Benim de kutsallarımdan olan bir kitap aylak adam, hatta kitap zevki ve kafa yapıma uyan kişileri bulmak için turnusol olarak kullanmışlığım çoktur. Bu sefer bildiğim yerden denk geldi ama, bunu bir seri haline dönüştürürsen, videolarda önceden haber ver ki biz de seninle okuyalım ve videoyu izlerken daha cok keyif alalım.
seni dinlemeyi özlediğimi fark edip geriye dönüp eski videolarını izliyordum ki bu videoya denk geldim ve içerik fikrine bayıldım. kitabı henüz okumadigim için videoyu yarıda bırakıyorum, okuduktan sonra mutlaka geri dönücem. özellikle kitabı ilk okuyan burcu ile şimdi burcu'yu kitap karakteriyle karşılaştırdığın kısım çok hoştu, gülümseyerek izledim 💕 diyeceğim o ki lütfen bu içerik fikrinin devamı gelsin 💐💖🍭
Tahmin ettiğim gibi Aylak Adam’ı senden dinlemek keyifli ve eğlenceliydi. 1 haftadır aklımda ama şimdi izleyebildim Burcu 🤦♂️ Serinin devamını bekliyoruz 📚
Aylak adam bence klasik yabancılaşma durumunu anlatmak için biraz uzak bir örnek. Okuyalı birkaç yıl oldu. C nin takıntısal kalıplarla yürüttüğü problemli ilişkileri kültürel bir çatışmadan ya da sınıfsal problemlerden ileri gelmiyor gibi. C nin eksik ve sorunlu büyüyüş dönemi onun takıntılarını kendi konfor alanına dönüştürmüş sanki, çünkü her şeyini bu takıntılara göre yürütmekte ısrar ediyor, kendi içinde bunun herhangi başka bir açıdan olumsuz bir şey olabileceğine dair yaşadığı bir huzursuzluk bulunmuyor. Ya da ben unuttum geçen zamanda. Mesela kadınlarla ilişkilerindeki o tarihe, kelimelere falan takılması bundan, onlara belirli bir kalıbın oluşması için gereken nesne işlevi atfediyor. Evet toplumdan kopmuşluk hali var ama c ninki çok bireysel bir olay gibi. Bu yüzden de postmodernlikle ilişki kurmak daha kolay bence bu roman özelinde. Bir de yazarın olayları mevsimlere göre bölmesi çok hoş değil mi hocam? Zamanın özel bir etkisi ortaya çıkıyor sanki.
Bence hafızan yanıltmıyor Bilal, söylediklerine katılıyorum. Zaten Aylak Adam için sıklıkla postmodernizm referansının yapıldığını biliyoruz. Bu sırada mevsimler üzerinden bölümlendirmeye ben de tavım 😍
Aylak Adam birkaç yıldır okumak istediğim ancak kendimi hazır hissetmediğim bir kitaptı. Bu kanalda bahsedilmesi ile birlikte okuma listemde daha erken sıralarda yer vermeye karar vermiştim. Kurgu kitaplarda hikayenin detaylarına okurken sahip olmak, benim okuma zevkim için önemli bir unsur olduğundan, önce kitabın kendisinin konuşmasını dinlemek istediğimden, bu videoyu ilk dakikalarda sonraya ertelemek zorunda kaldım ancak hem bu videoyu bir an önce izlemek için, hem de bir an önce böyle bir kitabı "tadabilmek" için Aylak Adam'ı çok daha kısa bir vade içinde izlemem gerektiğine karar verdim. Çok teşekkür ederim bunun için, kitabı beğenirsem, ki beğeneceğime dair içimde güçlü bir inanç ve tahmin olduğunu belirtmem gerek, bu durum için müstakilen şükranlarımı sunmam gerekir sanırım :) Diğer videolarda görüşmek üzere, güzel ve sağlıklı günler diliyorum :)
@@burcubooker Kitabı bitirdim, çok güzel bir eseri tüketmiş, ruhuma tattırmış oldum, bunun için çok teşekkür ederim. Bununla birlikte bugüne kadar okumakta en çok zorlandığım kurgu eserlerden biri olduğu belirtmem gerekir. İçeriği ve kurgunun esasını çok beğensem de, üslup ve yazarın seçtiği anlatım tarzı, pek alışık olmadığım ve kolayca içine giremediğim bir teknikte idi sanırım. Tekniğin kötü olduğunu düşünmüyorum ancak benim gibi alışık olmayan okurlar için zorlayıcı olduğunu inkar etmek de mümkün olmaz sanırım, değerlendirmek için de birkaç gün zihnimde oturmasını beklemek gerekti sanki biraz da 😊 Kurgu içinse, okuduğum en iyi kurgulardan biri olduğunu söylemem gerekir. Öncelikle ben, bir insanın bir hedefinin, uğruna yaşamayı planlanladığı bir idealinin olması gerektiğini, aksi halde tabiri caizse yaşamasının mümkün olmadığını adeta, yaşayan bir ölü olacağını düşünüyorum. Bilemiyorum belki de hayatın anlamı, bu idealin aranmasıdır. Elbette bu idealin aranabilmesi için kişinin kendini tanımak için vakit ayırabilecek maddi ve manevi imkanlara sahip olması gerekiyor. Temel ihtiyaçlarını gidermekte zorluk çeken bir insanın, kendini aramak ve gerçekleştirmek için zaman ayırmasını beklemek de çok mümkün olmayacaktır elbette 😊 C’nin de, biz bir geçim derdi olmadığını görüyoruz, kiralarla geçinebilir durumda hatta bu kiraları tahsil etmek için bile bir emek sarf etmiyor. İşte böyle bir durumda C’nin idealini aramaya zamanı ve imkanı var. Burada da çeşitli tecrübelerden sonra, idealin “gerçek sevgi” olduğu konusunda bir kararı var. Burada bunu aramak için çeşitli aşamalardan geçtiğini de görüyoruz, buradaki olayları da ayrıca değerlendirebiliriz, bence orada da çok değerli bir kurgu var. Ancak benim odaklanmak istediğim burada gerçek sevgiyi bulup vuslat ile kurgunun bitebileceğini yazarın bize haber vermiş olması, burada biz C iyi ki kavuşamamış ve kurgu devam etmiş, hemen bitmemiş diyebiliyoruz lakin şunu da bir okuyucu olarak sormamız gerekir sanırım. C, gerçek aşkı bulsaydı, “Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!” diye ifade ettiği kadına kavuşsaydı, bu sevgi ne kadar daha devam edecekti, bir ömür boyu “gerçek sevgiyi” yaşayabilecek miydi? Yoksa gerçek sevgi, aşık olunan değer kavuşamadığınız, bir ömür boyu uğraştığınız ancak hiçbir kavuşamayacağımız, bununla birlikte kavuşmaya dair ümidinizi hiç yitirmeyeceğiniz bir ilişki içinde olursa mı, bu mücadele değerlidir? C ancak bu şekilde mi tatmin olacaktır, C’nin vuslata bu kadar yaklaşması bile bu arayışı, mücadeleyi söndürmüşken vuslat C’yi ne hale getirecektir? C, B.’yi bulamadan, B. C’yi bulsaydı, C “gerçek sevgiyi aramak” mücadelesine devam etmek için, B’de gerçek sevgiyi görmediğine ikna edecek miydi kendini? Benim zihnimi çokça meşgul etti bunun gibi sorular, ne kadar okuyucuyu etkilemiş ve düşündürmüştür, bu durum onu bilmiyorum 😊 Kitabın sonundaki şehirli insanın hızlı hayatı içindeki, kendini arayışını sürekli erteleyen, okulu kazanmayı, okulu bitirmeyi, terfi etmeyi, emekli olmayı, huzuru bulma ve kendini gerçekleştirme aşamalarının ertelenmesi ile birlikte, bu arayışa giren ve mücadele eden C’nin anlaşılamayacağını artık kabullenmesi, bir yandan iç acıtan, bir yandan da umutlandıran bir detaydı, yalnızca bu cümlenin bulunması bile kitabı çok özel bir yere soktu benim için. Tekrar çok teşekkür ediyorum buna vesile olduğunuz için, her daim Aylak Adam ile birlikte hatırlayacağım sanırım sizi 😊
@@asmnedimkaracam3947 bu içten yorum için ve kitaptan sonra buraya geri gelip bizimle bunları paylaştığınız için çok çok teşekkürler! Bu video yorumunuz ile zenginleşti. Ben size teşekkür ederim ☺️
Benim de kutsallarımdan olan bir kitap aylak adam, hatta kitap zevki ve kafa yapıma uyan kişileri bulmak için turnusol olarak kullanmışlığım çoktur. Bu sefer bildiğim yerden denk geldi ama, bunu bir seri haline dönüştürürsen, videolarda önceden haber ver ki biz de seninle okuyalım ve videoyu izlerken daha cok keyif alalım.
Elif, harika fikir! Hay sen çok yaşa 🤩 Bu sırada Aylak Adam benim de turnusollarımdan biri. Bayıldım bu denk gelişe 👭
seni dinlemeyi özlediğimi fark edip geriye dönüp eski videolarını izliyordum ki bu videoya denk geldim ve içerik fikrine bayıldım. kitabı henüz okumadigim için videoyu yarıda bırakıyorum, okuduktan sonra mutlaka geri dönücem. özellikle kitabı ilk okuyan burcu ile şimdi burcu'yu kitap karakteriyle karşılaştırdığın kısım çok hoştu, gülümseyerek izledim 💕 diyeceğim o ki lütfen bu içerik fikrinin devamı gelsin 💐💖🍭
Ben de devam etmek istiyorum bu seriye ama işte yeniden okumam lazım önce😬 Çok teşekkürler ^^
Ağustos ayında okuma listeme eklediğim Aylak Adam’ı senden dinlemek ne büyük keyif
Senin burada olman da benim için müthiş keyif^^
Tahmin ettiğim gibi Aylak Adam’ı senden dinlemek keyifli ve eğlenceliydi. 1 haftadır aklımda ama şimdi izleyebildim Burcu 🤦♂️ Serinin devamını bekliyoruz 📚
Oley. Sen sevdiysen bişeye benzemiştir🕺🏼
Yeni keşfettim, videolar şahane. Ama şunu eklemek isterim, çok samimi çok tatlı bir gülüşün var
Aylak adam benim iki kere yarım bıraktığım üçüncüde ancak tamamlayabildiğim beni çok boğan bir kitap. Bu turnusolden geçemedim maalesef ki ahahaha
Çok teşekkür ederim Rana Hanım🎈🎈🎈
Benim de ne turnusollar var kapısından bile geçemediğim, bir bilseniz 🤓
Aylak adam bence klasik yabancılaşma durumunu anlatmak için biraz uzak bir örnek. Okuyalı birkaç yıl oldu. C nin takıntısal kalıplarla yürüttüğü problemli ilişkileri kültürel bir çatışmadan ya da sınıfsal problemlerden ileri gelmiyor gibi. C nin eksik ve sorunlu büyüyüş dönemi onun takıntılarını kendi konfor alanına dönüştürmüş sanki, çünkü her şeyini bu takıntılara göre yürütmekte ısrar ediyor, kendi içinde bunun herhangi başka bir açıdan olumsuz bir şey olabileceğine dair yaşadığı bir huzursuzluk bulunmuyor. Ya da ben unuttum geçen zamanda. Mesela kadınlarla ilişkilerindeki o tarihe, kelimelere falan takılması bundan, onlara belirli bir kalıbın oluşması için gereken nesne işlevi atfediyor. Evet toplumdan kopmuşluk hali var ama c ninki çok bireysel bir olay gibi. Bu yüzden de postmodernlikle ilişki kurmak daha kolay bence bu roman özelinde.
Bir de yazarın olayları mevsimlere göre bölmesi çok hoş değil mi hocam? Zamanın özel bir etkisi ortaya çıkıyor sanki.
Bence hafızan yanıltmıyor Bilal, söylediklerine katılıyorum. Zaten Aylak Adam için sıklıkla postmodernizm referansının yapıldığını biliyoruz. Bu sırada mevsimler üzerinden bölümlendirmeye ben de tavım 😍
@@burcubooker
Köleler gördüm, karavaşlar
...
sinemalarda saklanıyor kışın
yaz olunca denizin yalayışlarına
...
Demiş propaganda isimli şiirde, şair.
Videoda sinemadan çıkışta hissedilen ruh halinden bahsettiğinizde aklıma gelmişti. Mevsim bahsi üzerine tam oturdu. :)
Aylak Adam birkaç yıldır okumak istediğim ancak kendimi hazır hissetmediğim bir kitaptı. Bu kanalda bahsedilmesi ile birlikte okuma listemde daha erken sıralarda yer vermeye karar vermiştim. Kurgu kitaplarda hikayenin detaylarına okurken sahip olmak, benim okuma zevkim için önemli bir unsur olduğundan, önce kitabın kendisinin konuşmasını dinlemek istediğimden, bu videoyu ilk dakikalarda sonraya ertelemek zorunda kaldım ancak hem bu videoyu bir an önce izlemek için, hem de bir an önce böyle bir kitabı "tadabilmek" için Aylak Adam'ı çok daha kısa bir vade içinde izlemem gerektiğine karar verdim.
Çok teşekkür ederim bunun için, kitabı beğenirsem, ki beğeneceğime dair içimde güçlü bir inanç ve tahmin olduğunu belirtmem gerek, bu durum için müstakilen şükranlarımı sunmam gerekir sanırım :)
Diğer videolarda görüşmek üzere, güzel ve sağlıklı günler diliyorum :)
Bunu duyduğuma o kadar sevindim ki! Ben burada bekliyor olacağım, okuyun da konuşalım ^^
@@burcubooker Kitabı bitirdim, çok güzel bir eseri tüketmiş, ruhuma tattırmış oldum, bunun için çok teşekkür ederim. Bununla birlikte bugüne kadar okumakta en çok zorlandığım kurgu eserlerden biri olduğu belirtmem gerekir. İçeriği ve kurgunun esasını çok beğensem de, üslup ve yazarın seçtiği anlatım tarzı, pek alışık olmadığım ve kolayca içine giremediğim bir teknikte idi sanırım.
Tekniğin kötü olduğunu düşünmüyorum ancak benim gibi alışık olmayan okurlar için zorlayıcı olduğunu inkar etmek de mümkün olmaz sanırım, değerlendirmek için de birkaç gün zihnimde oturmasını beklemek gerekti sanki biraz da 😊
Kurgu içinse, okuduğum en iyi kurgulardan biri olduğunu söylemem gerekir. Öncelikle ben, bir insanın bir hedefinin, uğruna yaşamayı planlanladığı bir idealinin olması gerektiğini, aksi halde tabiri caizse yaşamasının mümkün olmadığını adeta, yaşayan bir ölü olacağını düşünüyorum. Bilemiyorum belki de hayatın anlamı, bu idealin aranmasıdır. Elbette bu idealin aranabilmesi için kişinin kendini tanımak için vakit ayırabilecek maddi ve manevi imkanlara sahip olması gerekiyor. Temel ihtiyaçlarını gidermekte zorluk çeken bir insanın, kendini aramak ve gerçekleştirmek için zaman ayırmasını beklemek de çok mümkün olmayacaktır elbette 😊
C’nin de, biz bir geçim derdi olmadığını görüyoruz, kiralarla geçinebilir durumda hatta bu kiraları tahsil etmek için bile bir emek sarf etmiyor. İşte böyle bir durumda C’nin idealini aramaya zamanı ve imkanı var. Burada da çeşitli tecrübelerden sonra, idealin “gerçek sevgi” olduğu konusunda bir kararı var. Burada bunu aramak için çeşitli aşamalardan geçtiğini de görüyoruz, buradaki olayları da ayrıca değerlendirebiliriz, bence orada da çok değerli bir kurgu var.
Ancak benim odaklanmak istediğim burada gerçek sevgiyi bulup vuslat ile kurgunun bitebileceğini yazarın bize haber vermiş olması, burada biz C iyi ki kavuşamamış ve kurgu devam etmiş, hemen bitmemiş diyebiliyoruz lakin şunu da bir okuyucu olarak sormamız gerekir sanırım. C, gerçek aşkı bulsaydı, “Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!” diye ifade ettiği kadına kavuşsaydı, bu sevgi ne kadar daha devam edecekti, bir ömür boyu “gerçek sevgiyi” yaşayabilecek miydi? Yoksa gerçek sevgi, aşık olunan değer kavuşamadığınız, bir ömür boyu uğraştığınız ancak hiçbir kavuşamayacağımız, bununla birlikte kavuşmaya dair ümidinizi hiç yitirmeyeceğiniz bir ilişki içinde olursa mı, bu mücadele değerlidir? C ancak bu şekilde mi tatmin olacaktır, C’nin vuslata bu kadar yaklaşması bile bu arayışı, mücadeleyi söndürmüşken vuslat C’yi ne hale getirecektir? C, B.’yi bulamadan, B. C’yi bulsaydı, C “gerçek sevgiyi aramak” mücadelesine devam etmek için, B’de gerçek sevgiyi görmediğine ikna edecek miydi kendini? Benim zihnimi çokça meşgul etti bunun gibi sorular, ne kadar okuyucuyu etkilemiş ve düşündürmüştür, bu durum onu bilmiyorum 😊
Kitabın sonundaki şehirli insanın hızlı hayatı içindeki, kendini arayışını sürekli erteleyen, okulu kazanmayı, okulu bitirmeyi, terfi etmeyi, emekli olmayı, huzuru bulma ve kendini gerçekleştirme aşamalarının ertelenmesi ile birlikte, bu arayışa giren ve mücadele eden C’nin anlaşılamayacağını artık kabullenmesi, bir yandan iç acıtan, bir yandan da umutlandıran bir detaydı, yalnızca bu cümlenin bulunması bile kitabı çok özel bir yere soktu benim için. Tekrar çok teşekkür ediyorum buna vesile olduğunuz için, her daim Aylak Adam ile birlikte hatırlayacağım sanırım sizi 😊
@@asmnedimkaracam3947 bu içten yorum için ve kitaptan sonra buraya geri gelip bizimle bunları paylaştığınız için çok çok teşekkürler! Bu video yorumunuz ile zenginleşti. Ben size teşekkür ederim ☺️