Pırlanta'da Basel krizi

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 1 окт 2024
  • Pırlantanın kalbi Belçika'da sertifikasyon krizi yaşanıyor. Dünyanın en büyük kıymetlendirme sertifikası veren şirketleri arasında yer alan firma hakkında Basel'de yasal dava açıldı. Derecelendirme standartlarıyla oynandığına ilişkin ilk tartışmalar şirketin Hindistan operasyonuyla ilgiliydi. Dünyadaki elmasların yaklaşık yüzde 90'ının kesim ve cilalama işlemleri Hint kenti Mumbai'de gerçekleşiyor. Büyük potansiyeli olan bu pazara erişim konusunda başarısız olan şirketin üreticilere gidip 'derece yükseltme' teklifinde bulunduğu iddialar arasında. Davaya kadar uzanan süreç İstanbul Menkul Kıymetler Borsa'sında işlemi sonrası başladı. Türkiye'ye giren pırlantaların sertifikasyonları ile gerçek değerleri arasında farklılıklar tespit edildi. Değerleme arasındaki farklılık sonrası Belçika merkezli şirketin eski Türkiye temsilcisi Mehmet Can Özdemir pırlantaları Almanya'da bağımsız bir Laboratuvar'da incelemeye gönderdi. Sonuçlar Türkiye'deki ile örtüştü. Dava süreci tüm dünyada merakla takip ediliyor. Avrupa'nın önde gelen pırlanta derecelendirme şirketlerinden Belçika Merkezli HRD Antwerp'te soruşturmasına ilişkin sektörün önemli isimlerinden de değerlendirmeler yaptı.
    SEKTÖRÜMÜZ GÜVEN KAYBI YAŞADI
    Amerikan Akreditasyon Merkezi denetçisi CK Chan:
    Bazen çok nadirde olsa sertifikasyon şirketlerinin içerisinde bazı standarttan sapmalar gözlenebiliyor. Bu olay çok nadir oluyor ve tabii ki üzücü bir olay. Bazı raporların da yanlış olduğu tespit edildi. Ben uluslararası bu sorumlu olan şirketlerin bu hatalarını bir an önce gidereceklerini eminim. Çünkü bizim sektörümüz güvene dayalı çalışan bir sektör. Hiçbir şekilde bu sertifikalarda hata olmaması gerekiyor. İşte bu yüzden de dünyada uluslararası pırlanta konseyi var. Bu işin standartları var. Bunun yanı sıra uluslararası akreditasyonlar var.
    RENK SONUÇLARINDA İYİLEŞTİRME YAPILMIŞ
    Belçika'da çıkan haberleri incelediğinizde zaten çok açık bir şekilde renk sonuçlarında iyileştirme berraklık sonuçlarında da bir iyileştirme yapıldığına dair kanıtların basın tarafından haberleştirildi. Dolayısıyla bir pırlanta alacaksınız size örnek veriyorum; Beyaz diyorlar ya da beyaz olması gereken bir taşı ultra beyaz sertifikası basıyorlar. Türkiye'de bu durum yaşanmadığı için ben hala bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. Ancak küresel ölçekte bu tabii bazı sıkıntıları oluşturdu.
    ŞOK EDİCİ BİR DURUM
    JTR Akreditasyon Uluslararası prosedürlere uyum ve denetim süreçlerinden sorumlu Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Michael Davey:
    Benim gördüğüm kadarıyla, Belçika'da ve Türkiye'de yazılmış olan haberlerin çok şok edici bir etkisi olduğunu söylemek mümkün. Tabii ki bunların benim için hiçbir şok edici yanı yok; Çünkü ben neler olduğunu gayet iyi biliyorum. Ancak basın bu olayların üzerine bağımsız şekilde gitmiş ve ortaya çıkarıp yazmış durumda. Bay Cheung, derecelendirme uzmanlarının da, sistemlerin dürüstlüğü bakımından denetlenmesinin gerekli olduğunu söylemişti. Eğer derecelendirmeyi etkileyecek şekilde dürüstlük göstermeyen bir yönetiminiz varsa çok daha büyük bir sorununuz var demektir.
    Bilinmesi gereken prensip şudur; Bütün önemli derecelendirme ve gemoloji kurumlarının şeffaf uluslararası standartları takip etmesi gereklidir. GIA bir standarda gerek duymuyor, ama buna rağmen her yıl tarafsız denetim kurumları tarafından denetleniyor. Böylece standartların gereğini sağlıyorlar. Diğer önde gelen laboratuvarlar ise, endüstri standartlarına uymayarak son tüketiciye iyilik yapmıyorlar.
    International Diamond Council (Uluslararası Elmas Konseyi), CIBJO (Dünya Kuyumcular Konfederasyonu) ve International Standardization Organization (ISO), pırlanta derecelendirme standartlarını birleştirdiler. Eğer bir pırlanta laboratuvarı en az bunların arasından bir standarda bile (tercihen standartların üçüne birden) uyumlu olduğuna dair duyuru yapmıyorsa, şeffaflıktan bahsedemez. Bu da tüketiciye yararlı bir durum değildir. Burada korunması gereken taraf tüketicidir.
    TÜRKİYE'DEKİ MEKANİZMA ORTAYA ÇIKARDI
    JTR CEO'su Mehmet Can Özdemir:
    Yurt dışından gelen taşlar için gümrük değerleme noktamız var. Yani bizi Borsa İstanbul'un yetkilendirdiği Türkiye'de 4 tane Gümrük Kontrol Noktası var. Gelen her taşın Türkiye'ye girerken değerlemesi yapılıyor. Tabii ki Borsa İstanbul çok düzgün bir sistem uyguladı ve elmaslarla ya da başka bir emtiaya kara paranın aklanması terörizmin finansmanı gibi konuların önüne geçmek için bir değerleme sistemi kurdu. Bu süreç zaten burada oluyor. Yani bu taşlar ithal ederlerken bazı sertifikalı ürünlerde bir diğer farklılığı yaşandı bu kontrol merkezlerinde. Kontrol merkezlerinde yakalanan taşların üzerinden de bir şikâyet gerçekleşti. Bu taşı olan firma tarafından. Bu iş bu şekilde kartopu etkisiyle büyüdü. Almanya Laboratuvar tarafından da test ettirdiler. Analizlerde bahsi geçen laboratuvarın sertifikalarının sonuçlarına çok ciddi farklılıklar olduğu görüldü. Bunun üzerine savcılıkta suç duyurusu gerçekleştirildi.
    Haber/Murat Palavar
    Görüntü/Yavuz Gayberi

Комментарии •