Hikâye bana aittir ve hayal ürünüdür. İzinsiz almayın lütfen. Keyifli okumalar.. -------------- Uzun bir yolculuktan sonra yeni bir eve gelmiş olmak beni bir nebze olsun rahatlamıştı. Odada oturmuş balkonda sigarasını içen Jungkook'u izliyordum. Onu ilk kez sigara içerken görüyordum. Başta tereddüt etsem de cesaretimi toplayıp balkona çıkmıştım. Sun- Sigara içtiğini bilmiyordum. Jk- İçmiyorum zaten. Gözlerim elindeki sigaraya kaydığında fark edip sigarasını dudaklarının arasına almıştı yeniden. Sun- Şu an neden içiyorsun? İçine çektiği dumanı üflemiş ve yüzüme yaklaşıp adeta fısıldar gibi konuşmuştu. Jk- Çok soru soruyorsun. Bu tavırları biraz heyecanlanmama sebep olsa da kendimi toparlamıştım. Sun- Sadece merak ettim. Jk- Etme o zaman. Sun- Benim yüzümden yaşanan bu problemlerden dolayı mı? Jk- Sun yeter. Sun- Benim yüzümden içiyorsun bil... Biliyorum diyemeden Jungkook beni belimden kavrayıp kendine çekmiş, biraz önce içine çektiği tüm dumanı ağzıma üflemişti. Direkt olarak ciğerlerimde hissettiğim dumanla birlikte öksürmeye başlamıştım. Jk- Artık sen de içiyorsun. Soru sormayı kes. Hemen geri çekilmiş ve öksürerek içeri girmiştim. Komodindeki bardağı alıp birkaç yudum su içmiştim. Jungkook umursamazca sigarasını içmeye devam ediyordu. Aynı odada kalacağımızı fark ettiğimden uyumak için koltuğa uzanmış ve yatağı Jungkook'a bırakmıştım. ----------------------- Kâbus gördüğüm derin uykumdan sarsılmamla irkilip uyanmıştım. Jungkook beni kucaklamış yatağa taşıyordu. Jk- İyi misin? Birkaç saniye bir şey diyemeden öylece yüzüne baktıktan sonra cevap verebilmiştim. Sun- İyiyim. Beni yatağa oturtup üzerimi örtmüştü. Jk- Biraz iç, demişti komodinde duran bardağı bana uzatarak. Sudan birkaç yudum almış ve bardağı geri vermiştim. Jungkook başucu lambasını açık bırakıp yatağın diğer tarafına geçmişti. Sırtımı ona dönüp uzanmış ve yeniden uyumak için gözlerimi kapatmıştım. Aradan yarım saat geçmiş olmasına rağmen uykuya dalamıyordum. Yavaşça sırtımı dönüp Jungkook'a baktığımda onun uyuduğunu görmüştüm. Birkaç dakika tavanı izledikten sonra derin bir nefes almış ve sıkıntıyla yataktan kalkmıştım. Balkona çıkıp hava almak iyi gelebilirdi. Son zamanlarda olanlar beni çok etkilemişti. Dışarıda hafif bir esinti olsa da doğanın sesinin olduğunu bilmek müthiş bir huzur veriyordu. Yalnızca ay ışığının aydınlattığı ormana bakarken bir anda üzerimde beliren kırmızı nokta dikkatimi dağıtmış, gözlerim şaşkınlık ve korkuyla kocaman açılmıştı. Kendimi yere attığım an duyduğum silah sesi arkamdaki camın paramparça olmasına neden olmuştu. Saniyeler içinde bir gürültü kopmuş ve silah sesleri her tarafta yankılanmaya başlamıştı. Biraz öncesine kadar her şey yolundayken bir anda nasıl böyle olabilmişti? Hâlâ balkonda dehşete düşmüş şekilde uzanıyordum. Tüm vücudum titrerken bacaklarımı kendime çekmiş artık her şeyin bitmesini diliyordum. Biraz önce ölebilirdim. Sesler sonunda kesildiğinde balkonun ışığı açılmış Tae hızla yanıma gelip eğilmişti. Tae- Sun... Yüzüme düşen saçlarımın arasından ona bakmıştım. Tae- Ne işin var burda? Kalk hadi. Titreyerek uzandığım yerden kalkmaya çalışırken Jungkook'un bana doğrulttuğu silahı şimdi fark ediyordum. Korkuyla oturduğum yerde geriye doğru çekildiğimde Tae beni telaşla durdurmuştu. Tae- Dur! Ne yapıyorsun?! Beni cam kırıklarından uzak tutmaya çalışırken dönüp Jungkook'a baktığında şaşırmıştı. Tae- İndir şunu! Jungkook öfkeyle hâlâ şokta olan yüzüme bakıyordu. Tae- Jungkook onu korkutuyorsun! Jk- Onun yüzünden buldular bizi. Tae- Saçmalama! Jk- Hâlâ onlara çalışıyor olabilir. O haber vermiştir belki. Tae- Onu sabah kendin sudan çıkardın. Yanında elektronik bir şey taşıyor olamaz. Üstelik korumaların dediğine göre ilk buraya ateş edilmiş. Hedef oymuş belli ki. Baksana şoktan vurulduğunun bile farkında değil. Jungkook silahını indirdiğinde Tae beni kucaklamış ve odaya girmişti. Yatağa bırakıp elini yüzüme dokundurmuştu. Tae- Buz gibi olmuş. İlk yardım çantasını getir, demişti Jungkook'a. Jungkook elinde çantayla geri döndüğünde Tae üzerimdeki tişörtün sol kolunu biraz aşağı indirmişti. Tae- Kurşun içinde mi Sun? Tepkisizce yüzüne bakıyordum. Başımı hafif eğip sol kolumdaki omzuma yakın yaraya bakmıştım. Vurulmuş muydum gerçekten? Tae- Sun? Yeniden yüzüne bakmış ve sonunda cevap verebilmiştim. Sun- Bilmiyorum. Tae yarayı temizlemeye başladığında acıyla yüzümü ekşitmiştim. Tae- Sıyırmış. Yaraya sürdüğü antibiyotikle ağzımdan kaçan inlemeye engel olamamıştım. Tae- Göğsündeki yara da kanamış. Onun da sargısını değiştirdikten sonra ayağa kalkmıştı. Jungkook bana hâlâ şüpheyle bakıyordu. Tae de fark etmiş olmalıydı. Tae- Jungkook konuşabilir miyiz? Jungkook kafa sallayıp onaylandığında Tae tekrar bana dönmüştü. Tae- Her şey yolunda Sun. Merak etme artık bir şey olmayacak. Uyumaya çalış. İkisi de odadan çıktıktan sonra ben hâlâ tepkisizce arkalarından bakıyordum. Yavaşça kalkıp banyoya girmiş ve duşun suyunu açıp altına oturmuştum. Sürekli ölümle burun buruna olduğumu hissediyordum. Yine kurtulmuş olsam da vazgeçmeyeceklerdi. Sonunda başaracaklardı. Ölecektim. ----------------------- Tae ve Jungkook salona geldiklerinde Tae sehpadaki içkiyi bardaklara doldurup birini Jungkook'a uzatmıştı. Jungkook eline aldığı bardakla koltuğa oturmuş düşünceli bir şekilde boşluğa bakıyordu. Tae'de yanına oturmuş ve konuşmaya başlamıştı. Tae- Ondan gerçekten şüphe ediyor musun? Jk- Bilmiyorum. Kafam çok karışık. Tae- Jungkook Sun'u öncesinde de tanıyoruz. Böyle bir şeyi asla yapmaz. Jk- Ama Seojun'la işbirliği yapmayı kabul etti. Tae- Olayların böyle olacağını tahmin edemezdi. Jk- Fark etmez Tae. Yaptığı büyük bir hataydı. Tae- Anlıyorum seni. Emin ol Sun da bunun farkında ve pişman. Ama geçmişi değiştiremeyiz öyle değil mi? Jungkook kafa sallamakla yetinmiş ve içkisinden büyük bir yudum almıştı.
Tae- Hadi ama... Sen de biliyorsun ki Sun yapmak istemeseydi Seojun onu her şekilde tehdit ederdi. Ya da daha kötüsü başka bir kadına yaptırabilirlerdi. En azından Sun'u seçtikleri için şu an sevdiğin kadın yanında. Jk- Evet, demişti kısık sesle. Tae- Hem kaybedecek bir şeyimiz de yokmuş zaten. Baksana Minho her şeyi biliyormuş. Jk- Haklısın. Tae- Aynen öyle. Jungkook içkisini bitirip yeniden doldurmak istediğinde Tae izin vermemişti. Tae- Sun çok korktu. Onunla ilgilensen iyi olur. Sana ihtiyacı var. Eun ile şu sahte ilişki işi olmasa onunla aranızda bir şeyler olabilirdi. Bence sana karşı duyguları değişmedi. Jk- Öyle mi dersin? Tae- Öyle. Hatta eminim. Bence kabul etmek istemese de nişanının iptal olmasına biraz da o yüzden yardım etti. Eun'un kötü biri olduğu çok açıktı ve sevdiği adamı hak etmiyordu. Jungkook'un sırtını sıvazlamış ve konuşmaya devam etmişti. Tae- Hadi uyuyalım. Bu gecelik misafir odasına geçin. Senin odanı yarın temizletiriz. Jk- Tamam. Tae odasına döndükten sonra Jungkook da kalkıp merdivenlere yönelmişti. ----------------------- Duşun altında sessizce oturmuş yaralanan kolumun üzerinden akıp giden kanlı suyu izliyorken Jungkook telaşla içeri girmişti. Jk- Ne yapıyorsun burda?! Sun- Çok kirlenmişti, demiştim gayet sakin şekilde koluma bakarak. Jk- Yaraların daha yeni sarıldı. Jungkook hâlâ kendimde olmadığımı fark etmişti. Daha fazla üstüme gelmemiş ve incitmeden kolumdaki kanı yıkamaya başlamıştı. O vücudumu dikkatle temizlerken ben de aşık olduğum yüzünü izliyordum. Hemen bir havluyla yanıma gelip beni banyodan çıkarmıştı. Odaya getirip yanıma bir hırka ve eşofman bırakmıştı. Jk- Bunları giy. Ben ilk yardım çantasını alıp hemen döneceğim. O çıktıktan sonra üzerimi değiştirmiştim. Yatağa oturmuş kırık cama bakıyordum. Jk- Pansumanını yenileyip başka odaya geçeceğiz. Söylediği cümleyle geldiğini fark edip ona doğru dönmüştüm. Hırkanın fermuarını biraz indirmiş ve sargıları hızlı bir şekilde değiştirmişti. Jk- Gidip uyuyalım. Kafa sallamış ve oturduğum yerden kalkmıştım. Birlikte karşı taraftaki odalardan birine girmiştik. Jungkook yorganı açtığında gidip uzanmıştım. Üzerimi örtüp yanıma uzanmıştı. Jk- Uyuyamazsan beni uyandır. Balkona çıkma. Hatta camlardan uzak dur. Sun- Peki. Ona sırtımı döndüğümde yaralı kolumu elimle tutmuştum. Jungkook bir anda bana yaklaşıp elini belimin altından geçirmiş ve karnımdan tutup kendine doğru çekmişti. Diğer eliyle kolumdan kibarca tutmuş ve yine kendine yaklaştırmıştı. Jk- Kolunu bana yasla. Sıcaklığı ve bedenimi saran kolları beni öylesine rahatlamıştı ki hemen mayışmıştım. ----------------------- Sabah Tae'nin odaya dalmasıyla uyanmıştık. Jungkook açmaya çalıştığı gözleriyle sitem etmişti. Jk- Ne yapıyorsun sabah sabah ya? Tae- Kalkın, kalkın. Size güzel haberlerim var. Jk- Ne oldu söylesene. Tae- Minho ve Seojun yakalanıp emniyete götürülmüşler. Jk- Ne?! Nasıl?! Tae- Şu geçen hafta incelenmesi için polise verdiğimiz belgeler doğrulanmış. Jk- Ciddi misin?! Tae- Evettt... Demek ki iki yıldır yaptığımız hiçbir şey boşuna değilmiş. Kahvaltıda detaylı bir şekilde konuşuruz. Hadi öpüşüp koklaşmanızı bitirin de aşağı inin. Son cümlesinden sonra ben şaşkınlıkla Jungkook'a bakarken, Jungkook yastığını alıp Tae'ye fırlatmıştı. Tae ıskaladığı için kahkahalarla odadan çıkmış ve keyifle şarkı söyleyerek gitmişti. Jungkook sonunda gözlerime baktığında hemen konuyu değiştirmeye çalışmıştı. Jk- Ağrın var mı? Sun- Hayır, iyi hissediyorum. Jk- Bunu duyduğuma çok sevindim. Sun- Dün beni öldürmek isteyen adam mı söylüyor bunu?, demiştim iğneleyici şekilde. Jk- Bunu asla yapmazdım Sun, biliyor olmalısın. Sadece onlarla hâlâ işbirliği hâlinde olma ihtimalin beni çıldırtmıştı. Seni böylesine severken... Ne söylediğinin farkına varmış ve bir anda duraksayıp cümlesini yarım bırakmıştı. Şaşkın ve utanmış suratı beni gülümsettiğinde Jungkook da gülümsemeye başlamıştı. Karnımdaki eli varlığını hissettirmek için çabalıyordu. Parmaklarının vücudumu kavrayışından bile bunu anlamak mümkündü. Başımı geriye doğru yatırıp omzuna yaslamıştım. Gözlerim kapalı, huzur içinde derin nefesler alıp veriyordum. Jungkook'un parmaklarını saçlarımda hissetmeye başlamıştım. Parmak uçları saçlarımın arasından usulca kayıyordu. Bir süre hiç konuşmadan sadece birbirimizin varlığını hissetmiştik. Jungkook belimden tutup beni kendine biraz daha yaklaştırmış ve burnunu saçlarımın arasına daldırıp derin bir nefes almıştı. Küçük bir öpücük kondurduktan sonra parmakları boynuma inmişti. Jk- Haddimi aşmak istemem ama... Yine duraksayınca gözlerimi aralamış ve bakışlarımı onunkiyle buluşturmuştum. Jk- Boynundaki izler beni mutlu ediyor, demişti fısıldayarak. Sesli bir şekilde yutkunduğumda bakışları hareketlenen boynuma kaymış ve sırıtmıştı. Boynuma doğru eğildiğini fark ettiğimde gözlerimi sımsıkı kapatmış ve adeta nefes almayı unutmuştum. Derin ve tutkulu öpücüğü incitmekten korktuğunu belli eden bir naiflikle konmuştu boynuma. Jk- Acıyor mu?, diye sormuştu yine fısıldayarak. Sun- Hayır. Aynı ses tonuyla cevap verdiğimde gülümsemiş ve yanağıma da benzer bir öpücük kondurmuştu. Jk- Seni sevdiğimi biliyordun öyle değil mi? Gözlerimi kaçırdığımda konuşmaya devam etmişti. Jk- Eun ile olan her şeyin iş için olduğunun farkındaydın eminim. Hafif kafa sallayıp onayladığımda elimi kibarca tutmuştu. Jk- Biliyor musun? Etkinlik gecesi olanlardan dolayı hiç pişmanlık duymadım. Sun- Ama bana çok kızdın. Jk- Seojun ile işbirliği yapmış olmana kızmıştım. Üstelik Minho'nun sana karşı düşmanlık besleyip zarar vermek isteyeceğini de tahmin ediyordum. Sun- Ne demek istediğini anlıyorum. Jk- Buna şüphem yok. Bu kez tutkulu öpücüğü dudaklarımı bulmuştu. Önceki iki öldürülme tehlikesinden sonra bu yaptığı kalbimin durması için üçüncü bir girişim gibiydi. Jk- Seni çok seviyorum. Seni dünden daha çok... Sun- ...yarından daha az seviyorum. Cümlesini tamamladığımda memnun bir şekilde gülümsemiş ve bana sımsıkı sarılmıştı. ----------------------- 💜 Bu kısa serinin final bölümüydü. Beğendiyseniz belirtmeyi unutmayın lütfen.
Vay vay vay yine güzel bir final aşk aksiyon macera hepsi bir aradaydı bayıldım tebrikler yine muhteşem bir hikaye olmuş ❤❤❤❤❤❤❤❤🌹🌹🌹🌹🌹👏🏿👏🏿👏🏿👏🏿👏🏿👏🏿👌🏻👌🏻👌🏻👌🏻👌🏻👍🏿👍🏿👍🏿👍🏿👍🏿💕💕💕💕💕💕💕💕
ben yeni takipçiyim hikayelerin cok guzel ❤ senden bır sey rıca edıcem yoogi ike hıkaye yaparmsın daha once hıc yoongi ile iygili guzel hıkaye okumdakım
Hikâye bana aittir ve hayal ürünüdür. İzinsiz almayın lütfen.
Keyifli okumalar..
--------------
Uzun bir yolculuktan sonra yeni bir eve gelmiş olmak beni bir nebze olsun rahatlamıştı. Odada oturmuş balkonda sigarasını içen Jungkook'u izliyordum. Onu ilk kez sigara içerken görüyordum.
Başta tereddüt etsem de cesaretimi toplayıp balkona çıkmıştım.
Sun- Sigara içtiğini bilmiyordum.
Jk- İçmiyorum zaten.
Gözlerim elindeki sigaraya kaydığında fark edip sigarasını dudaklarının arasına almıştı yeniden.
Sun- Şu an neden içiyorsun?
İçine çektiği dumanı üflemiş ve yüzüme yaklaşıp adeta fısıldar gibi konuşmuştu.
Jk- Çok soru soruyorsun.
Bu tavırları biraz heyecanlanmama sebep olsa da kendimi toparlamıştım.
Sun- Sadece merak ettim.
Jk- Etme o zaman.
Sun- Benim yüzümden yaşanan bu problemlerden dolayı mı?
Jk- Sun yeter.
Sun- Benim yüzümden içiyorsun bil...
Biliyorum diyemeden Jungkook beni belimden kavrayıp kendine çekmiş, biraz önce içine çektiği tüm dumanı ağzıma üflemişti. Direkt olarak ciğerlerimde hissettiğim dumanla birlikte öksürmeye başlamıştım.
Jk- Artık sen de içiyorsun. Soru sormayı kes.
Hemen geri çekilmiş ve öksürerek içeri girmiştim. Komodindeki bardağı alıp birkaç yudum su içmiştim. Jungkook umursamazca sigarasını içmeye devam ediyordu. Aynı odada kalacağımızı fark ettiğimden uyumak için koltuğa uzanmış ve yatağı Jungkook'a bırakmıştım.
-----------------------
Kâbus gördüğüm derin uykumdan sarsılmamla irkilip uyanmıştım. Jungkook beni kucaklamış yatağa taşıyordu.
Jk- İyi misin?
Birkaç saniye bir şey diyemeden öylece yüzüne baktıktan sonra cevap verebilmiştim.
Sun- İyiyim.
Beni yatağa oturtup üzerimi örtmüştü.
Jk- Biraz iç, demişti komodinde duran bardağı bana uzatarak. Sudan birkaç yudum almış ve bardağı geri vermiştim. Jungkook başucu lambasını açık bırakıp yatağın diğer tarafına geçmişti. Sırtımı ona dönüp uzanmış ve yeniden uyumak için gözlerimi kapatmıştım.
Aradan yarım saat geçmiş olmasına rağmen uykuya dalamıyordum. Yavaşça sırtımı dönüp Jungkook'a baktığımda onun uyuduğunu görmüştüm. Birkaç dakika tavanı izledikten sonra derin bir nefes almış ve sıkıntıyla yataktan kalkmıştım. Balkona çıkıp hava almak iyi gelebilirdi. Son zamanlarda olanlar beni çok etkilemişti.
Dışarıda hafif bir esinti olsa da doğanın sesinin olduğunu bilmek müthiş bir huzur veriyordu. Yalnızca ay ışığının aydınlattığı ormana bakarken bir anda üzerimde beliren kırmızı nokta dikkatimi dağıtmış, gözlerim şaşkınlık ve korkuyla kocaman açılmıştı. Kendimi yere attığım an duyduğum silah sesi arkamdaki camın paramparça olmasına neden olmuştu.
Saniyeler içinde bir gürültü kopmuş ve silah sesleri her tarafta yankılanmaya başlamıştı. Biraz öncesine kadar her şey yolundayken bir anda nasıl böyle olabilmişti?
Hâlâ balkonda dehşete düşmüş şekilde uzanıyordum. Tüm vücudum titrerken bacaklarımı kendime çekmiş artık her şeyin bitmesini diliyordum. Biraz önce ölebilirdim.
Sesler sonunda kesildiğinde balkonun ışığı açılmış Tae hızla yanıma gelip eğilmişti.
Tae- Sun...
Yüzüme düşen saçlarımın arasından ona bakmıştım.
Tae- Ne işin var burda? Kalk hadi.
Titreyerek uzandığım yerden kalkmaya çalışırken Jungkook'un bana doğrulttuğu silahı şimdi fark ediyordum. Korkuyla oturduğum yerde geriye doğru çekildiğimde Tae beni telaşla durdurmuştu.
Tae- Dur! Ne yapıyorsun?!
Beni cam kırıklarından uzak tutmaya çalışırken dönüp Jungkook'a baktığında şaşırmıştı.
Tae- İndir şunu!
Jungkook öfkeyle hâlâ şokta olan yüzüme bakıyordu.
Tae- Jungkook onu korkutuyorsun!
Jk- Onun yüzünden buldular bizi.
Tae- Saçmalama!
Jk- Hâlâ onlara çalışıyor olabilir. O haber vermiştir belki.
Tae- Onu sabah kendin sudan çıkardın. Yanında elektronik bir şey taşıyor olamaz. Üstelik korumaların dediğine göre ilk buraya ateş edilmiş. Hedef oymuş belli ki. Baksana şoktan vurulduğunun bile farkında değil.
Jungkook silahını indirdiğinde Tae beni kucaklamış ve odaya girmişti. Yatağa bırakıp elini yüzüme dokundurmuştu.
Tae- Buz gibi olmuş. İlk yardım çantasını getir, demişti Jungkook'a.
Jungkook elinde çantayla geri döndüğünde Tae üzerimdeki tişörtün sol kolunu biraz aşağı indirmişti.
Tae- Kurşun içinde mi Sun?
Tepkisizce yüzüne bakıyordum. Başımı hafif eğip sol kolumdaki omzuma yakın yaraya bakmıştım. Vurulmuş muydum gerçekten?
Tae- Sun?
Yeniden yüzüne bakmış ve sonunda cevap verebilmiştim.
Sun- Bilmiyorum.
Tae yarayı temizlemeye başladığında acıyla yüzümü ekşitmiştim.
Tae- Sıyırmış.
Yaraya sürdüğü antibiyotikle ağzımdan kaçan inlemeye engel olamamıştım.
Tae- Göğsündeki yara da kanamış.
Onun da sargısını değiştirdikten sonra ayağa kalkmıştı. Jungkook bana hâlâ şüpheyle bakıyordu. Tae de fark etmiş olmalıydı.
Tae- Jungkook konuşabilir miyiz?
Jungkook kafa sallayıp onaylandığında Tae tekrar bana dönmüştü.
Tae- Her şey yolunda Sun. Merak etme artık bir şey olmayacak. Uyumaya çalış.
İkisi de odadan çıktıktan sonra ben hâlâ tepkisizce arkalarından bakıyordum. Yavaşça kalkıp banyoya girmiş ve duşun suyunu açıp altına oturmuştum. Sürekli ölümle burun buruna olduğumu hissediyordum. Yine kurtulmuş olsam da vazgeçmeyeceklerdi. Sonunda başaracaklardı. Ölecektim.
-----------------------
Tae ve Jungkook salona geldiklerinde Tae sehpadaki içkiyi bardaklara doldurup birini Jungkook'a uzatmıştı. Jungkook eline aldığı bardakla koltuğa oturmuş düşünceli bir şekilde boşluğa bakıyordu. Tae'de yanına oturmuş ve konuşmaya başlamıştı.
Tae- Ondan gerçekten şüphe ediyor musun?
Jk- Bilmiyorum. Kafam çok karışık.
Tae- Jungkook Sun'u öncesinde de tanıyoruz. Böyle bir şeyi asla yapmaz.
Jk- Ama Seojun'la işbirliği yapmayı kabul etti.
Tae- Olayların böyle olacağını tahmin edemezdi.
Jk- Fark etmez Tae. Yaptığı büyük bir hataydı.
Tae- Anlıyorum seni. Emin ol Sun da bunun farkında ve pişman. Ama geçmişi değiştiremeyiz öyle değil mi?
Jungkook kafa sallamakla yetinmiş ve içkisinden büyük bir yudum almıştı.
Tae- Hadi ama... Sen de biliyorsun ki Sun yapmak istemeseydi Seojun onu her şekilde tehdit ederdi. Ya da daha kötüsü başka bir kadına yaptırabilirlerdi. En azından Sun'u seçtikleri için şu an sevdiğin kadın yanında.
Jk- Evet, demişti kısık sesle.
Tae- Hem kaybedecek bir şeyimiz de yokmuş zaten. Baksana Minho her şeyi biliyormuş.
Jk- Haklısın.
Tae- Aynen öyle.
Jungkook içkisini bitirip yeniden doldurmak istediğinde Tae izin vermemişti.
Tae- Sun çok korktu. Onunla ilgilensen iyi olur. Sana ihtiyacı var. Eun ile şu sahte ilişki işi olmasa onunla aranızda bir şeyler olabilirdi. Bence sana karşı duyguları değişmedi.
Jk- Öyle mi dersin?
Tae- Öyle. Hatta eminim. Bence kabul etmek istemese de nişanının iptal olmasına biraz da o yüzden yardım etti. Eun'un kötü biri olduğu çok açıktı ve sevdiği adamı hak etmiyordu.
Jungkook'un sırtını sıvazlamış ve konuşmaya devam etmişti.
Tae- Hadi uyuyalım. Bu gecelik misafir odasına geçin. Senin odanı yarın temizletiriz.
Jk- Tamam.
Tae odasına döndükten sonra Jungkook da kalkıp merdivenlere yönelmişti.
-----------------------
Duşun altında sessizce oturmuş yaralanan kolumun üzerinden akıp giden kanlı suyu izliyorken Jungkook telaşla içeri girmişti.
Jk- Ne yapıyorsun burda?!
Sun- Çok kirlenmişti, demiştim gayet sakin şekilde koluma bakarak.
Jk- Yaraların daha yeni sarıldı.
Jungkook hâlâ kendimde olmadığımı fark etmişti. Daha fazla üstüme gelmemiş ve incitmeden kolumdaki kanı yıkamaya başlamıştı. O vücudumu dikkatle temizlerken ben de aşık olduğum yüzünü izliyordum.
Hemen bir havluyla yanıma gelip beni banyodan çıkarmıştı. Odaya getirip yanıma bir hırka ve eşofman bırakmıştı.
Jk- Bunları giy. Ben ilk yardım çantasını alıp hemen döneceğim.
O çıktıktan sonra üzerimi değiştirmiştim. Yatağa oturmuş kırık cama bakıyordum.
Jk- Pansumanını yenileyip başka odaya geçeceğiz.
Söylediği cümleyle geldiğini fark edip ona doğru dönmüştüm. Hırkanın fermuarını biraz indirmiş ve sargıları hızlı bir şekilde değiştirmişti.
Jk- Gidip uyuyalım.
Kafa sallamış ve oturduğum yerden kalkmıştım. Birlikte karşı taraftaki odalardan birine girmiştik. Jungkook yorganı açtığında gidip uzanmıştım. Üzerimi örtüp yanıma uzanmıştı.
Jk- Uyuyamazsan beni uyandır. Balkona çıkma. Hatta camlardan uzak dur.
Sun- Peki.
Ona sırtımı döndüğümde yaralı kolumu elimle tutmuştum. Jungkook bir anda bana yaklaşıp elini belimin altından geçirmiş ve karnımdan tutup kendine doğru çekmişti. Diğer eliyle kolumdan kibarca tutmuş ve yine kendine yaklaştırmıştı.
Jk- Kolunu bana yasla.
Sıcaklığı ve bedenimi saran kolları beni öylesine rahatlamıştı ki hemen mayışmıştım.
-----------------------
Sabah Tae'nin odaya dalmasıyla uyanmıştık. Jungkook açmaya çalıştığı gözleriyle sitem etmişti.
Jk- Ne yapıyorsun sabah sabah ya?
Tae- Kalkın, kalkın. Size güzel haberlerim var.
Jk- Ne oldu söylesene.
Tae- Minho ve Seojun yakalanıp emniyete götürülmüşler.
Jk- Ne?! Nasıl?!
Tae- Şu geçen hafta incelenmesi için polise verdiğimiz belgeler doğrulanmış.
Jk- Ciddi misin?!
Tae- Evettt... Demek ki iki yıldır yaptığımız hiçbir şey boşuna değilmiş. Kahvaltıda detaylı bir şekilde konuşuruz. Hadi öpüşüp koklaşmanızı bitirin de aşağı inin.
Son cümlesinden sonra ben şaşkınlıkla Jungkook'a bakarken, Jungkook yastığını alıp Tae'ye fırlatmıştı. Tae ıskaladığı için kahkahalarla odadan çıkmış ve keyifle şarkı söyleyerek gitmişti.
Jungkook sonunda gözlerime baktığında hemen konuyu değiştirmeye çalışmıştı.
Jk- Ağrın var mı?
Sun- Hayır, iyi hissediyorum.
Jk- Bunu duyduğuma çok sevindim.
Sun- Dün beni öldürmek isteyen adam mı söylüyor bunu?, demiştim iğneleyici şekilde.
Jk- Bunu asla yapmazdım Sun, biliyor olmalısın. Sadece onlarla hâlâ işbirliği hâlinde olma ihtimalin beni çıldırtmıştı. Seni böylesine severken...
Ne söylediğinin farkına varmış ve bir anda duraksayıp cümlesini yarım bırakmıştı. Şaşkın ve utanmış suratı beni gülümsettiğinde Jungkook da gülümsemeye başlamıştı.
Karnımdaki eli varlığını hissettirmek için çabalıyordu. Parmaklarının vücudumu kavrayışından bile bunu anlamak mümkündü. Başımı geriye doğru yatırıp omzuna yaslamıştım. Gözlerim kapalı, huzur içinde derin nefesler alıp veriyordum.
Jungkook'un parmaklarını saçlarımda hissetmeye başlamıştım. Parmak uçları saçlarımın arasından usulca kayıyordu.
Bir süre hiç konuşmadan sadece birbirimizin varlığını hissetmiştik. Jungkook belimden tutup beni kendine biraz daha yaklaştırmış ve burnunu saçlarımın arasına daldırıp derin bir nefes almıştı. Küçük bir öpücük kondurduktan sonra parmakları boynuma inmişti.
Jk- Haddimi aşmak istemem ama...
Yine duraksayınca gözlerimi aralamış ve bakışlarımı onunkiyle buluşturmuştum.
Jk- Boynundaki izler beni mutlu ediyor, demişti fısıldayarak.
Sesli bir şekilde yutkunduğumda bakışları hareketlenen boynuma kaymış ve sırıtmıştı. Boynuma doğru eğildiğini fark ettiğimde gözlerimi sımsıkı kapatmış ve adeta nefes almayı unutmuştum. Derin ve tutkulu öpücüğü incitmekten korktuğunu belli eden bir naiflikle konmuştu boynuma.
Jk- Acıyor mu?, diye sormuştu yine fısıldayarak.
Sun- Hayır.
Aynı ses tonuyla cevap verdiğimde gülümsemiş ve yanağıma da benzer bir öpücük kondurmuştu.
Jk- Seni sevdiğimi biliyordun öyle değil mi?
Gözlerimi kaçırdığımda konuşmaya devam etmişti.
Jk- Eun ile olan her şeyin iş için olduğunun farkındaydın eminim.
Hafif kafa sallayıp onayladığımda elimi kibarca tutmuştu.
Jk- Biliyor musun? Etkinlik gecesi olanlardan dolayı hiç pişmanlık duymadım.
Sun- Ama bana çok kızdın.
Jk- Seojun ile işbirliği yapmış olmana kızmıştım. Üstelik Minho'nun sana karşı düşmanlık besleyip zarar vermek isteyeceğini de tahmin ediyordum.
Sun- Ne demek istediğini anlıyorum.
Jk- Buna şüphem yok.
Bu kez tutkulu öpücüğü dudaklarımı bulmuştu. Önceki iki öldürülme tehlikesinden sonra bu yaptığı kalbimin durması için üçüncü bir girişim gibiydi.
Jk- Seni çok seviyorum. Seni dünden daha çok...
Sun- ...yarından daha az seviyorum.
Cümlesini tamamladığımda memnun bir şekilde gülümsemiş ve bana sımsıkı sarılmıştı.
-----------------------
💜
Bu kısa serinin final bölümüydü.
Beğendiyseniz belirtmeyi unutmayın lütfen.
2. Si görünmüyor tekrar atar mısın lütfen
@@IWillRemainAnARMYUntilIdie videoyu kapatıp tekrar açmayı denedin mi? Bende de bazen böyle sorunlar oluyor ama kapatıp açınca düzeliyor.
@@Jungkookstoryy Hayır denedim olmadı
@@IWillRemainAnARMYUntilIdie bu yorumun altından çıkıp yeni bir yorum bırakır mısın? Senin için yanıt olarak ekleyeceğim.
Tae sen Jungkook ve Sun’u boşver yanıma gel aslanım😉
@@RZB_THV-1 😂😅
Bu arada çok beğendim ellerine sağlık🤌🏻🤍🎀
@@RZB_THV-1 teşekkür ederimm, beğenmene çok sevindim. ☺️💕
Ben hikayeye tek kelimeyle bayıldımm. Ellerine sağlıkk. Böyle hikayeler okumayı çok seviyorumm❤
@@viioletta7 teşekkür ederim, beğenmene çok sevindim. ☺️💕
@Jungkookstoryy rica ederimm✨️
Ellerine sağlık güzelim çok güzel olmuş yeni hikayelerde seni bekliyor olucaz 💖💖💖💜💜❤️❤️💕💕
@@yuqidiary çok teşekkür ederim. ☺️ Yakın zamanda yeni bir kurgu yüklemeye çalışacağım. 💕🌸
Çok güzel olmuş yenisini bekliyorumm 💜
@@7_derinss çok teşekkür ederim. ☺️ En yakın zamanda paylaşmaya çalışacağım. 💕
@Jungkookstoryy Rica ederim ne demekk
Woow elerine sağlık askım💞
@@QuenxŁałis teşekkür ederimm. ☺️💕
Vay vay vay yine güzel bir final aşk aksiyon macera hepsi bir aradaydı bayıldım tebrikler yine muhteşem bir hikaye olmuş ❤❤❤❤❤❤❤❤🌹🌹🌹🌹🌹👏🏿👏🏿👏🏿👏🏿👏🏿👏🏿👌🏻👌🏻👌🏻👌🏻👌🏻👍🏿👍🏿👍🏿👍🏿👍🏿💕💕💕💕💕💕💕💕
@@SevgiKöse-u1y çok teşekkür ederimmm. ☺️💕🌸
@Jungkookstoryy 👏🏿👏🏿👍🏿👍🏿😊😊😊
Gerçekten çok güzel yazıyorsun
Özeliklede şarkıyla uyumunu çok beğeniyorum 🤍🌺
@Gürel-g8s çok teşekkür ederim. Beğenmene çok sevindim. ☺️💕
ben yeni takipçiyim hikayelerin cok guzel ❤ senden bır sey rıca edıcem yoogi ike hıkaye yaparmsın daha once hıc yoongi ile iygili guzel hıkaye okumdakım
@@ГейдароваКонул çok teşekkür ederim. ☺️ Kanalımda sadece Jungkook için kurgu yapıyorum aslında. Ama neden olmasın, olabilir. 💕
ÇOOOK GÜZEL ACİL YENİ BİR SERİ YAZMALISIN
@@lara.blchhfsi çok teşekkür ederim. ☺️ Yakın zamanda yeni bir kurgu yüklemeye çalışacağım. 💕
Mükemmel olmuş ❤❤
@@Jungkook-x4f çok teşekkür ederim. ☺️💕
Yiiaa çok güzel bir son olduuu
@@fatmaaltintas6634 beğenmene sevindim. ☺️💕
WUAAAAAAA MUKKEMMEL OLMUSSSS
@JusthukukandNisa çok teşekkür ederimmm. ☺️💕
OHA AŞIRI İYİ
@@yumosna çok teşekkür ederim. ☺️💕
eun gitdi dimi yani
@@yumosna evet öyle. 😊
COK MÜKEMMEL AQAA
@@yumosna teşekkür ederim. 😄🌸