoruyorum! “Hayır, Aşkı arıyorum!, “ diyor..
Dolaşıyorum onunla nere rastgelirse, öğrenmeye çalışıyorum biraz Sevgiyi, birazda Sevdayı, eh birazda çapkınlığı… Bazan “Küçüksün Güzel” diyorum, bazan da görmek istiyorum “Ayvayı, Narı”…
“Uzun İnce bir yolda” rastlıyorum Aşık Veysel’e. Yol üzerindeki Çiğdem, Lale, Nergiz, Sümbül ve Mor Menekşe’leri gördükçe durup onları incitmeden seviyoruz birlikte. Övgüleri o yapıyor. Lale nadiren, fakat Çiğdem, Nergiz, Sümbül ve, ya bir çalı, yada bir taş dibinde saklanan minik Mor Menekşe’lerin bizim êllerde o güzel renkleri, zerafetleri, kokuları, utangaç, boyunları bükük mahçup güzellikleriyle her yerde öbek öbek saf tutarak baharı saygıyla selamlamalarını, helede Sümbülün o ince zarifliğini, daha uzaklardan gelen o muhteşem kokusuyla baharı müjdeleyişini hatırlayınca, özür diliyorum onlardan, demet demet koparıp topladığım için… Ve diğerlerinden…Gelincik, Pampal, Yogurt çiçekleri ve tüm Kır çiçeklerinden…
Yola devam ediyoruz. “Yaşamla Ölüm” arasındaki o ince çizgiden öğütler veriyor bana, Yaşamayı sevmek kadar ölümün doğallığını, korkmamayı da öğreniyorum ondan. Dökmüyor dertlerini derin dereye, korkmuyor yaralarının Yüz olmasından, Gün gelip teninin toprağa karışıp toz olup gitmesinden, korkuyor tek bir şeyden, Yârinin yoz olup gitmesinden, çünkü kaygılı irakiplerinden… Sevgilerini, Sevdalarını, Aşklarını, Sevaplarını, Günahlarını alarak yürüyor dimdik, Tutmuyorum kollarından, biliyorum çok iyi görüyor “Menzili” benden… Öpüyorum ellerini bu bilge İhtiyarın, uğurluyorum saygıyla o “Uzuun İnce Yol”una. O yürüdükçe, “Ulu bir Çınar” gibi büyüyor gözlerimde…
Dağlarda Ferhat’a kolay gelsin diyorum. Yardım istemiyor, durmuyor, dinlenmiyor, yorulmuyor… Biliyorum ölünce bile ayıracak bir “Kara Çalı” onu sevdiğinden, soruyorum; “Bu azim, bu güç, bu sabır neden?” diye “Anlarsın kendi Şirin’ini bulduğunda” diyor.Durup seyrediyorum… Öğreniyorum biraz “Dağ delmeyi” biraz da “Taş oymayı” belki bir gün gerekirse diye.
Çöllerde Mecnun’a su veriyorum. İçmiyor… O, yaklaştıkça uzaklaşan Leyla’sının Hayâli peşinde. Biliyorum Leyla’nın sanıldığı kadar da güzel olmadığını ve soruyorum; “Neden görmezsin başka bir Güzel, İllaki Leyla? diye “Anlarsın, bakabilirsen benim gözlerimle!.” diyor. İlerliyoruz çöl kumlarında bata çıka, düşe kalka, yaklaşıyoruz, tam tutacak Leyla’sının ellerini.. Kayboluyor!.. El sallıyor bir sonraki kum tepesinden. Yürüyoruz yine bata çıka, düşe kalka ulaşmak için... Tanıyorum Çölleri de biraz… Geçmem gerekirse diye!
Yollar aşarken rastlıyorum Kerem’e. Soruyor Sazıyla kendi usulünce, “Aslı’yı gördümmü?” diye… Biliyorum kaçırıyor babası Aslı’yı diyar diyar; “Bak! Daha güzelleri var! “ diyorum. “Var da, Yok Aslı gibisi, Anlarsın, Yanarsan sende Aşk’ın Od’una!” diyor.
“Yoldaşlık edelim!” diyorum, “Acelem var, belli sende birilerini arıyorsun!” diyor. Yinede düşüyorum peşine. durmuyor bir yerlerde, yatmıyor Hanlarda, içmiyor Pınarlardan, bakmıyor başka Güzellere, soruyor önüne gelene; “Aslı’yı gördünüzmü?” diye… Öğreniyorum Ondan da yolları... Aşmam gerekirse diye…
Rastlıyorum,
Pir Sultan’a, gün akşam olurken,
Duymustum ününü, yolda gelirken,
Derdi, Meramı neydi iyi bilirken,
Geç kalıyorum o bir dost ararken.
Ne ararsın buralarda ey yolcu kişi,
Sanarsın kimsenin seninle hiç olmaz işi,
Kaybetmiş, bulamaz olmussun bir şeyi,
Gün gelir düzelir Dünyanın pergeri, işi.
Iki elin kalkmaz olmuş dizinden,
Ağlayıp durursun kan yaş gözünden,
Üzülme değildir çektiğin çileler,
Ne Amel’inden ne de Özünden.
Ya Sema'ya çıkmış, göğe dalmışsın,
Ya Ummana dalmış, balık olmuşsun,
Tükenmiş Azığın, bitap düşmüşsun,
Düzlükte yol bulamaz, naçar kalmışsın.
.
Kendi efkarınla yazıp durursun,
Şu Alem'de her yeri gezip durursun,
Geldim bak işte “Gün Akşam” olmadan,
Sen hep bir Dost diye sorup durursun.
Necati Avan
Buruk bir tebessüm beliriyor yüzünde, kızmıyor bana, “Yenilerden herhalde” diye mırıldanıyor… Oturup, azığımdan yiyoruz gün batarken. Soruyorum; “Niye bunca çile bir Dost ararken?” “Anlarsın, sende yalnız kalırsan” diyor ve; “Sahi Oğul, Sen ne ararsın buralarda? “ diye soruyor. “Dostları!” diyorum… Işıldıyor Akşam ateşinde gözleri… Coşuyor.. O söylüyor, Ben dinliyorum Akşamları onu Türkülerde….
.../..
Maşallah. Ne kadar huzur verici bir ses.
Çok teşekkür ederim 🙏
İlk defa yüreğime dokunan şarkı dinledim desem
Çok teşekkürler ☺️
Şarkı deil TÜRKÜ
Harikasiniz güzel yürekler, yolunuz acik olsun insallahh..🙏🙏👏👏
Çok teşekkür ederim ❤️
YÜREĞİNİZE SAĞLIK CANLAR , VAROLUN.
Emeklerinize sağlık.....
ne kadar duygulu söylemişsin, yüreğine sağlık
Sesin muhteşem bayıldım çok teşekürler ağzınıza sağlık
Eline ve yüreğine sağlık çok güzel dile getiriyorsunuz. Başarılar
Çok teşekkür ederim ☺️
Agzina yüregine saglik can cok güzel yorumlamissin hocamizinda ellerine saglik
Çok teşekkür ederim ☺️
Neclâ EROL Hocanin okuduğu "Mendilimin yeşili!" Isimli İstânbul türküsü için bu yorumu yazmiştim ama kizim sana geldi! Kusura bakma!
Sâbâ mâkâmında muhteşem bir türküdür!
Merhume muhteşem okurdu!
Çocukluk ve gençlik yıllârımâ döndüm!
Ruhu şâd, mekânı cennet, mâkâmi âli olsun!
Şimdi bir soru soruyorum!
Pâylâşımlarda telif hâkkı nedeni ile engelleme koyânlar; bu eserlerin bestekârlârına-yâkânlârına acaba telif ücreti odüyorlarmi
Emeğinize sağlık
Ama SAİME CANTÜRK
BIR BAŞKA GÜZEL DİLE GETİRİYOR
HEPİNİZ İYİ Kİ VARSINIZ...
Çok teşekkürler ☺️
hem de severek peş peşe 20 kez dinledim ..dinlerim...çok özel bir ses...teşekkürler.🙋♀️🧿
Çok teşekkürler ❤
Ellerine sağlık iyiki varsınız .Başarının devamını dilerim
Ne güzelsiniz 🎶🍀🙏😍
❤️❤️❤️bakan gözler güzel
Muharrem dedemden sonra dinlediğim en iyi yorum 👏🏻
Çok teşekkür ederim 🙏🙏🙏
Yüreğine sağlık güzel insan müthiş bir türkü
Çok teşekkürler ☺️
Çok içten okumuşsunuz, yüreğinize sağlık.
Çok teşekkür ederim
Tek kelime mükemmelsiniz. 👍 🌹
Çok teşekkürler 🙏
Yüreğinize sağlık çok duygulu okuyorsunuz ❤
Çok teşekkür ederim❤️
💖 ÇOK GÜZEL OLMUŞ.EMEĞİNİZE SAĞLIK 💖
Çok teşekkürler ☺️
Şair ne de güzel söylemiş “Ah Bu Şarkıların Gözü Kör olsun” diye.
İnsan yılları eskittikçe bunu daha iyi anlıyor.
Bir de saat ilerleyip gece olduğunda
Eski sevdalar, ayrılıklar, özlemler
Kimimiz Kadir’i düşünüyor kimimiz Kader’i
Eee dedim ya sen Kadirinle evlenme hesapları yapıyorsun
Son sözü yine kaderin söylüyor
Sana yine bir avuç kanlı gözyaşı
Bir kaşık da acılı KEŞKE-ler kalıyor
60’ında bir adamın, 20’lik bir kızla evlenmesi uygun olmaz ama
Aynı adam, yirmi yaşında, bir kız sever
Başlık parasına verir kızın babası, kızı başka birine
Küser adam hayata, göçer başka bir şehire
Geçer aradan bir yarım yüzyıl
Adama sorsan halen ‘dün’ gibi tazedir sevdası yüreğinde
Zihninde halen cananın yirmi yaşındaki cemali vardır
Aşığın sevdası büyür de bir türlü büyümez sevdalısı
Sevgili, her zaman sevildiği yaştadır.
Her yürekte vardır bir ayrılık tohumu
Kimimiz kokusuna doyamadığı evladını
Kimimiz de kaybettiği anasını, babasını, gardaşını düşünür durur
Onunla ya da onsuz bir şekilde yaşlandığını hissediyorsun.
Bu defa da gençliğin, çocukluğun özlemi sarıyor zihnini
Misket, saklambaç, yakan top derken bugünlerde bulamadığın bir bayramda buluyorsun kendini.
Henüz aranızdan ayrılmamış sevdiklerinin ellerini öpüyorsun birer birer
Ve sen, bir şarkı süresince tüm bunları düşünürken
Ölüme bir adım daha fazla yaklaşıyorsun.
İster Kerem’in Aslı’sı ol istersen Leyla’nın Mecnun’u
İster fakirhanende bir lokma ümitle doyur kendini
İster lükshanende viskiyle doldur kadehini
Aynı şarkıları dinliyor ayrı acılarla hayatı tüketip duruyoruz.
Dünya’nın bir enleminde sen bir boylamında ben
Sen yapmadığın bir şeyden hayıflanıyor
Bense yaptığım bir şeyden pişmanlık duyuyorum.
Kiminin anlatacak bir hikayesi vardı
Kiminin de benim gibi yazacak.
GİRDAP
Masum bir sevdanın
Zulme karşı dik durmanın
Başka bahara ertelenen bir aşkın adıdır.
GİRDAP (Sevda Başka Bahara)
“Erkin’in karşısına kahve falına bakan bir kadın çıkar. Bu kadın insanların avuç içine baktığında onların geçmişinden, fincana baktığında ise geleceklerinden haber verirdi. Genç adam sevdiği kızın ve arkadaşlarının ısrarlarına daha fazla dayanamayarak az önce içtiği kahve fincanını ters çevirerek bu falcı kadının gizem dolu ellerine uzatır ve merakla falcının anlatacaklarını dinleme başlar. Biranda her şey ters yüz olmuştur. Bu dakikadan sonra Erkin’in hayata sıkı sıkıya tutunmaktan başka çaresi kalmamıştır. Yüreğine vicdan aynasını da alarak girdaplarla dolu bir sevda yolculuğuna çıkar.”
“Girdap Sevda Başka Bahara- MURAT SİNMEZ” isimli romanımı dilerseniz internet satış sitelerinden dilerseniz de bana ulaşarak imzalı bir şekilde temin edebilirsiniz.
Böyle güzel türkünün altında bu güzel yazılara denk gelmek ne kadar da güzel..
Yolun açık olsun çok güzel yorumlamışın 👏
Çok teşekkürler
Yine harika olmuş👏👏Sesinize, yüreğinize sağlık çok beğendim♥️
❤️❤️❤️