📜:"Kuzen'nin Arkadaşı Herkesin İçinde Seni Savunur" 🌹:Nora Diamond 🍂:Jeon Jungkook 🖤:Tek Bölümlük -Tamı tamına 20bin kelime yazdım sevmeniz dileğiyle sınırı geçirseniz bir diğer tek bölümlük olarak "Mafya Babasının Kızı Evlenirse" kurgusunu atıcam iyi okumalar Ertesi gün yorgun argın bir şekilde kampüs'e giriş yaptığımda insanlar kampüs'e tek tük giriş yapıyordu. Erken kalmıştım çünkü girmem gereken bir sınav vardı ve evet okulun ikinci günü bozuk kafalı hocamız bizi sınav yapıyordu.Hanuel ile aynı evde yaşamadığımız için onu beklemeden gelmiştim. Bıkkınca telefonumu elime almış numarasını bularak tuşlamış çalması ile kulağıma götürmüştüm. Hanuel:Nora nerdesin ya senin kapının önünde kornaya basıyorum insanlar deli olduğumu düşünücek. Gergince dudak içimi ısırarak kantine doğru adımladım. Nora:Şey,hanuel ben çoktan geldim. Sakince konuştuğum da önce derince bir nefes almıştı evet hazır olmam lazım.Dememe kalmadan bağırmış kulağımı kullanılmaz hale getirmişti. Hanuel:BEN BU KADAR ERKEN UYANIYORUM. GELİP SENİ ALIYORUM VE BUNUN İÇİN DAHA ERKEN UYANIYORUM AMA SEN BENİ BURDA BEKLETİYORSUN ÖYLE Mİ NORA? Sustuğunu gelmeyen sesten anladığım da kulağıma götürmüştüm. Nora:Ya nerden bileyim ben hala uyuyorsun sandım.Bana akşam seni almaya gelicem, sabah beni bekle deseydin beklerdim hanuel. Hanuel:Neyse ne geliyorum, görüşürüz. Gülümseyerek telefonu kapattığımda etrafımı süzdüm. Her zaman ki gibi bana bakarak konuşan insanları görmek beni şaşırtmıyordu.Yanlarından hızlı adımlarla uzaklaştığımda arkamdan söylendiklerini duyabiliyordum ama umurumda değildi. Hem yalaka hem de ikiyüzlü olma cesaretini nereden bulabiliyorlardı, şaşıyordum. "Gerçekten dün ki olaydan sonra hala okula gelebiliyor mu?" Diyerek beni kast ettiğini anlamış adımlarımı yavaşlatarak dinlemeye devam etmiştim. "Okulun popüler çocuğu ile sevgili neden gelmesin.Eminim altına bile girmiştir." "Ah bende istiyorum o jungkook'ta ne buluyor anlam veremiyorum." "Salak olmalısın Jeon Jungkook'tan bahsediyoruz onun için canını bile vermeye hazır olan bir çok insan var bu ucube çok şanslı." Gözlerimi sıkıca yumarak ordan uzaklaştım. Son olayların etkisi hala durulmamış olacak ki, insanlar benim hakkımda konuştuklarını gizleme gereği bile duymazken derin bir nefes alıp onları her zaman yaptığım gibi görmezden geldim. Seri adımlarla kantine doğru adımlamış bir kahve alarak sinirle masaya oturmak için adımlamıştım. Taehyung:Canlı bomba olmaya mı karar verdin, Kızıl? Duyduğum alaylı sesle nefesimi tutup hızla arkamı dönerken, onu tek başına bulmak heyecanımı söndürmüştü. Yanında değildi. Hayal kırıklığımı belli etmemeye çalışarak alayla gözlerimi devirdim. So jun:Olmasına gerek yok.Zaten kendi başına canlı bir bomba. Ben Taehyung'a cevap veremeden aramıza giren ses ikimizin bakışlarını da kendi üzerine çekerken Taehyung'un alaylı ifadesi sertleşti. Taehyung:Sana fazla gelir, Son jun. Dedi bir adım atıp ikimizin arasına girerek. Taehyung:Sen git kendine torpil ya da çatapat gibi bir şey bul. Yakışıklı suratının patlamasını ikimiz de istemeyiz. So jun'un surat ifadesini göremesem de birkaç saniye boyunca hareket etmeden öylece durdular ve ardından So jun arkasını dönüp uzaklaştı. Kaşlarımı kaldırarak gidişini izlerken, Taehyung:Ee, Kızıl,kimi arıyorsun? Diyerek ilk andaki alaylı ifadesiyle bana döndü. Tavırlarına gözlerimi devirip başımı iki yana sallarken, Haneul burada olsa birbirlerini nasıl yiyeceklerini düşünüyordum. Nora:Hiç kimseyi. Taehyung: Yapma,Senin için sadece iki ihtimal var şu an. Ya birini arıyorsun ya da gerçekten birazdan bu sinirle bizi havaya uçurucaksın. Dedi alayla ellerini ceplerine yerleştirerek. Pat diye, Nora;Jungkook'un nerede olduğunu biliyor musun?" Dediğimde, alayla kaldırdığı kaşları eski yerine döndü. Taehyung:Neden? Nora:Biliyor musun, bilmiyor musun? Dedim sıkkın bir ifadeyle dün yaptıkları yüzünden tüm okul bizi sevgili sanıyordu inanabiliyor musunuz? Bunun hesabını ona soracaktım. Taehyung:Arka bahçede otuyordu. Elimdeki kahveyi eline vererek, Nora: Henüz içmedim,dilersen içebilirsin. Taehyung:Bunun için teşekkürler,birbirinizi patlatmayın yaşamak için çok gençsiniz. Cevap verme gereği bile duymadan hemen arka bahçeye doğru yürümeye başladım. Şimdi gidip o özgüvenini ona yedirecektim. Kampüsten çıkarak arka bahçeye doğru yürümeye başladım. Terleyen avuçlarımı gergince pantolonuma silerken diğer yandan dudaklarımı dişliyordum. Neden bu kadar tedirgin olduğuma anlam verememiştim. Belkide tekrar çıkma ihtimali olan dedikodular yüzünden olabilirdi. İnsanların gözleri her yerdeyi ve susmayacak bir çeneye sahiplerdi,normal bir konuşmayı bile o kadar çok abartabilirlerdi ki bunu aklınız almazdı. Yapmak üzere olduğum şeyde en ufak bir mantık dahi yoktu fakat aklıma bundan başka bir yol da gelmiyordu.Madem onların böyle konuşmasına izin vermişti bu sevgili dedikodularını da kendi susturucaktı. Okulun arkasına dönüp Jungkook'u elleri ceplerinde, tek dizini kırıp ayağını duvara dayayarak duvara yaslanmış bir halde bulduğumda birkaç saniye uzaktan onu izledim. Başını geriye atmıştı ve gözleri kapalıydı. Adem elmasının çıkıntısı aramızdaki mesafeye rağmen net bir sekilde belli olurken yavaş yavaş ona doğru adımladım. Öylesine huzursuz görünüyordu ki, kaşlarımı çatma dürtüme engel olamadım. Neden bu kadar gergin gözüküyordu. Tam karşısında durup ismini sesleneceğim sırada, adem elması hareket etti ve gözlerini açarak dikeldi. Gözlerini şaşkınlıkla kırpıştırarak yüzüme baktığında şaşkınlığı bana da ne yapacağımı şaşırttı ve dudaklarımı ıslatarak küçük bir adım geriledim. Nora:Üzgünüm,tedirgin etmek istemezdim. Dedim ensemi hafifçe kaşıdıktan sonra. Başını, 'sorun yok' dercesine iki yana sallayıp dikkatli bakışlarını gözlerime diktiğinde birkaç kez yutkundum. Birkaç saniye bir şey söylemeden gözlerine baktıktan sonra boğazımı temizleyip, konuştum.Hala neden bu kadar gergin ve çekingen hissettiğimi anlamış değildim. Nora:Dün ki konu hakkında konuşmak istiyorum. Alnına dökülen kahverengi saçlarının gölgelediği siyah gözleri öylesine parlaktı ki, içinde bir galaksi barındırdığına yemin edebilirdim. Boyu yeterince uzun değilmiş gibi, duvara bitişik olan kaldırımın üzerinde olduğu için ona bakarken başımı iyice kaldırmam gerekmisti. Siyah kıyafetleri içinde ilahi bir varlık gibi görünürken ne hareket etti ne bir şey söyledi ne de söylediğime bir cevap vermişti. Bu hali sinirlenmeme sebep olurken sakin kalmaya devam ettim. Hiçbir şey yapmadığını görünce ona birkaç adım yaklaşıp kaldırımın tam önünde durdum ve dikkatini çekmesi için kaşlarımı kaldırılarak konuştum. Nora:Dün kendini bilmiş gibi davranıp,benim hakkımda,benim iznimi almadan konuştuğun için okulda sevgili olduğumuz dedikodusu dönüyor. Adem elmasının küçük hareketi bakışlarımı gözlerinden ayırırken, oyalanmadan tekrar buluşturdum gözleriyle. Dikkatimi dağıtıyordu. Konudan kopuyordum. Meseleden uzaklaşıyordum. Dalıp gitmemek için, kendimi fazlasıyla zorluyordum ve bu beni çok sinirlendiriyordu. Bu saçmalığı bir an önce bittirmek zorundaydım. Nora:Jungkook, Dedim birkaç dakika sonra bakışları gözlerime çıktığında sakince kaldırımın üzerinden inerek dibime kadar girdi. Yüzüme gelen nefesi nutkumun tutulmasına sebep olurken zar zor nefes aldığımı hissettiğimde bir adım geri çekildim. Jungkook:Ne yapmamı istiyorsun Nora? Yoğun bakışlarını üzerimden çekmeden sorduğu soruyu beynimle beraber algılamaya çalışmış sonunda kendime gelmiştim. Nora:Herkese gidip sevgili olmadığımızı bunun saçma bir dedikodu'dan ibaret olduğunu söyleceksin. Jungkook: Ya bunu istemiyorsam? Dolmaya başladıkları için daha sonra benden güzel bir azar işitecek olan gözlerimi gözlerinden çekmemiş gökyüzüne bakmıştım. Bu lanet olsası duygu yıllardır içimde duruyordu ve patlamaması gereken bir anda olmaması gereken birinin yanında oluyordu. Nora:Senden ve bütün bunları yaşamama sebep olan o ırkçı Koreli halkından nefret ediyorum. Diyerek arkamı dönmüş gidecekken, arkamdan sarılmış kollarını sıkıca sarmıştı. Bu ağlamamı daha da şiddetlendirmişti.Bu ülkeye ilk geldiğim zaman o kadar heycan yapmıştım ki ama geldiğim bu ülke benim en boktan günleri yaşamamama sebep olmuştu.Düşünüyordum da eğer hanuel ve Jack olmasa burda ne kadar durabilirdim bilmiyordum.Bunu hanuel'e söylediğimde onlarla alakalı olmadığını benim güçlü olduğumu kimseye boyun eğmeyeceğim bir karaktere sahip olduğumu söyleyip dururdu doğru olup olmadığını bilmiyordum ama o kadar da korkak biri değildim asla duygusallık yapmaz her zaman dik duran bir tiptim. Şuan jungkook'un yanında neden bu denli duygusallık yapmış,hatta ağlamıştım aklım almıyordu.Sakinleştiğimde kollarını yavaşça kendimden uzaklaştırarak gitmek için hazırlandığım sırada yine o meşhur hareketini yaparak ondan tutmuş,beni önüme döndürmüştü. Diğer Yorumda 🤎🍂
Eli yanaklarıma uzanıp tüy gibi bir dokunuşla gözyaşlarıma değerken önce yutkundu, ardından dudakları aralandı. Jungkook: Bundan sonra hiç kimse ama hiç kimse'nin seni üzmesine izin vermeyeceğim. Diyerek yanımdan geçip gitmişti.Jungkook çoktan gözden kaybolmuşken ellerimi saçlarımdan geçirip gözyaşlarımı sert bir hareketle sildikten sonra kendime küfür ettim bu neydi şimdi? ben bu değildim. Nora bu değildi. Fakat ağlamama rağmen kendimi kötü hissettmiyordum. Hayır Nora bir erkeğe bu kadar çabuk güvenmezsin. Hanuel burda olsa ağzıma sıçardı. Hanuel:NORA!? Bari saniye geçseydi be kızım,sinirle güldüğümde yanıma gelerek şaşkınca bana bakıyordu. Ellerimi dizlerime koyarak gülmeye devam ettiğim sırada hanuel garip garip bana bakıyordu. Hanuel:Sen iyice delirdin, tabi benim yanımda kala kala kafa kalmadı sende. Nora:Bak bu konuda haklı olabilirsin. Ayrıca sinirden gülüyorum,neyse gidelim artık. Hanuel:O kanı bozuk ile ne konuşuyordun, herkes buraya bakıyordu ama hepsi gelmeye çekiyordu.Ah yoksa burda ikiniz ya*- Yürüyerek söylediği şeyi duyduğumda dirseğimi karnına geçirmiş sinirle ayağımı yere vurmuştum. Nora: Tanrı aşkına salak mısın? bu nasıl soru ya burda olacak şey mi? Gözlerini kısarak, Hanuel:Ha burda değil de başka yerde olsaydınız olurdu yani? Nora:Hanuel! Hanuel:Tamam be,sana da şaka yapılmıyor. Cevap vermediğim sırada yürümeye devam ettmiş arka bahçeden çıkmıştık.Hanuel'in dediği doğruydu. Herkesin gözleri bu taraftayken geldiğimizi görmemeleri ile hepsi başka yerlere bakmaya başlamıştı. Derin bir nefes alarak kampüse girmiş sadece tek bir ders görmek üzere okula geldiğim için kendime lanet ettmiştim.Bu lanet hoca neden derslerimizin olmadığı bir gün sınavı yapıyordu ki. Hanuel:Şu sınava girip hemen sana gidelim. Başımı olumlu anlamda sallayarak derslik alana gitmiştik biz girdikten yaklaşık 10 dakika sonra hoca içeri girmiş sınav kağıtlarını çıkarmış ve sınav başlamıştı. Hoca kolundaki saate bakarak sürenin bitiğini söylediğin de bu demek oluyordu ki sınav da bitmişti.Hanuel ile beraber derslikten çıkmış kantine doğru adımlamıştık.Telefonumla ilgilenerek boş boş gezinmeye başladım.Hanuel bir anda küfür ederek bağırdığında yerimde irkilmiş şaşkınca ona bakmıştım o kadar şiddetli bağırmış olacak ki etraftakilerin bakışların bize dönmesini sağlamıştı.Sanki hiç bakmıyorlarda herneyse. Nora: Kızım ne bağırıyorsun? Bir kaç saniye telefonla ilgilendikten sonra bir şey yok der gibi konuşmuştu. Hanuel:Bu sevmediğim kız en sevdiğim idol ile fotoğraf paylaşmış ona sinir oldum. Kaşlarını kaldırarak inanmadığıma dair yüzümü buruşturduğumda bir anda biri omzuma kolunu koymuştu.Kim olduğunu söylememe gerek yoktu? Tabi ki Jack. Jack:Naber kızlar istikamet nereye? Nora: Kantine gidiyoruz koca kafa. Memnuniyetle başını salladığında çoktan kantine girmiştik biz masaya otururken Jack içecek bir şeyler almak için gitmişti. Bir kaç dakika sonra elinde hem içecek hemde bir kaç abur cubur vardı. Hanuel:Bu çocuğun tek sevdiğim yönü bonkör olması ya. Gülerek masada duran kahveyi dudaklarıma götürerek yudumladığımda Jack 'ta onun taklidini yapmak ile meşguldü. Aklım hala jungkook'un bana sarıldığı o andaydı. Sınav'da bile bunu düşünmüş hanuel'in ısrarı üzerine kağıdımı kendi yapmıştı.Eh,derslik hocamız sınav anında uyuduğu için bu pek zor olmamıştı. Jack:Siz kızlar neden sürekli telefona bakıp duruyorsunuz? Dedi sandalyesinde iyice geriye yaslanıp ayaklarını uzatmış olan gıcık kuzenim. Boş boş baktığım telefonumun ekranını kilitleyip çantama attım. "Hiç." Dedikten sonra yüzümü buruşturup oturuşunu işaret ettim. Nora:Düzgün otursana sen. Oflayarak başını geriye yaslayarak iyice yayıldı. Jack:Çok sıkıldım! Dudaklarını büzdüğü için fazlasıyla tatlı duran yanaklarına uzanıp çekiştirerek sıkmaya başladım. Jack:Ya! Nora! Bırak yanaklarımı! Ağzının üzerine sevimli sesler çıkararak birkaç tane vurduktan sonra geri çekildiğimde sinirle üzerini düzelterek yaslandığı yerden doğruldu. Jack:Kampüsün ortasında şunu yapmasan olmuyor mu? Bize kaçamak bakışlar atarak gülen insanlara bir göz gezdirdikten sonra omuz silktim. Nora:Alışsınlar,Jack. Koreliler'in kadın-erkek ilişkilerine bakış açıları iğrenç. Ki sen benim kuzenimsin. Ve ben inadına sana samimi davranmaya devam edeceğim." Jack:Kızım! Git başka yerde yap feministliğini, kısmetimi kapatma benim. Dedi sinirle. Diğer Yorumda 🤎🍂
Hanuel:Ne kısmeti be sap! bir haftadır dibimizden ayrılmıyorsun defol git takılacak birilerini bul ya. Dedi Haneul konuya dahil olarak. Jack:Koca üniversitede ilgimi çeken tek bir kız bile yok! İnanabiliyor musunuz? Dedi az önceki depresyon moduna geri dönüp geriye yaslanırken. Jack:Ben yine eskisi gibi bir kız görünce dibim düşsün, peşinde dolanayım istiyorum. Nora:Etraftaki kızların nesi var tanrı aşkına? Dedim bıkkınca. Bir haftadır sürekli ilgisini çeken biri olmadığıyla ilgili bizi darlıyordu. Jack:Hepsi çok sıradan! Diye yükseldikten sonra sesini alçaltıp dudaklarını büzdü. Jack:Ayrıca hepsiyle yattım. Bana taze kan lazım. Nora:İğrençsin. Diyerek yüzümü buruşturduğumda bana dil çıkardı. Gerçekten, Jack öyle sevimli bir çocuktu ki zampara olmayı nasıl başarabildiğini bilmiyordum. Ayrıca kızlar bu panda suratlının nesine bayılıyordu onu da bilmiyordum. Nora:Hadi kalkın. Dedim ayaklanıp çantamı omzuma asarak. Hanuel ile beraber ayaklandığımızda jack yüzündeki sevişecek-bir-kız-bulamadığım- için-çok-mutsuzum ifadesiyle ayağa kalkıp elini omzuma attı ve yürümeye başladık. Nora:Saat 9 yönündeki, sarı kazaklı olan? Dedim gözlerim etrafı incelerken,bunu yapmak zorundaydım çünkü beni asla rahat bırakmıyordu.Okulda tek konuştuğum kızın hanuel olduğunu ne zaman fark edicekti? Jack:Onun gibi kızlardan hoşlanıyor olsam bir ütü masasıyla çıkardım, Nora. Gözlerimi devirerek Jack için kız bakmaya devam ettim. Nora:Bunu kesin beğeneceksin,Saat 1 yönünde, mini beyaz elbiseli. Dedim sesimin yüksek çıkmamasına özen göstererek. Belli etmemek gibi bir derdi asla olmadığı için rahatça dönüp bahsettiğim kıza baktı. Dudaklarına bir sırıtış yayılırken kızın kendisi de dahil olmak üzere masasındaki herkes bize baktığı için belini hafifçe çimdikledim. Nora:Belli etmesene aptal! Sırıtışını silmeden bana döndü. Jack:Ah, o yatakta çok iyiydi. Cidden, ufak tefek göründüğüne bakma öyle bir s- Nora:Jack! S*ks hayatının ayrıntılarını duymak istemiyorum kes şunu! Dedim omzumdaki elini iterek. Kahkaha atarak yanağımdan bir makas aldı ve yürümeye devam ettik. Jack bir şeyler anlatırken tüm bakışların üzerimizde olduğunu telefonlarına bakarak beni işaret ettiklerini görmemle kaşlarım havalanmıştı. Jack bunu fark ettmiş olacak ki, Jack:Bu budalalar niye sana bakıp duruyorlar yine. Bilmiyorum dercesine başımı yana doğru salladığımda dudaklarımı gergince birbirine bastırdım. Hanuel: Boşverin her zaman ki gibi işte hadi gidelim. Hanuel gergince elini omzuma koyup sürüklediğinde kolumu sinirle çektim. Nora: Telefonuna bakarak bağırdığında bir şey görmüştün değil mi? Dudak içini ısırarak benim dışımda her yere baktığında sinirle gözlerimi kapatarak herhangi birinin telefonunu alarak baktıkları fotoğrafa bakmıştım. Tahmin ettiğim bir şeydi benle Jungkook arka bahçedeyken jungkook'un arkadan bana sarıldığı anı biri gizlice çekmişti.Jack'ta yanıma gelerek fotoğraf'a bakarak sinirle gözlerini kapatmış etrafta bağırmıştı. Jack:KİM YAPTI BUNU?SİZE DİYORUM HANGİ OR*SPU ÇOCUĞU YAPTI BUNU? Dediğin de herkes irkilerek sessizeşmişti. Jack:Sizin o küçük beyninizi s*kerim Nora ile uğraşmayın dedikçe daha çok ileriye gidiyorsunuz lan! Elimle kolunu tutumuş sakin olmasını söylemiştim.Konuşamıyordum çünkü doğruydu bana sarılmıştı.Doğru olduğu için susuyordum.Zorla yutkunarak elimi anlıma koymuştum.Hanuel elini omzuma koyarak okşamıştı.Kalabalığın arasında bir ses yıkılmama sebep olucak bir şey söylediğinde ayaklarımın bağı nerdeyse çözülmüştü. "Onun nasıl biri olduğu artık ortada herkesin altına giriyor işte bu da kanıt." Jack tam konuşmak için tabiri caizse o kalabalığa girecekken herkesin sessiz olmasını sağlayan ve herşeye sebep olan o kişi bağırmıştı. Jungkook:Sevgilim hakkında düzgün konuşun! Diyerek elleri cebinde tayfası ile beraber yanımıza geldiğinde ellerini ellerime kenetlenmiş kalabalığa doğru tehditkar bir şekilde konuşmuştu. Jungkook: Bu size son uyarım Nora artık benim sevgilim ve ona değil bir laf söylemek parmakla bile gösterirseniz sadece bu fotoğrafı yayan kişi değil,Hepiniz için geçerli. Sadece burayı değil, Kore'yi size dar edeceğimi söylememe gerek yok, bizim kim olduğumuzu biliyorsunuz. Ve artık nora'nın da kim olduğunu biliyorsunuz. Kaşlarımı çatarak Haneul'e döndüğümde, onun da dikkatli bakışlarla aramızda duran elleri ile sıkıca ellerimi tutan jungkook'a baktığını gördüm. Taehyung ise kendisini fazlasıyla çekici gösteren sert ifadesiyle kalabalığa üstten ve küçümseyici bakışlar atıyordu.Tanrı aşkına, yanlış anlaşılmayı düzelteceğine ellerine daha fazla malzeme veriyordu! Elimden tutarak beni çıkışa doğru sürüklediğinde kurtulmaya çalışıyordum. Sonunda beni arka bahçeye getirmişti. Durup bana döndüğünde birleşik olan ellerimiz aramızda bir köprü gibi dururken, elimi hızla çekerek elinden kurtardım. Nora:Sen ne yaptığını sanıyorsun? Zaten yeterince iğrenç bir durumdayım, ne hakla yaparsın bunu? Ses tonuma hakim olamayarak bağırırken göğsüm hızla inip kalkıyor, öfkeden dudağım seğiriyordu. Onun bakışları ise, anlam veremediğim bir ifadeye ev sahipliği yapıyordu. Sakince yanıma gelerek ellerini yanağıma koymuş sesini yumuşak tutarcasına konuştuğunda tüm sinirlerimin çekildiğini hissettim. Jungkook: Üzülmeni artık istemiyorum seni üzgün görmek canımı sıkıyor. Nora:Neden? Sesim o kadar kısık çıkmıştı ki kendi sesimi ben bile duymamıştım.Onun duyduğundan bile emin değilim. Jungkook:Nedenini gösterebilirim. Anlı anlımdayken dudakları dudaklarımla birleşmişti.Eli dirseğimde dururken diğer eli belime kaydı ve gözlerimi kapatarak dudaklarımı hareket ettirdim. Sağ elimin okşamaya devam ettiği yara izi tüm kara bulutları dağıtırken dudaklarının üzerine gülümsedim. Yüzüme doğrudan bakabilmek için geri çekilmek istemiş olsa da buna izin vermeyip bu kez o dudaklarını dudaklarıma hapsetmiştim.Gözlerim birkaç saniye kapalı gözlerine bakmış olsa da fazla direnemeyip gözlerimi kapatmış ve dudaklarımı dudaklarına uydurmuştum. İçimde ismini koyamadığım bir sancı filizlenirken, birkaç saniye sonra mantığım devreye girdiği için ondan ayrılmak istesem de bedenimi bir mıknatıstan ayırmak istiyormuşçasına zorlanmıştım. Dudaklarımızın birlikteliği birkaç öpücük daha uzadıktan sonra geri çekilebildiğimde, Jungkook:Nora, Dedi her nüansına hayran olduğum sesiyle. Siyah gözlerinin bu denli parıldamasına neden olan şeyin ne olduğunu düşünmek beni birkaç saniye daha oyalarken sonunda derin bir nefes alarak sakince gözlerimi kapattım. Jungkook:Seni seviyorum. Kapalı olan gözlerim anında açıldığında, her ne kadar şaşkın dursamda gülümseme engel olamadım.Beni seviyordu yanlış duymadım değil mi? Evet seviyordu ama ben onu seviyor muydum?Kalbimin onunla yakınlaştığında böyle atması,nefessiz kalmam sanırım onu sevdiğimin işaretiydi ve eminim bunu zaman gösterecekti. Son~ Like:400 Abone:2,320 Yorum:80 Diğer bölümde bahsettiğim Wattpad kurgusu okumanızı şiddetle öneririm. www.wattpad.com/story/200273571?wp_page=story_details_button&wp_uname=eda_bdk97&wp_originator=mtjV7dQG05jf4Mv54BY5TMLYjAY4%2F7H%2FFwBiYCK94d49FBcCsW3%2F5cU0QG1Qa8F44ATmg4kSQPrjxb7xSlICxPFlx%2BzjCKijUKXFWl930r%2FOAxgUa%2B0zhfryUJ%2Bwo50s
📜:"Kuzen'nin Arkadaşı Herkesin İçinde Seni Savunur"
🌹:Nora Diamond
🍂:Jeon Jungkook
🖤:Tek Bölümlük
-Tamı tamına 20bin kelime yazdım sevmeniz dileğiyle sınırı geçirseniz bir diğer tek bölümlük olarak "Mafya Babasının Kızı Evlenirse" kurgusunu atıcam iyi okumalar
Ertesi gün yorgun argın bir şekilde kampüs'e giriş yaptığımda insanlar kampüs'e tek tük giriş yapıyordu. Erken kalmıştım çünkü girmem gereken bir sınav vardı ve evet okulun ikinci günü bozuk kafalı hocamız bizi sınav yapıyordu.Hanuel ile aynı evde yaşamadığımız için onu beklemeden gelmiştim. Bıkkınca telefonumu elime almış numarasını bularak tuşlamış çalması ile kulağıma götürmüştüm.
Hanuel:Nora nerdesin ya senin kapının önünde kornaya basıyorum insanlar deli olduğumu düşünücek.
Gergince dudak içimi ısırarak kantine doğru adımladım.
Nora:Şey,hanuel ben çoktan geldim.
Sakince konuştuğum da önce derince bir nefes almıştı evet hazır olmam lazım.Dememe kalmadan bağırmış kulağımı kullanılmaz hale getirmişti.
Hanuel:BEN BU KADAR ERKEN UYANIYORUM. GELİP SENİ ALIYORUM VE BUNUN İÇİN DAHA ERKEN UYANIYORUM AMA SEN BENİ BURDA BEKLETİYORSUN ÖYLE Mİ NORA?
Sustuğunu gelmeyen sesten anladığım da kulağıma götürmüştüm.
Nora:Ya nerden bileyim ben hala uyuyorsun sandım.Bana akşam seni almaya gelicem, sabah beni bekle deseydin beklerdim hanuel.
Hanuel:Neyse ne geliyorum, görüşürüz.
Gülümseyerek telefonu kapattığımda etrafımı süzdüm. Her zaman ki gibi bana bakarak konuşan insanları görmek beni şaşırtmıyordu.Yanlarından hızlı adımlarla uzaklaştığımda arkamdan söylendiklerini duyabiliyordum ama umurumda değildi. Hem yalaka hem de ikiyüzlü olma cesaretini nereden bulabiliyorlardı, şaşıyordum.
"Gerçekten dün ki olaydan sonra hala okula gelebiliyor mu?"
Diyerek beni kast ettiğini anlamış adımlarımı yavaşlatarak dinlemeye devam etmiştim.
"Okulun popüler çocuğu ile sevgili neden gelmesin.Eminim altına bile girmiştir."
"Ah bende istiyorum o jungkook'ta ne buluyor anlam veremiyorum."
"Salak olmalısın Jeon Jungkook'tan bahsediyoruz onun için canını bile vermeye hazır olan bir çok insan var bu ucube çok şanslı."
Gözlerimi sıkıca yumarak ordan uzaklaştım. Son olayların etkisi hala durulmamış olacak ki, insanlar benim hakkımda konuştuklarını gizleme gereği bile duymazken derin bir nefes alıp onları her zaman yaptığım gibi görmezden geldim. Seri adımlarla kantine doğru adımlamış bir kahve alarak sinirle masaya oturmak için adımlamıştım.
Taehyung:Canlı bomba olmaya mı karar verdin, Kızıl?
Duyduğum alaylı sesle nefesimi tutup hızla arkamı dönerken, onu tek başına bulmak heyecanımı söndürmüştü. Yanında değildi.
Hayal kırıklığımı belli etmemeye çalışarak alayla gözlerimi devirdim.
So jun:Olmasına gerek yok.Zaten kendi başına canlı bir bomba.
Ben Taehyung'a cevap veremeden aramıza giren ses ikimizin bakışlarını da kendi üzerine çekerken Taehyung'un alaylı ifadesi sertleşti.
Taehyung:Sana fazla gelir, Son jun.
Dedi bir adım atıp ikimizin arasına girerek.
Taehyung:Sen git kendine torpil ya da çatapat gibi bir şey bul. Yakışıklı suratının patlamasını ikimiz de istemeyiz.
So jun'un surat ifadesini göremesem de birkaç saniye boyunca hareket etmeden öylece durdular ve ardından So jun arkasını dönüp uzaklaştı. Kaşlarımı kaldırarak gidişini izlerken,
Taehyung:Ee, Kızıl,kimi arıyorsun?
Diyerek ilk andaki alaylı ifadesiyle bana döndü. Tavırlarına gözlerimi devirip başımı iki yana sallarken, Haneul burada olsa birbirlerini nasıl yiyeceklerini düşünüyordum.
Nora:Hiç kimseyi.
Taehyung: Yapma,Senin için sadece iki ihtimal var şu an. Ya birini arıyorsun ya da gerçekten birazdan bu sinirle bizi havaya uçurucaksın.
Dedi alayla ellerini ceplerine yerleştirerek.
Pat diye,
Nora;Jungkook'un nerede olduğunu biliyor musun?"
Dediğimde, alayla kaldırdığı kaşları eski yerine döndü.
Taehyung:Neden?
Nora:Biliyor musun, bilmiyor musun?
Dedim sıkkın bir ifadeyle dün yaptıkları yüzünden tüm okul bizi sevgili sanıyordu inanabiliyor musunuz? Bunun hesabını ona soracaktım.
Taehyung:Arka bahçede otuyordu.
Elimdeki kahveyi eline vererek,
Nora: Henüz içmedim,dilersen içebilirsin.
Taehyung:Bunun için teşekkürler,birbirinizi patlatmayın yaşamak için çok gençsiniz.
Cevap verme gereği bile duymadan hemen arka bahçeye doğru yürümeye başladım. Şimdi gidip o özgüvenini ona yedirecektim.
Kampüsten çıkarak arka bahçeye doğru yürümeye başladım. Terleyen avuçlarımı gergince pantolonuma silerken diğer yandan dudaklarımı dişliyordum. Neden bu kadar tedirgin olduğuma anlam verememiştim. Belkide tekrar çıkma ihtimali olan dedikodular yüzünden olabilirdi. İnsanların gözleri her yerdeyi ve susmayacak bir çeneye sahiplerdi,normal bir konuşmayı bile o kadar çok abartabilirlerdi ki bunu aklınız almazdı.
Yapmak üzere olduğum şeyde en ufak bir mantık dahi yoktu fakat aklıma bundan başka bir yol da gelmiyordu.Madem onların böyle konuşmasına izin vermişti bu sevgili dedikodularını da kendi susturucaktı.
Okulun arkasına dönüp Jungkook'u elleri ceplerinde, tek dizini kırıp ayağını duvara dayayarak duvara yaslanmış bir halde bulduğumda birkaç saniye uzaktan onu izledim. Başını geriye atmıştı ve gözleri kapalıydı. Adem elmasının çıkıntısı aramızdaki mesafeye rağmen net bir sekilde belli olurken yavaş yavaş ona doğru adımladım.
Öylesine huzursuz görünüyordu ki, kaşlarımı çatma dürtüme engel olamadım. Neden bu kadar gergin gözüküyordu. Tam karşısında durup ismini sesleneceğim sırada, adem elması hareket etti ve gözlerini açarak dikeldi. Gözlerini şaşkınlıkla kırpıştırarak yüzüme baktığında şaşkınlığı bana da ne yapacağımı şaşırttı ve dudaklarımı ıslatarak küçük bir adım geriledim.
Nora:Üzgünüm,tedirgin etmek istemezdim.
Dedim ensemi hafifçe kaşıdıktan sonra.
Başını, 'sorun yok' dercesine iki yana sallayıp dikkatli bakışlarını gözlerime diktiğinde birkaç kez yutkundum. Birkaç saniye bir şey söylemeden gözlerine baktıktan sonra boğazımı temizleyip, konuştum.Hala neden bu kadar gergin ve çekingen hissettiğimi anlamış değildim.
Nora:Dün ki konu hakkında konuşmak istiyorum.
Alnına dökülen kahverengi saçlarının gölgelediği siyah gözleri öylesine parlaktı ki, içinde bir galaksi barındırdığına yemin edebilirdim. Boyu yeterince uzun değilmiş gibi, duvara bitişik olan kaldırımın üzerinde olduğu için ona bakarken başımı iyice kaldırmam gerekmisti.
Siyah kıyafetleri içinde ilahi bir varlık gibi görünürken ne hareket etti ne bir şey söyledi ne de söylediğime bir cevap vermişti. Bu hali sinirlenmeme sebep olurken sakin kalmaya devam ettim.
Hiçbir şey yapmadığını görünce ona birkaç adım yaklaşıp kaldırımın tam önünde durdum ve dikkatini çekmesi için kaşlarımı kaldırılarak konuştum.
Nora:Dün kendini bilmiş gibi davranıp,benim hakkımda,benim iznimi almadan konuştuğun için okulda sevgili olduğumuz dedikodusu dönüyor.
Adem elmasının küçük hareketi bakışlarımı gözlerinden ayırırken, oyalanmadan tekrar buluşturdum gözleriyle. Dikkatimi dağıtıyordu. Konudan kopuyordum. Meseleden uzaklaşıyordum. Dalıp gitmemek için, kendimi fazlasıyla zorluyordum ve bu beni çok sinirlendiriyordu. Bu saçmalığı bir an önce bittirmek zorundaydım.
Nora:Jungkook,
Dedim birkaç dakika sonra bakışları gözlerime çıktığında sakince kaldırımın üzerinden inerek dibime kadar girdi. Yüzüme gelen nefesi nutkumun tutulmasına sebep olurken zar zor nefes aldığımı hissettiğimde bir adım geri çekildim.
Jungkook:Ne yapmamı istiyorsun Nora?
Yoğun bakışlarını üzerimden çekmeden sorduğu soruyu beynimle beraber algılamaya çalışmış sonunda kendime gelmiştim.
Nora:Herkese gidip sevgili olmadığımızı bunun saçma bir dedikodu'dan ibaret olduğunu söyleceksin.
Jungkook: Ya bunu istemiyorsam?
Dolmaya başladıkları için daha sonra benden güzel bir azar işitecek olan gözlerimi gözlerinden çekmemiş gökyüzüne bakmıştım. Bu lanet olsası duygu yıllardır içimde duruyordu ve patlamaması gereken bir anda olmaması gereken birinin yanında oluyordu.
Nora:Senden ve bütün bunları yaşamama sebep olan o ırkçı Koreli halkından nefret ediyorum.
Diyerek arkamı dönmüş gidecekken, arkamdan sarılmış kollarını sıkıca sarmıştı. Bu ağlamamı daha da şiddetlendirmişti.Bu ülkeye ilk geldiğim zaman o kadar heycan yapmıştım ki ama geldiğim bu ülke benim en boktan günleri yaşamamama sebep olmuştu.Düşünüyordum da eğer hanuel ve Jack olmasa burda ne kadar durabilirdim bilmiyordum.Bunu hanuel'e söylediğimde onlarla alakalı olmadığını benim güçlü olduğumu kimseye boyun eğmeyeceğim bir karaktere sahip olduğumu söyleyip dururdu doğru olup olmadığını bilmiyordum ama o kadar da korkak biri değildim asla duygusallık yapmaz her zaman dik duran bir tiptim. Şuan jungkook'un yanında neden bu denli duygusallık yapmış,hatta ağlamıştım aklım almıyordu.Sakinleştiğimde kollarını yavaşça kendimden uzaklaştırarak gitmek için hazırlandığım sırada yine o meşhur hareketini yaparak ondan tutmuş,beni önüme döndürmüştü.
Diğer Yorumda 🤎🍂
Eli yanaklarıma uzanıp tüy gibi bir dokunuşla gözyaşlarıma değerken önce yutkundu, ardından dudakları aralandı.
Jungkook: Bundan sonra hiç kimse ama hiç kimse'nin seni üzmesine izin vermeyeceğim.
Diyerek yanımdan geçip gitmişti.Jungkook çoktan gözden kaybolmuşken ellerimi saçlarımdan geçirip gözyaşlarımı sert bir hareketle sildikten sonra kendime küfür ettim bu neydi şimdi? ben bu değildim. Nora bu değildi. Fakat ağlamama rağmen kendimi kötü hissettmiyordum. Hayır Nora bir erkeğe bu kadar çabuk güvenmezsin. Hanuel burda olsa ağzıma sıçardı.
Hanuel:NORA!?
Bari saniye geçseydi be kızım,sinirle güldüğümde yanıma gelerek şaşkınca bana bakıyordu. Ellerimi dizlerime koyarak gülmeye devam ettiğim sırada hanuel garip garip bana bakıyordu.
Hanuel:Sen iyice delirdin, tabi benim yanımda kala kala kafa kalmadı sende.
Nora:Bak bu konuda haklı olabilirsin. Ayrıca sinirden gülüyorum,neyse gidelim artık.
Hanuel:O kanı bozuk ile ne konuşuyordun, herkes buraya bakıyordu ama hepsi gelmeye çekiyordu.Ah yoksa burda ikiniz ya*-
Yürüyerek söylediği şeyi duyduğumda dirseğimi karnına geçirmiş sinirle ayağımı yere vurmuştum.
Nora: Tanrı aşkına salak mısın? bu nasıl soru ya burda olacak şey mi?
Gözlerini kısarak,
Hanuel:Ha burda değil de başka yerde olsaydınız olurdu yani?
Nora:Hanuel!
Hanuel:Tamam be,sana da şaka yapılmıyor.
Cevap vermediğim sırada yürümeye devam ettmiş arka bahçeden çıkmıştık.Hanuel'in dediği doğruydu. Herkesin gözleri bu taraftayken geldiğimizi görmemeleri ile hepsi başka yerlere bakmaya başlamıştı. Derin bir nefes alarak kampüse girmiş sadece tek bir ders görmek üzere okula geldiğim için kendime lanet ettmiştim.Bu lanet hoca neden derslerimizin olmadığı bir gün sınavı yapıyordu ki.
Hanuel:Şu sınava girip hemen sana gidelim.
Başımı olumlu anlamda sallayarak derslik alana gitmiştik biz girdikten yaklaşık 10 dakika sonra hoca içeri girmiş sınav kağıtlarını çıkarmış ve sınav başlamıştı.
Hoca kolundaki saate bakarak sürenin bitiğini söylediğin de bu demek oluyordu ki sınav da bitmişti.Hanuel ile beraber derslikten çıkmış kantine doğru adımlamıştık.Telefonumla ilgilenerek boş boş gezinmeye başladım.Hanuel bir anda küfür ederek bağırdığında yerimde irkilmiş şaşkınca ona bakmıştım o kadar şiddetli bağırmış olacak ki etraftakilerin bakışların bize dönmesini sağlamıştı.Sanki hiç bakmıyorlarda herneyse.
Nora: Kızım ne bağırıyorsun?
Bir kaç saniye telefonla ilgilendikten sonra bir şey yok der gibi konuşmuştu.
Hanuel:Bu sevmediğim kız en sevdiğim idol ile fotoğraf paylaşmış ona sinir oldum.
Kaşlarını kaldırarak inanmadığıma dair yüzümü buruşturduğumda bir anda biri omzuma kolunu koymuştu.Kim olduğunu söylememe gerek yoktu? Tabi ki Jack.
Jack:Naber kızlar istikamet nereye?
Nora: Kantine gidiyoruz koca kafa.
Memnuniyetle başını salladığında çoktan kantine girmiştik biz masaya otururken Jack içecek bir şeyler almak için gitmişti. Bir kaç dakika sonra elinde hem içecek hemde bir kaç abur cubur vardı.
Hanuel:Bu çocuğun tek sevdiğim yönü bonkör olması ya.
Gülerek masada duran kahveyi dudaklarıma götürerek yudumladığımda Jack 'ta onun taklidini yapmak ile meşguldü. Aklım hala jungkook'un bana sarıldığı o andaydı. Sınav'da bile bunu düşünmüş hanuel'in ısrarı üzerine kağıdımı kendi yapmıştı.Eh,derslik hocamız sınav anında uyuduğu için bu pek zor olmamıştı.
Jack:Siz kızlar neden sürekli telefona bakıp duruyorsunuz?
Dedi sandalyesinde iyice geriye yaslanıp ayaklarını uzatmış olan gıcık kuzenim.
Boş boş baktığım telefonumun ekranını kilitleyip çantama attım. "Hiç." Dedikten sonra yüzümü buruşturup oturuşunu işaret ettim.
Nora:Düzgün otursana sen.
Oflayarak başını geriye yaslayarak iyice yayıldı.
Jack:Çok sıkıldım!
Dudaklarını büzdüğü için fazlasıyla tatlı duran yanaklarına uzanıp çekiştirerek sıkmaya başladım.
Jack:Ya! Nora! Bırak yanaklarımı!
Ağzının üzerine sevimli sesler çıkararak birkaç tane vurduktan sonra geri çekildiğimde sinirle üzerini düzelterek yaslandığı yerden doğruldu.
Jack:Kampüsün ortasında şunu yapmasan olmuyor mu?
Bize kaçamak bakışlar atarak gülen insanlara bir göz gezdirdikten sonra omuz silktim.
Nora:Alışsınlar,Jack. Koreliler'in kadın-erkek ilişkilerine bakış açıları iğrenç. Ki sen benim kuzenimsin. Ve ben inadına sana samimi davranmaya devam edeceğim."
Jack:Kızım! Git başka yerde yap feministliğini, kısmetimi kapatma benim.
Dedi sinirle.
Diğer Yorumda 🤎🍂
Hanuel:Ne kısmeti be sap! bir haftadır dibimizden ayrılmıyorsun defol git takılacak birilerini bul ya.
Dedi Haneul konuya dahil olarak.
Jack:Koca üniversitede ilgimi çeken tek bir kız bile yok! İnanabiliyor musunuz?
Dedi az önceki depresyon moduna geri dönüp geriye yaslanırken.
Jack:Ben yine eskisi gibi bir kız görünce dibim düşsün, peşinde dolanayım istiyorum.
Nora:Etraftaki kızların nesi var tanrı aşkına?
Dedim bıkkınca. Bir haftadır sürekli ilgisini çeken biri olmadığıyla ilgili bizi darlıyordu.
Jack:Hepsi çok sıradan!
Diye yükseldikten sonra sesini alçaltıp dudaklarını büzdü.
Jack:Ayrıca hepsiyle yattım. Bana taze kan lazım.
Nora:İğrençsin.
Diyerek yüzümü buruşturduğumda bana dil çıkardı. Gerçekten, Jack öyle sevimli bir çocuktu ki zampara olmayı nasıl başarabildiğini bilmiyordum. Ayrıca kızlar bu panda suratlının nesine bayılıyordu onu da bilmiyordum.
Nora:Hadi kalkın.
Dedim ayaklanıp çantamı omzuma asarak.
Hanuel ile beraber ayaklandığımızda jack yüzündeki sevişecek-bir-kız-bulamadığım-
için-çok-mutsuzum ifadesiyle ayağa kalkıp elini omzuma attı ve yürümeye başladık.
Nora:Saat 9 yönündeki, sarı kazaklı olan?
Dedim gözlerim etrafı incelerken,bunu yapmak zorundaydım çünkü beni asla rahat bırakmıyordu.Okulda tek konuştuğum kızın hanuel olduğunu ne zaman fark edicekti?
Jack:Onun gibi kızlardan hoşlanıyor olsam bir ütü masasıyla çıkardım, Nora.
Gözlerimi devirerek Jack için kız bakmaya devam ettim.
Nora:Bunu kesin beğeneceksin,Saat 1 yönünde, mini beyaz elbiseli.
Dedim sesimin yüksek çıkmamasına özen göstererek.
Belli etmemek gibi bir derdi asla olmadığı için rahatça dönüp bahsettiğim kıza baktı. Dudaklarına bir sırıtış yayılırken kızın kendisi de dahil olmak üzere masasındaki herkes bize baktığı için belini hafifçe çimdikledim.
Nora:Belli etmesene aptal!
Sırıtışını silmeden bana döndü.
Jack:Ah, o yatakta çok iyiydi. Cidden, ufak tefek göründüğüne bakma öyle bir s-
Nora:Jack! S*ks hayatının ayrıntılarını duymak istemiyorum kes şunu!
Dedim omzumdaki elini iterek. Kahkaha atarak yanağımdan bir makas aldı ve yürümeye devam ettik. Jack bir şeyler anlatırken tüm bakışların üzerimizde olduğunu telefonlarına bakarak beni işaret ettiklerini görmemle kaşlarım havalanmıştı. Jack bunu fark ettmiş olacak ki,
Jack:Bu budalalar niye sana bakıp duruyorlar yine.
Bilmiyorum dercesine başımı yana doğru salladığımda dudaklarımı gergince birbirine bastırdım.
Hanuel: Boşverin her zaman ki gibi işte hadi gidelim.
Hanuel gergince elini omzuma koyup sürüklediğinde kolumu sinirle çektim.
Nora: Telefonuna bakarak bağırdığında bir şey görmüştün değil mi?
Dudak içini ısırarak benim dışımda her yere baktığında sinirle gözlerimi kapatarak herhangi birinin telefonunu alarak baktıkları fotoğrafa bakmıştım. Tahmin ettiğim bir şeydi benle Jungkook arka bahçedeyken jungkook'un arkadan bana sarıldığı anı biri gizlice çekmişti.Jack'ta yanıma gelerek fotoğraf'a bakarak sinirle gözlerini kapatmış etrafta bağırmıştı.
Jack:KİM YAPTI BUNU?SİZE DİYORUM HANGİ OR*SPU ÇOCUĞU YAPTI BUNU?
Dediğin de herkes irkilerek sessizeşmişti.
Jack:Sizin o küçük beyninizi s*kerim Nora ile uğraşmayın dedikçe daha çok ileriye gidiyorsunuz lan!
Elimle kolunu tutumuş sakin olmasını söylemiştim.Konuşamıyordum çünkü doğruydu bana sarılmıştı.Doğru olduğu için susuyordum.Zorla yutkunarak elimi anlıma koymuştum.Hanuel elini omzuma koyarak okşamıştı.Kalabalığın arasında bir ses yıkılmama sebep olucak bir şey söylediğinde ayaklarımın bağı nerdeyse çözülmüştü.
"Onun nasıl biri olduğu artık ortada herkesin altına giriyor işte bu da kanıt."
Jack tam konuşmak için tabiri caizse o kalabalığa girecekken herkesin sessiz olmasını sağlayan ve herşeye sebep olan o kişi bağırmıştı.
Jungkook:Sevgilim hakkında düzgün konuşun!
Diyerek elleri cebinde tayfası ile beraber yanımıza geldiğinde ellerini ellerime kenetlenmiş kalabalığa doğru tehditkar bir şekilde konuşmuştu.
Jungkook: Bu size son uyarım Nora artık benim sevgilim ve ona değil bir laf söylemek parmakla bile gösterirseniz sadece bu fotoğrafı yayan kişi değil,Hepiniz için geçerli. Sadece burayı değil, Kore'yi size dar edeceğimi söylememe gerek yok, bizim kim olduğumuzu biliyorsunuz. Ve artık nora'nın da kim olduğunu biliyorsunuz.
Kaşlarımı çatarak Haneul'e döndüğümde, onun da dikkatli bakışlarla aramızda duran elleri ile sıkıca ellerimi tutan jungkook'a baktığını gördüm. Taehyung ise kendisini fazlasıyla çekici gösteren sert ifadesiyle kalabalığa üstten ve küçümseyici bakışlar atıyordu.Tanrı aşkına, yanlış anlaşılmayı düzelteceğine ellerine daha fazla malzeme
veriyordu! Elimden tutarak beni çıkışa doğru sürüklediğinde kurtulmaya çalışıyordum. Sonunda beni arka bahçeye getirmişti. Durup bana döndüğünde birleşik olan ellerimiz aramızda bir köprü gibi dururken, elimi hızla çekerek elinden kurtardım.
Nora:Sen ne yaptığını sanıyorsun? Zaten yeterince iğrenç bir durumdayım, ne hakla yaparsın bunu?
Ses tonuma hakim olamayarak bağırırken göğsüm hızla inip kalkıyor, öfkeden dudağım seğiriyordu. Onun bakışları ise, anlam veremediğim bir ifadeye ev sahipliği yapıyordu. Sakince yanıma gelerek ellerini yanağıma koymuş sesini yumuşak tutarcasına konuştuğunda tüm sinirlerimin çekildiğini hissettim.
Jungkook: Üzülmeni artık istemiyorum seni üzgün görmek canımı sıkıyor.
Nora:Neden?
Sesim o kadar kısık çıkmıştı ki kendi sesimi ben bile duymamıştım.Onun duyduğundan bile emin değilim.
Jungkook:Nedenini gösterebilirim.
Anlı anlımdayken dudakları dudaklarımla birleşmişti.Eli dirseğimde dururken diğer eli belime kaydı ve gözlerimi kapatarak dudaklarımı hareket ettirdim. Sağ elimin okşamaya devam ettiği yara izi tüm kara bulutları dağıtırken dudaklarının üzerine gülümsedim. Yüzüme doğrudan bakabilmek için geri çekilmek istemiş olsa da buna izin vermeyip bu kez o dudaklarını dudaklarıma hapsetmiştim.Gözlerim birkaç saniye kapalı gözlerine bakmış olsa da fazla direnemeyip gözlerimi kapatmış ve dudaklarımı dudaklarına uydurmuştum. İçimde ismini koyamadığım bir sancı filizlenirken, birkaç saniye sonra mantığım devreye girdiği için ondan ayrılmak istesem de bedenimi bir mıknatıstan ayırmak istiyormuşçasına zorlanmıştım.
Dudaklarımızın birlikteliği birkaç öpücük daha uzadıktan sonra geri çekilebildiğimde,
Jungkook:Nora,
Dedi her nüansına hayran olduğum sesiyle. Siyah gözlerinin bu denli parıldamasına neden olan şeyin ne olduğunu düşünmek beni birkaç saniye daha oyalarken sonunda derin bir nefes alarak sakince gözlerimi kapattım.
Jungkook:Seni seviyorum.
Kapalı olan gözlerim anında açıldığında, her ne kadar şaşkın dursamda gülümseme engel olamadım.Beni seviyordu yanlış duymadım değil mi? Evet seviyordu ama ben onu seviyor muydum?Kalbimin onunla yakınlaştığında böyle atması,nefessiz kalmam sanırım onu sevdiğimin işaretiydi ve eminim bunu zaman gösterecekti.
Son~
Like:400
Abone:2,320
Yorum:80
Diğer bölümde bahsettiğim Wattpad kurgusu okumanızı şiddetle öneririm.
www.wattpad.com/story/200273571?wp_page=story_details_button&wp_uname=eda_bdk97&wp_originator=mtjV7dQG05jf4Mv54BY5TMLYjAY4%2F7H%2FFwBiYCK94d49FBcCsW3%2F5cU0QG1Qa8F44ATmg4kSQPrjxb7xSlICxPFlx%2BzjCKijUKXFWl930r%2FOAxgUa%2B0zhfryUJ%2Bwo50s
Çokkkk güzelllllll eline sağlıkk❤❤❤
@@beryl5558 Teşekkür ederim canım.
Omennn tanrımmm gelmiş yeni bölüm ben gidip tere yağı gibi erimeye 🤣🤣🤣🤣
Koş oku bakalım.
Agagagagagagaga cok guzel olmuss ellerine emegine saglik guzelimmm bayildimm 😚
Teşekür ederim birtanem beğenmenize sevindim.
Ayyyy sidettoe önerdiğin Wattpad hikayeni okudum müthişti 56 dan sonra devamı yokmu gı 🥴
Bilmiyorum atar belki.
Huhuuu çok güzel yağğ
Teşekkür ederim.
@@edaiste97 bişey değil gerçekleri söylüyoruz güzelim
Sonunda dönebildim ve muhteşem şeyler paylaşmışsın şimdi gördüm müq ellerine sağlık ❤️
Teşekkür ederim ama nerdeydin ki?
Ay çok güzel aferin jk adamımsın be💋
Teşekkür ederim canım.
Başka onerdiginiz hikaye varmı 🤞🤞
Benim tüm hikayelerim. 😅
Var
ArmyKook kanalın ismi hikayenin ismi Sadist mafyaya satilirsin
Daha 10.bolum gelmedi ama
Ayyyyy!!! Beklediğim yeni bölüm gelmiş ve tek kelimeyle herzaman ki gibi ''MÜKEMMEL'' olmuş aşkım👌❤😘
Teşekkür ederim birtanem.
Allahhhh gelmişlşş
Koş oku hemen.
Yesssss hemen okuyorummm❤❤❤
Oku bakalım.
Çokkk güzeldii
Teşekkür ederim
Eridim bittim🥹🫠🫠
Ya o kadar mı güzel olmuş?
@@edaiste97 evet 🥹💐
Şey yeni bölüm gelecek mi🥺
Hayır kuzum bitti.
Lütfen yeni bölüm gelsinnnn
Güzelim bu sondu.
@@edaiste97 yaa neden ama neyse bir şey olmaz bu arada videoların çok iyi ❤️
Devamı yokkk
Attım şimdi 1 saatir onunla uğraşıyorum.
Gördüm şimdi teşekkür ederimmm
❤
@@sahestekeskinkilic5410 tamamdır.
Yorumun yaş ortalaması 9 xd
Senin yaş ortalamandan çok daha iyi.
@@edaiste97 evt