Liliyar / Sezai Karakoç

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 25 мар 2022
  • Edebiyat sinema ile etkileşim içerisinde olan bir alan olarak da bilinir. İki sanat dalında da hikâye teması vardır. Sezai Karakoç’un ‘Liliyar’ şiirinde de bunu görebiliriz. Karakoç bu şiirini bir sinemadan esinlenerek adeta şiiri sahnelemiştir.
    1953 yılında Charles Walters yapımı ‘Lili’ ismindeki film, Karnaval Kızı ismiyle sahnelenmiştir. Filmde Fransa’nın küçük bir kasabasında yaşayan Lili henüz 16 yaşında saf temiz ve insanlara güveni sonsuz olan bir kızdır.
    Babasının ölümünün ardından tanıdıklarının yanında çalışmak için şehre taşınır şehirde sirkte çalışan Marcus adında bir sihirbaz ile tanışır ve burada garson olarak çalışmaya başlar. Lili, Marcus’a aşık olur onu izlemekten doğru düzgün çalışamaz ve ilk akşam işine son verilir.
    Marcus’un aşkı ile büyülenen Lili eskiden dansçı olan fakat savaşta sakatlandığı için sirkte kukla oynatma ya mecbur kalmış Pool’un kendisini aşık olduğundan habersizdir. Pool iyi bir insan olmasına rağmen Lili’nin gözünde sert mizaçlı ve ciddidir.
    İşten atılınca intihar etmeye karar veren Lili, Pool’u kurtarır. İntihar kararını verdi esnada perdenin arkasından görülen kukla Pool’un ta kendisidir. Pool’un oynattığı kukla ile konuşmaya başlayan Lili sirkteki seyircilerin ilgisini çeker ve yeniden işe alınır.
    Böylece her akşam Lili oynatanın Pool olduğundan habersiz bir şekilde seyircilerin karşısında kuklalarla konuşur. Bu arada Lili, Marcus’u hala sevmeye devam eder fakat bir gün Marcus'un evli olduğunu öğrenince sirki hemen terk etmeye karar verir.
    Tam da bu sıralarda Pool ile birlikte yaptıkları gösteri ile ilgili bir iş teklifi alırlar. Fakat bu işi tek başına yapması mümkün değildir. O esnada perde arkasından kuklalar belirir ve Lili’ye ‘bize veda etmeden mi gideceksin, bizi de yanında götür Lili’ diye yalvarırlar.
    Gitmeden evvel kuklaların titrediğini fark eden Lili perdeyi kaldırır ve karşısında Pool’u görür. Her akşam konuştuğu ve dertleştiği kuklanın Aslında Pool olduğunu anlayan Lili ona ‘Sen nesin duygularını kaybeden bir canavar mı? Diye bağırır.
    Sirki terk eden Lili yol boyunca sakin kaldığı anlarda düşünür aslında sevdiği adamın her akşam konuştuğu ve çok sevdiği kuklaları oynatan Pool olduğunu anlar özellikle gördüğü bir rüya sonucu bu sevgisine kesin olarak kanaat getiren Lili koşarak sirke doğru yol alır.
    Lili tüm masumiyeti ve çocuksuluğu ile kapıda duran Pool’a sarılır ve film sona erer.
    LİLİYAR
    Bu kuklaların kukla olmadığı besbelli
    Ne söyledilerse tıpıtıpına gerçek besbelli
    Altın saçlarını yana atışı yok mu Lilinin
    Lilinin yağdan kıl çekercesine inanışı
    Lilinin yağdan kıl çekercesine yaşayışı yok mu
    Kuklalar titremesin ne yapsın
    Kuklaların kukla olmadığı besbelli
    Lilinin çekip gideceği besbelli
    Lilinin dönüp geleceği besbelli
    Ekmek ha bakkalın olmuş ha Cabaret de Paris'nin
    Sen herhangi bir ekmek yiyeceksin işte Lili
    Ekmek ne kadar Allahınsa Lili de o kadar Allahın Lili
    Yüzün ruhun kadar aydınlık ya Lili
    Gönlün soğuk sular güzel aynalar gibi ya Lili
    Anladın ya kutunun içinden çıkan mendil
    Olamaz Üsküdardan geçerken bulduğun mendil
    -Bizi bırakıp nereye gidiyorsun Lili
    Demek bizi bırakıp gidiyorsun Lili
    Sen daima güzeller güzelini bulursun Lili
    Sen istesen de taş yürekli olamazsın
    Sen daima güzeller güzeli olursun Lili
    Demek gideceksin arkana dönüp bakmayacaksın
    Hangi kuş hangi şafakta ölecek görmeyeceksin
    Öyleyse al bu kürkü bu veda kürkünü Lili
    Tüyleri şiirler olan bu mahcup kürkü
    Sen daima Sultanlar Sultanı olursun Lili
    Demek sen gidiyorsun Lili
    Bizi öpmeden mi gideceksin Lili
    Lilinin güneşin altında duruşu yok mu
    Perdeleri sıyırıp çirkin adamı burnundan yakalayışı yok mu
    Eline bavulunu alışı yollara koyuluşu yok mu
    Çirkin adamın güzel adam oluşu yok mu
    Yaklaşıp onu saçlarından yakalayışı
    Uzaklaşıp yollarda yol oluşu yok mu
    Lilinin bir tavşan gibi koşuşu
    Keklik gibi dönüp bakışı ve yıldırım gibi koşuşu yok mu
    Adam da tam o zaman kapıdan çıkmaz mı dışarı
    Lilinin adamın boynuna çocukça ve çılgınca atılışı yok mu
    Ben konuşmasını bilmem Lili
    Sezai KARAKOÇ

Комментарии •