ΜΑΡΙΑ ΣΟΥΛΤΑΤΟΥ -ΤΣΑΜΠΑΣΙΝ

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 21 сен 2024
  • Από την εκπομπή - ΣΤΗΝ ΥΓΕΙΑ ΜΑΣ - 26-01-2008

Комментарии • 23

  • @jsx1400
    @jsx1400 7 месяцев назад +3

    Η κοπελιά είναι από την Κρήτη υπάρχει συγγένεια με το Πόντο γι αυτό το πιάνει το τραγούδι καλα και με πάθος

  • @mouxal1
    @mouxal1 4 года назад +6

    Πολύ ωραία το τραγουδάει καλύτερα και από Πόντια.έμορφα

  • @nikipapadaki1581
    @nikipapadaki1581 3 года назад +3

    Εξαιρετική Μαρία μου!!!
    Συγχαρητήρια σε όλους σας!!!!

  • @thanasisvamvakas7514
    @thanasisvamvakas7514 Год назад

    Οτι να πεις μας τρελαίνεις!!!!!!

  • @frst9124
    @frst9124 7 лет назад +3

    Πολη ωραια το τραγουδαει.

  • @litsakyrou3908
    @litsakyrou3908 7 лет назад +2

    Υπέροχη μουσική 🎶

  • @Garapetsa
    @Garapetsa 7 лет назад +1

    she sang it well.
    sad song.

  • @rodorodarakis7463
    @rodorodarakis7463 5 лет назад +1

    !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

  • @ΠΑΝΑΓΙΩΤΑΓΙΑΝΝΟΠΟΥΛΟΥ-δ9η

    🇬🇷🧠🇬🇷❤️❤️🇬🇷🧠

  • @ihsansirin1200
    @ihsansirin1200 6 лет назад

    harika

  • @yakupkeser248
    @yakupkeser248 4 года назад

    Çok güzel bir müzik.Stelio Kazancıoğlu da bu hanımefendi de güzel söylüyor.Ama Ordu/Çambaşı'nda ne olmuş anlayamadık.Şarkının içinde Türkçe kelimeler de olan sözlerini ve konusunu bilen birisi lütfen yazsın.

  • @npdtprocess
    @npdtprocess 2 года назад +1

    Στέλιος Καζαντζίδης - Τσάμπασιν | High-Quality Audio
    ruclips.net/video/jyPzHah0mgM/видео.html
    processed using NPDT Process
    #στελιοςκαζαντζιδης
    #τσαμπασιν
    #highquality
    #npdtprocess

  • @yakupkeser248
    @yakupkeser248 4 года назад

    Μια πολύ όμορφη μουσική.Τόσο ο Stelio Kazancıoğlu όσο και αυτή η κυρία τραγουδούν όμορφα.Αλλά δεν μπορούσαμε να καταλάβουμε τι συνέβη στο Ordu/Çambaşı.Παρακαλώ γράψτε τους στίχους του τραγουδιού στα τουρκικά λόγια και κάποιος που γνωρίζει το θέμα.

    • @basilisbasilis2552
      @basilisbasilis2552 4 года назад

      türkiye'nin hangi bölgesinden?

    • @panayiotisstavrou9065
      @panayiotisstavrou9065 2 года назад +1

      Çambaşı yandı kül oldu
      aman aman, tek duvarları kaldı
      aman aman, tek duvarları kaldı
      Ordu'nun gençleri
      Kurtarmaya koştu
      Yandı kül oldu
      Ordu'nun yaylası
      Külden başka
      Hiçbir şey kalmadı
      Çambaşı'nda büyük yangın
      Aman aman bir tek ev bile kalmadı
      Yaşlısı genci, fakiri zengini
      Oturmuş ağlıyordu
      Yandı kül oldu
      Ordu'nun yaylası
      Külden başka
      Hiçbir şey kalmadı
      Çambaşı yandı kül oldu
      Allahım, kalmadı hiçbir şey
      Dağlarda ve yaylalarda
      Artık ot bitmiyor
      Kuşları ağlıyor Mevlanın
      Aman aman, kuyuların gözleri ağlıyor
      Çamlık ve Karagöl ağlıyor
      O güzelim çam ağaçları ağlıyor
      Yandı kül oldu
      Ordu'nun yaylası
      Külden başka
      Hiçbir şey kalmadı

    • @yakupkeser248
      @yakupkeser248 2 года назад

      @@basilisbasilis2552 Orta Karadeniz.

    • @yakupkeser248
      @yakupkeser248 2 года назад

      @@panayiotisstavrou9065 Teşekkürler.Oğuz Türkleri olarak 1071de geldik.Ama Kıpçak,Kuman,Bulgar,Avar,Peçenek ve Uz Türkleri olarak 500 lü yıllarda Karadeniz'in kuzeyinden Balkanlara ,Orta Avrupaya Kafkaslar üzerinden de Anadolu ya gelmiştik.İslamiyet olmadığı için onlar Ortodoks olmuşlardı.Trabzon da Türkçe konuşanlara Tourkopolos vs deniyordu.Alexios Kıpçak lideri Bakaa'nın kızı Djiadjak Jageli ile evlenmiş ve Anna Anakutlu Momnenos tahta çıkmıştı.
      Binlerce yıl beraber yaşayan bu halkı kim düşman yaptı.? Bundan kimler kazançlı ve zararlı çıktı? Bu daha ne kadar sürecek? Bu sorulara cevap verilmediği sürece emperyaller daha çok silah satıp ,sömürür.
      Daha önce insanlar cahil ve medya gücü yoktu.Bugün her ikisi de var.Artık buna halklar müsaade etmemeli.Buna örnek vereyim.Daha sora diktatör olacak Gn Metaxas "Ben Anadolu ya çıkmayacağım.Öyle bir ordu çıkarırlar ki felaketimiz olur" demişti.Yalnız değildi.Ama İngilizler Venizalos'u buldu. 200 sosyalist asker " Biz Türk kardeşlerimize silah atmayız.İngiliz emperayalistinin oyununa gelmeyiz.Yaşasın İsyan " dediler.Ama İzmire getirildiler.Onlar savaşmadı İnciraltı' nda hapsedilediler.Mahkeme edildiler.1-4 ocak 1921 de idan edildiler.Her sene onlar için anma töreni yapılır.

    • @yakupkeser248
      @yakupkeser248 2 года назад

      @@panayiotisstavrou9065 Pes doğrusu.Biz de hey onbeşli ile halay çekilir.Acıklı,elemli türkü le göbek atmadıkları kalmış.

  • @pariparisay5791
    @pariparisay5791 Год назад +1

    Αποθέωση

  • @kadirarslan9062
    @kadirarslan9062 5 лет назад +2

    Ordu /çambaşi yaylası. .

    • @yakupkeser248
      @yakupkeser248 2 года назад

      1882 ORDU BÜYÜK YANGINI ÖNCESİ VE SONRASI
      1882 yılı Ordu Yangını tarihinde Orduda 1000 civarında hane ve 5000 civarında nüfus vardı. Mahalle olarak ta Şimdiki adı ile Zaferi Milli Mahallesi (Ermeni Mahallesi ) ile Düz Mahalle yerleşim yeri idi. Selimiye Mahallesi ve Bucak Mahallesi kalabalık değildi. Düz Mahallede manifaturacılar, bakkallar, eczane, fırınlar vardı. Şimdiki şadırvanın olduğu yerde Pazar yeri kurulurdu. Köylüler saldan gelir Kozmooğlu Kostantin , ve Karabaşoğlu Hanı Hanlarda yatar, Çarşamba günü pazarı yapar Yorağa Mağazası ve Kadirağa Fırını gibi yerlerden alacaklarını alıp köylerine geri dönerlerdi.
      Ordunun bugünkü yerinde 1800 li yılların başında Ordu diye bir yer yoktu. Buralar Ormanlık, çalılık, çayırlık, bataklık idi. Meralar boldu. Şimdiki Eskipazar da yerleşim vardı ve adı Bayramlı Kasabası idi. Bugün burada Meşhur Eskipazar Camii , mezarlığı bulunmaktadır. Buranın halkı Orduyu kereste deposu, hayvancılık için mera, ürün için tarla olarak kullanıyordu. Mal sahipleri malını korumak ve işleri daha iyi yapmak için orduda da yapılar yapmaya başladılar. Zamanla cadde ve sokaklar oluştu. Ancak çok bakımsızdı. Yağmur yağınca çoraktan geçilmez, sıcakta tozdan durulmaz, yapılar ahşap ve düzensizdi. Tarlalar prinç ekimi ile sivrisinek yuvası ve dolayısıyla sıtma derdi ile durulmaz haldeydi. Şimdiki belediyenin olduğu yerlerde tek tük evler, binalar vardı. Tahıl pazarının olduğu yer bataklık, adam boyunda sazlık ve avcıların ördek avladığı yerdi. Unkapanı denilen bir yerde mısır, fasulye, ceviz, un, armut satılırdı. Burasıda Adliye binasının yanındaydı.(Alipaşazadelerin Konağı )
      Şimdiki Kültür Sanat Merkezi, Öğretmenevinin olduğu yerde Mezbahahane vardı. Sahilde tahtadan barakalarda satılırdı. O zaman sahil yolu yoktu, sahil dedimse denizin kenarına yakın yerlerde barakalar vardı.
      Şehirde ilk lokanta Zaloğlu Osman Ağanın lokantası idi. Şimdiki Pazar yeri ve etrafı mezarlıktı. Mezarlık kalkınca Millet Düzü diye alan doğdu.Mezarlık Şimdiki Orta Camiden Şimdiki Öğretmen evinin yanına kadar yani mezbahaya kadar giderdi. Mezarlığın bitiminde Düz Mahallede Hırıstiyan evleri bulunmaktaydı. Şu anda Ordu spor kulübünün yanında 7 tane türbe durmaktadır. Selimiye Mahallesi sınırları içindedir.
      Hükümet Binası şimdiki Askerlik Şubesi yanında idi ve saray denirdi. Bu gün bu mahalle Saray Mahallesi denmektedir.
      Kasapların bulunduğu yerde ayrıca Meyhaneler vardı. Balık, hamsi ızgarası yaptırılır, şarap ve rakı içilirdi. Yolcuoğlu Meyhanesi meşhurdu. Buraya genellikle üst tabaka , zengin kişiler gelirdi. Arada Anadoludan saz şairleri gelir atışmalar yaparlardı. Karagöz oyunları da olurdu. Köçekler , İlçelerden gelen pehlivanlarda güreşler tutarak ayrı eğlenceler olurdu. Hamam düzü, Millet düzü şenlikleri halkı şenlendirirdi.
      İki tane büyük Camii vardı. Yalı Camii ve İbrahim Atik Paşa (orta camii) ve Hacı kadir ağa çeşmesi ile Maviş Çeşmesi vardı.
      Ordu O yıllarda deniz seviyesinin altında olduğundan deniz arada bir şehre baskın yapar, Saray Hamamına kadar su içinde kalırdı. Bu durumda Ordunun çamur, çorak içinde kalmasına sebep olurdu. Fırtına ne kadar devam ederse çile o kadar devam ederdi. “ Büyük Ordu Yangınından sonra yeni yerleşimde Ordunun bu kısımları takıl sazlığı kumla dolduruldu.”
      Şehirde eczane yoktu. Kinin ve bazı ilaçlar belli bir kimseden ( attar ölmezoğlu adlı dükkan ) temin edilirdi. Kostaki adında bir doktor vardı. Sıtma ilacı Kinin en değerli ilaçtı. Sivrisinekler bataklıkta,şimdiki Akyazı , Melet havzasında yetiştirilen prinç tarlalarında sivrinekler ürer halkı ızdırap içinde bırakırdı.
      1800 li yıllarda eğitimde zayıftı. İki tane ilk islam mektebi vardı ki Kuran ve Elifba okutulurdu.
      Bir Ermeni ve üç tane de Rum mektebi vardı. Muallimler seyyar gezer Hafızlardı. 6 Ay çalışırlardı. Şehirde bir de medrese vardı.
      Yine 1800 lü yıllarda Keçiköy sakin, ormanlık, bağlık, 250 hanelik civarında bahçelik yerdi. Çok meyve bahçeleri vardı.
      Ybu yıllarda Ordu yazın kalınabilecek yer değildi. Sıcak, toz- toprak, çekilmez haldeydi. Halk yazı çambaşında geçirirdi. Çambaşı bir şehir gibiydi. Ticaret canlıydı. 1800 civarında hane vardı. Hükümet resmi daireler bile çambaşındaydı. Bir kaymakam vekili dışında kimse Ordu’da kalmazdı. Hapishane bile giderdi. 1300 yılına kadar ( 1883 ) bu böyle devam etti.
      Görüldüğü gibi ürünler arasında fındık geçmedi. Ordu Fındıkla büyük Ordu Yangınından sonra tanıştı. Ordu Zaten her şeyini belki Büyük Odu Yangınına borçludur diyebiliriz. Büyük nakliyatlar deniz yoluyla yapılırdı. Karayolu hiç yoktu. Küçük yelkenliler hamallar ticaretin elemanlarıydı. Ticaret Rusya odessaya yük taşır oralardan gaz, buğday unu getirirlerdi.
      Bir okka yağ 5 kuruş, 1 okka şeker 90 para, 1 okka ekmek 43 para, 1 teneke gazyağı 12 kuruş, bir bakraç yoğurt 50 para, 1 okka cevişz 60 para, 1 okka fasulye 50 para, 1 batman mısır unu 4 kuruş, 1 batman buyday unu 10 kuruştu.
      Bu durum 1882 yılı Büyük yangına dek sürdü. Halk Orduda yaşayamaz olunca yazın tüm halk olarak Çambaşı ve Karagöl Yaylalarına çıkmak zorundaydı. Mayıs başında yayla göçü başlar, ekim Ayında tekrar Orduya gelinirdi. Ordunun 4-5 ay sessizliği sessizliği bozulurdu.
      İşte büyük Ordu Yangını böyle Ordunun boş olduğu bir ramazan yaz ayında çıkmış, bir gün bir gece devam etmiş, orduda bulunan kişiler Boztepe Sırtlarına çıkarak seyretmekten başka bir şey yapamamışlardı. Milletin yaylada oluşu can kaybını önlemişti. Sadece Hamidiye Cami ile İbrahim Atik Paşa Camii yanmamıştır.
      Yangından sonra Şehrin imarı için devlet tarafından Horasanyan adlı bir kimse görevlendirilmiş, eski dükkan sahipleri de dinlenerek şehir taslağı yapılmış taştan evler, dükkanlar yapılmaya geçilmiştir.
      KİMBİLİR “BÜYÜK ORDU YANGINI “ ORDU İLİNİN KURULUŞU GELİŞİMİ AÇISINDAN HAYIRLI OLMUŞTUR.

  • @yakupkeser248
    @yakupkeser248 2 года назад

    1882 ORDU BÜYÜK YANGINI ÖNCESİ VE SONRASI
    1882 yılı Ordu Yangını tarihinde Orduda 1000 civarında hane ve 5000 civarında nüfus vardı. Mahalle olarak ta Şimdiki adı ile Zaferi Milli Mahallesi (Ermeni Mahallesi ) ile Düz Mahalle yerleşim yeri idi. Selimiye Mahallesi ve Bucak Mahallesi kalabalık değildi. Düz Mahallede manifaturacılar, bakkallar, eczane, fırınlar vardı. Şimdiki şadırvanın olduğu yerde Pazar yeri kurulurdu. Köylüler saldan gelir Kozmooğlu Kostantin , ve Karabaşoğlu Hanı Hanlarda yatar, Çarşamba günü pazarı yapar Yorağa Mağazası ve Kadirağa Fırını gibi yerlerden alacaklarını alıp köylerine geri dönerlerdi.
    Ordunun bugünkü yerinde 1800 li yılların başında Ordu diye bir yer yoktu. Buralar Ormanlık, çalılık, çayırlık, bataklık idi. Meralar boldu. Şimdiki Eskipazar da yerleşim vardı ve adı Bayramlı Kasabası idi. Bugün burada Meşhur Eskipazar Camii , mezarlığı bulunmaktadır. Buranın halkı Orduyu kereste deposu, hayvancılık için mera, ürün için tarla olarak kullanıyordu. Mal sahipleri malını korumak ve işleri daha iyi yapmak için orduda da yapılar yapmaya başladılar. Zamanla cadde ve sokaklar oluştu. Ancak çok bakımsızdı. Yağmur yağınca çoraktan geçilmez, sıcakta tozdan durulmaz, yapılar ahşap ve düzensizdi. Tarlalar prinç ekimi ile sivrisinek yuvası ve dolayısıyla sıtma derdi ile durulmaz haldeydi. Şimdiki belediyenin olduğu yerlerde tek tük evler, binalar vardı. Tahıl pazarının olduğu yer bataklık, adam boyunda sazlık ve avcıların ördek avladığı yerdi. Unkapanı denilen bir yerde mısır, fasulye, ceviz, un, armut satılırdı. Burasıda Adliye binasının yanındaydı.(Alipaşazadelerin Konağı )
    Şimdiki Kültür Sanat Merkezi, Öğretmenevinin olduğu yerde Mezbahahane vardı. Sahilde tahtadan barakalarda satılırdı. O zaman sahil yolu yoktu, sahil dedimse denizin kenarına yakın yerlerde barakalar vardı.
    Şehirde ilk lokanta Zaloğlu Osman Ağanın lokantası idi. Şimdiki Pazar yeri ve etrafı mezarlıktı. Mezarlık kalkınca Millet Düzü diye alan doğdu.Mezarlık Şimdiki Orta Camiden Şimdiki Öğretmen evinin yanına kadar yani mezbahaya kadar giderdi. Mezarlığın bitiminde Düz Mahallede Hırıstiyan evleri bulunmaktaydı. Şu anda Ordu spor kulübünün yanında 7 tane türbe durmaktadır. Selimiye Mahallesi sınırları içindedir.
    Hükümet Binası şimdiki Askerlik Şubesi yanında idi ve saray denirdi. Bu gün bu mahalle Saray Mahallesi denmektedir.
    Kasapların bulunduğu yerde ayrıca Meyhaneler vardı. Balık, hamsi ızgarası yaptırılır, şarap ve rakı içilirdi. Yolcuoğlu Meyhanesi meşhurdu. Buraya genellikle üst tabaka , zengin kişiler gelirdi. Arada Anadoludan saz şairleri gelir atışmalar yaparlardı. Karagöz oyunları da olurdu. Köçekler , İlçelerden gelen pehlivanlarda güreşler tutarak ayrı eğlenceler olurdu. Hamam düzü, Millet düzü şenlikleri halkı şenlendirirdi.
    İki tane büyük Camii vardı. Yalı Camii ve İbrahim Atik Paşa (orta camii) ve Hacı kadir ağa çeşmesi ile Maviş Çeşmesi vardı.
    Ordu O yıllarda deniz seviyesinin altında olduğundan deniz arada bir şehre baskın yapar, Saray Hamamına kadar su içinde kalırdı. Bu durumda Ordunun çamur, çorak içinde kalmasına sebep olurdu. Fırtına ne kadar devam ederse çile o kadar devam ederdi. “ Büyük Ordu Yangınından sonra yeni yerleşimde Ordunun bu kısımları takıl sazlığı kumla dolduruldu.”
    Şehirde eczane yoktu. Kinin ve bazı ilaçlar belli bir kimseden ( attar ölmezoğlu adlı dükkan ) temin edilirdi. Kostaki adında bir doktor vardı. Sıtma ilacı Kinin en değerli ilaçtı. Sivrisinekler bataklıkta,şimdiki Akyazı , Melet havzasında yetiştirilen prinç tarlalarında sivrinekler ürer halkı ızdırap içinde bırakırdı.
    1800 li yıllarda eğitimde zayıftı. İki tane ilk islam mektebi vardı ki Kuran ve Elifba okutulurdu.
    Bir Ermeni ve üç tane de Rum mektebi vardı. Muallimler seyyar gezer Hafızlardı. 6 Ay çalışırlardı. Şehirde bir de medrese vardı.
    Yine 1800 lü yıllarda Keçiköy sakin, ormanlık, bağlık, 250 hanelik civarında bahçelik yerdi. Çok meyve bahçeleri vardı.
    Ybu yıllarda Ordu yazın kalınabilecek yer değildi. Sıcak, toz- toprak, çekilmez haldeydi. Halk yazı çambaşında geçirirdi. Çambaşı bir şehir gibiydi. Ticaret canlıydı. 1800 civarında hane vardı. Hükümet resmi daireler bile çambaşındaydı. Bir kaymakam vekili dışında kimse Ordu’da kalmazdı. Hapishane bile giderdi. 1300 yılına kadar ( 1883 ) bu böyle devam etti.
    Görüldüğü gibi ürünler arasında fındık geçmedi. Ordu Fındıkla büyük Ordu Yangınından sonra tanıştı. Ordu Zaten her şeyini belki Büyük Odu Yangınına borçludur diyebiliriz. Büyük nakliyatlar deniz yoluyla yapılırdı. Karayolu hiç yoktu. Küçük yelkenliler hamallar ticaretin elemanlarıydı. Ticaret Rusya odessaya yük taşır oralardan gaz, buğday unu getirirlerdi.
    Bir okka yağ 5 kuruş, 1 okka şeker 90 para, 1 okka ekmek 43 para, 1 teneke gazyağı 12 kuruş, bir bakraç yoğurt 50 para, 1 okka cevişz 60 para, 1 okka fasulye 50 para, 1 batman mısır unu 4 kuruş, 1 batman buyday unu 10 kuruştu.
    Bu durum 1882 yılı Büyük yangına dek sürdü. Halk Orduda yaşayamaz olunca yazın tüm halk olarak Çambaşı ve Karagöl Yaylalarına çıkmak zorundaydı. Mayıs başında yayla göçü başlar, ekim Ayında tekrar Orduya gelinirdi. Ordunun 4-5 ay sessizliği sessizliği bozulurdu.
    İşte büyük Ordu Yangını böyle Ordunun boş olduğu bir ramazan yaz ayında çıkmış, bir gün bir gece devam etmiş, orduda bulunan kişiler Boztepe Sırtlarına çıkarak seyretmekten başka bir şey yapamamışlardı. Milletin yaylada oluşu can kaybını önlemişti. Sadece Hamidiye Cami ile İbrahim Atik Paşa Camii yanmamıştır.
    Yangından sonra Şehrin imarı için devlet tarafından Horasanyan adlı bir kimse görevlendirilmiş, eski dükkan sahipleri de dinlenerek şehir taslağı yapılmış taştan evler, dükkanlar yapılmaya geçilmiştir.
    KİMBİLİR “BÜYÜK ORDU YANGINI “ ORDU İLİNİN KURULUŞU GELİŞİMİ AÇISINDAN HAYIRLI OLMUŞTUR.