@@46elbistan46 kendisinin bir videosu var harun reşid in behlül daneye vezirlik teklifini reddetme sebebini anlatır... bi danışıp geleyim der ve redder halk içine girdim bu hale geldim...:)) onun için desteğini alsınlar yol yordam öğrensinler ama siyaset e girmesin... derim... ne haddimeyse:)))
Pek kıymetli ve fakat maattessüf kıymeti yeterince bilinmeyen Muhterem Hayati Hocam, ömrünüz uzun, sıhhatiniz daim, sesiniz soluğunuz her daim gür olsun...
kardes2 ilkokul mezunu olmak bir2 ayip degil oyle universite mezunlari varki ilkokul mezunundan daha beter bana gore kendini degistirip gelistirebilir bu da kisinin kendi3 elinde
Hocam ben sizi bir hafta önce bir rastlantıyla youtubda keşfettim.bütün ola konuşmalarınızı tekrartekrar dinledim.sevdiklerimle paylaştım.ama neden nasıl daha önce tanışmadım tanıştırılmadım diye hayıflandım.böyle bir değerin daha çok gencimizle buluşmasını canı gönülden dileim
Hocam sakalli celal bu topraklarin ne kadar irfan uzre oldugunun bir ispati ..o irfan her yere nufuz etmis ..iyi ki tanittiniz cok sevdim sakalli celali..ayrica çirkin degil çok sempatik 😊
YORUMU YAZAN İSMAİL ÇIRAK :: Üstadın okuduğu kitap önsözü 100 yıl bile olmamış, hey haaatki bugün bizler anlamıyoruz. Dilimiz ne hale getirilmişki 200 - 300 kelimeyle konuşuyoruz. YAPILAN bir istatistiğe göre ülkenin en iyi üniversitesinden mezun enkültürlü bir gencimiz bile azami 1900 kelime kullanabiliyormuş. Çok vahim bir durumki TÜRKÇEYİ, TÜRKÇEYE ÇEVRİLMEDEN ANLAMIYORUZ.
Türkçe değil ki bu Türkçe-arapça-farsçanın karışımı olan osmanlıca denilen sakat bir dil bunu osmanlı zamanında anlayacak insan sayısı en fazla %10 100 sene önceki kitabı anlamayıp 1300-1400 sene önceki Göktürk yazıtlarını anlıyorsam sorun bugünde değil 100 sene öncesindedir
@@Alternatifsag 1. Osmanlica sakat bir dil değil. 2. Dünyada başka dilden kelime almayan bir dil yok. 3. İnonu dildeki değişikliğin maksadini aciklamis. Biraz arastir da ogren bence
@@Alternatifsag be hey zındık sen köktürk türkçesini bugün nasıl anlıyorsun söylesene bana. Bu okuduğu kitabın önsözünü anlamak köktürk türkçesini anlamaktan daha kolay önce biraz lugat karıştırmayı öğren.
“OKU”yabilmek bir baska acidan saygilar! Evet, o an’a kadar “okuyamamış”... “Okuyamamanın” sıkıntısı içinde olan... “Okumak” için aylar boyu mağaraya inzivaya çekilen Hz. Muhammed Mustafa’nın “okumak” istediği şey ne idi? Ayrıca, burada bir de şunu hatırlayalım... Söz konusu edilen şey, şayet bildiğimiz basit mânâda okuma-yazma olsaydı... Okuma-yazma bir mağaraya çekilmek suretiyle tek başına mı öğrenilir?.. Yoksa, okuma-yazma bilen bir kişinin karşısına geçilip, ikinci bir şahıstan mı elde edilir, toplum içersinde!.. Üstelik bir de bu kişinin yıllardır ticaretle, hesap-kitapla uğraştığını düşünürsek!.. Geçmişte, birtakım insanlar, olayın derinliğine girmedikleri için, ancak okuma-yazması olmayan bir Nebi’nin tebliğ edeceği Kurân’ın mucize olacağını sanmışlar; ve dolayısıyla da işin derinliğine hiç inmeden; hatta bazı gerçeklere giden yolları dahi tıkayarak; “okuma ve yazma bilmeyen” anlamına bir “ÜMMÎ NEBİ” kavramına saplanıp, herkese bu imajı yerleştirmişlerdir... Zannetmişlerdir ki, böylelikle Allâh Rasûlü daha bir büyüyecektir!!! Bu Hz. Rasûl-ü Ekrem’in getirdiklerinin, bildirdiklerinin azametini ve O’nun gerçek büyüklüğünü kavrayamamanın sonucudur! Onların anlayışına göre, çöl ortasından çıkan bir Nebi, okuma-yazma bilmemelidir, ki getirdiği bilgiler, açtığı yepyeni düşünce ufukları mucize sayılabilsin!!! Sanki bu Nebi, okuma yazma bilseydi, getirdikleri mucize olmazdı!!! Bu tartışma sırasında şunu da dikkatimizden kaçırmayalım... Biz, MUHAMMED MUSTAFA’nın “RASÛLULLÂH VE SON NEBİ” olduğuna iman etmekle mükellefiz!.. O’nun okuma-yazma bilmesinin ya da bilmemesinin iman şartları ile de hiçbir ilgisi yoktur... Esasen takip eden sayfalarda göreceksiniz ki, zaten olayın “bizim bildiğimiz anlamda okur-yazar olmakla” dahi hiçbir ilgisi yoktur! Hz. Muhammed (aleyhisselâm)’ın “ümmî” oluşunun anlamı, onun “ehli kitap” olmayışıdır! Bu, konunun zâhirdeki anlamıdır!.. Yani, Yahudi veya Hristiyan dinine mensup iken, daha sonra Nebi olup da yeni bir din getirmemiştir. Hz. Muhammed (aleyhisselâm)’ın “ümmî” oluşunun bir de bâtınî yani iç, ya da “SIR” anlamı vardır; ki bu çok daha önemlidir!
Varlıkta, O’ndan Gayrı Mevcut Değil! Niyâzi Mısrî’nin şu satırları ile devam edelim... “Allâh bana açıkça gösterdi ki; kendisinden başkasının ne zâhirde, ne bâtında varlığı yoktur. Yalnız var sanılır! Bana bildirdi ki, ârifin sırrında, vücuddan fakr tamam olmayınca, perdesiz doğrudan doğruya Hakk’ın vechine bakması mümkün olmaz... Nitekim yüce Allâh buyurmuştur; ‘O gün bazı yüzler sevinçli, Rabbine nâzırdır.’ Varlığı atmazsa, Allâh’ın göklere ve yere arz ettiği, onların kabulden imtina ettiği, sadece insanın yüklendiği “Vücud” emanetini ödememiş olur! Ve bu suretle büsbütün hıyanetten kurtulamaz! Allâhû Teâlâ; ‘Allâh hainleri sevmez!’ âyeti ile ifade ettiği üzere onu sevmez... O’nun gözünden perde nasıl kalksın ve nasıl Allâh’ı görsün ki; O, Hakk’ın olan vücudu kendine mâl etmektedir! Oysa “fakr”ın tanımı, Allâh’tan başka her şeyden varlığı almaktır. Varlıklara ait vücud kalkınca, Hak görünür ve hiç kaybolmaz!.. Dersen ki vücud, görünürde ve gerçekte Allâhû Teâlâ’nın ise, o hâlde ârif kim?.. O’na bakan kim? O’nu gören kim?.. Derim ki, vücud birdir, amma mertebeleri çoktur! Bir mertebede muhiblikle, bir mertebede de mahbûblukla görünür; bir mertebede gül olur, diğerinde bülbül...” “Fütûhat-ı Mekkiye”nin başında Muhyiddini Arabî’nin şöyle bir şiiri vardır; Rab Hak’tır, kul Hak’tır; Ah bileydim, kimdir mükellef? Kuldur dersem, o ölüdür!.. Rab’dır dersem; o hâlde, “Rab” nasıl olur mükellef? Kul “Hak”tır, Rab “Hak”tır!.. “Kul” adıyla kastedilen ve “Rab” adıyla kastedilen varlık aynı varlıktır!.. Öyle ise, bu “mükellefiyet” denen şey nereden ve nasıl çıkıyor?.. “Hak” ismi ile kastettiğimiz varlık, her zerrede, her “zerre” adı altında tümüyle; yani, Zâtıyla, sıfatı dediğimiz benliği Hüviyeti ile; ve bu benliği, hüviyetine ait sayısız mânâlar ve bu mânâların bir kısmının isimleri olan Esmâ ül Hüsnâ ile; ve bu mânâların ortaya çıkışı demek olan, Efâl mertebesi hâli ile mevcuttur... Kısacası, her “zerre” Hakk’ın varlığı dışında hiçbir şeye sahip değildir!.. Bu böyle olunca tahta, taş, hayvan, nebat, gaz, Dünya, yıldız, galaksi, kara delik veya boşluk gibi hangi isimle neyi kastedersek edelim, bu isimlerin müsemması olan varlık ancak ve ancak “Hakk”ın varlığıdır!.. İsimlerin müsemmasında, Hakk’tan gayrına ait hiçbir varlık kesinlikle mevcut değildir. Bunu böylece anladıktan sonra, yani varlığın tamamıyla ilâhî isimler diye kastettiğimiz mânâların çeşitli terkiplerden başka bir şey olmadığını anladıktan sonra, yapılacak iş nedir? Eğer bunu anladıysak, bundan sonraki ilk aşamada, kendimize ait olarak zannettiğimiz varlığımızın, var olmadığını idrak etmek gerekir. Yani, Hilmi ismi ile kastedilen müsemma, Allâh’ın çeşitli vasıflarının terkip hükmü ile zuhurundan başka bir şey olmadığına göre; artık burada “Hilmi” diye Allâh’tan gayrı bir varlığın varlığı söz konusu olamaz... Hilmi ismi ile işaret edilen varlık bir ilâhî mânâlar terkibi olduğuna göre, bu ilâhî mânâların da, o ilâhın varlığından ayrı bir yere ait olması söz konusu olamayacağından, benliğinin özünün, “Hakk”ın benliği olduğunu müşahede durumuna girersin... Herhangi bir mahalde herhangi bir sebeple Hak ismi geçtiğinde bu isimden muradın kendi aslın olduğunu hisseder ve yaşarsın... Bunu yaşamanın, müşahedenin neticesinde ise kendi hakikatini tespit etmeye çalışırsın. Neydi Hakikatin?..
sen vahdet-i vucud u mu savunuyorsun! bu geçeli ve bu fikrin sahibinin savunucuları tarafından yanlış anlaşılıp sapıtıldığı ve yanlış yorumlanıp servis edilerek milleti dalalete sürükleme amacının açıkça görüldüğü yıllar önce sabit olduğu halde hemde. yazık kul ile rabbi hiç bir cihette bir sayılamaz lakin tamamen de ayrılamaz. akaid bunu söyler. açarsan emali kitabını bulursun bunları. varlığımız bize emanettir bizim değildir lakin bizden ayrı da değildir. eğer öyle olsaydı varlığımız elimizde değilken nasıl olurda bu "varlıkla" yaptıklarımızdan hesaba çekiliriz. haşa rabbimiz kendisini mi hesaba çekecek. çok ince mantık oyunlarıyla insanların fehmi zorlanıp bu acaip fikre inanmak veya hak vrmek ve ne yazıkki üzerinde düşünmek gafletine icbar ediliyor.
Tarih dünya için milattan önce ve sonra ayrılabilir fakat bizim için hicret dışında m. ö. nün açılımı Mustafa (Kemal) öncesi ve sonrasıdır.. M. Ö Osmanlı toprakları 24 m2 iken M. S. 700.000 km2 gibi orana düşmüştür yani topraklarının % 90 kaybettiğihalde zafer kutlaması yapan tek devlet Türk milletidir..
Ne şakşakcı olunmuş artık , Hepbir teprik dillerde olmuş Hatta hayatlar yaşantı replik Su gibi ol denileni yanlış anlayanlar Ne zaman bu hale geldik Gençler İnşaallah daha dürüst olur
Hocam sana oyle gipta ediyorumki , kim bilir kac yil surmustur ve halende suruyordur , bilgi hazinenizdeki su siirleri hafizalamak ? Saygilar avustralyadan
Kardeş bu diyecegim konu dışı ama derdime yabancı ülkelerde arıyorum bagırsak iltihabı hastalığım var ve bu hastalığın çaresi Türkiye'de yok bunla ilgili bir care bulursan bana yazarmısın bana orucu yasak etti doktor ve ben yeniden oruç tutmak için bu hastalığa care arıyorum vesselam
Hocam seni dinledikçe ne dediğini anlamıyorum benim anlamamı engelleyen her kim veya kimler ise çok zulüm etmişler onu anladım.Ecdadımın dilini bilmediğim için utanıyorum.
Hocamizinkide anlayış bizimkide anlayiş .Bu milleti anlayisini daraltanlar boyle geniş anlayişli birinin kitabini ders olarak gosterirmi? Zaten adamlar osmaliyi bolup bu vaziyete getirmek için bu kadar uğraşmiş tekrardan ciddi manadan ders alinmasi gereken yerden ders verdirirmi?
@@Valjean30 çok haklısın gardaşım bende indireyim dedim baktım türkçeydi malum o selanikli dilimizi gavurcaya çevirdiği için okuyamadım ve kendimden utandım😔😔
Hayati Hoca'nın koruma altına alınmasını öneriyorum. Mübarek hocalarımızın değerleri gerçekten bilinmiyor...
Milli egitim bakani olmasi onerdim yillar evvel lakin herhangi bir gorev veren bile olmadi
@@46elbistan46 Böyle mübarekler göreve getirilmezler zaten. Makamlar soysuzların ellerinde!
Iyi olur insallah
Ne güzel söylediniz 👏👏👏👏
@@46elbistan46 kendisinin bir videosu var harun reşid in behlül daneye vezirlik teklifini reddetme sebebini anlatır... bi danışıp geleyim der ve redder halk içine girdim bu hale geldim...:)) onun için desteğini alsınlar yol yordam öğrensinler ama siyaset e girmesin... derim... ne haddimeyse:)))
Asrımızın zârif, ârif, âlim entelektüel şahsiyeti...
Bütün enerjimin kaynağı; bu adam.
Bu cümlede imlâ hatası var
ADAM kelimesi büyük harfle yazılır 🤗🤗🤗🤗
Pek kıymetli ve fakat maattessüf kıymeti yeterince bilinmeyen Muhterem Hayati Hocam, ömrünüz uzun, sıhhatiniz daim, sesiniz soluğunuz her daim gür olsun...
Bir ilkokul mezunu olan ben her akşam saat 20-00 --23-30 arası konuşmalarını büyük bir merakla dinleyen gene ben bu adam bu ülkeye 5 numara büyük
kardes2 ilkokul mezunu olmak bir2 ayip degil oyle universite mezunlari varki ilkokul mezunundan daha beter bana gore kendini degistirip gelistirebilir bu da kisinin kendi3 elinde
Allah ömrüne bereket versin hocam, bizlere de istifade nasip etsin.
YORUMU YAZAN İSMAİL ÇIRAK :: Herzamanki gibi muhteşem sohbet, canına, yüreğine, nefesine sağlık. RABBİMİZ gülerken ölenlerden,
ölürken gülenlerden etsin. ( Bu söz üstadın kendisine aittir, çokda anlamlıdır. Dualarınıza AAAAAMİİİİİİİİİİİNNN!!! Diyorum.
Yuce Rabbim Ebeden Daima Razi olsun insallah
Canımsınız canım hocamm. Allah ömrünüzü müzdâd eylesin.
Sadet-i ebediyye dilerim...
Nöördün mukaddes hanım bizi 100 sene geri görürdünüz 🤗🤗🤗🤗🤗🤗
Ben şundan eminim ki bütün kıymetli insanların kıymeti öldükten sonra anlaşılıyor ne hazindir ki hayati hocamızda öyle olacak
Hocam Allah razı olsun sizden hayırlı uzun ömürler versin
Hocam Allah hayırlı uzun ömürler versin size bu ülke için müzelerde saklanacak bir değersiniz
Allahu teala razı olsun efendim 🌹 🌹 🌹
Allah razı olsun hocam. Dava aşkı size çok yakışıyor. Selametle kalın.
Hocam hergun Sizi dinliom.
Rabbim hayirli uzuuuuun omur versin nefesine yuregine saglik 💓
Allah razı olsun
Hocam ben sizi bir hafta önce bir rastlantıyla youtubda keşfettim.bütün ola konuşmalarınızı tekrartekrar dinledim.sevdiklerimle paylaştım.ama neden nasıl daha önce tanışmadım tanıştırılmadım diye hayıflandım.böyle bir değerin daha çok gencimizle buluşmasını canı gönülden dileim
Allah seyyiatınızı, hasenata tebdil etsin..
HOCAM GÜLEN YÜZÜNÜZ HEP GÜLSÜN .MUHTEMELEN ÇOCUKLUĞUNUZDA GÜLERDİ BÜYÜK HALİNİZDE GÜLÜYOR İNŞAALLAH GİDERKENDE GÜLENLERDEN OLURSUNUZ .
Hocam sen bunları nasıl ezberliyorsun yaaa bir de o kadar beyit kafam haşlanıyor.
Allah razı olsun hocam.
beğenmemek ne mümkün...
Allah razı olsun ❤️👏👏👏
Masallah
Hocam efsanesiniz...
Ne güzel adamsín be hocam
hocam agzina saglik
Ne güzel konuşuyorsun öyle 🎈
Hocamın bahsettiği bu kitabı hiç bir yerde bulamadım. Çok üzgünüm. Rabbim hizmet ömrünüze bereket ihsan eylesin hocam. Hazinesiniz.
Pdf olarak bulabilirsiniz..webde var
@@ZehraEfe23archive.org/details/gnbatarken008800
Sakallı cemale katılıyorum sonuna kadar hocam👍
Hocam sakalli celal bu topraklarin ne kadar irfan uzre oldugunun bir ispati ..o irfan her yere nufuz etmis ..iyi ki tanittiniz cok sevdim sakalli celali..ayrica çirkin degil çok sempatik 😊
Hocam cok haklisiniz
Şu lisandaki Belgat muhteşem yazık olmuş atiye
YORUMU YAZAN İSMAİL ÇIRAK :: Üstadın okuduğu kitap önsözü 100 yıl bile olmamış, hey haaatki bugün bizler anlamıyoruz. Dilimiz ne
hale getirilmişki 200 - 300 kelimeyle konuşuyoruz. YAPILAN bir istatistiğe göre ülkenin en iyi üniversitesinden mezun enkültürlü bir
gencimiz bile azami 1900 kelime kullanabiliyormuş. Çok vahim bir durumki TÜRKÇEYİ, TÜRKÇEYE ÇEVRİLMEDEN ANLAMIYORUZ.
Türkçe değil ki bu Türkçe-arapça-farsçanın karışımı olan osmanlıca denilen sakat bir dil bunu osmanlı zamanında anlayacak insan sayısı en fazla %10 100 sene önceki kitabı anlamayıp 1300-1400 sene önceki Göktürk yazıtlarını anlıyorsam sorun bugünde değil 100 sene öncesindedir
@@Alternatifsag 1. Osmanlica sakat bir dil değil. 2. Dünyada başka dilden kelime almayan bir dil yok. 3. İnonu dildeki değişikliğin maksadini aciklamis. Biraz arastir da ogren bence
@@ugurcabalak2646 Önce osmanlıca demeyi öğren sonra yorum yaz.
@@Alternatifsag sen kelimeye takilacagina bana cevap ver. Hata duzeltilir ama mantiksizlik duzelmez maalesef. Benimki hata sadece.
@@Alternatifsag be hey zındık sen köktürk türkçesini bugün nasıl anlıyorsun söylesene bana. Bu okuduğu kitabın önsözünü anlamak köktürk türkçesini anlamaktan daha kolay önce biraz lugat karıştırmayı öğren.
“OKU”yabilmek bir baska acidan saygilar!
Evet, o an’a kadar “okuyamamış”...
“Okuyamamanın” sıkıntısı içinde olan...
“Okumak” için aylar boyu mağaraya inzivaya çekilen Hz. Muhammed Mustafa’nın “okumak” istediği şey ne idi?
Ayrıca, burada bir de şunu hatırlayalım...
Söz konusu edilen şey, şayet bildiğimiz basit mânâda okuma-yazma olsaydı...
Okuma-yazma bir mağaraya çekilmek suretiyle tek başına mı öğrenilir?..
Yoksa, okuma-yazma bilen bir kişinin karşısına geçilip, ikinci bir şahıstan mı elde edilir, toplum içersinde!..
Üstelik bir de bu kişinin yıllardır ticaretle, hesap-kitapla uğraştığını düşünürsek!..
Geçmişte, birtakım insanlar, olayın derinliğine girmedikleri için, ancak okuma-yazması olmayan bir Nebi’nin tebliğ edeceği Kurân’ın mucize olacağını sanmışlar; ve dolayısıyla da işin derinliğine hiç inmeden; hatta bazı gerçeklere giden yolları dahi tıkayarak; “okuma ve yazma bilmeyen” anlamına bir “ÜMMÎ NEBİ” kavramına saplanıp, herkese bu imajı yerleştirmişlerdir...
Zannetmişlerdir ki, böylelikle Allâh Rasûlü daha bir büyüyecektir!!!
Bu Hz. Rasûl-ü Ekrem’in getirdiklerinin, bildirdiklerinin azametini ve O’nun gerçek büyüklüğünü kavrayamamanın sonucudur!
Onların anlayışına göre, çöl ortasından çıkan bir Nebi, okuma-yazma bilmemelidir, ki getirdiği bilgiler, açtığı yepyeni düşünce ufukları mucize sayılabilsin!!!
Sanki bu Nebi, okuma yazma bilseydi, getirdikleri mucize olmazdı!!!
Bu tartışma sırasında şunu da dikkatimizden kaçırmayalım...
Biz, MUHAMMED MUSTAFA’nın “RASÛLULLÂH VE SON NEBİ” olduğuna iman etmekle mükellefiz!.. O’nun okuma-yazma bilmesinin ya da bilmemesinin iman şartları ile de hiçbir ilgisi yoktur...
Esasen takip eden sayfalarda göreceksiniz ki, zaten olayın “bizim bildiğimiz anlamda okur-yazar olmakla” dahi hiçbir ilgisi yoktur!
Hz. Muhammed (aleyhisselâm)’ın “ümmî” oluşunun anlamı, onun “ehli kitap” olmayışıdır! Bu, konunun zâhirdeki anlamıdır!..
Yani, Yahudi veya Hristiyan dinine mensup iken, daha sonra Nebi olup da yeni bir din getirmemiştir.
Hz. Muhammed (aleyhisselâm)’ın “ümmî” oluşunun bir de bâtınî yani iç, ya da “SIR” anlamı vardır; ki bu çok daha önemlidir!
😭😭😭😊😊
Varlıkta, O’ndan Gayrı Mevcut Değil!
Niyâzi Mısrî’nin şu satırları ile devam edelim...
“Allâh bana açıkça gösterdi ki; kendisinden başkasının ne zâhirde, ne bâtında varlığı yoktur. Yalnız var sanılır! Bana bildirdi ki, ârifin sırrında, vücuddan fakr tamam olmayınca, perdesiz doğrudan doğruya Hakk’ın vechine bakması mümkün olmaz... Nitekim yüce Allâh buyurmuştur;
‘O gün bazı yüzler sevinçli, Rabbine nâzırdır.’
Varlığı atmazsa, Allâh’ın göklere ve yere arz ettiği, onların kabulden imtina ettiği, sadece insanın yüklendiği “Vücud” emanetini ödememiş olur! Ve bu suretle büsbütün hıyanetten kurtulamaz! Allâhû Teâlâ;
‘Allâh hainleri sevmez!’ âyeti ile ifade ettiği üzere onu sevmez...
O’nun gözünden perde nasıl kalksın ve nasıl Allâh’ı görsün ki; O, Hakk’ın olan vücudu kendine mâl etmektedir! Oysa “fakr”ın tanımı, Allâh’tan başka her şeyden varlığı almaktır. Varlıklara ait vücud kalkınca, Hak görünür ve hiç kaybolmaz!.. Dersen ki vücud, görünürde ve gerçekte Allâhû Teâlâ’nın ise, o hâlde ârif kim?.. O’na bakan kim? O’nu gören kim?.. Derim ki, vücud birdir, amma mertebeleri çoktur! Bir mertebede muhiblikle, bir mertebede de mahbûblukla görünür; bir mertebede gül olur, diğerinde bülbül...”
“Fütûhat-ı Mekkiye”nin başında Muhyiddini Arabî’nin şöyle bir şiiri vardır;
Rab Hak’tır, kul Hak’tır;
Ah bileydim, kimdir mükellef?
Kuldur dersem, o ölüdür!..
Rab’dır dersem; o hâlde,
“Rab” nasıl olur mükellef?
Kul “Hak”tır, Rab “Hak”tır!.. “Kul” adıyla kastedilen ve “Rab” adıyla kastedilen varlık aynı varlıktır!.. Öyle ise, bu “mükellefiyet” denen şey nereden ve nasıl çıkıyor?..
“Hak” ismi ile kastettiğimiz varlık, her zerrede, her “zerre” adı altında tümüyle; yani, Zâtıyla, sıfatı dediğimiz benliği Hüviyeti ile; ve bu benliği, hüviyetine ait sayısız mânâlar ve bu mânâların bir kısmının isimleri olan Esmâ ül Hüsnâ ile; ve bu mânâların ortaya çıkışı demek olan, Efâl mertebesi hâli ile mevcuttur... Kısacası, her “zerre” Hakk’ın varlığı dışında hiçbir şeye sahip değildir!..
Bu böyle olunca tahta, taş, hayvan, nebat, gaz, Dünya, yıldız, galaksi, kara delik veya boşluk gibi hangi isimle neyi kastedersek edelim, bu isimlerin müsemması olan varlık ancak ve ancak “Hakk”ın varlığıdır!.. İsimlerin müsemmasında, Hakk’tan gayrına ait hiçbir varlık kesinlikle mevcut değildir.
Bunu böylece anladıktan sonra, yani varlığın tamamıyla ilâhî isimler diye kastettiğimiz mânâların çeşitli terkiplerden başka bir şey olmadığını anladıktan sonra, yapılacak iş nedir?
Eğer bunu anladıysak, bundan sonraki ilk aşamada, kendimize ait olarak zannettiğimiz varlığımızın, var olmadığını idrak etmek gerekir.
Yani, Hilmi ismi ile kastedilen müsemma, Allâh’ın çeşitli vasıflarının terkip hükmü ile zuhurundan başka bir şey olmadığına göre; artık burada “Hilmi” diye Allâh’tan gayrı bir varlığın varlığı söz konusu olamaz... Hilmi ismi ile işaret edilen varlık bir ilâhî mânâlar terkibi olduğuna göre, bu ilâhî mânâların da, o ilâhın varlığından ayrı bir yere ait olması söz konusu olamayacağından, benliğinin özünün, “Hakk”ın benliği olduğunu müşahede durumuna girersin...
Herhangi bir mahalde herhangi bir sebeple Hak ismi geçtiğinde bu isimden muradın kendi aslın olduğunu hisseder ve yaşarsın... Bunu yaşamanın, müşahedenin neticesinde ise kendi hakikatini tespit etmeye çalışırsın.
Neydi Hakikatin?..
sen vahdet-i vucud u mu savunuyorsun! bu geçeli ve bu fikrin sahibinin savunucuları tarafından yanlış anlaşılıp sapıtıldığı ve yanlış yorumlanıp servis edilerek milleti dalalete sürükleme amacının açıkça görüldüğü yıllar önce sabit olduğu halde hemde. yazık
kul ile rabbi hiç bir cihette bir sayılamaz lakin tamamen de ayrılamaz. akaid bunu söyler. açarsan emali kitabını bulursun bunları. varlığımız bize emanettir bizim değildir lakin bizden ayrı da değildir. eğer öyle olsaydı varlığımız elimizde değilken nasıl olurda bu "varlıkla" yaptıklarımızdan hesaba çekiliriz. haşa rabbimiz kendisini mi hesaba çekecek. çok ince mantık oyunlarıyla insanların fehmi zorlanıp bu acaip fikre inanmak veya hak vrmek ve ne yazıkki üzerinde düşünmek gafletine icbar ediliyor.
Ustad Konuşurken tuylerim urperiyor anlamiyorum ama hocam kalbimle konuşuyor sanki.
Butun okullarda konferans veemesi lazim.nabi yi ustaddan ogrendim.uzgunum
Ezberden okudu sanırım yine :)
Onu anlatabilecek kapasitede öğretmen kaldımı..
Kitabı bulabilen oldu mu
archive.org/details/gnbatarken008800 kitabın osmanlıca nüshasını bu linkten pdf yazan yere tıklayarak indirebilirsiniz
İlgililer bilgisiz, bilgililer ilgisiz.
Su gibi azîz olun adaşım
Uzerime buz gibi su dokulmusde uykudan uyanmisim sanki....
😢
Bitiriyorum suyu yani
😀👍👌👏👏👏👏👏
İnsanların kıymet bilinmesine göre kıymet bilenseydi bunu ilk hak eden Abdülhamid han olurdu.lakin kıymeti beşer den değil haktan beklemek gerek
Bu genç yasta böyle düşünmen ne kadar güzel rabbim yonu Allah yolu eylesin kardeşim
Tarih dünya için milattan önce ve sonra ayrılabilir fakat bizim için hicret dışında m. ö. nün açılımı Mustafa (Kemal) öncesi ve sonrasıdır.. M. Ö Osmanlı toprakları 24 m2 iken M. S. 700.000 km2 gibi orana düşmüştür yani topraklarının % 90 kaybettiğihalde zafer kutlaması yapan tek devlet Türk milletidir..
Milli eğitimin ta bi yerlerine bişi dicektim lakin neyse inşaAllah öğrenin lisanı türkiyi nisyana uğratmayın Allah bizlere imkan versin inşaAllah Amin
Ne şakşakcı olunmuş artık ,
Hepbir teprik dillerde olmuş
Hatta hayatlar yaşantı replik
Su gibi ol denileni yanlış anlayanlar
Ne zaman bu hale geldik
Gençler İnşaallah daha dürüst olur
Bütün programı koyar mısınız
Hocam sana oyle gipta ediyorumki , kim bilir kac yil surmustur ve halende suruyordur , bilgi hazinenizdeki su siirleri hafizalamak ? Saygilar avustralyadan
Kardeş bu diyecegim konu dışı ama derdime yabancı ülkelerde arıyorum bagırsak iltihabı hastalığım var ve bu hastalığın çaresi Türkiye'de yok bunla ilgili bir care bulursan bana yazarmısın bana orucu yasak etti doktor ve ben yeniden oruç tutmak için bu hastalığa care arıyorum vesselam
o kitabı nasıl buluruz ?
Hocam seni dinledikçe ne dediğini anlamıyorum benim anlamamı engelleyen her kim veya kimler ise çok zulüm etmişler onu anladım.Ecdadımın dilini bilmediğim için utanıyorum.
Kitapları nerden bulabiliriz
Bahsi geçen kitaplardan özellikle Gün Batarken konusunda yardımcı olabilecek var mı? bulamıyorum!
Hocam anlattıklarını dinlemeye doyamıyorum
Hocam kitabın latincesi yok. Bende osmanlicasi var. Beyaz şemsiyeli Latince buldum ama..
Bu hangi programın kısmıdır?
Açıklama kısmına ekledim programın tamamına oradan ulaşabilirsiniz.
@@gencadam1 Teşekkür ederiz.
Hocamizinkide anlayış bizimkide anlayiş .Bu milleti anlayisini daraltanlar boyle geniş anlayişli birinin kitabini ders olarak gosterirmi? Zaten adamlar osmaliyi bolup bu vaziyete getirmek için bu kadar uğraşmiş tekrardan ciddi manadan ders alinmasi gereken yerden ders verdirirmi?
Gün batarken romanı bulabilen Varmı?
Kitabın basımı yok.Nadir kitaplarda arayin pdf olarak yapabilirsem paylasacağım
Pdf de olsa sabırsızlıkla bekliyoruz
@@gencadam1 İnternette ben de bulamadım. PDF'ini yapabilirseniz çok iyi olur.
archive.org/details/gnbatarken008800/page/n4
Osmanlıca
Kitabı nereden tedarik edebiliriz? Kitabı satın alan var mı ?
osmanlı türkçesi ile olan nüshayı archive.org adlı siteden indirebilirsiniz.
archive.org/search.php?query=creator%3A%22Talu%2C+Erc%C3%BCment+Ekrem%2C+1888-1956%2C+author.+http%3A%2F%2Fid.loc.gov%2Fauthorities%2Fnames%2Fnr93034098%22
@@Valjean30 çok haklısın gardaşım bende indireyim dedim baktım türkçeydi malum o selanikli dilimizi gavurcaya çevirdiği için okuyamadım ve kendimden utandım😔😔
Hocam Allah razı olsun.Ağzınıza yüreğinize sağlık.Rabbim sağlık sıhhat ve afiyet versin.Çok güzel anlatıyorsunuz
Ben polisite tarih siyasi kitap seviyorum şuan polisiye yeni kitap aldım suç ve ceza
Çokta yeni sayılmaz 40 senelik 😊😊😊
Sherlock Holmes oku bence suç ve cezadan daha kaliteli bir eser
Kitabı bulan var mı?
1 ay hemen hemen önüme çıkan her kitap evine sahafa sordum.Yazarı tanıyan bile çok nadir çıktı.
osmanlı türkçesi ile olan nüshayı archive.org adlı siteden indirebilirsiniz.
@@zarya14 archive.org/search.php?query=creator%3A%22Talu%2C+Erc%C3%BCment+Ekrem%2C+1888-1956%2C+author.+http%3A%2F%2Fid.loc.gov%2Fauthorities%2Fnames%2Fnr93034098%22
@@zarya14 archive.org/details/gnbatarken008800
Beyazid sahaflara baktiniz mi
Lafın tamamı aptala söylenir.