Aaaaa bak ama oyun bilgisiyara özelmiş. Neyse bir youtbe'da aratayım. Edit: oynanış videosu var arkadaşlar bilgisayarı olmayıp merak edenler bakabilir Edit 2: THERE WILL BE PROBLEMS
Oyunlarda güçlü olmak gerçekte güçlü olmaktan çok daha kolay. Ancak oyunlarda güçlendikçe gerçek hayatta daha güçsüz oluyoruz o yüzden kendimizi oyunların konforlu dünyasına gömüyoruz.
Çünkü oyunların en büyük amacı gerçek hayatta yapamayacağımız şeyleri sanal olarak yapabiliyoruz. Gerçek hayatta adam yerine koyulmayan ama wow'daki bir loncada hayranları olan bir arkadaşım vardı.
Oyunlarda güçlendikçe gerçek hayatta güçsüz olmuyorum bence herkesin farklı oyunlar mental olarak dinlenmeni sağlıyor ve gerçek hayata daha iyi bir şekilde devam edebiliyorsun bence
@@rey101100 Oyun oynadıkça vücudun hareketsizleşir ve hamlarsın, bu senin fazla kilo almanı da sağlar. İnan bana oyun üreticileri yeni bir oyun yazarken senin mental olarak dinlenmeni akıllarının ucundan bile geçirmiyorlar. Onların tek düşündüğü kazanacakları para. Oyun yazılımcılarının bile çoğu oyun oynamanın vakit kaybına ve hayattan geri kaldıklarına neden olduğunu bildikleri için yazdıkları oyunu oynamazlar. Oyunlar da aslın da bir tutam dünyayı yönetenlerin işi, onlar senin gerçek hayattan geri kalmanı isterler ki seni daha kolay yönetebilsinler. Dijital aletlerin genel olarak asıl amacı senin hayatını kolaylaştırmak değil, doğru kullanırsan kolaylaştırır tabi ki. Asıl amaç senin oyunlardan ve türlü türlü teknolojik aletlerden bağımlılık kazanman. Çünkü böylece amaçlarına daha çabuk erecekler. Sen de oyunların seni mental olarak dinlendirdiğine inanarak onlara bile bile boyun eğmiş olacaksın...
Oyunlarda beni en çok içine çeken, bana en çok zevk veren şey hızlı ilerleme hissi. Gerçek hayatta olmayan bir şey bu çünkü. Bir konuda mesafe kat etmek gerçek hayatta bazen yıllar alıyor ve ilerleme genellikle gözle görülemeyecek kadar yavaş oluyor. Ancak oyunlarda nispeten kısa sürede karakterlerin gözle görülür bir şekilde geliştiğini görmek, verilen çabanın karşılığını anında almak muhtemelen beynimizdeki dopamin ödül sisteminin çok hoşuna gidiyor.
harika bir yorum ingilizce çalışırken bunu çok iyi hissedebiliyorum gerçekten real hayatta herhangi bir şeyi elde etmek yoğun düzeyde konsantrasyon zaman ve enerji gerektiriryor
Çocukken atari salonundan çıkmadık ama sokakta top da oynardik biraz büyüdük internet kafeler çıktı bu sefer oradan cikmazdik hatta gece bile gizlice kafeyi açtırıp oyun oynardik.(wow, cs vs..) üniversiteye geldik yurttayken oyun oynardık çalışma salonunda ama arkadaslarla cafe bar yine de takilirdik. Üniversite bitti ise girdim hala oyun oynarım ama aileme de zaman ayıririm. Bu benim için bağımlılık değil bir zevkti. Yaşım 38 hala evimde Ps ve Pc var. Gençlere tavsiyem oyunu bir hobi olarak görün ve hiçbir hobiniz hayatınızın önüne gecmesin. Oyunlar güzeldir sadece ileride tek başınıza olduğunuzu unutmayın cebinizde paranız ve bir kariyeriniz yoksa insanlar size asla merhametli davranmaz ancak acırlar. Ve bu duygulari daha sonra sizi aşağılamaya kadar gider buna aileniz dahil. Lütfen oyunlardan zevk alın ama hayatinizi da unutmayin.
Sosyalleşmek daha iyi deniyor da, bilgisayar oyunlarının asıl çekici yanı, kimsenin keyfini beklemek zorunda olmamak. Top oyunları bir tarafa, yetenek gerektirmeyen iskambil, okey gibi oyunlara bile, beni almaları için yalvardığımı bilirim.Şimdi bilgisayar oyunları dururken,onlar bana yalvarsa yine de fiziksel araçlarla oynanan iskanbil,okey,tavla gibi oyunları oynamak istemem.'Sen beceremiyorsun,kenarda seyret' gibi abuk sabuk lafları bana kimse söyleyemiyor artık. Ben,aşağılık bir yaratık değilim.Beni oyuna almamaya,kimsenin hakkı yok.Ama teoride böyle.Olması gereken bu.Mesela okul bahçeleri kimsenin malı değildir,değil mi?Sen öyle san.Okul bahçeleri,'sen beceremiyorsun kenarda bekle diyenlerin malı,yasal olarak değil ama fiilen öyle.Hatta misafir çocuğuna bile öyle davranamayız, yani kendi bahçemizde bile yapamayacağımız bir şey,ayıp,misafir çocuğunu bile'sen beceremiyorsun,kenarda bekle'diye aşağılayamayız,okul bahçesinde elebaşılar bu kötülüğü yapar ama.Ama beri taraftan, düşünüyorum da,ben de kimin oyuna girip giremeyeceğine karar verecek bir elebaşı durumunda olsaydım, tecrübesiz çocuğu ben de dışlardım belki,çünkü,o oyunu öğrenene kadar benim de canım sıkılacak. Yahu bunu o zaman büyüklerimden birine söyledim,'sen de adam olup kendini saydırsaydın onlara' demesin mi?Beni oyuna almayanları değil,beni suçladı.İstenmediğim yerden gidebilme şansım olsa,giderim tabii,okul bahçesine teneffüste mahkumuz. Hani,annemizin babamızın kendisine yalvartma zaafı olsa onu anlarım, ne de olsa onların eline bakıyoruz. Benimle eşit durumda olan diğer çocuklara niye yalvarayım?Bir de, bunun rövanşını almak imkansız.Bu çocuklardan birine 'Sen küçükken beni oyuna aldırmamıştın, hatırladın mı?' desek ,güler. Herkes de yanlış bulur zaten. Oyuna alınmayan bir çocuk,ancak rüşvet alırken suç üstü yakalanan biri kadar kötü hisseder. Bana çektirdiğine denk bir acı çektiremem ki ona. Şimdi bunun benzerini,3 büyüklerdeki genç futbolcular yaşıyor.Sen tecrübesizsin,kendine kulüp bul deniyor.Oynamazsa nasıl tecrübe kazansın?...diye sorunca,'Bana ne!' diyorlar.Yahu arkadaş,herkesin düşmanı kendi toplumundakiler.Tabii,Ermeni ve Yunanlar da,birbirlerine hayatı zehir ediyordur.Hani,o 3 büyüklerin genç takımında oynayan ve takımından dışlanan bir kişi,vaktiyle sizi dışlayanların elebaşısıysa,menun olursunuz belki,'oh iyi olmuş peze..'dersiniz de, diğerlerine bu muamelenin yapılması üzücü.
@@rifkicelik3239 çok güzel anlatmışsın haklısın ben kendimi gördüm biraz ama oynamayı bilmeyenleri de oynatıyoruz şimdi iki taraf için de düşündüm ikiside haklı her yerde tecrübe önemli bu devirde veya Sabr kimsede yok. Biliyorsan yeter nerden öğrenicem dersen bir sekilde öğren derler kimsenin empati yapma gibi bir derdi yok
Eğer bir baba çocuğu alıp balığa gitmiyorsa, gezmiyorsa, annenin çocuk ile paylaşacağı bir şey yoksa, ebeveynler çocuğa gerçek hayatın farklı olduğunu göstermiyorsa, çocuğun arkadaşları da aynı durumdan muzdaripse o çocuk asosyal olup odadan çıkmayan bir çocuk olacaktır. Ben küçükken oyun hastasıydım. Baba çoğu zaman evde değildi, paylaşacak hiç bir ortak yanımız yoktu, annem öğretmendi çok az sohbet ederdik. Mahalle ise bana hitap eden bir mahalle değildi. Eve gelince yapacağım tek şey oyundu. Yalnızca oyun dünyasında özgürlüğü hissederdim. Yaş büyüdükçe iş - sosyal hayata atılmaya başladım ve bu döngüden çıkmayı başardım. Sosyal olmasaydım belki ben de kola cips ile sürekli bilgisayar başında kalan bir insan olacaktım. Halbuki sosyal hayatın ,tabiki bu biraz ekonomi ile ilgili, zaman geçtikçe daha eğlenceli olduğunu gördüm. Ve o rutin oyun döngüsünün kırılmasını sağladı. Bazen çok sevdiğim oyunların kısayollarına bile tıklamak bana zaman kaybı gibi geliyordu. Ben bilgisayar başında çok zaman geçiren insanları iyi anlıyorum. Aslında çoğu oyun oynayan insanların temel sebebi YALNIZLIKTIR. mental yalnızlık...
Sosyalleşmek daha iyi deniyor da, bilgisayar oyunlarının asıl çekici yanı, kimsenin keyfini beklemek zorunda olmamak. Top oyunları bir tarafa, yetenek gerektirmeyen iskambil, okey gibi oyunlara bile, beni almaları için yalvardığımı bilirim.Şimdi bilgisayar oyunları dururken,onlar bana yalvarsa yine de fiziksel araçlarla oynanan iskanbil,okey,tavla gibi oyunları oynamak istemem.'Sen beceremiyorsun,kenarda seyret' gibi abuk sabuk lafları bana kimse söyleyemiyor artık. Ben,aşağılık bir yaratık değilim.Beni oyuna almamaya,kimsenin hakkı yok.Ama teoride böyle.Olması gereken bu.Mesela okul bahçeleri kimsenin malı değildir,değil mi?Sen öyle san.Okul bahçeleri,'sen beceremiyorsun kenarda bekle diyenlerin malı,yasal olarak değil ama fiilen öyle.Hatta misafir çocuğuna bile öyle davranamayız, yani kendi bahçemizde bile yapamayacağımız bir şey,ayıp,misafir çocuğunu bile'sen beceremiyorsun,kenarda bekle'diye aşağılayamayız,okul bahçesinde elebaşılar bu kötülüğü yapar ama.Ama beri taraftan, düşünüyorum da,ben de kimin oyuna girip giremeyeceğine karar verecek bir elebaşı durumunda olsaydım, tecrübesiz çocuğu ben de dışlardım belki,çünkü,o oyunu öğrenene kadar benim de canım sıkılacak. Yahu bunu o zaman büyüklerimden birine söyledim,'sen de adam olup kendini saydırsaydın onlara' demesin mi?Beni oyuna almayanları değil,beni suçladı.İstenmediğim yerden gidebilme şansım olsa,giderim tabii,okul bahçesine teneffüste mahkumuz. Hani,annemizin babamızın kendisine yalvartma zaafı olsa onu anlarım, ne de olsa onların eline bakıyoruz. Benimle eşit durumda olan diğer çocuklara niye yalvarayım?Bir de, bunun rövanşını almak imkansız.Bu çocuklardan birine 'Sen küçükken beni oyuna aldırmamıştın, hatırladın mı?' desek ,güler. Herkes de yanlış bulur zaten. Oyuna alınmayan bir çocuk,ancak rüşvet alırken suç üstü yakalanan biri kadar kötü hisseder. Bana çektirdiğine denk bir acı çektiremem ki ona. Şimdi bunun benzerini,3 büyüklerdeki genç futbolcular yaşıyor.Sen tecrübesizsin,kendine kulüp bul deniyor.Oynamazsa nasıl tecrübe kazansın?...diye sorunca,'Bana ne!' diyorlar.Yahu arkadaş,herkesin düşmanı kendi toplumundakiler.Tabii,Ermeni ve Yunanlar da,birbirlerine hayatı zehir ediyordur.Hani,o 3 büyüklerin genç takımında oynayan ve takımından dışlanan bir kişi,vaktiyle sizi dışlayanların elebaşısıysa,menun olursunuz belki,'oh iyi olmuş peze..'dersiniz de, diğerlerine bu muamelenin yapılması üzücü.
Ben bir oyun bağımlısıyım yaşım otuz bu bağımlılık on beş yaşımda başladı köyümüze bir internet cafe açılması ve benim bilgisayar ile tanışmam ile.Ama beni bağımlı yapan sadece oyunun keyif vermesi değildi ailevi sorunlardı.Annem ve babam hiç mutlu olmadılar hep kavgalı dövüşlü ortamda yaşadım ben duygusal biriyim her şeyi çok içime atarım.Beni o dönemler oyun oynamak mutlu ederdi karakter gelişince ben mutlu olurdum.Babam bana hep kızardı oğlum sen bu bilgisayarın esirisin derdi haklıydı.Babamı iki yıl evvel kaybettim zaten annem babam uzun yıllar önce boşanmıştı.Ve ben hala bir bağımlıyım mutlu değilim hep geçim sıkıntısı çektim yada ailevi sorunlar.Gün oldu bir kız sevdim sevdiğimede bin pişman ettiler.Bu kadar sorun üzüntü olunca delirecek gibi oluyorum beynimi uyuşturmak geçicide olsa huzurlu hissetmek istiyorum o yüzden oyun bağımlısıyım
@@Sjsjsi-lx4tx Dostum ya çok iyi oku yada bir meslek öğren oyunu yine oynarsın lakin fazla oynarsan illa derslerinde başarısız olursun.Hayattaki başarı seni daha çok mutlu eder oyundaki başarı ise bir yere kadar
Böyle felsefi bir şekilde oyun bağımlılığını anlatmak çok daha iyiydi gerçekten neden zararlı neden sınır koyulmalı gibi şeyleri iyi anlatıyor anne babamızın gelip oyuna sadece öcü demesi yerine böyle anlatılması daha iyi geldi,ki zaten ekonomi yüzünden doğru düzgün oyunda oynuyamıyoruz bu da bağımlılığı azalttı :)
Bir öğretim görevlisiyim ve sonda verdiğin tavsiyelerin altına imzamı atarım. Ben de oyun oynayan biriyim ve dediğin gibi oyunu ödülleştirmek bağımlılığı engellemek yolunda çok önemli. Ders dönemi içerisinde neredeyse hiç oyun oynamam fakat yaz tatiline girdiğimde çok güzel hikayeleri deneyimlerim. Öğrencilerim arasında maalesef kendini oyuna kaptırıp sınıfta kalanlar oluyor. Öğrencilerin oyunu ödülleştirme disiplinini çocuklukta aileden öğrenmeleri gerektiği kanaatindeyim. Aile ve çevresinden gizlemek zorunda kalan çocuk öğrenci olduğunda bu iradeyi izhar edemiyor sanırım. Oyunu kokain olarak gören ailelerle ilgili söylediklerin de çok doğru. Ailelerin bilinçlenmesi şart.
Dogru ama bende 17 yasinda oyun oynayamaya bayilan biriyim ve benimde ailem kurallar koyuyo fakat oyun denen bu meret aile disiplininden once o kisinin iradesiyle alakali ben oynamadan rahatca duruyorum fakat bazi arkadaslarim uystrcu bagimlisi gibi bagimlilar oynamadiklari zaman hayata kusuyolar bu çok kötü
Video oyunlarını aşırı derecede seviyorum ne yalan söyleyeyim türkiye şartları artık eğlenmek lüks oldu gidip bir ili gezmek imkansız oldu orta düzey bir bilgisayar ile eğlenmek en ucuz ve en kolay yol şuan benim için. Kpss sınavlarından ve atama işlemlerinden sonra bir tatil arasında video oyunu oynuyorum. Bilgisayar oyunları aşırı kaçıldı mı sorumluluklar yerine getirilmediğinde tehlikelidirler
28 yaşımdayım, sosyal olarak aktif bir kişiyim(eskiden öyleydim). Üniversiteden mezun olunca malum, ülkemizin ekonomik şartlarından ötürü 2 yıl boyunca işsiz kaldım. İyi dostum dediğim kişilerin maddiyata bağlı, çıkarcı, basit kişiler olduğunu gördüm. Sonunda iş sahibi olup yaşıtlarıma göre iyi bir maddi duruma sahip olup kendime bilgisayar topladım. Şunu diyebilirim ki keşke insanlarla ilişki kurmasaydım. Rdr2, detroit become human, eu4 gibi yapıtlar hayatımda yaşadığım en iyi deneyimlerdi. Left 4 dead 2, ets 2 sayesinde bir düzineden fazla arkadaşım var. Yakın zamanda bir arkadaşımız evlendi ve düğününe gidip takı taktık. Daha önce hiç görmediğimiz birine! Kendimi sanal dünyada, oyunlarda daha iyi hissediyorum. İşten geldiğim zaman yemek yiyip discord grubuma giriyorum. Çayımı kahvemi demleyip sohbet ediyorum. Tabletop simulatör, veya hep beraber dizi, film izliyoruz. Oyun bağımlılığım beni daha mutlu bir kişi yaptı.
Güzel anlatmışsınız dışarda ne kötü olaylar oluyor evde oyun oynamak gayet iyi kimseye zararı yok dozunda olduğu sürece tabi dışarda hiç tanımadığın biri saldırabilir vs vs vs bir sürü şey hayatın yoğunluğundan kopmak biraz değişik şeyler yapmak oyun ideal aslında ekonomik sıkıntılarıda sayarsak buda artık çok maliyetli olmaya başladı.
Zevkle dinledim. Ağzına sağlık. Her ne kadar bildiğimiz şeyler de olsa detaylıca her noktaya değinip argümanlarla taçlandırman gerçekten çok güzel ve yararlı olmuş. Teşekkürler...
Oyunların içinde kaybolmak ve hikâyelerinde kendime bir yer edinmek heyecan verici ve rahatlatıcı, dünyanın dertlerinden kendi sorunlarımdan uzaklaşmak için oyunlar oynuyor ve bundan keyif alıyorum...
@@dramatikgoril2976 Güzel romantik ve sosyal ilişkiler kurmak, kişisel gelişim gibi şeyler her oyundan daha ödüllendirici ve keyifli bir şey yok. Sadece kendini zorlaman gerekiyor.
Her şeyin pahalı olduğu bu ülkede herhangi bir hobi edinmemiz çok zor. Tabii oyun oynamak için bazı sistemlere ihtiyacımız var ama hemen herkesde bir adet telefon, bilgisayar vs. var ve genelde bir oyun yükleyip oynanabiliyor. Ekonomik bakımdan daha iyi bir ülje olsaydık bu bağımlığın azalacağını düşünüyorum.
Her şeyin sebebinin ekonomik olduğu bir dünyada bazı insanlar bu realiteden ya çok uzak bir şekilde tuzu kuru şekilde yaşıyorlar ya da çok saflar bana kalırsa çünkü dışarıda tavuk dürüm yiyip üstüne bir kahve içmenin 100 liradan fazla patladığı bir ülkede bilgisayar toplayıp evde vakit geçirmek daha ucuza denk geliyor.
mesela aktivite yapmak için para gerekmiyor ki belki arkadaşlarınla toplanıp futbol ya da basketbol gibi aktiviteleri deneyebilirsin. Ve ülkenin ekonomisi canımızı ne kadar sıksa bile hayat bizim hayatımız ve bu 24 saatte ise canımızı birşeye sıkmadan geçirmeliyiz.
Gelişmiş ülkelerde özellikle oyun bağımlılığı büyük bir sorun. Bence bu şekilde düşünmem doğru değil. Atıyorum meditasyon yapacaksın, bu sana ne kadara mal olucak? Veya kitap okuyacaksın, neredeyse her kitabı internetten bulabilirsin, kütüphanelerden ödünç alabilirsin. Hobi dediğin illaki pahalı bir hobi olmak zorunda değil. Kaldı ki oyun bağımlısı olmak daha da pahalı bir uğraş/hobi haline geliyor.
Öncelikle video için teşekkürler. Oyun bağımlılığı ile ilgili anlattıklarına katılıyorum ve şunu ekleyerek farklı bir açıdan bakmak istiyorum. İnsanlar 21. yüzyıl şartlarında gerçek hayat deneyimlerinden çok fazla uzaklaştılar. Kimisi isteyerek kimisi istemeyerek gerçekleştirdi bunu. Ben şahsen istemeyerek uzaklaşanların daha fazla olduğunu düşünüyorum. Kendi yaşadığımız yüzyıldan uzaklaşıp eski yüzyıllara baktığımızda insanların atın sırtına binip gezgin veya savaşçı olduğunu, doğal hayatı en dibine kadar yaşadığını geceleri yaktıkları ateşin sesiyle uyuduğunu, sabahları kuş sesleriyle uyandıklarını biliyoruz. Tüm bunların heyecanını yaşayan bir insan muhtemelen gerçekten hayatı yaşadığını hissediyordur. 21. yüzyıl insanına baktığımızda ise tek heyecan duyduğu şey sabah işe giderken tıkabasa dolu olan otobüste dinlediği şarkıdan sonra hangi şarkının geleceğini merakla beklemesi oluyor. Bu o kadar karşılaştırması zor bir şey ki insan bunun farkına vardığında bunun sonunun nereye varacağını sorguluyor. İşte tam bu noktada bilgisayar oyunları insanın elinden tutan bir kahraman gibi oluyor. Oyuncular oyunun sahte bir dünyadan oluştuğunu bilseler dahi kendilerini bu sahteliğe isteyerek inandırıyorlar. 21. yüzyıl dünyasının kendilerine hayatları boyunca oynadıkları bilgisayar oyunlarına benzeyen deneyimleri veremeyeceğini biliyorlar, bu yüzden de oyunlara saatlerini harcıyorlar. Eski yüzyılların deneyimlerinin sadece bir kısmını klavye ve fare ile ekrana bakarak deneyim etmenin bile bu kadar heyecan vermesini insanlar, acaba gerçeği ne kadar heyecan vericidir diye sormadan edemiyorlar.
Bence çok güzel bir noktaya degindin. Hatta bu yüzden bende manga okuyorum mesela her türlü zorluğa ragmen direnen ve güçlü kalmayı başarabilen bir savascinin hikayesini okumak cidden zevk veriyor çünkü benim yapamadığımi o yapabiliyor
Kesinlikle katılıyorum. Bende çocukluğumu hatırlıyorum. Önce atari salonu sonra internet cafe girmişti hayatımıza ve çocukluğumdan beri hep oyun hayatımda oldu ama hayattan da kopmadim. Şu an orta halli bir memuriyet işim ve mutlu bir ailem var. Sorumluluklarımi biliyorum. Mutluyum ama bu şehir hayatında kendimi bunalmış gibi hissediyorum. Çocukken köye gittiğimde elime çapayı alıp toprağı kazdigim zevkle şu an oyunlardan aldığım zevk aynı ( hikayeyi oyunlar). Bence gerçek hayatta yapmak isteyip yapamadığımız aktivitelerin karşılığını oyunlarda buluyoruz. Bu yüzden bizim için bu kadar zevkli oluyor. Ayrıca İngilizceme olan merak ve gelişimini de oyunlara borçluyum. Çünkü oyunlardaki hikayeyi özümsemek ve anlamak için İngilizce bilmek gerekiyor ve hikayeyi anlama merakım ingilizce mi geliştirme neden oldu.
aşırı doğru bir yorum bazen kendi kendime sadece o doğanın ve yüksek sayıda olmayan küçük bir insan grubuna üye olup o grup ile yiyip içip keşfetmek ve hayatı sonuna kadar yaşamak isterdim ve bunlar sadece oyun evreninde oluyor ne yazıkki
Sosyalleşmek daha iyi deniyor da, bilgisayar oyunlarının asıl çekici yanı, kimsenin keyfini beklemek zorunda olmamak. Top oyunları bir tarafa, yetenek gerektirmeyen iskambil, okey gibi oyunlara bile, beni almaları için yalvardığımı bilirim.Şimdi bilgisayar oyunları dururken,onlar bana yalvarsa yine de fiziksel araçlarla oynanan iskanbil,okey,tavla gibi oyunları oynamak istemem.'Sen beceremiyorsun,kenarda seyret' gibi abuk sabuk lafları bana kimse söyleyemiyor artık. Ben,aşağılık bir yaratık değilim.Beni oyuna almamaya,kimsenin hakkı yok.Ama teoride böyle.Olması gereken bu.Mesela okul bahçeleri kimsenin malı değildir,değil mi?Sen öyle san.Okul bahçeleri,'sen beceremiyorsun kenarda bekle diyenlerin malı,yasal olarak değil ama fiilen öyle.Hatta misafir çocuğuna bile öyle davranamayız, yani kendi bahçemizde bile yapamayacağımız bir şey,ayıp,misafir çocuğunu bile'sen beceremiyorsun,kenarda bekle'diye aşağılayamayız,okul bahçesinde elebaşılar bu kötülüğü yapar ama.Ama beri taraftan, düşünüyorum da,ben de kimin oyuna girip giremeyeceğine karar verecek bir elebaşı durumunda olsaydım, tecrübesiz çocuğu ben de dışlardım belki,çünkü,o oyunu öğrenene kadar benim de canım sıkılacak. Yahu bunu o zaman büyüklerimden birine söyledim,'sen de adam olup kendini saydırsaydın onlara' demesin mi?Beni oyuna almayanları değil,beni suçladı.İstenmediğim yerden gidebilme şansım olsa,giderim tabii,okul bahçesine teneffüste mahkumuz. Hani,annemizin babamızın kendisine yalvartma zaafı olsa onu anlarım, ne de olsa onların eline bakıyoruz. Benimle eşit durumda olan diğer çocuklara niye yalvarayım?Bir de, bunun rövanşını almak imkansız.Bu çocuklardan birine 'Sen küçükken beni oyuna aldırmamıştın, hatırladın mı?' desek ,güler. Herkes de yanlış bulur zaten. Oyuna alınmayan bir çocuk,ancak rüşvet alırken suç üstü yakalanan biri kadar kötü hisseder. Bana çektirdiğine denk bir acı çektiremem ki ona. Şimdi bunun benzerini,3 büyüklerdeki genç futbolcular yaşıyor.Sen tecrübesizsin,kendine kulüp bul deniyor.Oynamazsa nasıl tecrübe kazansın?...diye sorunca,'Bana ne!' diyorlar.Yahu arkadaş,herkesin düşmanı kendi toplumundakiler.Tabii,Ermeni ve Yunanlar da,birbirlerine hayatı zehir ediyordur.Hani,o 3 büyüklerin genç takımında oynayan ve takımından dışlanan bir kişi,vaktiyle sizi dışlayanların elebaşısıysa,menun olursunuz belki,'oh iyi olmuş peze..'dersiniz de, diğerlerine bu mu
Ben cocuklugimdan bəri çok oyun oynarim gündə 7 saat oyun oynardım amma RUclipsdan bilim videolarıda izlerdim oyun oynardım ama sokakda parkourda yapardim kafamda 3 dikis var ))) buyudum çirkindim reddedildim ama oyun bagimliligim olmasına rağmen sporu hobi edindim❤ dahada buyudum savaş gördüm geldim yine oyun oynardım ama bu səfərdə hayatımın aşkını buldum 23 yaşında bir şirkətde çalışıyorum almanca ogreniyorum evet hala çok fazla oyun oynuyorum ama bir çok şeye sahibim RUclips profilimde video bile uretdim yani kisaca yaşamaya zaman ayıra biliyorsaniz sorun yok bəylər son zamanlar kendime kızıyorum fazla oyun oynadığım için ama bunuda duzelticem almanca öyrənmək zaman Taleb ediyor esenlikle kalın ❤
Bir bağımlılık dercesi sabah akşam kalkmamak var bir de ara verip ev halkı napıyor diye bir dolaşmak var. Oyunlar beni geliştirdi ingilizceyi bu sayede öğrendim yaratıcılığımı geliştirdi simulasyon oyun oynadığım zaman daha da fazla şey öğreniyorum.
Bir oyun geliştiricisi olarak ve 22 yaşında genç olarak birkaç şey söylemek istiyorum. Hayatımda bir yol göstericim vb olmadı ve ergenliğimde birinin bana söyleyebileceği en iyi şey hayat acısıyla tatlısıyla var. Bu hayat seni mutlu etmek için yok ve hayatta olduğun için de inanılmaz minnettar hissetmelisin. O yüzden acılarından kaçıp oyunlara dalmak yerine sonu olan ve sonu olduğu için de çok değerli olan hayatına odaklan. Başkasının hayatını geliştireceğine (oyunlardaki hayatlar) kendi hayatında boş boş bile otur. Çok daha değerli. Çünkü sıkılmak bile hayatımızın bir gerçeği ve sıkılmaktan kaçmak demek hayatımızdan kaçmak demek.. Tamam el göz koordinasyonu tamam ingilizce tamam ödülü almak için çok çalışma isteği vb bunları kattı bana ama + - olarak bakarsak çok fazla zamanımı, hayatımdan değerli vaktimi acıdan kaçmak, gerçekte alamadığım ödülleri vb almak için boşa attım. Pişman olamıyorum çünkü böyle büyüdüm ve bugüne beni bunlar getirdi. Ergenlere kısıtla demek de mantıksız çünkü videoda dendiği gibi problemli düşünce önemli. Ergenken düşüncemiz problemli ama zaten biz farkında değiliz. Onun yerine oyunlarda ödül kovalamak yerine gerçek hayatta ödül kovalamak oyun gibi hissettirse bile en azından gerçekten bizim hayatımızı geliştirir. Bu defa her şey ödüle bağımlı olsa da en azından bir zaman kaybı olmuyor. Hayatımız gelişmiş oluyor.
Merhaba, çok sevdiğim 19 yaşındaki bir tanıdığım oyun bağımlısı.. her yolu denedim ve deniyorum fakat nafile bu yollardan geçmiş biri olarak ona nasıl davranmam gerekir ,,,belki benim fark edemediğim bir şey söylersin.
@@aslmehtap2323 ben de bagimliydim aslında ama o zamanlar fark edememiştim şu andan geçmişe bakınca bana bağımlı oldugumu gösterecek ilk cümlem etrafımdaki insanlar oyunları bıraktığında nasıl yani bir daha hiç mi, nasıl diye sormam diyebilirim. O kadar benden bir parça olmuştu ki yok olmasını düşünemiyordum. Şimdi hayatıma bile sokmuyorum artık. Bu noktaya hızlı gelmedim ama. Felsefeyle insan erkek psikolojisiyle vb ilgilendikten sonra kendim fark ettim. Artık öyle bir duruma büründüm ki oyunlar zamanımı çalan bir düşmanim gibi oldu. Demek istediğim kişinin psikolojisinde ve hayata oyuna bakış açısında bitiyor olay. Hayatı mutluluk ve haz yuvası olarak görmeyince hayat değerli oluyor. Hayat her şeyiyle var diyince o zaman acısı da dahil hiçbir anını kaçırmak istemiyorsun ama önceki halinde hayat acılı olunca o hayattan kaciyorduk çünkü hayat sadece mutluluk hazdan vb ibaretti.
Şahsen yeri geldiğinde eğitimime odaklanıyorum, ama sınavlarım vs. bittiğinde günde 10 saate kadar çıkabiliyorum ve derslerimde de başarılıyım. Ama asosyal bir tipim. konuştuğum 3 kişi var, onlarla da çok samimiyimdir. Bu oyunlardan kaynaklanmıyor. Asosyal bir kişiliğe sahip olduğum için oyunlarda çok zaman harcıyorum. Orkestral müziğe bayılıyorum ve Dragon Age gibi seriler bunu çok iyi yapıyor. Ayrıca boş zamanlarım da oynadığım oyunlarla ilgili çizimler de yapıyorum. Örneğin güzel bir manzara veya oyunda çok hoşuma giden bir ekipmanı kendi yorumumu da katarak çiziyorum. Bir sonraki oynayacağım oyunu kesinlikle bir ay önceden planlıyorum ama bunu hayatımdaki her şeyde yaparım. Ayrıca oyunlar sayesinde İngilizce seviyem çok ilerledi. Kısacası bağımlı mıyım? Bilmiyorum, ama oyun oynamanın hayatıma çok şey kattığına inanıyorum. Eğer çevremdeki insanlara ayak uydursaydım şu anda bir kafeye gidip salakça bir muhabbet eşliğinde kızlarla takılıyor olacaktım.
İnan ki şuan muhtemelen asosyel olman oyunlarla ilgili değildir misal ben 3 4 senedir oyun oyniyamiyorum ve konuşmayı çok seven biriyim o yuzden herkese sıcak kanli yaklasirim ama tek arkadaşım var cunku herkes 2 yuzlu olmuş yani senle konusurken bile bunu bildiğin için onun yaninda durmak eziyet oluyor bazen tabi birazda bulundugun sehire bagli 1 sene kaldigim bir sehirde bile hala konustugum arkadaslarim var mesela orda olsam 5 kisilik bir grubumuz vardi ama şuan yok mesela
28 yasındayım. kendi işimi yaptığım bir sektördeyim. işimi yapar evime gelir single olsun online olsun her türlü keyifimi alırım. gitarımı çalarım filmimi izlerim sporumu yaparım ve tekrarlarım. benim için hayat bunlardan ibaret. tek yaşamayı seviyorum. hayatımda kimseyi istemiyorum. insanları sevmiyorum. sadece insanların yarattığı bu sanatları içerikleri tüketmeyi seviyorum. hayatımı anlamlandıran şeyler bunlar.
bide bu oyunlardan para kazanabiliyorsanız. yayın açıp insanlarla etkileşim yapabiliyorsanız, şanslısınız. çünkü bi insanla yüzyüze konuşmaktan nefret ederim. müşterilerimle bile yüzyüze olmam. o nefret edilesi suratlarına bakmam. ama sizleri, şuan 453 yorum yazmış kişileri yazı olarak görmek... sosyal olmanın üst noktası
İyi dedin dostum insanlık kadar aşağılık bir canlı türü daha yoktur. Kimseyle iletişim kurmak istemiyorum kimse benimle muhattap olsun da istemiyorum. kendi kendime çok iyi vakit geçirebilme iradesine sahibim ve bundan onur duyuyorum
Çok güzel içerik olmuş. Fıtrat boşluk kaldirmaz. 33 yaşında bu bagimliliktan nasıl kurtuldugumu belirtmek istiyorum ki videonun sonundaki öneri kısmına katkim olsun. Oyun oynamayan arkadaslar edinin ve onlarin hobileri ile de ilginelip vakit geçirin. Ben doğa sever arkadaslarimla yakinlastim ve kamp yürüyüş tırmanış gibi aktiviteler yapiyoruz. Ayrica onlar çok iyi müslüman sürekli hayatlarında ihtiyac sahiplerine yardim var. Baskasina yardim edince Allah cc da size yardim ediyor. 33 yaşındayım beyaz yaka calisiyorum ve tüm oyun ekipmanlarini alabilecek paraya sahibim. Çok şükür Allah nasip etti uzaklasiyoruz. Aman diyim mucadeleyi birakmayin. Ben FPS bagimlisi idim cs/valorant... lan bide ortam pis yani millet birbirine ana baci küfür ediyor. Neyse uzatmayayim. Kendinize güzel arkadaslar edinin ve insanliga yararli islere odaklanin gerçekten işe yarıyor
Türkiye' de ki çoğu Türk gencin ya mutsuz ya da malum sebeplerden, ailevi vs. Durumlardan mutsuzluk oranları yüksek ve bu yüzden de en alternatif Mutlu olma yolu oyunlar...
Kim ne derse desin, oyunlarda özellikle "Öldürme, yok etme, parçalama." Temaları erkekleri, daha da genelleştirirsek oyuncuları içine çeken şey. Oyunun yaptığı şey zaten belli, sizi o dünyadaymış gibi hissettirmek. Ama bir düşünün, max payne oynarken, ya da god of war'da savaşırken, normalde yapamayacağınız katliamları, oyundaki diğer herkesten daha güçlü olabilme duygusunu tattığınızda nasıl hatırlayın. Kaos'un kılıçlarıyla canavar öldürdüğünüz zaman yüzünüzde oluşan gülümsemeyi. Oyunlar, insanların içindeki o gizli şeyi açığa çıkarıyor bence. Yapamayacağın şeyleri yaptığın bir dünyada, kendi dünyanın kurallarını yakıp yıkmak.
Bence insanların içlerindeki bu gizli canavarı oyun oynarken çıkarması bir yandan iyi bir şey, hemen hemen herkeste olan bu karanlık tarafı zararsız yoldan tatmin etmek gibi.
Gözlerinizi kapatıp dünyadaki en güzel yemekleri yemeyi hayal ettiğinizde, yemeğin vereceği tüm zevki aldığınızı ve hatta karnınızın(aslında gerçekte aç olmanıza rağmen) doyduğunu düşünün. Kulağa başta hoş gelse de bir süre sonra yetersiz beslenmeden hastalanır hatta ölebilirsiniz. Oyun bağımlılığı buna çok benzer, beyniniz sizi kendinizi geliştirmeye her teşvik ettiğinde, onu bilgisayar oyunlarıyla kandırırsınız. Kendini geliştirdiğini sanar ve tatmin olur beyin. Ancak bir bakarsınız ki arkadaşlarınız iş kurmuş evlenmiş evler arabalar almış çocukları olmuşken, siz hayatınızın en verimli yıllarını yatalak bir hastadan farksız geçirmişsiniz. Çok geç olmadan kendinizi kandırmayı bırakın.
Oyun oynamak, güzel bir şey. Anlattığı hikayelerle, kurman gereken stratejiler ile, veya basitçe seni saatlerce eğlendirebilmesiyle oyunlar kesinlikle harikalar. Kendini gündelik hayatın sorunlarından uzaklaştırıp kafanı dinlemek için birebirler. Beyine hızlıca dopamin yollayan diğer her şey gibi bağımlılık yapma ve gerçek hayattan uzaklaştırma olanağı var fakat bu durum oyunları kötü bir şey gibi lanse etmemesi gerekiyor. Sonuçta en ufak bir çikolata bile kendisini sana bağımlı hale getirebiliyor. Oyun oynuyorum, bu kültürü seviyorum. Anlattığı hikayeleri seviyorum, sorunlarımdan uzaklaşmayı seviyorum oyunun manzaralarında kaybolup gitmeyi seviyorum. Yer yer ağladım, yer yer güldüm yer yer deliler gibi arkadaşlarımla beraber eğlendim. Oyun oynamak bağımlılık yapmaz arkadaşlar uyuşturucu değil bu sadece eğlenmenize bakın ve nerede "exit" tuşuna basacağınızı bilin.
@@setoistakenn Elbette yapar dopamin sağlayan diğer her şey gibi fakat uyuşturucu değildir sonuçta nerede duracağını bilirsen oyunlar hayat kalitesini arttıran araçlar. Tüm yazımda bunu anlatmaya çalıştım zaten.
Ekonomik olanaksızlıklar içindeysen oyun oynamak bağımlılık yapar çünkü başka bir şekilde hayattan zevk alabileceğin bir unsur yok ortada dışarı çıkıp araba süremezsin, bir aktivite yaparken yine para ödemek zorunda kalırsın ama sadece aylık internet parası karşılığnda oyun oynamak ücretsiz.
@@stirnerinsagkolu Alakası yok.Dopamin döngünü sikiyor.Amerikada olup oyun bağımlısı olan çok.Amerikada olup uyuşturucu bağımlısı olan da çok.Olayın kimyasal boyutu %80 ise sosyolojik boyutu %20'dir.
Herkes bir şeyler yazmış bari bende yazayım ilerde belki okurum ; 12 yaşımdan 21 yaşıma kadar tek yaptığım şey oyun oynamak oldu. Hiçbir hobim yok hiçbir aktivitem yok. Derslerim az da olsa iyiydi lisede oda bitti. 3 sene mezuna kaldım. 2 Yıllık üniversite anca kazandım. Toparlanmaya çalıştım Üni başladı spora yazıldım oyunu azalttım dışarı çıkmaya başladım. Bilgisayar bölümü okuduğumdan yazılım dili öğrenmeye başladım. Derken depremden dolayı üni online a geçti. Sporda omzumu sakatladım. Ünideki arkadaşlar memleketine gitti. Okula gitmediğim için dersleri de saldım. Tekrardan oyun oynamaya başladım. İşe gitmiyorum boş boş oturuyorum. Anlayacağınız kötü durumdayım toparlanmak istiyorum. Oyunlardan uzak durun...
Bir keresinde play store'den ismini vermek istemediğim bir strateji oyunu indirmiştim. İlk zamanlarda bir iki gün oynar sonra silerim demiştim gözlerimi açtığım da oyunu 3 yıl oynadığımı farkettim. Loncalar, lonca arkadaşları edinmeler, oyundaki kişilerle küfürleşmek vs vs... Sonra baktım ki gidişat iyi değildir, her gün aynı şeyleri yapıyorum tak oyunu sildim ve kalemi birine hediye etmiştim. Bir yıldır hiç oyun oynamıyorum ve çok rahatım çünkü artık bol bol kitap okuyabiliyorum, arkadaşlarımla vakit harcayabiliyorum en önemlisi ailemle vakit geçirebiliyorum. Bir kardeş yahut bir abi tavsiyesi veriyorum asla ama asla kendinizi oyunlara kaptırmayın. Vesselâm.
Bence tehlikeli olabilecek oyunlar benim gözümde şunları talep edendir; -Ustalaşmak için çok zaman isteyen -Diğer insanlar ile rekabetçi bir ortam oluşturan -Oyun için de diğer (gerçek)insanlardan daha iyi itemlere sahip olman için senden oyuna para yatırmanı isteyen bu oyunlar tabi ki online dediğimiz Valorant,LOL,Dota,CS:GO eski zamanlardan metin2 ve knight online gibi bilimum MMORPG çeşitleri. Evet bu oyunlar bence tehlikelidir. Çünkü normal bir insan olarak bu oyunlardan belli bir süre zevk alabilirsiniz atıyorum 100 saat gibi ama bu tür oyunlar siz 100 saatin ardından sıkılsanız bile sizi oynatır yani hem zamanınızı çalar hem de eğlenmezsiniz. Tabi ki e-spor gibi bir düşünceniz varsa bir iş olarak düşünüldüğünden vaktinizi bu tür online oyunlara harcayabilirsiniz. Ama kaçınız e-sporcu olacak %4 mü? Gel gelelim singleplayer oyunlara yani Türkçe de hikayeli dediğimiz oyunlara. Bu oyunlar bence normal bir insana güzel saatler yaşatabilir ve güzel bilgiler de öğrenebilirsiniz. Hatta ileri gidiyorum, insan karakterleri hakkında bir fikre bile sahip olabilirsiniz. Tabi ki bu konu tartışılır ama ben Online oyunları yukarıda saydığım özelliklerden dolayı tehlikeli buluyorum. Singleplayer oyunları ise zararsız hatta faydalı buluyorum.
@@RedDot95 Online oynayıp bi tane yüzü gülen görmedim ki ben de gülmezdim daha çok stres ve sinir yaşardım. Tabi oyunu kazanırsan başka. Fakat o da zaman alan bişey. 10 mutsuzsan 1 mutlu oluyosun
İlkokul, ortaokul ve lisenin 10. sınıfına kadar yaklaşık 7-10 saat aralığında oyun oynardım. Hafta sonları gün boyunca olabiliyordu. Sadece yemek ve tuvalet ihtiyaçları dışında bilgisayardan hiç kalkmadan oyun oynuyordum. Tek eğlencem oyunlardı ve kazanmak için her şeyi yapıyordum. Saatlerde kendimi geliştirmek için vakit harcıyordum ve sonucunu görünce aşırı mutluluk hissi ve daha çok oynama arzum oluyordu. 10. Sınıfta reelde bir kızla tanıştım ve sevgili olduk. Bu kız beni oyunlardan uzaklaştırmaya başladı ve oyun bağımlılığım yavaş yavaş gidiyordu. Sürekli birlikte vakit geçirirdik. Zaman zaman ona oyunlar oynatırdım, ben oynadığımdaysa bana engel olup, oyunumu bozardı. Bu hoşuma gidiyordu ve oyunu bırakıp birlikte vakit geçirmeye devam ediyorduk. Yaklaşık 13 ay kadar sevgili kaldık ve ayrıldık. Ayrıldıktan sonra fark ettim ki bütün oyun bağımlılığım gitmiş ve tek bağımlılığım o kız olmuş. Yaklaşık 2-3 yıl geçtikten sonra ona olan bağımlılığımı giderebildim ve bu süre zarfından çok nadir oyun oynardım. Spora başladım, kitap okumaya başladım ve daha çok arkadaşlarımla vakit geçirmeye çalışırdım. Şu an 23 yaşındayım ve çok güzel bir bilgisayar ekipmanım var fakat eve gittiğimde yüzüne bile bakmıyorum. Arkadaşlarım ısrar ettiğinde girip oyun oynuyorum oda 2 saati geçmiyor. Hemen sıkılıyorum oyundan ve çıkıyorum. Eskiden oyun oynamadığım için sıkılırdım, şu anda oyun oynarken sıkılıyorum. Bağımlılığımdan Lisenin 10. sınıfında kurtulduğum için mutluyum.
Seninle yasitiz ve durum bende de ayni, ekipman canavar gibi ama gunde 2 3 saatten fazla oynamiyorum. Iyi ki de oynamiyorum cunku bir kere yer edince kurtulmak istediginde boslugu doldurmak cok ama cok zor oluyor.
yaşla ilgili galiba hocam bende sabahtan akşama kadar oynardım insan artık büyüdükçe birçok farklı şey deneyimliyor.Belki bundan kaynaklanıyor da olabilir.
Baya olmuş ama yazayım dedim, çok şanslısın dostum belki de birçok insanın senin gibi onu anlayacağı bir insan karşısına hiç çıkmıyor (kız, erkek farketmez). Bunu hayatında dönüm noktası haline getirmen de ayrı güzel bir nokta, hayatta bol şans.
Çocukluğumu ve gençliğimi bu bağımlılık yüzünden mahfettim. Sebebinin bilgisayar oyunlarıyla çok erken yaşta buluşma , kötü bir hayat standardına sahip olma (Parasızlık gibi) ve eğitim sisteminin bizlere hiç zaman vermemesi ve bu sebeple bizi okuldan soğutması olduğunu düşünüyorum.
Arkadaşlar bu hayatta neredeyse her şey dopaminle ilgilidir zaten. Maksat dopamini fark edip onu kontrol etmek ve dengeli olmak. Oyun oynamak kötü bir şey değil ve insanı pek çok yönden geliştiriyor ve dengeli aldığınız sürece çok masum ve faydalı bir aktivite. Ben pek çok bağımlılığımı oyun oynayarak yenebildim çok şükür. Başka hiçbir şekilde yenememiştim. Şu anda oyun bağımlısı da değilim sadece hafta sonları oynuyorum ve 30 yaşındayım. Yani bu videoda hep olumsuz olarak gösterilmiş ama oyun oynamaktan kaçmayın. Bir insana da bağımlı olabilirsiniz şekere, karbonhidrata da. Önemli olan bağımlılıkları yenmeniz. Bağımlılık sahibi olmayın ve oyun oynayın. Çünkü kültür bilgi ve zeka gelişjmi açısından inanılmaz derecede önemli bir olgu bu yüzyılda oyun oynamak.
@@anime_editss2 37 yaşındayım. söylesen çok şey söylenir. Ama hepsi boş. Zevk için oynadım hayattan kaçtım oynadım. Hiç bir kazancımda olmadı. Tek şunu diyim gençken yapacağım neredeyse hiç bir şeyi yapmadım. Şimdi yaşlanırken o zaman yapacağım şeyleri yapmaya çalışıyorum ama 25-30 lu yaşların enerjisi yok. Bu kafayla o güne dönseydim ya hiç oynamazdım yada çok az keyfine.
1:49 bir oyun bağımlısı olarak sınav senemde bu sözleri duymak gerçekten aslında bir motivasyon oldu teşekkürler can abi bütün videoların sayesinde hayatta bir çok fikrimi tekrar gözden geçirdim videolarını çok seviyorum
Yaklaşık 16 yıldır video oyunları oynayan birisiyim. Hayatımda defalarca kez oyun bağımlısı olduğum dönemler oldu. Bu videoda anlatılan her şey benim için çok tanıdık.
Bence oyunlar çoğu sigara, uyuşturucu, alkol gibi dopamin pompalayıcı şeylerden daha iyidir. Oyunlar olmasa çok daha kötü yerlere gidebilirdik. Macera arayan gençlere kendini geliştir demek bir saçmalıktır. Oturup masaya bir araştırma yapmaz, elime kitap alıp sayfa sayfa okumaz. Bir aksiyon yapmak ve reaksion almak ister. Bu gençliğin dinamizmini sporla atabilenler atıyor ancak yapamayanlar oyunlara yöneliyor. Spor tabi oyundan iyi gözükse de yorucu. Gençler günlük hayatlarına oyun sonrası da devam etmek istedikleri için oyunu kendi için tek yol olarak görüyor.
eğer bağımlıysanız size tavsiyem (ben öyle yaparak kurtuldum) oyunları silin. her seferinde indirmek zahmetli bir iş ve bir noktadan sonra kim uğraşacak deyip bırakıyorsunuz.
Artık insanları rahat bırakın. İnsanlar ne ile mutlu oluyorsalar bırakın onu yapsınlar. Her insan sosyal olmak istemiyor olabilir asosyal olmak yanlış bir şey de değil. İnsanlara ne yapması gerektiğini söylemeyi bırakın artık istedikleri gibi yaşasınlar. Verdikleri kararlarda sonuçlarda onlara ait. Bağımlı olmayı herkes kötü bir şey olarak gösteriyor. Ben tam tersini düşünüyorum. Bağımlı olan kişi mutluysa ve zarar görmüyorsa ve etrafındakilere zarar vermiyor ise o insan çok şanslıdır çünkü hayatta ona en çok zevk şeyi bulmuştur. Ben 24 yaşındayım ve oyun oynamaktan çok zevk alıyorum. Günde 6-7saatimi oyun oynayarak geçiriyorum. Ben oyun oynamaya bağımlıyım ve bu durum hakkında hiç bir üzüntüm ve kaygım yok. Burslu olarak belirli ve iyi bir üniversitede Adli Bilimler mezunu olmayı başardım. Şimdi ise yüksek lisans yapacağım. En sevdiğim mesleği yapmak için hazırlanırken aynı zamanda en sevdiğim hobimi günde saatlerce yapabiliyorum. Hani çoğu insan der ya bilgisayar oynayan insanların çoğu asosyaldir diye. Öyle bir şey yok. Benim online bilgisayar oyunlarında kurduğum o kadar değerli arkadaşlıklar var ki hepsiyle her gün saatlerce online sohbet ediyoruz beraber oyun oynarken. Gerçek hayatta da tanıştım onlarla ve hepsi çok tatlı insanlar. Hatta biri en iyi dostum. Hani bilgisayar oyunlarının boşa vakit kaybı olduğunu söyleyen insanlar var ya. Onlar işte anlayamıyorlar bizim ne yaşadığımızı. Senin şu kısacık hayatta bir tane ömrün oldu fakat benim farklı dünyalarda, farklı gezegenlerde, birden çok hayatım oldu. Senin gitmediğin, görmediğin o kadar güzel yerler gördüm ki öyle güzel hayatlarım oldu ki aslında ben sana acıyorum böyle güzellikleri göremediğin ve deneyimleyemediğin için. İşte bu da size bir oyun bağımlısının yazdığı not olsun. Hayatımdan gayet memnunum kimseye bir sıkıntı çektirmiyorum kendi hayatımı idame ettirebilmek için gerekli eğitimi kendime veriyorum. Ve bu atılan başlığa ise katılmıyorum. Herkese iyi günler.
Oyun bağımlılığı en ucuz bağımlılık olabilir, sonuçta bir kez veriyorsun para dışarıda her gün harcadığın para bilgisayar ve oyunlara verdiğin paranın 5 - 10 katını geçer. Türkiye gibi %150 enflasyon olan bir ülkede oyun bağımlılığı kadar normal bir şey yok burası Almanya veya Fransa değil.
bağımlılığın anatomisinden haberin yok muhtemelen, bir süre sonra aldığın dopamin yetersiz gelecek ve daha fazlasını isteyeceksin, asla doymak diye birşey olmayacak hep yetersiz gelecek, anlık zevkler dışında birşey alamayacaksın. kulağa hoş gelmiyordur herhalde çünkü bu senin biyolojik amacına da uygun değil. kimse kimseye karışmıyor, bu kanalın sahibinin yaptığı şey bizi bilgilendirmek sonrasında oyun oynayıp oynamamak sana kalmış.
@@hakan5531 öncelikle yorumunuz için teşekkürler. Bağımlılığın ne olduğunu biliyorum ve haberim var bir nevi işim bu çünkü. Sizin verdiğiniz bu bilgi daha çok psikoaktif maddeler için doğru bir söylem. Yaklaşık 13 yıldır bende oynuyorum fakat böyle bir ihtiyaç hissetmedim. Ve bu kanal ile ilgili yaptığınız yoruma katılıyorum fakat bu atılan başlık çok iddialı bir başlık.
@@hakan5531 biyolojik amacımız oturup video izlemek de değil ki dostum her şeye biyolojik olarak yaklaşacaksan senin gidip doğada avlanman gerekiyor doğana uygun davranman için evde oturup tavuk dürüm yemek insanın doğasına aykırı veya beyaz yakalı olarak gidip bir iste calısmak doktorluk yapmak bla bla
@@stirnerinsagkolu biyolojik amaç senin zannettiğin şey değil. Hayatta kalma ve üreme şansımızı artırıp ikisini de başarmak bizim biyolojik amacımız, yani tavuk dürüm yemek doğal bir davranış ama enerji ihtiyacın olmadığı halde iki paket cips yemek senin hayatta kalma ve üreme şansını düşüreceği için biyolojik amacına aykırı. Video izleyip bilgilenmek de olması gereken bir davranış, toplumda üst seviyelere gelmek ve saygı duyulan bir insan olmak üreme ve hayatta şansını artıracağı için sağlıklı bir davranış. Günlük hayatta her yapacağım eylem üreme ve hayatta kalma şansımı artırıp artırmaz mı diye düşünmüyorum, ben de arada oyun oynayıp stresten uzaklaşmak istiyorum ama çözüm bu değil.
Bu videonu bütün liselerde izlettiler, Portal. Biraz eski bir video olduğunu fark etsem de tebrik ederim, liselere izletilecek kadar iyi bir belgesel yayınladığın için.
Şahsen soulslike oyunlarını özellikle fromsoftware'in yaptıklarına bayılıyorum. Bana hayatı anımsatıyor birçok zorluğun üstünden pes etmeden geçmemiz lazım ve cabaladikca alışıyoruz zorluğa böylece geçiyoruz tüm zorlukları oyunu bitiriyoruz ve o tatmin hissi beni motive ediyor hayata karşı bile. Miyazaki abimizin yapmak istediği de buydu yüksek ihtimalle. Adamın hayat hikayesini okursanız ve oyunlarına nasıl geçirdiğini görürseniz çok etkileyici aslında özellikle dark souls 1 deki hollow olayı ve npc hikayelerindeki Catarina'lı Siegmeyer Ve astora'nın questline ları gerçek hayattan izler barındırıyor.
"Yapacak daha iyi bir şeyim olmadığı için oynuyorum" videoda kendimi gördüm. Bir hobim olsun bir müzik aleti çalmayı öğreneyim bir yerleri gezeyim vs. İki ihtimal var ya yeterince istemiyorum :ya da imkansızlık. Ah giden yıllarım gençliğim :/
Minecraft, space engineer, kerbal space program, sim city, microsoft flight simulator gibi oyunlara bağımlı olan benim gibi insanları es geçmişsin. Aynı şekilde survival deneyim sunan koca bir evrende yapayalnız olduğum oyunlar benim ütopyam bazen diğerlerinden çok uzaklara gitmek istersin işte bu tip oyunlar bunu sağlıyor. Gerçek hayatta belki asla uzay gemisi yapamam ama sistemin nasıl çalıştığını bir nebze olsun anlayabilirim, belki asla bir mimar olamam ama mimari fikirlerimi uygulayıp işe yarayıp yaramadığını güzel gözüküp gözükmediğini anlayabilirim oyunlarda bir şehir planlayabilirim bir pilot olabilirim hatta tutup birden bire dinazorlarla karşı merak oluşturabilirim. Bazı oyunlar gerçekten yeni ufuklar açıyor ve işte ben bunun bağımlısıyım ama şu bir gerçek ki bu şeyler beni bağlıyor.
7 yaşından 23 yaşına kadar oyun bağımlılığının verdiği zararları hayatının her alanında yaşamış biri olarak bu videoya direkt atladım . not : oyun bağımlıligimi yeneli 4 ay oldu . umarım herkes bu özgürlük hissini yaşar
@@esener3206 bi kıza aşık oldum . Ve düşündüm ki hiçbir kız günde 8 saat oyun oynayan bi adamla beraber olmak istemezdi. Oyunu bıraktım . Kızla da samimiyeti baya ilerletmistik . Sonra öğrendim ki sınıftan arkadaşlarım(üniversite) kıza beni kotulemis , kızın yanında benimle dalga geçip gülmüşler .kıza açıldığımda arkadaşı olarak gördüğünü söyledi Hepsini hayatımdan çıkardım , kız da gitti . 3 aylık ağır bir depresyondan sonra oyun bağımlılığını bıraktım . Çünkü gerçek hayatla bir bağ kurmuştum ve artık oyunlar eskisi kadar çekici gelmiyor . Bu arada oyun oynadığım süreye artık kitap okuyup okuduğum kitap üzerine düşünerek zaman geciriyorum . Benim hikayem böyle. İnşallah sizlere ilham olur
@@aates7937 adına sevindim 😊👍sancılı bir şekilde olmuş ama en nihayetinde işe yaramış .peki sorabilir miyim kaç saat oynuyordum?( Üniyi de kazanmişsın MasaAllah)
@@esener3206 en az 6 , rekorum 12 saat idi . Telefondan online oyun oynadığım için her an oyuna erisebiliyordum . Bu arada üniversiteyi bitirdim 4 ay önce . Şuan çalışıyorum
İçeriği izlerken kendimden izler gördüm. Hakikaten bende kendi içimde oyunu ödül gibi görüyorum. Uzun saatler oynayınca zevk alamıyor makine gibi bitirmeye programlı bir robota dönüşüyorum. Bu açıdan oyunun grafiklerine odaklanmak verdiği mesaja, diyaloglara, pratiğin, oynanışın verdiği zevke odaklanmak her zaman alınan keyfi arttırıyor. Özetleyecek olursak oyun hayatımızda yer almalı ama kapladığı yer diğer aktivitelerimizin önüne geçmemeli yoksa zevkten çok zarara dönüşür.
Üzerine değinilmesi gereken önemli bir konu, gerçekten ipin ucunu farketmeden kaçırabilirsiniz söz konusu oyun, internet kısacası digital entertainment olunca. O yüzden konuya eğinilmesi çok iyi olmuş.
Eskiden Diablo oynarken hikayesini sevip sevmesem bile karakterime en iyi İtemleri alıp kasmak için oynuyodum. Çok uzun süre oynadım ama bana herhangi bi katkısı da olmadı. Oyunlar iyi güzel şeyler ama haddi geçilmemesi de güzel olduğu kadar önemlidir bence
Birebir aynısıyım. Yıllarca Diablo oynadım. Warcraft, Dark Souls oynadım. En ufak bir katkısını görmedim. Aksine hayal gücünü öldüren bir şey oyun oynamak. Oyun oynamayı bıraktığımdan beri hayatım son derece güzel.
Ben bir anne ve eşim. Hem eşim hem de kızımı bunun bir bağımlılık olduğuna ikna etmekte o kadar zorlanıyordum ki bu sabah şans eseri bu videoya rastladım ve her ikisiyle de paylaştım. Umarım izlerler ve şifa olur. Çok teşekkür ederim paylaşım için; şu ana kadar izlediğim çoğu videodan daha nokta vuruşlar içeren etkili ve net bir video olmuş.. ❤
Gerçek hayat acı, sıkıntı, sorumluluk ve stresten ibaret ve bütün bunlardan kaçmak isteyen insanlar oyunların eğlenceli dünyasına kendini bırakıyor. Özellikle fiziki yapısını beğenmeyen, kendini çirkin, şişman bulan veya çevresindeki insanların zorbalığına maruz kalan kişiler bütün bunlarla muhatap olmamak için dışarı çıkmak bile istemiyor, e haliyle de evde kendini oyuna veriyor bütünüyle. Oyunlar büsbütün başka bir dünya, bir defa oyunlarda farklı bir karaktersin, bambaşka bir dünyan var, başından çeşitli maceralar geçiyor, üstelik orada ölüyorsun ama canın acımıyor tekrar dirilip kaldığın yerden devam ediyorsun Velhasıl oyunlarda canın yanmıyor, kimse seni üzmüyor, ölsen bile hissetmiyorsun , konforlu bir alan, eğlencesi de cabası. İnsanlar gerçek hayatta asla yaşayamayacağı macera ve heyecanları oyunun içerisinde yaşıyor, gidemediği yerlere gidiyor vs vs ,uzar gider... Tüm bu saydıklarım misal 'heyecan yaşamak' bile bir nevi ihtiyaçtır. Oyunlarla insanlar bir yandan da işte bu ihtiyaçlarını karşılayıp gideriyorlar. Bütün bunlar oyun bağımlılığında etken olarak söylenebilir.
15 yaşındayım, küçüklüğümden beri çekingen biriyim bu nedenle insanlarla çok konuşmuyorum ve sosyalleşemiyorum hatta bazen konuşmakta fazla zorlanıyorum. 9 yaşımdan beri tablet, bilgisayar gibi cihazlar ile içli dışlıyım. Ve evet oyun/teknoloji bağımlısıyım. Başarılı bir öğrenciyim ama telefonumun hayatıma girdiği geçen seneden beri ödevlerimi bile yapmaz oldum. Fakat bundan kurtulacağım bir şekilde...
İnşallah cevab verirsin hikayemiz aynı senle sadece bir farkımız var ben sporda iyiydim sen okulda knk kurtula bildimi yoksa yine aynimisin yoksa tamamen değiştin hayatında ne yenilikler oldu cevab verirsen mutlu olurum
@@cavidanElesgerzade-ce5qw Teknolojinin hayatıma kötü etkisini azaltmayı başardım, derslerime daha çok odaklanıyorum. Sosyalleşmek konusunda hala birkaç sorunum var ama yeni okul senesiyle bunu da aşmaya çalışacağım. Yazın spora da başladım, teknolojiden uzak durmamı ve dinç hissetmemi sağlıyor. Yani bence online oyunlarda çok vakit geçiriyorsan bunun yerine spor yapmak yardımcı olabilir. Özetle, bence yavaş yavaş geçecek çünkü daha önümüzde (senin yaşını bilmiyorum ama) koca bir ömür var. Halledebiliriz
Kısacası Nietzsche'nin dediği gibi ''acı anlamını bulana kadar acıdır'' bu felsefeyle de oyunların neden insanları bu kadar bağımlı ettiğini anlayabiliriz. Eğer hayatımızda bir amaç varsa, amacı olmayan insana göre günlerimiz daha olumlu geçer. Oyunların genelinde de anlam olduğu için (kendimizi gelistirmek mesela en basit örneği) hayatı anlamsız veya hayatta diğer insana göre daha az amacı olduğunu hisseden insanlar bu amaç cennetine (oyunlar) a kapılıp gidebiliyorlar.
Ben normalde bi oyunu "bu kadar saat", "şu kadar saat" diye kısıtlandırmak yerine görevlerden kısıtlıyorum. Misal hergün birkaç oyundan 1'er görev yapmak gibi. Bu görevler 2 saat de sürebiliyor, yarım saat de. Oyunları bölümlü bölümlü oynamak beni daha huzurlu ediyor. O yüzden kendinizi sadece saat olarak kısıtlamayın. Oyunun bölüm veya görev yapısını anlayıp ona göre de kendinizi kısıtlayabilirsiniz. Emin olun öyle yaparsanız oyunun temel yapılarını daha iyi anlarsınız.
merhaba. günde yaklaşık 15 saat kadar şu an bilgisayar başında vakit geçiriyorum ve aslında her günüm bir döngü halinde. Oyun bağımlısı olmamı sağlayan şey coğrafya ve ailem. Kırsal bir kesimde yaşıyorum, gidebileceğim bir kafe yok, park yok. Zaman geçirebileceğim hiç bir şey yok. yakında askere gideceğim o yüzden de günlerimi vakit geçirmeye odakladım. Bilgisayar ve özellikle oyunlar da bu işin en iyisi. Oynadığım bi online oyuna 6000 tl den fazla para yatırabildim mesela sırf oyundaki kullandığım silahlar daha güzel görünebilsin diye. Bunun en başlı sebebi bi ilgi arama peşinde olmak. Ailem beni hep "yapamazsın, edemezsin, denesen yapsan da iyi olmaz, en iyisi bize bırak" tarzı söylemlerde bulunuyor. Bu da benim özgüvenimi düşürmekte. çocukken oyunlarla karşılaştım ve yaptığım basit bi görev sonrası oyun bana şunu dedi: "vay canına çok başarılısın!" sizi küçük gören bir ortamda böyle bi iltifat almak tabiki sizin iyi hissetmenizi sağlıyor. Oynadığım o hikayeli oyun bana aradığım o ilgiyi vermişti. Sonra online oyunlarla karşılaştım. Cs Go. herkes biliyordur herhalde, herkes bir kez oynamıştır diye tahmin ediyorum. oyunda inanılmaz vuruşlar yapabilirsin düşmanı kafasından temiz bi vuruş güzel bi refleksle birlikte öldürebiliyorsun ve o anki heyecan takım olarak doruklarda oluyor. Sen o güzel vuruşla round u aldın ve takım arkadaşların bağırmaya başlıyor "vay canına dostum inanılmaz bi vuruştu bu da ne böyle!" ya da "Sen bu oyunu muhteşem oynuyorsun!" böyle iltifatlar alabildiğiniz bir oyundaki silahlarınızın yatırım ile oyun kitlesinin çoğundan farklı görünmesi de gerçek hayatta alamadığınız ilgiyi oyunlardaki insanlardan almanızı sağlıyor. Şu an gelecek kurmak istediğim bir kız arkadaşım ve edinmek istediğim bir mesleğim var. hani demiştim ya yakında askere gidiyorum diye. askerden sonra hayalimdeki mesleğe ulaşıp kız arkadaşımla evlenmek istiyorum. Ancak bu kurduğum gelecek hayallerim olmasaydı oyun bağımlılığı bi çukur olacaktı benim için. sonu olmayan bi çukurda düşmek gibi bişey olacaktı. eminim. Arkadaşlar Türkiye'de yaşıyoruz. çaresiz koca bir nesil var ve her evde olan bilgisayarlar o koca neslin moralini belirliyor. gününün iyi mi kötü mü geçeceğine o bilgisayarlar karar veriyor. Videoya bir oyun bağımlısı olarak bunları eklemek istedim.
Arkadaslar, 23 yasindayim, cook uzun yillar oyunu gercekten bir kacis araci olarak gordum. Okuldan kacis, hastaliklardan kacis, insanlardan; insan iliskilerinden kacis, sorumluluklardan kacis, acilardan ve korkulardan kacis, kisacasi hayatin kendisinden kacis. Tek derdim oyunlarin dunyasinda kaybolmakti cogu zaman. Oyun basina oturup da tum yasami arkamda biraktigim zamanki rahatlama hissiyatimi anlatamam. Eminim ki bir sigara, kokain gibi etki yapiyordur. Bu rahatlama icerisinde gecen zamanin zerre kadar farkinda olmazdim. Bi bakardim aksam, bi bakardim gece, bi bakardim gunduz olmus. Uyku problemlerim oldugu halde durum o kadar normallesmisti ki pc basinda takilip uykusuz kalmak kadar olagan bir sey yoktu. Bos vakitlerimde gitar calmak, kitap okumak ya da film dizi izlemek ya da kitap yazmak gibi aliskanliklar da edindim bir ara. Bu surecte oyun surem dususlere gecse de bir yerden sonra oyun istegi tum bu aliskanliklari devraldi, onlarin yerine gecip baskin oldu. Cunku oyun oynak en cazip olani, en yormayani, en cok uyariciyi veren idi. Universite yillarimda oyun saatlerimi saklardim. Ardindan is hayatina girince oyun surem ister istemez azaldi. Ancak bu sefer de isten gelince gunun stresini anca bu sekilde atarim mantigina girdim . Ne buyuk bir yanlis inanin. Bu algimi kirali 3 4 ay anca oldu. Inanin, bir sohbet, bir kitap, bir enstruman, bir spor, bir film dizi de pekala stres attiriyor arkadaslar. Siz siz olun, eger cok oyun oynuyorsaniz oncelikle bunu kabul edin. Utanmayin, cekinmeyin, korkmayin, adam akilli evet asiri oyun oynuyorum ve nasil ustesinden gelirim diyip ustune gidin. Imkansiz degil. Artik bir ogretmen olarak onceliklerimi islerimi halledikten sonra oyunu ödüllestirerek oynuyorum. Aldigim zevk 50 kat artti diyebilirim. Bazi gunler simartarak kendimi bayagidir cok oynamadin diyip yiyecek icecek alip 4 5 saat kaptiriyorum ve aldigim kat 100 e cikiyor. Bu son dedigim asiri nadir yapinca keyifli oluyor. Eger buraya kadar okuduysaniz ve bahsettigim durumdaysaniz hic zaman kaybetmeden tam da su anda cozum yollari arayip ise koyulun. Evet hemen simdi, tam da su anda arkadaslar. Hayat dengeliyken guzel inanin bana. Pc başında hayati kacirmayalim, zaten bir yastan sonra istesek de hayata yetisemeyecegiz...
Verdiğin tavsiyeler için teşekkür ederim. Bu videoyu 2. seyredişim ile 1. seyredişim arasında çok farklılıklar önceden ilk oyunumu oynar ve sonra ödevimi yapardım ve çoğunlukla oyundan zevk almazdım tabi bunu sonra değiştirdikten sonra oyunlardan da daha çok zevk almaya başladım ve ders notlarım yükseldi . Herneyse kısacası teşekkür ederim.
Başlangıçta oyunlara günlük hayatımda başarıya odaklanmanın simülasyonu bir disiplin olarak başlamıştım. Daha sonraları bağımlı oldum ve mevcut başarılarımı da kaybetmeye başladım. Hepsi dopamin bağımlılığı
Şimdilik kendim Türkçe öğreniyor hâldeyim, birkaç gün evvel oyun bağımlılığı tutmuştum, Türkçe derslerim bitince hemen yemek yiyip, bilgisayarın önüne gidiyordum, hiç ödev yapmadan, gerekli işleri yapmadan, sonunda oyunum bozulup birkaç gün oynayamıyordum, sonuç olarak fark ettiğim şeyler şu oynadığım günlerin içinde birçok ödev, pratikler birikmişti, bu bağımlılığı fark edip kendime borçlu kalıp, sadece oyun bozulduğu için teşekkür ettim (Aslında bozulmadı, sadece oyunda bir hata olmuştur, bu hataya göre oynamaya devam edemedim) bu oyunun ismi "Sims 3", bu oyun bağımlılık 1.5-2 ay evvel tuttum, bundan önce her şey iyi gidiyordu, kişisel hayatımda iyiydi, böyle bağımlılığım sadece çocukluğumda oldu, sürekli günde 8-9 saat oynardım, fakat herhâlde çocukluk bitiyor, ve başka şeyler geliyor.
Oynamayı aşırı seven birisi olarak videonuzu gerçekten beğendim . Dark souls , DotA Hearthstone gibi challenge isteyen oyunları da, Alice madness returns, witcher , hellblade gibi sanat eserlerini de oynadım. Fakat bunlar ne benim sosyal çevremi, ne de kendimi geliştirmemi etkiledi. Çok fazla kitap okudum, İngilizcemi c2 ye çıkarttım, ikinci yabancı dile başladım, sporla da ilgilendim, veteriner hekimim ve kendime de sevdiklerime de yeterince vakit ayırdım. Buraya kattığım zamanı televizyondan, kafelerden, gereksiz ortamlardan ve sıkıcı işlerden çıkarttım. Zamanda boşluk çoktur. Farketmediğimiz zaman kırıntıları(otobüs seyahati, uyumadan önceki vakit, eve yürürken harcadığınız vakit) sırasında dilimi zinde tutmak amacı ile podcast dinlerim, bilimsel ve felsefik yazılar okurum. Ya da bir arkadaşımı ararım onunla sohbet ederim. Kısacası oyun oynamayı çok sevebilirsiniz. Ama kafanızı meşgul etmediği sürece sorun olduğunu sanmıyorum.
Peki reis disleksi olan biri ne yapmalı :) ömrüm boyunca okulda hiç başarılı olamadım ve haliyle oyunları yöneldim arkadaş çevrem yok sosyal çevrem yok sevgilim yok disleksi olan biri okulda zaten başarılı olamaz oyunlar da artık kendini tekrarladığı için keyif vermiyor 18 yaşında zaten bıkmaya başladım 24 yaşında da fişini çektim ama arada bir oynuyorum ama işkence gibi geliyor
Gelin size oyun bagimliligi ile ilgili kendi deneyimlerimi anlatayım. Çocukluğumdan beri pek bir arkadaş çevremin olmaması dolayısıyla oyunlara sariyordum. Daha doğrusu kendimi bildim bileli bilgisayarda çok vakit geçirmemden dolayı ailemden azar yerdim. Neyse 3. sınıftan itibaren anlatayım. Ben 5 kisilik bir ailenin en küçuk bireyi idim. Anne baba abla abi ve ben. 3. sınıfta iken babam köyde çalışır annem ise teksilde calisirdi ablam istanbulda ögretmen abim ise ilcede lise okuyordu. Ben evde annemle kalırdim. Sabah annemle okula gider okuldan dönünce de annem gelene kadar internette oyun oynar arada da ecof atardım. Oturduğum mahallede de pek yasitim yoktu. Ortaokula geçtiğimde babam geri gelmişti abim de merkeze yani yanımıza gelmişti. Benim bagimliligim biraz azalmıştı. Ama yine de günde 3 4 saat tv izler pc ya da telefon oynardim. Neyse film asıl liseye geçince koptu. TEOG puanim iyi olmasina ragmen ben istememr rağmen pek akıllı peder bey beni o lanet imamhatibe verdi. Evet ben imam hatip istemiyordum. Neysr imam hatibe gidince zaten arkadadim yoktu orda da kafa dengi birini bulamadim. Üdtüne üstlük beni yurda gönderdiler. Galiba o zamanlar depresyona girmişim. Bunu şimdi geriye bakinca anliyorum. Yurtta sabah namaza kalkar ondan sonra okula girerdik. Okuldaki insanlarla pek anlaşamiyordum. Sadece coğrafya ve tarih dinliyor diğer derslerse uyuyor veya oyalanıyordum . Yurda gidince de gece 10da telefonlar toplanana kadar tel oynuyordum. Daha sonra bu saati 7ye cektiler. Haftasonu eve dönünce de günde en az 10 saat hoi4 oynardim. Ailem de sürekli bana kızardı. Hiç kendilerini sorgulamazlar hic bana mutlu musun diye sormazlardı. 9 ve 10uncu sınıf böyle geçti. O yıllardan tek hatırladığim bunlar ve birkaç anı. 10un sonunda anadoluya geçtim. Iyi kötü bir çevrem oldu. 11e gectiğimdr derslerim duzelmeye basladi ve sosyalleşmeye baslamistim. 11.ci sınıfın şubatında (yıl 2020) ailemi kaybettim. Bir tarifk kazasinda annem ve babam vefat etti. Ondan sonra korona çikti yas süreci karantina derken benim psikoloji yine perte çiktı anlayacağınız. 12ye geçince dersaneye basladim ondan sonra mezuna kaldim şimdi de bilgisayar muhendisligi okuyorum. Şimdi gecmişe bakinca keske pc basinda oturacagima ailemle otursaydım diye kendimi suçluyorum gerçi suç biraz da onların. Azıcik ilgi gösterseler hayatım daha farkli olurdu. Neyse okuyan varsa sıkmadan haddim olmayarak ailelere ve genç kardeşlerime şunu demek isterim. Genç kardeşim oyun basinda günlerini harcayacagina git gerçek hayata oyna. Ne bilim.manita falan yap işte. Ondan sonra günde 2 saat falan oynarsiniz. Ailelere de tavsiyem bütun sucu cocuklariniza atmayim. Cocuklarinizla ilgilenin. Onları anlamaya calisin. Ama simartmayin. Şunu da ekleyeyim bence gençlerdeki oyun bağımlığı ilgisiz ailelerinden ve aile içindeki kopuk iletişimden kaynaklı. Ailesiyle sağliklı iletişim kuramayan insan yabancılarla hiç kuramaz ve gider zamanini internet kafede falan geçirir. Aileler çocuklarına yol göstermeli. Esker diye bahsedersiniz eski nineleriniz dedeleriniz gibi yol gösterici olun.
@@anldinc2811 teşekkür ederim. Dediğin gibi yapıyorum şu saatten sonra. Yazılım öğreniyorum insan ilişkilerine odaklanıyorum. Biraz geç kalmışlık hissi var ama yapacak bi sey yok. Bi yerlerden başlamak lazım.
Doğru diyorsun. Bende 4 yasindan beri kendimi bildim bileli abimle pc oynarım kuma games mt2 wolfteam cs 1.5 left 4 dead 2. Günümün rahat bi +9 saati her gün pcde geçmiştir. Ama ailem benle ilgilenmedi pc yi bırak dediler ama yerine alternatif koymadılar oğlum gel dışarı basketbol oyna deselerdi top alıp seve seve oynardım bundan ötürü hep okul okuldan eve gittim. Ve 1.83 boyum manken gibi fiziğim olmasına rağmen insanlarla özellikle kızlarla rahatca konusamiyorum. Çok üzülüyorum. Zaten 8 saat min uyuduğumuz için 1 ay 30 günün 10 günü uyuyarak geçiyor. 1 yılda 12 ay varsa biz bunun 4 ayı yaşıyorsak. Ben 1 yılda 10 gün falan yaşamışımdır. 3. Sınıfta 8. Sınıf teoga hazırlanan abimi satrançta 3 kere yendim bi satranç kursuna bile götürmediler. Yaşım 17. Yaşıtlarıma göre zeki olduğumu düşünüyorum. Hepsi basit şeyler düşünüyor bende yaratılışım gereği analitik zeka fazla,matematik sorularını akıldan çok hızlı bir şekilde yapabiliyorum.Bu boy, fiziğin 17 yaşına kadar sevgilisi olması gerekliydi çok üzgünüm. Mental sağlığım iyi değil.
Çin novelleri benzer bir etki yaratıyor. Gelişim-yetişim novellerinde kendimi o dünyada bulup karakterle birlikte güçlendiğimi hissettiğim için upuzun süreler okurdum. Gidiyor Phoenix kanı buluyor ve güçleniyor vb. Buna da dikkat edilmesi gerekiyor.
oyun,sosyal medya bagimliligi ve iradesizliyim.muhtesem uclunun bir karisimiyim.Umarim kisa bir zamanda kurtulurum.Oyundan ziyade sosyal medya bagimliligim...ustelik universite sinavina hazirlanirken shortsda 1 videoyla baslayib 3-4 saatin nasil gectinin bile farkinda olmuyorum.
1 ay önceki halimi baz alarak 9’da 9 yaptım bağımlılık testinden ama mezuna kaldığım için oynadığım oyunların hepsini sildim umarım geri yüklemeden böyle devam ederim ve şimdiden bile silmemin etkilerini görüyorum; artık daha az sinirleniyorum, oyun oynadığım zamanlarda hep agresiftim.
işte olay bu canlı olma hissi kalp atışının hızlanması adrenalin salgılanması kan ter acı bunlar beni canlı hissettiren şeyler aradığım şey bir dövüş bir kavga ancak bu tarz hareketler modern toplumumuzda suç olarak görüldüğünden insanlar bu deneyime en yakın şeylere yöneliyor boks karete parkur vücut geliştirme gibi bedenlerini zorlayabilecekleri kap atışlarını hızlandıran aktivitelere yöneliyorlar
Kanalının ilk zamanlarından beri seni keyifle izleyen biri olarak daha önce hiç senden bir istekte bulunmamıştım video yapmaya değer içerikleri her zaman bulduğunu düşünürdüm , fakat senin gibi bir insandan berserk felsefesini dinleme hayalini kafamdan atamıyorum ve kanalına çok yakışıcağını düşünüyorum :)
Bu video için söylemek istediğim ilk şey oyun oynayan birinin bana oyun bağımlılığı hakkında konuşması ile anamın babamın aynı konu hakkında bana tavsiye vermeye çalışması arasında çok büyük bir fark var. Ben her ne kadar bu bağımlılığın ve zararlarının kendimce farkında olsam da oyunlar ile ilgili hiçbir bilgisi tecrübesi olmayan "uzman"lardan duyduğu şeyler yüzünden önyargılı davranan annemden "kapat şu bilgisayarı" lafını duymak beni hem çok depresif bir hale sokuyor hem de oyunlara daha da istekli ve takıntılı olmama sebep oluyor. Üstelik benim oyun oynamak dışında yetenekli olduğum veya yapmaktan hoşlandığım bir ton aktivite de var. Fakat oyunların değerini bilmeyen, her oyunu bir tutan, hiçbir oyunun sanatsal veya öğretici bir yanının olmayacağını düşünen ve bu fikirleri yüzünden bana baskı kuran ebeveynler ile birlikte yaşamak beni onlardan uzak kaldığım her an bilgisayara gömülmek için bir fırsat bulmuşum gibi hissettiriyor. Kısacası ebeveynlerin de bu bağımlılığa ek bir zararı olduğunu düşünüyorum.
Faydalı bir video hazırlamışsın kardeşim tebrikler. 15 yıl önce gençlik yıllarında oyunları seviyordum, o zamanın oyunları klasikleşmiş efsaneler. Ama rahat rahat oyunları oynamak pek mümkün değildi.okul aile maddi imkanlar gibi sorunlar vardı. Sonra oyunları bıraktım ve iş hayatına atıldım. Çok zor bir işte uzun süre istikrarlı şekilde çalıştım.Sonra da yeterli olduğunu düşündüğümde işi bıraktım. Şimdi kocaman bir evim rahatıma göre lüks eşyalarım birikim yatırımlarım var, ülkeyide baştan başa gezdim yurtdışında görmek istediğim yerleri gezmeyi planlıyorum artık ara ara. Dolayısıyla sabahtan akşama kadar oyun oynadığım günler oluyor artık. Şimdiki oyunlarda çok daha gerçekçi ve güzel keyfini sürüyorum. Kardeşlerim milletin ne dediğine bakmayın ekonomik kriz falan filanda yalan dolan çalışan biriktiren yatırım yapan biri olursanız ekonomik krizinde aslında olmadığını, kriz var diyenlerin hayatını hiç planlamadığını çalışmaktan kaçtıklarını farkedeceksiniz. Bu videoyu izleyip kendime baktığımda canımın istediği kadar oynarım arkadaş hakkımdır diyorum. 😂 Tüm kardeşlerime tavsiyemdir. teknolojiyle iç içesiniz hepiniz, genç yaşta kazanmak kolaydır genç yaşta kesenizi doldurmaya bakın, akıllı yatırımlarla özellikle (YATIRIM) kelimesini parantez içine alıyorum, geleceğinizi şekillendirin. Sonra istediğiniz kadar oyun oynar istediğiniz kadar gezer istediğiniz kadar yer içersiniz.
Ve dizi/ film bağımlılığı; ölümden de oyun bağımlılığından da beter. O dünyada yer alıyormuş gibi hissetmek, o yapımı bittirdikten sonra gelen boşluk hissi, ve yeni bir yapıma başlayınca başa saran döngü… Bağımlılıktan da öte, bu hissiyatın da bir şeyler izliyor olmanın da kölesiyim desem abartmış olmam.
Evliyim yaş 33 . 2 çocuk var. Oyun oynamak 1997 den beri hobimdir. Bisiklete binip 150 km tur yapıyorum. Trekking bağımlısıyım. Spor bağımlısıyım. Oyun bağımlısıyım. Kendinizi sınırlandırmayın sevdiğin zevk aldığınz şeyleri devamlı yapın.
Bundan çok değil kısa zaman öncesinde çok oynardım moba türü elinin altındaki lolümsü telefon oyununu ama anladım ki sadece zaman çalıyor ki zaman çok değerli kavramdır onu çalmakla yetmiyor paranızı da çalıyor bunu anladığımdan beri daha mutluyum.
Bir süre sonra zevk vermiyor zevk vereceğini düşündüğünüz başka bir aktiviteye yönelmek istediğiniz zaman o şeye yeteneğinizin olmadığını anlıyorsunuz o şeye yetenek kazanmak için hayatınız boyunca hiçbir şey yapmadınız çünkü bunca zaman oyun oynadınız. kaybettiğiniz zamana yanıyorsunuz sonra yeniden oyun batağına geri dönüyorsunuz. Çok faydalı bir video olmuş emeğine sağlık. oyun önerisi olarak mgs 2 yi tavsiye ediyorum.
Doktoramı tamamladım ama iş bulamıyorum bu durum beni çok üzüyor ve bu düşünceden kaçmak için Elden Ring, Baldur's Gate, Diablo oynuyorum şuan iyim. Ben kesinlikle bir oyun bağımlısıyım.
Hayata bir kez geliyoruz ve ardımızda adımızla yaptıklarımızla bizi güzel şekilde anılacak bir bayat bırakmak veya insanlara güzel miraslar bırakmak yerine bir ekrana bakarak oyunla körleşmiş gözler uyuşmuş akıl kamburlaşmış postür ve zombi gibi yaşanmış bir ömürle yok olup gitmemelidir.😢 Bir gün ileriki yaşlarda geçmişe dönüp baktığınızda koca bir enkaz görmek en çok pişmanlık veren duygulardandır.😢
Yorumlar bana fazla indeterminist geldi. Bir de determinist bir açıdan bakmak lazım bu mevzuya. Öncelikle ortalama bir dünya ya da türk ailesini ele alalım. Baba anneyi sevmiyor, anne de babayı sevmiyor, birçoğunun alkol problemi var, belki ekonomik durumları düzgün değil, iki taraf da çalışıyor. Çocuklar ne oluyor peki bu denklemde? Onları düşünen var mı? Ben size söyleyeyim yok. Çocuklarsa -ben de dahil- bu uyuşturucuları keşfediyor, yani oyunları. Ulaşması kolay ve vaktini harcayabileceğin bir şey. Aile de çocuğunu başından savmış oluyor, win-win yani.
Her oyun bir değil.Cok zaman harcanması istenen oyunlar var belli başlı mmorpg türündeki oyunlar.online savaş oyunlari vs ama the last of us gibi oyunlar insanları bağımlı hale getirmez
Türkiye gibi enflasyonun %140 olduğu, para kazanmanın çok zor olduğu, emeğin değerinin sıfır olduğu ve sürekli moral bozan stres veren bir gündemin olduğu bir ülkede insanların oyun bağımlısı olmasını çok yadırgamıyorum. Çünkü emek verip emeğinin karşılığını alamayanlarla dolu Türkiye burası Almanya, Fransa veya Amerika Birleşik Devletleri değil. Oyun oynamanın bile lüks olduğu ama dışarıda tabii düzenli kahve içmeye yemek yemeye göre daha ucuza geldiği kesin sonuçta 1 kez veriyorsun bu tarz aktivitelere para ama oyun oynamak yine daha ucuz kalıyor. O yüzden bu pes edin çağrısı değil fakat yaşadığımız realitede şunu yap, bunu yap gibi akıllar vermek yerine direkt çözüm sunmak daha mantıklı. Paran yoksa paran, kendini geliştir gibi ucubece akılları kendinize verin başkasına değil zira burası emek verenlerinin emeğinin karşılığını aldığı bir yer değil.
@@muzafferaltuncuoglu2742 1 haftalık dışarı çıkıp sosyalleşme masrafın, 1 tane kalıcı oyun parasına eşdeğer 1 kalıcı oyun aldığın zaman o ömür boyu seninken dışarıda yediğin yemek tuvaletten gidiyor birkaç saat sonra ve yine sürekli o oyunu oynayabiliyorsun
''Bir aktiviteyi güzel kılan şeyin o aktivitenin bir kısıta ve sona sahip olması olduğunu unutma'' Gerçekten çok doğru ve önemli bir cümle inş unutmayız.
linktr.ee/canaybalik
Videoda bahsettiğim süper korkunç oyunumu oynamak isteyenler için: canaybalik.itch.io/the-forest-of-mannequin
Psycho 1960 filminin ve monster animesinin analizi gelsin
Bojack horseman hakkında bir video yapmak istermisin ilerde?
boyle uzun vıdeolar gercekten cok ıyı oluyor. felsefı konularda uzun uzun konustugun vıdeolar guzel olabılır :D
Aaaaa bak ama oyun bilgisiyara özelmiş. Neyse bir youtbe'da aratayım.
Edit: oynanış videosu var arkadaşlar bilgisayarı olmayıp merak edenler bakabilir
Edit 2: THERE WILL BE PROBLEMS
abi asosyallik hakkında video çeker misin lütfen çünkü oyun bağımlılığın yanında asosyallik gelior
Oyunlarda güçlü olmak gerçekte güçlü olmaktan çok daha kolay. Ancak oyunlarda güçlendikçe gerçek hayatta daha güçsüz oluyoruz o yüzden kendimizi oyunların konforlu dünyasına gömüyoruz.
Çünkü oyunların en büyük amacı gerçek hayatta yapamayacağımız şeyleri sanal olarak yapabiliyoruz.
Gerçek hayatta adam yerine koyulmayan ama wow'daki bir loncada hayranları olan bir arkadaşım vardı.
videonun kısa özeti
Oyunlarda güçlendikçe gerçek hayatta güçsüz olmuyorum bence herkesin farklı oyunlar mental olarak dinlenmeni sağlıyor ve gerçek hayata daha iyi bir şekilde devam edebiliyorsun bence
Sen hiç texorsict no hit run yaptınmı kardeş...
@@rey101100 Oyun oynadıkça vücudun hareketsizleşir ve hamlarsın, bu senin fazla kilo almanı da sağlar.
İnan bana oyun üreticileri yeni bir oyun yazarken senin mental olarak dinlenmeni akıllarının ucundan bile geçirmiyorlar. Onların tek düşündüğü kazanacakları para.
Oyun yazılımcılarının bile çoğu oyun oynamanın vakit kaybına ve hayattan geri kaldıklarına neden olduğunu bildikleri için yazdıkları oyunu oynamazlar.
Oyunlar da aslın da bir tutam dünyayı yönetenlerin işi, onlar senin gerçek hayattan geri kalmanı isterler ki seni daha kolay yönetebilsinler. Dijital aletlerin genel olarak asıl amacı senin hayatını kolaylaştırmak değil, doğru kullanırsan kolaylaştırır tabi ki. Asıl amaç senin oyunlardan ve türlü türlü teknolojik aletlerden bağımlılık kazanman. Çünkü böylece amaçlarına daha çabuk erecekler. Sen de oyunların seni mental olarak dinlendirdiğine inanarak onlara bile bile boyun eğmiş olacaksın...
Oyunlarda beni en çok içine çeken, bana en çok zevk veren şey hızlı ilerleme hissi. Gerçek hayatta olmayan bir şey bu çünkü. Bir konuda mesafe kat etmek gerçek hayatta bazen yıllar alıyor ve ilerleme genellikle gözle görülemeyecek kadar yavaş oluyor. Ancak oyunlarda nispeten kısa sürede karakterlerin gözle görülür bir şekilde geliştiğini görmek, verilen çabanın karşılığını anında almak muhtemelen beynimizdeki dopamin ödül sisteminin çok hoşuna gidiyor.
Ultrakill oynadınmı?
@@be.aggressive yok hayır oynamadım onu hiç
@@be.aggressive penta attın mı hiç?
Dopamin... Sadece bir hormon adı ama aslında hayatımızın her alanını etkiliyor.
harika bir yorum ingilizce çalışırken bunu çok iyi hissedebiliyorum gerçekten real hayatta herhangi bir şeyi elde etmek yoğun düzeyde konsantrasyon zaman ve enerji gerektiriryor
Çocukken atari salonundan çıkmadık ama sokakta top da oynardik biraz büyüdük internet kafeler çıktı bu sefer oradan cikmazdik hatta gece bile gizlice kafeyi açtırıp oyun oynardik.(wow, cs vs..) üniversiteye geldik yurttayken oyun oynardık çalışma salonunda ama arkadaslarla cafe bar yine de takilirdik. Üniversite bitti ise girdim hala oyun oynarım ama aileme de zaman ayıririm. Bu benim için bağımlılık değil bir zevkti. Yaşım 38 hala evimde Ps ve Pc var. Gençlere tavsiyem oyunu bir hobi olarak görün ve hiçbir hobiniz hayatınızın önüne gecmesin. Oyunlar güzeldir sadece ileride tek başınıza olduğunuzu unutmayın cebinizde paranız ve bir kariyeriniz yoksa insanlar size asla merhametli davranmaz ancak acırlar. Ve bu duygulari daha sonra sizi aşağılamaya kadar gider buna aileniz dahil. Lütfen oyunlardan zevk alın ama hayatinizi da unutmayin.
Son sözlerin çok değerliydi
Çok geç.
Sosyalleşmek daha iyi deniyor da, bilgisayar oyunlarının asıl çekici yanı, kimsenin keyfini beklemek zorunda olmamak. Top oyunları bir tarafa, yetenek gerektirmeyen iskambil, okey gibi oyunlara bile, beni almaları için yalvardığımı bilirim.Şimdi bilgisayar oyunları dururken,onlar bana yalvarsa yine de fiziksel araçlarla oynanan iskanbil,okey,tavla gibi oyunları oynamak istemem.'Sen beceremiyorsun,kenarda seyret' gibi abuk sabuk lafları bana kimse söyleyemiyor artık.
Ben,aşağılık bir yaratık değilim.Beni oyuna almamaya,kimsenin hakkı yok.Ama teoride böyle.Olması gereken bu.Mesela okul bahçeleri kimsenin malı değildir,değil mi?Sen öyle san.Okul bahçeleri,'sen beceremiyorsun kenarda bekle diyenlerin malı,yasal olarak değil ama fiilen öyle.Hatta misafir çocuğuna bile öyle davranamayız, yani kendi bahçemizde bile yapamayacağımız bir şey,ayıp,misafir çocuğunu bile'sen beceremiyorsun,kenarda bekle'diye aşağılayamayız,okul bahçesinde elebaşılar bu kötülüğü yapar ama.Ama beri taraftan, düşünüyorum da,ben de kimin oyuna girip giremeyeceğine karar verecek bir elebaşı durumunda olsaydım, tecrübesiz çocuğu ben de dışlardım belki,çünkü,o oyunu öğrenene kadar benim de canım sıkılacak.
Yahu bunu o zaman büyüklerimden birine söyledim,'sen de adam olup kendini saydırsaydın onlara' demesin mi?Beni oyuna almayanları değil,beni suçladı.İstenmediğim yerden gidebilme şansım olsa,giderim tabii,okul bahçesine teneffüste mahkumuz.
Hani,annemizin babamızın kendisine yalvartma zaafı olsa onu anlarım, ne de olsa onların eline bakıyoruz. Benimle eşit durumda olan diğer çocuklara niye yalvarayım?Bir de, bunun rövanşını almak imkansız.Bu çocuklardan birine 'Sen küçükken beni oyuna aldırmamıştın, hatırladın mı?' desek ,güler. Herkes de yanlış bulur zaten. Oyuna alınmayan bir çocuk,ancak rüşvet alırken suç üstü yakalanan biri kadar kötü hisseder. Bana çektirdiğine denk bir acı çektiremem ki ona.
Şimdi bunun benzerini,3 büyüklerdeki genç futbolcular yaşıyor.Sen tecrübesizsin,kendine kulüp bul deniyor.Oynamazsa nasıl tecrübe kazansın?...diye sorunca,'Bana ne!' diyorlar.Yahu arkadaş,herkesin düşmanı kendi toplumundakiler.Tabii,Ermeni ve Yunanlar da,birbirlerine hayatı zehir ediyordur.Hani,o 3 büyüklerin genç takımında oynayan ve takımından dışlanan bir kişi,vaktiyle sizi dışlayanların elebaşısıysa,menun olursunuz belki,'oh iyi olmuş peze..'dersiniz de, diğerlerine bu muamelenin yapılması üzücü.
Baskan öyle bir konusmussun icim gitti. O kadar haklisin ki. Yaş 30 aynı durumu yaşiyorum. Ailem dahil.
Bence bu kadarı olmamalıydı.
@@rifkicelik3239 çok güzel anlatmışsın haklısın ben kendimi gördüm biraz ama oynamayı bilmeyenleri de oynatıyoruz şimdi iki taraf için de düşündüm ikiside haklı her yerde tecrübe önemli bu devirde veya Sabr kimsede yok. Biliyorsan yeter nerden öğrenicem dersen bir sekilde öğren derler kimsenin empati yapma gibi bir derdi yok
Eğer bir baba çocuğu alıp balığa gitmiyorsa, gezmiyorsa, annenin çocuk ile paylaşacağı bir şey yoksa, ebeveynler çocuğa gerçek hayatın farklı olduğunu göstermiyorsa, çocuğun arkadaşları da aynı durumdan muzdaripse o çocuk asosyal olup odadan çıkmayan bir çocuk olacaktır. Ben küçükken oyun hastasıydım. Baba çoğu zaman evde değildi, paylaşacak hiç bir ortak yanımız yoktu, annem öğretmendi çok az sohbet ederdik. Mahalle ise bana hitap eden bir mahalle değildi. Eve gelince yapacağım tek şey oyundu. Yalnızca oyun dünyasında özgürlüğü hissederdim. Yaş büyüdükçe iş - sosyal hayata atılmaya başladım ve bu döngüden çıkmayı başardım. Sosyal olmasaydım belki ben de kola cips ile sürekli bilgisayar başında kalan bir insan olacaktım. Halbuki sosyal hayatın ,tabiki bu biraz ekonomi ile ilgili, zaman geçtikçe daha eğlenceli olduğunu gördüm. Ve o rutin oyun döngüsünün kırılmasını sağladı. Bazen çok sevdiğim oyunların kısayollarına bile tıklamak bana zaman kaybı gibi geliyordu. Ben bilgisayar başında çok zaman geçiren insanları iyi anlıyorum. Aslında çoğu oyun oynayan insanların temel sebebi YALNIZLIKTIR. mental yalnızlık...
Sosyalleşmek daha iyi deniyor da, bilgisayar oyunlarının asıl çekici yanı, kimsenin keyfini beklemek zorunda olmamak. Top oyunları bir tarafa, yetenek gerektirmeyen iskambil, okey gibi oyunlara bile, beni almaları için yalvardığımı bilirim.Şimdi bilgisayar oyunları dururken,onlar bana yalvarsa yine de fiziksel araçlarla oynanan iskanbil,okey,tavla gibi oyunları oynamak istemem.'Sen beceremiyorsun,kenarda seyret' gibi abuk sabuk lafları bana kimse söyleyemiyor artık.
Ben,aşağılık bir yaratık değilim.Beni oyuna almamaya,kimsenin hakkı yok.Ama teoride böyle.Olması gereken bu.Mesela okul bahçeleri kimsenin malı değildir,değil mi?Sen öyle san.Okul bahçeleri,'sen beceremiyorsun kenarda bekle diyenlerin malı,yasal olarak değil ama fiilen öyle.Hatta misafir çocuğuna bile öyle davranamayız, yani kendi bahçemizde bile yapamayacağımız bir şey,ayıp,misafir çocuğunu bile'sen beceremiyorsun,kenarda bekle'diye aşağılayamayız,okul bahçesinde elebaşılar bu kötülüğü yapar ama.Ama beri taraftan, düşünüyorum da,ben de kimin oyuna girip giremeyeceğine karar verecek bir elebaşı durumunda olsaydım, tecrübesiz çocuğu ben de dışlardım belki,çünkü,o oyunu öğrenene kadar benim de canım sıkılacak.
Yahu bunu o zaman büyüklerimden birine söyledim,'sen de adam olup kendini saydırsaydın onlara' demesin mi?Beni oyuna almayanları değil,beni suçladı.İstenmediğim yerden gidebilme şansım olsa,giderim tabii,okul bahçesine teneffüste mahkumuz.
Hani,annemizin babamızın kendisine yalvartma zaafı olsa onu anlarım, ne de olsa onların eline bakıyoruz. Benimle eşit durumda olan diğer çocuklara niye yalvarayım?Bir de, bunun rövanşını almak imkansız.Bu çocuklardan birine 'Sen küçükken beni oyuna aldırmamıştın, hatırladın mı?' desek ,güler. Herkes de yanlış bulur zaten. Oyuna alınmayan bir çocuk,ancak rüşvet alırken suç üstü yakalanan biri kadar kötü hisseder. Bana çektirdiğine denk bir acı çektiremem ki ona.
Şimdi bunun benzerini,3 büyüklerdeki genç futbolcular yaşıyor.Sen tecrübesizsin,kendine kulüp bul deniyor.Oynamazsa nasıl tecrübe kazansın?...diye sorunca,'Bana ne!' diyorlar.Yahu arkadaş,herkesin düşmanı kendi toplumundakiler.Tabii,Ermeni ve Yunanlar da,birbirlerine hayatı zehir ediyordur.Hani,o 3 büyüklerin genç takımında oynayan ve takımından dışlanan bir kişi,vaktiyle sizi dışlayanların elebaşısıysa,menun olursunuz belki,'oh iyi olmuş peze..'dersiniz de, diğerlerine bu muamelenin yapılması üzücü.
Ben bir oyun bağımlısıyım yaşım otuz bu bağımlılık on beş yaşımda başladı köyümüze bir internet cafe açılması ve benim bilgisayar ile tanışmam ile.Ama beni bağımlı yapan sadece oyunun keyif vermesi değildi ailevi sorunlardı.Annem ve babam hiç mutlu olmadılar hep kavgalı dövüşlü ortamda yaşadım ben duygusal biriyim her şeyi çok içime atarım.Beni o dönemler oyun oynamak mutlu ederdi karakter gelişince ben mutlu olurdum.Babam bana hep kızardı oğlum sen bu bilgisayarın esirisin derdi haklıydı.Babamı iki yıl evvel kaybettim zaten annem babam uzun yıllar önce boşanmıştı.Ve ben hala bir bağımlıyım mutlu değilim hep geçim sıkıntısı çektim yada ailevi sorunlar.Gün oldu bir kız sevdim sevdiğimede bin pişman ettiler.Bu kadar sorun üzüntü olunca delirecek gibi oluyorum beynimi uyuşturmak geçicide olsa huzurlu hissetmek istiyorum o yüzden oyun bağımlısıyım
16 yaşındayım senin için üzüldüm bana netür tavsiye verirsin
@@Sjsjsi-lx4tx Dostum ya çok iyi oku yada bir meslek öğren oyunu yine oynarsın lakin fazla oynarsan illa derslerinde başarısız olursun.Hayattaki başarı seni daha çok mutlu eder oyundaki başarı ise bir yere kadar
Böyle felsefi bir şekilde oyun bağımlılığını anlatmak çok daha iyiydi gerçekten neden zararlı neden sınır koyulmalı gibi şeyleri iyi anlatıyor anne babamızın gelip oyuna sadece öcü demesi yerine böyle anlatılması daha iyi geldi,ki zaten ekonomi yüzünden doğru düzgün oyunda oynuyamıyoruz bu da bağımlılığı azalttı :)
Crack
@@hayrettin000 virüs
@@hayrettin000 Zahmetli ve tehlikeli ama mecbur kalıyoruz.
"buda" ayrı olsa daha güzel olur.
@@Islamitisch bazen dikkatten kaçıyor işte hızlı yazma alışkanlığı yüzünden
son 2 yıl içerisin de gördüğüm en kaliteli kanal şüphesiz bu kanal oldu ve videonun 1 saniyesini bile atlamadan izliyorum o kadar iyi
@@steel7880 bro kişiden kişiye değişir ama beni sarıyor genel olarak videoları
@Rauf Rəcəbli hayır ama bakarım
@Rauf Rəcəbli izlicem
@Rauf Rəcəbli tamam çok teşekkürler bunu bana söylediğin için
Bir öğretim görevlisiyim ve sonda verdiğin tavsiyelerin altına imzamı atarım. Ben de oyun oynayan biriyim ve dediğin gibi oyunu ödülleştirmek bağımlılığı engellemek yolunda çok önemli. Ders dönemi içerisinde neredeyse hiç oyun oynamam fakat yaz tatiline girdiğimde çok güzel hikayeleri deneyimlerim. Öğrencilerim arasında maalesef kendini oyuna kaptırıp sınıfta kalanlar oluyor. Öğrencilerin oyunu ödülleştirme disiplinini çocuklukta aileden öğrenmeleri gerektiği kanaatindeyim. Aile ve çevresinden gizlemek zorunda kalan çocuk öğrenci olduğunda bu iradeyi izhar edemiyor sanırım. Oyunu kokain olarak gören ailelerle ilgili söylediklerin de çok doğru. Ailelerin bilinçlenmesi şart.
Hocam, soy isminizi biraz garipsedim. Hiç soyadınızın kökeni hakkında araştırma/soruşturma yapmış mıydınız
Dogru ama bende 17 yasinda oyun oynayamaya bayilan biriyim ve benimde ailem kurallar koyuyo fakat oyun denen bu meret aile disiplininden once o kisinin iradesiyle alakali ben oynamadan rahatca duruyorum fakat bazi arkadaslarim uystrcu bagimlisi gibi bagimlilar oynamadiklari zaman hayata kusuyolar bu çok kötü
Video oyunlarını aşırı derecede seviyorum ne yalan söyleyeyim türkiye şartları artık eğlenmek lüks oldu gidip bir ili gezmek imkansız oldu orta düzey bir bilgisayar ile eğlenmek en ucuz ve en kolay yol şuan benim için. Kpss sınavlarından ve atama işlemlerinden sonra bir tatil arasında video oyunu oynuyorum. Bilgisayar oyunları aşırı kaçıldı mı sorumluluklar yerine getirilmediğinde tehlikelidirler
@@Gauss31415 hemde ne tehlike
28 yaşımdayım, sosyal olarak aktif bir kişiyim(eskiden öyleydim). Üniversiteden mezun olunca malum, ülkemizin ekonomik şartlarından ötürü 2 yıl boyunca işsiz kaldım. İyi dostum dediğim kişilerin maddiyata bağlı, çıkarcı, basit kişiler olduğunu gördüm. Sonunda iş sahibi olup yaşıtlarıma göre iyi bir maddi duruma sahip olup kendime bilgisayar topladım. Şunu diyebilirim ki keşke insanlarla ilişki kurmasaydım. Rdr2, detroit become human, eu4 gibi yapıtlar hayatımda yaşadığım en iyi deneyimlerdi. Left 4 dead 2, ets 2 sayesinde bir düzineden fazla arkadaşım var. Yakın zamanda bir arkadaşımız evlendi ve düğününe gidip takı taktık. Daha önce hiç görmediğimiz birine! Kendimi sanal dünyada, oyunlarda daha iyi hissediyorum. İşten geldiğim zaman yemek yiyip discord grubuma giriyorum. Çayımı kahvemi demleyip sohbet ediyorum. Tabletop simulatör, veya hep beraber dizi, film izliyoruz. Oyun bağımlılığım beni daha mutlu bir kişi yaptı.
Detroit become human...
@@Verantwortungsbewusstsein mükemmel oyun nolduki
@@Redditsovalyesi demek istediğim de bu zaten
Güzel anlatmışsınız dışarda ne kötü olaylar oluyor evde oyun oynamak gayet iyi kimseye zararı yok dozunda olduğu sürece tabi dışarda hiç tanımadığın biri saldırabilir vs vs vs bir sürü şey hayatın yoğunluğundan kopmak biraz değişik şeyler yapmak oyun ideal aslında ekonomik sıkıntılarıda sayarsak buda artık çok maliyetli olmaya başladı.
@@Verantwortungsbewusstsein cok iyi demissin
Zevkle dinledim. Ağzına sağlık. Her ne kadar bildiğimiz şeyler de olsa detaylıca her noktaya değinip argümanlarla taçlandırman gerçekten çok güzel ve yararlı olmuş. Teşekkürler...
Oyunların içinde kaybolmak ve hikâyelerinde kendime bir yer edinmek heyecan verici ve rahatlatıcı, dünyanın dertlerinden kendi sorunlarımdan uzaklaşmak için oyunlar oynuyor ve bundan keyif alıyorum...
@@Gitarist0 Peki insan kardeşim, sen dış dünya da kaybolmuş birisine benziyorsun acaba engin dış dünya tecrübelerini bize anlatır mısın ?
@@Gitarist0 para mı ver
@@dramatikgoril2976 Güzel romantik ve sosyal ilişkiler kurmak, kişisel gelişim gibi şeyler her oyundan daha ödüllendirici ve keyifli bir şey yok. Sadece kendini zorlaman gerekiyor.
Aynen
@@Gitarist0 peki ya kucuklukten beri dislanmis ve insanlardan nefret eden ve insanlardan uzak durmayı çok seven biri neden sosyalleşsin ki
Her şeyin pahalı olduğu bu ülkede herhangi bir hobi edinmemiz çok zor. Tabii oyun oynamak için bazı sistemlere ihtiyacımız var ama hemen herkesde bir adet telefon, bilgisayar vs. var ve genelde bir oyun yükleyip oynanabiliyor.
Ekonomik bakımdan daha iyi bir ülje olsaydık bu bağımlığın azalacağını düşünüyorum.
aynı yorumu senden 45 saniye sonra ben yazdım sanırım tek ben böyle düşünmüyorum.
Her şeyin sebebinin ekonomik olduğu bir dünyada bazı insanlar bu realiteden ya çok uzak bir şekilde tuzu kuru şekilde yaşıyorlar ya da çok saflar bana kalırsa çünkü dışarıda tavuk dürüm yiyip üstüne bir kahve içmenin 100 liradan fazla patladığı bir ülkede bilgisayar toplayıp evde vakit geçirmek daha ucuza denk geliyor.
mesela aktivite yapmak için para gerekmiyor ki belki arkadaşlarınla toplanıp futbol ya da basketbol gibi aktiviteleri deneyebilirsin. Ve ülkenin ekonomisi canımızı ne kadar sıksa bile hayat bizim hayatımız ve bu 24 saatte ise canımızı birşeye sıkmadan geçirmeliyiz.
@@exdual futbol basketbol pc oyunlarından daha zevkli olsaydı onlarla ugrasırdık
Gelişmiş ülkelerde özellikle oyun bağımlılığı büyük bir sorun. Bence bu şekilde düşünmem doğru değil. Atıyorum meditasyon yapacaksın, bu sana ne kadara mal olucak? Veya kitap okuyacaksın, neredeyse her kitabı internetten bulabilirsin, kütüphanelerden ödünç alabilirsin. Hobi dediğin illaki pahalı bir hobi olmak zorunda değil. Kaldı ki oyun bağımlısı olmak daha da pahalı bir uğraş/hobi haline geliyor.
Öncelikle video için teşekkürler. Oyun bağımlılığı ile ilgili anlattıklarına katılıyorum ve şunu ekleyerek farklı bir açıdan bakmak istiyorum. İnsanlar 21. yüzyıl şartlarında gerçek hayat deneyimlerinden çok fazla uzaklaştılar. Kimisi isteyerek kimisi istemeyerek gerçekleştirdi bunu. Ben şahsen istemeyerek uzaklaşanların daha fazla olduğunu düşünüyorum. Kendi yaşadığımız yüzyıldan uzaklaşıp eski yüzyıllara baktığımızda insanların atın sırtına binip gezgin veya savaşçı olduğunu, doğal hayatı en dibine kadar yaşadığını geceleri yaktıkları ateşin sesiyle uyuduğunu, sabahları kuş sesleriyle uyandıklarını biliyoruz. Tüm bunların heyecanını yaşayan bir insan muhtemelen gerçekten hayatı yaşadığını hissediyordur. 21. yüzyıl insanına baktığımızda ise tek heyecan duyduğu şey sabah işe giderken tıkabasa dolu olan otobüste dinlediği şarkıdan sonra hangi şarkının geleceğini merakla beklemesi oluyor. Bu o kadar karşılaştırması zor bir şey ki insan bunun farkına vardığında bunun sonunun nereye varacağını sorguluyor. İşte tam bu noktada bilgisayar oyunları insanın elinden tutan bir kahraman gibi oluyor. Oyuncular oyunun sahte bir dünyadan oluştuğunu bilseler dahi kendilerini bu sahteliğe isteyerek inandırıyorlar. 21. yüzyıl dünyasının kendilerine hayatları boyunca oynadıkları bilgisayar oyunlarına benzeyen deneyimleri veremeyeceğini biliyorlar, bu yüzden de oyunlara saatlerini harcıyorlar. Eski yüzyılların deneyimlerinin sadece bir kısmını klavye ve fare ile ekrana bakarak deneyim etmenin bile bu kadar heyecan vermesini insanlar, acaba gerçeği ne kadar heyecan vericidir diye sormadan edemiyorlar.
Bence çok güzel bir noktaya degindin. Hatta bu yüzden bende manga okuyorum mesela her türlü zorluğa ragmen direnen ve güçlü kalmayı başarabilen bir savascinin hikayesini okumak cidden zevk veriyor çünkü benim yapamadığımi o yapabiliyor
Kesinlikle katılıyorum. Bende çocukluğumu hatırlıyorum. Önce atari salonu sonra internet cafe girmişti hayatımıza ve çocukluğumdan beri hep oyun hayatımda oldu ama hayattan da kopmadim. Şu an orta halli bir memuriyet işim ve mutlu bir ailem var. Sorumluluklarımi biliyorum. Mutluyum ama bu şehir hayatında kendimi bunalmış gibi hissediyorum. Çocukken köye gittiğimde elime çapayı alıp toprağı kazdigim zevkle şu an oyunlardan aldığım zevk aynı ( hikayeyi oyunlar). Bence gerçek hayatta yapmak isteyip yapamadığımız aktivitelerin karşılığını oyunlarda buluyoruz. Bu yüzden bizim için bu kadar zevkli oluyor. Ayrıca İngilizceme olan merak ve gelişimini de oyunlara borçluyum. Çünkü oyunlardaki hikayeyi özümsemek ve anlamak için İngilizce bilmek gerekiyor ve hikayeyi anlama merakım ingilizce mi geliştirme neden oldu.
aşırı doğru bir yorum bazen kendi kendime sadece o doğanın ve yüksek sayıda olmayan küçük bir insan grubuna üye olup o grup ile yiyip içip keşfetmek ve hayatı sonuna kadar yaşamak isterdim ve bunlar sadece oyun evreninde oluyor ne yazıkki
Sosyalleşmek daha iyi deniyor da, bilgisayar oyunlarının asıl çekici yanı, kimsenin keyfini beklemek zorunda olmamak. Top oyunları bir tarafa, yetenek gerektirmeyen iskambil, okey gibi oyunlara bile, beni almaları için yalvardığımı bilirim.Şimdi bilgisayar oyunları dururken,onlar bana yalvarsa yine de fiziksel araçlarla oynanan iskanbil,okey,tavla gibi oyunları oynamak istemem.'Sen beceremiyorsun,kenarda seyret' gibi abuk sabuk lafları bana kimse söyleyemiyor artık.
Ben,aşağılık bir yaratık değilim.Beni oyuna almamaya,kimsenin hakkı yok.Ama teoride böyle.Olması gereken bu.Mesela okul bahçeleri kimsenin malı değildir,değil mi?Sen öyle san.Okul bahçeleri,'sen beceremiyorsun kenarda bekle diyenlerin malı,yasal olarak değil ama fiilen öyle.Hatta misafir çocuğuna bile öyle davranamayız, yani kendi bahçemizde bile yapamayacağımız bir şey,ayıp,misafir çocuğunu bile'sen beceremiyorsun,kenarda bekle'diye aşağılayamayız,okul bahçesinde elebaşılar bu kötülüğü yapar ama.Ama beri taraftan, düşünüyorum da,ben de kimin oyuna girip giremeyeceğine karar verecek bir elebaşı durumunda olsaydım, tecrübesiz çocuğu ben de dışlardım belki,çünkü,o oyunu öğrenene kadar benim de canım sıkılacak.
Yahu bunu o zaman büyüklerimden birine söyledim,'sen de adam olup kendini saydırsaydın onlara' demesin mi?Beni oyuna almayanları değil,beni suçladı.İstenmediğim yerden gidebilme şansım olsa,giderim tabii,okul bahçesine teneffüste mahkumuz.
Hani,annemizin babamızın kendisine yalvartma zaafı olsa onu anlarım, ne de olsa onların eline bakıyoruz. Benimle eşit durumda olan diğer çocuklara niye yalvarayım?Bir de, bunun rövanşını almak imkansız.Bu çocuklardan birine 'Sen küçükken beni oyuna aldırmamıştın, hatırladın mı?' desek ,güler. Herkes de yanlış bulur zaten. Oyuna alınmayan bir çocuk,ancak rüşvet alırken suç üstü yakalanan biri kadar kötü hisseder. Bana çektirdiğine denk bir acı çektiremem ki ona.
Şimdi bunun benzerini,3 büyüklerdeki genç futbolcular yaşıyor.Sen tecrübesizsin,kendine kulüp bul deniyor.Oynamazsa nasıl tecrübe kazansın?...diye sorunca,'Bana ne!' diyorlar.Yahu arkadaş,herkesin düşmanı kendi toplumundakiler.Tabii,Ermeni ve Yunanlar da,birbirlerine hayatı zehir ediyordur.Hani,o 3 büyüklerin genç takımında oynayan ve takımından dışlanan bir kişi,vaktiyle sizi dışlayanların elebaşısıysa,menun olursunuz belki,'oh iyi olmuş peze..'dersiniz de, diğerlerine bu mu
Ben cocuklugimdan bəri çok oyun oynarim gündə 7 saat oyun oynardım amma RUclipsdan bilim videolarıda izlerdim oyun oynardım ama sokakda parkourda yapardim kafamda 3 dikis var ))) buyudum çirkindim reddedildim ama oyun bagimliligim olmasına rağmen sporu hobi edindim❤ dahada buyudum savaş gördüm geldim yine oyun oynardım ama bu səfərdə hayatımın aşkını buldum 23 yaşında bir şirkətde çalışıyorum almanca ogreniyorum evet hala çok fazla oyun oynuyorum ama bir çok şeye sahibim RUclips profilimde video bile uretdim yani kisaca yaşamaya zaman ayıra biliyorsaniz sorun yok bəylər son zamanlar kendime kızıyorum fazla oyun oynadığım için ama bunuda duzelticem almanca öyrənmək zaman Taleb ediyor esenlikle kalın ❤
Bir bağımlılık dercesi sabah akşam kalkmamak var bir de ara verip ev halkı napıyor diye bir dolaşmak var. Oyunlar beni geliştirdi ingilizceyi bu sayede öğrendim yaratıcılığımı geliştirdi simulasyon oyun oynadığım zaman daha da fazla şey öğreniyorum.
oyunlardan ingilizceni geliştirebilirsin ama sadece oyundan ingilizce öğrenemezsin
öğrenirsin. ben öğrendim. @@mertozaydn4249
Bir oyun geliştiricisi olarak ve 22 yaşında genç olarak birkaç şey söylemek istiyorum. Hayatımda bir yol göstericim vb olmadı ve ergenliğimde birinin bana söyleyebileceği en iyi şey hayat acısıyla tatlısıyla var. Bu hayat seni mutlu etmek için yok ve hayatta olduğun için de inanılmaz minnettar hissetmelisin. O yüzden acılarından kaçıp oyunlara dalmak yerine sonu olan ve sonu olduğu için de çok değerli olan hayatına odaklan. Başkasının hayatını geliştireceğine (oyunlardaki hayatlar) kendi hayatında boş boş bile otur. Çok daha değerli. Çünkü sıkılmak bile hayatımızın bir gerçeği ve sıkılmaktan kaçmak demek hayatımızdan kaçmak demek.. Tamam el göz koordinasyonu tamam ingilizce tamam ödülü almak için çok çalışma isteği vb bunları kattı bana ama + - olarak bakarsak çok fazla zamanımı, hayatımdan değerli vaktimi acıdan kaçmak, gerçekte alamadığım ödülleri vb almak için boşa attım. Pişman olamıyorum çünkü böyle büyüdüm ve bugüne beni bunlar getirdi. Ergenlere kısıtla demek de mantıksız çünkü videoda dendiği gibi problemli düşünce önemli. Ergenken düşüncemiz problemli ama zaten biz farkında değiliz. Onun yerine oyunlarda ödül kovalamak yerine gerçek hayatta ödül kovalamak oyun gibi hissettirse bile en azından gerçekten bizim hayatımızı geliştirir. Bu defa her şey ödüle bağımlı olsa da en azından bir zaman kaybı olmuyor. Hayatımız gelişmiş oluyor.
Zaten hayattan kaçmak için oynuyorum usta aynı sekilde uyumayi da kacmak icin uyuyorum
Hayattaki ödülleri almak çok zor ve ödülü alma süreci hiç eğlenceli değil
@@WhiteWhistle312 Sana kimse kolay olacak demedi ki. Ayrıca kolay olsa ödülün bir anlamı olmazdı zaten.
Merhaba, çok sevdiğim 19 yaşındaki bir tanıdığım oyun bağımlısı.. her yolu denedim ve deniyorum fakat nafile bu yollardan geçmiş biri olarak ona nasıl davranmam gerekir ,,,belki benim fark edemediğim bir şey söylersin.
@@aslmehtap2323 ben de bagimliydim aslında ama o zamanlar fark edememiştim şu andan geçmişe bakınca bana bağımlı oldugumu gösterecek ilk cümlem etrafımdaki insanlar oyunları bıraktığında nasıl yani bir daha hiç mi, nasıl diye sormam diyebilirim. O kadar benden bir parça olmuştu ki yok olmasını düşünemiyordum. Şimdi hayatıma bile sokmuyorum artık. Bu noktaya hızlı gelmedim ama. Felsefeyle insan erkek psikolojisiyle vb ilgilendikten sonra kendim fark ettim. Artık öyle bir duruma büründüm ki oyunlar zamanımı çalan bir düşmanim gibi oldu. Demek istediğim kişinin psikolojisinde ve hayata oyuna bakış açısında bitiyor olay. Hayatı mutluluk ve haz yuvası olarak görmeyince hayat değerli oluyor. Hayat her şeyiyle var diyince o zaman acısı da dahil hiçbir anını kaçırmak istemiyorsun ama önceki halinde hayat acılı olunca o hayattan kaciyorduk çünkü hayat sadece mutluluk hazdan vb ibaretti.
Şahsen yeri geldiğinde eğitimime odaklanıyorum, ama sınavlarım vs. bittiğinde günde 10 saate kadar çıkabiliyorum ve derslerimde de başarılıyım. Ama asosyal bir tipim. konuştuğum 3 kişi var, onlarla da çok samimiyimdir. Bu oyunlardan kaynaklanmıyor. Asosyal bir kişiliğe sahip olduğum için oyunlarda çok zaman harcıyorum. Orkestral müziğe bayılıyorum ve Dragon Age gibi seriler bunu çok iyi yapıyor. Ayrıca boş zamanlarım da oynadığım oyunlarla ilgili çizimler de yapıyorum. Örneğin güzel bir manzara veya oyunda çok hoşuma giden bir ekipmanı kendi yorumumu da katarak çiziyorum.
Bir sonraki oynayacağım oyunu kesinlikle bir ay önceden planlıyorum ama bunu hayatımdaki her şeyde yaparım. Ayrıca oyunlar sayesinde İngilizce seviyem çok ilerledi.
Kısacası bağımlı mıyım? Bilmiyorum, ama oyun oynamanın hayatıma çok şey kattığına inanıyorum. Eğer çevremdeki insanlara ayak uydursaydım şu anda bir kafeye gidip salakça bir muhabbet eşliğinde kızlarla takılıyor olacaktım.
Bende öyleyim
bu ben
İnan ki şuan muhtemelen asosyel olman oyunlarla ilgili değildir misal ben 3 4 senedir oyun oyniyamiyorum ve konuşmayı çok seven biriyim o yuzden herkese sıcak kanli yaklasirim ama tek arkadaşım var cunku herkes 2 yuzlu olmuş yani senle konusurken bile bunu bildiğin için onun yaninda durmak eziyet oluyor bazen tabi birazda bulundugun sehire bagli 1 sene kaldigim bir sehirde bile hala konustugum arkadaslarim var mesela orda olsam 5 kisilik bir grubumuz vardi ama şuan yok mesela
Hayır bağımlı değilsin.
öğrendiğin inglizce:yes,no,cyka blayat,play,settings ve go
28 yasındayım. kendi işimi yaptığım bir sektördeyim. işimi yapar evime gelir single olsun online olsun her türlü keyifimi alırım. gitarımı çalarım filmimi izlerim sporumu yaparım ve tekrarlarım. benim için hayat bunlardan ibaret. tek yaşamayı seviyorum. hayatımda kimseyi istemiyorum. insanları sevmiyorum. sadece insanların yarattığı bu sanatları içerikleri tüketmeyi seviyorum. hayatımı anlamlandıran şeyler bunlar.
bide bu oyunlardan para kazanabiliyorsanız. yayın açıp insanlarla etkileşim yapabiliyorsanız, şanslısınız. çünkü bi insanla yüzyüze konuşmaktan nefret ederim. müşterilerimle bile yüzyüze olmam. o nefret edilesi suratlarına bakmam. ama sizleri, şuan 453 yorum yazmış kişileri yazı olarak görmek... sosyal olmanın üst noktası
@@Jax-Teller senden iyi seri katil olur
Sen bi psikoloğa görün kanka
İyi dedin dostum insanlık kadar aşağılık bir canlı türü daha yoktur. Kimseyle iletişim kurmak istemiyorum kimse benimle muhattap olsun da istemiyorum. kendi kendime çok iyi vakit geçirebilme iradesine sahibim ve bundan onur duyuyorum
@@jaxtelleramacengkazanamazs9097 🤘🏻🖤
Bu kanal o kadar güzel bir kanal ki anlattıklarına ve felsefesini yaptığın videolara hayran kalıyorum...
Çok güzel içerik olmuş. Fıtrat boşluk kaldirmaz. 33 yaşında bu bagimliliktan nasıl kurtuldugumu belirtmek istiyorum ki videonun sonundaki öneri kısmına katkim olsun. Oyun oynamayan arkadaslar edinin ve onlarin hobileri ile de ilginelip vakit geçirin. Ben doğa sever arkadaslarimla yakinlastim ve kamp yürüyüş tırmanış gibi aktiviteler yapiyoruz. Ayrica onlar çok iyi müslüman sürekli hayatlarında ihtiyac sahiplerine yardim var. Baskasina yardim edince Allah cc da size yardim ediyor. 33 yaşındayım beyaz yaka calisiyorum ve tüm oyun ekipmanlarini alabilecek paraya sahibim. Çok şükür Allah nasip etti uzaklasiyoruz. Aman diyim mucadeleyi birakmayin. Ben FPS bagimlisi idim cs/valorant... lan bide ortam pis yani millet birbirine ana baci küfür ediyor. Neyse uzatmayayim. Kendinize güzel arkadaslar edinin ve insanliga yararli islere odaklanin gerçekten işe yarıyor
Türkiye' de ki çoğu Türk gencin ya mutsuz ya da malum sebeplerden, ailevi vs. Durumlardan mutsuzluk oranları yüksek ve bu yüzden de en alternatif Mutlu olma yolu oyunlar...
Kim ne derse desin, oyunlarda özellikle "Öldürme, yok etme, parçalama." Temaları erkekleri, daha da genelleştirirsek oyuncuları içine çeken şey. Oyunun yaptığı şey zaten belli, sizi o dünyadaymış gibi hissettirmek. Ama bir düşünün, max payne oynarken, ya da god of war'da savaşırken, normalde yapamayacağınız katliamları, oyundaki diğer herkesten daha güçlü olabilme duygusunu tattığınızda nasıl hatırlayın. Kaos'un kılıçlarıyla canavar öldürdüğünüz zaman yüzünüzde oluşan gülümsemeyi. Oyunlar, insanların içindeki o gizli şeyi açığa çıkarıyor bence. Yapamayacağın şeyleri yaptığın bir dünyada, kendi dünyanın kurallarını yakıp yıkmak.
yorumu okuduktan sonra raskolnikov geldi aklıma..
God.of war oynayacak param yok
Bence insanların içlerindeki bu gizli canavarı oyun oynarken çıkarması bir yandan iyi bir şey, hemen hemen herkeste olan bu karanlık tarafı zararsız yoldan tatmin etmek gibi.
@@merriem bruhhh
bence pek erkek olmakla alakalı bir durum değil, kadınım ve yıllardır oyuncuyum ve oyun bağımlısıyım, aynı hisler bende de oluyor.
Gözlerinizi kapatıp dünyadaki en güzel yemekleri yemeyi hayal ettiğinizde, yemeğin vereceği tüm zevki aldığınızı ve hatta karnınızın(aslında gerçekte aç olmanıza rağmen) doyduğunu düşünün. Kulağa başta hoş gelse de bir süre sonra yetersiz beslenmeden hastalanır hatta ölebilirsiniz. Oyun bağımlılığı buna çok benzer, beyniniz sizi kendinizi geliştirmeye her teşvik ettiğinde, onu bilgisayar oyunlarıyla kandırırsınız. Kendini geliştirdiğini sanar ve tatmin olur beyin. Ancak bir bakarsınız ki arkadaşlarınız iş kurmuş evlenmiş evler arabalar almış çocukları olmuşken, siz hayatınızın en verimli yıllarını yatalak bir hastadan farksız geçirmişsiniz. Çok geç olmadan kendinizi kandırmayı bırakın.
çokkk ama çok haklısın
Oyun oynamak, güzel bir şey. Anlattığı hikayelerle, kurman gereken stratejiler ile, veya basitçe seni saatlerce eğlendirebilmesiyle oyunlar kesinlikle harikalar. Kendini gündelik hayatın sorunlarından uzaklaştırıp kafanı dinlemek için birebirler. Beyine hızlıca dopamin yollayan diğer her şey gibi bağımlılık yapma ve gerçek hayattan uzaklaştırma olanağı var fakat bu durum oyunları kötü bir şey gibi lanse etmemesi gerekiyor. Sonuçta en ufak bir çikolata bile kendisini sana bağımlı hale getirebiliyor. Oyun oynuyorum, bu kültürü seviyorum. Anlattığı hikayeleri seviyorum, sorunlarımdan uzaklaşmayı seviyorum oyunun manzaralarında kaybolup gitmeyi seviyorum. Yer yer ağladım, yer yer güldüm yer yer deliler gibi arkadaşlarımla beraber eğlendim. Oyun oynamak bağımlılık yapmaz arkadaşlar uyuşturucu değil bu sadece eğlenmenize bakın ve nerede "exit" tuşuna basacağınızı bilin.
Tam olarak öyle. Kritik nokta ,oyunun kariyerinin önüne geçmemesi.
oyun oynamak bağımlılık yapar.Çikolata da bağımlılık yapar.Oyun daha çok zamanın alır sadece.
@@setoistakenn Elbette yapar dopamin sağlayan diğer her şey gibi fakat uyuşturucu değildir sonuçta nerede duracağını bilirsen oyunlar hayat kalitesini arttıran araçlar. Tüm yazımda bunu anlatmaya çalıştım zaten.
Ekonomik olanaksızlıklar içindeysen oyun oynamak bağımlılık yapar çünkü başka bir şekilde hayattan zevk alabileceğin bir unsur yok ortada dışarı çıkıp araba süremezsin, bir aktivite yaparken yine para ödemek zorunda kalırsın ama sadece aylık internet parası karşılığnda oyun oynamak ücretsiz.
@@stirnerinsagkolu Alakası yok.Dopamin döngünü sikiyor.Amerikada olup oyun bağımlısı olan çok.Amerikada olup uyuşturucu bağımlısı olan da çok.Olayın kimyasal boyutu %80 ise sosyolojik boyutu %20'dir.
Herkes bir şeyler yazmış bari bende yazayım ilerde belki okurum ;
12 yaşımdan 21 yaşıma kadar tek yaptığım şey oyun oynamak oldu. Hiçbir hobim yok hiçbir aktivitem yok. Derslerim az da olsa iyiydi lisede oda bitti. 3 sene mezuna kaldım. 2 Yıllık üniversite anca kazandım. Toparlanmaya çalıştım Üni başladı spora yazıldım oyunu azalttım dışarı çıkmaya başladım. Bilgisayar bölümü okuduğumdan yazılım dili öğrenmeye başladım. Derken depremden dolayı üni online a geçti. Sporda omzumu sakatladım. Ünideki arkadaşlar memleketine gitti. Okula gitmediğim için dersleri de saldım. Tekrardan oyun oynamaya başladım. İşe gitmiyorum boş boş oturuyorum. Anlayacağınız kötü durumdayım toparlanmak istiyorum. Oyunlardan uzak durun...
Nasılsın
@@bugspri anlattığımdan daha da kötüyüm sen?
@@reaxusss bende de işler yolundan çıktı ama uğraşıyorum iyi denebilir
Bir keresinde play store'den ismini vermek istemediğim bir strateji oyunu indirmiştim. İlk zamanlarda bir iki gün oynar sonra silerim demiştim gözlerimi açtığım da oyunu 3 yıl oynadığımı farkettim. Loncalar, lonca arkadaşları edinmeler, oyundaki kişilerle küfürleşmek vs vs... Sonra baktım ki gidişat iyi değildir, her gün aynı şeyleri yapıyorum tak oyunu sildim ve kalemi birine hediye etmiştim. Bir yıldır hiç oyun oynamıyorum ve çok rahatım çünkü artık bol bol kitap okuyabiliyorum, arkadaşlarımla vakit harcayabiliyorum en önemlisi ailemle vakit geçirebiliyorum. Bir kardeş yahut bir abi tavsiyesi veriyorum asla ama asla kendinizi oyunlara kaptırmayın. Vesselâm.
Bence tehlikeli olabilecek oyunlar benim gözümde şunları talep edendir;
-Ustalaşmak için çok zaman isteyen
-Diğer insanlar ile rekabetçi bir ortam oluşturan
-Oyun için de diğer (gerçek)insanlardan daha iyi itemlere sahip olman için senden oyuna para yatırmanı isteyen
bu oyunlar tabi ki online dediğimiz Valorant,LOL,Dota,CS:GO eski zamanlardan metin2 ve knight online gibi bilimum MMORPG çeşitleri.
Evet bu oyunlar bence tehlikelidir. Çünkü normal bir insan olarak bu oyunlardan belli bir süre zevk alabilirsiniz atıyorum 100 saat gibi ama bu tür oyunlar siz 100 saatin ardından sıkılsanız bile sizi oynatır yani hem zamanınızı çalar hem de eğlenmezsiniz.
Tabi ki e-spor gibi bir düşünceniz varsa bir iş olarak düşünüldüğünden vaktinizi bu tür online oyunlara harcayabilirsiniz. Ama kaçınız e-sporcu olacak %4 mü?
Gel gelelim singleplayer oyunlara yani Türkçe de hikayeli dediğimiz oyunlara. Bu oyunlar bence normal bir insana güzel saatler yaşatabilir ve güzel bilgiler de öğrenebilirsiniz. Hatta ileri gidiyorum, insan karakterleri hakkında bir fikre bile sahip olabilirsiniz.
Tabi ki bu konu tartışılır ama ben Online oyunları yukarıda saydığım özelliklerden dolayı tehlikeli buluyorum.
Singleplayer oyunları ise zararsız hatta faydalı buluyorum.
Online oyunlar insanı Sosyolog yapar xD. Toplumun düşünce yapısını kabaca yansıtıyor.
@@berkburakgizdisir841 sosyolok mu ya da psikopat mi 😀
Ben eğleniyom
İkisinden de eğleniyom
@@RedDot95 Online oynayıp bi tane yüzü gülen görmedim ki ben de gülmezdim daha çok stres ve sinir yaşardım. Tabi oyunu kazanırsan başka. Fakat o da zaman alan bişey. 10 mutsuzsan 1 mutlu oluyosun
İlkokul, ortaokul ve lisenin 10. sınıfına kadar yaklaşık 7-10 saat aralığında oyun oynardım. Hafta sonları gün boyunca olabiliyordu. Sadece yemek ve tuvalet ihtiyaçları dışında bilgisayardan hiç kalkmadan oyun oynuyordum. Tek eğlencem oyunlardı ve kazanmak için her şeyi yapıyordum. Saatlerde kendimi geliştirmek için vakit harcıyordum ve sonucunu görünce aşırı mutluluk hissi ve daha çok oynama arzum oluyordu. 10. Sınıfta reelde bir kızla tanıştım ve sevgili olduk. Bu kız beni oyunlardan uzaklaştırmaya başladı ve oyun bağımlılığım yavaş yavaş gidiyordu. Sürekli birlikte vakit geçirirdik. Zaman zaman ona oyunlar oynatırdım, ben oynadığımdaysa bana engel olup, oyunumu bozardı. Bu hoşuma gidiyordu ve oyunu bırakıp birlikte vakit geçirmeye devam ediyorduk. Yaklaşık 13 ay kadar sevgili kaldık ve ayrıldık. Ayrıldıktan sonra fark ettim ki bütün oyun bağımlılığım gitmiş ve tek bağımlılığım o kız olmuş. Yaklaşık 2-3 yıl geçtikten sonra ona olan bağımlılığımı giderebildim ve bu süre zarfından çok nadir oyun oynardım. Spora başladım, kitap okumaya başladım ve daha çok arkadaşlarımla vakit geçirmeye çalışırdım. Şu an 23 yaşındayım ve çok güzel bir bilgisayar ekipmanım var fakat eve gittiğimde yüzüne bile bakmıyorum. Arkadaşlarım ısrar ettiğinde girip oyun oynuyorum oda 2 saati geçmiyor. Hemen sıkılıyorum oyundan ve çıkıyorum. Eskiden oyun oynamadığım için sıkılırdım, şu anda oyun oynarken sıkılıyorum. Bağımlılığımdan Lisenin 10. sınıfında kurtulduğum için mutluyum.
Seninle yasitiz ve durum bende de ayni, ekipman canavar gibi ama gunde 2 3 saatten fazla oynamiyorum. Iyi ki de oynamiyorum cunku bir kere yer edince kurtulmak istediginde boslugu doldurmak cok ama cok zor oluyor.
yaşla ilgili galiba hocam bende sabahtan akşama kadar oynardım insan artık büyüdükçe birçok farklı şey deneyimliyor.Belki bundan kaynaklanıyor da olabilir.
Adını Verde o gasarin denk gelmeyek skskpsd
Baya olmuş ama yazayım dedim, çok şanslısın dostum belki de birçok insanın senin gibi onu anlayacağı bir insan karşısına hiç çıkmıyor (kız, erkek farketmez).
Bunu hayatında dönüm noktası haline getirmen de ayrı güzel bir nokta, hayatta bol şans.
Sen gerçekten bir lütufsun her konuda bu kadar araştırma yapmak ve derin düşünmek.Takdire şayan bir emek.
Çocukluğumu ve gençliğimi bu bağımlılık yüzünden mahfettim. Sebebinin bilgisayar oyunlarıyla çok erken yaşta buluşma , kötü bir hayat standardına sahip olma (Parasızlık gibi) ve eğitim sisteminin bizlere hiç zaman vermemesi ve bu sebeple bizi okuldan soğutması olduğunu düşünüyorum.
Arkadaşlar bu hayatta neredeyse her şey dopaminle ilgilidir zaten. Maksat dopamini fark edip onu kontrol etmek ve dengeli olmak. Oyun oynamak kötü bir şey değil ve insanı pek çok yönden geliştiriyor ve dengeli aldığınız sürece çok masum ve faydalı bir aktivite. Ben pek çok bağımlılığımı oyun oynayarak yenebildim çok şükür. Başka hiçbir şekilde yenememiştim. Şu anda oyun bağımlısı da değilim sadece hafta sonları oynuyorum ve 30 yaşındayım. Yani bu videoda hep olumsuz olarak gösterilmiş ama oyun oynamaktan kaçmayın. Bir insana da bağımlı olabilirsiniz şekere, karbonhidrata da. Önemli olan bağımlılıkları yenmeniz. Bağımlılık sahibi olmayın ve oyun oynayın. Çünkü kültür bilgi ve zeka gelişjmi açısından inanılmaz derecede önemli bir olgu bu yüzyılda oyun oynamak.
Gittikçe harika bir noktaya ulaşmaya başladın abi bir de eskisi gibi filozofların felsefelerini incelediğin videolar geri dönerse harika olur
Oyun bağımlılığı değil, ilgi ve sevgi eksikliği...
Yoo bende onların hiçbiri eksik değil ama ben oyun bağımlısıyım :d
@@yigitbaskoy enayisin o zaman
Harika video olmuş elinize sağlık. Gerçekten insanların bilinçlenmesi gereken bir konu harika anlatmışsınız.
Bence sosyal medya bağımlılığı oyun bağımlılığından hem daha yaygın hem de daha tehlikeli bir sorun. Bu güzel video için de ellerine sağlık
Bu videoyu 15 sene önce izlemiş olmak isterdim. Güzel bir çalışma olmuş teşekkürler ❤
Ben şuan izledim ve yaşamımın geri kalanında bir daha bu algoritmaların kölesi olmamakta kararlıyım.
@@RiseSolo-dr2nz Dengeli oynamak isterdim en azından. Sende yapabilirsen dengeyi koru.
@@RiseSolo-dr2nz insanlar bir günde değişmez
Knk kaç yaşındasın ve bununla ilgili deneyimin ne veya hayatındaki sonuçları nedir ?
@@anime_editss2
37 yaşındayım. söylesen çok şey söylenir. Ama hepsi boş. Zevk için oynadım hayattan kaçtım oynadım. Hiç bir kazancımda olmadı. Tek şunu diyim gençken yapacağım neredeyse hiç bir şeyi yapmadım. Şimdi yaşlanırken o zaman yapacağım şeyleri yapmaya çalışıyorum ama 25-30 lu yaşların enerjisi yok. Bu kafayla o güne dönseydim ya hiç oynamazdım yada çok az keyfine.
1:49 bir oyun bağımlısı olarak sınav senemde bu sözleri duymak gerçekten aslında bir motivasyon oldu teşekkürler can abi bütün videoların sayesinde hayatta bir çok fikrimi tekrar gözden geçirdim videolarını çok seviyorum
+1
Yaklaşık 16 yıldır video oyunları oynayan birisiyim. Hayatımda defalarca kez oyun bağımlısı olduğum dönemler oldu. Bu videoda anlatılan her şey benim için çok tanıdık.
Bence oyunlar çoğu sigara, uyuşturucu, alkol gibi dopamin pompalayıcı şeylerden daha iyidir. Oyunlar olmasa çok daha kötü yerlere gidebilirdik. Macera arayan gençlere kendini geliştir demek bir saçmalıktır. Oturup masaya bir araştırma yapmaz, elime kitap alıp sayfa sayfa okumaz. Bir aksiyon yapmak ve reaksion almak ister.
Bu gençliğin dinamizmini sporla atabilenler atıyor ancak yapamayanlar oyunlara yöneliyor. Spor tabi oyundan iyi gözükse de yorucu. Gençler günlük hayatlarına oyun sonrası da devam etmek istedikleri için oyunu kendi için tek yol olarak görüyor.
burda haklisin ama yuksek dopamin ağizina s.car her turlu bu cok zor bisey
Kitaplar felsefesi ile ilgili lütfen daha fazla video ekleyin. Sabırsızlıkla bekliyorum.
eğer bağımlıysanız size tavsiyem (ben öyle yaparak kurtuldum) oyunları silin. her seferinde indirmek zahmetli bir iş ve bir noktadan sonra kim uğraşacak deyip bırakıyorsunuz.
Oyunları silcez sonra geri yüklicez zaten sıkılıp
Artık insanları rahat bırakın. İnsanlar ne ile mutlu oluyorsalar bırakın onu yapsınlar. Her insan sosyal olmak istemiyor olabilir asosyal olmak yanlış bir şey de değil. İnsanlara ne yapması gerektiğini söylemeyi bırakın artık istedikleri gibi yaşasınlar. Verdikleri kararlarda sonuçlarda onlara ait. Bağımlı olmayı herkes kötü bir şey olarak gösteriyor. Ben tam tersini düşünüyorum. Bağımlı olan kişi mutluysa ve zarar görmüyorsa ve etrafındakilere zarar vermiyor ise o insan çok şanslıdır çünkü hayatta ona en çok zevk şeyi bulmuştur. Ben 24 yaşındayım ve oyun oynamaktan çok zevk alıyorum. Günde 6-7saatimi oyun oynayarak geçiriyorum. Ben oyun oynamaya bağımlıyım ve bu durum hakkında hiç bir üzüntüm ve kaygım yok. Burslu olarak belirli ve iyi bir üniversitede Adli Bilimler mezunu olmayı başardım. Şimdi ise yüksek lisans yapacağım. En sevdiğim mesleği yapmak için hazırlanırken aynı zamanda en sevdiğim hobimi günde saatlerce yapabiliyorum. Hani çoğu insan der ya bilgisayar oynayan insanların çoğu asosyaldir diye. Öyle bir şey yok. Benim online bilgisayar oyunlarında kurduğum o kadar değerli arkadaşlıklar var ki hepsiyle her gün saatlerce online sohbet ediyoruz beraber oyun oynarken. Gerçek hayatta da tanıştım onlarla ve hepsi çok tatlı insanlar. Hatta biri en iyi dostum. Hani bilgisayar oyunlarının boşa vakit kaybı olduğunu söyleyen insanlar var ya. Onlar işte anlayamıyorlar bizim ne yaşadığımızı. Senin şu kısacık hayatta bir tane ömrün oldu fakat benim farklı dünyalarda, farklı gezegenlerde, birden çok hayatım oldu. Senin gitmediğin, görmediğin o kadar güzel yerler gördüm ki öyle güzel hayatlarım oldu ki aslında ben sana acıyorum böyle güzellikleri göremediğin ve deneyimleyemediğin için. İşte bu da size bir oyun bağımlısının yazdığı not olsun. Hayatımdan gayet memnunum kimseye bir sıkıntı çektirmiyorum kendi hayatımı idame ettirebilmek için gerekli eğitimi kendime veriyorum. Ve bu atılan başlığa ise katılmıyorum. Herkese iyi günler.
Oyun bağımlılığı en ucuz bağımlılık olabilir, sonuçta bir kez veriyorsun para dışarıda her gün harcadığın para bilgisayar ve oyunlara verdiğin paranın 5 - 10 katını geçer. Türkiye gibi %150 enflasyon olan bir ülkede oyun bağımlılığı kadar normal bir şey yok burası Almanya veya Fransa değil.
bağımlılığın anatomisinden haberin yok muhtemelen, bir süre sonra aldığın dopamin yetersiz gelecek ve daha fazlasını isteyeceksin, asla doymak diye birşey olmayacak hep yetersiz gelecek, anlık zevkler dışında birşey alamayacaksın.
kulağa hoş gelmiyordur herhalde çünkü bu senin biyolojik amacına da uygun değil.
kimse kimseye karışmıyor, bu kanalın sahibinin yaptığı şey bizi bilgilendirmek sonrasında oyun oynayıp oynamamak sana kalmış.
@@hakan5531 öncelikle yorumunuz için teşekkürler. Bağımlılığın ne olduğunu biliyorum ve haberim var bir nevi işim bu çünkü. Sizin verdiğiniz bu bilgi daha çok psikoaktif maddeler için doğru bir söylem. Yaklaşık 13 yıldır bende oynuyorum fakat böyle bir ihtiyaç hissetmedim. Ve bu kanal ile ilgili yaptığınız yoruma katılıyorum fakat bu atılan başlık çok iddialı bir başlık.
@@hakan5531 biyolojik amacımız oturup video izlemek de değil ki dostum her şeye biyolojik olarak yaklaşacaksan senin gidip doğada avlanman gerekiyor doğana uygun davranman için evde oturup tavuk dürüm yemek insanın doğasına aykırı veya beyaz yakalı olarak gidip bir iste calısmak doktorluk yapmak bla bla
@@stirnerinsagkolu biyolojik amaç senin zannettiğin şey değil. Hayatta kalma ve üreme şansımızı artırıp ikisini de başarmak bizim biyolojik amacımız, yani tavuk dürüm yemek doğal bir davranış ama enerji ihtiyacın olmadığı halde iki paket cips yemek senin hayatta kalma ve üreme şansını düşüreceği için biyolojik amacına aykırı.
Video izleyip bilgilenmek de olması gereken bir davranış, toplumda üst seviyelere gelmek ve saygı duyulan bir insan olmak üreme ve hayatta şansını artıracağı için sağlıklı bir davranış.
Günlük hayatta her yapacağım eylem üreme ve hayatta kalma şansımı artırıp artırmaz mı diye düşünmüyorum, ben de arada oyun oynayıp stresten uzaklaşmak istiyorum ama çözüm bu değil.
Bu videonu bütün liselerde izlettiler, Portal. Biraz eski bir video olduğunu fark etsem de tebrik ederim, liselere izletilecek kadar iyi bir belgesel yayınladığın için.
Harikasın. Videoları geç atıyorsun ama kaliteden ödün vermiyorsun👏
Şahsen soulslike oyunlarını özellikle fromsoftware'in yaptıklarına bayılıyorum. Bana hayatı anımsatıyor birçok zorluğun üstünden pes etmeden geçmemiz lazım ve cabaladikca alışıyoruz zorluğa böylece geçiyoruz tüm zorlukları oyunu bitiriyoruz ve o tatmin hissi beni motive ediyor hayata karşı bile.
Miyazaki abimizin yapmak istediği de buydu yüksek ihtimalle. Adamın hayat hikayesini okursanız ve oyunlarına nasıl geçirdiğini görürseniz çok etkileyici aslında özellikle dark souls 1 deki hollow olayı ve npc hikayelerindeki Catarina'lı Siegmeyer
Ve astora'nın questline ları gerçek hayattan izler barındırıyor.
Videonun başıntaki TLOU şarkısı>>>>
"Yapacak daha iyi bir şeyim olmadığı için oynuyorum" videoda kendimi gördüm. Bir hobim olsun bir müzik aleti çalmayı öğreneyim bir yerleri gezeyim vs. İki ihtimal var ya yeterince istemiyorum :ya da imkansızlık. Ah giden yıllarım gençliğim :/
:(
Minecraft, space engineer, kerbal space program, sim city, microsoft flight simulator gibi oyunlara bağımlı olan benim gibi insanları es geçmişsin. Aynı şekilde survival deneyim sunan koca bir evrende yapayalnız olduğum oyunlar benim ütopyam bazen diğerlerinden çok uzaklara gitmek istersin işte bu tip oyunlar bunu sağlıyor. Gerçek hayatta belki asla uzay gemisi yapamam ama sistemin nasıl çalıştığını bir nebze olsun anlayabilirim, belki asla bir mimar olamam ama mimari fikirlerimi uygulayıp işe yarayıp yaramadığını güzel gözüküp gözükmediğini anlayabilirim oyunlarda bir şehir planlayabilirim bir pilot olabilirim hatta tutup birden bire dinazorlarla karşı merak oluşturabilirim. Bazı oyunlar gerçekten yeni ufuklar açıyor ve işte ben bunun bağımlısıyım ama şu bir gerçek ki bu şeyler beni bağlıyor.
Bu katagoride bir oyun önereyim sana seversin büyük ihtimalle The Project Zomboid
7 yaşından 23 yaşına kadar oyun bağımlılığının verdiği zararları hayatının her alanında yaşamış biri olarak bu videoya direkt atladım .
not : oyun bağımlıligimi yeneli 4 ay oldu . umarım herkes bu özgürlük hissini yaşar
Helal olsun
Nasıl bağımlılığını yendin kardeş anlatsaydin keşke
@@esener3206 bi kıza aşık oldum . Ve düşündüm ki hiçbir kız günde 8 saat oyun oynayan bi adamla beraber olmak istemezdi. Oyunu bıraktım . Kızla da samimiyeti baya ilerletmistik . Sonra öğrendim ki sınıftan arkadaşlarım(üniversite) kıza beni kotulemis , kızın yanında benimle dalga geçip gülmüşler .kıza açıldığımda arkadaşı olarak gördüğünü söyledi Hepsini hayatımdan çıkardım , kız da gitti . 3 aylık ağır bir depresyondan sonra oyun bağımlılığını bıraktım . Çünkü gerçek hayatla bir bağ kurmuştum ve artık oyunlar eskisi kadar çekici gelmiyor . Bu arada oyun oynadığım süreye artık kitap okuyup okuduğum kitap üzerine düşünerek zaman geciriyorum . Benim hikayem böyle. İnşallah sizlere ilham olur
@@aates7937 adına sevindim 😊👍sancılı bir şekilde olmuş ama en nihayetinde işe yaramış .peki sorabilir miyim kaç saat oynuyordum?( Üniyi de kazanmişsın MasaAllah)
@@esener3206 en az 6 , rekorum 12 saat idi . Telefondan online oyun oynadığım için her an oyuna erisebiliyordum . Bu arada üniversiteyi bitirdim 4 ay önce . Şuan çalışıyorum
İçeriği izlerken kendimden izler gördüm. Hakikaten bende kendi içimde oyunu ödül gibi görüyorum. Uzun saatler oynayınca zevk alamıyor makine gibi bitirmeye programlı bir robota dönüşüyorum. Bu açıdan oyunun grafiklerine odaklanmak verdiği mesaja, diyaloglara, pratiğin, oynanışın verdiği zevke odaklanmak her zaman alınan keyfi arttırıyor. Özetleyecek olursak oyun hayatımızda yer almalı ama kapladığı yer diğer aktivitelerimizin önüne geçmemeli yoksa zevkten çok zarara dönüşür.
Üzerine değinilmesi gereken önemli bir konu, gerçekten ipin ucunu farketmeden kaçırabilirsiniz söz konusu oyun, internet kısacası digital entertainment olunca. O yüzden konuya eğinilmesi çok iyi olmuş.
Eskiden Diablo oynarken hikayesini sevip sevmesem bile karakterime en iyi İtemleri alıp kasmak için oynuyodum. Çok uzun süre oynadım ama bana herhangi bi katkısı da olmadı. Oyunlar iyi güzel şeyler ama haddi geçilmemesi de güzel olduğu kadar önemlidir bence
kim
Birebir aynısıyım. Yıllarca Diablo oynadım. Warcraft, Dark Souls oynadım. En ufak bir katkısını görmedim. Aksine hayal gücünü öldüren bir şey oyun oynamak. Oyun oynamayı bıraktığımdan beri hayatım son derece güzel.
Ben bir anne ve eşim. Hem eşim hem de kızımı bunun bir bağımlılık olduğuna ikna etmekte o kadar zorlanıyordum ki bu sabah şans eseri bu videoya rastladım ve her ikisiyle de paylaştım. Umarım izlerler ve şifa olur. Çok teşekkür ederim paylaşım için; şu ana kadar izlediğim çoğu videodan daha nokta vuruşlar içeren etkili ve net bir video olmuş.. ❤
0:32 artık haplarımı almam gerekmiyecek...
Gerçek hayat acı, sıkıntı, sorumluluk ve stresten ibaret ve bütün bunlardan kaçmak isteyen insanlar oyunların eğlenceli dünyasına kendini bırakıyor. Özellikle fiziki yapısını beğenmeyen, kendini çirkin, şişman bulan veya çevresindeki insanların zorbalığına maruz kalan kişiler bütün bunlarla muhatap olmamak için dışarı çıkmak bile istemiyor, e haliyle de evde kendini oyuna veriyor bütünüyle.
Oyunlar büsbütün başka bir dünya, bir defa oyunlarda farklı bir karaktersin, bambaşka bir dünyan var, başından çeşitli maceralar geçiyor, üstelik orada ölüyorsun ama canın acımıyor tekrar dirilip kaldığın yerden devam ediyorsun
Velhasıl oyunlarda canın yanmıyor, kimse seni üzmüyor, ölsen bile hissetmiyorsun , konforlu bir alan, eğlencesi de cabası. İnsanlar gerçek hayatta asla yaşayamayacağı macera ve heyecanları oyunun içerisinde yaşıyor, gidemediği yerlere gidiyor vs vs ,uzar gider...
Tüm bu saydıklarım misal 'heyecan yaşamak' bile bir nevi ihtiyaçtır. Oyunlarla insanlar bir yandan da işte bu ihtiyaçlarını karşılayıp gideriyorlar. Bütün bunlar oyun bağımlılığında etken olarak söylenebilir.
Bu video hayatımı değiştirecek gibi... önümüzdeki 1 hafta uğraşıcağım
15 yaşındayım, küçüklüğümden beri çekingen biriyim bu nedenle insanlarla çok konuşmuyorum ve sosyalleşemiyorum hatta bazen konuşmakta fazla zorlanıyorum. 9 yaşımdan beri tablet, bilgisayar gibi cihazlar ile içli dışlıyım. Ve evet oyun/teknoloji bağımlısıyım. Başarılı bir öğrenciyim ama telefonumun hayatıma girdiği geçen seneden beri ödevlerimi bile yapmaz oldum. Fakat bundan kurtulacağım bir şekilde...
İnşallah cevab verirsin hikayemiz aynı senle sadece bir farkımız var ben sporda iyiydim sen okulda knk kurtula bildimi yoksa yine aynimisin yoksa tamamen değiştin hayatında ne yenilikler oldu cevab verirsen mutlu olurum
@@cavidanElesgerzade-ce5qw Teknolojinin hayatıma kötü etkisini azaltmayı başardım, derslerime daha çok odaklanıyorum. Sosyalleşmek konusunda hala birkaç sorunum var ama yeni okul senesiyle bunu da aşmaya çalışacağım.
Yazın spora da başladım, teknolojiden uzak durmamı ve dinç hissetmemi sağlıyor. Yani bence online oyunlarda çok vakit geçiriyorsan bunun yerine spor yapmak yardımcı olabilir.
Özetle, bence yavaş yavaş geçecek çünkü daha önümüzde (senin yaşını bilmiyorum ama) koca bir ömür var. Halledebiliriz
Kısacası Nietzsche'nin dediği gibi ''acı anlamını bulana kadar acıdır'' bu felsefeyle de oyunların neden insanları bu kadar bağımlı ettiğini anlayabiliriz. Eğer hayatımızda bir amaç varsa, amacı olmayan insana göre günlerimiz daha olumlu geçer. Oyunların genelinde de anlam olduğu için (kendimizi gelistirmek mesela en basit örneği) hayatı anlamsız veya hayatta diğer insana göre daha az amacı olduğunu hisseden insanlar bu amaç cennetine (oyunlar) a kapılıp gidebiliyorlar.
Ben normalde bi oyunu "bu kadar saat", "şu kadar saat" diye kısıtlandırmak yerine görevlerden kısıtlıyorum. Misal hergün birkaç oyundan 1'er görev yapmak gibi. Bu görevler 2 saat de sürebiliyor, yarım saat de. Oyunları bölümlü bölümlü oynamak beni daha huzurlu ediyor. O yüzden kendinizi sadece saat olarak kısıtlamayın. Oyunun bölüm veya görev yapısını anlayıp ona göre de kendinizi kısıtlayabilirsiniz. Emin olun öyle yaparsanız oyunun temel yapılarını daha iyi anlarsınız.
merhaba. günde yaklaşık 15 saat kadar şu an bilgisayar başında vakit geçiriyorum ve aslında her günüm bir döngü halinde. Oyun bağımlısı olmamı sağlayan şey coğrafya ve ailem. Kırsal bir kesimde yaşıyorum, gidebileceğim bir kafe yok, park yok. Zaman geçirebileceğim hiç bir şey yok. yakında askere gideceğim o yüzden de günlerimi vakit geçirmeye odakladım. Bilgisayar ve özellikle oyunlar da bu işin en iyisi. Oynadığım bi online oyuna 6000 tl den fazla para yatırabildim mesela sırf oyundaki kullandığım silahlar daha güzel görünebilsin diye. Bunun en başlı sebebi bi ilgi arama peşinde olmak. Ailem beni hep "yapamazsın, edemezsin, denesen yapsan da iyi olmaz, en iyisi bize bırak" tarzı söylemlerde bulunuyor. Bu da benim özgüvenimi düşürmekte. çocukken oyunlarla karşılaştım ve yaptığım basit bi görev sonrası oyun bana şunu dedi: "vay canına çok başarılısın!" sizi küçük gören bir ortamda böyle bi iltifat almak tabiki sizin iyi hissetmenizi sağlıyor. Oynadığım o hikayeli oyun bana aradığım o ilgiyi vermişti. Sonra online oyunlarla karşılaştım. Cs Go. herkes biliyordur herhalde, herkes bir kez oynamıştır diye tahmin ediyorum. oyunda inanılmaz vuruşlar yapabilirsin düşmanı kafasından temiz bi vuruş güzel bi refleksle birlikte öldürebiliyorsun ve o anki heyecan takım olarak doruklarda oluyor. Sen o güzel vuruşla round u aldın ve takım arkadaşların bağırmaya başlıyor "vay canına dostum inanılmaz bi vuruştu bu da ne böyle!" ya da "Sen bu oyunu muhteşem oynuyorsun!" böyle iltifatlar alabildiğiniz bir oyundaki silahlarınızın yatırım ile oyun kitlesinin çoğundan farklı görünmesi de gerçek hayatta alamadığınız ilgiyi oyunlardaki insanlardan almanızı sağlıyor.
Şu an gelecek kurmak istediğim bir kız arkadaşım ve edinmek istediğim bir mesleğim var. hani demiştim ya yakında askere gidiyorum diye. askerden sonra hayalimdeki mesleğe ulaşıp kız arkadaşımla evlenmek istiyorum. Ancak bu kurduğum gelecek hayallerim olmasaydı oyun bağımlılığı bi çukur olacaktı benim için. sonu olmayan bi çukurda düşmek gibi bişey olacaktı. eminim. Arkadaşlar Türkiye'de yaşıyoruz. çaresiz koca bir nesil var ve her evde olan bilgisayarlar o koca neslin moralini belirliyor. gününün iyi mi kötü mü geçeceğine o bilgisayarlar karar veriyor. Videoya bir oyun bağımlısı olarak bunları eklemek istedim.
Bizi bu durumlara getirenlere yazıklar olsun
Arkadaslar, 23 yasindayim, cook uzun yillar oyunu gercekten bir kacis araci olarak gordum. Okuldan kacis, hastaliklardan kacis, insanlardan; insan iliskilerinden kacis, sorumluluklardan kacis, acilardan ve korkulardan kacis, kisacasi hayatin kendisinden kacis. Tek derdim oyunlarin dunyasinda kaybolmakti cogu zaman. Oyun basina oturup da tum yasami arkamda biraktigim zamanki rahatlama hissiyatimi anlatamam. Eminim ki bir sigara, kokain gibi etki yapiyordur. Bu rahatlama icerisinde gecen zamanin zerre kadar farkinda olmazdim. Bi bakardim aksam, bi bakardim gece, bi bakardim gunduz olmus. Uyku problemlerim oldugu halde durum o kadar normallesmisti ki pc basinda takilip uykusuz kalmak kadar olagan bir sey yoktu. Bos vakitlerimde gitar calmak, kitap okumak ya da film dizi izlemek ya da kitap yazmak gibi aliskanliklar da edindim bir ara. Bu surecte oyun surem dususlere gecse de bir yerden sonra oyun istegi tum bu aliskanliklari devraldi, onlarin yerine gecip baskin oldu. Cunku oyun oynak en cazip olani, en yormayani, en cok uyariciyi veren idi. Universite yillarimda oyun saatlerimi saklardim. Ardindan is hayatina girince oyun surem ister istemez azaldi. Ancak bu sefer de isten gelince gunun stresini anca bu sekilde atarim mantigina girdim . Ne buyuk bir yanlis inanin. Bu algimi kirali 3 4 ay anca oldu. Inanin, bir sohbet, bir kitap, bir enstruman, bir spor, bir film dizi de pekala stres attiriyor arkadaslar. Siz siz olun, eger cok oyun oynuyorsaniz oncelikle bunu kabul edin. Utanmayin, cekinmeyin, korkmayin, adam akilli evet asiri oyun oynuyorum ve nasil ustesinden gelirim diyip ustune gidin. Imkansiz degil. Artik bir ogretmen olarak onceliklerimi islerimi halledikten sonra oyunu ödüllestirerek oynuyorum. Aldigim zevk 50 kat artti diyebilirim. Bazi gunler simartarak kendimi bayagidir cok oynamadin diyip yiyecek icecek alip 4 5 saat kaptiriyorum ve aldigim kat 100 e cikiyor. Bu son dedigim asiri nadir yapinca keyifli oluyor. Eger buraya kadar okuduysaniz ve bahsettigim durumdaysaniz hic zaman kaybetmeden tam da su anda cozum yollari arayip ise koyulun. Evet hemen simdi, tam da su anda arkadaslar. Hayat dengeliyken guzel inanin bana.
Pc başında hayati kacirmayalim, zaten bir yastan sonra istesek de hayata yetisemeyecegiz...
Bazen diyorum ki, iyi ki her oyun Elden Ring/rdr2 kalitesinden çıkmıyor. Öyle olsaydı oyun dışında hiçbir şey aynı zevki vermezdi
@@alfasefmi Aynen
@@alfasefmi katiliyorum
Verdiğin tavsiyeler için teşekkür ederim. Bu videoyu 2. seyredişim ile 1. seyredişim arasında çok farklılıklar önceden ilk oyunumu oynar ve sonra ödevimi yapardım ve çoğunlukla oyundan zevk almazdım tabi bunu sonra değiştirdikten sonra oyunlardan da daha çok zevk almaya başladım ve ders notlarım yükseldi . Herneyse kısacası teşekkür ederim.
Başlangıçta oyunlara günlük hayatımda başarıya odaklanmanın simülasyonu bir disiplin olarak başlamıştım. Daha sonraları bağımlı oldum ve mevcut başarılarımı da kaybetmeye başladım. Hepsi dopamin bağımlılığı
Vay be bu adamın konusu bitecek diye korkuyorum, böyle unutturup çok güzel bir konuyla geri gelmesi mutlu ediyor eyw reis:)
Yabancı kanallar içerik üretmeyi bırakmadıkça bu elemanın da videoları bitmez, iyi günler.
Şimdilik kendim Türkçe öğreniyor hâldeyim, birkaç gün evvel oyun bağımlılığı tutmuştum, Türkçe derslerim bitince hemen yemek yiyip, bilgisayarın önüne gidiyordum, hiç ödev yapmadan, gerekli işleri yapmadan, sonunda oyunum bozulup birkaç gün oynayamıyordum, sonuç olarak fark ettiğim şeyler şu oynadığım günlerin içinde birçok ödev, pratikler birikmişti, bu bağımlılığı fark edip kendime borçlu kalıp, sadece oyun bozulduğu için teşekkür ettim (Aslında bozulmadı, sadece oyunda bir hata olmuştur, bu hataya göre oynamaya devam edemedim) bu oyunun ismi "Sims 3", bu oyun bağımlılık 1.5-2 ay evvel tuttum, bundan önce her şey iyi gidiyordu, kişisel hayatımda iyiydi, böyle bağımlılığım sadece çocukluğumda oldu, sürekli günde 8-9 saat oynardım, fakat herhâlde çocukluk bitiyor, ve başka şeyler geliyor.
Oynamayı aşırı seven birisi olarak videonuzu gerçekten beğendim . Dark souls , DotA Hearthstone gibi challenge isteyen oyunları da, Alice madness returns, witcher , hellblade gibi sanat eserlerini de oynadım. Fakat bunlar ne benim sosyal çevremi, ne de kendimi geliştirmemi etkiledi. Çok fazla kitap okudum, İngilizcemi c2 ye çıkarttım, ikinci yabancı dile başladım, sporla da ilgilendim, veteriner hekimim ve kendime de sevdiklerime de yeterince vakit ayırdım. Buraya kattığım zamanı televizyondan, kafelerden, gereksiz ortamlardan ve sıkıcı işlerden çıkarttım. Zamanda boşluk çoktur. Farketmediğimiz zaman kırıntıları(otobüs seyahati, uyumadan önceki vakit, eve yürürken harcadığınız vakit) sırasında dilimi zinde tutmak amacı ile podcast dinlerim, bilimsel ve felsefik yazılar okurum. Ya da bir arkadaşımı ararım onunla sohbet ederim. Kısacası oyun oynamayı çok sevebilirsiniz. Ama kafanızı meşgul etmediği sürece sorun olduğunu sanmıyorum.
Peki reis disleksi olan biri ne yapmalı :) ömrüm boyunca okulda hiç başarılı olamadım ve haliyle oyunları yöneldim arkadaş çevrem yok sosyal çevrem yok sevgilim yok disleksi olan biri okulda zaten başarılı olamaz oyunlar da artık kendini tekrarladığı için keyif vermiyor 18 yaşında zaten bıkmaya başladım 24 yaşında da fişini çektim ama arada bir oynuyorum ama işkence gibi geliyor
Bir de şunu fark ettim çok ama demişim :)
Asıl büyük sorun sosyal medya bağımlılığı
+100
Gelin size oyun bagimliligi ile ilgili kendi deneyimlerimi anlatayım.
Çocukluğumdan beri pek bir arkadaş çevremin olmaması dolayısıyla oyunlara sariyordum. Daha doğrusu kendimi bildim bileli bilgisayarda çok vakit geçirmemden dolayı ailemden azar yerdim. Neyse 3. sınıftan itibaren anlatayım.
Ben 5 kisilik bir ailenin en küçuk bireyi idim. Anne baba abla abi ve ben. 3. sınıfta iken babam köyde çalışır annem ise teksilde calisirdi ablam istanbulda ögretmen abim ise ilcede lise okuyordu. Ben evde annemle kalırdim. Sabah annemle okula gider okuldan dönünce de annem gelene kadar internette oyun oynar arada da ecof atardım. Oturduğum mahallede de pek yasitim yoktu.
Ortaokula geçtiğimde babam geri gelmişti abim de merkeze yani yanımıza gelmişti. Benim bagimliligim biraz azalmıştı. Ama yine de günde 3 4 saat tv izler pc ya da telefon oynardim.
Neyse film asıl liseye geçince koptu. TEOG puanim iyi olmasina ragmen ben istememr rağmen pek akıllı peder bey beni o lanet imamhatibe verdi. Evet ben imam hatip istemiyordum. Neysr imam hatibe gidince zaten arkadadim yoktu orda da kafa dengi birini bulamadim. Üdtüne üstlük beni yurda gönderdiler. Galiba o zamanlar depresyona girmişim. Bunu şimdi geriye bakinca anliyorum. Yurtta sabah namaza kalkar ondan sonra okula girerdik. Okuldaki insanlarla pek anlaşamiyordum. Sadece coğrafya ve tarih dinliyor diğer derslerse uyuyor veya oyalanıyordum . Yurda gidince de gece 10da telefonlar toplanana kadar tel oynuyordum. Daha sonra bu saati 7ye cektiler. Haftasonu eve dönünce de günde en az 10 saat hoi4 oynardim. Ailem de sürekli bana kızardı. Hiç kendilerini sorgulamazlar hic bana mutlu musun diye sormazlardı. 9 ve 10uncu sınıf böyle geçti. O yıllardan tek hatırladığim bunlar ve birkaç anı. 10un sonunda anadoluya geçtim. Iyi kötü bir çevrem oldu. 11e gectiğimdr derslerim duzelmeye basladi ve sosyalleşmeye baslamistim. 11.ci sınıfın şubatında (yıl 2020) ailemi kaybettim. Bir tarifk kazasinda annem ve babam vefat etti. Ondan sonra korona çikti yas süreci karantina derken benim psikoloji yine perte çiktı anlayacağınız. 12ye geçince dersaneye basladim ondan sonra mezuna kaldim şimdi de bilgisayar muhendisligi okuyorum.
Şimdi gecmişe bakinca keske pc basinda oturacagima ailemle otursaydım diye kendimi suçluyorum gerçi suç biraz da onların. Azıcik ilgi gösterseler hayatım daha farkli olurdu.
Neyse okuyan varsa sıkmadan haddim olmayarak ailelere ve genç kardeşlerime şunu demek isterim.
Genç kardeşim oyun basinda günlerini harcayacagina git gerçek hayata oyna. Ne bilim.manita falan yap işte. Ondan sonra günde 2 saat falan oynarsiniz. Ailelere de tavsiyem bütun sucu cocuklariniza atmayim. Cocuklarinizla ilgilenin. Onları anlamaya calisin. Ama simartmayin.
Şunu da ekleyeyim bence gençlerdeki oyun bağımlığı ilgisiz ailelerinden ve aile içindeki kopuk iletişimden kaynaklı. Ailesiyle sağliklı iletişim kuramayan insan yabancılarla hiç kuramaz ve gider zamanini internet kafede falan geçirir. Aileler çocuklarına yol göstermeli. Esker diye bahsedersiniz eski nineleriniz dedeleriniz gibi yol gösterici olun.
Başın sağolsun dediklerin çok doğru sanalda level kasacagina gerçek hayatta kas
Arkadaş ortamı o kadar önemli işte, o günde ailen seninle ilgilenmediği halde, kaliteli iyi bir arkadaş ortamı seni daha mutlu ederdi.
Başın sağolsun bro. Sağol anlattığın için.
@@anldinc2811 teşekkür ederim. Dediğin gibi yapıyorum şu saatten sonra. Yazılım öğreniyorum insan ilişkilerine odaklanıyorum. Biraz geç kalmışlık hissi var ama yapacak bi sey yok. Bi yerlerden başlamak lazım.
Doğru diyorsun. Bende 4 yasindan beri kendimi bildim bileli abimle pc oynarım kuma games mt2 wolfteam cs 1.5 left 4 dead 2. Günümün rahat bi +9 saati her gün pcde geçmiştir. Ama ailem benle ilgilenmedi pc yi bırak dediler ama yerine alternatif koymadılar oğlum gel dışarı basketbol oyna deselerdi top alıp seve seve oynardım bundan ötürü hep okul okuldan eve gittim. Ve 1.83 boyum manken gibi fiziğim olmasına rağmen insanlarla özellikle kızlarla rahatca konusamiyorum. Çok üzülüyorum. Zaten 8 saat min uyuduğumuz için 1 ay 30 günün 10 günü uyuyarak geçiyor. 1 yılda 12 ay varsa biz bunun 4 ayı yaşıyorsak. Ben 1 yılda 10 gün falan yaşamışımdır. 3. Sınıfta 8. Sınıf teoga hazırlanan abimi satrançta 3 kere yendim bi satranç kursuna bile götürmediler. Yaşım 17. Yaşıtlarıma göre zeki olduğumu düşünüyorum. Hepsi basit şeyler düşünüyor bende yaratılışım gereği analitik zeka fazla,matematik sorularını akıldan çok hızlı bir şekilde yapabiliyorum.Bu boy, fiziğin 17 yaşına kadar sevgilisi olması gerekliydi çok üzgünüm. Mental sağlığım iyi değil.
Bu videoyu MMORPG oyunlarına eleştiri olarak yorumladım.
Çin novelleri benzer bir etki yaratıyor. Gelişim-yetişim novellerinde kendimi o dünyada bulup karakterle birlikte güçlendiğimi hissettiğim için upuzun süreler okurdum. Gidiyor Phoenix kanı buluyor ve güçleniyor vb. Buna da dikkat edilmesi gerekiyor.
Kesinlikle, o evrenin genişliği, sonsuz olasılık, ana karakterin geliştiğini hissetme, harem kurma gibi etkenler insanı cezbediyor.
oyun,sosyal medya bagimliligi ve iradesizliyim.muhtesem uclunun bir karisimiyim.Umarim kisa bir zamanda kurtulurum.Oyundan ziyade sosyal medya bagimliligim...ustelik universite sinavina hazirlanirken shortsda 1 videoyla baslayib 3-4 saatin nasil gectinin bile farkinda olmuyorum.
1 ay önceki halimi baz alarak 9’da 9 yaptım bağımlılık testinden ama mezuna kaldığım için oynadığım oyunların hepsini sildim umarım geri yüklemeden böyle devam ederim ve şimdiden bile silmemin etkilerini görüyorum; artık daha az sinirleniyorum, oyun oynadığım zamanlarda hep agresiftim.
İçeriklerin kalitesi zaten yüksekti ama daha da yükseldiğini görüyorum. Böyle devam.
Bu kadar emek boşa gitmemeli. Umarım en kısa zamanda emeğinin karşılığını en iyi şekilde alırsın 🙋♂️
işte olay bu canlı olma hissi kalp atışının hızlanması adrenalin salgılanması kan ter acı bunlar beni canlı hissettiren şeyler aradığım şey bir dövüş bir kavga ancak bu tarz hareketler modern toplumumuzda suç olarak görüldüğünden insanlar bu deneyime en yakın şeylere yöneliyor boks karete parkur vücut geliştirme gibi bedenlerini zorlayabilecekleri kap atışlarını hızlandıran aktivitelere yöneliyorlar
Dostum eski bir oyun bağımlısı ve bir psikolog adayı olarak söylüyorum, harika bir video olmuş. Ellerine emeğine sağlık.
2022 de 10 yillik sigara bağımlılığmı ve 6 yillik oyun bağımlılığmı bıraktim. Umarım sizde başarırsınız, hayat çok kısa...
Sosyal medya bağımlılığı, oyun bağımlılığından da beter
Aslında hiçbir bağımlılık iyi diyildir çok okumakta spor yapmakta yemekde oynamakta biraz kilişe olucak amma her şeyin fazlası zarar
Kanalının ilk zamanlarından beri seni keyifle izleyen biri olarak daha önce hiç senden bir istekte bulunmamıştım video yapmaya değer içerikleri her zaman bulduğunu düşünürdüm , fakat senin gibi bir insandan berserk felsefesini dinleme hayalini kafamdan atamıyorum ve kanalına çok yakışıcağını düşünüyorum :)
Bu video için söylemek istediğim ilk şey oyun oynayan birinin bana oyun bağımlılığı hakkında konuşması ile anamın babamın aynı konu hakkında bana tavsiye vermeye çalışması arasında çok büyük bir fark var. Ben her ne kadar bu bağımlılığın ve zararlarının kendimce farkında olsam da oyunlar ile ilgili hiçbir bilgisi tecrübesi olmayan "uzman"lardan duyduğu şeyler yüzünden önyargılı davranan annemden "kapat şu bilgisayarı" lafını duymak beni hem çok depresif bir hale sokuyor hem de oyunlara daha da istekli ve takıntılı olmama sebep oluyor. Üstelik benim oyun oynamak dışında yetenekli olduğum veya yapmaktan hoşlandığım bir ton aktivite de var. Fakat oyunların değerini bilmeyen, her oyunu bir tutan, hiçbir oyunun sanatsal veya öğretici bir yanının olmayacağını düşünen ve bu fikirleri yüzünden bana baskı kuran ebeveynler ile birlikte yaşamak beni onlardan uzak kaldığım her an bilgisayara gömülmek için bir fırsat bulmuşum gibi hissettiriyor. Kısacası ebeveynlerin de bu bağımlılığa ek bir zararı olduğunu düşünüyorum.
Cok guzel arastirma yapmissin seni tebrik ederim. 21 dakikayi hic sikilmadan izledim😊
Hayır 270 saat skyrim oynamamın bağımlılıkla bir ilgisi yok
Faydalı bir video hazırlamışsın kardeşim tebrikler. 15 yıl önce gençlik yıllarında oyunları seviyordum, o zamanın oyunları klasikleşmiş efsaneler. Ama rahat rahat oyunları oynamak pek mümkün değildi.okul aile maddi imkanlar gibi sorunlar vardı. Sonra oyunları bıraktım ve iş hayatına atıldım. Çok zor bir işte uzun süre istikrarlı şekilde çalıştım.Sonra da yeterli olduğunu düşündüğümde işi bıraktım. Şimdi kocaman bir evim rahatıma göre lüks eşyalarım birikim yatırımlarım var, ülkeyide baştan başa gezdim yurtdışında görmek istediğim yerleri gezmeyi planlıyorum artık ara ara. Dolayısıyla sabahtan akşama kadar oyun oynadığım günler oluyor artık. Şimdiki oyunlarda çok daha gerçekçi ve güzel keyfini sürüyorum. Kardeşlerim milletin ne dediğine bakmayın ekonomik kriz falan filanda yalan dolan çalışan biriktiren yatırım yapan biri olursanız ekonomik krizinde aslında olmadığını, kriz var diyenlerin hayatını hiç planlamadığını çalışmaktan kaçtıklarını farkedeceksiniz. Bu videoyu izleyip kendime baktığımda canımın istediği kadar oynarım arkadaş hakkımdır diyorum. 😂 Tüm kardeşlerime tavsiyemdir. teknolojiyle iç içesiniz hepiniz, genç yaşta kazanmak kolaydır genç yaşta kesenizi doldurmaya bakın, akıllı yatırımlarla özellikle (YATIRIM) kelimesini parantez içine alıyorum, geleceğinizi şekillendirin. Sonra istediğiniz kadar oyun oynar istediğiniz kadar gezer istediğiniz kadar yer içersiniz.
Ve dizi/ film bağımlılığı; ölümden de oyun bağımlılığından da beter. O dünyada yer alıyormuş gibi hissetmek, o yapımı bittirdikten sonra gelen boşluk hissi, ve yeni bir yapıma başlayınca başa saran döngü…
Bağımlılıktan da öte, bu hissiyatın da bir şeyler izliyor olmanın da kölesiyim desem abartmış olmam.
Thé walking dead bittiğinde bende bir boşluk oluştu ama oyunda
Stranger things kesinlikle
Rüyama bile girdi
Evliyim yaş 33 . 2 çocuk var.
Oyun oynamak 1997 den beri hobimdir.
Bisiklete binip 150 km tur yapıyorum.
Trekking bağımlısıyım.
Spor bağımlısıyım.
Oyun bağımlısıyım.
Kendinizi sınırlandırmayın sevdiğin zevk aldığınz şeyleri devamlı yapın.
Knight kokusu alıyorum?
sanırım bu hayatımda bir şeyler değiştirme potansiyeli olan bir video. Elinde emeğine sağlık
900 saat division
Enis kirazoğlu dksldnıd
2500 saat hoi4'üm var. 😢
Bundan çok değil kısa zaman öncesinde çok oynardım moba türü elinin altındaki lolümsü telefon oyununu ama anladım ki sadece zaman çalıyor ki zaman çok değerli kavramdır onu çalmakla yetmiyor paranızı da çalıyor bunu anladığımdan beri daha mutluyum.
Abi yeni şarkı ne zaman
@@lightyagami00002023 seçimlerinden sonra kardeşim
Online oyunların çoğundan uzak durun.
Bir süre sonra zevk vermiyor zevk vereceğini düşündüğünüz başka bir aktiviteye yönelmek istediğiniz zaman o şeye yeteneğinizin olmadığını anlıyorsunuz o şeye yetenek kazanmak için hayatınız boyunca hiçbir şey yapmadınız çünkü bunca zaman oyun oynadınız. kaybettiğiniz zamana yanıyorsunuz sonra yeniden oyun batağına geri dönüyorsunuz.
Çok faydalı bir video olmuş emeğine sağlık. oyun önerisi olarak mgs 2 yi tavsiye ediyorum.
kanka son yazdığın cümleyi okuyunca hafif bi infilak ettim
@@ta5er kanka diyom ya oyun batağına geri dönüyorsunuz diye 😂
Cidden öyle aga ne yapacaz
Doktoramı tamamladım ama iş bulamıyorum bu durum beni çok üzüyor ve bu düşünceden kaçmak için Elden Ring, Baldur's Gate, Diablo oynuyorum şuan iyim. Ben kesinlikle bir oyun bağımlısıyım.
Ne doktorasi var?
Hayata bir kez geliyoruz ve ardımızda adımızla yaptıklarımızla bizi güzel şekilde anılacak bir bayat bırakmak veya insanlara güzel miraslar bırakmak yerine bir ekrana bakarak oyunla körleşmiş gözler uyuşmuş akıl kamburlaşmış postür ve zombi gibi yaşanmış bir ömürle yok olup gitmemelidir.😢
Bir gün ileriki yaşlarda geçmişe dönüp baktığınızda koca bir enkaz görmek en çok pişmanlık veren duygulardandır.😢
Yorumlar bana fazla indeterminist geldi. Bir de determinist bir açıdan bakmak lazım bu mevzuya. Öncelikle ortalama bir dünya ya da türk ailesini ele alalım. Baba anneyi sevmiyor, anne de babayı sevmiyor, birçoğunun alkol problemi var, belki ekonomik durumları düzgün değil, iki taraf da çalışıyor. Çocuklar ne oluyor peki bu denklemde? Onları düşünen var mı? Ben size söyleyeyim yok. Çocuklarsa -ben de dahil- bu uyuşturucuları keşfediyor, yani oyunları. Ulaşması kolay ve vaktini harcayabileceğin bir şey. Aile de çocuğunu başından savmış oluyor, win-win yani.
Oyundan ziyade herkes Ekran bağımlısı. ışık saçan dikdörtken ekranlara bakmadan onu dinlemeden uyuyamıyoruz bile artık..
Çok haklısın
RUclips çöplüğünde böyle faydalı incelemelerde bulunan bir kanal olduğunuz için tebrik ediyorum
Videolarındaki müzik seçimin muazzam
videoların o kadar kaliteli ve izlemesi o kadar tatmin edici ki hiç bitmesin istiyorum
Her oyun bir değil.Cok zaman harcanması istenen oyunlar var belli başlı mmorpg türündeki oyunlar.online savaş oyunlari vs ama the last of us gibi oyunlar insanları bağımlı hale getirmez
Türkiye gibi enflasyonun %140 olduğu, para kazanmanın çok zor olduğu, emeğin değerinin sıfır olduğu ve sürekli moral bozan stres veren bir gündemin olduğu bir ülkede insanların oyun bağımlısı olmasını çok yadırgamıyorum. Çünkü emek verip emeğinin karşılığını alamayanlarla dolu Türkiye burası Almanya, Fransa veya Amerika Birleşik Devletleri değil. Oyun oynamanın bile lüks olduğu ama dışarıda tabii düzenli kahve içmeye yemek yemeye göre daha ucuza geldiği kesin sonuçta 1 kez veriyorsun bu tarz aktivitelere para ama oyun oynamak yine daha ucuz kalıyor. O yüzden bu pes edin çağrısı değil fakat yaşadığımız realitede şunu yap, bunu yap gibi akıllar vermek yerine direkt çözüm sunmak daha mantıklı. Paran yoksa paran, kendini geliştir gibi ucubece akılları kendinize verin başkasına değil zira burası emek verenlerinin emeğinin karşılığını aldığı bir yer değil.
Abi oyunlar çok pahalı torrent oynuyom ne diyorsun
@@muzafferaltuncuoglu2742 1 haftalık dışarı çıkıp sosyalleşme masrafın, 1 tane kalıcı oyun parasına eşdeğer 1 kalıcı oyun aldığın zaman o ömür boyu seninken dışarıda yediğin yemek tuvaletten gidiyor birkaç saat sonra ve yine sürekli o oyunu oynayabiliyorsun
Fransa'nın da o kadar iyi olduğu söylenemez
@@Elephantogun Fransayı bilmiyorum ama Amerika da çok muazzam değil
@@turkmilliyetcisi6648 zaten hiç ismi geçmeyen ülkeler mükemmel Lüksemburg Monako falan
0:48 oyun ismi nedir?
''Bir aktiviteyi güzel kılan şeyin o aktivitenin bir kısıta ve sona sahip olması olduğunu unutma'' Gerçekten çok doğru ve önemli bir cümle inş unutmayız.