07:40 Şiiri merak edenler için... madem iyisin Anladık iyisin, Ama neye yarıyor iyiliğin. Seni kimse satın alamaz, Eve düşen yıldırım da Satın alınmaz Anladık dediğin dedik, Ama dediğin ne? Doğrusun, söylersin düşündüğünü, Ama düşündüğün ne? Yüreklisin, Kime karşı? Akıllısın, Yararı kime? Gözetmezsin kendi çıkarını, Peki gözettiğin kimin ki? Dostluğuna diyecek yok ya, Dostların kimler? Şimdi bizi iyi dinle: Düşmanımızsın sen bizim Dikeceğiz seni bir duvarın dibine Ama madem bir sürü iyi yönün var Dikeceğiz seni iyi bir duvarın dibine İyi tüfeklerden çıkan İyi kurşunlarla vuracağız seni Sonra da gömeceğiz İyi bir kürekle İyi bir toprağa. Bertolt Brecht VERHÖR DES GUTEN Tritt vor: Wir hören Daß du ein guter Mann bist. Du bist nicht käuflich, aber der Blitz Der ins Haus einschlägt ist auch Nicht käuflich. Was du einmal gesagt hast, dabei bleibst du. Was hast du gesagt? Du bist ehrlich, du sagst deine Meinung. Welche Meinung? Du bist tapfer. Gegen wen? Du bist weise. Für wen ? Du siehst nicht auf deinen Vorteil. Auf wessen denn? Du bist ein guter Freund. Auch guter Leute? So höre: Wir wissen Du bist unser Feind. Deshalb wollen wir dich Jetzt an eine Wand stellen. Aber in Anbetracht deiner Verdienste Und guten Eigenschaften An eine gute Wand und dich erschießen mit Guten Kugeln guter Gewehre und dich begraben mit Einer guten Schaufel in guter Erde. Bertolt Brecht: Me-ti / Buch der Wendungen
29:00 Kendimi bildim bileli biriyle tanışmaya çalışırken mesleğini ya da nereli olduğunu soran insanların, hem cahil hem de kötü niyetli olduklarına dair derin bir algılamam var. Birinin okuduğu kitapları , izlemeyi tercih ettiği filmleri, çocukken hangi oyunları sevdiğini, yeşillikler içinde bir kasabada mı yoksa büyük şehirlerden birinde mi büyüdüğünü, günlük tutup tutmadığını vs. vs. merak eden biri olarak nasıl olup da insanların bu kadar materyalist kısa yollarla etiketleme peşinde olduklarını bir türlü kabul edemiyorum, üstelik mesleğimi de memleketimi de seven biri olarak söylüyorum bunu... Çünkü sorulan sorular verilen cevaplardan daha fazla gerçek bilgi barındırıyor bence, o insana dair...
Diyalog "nerelisin" sorusuyla başladığı anda "21. yüzyılda her şeyin küresel olduğu bir çağda kimin nereli olduğunun bir anlamı kalmadı ki" deyip belki başka bir konu açar diye muhatabıma alan açıyorum ama kemikleşmiş bir diyalog sürecine alışkın olan bu kişiler ikinci bir soru sormak yerine kendini terslenmiş hissedip hemen saldırıya geçebiliyor. Türkiye'de beşeri ilişkiler gerçekten çekilmez boyutta. Temassız bir hayata geçtiğimden beri bu gereksiz yüklerle yıllarımı harcamış olduğumu daha net gördüm. Ayrıca Caner Özyurtlu Yunanistan'da henüz şu gelenekle karşılaşmamış; Yunan kültüründe ölünün ardından taziye sunulmazmış, onun yerine "Rahmetlinin tutkuları var mıydı?" diye sorarlarmış. Yani yaşarken de ölünce de kimse nereli olduğunu ne iş yaptığını merak etmiyor, tutkularını meraklarını yaşamını ne ile anlamlandırdığını ön planda tutuyorlar.
herkesin konuşamadığı, konuşmaya imkan / çevre bulamadığı, içinde tuttuğu hatta bazı şeyler karşısında kendini suçlu hissettiği çoğu şeye şefkatle yaklaşmanız o kadar kıymetli ki. emeğinize, zamanınıza sağlık diyor hepinizi naçizane alnından öpüyorum. ^^ çok teşekkür ederiz.
Caner ve Ezgi'nin çıksrımlarına karşı Mehtap Hoca'nın açıklamaları o kadar aynı seviyedenki. Bu izlediğimiz video boş geyik videolarının bir anlayış ve anlamlandırma çerçevesinde yapılmış hali. Güldük, anlarık, aydınlandık. Lütfen devam ediniz. Artarak devam ediniz.
Tek ben değilmişim yalnız değilmişim dedirten güzel bir sohbet dinledim. Güzel şeyler koydum cebine. Bu arada bende kişisel gelişim uzmanları sayılardan medet uman bir kesimden sıkıldım Vallahi bende bıktım terapi sayesinde yeniden doğdum oldum gibi hissediyorum. İyi ki varsınız Mehtap hanım iyi ki hayatıma dokundunuz 💙
Çok zevk veren, kavramların ve kelimelerin farklı karakterde kişiler tarafından nasıl algılandığını, bu farklı bakış açılarını görmeyi çok seviyorum. Yansımaları çok seviyorum.
Hindistan’da yoga eğitiminde de söylenen bir şeydi derslere gelen öğrencilere mesleklerini sormamak. Sebebini, herkese aynı yerden, eşit mesafeden bakabilmek, pozitif ya da negatif yargı duymadan bakabilmek olarak açıklamışlardı.
Caneri anlıyor, aynısını yaşadım Okulda insanlara çok mesafeliydim onları beğenmediğimi onlarında beni çok küçümser gördüğünü düşünerek geçti uzun yıllar
Caner’in ailesini tebrik ederim. Belli ki kendini bulma sürecinde çocuklarının yanında durmuşlar. Çoğu aile en ufak bir eleştiri bile kabul etmeyip, çocuğuna deli muamelesi yapıyor. Caner’in de hayatı bu kadar yorumlayabilme becerisi ailesinin eleştiriye açıklığan kaynaklanıyor olabilir. Büyük bi rahatlık valla.
Şahane bir sohbet! 22. dakikada kendi zorbalık travmalarım tetiklendiği için biraz ara verdim, devam edeceğim. Tam da iyilik ve kötülük kavramları üzerine düşündüğüm bir haftaya denk geldi, resmen ücretsiz online terapi hizmeti gibi bir şey oldu bu videolar ✨♥️ emeklerinize sağlık
17:30’da Caner’in sözleri olmasa videoyu kapatacaktım. Bu kesilen ahkamlar beni deli ediyor. Türkiye’de yaşamıyor musunuz arkadaş siz? İnsanların başına her türlü kötülük, haksızlık geliyor. Öğrenilmiş çaresizlikmiş! Hayatın bize oynadığı oyunlarmış! Yaa yemin ederim bu insanlar yüzünden dertlerin içinde kaybolmuş insanlar umut ışığı göremiyor. İnsana kendilerini hep suçlu hissettirip bundan bir kariyer inşa etme de en iyi tabirle “insan kullanma” o zaman. İyiymiş!
Harika bir program, gerçekten gittikçe daha da ilginçleşiyor! Ama bunda Caner Özyurtlu'nun payı büyük çünkü dünyayı, çevreyi, insanı, olay ve olguları ve tabii ki kendisini sorgulayan bir kafa yapısı var. Bu özelliği ilginç bir şekilde karşısındaki insanları da konuşmaya, düşünmeye teşvik ediyor. Programın devamı ve gelişmesi için başarılar diliyorum, gerçekten de çok iyi geliyor 🙏
Moral bozmak istemem ama çocuklarınız büyüdüğünde, sürekli kendinizi okul yönetimi ve öğretmenlerle tartışırken bulacaksınız. Kendi yaşadıklarınızdan daha beter şeylerin olduğu bir eğitim sistemi var şuan. 12 yaşında bir oğlum var ve hiçbişeyden çekmedim MEB den çektiğim kadar, bu arada diğer velilerle de anlaşamıyorum😂 çok ödev verilmesinden, hiç boş zamanları kalmamasından çok mutlular, sürekli test çözsün istiyorlar, korkunçlar..
Ahh o kadar güzel bir bölümdü ki müthiişşşş muhtemelen tekrar izleyeceğim Ezginin de gelmesi müthiş olmuş ve evet ya mesleğini ve memleketini sormadan en son kiminle sohbet ettim bilmiyorum 🌸
Ezgi Mola söylemeseydi Mehtap Güngör'ü yıllar önce Caner'in kanalında izlediğimi hatırlamayacaktım hatta önerilen kitabı ben de alıp çok beğenerek okumuştum şuan çok şaşkınım
1. Beni ilkokul öğretmenim 38 i 6 ya bolemedigim icin dövmüştü. Lisede Nevin Ucar hocam ise sen hepsini yapmissin diye 100 vermisti matematikten. Ve ben matematik okudum. Issizim. 2. Korona dan once 3 sene eve kendimi kapatmıştım bir iki senede hastalık bahane olmuştu. 5 sene eve kapattım. Hayatı beraber yaşadığınız herkes cok önemli. Çocuklarımı gondermek istedigim bir kreş vardı. Bizi kim doyurur umrumda değıl deyip bir sene öğretmenlik yapip çocuklarımı o güzel insanlara teslim etmiştim. Ve kendimi bir nebze gaza getirdim. 3. Insanlar çok kötü. Bende 36 yaşımda bu kötülükte benden olsun diye dolaşmaya başladım. Elimden geldiğince. 😂 4. Çocuğum ilkokula başladı gozlemim ve yaşadığım şu ki, devlet okulumda problemi veli kendi yontemiyle disarda çözüyor. Özel okullarda veli ben para veriyorum cocuguma bunu yapamazsınız diyor. Tamamen günü gecirme ya da akademik başarı halinde gidiyor. Devlet kurumunda karşı geldigim hiyerarşi sosyal hayatımıza meslek ile de degil kazandığı para ile entegre oldu. Hepimize gecmis olsun. Ilk defa izledim muhabbete bayıldım.
ben sorguluyorum Caner. az önce babamdan ne ögrendim? sorusunu bulup sorgulamaya başaldım mesela :D yaptığınız ey değerli. Teşekkürler Mehtap hanım, teşekkürler Ezgi Mola
İlk defa izliyorum programınızı ve sohbetinize eşlik edebildiğim için size teşekkürler. Sizden bir ricam var sohbette bahsettiğiniz kitapların isimlerini de ekleyebilir misiniz naçizane bir tavsiye olarak.
Ayyy aynı Caner gibi ilkokulda kitaplarımi siramin altında unutuyordum😂 bir gün bütün kitapları unutmuşum, eve bir gittim hiçbir ödevimi yapamıyorum. Öğretmenim ertesi gün bir daha unutursan.. diye bir bağırdı, bir daha hiç unutmadım 😂😂😂
Program, konu müthiş. Ben kimim? Öngörülemez şekilde değişen, gelişen varlık olarak, şuyum diyebilmek sanırım bizim toplumumuzda olası. Drğindiğiniz gibi, kültür, aile, ve de meslek belirleyici oluyor. Özgürlrştikçe, ben olmaya yer açılıyor sanırım. Cesur bir yolculuğa ihtiyaç var. Teşekkürler.
Caner cok haklısın insanlar kötülüğe çok meyilli ve bundan keyif alıyorlar. Keyif alan insanlar da değişemez zaten. Ve kendinde gördüğün eksiklikleri söyleme, kendi eksikliklerini söylemekten aciz kimseler seni küçümseyici davranışlar sergileyebiliyor
Şuan 40 yaşındayım.İlkokul da sınıfta okumayi ilk söken çocuk bendim.Bir öğretmenimiz vardı hiç evlenmemiş yaşı ileri bir bayan.Bu sınıfta beni göklere çıkarır ne akıllı kızınız vardi deyip aileme beni överdi. velilerin para birlestirip öğretmenler günü için ona aldigi hediye altın yüzükle bizlere tokat atmaktan hiç geri durmazdi.ondan o kadar nefret etmiştim ki okuldan soğudum.Yillar geçti ablam ilkokul öğretmeni oldu ona "abla her çocuk bir pirtanta öyle bak sev deger ver en kafasi çalışmıyor dediğinin bile mutlaka başarılı olduğu bir alan vardir onu keşfetmek için bak ailesine söyle öyle yönlendir asla vurma 'dedigimi bugun gibi hatırlıyorum.Yillar geçti o kadini özel okul da öğretmenlik yaparken gördüm yanina gittim dedim hocam beni tanıdınız mi (malum onlar gözlerden tanıyorlar)bi tanidik geldiniz çıkaramadım dedi.dedim Namik Kemal ilkokulundan en başarılı ama en cok dövdüğünüz öğrenciniz.Simdi bu okulda kimseye vuramiyorsunuzdur çünkü aileleri para ödüyor.yazık sizin gibi sefil sevgisiz birine düşmek de bizim şansizliğımız oldu.Sizin yüzünüzden öğrenim hayatim berbat geçti dilerim foyaniz er geç ortaya cikar ve buradan kovulursunuz siz kendinizi eğıtememişken çocuklara ne verebilirsiniz ki acınası haldesiniz farkında değilsiniz dedim.rezil oldu..Aptal çocuk yoktur onu kazanamayan beceriksiz yetersiz sevgisiz öğretmen vardır......
26:27'de durdum. Caner'e sarılasım geldi. O kadar anladım ki demek istediği şeyi. Doktora yapıyorum ve konferans/sunum sonrası yemekler, davetler vs aşşırı yorucu geliyor bana o sosyalleşme anı, çok kasılıyorum ve hemen kaçmak istiyorum oradan, kaçıyorum da. Benim için de 'Bizi beğenmiyor galiba, o kimseyle muhatap olmaz' muhabbeti oluyormuş ve asla öyle bi durumda değilim, tam tersi kendi içimde kavgam oluyor o an, kendimle ilgili. Yaş 34 ve hala bu böyle...
1 saati geçkin yayında Caner'in bir kuşak sadece hataların kabul edilmesini istiyor sözü aklıma mıhlandı diyebilirim. Ebeveynler özellikle eskiler çocuğun üzerinde her türlü psikolojik fizyolojik şiddeti uygulayıp pişkince hayatlarına devam edebiliyor. Ne güzel dünya! Sadece ana baba da değil bizim zamanımız da okulda da dayak vardı hakaret, aşağılama sıradan şeylerdi. Takımda ve kuran kursunda yediklerimiz de işin ekstraları. Baba da gram özeleştiri yok. 35imde şiddetten nefret ediyorum fakat tam tersi de olabilirdi işin doğalı da bu olurdu, şans diyelim
sadece tek bir arketip (ör.kurban) benimsemiyoruz ki. Bazen kurban olduğumuzu unutup kurtarıcaya dönüşüyoruz. Farketmediğimiz başkaları da vardır belki
İnsanları "kapak etme" motivasyonu hayattaki itici güçlerden biri. Gerçekten fayda sağladığı da oluyor. Mesela kendisiyle yeterince sohbet edilmemiş, kendini tanımakta zorlanan amaçsızlığın eşiğinde bir insan için durumu kurtaracak bir amaç haline de gelebiliyor. Veya kendini tanısa sevse bile insan kimi zaman yaşantıları sonucu yolunu kaybettiğinde bir yeşil ışık oluyor. Ama oldukça kritik anlarda beliren bu ışığı iyi fark etmek lazım. Sadece birilerini söylediğine pişman etmek için bir yola çıkmak beni korkutuyor, kendim de bu hislere kapıldığımda. Çünkü insanlara kendini kabul ettirmenin en zahmetli, emek isteyen yollarından biri bir şeye çabalamak onu. başarmak. Eğer içinde gerçekten kendi isteğin, içsel motivasyonun yoksa, 1 2 güne dediğini unutacak insanlar için çizilen bir yol. Kendim bu döngüden kurtulmak için, bir işe girişirken sık sık soruyorum kendime, neden bu masanın başındayım, kim için emek veriyorum diye. En önemlisi mesela bu başarmak istediğimi başarıp, insanları "kapak ettikten" yaklaşık (maksimum) 2 3 gün sonra onlar bunu unuttuklarında, benim mücadelem sıradanlaştığında, benim baş başa aldığım şey, yolun beni getirdiği hal beni mutlu edecek mi diye. Bu da diğeri kadar zor oluyor ama insanın kendi kendiyle sohbet ettiği bir sürece dönüşüyor zamanla. Değindiğiniz konular pek çok düşünce uyandırdı, bir parçasını paylaşmak istedim
aile: her şey senin mutluluğun için çocuk: ben bununla ve bu kadarla mutluyum aile: hayır bununla mutluluk olmaz daha iyisini bul biz böyle bi döngüdeyiz. kendimi ne yeterli görüyorum ne de başarısızsam sevilmeye değer. bişeyleri yapmak için onay beklemiyorum, benim içim rahatsa yoluma devam ediyorum ama en çok değer verdiğin ve yanında olmasını istediğin insanların 1 gram takdirini almamak ve onun yerine hep istenmeyen kırıcı eleştiri almak çok zor. “dost acı söyler” ya dost 7/24 acı söylemez be. bi rahatlayıp keyfini mi çıkarsak bazen birbirimizin yanında olmayı
Canerin zekasina ve sorgulama cesaretine bayiliyorum. Bu arada maddeye ve insanlarin statulerine asiri deger verilmesi TRye has birsey sanirim, yurt disinda buyuyen cocuklar buralarin derdinde degil
07:40
Şiiri merak edenler için...
madem iyisin
Anladık iyisin,
Ama neye yarıyor iyiliğin.
Seni kimse satın alamaz,
Eve düşen yıldırım da
Satın alınmaz
Anladık dediğin dedik,
Ama dediğin ne?
Doğrusun, söylersin düşündüğünü,
Ama düşündüğün ne?
Yüreklisin,
Kime karşı?
Akıllısın,
Yararı kime?
Gözetmezsin kendi çıkarını,
Peki gözettiğin kimin ki?
Dostluğuna diyecek yok ya,
Dostların kimler?
Şimdi bizi iyi dinle:
Düşmanımızsın sen bizim
Dikeceğiz seni bir duvarın dibine
Ama madem bir sürü iyi yönün var
Dikeceğiz seni iyi bir duvarın dibine
İyi tüfeklerden çıkan
İyi kurşunlarla vuracağız seni
Sonra da gömeceğiz
İyi bir kürekle
İyi bir toprağa.
Bertolt Brecht
VERHÖR DES GUTEN
Tritt vor: Wir hören
Daß du ein guter Mann bist.
Du bist nicht käuflich, aber der Blitz
Der ins Haus einschlägt ist auch
Nicht käuflich.
Was du einmal gesagt hast, dabei bleibst du.
Was hast du gesagt?
Du bist ehrlich, du sagst deine Meinung.
Welche Meinung?
Du bist tapfer.
Gegen wen?
Du bist weise.
Für wen ?
Du siehst nicht auf deinen Vorteil.
Auf wessen denn?
Du bist ein guter Freund.
Auch guter Leute?
So höre: Wir wissen
Du bist unser Feind. Deshalb wollen wir dich
Jetzt an eine Wand stellen.
Aber in Anbetracht deiner Verdienste
Und guten Eigenschaften
An eine gute Wand und dich erschießen mit
Guten Kugeln guter Gewehre und dich begraben mit
Einer guten Schaufel in guter Erde.
Bertolt Brecht: Me-ti / Buch der Wendungen
Şiiri aramak için geldim ve paylaşmışsınız teşekkür ederim🙏
Çok teşekkürler ne ince düşünmüşsünüz 😊
Harika bir şiir değil mi ya inanilmaz etkilendim 😢 geç buldum ben bu siiri
Ezgi Mola'nın dürüst, samimi ve nazik üslubuna bir kalp bırakıyorum ❤
Caner ve Ezgi nin bu kadar içten bir şekilde kendilerini ifade etmelerine hayranım ❤
Mehtap hanımın kamera arkasına bakıp sessizce konuşamıyorum dediği an o kadar iyi ki 😅 neyse ne'den sonra sizleri tekrar görmek büyük keyif
Ezgi Mola'yı izlemek her zaman çok keyifli ❤
29:00 Kendimi bildim bileli biriyle tanışmaya çalışırken mesleğini ya da nereli olduğunu soran insanların, hem cahil hem de kötü niyetli olduklarına dair derin bir algılamam var.
Birinin okuduğu kitapları , izlemeyi tercih ettiği filmleri, çocukken hangi oyunları sevdiğini, yeşillikler içinde bir kasabada mı yoksa büyük şehirlerden birinde mi büyüdüğünü, günlük tutup tutmadığını vs. vs. merak eden biri olarak nasıl olup da insanların bu kadar materyalist kısa yollarla etiketleme peşinde olduklarını bir türlü kabul edemiyorum, üstelik mesleğimi de memleketimi de seven biri olarak söylüyorum bunu...
Çünkü sorulan sorular verilen cevaplardan daha fazla gerçek bilgi barındırıyor bence, o insana dair...
Diyalog "nerelisin" sorusuyla başladığı anda "21. yüzyılda her şeyin küresel olduğu bir çağda kimin nereli olduğunun bir anlamı kalmadı ki" deyip belki başka bir konu açar diye muhatabıma alan açıyorum ama kemikleşmiş bir diyalog sürecine alışkın olan bu kişiler ikinci bir soru sormak yerine kendini terslenmiş hissedip hemen saldırıya geçebiliyor. Türkiye'de beşeri ilişkiler gerçekten çekilmez boyutta. Temassız bir hayata geçtiğimden beri bu gereksiz yüklerle yıllarımı harcamış olduğumu daha net gördüm. Ayrıca Caner Özyurtlu Yunanistan'da henüz şu gelenekle karşılaşmamış; Yunan kültüründe ölünün ardından taziye sunulmazmış, onun yerine "Rahmetlinin tutkuları var mıydı?" diye sorarlarmış. Yani yaşarken de ölünce de kimse nereli olduğunu ne iş yaptığını merak etmiyor, tutkularını meraklarını yaşamını ne ile anlamlandırdığını ön planda tutuyorlar.
Artık burcunu soruyorlar önce bence bu daha da fena
Peki nerelisin?
Yazın o kadar hoşuma gitti ki❤
@@ammani5794 burada cenaze evinde rahmetlinin tutkularını sorsak kim bilir ne anlarlar🙄
herkesin konuşamadığı, konuşmaya imkan / çevre bulamadığı, içinde tuttuğu hatta bazı şeyler karşısında kendini suçlu hissettiği çoğu şeye şefkatle yaklaşmanız o kadar kıymetli ki. emeğinize, zamanınıza sağlık diyor hepinizi naçizane alnından öpüyorum. ^^ çok teşekkür ederiz.
Caner ve Ezgi'nin çıksrımlarına karşı Mehtap Hoca'nın açıklamaları o kadar aynı seviyedenki.
Bu izlediğimiz video boş geyik videolarının bir anlayış ve anlamlandırma çerçevesinde yapılmış hali. Güldük, anlarık, aydınlandık. Lütfen devam ediniz. Artarak devam ediniz.
Tek ben değilmişim yalnız değilmişim dedirten güzel bir sohbet dinledim. Güzel şeyler koydum cebine. Bu arada bende kişisel gelişim uzmanları sayılardan medet uman bir kesimden sıkıldım Vallahi bende bıktım terapi sayesinde yeniden doğdum oldum gibi hissediyorum. İyi ki varsınız Mehtap hanım iyi ki hayatıma dokundunuz 💙
Çok zevk veren, kavramların ve kelimelerin farklı karakterde kişiler tarafından nasıl algılandığını, bu farklı bakış açılarını görmeyi çok seviyorum. Yansımaları çok seviyorum.
Hindistan’da yoga eğitiminde de söylenen bir şeydi derslere gelen öğrencilere mesleklerini sormamak. Sebebini, herkese aynı yerden, eşit mesafeden bakabilmek, pozitif ya da negatif yargı duymadan bakabilmek olarak açıklamışlardı.
İnsanın kendini anlatırken tutarlıymış gibi anlatması ancak gerçekte gayet de tutarsız olması tespitine çok katılıyorum ☝🏻
Ezgiyi hamilelik nasıl güzelleştirmiş böyle😱😱 yüzü falan maşallah çok güzel olmuş🧿🧿🧿🧿🧿🧿💖💖💖💖
Harika bir programdi, Canerin sohbet etmesini cok ozlemisiz. Ezgi Mola da gercekten harika bir karakter
Ezgi mola iyi ki gelmiş🧡🧡
ÇOK KEYİFLİ BİR PROGRAM OLMUŞ.. HERKESE DOKUNAN.. HERKESDE OLAN.. SOHBETİN İÇİNDE GİBİ HİSSETTİREN
Keşke bölümleri spotifya yükleseniz süper olur ❤
Sohbet çok iyi geldi . Günlük hayatta yapmamız gereken sohbetler bunlar ; farkındalık arttıran , samimi... Emeği geçenlere teşekkürler 💕
Kimsenin söz kesmediği kibar,açık ve iyi hissettiren bir bölüm olmuş.Elinize sağlık 🍀
Ictenlikleri harika Caner ve Ezgi cok tatli ikisini de cok seviyorum.
Muazzam bir sohbetiniz var Caner ile. Ezgi çok çok iyi bir tat katmış. Keşke podcast olarak da paylaşsanız, o zaman tadından yenmez❤
Doyurucu bir sohbet olduğu için sonsuz teşekkürler,ruhuma,zihnime çok iyi geldi.
Caneri anlıyor, aynısını yaşadım
Okulda insanlara çok mesafeliydim onları beğenmediğimi onlarında beni çok küçümser gördüğünü düşünerek geçti uzun yıllar
Caner’in ailesini tebrik ederim. Belli ki kendini bulma sürecinde çocuklarının yanında durmuşlar. Çoğu aile en ufak bir eleştiri bile kabul etmeyip, çocuğuna deli muamelesi yapıyor. Caner’in de hayatı bu kadar yorumlayabilme becerisi ailesinin eleştiriye açıklığan kaynaklanıyor olabilir. Büyük bi rahatlık valla.
Adam ailesinden kaciyor sen aile diyorsun ya
Lutfen bu uclu seri olarak devam etsin
Son zamanlarda izledigim en kaliteli program muhtesem 👏💯
Çok içten çok samimi bir sohbetti mütevazilikleri ayrı tatlı çok güzel çok kıymetli insanlar görünce çok mutlu oluyorum seviyorum insanları ya❤
Şahane bir sohbet! 22. dakikada kendi zorbalık travmalarım tetiklendiği için biraz ara verdim, devam edeceğim. Tam da iyilik ve kötülük kavramları üzerine düşündüğüm bir haftaya denk geldi, resmen ücretsiz online terapi hizmeti gibi bir şey oldu bu videolar ✨♥️ emeklerinize sağlık
harika bir sohbetti tesekkur ederiz.
Her pazar olduğu gibi yerimizi aldık 🙌🫶
Yine harika bir program olmuş şahane 🎉🎉❤❤❤
Süper muhabbet olmuş yine🤍 Ezgi Mola da çok tatlı bi hava katmış programa
Yine çook güzel zihin açan ve farklı açılardan bakmamızı sağlayan bir program olmuş, Ezgi Mola da iyi ki katılmış renk katmış❤ devamını bekliyoruzz
17:30’da Caner’in sözleri olmasa videoyu kapatacaktım. Bu kesilen ahkamlar beni deli ediyor. Türkiye’de yaşamıyor musunuz arkadaş siz? İnsanların başına her türlü kötülük, haksızlık geliyor. Öğrenilmiş çaresizlikmiş! Hayatın bize oynadığı oyunlarmış! Yaa yemin ederim bu insanlar yüzünden dertlerin içinde kaybolmuş insanlar umut ışığı göremiyor. İnsana kendilerini hep suçlu hissettirip bundan bir kariyer inşa etme de en iyi tabirle “insan kullanma” o zaman. İyiymiş!
Müthiş bi sohbet,teşekkürler 🫶🏻🙏🏻
Sıcak, samimi, gerçek sohbet için teşekkürler.
Harika bir program, gerçekten gittikçe daha da ilginçleşiyor! Ama bunda Caner Özyurtlu'nun payı büyük çünkü dünyayı, çevreyi, insanı, olay ve olguları ve tabii ki kendisini sorgulayan bir kafa yapısı var. Bu özelliği ilginç bir şekilde karşısındaki insanları da konuşmaya, düşünmeye teşvik ediyor. Programın devamı ve gelişmesi için başarılar diliyorum, gerçekten de çok iyi geliyor 🙏
Her zaman ki gibi muhteşem olan Ezgi, söhbeti eğlenceli hale getiren Caner vaktimi daha değerli bir şeye harcamama neden olduğunuz için teşekkürler🫶🏻
Ekip giderek büyüyor 😊
Moral bozmak istemem ama çocuklarınız büyüdüğünde, sürekli kendinizi okul yönetimi ve öğretmenlerle tartışırken bulacaksınız. Kendi yaşadıklarınızdan daha beter şeylerin olduğu bir eğitim sistemi var şuan. 12 yaşında bir oğlum var ve hiçbişeyden çekmedim MEB den çektiğim kadar, bu arada diğer velilerle de anlaşamıyorum😂 çok ödev verilmesinden, hiç boş zamanları kalmamasından çok mutlular, sürekli test çözsün istiyorlar, korkunçlar..
morel bozmak istemediniz ama bozdunuz hafif😅
Bir öğretmen olarak katılıyorum maalesef.
Bizim başımıza gelen kötülüğün 20 sene sonra etkilerini göreceğiz.
İ
Kesinlikle eğitim çocukların çocukluğunu yaşayabildikleri deil yarış atı modu 😢
Çok yakın hissettiriyor, lütfen devam ❤
o kadar aynı düşünceleri paylaşıyorum ki dizi karakteleri ile konuşan anneannem gibi size sesli cevaplar veriyorum. Lütfen devam edin.
Ne tatlı bir sohbetti, şu gibi aktı ❤
Ahh o kadar güzel bir bölümdü ki müthiişşşş muhtemelen tekrar izleyeceğim Ezginin de gelmesi müthiş olmuş ve evet ya mesleğini ve memleketini sormadan en son kiminle sohbet ettim bilmiyorum 🌸
Dinlemelere doyamadım ne kadar kalıteli ve güzel bir sohbet olmuş teşekkürler
Ezgi Mola söylemeseydi Mehtap Güngör'ü yıllar önce Caner'in kanalında izlediğimi hatırlamayacaktım hatta önerilen kitabı ben de alıp çok beğenerek okumuştum şuan çok şaşkınım
Kurban rolü, sorumsuzluğun en kestirme yolu!
liberal misiniz? :D
@@ahsenselva şakacı mısınız :D
Caner ve Ezgi’nin arada ufak , yaramaz çocuklar gibi espri yapıp birbirlerine bakarak gülmeleri sohbeti daha keyifle dinlememizi sağladı 😂
1:16:52 de Canerin kamera arkasına bakışı o kadar harika ötesi ki….
“Yardım alana kadar acını çok özel zannediyorsun.” ❤
Çok keyifli bi bölümdü. Caner seviliyorsun 💟
günüm güzelleşti zihnim açıldı teşekkür ederim ❤
1. Beni ilkokul öğretmenim 38 i 6 ya bolemedigim icin dövmüştü. Lisede Nevin Ucar hocam ise sen hepsini yapmissin diye 100 vermisti matematikten. Ve ben matematik okudum. Issizim.
2. Korona dan once 3 sene eve kendimi kapatmıştım bir iki senede hastalık bahane olmuştu. 5 sene eve kapattım. Hayatı beraber yaşadığınız herkes cok önemli. Çocuklarımı gondermek istedigim bir kreş vardı. Bizi kim doyurur umrumda değıl deyip bir sene öğretmenlik yapip çocuklarımı o güzel insanlara teslim etmiştim. Ve kendimi bir nebze gaza getirdim.
3. Insanlar çok kötü. Bende 36 yaşımda bu kötülükte benden olsun diye dolaşmaya başladım. Elimden geldiğince. 😂
4. Çocuğum ilkokula başladı gozlemim ve yaşadığım şu ki, devlet okulumda problemi veli kendi yontemiyle disarda çözüyor. Özel okullarda veli ben para veriyorum cocuguma bunu yapamazsınız diyor. Tamamen günü gecirme ya da akademik başarı halinde gidiyor. Devlet kurumunda karşı geldigim hiyerarşi sosyal hayatımıza meslek ile de degil kazandığı para ile entegre oldu.
Hepimize gecmis olsun.
Ilk defa izledim muhabbete bayıldım.
ben sorguluyorum Caner. az önce babamdan ne ögrendim? sorusunu bulup sorgulamaya başaldım mesela :D yaptığınız ey değerli. Teşekkürler Mehtap hanım, teşekkürler Ezgi Mola
İlk defa izliyorum programınızı ve sohbetinize eşlik edebildiğim için size teşekkürler. Sizden bir ricam var sohbette bahsettiğiniz kitapların isimlerini de ekleyebilir misiniz naçizane bir tavsiye olarak.
Gene çok keyifli bir sohbet olmuş🎉
37:53 Caner son holistik turizmde de çantasını unutması slsbksneheme
Ne kadar guzel rahatlatici muthis bir sohbet. Selamlar Sydney den “bu nu belirtmek istedim cunku Caner’in dedigi herseyi anliyorum ve katiliyorum”
Ayyy aynı Caner gibi ilkokulda kitaplarımi siramin altında unutuyordum😂 bir gün bütün kitapları unutmuşum, eve bir gittim hiçbir ödevimi yapamıyorum. Öğretmenim ertesi gün bir daha unutursan.. diye bir bağırdı, bir daha hiç unutmadım 😂😂😂
1:13:50 ezgi ilkokul öğretmeninin adı neydi jfjfmdjskakdns
Daha 12. dakikadayim ve ne kadar super bir bolum oldugu simdiden belli..1 saatten de uzun, harika ❤
ağlamak üzereyim ya hayatımda gördüğüm en mükemmel insan
hangisi 😀
@@b.1743 Ezgi
Program, konu müthiş. Ben kimim? Öngörülemez şekilde değişen, gelişen varlık olarak, şuyum diyebilmek sanırım bizim toplumumuzda olası. Drğindiğiniz gibi, kültür, aile, ve de meslek belirleyici oluyor. Özgürlrştikçe, ben olmaya yer açılıyor sanırım. Cesur bir yolculuğa ihtiyaç var. Teşekkürler.
01:12:08 evet sorguluyorum ve bu yüzden şu an (açtığım da oluyor ) begeyi değil sizi dinliyorum
ezgi mola 🥺🥺🥰
Çok hoş program 🎉❤
Çoook keyifli ve ufuk açan bir program olmuş teşekkürler hepinizeee (Bir daha birine meslek sorarken eski huzurum olmayacak haha)
Caner cok haklısın insanlar kötülüğe çok meyilli ve bundan keyif alıyorlar. Keyif alan insanlar da değişemez zaten. Ve kendinde gördüğün eksiklikleri söyleme, kendi eksikliklerini söylemekten aciz kimseler seni küçümseyici davranışlar sergileyebiliyor
mükemmel bir bölüm
guzel sohbetti tesekkurler 🌼
Mehtap hanım bu video ya giriş yapmış. 🎉
+ ve - lerimize ayna tuttunuz Teşekkürler 🌗📍📝🪄💐
Şuan 40 yaşındayım.İlkokul da sınıfta okumayi ilk söken çocuk bendim.Bir öğretmenimiz vardı hiç evlenmemiş yaşı ileri bir bayan.Bu sınıfta beni göklere çıkarır ne akıllı kızınız vardi deyip aileme beni överdi. velilerin para birlestirip öğretmenler günü için ona aldigi hediye altın yüzükle bizlere tokat atmaktan hiç geri durmazdi.ondan o kadar nefret etmiştim ki okuldan soğudum.Yillar geçti ablam ilkokul öğretmeni oldu ona "abla her çocuk bir pirtanta öyle bak sev deger ver en kafasi çalışmıyor dediğinin bile mutlaka başarılı olduğu bir alan vardir onu keşfetmek için bak ailesine söyle öyle yönlendir asla vurma 'dedigimi bugun gibi hatırlıyorum.Yillar geçti o kadini özel okul da öğretmenlik yaparken gördüm yanina gittim dedim hocam beni tanıdınız mi (malum onlar gözlerden tanıyorlar)bi tanidik geldiniz çıkaramadım dedi.dedim Namik Kemal ilkokulundan en başarılı ama en cok dövdüğünüz öğrenciniz.Simdi bu okulda kimseye vuramiyorsunuzdur çünkü aileleri para ödüyor.yazık sizin gibi sefil sevgisiz birine düşmek de bizim şansizliğımız oldu.Sizin yüzünüzden öğrenim hayatim berbat geçti dilerim foyaniz er geç ortaya cikar ve buradan kovulursunuz siz kendinizi eğıtememişken çocuklara ne verebilirsiniz ki acınası haldesiniz farkında değilsiniz dedim.rezil oldu..Aptal çocuk yoktur onu kazanamayan beceriksiz yetersiz sevgisiz öğretmen vardır......
Çok hoş bir sohbetti
çok çok teşekkürler hepinize ! çok keyifli ve samimiydiniz
Harika bölüm olmuş, umarım devamı gelir💕🌸
26:27'de durdum. Caner'e sarılasım geldi. O kadar anladım ki demek istediği şeyi.
Doktora yapıyorum ve konferans/sunum sonrası yemekler, davetler vs aşşırı yorucu geliyor bana o sosyalleşme anı, çok kasılıyorum ve hemen kaçmak istiyorum oradan, kaçıyorum da. Benim için de 'Bizi beğenmiyor galiba, o kimseyle muhatap olmaz' muhabbeti oluyormuş ve asla öyle bi durumda değilim, tam tersi kendi içimde kavgam oluyor o an, kendimle ilgili. Yaş 34 ve hala bu böyle...
Kanalı yeni farkettim.Videonun açılışında kanal ve içerik hakkında kısa bilgi verilmesi ne güzel olur🤗 çok keyifli bir sohbetti👍
EZGİ hep olsun ❤❤❤❤
1 saati geçkin yayında Caner'in bir kuşak sadece hataların kabul edilmesini istiyor sözü aklıma mıhlandı diyebilirim. Ebeveynler özellikle eskiler çocuğun üzerinde her türlü psikolojik fizyolojik şiddeti uygulayıp pişkince hayatlarına devam edebiliyor. Ne güzel dünya! Sadece ana baba da değil bizim zamanımız da okulda da dayak vardı hakaret, aşağılama sıradan şeylerdi. Takımda ve kuran kursunda yediklerimiz de işin ekstraları. Baba da gram özeleştiri yok. 35imde şiddetten nefret ediyorum fakat tam tersi de olabilirdi işin doğalı da bu olurdu, şans diyelim
sadece tek bir arketip (ör.kurban) benimsemiyoruz ki. Bazen kurban olduğumuzu unutup kurtarıcaya dönüşüyoruz. Farketmediğimiz başkaları da vardır belki
Şöyle bir şey okumuştum
Anlatayım da, olanı mı anlatayım,
Olmuş görüneni mi,
Olduğunu sandığımı mı,
Olacağına inandığımı mı,
Hangisini anlatayım
spotify da dinlesek yururken araba kullanirken cok faydali olur
Siz Türkiyedekiler cok zamani olan insanlarsini⚒️
yine bir pazar, yine bir sativa soslu joint. terapi odasına girmiş bulunuyorum :) selam olsun a dostlar!
Ay daha izleyemedim ama 1 saat olduğunu görmek yetti beğenmeme 🥹
müthiş bi video hem bilgilendiriciydi hem de eğlendim jddjjdjd
Çok güzeldi,hepinizi ayrı seviyorum, ama Mehtap hanıma pek konuşma fırsatı verilmedi
Ücretsiz terapi seansımız yüklenmiştir 🥲
Ezgi hanım bence okulun öğretmenlerin ismini verin, versin herkes lütfen de insanlar geri dursun biraz bu eziyetlerden
İnsanları "kapak etme" motivasyonu hayattaki itici güçlerden biri. Gerçekten fayda sağladığı da oluyor. Mesela kendisiyle yeterince sohbet edilmemiş, kendini tanımakta zorlanan amaçsızlığın eşiğinde bir insan için durumu kurtaracak bir amaç haline de gelebiliyor. Veya kendini tanısa sevse bile insan kimi zaman yaşantıları sonucu yolunu kaybettiğinde bir yeşil ışık oluyor. Ama oldukça kritik anlarda beliren bu ışığı iyi fark etmek lazım. Sadece birilerini söylediğine pişman etmek için bir yola çıkmak beni korkutuyor, kendim de bu hislere kapıldığımda. Çünkü insanlara kendini kabul ettirmenin en zahmetli, emek isteyen yollarından biri bir şeye çabalamak onu. başarmak. Eğer içinde gerçekten kendi isteğin, içsel motivasyonun yoksa, 1 2 güne dediğini unutacak insanlar için çizilen bir yol. Kendim bu döngüden kurtulmak için, bir işe girişirken sık sık soruyorum kendime, neden bu masanın başındayım, kim için emek veriyorum diye. En önemlisi mesela bu başarmak istediğimi başarıp, insanları "kapak ettikten" yaklaşık (maksimum) 2 3 gün sonra onlar bunu unuttuklarında, benim mücadelem sıradanlaştığında, benim baş başa aldığım şey, yolun beni getirdiği hal beni mutlu edecek mi diye. Bu da diğeri kadar zor oluyor ama insanın kendi kendiyle sohbet ettiği bir sürece dönüşüyor zamanla. Değindiğiniz konular pek çok düşünce uyandırdı, bir parçasını paylaşmak istedim
aile: her şey senin mutluluğun için
çocuk: ben bununla ve bu kadarla mutluyum
aile: hayır bununla mutluluk olmaz daha iyisini bul
biz böyle bi döngüdeyiz. kendimi ne yeterli görüyorum ne de başarısızsam sevilmeye değer. bişeyleri yapmak için onay beklemiyorum, benim içim rahatsa yoluma devam ediyorum ama en çok değer verdiğin ve yanında olmasını istediğin insanların 1 gram takdirini almamak ve onun yerine hep istenmeyen kırıcı eleştiri almak çok zor.
“dost acı söyler” ya dost 7/24 acı söylemez be. bi rahatlayıp keyfini mi çıkarsak bazen birbirimizin yanında olmayı
canım ezgi 🥹❤️
Süpersiniz
Bu sohbette olmak isterdim 🤤
İyi insan=Etkisiz eleman formülü nasıl kanıksandı bu kadar ben de anlayamıyorum
Lütfen lütfen lütfen hep üçünüz olun bu pogramda...
Halının Altı pazar günlerinin vazgeçilmesi haline geliyor giderek.
Ukde deki üçüncü anlatı çok güzel bir mini dizi veya film olmaz mı gainde , hep gülseren hanımın kitapları dizi oluyor
Canerin zekasina ve sorgulama cesaretine bayiliyorum. Bu arada maddeye ve insanlarin statulerine asiri deger verilmesi TRye has birsey sanirim, yurt disinda buyuyen cocuklar buralarin derdinde degil