Maalesef öyle kolay olmadı delikanlı. Türkler tarihlerinin belki de en büyük kıyımına uğradılar Kuteybe ve ordusu eliyle. İlk hizmetleri diyorsun da, içim acıyla doluyor. Boyun eğmişlik dünyanın en acı şeyi olsa gerek.
O dönem tarihi dediğin söylenti toplayıcısı Taberi'mi. Türkiye'de herkes kendi mitolojisini oluşturuyor. Tarih-Coğrafya-etnisite-dinler tarihi bilmeden herkes senaryo yazıyor. Taberi onu Abbasilere ısmarlama Arap Tarihi yazan Vakıdi'den alıntılamıştır. Bölgeyi biliyor ama gezmiyor ve 100 yıl sonra yazıyor. Talukan ve Cüzcan'ın Nüfus çoğunluğu Türk değil Soğd(Tacik). Akhun kalıntıları hariç Türk yok. Türkler o dönem Harzemin kuzeyinde Maverünnehir'in çoğu yerinde. Türkler asıl fergana vadisinde Kuteybe şerefsizi tarafından katledildiler. Kuteybe arap milliyetçisi idi. Abartı varmı bilmiyoruz ancak 40.000 kişi esir 20.000 de galiba öldürülen olduğunu yazıyor. Araplarda savaş makinesi var, harita bilgisi var. Türkler bağımsız şehir devleti gibi. Türgişler hariç Orta Asya'da destekte bulamıyorlar. Ancak bütün bu dönemde müslüman olan Türk oranı yüzde 2 bile yok. 70 yıl kadar sonra Talas'ta Türklerin bir kısmı Arap destekli bir kısmı Çin destekli iç savaş ve hegemonya mücadelesi yapıyor. Talas'ta Tang hanedanı yenilince Türkler(Karluklar, Basmiller, Çiğiller) Orta Asya'da Abbasilerin Orta Asya'dan çekilmesiyle bağımsızlık kazandılar. Çin, Büyük İskender, İran hanedanları pek çok Türk katliamı yaptı. Sovyetler ve Balkanlarda olanlarda. Türkler de zaman zaman çevre devletlere özellikle Moğol boyunduruğunda yaptılar. Neyse uzatmayayım.
@@AbcManTr Emeğine sağlık! Kuteybe'yi ve katliamlarını çok iyi anlatmışsın. Demek ki, Türkler öyle güle oynaya Müslüman olup Araplara hizmet etmeye başlamamışlar. Kuteybe'yi Arapların en büyük dahilerinden birisi diyerek olumlamaya çalışanlar belki dehasını nasıl kullandığına da bir bakarlar.
@@jackthefarmer08 Kuteybe komutandı başarılıydı amacı oydu. O Onların bakış açısı. İslamlaşma çok sonra oldu. Ayrıca kuteybenin ve emevilerin amacı İslamı yaymak değil mevali diyerek ordularına katmak, ikincil sınıf köle veya daha üst seviyede vatandaşlar oluşturmak, bunlardan vergi almak, zenginlikleri yağmalamaktı. Horasanlı Eba Müslim, Talas, Karahanlılar, Ahmet Yesevi ve dervişleri bunlar dönüm noktalarıdır. 1300 lü yıllarda hala müslüman olmayan oğuzlar var. Türkler Samanoğullarına kadar kendi coğrafyalarına Talastan itibaren tekrar hakim oldular. Hazarların coğrafyası hariç. Büyük İskender fergana vadisinde öncüleri öldürüldü diye bütün vadiyi kılıçtan geçirdi, yöneticilerden birini öldürdü. Hakan Çin sınırına kaçtı. Önce Kırgızlar Uygurları, sonra Moğollar Kırgızları Ötüken'den sürdü. O zaman at kurban ediyorduk şimdi sığır veya koyun. O zaman şamanları kutsuyorduk şimdi şeyhleri, şıhları, dedeleri, babaları. Balballerin yerini türbeler ve mezar taşları aldı. Türkler Eba Müslim isyanına katılarak onunla birlikte tüm emevi yönetici ve komutanlarını kılıçtan geçirdiler. Böylece Araplaştırma Irak ve doğusundaki coğrafyada(İran, Afganistan, durdu. Çünkü yönetici ve komutan sınıf ortadan kaldırıldı. Abbasi ordusunda komutan olan Türkler Samanoğulları döneminde çetin seferlerle karşılaştılar. Gazneliler'den başlayarak kendi müslüman devletlerini kurdular. Karahanlılar ise müslümanlardan destek için hükümdarlarının din değiştirmesiyle müslüman oldular. Tarihi süreçleri iyi gözlemlemek ve çözümlemek gerek. tekdüze konuşmakla olmaz.
@@AbcManTr Tuhhafsın! Kalkmış gelmiş Orta Asya'ya, kırmış geçirmiş ortalığı. Öldürmüş, yağmalamış, esir almış, tecavüz etmiş, mahvetmiş insanları. Bunu görmek için tarih profesörü olmaya mı gerek olacak? Yok amacı şuydu, yok o zaman değil şu zaman kesti Türkleri, yok orada değil burada öldürdü! Ne önemi var bunların? Ne işi varmış orada? Şaşıyorum şu Kuteybe güzellemelerine!
Esenlikler arkadaşlar: Yad/el kökenli sözcüklerin, Türkçe karşılıklarını kullanmaya özen gösterelim. Türkçemiz; çok değerli, varlıklı bir dildir!.. ( Türkçemiz; Türk ulusunun en önemli yaşam kaynağıdır.) Cevap = Yanıt ( Soru-Yanıt ) Sebep = Neden Netice = Sonuç Fayda = Yarar Zarar = Dokunca Kayıp = Yitik İhtiyaç = Gereksinim Kıymet/li = Değer/li İmkan/sız = Olanak/sız Lüzum/Lazım = Gerek/li Basit = Kolay Mikro = Küçük/Ufak Kadar = Değin/Dek Rağmen = Karşın ( Buna karşın ) Şekil = Biçim İzin = Onay Fikir = Düşünce His = Duygu Hissetmek = Duyumsamak Sabır = Dayanç Tecrübe = Deneyim Muazzam/Mükemmel = Olağanüstü Prensip = İlke/sel Orijinal = Özgün Trend = Eğilim Moda = Akım Faaliyet = Etkinlik Teşebbüs = Girişim Pratik = İşlevsel Keşif-İcat = Buluş/Bulgu Seyahat = Yolculuk/Gezi Dikkat = Abay Hakikat = Gerçek Şüphe = Kuşku Maalesef = Ne yazık ki Telaş-Endişe = Kaygı/Tedirgin Komik = Gülünç Komedi = Güldürü Tenkit = Eleştiri Şart = Koşul Mesaj = İleti Haber/İstihbarat = Duyum/Bilgi Talep/Arzu = İstek/Dilek İhtimal = Olasılık Plan = Tasarı Link = Bağlantı Tespit = Saptama/Belirleme İşaret = İz/İpucu Analiz = İnceleme/Çözümleme Metot = Yöntem Tercih = Seçenek ( Benim seçimim ) Mülakat = Görüşme Tavsiye/Teklif = Öneri Objektif = Yansız/Nesnel Detay = Ayrıntı Taviz = Ödün Seyretme = İzleme Seyirci =İzleyici ( İyi izlemeler ) Taraftar = Yandaş Pilot = Sürücü Müsabaka = Yarış Rekabet = Çekişme Mücadele = Uğraşı Gayret = Çaba/Emek Galibiyet = Kazanmak Mağlubiyet = Yenilgi Hız = İvme Acil = İvedi/likle Hareket = Devinim İkaz = Uyarı Zorlama/Empoze = Dayatma Mobbing = Baskı Aile = Oğuş Baba = Ata Valide = Ana/Ög ( Ög/ksüz - Anasız ) Akraba = Yakın Sülale = Soy/Sop Ecdat = Atalar Hukuk = Tüze Kanun = Yasa Legal = Yasal İllegal = Yasa dışı Mahkeme = Duruşma Nizam = Düzen Nizamname = Tüzük Miras = Bırakıt Örf-Adet = Gelenek-Görenek ( Töre ) Medeni/yet = Uygar/lık Modern = Çağdaş Lider = Önder Mefkure/İdeal = Ülkü Zafer = Utku/Başarı Emir = Buyruk Amir = Buyuran Hakim/iyet = Egemen/lik - Boyunduruk Harp = Savaş Sulh = Barış Millet = Ulus/Budun Vatan = Yurt Vatandaş = Yurttaş Vatansever = Yurtsever Nüfus = Toplum/Topluluk ( Arapça nüfus; kişiler, anlamına gelir, Türkçe karşılığı ise; toplumdur. ) Meclis = Kurultay Cumhuriyet = Ulus Yönetimi Edebiyat = Yazın Gramer = Dil Bilgisi Harf = İmce Alfabe = Abece/İmceler Kelime = Sözcük Cümle = Tümce İmla = Yazım Üslup/Tarz = Biçem Vezin = Ölçü Kafiye = Uyak Redif = Ek/Yineleme Nesir = Düzyazı Hikaye = Öykü Destan = Koçak/ Erteği İsim = Ad Zamir = Adıl Sıfat = Ön ad Zarf = Belirteç Fiil = Eylem Edat = İlgeç Hal = Durum Mana = Anlam Husus = Konu Sade = Yalın/Duru Hatıra = Anı/msamak Biyografi = Yaşam öyküsü Otobiyografi = Öz yaşam öyküsü Anekdot = Kısa anlatı/Öykücük Sohbet = Söyleşi Mülakat = Görüşme İlave = Ek Unsur = Öge Parça = Bölüm Grup = Öbek ( Söz öbekleri ) Küme = Yığın Sahip =İye/Koruyucu Has = Özgü Şahıs = Birey/Kişi Tamamlayan = Tümleyen/Tümleç ( Dil Bilgisinde ) Tercüme = Çeviri Tercüman = Çevirmen Tabir = Deyiş/Anlatım Telaffuz = Söyleyiş Kalem = Yazak/aç Kağıt = Yaprak Defter = Kaplık Kitap = Betik/Bitig Mecmua = Dergi Matbaa = Basımevi Talebe = Öğrenci Hoca = Öğretmen İmtihan = Sınav Pedagoji = Eğitim bilimi Departman = Bölüm Kampüs = Yerleşke Akademi = Bilimtay Tasfiye = Ayıklama/Temizleme Kabiliyet = Yetenek/Beceri Standart = Ölçün/lü Af/fetmek = Bağış/lamak Merhamet = Acıma Keder = Üzüntü Kader = Yazgı Huzur/Rahat = Erinç Karakter = Kişilik Akıl/lı = Us/lu Zeka = Anlak Şuur = Bilinç Hafıza = Bellek Hayatını kaybetti = Yaşamını yitirdi ( Türkçe tümcesi kullanılmalı ) Defin/Kabir = Gömüt Nefes = Soluk/lanmak Hayat/i = Yaşam/sal Eczacı = Emçi Doktor/Hekim = Sagun/Otacı Uzuv = Organ Acemi = Çaylak Profesyonel = Uzman İhtisas = Uzmanlık Kainat = Uzay/Evren Planet = Gezegen Sema = Gökyüzü Hafta = Yedil ( Farsça Haft/a = 7 demektir. Farsça Haftanın karşılığı ise öz Türkçe olan Yedi/l'dir!..) Sene = Yıl Takvim = Yıllık Devir = Çağ Asır = Yüzyıl Saat = Sayaç Zaman = Süre/ç Defa = Kez ( Eski Türkçe Kezik'ten türeme = Dönüş demek ) Kazara = Bilmeden/İstemeden Enteresan = İlginç Spontane = Kendiliğinden Tatmin = Doyum Cimri = Eli sıkı Destek = Yardım İhmal = Boşlama/Görmezlik Tamamen = Tümüyle/Bütünüyle Mukayese = Karşılaştırma Tebliğ/Anons = Duyuru Beyan = Açıklama Beyanname = Bildirge Deklare = Bildirmek İfade = Anlatım Hitabet Konuşma Nutuk = Söylev Laf = Söz Gıybet = Dedikodu Yemin = Ant Tatil = Dinlence Merhaba/ Selam = Esenlik ( Es'mekten türemiştir, öz Türkçedir! Farsça olan Âsân = kolay ve dinlenmek anlamına gelir. İki sözcük arasında hiçbir biçimde benzerlik bulunmamaktadır. ) Anahtar = Açar İrtifa = Yükselti İmar = Bayındır İnşaat = Yapı İşleri/Dikinti Eser = Yapıt Mekan = Yer Saha = Alan Etraf = Çevre Yeryüzü şekilleri = Yeryüzü biçimleri Coğrafya = Yeryüzü Tayyare = Uçak Uçak Pilotu = Uçman İta = Ödeme Mübalağa = Abartı Tasvir = Betimleme Asil = Soylu Zengin = Varlıklı Fakir = Yoksul Zayıf = Güçsüz Alim = Bilge Entelektüel = Aydın Elit = Seçkin İtibar = Saygın/lık Sosyoloji = Toplum Bilim İhtilal = Devrim İnkılap = Yenilik İmtiyaz = Ayrıcalık Aidat = Ödenti Maaş = Aylık İskan = Yerleşme Misafir = Konuk Sandalye = Oturak/Koltuk Rengarenk = Alaca Ekran = Gösterge Pazar = Satak Dükkan = Satış Yeri Yabancı = Yad/t ( Farsça Yâd = “Anma” anlamına gelir ve öz Türkçe yad/t İle hiçbir biçimde benzer anlam taşımamaktadır!.. ) İnkar = Yokumsama/Yadsıma ( Türkçe; Yad/t kökenlidir, türemiştir. ) Harabe/Enkaz = Yıkıntı Hücum = Atılım/Akın/Saldırı Müdafaa/Defans = Savunma Sertifika/Diploma = Belge/ Yeterlilik Belgesi Sekreter/Katip = Yazman ( Sık kullanılıyor ) Randevu = Buluşma Define = Gömü Hediye = Armağan/Ödül Teşekkür = Sağ ol Siyah = Kara Beyaz = Ak Kırmızı = Al/Kızıl Jenerik = Tanıtımlık Agresif = Saldırgan Kalp = Yürek Cesaretli = Yürekli Mert = Yiğit Kombine = Birleşik Kamuflaj = Gizleme Prosedür = İzlek Perspektif = Bakış açısı Periyot = Dönem Versiyon = Sürüm Fenomen = Görüngü Derece = Aşama Dert = Sıkıntı İcraat = Uygulama Kurban = Adak Esir = Tutsak Cenah = Kesim Vasıf = Nitelik Ayan beyan = Açık seçik Vak'a =Olay Vasati = Ortalama Skandal/Rezalet = Utanç Müzakere = Görüşme/Oylaşma Mütareke = Uzlaşma İdare = Yönetim İdareci = Yönetici Teşkilat = Örgüt Takip/çi = İzleme/İzleyici Kuvvet = Güç Problem = Sorun Mülteci = Sığınmacı Hicret = Göç Mevki = Konum/Orun Mabet = Tapınak İhtişam = Görkem Petrol = Akaryakıt Camia/Kitle = Topluluk/Yığın Lakap = Takma ad Eşkal = Görünüş ( Dış ) Keyif = Sevinç İmtina = Kaçınma Merdiven = Basamak İstirahat = Dinlenme Cahil = Bilgisiz Taraf = Yön Kabullenme = Benimseme Lüks = Gösteriş Güzergah = Yol boyu Kültür = Ekin/im Otomobil = Araç/Araba Tenha = Issız Mütalaa = Değerlendirme İltimas = Kayırma Berbat = Korkunç/İğrenç Zelzele = Deprem Antipatik = Sevimsiz/İtici Sempatik = Sevimli Doküman = Belge Sahil = Kıyı Çeşme = Kaynak Tabiat = Doğa Not: Aşağıdaki yad/el kökenli sözcükleri Türkçeleştirmeden bütünüyle Türkçe anlam vererek Türkçe kökenli denilerek kolay biçimde Türkçe sözcükler üretilebilir!.. Konak = Konmaktan türemiş gibi benimsenebilir. Yalı = Yalamaktan denizin kara kısmındaki evleri ıslatmasından yola çıkarak Türkçe benimsenebilir. Önemli: Türk Dil Devrimi boşuna mı yapıldı?.. Dilimizi zenginleştiriyor diye savunduğunuz Farsça, Arapça ve Batı dillerinden dilimize giren yad/el kökenli sözcükler yüzünden, Türkçe sözcük, tümce kullanamıyoruz ya da karşılıklarını yazdığımızda "aman boş ver zenginlik" diye geçiştiriyoruz!.. Bu dile yapılan en büyük kötülüktür. Türkçeye sonradan kullandığımız ünlü sözcüklerden olan "siyaset" Arapça; AT BAKICISI, "Bekir" diye koyduğumuz ad ise Arapça; DEVE YAVRUSU yavrusu, Farsça kız adı olarak kullandığımız "Jülide" ise; DAĞINIK demektir, zamanla kullanım anlamları değiştirmiştir, genelde yad/el kökenli sözcüklerde olur. Hiç yoktansa yeni türetilen Türkçe sözcüklerde böyle anlamsız durumlar bulunmamaktadır. Bir de insanlar yeniliklere, yeni sözcüklere ilkin tepki koyar sonra ise alışmaya, kullanmaya ve uygulamaya başlar. Tabure yerine "oturak" denilmeye başlandığında ilkin tepki oluştu, şimdi ise bol bol kullanıyor!.. Bir dilde ister yeni ister 2000 yıldır yad/el sözcük kullanılsın bu onun kullanılması gerektiği anlamına gelmez, zenginlik ile geçiştirilemez!.. Türkçe; yeni sözcük üretebilen varlıklı bir dildir, eğer kullandığın sözcüklerin Türkçe karşılığı yazdıklarımdaki gibi kullanıyorsa yad/el sözcük kullanmanın hiçbir anlamı yoktur. Örnek; dükkan yerine "satış yeri" anahtar yerine "açar" neden gülünç olsun? Gerçekte gülünç olan; senin Türkçe sözcüklere karşı aşırı biçimde yozlaşman el kalman! Türkçe sözcüklerimiz varken neden Farsça, Arapça, Batı dillerinin eş anlamlılarını kullanalım öyle değil mi ? Bu durum; dilimizi bütünüyle yitirmemize, yozlaşmasına neden olur!..
Maalesef öyle kolay olmadı delikanlı. Türkler tarihlerinin belki de en büyük kıyımına uğradılar Kuteybe ve ordusu eliyle. İlk hizmetleri diyorsun da, içim acıyla doluyor. Boyun eğmişlik dünyanın en acı şeyi olsa gerek.
Ne biliyorsun tarihlerinin en büyük kıyımı olduğunu.
O dönem tarihi dediğin söylenti toplayıcısı Taberi'mi. Türkiye'de herkes kendi mitolojisini oluşturuyor. Tarih-Coğrafya-etnisite-dinler tarihi bilmeden herkes senaryo yazıyor. Taberi onu Abbasilere ısmarlama Arap Tarihi yazan Vakıdi'den alıntılamıştır. Bölgeyi biliyor ama gezmiyor ve 100 yıl sonra yazıyor. Talukan ve Cüzcan'ın Nüfus çoğunluğu Türk değil Soğd(Tacik). Akhun kalıntıları hariç Türk yok. Türkler o dönem Harzemin kuzeyinde Maverünnehir'in çoğu yerinde. Türkler asıl fergana vadisinde Kuteybe şerefsizi tarafından katledildiler. Kuteybe arap milliyetçisi idi. Abartı varmı bilmiyoruz ancak 40.000 kişi esir 20.000 de galiba öldürülen olduğunu yazıyor. Araplarda savaş makinesi var, harita bilgisi var. Türkler bağımsız şehir devleti gibi. Türgişler hariç Orta Asya'da destekte bulamıyorlar. Ancak bütün bu dönemde müslüman olan Türk oranı yüzde 2 bile yok. 70 yıl kadar sonra Talas'ta Türklerin bir kısmı Arap destekli bir kısmı Çin destekli iç savaş ve hegemonya mücadelesi yapıyor. Talas'ta Tang hanedanı yenilince Türkler(Karluklar, Basmiller, Çiğiller) Orta Asya'da Abbasilerin Orta Asya'dan çekilmesiyle bağımsızlık kazandılar. Çin, Büyük İskender, İran hanedanları pek çok Türk katliamı yaptı. Sovyetler ve Balkanlarda olanlarda. Türkler de zaman zaman çevre devletlere özellikle Moğol boyunduruğunda yaptılar. Neyse uzatmayayım.
@@AbcManTr Emeğine sağlık! Kuteybe'yi ve katliamlarını çok iyi anlatmışsın. Demek ki, Türkler öyle güle oynaya Müslüman olup Araplara hizmet etmeye başlamamışlar. Kuteybe'yi Arapların en büyük dahilerinden birisi diyerek olumlamaya çalışanlar belki dehasını nasıl kullandığına da bir bakarlar.
@@jackthefarmer08 Kuteybe komutandı başarılıydı amacı oydu. O Onların bakış açısı. İslamlaşma çok sonra oldu. Ayrıca kuteybenin ve emevilerin amacı İslamı yaymak değil mevali diyerek ordularına katmak, ikincil sınıf köle veya daha üst seviyede vatandaşlar oluşturmak, bunlardan vergi almak, zenginlikleri yağmalamaktı. Horasanlı Eba Müslim, Talas, Karahanlılar, Ahmet Yesevi ve dervişleri bunlar dönüm noktalarıdır. 1300 lü yıllarda hala müslüman olmayan oğuzlar var. Türkler Samanoğullarına kadar kendi coğrafyalarına Talastan itibaren tekrar hakim oldular. Hazarların coğrafyası hariç. Büyük İskender fergana vadisinde öncüleri öldürüldü diye bütün vadiyi kılıçtan geçirdi, yöneticilerden birini öldürdü. Hakan Çin sınırına kaçtı. Önce Kırgızlar Uygurları, sonra Moğollar Kırgızları Ötüken'den sürdü. O zaman at kurban ediyorduk şimdi sığır veya koyun. O zaman şamanları kutsuyorduk şimdi şeyhleri, şıhları, dedeleri, babaları. Balballerin yerini türbeler ve mezar taşları aldı. Türkler Eba Müslim isyanına katılarak onunla birlikte tüm emevi yönetici ve komutanlarını kılıçtan geçirdiler. Böylece Araplaştırma Irak ve doğusundaki coğrafyada(İran, Afganistan, durdu. Çünkü yönetici ve komutan sınıf ortadan kaldırıldı. Abbasi ordusunda komutan olan Türkler Samanoğulları döneminde çetin seferlerle karşılaştılar. Gazneliler'den başlayarak kendi müslüman devletlerini kurdular. Karahanlılar ise müslümanlardan destek için hükümdarlarının din değiştirmesiyle müslüman oldular. Tarihi süreçleri iyi gözlemlemek ve çözümlemek gerek. tekdüze konuşmakla olmaz.
@@AbcManTr Tuhhafsın! Kalkmış gelmiş Orta Asya'ya, kırmış geçirmiş ortalığı. Öldürmüş, yağmalamış, esir almış, tecavüz etmiş, mahvetmiş insanları. Bunu görmek için tarih profesörü olmaya mı gerek olacak? Yok amacı şuydu, yok o zaman değil şu zaman kesti Türkleri, yok orada değil burada öldürdü! Ne önemi var bunların? Ne işi varmış orada? Şaşıyorum şu Kuteybe güzellemelerine!
Esenlikler arkadaşlar:
Yad/el kökenli sözcüklerin, Türkçe karşılıklarını kullanmaya özen gösterelim. Türkçemiz; çok değerli, varlıklı bir dildir!..
( Türkçemiz; Türk ulusunun en önemli yaşam kaynağıdır.)
Cevap = Yanıt ( Soru-Yanıt )
Sebep = Neden
Netice = Sonuç
Fayda = Yarar
Zarar = Dokunca
Kayıp = Yitik
İhtiyaç = Gereksinim
Kıymet/li = Değer/li
İmkan/sız = Olanak/sız
Lüzum/Lazım = Gerek/li
Basit = Kolay
Mikro = Küçük/Ufak
Kadar = Değin/Dek
Rağmen = Karşın ( Buna karşın )
Şekil = Biçim
İzin = Onay
Fikir = Düşünce
His = Duygu
Hissetmek = Duyumsamak
Sabır = Dayanç
Tecrübe = Deneyim
Muazzam/Mükemmel = Olağanüstü
Prensip = İlke/sel
Orijinal = Özgün
Trend = Eğilim
Moda = Akım
Faaliyet = Etkinlik
Teşebbüs = Girişim
Pratik = İşlevsel
Keşif-İcat = Buluş/Bulgu
Seyahat = Yolculuk/Gezi
Dikkat = Abay
Hakikat = Gerçek
Şüphe = Kuşku
Maalesef = Ne yazık ki
Telaş-Endişe = Kaygı/Tedirgin
Komik = Gülünç
Komedi = Güldürü
Tenkit = Eleştiri
Şart = Koşul
Mesaj = İleti
Haber/İstihbarat = Duyum/Bilgi
Talep/Arzu = İstek/Dilek
İhtimal = Olasılık
Plan = Tasarı
Link = Bağlantı
Tespit = Saptama/Belirleme
İşaret = İz/İpucu
Analiz = İnceleme/Çözümleme
Metot = Yöntem
Tercih = Seçenek ( Benim seçimim )
Mülakat = Görüşme
Tavsiye/Teklif = Öneri
Objektif = Yansız/Nesnel
Detay = Ayrıntı
Taviz = Ödün
Seyretme = İzleme
Seyirci =İzleyici ( İyi izlemeler )
Taraftar = Yandaş
Pilot = Sürücü
Müsabaka = Yarış
Rekabet = Çekişme
Mücadele = Uğraşı
Gayret = Çaba/Emek
Galibiyet = Kazanmak
Mağlubiyet = Yenilgi
Hız = İvme
Acil = İvedi/likle
Hareket = Devinim
İkaz = Uyarı
Zorlama/Empoze = Dayatma
Mobbing = Baskı
Aile = Oğuş
Baba = Ata
Valide = Ana/Ög ( Ög/ksüz - Anasız )
Akraba = Yakın
Sülale = Soy/Sop
Ecdat = Atalar
Hukuk = Tüze
Kanun = Yasa
Legal = Yasal
İllegal = Yasa dışı
Mahkeme = Duruşma
Nizam = Düzen
Nizamname = Tüzük
Miras = Bırakıt
Örf-Adet = Gelenek-Görenek ( Töre )
Medeni/yet = Uygar/lık
Modern = Çağdaş
Lider = Önder
Mefkure/İdeal = Ülkü
Zafer = Utku/Başarı
Emir = Buyruk
Amir = Buyuran
Hakim/iyet = Egemen/lik - Boyunduruk
Harp = Savaş
Sulh = Barış
Millet = Ulus/Budun
Vatan = Yurt
Vatandaş = Yurttaş
Vatansever = Yurtsever
Nüfus = Toplum/Topluluk ( Arapça nüfus; kişiler, anlamına gelir, Türkçe karşılığı ise; toplumdur. )
Meclis = Kurultay
Cumhuriyet = Ulus Yönetimi
Edebiyat = Yazın
Gramer = Dil Bilgisi
Harf = İmce
Alfabe = Abece/İmceler
Kelime = Sözcük
Cümle = Tümce
İmla = Yazım
Üslup/Tarz = Biçem
Vezin = Ölçü
Kafiye = Uyak
Redif = Ek/Yineleme
Nesir = Düzyazı
Hikaye = Öykü
Destan = Koçak/ Erteği
İsim = Ad
Zamir = Adıl
Sıfat = Ön ad
Zarf = Belirteç
Fiil = Eylem
Edat = İlgeç
Hal = Durum
Mana = Anlam
Husus = Konu
Sade = Yalın/Duru
Hatıra = Anı/msamak
Biyografi = Yaşam öyküsü
Otobiyografi = Öz yaşam öyküsü
Anekdot = Kısa anlatı/Öykücük
Sohbet = Söyleşi
Mülakat = Görüşme
İlave = Ek
Unsur = Öge
Parça = Bölüm
Grup = Öbek ( Söz öbekleri )
Küme = Yığın
Sahip =İye/Koruyucu
Has = Özgü
Şahıs = Birey/Kişi
Tamamlayan = Tümleyen/Tümleç ( Dil Bilgisinde )
Tercüme = Çeviri
Tercüman = Çevirmen
Tabir = Deyiş/Anlatım
Telaffuz = Söyleyiş
Kalem = Yazak/aç
Kağıt = Yaprak
Defter = Kaplık
Kitap = Betik/Bitig
Mecmua = Dergi
Matbaa = Basımevi
Talebe = Öğrenci
Hoca = Öğretmen
İmtihan = Sınav
Pedagoji = Eğitim bilimi
Departman = Bölüm
Kampüs = Yerleşke
Akademi = Bilimtay
Tasfiye = Ayıklama/Temizleme
Kabiliyet = Yetenek/Beceri
Standart = Ölçün/lü
Af/fetmek = Bağış/lamak
Merhamet = Acıma
Keder = Üzüntü
Kader = Yazgı
Huzur/Rahat = Erinç
Karakter = Kişilik
Akıl/lı = Us/lu
Zeka = Anlak
Şuur = Bilinç
Hafıza = Bellek
Hayatını kaybetti = Yaşamını yitirdi ( Türkçe tümcesi kullanılmalı )
Defin/Kabir = Gömüt
Nefes = Soluk/lanmak
Hayat/i = Yaşam/sal
Eczacı = Emçi
Doktor/Hekim = Sagun/Otacı
Uzuv = Organ
Acemi = Çaylak
Profesyonel = Uzman
İhtisas = Uzmanlık
Kainat = Uzay/Evren
Planet = Gezegen
Sema = Gökyüzü
Hafta = Yedil ( Farsça Haft/a = 7 demektir. Farsça Haftanın karşılığı ise öz Türkçe olan Yedi/l'dir!..)
Sene = Yıl
Takvim = Yıllık
Devir = Çağ
Asır = Yüzyıl
Saat = Sayaç
Zaman = Süre/ç
Defa = Kez ( Eski Türkçe Kezik'ten türeme = Dönüş demek )
Kazara = Bilmeden/İstemeden
Enteresan = İlginç
Spontane = Kendiliğinden
Tatmin = Doyum
Cimri = Eli sıkı
Destek = Yardım
İhmal = Boşlama/Görmezlik
Tamamen = Tümüyle/Bütünüyle
Mukayese = Karşılaştırma
Tebliğ/Anons = Duyuru
Beyan = Açıklama
Beyanname = Bildirge
Deklare = Bildirmek
İfade = Anlatım
Hitabet Konuşma
Nutuk = Söylev
Laf = Söz
Gıybet = Dedikodu
Yemin = Ant
Tatil = Dinlence
Merhaba/ Selam = Esenlik ( Es'mekten türemiştir, öz Türkçedir! Farsça olan Âsân = kolay ve dinlenmek anlamına gelir. İki sözcük arasında hiçbir biçimde benzerlik bulunmamaktadır. )
Anahtar = Açar
İrtifa = Yükselti
İmar = Bayındır
İnşaat = Yapı İşleri/Dikinti
Eser = Yapıt
Mekan = Yer
Saha = Alan
Etraf = Çevre
Yeryüzü şekilleri = Yeryüzü biçimleri
Coğrafya = Yeryüzü
Tayyare = Uçak
Uçak Pilotu = Uçman
İta = Ödeme
Mübalağa = Abartı
Tasvir = Betimleme
Asil = Soylu
Zengin = Varlıklı
Fakir = Yoksul
Zayıf = Güçsüz
Alim = Bilge
Entelektüel = Aydın
Elit = Seçkin
İtibar = Saygın/lık
Sosyoloji = Toplum Bilim
İhtilal = Devrim
İnkılap = Yenilik
İmtiyaz = Ayrıcalık
Aidat = Ödenti
Maaş = Aylık
İskan = Yerleşme
Misafir = Konuk
Sandalye = Oturak/Koltuk
Rengarenk = Alaca
Ekran = Gösterge
Pazar = Satak
Dükkan = Satış Yeri
Yabancı = Yad/t ( Farsça Yâd = “Anma” anlamına gelir ve öz Türkçe yad/t İle hiçbir biçimde benzer anlam taşımamaktadır!.. )
İnkar = Yokumsama/Yadsıma ( Türkçe; Yad/t kökenlidir, türemiştir. )
Harabe/Enkaz = Yıkıntı
Hücum = Atılım/Akın/Saldırı
Müdafaa/Defans = Savunma
Sertifika/Diploma = Belge/ Yeterlilik Belgesi
Sekreter/Katip = Yazman ( Sık kullanılıyor )
Randevu = Buluşma
Define = Gömü
Hediye = Armağan/Ödül
Teşekkür = Sağ ol
Siyah = Kara
Beyaz = Ak
Kırmızı = Al/Kızıl
Jenerik = Tanıtımlık
Agresif = Saldırgan
Kalp = Yürek
Cesaretli = Yürekli
Mert = Yiğit
Kombine = Birleşik
Kamuflaj = Gizleme
Prosedür = İzlek
Perspektif = Bakış açısı
Periyot = Dönem
Versiyon = Sürüm
Fenomen = Görüngü
Derece = Aşama
Dert = Sıkıntı
İcraat = Uygulama
Kurban = Adak
Esir = Tutsak
Cenah = Kesim
Vasıf = Nitelik
Ayan beyan = Açık seçik
Vak'a =Olay
Vasati = Ortalama
Skandal/Rezalet = Utanç
Müzakere = Görüşme/Oylaşma
Mütareke = Uzlaşma
İdare = Yönetim
İdareci = Yönetici
Teşkilat = Örgüt
Takip/çi = İzleme/İzleyici
Kuvvet = Güç
Problem = Sorun
Mülteci = Sığınmacı
Hicret = Göç
Mevki = Konum/Orun
Mabet = Tapınak
İhtişam = Görkem
Petrol = Akaryakıt
Camia/Kitle = Topluluk/Yığın
Lakap = Takma ad
Eşkal = Görünüş ( Dış )
Keyif = Sevinç
İmtina = Kaçınma
Merdiven = Basamak
İstirahat = Dinlenme
Cahil = Bilgisiz
Taraf = Yön
Kabullenme = Benimseme
Lüks = Gösteriş
Güzergah = Yol boyu
Kültür = Ekin/im
Otomobil = Araç/Araba
Tenha = Issız
Mütalaa = Değerlendirme
İltimas = Kayırma
Berbat = Korkunç/İğrenç
Zelzele = Deprem
Antipatik = Sevimsiz/İtici
Sempatik = Sevimli
Doküman = Belge
Sahil = Kıyı
Çeşme = Kaynak
Tabiat = Doğa
Not:
Aşağıdaki yad/el kökenli sözcükleri Türkçeleştirmeden bütünüyle Türkçe anlam vererek Türkçe kökenli denilerek kolay biçimde Türkçe sözcükler üretilebilir!..
Konak = Konmaktan türemiş gibi benimsenebilir.
Yalı = Yalamaktan denizin kara kısmındaki evleri ıslatmasından yola çıkarak Türkçe benimsenebilir.
Önemli:
Türk Dil Devrimi boşuna mı yapıldı?..
Dilimizi zenginleştiriyor diye savunduğunuz Farsça, Arapça ve Batı dillerinden dilimize giren yad/el kökenli sözcükler yüzünden, Türkçe sözcük, tümce kullanamıyoruz ya da karşılıklarını yazdığımızda "aman boş ver zenginlik" diye geçiştiriyoruz!.. Bu dile yapılan en büyük kötülüktür.
Türkçeye sonradan kullandığımız ünlü sözcüklerden olan "siyaset" Arapça; AT BAKICISI, "Bekir" diye koyduğumuz ad ise Arapça; DEVE YAVRUSU yavrusu, Farsça kız adı olarak kullandığımız "Jülide" ise; DAĞINIK demektir, zamanla kullanım anlamları değiştirmiştir, genelde yad/el kökenli sözcüklerde olur. Hiç yoktansa yeni türetilen Türkçe sözcüklerde böyle anlamsız durumlar bulunmamaktadır. Bir de insanlar yeniliklere, yeni sözcüklere ilkin tepki koyar sonra ise alışmaya, kullanmaya ve uygulamaya başlar. Tabure yerine "oturak" denilmeye başlandığında ilkin tepki oluştu, şimdi ise bol bol kullanıyor!..
Bir dilde ister yeni ister 2000 yıldır yad/el sözcük kullanılsın bu onun kullanılması gerektiği anlamına gelmez, zenginlik ile geçiştirilemez!..
Türkçe; yeni sözcük üretebilen varlıklı bir dildir, eğer kullandığın sözcüklerin Türkçe karşılığı yazdıklarımdaki gibi kullanıyorsa yad/el sözcük kullanmanın hiçbir anlamı yoktur. Örnek; dükkan yerine "satış yeri" anahtar yerine "açar" neden gülünç olsun? Gerçekte gülünç olan; senin Türkçe sözcüklere karşı aşırı biçimde yozlaşman el kalman!
Türkçe sözcüklerimiz varken neden Farsça, Arapça, Batı dillerinin eş anlamlılarını kullanalım öyle değil mi ? Bu durum; dilimizi bütünüyle yitirmemize, yozlaşmasına neden olur!..
Yurttaş ekler misin beni. Esenlikler karındaşım. Araplaşanlar töreyi bilmez. Anlatacağız. Kutluyorum seni
@@Hiphopamot
Çok sağ ol, ekledim.🙂
Komik yerine gülünç var kanım. Çok doğru bir yoldasın . Var ol
👏👏👏
Beyaz piramitledden bahseden video yaparmırsınız lütfen süresi uzun olsun
"Ak piramitler konulu video yapar mısınız, süresi uzun olsun."
Şimdiden Çok Faydalı bir video gibi görünüyor elinize sağlık
"Şimdiden çok yararlı bir video gibi görünüyor elinize sağlık."
Gök Tanrıdır Türkün özü
Neyleyim araplaşmış Türkü
yallah mancurya ya moğol
@alpertunga9106 arap
@@alpertunga9106 Ayı dan post ,araptan dost olmaz. Zaten onlar seni mülüman olarak ta görmüyor
Abi sen videoda konuşurken arkada çalan müziğin ismini söyleyebilirmisin ya da bilen varmı acil?
"Abi sen videoda konuşurken arkada çalan müziğin adını söyleyebilir misin ya da bilen var mı ivedi bir durum?"
@@yurttas5830 en azından ezgiyi merak ediyor :)
Türkler şamanizm inanıyorlardı şamanizm gök Tengri dini yani
İlgisi yok.